FİİL YAPAN EKLER 2. FİİL YAPAN EKLER • Fiil yapma ekleri, var olan bir fiil veya isim kök veya gövdesine gelerek, yeni bir fiil türetirler. • Ekten önce kelimenin türüne göre, fiil yapma ekleri ikiye ayrılır: a) isimden fiil yapan ekler; b) fiilden fiil yapan ekler. 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • İsimden fiil yapma ekleri, var olan bir isim kök veya gövdesine gelerek, yeni bir fiil türetirler. • Kısaltması: İFye • Bu ekler şunlardır: 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-A/ Var olan isimlerden fiil gövdeleri yapar: ad+a-, beniz+e- > benze-, boş+a-, kan+a-, oyun+a- > oyna-, tür+e-, yaş+a-, vb. Örnekler: Gelişme ve başarma arzusu içinde olan her insan engel ve zorluklarla çevrilmiş bir adaya benzer. Sıra sıra demir kovalardan sular boşanır, dolar. Arasıra kızlarıyla oynamaya gelirdi. Hepimiz sudan türedik, dedi. 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-Ar/ Kullanımı çok sınırlıdır: ağ+ar-, baş+ar-, ev+er-, mor+ar-, on+ar-, vb. Örnekler: Korsan, yere uzanıp gökyüzünün yavaş yavaş ağarmasını seyreder. Tembeller, uyuşuklar, işini bilmezler başaracak değil ya; sen başaracaksın. Kızını biz, burada everdik. Tuttuğu yer morardı. Yaptığım kötülüğü onarmak için geldim. 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-da/ Genelde ses yansımalarından fiiller türetir: çatır+da-, fısıl+da-, horul+da-, ışıl+da-, vb. Örnekler: Tam balığın kuyruğunu takacağı sırada, güneş birden öyle bir çıkış çıktı ki, ışık, balıkçı kayığı gibi çatırdadı. Paşa olacaksın, diye fısıldadı. Öğleden sonra doğu tarafındaki camlarda ışıldar. 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-k/ İşlek olmayan bir ektir: aç+(ı)k- > acık-, bir+(i)k-, geç+(i)k- > gecik-, göz+(ü)k-, vb. Örnekler: Kral da, dilenci de aynı iştahla acıkırlar. Her şey, herkes kendi kendine birikir. İş hayatı bu konudaki hatayı hiç affetmez cezalandırmakta gecikmez. Her biri büyük olayın kahramanı gibi gözüküyor. 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-kİr/ Çok az sayıda örneği vardır. Genelde ses yansımalarından fiil türetir: fış+kır-, hıç+kır-, püs+kür-, tü+kür-, vb. Örnekler: Gözlerinden ilâç acılığında yaşlar fışkırdı. Ağlamaktan, hıçkırmaktan, içini çekmekten nefret ediyor. Kara demir baca yeniden buhar püskürtmeye başlardı. 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-l/ Geldiği isimle alakalı fiiller kurar: doğru+l-, duru+l-, ince+l-, kısa+l-, sivri+l-, az+(a)l-, boş+(a)l-, bun+(a)l-, dar+(a)l-, yön+(e)l-, vb. Örnekler: Zamanla karışıklık azaldı. Sıcaktan bunalacaksın, dedi. Şimdi daha da karanlık küçük sokaktan geçerek denize yöneliyoruz. Ağır ağır doğruldu. 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-lA/ Şüphesiz, bu grupta en sık kullanılan eklerden biridir: ateş+le-, av+la-, bağ+la-, baş+la-, demir+le-, diş+le-, giz+le-, gür+le-, hav+la-, kilit+le-, nokta+la-, suç+la-, ter+le-, ucuz+la-, ütü+le-, yaz+la, yok+la-, yol+la-, vb. Örnekler: Ben seni şimdi tavşan gibi avlarım! Eski hayatını artık noktaladı. 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-msA/ Çok az sayıda örneği vardır: anı+msa-, az+(ı)msa-, ben+(i)mse-, kötü+mse-, küçük+(ü)mse- > küçü-mse-, vb. Örnekler: Bir de kötümser müşavirlerden, yardımcılardan uzak durulmalıdır. Belki, bununla da kalmayıp içinden bana karşı bir küçümseme duyuyor. Kadın hiçbir şey anımsamıyor gibi yanıtladı... 2.a. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER • /-r/ Çok seyrek görülen bir ek: deli+r-. Örnek: Yeni bir yeni krizle artık bir daha geri dönemeyeceği bir noktaya kadar delirmekten korkmuştu. • /-sA/ İşlek olmayan bir ektir: garip+se-, mühim+se-, önem+se-, su+sa-, umur+sa-, vb. Örnekler: Bazı insanları garipserim. Başkalarının kendisi hakkında ne düşündüklerini umursamıyor... 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • Fiilden fiil yapan ekler, var olan bir fiil kökü veya gövdesinden yeni bir fiil türetirler. • Bu eklerin bir kısmı çatı ekleridir ve çok işlek eklerdir. • Çatı ekleri olmayan kısmı ise çok az örnekte kullanılır. • Kısaltması: FFye • Bu ekler şunlardır: 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-A/ Çok sınırlı sayıda örnekte görülür: bul-a-, dol-a-, tık-a-. Örnekler: Kendim kayıp düşmeyeyim diye, aşağıdan yukarıya doğru çıkarak basamakları sabun eriyiğine buladım. Şimdi, Maud'un yanında, bir kolunu beline dolamış, sessiz sessiz otururken, içinde sözcükler, cümle artıkları ses veriyordu... Sırtı rüzgâra dönük, kızağa oturdu, çizmelerini çıkararak içindeki karı temizledi, sol çizmesindeki deliği bir tutam samanla güzelce tıkadı. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-AlA/ İşlek olmayan bir ektir. Yeni türetilen fiil, ekin geldiği fiilden anlamca çok farklı değildir: dur-ala-, eş-ele-, gez-ele-, it-ele-, kak-ala-, kovala-, ov-ala-, şaş-ala-, silk-ele-, tep-ele-, vb. Örnekler: Sesler birbirini kovaladı, herkes geliyordu, herkes gelmek istiyordu. Sonra çoraplarını giydi, gözlerini ovaladı... Devlet işleri çevresindeki gürültülü kalabalığı görünce şaşaladım. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-Ar/ Sadece birkaç örnekte görülür: çık-ar-, kop-ar- vb. Örnekler: Arka sırada oturan, kendi üzüntüleri içinde, herhalde öğretmeni hiç dinlemiyordu ki, süklüm püklüm ayağa kalktı, sesini çıkarmadı. Efendi, atınız ipini kopardı. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-Dİr/ Çatı eklerinden biri olarak, çok sık kullanılan bir ektir. Ettirgenlik (kauzatif) fiilleri yapar: aç-tır-, bık-tır-, bil-dir-, çek-tir-, don-dur-, giy-dir-, güldür-, kay-dır-, koş-tur-, öp-tür-, sez-dir-, sin-dir-, tüt-tür-, ver-dir-, ye-dir-, yüz-dür-, yaz-dır-, yıl-dır-, vb. Örnek: Gelişen teknolojiye ayak uydurmak safi kan arttırır. Bir milleti taklit öldürür. Zorla elini öptürdü. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-İ/ İşlek olmayan bir ektir: kaz-ı-, sür-ü-, vb. Örnekler: Bir çakıyla iki kasketin de deri astarını kazıdılar. Hastalıktan yeni kalkmış gibi ayaklarını sürüdü geldi Hüsnü'nün karısı. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-İl/ Çatı eklerinden biridir. Çok işlek bir ektir. Edilgenlik (pasif) fiilleri yapar: an-ıl-, bas-ıl-, boğ-ul-, duy-ul-, gönder-il-, kaz-ıl-, öv-ül-, sar-ıl-, sök-ül-, üz-ül-, ver-il-, yaz-ıl-, yor-ul-, vb. Örnekler: Herkesin sevilmeye ihtiyacı vardır. Sizin üzülmenizi istemediğim için dönmüştüm. İki yıl sonra da İzmir idadisine gönderildi. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-k/ Çok az sayıda örnekte rastlanır: bur-k-, dol-(u)k-, kal-k-, kan-(ı)k-, sil-k-. Örnekler: Telsizi eline alıp ayağa kalktı. Annesi omuzlarını silkti. Bu his her an yüreğimi burkuyor. Bin yıldır gizemlere, tılsımlara, büyülere, efsanelere sarmaşıklar gibi dolaşarak yaşamış İstanbulluların, artık alıştığı, kanıksadığı, sonunda zamansızlığa ulaşmış nice gündelik tansıktan biriydi bu... 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-mA/ Olumsuzluk ekidir. Dolayısıyla, çok işlek bir ektir. Eklendiği fiilin anlamını olumsuz yapar: al-ma-, bak-ma-, gez-me-, kalk-ma-, ver-me-, vur-ma-, ye- me-, zorla-ma-, vb. Örnekler: Gözüme bir damla uyku girmedi. Yeter artık, konuşma, dedi Boka. Görür görmez kimse çarpılmaz bunlara, ama baktıkça sevdalanırlar. Hiçbir kimse zorluk karşısında gelişigüzel tavır almamalıdır. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-msA/ Bu ek aslında İFye’tir, ancak sadece yeni kurulmuş bir örnekte FFye olarak kullanılmıştır: gül-(ü)mse-. Örnek: En basit bir hizmetçi bile olsa, bir kadının karşısında olmaktan mutluluk duyan genç adam dudaklarında bir gülümseme, kadife tatlılığında bakışlarıyla onu okşuyordu. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-n/ Çok işlek olan bir çatı ekidir. Edingen (refleksif) ve edilgen (pasif) fiiller yapar: bak-(ı)n-, çek-(i)n-, giy-(i)n, kaşı-n-, sev-(i)n-, yet-(i)n-, vb. Örnekler: Fakat bunun anlaşılmasından çekiniyor, gözleri ayaklarında susuyordu. Giyindi, kahvaltısını yapıp evden çıktı. Şunu da söyleyeyim ki öğrendiklerimle hiç de yetinmiyorum. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-p/ Çok sınırlı kullanımı vardır: kır-p-, ser-p-. Örnekler: Dünyaya göz kırpıyor Alice. Gülüşmeler, şakalar, kahkahalar yükseliyor, arada birbirlerine sabunlu su serpiyor, basıyorlardı çığlığı. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-r/ Çatı eklerinden biridir. Ettirgen (kauzatif) fiilleri yapar. “r” ünsüzüyle biten fiillere gelmez. Genelde “ç”, “ğ”, “p”, “ş”, “t” ve “y” ünsüzleriyle biten tek heceli fiillere gelir: aş-(ı)r-, bit-(i)r-, doğ-(u)r-, duy-(u)r-, geç-(i)r-, piş-(i)r-, vb. Örnekler: İkimiz bir olunca çabucak bitirdik. Gül kardaş gül! dedi, anan seni gül ayında doğurmuş, belli! Yemeğimi kendim pişireceğim. 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-ş/ Çatı eklerinden biri olarak, çok işlektir. İşteşlik (resiprosif) fiilleri yapar: at-(ı)ş-, bak-(ı)ş-, döv-(ü)ş-, gör-(ü)ş-, gül-(ü)ş-, kalk(ı)ş-, kokla-ş-, sev-(i)ş-, sık-(ı)ş-, vb. Örnekler: Sokak ortasında serserilerle dövüşmek âdeti yoktu. Sonra görüşürüz, diye elini sallayıp dışarı çıktı. Saçma bir tekerlemeye güler gibi, hep birlikte gülüştüler. Şevket bankada daktilolardan biriyle sevişmiş... 2.b. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER • /-t/ Çatı ekidir ve çok işlektir. Ettirgen (kauzatif) fiilleri yapar: acı-t-, benze-t-, boya-t-, düzel-t-, kapa-t-, kuru-t-, oku-t-, öde-t, sür-t-, uza-t-, yüksel-t-, vb. Örnekler: Bu, kağıttan yapılmış küçücük fişekler nasıl da insanın ensesini acıtıyor... Biraz daha dikkatli bakınca, önce büyük kara bir kuşa, sonra iriyarı bir adama benzettim o karaltıyı. Beni gebertmek için matematik okutuyorlar. MORFEMLERİN DİZİLİŞİ • Türkçede ekler gelişigüzel değil, belli sıraya göre dizilirler. • Kökler anlamlı morfemler oldukları için, cümlede kendi başlarına kullanılabilirler. • Ekler görevli morfemler olarak, cümlede kendi başlarına kullanılamazlar. • Eklendikleri kök veya gövdeyle daha yakın ilişkisi olan ekler, bu kök veya gövdeye daha yakındır. • Eklendikleri kök veya gövdeyle ilişkisi olmayan ve kelimeyi cümlede kendilerinden sonra başka bir unsura bağlayan ekler, kelimenin sonunda kullanılır. MORFEMLERİN DİZİLİŞİ • Türkçede eklerin dizilişi şöyledir: kök + yapım eki (ekleri) + çekim eki (ekleri) • Eklendikleri kelimenin türüne göre, çekim ekleri isim çekim ekleri veya fiil çekim ekleri olabilir. • Örneğin: Okula başladım. KÖK ÇE YE İÇE oku- -l+ baş +la- KELİME FÇE +a okula -dı-m başladım MORFEMLERİN DİZİLİŞİ • İsim çekim eklerinden, (her iki ek varsa) ilk önce iyelik ekleri, sonra ad durum ekleri gelir: Onun evini aldım. evini < ev + i + (n)i !{İk + 3Tie + (K)ACCade} • İsim çekim eklerinden iyelik ekleri, eklendikleri kelimeyi kendilerinden önce başka bir isim unsurura, ad durum ekleri ise kendilerinden sonra bir fiil unsuruna bağlarlar (GENade hariç). • İki ad durum eki art arda gelemez. • Aitlik eki hariç, isimlerde durum ekleri sonda gelir. Ae de sadece LOC ve GEN eklerinden sonra gelir. MORFEMLERİN DİZİLİŞİ • Çekimli fiillerde morfemler şöyle dizilir: kök + kip eki + şahıs eki • Türkçede aynı görevde ve aynı ses yapıda iki ek yan yana gelmez. Gelmiş gibi göründükleri durumlarda, mutlaka farklı görevler vardır: görmeme < gör-me-me !{Fk-Oe-Fİye} gözlerler < göz+le-r-ler !{İk+İFye-GşZke-3Çşa} gelmişmiş < gel-miş[#i-]miş[-Ø] !{Fk-BsizGZke[#Fk-]BsizGZH[-3Tşe]} • Bir kip eki sadece bir fiile gelebilir. GÖVDELER VE GÖVDE TÜRLERİ • Kökler anlamlı morfemlerdir ve kendi başlarına cümlede durabilirler. • Ancak, çoğu zaman kökler yetersizdir. Bunların anlamını daraltmak, genişletmek veya tamamen değiştirmeye ihtiyaç duyulur. Bu durumda, yapım ekleriyle yeni kelimeler elde edilir. • Kökler nadiren cümlede kendi başına kalabilir. • Yapım ekleri, gövdeler kurar. • Gövdeler yeni kelimeler olarak, cümlede daha işlektirler. GÖVDELER VE GÖVDE TÜRLERİ • Elde edilen kelime türüne göre, Türkçede gövdeler şöyle olabilir: 1. isim gövdeleri; 2. fiil gövdeleri. • Yapım eklerindeki sınıflandırmada olduğu gibi, bu gövdeler de ikiye ayrılır. GÖVDELER VE GÖVDE TÜRLERİ • İsim gövdeleri: a) isim kök veya gövdelerinden elde edilen isim gövdeleri: göz+lük, göz+lük+çü, vb. b) fiil kök veya gövdelerinden elde edilen isim gövdeleri: yaz-ı, baş+ar-ı, vb. • Fiil gövdeleri: a) isim kök veya gövdelerinden elde edilen fiil gövdeleri: ütü+le-, küçü+mse-, vb. b) fiil kök veya gövdelerinden elde edilen fiil gövdeleri: öv-(ü)l-, güneşle-n-, vb. GÖVDELER VE GÖVDE TÜRLERİ • Gövdeler canlı ve işlek birimlerdir. • Gövdesiz Türkçe düşünülemez, çünkü sadece kökler ve çekim ekleri günlük konuşmada çok yetersizdir. • Gövdeler olmadan, değişen hayat şartlarının gerektirdiği yeni kelimeler de çekim ekleriyle türetilemez. • Dolayısıyla, Türkçede yapım ekleri hayati önem taşımaktadır. • Dile neredeyse sınırsız işleklik kazandırırlar. Aşağıdaki cümlelerin kelimelerini iki seviyeli analiz teorisine göre çözün: 1. Başlık alayım dedim. 2. Sevgiden geriye ne kaldı? 3. Dolu yağıyor. BUGÜNLÜK BU KADAR.