TBMM GENEL KURULU’NDA GÖRÜŞÜLEN 478 SIRA SAYILI TORBA KANUN TASARISINA İLİŞKİN RAPOR Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Teklifin 43’üncü Maddesi ile 5525 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanuna aşağıdaki EK MADDE 1 eklenmektedir: “EK MADDE 1- 28/2/1997 tarihinden sonra verilen disiplin cezaları nedeniyle memuriyetten çıkarılanlardan 28/8/1999 tarihli ve 4455 sayılı Memurlar İle Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun veya bu Kanun hükümlerinden yararlanmış olanların; a) Memuriyete giriş şartlarını kaybetmemiş olmaları, b) Durumlarına uygun boş kadro veya pozisyon bulunması, c) Bu kadro ve pozisyonlara ait nitelikleri taşımaları, ç) Üç ay içinde müracaat etmeleri, kaydıyla yeniden göreve alınmalarında 20/12/2012 tarihli ve 6363 sayılı 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun eki (İ) Cetvelinde yer alan atama sayısı sınırlaması uygulanmaz.” Teklifin gerekçesinde de vurgulandığı üzere bu Madde ile 28 Şubat 1997 tarihinden sonra disiplin cezaları nedeniyle memuriyetten çıkarılanların tekrar memuriyete alınmaları öngörülmektedir. Elbette, ister darbe döneminde olsun ister olağan dönemde olsun, gasp edilen haklar iade edilmeli, mağduriyetler giderilmelidir. Gasp edilen hakların tesliminde tereddüde düşülmemelidir. Bu vesileyle vurgulanmalıdır ki, 28 Şubat sürecinin sivil mağdurlarına hakları iade edilirken ciddi bir eksikliğin içine düşülmekte, dolayısıyla yanlışlık ve ayrımcılık yapılmaktadır. Kamu görevlileri sadece 28 Şubat sürecinde mağdur edilmemişlerdir. 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde de sivil ve asker kamu görevlileri mağdur edilmişlerdir. Asker mağdurlar itibariyle hatırlatmak gerekirse: 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra 235 general ve 4 bin 171 subay, 12 Mart 1971 darbesinde 600 dolayında subay astsubay ve öğrenci asker, 12 Eylül 1980 darbesinde 397 subay, 176 astsubay, 447 öğrenci asker, 1984 yılından itibaren 900’ü 28 Şubat sürecinde olmak üzere 615 subay, 928 astsubay, idari kararlarla ordudan uzaklaştırıldı. 27 Mayıs 1960 darbesinin muhatabı askerlerin hakları, a) 5 Ağustos 1960 tarih ve 42 sayılı yasa, b) 11 Temmuz 1973 tarih ve 1782 sayılı yasa, c) 10 Kasım 1981 tarih ve 2551 sayılı yasa, d) 12 Aralık 1992 tarih ve 3854 sayılı yasa ile iade edildi; “Göreve devam etmiş olsalardı elde edecekleri mali haklar” tanındı İzleyen darbelerin kurbanı askerlerin yaralarının sarılması için ilk ve tek adım 10 Mart 2011 tarihinde atıldı. TBMM, bu tarihte kabul ettiği 6191 sayılı yasa ile TSK Personel Kanununa Geçici Madde 32'yi ekledi. Ancak, yasa kapsamının tereddüde mahal bırakmayacak derecede açık ifade edilmemesi ve uygulamada hak sahipleri aleyhine yorumlanması nedeniyle geride çok geniş bir mağdur kitlesi kaldı. Milli Savunma Bakanlığı’nın açıkladığına göre, Geçici Madde 32’den yararlanmak için başvuran 4 bin 606 kişiden 1542’sinin başvuruları kabul edildi. Başvuruları kabul edilenlerin çok büyük çoğunluğu, 28 Şubat sürecinde Yüksek Askeri Şura kararıyla mağdur edilen askerlerdir. Yanı sıra 12 Eylül darbesinden sonra yargı yolu kapalı üçlü kararnamelerle ilişikleri kesilen askerlerden bazıları da Geçici Madde 32’den yararlandırıldı. Ancak geride asla yüzüstü bırakılmaması gereken bir mağdur kitlesi kaldı. Geçici Madde 32’den yararlandırılmayarak ikinci kez mağdur edilen kitle şöyledir: 1- Yasanın hak başlangıcı tarihini 12 Mart 1971 olarak belirlemesine karşılık, 12 Mart darbecilerinin işkenceden geçirdiği hiçbir asker yasadan yararlandırılmadı. 2- Sözde yargı denetimine açık kararnamelerle ilişiği kesilmiş hiçbir rütbeli asker yasadan yararlandırılmadı. 3- 12 Mart ve 12 Eylül darbecilerinin görüş ve inançlarından dolayı okullarından çıkardıkları öğrenci askerlerin hiçbiri yasadan yararlandırılmadı. 4- Yargı bağımsızlığının tümüyle askıya alındığı darbe dönemlerinde darbecilerin emirleri dışına çıkamayan sözde mahkemeler eliyle mağdur edilmiş askerler yasadan yararlandırılmadı. Yasadan yararlandırılmayan asker mağdur sayısı Milli Savunma Bakanlığı’nın resmi rakamına göre 1991’dir. Yasa kapsamının mağdurlar aleyhine yorumlanmasından kaynaklanan bu sonuç, Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin imzacısı olduğu ayrımcılığı yasaklayan uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Çok daha vahimi, umutları boşa çıkan darbe mağduru askerler ikinci kez mağdur edilmişlerdir. 28 Şubat sürecinin asker mağdurlarının hakları telafi edildikten sonra bugün 478 sıra sayılı Teklifin 43’üncü Maddesi ile 28 Şubat sürecinin sivil mağdurlarının eksik kalan hakları da telafi edilmektedir. Buna karşılık, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin asker ve sivil mağdurlarının akla getirilmeyerek kapsam dışında tutulması kabul edilemez. Görüşülmekte olan teklifin kapsamı genişletilmeli ve önceki darbelerin mağduru asker ve sivil kamu görevlilerinin mağduriyeti de telafi edilmelidir. Aksi halde hem hükümet hem de TBMM eliyle ayrımcılık yapılmış olacaktır. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA Genel Kurul gündemindeki 478 sıra sayılı Kanun Tasarı’nın 43’üncü maddesine (b) bendi olmak üzere aşağıdaki Geçici Madde 35’in eklenmesini arz ve teklif ederim. Milletvekili MADDE 43(b) 27.07.1967 tarihli 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na aşağıdaki Geçici Madde 35 eklenmiştir. GEÇİCİ MADDE 35- 12 Mart 1971 tarihinden bu kanunun yayımlandığı tarihe kadar, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkartılmasına ilişkin kesinleşmiş yargı kararına dayanmayan idari işlemlerle ilişiği kesilen subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlar ile harp okulları, fakülteler, yüksekokullar ve astsubay okullarından ilişiği kesilen askeri öğrenciler veya vefatları halinde hak sahipleri de aynı neşetli emsallerine (subaylarda general olanlar, astsubaylarda subay olanlar, uzman erbaş ve uzman jandarmalarda astsubay olanlar, akademik yetersizlik ve sağlık nedenleriyle ilişiği kesilen öğrenciler hariç) Geçici 32. Madde ile düzenlenmiş haklardan yararlanırlar. Gerek Geçici Madde 32 ve gerekse bu geçici madde ile düzenlenen özlük hakları ve emeklilik için başlangıç tarihi olarak, yürürlük tarihini izleyen aybaşı esas alınır. Bu kişilere, emsalleriyle aynı rütbe ve kıdem üzerinden kimlik kartı verilir. GEREKÇE 27.07.1967 tarihli 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na 22 Mart 2011 tarih ve 6191 sayılı kanunla eklenen Geçici 32. Madde ile de 12 Mart 1971 tarihinden itibaren mahkeme kararına dayanmayan ve yargı denetimine kapalı idari tasarruflarla ilişiği kesilmiş askeri personelin mağduriyetinin telafisi amaçlanmıştır. Ancak uygulamada hâsıl olan tereddütler sonucu, tüm mağdurların bu geçici maddeden yararlandırılmadığı, dolayısıyla yeni mağduriyetlere sebebiyet verildiği anlaşılmıştır. Hak başlangıcının 12 Mart 1971 olarak belirlenmesine karşın, bu tarihte başlayan olağanüstü dönem ile sonrasında aynı yolla oluşturulan, sadece Yüksek Askeri Şûra kararına eklenmediği için farklılaşan idari kararlarla ilişiği kesilmiş personelin Geçici Madde 32’den yararlanma başvuruları kabul edilmemiştir. Önerilen geçici madde ile bu durumdaki subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar ile askeri öğrencilerin mağduriyetleri telafi edilecektir. Politik ve ideolojik mülahazalarla keyfi uygulamalar yapılarak sicilleri birden bire bozulan, disiplin notları birden bire düşürülen ve yargı kararına dayanmayan idari işlemlerle ilişikleri kesilen personelin kanun kapsamına alınması vicdan ve adaletin gereğidir. Aynı türden mağduriyetler arasında ayrımcılık, kamu vicdanını inciteceği gibi herkes için adalet anlayışına da aykırıdır.. Bu geçici maddenin kanuna eklenmesi, Anayasa ile düzenlenmiş “kanun önünde eşitlik” (Madde 10) ve “adil yargılanma” (Madde 36) ilkelerinin yanı sıra, Türkiye Cumhuriyeti’nin imzaladığı, ayrımcılığı yasaklayan, etkin başvuru ve adil yargılanma hakkını düzenleyen uluslararası sözleşmelerin de gereğidir. Halkoylamasıyla kabul edilen 12/9/2010 tarih ve 5982 sayılı Anayasa değişikliği, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.” hükmünü getirmiştir. Böyle olmakla birlikte sözü edilen uyum kanunu TBMM’den henüz geçmemiştir. Ayrıca TBMM, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Geçici 32. Madde’yi eklerken haksızlığın idare eliyle telafi edilmesini amaçlamıştır. Geçici 35. Madde ile, mahkeme kararına dayanmayan ilişik kesme kararlarına karşı etkin başvuru hakkını kullanamamış, kullansa bile ilgili mahkemenin hâkimlik teminatı ve yargı bağımsızlığı yönünden yeterince güçlü olmaması nedeniyle olumlu sonuç alamamış personelin mağduriyeti de telafi edilmiş, böylece Devlet tarafından mağdur edildiğini düşünen kişilerin hukuk devletine olan inançları pekiştirilmiş olacaktır.