İlaç Suistimali ve İlaç Bağımlılığı

advertisement
İLAÇ SUİSTİMALİ ve İLAÇ
BAĞIMLILIĞI
• İlaçların tıbbi indikasyon dışında kullanılması ve
özellikle, hekimin gerek göstermediği durumlarda
kişinin kendi inisiyatifi ile veya yetkisiz kişilerin
tavsiyesi üzerine kullanılması, ilaç suistimali veya
tıbbi-olmayan ilaç kullanılışı diye adlandırılır.
• İlaç suistimali (ilacın kötüye kullanılması) ile yanlış
ilaç kullanılması (başka bir deyişle, ilacın kötü
kullanılması) farklı şeylerdir.
• Yanlış ilaç kullanılması, onu doğru olarak kullanması
gereken kimselerin yani hekimlerin, hekim kontrolü
altında ilaç uygulayan sağlık personelinin ve hekimin
tavsiye ve tarifine göre ilaç alan hastaların ilacı yanlış
indikasyonda, yanlış dozda, yanlış yoldan, yanlış
aralıklarla, çok kısa veya çok uzun bir süre
kullanmaları gibi durumları ya da benzer durumları
kapsar.
• İlaç suistimali, belirli psikotrop (diğer adıyla
psikoaktif) ilaçların insanda yaptıkları keyif artırıcı
davranışsal etkileri nedeniyle tıbbi bakımdan gereksiz
bir şekilde ve kişinin inisiyatifiyle kullanılmasıdır.
• Bu bağlamda, sadece, hekimlikte ilaç olarak
kullanılmakta olan maddeler değil, fakat aynı zamanda
ilaç niteliğinde olmayan psikoaktif maddeler de
suistimal edilir.
• Keyif artırıcı etkinliği olan psikoaktif maddelerin
suistimali zamanla madde bağımlılığına yol açabilir.
• Suistimal için yukarıda belirtilen tanımda izafilik payı
vardır.
• Örneğin alkol ve tütün kullanımı, özel durumlar hariç
suistimal sayılmadığı halde, psikotropik etki profili
bunlara benzeyen esrar kullanımı daima suistimal
sayılır.
• İlaç bağımlılığı, psikotrop bir ilaç ile SSS arasındaki
etkileşmeden doğan, kendini psişik ve bazen ilave
olarak somatik (fiziksel) belirtilerle gösteren ve ilaca
karşı özlem veya "açlık" oluşmasından ötürü, ilacın
kişi tarafından devamlı yada periyodik olarak
kullanılması ile belirlenen bir durumdur.
• Bağımlılık yapan ilaçlar, SSS'nde önemli derecede
psişik stimülasyon veya depresyon oluşturan, sonuçta
algılama, mizaç, mental parametreler, davranış ve
bazen motor fonksiyonlardada bozukluk yapan
psikotrop ilaçlardır.
• SSS'ni etkileyen, fakat psişik etkisi olmayan ilaçlar
(örneğin antiepileptik ilaçlar) için bağımlılık
oluşturma söz konusu değildir.
• Bağımlılık-yapıcı tipteki psikotrop maddelerin önemli
ortak özellikleri pekiştirici olmalarıdır.
• Bir maddenin ruhsal durumda ve davranışta yaptığı
farmakolojik etki, onu tekrar tekrar kullanma veya
ilaçsız edememe davranışını teşvik ediyorsa ya da
pekiştiriyorsa, böyle bir madde pekiştiricidir.
• Böyle bir pekiştirici pozitif pekiştiri yapar.
• Maddenin oluşturduğu keyif artması veya öfori,
pozitif pekiştirici ana etkendir.
• İlaveten, bağımlılık kazanılan maddeyi kesmenin veya
o ilacı bulamamanın keyifte yapacağı azalma, bağımlı
için negatif (olumsuz) bir durumdur.
• Bağımlı bu duruma düşmekten sakınmak için
maddeyi almaya devam eder.
• Bu olaya negatif pekiştiri adı verilir.
Madde Suistimalini Başlatan Özel Yardımcı Etkenler
i) Keyif, ferahlık ve gevşeme duyumsamak gereksinimi,
ii) Güncel sıkıntılardan ve korkulardan kurtulmak, beğenmediği
çevreden bir süre ''uzaklaşmak",
iii) Yeni zevkler ve yeni eğlenceler aramak,
iv) İlacın etkisi hakkındaki merakını gidermek,
v) Ruhi inhibisyondan ve pısırıklıktan kurtulmak,
vi) Çevrenin ve geleneklerin baskısını kırmak, onlardan bağımsız
olduğunu göstermek,
vii) Çevreye özenme ve uyma,
viii)Sevip bağlandığı kişiler tarafından reddedilmenin, onlardan
ayrılmanın veya onları kaybetmenin verdiği ızdırabı telafi
etmek,
ix) Yüklenmek zorunda kaldığı, fakat başetmekte güçlük çektiği
sorumlulukların (evlilik, annelik, babalık, mesleki yükümlülük,
borçlanma) baskısını gidermek.
x) Kişinin rol modeli olarak benimsediği kişilerin madde suistimal
eden veya bu maddelerin trafiği ile ilişkili kişiler olması.
•
•
•
•
•
•
•
•
PSİŞİK ve FİZİKSEL BAĞIMLILIK
İlaca bağımlılık kazanmış bir kimsede iki türlü bağımlılık
durumu ayırt edilir: psişik ve fiziksel bağımlılık.
Tek başına fiziksel bağımlılık genellikle gelişmez.
Fiziksel bağımlılık gelişmiş ise beraberinde psişik
bağımlılık da gelişmiştir.
Psişik bağımlılıkta, bağımlılık durumu psişik alana
kısıtlıdır.
Engellenmesi zor bir ilaç arama ve onu tekrar kullanma
davranışı oluşmuştur.
Bu, bazen önüne geçilemeyecek derecede, yani
kompülsiyon derecesindedir.
İlaç alınamadığı takdirde ortaya çıkan yoksunluk
belirtileri esas itibarıyla ruhi huzursuzluk, keyifsizlik ve
sinirlilik gibi psikolojik belirtilerdir.
Fiziksel belirtiler genellikle yoktur.
• Fiziksel bağımlılığın, ilacın etkilediği nöron
sisteminde veya sistemlerinde ilaca karşı adaptasyon
gelişmesi sonucu ortaya çıkan yeni bir homeostaz
veya nörohümoral denge durumu olduğu bir varsayım
olarak ileri sürülmüştür.
• Bu durumda nöronların normal veya normale yakın
şekilde fonksiyon yapabilmeleri için ortamda ilacın
bulunması gerekir.
• İlaç kesilirse, yoksunluk (veya kesilme) sendromu
ortaya çıkar; sendrom psişik bozukluklar yanında
belirgin fiziksel (nörolojik) bozukluklarla
karakterizedir.
• Fiziksel bağımlılık yapan ilaçlar, genellikle SSS'ni
deprese eden ilaçlardır.
BAĞIMLILIK DURUMLARININ
SINIFLANDIRILMASI
• Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı sınıflandırma esas alınıp
ona ekler yapmak suretiyle aşağıda yazılı bağımlılık tipleri
ayırt edilir.
• 1) Morfin tipi bağımlılık
6) Kokain tipi bağımlılık
• 2) Alkol tipi bağımlılık
7) Esrar (marihuana) tipi bağ.
• 3) Barbitürat tipi bağımlılık 8) Halüsinojen (LSD) tipi bağ.
• 4) Tütün tipi bağımlılık
9) 'Khat' tipi bağımlılık
• 5) Amfetamin tipi bağımlılık 10) Uçucu solvent tipi bağ.
• Bazı kimselerde bu ilaç gruplarından sadece birine
değil, birkaçına birden bağımlılık bulunabilir.
• Bazı üyelerin bağımlılık potansiyeli yüksek olduğu
halde, diğerlerininki düşüktür.
• Narkotik analjezikler grubundaki ilaçlar arasında
heroin (diasetilmorfin) en fazla öfori yapanı ve
bağımlılık yapma potansiyeli en yüksek olanıdır;
kodein ise bağımlılık yapma potansiyeli en düşük
olanlardan biridir.
1) Morfin (opioid) tipi bağımlılık:
• En fazla kullanılanlar morfin, heroin, afyon, oksikodon
ve meperidindir.
• Bağımlılığın karakteristikleri şunlardır:
i) Genellikle kompülsiyon derecesinde ilaç özlemi ve
dolayısıyla güçlü psişik bağımlılık vardır.
ii) Fiziksel bağımlılık erken başlar.
iii) Morfin ve heroin gibi güçlü opioidleri kullananlarda
daha belirgin olmak üzere, ilacın kesilmesi son dozdan
8-10 saat sonra başlayan yoksunluk sendromuna neden
olur.
• İlacı temin edebildiği sürece, kişinin günlük
yaşantısını, çalışmasını ve çevre ile olan ilişkilerini
normal düzeyde sürdürebilmesi mümkündür.
2) Alkol tipi bağımlılık (alkolizm):
• Birçok bakımdan barbitürat tipi bağımlılığa benzer.
• Alkol, barbitüratlar ve diğer uyku ilaçları ve
trankilizan ilaçlar arasında çapraz bağımlılık ve
çapraz tolerans ilişkisi vardır.
• Barbitürat abstinens (yoksunluk) sendromunu alkol
kısmen giderebilir.
• Aşağıdaki kriterler geçerli ise alkol bağımlılığının
başladığı kabul edilir:
i) Kişinin "normal" kabul edilen miktarların üzerinde
alkollü içki almaya başlaması,
ii) Toplumun kabul ettiği durum ve zamanlar dışında
alkol kullanmaya başlaması,
iii) Yeterli alkol stokunu bulundurma obsesyonunun
başlaması.
• Kişi, zaman zaman kullansa da, alkol almaya bağlı
olarak aşağıdaki problemlerden birisini dahi zaman
zaman yaşıyorsa profesyonel yardımı gerektirecek
düzeyde alkol kullanma problemi var demektir:
1. İşte, okulda ya da evde üstüne düşen görevleri
tekrarlayıcı bir biçimde aksatma: Kişi alkol nedeniyle
zaman zaman işini ya da okulu aksatır.
2. Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici
biçimde alkol kullanımı: örneğin alkol etkisinde iken
araba kullanmak.
3. Alkol ile ilişkili ortaya çıkan yasal sorunlar: örneğin
alkollü iken kavgaya karışıp göz altına alınma.
4. Alkolün neden olduğu ya da alevlendirdiği sürekli ya
da tekrarlayıcı insanlar arası sorunlar: örneğin alkol
nedeniyle eşle tartışmalara girmek.
• Aşağıdakilerden en az üçü varsa alkol bağımlısı tanısı koyarız:
1. Niyetlendiğinden daha fazla miktar ve sürede alkol almak. Örneğin
kişi bir bardak içmek için başlar, ama bir şişe bitirmeden kalkamaz.
2. Kişi bırakmayı istediği ya da defalarca bırakmayı denediği halde
yeniden içmeye başlar. Zaman zaman bir kaç gün ya da ay
içmeyebilir. Bunu ‘istediği zaman bırakabildiğinin’ kanıtı olarak
göstermeye çalışabilir.
3. İçkiye fazla vakit ayırır. Bazıları gün içinde kimseye fark ettirmemeye
çalışarak içebilir.
4. İçki içmeye fırsat bulamadığı sosyal faaliyetleri, hobileri, başka zevk
verici aktiviteleri azaltır ya da terk eder.
5. Alkole bağlı ya da alkolle artan fiziksel (karaciğer hastalığı, yüksek
tansiyon, gastrit vb), ya da psikolojik (depresyon, anksiyete, uyku
bozukluğu vb) problemler yaşamasına rağmen içmeye devam eder.
6. Aynı etkiyi almak için içtiği miktarı arttırır ya da başkaları için çok
sayılacak miktarlarda içtiği halde etkilenmez (bunu, yanlış olarak iyi
bir şeymiş gibi, alkole dayanıklı olduğunun kanıtı olarak öne
sürebilir).
7. Alkol almadığı zaman titreme, terleme, çarpıntı gibi şikayetler yaşar.
• Alkol tipi bağımlılığın başlıca özellikleri şunlardır:
i) Psişik bağımlılık değişik derecededir.
ii) Fiziksel bağımlılık geç olarak çıkar.
iii) Tolerans düzensiz ve yavaş bir şekilde gelişir.
• Diğer bağımlılık tiplerinin çoğundan farklı olarak
psikotoksik belirtiler ile birlikte çeşitli organlarda
anatomo-patolojik bozukluklar da ortaya çıkar
(karaciğerin yağlı metamorfozu, polinörit, pellegra,
Wernicke ansefalopatisi, Korsakoff psikozu).
• SSS'ni deprese eden diğer ilaçlarla birlikte
alındığında, alkol pek fazla alınmasa bile, öldürücü
akut intoksikasyon oluşabilir.
3) Barbitürat tipi bağımlılık:
• Barbitüratlar ve diğer uyku ilaçlarının kullanılması
sonucu meydana gelebildiği gibi, trankilizan ilaçlar ile
de oluşabilir.
• Bağımlılık yapma potansiyeli yüksek olanlar kısa etki
süreli olanlardır; uzun etki süreli olanların bağımlılık
yapma potansiyeli düşüktür.
• Öfori yapıcı ve sedatif etkilerine karşı tolerans
oluştuğu halde, diğer santral etkilerine karşı oluşmaz.
• Solunum merkezini deprese edici etkiye karşı tolerans
gelişmez.
• Aşırı dozda kullanıldıklarında solunum merkezini
durdurarak öldürürler.
• Barbitürat tipi bağımlılığın başlıca özellikleri
şunlardır:
i) Psişik bağımlılık ilacın türüne göre değişen
derecelerde olur, ekseriya belirgin derecededir.
ii) Güçlü fiziksel bağımlılık gelişir.
iii) Tolerans gelişir.
• Tedavisi için, hastanın aldığı ilaç kesilir ve ona
eşdeğer dozda uzun süreli bir ilaç (fenobarbital veya
diazepam) verilmeye başlanır.
4) Tütün tipi bağımlılık:
• Bağımlılık oluşturan en önemli etkenin nikotin
olduğu kabul edilmektedir.
• Bağımlılığın başlıca özellikleri şunlardır:
i) İlaç özlemi oldukça güçlüdür.
ii) Kısmi bir tolerans ve fiziksel bağımlılık
oluşur.
iii) Kesilmesi ile ortaya çıkan yoksunluk
sendromu etraflıca incelenmemiştir.
5) Amfetamin tipi bağımlılık:
• Amfetaminler SSS'nde noradrenerjik ve dopaminerjik resep.
etkileyerek öfori yapan, uykusuzluk, yorgunluk ve açlığa karşı
dayanıklılığı arttıran ve iştahı azaltan psikostimulan ilaçlardır.
• Dopaminerjik sinir uçlarından dopamin salıverilmesini artırırlar,
sinaps aralığındaki dopamin'in sinir ucuna geri alınmasını inhibe
ederler. Bağımlılığın başlıca özellikleri:
i) Psişik bağımlılık değişik derecededir, bazen çok şiddetli olabilir.
ii) Fiziksel bağımlılık hafif veya hiç yoktur.
iii) Tolerans gelişmesi ileri derecede olur.
iv) Yüksek dozda kullananlar, paranoid sizofreniye benzer bir klinik
tablo gösterirler.
• Aşırı dozda kullanılan amfetaminlerin yaptığı akut psikotik
reaksiyonların tedavisi için parenteral haloperidol uygulanır.
6) Kokain tipi bağımlılık:
• Kokain, sistemik olarak uygulandığında, sempatik sinir
sistemini etkiler ve güçlü sempatomimetik etkinlik oluşturur.
• Bağımlılık yapması, SSS'ndeki dopaminerjik sinir uçlarında
dopamin salıverilmesini artırması ve re-uptake'ini bloke etmesi
sonucu belirli merkezlerde dopaminerjik etkinliği artırmasına
bağlıdır.
• Bağımlılığın özellikleri şunlardır:
i) Kuvvetli psişik bağımlılık vardır.
ii) Fiziksel bağımlılık yapmaz, yoksunluk sendromu sözkonusu
değildir.
iii) Tolerans gelişmez.
• Güvenlik indeksi düşüktür; aşırı dozda injeksiyonu solunum
depresyonu ve konvülsiyon yaparak birkaç dakikada öldürebilir.
• Akut kokain intoksikasyonu i.v. diazepam ve propranolol
injeksiyonu ile tedavi edilebilir.
7) Esrar (marihuana) tipi bağımlılık:
• Esrar, hint keneviri bitkisinin dişi türlerinin
tepesindeki çiçekli kısım ile filiz halindeki
yapraklarının kurutulup bastırılması suretiyle
hazırlanan bir bitkisel üründür.
• Esrarın farmakolojik etkilerinden sorumlu olan ana
etkin madde 9-trans-tetrahidrokanabinol (THC)'dir.
• Bağımlılığın başlıca özellikleri:
i) Değişik derecede psişik bağımlılık gelişir.
ii) Fiziksel bağımlılık yapma potansiyeli önemsiz
derecededir.
iii) Tolerans gelişmeside önemsiz derecede olur.
8) Halüsinojen (LSD) tipi bağımlılık:
• Halüsinojen maddeler genellikle ilaç olarak
kullanılmazlar.
• Gerçekte bir psikoz hali oluştururlar; halüsinasyon bu
durumun sadece bir belirtisidir.
• Bu nedenle bunlara psikotomimetik maddeler adı da
verilir.
• Örnek olarak LSD verilebilir.
• Bağımlılık yapma yönünden en fazla inceleneni
LSD'dir.
• Bağımlılığın başlıca özellikleri şunlardır:
i) Genellikle hafif veya orta derecede olmak üzere, değişik
derecede psişik bağımlılık gelişir.
ii) LSD'ye karşı çabuk ve genellikle ileri derecede tolarans
gelişir.
iii) Fiziksel bağımlılık oluşmaz.
9) Khat tipi bağımlılık:
• Khat, Yemen ve Doğu Afrika'da tarımı yapılan Catha
edulis bitkisine, bu bölgelerin halkınca verilen addır.
• Bu bitkinin uç kısmındaki körpe yaprak ve filiz kısmı
çiğnenmek suretiyle kullanılır.
• Etkileri amfetamininkine yakındır. Hafif
psikostimülan etki yapar.
• Bağımlılığın özellikleri:
i) Orta derecede psişik bağımlılık.
ii) Fiziksel bağımlılık ve tolerans gelişmemesi
10) Uçucu solvent tipi bağımlılık:
• Sıvı genel anesteziklerin (eter ve kloroform gibi),
benzin ve benzol'ün, toluen gibi zamk sıvağlarının,
boyacıların kullandığı tinerin, karbontetraklorür ve
benzeri uçucu solventlerin bilinci kaybettirmeyen
miktarlarda inhalasyonu, alkol sarhoşluğuna
benzeyen bir öfori ve gevşeme hali oluşturabilir.
• Sıvağı organik solvent olan zamklar kolayca temin
edilebildiklerinden, bağımlılar genellikle zamk
koklayarak keyiflenirler.
Download