EKLER ÇEKİM VE YAPIM EKLERİ EKLER Sözcüklerin kök veya gövdelerine gelerek onların cümledeki görevlerini belirleyen, onlara değişik anlamlar katan ya da onlardan yeni sözcükler türeten ses veya ses bileşimlerine ek denir. Türkçe de ekler iki ana grupta incelenir. Yapım Ekleri Çekim Ekleri Yapım Ekleri 1. İsimden isim yapan ekler 2. İsimden fiil yapan ekler 3. Fiilden isim yapan ekler 4. Fiilden fiil yapan ekler Çekim Ekleri A)İsim Çekim 1. Çoğul eki 2. Hal ekleri 3. iyelik ekleri 4. İlgi ekleri 5. Eşitlik eki B)Fiil Çekim 1. Haber ekleri 2. Dilek Kipleri 3. Şahıs ekleri İSİM ÇEKİM EKLERİ İsim soylu sözcüklere gelerek onlara cümlede görev ve anlam kazandıran eklerdir. İsim soylu sözcükler, isim, sıfat, zamir, zarftır. Ancak isim çekim ekleri edat, bağlaç, fiilimsi gibi diğer türdeki sözcüklere de gelebilir. Sözcüklerin cümlelerde değişik anlamlar vermesi gibi, ekler de cümlelerde ekIendiği sözcüğe değişik anlamlar katar. 1. Çokluk Eki Asıl işlevi isimlerin sayı bakımından çokluğunu bildirmektir. Kalemler , çantam , defterler alındı. Abartma anlamı katar. Dünyalar güzeli oğlum. Yürekler acısı bir hali varaı: Aile, topluluk bildirir . Osmanlara gideceğim. Benzerlik anlamı katar. Daha nice Mehmet'ler yetişir. Bunların dışında anlamlar da katar. Bunlar cümle nin genel anlamından çıkarılır. 2. Hal Ekleri İsmin hallerini az çok hepimiz biliriz. Bugün bu halleri yediye çıkaranlar varsa da bizim için önemli olan ekin sayısı değil hangi ekin cümleye hangi anlam ve görev kattığını bulmaktır. Hal ekleri daha çok cümle öğelerinde kullanılır. a. -i hal eki (yükleme hali) ''Ev -i gördüm.'' ''Odun -u yardım.'' cümlelerinde kullanılan eklerdir. Fiilin neyi etkilediğini gösterir. Fiile sorulan ''kimi, neyi'' sorularına cevap verir. b. -e hal eki (yönelme hali) ''Eve gitti.'' cümlesinde yer bildirir. ''Yaza gelecekler.'' cümlesinde zaman bildirir; zarf yapar. ''Beş bin liraya aldım.'' cümlesinde miktar bildirerek zarf yapar. ''Başbaşa resim çektirmişler.'' cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış. Bu ek ''ben'' ve ''sen'' şahıs zamirlerine geldiğinde, zamirlerin yapısını değiştirir ve onları ''bana'', ''sana'' şekline çevirir. Bu eki, ''Haberi duyunca koşa koşa olay yerine geldi.'' ''Elindeki taşları oraya buraya rastgele atıyordu.'' ''Saat üçü beş geçe istasvonda bulusacaaız.'‘ cümlelerindeki altı çizili eklerle karıştırmayalım. "- e'' hal eki fiillerin kök ya da gövdelerine eklenmez. Yukarıdaki ekler ise fiile eklenmiştir. c. -de hal eki (bulunma hali) . ''Evde bekliyor.'' cümlesinde yer bildirir. ''Ayakta bekliyor.'' cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış. "3'te gelecek.'' cümlesinde zaman bildirerek zarf yapmış. ''Onlar ~ insanlar .'' cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirmiş ve sıfat yapmış. Elbette bu durumda yapım eki olmuş. "'Buralarda saz boyunda otlar biter.'' cümlesinde sıfat yapmış ancak yapım eki olmamış. d. -den hali (çıkma durumu) .. ''Evden çıktı.'' cümlesinde yer bildirmiş. "Yazdan gidelim.'' cümlesinde zaman bildirmiş. ''Sıradan insanlardı onlar.'' cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirerek sıfat yapmış ve yapım eki olmuş. ''Senden iyi arkadaş bulamam.'' cümlesinde karşılaştırma bildirmiş. ''Sıkıntıdan tırnaklarını yerdi.'' cümlesinde neden bildirmiş. ''Her taraf kağıttan uçaklarla doluydu.'' cümlesinde bir şeyin neyden yapıldığını göstermiş. ''Birden ayağa fırladı.'' cümlesinde durum bildirmiş. Bu tür örnekler çoğaltılabilir. Önemli olan, eklerin cümle içindeki anlamını kavramaktır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -den , -dan (- ten, -tan) eki alan sözcük niteleme sıfatı olarak kullanılmıştır? A) Sıcaktan çok bunalıyoruz. B) Bunu ben de sonradan öğrendim. C) Onu yakından tanırım. D) Ankara'da uzaktan akrabalarım var. E) Onları çoktan unuttum. (1989 -ÖSS) Çözüm Seçenekleri incelediğimizde .'-den'' eki alan sözcüğün A' da isim, B'de zaman bildirdiği için zarf, C'de ''Nasıl tanırım?'' sorusuna cevap verdiği için durum zarfı, E'de zaman bildirdiği için zarf olduğunu görüyoruz. B'de ise ''Nasıl akraba?'' sorusuna cevap verdiği, yani ismin durumunu bildirdiği için sıfat olmuş. Cevap D 3. Eşitlik Eki isim soylu sözcüklere gelip onlara değişik anlamlar katan ve anlama bağlı olarak onları sıfat, zarf yapan -ce , -ca (çe, -ça) ekleridir. Böyle çocukça davranmamalısın. (benzerlik) Sınıfça geziye gittik. (topluluk) Kiloca o daha şişmandı. (karşılaştırma) Bence bu kazak daha güzel. (kanaat) Çocuğu iyice dövmüşler. (pekiştirme) Onca işim arasında seni mi düşüneyim? (derecelendirme) Bu ve buna benzer anlamlar katan eşitlik eki ayrıca sözcüğün görevini de değiştirir. Örneğin; birinci cümlede çocukça sözü zarftır. Ancak bu sözcük eşitlik eki almadan çocuk ismini karşılar. Ek alınca türü değişmiştir. Çekim eki almış her sıfat adlaşmıştır. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük bu kurala örnek gösterilebilir? A) En büyük zevki rahatça koltuğuna oturup televizyon izlemekti. B) Evleri caddeye çok yakın, daracık bir sokağın başındaydı. C) Aralarında nedeni bilinmeyen bir soğukluk vardı. D) Birden başlayan sıcaklar herkesi bunalttı. E) Kumaşlardan kırmızılı olanı daha çok beğendim. (1994 -ÖSS) Çözüm: Altı çizili sözcüklere baktığımızda ''rahatça'' sözcüğünün ''unutmak'' fiilinin zarfı olduğunu görürüz, ''daracık'' Sözcüğünün ise ''sokak'' isminin sıfatı görevinde olduğunu yani adlaşmadığını görüyoruz. ''Soğukluk'' sözü isim görevindedir, ayrıca ''soğuk'' gibi sıfat olabilecek bir sözcükten oluşmuştur. Ancak ''-luk'' yapım eki olduğundan, yani çekim eki olmadığından kurala uygun değildir. "Kırmızılı'' sözü de aynı özelliği gösterir; yani sıfat olabilecek ''kırmızı'' sözü ''-li'' yapım eki almıştır. D'deki ''sıcaklar'' sözü ise ''sıcak'' gibi sıfat olabilecek bir sözcüğe ''-lar'' çekim (çoğul) eki getirilmiş ve böylece ''sıcak'' sözü adlaşmıştır. Yalnız burada bir sıfatın adlaşmasının illa ki çekim eki almasına bağlı olduğunu da düşünmeyelim. Bu cümlede ''-lar'' çoğul eki almasa da ''sıcak'' sözü ad olarak kullanılabilir. Cevap D iyelik Eki Eklendiği ismin bir şahsa ya da nesneye ait olduğunu gösteren ektir. Aitlik ilgisini, kendinden önceki bir sözcüğe ya da söz öbeğine bağlayarak bildirir. Altı şahsa göre çekimlenir. defter -im silgi -m defter -in silgi -n defter -i silgi -si defter –imiz silgi -miz defter -iniz silgi -niz defter -leri silgi –leri iki ayrı sözcük üzerinde gösterdiğimiz ekler iyelik ekleridir. Görüldüğü gibi eklendiği isimlerin kime ait olduğunu bildiriyorlar İlgi Eki İyelik ekiyle çok sıkı biçimde ilgisi olan bir ektir. Eklendiği isme ait olan başka bir sözün varlığını gösterir. Bağlı olduğu isim ilgi ekli isimden sonra gelir. Ben -im Sen -in O -nun Biz -im Siz -in Onlar -ın zamirlerde bulunan ve ayrı olarak gösterdiğimiz ekler ilgi ekleridir. FİİL ÇEKİM EKLERİ Fiil çekim ekleri üç grupta incelenir 1.Haber (Bildirme) Kipleri 2.Dilek (İsteme)Kipleri 3.Şahıs Ekleri 1.Haber (Bildirme) Kipleri Fiilin çekiminde kesin bir zaman ifadesi varsa fiil haber kipindedir.Bu kipin beş çekimi vardır; a)Bilinen Geçmiş Zaman Eylemin yapıldığının kesin olarak bilindiğini gösterir Okula gelirken onunla konuştum Cümlesinde “konuştum” kelimesini inceleyelim Konuş tu m Fiil Zaman eki 1.tekil kişi eki b)Öğrenilen Geçmiş Zaman Bildirilen işin başkasından duyma şeklinde ifade eden çekimdir. Okula gelirken onunla konuşmuş Konuş muş Fiil Zaman Eki c)Şimdiki Zaman Eylemin söylendiği anla yapıldığı anın bir olduğunu gösterir Okulda okuyorum Oku yor um Fiil Zaman Eki 1.tekil Şahıs Eki d)Gelecek Zaman Eylemin söylendiği andan sonra yapılacağını ifade eder. Okula gideceğim Gid eceğim Fiil Zaman Eki 1.tekil Kişi eki e)Geniş Zaman Filin herhangi bir zamanda yapılabileceğini gösterir Okula gelirim Gel ir im Fiil zaman eki 1.tekil kişi eki 2.Dilek (İsteme)Kipleri a)Gereklilik Kipleri: Eylemin yapılması gerektiğini anlatan kiptir.Bazen cümleye ihtimal anlamı da katabilir.Ancak daha çok zorunluluk bildirir Bu yazıyı iki saate bitirmeliyim(Gereklilik) Şimdiye kadar eve gitmiş olmalı(İhtimal) b)Şart Kipi Bazı cümlelerde dilek,bazılarında koşul anlamı katan fiil çekimidir Şu dersler bitse de rahatlasak (istek) Kapıyı açsa beni görecekti (Koşul) c)İstek Kipi “-e,-a” ekinin kullanılması ile yapılır Bu soruyu çözeyim d)Emir Kipi Eylemin olması gerektiğini buyruk şeklinde bildiren çekimdir.Ek kullanılmaz. Çabuk buraya gel. Fillerde Olumsuzluk Fiillerin olumsuz biçimleri kip eklerinden önce “-me,-ma” olumsuzluk ekinin getirilmesi ile yapılır Neden gelmedin.(gel-me-di-n) 3.Şahıs Ekleri 1.tekil sahıs 2.tekil sahıs 3.tekil sahıs 1.çoğul sahıs 2.çoğul sahıs 3.çoğul sahıs al al al al al al - dı dı dı dı dı dı - m n - k nız lar YAPIM EKLERİ İsim ya da fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan başka isim ya da fiil türeten eklerdir. Burada kök sözünü de açıklamakta fayda var. Kök bir sözcüğün anlamı ve yapısı bozulmadan parçalanamayan en küçük parçasıdır. Köklerde yapım eki bulunmaz, ancak çekim eki bulunabilir. Eğer hiçbir ek almamışsa yalın kök, çekim eki almışsa çekimlenmiş kök adını alır. Örneğin; "Evimiz'' sözünde ''ev'', sözcüğün anlamlı ve parçalanamayan en küçük parçasıdır. ''-(i)-miz'' eki iyelik ekidir; yani isim çekim ekidir. Öyleyse bu sözcük yapım eki almamıştır, kök halindedir. Kökler iki türde bulunur: isim kökleri ve fiil kökleri. "Geldi'' sözcüğündeki kök ''gelmek'' fiil kökü;"sözlük'' sözcüğündeki kök ''söz'' isim köküdür. Bunların dışında bazen ses taklidi yoluyla oluşan yansıma kökler de vardır. Ağaçların çiçeklenip ekinlerin büyümeye başladığı I II III günlerde köyüne gider, çocukluk günlerini sanki IV V yeniden yaşardı. Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangisinin kökü, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır? A)I. B)II. (1990 -ÖSS) C)III. D)IV. E)V. Çözüm ''Kök'', sözcüğün baştan, anlamlı en küçük parçasıdır. Kök olarak belirlediğimiz sözün, eklerden sonra karşıladığı anlamla bir ilgisi olmak zorundadır. Buna göre, ''çiçeklenip'' sözcüğünün kökü ''çiçek'' ismi; ''ekinlerin'' sözcüğünün kökü ''ekmek'' fiili; ''başladığı'' sözcüğünün kökü ''baş'‘ ismi; ''çocukluk'' sözcüğünün kökü ''çocuk'' ismi; ''günlerinin'' sözcüğünün kökü de ''gün'' ismidir. Görüldüğü gibi II numaralı sözcük fiilden,diğerleri isimden türemiştir. Cevap B Gövde Sözcüğün yapım eki almış şeklidir. Birazdan yapım eklerini göreceğiz. Ek Kendi başına anlamı olmayan, ancak kök veya gövdelerle birleşerek sözcüğe yeni anlamlar kazandıran ses gruplarıdır. Örneğin; ''ağaçlık'' sözcüğünün kökünü bulurken en anlamlı olarak gördüğümüz ''ağ'' sözünü kök olarak düşünebiliriz. Ancak ''ağaçlık'' sözüyle, balık tutmakta kullanılan ''ağ'' sözünün herhangi bir anlam ilişkisi yoktur. Öyleyse bu sözcüğün kökü ''ağ'' olamaz. Ondan sonra ''ağa'' sözcüğünü görüyoruz. Yine ''ağaçlık'' sözüyle ''ağa'' sözcüğü arasında bir anlam ilgisi yoktur. Öyleyse bunu da kök olarak alamayız. Alabileceğimiz kök elbette ''ağaç'. isim köküdür. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz; sözcüğün köküyle, ek aldıktan sonraki şekli arasında mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır. Bir sözcük birden çok yapım eki alabilir. İlk yapım eki köke diğerleri gövdeye eklenir. Çekim Ekiyle Yapım Ekinin Farkları Çekim ekleri eklendiği sözcüğün anlamında bir değişiklik yapmaz; yapım ekleri ise anlamı,köke bağlı olmak şartıyla, değiştirir. Örneğin; ''Yolda bekliyor.'' cümlesindeki ''yol'' sözü ''geçilen yer'' anlamındadır. ''-de'' hal ekini alarak ''yolda'' şekline geldiğinde de geçilen yer olma anlamı değişmemektedir. ''Yolcu bekliyor.'' cümlesinde ise ''geçilen yer'' olan yol sözü bu anlamını yitirmiş ''yoldan gelen''ya da ''yola giden'' kişi anlamına gelmiştir. Yani yolla bir anlam ilgisi vardır; ama yer ismi, kişinin niteliği anlamını ifade edecek hale gelmiştir. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, işlevi bakımından ötekilerden farklı bir ek almıştır? A) Ben onarım işleriyle ilgileniyorum. B) Bir doğum ilanı vermek istiyorum. C) Bu yemekleri içim kaldırmıyor. D) Soğuklar verim düşüklüğüne yol açıyor. E) Pancar söküm zamanı yaklaşıyor. (1988 -ÖYS) . Çözüm Ekin işlevi demek, ekin yapım eki veya çekim eki olması demektir. Buna göre sözcükleri incelediğimizde, ''onarmak'' fiilinin ''onarım'' ismine dönüştüğünü, ''doğmak'' fiilinin ''doğum'' ismine dönüştüğünü, ''vermek'' fiilinin ''verim'' ismine dönüştüğünü ve ''sökmek'' fiilinin ''söküm'' ismine dönüştüğünü görüyoruz. Bu eklerin hepsi yapım ekidir. Ancak C'deki ''içim'' sözcüğünde ''iç'' ismine''-im'' iyelik eki gelmiş, yani ''iç'' isminin anlamında bir değişme olmamış, sadece ait olduğu kişi belirmiş. Öyleyse isim çekim eki olan bu ekin işlevi diğerlerinden farklıdır. Cevap C Çekim ekleri bir sözcüğe yapım ekinden sonra eklenir. Yani önce yapım ekleri, sonra çekim ekleri gelir. istisnaları olsa da bu genel bir kuraldır. Ek ve kök hakkındaki bu genel bilgilerden sonra şimdi eklerin önemlileri üzerinde durabiliriz. a. İsimden İsim Yapan Ekler isim kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni isimler türeten eklerdir. Ancak bu sözcükler sıfat, zarf gibi görevlerde de kullanılabilir. Bu eklerden bazıları şunlardır: ''-lık eki'' ''Buraya bir odunluk yapmıştık.''cümlesinde ek, ''odunların koyulacağı'' yer anlamında bir sözcük türetmiş. ''Pencereye güneşlik almamız gerekiyor .'' cümlesinde güneşten korunmak için kullanılan alet ismi yapmış. ''Sendeki bu gençlik bir gün gidecek.'' cümlesinde soyut bir isim yapmış. ''Kiralık ev arıyoruz.'' cümlesinde ''kiraya verilecek'' anlamında sıfat yapmış. ''Benlik özenle korunmalıdır.'' cümlesinde zamire gelerek ondan soyut bir isim türetmiştir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, -Iık (-Iik, -Iuk, Iük) ekiyle türetilmiş sözcük yer bildirmektedir? A) Aylık kazancının yarısını bu işe harcamıştı. B) Yarın çamlığa doğru bir geziye çıkacağız. C) Kışlık yiyeceklerimizi şimdiden alacağız. D) Çocukluğunda buralara pek çok kez gelmişti. E) Çevremizi kuşatan çirkinliklerden rahatsız olmuştuk. (1989 -ÖYS) Çözüm Bu ekin eklendiği sözcükleri incelediğimizde ''ayIık'' sözcüğünün ''her ay'' anlamında, ''kışlık'‘ sözcüğünün ''kışın kullanılmak üzere hazırlanan'' anlamında, ''çocukluğunda'' sözcüğünün ''çocuk olduğu zamanlar'' anlamında, ''çirkinlikIerden'' sözcüğünün ''çirkin olan şeyler'' anlamında olduğunu görüyoruz. Hiçbiri yer ismi bildirmiyor. B'deki ''çamlığa'' sözünde ise ''-Iık'' ekinin ''çamların bulunduğu yer'' .anlamında olduğunu görüyoruz. Cevar B Yukarıdaki örnekte olduğu gibi bir ek eklendiği sözcüğe değişik anlamlar katabilir. Bundan sonraki ekleri cümle içinde gösterip geçeceğiz. Ne anlama geldiğini cümle içindeki kullanımlardan çıkarabilirsiniz. '' Artık biz de şehirli olduk.'' ''Kimse evsiz yaşayamaz.'' ''Her noktaya bir gözcü koyalım.'' ''Bu yaz ingilizce kursuna gideceğim.'' ''Gençleri çağdaş bir insan olarak yetiştirelim.'' ''Yarışmada üçüncü olduğumu söylediler.'' ''Her sınıftan üçer kişi gelsin.'' ''0 çocuksu gülüşüne bayılıyorum.'' ''Bu yemeğin acımsı bir tadı var .'' ''Onun kendine özgü bir anlatımı var.'' ''Sen çok bencil birisin.'' ''Şu gelen sarışın çocuğu tanıyor musun?'' ''Seninle yaşıt olduğumu bilmiyordum.'' Bunların dışında, az da olsa, kullanılan isimden isim yapma ekleri de vardır. Önemli olan kök halindeki sözcüğü bulup eklerini inceleyebilmektir. Küçültme eki olarak kullanılan ''-cık, -cağız, -cak'‘ eklerini kimi kaynaklar çekim eki olarak değerlendirir. Ancak sorulardan anladığımız kadarıyla bu ek yapım ekidir. ''Kış gününde bu incecik gömlekle gezilir mi?'' ''Bu hayvancağız bu kadar yükü nasıl taşısın?'' cümlelerinde gördüğümüz bu ekin, acıma, pekiştirme, sevgi gibi bir çok anlamlar taşıdığı görülür. Küçültme eki eklendiği sözcükte bazen ses düşmesine, bazen ses türemesine sebep olabilir. ''Küçücük elleriyle öyle güzel resim yapıyordu ki!'' cümlesinde ''küçük'' sözü ''-cik'' ekini aldığında, sondaki ''k'' sesi düşüyor. ''minik ~ minicik'' ''ufak ~ ufacık'' ''yumuşak ~ yumuşacık'' sözcüklerinde de aynı özelliği görebiliriz. Bazen de ses türemesi olabilir. ''Azıcık aşım, kaygısız başım.'' Atasözünde ''az'' sözcüğüne ''-cık'' ekini getirdiğimizde ''azcık'' olması gerekirken ''azıcık'' olmuş; yani arada bir ''ı'' sesi türemiş. ''Bu gencecik yaşında ne sıkıntılar çekti zavallı.'' cümlesinde ise ekten önce ''e'' sesinin türediğini görüyoruz. Kimi sözcüklerde bu ek, fiilden sözcük türetmiş gibi görülebilir. Örneğin; ''Bebek, etrafındakilere gülücükler yolluyordu.''cümlesinde ''gülücük'' sözü sanki gülmek fiiline ''-cik'' eki getirilerek yapılmış; oysa sözcük aslında ''gülüş-cük'' şeklindeymiş, daha sonra ''ş'' düşerek ''gülücük'' olmuş. Bazı durumlarda ''-cık'' eki küçültmeyle ilgisi olmayan, bir nesne, bir kavram adı da yapabilir. ''Onun bu yıl kulakçık ameliyatı olması gerekiyor.'' ''Yaşlılıktan elmacık kemikleri dışarı çıkmış adamın.'' cümlelerinde bu ekin küçültme anlamından sıyrıldığını ve nesne ismi yaptığını görüyoruz. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -cık (-cik,-cuk,cük) ekiyle türemiş sözcük, küçültme anlamından sıyrılarak somut bir varlığa ad olmuştur? A) Kardeşim bademcik ameliyatı oldu. B) Gencecik yaşta iş dünyasında adını duyurmuştu. C) Evlerinin küçücük bir bahçesi vardı. D) Üzerine incecik bir elbise giymişti. E) Gölün içinde bir sürü adacık oluşmuştu. (1992 -ÖYS) Çözüm Küçültme eki dediğimiz ''-cık'' ekini alan sözcüklere bakalım. B'deki ''gencecik'' sözü çok genç; C'deki ''küçücük'' sözü çok küçük, D'deki ''incecik'' sözü çok ince; E'deki ''adacık'' sözü ''küçük ada'' anlamlarını taşıyor; yani küçültme eki, hepsinde kendi işlevinde kullanılmış. Ancak A'daki ''bademcik'' sözü, ''küçük badem'' anlamında değil, vücudun bir organının adıdır. Öyleyse ek, küçültme anlamından sıyrılmış ve bir varlığa ad olmuştur. Cevap A Bazı isimden isim yapma ekleri de yansıma sözcüklere gelerek onlardan isim türetebilir. ''Bu gürültü nereden geliyor?'' cümlesinde ''gürül'' yansıma sözcüğü ''-tü'' eki alarak isim olmuştur. ''Bu geceki horultu kimden geliyordu öyle?'' ''Bu mahallede fısıltı gazetesi iyi çalışıyor galiba.'' cümlelerinde altı çizili sözcükler yansımadan isim olan sözcüklerdir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan doğmuş bir sözcük vardır? A) Yağmurdan sonra, sokakları seller götürdüğünden uzun süre karşıya geçemedik. B) Dünkü fırtına, ağaçlarda ne meyve ne de yaprak bıraktı. C) Öğretmenin, çocuklara bağırmaktan nefesi tükenmiş, sesi kısılmıştı. D) Açık kalan musluğun şırıltısından bütün gece uyuyamadım. E) Konuşurken o kadar heyecanlandı ki sesinin titremesini engelleyemedi. (1993 –ÖYS) Çözüm Soruda yansımadan türeyen bir sözcük sorulmuş. ''Yansıma sözcük'', doğada duyulan seslerin taklit edilmesiyle, yani onlara benzer seslerle oluşturulur. Seçeneklere baktığımızda bu tür bir sözcüğün D'de kullanıldığını görüyoruz. ''şırıltısından'' sözcüğünde ''şırıl'' sözü yansımadır. ''-ıl'' eki bu sözcükten bir isim türetmiştir. Cevap D b. isimden Fiil Yapan Ekler isim kök veya gövdelerine gelerek onlardan fiil türeten eklerdir. ''Bahçedeki çiçekleri suladı'' cümlesindeki altı çizili sözü incelediğimizde ''su'' ismine getirilen ''-Ia-'' eki, ismi ''sulamak'' şeklinde bir fiile dönüştürmüştür. İsimden fiil yapan önemli ekleri cümlelerde gösterelim. ''Yol, buradan sonra gittikçe daralıyor.” ''Yaşlı adam yerinden doğruldu.'' ''Elindeki kesik küçüktü ama çok kanadı.'' ''Yaptığı fedakarlığı duyunca gözleri yaşardı.'' ''Derste kulağıma bir şeyler fısıldadı, gitti.'' ''Neden bu kadar geciktin?'' ''Sıkıntılara dayanamayıp delirdi zavallı.'' ''Bu sözlerimi neden bu kadar garipsediniz?'' ''Konuşmacının düşüncelerini pek benimsemedim.'' Ekler bazı sözcüklerde ses düşmesine sebep olabilir. ''Haberi duyunca rengi sarardı.'' cümlesinde altı çizili sözcük ''sarı'' ismine ''-ar'' eki getirilerek yapılmıştır. Bu sırada ''sarı'' sözcüğünün sonundaki ''ı'' sesi düşmüştür. c. Fiilden isim Yapan Ekler Fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan isim türeten eklerdir. Bunlar da cümlede sıfat, zarf görevlerinde kullanılabilir. ''Burada eskiden bir durak vardı.'' cümlesinde altı çizili sözcük, ''durmak'' fiiline ''-ak'' eki getirilerek yapılmıştır. En çok kullanılan fiilden isim yapma eklerini cümle içinde gösterelim. ''Bu istek bende eskiden beri var .'' ''Gereksiz bir yığın eşya var bu evde.'' ''Herkese sevgi duymam gerekmiyor .'' ''Büyük bir dalga kuma yazdıklarımı sildi, götürdü.'' ''0, babasına çok düşkün bir çocuk.'' ''Bu kadar alıngan olmana gerek yoktu.'' ''Her dalgıç bu kadar derine dalamaz.'' ''Yeni aldığım süzgeç ortalıkta görünmüyor.'' ''Doğa durağan değil değişkendir.'' ''Bu eserin okuyucu bulması bile şüpheli.'' ''Artık aynı şeyleri yapmaktan usanç duydum.'' ''Bu yazı geçen gün dergide yayınlandı.'' ''Bir ay da kesinti olmasa maaşlarda.'' ''Geldiklerine dair bir belirti var mı?'' ''Dağlar bize artık geçit vermiyor.'' ''Işıl ışıl bir güne daha merhaba dedik.'' d. Fiilden Fiil Yapan Ekler Fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni fiiller türeten eklerdir. ''Buradan iki yıl önce taşındı'' ''Müzeyi gezmeden buradan gidilmez.'' ''Ortalık iyice karıştı'' ''0 sudan sana da mı içirdiler?'' ''Bu sözümüz onu mutlaka darıltmıştır.'' ''Yeni takılan sokak lambalarını söktürmüşler.'' ''Çiçekleri dalından koparmayın.'' ''Bu suçlama karşısında biraz şaşaladım.'' Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, ötekilerden farklı bir yapım eki almıştır? A) Anlattıkları bıktırıcı. tatsız tuzsuz sözler yığınıydı. B) izlenimlerinizi yazarken, yaratıcı olmaya çalışmalısınız. C) Öyküleyici anlatımda da bu öğelere yer vermelisiniz. D) Burada olay, birinci kişinin ağzından anlatılmaktadır. E) Bu gibi durumlarda. inandırıcı kanıtlar bulmak zordur. (1988 -ÖYS) Çözüm ''Ötekilerden farklı bir yapım eki''nden kasıt, dört grupta incelediğimiz yapım eklerinden herhangi birisidir. Seçeneklerdeki altı çizili sözcükleri incelediğimizde ''bıktırıcı'' sözcüğünde ''bık-'' fiil kökü. ''-tır-'' fiilden fiil yapma eki, ''-ıcı'' fiilden isim yapma ekidir. B'deki ''yaratıcı'' sözcüğünde ''yarat-'' fiil kökü, ''-ICI'' fiilden isim yapma ekidir. Ortak ek ''-ICI'' olduğuna göre soru, sonda kullanılan yapım eklerini soruyor demektir. C'deki ''öyküleyici'' sözünde ''öykü'' isim kökü ''-le-'' isimden fiil yapma eki ''-ici'' fiilden isim yapma ekidir. E'deki ''inandırıcı'' sözünde ''inan-'' fiil kökü ''-dır-'' fiilden fiil yapma eki ''-ıcı'' fiilden isim yapma ekidir. D'deki ''birinci'' sözünde ise ''bir'' isim kökü ''-(i)nci'' isimden isim yapma (sıra sayı sıfatı yapma) ekidir. Dolayısıyla bu sözcükte, diğerlerinde kullanılan ''-ICI'' fiilden isim yapma eki yoktur; farklı bir ek kullanılmıştır. Cevap D mi soru eki : Kimi kaynaklarda soru edatı olarak da geçen bu ek çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Kendin den önceki sözcüklerden daima ayrı olarak yazılması, bunun bir sözcük olduğunu kuvvetlendirir. Soru anlamı yanında pekiştirme, zaman anlamları da taşır. ''Baban Ankara'dan son uçakla mı gelecek?'' ''Bunu neden anlattığımı biliyor musun?'' cümlelerinde soru anlamı veriyor. ''Akşam oldu mu içime bir hüzün çöker.'' cümlesinde zaman anlamı taşıyor; ''Tatlı mı tatlı bir oğlu vardı hocamızın.'' cümlesinde pekiştirme anlamında kullanılmış. ''Çalıştı mı başarır.'' cümlesinde ise bir koşula bağlılık söz konusudur. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, hem yapım eki hem çekim eki almış bir sözcük vardır? A) Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak B) Şimdi bir rüzgar geçti buradan C) insan bir yanınca Kerem misali yanmalı D) Ertesi gün başladı gün doğarken yolculuk E) Ayva sarı nar kırmızı sonbahar (ÖYS -1989) Çözüm Böyle sorularda elbette bütün sözcüklere tek tek bakmamız gerekiyor. Çünkü belli bir sözcük belirtilmemiş. Hem yapım hem çekim eki alan sözcük sorulmuş. Böyle bir sözcüğü biz D'de görüyoruz. ''Başladı'' sözcüğünde ''baş'' isim kökü ''-la'' isimden fiil yapma eki, ''dı'' bilinen geçmiş zamanı ifade eden fiil çekim ekidir. Seçeneklerden sorulmamış olmasına rağmen bazı bilgileri çıkarabiliriz. Örneğin; ''açılan'' sözcüğünde kullanılan ''-an'' sıfat-fiil eki yapım eki sayılmıştır; çünkü sözcükte başka yapım eki de vardır. ''Buradan'' sözünde kullanılan ''-ra'' eki yapım eki kabul edilmemiş. işaret sıfatına gelerek ondan yer bildiren zamir yapan bu eki, sözcüğün yapısı içinde göstererek, kökü ''bura'' olarak kabul etmiş. Öyle olmasaydı bu sözcük de cevap olabilirdi. Cevap D