maxıllofacıal enfeksıyonlar

advertisement
Maxillofasiyal
Enfeksiyonlar
Prof. Dr. Mehmet YALTIRIK
Dt.İrem K.Topcuoğlu
Dt.Alen Palancıoğlu
DtCevat Tuğrul Turgut
Enfeksiyon:
Vücut dokularının patojen mikroorganizmalar ve
onların toksinleri ile istila edilmesi ve buna bagli
olarak hastalık tablosunun ortaya çıkmasıdır.
Enfeksiyonun şiddeti;
Mikroorganizma sayısına,
Mikroorganizmaların virülansına
( mikroorganizmanın hastalık yapabilme yeteneği),
Vücudun direncine bağlıdır.
Oral ve maxillofasiyal bölgede gelişen enfeksiyonların büyük çoğunluğu endojen
enfeksiyonlardır ve genellikle ağızda bulunan mikroorganizmalardan kaynak alırlar. Bunlar
diş veya periodontal kaynaklı problemlerden ortaya çıkarlar. Bunlardan kaynaklanan
enfeksiyonlar odontojen enfeksiyonlar olarak adlandırılır.
Ağız boşluğunda bol miktarda bulunan staphylococlar veya streptococlardır.
Diş çürüğünün tedavi edilmediği zaman dişe verdiği zarar,Ağız
boşluğunda çok sayıda mikroorganizma çürük, dişeti cepleri aracılığıyla
kemikte ve yumuşak dokularda iltihabi olayları başlatırlar.
Enfeksiyon;
 Kemik yolu ile
 Sellüler yol ile
 Lenf yolu ile
 Damar yolu ile yayılım gösterir.
KEMİK YOLU:Enfeksiyon dişin apeksinden başlamış ise kemik yolunu
takip eder ve kemiğin en az dirençli bölgesinden ilerler.
Hastada şiddetli ağrı vardır.
Bu enfeksiyonun periost altına geldiğini gösterir(subperiostal abse).
Enfeksiyon periostu delip yumuşak dokuya yayılmaya başladığı zaman
ağrı ve şişlik artar.
SELLÜLER YOL:Kemik yolu ile başlayan enfeksiyon sonunda yumuşak
dokuya geçerek submüköz abse yapar. Periodental enfeksiyonlar
bunlara örnektir.
LENF YOLU: İlgili lenflerin şişmesiyle enfeksiyonun varlığı
anlaşılır.Çocuklarda daha sık rastlanılır.
Genellikle kronik vakalarda ortaya çıkarlar.
DAMAR YOLU: Bu yol daha çok akut durumlarda karşımıza
çıkar.Trombo-flebitlerle karşılaşılır.
Sinüs kavernosus trombo-flebiti şu yolu izler;
Alt çenede;V.mandibularis pleksus pteygoideus
aracılığı ile sinüs kavernozus da trombo-flebit
oluşturur.
Üst çenede;Enfeksiyon v.facialis yolu ile burun
köküne gelir buradan v.angularis aracılığı ile
v.dorsalis nazi ve v.ophtalmica superiore ve
pleksus pterygoideusa gelerek sinüskavernosusa
ulaşır ve burada trombo-flebit oluşturur.
Enfeksiyonlarda takip edilen yol önemlidir.
Bu;kemik kalınlığına,mimik kasların yapışma yerine ,çiğneme
kaslarına ve kökün anatomik durumuna bağlıdır.
İrinleşme kas engelini aşarsa loca diye adlandırdığımız önemli
anatomik boşluklara yayılmaya başlar.
Kökün anatomik konumu iltihabın yayılmasında
önem teşkil eder;
Üst 1,3,5 nolu dişler ve üst 4 ve molarların bukkal
kökleri vestibül tarafa yakındır ve submüköz
abse yaparlar.
Üst 4 ve 6,7 nolu dislerin palatinal kökleri ile üst 2
nolu dislerin kökü palatinale yakın olduğu için
palatinal abse yaparlar.
Üst kesicilerin dik yukarıya doğru olan iltihapları
burun tabanını altında toplanarak burun tabanı
ve mukozası abseleri yaparlar.
Üst çenede arka grup dişlerini
köklerinin sinüs maksillarise
yakın olmalarından dolayı
bunlardan
kaynaklanan
enfeksiyonun sinüse yayılma
ihtimali vardır.
Sinüs ile dişin kökleri arsındaki
kemik bazen kalın bazen ince
bazende tamamen mukoza ile
temastadır.Kemik ince yada
kökler tamamen sinüs içinde
ise enfeksiyonun sinüs içine
yayılma riski fazladır.
Odontogen kaynaklı enfeksiyonların yayılması
esnasında üst çenede primer
olarak fossa
kanina,bukkal ve infratemporal bölgeler , fossa
pterygo palatina.
Alt çenede submental, sublingual, submandibuler
localar önemlidir.
Sekonderolarak enfeksiyon;
pteygomandibuler,massater,superfisial,
derin temporal,pharyngeal, retropharyngeal ve
prevertebral bölgelere yayılır.
İltihabın Lokal belirtileri şunlardır;
Kızarıklık(Dolaşımın artışıyla olan )
Şişlik,
Lokal ısının artışı
Ağrı
Fonksiyon bozukluğudur.
İltihabın Sistemik belirtiler;
Ateş
Lökositoz (10.000 mm3 ve üstü)
Lenfadenopati
Üşüme ve titreme
Nabız artışı
Sedimentasyon artışı
CRP düzeyi artışı
Kan plazmasında gama globulin fraksiyonu artışı
Akut abse ;Ağrılı bir şişliktir.Bu şişlik merkezde
sert ve gergin olup perifere doğru daha az ağrılı
ödem şeklindedir.
Deride lokal olarak ısısı artmıştır.
Abse subkutan dokulara ulaştığı zaman derinin
rengi kızarmıştır.
Dışarı doğru açılmaya hazır durumlarda
fluktuasyon alınır.
Kronik abse;yavaş gelişir.Serttir,ağrı akut abseye
göre daha azdır.
Fizik tedavi; hastaya sıcak veya soğuk kompresler
önerilir.
Cerrahi tedavide; sebep olan dişin çekimi veya
rezeksiyonu yapılır.Yumuşak dokuya yayılmış ve
fluktuasyon alınıyor ise uygun ensizyonlarla cerahatin
direnajı sağlanır.
İlaç tedavisinde ise: uygun antibiyotikler (bakterisidbakteriostatik) verilerek tedavi yapılır.
Oral abse drenajında ensizyon dişeti kenarına
paralel yapılır.Ensizyon yerinden ucu kapalı
hemostat ile girilir.Abse içine ulaşılınca
hemostatın ucu açılarak geri çekilir.
Oluşan yoldan abse içine dren yerleştirilir.
Tedavi;Yeterli genişlikte yapılan ensizyonlarla
olur.Ensizyon vestibül diş eti kenarından 3-5mm
yukarıdan diş dizisine paralel olarak yapılmalıdır.
Gerekirse uygun antibiyotikler verilerek de
tedaviye devam edilir.
Oral ve Maksillofasiyal Enfeksiyonlarda Teşhis
Tüm hastalardan çok dikkatli bir şekilde anamnez alınmalı, fiziksel muayene yapılmalı, laboratuar testleri değerlendirilmeli ve
görüntüleme yöntemleri kullanılmalıdır.
Acil Durum Seviyesine Karar Verme
Bilinç durumu ve hava yolu ilk olarak değerlendirilmelidir. Ciddi bir komplikasyon süphesi veya bulgusu varsa vital bulgular
değerlendirip hasta hemen hospitalize edilmelidir.
Tıbbi Anamnezin Kaydedilmesi
Hastadan sorular sorarak enfeksiyonun hikayesi dinlenmelidir. Şikayetinin ne olduğu sorulmalıdır.
Ne zaman başladığı, yapısı, lokalizasyonu, semptomların süresi, nüks edip etmemesi, sıklığı ve tedaviye yanıt verip vermediği
sorulması gereken kritik sorulardır. Doğduğundan bugüne kadar olan tıbbi geçmişi var olan durumun değerlendirilmesinde ve
teşhiste çok önemlidir. Hastanıj önceden kullandığı ilaçların bilinmesi de çok önemlidir.
Enfeksiyonlar için kötü prognoz yaratabilecek risk faktörleri
Diabetes mellitus, sistemik kortikosteroid kullanımı, sistemik immünsupresif ilaçların kullanımı, malign tümörler, lösemi, lenfoma,
myeloma, kemoterapi, radyoterapi, alkolizm, siroz, kronik böbrek yetmezliği, splenektomi geçirmiş hastalar, organ
transplantasyonları, HIV/AIDS, Kollajen hastalıkları, vasküler bozukluklar, beslenme bozuklukları…
Hastanın hidrasyonu ve beslenme durumunu değerlendirmek de önemlidir. Bazen hasatalar ağrı, iştahsızlık, trismus, çiğğneme
veya yutma zorluğu gibi nedenler yüzüden yeterli derecede su içemezler ve beslenemezler. Ayrıca yüksek ateş su kaybını ve
vücut için alınması gereken kalori miktarını arttırır. Sonuç olarak dehidratasyon ve beslenme bozukluğu ortaya çıkar.
Önceki tecrübeler ve eski hipersensitiv reaksiyonlar ve kullanılmış ilaçların olası yan etkileri de kaydedilmelidir.
Hastalarda teşhis edilmemiş durumların(özellikle diabet, kronik hepatit, hepatik virüsle birlikte enfeksiyon, tüberküloz, bacillus
taşıyıcılığı, hamilelik) olabileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.
Hastanın Mevcut Durumunun Değerlendirilmesi
Hastanın tüm semptomları kesin olarak belirlenmelidir. Yapısı, yeri, ağrının süresi kaydedilmelidir. Muhtemel semptomlar
başağrısı, titreme, terleme, iştahsızlık ve uykusuzluktur. Çiğneme-yutkunma , nefes alma, yeme ve ağız açma zorlukları oral
disfonksiyon göstergeleridir.
GörüntülemeYöntemleri
Radyografik muayene enfeksiyona sebep olabilecek lezyonların durumunu ve kapsamını görebilmek
açısından çok önemlidir.
Düz Filmler
Radyografik muayene genellikle düz filmlerle başlar. Standart periapikal radyografi lokalize dentoalveolar
problemlerin teşhisinde yeterlidir. Panoramik röntgen ise daha geniş bir görüş sağlayarak enfeksiyonların
tam sınırlarını kapsamlarını ve anatomik oluşumlarla ilişkilerini göz önüne sererler. Panoramik röntgen
trismuslu hastalarda ekstraoral bir yöntem olması sebebiyle avantaj sağlar. Waters grafisi ve anteroposterior radyograflar ise paranasal sinüslerin enflamasyonlarının görüntülenmesini sağlar.
Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme
Bilgisayarlı tomografi (BT) röntgenleri ve ultrason görüntülerini desteklemek için kullanılan bir yöntemdir.
BT; özellikle fasiyal boşlukların enfeksiyonlarının, çene osteomiyelitlerinin ve paranasal sinüzitlerin
incelenmesine kullanışlıdır.
Manyetik rezonans(MR) çeşitli enfeksiyonların görüntülenebilmesini sağlar. BT ile karşılaştırıldığında MR;
osteomiyelit, TME süpüratif artriti gibi enfeksiyonların görüntülenmesinde daha kalitelidir.
Radyonükleit taramalar
Radyonükleit taramalarda vücuda küçük dozda radyoaktif kimyasal verilir. Radyonükleit, gamma ışını yayan
bir kimyasaldır ve vücuda iv yolla ufak dozlarda verilir. Bu verilen kimyasal vücutta patolojik durumların
mevcut olduğu hipermetabolik alanlarda toplanır ve görüntü bu bölgelerde yoğunlaşır.
Odontojen enfeksiyonların
mikrobiyolojisi





Aeroblar;
Streptokoklar (%70)
Stafilokoklar (%6)
Neisseria,
Corynobakteriumlar

Anaeroblar;

Gram (+) koklar (%33)
-Streptokoklar
-Peptostreptokoklar

Gram (+) çubuklar (% 15)
-eubacterium
-laktobasiller

Gram (-) çubuklar;
-bakteroides
-fusobacterium
Spesifik enfeksiyonlar

Tüberküloz, Mycobacterium tuberculosis

SİFİLİS (Frengi)Treponema pallidum
Aktinomikoz; Actinomyces İsraelli

Odontojen Enfeksiyonlar

Perikoronitis

Periodontal enfeksiyonlar

Periapikal enfeksiyonlar
Perikoronitis

Parsiyel olarak gömük kalmış dişlerin üzerindeki diş
etinin altına bakterilerin ve debrisin girdiği durumlarda
perikoronitis gelişebilir.

Akut, subakut veya kronik
formda olabilir.

Akut perikoronitiste, perikoroner abse ve püy oluşumu
vardır.

Kötü ağız kokusu, kulağa yayılan zonklama şeklinde
şiddetli ağrı, yutkunmada zorluk, trismus, lokal ağrılı
lenfadenopati ve ateş vardır.

Subakut perikoronitiste, diş çevresi ödemlidir.
Devamlı künt ağrı, lokal ağrılı lenfadenopati görülür.

Kronik perikoronitiste iltihap bulguları çok azdır veya
hiç yoktur. Klinik muayenede yarı sürmüş yirmi yaş dişi
saptanır.

Kısa süreli orta şiddette künt ağrı ve radyografide
genişlemiş perikoroner aralık vardır.
Tedavisi;
Akut
dönemde antibiyotikler, analjezikantienflamatuar ilaçlar kullandırılır.
Klinik
bulgular geçtikten sonra yirmi yaş
dişi çekilir.
Periodontal enfeksiyonlar

Periodontal hastalıklar, diş destek dokularının kronik
enfeksiyöz rahatsızlıklarıdır.

Gingivitis (diş eti enflamasyonu)

Periodontitis (diş eti enflamasyonu +kemik kaybı)

Periodontal abse
Akut nekrotizan ülseratif
gingivitis/periodontitis

Periimplantitis

Periimplant mukozit
İmplant çevresindeki yumuşak
dokularla sınırlı enflamasyon

Periimplantitis
İmplant çevresi yumuşak dokuların
enflamasyonu + kemik kaybı
Periapikal enfeksiyonlar

Tedavi edilmemiş
pulpa nekrozu
neticesinde pek çok
klinik tablo oluşabilir.

Klinik tablo;
mikroorganizmanın
virulansı ile hastanın
savunma
mekanizması
arasındaki dengeye
bağlıdır.
Odontojen enfeksiyonların komşuluk
yoluyla yayılımı
Enfeksiyon süngerimsi kemik içinde kortikal kemiğe kadar
rahatça ilerler. Ardından kemiğin üzerine çıkarak kemik ile
periost arasında toplanır ve subperiostal apse oluşur.
Cerahatin periostun altında toplanması ve periostun kemikten
ayrılması oldukça ağrılıdır. Hasta şakağa, alna, kulağa yayılan
ve sıcakta artan ağrılardan şikayetçidir.
Cerahat periostu deldikten sonra mukoza altında toplanır ve
submüköz apse oluşur. Odontojenik apseler içinde en sık
görüleni submüköz apselerdir.
Enfeksiyon yayılımını belirleyen unsurlar:

Enfeksiyonlar kemik içinde ilerlerken direncin az olduğu
yöne doğru yayılırlar. Bu nedenle diş apekslerinin
vestibüler - lingual - palatinal konumları ve kemik
yüzüne olan yakınlıkları önemlidir.

Enfeksiyonun yayılmasını belirleyen bir diğer unsur da kas
yapışıklıklarıdır.

Yüzün mimik kasIarı ve çiğneme kasIarı iltihabın
yönlenmesinde önemli rol oynarlar.
Üst çene dişlerinden kaynaklanan
enfeksiyonun yayılma yolları
Üst 1, 3, 5, numaralı
dişlerin kökleri ve üst
4 numaranın bukkal
kökü vestibül tarafa
yakındır ve öncelikle
submüköz
apse
yapmaları beklenir.
Vestibül absesi
Palatinal abse
Palatinal apse, palatinal
mukoza ile periost sıkıca
yapışık olduğundan bir
subperiostal apsedir.
Üst kesicilerin dik yukarıya ilerleyen iltihapları burun
tabanı altında toplanarak Gerber çıkıntısını meydana
getirirler.
Üst çene arka grup dişler sinüs maksillarise olan
komşuluk durumlarına göre sinüs empiyemi meydana
getirebilirler.
Alt çene irinleşmelerinde bizim için önemli olan
sublingual
ve
submandibuler
boşluklardır.
Submandibuler ve sublingual loca iki katlı bir
apartman gibidir.
Üstte
sublingual
altta
submandibuler
loca
bulunur.Bunların ikisi arasında da ağız tabanını
döşeyen m.mylohyoideus vardır.
Alt çene lingual tarafta m.mylohyoideus önemli bir kastır.
 Bu kas sublingual ve submandibular localar arasındaki sınırı
meydana getirir.
 Kas yapışıklığı mandibula iç yüzünde eğimi posteriorda
yukarıdan aşağıya olacak şekildedir.
 Buna göre alt çene ön grup dişlerin, linguale yönlenen
iltihapları m. mylohyoideus engeli ile karşılaşıp bu kasın üzerine
açılarak sublingual loca apsesini oluştururken, arka grup
diş kökleri kasın altında kalıp doğrudan submandibular
boşluğu doldururlar.


Alt 8 numaralı diş için
genellikle bu kas bir engel
oluşturmaz, bu dişin apseleri
doğrudan submandibular loju
tutarlar.

Alt çene ön bölge
dişlerinden kaynaklanan
enfeksiyonların vestibüle
yönelmesi ile vestibül abse
veya submental abse oluşur.

Alt çene molar dişlerin
vestibüle yönlenen kök ucu
enfeksiyonu, buksinatör kas
engelini kasın altından aşarak
bukkal apseleri meydana
getirir.
Buccinatör kas
Maksilla
Buccinatör üstü
Vestibül absesi
Mandibula
Buccinatör altı
Yanak absesi
Loca enfeksiyonları
Eğer periapikal bölgedeki enfeksiyon kas engelini
aşarsa o zaman çeşitli anatomik boşluklarda
toplanarak loca apselerini meydana getirir.
Loca enfeksiyonları
Primer maksiller
dağılım:
 Fossa canina
 Bukkal bölge
 İnfratemporal bölge
Primer mandibular
dağılım:
 Submental bölge
 Bukkal bölge
 Submandibular bölge
 Sublingual bölge
Sekonder dağılım:
 Masseterik bölge
 Pterygomandibular bölge
 Yüzeysel ve derin temporal
bölgeler
 Lateral farengeal bölge
 Retrofarengeal bölge
Fossa Canina apsesi
M. caninus (m. levator
anguli oris) ve m. levator
labii superior arası bölge
fossa canina olarak bilinir.
Kanin dişin apsesinden
kaynaklanan enfeksiyon bu
bölgeyi tutar.

Kanin dişin kökü oldukça uzundur
ve
kas
çoğu
kez
engel
oluşturamaz. Ayrıca çocuklarda
kanin dişin dental arktaki yerini
alması diğer anterior dişlere göre
daha geç olduğundan çocuklarda
apeks kas engeli ile korunmadığı
için apsenin fossa kaninada
toplanması şansı daha fazladır.

Fossa caninada burna yakın
bölgede kaslar arasında bir açıklık
vardır. Bazen enfeksiyon buradan
göz iç açısından deriye fistülize
olur.
Klinik görünüm:
Infraorbital bölgede şişlik vardır.
 Alt göz kapağı, üst dudak ve
burun yan tarafı şişmiştir.
 Deri hiperemiktir.
 Intraoral muayenede vestibül
bölgede şişlik görülür.
 Hastada
ateş, halsizlik gibi
sistemik belirtiler olabilir.

M.levatör labii superior ve m.levatör anguli oris kasları arasındaki boşluk
fossa canina olarak adlandırılır.
Patogenezi;üst kanin dişlerinden menşei alırlar.
Klinik olarak;ekstra oral baktığımız zaman yüzün ön
tarafında (infra
orbital bölge) bir şişlik vardır.
Sulkus nazolabialis kaybolmuştur.Alt göz
kapağı,burun yan duvarı ve üst
dudak şişmiştir.
Deri hiperemik hale gelmiştir.Ağrı vardır. İntra oral olarak baktığımız
zaman;Forniks vestibülüm sığlaşmıştır ve sub müköz abse gibi görüntüsü
vardır.Eğer zamanında direne edilmez ise abse kas içine ilerleyerek
subkütan abse oluşturur.Palpasyonda fluktuasyon alınır.
Bazan de deride gözün iç köşesinde fistülize olur.Bu bölgedeki abselerin
riski v.angularisin tromboflebitine neden olmasıdır.Bu trombus;v.angularis
ve v.ophtalmika aracılığı ile sinüs kavernozusa yayılarak sinüs kavernozus
tromboflebiti yapar.
Tedavi;vestibülüm oristen yapılır.Buradan yapılan
geniş bir ensizyonla abse açılır.
Künt bir aletle periost fossa kanina hizasına
kadar ayrılır ve diren yerleştirilir.
Eğer abse subkütan hale geldiyse ekstra olarak
sulkus nazo labialis doğrultusunda ensizyon
yapılır ve diren yerleştirilir.
Hastaya yüksek dozda antibiyotik verilmelidir.
Fossa Canina apselerinde sinüs kavernozum
tromboflebiti riski vardır!
Cerrahi drenaj:
Intraoral olarak fossa kaninaya komşu bölgede
mukobukkal katlantıda yapılan insizyonla sağlanır.
Bukkal apse (yanak absesi)

Alt ve üst çene molar
dişlerin vestibüle yönlenen
kök
ucu
enfeksiyonu,
buksinatör kas engelini üst
çenede kasın üzerinden,
alt çenede kasın altından
aşarak
bukkal
apseleri
meydana getirir.

Yanak
apseleri
m.
buccinatorius ile yanak yağ
dokusu arasında oluşurlar.
Yanak abseleri(bukkal abseler):M.buccinatorius ile
yanak yağ dokusu arasında yer alırlar.
Patogenezi:Üst-alt molar bazen de premolarların
enfeksiyonundan menşei alırlar.
Üst çeneden kaynaklanan abseler buccinatör kasın
üstünden alt çenede ise buccinatör kasın altından
yanak dokusuna yayılırlar.
Klinik olarak;üst çeneden kaynaklı ise;enfeksiyon
massaterin ön kenarından üst dudağa kadar
birşişlik ile kendini belli eder.Burun yan
kısımları,alt göz kapağı şişmiştir.Şişlik aşağıda alt
çene kenarını aşmaz.
Alt çeneden kaynaklanan enfeksiyonda şişlik alt
çene kenarından daha aşağıdadır.Alt dudak
şişmiştir.
İntra
oral
olarak;mukoza
kabarmıştır.Hiperemi
vardır.Mukozada palpasyonda fluktuasyon alınır.
Yanak abselerinde cerahat genellikle dışa doğru yayılım
gösterir.
Alt çeneden kaynaklanan yanak abseleri mandibulanın alt
kenarından aşağı doğru yayılım yaptıkları zaman;submandibular
locaya, massater kas aracılığı ile parotis locasına, pterygo
mandibuler, parapharyngeal localara yayılır.
Enfeksiyon daha içerilere doğru girerse fossa pterygo
palatinaya ve infratemporal locaya yayılır.
Tedavi;ağız içinden forniks vestibülden yapılan
ensizyonlarla drenaj sağlanır.Eğer abse subkutan
olarak gelişmiş ise ekstra oral açılarak drenaj
yapılır.
Klinik Görünüm:
Yanak bölgesindeki şişliğin merkezi sert, baskıda
ağrılı, perifere doğru ödematöz ve yumuşaktır.
Üst çeneden kaynaklanan bukkal apsede;
burun yan kısımları ve alt göz kapağı da
ödemlidir.
Şişlik aşağıda alt çene kenarını aşmaz.
Alt çeneden kaynaklanan bukkal apsede;
şişlik daha aşağıda olup kollateral ödem alt
dudağı içine alıp alt çene kenarından daha
aşağılara kadar ulaşır. Buna rağmen alt çene
kenarı palpasyonda iyi hissedilebilir.
Intraoral olarak yanak mukozasının içeri doğru
şiştiği görülür. Mukoza üzerinde yan dişlerin
izleri mevcuttur.
Cerrahi drenaj:
Yanak apseleri genellikle intraoral
drene edilir. İnsizyon sebep olan
dişin hizasındaki mukobukkal
katlantıdan geniş olarak yapılır.
İnfratemporal apse
İnfratemporal bölge,
pterygomandibular bölgenin
üst komşusudur.
İç yanda lateral pterygoid kas ve
lateral farengeal duvar, dış yanda
temporal tendon ve proc.
coronoideus, üstte sfenoid kemiğin
büyük kanadı, arkada parotis bezi
kılıfı, temporal kas ve kondil ile
sınırlıdır.
Foramen ovale ve foramen
spinosum ile fossa cranii media ile
ilişkidedir.
İçerisinde A. Maxillaris, N.
mandibularis, plexus
pterygoideus yer alır.
Enfeksiyon nedeni;
üst çene yirmi yaş dişinin
enfeksiyonları,
cerrahi işlem
komplikasyonları,
komşu loca
enfeksiyonlarının
yayılımıdır.
Klinik Görünüm:
Temporal kas baskısı nedeniyle ekstraoral asimetri görülmez.
Şişlik varsa bile azdır.
Medial pterygoid kasın etkilenmesiyle trismus görülür.
Farenks tutulumu olursa disfaji oluşabilir.
Enfeksiyonun göze yayılması ile göz kapağında ödem ve optik
sorunlar belirebilir.
Tanıda MRI faydalıdır.
Drenaj, tuber maksillanın lateral ve yukarısından yapılan
insizyonla sağlanır.
Submental abse
Submental loca, iki taraflı
digastrik kasın ön karınlarının
arasında yer alır. Çene ucundan
hyoid kemiğe kadar devam eder.
Üstte m. mylohyoideus, altta platisma
ve yüzeysel fasya ile sınırlıdır.
Alt çene ön bölge dişlerinden
kaynaklanan enfeksiyonların
vestibüle yönelip mimik kas
engelini aşmasıyla veya komşu
loca enfeksiyonlarının yayılımı ile
oluşur.
Klinik Görünüm:
İzole submental abselerde çene
ucunun altında dil köküne kadar
uzanan sert, baskıda ağrılı şişlik
vardır.
Intraoral olarak vestibül normaldir,
ağız tabanında ödeme bağlı şişlik
görülür.
Drenaj, ekstraoral olarak çene
ucuna paralel insizyonla yapılır.
Tedavi; Ekstra oral olarak alt çene
kıvrımına paralel olarak çene
ucundan hafif kavisli ensizyon
yapılır. Antibiyotik verilir.
Sub Mental loca abseleri;sub mental loca; yukarıda M.
Mylohyoideus, aşağıda fascia colli superficialis ve
platysma, yanlarda biventer kasın ön karnı ve hyoid
kemik, arkada, submandibular ve sublingual loca ile
sınırlıdır.
Patogenezi; direkt olarak alt keser dişlerden kaynaklıdır.
Daha çok submandibular ve sublingual loca
irinleşmeleri
bu
locanın
sekonder
olarak
iltihaplaşmasına neden olur.
Klinik olarak; çenenin altında dil köküne kadar uzanan
sert ve ağrılı bir şişlik vardır. Çene ucu abselerinde
şişlik çenenin ucundadır.
Çene ucu abseleri;Alt çenenin ön tarafında meydana
gelirler.
Patogenezi;alt çene ön dişlerden nadiren de alt
kaninlerden menşei alırlar.
Klinik olarak;çene ucunda sert,baskıda ağrılı ve kemik
üzerinde hareket edemeyen bir şişlik ile
karakterizedirler.
Deri hiperemik ve parlaktır.İntra oral olarak
vestibülde şişlik görülür.
Submandibular apse
Submandibular loca
Her iki tarafta mandibulanın altında
üçgen şeklinde boşluktur.
Üstte
m. mylohyoideus, alt
medialde m. digastricus ’ un ön
karnı,
altta yüzeysel fasya,
platysma ve deri ile sınırlıdır.
Üst arka kısımda submandibular
bez ile sublingual locaya doğru
devam eder.
İçerisinde; submandibular tükrük
bezi, A. lingualis, A. ve V. facialis,
n. hypoglossus, submandibular lenf
gangliyonları bulunur.
Submandibular loca
enfeksiyonları;
Alt molarlardan kaynaklanır.
Molar diş köklerinin lingual
tarafa
yönelen
iltihapları,
mylohyoid kasın altında kalıp
submandibular
apseyi
oluştururlar.
 Ayrıca
sublingual loca ve
submental
bölge
iltihapları,
komşuluk yoluyla submandibuler
loca apselerine neden olabilirler.
 Odontojen olmayan iltihaplar
ise submandibular tükrük bezi
veya
submandibuler
lenf
düğümlerinden kökenlidir.

Klinik Görünüm:
Alt çene kenarının altında, m.
Sternocleidomastoideus
ve
submental bölge arasında
lokalize katı kıvamlı şişlik
vardır.
 Şişlik palpasyonda ağrılı ve
alt çene iç tarafına yapışıktır.
 Palpasyonda alt çene kenarı
dış yanda hissedilir, ancak iç
yanda hissedilemez.
 Apse subkütan hale geldiyse
fluktuasyon alınır.
 M. Pterygoideus medialis’in
etkilenmesi ile trismus
oluşur.


Enfeksiyon komşu localara (sublingual, submental ve
parafarengeal bölgeler) yayılabilir.

Drenaj, ekstraoral olarak, alt çene kenarına paralel ve
1-2 cm aşağıdan yapılır.
A. ve V. facialis’in insizyonla zedelenmemesine
dikkat edilmelidir!

Sub mandibuler loca;yanda alt çenenin iç yüzündeki
fovea submandibula, üstünde M. Mylohyoideus, önde
submental loca ve M. Digastricus, altta alt çene
kenarının altı , fascia colli superficialis, playtsma ve cilt
vardır.
M.Digastrikusun fasciasının zayıf olması nedeniyle
submental locadaki irinleşme kolaylıkla buraya geçer.
M. mylohyoideus ile M. Hyoglossus arasında bir hiatus
vardır. Bu hiatus aracılığıyla loca arkaya doğru açılarak
sublingual loca, boyun ve boğazla ilişkilidir.
Locanın içinde submandibular bez vardır. Wharton
kanalı;M. Mylohyoideus ve M. Hyoglossus arasındaki
hiatusdan kıvrılarak sublingual locaya oradanda dil
altından ağza açılır.
Patogenez:
Molar dişlerden
nadir
olarakda alt premolarlardan menşei alırlar.
I. Molarların distal kökü ile II. ve III.
Molarların kökleri M. Mylohyoideusun
altındadır.
Dolayısıyla
enfeksiyonlarında
submandibular loca etkilenir. Submental
loca iltihapları sekonder olarak bu locanın
irinleşmesine neden olur.
Tedavi; başlangıçta intraoral ensizyonlarla tedavi
yapılır. Abse çene ucu bölgesinde yer alıyorsa
ekstraoral ensizyon yapılır. Çene ucundan 1-2 cm içte
kavis şeklinde ensizyon yapılır. Diren takılır. Ensizyon
ağız dışından ,Kemiğe yakın ve dişlere paralel olarak
ensizyon yapılmalıdır. Kendi haline bırakılırsa prognoz
kötü
olur.
Enfeksiyon
buradan
sublingual,
parapharengeale, retropharengeale, mediastene yayılır.
Klinik olarak; şişlik başlangıçta sert, baskıda ağrılıdır.
Alt çene kemiğinin iç tarafında meydana gelir. Şişlik;
aşağıda hyoid kemiğe, dorsalda M.
Sternocleidomastoideusa, içte submental bölgeye
kadar uzanır. M. Pterygoideus medialis etkilenirse
trismus oluşur. Ağız tabanı şiştir. Ağrı ve ateş vardır.
Sublingual apse
Sublingual loca;
Yukarıda ağız mukozası, aşağıda m.
mylohyoideus, lateral ve önde
mandibula kemiğinin iç yüzü,
medialde m. geniohyoideus ve m.
genioglossus ile sınırlanmıştır.
Dorsalde submandibuler locanın
yukarı kısmı ile uzanır.
Sublingual loca içerisinde sublingual
tükrük bezleri, Warton kanalı, A. V.
sublingualis ve N. lingualis bulunur.
Sublingual apseler, alt çene
premolar dişlerin lingual
tarafa yönelen kök ucu
enfeksiyonlarından
kaynaklanabilir.
Bundan başka submandibuler
iltihaplar sublingual locaya
yayılabilirler.
Sublingual
tükrük
bezi
iltihapları bu bölgeyi tutar.
Klinik Görünüm:
Ekstraoral şişlik çok azdır veya hiç yoktur.
Ağız tabanında ilgili tarafta palpasyonda ağrılı, sert şişlik vardır.
Plica sublingualis şişmiştir. Ağız tabanı dişlerin kesici yüzlerine
kadar kabarabilir.
Dil yukarı ve sağlam tarafa doğru itilmiştir. Bu durumda
konuşma ve yutkunma zorlukla yapılır.
Drenaj; sınırlı enfeksiyonlarda ağız içinden
diş dizisine paralel insizyonla yapılır.
Diğer locaları da tutan apselerde ekstraoral
yol seçilir.
Sublingual loca irinleşmesi; Sublingual loca yukarıda
ağız mukozası, aşağıda m.mylohyoideus, lateral ve
önde mandibula iç yüzeyi, medialde m.geniohyoideus
ve m.genioglossus ile sınırlanmıştır.Subligual loca
aşağıya
doğru
submandibuler
locaya,
m.mylohyoideusun
yanından
yukarı
doğru
parapharyngeal locaya açılır.
İçinde submandibuler ve sublingual bezlerin boşalma
kanalı(warton Kanalı) bulunur.
Patogenezi;Alt çene dişlerinden genellikle molar
dişlerin köklerinin enfeksiyonundan etkilenirler.
Bazen linguale doğru eğim yapan premolarların
kökleride bu bölgeyi etkileyebilir.
Submandibuler iltihaplar ve sublingual bezin
iltihaplarıda burayı tutabilir.
Klinik olarak;sublingual abse bütün sublingual loju
doldurmayıp sebep olan dişin çevresinde kalır.O
taraftaki ağız tabanı mukozası kabarmış, hiperemik
bir durum almıştır. Daha yaygın abselerde
enfeksiyon sublingual lojun tamamını tutup bazı
hallerde cerahat diğer tarafa geçer.
Dil yukarı doğru ve sağlam tarafa doğru itilmiştir.
Şiddetli
enfeksiyonlarda
m.genioglossus
ve
m.geniohyoideusu geçerek diğer taraftaki
sublingual lojun enfeksiyonuna neden olur.
İltihap daha dorsale doğru gidip submandibuler ve
parapharengeal bögeye yayılır.
Tedavi; Abse sınırlı bir lokalizasyon gösteriyorsa diş
dizilerine paralel bir ensizyonla açılır.
Ağır vakalarda antibiyotik tedavisi de yapmak gerekir.
M.mylohyoideus
geçerek
submandibuler
ve
submental lojlara yayılarak ağır bir tablo çıkar. Bu
tabloya Ludwig Anjini denir.
Ludwig Anjini

Ludwig anjini; bir abse söz konusu
olmadan,
sublingual
ve
submandibular alanda bilateral
olarak süratle gelişen sert yapıda
olan bir sellülitisdir.

Yayılım dil kökü, ağız tabanı ve larenkse
doğru genişleyerek, çok ciddi bir
enfeksiyona neden olur.

Önemli bir komplikasyonu glottis
(larenks)
ödemidir.
Glottisdeki
mukoza
ödemi,
solunum
yolu
obstrüksiyona ve süratle larenksi
tıkayarak asfiksiye bağlı ölüme yol açar.
Ludwig Anjini;
Süratli gelişimiyle karakterize,
 ağrılı,
 ağız tabanı ve boyun üst bölümünde her iki tarafı da
tutan şişlik seklindedir.


Yutkunma zorluğuyla belirti verir. Hasta su içmede
zorlanır, yutkunma ve ağız açma güçleşir.

Ateş, solunum zorluğu, baş ağrısı ve halsizlik vardır.

Etken mikroorganizma çoğunlukla streptokoklardır.
Masseterik bölge apsesi

Masseterik
(submasseterik) loca,
mandibula ramusu ile masseter
kası arasında kalan bölgedir.

Önde retromolar bölge ve
buccinator kası, arkada parotis
bezi, yukarıda zigomatik ark ile
komşudur.

Mandibular üçüncü moların
enfeksiyonu veya komşu loca
enfeksiyonlarının yayılımı ile
oluşur.

Klinik Görünüm:


Mandibula angulus bölgesinde şişlik vardır.
Ağrı ve trismus belirgindir.
Retromolar bölgede de şişlik görülür.
Yemek ve yutkunmak güçtür.
Ateş ve halsizlik gibi sistemik belirtiler bulunur.

Drenaj; angulus altından ekstraoral insizyonla sağlanır.



Massater loca irinleşmeleri(massaterikomandibuler bölge):Sınırları;Burası masseter kasın içi
ile Ramus mandibulanın dış yüzü arasında
yeralır.Arkada ramusun arkakenarı,önde ramusun
önkısmı,aşağıdaangulus ile alt çenenin alt kenarının
kesiştiği bölgenin üst kısmı,yukarıda arkus
zygomatikus(dış kulak yolu.artikulo
temporomandibularis) ile sınırlıdır.
Öne doğru buccinatörün fasiası ile arka tarafa
doğru ise parotis fasyası ile birleşir.
Parotis fasyasının olduğu bölgede loca ikiye
ayrılır.
Bu bölgeden içeriye arter, ven ve sinirler girer.
Bu aralık ile masseter locanın subtemporal ve
infratemporal loca ile ilişkileri vardır.
Submassetik boşluk, temporal boşluk ve pterygomandibuler boşluk ramus mandibulanın
etrafında yeralır.
Mandibuler molar dişlerden irinleşmesini alan bu boşluğu, masseter kası, lateral ve medial
pterygoid kas ve temporal kas sınırlar.
Patogenezi
Alt molar dişlerin, özellikle alt 3.büyük azının
perikoronitisinden oluşan enfeksiyonlardan direkt
etkilenir.
Sekonder olarak ise, buccinatör abse, subtemporal loca
abselseri, peritonsiller abseler bu bölgeyi indirekt olarak
etkiler.
Klinik olarak: Trismus vardır.Şişlik ramusun arkasındadır ve çok
serttir.Kulak memesi kabarmıştır. Kulakta ağrı mevcuttur
Tedavi;Ramusun arka kısmından incisura mandibulanın 2cm
altından kemiğe paralel insizyonla ve ağız içinden 7-8`nolu
dişlerin vestibülünden yapılan insizyonla drenaj yapılır.
Pterygomandibular
apse
Pterygomandibuler loca,
m. pterygoideus medialis ile ramus
mandibulanın iç yüzü arasında yer
alır.
Yukarıda infratemporal bölge ve
retromaxiller kısma dahil olur.
Arkada parotis locası, önde yanak
bölgesi ile ilişkidedir.
Gevşek bir yağ dokusu ile dolu olan
bu aralığın içinde A, V, ve N.
Alveolaris mandibularis ve N.
Lingualis yer alır.
Mandibular anestezide,
anestezik maddenin
depolandığı bölgedir.
Bu bölge apseleri, öncelikle alt
üçüncü molar, daha sonra
diğer molar dişlerin
enfeksiyonuna bağlı
gelişebilir veya komşu loca
enfeksiyonları bu bölgeye
yayılabilir.
Klinik Görünüm:
M. pterygoideus medialis’in etkilenmesi sonucu şiddetli trismus
gelişir. Hastalar dişlerini ancak birkaç milimetre kadar
arayabilirler.
Ekstraoral çok az şişlik görülür.
Retromandibuler bölgeye yapılan baskıda ağrı hissi vardır.
Hastada yutkunma güçlüğü ve ateş vardır.
Drenaj, intraoral veya ekstraoral insizyonla yapılabilir.
Ekstraoral insizyon, angulusun 2cm altından yapılır.
Intraoral insizyon, ramusun ön kenarı üzerinde yapılır.
Yüzeysel ve Derin
Temporal Apseler
Yüzeysel temporal loca, temporal
kas ve fasya ile çevrilidir.
Derin temporal loca ise temporal
kasın altında kalır.
Bu locaların enfeksiyonu masseterik ve infratemporal
bölgelerden yayılım ile olur.
Klinik Görünüm:
Trismus, ağrı ve baş ağrısı vardır.
Şakakta ödem görülür.
Drenaj, temporal bölgeden ekstraoral olarak yapılır.
Parotis locası
Ramusun arka tarafında yer alan
parotis locasını parotis bezi
doldurur.
Üstte dış kulak yolu ve TME, arkada
mastoid çıkıntı, digastrik kasın arka
kısmı ve sternocleidomastoid kası
ile sınırlıdır.
Ayrıca bu locada:
 N. facialis
 N. Auriculotemporalis
 A. Carotis externa ve uç dalları
 V. Retromandibularis
 Parotis lenf bezleri yer alır.
Parotis loca irinleşmesi:Sınırları; Ramus mandibulanın arka
kenarı ile M. Sternocleidomastoideus arasında yer alır.
Patogenezi: Dental kaynaklı irinleşmeler görülmez. Bezin
iltihapları buna neden olur. Ayrıca pterygomandibular, masseter
loca ve retromaxiller locadan enfeksiyon buraya yayılır.
Klinik: Ramusun arka kenarı ağrılıdır ve şiştir. Şişlik yanağa ve M.
Sternocleidomastoideus’ un ön kenarına kadar ulaşır.
Tedavi:Angulusun altından yapılan ensizyonla drenaj sağlanır.
Peritonsiller apse

Peritonsiller apseler, tonsilIalar
çevresinde, genellikle ağız mukozası
ve farenks kasları arasında yer alan
arkus glossopalatinus içinde oluşurlar.

Peritonsiller bölge, parafarengeal
bölge ile komşudur.

Peritonsiller iltihaplar ya tonsillaların
kriptaları arasındaki iltihaplarından
veya alt yirmi yaş dişinin akut
perikoroner enfeksiyonlarından
kaynaklanır.






Odontojen kökenli iltihaplarda, ilgili alt yirmi yaş dişinde
perikoroner apse vardır. Tonsillalar ile alt akıl dişi arasındaki
mukoza hiperemiktir ve şişlik görülür.
Hastalar daha çok yutkunma güçlüğünden şikayet ederler.
Trismus yoktur.
Odontojen olmayan cerahatlenmeler ise daha çok kronik
bir tonsillitisten kaynaklanır.
İltihaplı olan tonsilla hiperemik görünümde olup şişmiştir.
Farenks yan duvarı mukozası kızarmış ve şişmiştir.
Yutkunma güçlüğü, lenf bezlerinde şişlikler ve ateş
mevcuttur.
Alt 3. büyük azı enfeksiyonundan
kaynaklanan peritonsiller abse
Parafarengeal apse

Parafarengeal bölge,
dışta m. Pterygoideus
medialis, içte farenks
kasları, yukarıda kafa
kaidesi ile sınırlıdır.

Arkada parotis locası ve
retrofarengengeal bölge
ile ilişkidedir.

Ön ve aşağıda
submandibuler loca ile
komşudur.
Parapharyngeal loca irinleşmesi:Sınırları; dışta m.Pterygoideus
internus ve pterygomandibular loca, İçte pharynx adaleleri,
Önde submandibular ve sublingual localar, Arkada
retropharyngeal loca ve parotis bezi vardır.
Patogenezi: Direkt olarak irinleşmesi olmaz. İndirekt olarak
submandibular loca irinleşmeleri, yanak abseleri buraya yayılır
Klinik olarak;tamamen pterygomandibular loca irinleşmesinin
semptomlarına benzer. İleri derecede trismus vardır.Yumuşak
damakta şişlik oluştuğundan dolayı yutkunma ve konuşma
güçlükleri vardır.
Tedavi: 7-8 lerin bulunduğu bölgeden insizyon yapılır. Ekstra
oral olarak, angulusun önünden alt çene kenarına yakın bir
yerden ensizyon yapılarak direnaj sağlanır.
Pterygomandibular loca irinleşmesi:
Pterygomandibular loca mandibular anestezinin
yapıldığı locadır. Sınırları;
Dışta ramusun iç yüzü
İçte M.pterygoideus medialis
Yukarıda M.pterygoideus lateralis
Altta Trigonum retromolare
Önde Pterygomandibular bağ vardır.Bu bağın içinde
n. ve a. Mandibularis,n.lingualis ve n.mylohyoideus
bulunur.
Patogenezi: Direkt irinlenmesi mümkün değildir.
Ancak mandibular anestezi esnasında iğnenin ve
solüsyonun enfekte olmasıyla etkilenir.
Klinik: M. Pterygoideus medialisin etkilenmesiyle
kuvvetli trismus görülür. Şişlik daha çok retromolar
bölgededir. Bu locadaki enfeksiyon yandan parotis
lojuna , prapharyngeal bölgeye yukarı doğru
retromaksiller bölgeden fossa pterygo palatinaya
yayılır.
Tedavi: Trigonum retromolareden yapılan ensizyonla
irin boşaltılır.

Genellikle bu bölge sekonder
olarak submandibuler locadan
gelen enfeksiyonla iltihaplanır.

Klinik Görünüm:
Hastanın genel durumu çok
bozulmuştur.
 Trismus ve yutkunma
güçlüğü belirgin bulgulardır.
 Etkilenen tarafta yumuşak
damakta kızarıklık ve şişlik
vardır.
 Uvulanın sağlam tarafa doğru
kaydığı görülür.


Sternocleidomastoid kasın ön kenarı boyunca
yapılan ekstraoral insizyonla veya

Pterygomandibular raphe üzerinden yapılan
intraoral insizyonla drenaj sağlanır.
Retrofarengeal apse

Retrofarengeal bölge,
prevertebral fasyalar ile
farenks arka duvarı arasında
yer alır.

Yukarıda kafa tabanına,
aşağıda arka mediastinuma
kadar uzanır.

Bu aralığın iltihapları
sekonder olarak
parapharyngeal aralıktan
buraya ulaşır.

Klinik Görünüm:
Parafarengeal apse semptomlarına farenks arka duvarının
kızarması ve şişliği de eklenir. Bu nedenle de yutkunma ileri
derecede güçleşmiştir.
 Enfeksiyon aşağıya doğru ilerleyerek arka mediastinuma
ulaşır. Göğüste şiddetli ağrılar, sıkışma ve solunum güçlüğü
hissedilir.
 Septisemi bulguları vardır.




Drenaj:
Apse üst retrofarengeal bölgede yer alıyorsa parafarengeal
aralıktan buraya ulaşılır.
Cerahat aşağıya doğru yayılmışsa insizyon klavikulanın
üstünde M. Sternocleidomastoideus’un ön tarafından yapılır.
Retro pharyngeal abseler:Sınırları; Önde
prapharyngeal loca ,arkada; vertebralar, İçte;
pharenks adaleleri, dışta; Parotis loju Yukarıda;
kafa kaidesi, Aşağıda; mediasten ile sınırlıdır.
Patogenezi: Direkt olmaz. İndirekt olarak
parapharyngeal locanın enfeksiyonu buraya
ulaşır.
Klinik: Farenks arka duvarının kızarması ve
şişmesi ile kendini gösterir. Yutkunma güçlüğü
vardır. Abse tedavi edilmezse yukarıda kafa
kaidesi aşağıda da mediastene kadar yayılır.
Tedavi: Geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılır.
Parapharyngeal abse drenajında yapılan şekilde
ensizyonla locaya ulaşılır.
Perifasiyel enfeksiyonların
komplikasyonları
Sinüs Cavernosus Tromboflebiti
 Mediastinit
 Hava yolu obstrüksiyonu
 Metastatik abseler (piyemik abseler)
 Menenjit
 Beyin absesi
 Endokardit
 Sepsis (septisemi)

Cerrahi tedavi

ABSE DRENAJI:

Drenaj iltihabı bölgedeki pü ve bakteri birikimini ortamdan
uzaklaştırır. Kan akımının artmasını ve bölgede doku
direncinin fazlalaşmasını sağlar.

Enfeksiyonun fasiyal localara yayılımı belirlenmeli ve drenaj
için gerekli cerrahi insiziyonlar yapılmalıdır.

İnsizyon öncesi ponkisyon iğnesi ile
alınan püy materyali mikrobiyolojik
incelemeye gönderilerek
antibiyogram yapılabilir.

Baş ve boyundaki locaların drenaj insizyonları, önemli
anatomik yapıların hasar görmemesi, istenmeyen
kozmetik sekellerin oluşmaması için dikkatli şekilde
yapılmalıdır.

Hemostat yardımıyla etkilenen locaya ulaşılana kadar
künt disseksiyon ile doku katmanları ayrılır.

Apse kavitesi boşaltıldıktan sonra insizyon yerine dren
yerleştirilir. Püy tamamen boşalana kadar 2-5 gün
yerinde bırakılır.
Abse drenajı
Kök kanalı yoluyla drenajın sağlanması
Cerrahi tedavi

ENFEKSİYON KAYNAĞININ ORTADAN
KALDIRILMASI:
Diş çekimi
 Endodontik tedavi
 Rezeksiyon+ endodontik tedavi

Tedavi
Fasiyal boşluk enfeksiyonların tedavi
prensipleri:
İlk öncelik havayolunun acikligi
sağlanmalıdır
BT veMR ile tanının konulması
Hastanın durumunun dikkatli bir şekilde
değerlendirilmesi
İnsizyon ve drenaj yapilmasi
İntravenöz antibiyotik tedavisi
Hastanın hospitalize edilerek destek tedavi
sağlanması
İyileşmeyi geciktirebilecek immün baskılayıcı
faktörlerin araştırılıp değerlendirilmesi
Cerrahi drenaj prensipleri
İşlem öncesi güvenli havayolu sağlanması
Geniş insizyon ve önemli organlara hasar
vermeden künt diseksiyon
Tüm abse odaklarınıa ulaşılıp açılması ve
etkilenme olasılığı olan tüm fasiyal
boşlukların değerlendirilmesi
Dren yerleştirilmesi
İstenilen sonuç alınmazsa cerrahi işlemin
tekrarlanması
Medikal tedavi

Enfeksiyonun sistemik yayılma olasılığını
düşündüren ateş, halsizlik, lenfadenopati, trismus
gibi klinik belirtilerin olması durumunda ya da
yaygın ve iyileşmeyen enfeksiyonlarda tedaviye
yardımcı olarak antibiyotikler kullanılabilir.

Ayrıca vücut savunma mekanizmaları çeşitli
nedenlerle yetersiz olan hastalarda (organ
transplantasyonu, zayıf kontrollü diyabet v.b.)
dental tedaviyle birlikte antibiyotik kullanımı
uygun görülmektedir.
Antibiyotik Tedavisi
Mümkünse antibiyotik seçimi için klinik örnekler
alınarak mikrobiyolojik veri elde edilmelidir. Fasiyal
boşluk enfeksiyonlarında ilk olarak seçilmesi
gereken antibiyotikler penisilin grubudur. Standart
doz antibiyotik bu enfeksiyonlarda yetersizdir, bu
nedenle yüksek (genellikle maksimum) doz
antibiyotik kullanılmalı , 2 veya daha fazla antibiyotik
klullanılarak sinerjik etkisinden yararalanılmalıdır.
Fasiyel boşluk enfeksiyonlarda intravenöz antibiyotik
uygulanması tavsiye edilmelidir çünkü bu şekilde
ilacın yeterli plazma düzeyi kesin ve hizli olarak
sağlanır. Pensilin alerjisi durumunda klindamisin ve
metronidazol en iyi alternatiflerdir
Fasiyel Boşluk Enfeksiyonlarında Önerilen
Antibiyotik Rejimleri
Hafif vakalarda antibiyotik rejimi
Penicillin (e.g. penicillin V,
amoxicillin ) Maksimum doz-Oral
Erythromycin Maksimum doz-Oral
Clindamycin Maksimum doz-Oral
Metronidazole Maksimum doz-Oral
Co-amoxiclav Maksimum doz-Oral
Penicillin + metronidazole Maksimum doz-Oral
Ciddi vakalarda antibiyotik rejimi
Penicillin (e.g. penicillin G,
ampicillin) Maksimum doz- İntravenöz
Co-amoxiclav Maksimum doz- İntravenöz
Ampicillin-sulbactam Maksimum doz- İntravenöz
Clindamycin Maksimum doz- İntravenöz
Imipenem Maksimum doz- İntravenöz
Penicillin + metronidazole Maksimum doz- İntravenöz
Penicillin + clindamycin Maksimum doz- İntravenöz
Destek Tedavi
Şiddetli enfeksiyonların yoğun bakım ünitesinde tedavi
edilmesi gerekebilir. Hastaların immün baskılayan
hastalıkları olabilir. Bu gibi faktörler iyileşmeyi
geciktirebilir ve düzeltilmelidir. Hastalarda genellikle
şiddetli ağrı, disfaji (yutmada güçlük), trismus ve iştah
kaybı görülmektedir.
Disfaji hastalarda dehidrasyon ve malnütrisyona neden
olmaktadır. Enfeksiyon hastanın immün direncini
düşürür. Şiddetli vakalarda hasta hospitalize edilip
intravenöz antibiyotik tedavisi, monitorizasyon, ağrı
kontrolü ve sıvı- besin desteğine başlanılmalıdır.
Cerrahi Drenaj
Cerrahi drenaj en etkili ve güvenilir tedavidir.
Etkilenen alanda yapilan bir insizyon ve hemostatla yapilan
künt diseksiyonla cerrahi drenaj gereklidir.
Künt disseksiyonla tüm abse odaklarına ulaşılmalı ve yeterli
drenaj
ve
dekompresyonu
sağlamak
için
dren
yerleştirilmelidir.
Cerrahinin neden olacağı ekstra ödem ve hematom, havayolu
açısından risk yarattığı için cerrahi işleme başlamadan önce
hastanın havayolu acikligi sağlanmasi gerekebilir.
İnsizyondan sonra önemli organlarda cerrahi yaralanmaya
neden olmamak için hemostatla künt diseksiyon yapılır.
Künt disseksiyonla tüm abse odaklarına ulaşılmalı ve yeterli
drenaj
ve
dekompresyonu
sağlamak
için
dren
yerleştirilmelidir.
Download