• Bir canlıyı oluşturan en küçük yapı birimine hücre denir. (Bir canlının canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir). • Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir hücreden, bazıları da çok sayıda hücreden oluşmuştur. Her canlıyı oluşturan hücrelerin sayısı ve büyüklüğü aynı değildir. Canlıyı oluşturan hücrelerin görevlerine göre şekli ve büyüklüğü farklı olabilir. (Bilinen en küçük hücre, bakteridir. En büyük hücre deve kuşu yumurtasının sarısı, en uzun hücre de yaklaşık 1 m uzunluğunda olan sinir hücreleri örnek olarak verilebilir). • Başlangıçta bilim çevrelerinde, en küçük canlı birimi olarak hücre kabul edilmekteydi. Ancak daha sonra, hücreyi çevreleyen ve hacim olarak ondan çok daha küçük olan hücre zarı araştırmacıların karşısına adeta yeni bir canlı türü olarak çıktı. Çünkü hücreyi çepeçevre saran bu zar bir canlının, dahası şuurlu bir canlının, yani insanın temel özelliklerinden olan karar verme, hatırlama, değerlendirme gibi özellikler göstermekteydi. Peki 1 mm'nin yüzbinde biri kalınlığındaki bir zar bu özelliklere nasıl sahip olmuştu? • Hayatımız boyunca farkında olmadan yaşadığımız bu zardan 100 trilyon tanesi her an vücudumuzda kararlar almakta ve şu an dahi bunları uygulamaktadır. • Stoplazma, Hücre zarı ile çekirdek arasını tamamen dolduran akışkan bir sıvıdır. Büyük bir alanı su ile oluşmuştur. İçinde azda olsa organik ve inorganik maddelerde bulundurmaktadır. Stoplazma tüm hücrede yaşamsal olarak olması gerekn herşeyi üstlenmiştir. Organel adı verilen küçük yapılar yardımıyla bu olayı gerçekleştirmektedir. • Tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. Çekirdek zarı nükleoplazma kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. Çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. Nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. Çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. • Yeşil renklidir klorofil içerirler. Bitkilere yeşil rengini bunlar verirler. Güneş ışığı karşısında su ve karbondioksitten organik maddeler imal ederler ki bu olaya karbon özümlemesi (fotosentez) adı verilir. Kromoplastlar renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten” sarı renkte olanlara “ksantofil” sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler. • Tek hücrelilerde boşaltım organelidir. Çok hücrelilerde atık maddelerin boşaltıldığı yerdir.Tatlı suda yaşayan protistalarda su dengesinin ayarlandığı yerdir.Su dengesini ayarlayan kofula da kontraktil koful denir. Çalışırken enerji harcar. Tuzlu suya atılan paramesyumda ise kontraktil koful çalışmaz.İçleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup hayvan hücrelerinde bitki hücrelerinden daha fazla bulunur. Genç hücrelerde küçük yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli yeri vardır. Bitki hücresinde büyük hayvan hücresinde küçüktür. Bitki hücrelerindeki büyük kofula merkezi koful denir. koful=depo • Endoplazmik retikulum kanalcıkları boyunca sıralanmış ve sitoplazmada dağınık olarak bulunan protein sentezinin başladığı yapılardır. Yaklaşık 150 Angström çapındadırlar. Yapılarının % 65’i RNA (ribonükleik asit) ve % 35’i proteindir. Ribozom yardımı ile sentezlenen proteinler endoplazmik retikulum aracılığı ile hücre içi bölgelere veya hücre dışına iletilirler. Kısaca görevi protein sentezidir • Hücre içinde madde dağılımı ve taşımında görevlidir. -Salgı yapan hücrelerde gelişmiştir. - Üzerinde ribozom taşıyıp taşımamasına göre ikiye ayrılır. Ribozom bulunduranlara granüllü, bulundurmayanlara granülsüz endoplazmik retikulum denir. Granüllü endoplazmik retikulum protein sentezinde; granülsüz ise karbonhidrat, lipit ve streoid metabolizmasında görevlidir. - Çekirdek zarının oluşumunda görev alır. • Zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. Asıl görevinin hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır.paketleme ve salgı görevi yapar.Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır.Örnegin; ter bezlerinden ter • Sadece hayvan hücrelerinde bulunmakla beraber çok az bitki hücresinde de rastlanmıştır (protistalarda bulunur). Sentriyoller çekirdeğin yakınında ve birbiriyle dik açı yapacak şekilde yerleşmiş iki kısa silindirden ibarettir. Üçlü gruplar halindeki tüpçükler sentriyolün duvarları içinde uzunlamasına olarak ilerlerler. Çeper boyunca bu üçlülerin 9 tanesi düzgün aralıklarla yerleşmişlerdir. sil ce kamçı oluşumunda etkilidir. • Lizozomun gorevi nedir : Lizozomlar hücre içindeki sindirimden sorumludurlar İçlerindeki enzimler çok etkili parçalayıcıdırlar Eğer lizozomun zarı delinir ya da yırtılırsa lizozom otoliz olarak adlandırılan bir süreçle hüçreyi sindirmeye başlar Lizozom enzimleri ribozomlarda sentezlenerek ya endoplazmik retikulum aracılığıyla doğrudan doğruya ya da golgi aygıtı aracılığıyla dolaylı olarak paketlenerek, yani bir kesecik içerisine alınarak sitoplazmaya verilir, içi tanecikli, lamelli ya da homojen yapıda olabilir • Bitki hücresinin çeperinde selüloz vardır. Hayvan hücresi ise selüloz çeper içermez. Selüloz bitki hücresine belli bir dayanıklılık ve şekil verir. Hücre çeperi vakuolleşen protoplastların yüksek osmotik basıncına karşı koyar. Turgor ve hücre zarı arasındaki dengeyi sağlar ve hücrenin patlamasını önler. Hayvan hücresi ise değişken şekillidir. • Bitki ve hayvan hücresi genelde aynı organellere sahiptir. Bunlardan çekirdek ve mitokondriler çift tabakalı membran taşır. Plastid membranı da çift tabakalıdır ve sadece bitki hücresinde vardır. Bitki hücresinde olupta hayvan hücresinde olmayan bir diğer organel de merkezi vakuol (büyük koful) dür. Tek tabakalı membran taşıyan endoplazmik retikulum (ER), diktiyozom, lizozom ve küçük vakuoller hem bitki hemde hayvan hücresinde görülür. Ribozom membransız olup her iki hücre tipinde de görülür. Sentriyoller hayvansal hücrelerin çoğunda bulunur fakat bitkilerde bulunmaz.