Şirket hissesi satışında KDV var mı, yok mu SON günlerde en çok aldığımız soru bu... İşin ilginç tarafı, düşük tutarda hisse satanlar bile “Biz hisse satmıştık, şimdi cezalı KDV mi ödeyeceğiz?” diye soruyorlar. Hani bir fıkra var ya... Memo ile Hasso, Milli Piyango bileti almışlar. Hasso sormuş; - Ula Memo, büyük ikramiye çıkarsa ne yaparsın? - Heç sorma Hasso, her gün soğanın cücüğünü yerim. Peki sana çıkarsa ne yaparsın? - Ula adama yiyecek bir şey mi bıraktın ki… Fıkrada olduğu gibi, düşük tutarda hisse satanlar da tutarı düşük ama kendileri açısından büyük olan satışın KDV endişesi içindeler. Şimdi sırasıyla, herkesin durumunu açıklayalım. NURİ AMCA’NIN HİSSE SATIŞI Nuri Amca ya da Zehra Teyze, ortağı olduğu limited şirketin hissesini sattığında KDV yok. Anonim şirket ortağı Hulusi Bey, ortağı olduğu anonim şirketteki hissesini sattığında, şirketin hisse senedi ya da geçici ilmühaberi olmasa dahi, bu satış KDV’ye tabi değil. Emekli Rıza Amca’nın borsada hisse senedi alım-satımı da KDV’ye tabi değil. ŞİRKETLERİN DURUMU Şirketlere gelince, olay değişiyor. Duruma göre KDV var, duruma göre yok. 1- Hisse Senedi ya da İlmühaberle Satış: Bir şirket, başka bir anonim şirketin hisse senedine ya da geçici ilmühaberine sahip ise, bunları satışı ya da devri veya başka bir şekilde elden çıkarması KDV’ye tabi değil. Bu durum KDV kanunu Md. 17/4-g’de açıkça belirtiliyor. Geçici ilmühaber Türk Ticaret Kanunu’nun 411. maddesine göre hisse senedi kabul ediliyor. Ayrıca 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği, Maliye Bakanlığı Özelgeleri ve Yargı Kararları da bu yönde... Geçici ilmühaberle yapılan satışın KDV’den müstesna olduğu 1 No.lu KDV Tebliği’nde de belirtiliyor (Bkz. VI/F-4/f bölümü). Dolayısıyla, olayın bu yönü çok net. 2- Hisse Satışı Bir şirket, bir başka şirkete hissedar olabiliyor. Örneğin; bir limited şirketin belli bir hissesine sahip yani ortağı olabiliyor. Aynı şekilde (hisse senedi veya geçici ilmühaber bastırmamış) bir anonim şirketin belli bir hissesine sahip yani ortağı olabiliyorlar. İştirak edilen anonim şirketin hisse senedi ya da ilmühaberi bastırılmadığı durumlarda, edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde elden çıkartılan hisse, yüzde 18 KDV’ye tabi. Limited şirket ya da başka bir şirkete ait hissenin (iştirakin) edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde elden çıkartılması da yine yüzde 18 KDV’ye tabi (KDVK Md. 17/4-r). HİSSE SENEDİ VE İŞTİRAK HİSSESİ KDV Yasasını dikkatle incelediğimizde, Madde 17/4-g’de “hisse senedi” ile ilgili ÖZEL BİR HÜKMÜN yer aldığı, Madde 17/4-r’de ise “iştirak hisseleri” ile ilgili GENEL BİR HÜKMÜN bulunduğu fark ediliyor. İştirak hisseleri, hisse senetlerini de kapsayan genel bir deyim. Ancak özel bir hükümle hisse senetlerinin KDV’den müstesna olduğu yasada belirtilmiş. Bu duruma göre, hisse senetleri dışındaki iştirak hisselerinin (örneğin; limited şirketlere ait ortaklık payı, eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları, adi ortaklıklara ait ortaklık payları, anonim şirketlerin hisse senedi ya da ilmühabere bağlanmamış ortaklık paylarının) 2 yıl içinde elden çıkartılması KDV’ye tabi olacak, hisse senetlerinin elden çıkartılması ise elde tutulma süresine bakılmaksızın, KDV’den müstesna tutulacak. Maliye’nin muhasebe uygulama tebliği de ‘Hisse senetleri ile iştirakler aynı’ diyor EVET... Bunu da yine Maliye Bakanlığı açıklıyor. Muhasebe işlemlerinde uyulması gereken esasları ve defterlere yapılacak kayıtları da tanımlayan ve Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan “1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği”nin ilgili bölümü aşağıdaki gibi: “242 İştirakler Hesabı : İşletmelerin doğrudan veya dolaylı olarak diğer şirketlerin yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılmak üzere edindiği, hisse senetleri veya ortaklık paylarının izlendiği hesaptır. 242 İştirakler Hesabının İşleyişi: İştirak için sermaye taahhüdünde bulunulduğunda veya hisse senedi edinildiğinde, hesaba borç kaydedilirken, elden çıkarmalarda alacak kaydedilir.” Görüldüğü gibi ilgili Kanunlar, Maliye Bakanlığı’nın genel tebliğleri ve özelgeleri hisse senedi teslimi olayını (süre sınırlaması olmadan) KDV’den müstesna tutuyor. “Efendim, hisse senedi başka iştirak başka” iddiasında bulunanlara da “İştirak kavramı ve hisse senedi iki ayrı olay değildir. İştirak kavramının içinde hisse senedi de vardır. Ancak özel bir hükümle hisse senedi teslimi KDV’den müstesna, diğerlerinde ise KDV istisnası yönünden 2 yıllık süre var” diye açıklama yapılıyor. İşin doğrusu, ortada yasa hükmü, yasayı açıklayan Maliye Bakanlığı tebliğleri ve özelgeler varken ve bunların tamamında da aynı yönde açıklama yapılırken, aksine yoruma itibar etmek mümkün değil. Hisse senedi ve iştirak hissesi aynı kavram Bunu ben söylemiyorum. Maliye Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yayımlanan açıklamasında yazıyor. Maliye Bakanlığı’nın 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’ne göre; “iştirak hissesi” deyimi, “hisse senetleri” ve “ortaklık paylarını” ifade etmektedir. Başka bir anlatımla, iştirak hissesi kavramı, hisse senetlerini de içeren bir üst kavram niteliğinde. Hisse senedinin KDV’den müstesna tutulması, KDV yasası ilk çıktığından bu yana uygulanmaktadır (Md. 17/4-g). Hisse senedi dışındaki ortaklık paylarını da kapsayan “iştirak hisseleri” ise KDV Yasası’na sonradan eklenmiştir (Md. 17/4-r). Bu iki düzenlemeye ayrı ayrı baktığımızda; iştirakleri ifade eden hisse senetlerinin elden çıkartılması, kayıtsız şartsız KDV’den müstesna (17/4-g). Hisse senedi ile temsil edilmeyen iştiraklerle ilgili (r) bendinde ise “kurumun aktifinde en az iki tam yıl bulundurma süresi” gerçekleşmeyen yani koşulların sağlanamadığı elden çıkarma olaylarında, KDV uygulanmaktadır. Maliye Bakanlığı da ‘KDV yok’ diyor Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, bu konuyla ilgili bir özelgesinde de; “İki yıldan daha az süre aktifte bulundurulan başka bir anonim şirkete ait hisse senetlerinin teslimi şeklinde gerçekleşen işlemler KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesi uyarınca, KDV’den müstesnadır” şeklindeki açıklaması da iki yıldan daha az aktifte bulundurulan iştirak hissesini temsil eden hisse senetlerinin, KDV’den müstesna olacağını, net olarak belirtmektedir. (Maliye Bakanlığı GİB Özelgesi, 27.11.2006 Tarih ve 093508 sayılı. Tam metni için Bkz. Prof.Dr.Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve Özelgeler, Cilt:8, Ankara, 2008, s.1168-1169). Yukarıda belirtilen özelgenin verildiği tarihte, KDV Kanunu Madde 17/4-r maddesi de yürürlükte idi. Ancak Maliye Bakanlığı özelgesinde, hisse devri işlemi hisse senetlerinin teslimi şeklinde gerçekleştiği için bu satışta KDV Kanunu’nun 17/4-r değil, 17/4-g maddesinde yer alan özel düzenlemenin uygulanmasını esas almıştır. Sonuç olarak belirtmek gerekirse; KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde, hisse senedi teslimleri hiçbir ön şart ve koşul aranmaksızın, KDV’den müstesna tutulmuştur. Hisse senedinin edinme şekli, elde tutulma süresi ve edinme amacı dikkate alınmamış, sadece ortaklık payının hisse senedi ile temsil edilmesi yeterli sayılmıştır. Maliye Bakanlığı’nın yukarıda örneği verilen özelgesinde olduğu gibi, görüş ve uygulamaları bu yöndedir. Kuşkusuz, şirketlerin uygulamaları da.