BAġBAKANLIK ĠNSAN HAKLARI BAġKANLIĞI MART 2012 AVRUPA KONSEYİ GENELİ VE TÜRKİYE’YE İLİŞKİN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE YAPILAN BAŞVURU VE MAHKEME KARARLARINA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER VE ANALİZİ Hazırlayan: Ahmet UZAK - İnsan Hakları Uzmanı Bu belgedeki tüm şekiller Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi’nin http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Header/Reports+and+Statistics/Reports/Annual+Reports İnternet sayfasında yer alan yıllık raporlarından, istatistik raporlarından ve diğer belgelerden üretilerek elde edilmiştir. 1 AVRUPA KONSEYĠ GENELĠ VE TÜRKĠYE’YE ĠLĠġKĠN AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ’NE YAPILAN BAġVURU VE MAHKEME KARARLARINA ĠLĠġKĠN ĠSTATĠSTĠKLER VE ANALĠZĠ Ahmet UZAK / Ġnsan Hakları Uzmanı BaĢbakanlık Ġnsan Hakları BaĢkanlığı 27 Mart 2012 2 SUNUġ Türkiye, hem 2011 yılında (AİHM) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvurular ve hem de halen yargısal süreçteki toplam başvurular açısından Rusya’dan sonra 2. sırada yer almaktadır. Bununla birlikte, Türkiye aleyhine yapılan başvurular nüfusa oranladığında Türkiye 2011 yılı hariç son yıllarda Avrupa Konseyi (AK) genelindeki Sözleşmeye taraf ülkelere karşı yapılan ihlal başvuru ortalamasına yakın hatta çoğu zaman daha iyi durumdadır. 2011 yılında ise Avrupa Konseyi (AK) genelinde 1.000.000 kişi başına düşen başvuru sayısı 79 iken bu sayı Türkiye için 118’dir. Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayılarında son iki yılda özellikle 2011 yılında ciddi artışlar gerçekleşmiştir. Son iki yıldaki artışlar 2009 yılındaki başvuru sayısının yaklaşık iki katıdır. Son iki yıldaki artışların sebebinin bu alandaki bilinç artışı olduğu düşünülse bile gerçek sebeplerinin ortaya konulabilmesi için başvuru konuları itibariyle daha detaylı araştırmaya ihtiyaç vardır. Başvuru sayılarındaki son yıllardaki artışlar insan hakları alanında özellikle etkin işleyen “kamu denetçiliği” “ ulusal insan hakları kurumu gibi önleyici mekanizmaların kurulması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel “şikâyet yolu” AİHM’e yapılacak başvuru sayılarında muhtemelen önümüzdeki yıllarda azaltıcı etki yapacaktır. 1959 – 2011 yılları arasında, AİHM tarafından en az bir maddeyi ihlal ettiği gerekçesiyle verilen toplam ihlal kararları sayısında (dava sayısı itibariyle) Türkiye, 2404 aleyhe kararla Sözleşmeye taraf 47 ülke arasında 1. sıradadır. Türkiye’ye ilişkin ihlal kararları Mahkemenin vermiş olduğu tüm ihlal kararlarının % 19’unu oluşturmaktadır. 3 Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarında, 2010 (% 17) ve 2011(% 16) yıllarında oransal olarak görülen iyileşmelere rağmen Türkiye, 2011 yılında da aleyhe sonuçlanan dava sayısı itibariyle en çok ihlal kararı verilen devlet konumundadır. Bir davada birden fazla maddenin ihlal edilebileceği göz önünde bulundurulduğunda ise, Sözleşme maddelerini en çok ihlal eden Devletler açısından Türkiye 2011 yılında Rusya’dan sonra 2. sırada gelmektedir. 2011 yılında Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal kararlarının genellikle 5 veya daha önceki yıllardaki başvurulara ilişkin ve doğal olarak da başvurulardan en az 3-4 yıl öncesine ilişkin vuku bulan olaylara ilişkin olduğunu vurgulamak gerekir. 1959-2011 yıllarında Türkiye aleyhine verilen ihlal kararları arasında en çok ihlal edilen haklar sırasıyla, adil yargılanma hakkı (% 33 (yargılamanın uzunluğu % 13)), mülkiyet hakkı (% 16) ve özgürlük ve güvenlik hakkıdır (% 14). 2011 yılında ise Türkiye aleyhine verilen ihlal kararları arasında en çok ihlal edilen haklar sırasıyla, adil yargılanma hakkı (% 28 (yargılamanın uzunluğu % 18)), işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağı (% 25) ve özgürlük ve güvenlik hakkıdır (% 13). Son yıllarda, özellikle 2011 yılında, Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal kararları arasında yaşama hakkına ve ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarda azalmalar görülmektedir. Bu önemli gelişmeye rağmen Türkiye halen bu konuda hakkında en fazla ihlal kararı verilen devletler arasında yeralmaktadır. 2011 yılında Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal kararları arasında işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağından dolayı verilen ihlaller % 25’le çok ciddi bir orana sahiptir. 2011 yılında İşkence ve kötü muameleden dolayı Mahkemenin vermiş olduğu ihlal karalarının yaklaşık % 60’ı Rusya ve Türkiye hakkındadır. Son yıllarda, özellikle 2011 yılında, Türkiye’ye 4 hakkında insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağı ile bu hakka ilişkin yetersiz incelemelerden dolayı gerçekleşen mahkûmiyetlerde artışlar söz konusudur. Yetersiz inceleme, soruşturma olduğu gerekçesiyle işkence ve kötü muamele hakkına ilişkin olarak Mahkemenin vermiş olduğu toplam 89 ihlal kararından 37’isi sadece Türkiye hakkındadır. Kötü muamele ve yetersiz incelemelerden dolayı Türkiye aleyhine verilen kararların yüksekliği, Türkiye’nin “işkenceye sıfır tolerans” politikasının daha etkin uygulanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda ilgili kamu görevlilerine eğitim başta olmak üzere önleyici mekanizmalara ve bu çerçevede tarafımızdan da 2011’de onaylanan BM İşkenceyi Önleme Sözleşmesi Ek Protokol’ünün (OPCAT) uygulanması büyük önem arz etmektedir. Adil yargılanma hakkına ilişkin olarak özellikle yargılamanın uzunluğundan dolayı, son yıllarda Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarında ciddi artışlar vardır. 2011 yılında Türkiye hakkında adil yargılanma hakkına ilişkin olarak verilen 83 ihlal kararının 53’ü yargılamanın uzunluğu hakkındadır. Yargılamanın uzunluğu gerekçesiyle verilen ihlal kararları dışında Türkiye aleyhine adil yargılanma hakkına ilişkin verilen kararlarda 2010 ve 2011 yılında gerçekleşen düşüşler bu konudaki kayda değer olumlu gelişmelerdir. Bu çalışmayı hazırlayan Araştırma Görevlisi Ahmet UZAK’a ve çalışmayı inceleyerek katkıda bulunan Başbakanlık Uzmanı Fatih AYDIN’a teşekkürü bir borç bilirim. 27.03.2012 Mehmet ALTUNTAġ Ġnsan Hakları BaĢkanı (V.) 5 I. BAġVURULAR 6 ġekil 1: AĠHM’e Yapılan Yıllara Göre BaĢvuru Sayıları 1 BAġVURU SAYILARI 70000 64547 61307 60000 57157 49861 50000 45016 39349 40000 41850 35369 32490 30000 28201 27178 20000 13843 10000 8408 2526 0 10475 8702 3861 652 734 1058 3456 3670 2488 2328 2830 3706 4474 5821 1959- 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1998 Türkiye Avrupa Konseyi (Tüm Ülkeler) Avrupa Konseyi genelinde AĠHM’ye yapılan baĢvurularda yıllara göre giderek artan büyük bir artıĢ söz konusudur. Örneğin 1999 yılında Mahkemeye yapılan başvuru sayısı 8408 iken 2011 yılında bu sayı yaklaşık 8 misli bir artışla 64.547 olmuştur. 2010 yılına kıyasla (61.307), 2011 yılındaki başvuru sayısı yaklaşık % 5’lik bir artış göstermiştir. Yıllara göre gittikçe artan başvuru hiç şüphesiz Mahkeme için daha fazla iş yükü demektir. AİHM giderek artan iş yüküyle baş edebilmekte oldukça zorlanmakta ve her yıl yargısal süreçte bekleyen dava sayısı artmaktadır. Gittikçe artan iş yüküyle baş edebilmek için AHİM son yıllarda kurumsal bazı reformlar yapmak zorunda kalmış ve halen etkinliğini arttırabilmek için yeni reformlara ihtiyaç duymaktadır. Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayıları incelendiğinde yıllar içerisinde AK genelindeki artışa benzer bir şekilde artışlar olduğu gözlemlenmektedir. 1999 yılından 2011 yılına kadar başvuru sayılarında yaklaşık 13 misli bir artış söz konusudur. Türkiye aleyhine yapılan başvurular 2010 yılında bir önceki yıla göre 1 Bu belgedeki tüm şekiller Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Header/Reports+and+Statistics/Reports/Annual+Reports web sayfasında Yer alan yıllık raporlarından, istatistik raporlarından ve diğer belgelerden üretilerek elde edilmiştir. 7 1347 artarak 5821 olmuştur. Bu ise yaklaşık % 30’luk bir artış demektir. 2011 yılında ise Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayısı 2010’a göre yaklaşık % 50 daha artarak 8.702’ye yükselmiştir. Bununla birlikte, Türkiye aleyhine yapılan başvurulardaki artışlar yıllara göre incelendiğinde, AK genelindeki yapılan başvurulardaki artışın aksine sürekli doğrusal bir artışın olmadığı görülmektedir. Türkiye aleyhine yapılan başvurular bazı dönemlerde artış gösterirken bazı dönemlerde ise azalış göstermektedir. Örneğin, 1999 yılından 2002 yılına kadar başvurularda sürekli bir artış söz konusu iken 2002’den 2007’ye kadar ise genel olarak bir azalış söz konusudur. 2002’de Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayıları 3861 iken 2006 yılında bu sayı 2328 ve 2007 yılında ise 2830 olmuştur. Başvurular 2006 yılından itibaren tekrar bir artış eğilimine girmiş ve 2010 yılında en yüksek rakama, 5821’e, yükselmiştir. Oransal olarak bakıldığında Türkiye aleyhine yapılan başvuruların AK genelinde yapılan tüm başvurular içinde yüzde 9 civarında olduğu görülmektedir. BaĢvuru sayılarındaki artıĢın nedenleri: Hem Avrupa Konseyi (AK) genelinde Sözleşmeye taraf ülkelere karşı hem de Türkiye’ye karşı yapılan başvuru sayılarındaki bu önemli artışları nasıl değerlendirmek gerekir? Başka bir deyişle bu artışların arkasındaki nedenler neler olabilir? Başvuru sayılarındaki artışın genel olarak nedenleri şunlardır: 1) Avrupa Konseyi genelinde SözleĢmeye üye ülkelerin sayılarında ve dolayısıyla muhatap nüfus sayısındaki artıĢlar. 1990 yılında Sözleşmeye taraf ülkelerin sayıları 22 ilen bu sayı günümüzde 47 olmuş ve muhatap nüfus 800 milyonu aşmıştır. (Annual Report 2010, s.12) 2) SözleĢmenin ve öngördüğü denetim sisteminin hakları ihlal edilenler nezdinde yargısal ve bağlayıcı karar alınması açısından çok etkin ve baĢarılı bir hak arama mekanizması olması münasebetiyle her geçen gün daha fazla tanınan ve baĢvurulan bir mekanizma olması. Mahkemenin bazı karalarının iç hukukta yarattığı etki ve kararlarının her geçen gün üye ülkedeki insanlar tarafından daha çok duyulur ve biliniyor olması başvuru sayılarının artmasında 8 çok önemli bir etken olmuştur. AİHM’in gittikçe artan başvuru sayısı ve iş yükü kapsamında “kendi başarısının kurbanı olduğunu” söylemek mümkündür. (The ECHR in 50 Questions, s.12). 3) Özellikle Soğuk savaĢ döneminden sonra gittikçe yaygınlaĢan insan hakları söylem ve pratiğinin üye ülkelerde yaĢayanlar açısından genel bir hak ve hak arama bilincini geliĢtirdiği ve bunun da Mahkeme’ye baĢvuru sayısını arttırdığı söylenebilir. 4) Sözleşmenin öngördüğü denetim sisteminin özellikle Mahkemenin iĢleyiĢinde ve çalıĢma yöntemlerinde meydana gelen değiĢiklikler. Örneğin, 2002 yılında Mahkemenin çalışma yöntemindeki değişiklikle birlikte daha önce idari veya yargı öncesi aşamada yapılan başvurulara ilişkin kabul edilebilirlik incelemesi yargısal aşama sürecine aktarılmış, dolayısıyla daha önce sözleşme sisteminde “başvuru” kabul edilmeyen başvuruların başvuru olarak değerlendirilmeye başlanması ile başvuru sayılarında büyük bir sıçrama yaşanmıştır (Analysis of Statistics 2010, s.7). 2001 yılında AK genelinde yapılan toplam başvuru sayısı 13800 iken bu sayı büyük ölçüde çalışma yöntemindeki farklılıktan dolayı 28.200’e çıkarak iki mislinden daha fazla bir artış göstermiştir. Çalışma yöntemindeki bu değişiklik Türkiye açısından da yükselişe tekabül etmiştir. Türkiye aleyhine başvurular 2001’de 1058 iken 2002’de 3 mislinden daha fazla bir artışla 3861 olmuştur. Ülkemiz açısından Başvurulardaki artışları da genel olarak yukarıdakine benzer gerekçelerle açıklamak gerekir. Bununla birlikte, ülkemiz açısından özellikle son dönemde ortaya çıkan başvuru sayılarındaki artışların gerçek sebeplerini ortaya koyabilmek oldukça önemlidir. Başvuruların hangi hak konularında yapıldığına dair AİHM’ce açıklanan bir veri olmadığından dolayı objektif bir açıklama getirmek oldukça güçleşmektedir. 9 ġekil 2: Yıllara Göre Türkiye Aleyhine Yapılan BaĢvuruların Tüm BaĢvurular Ġçindendeki Oranı T Ü R K ĠY E AL E Y H ĠN E Y AP IL AN B Aġ V U R U L AR IN T Ü M B Aġ V U R U L AR ĠÇ ĠN D E K Ġ O R AN I (% ) 14 1 3 ,6 1 3 ,4 8 13 12 1 1 ,2 10 9 ,4 9 8 7 ,7 5 7 ,6 4 6 7 ,4 3 7 ,0 3 7 7 ,8 2 6 ,7 6 5 ,9 1 5 ,6 1 4 2 0 1959- 1999 1998 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 T o p la m B a Ģ vu ru S a y ıs ı: 4 5 0 5 0 4 Şekilden görüldüğü üzere, Türkiye aleyhine yapılan başvuruların AK genelindeki tüm başvurular içindeki oranının yıllara göre seyri Türkiye’ye ilişkin başvurulardaki artışın Konsey genelindeki artışa göre ne denli çok veya az olduğunu göstermesi açısından oldukça önemlidir. Türkiye’ye ilişkin söz konusu oranın artması AK geneline göre Türkiye aleyhine daha fazla başvuru yapılması anlamını taşımaktadır. Şekilden görüldüğü üzere 2002 ve 2003 ve 2011 yılları AK geneline göre oransal olarak Türkiye’ye ilişkin en çok başvuruların yapıldığı yıllardır. Bu yıllarda Türkiye aleyhine yapılan başvurular AK genelindeki tüm başvuruların yaklaşık yüzde 13’ünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte, 2006 ve 2007 yılları oransal olarak Türkiye aleyhine yapılan başvuruların oldukça düşük kaldığı yıllardır. Daha önceden ifade edildiği üzere, 2011 yılı % 13,48 oranı ile başvuru sayılarındaki önemli bir artışı göstermektedir. 10 ġekil 3: Yargısal Süreçteki BaĢvuruların Ülkelere Göre Dağılımı Birleşik Krallık 3650 2% Diğer 37 Ülke 34000 22% Rusya 40250 27% Bulgaristan; 4050; 3% Moldova 4250 3% Polonya 6400 4% İtalya 13750 9% Türkiye 15950 11% Ukrayna 10250 7% Romanya 12300 8% ĠĢlemdeki Toplam BaĢvuru Sayısı: 151.600 (Rakamlar 50’ye yuvarlanmıĢtır.) Yargısal süreçteki tüm başvuruların, aleyhine en çok başvuru yapılan ülkelere göre dağılımına bakıldığında 40.250 başvuru sayısı ile başvuruların en çok Rusya aleyhine yapıldığı ve Türkiye ile İtalya’nın sırasıyla 15.950 ve 13.750 başvuru sayısı ile 2. ve 3. sırada yer aldığı görülmektedir. Yargısal süreçteki tüm başvuruların yaklaşık yarısını Rusya, Türkiye ve İtalya aleyhine yapılan başvurular oluşturmaktadır. 11 ġekil 4: Son yıllarda Aleyhine En çok BaĢvuru Yapılan Ülkeler ALEYHĠNE EN ÇOK BAġVURU YAPILAN ÜLKELER 100000 90000 80000 70000 60000 50000 40000 30000 20000 10000 0 2007 2008 2009 2010 2011 19592011 Rusya 9497 10146 13666 14309 12465 97288 Polonya 4211 4369 4986 5777 5035 49915 Türkiye 2830 3706 4474 5821 8702 46396 Romanya 3171 5242 5260 5992 5207 40563 Ukrayna 4502 4770 4693 3962 4621 35538 Toplam Başvuru Sayısı (1959-2011): 515.101 AİHS’ye göre başvuru alındığı tarihten (1959), 31 Aralık 2011 tarihine kadar aleyhine en çok başvuru yapılar ülkeler sıralamasına bakıldığında, Türkiye 46.396 başvuru sayısı ile Rusya ve Polonya’dan sonra 3. sırada yer almaktadır. Yine son yıllarda aleyhine en çok başvuru yapılan ülkeler sıralamasına bakıldığında 2007, 2008 ve 2009 yıllarında Türkiye’nin Rusya, Polonya, Romanya ve Ukrayna gibi eski Sovyetler Birliği veya Doğu Bloğu ülkelerinden sonra 5. sırada yer aldığı fakat 2010 yılında 5821 başvuru sayısı ile 3. sıraya yükseldiği 2011 yılında da Rusya’nın ardından 2. sıraya yükseldiği görülmektedir. Grafikten ayrıca, Türkiye aleyhine yapılan başvuruların 2007 yılından itibaren bir artış eğiliminde olduğu ve artış eğiliminin 2010 ve 2011 yıllarında daha da arttığı görülmektedir. 12 ġekil 5: Nüfusuna Oranla Aleyhine En Çok BaĢvuru Yapılan Devletler Karadağ; 502 NÜFUSA ORANLA BAġVURU SAYILARI (1/ 1000000) 2011 YILI 100 Türkiye; 118 Makedonya ; 183 Ġsveç; 202 Polonya; 132 Monaco; 242 Moldova; 288 Lihtenstayn; 252 Letonya; 130 Estonya; 258 Hırvatistan; 269 Bulgaristan; 161 200 Bosna-Hersek; 132 300 AK Ortalama; 79 400 Slovenya; 208 Sırbistan; 510 500 Romanya ; 243 600 0 Bir devlet aleyhine yapılan başvuruların o devletin nüfusuna oranlanmasıyla elde edilen oran, kişi başına düşen ihlal başvurunu göstermesi açısından o ülkedeki insan hakları durumunu en azından yapılan başvurular açısından daha sağlıklı bir şekilde yansıtacaktır. Bu oran nüfus etkisini nötralize ettiğinden dolayı, başvurular açısından ülkeleri kıyaslamanın da daha anlamlı bir göstergesi olacaktır. Yukarıdaki şekilden görüldüğü üzere, 2011 yılında AK genelinde Sözleşmeye taraf tüm devletlerdeki toplam nüfus esas alındığında her bir milyona düşen başvuru sayısı 79’dur. 2011 yılında, nüfusuna göre en yüksek başvuru oranı sırasıyla Sırbistan, Karadağ ve Moldova’dır. Bu tabloda İsveç dışında gelişmiş Batı Avrupa devletlerinden hiçbir devletin olmaması dikkat çekicidir. Bir milyonda 118 başvuru oranıyla Türkiye, Avrupa Konseyi genelindeki oran olan 79’a nazaran daha yüksek bir orana sahiptir. Nüfusuna oranla aleyhine en çok başvuru yapılan Avrupa Konseyi’ne üye 47 devlet arasında Türkiye 2010 yılında 24. sıradayken 2011’de 16. sıraya yükselmiştir. Türkiye’ye ilişkin olarak 2011 ve 2010 yıllarından farklı olarak son 3 yıla bakıldığında ise nüfusa oranla Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayılarının 13 Avrupa Konseyi geneline göre daha düşük oranda oluğu görülecektir. 2007 yılında AK genelinde bir milyon nüfusa düşen başvuru sayısı 52 iken bu sayı Türkiye için 41’dir. Yine, 2008 ve 2009 yılları için sırasıyla bu sayılar AK geneli için 62 ve 70 iken Türkiye için 53 ve 63’tür. Kısacası, bu yıllarda Türkiye, nüfusuna göre aleyhine yapılan başvuru sayıları açısından AK genelindeki ortalama duruma göre daha iyi bir durumdadır. Bu durum aşağıda yer alan Şekil 5’de gösterilmektedir. ġekil 6: Nüfusa Oranla Son Yıllardaki BaĢvuru Sayıları AK Ortalaması ve Türkiye NÜFUSA ORANLA BAġVURU SAYILARI (1/1000000) 120 118 100 80 75 70 53 52 40 80 63 62 60 79 41 20 0 2007 2008 2009 Avrupa Konseyi Ortalaması 2010 2011 Türkiye 14 II. MAHKEME KARARLARI-ĠHLALLER 15 ġekil 7: Yıllara Göre Aleyhine En Çok Ġhlal Kararı Çıkan Ülkeler ALEYHĠNE EN ÇOK ĠHLAL KARARI ÇIKAN ÜLKELER 350 341 319 300 257 250 233 228 210 200 204 189 175 159 150 129 100 101 110 108 135 123 123126 121 107 88 54 50 0 105 87 Rusya Polonya Türkiye Romanya Ukrayna 58 69 Yunanistan Şekil 6’da görüldüğü üzere, son yıllarda Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Sözleşmedeki maddelerin en az birini ihlal ettiği gerekçesiyle en çok ihlal gerçekleştiren ülkelerin başında yer almaktadır. Son yıllarda, Türkiye’den sonra en çok ihlal gerçekleştiren ülkeler sıralamasında ise genelde Rusya, Polonya, Romanya, Ukrayna gibi eski Sovyetler Birliği ve Doğu Bloğuna üye ülkelerin yer aldığı görülmektedir. 2011 yılında ise diğer yıllardan farklı olarak Yunanistan’ın en çok ihlal gerçekleştiren devlet sıralamasında 4. sırada yer aldığı görülmektedir. Devletler aleyhine yapılan bireysel başvuru sayıları dikkate alındığında özellikle son yıllarda aleyhine Türkiye’den daha fazla başvuru yapılan Rusya, Polonya, Romanya gibi devletler bulunmasına rağmen Türkiye’nin halen en fazla ihlal gerçekleştiren devlet konumunda olmasını bu devletlerin Türkiye’den sonra ancak son dönemlerde Sözleşmeyi onaylamaları ve başvuru ile Mahkeme kararı arasında bazen 6-7 yılı bulan yargılama sürelerinin bulunmasına bağlayabiliriz. Özellikle Rusya aleyhine yapılan başvuruların yüksekliği dikkate alındığında yakın bir gelecekte Rusya’nın en çok ihlal gerçekleştiren devlet olacağını söylemek pek yanlış olmayacaktır. 16 Türkiye’ye ilişkin olarak 2010 ve 2011 yıllarında ihlal kararları sayısında belirgin bir düşüşün varlığı dikkat çekmektedir. Bu durumun açıklanmasında Türkiye’de son dönemlerdeki insan hakları alanındaki iyileşmeyle birlikte Mahkeme’nin genelde daha az sayıda davayı karara bağlamasının ve daha az sayıda ihlal kararı vermesinin etkili olduğu söylenebilir. 17 ġekil 8: AĠHM Ġhlal Kararlarının Devletlere Göre Dağılımı (1959-2011) H A K K IN D A E N Ç O K ĠH L A L K A R A R I V E R ĠL E N D E V L E T L E R (1 9 5 9 -2 0 1 1 ) D iğ e r Ü lk e le r T ü rk iye 2404 4197 19% 34% R u s ya 1 0 1 9 9 % F ra n s a 627 5% P o lo n ya 815 7% İta lya U k ra yn a 1651 814 7% R o m a n ya 777 6% 13% Şekil 8’den görüldüğü üzere 1959 -2011 yılları arasında AİHM’nin devletler aleyhine vermiş olduğu toplam ihlal kararlarının yaklaşık % 19’u Türkiye’ye ilişkindir. Türkiye’yi sırasıyla İtalya (%13), Rusya (% 9), Polonya (%7), Ukrayna (%7) Romanya (%6), ve Fransa (%5) izlemektedir. Türkiye, İtalya, Rusya ve Polonya aleyhine verilen ihlal kararları AİHM tarafından verilen tüm ihlal kararlarının yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Gelişmiş Batı Avrupa ülkeleri arasında olan Fransa 627 ihlal kararıyla en çok ihlal gerçekleştiren ülkeler arasında % 5’lik bir oranla önemli bir yere sahiptir. Gelişmiş Batı Avrupa devletleri arasındaki Fransa, İtalya’dan sonra en çok ihlal gerçekleştiren ikinci devlet konumundadır. 18 ġekil 9: AĠHM Ġhlal Kararlarının Devletlere Göre Dağılımı (2011) ALEYHĠNE EN ÇOK ĠHLAL KARARI VERĠLEN DEVLETLER (2011) Türkiye 159 16% Diğer Ülkeler 369 38% Rusya 121 12% Yunanistan 69 7% Bulgaristan 52 5% Ukrayna 105 11% Romanya 58 6% Polonya 54 5% AİHM’nin 2011 yılında vermiş olduğu ihlal kararlarına göre en çok ihlal gerçekleştiren devletler Türkiye ile birlikte, demokrasi tarihi henüz çok yeni olan ve hatta demokrasiye geçiş süreci içerisinde bulunduğu söylenebilen Rusya, Romanya, Polonya, Ukrayna gibi devletlerdir. 2011 yılında, Türkiye en az bir maddeyi ihlalini ettiği gerekçesiyle AİHM tarafından 159 davada mahkûm edilmiştir ve aleyhe sonuçlanan dava sayısı itibariyle 1. sırada yer almıştır. Bununla birlikte, maddeler itibariyle aleyhine en çok ihlal kararı verilen Devlet Rusya’dır. 2011 yılında en az bir maddeyi ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye aleyhine verilen kararların en az bir hak ihlali içeren tüm davalar içerisindeki oranı yaklaşık % 16’dır. Türkiye’nin 1959’dan 2011 yılı sonuna kadarki Mahkemenin vermiş olduğu tüm ihlal kararları içerisindeki % 19’lik oranına karşılık 2011 yılındaki % 16’lık oranı nispi olarak bir iyileşmeyi veya düzelmeyi ifade etmektedir. 19 Bu tabloda dikkati çeken önemli bir husus, Rusya ve Romanya aleyhine verilen ihlal kararlarının genel duruma yani 1959–2011 yılları arasında verilen toplam ihlal kararlarına kıyasla oransal olarak önemli ölçüde artmasıdır. Tersine, 2011 yılında İtalya’ya ilişkin verilen ihlal kararlarında da oransal olarak önemli bir düşüş söz konusudur. 1959–2011 yılları arasında İtalya’ya karşı verilen ihlal kararları tüm ihlaller içinde % 13 gibi bir orana sahipken bu oran 2011 yılında % 3–4 civarında olmuştur. 20 ġekil 10: AĠHM’nin SözleĢmeye Taraf Tüm ülkelere ve Türkiye’ye ĠliĢkin Ġhlal Kararlarının Yıllara göre Dağılımı (1959-2011) EN AZ BĠR ĠHLAL ĠÇEREN YARGI KARARLARI 1600 1504 1445 1400 1423 1349 1282 1200 994 1000 800 837 683 600 630 521 589 422 400 270 200 0 987 169 120 24 18 1959- 1999 1998 23 2000 2001 312 319 341 257 228 154 54 76 2002 2003 Türkiye 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 159 2011 AK Tüm Ülkeler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin denetim sistemini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin işleyiş sisteminde radikal değişiklikler getiren AİHS’ne Ek 11 Nolu Protokol’ün yürürlüğe girdiği 11 Kasım 1998 yılına kadarki süreç içerisinde Sözleşmeye taraf tüm devletlerde olduğu gibi Türkiye’ye ilişkin verilen ve en az bir ihlal içren yargı karalarının sayısının oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu Sözleşmenin denetim sisteminin Ek 11 Nolu Protokol’den önce çok etkin işlemediğini göstermektedir. Bu süre içerisinde Türkiye aleyhine ihlal kararı çıkan karar sayısı sadece 24’tür. Bu sayının ayrıca düşük olmasının en önemli nedeni Türkiye’nin o tarihlerde seçimlik olan Sözleşmeye bireysel başvuru hakkını 1987’de ve Mahkeme’nin yargı yetkisini de 1990 yılında, yani Mahkemenin işlemeye başladığı 1959’dan çok sonra, kabul etmesidir. Sözleşmeye Ek 11. Protokol, Sözleşme kapsamında bireysel başvuru hakkını Sözleşmeye taraf devletler için zorunlu yaptığı gibi Mahkemenin yargı yetkisin de tanınmasını otomatik hale getirmiştir. Mahkeme, ayrıca, 11. Protokolün yürürlüğe girmesiyle tam zamanlı olarak görev yapmaya başlamıştır. 11 Nolu ek Protokol’ün yürürlüğe girmesinden sonraki yıllara bakıldığında Avrupa Konseyi genelinde en az bir maddenin ihlaliyle sonuçlanan yargı kararları sayısının özellikle 2000 ile 2004 yılları arasında 400 ile 700 arasında olduğu ve 21 bazı yıllarda artış bazı yıllarda da azalışlar olduğu görülmektedir. Örneğin, 2000 yılında 422 ihlal kararı söz konusuyken 2001 yılında ihlal karar sayısı 683’e çıkmış akabinde 2002 ve 2003 yıllarında küçük düşüşler, daha sonra 2004 yılında yeniden küçük bir artış olmuştur. Bu dönemde, benzer bir şekilde, Türkiye’ye ilişkin ihlal karar sayılarında da düzensizlik görülmektedir. Yine, bazı yıllarda artış bazı yıllarda da düşüşler söz konusudur. 2000 yılında Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal karar sayısı 23 iken bu sayı 2001’de 169’a sıçramış 2002’de radikal bir düşüşle 54’e düşmüş ve 2004’te önemli bir artışla 154’e yükselmiştir. İlginç olan nokta, bu dönem içerisinde AK genelinde artış veya azalışlar düşük düzeydeyken Türkiye’ye ilişkin artış veya azalışlar radikal düzeydedir. 2005 yılında hem AK genelindeki hem de Türkiye’ye ilişkin ihlal kararları sayısında önemli bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Bir önceki yıla göre AK genelinde ihlal karar sayısı 589’dan 994’e sıçramış; Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal karar sayısında da 154’ten 270’ye bir yükseliş gerçekleşmiştir. 2006 yılında AK genelinde ihlal karar sayısı bir önceki yıla göre önemli bir artış göstererek 1445’e yükselmiş fakat sonraki yıllarda, 2010 yılına kadar birbirine yakın düzeylerde kalmıştır. İhlal karar sayısı AK genelinde en yüksek sayısına 2009 yılında 1504 ile ulaşmıştır. 2010 yılında bu sayı birazda Mahkemenin benzer davaları birleştirmesi ve önemli davalara daha fazla zaman ayırmasından dolayı 1282’ye 2011 yılında da 987’e düşmüştür. Mahkemenin karara bağladığı ve mahkûmiyet kararı verdiği dava sayılarında son iki yılda düşüşler görülse de Mahkemenin incelediği başvuru sayılarında artışlar olmuştur. Mahkeme, 2011 yılında 1511 başvuruyla ilgili olarak 1157 hüküm tesis etmiş ve bunların 987’sinde en az bir maddenin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır (European Court of Human Rights in Facts and Figures 2011, s.8). Türkiye’ye ilişkin ihlal kararları sayısında da 2005 yılından itibaren belirli bir dengenin olduğu görülmektedir. Bazı yıllarda artışlar görülmekle birlikte bazı yıllarda da azalışlar olduğu fakat bunlar arasında radikal düzeyde değişiklikler olmadığı görülmektedir. Belirgin bir düşüş ihlal karar sayısı en yüksek olan 2009 yılına kıyasla 2010 ve özellikle 2011 yılında gerçekleşmiştir. Türkiye’nin 2009 yılında en az bir ihlal olduğu gerekçesiyle mahkûm olduğu dava sayısı 341 iken bu sayı 2010 yılında 228’e, 2011 yılında ise 159’a düşmüştür. Hiç şüphesiz, ihlal kararlarındaki bu azalışta Mahkemenin benzer nitelikli davaları birleştirmesi ve 22 daha önemli ve karmaşık davalara daha fazla zaman ayırmasından dolayı daha az sayıda davayı sonuçlandırmasının önemli etkisinin olduğunu söylemek mümkündür (European Court of Human Rights in Facts and Figures 2011, s.8). Nitekim 2009 yılında Mahkemenin sonuçlandırdığı dava sayısı 1.625 iken 2011 yılında sonuçlandırdığı dava sayısı sadece 1.157’dir. Genel olarak, 1999 ve 2000 yıllarına kıyasla hem Avrupa Konseyi genelinde hem de Türkiye’ye ilişkin olarak en az bir ihlal içeren Mahkeme karar sayılarında son yıllarda önemli artışlar olduğu açıkça görülmektedir. Bu da Mahkemenin artan üye sayısıyla birlikte gittikçe daha etkin çalıştığı ve Mahkeme’nin işleyişinde yapılan değişikliklerin olumlu sonuçlar ürettiğini göstermektedir. Ayrıca, önemli bir husus, ihlal karar sayılarındaki artışları insan hakları alanında ülkelerdeki kötüye gidişten ziyade Mahkemenin işleyişindeki etkinliğe ve üye sayısındaki artışa bağlamak daha yerinde olacaktır. 23 ġekil 11: Avrupa Konseyi Genelinde Ġhlal Edilen Hakların Dağılımı (1959-2011) İfade Özgürlüğü Özel ve Aile Hayatına 479 2% Saygı Etlkili Başvuru 1559 8% 853 4% Mülkiyet 2569 14% Diğer Haklar 844 %4 Yaşama Hakkı 799 4% Özg. ve Güv. 2205 11% Adil Yargılanma 8482 45% İşkence ve Kötü Muam. Yas. 1444 8% Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarına göre 1959 yılından 2011 yılının sonuna kadar Avrupa Konseyi genelinde en çok ihlal edilen haklar adil yargılanma hakkı (% 45), mülkiyet hakkı (% 14) ve özgürlük ve güvenlik hakkı (% 11)’dır. Sözleşmenin 6. maddesini oluşturan adil yargılanma hakkına ilişkin ihlaller neredeyse Sözleşme kapsamında ihlal edilen hakların yarısını oluşturmaktadır. Adil yargılama hakkının bir unsuru olan “makul sürede” yargılama yapılmamasın, yani yargılamanın uzunluğundan dolayı oluşan ihlaller, adil yargılanma hakkının yarısından fazlasını (4810 ihlal kararı) ve yaklaşık tüm ihlallerin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Adil yargılanma hakkı, mülkiyet hakkı ve özgürlük ve güvenlik hakkı üçü birlikte Sözleşme çerçevesinde ihlal edilen hakların çok büyük bir bölümünü, % 70’ini, oluşturmaktadır. Avrupa Konseyi genelinde ihlal edilen diğer önemli haklar ise, Şekil 10’dan görüldüğü üzere, etkili başvuru hakkı (% 8), işkence ve kötü muamele yasağı (%8) ve yaşama hakkıdır (% 4). 24 ġekil 12: AĠHM’e Göre Türkiye’de En Çok Ġhlal Edilen Hakların Dağılımı (1959-2011) AĠHM’E GÖRE TÜRKĠYE’DE EN ÇOK ĠHLAL EDĠLEN HAKLAR (1959-2011) AİHM’nin 1959’dan 2011 yılının sonuna kadar Türkiye’ye ilişkin vermiş olduğu ihlal kararlarına bakıldığında en çok ihlal edilen hakların, Avrupa Konseyi genelindeki duruma benzer bir şekilde, adil yargılanma hakkı (% 33) (%20 adil yargılanma ve %13 yargılamanın uzunluğu), mülkiyet hakkı (% 16) ve özgürlük ve güvenlik hakkı (% 15) olduğu görülmektedir. Yukarıdaki tabloya ilişkin olarak vurgulanması gerekli önemli bir husus, yaşama hakkı ve işkence ve kötü muamele yasağı haklarına ilişkin ihlallerin önemli bir oranının usule ilişkin eksikliklerden başka bir ifadeyle yetersiz incelemelerden kaynaklandığıdır. 25 ġekil 13:AĠHM Kararlarına Göre Türkiye’de En Çok Ġhlal Edilen Haklar (2011) AĠHM’E GÖRE TÜRKĠYE’DE EN ÇOK ĠHLAL EDĠLEN HAKLAR (2011) İfade Özgürlüğü Özel ve Aile Hay. 6 Saygı 9 Yaşama 2% 3% 8 3% İşk. ve Kötü Muamele 75 25% Diğer Haklar 36 12% Adil Yargılanma 30 10% Yargılamanın Uzunluğu 53 18% Etkili Başvuru 6 2% Mülkiyet 37 12% Özgürlük ve Güvenlik 38 13% 2011 yılındaki AİHM verilerine göre Türkiye’de en çok ihlal edilen haklar % 28 ile adil yargılanma hakkı (%10 adil yargılanma ve %18 yargılamanın uzunluğu), % 25 ile işkence ve kötü muamele görememe hakkı, % 13 ile özgürlük ve güvenlik hakkı ve % 12 ile mülkiyet hakkıdır.. Bu tablo Türkiye’ye ilişkin verilen ve bir önceki şekilde gösterilen tüm insan hakları ihlallerini gösteren tablodan oldukça farklı bir durum arz etmektedir: Adil yargılanma hakkı en çok ihlal edilen hak olmakla birlikte adil yargılanma hakkının bir unsuru sayılan yargılamanın uzunluğundan dolayı gerçekleşen ihlallerde oransal olarak ciddi bir artış söz konusudur. 1959–2011 yıllarında yargılamanın uzunluğundan dolayı gerçekleşen ihlallerin tüm ihlaller içerisindeki oranı % 13 iken bu oran 2011 yılı için % 18’e yükselmiştir. Buna mukabil, yargılamanın uzunluğundan dolayı gerçekleşen ihlaller dışındaki adil yargılama hakkına ilişkin ihlaller de ise 2011 yılında 1959– 2011 yıllarına göre oransal olarak % 20’den % 10’a gerilemiştir, yarıi yarıya yakın bir düşüş söz konusudur. 26 2011 yılında Türkiye’ye ilişkin ihlal kararlarında dikkati çeken en önemli husus İşkence ve kötü muamele yasağını düzenleyen AİHS’in 3. maddesine ilişkin ihlal kararlarının 1959–2011 yıllarındaki ihlal kararlarına oranla % 15’lik bir artışla % 25’e yükselmesidir. Sözleşme’nin 3. maddesinde güvence altına alınan İşkence ve kötü muamele yasağına ilişkin ihlallerin tamamına yakını (73’ü) kötü muamele yasağının ihlali ve bu hakka ilişkin eksik inceleme veya soruşturmadan kaynaklanmaktadır. Mülkiyet hakkı, ifade özgürlüğü, etkili başvuru hakkına ilişkin ihlal oranlardaki önemli düşüşler ise kayda değer diğer önemli hususlardır. 27 III. HAK KONULARINA GÖRE ĠHLALLER 28 ġekil 14: Türkiye’ye iliĢkin YaĢama Hakkı ve Bu Hakla Ġlgili Yetersiz Ġnceleme Ġhlalleri TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN YAġAMA HAKKI VE BU HAKKA ĠLĠġKĠN YETERSĠZ ĠNCELEME ĠHLALLERĠ (M.2) 30 26 25 21 20 18 16 15 15 11 10 11 9 10 9 7 6 5 1 0 3 2 2003 10 2004 2005 2006 YaĢama Hakkı 2007 6 2 2008 2009 2010 2011 Yetersiz Ġnceleme ġekil 15: YAġAMA HAKKI (M.2) iHLALLERĠ (19592011) Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 569 % 71 Türkiye 230 % 29 29 ġekil 16: TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ĠġKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI VE BUNA ĠLĠġKĠN YETERSĠZ ĠNCELEME ĠHLALLERĠ (M.3) 40 36 37 35 32 30 30 30 27 26 25 24 24 23 24 20 16 15 14 10 8 8 5 0 1 2 1 2 3 1 3 3 1 2003 2004 2005 2006 2007 2008 ĠĢkence Yasağı Ġnsanlık DıĢı ve Onur Kırıcı Muamele 2 2009 2010 2011 Yetersiz Ġnceleme ġekil 17: ĠġKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI (M.3) ĠHLALLERĠ (1959-2011) Türkiye 407 % 21,99 Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 1037 % 78,01 30 ġekil 18: TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLĠK HAKKI ĠHLALLERĠ (M.5) 100 95 88 90 80 80 69 70 64 60 49 50 38 40 28 30 20 9 10 0 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Özgürlük ve Güvenlik Hakkı ġekil 19: ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLĠK HAKKI (M.5) ĠHLALLERĠ (1959-2011) Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 1651 % 74.88 Türkiye 554 % 25,12 31 ġekil 20: TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ADĠL YARGILANMA HAKKI ĠHLALLERĠ (M.6) 140 126 120 100 93 99 93 95 83 80 75 74 60 67 64 56 53 48 40 42 32 30 20 3 0 2003 8 2004 2005 2006 2007 Adil Yargılanma Hakkı 2008 2009 2010 2011 Davanın Uzunluğı ġekil 21: ADĠL YARGILANMA HAKKI (M.6) ĠHLALLERĠ (1959-2011) Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 6791 % 85 Türkiye 1222 % 15 32 ġekil 22: TÜRKĠYE'TE ĠLĠġKĠN ÖZEL HAYATIN VE AĠLE HAYATININ KORUNMASI HAKKINA ĠLĠġKĠN ĠHLALLER (M.8) 25 22 20 15 11 10 9 8 6 5 5 5 5 3 0 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı ġekil 23: ÖZEL HAYATA VE AĠLE HAYATINA SAYGI HAKKI (M.8) ĠHLALLERĠ (1959-2011) Türkiye 53 %6 Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 770 % 94 33 ġekil 24: TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ĠFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ĠHLALLERĠ (M.10) 70 60 50 40 55 50 %45 47 39 30 14 44 35 30 20 10 66 62 32 26 20 19 20 12 6 6 0 2003 2004 2005 2006 Türkiye 2007 2008 2009 2010 2011 Tüm Ülkeler (Türkiye dahil) ġekil 25: ĠFADE ÖZGÜRLÜĞÜ (M.10) ĠHLALLERĠ (1959-2011) Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 272 % 57 Türkiye 207 % 43 34 ġekil 26: TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN DERNEK KURMA VE TOPLANTI ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI ĠHLALLERĠ (M.11) 10 9 9 10 8 7 7 6 6 5 5 5 4 4 3 2 2 1 0 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Dernek Kurma ve Toplantı Özgürlüğü Hakkı Ġhlalleri ġekil 27: DERNEK KURMA VE TOPLANTI ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI (M.11) ĠHLALLERĠ (1959-2011) Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 75 % 59 Türkiye 53 41% 35 ġekil 28: TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ETKĠLĠ BAġVURU HAKKI ĠHLALLERĠ (M.13) 60 55 50 40 36 30 25 21 20 20 22 12 10 6 4 0 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Etkili BaĢvuru Hakkı ġekil 29: ETKĠLĠ BAġVURU HAKKI (M.13) ĠHLALLERĠ (1959-2011) Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 1322 % 85 Türkiye 237 % 15 36 ġekil 30: TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN MÜLKĠYET HAKKI ĠHLALLERĠ (P.1-M.1) 90 86 82 80 70 65 60 58 50 42 40 42 37 30 30 20 10 5 0 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Mülkiyet Hakkı ġekil 31: MÜLKĠYET HAKKI (P.1-M1) ĠHLALLERĠ (1959-2011) Türkiye 611 % 24 Avrupa Konseyi Üyesi Diğer Ülkeler 1958 % 76 37 Kaynaklar The European Court of Human Rights in 50 Questions (2012), Council of Europe, 2012, http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/5C53ADA4-80F8-42CBB8BD-CBBB781F42C8/0/FAQ_ENG_A4.pdf Annual Reports, http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Header/Reports+and+Statistics/ Reports/Annual+Reports/ General Statistics 2011, http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/7B68F865-2B15-4DFC-85E5DEDD8C160AC1/0/STATS_20102011_EN.pdf Analysis of Statistics, 2010, http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/0A35997B-B907-4A38-85F4A93113A78F10/0/Analysis_of_statistics_2010.pdf Analysis of Statistics, 2011, http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/11CE0BB3-9386-48DCB012-AB2C046FEC7C/0/STATS_EN_2011.PDF Table of Violations 1959-201, http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/2B783BFF-39C9-455C-B7C7 38 Hatırlatma: Bu belgedeki tüm şekiller Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Header/ Reports+and+Statistics/Reports/Annual+R eports web sayfasında Yer alan yıllık raporlarından, istatistik raporlarından ve diğer belgelerden üretilerek elde edilmiştir. ĠletiĢim: BaĢbakanlık Ġnsan Hakları BaĢkanlığı www.insanhaklari.gov.tr www.ihb.gov.tr Tel:03124222920 ihb@basbakanlik.gov.tr 39 40