Eylül-1982 KURBAN KESMENİN YERİ VE ÖNEMİ DİNİMİZDEKİ ع ٰلى َما َرزَ قَ ُه ْم ِم ْن بَ ۪هي َم ِة ْاْلَ ْن َع ِِۜام َ ٰ ٰ ِۜ احدٌ فَلَـهُُٓ اَ ْس ِل ُم وا َوبَش ِِر ِ فَاِل ُه ُك ْم اِلهٌ َو َْال ُم ْخبِت۪ ين (Hacc: 34) Muhterem Müslümanlar! Hutbemizin konusu, Kurban kesmenin Dinimizdeki yeri ve önemidir. Kurban Allah'a yaklaşmak maksadıyla, Allah rızası için Kurban bayramında kurban niyetiyle kesilen hayvana denir. Kurban kesebilmek için; hür, mukim, müslim ve zengin olmak gerekir. Bir hadisi şeriflerinde Peygamberimiz (s.a.v.) "Kudreti varken kurban kesmeyen kimse, bizim namazgâhımıza yaklaşmasın" buyuruyorlar. (1) Peygamberimiz, Allah'ın verdiği mal bolluğu içinde iken. Allah yolunda, O'nun rızası için bir kurban kesmemek cimriliğini gösteren kimsenin. İslam topluluğu içinde yerinin olmadığını beyan et üçte birini de fukaraya sadaka, kalan kısmını ahbaba, yarana konu komşuya hediye olarak vermek uygun olur. Allah'ın «İt'am ediniz» buyurmaları, bu güzel taksimata işarettir. Hz. Aişeden (R.A.) Kurban bayramında Allah rızası için kan akıtmak kadar Allah indinde sevimli bir ibadet yoktur. Kıyamet gününde kesilen kurbanların kanı, boynuzu, tüyleri, İslam dini yalnız ahiret hayatına taaluk eden meseleleri ele almaz, dünya hayatına gelen tüm canlıları ve yaşayışlarını, insanların birbirine karşı görevlerini de ele alır. İslam'ın her koyduğu kaide de insan hayatı için mutlaka bir yarar vardır. Okuduğumuz Ayeti Kerime'de Cenabı Zülcelal mealen şöyle buyuruyor: "Her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık ki, Allah'ın rızık olarak verdiği hayvanların üzerine O'nun adını ansınlar diye, sizin tanrınız bir tek tanrıdır. O'na teslim olun. Sen muti ve mütevazi olanlara müjdele" (2) Bu ifadeyle bayram günlerinde kesilen kurbanlara işaret edilmektedir. Ayeti Kerime, kesilen kurbanlardan önce onların üzerine Allah'ın adını anmalarını emrediyor. Çünkü kurbandan asıl maksat Allah'a yaklaşmaktır. Kurban İsmailin (A.S.) Allah için feda edilmek istenişinin bir hatırasıdır. Bunun için Allah'ın ayetlerinden her ayet ve Peygamberleri Hz. İbrahim ile Hz. İsmail'in itaat edişlerinin bir numunesidir. Bununda ötesinde, bir sadaka ve fakirleri doyurarak Allah'a yaklaşmadır. Aziz Müminler! Kurban edilecek hayvanlardan maksat; deve, inek, koyun ve keçidir. Kurbanlar, bayramın üçüncü gününün akşamına kadar kesilir. Kurban günleri içinde mutlaka kan akıtmak şarttır. Kurban niyetiyle para vermek caiz değildir. Kurbanların müslüman bir kimse tarafından kesilmesi ve keserken muhakkak "Bismillah Allahü Ekber" denilmesi şarttır. Mümin olduğu halde kasten besmeleyi terk eden kimsenin kestiği hayvan, (Allah'ın adıyla kesilmediğinden) murdardır, yenilmez. Unutmak suretiyle besmele çekilmemişse o hayvanın etini yemek caizdir. Kurban etini üç kısma ayırmak müstehaptır. Üçte birini aileye nafaka, diğer kemikleri terazide tartılır ve kurban, sahibine kurtuluş hediyesi olarak verilir. Diğer bir Hadisi Şerifte "Ashabı şöyle sordular", "Ya Resulallah, kesilen kurbanlardan bize ne var? Her bir kıl için bir hasene ve her akan kan için bağış vardır". Yine Hz. Aişeden (R.A.) "Kesilen kurbanın her kan damlası günahların mağfiretine vesile olur". Bu müjdeli haberler karşısında nasıl olur da zenginler kurbanlarını kesmezler? Ey hali vakti yerinde olan müslümanlar! Mealen okuduğum Hadisi Şeriflerden ilham alarak, fakirlere, muhtaçlara karşı katı yürekli bulunmayınız. Onlara acıyınız. Kendimizi bir defa olsun onların yerine koyalım ve düşünelim. Hele bayramlarda onları daha ziyade kollayalım. Bu, sadece onlar için bir fayda değil, bizim için de bir kardır. Çünkü bütün iyiliklerin, ibadetlerin faydası, hep döne dolaşa yapana gelir. Bunu da asla hatırdan çıkarmayalım. Değerli Müslümanlar! Mukim ve hür olan erkek ve kadın herhangi bir müslüman, kendisinin ve nafakaları üzerine lazım gelen ehlinin, ayalinin içinde oturduktan evden, giyecekleri elbiseden, muhtaç oldukları sair eşyadan, harcından fazla olarak altından Yirmi Miskal ki 80,18 gram, gümüşten 200 dirhem, 561 gram gümüşe veya bunların tutarına müsavi kıymete veya servete malik olanlar üzerine kurban kesmek vacib olur. Kurbanlar, dini hayatımızın parlak tezahürlerindendir. İman ve Allah'a kulluk alametlerindendir. Hayatın en tatlı günleri, Allah ve Resulü'nün sevgisi ve emirleri gölgesinde yaşayan ve ebediliğe geçen günlerdir. Din aşkı gönüllerin saadet sermayesidir. Allah'a itaatsizlik içinde geçen ömürler heder olan kıymetlerdir. Hz. Peygamber'e bizi ümmet yapan Allah'ü Zülcelale sayısız Hamdü senalar ederiz. Şefaatına nailiyet suretiyle Cenneti'ne girenler arasında olmamızı Cenabı Hak'tan niyaz ederiz. *** (1) Tecrid Tercemesi C. 3 Sah. 222 (2) Hacc: 33