Uploaded by İnsan Haklari

AİHM Kararları Analizi 2012

advertisement
BAġBAKANLIK
ĠNSAN
HAKLARI
BAġKANLIĞI
MART 2012
AVRUPA KONSEYİ GENELİ VE
TÜRKİYE’YE İLİŞKİN AVRUPA
İNSAN HAKLARI
MAHKEMESİ’NE YAPILAN
BAŞVURU VE MAHKEME
KARARLARINA İLİŞKİN
İSTATİSTİKLER VE ANALİZİ
Hazırlayan: Ahmet UZAK - İnsan Hakları Uzmanı
Bu belgedeki tüm şekiller Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi’nin
http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Header/Reports+and+Statistics/Reports/Annual+Reports
İnternet sayfasında yer alan yıllık raporlarından, istatistik raporlarından ve diğer belgelerden
üretilerek elde edilmiştir.
1
AVRUPA KONSEYĠ GENELĠ
VE TÜRKĠYE’YE ĠLĠġKĠN
AVRUPA ĠNSAN HAKLARI
MAHKEMESĠ’NE YAPILAN
BAġVURU VE MAHKEME
KARARLARINA ĠLĠġKĠN
ĠSTATĠSTĠKLER VE ANALĠZĠ
Ahmet UZAK / Ġnsan Hakları Uzmanı
BaĢbakanlık Ġnsan Hakları BaĢkanlığı
27 Mart 2012
2
SUNUġ
Türkiye, hem 2011 yılında (AİHM) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne
yapılan başvurular ve hem de halen yargısal süreçteki toplam başvurular
açısından Rusya’dan sonra 2. sırada yer almaktadır. Bununla birlikte,
Türkiye aleyhine yapılan başvurular nüfusa oranladığında Türkiye 2011 yılı
hariç son yıllarda Avrupa Konseyi (AK) genelindeki Sözleşmeye taraf
ülkelere karşı yapılan ihlal başvuru ortalamasına yakın hatta çoğu zaman
daha iyi durumdadır. 2011 yılında ise Avrupa Konseyi (AK) genelinde
1.000.000 kişi başına düşen başvuru sayısı 79 iken bu sayı Türkiye için
118’dir.
Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayılarında son iki yılda özellikle 2011
yılında ciddi artışlar gerçekleşmiştir. Son iki yıldaki artışlar 2009 yılındaki
başvuru sayısının yaklaşık iki katıdır. Son iki yıldaki artışların sebebinin bu
alandaki bilinç artışı olduğu düşünülse bile gerçek sebeplerinin ortaya
konulabilmesi için başvuru konuları itibariyle daha detaylı araştırmaya
ihtiyaç vardır.
Başvuru sayılarındaki son yıllardaki artışlar insan hakları alanında özellikle
etkin işleyen “kamu denetçiliği” “ ulusal insan hakları kurumu gibi önleyici
mekanizmaların kurulması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anayasa
Mahkemesi’ne bireysel “şikâyet yolu” AİHM’e yapılacak başvuru sayılarında
muhtemelen önümüzdeki yıllarda azaltıcı etki yapacaktır.
1959 – 2011 yılları arasında, AİHM tarafından en az bir maddeyi ihlal ettiği
gerekçesiyle verilen toplam ihlal kararları sayısında (dava sayısı itibariyle)
Türkiye, 2404 aleyhe kararla Sözleşmeye taraf 47 ülke arasında 1.
sıradadır. Türkiye’ye ilişkin ihlal kararları Mahkemenin vermiş olduğu tüm
ihlal kararlarının % 19’unu oluşturmaktadır.
3
Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarında, 2010 (% 17) ve 2011(% 16)
yıllarında oransal olarak görülen iyileşmelere rağmen Türkiye, 2011 yılında
da aleyhe sonuçlanan dava sayısı itibariyle en çok ihlal kararı verilen devlet
konumundadır. Bir davada birden fazla maddenin ihlal edilebileceği göz
önünde bulundurulduğunda ise, Sözleşme maddelerini en çok ihlal eden
Devletler açısından Türkiye 2011 yılında Rusya’dan sonra 2. sırada
gelmektedir. 2011 yılında Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal kararlarının
genellikle 5 veya daha önceki yıllardaki başvurulara ilişkin ve doğal olarak
da başvurulardan en az 3-4 yıl öncesine ilişkin vuku bulan olaylara ilişkin
olduğunu vurgulamak gerekir.
1959-2011 yıllarında Türkiye aleyhine verilen ihlal kararları arasında en çok
ihlal edilen haklar sırasıyla, adil yargılanma hakkı (% 33 (yargılamanın
uzunluğu % 13)), mülkiyet hakkı (% 16) ve özgürlük ve güvenlik hakkıdır
(% 14).
2011 yılında ise Türkiye aleyhine verilen ihlal kararları arasında en çok ihlal
edilen haklar sırasıyla, adil yargılanma hakkı (% 28 (yargılamanın uzunluğu
% 18)), işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağı (% 25) ve
özgürlük ve güvenlik hakkıdır (% 13).
Son yıllarda, özellikle 2011 yılında, Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal kararları
arasında yaşama hakkına ve ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarda azalmalar
görülmektedir. Bu önemli gelişmeye rağmen Türkiye halen bu konuda
hakkında en fazla ihlal kararı verilen devletler arasında yeralmaktadır.
2011 yılında Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal kararları arasında işkence,
insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağından dolayı verilen ihlaller %
25’le çok ciddi bir orana sahiptir. 2011 yılında İşkence ve kötü muameleden
dolayı Mahkemenin vermiş olduğu ihlal karalarının yaklaşık % 60’ı Rusya
ve Türkiye hakkındadır. Son yıllarda, özellikle 2011 yılında, Türkiye’ye
4
hakkında insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağı ile bu hakka ilişkin
yetersiz incelemelerden dolayı gerçekleşen mahkûmiyetlerde artışlar söz
konusudur. Yetersiz inceleme, soruşturma olduğu gerekçesiyle işkence ve
kötü muamele hakkına ilişkin olarak Mahkemenin vermiş olduğu toplam 89
ihlal kararından 37’isi sadece Türkiye hakkındadır.
Kötü muamele ve yetersiz incelemelerden dolayı Türkiye aleyhine verilen
kararların yüksekliği, Türkiye’nin “işkenceye sıfır tolerans” politikasının daha
etkin uygulanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda ilgili kamu
görevlilerine eğitim başta olmak üzere önleyici mekanizmalara ve bu
çerçevede tarafımızdan da 2011’de onaylanan BM İşkenceyi Önleme
Sözleşmesi Ek Protokol’ünün (OPCAT) uygulanması büyük önem arz
etmektedir.
Adil yargılanma hakkına ilişkin olarak özellikle yargılamanın uzunluğundan
dolayı, son yıllarda Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarında ciddi artışlar
vardır. 2011 yılında Türkiye hakkında adil yargılanma hakkına ilişkin olarak
verilen 83 ihlal kararının 53’ü yargılamanın uzunluğu hakkındadır.
Yargılamanın uzunluğu gerekçesiyle verilen ihlal kararları dışında Türkiye
aleyhine adil yargılanma hakkına ilişkin verilen kararlarda 2010 ve 2011
yılında gerçekleşen düşüşler bu konudaki kayda değer olumlu gelişmelerdir.
Bu çalışmayı hazırlayan Araştırma Görevlisi Ahmet UZAK’a ve çalışmayı
inceleyerek katkıda bulunan Başbakanlık Uzmanı Fatih AYDIN’a teşekkürü
bir borç bilirim.
27.03.2012
Mehmet ALTUNTAġ
Ġnsan Hakları BaĢkanı (V.)
5
I.
BAġVURULAR
6
ġekil 1: AĠHM’e Yapılan Yıllara Göre BaĢvuru Sayıları
1
BAġVURU SAYILARI
70000
64547
61307
60000
57157
49861
50000
45016
39349
40000
41850
35369
32490
30000
28201 27178
20000
13843
10000
8408
2526
0
10475
8702
3861
652
734
1058
3456
3670
2488
2328
2830
3706
4474
5821
1959- 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011
1998
Türkiye
Avrupa Konseyi (Tüm Ülkeler)
Avrupa Konseyi genelinde AĠHM’ye yapılan baĢvurularda yıllara göre
giderek artan büyük bir artıĢ söz konusudur. Örneğin 1999 yılında
Mahkemeye yapılan başvuru sayısı 8408 iken 2011 yılında bu sayı yaklaşık 8
misli bir artışla 64.547 olmuştur. 2010 yılına kıyasla (61.307), 2011 yılındaki
başvuru sayısı yaklaşık % 5’lik bir artış göstermiştir. Yıllara göre gittikçe artan
başvuru hiç şüphesiz Mahkeme için daha fazla iş yükü demektir.
AİHM giderek
artan iş yüküyle baş edebilmekte oldukça zorlanmakta ve her yıl yargısal süreçte
bekleyen dava sayısı artmaktadır. Gittikçe artan iş yüküyle baş edebilmek için
AHİM son yıllarda kurumsal bazı reformlar yapmak zorunda kalmış ve halen
etkinliğini arttırabilmek için yeni reformlara ihtiyaç duymaktadır.
Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayıları incelendiğinde yıllar içerisinde AK
genelindeki artışa benzer bir şekilde artışlar olduğu gözlemlenmektedir. 1999
yılından 2011 yılına kadar başvuru sayılarında yaklaşık 13 misli bir artış söz
konusudur. Türkiye aleyhine yapılan başvurular 2010 yılında bir önceki yıla göre
1
Bu belgedeki tüm şekiller Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin
http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Header/Reports+and+Statistics/Reports/Annual+Reports web sayfasında Yer
alan yıllık raporlarından, istatistik raporlarından ve diğer belgelerden üretilerek elde edilmiştir.
7
1347 artarak 5821 olmuştur. Bu ise yaklaşık % 30’luk bir artış demektir. 2011
yılında ise Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayısı 2010’a göre yaklaşık % 50
daha artarak 8.702’ye yükselmiştir.
Bununla birlikte, Türkiye aleyhine yapılan başvurulardaki artışlar yıllara göre
incelendiğinde, AK genelindeki yapılan başvurulardaki artışın aksine sürekli
doğrusal bir artışın olmadığı görülmektedir. Türkiye aleyhine yapılan başvurular
bazı dönemlerde artış gösterirken bazı dönemlerde ise azalış göstermektedir.
Örneğin, 1999 yılından 2002 yılına kadar başvurularda sürekli bir artış söz konusu
iken 2002’den 2007’ye kadar ise genel olarak bir azalış söz konusudur. 2002’de
Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayıları 3861 iken 2006 yılında bu sayı 2328 ve
2007 yılında ise 2830 olmuştur. Başvurular 2006 yılından itibaren tekrar bir artış
eğilimine girmiş ve 2010 yılında en yüksek rakama, 5821’e, yükselmiştir.
Oransal olarak bakıldığında Türkiye aleyhine yapılan başvuruların AK genelinde
yapılan tüm başvurular içinde yüzde 9 civarında olduğu görülmektedir.
BaĢvuru sayılarındaki artıĢın nedenleri:
Hem Avrupa Konseyi (AK) genelinde Sözleşmeye taraf ülkelere karşı hem de
Türkiye’ye karşı yapılan başvuru sayılarındaki bu önemli artışları nasıl
değerlendirmek gerekir? Başka bir deyişle bu artışların arkasındaki nedenler neler
olabilir?
Başvuru sayılarındaki artışın genel olarak nedenleri şunlardır:
1) Avrupa Konseyi genelinde SözleĢmeye üye ülkelerin sayılarında ve
dolayısıyla muhatap nüfus sayısındaki artıĢlar. 1990 yılında Sözleşmeye taraf
ülkelerin sayıları 22 ilen bu sayı günümüzde 47 olmuş ve muhatap nüfus 800
milyonu aşmıştır. (Annual Report 2010, s.12)
2) SözleĢmenin ve öngördüğü denetim sisteminin hakları ihlal edilenler
nezdinde yargısal ve bağlayıcı karar alınması açısından çok etkin ve baĢarılı
bir hak arama mekanizması olması münasebetiyle her geçen gün daha fazla
tanınan ve baĢvurulan bir mekanizma olması. Mahkemenin bazı karalarının iç
hukukta yarattığı etki ve kararlarının her geçen gün üye ülkedeki insanlar
tarafından daha çok duyulur ve biliniyor olması başvuru sayılarının artmasında
8
çok önemli bir etken olmuştur. AİHM’in gittikçe artan başvuru sayısı ve iş yükü
kapsamında “kendi başarısının kurbanı olduğunu” söylemek mümkündür. (The
ECHR in 50 Questions, s.12).
3) Özellikle Soğuk savaĢ döneminden sonra gittikçe yaygınlaĢan insan
hakları söylem ve pratiğinin üye ülkelerde yaĢayanlar açısından genel bir
hak ve hak arama bilincini geliĢtirdiği ve bunun da Mahkeme’ye baĢvuru
sayısını arttırdığı söylenebilir.
4) Sözleşmenin öngördüğü denetim sisteminin özellikle Mahkemenin
iĢleyiĢinde ve çalıĢma yöntemlerinde meydana gelen değiĢiklikler. Örneğin,
2002 yılında Mahkemenin çalışma yöntemindeki değişiklikle birlikte daha önce
idari veya yargı öncesi aşamada yapılan başvurulara ilişkin kabul edilebilirlik
incelemesi yargısal aşama sürecine aktarılmış, dolayısıyla daha önce sözleşme
sisteminde
“başvuru”
kabul
edilmeyen
başvuruların
başvuru
olarak
değerlendirilmeye başlanması ile başvuru sayılarında büyük bir sıçrama
yaşanmıştır (Analysis of Statistics 2010, s.7). 2001 yılında AK genelinde yapılan
toplam başvuru sayısı 13800 iken bu sayı büyük ölçüde çalışma yöntemindeki
farklılıktan dolayı 28.200’e çıkarak iki mislinden daha fazla bir artış göstermiştir.
Çalışma yöntemindeki bu değişiklik Türkiye açısından da yükselişe tekabül
etmiştir. Türkiye aleyhine başvurular 2001’de 1058 iken 2002’de 3 mislinden daha
fazla bir artışla 3861 olmuştur.
Ülkemiz açısından Başvurulardaki artışları da genel olarak yukarıdakine benzer
gerekçelerle açıklamak gerekir. Bununla birlikte, ülkemiz açısından özellikle son
dönemde ortaya çıkan başvuru sayılarındaki artışların gerçek sebeplerini ortaya
koyabilmek oldukça önemlidir. Başvuruların hangi hak konularında yapıldığına
dair AİHM’ce açıklanan bir veri olmadığından dolayı objektif bir açıklama getirmek
oldukça güçleşmektedir.
9
ġekil 2: Yıllara Göre Türkiye Aleyhine Yapılan BaĢvuruların
Tüm BaĢvurular Ġçindendeki Oranı
T Ü R K ĠY E AL E Y H ĠN E Y AP IL AN B Aġ V U R U L AR IN T Ü M B Aġ V U R U L AR ĠÇ ĠN D E K Ġ O R AN I
(% )
14
1 3 ,6
1 3 ,4 8
13
12
1 1 ,2
10
9 ,4 9
8
7 ,7 5
7 ,6 4
6
7 ,4 3
7 ,0 3
7
7 ,8 2
6 ,7 6
5 ,9 1
5 ,6 1
4
2
0
1959-
1999
1998
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
T o p la m B a Ģ vu ru S a y ıs ı: 4 5 0 5 0 4
Şekilden görüldüğü üzere, Türkiye aleyhine yapılan başvuruların AK genelindeki
tüm başvurular içindeki oranının yıllara göre seyri Türkiye’ye ilişkin başvurulardaki
artışın Konsey genelindeki artışa göre ne denli çok veya az olduğunu göstermesi
açısından oldukça önemlidir. Türkiye’ye ilişkin söz konusu oranın artması AK
geneline göre Türkiye aleyhine daha fazla başvuru yapılması anlamını
taşımaktadır.
Şekilden görüldüğü üzere 2002 ve 2003 ve 2011 yılları AK geneline göre oransal
olarak Türkiye’ye ilişkin en çok başvuruların yapıldığı yıllardır. Bu yıllarda Türkiye
aleyhine yapılan başvurular AK genelindeki tüm başvuruların yaklaşık yüzde
13’ünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte, 2006 ve 2007 yılları oransal olarak
Türkiye aleyhine yapılan başvuruların oldukça düşük kaldığı yıllardır. Daha
önceden ifade edildiği üzere, 2011 yılı % 13,48 oranı ile başvuru sayılarındaki
önemli bir artışı göstermektedir.
10
ġekil 3: Yargısal Süreçteki BaĢvuruların Ülkelere Göre
Dağılımı
Birleşik Krallık
3650
2%
Diğer 37 Ülke
34000
22%
Rusya
40250
27%
Bulgaristan;
4050; 3%
Moldova
4250
3%
Polonya
6400
4%
İtalya
13750
9%
Türkiye
15950
11%
Ukrayna
10250
7%
Romanya
12300
8%
ĠĢlemdeki Toplam BaĢvuru Sayısı: 151.600 (Rakamlar 50’ye yuvarlanmıĢtır.)
Yargısal süreçteki tüm başvuruların, aleyhine en çok başvuru yapılan ülkelere
göre dağılımına bakıldığında 40.250 başvuru sayısı ile başvuruların en çok Rusya
aleyhine yapıldığı ve Türkiye ile İtalya’nın sırasıyla 15.950 ve 13.750 başvuru
sayısı ile 2. ve 3. sırada yer aldığı görülmektedir. Yargısal süreçteki tüm
başvuruların yaklaşık yarısını Rusya, Türkiye ve İtalya aleyhine yapılan
başvurular oluşturmaktadır.
11
ġekil 4: Son yıllarda Aleyhine En çok BaĢvuru Yapılan
Ülkeler
ALEYHĠNE EN ÇOK BAġVURU YAPILAN ÜLKELER
100000
90000
80000
70000
60000
50000
40000
30000
20000
10000
0
2007
2008
2009
2010
2011
19592011
Rusya
9497
10146
13666
14309
12465
97288
Polonya
4211
4369
4986
5777
5035
49915
Türkiye
2830
3706
4474
5821
8702
46396
Romanya
3171
5242
5260
5992
5207
40563
Ukrayna
4502
4770
4693
3962
4621
35538
Toplam Başvuru Sayısı (1959-2011): 515.101
AİHS’ye göre başvuru alındığı tarihten (1959), 31 Aralık 2011 tarihine kadar
aleyhine en çok başvuru yapılar ülkeler sıralamasına bakıldığında, Türkiye 46.396
başvuru sayısı ile Rusya ve Polonya’dan sonra 3. sırada yer almaktadır. Yine son
yıllarda aleyhine en çok başvuru yapılan ülkeler sıralamasına bakıldığında 2007,
2008 ve 2009 yıllarında Türkiye’nin Rusya, Polonya, Romanya ve Ukrayna gibi
eski Sovyetler Birliği veya Doğu Bloğu ülkelerinden sonra 5. sırada yer aldığı fakat
2010 yılında 5821 başvuru sayısı ile 3. sıraya yükseldiği 2011 yılında da
Rusya’nın ardından 2. sıraya yükseldiği görülmektedir. Grafikten ayrıca, Türkiye
aleyhine yapılan başvuruların 2007 yılından itibaren bir artış eğiliminde olduğu ve
artış eğiliminin 2010 ve 2011 yıllarında daha da arttığı görülmektedir.
12
ġekil 5: Nüfusuna Oranla Aleyhine En Çok BaĢvuru Yapılan
Devletler
Karadağ; 502
NÜFUSA ORANLA BAġVURU SAYILARI (1/ 1000000)
2011 YILI
100
Türkiye; 118
Makedonya ; 183
Ġsveç; 202
Polonya; 132
Monaco; 242
Moldova; 288
Lihtenstayn; 252
Letonya; 130
Estonya; 258
Hırvatistan; 269
Bulgaristan; 161
200
Bosna-Hersek; 132
300
AK Ortalama; 79
400
Slovenya; 208
Sırbistan; 510
500
Romanya ; 243
600
0
Bir devlet aleyhine yapılan başvuruların o devletin nüfusuna oranlanmasıyla elde
edilen oran, kişi başına düşen ihlal başvurunu göstermesi açısından o ülkedeki
insan hakları durumunu en azından yapılan başvurular açısından daha sağlıklı bir
şekilde yansıtacaktır. Bu oran nüfus etkisini nötralize ettiğinden dolayı, başvurular
açısından ülkeleri kıyaslamanın da daha anlamlı bir göstergesi olacaktır.
Yukarıdaki şekilden görüldüğü üzere, 2011 yılında AK genelinde Sözleşmeye
taraf tüm devletlerdeki toplam nüfus esas alındığında her bir milyona düşen
başvuru sayısı 79’dur. 2011 yılında, nüfusuna göre en yüksek başvuru oranı
sırasıyla Sırbistan, Karadağ ve Moldova’dır. Bu tabloda İsveç dışında gelişmiş
Batı Avrupa devletlerinden hiçbir devletin olmaması dikkat çekicidir. Bir milyonda
118 başvuru oranıyla Türkiye, Avrupa Konseyi genelindeki oran olan 79’a nazaran
daha yüksek bir orana sahiptir.
Nüfusuna oranla aleyhine en çok başvuru yapılan Avrupa Konseyi’ne üye 47
devlet arasında Türkiye 2010 yılında 24. sıradayken 2011’de 16. sıraya
yükselmiştir.
Türkiye’ye ilişkin olarak 2011 ve 2010 yıllarından farklı olarak son 3 yıla
bakıldığında ise nüfusa oranla Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayılarının
13
Avrupa Konseyi geneline göre daha düşük oranda oluğu görülecektir. 2007
yılında AK genelinde bir milyon nüfusa düşen başvuru sayısı 52 iken bu sayı
Türkiye için 41’dir. Yine, 2008 ve 2009 yılları için sırasıyla bu sayılar AK geneli
için 62 ve 70 iken Türkiye için 53 ve 63’tür. Kısacası, bu yıllarda Türkiye,
nüfusuna göre aleyhine yapılan başvuru sayıları açısından AK genelindeki
ortalama duruma göre daha iyi bir durumdadır. Bu durum aşağıda yer alan Şekil
5’de gösterilmektedir.
ġekil 6: Nüfusa Oranla Son Yıllardaki BaĢvuru Sayıları
AK Ortalaması ve Türkiye
NÜFUSA ORANLA BAġVURU SAYILARI
(1/1000000)
120
118
100
80
75
70
53
52
40
80
63
62
60
79
41
20
0
2007
2008
2009
Avrupa Konseyi Ortalaması
2010
2011
Türkiye
14
II. MAHKEME KARARLARI-ĠHLALLER
15
ġekil 7: Yıllara Göre Aleyhine En Çok Ġhlal Kararı Çıkan
Ülkeler
ALEYHĠNE EN ÇOK ĠHLAL KARARI ÇIKAN ÜLKELER
350
341
319
300
257
250
233
228
210
200
204
189
175
159
150
129
100
101
110
108
135
123 123126
121
107
88
54
50
0
105
87
Rusya
Polonya
Türkiye
Romanya
Ukrayna
58
69
Yunanistan
Şekil 6’da görüldüğü üzere, son yıllarda Türkiye, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin Sözleşmedeki maddelerin en az birini ihlal ettiği gerekçesiyle en
çok ihlal gerçekleştiren ülkelerin başında yer almaktadır. Son yıllarda, Türkiye’den
sonra en çok ihlal gerçekleştiren ülkeler sıralamasında ise genelde Rusya,
Polonya, Romanya, Ukrayna gibi eski Sovyetler Birliği ve Doğu Bloğuna üye
ülkelerin yer aldığı görülmektedir. 2011 yılında ise diğer yıllardan farklı olarak
Yunanistan’ın en çok ihlal gerçekleştiren devlet sıralamasında 4. sırada yer aldığı
görülmektedir.
Devletler aleyhine yapılan bireysel başvuru sayıları dikkate alındığında özellikle
son yıllarda aleyhine Türkiye’den daha fazla başvuru yapılan Rusya, Polonya,
Romanya gibi devletler bulunmasına rağmen Türkiye’nin halen en fazla ihlal
gerçekleştiren devlet konumunda olmasını bu devletlerin Türkiye’den sonra ancak
son dönemlerde Sözleşmeyi onaylamaları ve başvuru ile Mahkeme kararı
arasında bazen 6-7 yılı bulan yargılama sürelerinin bulunmasına bağlayabiliriz.
Özellikle Rusya aleyhine yapılan başvuruların yüksekliği dikkate alındığında yakın
bir gelecekte Rusya’nın en çok ihlal gerçekleştiren devlet olacağını söylemek pek
yanlış olmayacaktır.
16
Türkiye’ye ilişkin olarak 2010 ve 2011 yıllarında ihlal kararları sayısında belirgin
bir düşüşün varlığı dikkat çekmektedir. Bu durumun açıklanmasında Türkiye’de
son dönemlerdeki insan hakları alanındaki iyileşmeyle birlikte Mahkeme’nin
genelde daha az sayıda davayı karara bağlamasının ve daha az sayıda ihlal
kararı vermesinin etkili olduğu söylenebilir.
17
ġekil 8: AĠHM Ġhlal Kararlarının Devletlere Göre Dağılımı
(1959-2011)
H A K K IN D A E N Ç O K ĠH L A L K A R A R I V E R ĠL E N D E V L E T L E R
(1 9 5 9 -2 0 1 1 )
D iğ e r Ü lk e le r
T ü rk iye
2404
4197
19%
34%
R u s ya 1 0 1 9 9 %
F ra n s a
627
5%
P o lo n ya
815
7%
İta lya
U k ra yn a
1651
814
7%
R o m a n ya
777
6%
13%
Şekil 8’den görüldüğü üzere 1959 -2011 yılları arasında AİHM’nin devletler
aleyhine vermiş olduğu toplam ihlal kararlarının yaklaşık %
19’u Türkiye’ye
ilişkindir. Türkiye’yi sırasıyla İtalya (%13), Rusya (% 9), Polonya (%7), Ukrayna
(%7) Romanya (%6), ve Fransa (%5) izlemektedir. Türkiye, İtalya, Rusya ve
Polonya aleyhine verilen ihlal kararları AİHM tarafından verilen tüm ihlal
kararlarının yaklaşık yarısını oluşturmaktadır.
Gelişmiş Batı Avrupa ülkeleri
arasında olan Fransa 627 ihlal kararıyla en çok ihlal gerçekleştiren ülkeler
arasında % 5’lik bir oranla önemli bir yere sahiptir. Gelişmiş Batı Avrupa devletleri
arasındaki Fransa, İtalya’dan sonra en çok ihlal gerçekleştiren ikinci devlet
konumundadır.
18
ġekil 9: AĠHM Ġhlal Kararlarının Devletlere Göre Dağılımı
(2011)
ALEYHĠNE EN ÇOK ĠHLAL KARARI VERĠLEN DEVLETLER (2011)
Türkiye
159
16%
Diğer Ülkeler
369
38%
Rusya 121
12%
Yunanistan
69
7%
Bulgaristan
52
5%
Ukrayna
105
11%
Romanya
58
6%
Polonya
54
5%
AİHM’nin 2011 yılında vermiş olduğu ihlal kararlarına göre en çok ihlal
gerçekleştiren devletler Türkiye ile birlikte, demokrasi tarihi henüz çok yeni olan
ve hatta demokrasiye geçiş süreci içerisinde bulunduğu söylenebilen Rusya,
Romanya, Polonya, Ukrayna gibi devletlerdir.
2011 yılında, Türkiye en az bir maddeyi ihlalini ettiği gerekçesiyle AİHM tarafından
159 davada mahkûm edilmiştir ve aleyhe sonuçlanan dava sayısı itibariyle 1.
sırada yer almıştır. Bununla birlikte, maddeler itibariyle aleyhine en çok ihlal kararı
verilen Devlet Rusya’dır. 2011 yılında en az bir maddeyi ihlal ettiği gerekçesiyle
Türkiye aleyhine verilen kararların en az bir hak ihlali içeren tüm davalar
içerisindeki oranı yaklaşık % 16’dır. Türkiye’nin 1959’dan 2011 yılı sonuna kadarki
Mahkemenin vermiş olduğu tüm ihlal kararları içerisindeki % 19’lik oranına karşılık
2011 yılındaki % 16’lık oranı nispi olarak bir iyileşmeyi veya düzelmeyi ifade
etmektedir.
19
Bu tabloda dikkati çeken önemli bir husus, Rusya ve Romanya aleyhine verilen
ihlal kararlarının genel duruma yani 1959–2011 yılları arasında verilen toplam ihlal
kararlarına kıyasla oransal olarak önemli ölçüde artmasıdır. Tersine, 2011 yılında
İtalya’ya ilişkin verilen ihlal kararlarında da oransal olarak önemli bir düşüş söz
konusudur. 1959–2011 yılları arasında İtalya’ya karşı verilen ihlal kararları tüm
ihlaller içinde % 13 gibi bir orana sahipken bu oran 2011 yılında % 3–4 civarında
olmuştur.
20
ġekil 10: AĠHM’nin SözleĢmeye Taraf Tüm ülkelere ve
Türkiye’ye ĠliĢkin Ġhlal Kararlarının Yıllara göre Dağılımı
(1959-2011)
EN AZ BĠR ĠHLAL ĠÇEREN YARGI KARARLARI
1600
1504
1445
1400
1423
1349
1282
1200
994
1000
800
837
683
600
630
521
589
422
400
270
200
0
987
169
120
24
18
1959- 1999
1998
23
2000
2001
312
319
341
257
228
154
54
76
2002
2003
Türkiye
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
159
2011
AK Tüm Ülkeler
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin denetim sistemini ve Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin işleyiş sisteminde radikal değişiklikler getiren AİHS’ne Ek 11 Nolu
Protokol’ün yürürlüğe girdiği 11 Kasım 1998 yılına kadarki süreç içerisinde
Sözleşmeye taraf tüm devletlerde olduğu gibi Türkiye’ye ilişkin verilen ve en az bir
ihlal içren yargı karalarının sayısının oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu
Sözleşmenin denetim sisteminin Ek 11 Nolu Protokol’den önce çok etkin
işlemediğini göstermektedir. Bu süre içerisinde Türkiye aleyhine ihlal kararı çıkan
karar sayısı sadece 24’tür. Bu sayının ayrıca düşük olmasının en önemli nedeni
Türkiye’nin o tarihlerde seçimlik olan Sözleşmeye bireysel başvuru hakkını
1987’de ve Mahkeme’nin yargı yetkisini de 1990 yılında, yani Mahkemenin
işlemeye başladığı 1959’dan çok sonra, kabul etmesidir. Sözleşmeye Ek 11.
Protokol, Sözleşme kapsamında bireysel başvuru hakkını Sözleşmeye taraf
devletler için zorunlu yaptığı gibi Mahkemenin yargı yetkisin de tanınmasını
otomatik hale getirmiştir. Mahkeme, ayrıca, 11. Protokolün yürürlüğe girmesiyle
tam zamanlı olarak görev yapmaya başlamıştır.
11 Nolu ek Protokol’ün yürürlüğe girmesinden sonraki yıllara bakıldığında Avrupa
Konseyi genelinde en az bir maddenin ihlaliyle sonuçlanan yargı kararları
sayısının özellikle 2000 ile 2004 yılları arasında 400 ile 700 arasında olduğu ve
21
bazı yıllarda artış bazı yıllarda da azalışlar olduğu görülmektedir. Örneğin, 2000
yılında 422 ihlal kararı söz konusuyken 2001 yılında ihlal karar sayısı 683’e
çıkmış akabinde 2002 ve 2003 yıllarında küçük düşüşler, daha sonra 2004 yılında
yeniden küçük bir artış olmuştur. Bu dönemde, benzer bir şekilde, Türkiye’ye
ilişkin ihlal karar sayılarında da düzensizlik görülmektedir. Yine, bazı yıllarda artış
bazı yıllarda da düşüşler söz konusudur. 2000 yılında Türkiye’ye ilişkin verilen
ihlal karar sayısı 23 iken bu sayı 2001’de 169’a sıçramış 2002’de radikal bir
düşüşle 54’e düşmüş ve 2004’te önemli bir artışla 154’e yükselmiştir. İlginç olan
nokta, bu dönem içerisinde AK genelinde artış veya azalışlar düşük düzeydeyken
Türkiye’ye ilişkin artış veya azalışlar radikal düzeydedir.
2005 yılında hem AK genelindeki hem de Türkiye’ye ilişkin ihlal kararları
sayısında önemli bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Bir önceki yıla göre AK
genelinde ihlal karar sayısı 589’dan 994’e sıçramış; Türkiye’ye ilişkin verilen ihlal
karar sayısında da 154’ten 270’ye bir yükseliş gerçekleşmiştir.
2006 yılında AK genelinde ihlal karar sayısı bir önceki yıla göre önemli bir artış
göstererek 1445’e yükselmiş fakat sonraki yıllarda, 2010 yılına kadar birbirine
yakın düzeylerde kalmıştır. İhlal karar sayısı AK genelinde en yüksek sayısına
2009 yılında 1504 ile ulaşmıştır. 2010 yılında bu sayı birazda Mahkemenin benzer
davaları birleştirmesi ve önemli davalara daha fazla zaman ayırmasından dolayı
1282’ye 2011 yılında da 987’e düşmüştür. Mahkemenin karara bağladığı ve
mahkûmiyet kararı verdiği dava sayılarında son iki yılda düşüşler görülse de
Mahkemenin incelediği başvuru sayılarında artışlar olmuştur. Mahkeme, 2011
yılında 1511 başvuruyla ilgili olarak 1157 hüküm tesis etmiş ve bunların 987’sinde
en az bir maddenin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır (European Court of Human
Rights in Facts and Figures 2011, s.8).
Türkiye’ye ilişkin ihlal kararları sayısında da 2005 yılından itibaren belirli bir
dengenin olduğu görülmektedir. Bazı yıllarda artışlar görülmekle birlikte bazı
yıllarda da azalışlar olduğu fakat bunlar arasında radikal düzeyde değişiklikler
olmadığı görülmektedir. Belirgin bir düşüş ihlal karar sayısı en yüksek olan 2009
yılına kıyasla 2010 ve özellikle 2011 yılında gerçekleşmiştir. Türkiye’nin 2009
yılında en az bir ihlal olduğu gerekçesiyle mahkûm olduğu dava sayısı 341 iken
bu sayı 2010 yılında 228’e, 2011 yılında ise 159’a düşmüştür. Hiç şüphesiz, ihlal
kararlarındaki bu azalışta Mahkemenin benzer nitelikli davaları birleştirmesi ve
22
daha önemli ve karmaşık davalara daha fazla zaman ayırmasından dolayı daha
az sayıda davayı sonuçlandırmasının önemli etkisinin olduğunu söylemek
mümkündür (European Court of Human Rights in Facts and Figures 2011, s.8).
Nitekim 2009 yılında Mahkemenin sonuçlandırdığı dava sayısı 1.625 iken 2011
yılında sonuçlandırdığı dava sayısı sadece 1.157’dir.
Genel olarak, 1999 ve 2000 yıllarına kıyasla hem Avrupa Konseyi genelinde hem
de Türkiye’ye ilişkin olarak en az bir ihlal içeren Mahkeme karar sayılarında son
yıllarda önemli artışlar olduğu açıkça görülmektedir. Bu da Mahkemenin artan üye
sayısıyla birlikte gittikçe daha etkin çalıştığı ve Mahkeme’nin işleyişinde yapılan
değişikliklerin olumlu sonuçlar ürettiğini göstermektedir. Ayrıca, önemli bir husus,
ihlal karar sayılarındaki artışları insan hakları alanında ülkelerdeki kötüye gidişten
ziyade Mahkemenin işleyişindeki etkinliğe ve üye sayısındaki artışa bağlamak
daha yerinde olacaktır.
23
ġekil 11: Avrupa Konseyi Genelinde Ġhlal Edilen Hakların
Dağılımı (1959-2011)
İfade Özgürlüğü
Özel ve Aile Hayatına 479
2%
Saygı
Etlkili Başvuru
1559
8%
853
4%
Mülkiyet
2569
14%
Diğer Haklar 844
%4
Yaşama Hakkı
799
4%
Özg. ve Güv.
2205
11%
Adil Yargılanma
8482
45%
İşkence ve Kötü Muam.
Yas.
1444
8%
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarına göre 1959 yılından 2011 yılının
sonuna kadar Avrupa Konseyi genelinde en çok ihlal edilen haklar adil yargılanma
hakkı (% 45), mülkiyet hakkı (% 14) ve özgürlük ve güvenlik hakkı (% 11)’dır.
Sözleşmenin 6. maddesini oluşturan adil yargılanma hakkına ilişkin ihlaller
neredeyse Sözleşme kapsamında ihlal edilen hakların yarısını oluşturmaktadır.
Adil yargılama hakkının bir unsuru olan “makul sürede” yargılama yapılmamasın,
yani yargılamanın uzunluğundan dolayı oluşan ihlaller, adil yargılanma hakkının
yarısından fazlasını (4810 ihlal kararı) ve yaklaşık tüm ihlallerin yaklaşık dörtte
birini oluşturmaktadır. Adil yargılanma hakkı, mülkiyet hakkı ve özgürlük ve
güvenlik hakkı üçü birlikte Sözleşme çerçevesinde ihlal edilen hakların çok büyük
bir bölümünü, % 70’ini, oluşturmaktadır.
Avrupa Konseyi genelinde ihlal edilen diğer önemli haklar ise, Şekil 10’dan
görüldüğü üzere, etkili başvuru hakkı (% 8), işkence ve kötü muamele yasağı
(%8) ve yaşama hakkıdır (% 4).
24
ġekil 12: AĠHM’e Göre Türkiye’de En Çok Ġhlal Edilen
Hakların Dağılımı (1959-2011)
AĠHM’E GÖRE TÜRKĠYE’DE EN ÇOK ĠHLAL EDĠLEN HAKLAR (1959-2011)
AİHM’nin 1959’dan 2011 yılının sonuna kadar Türkiye’ye ilişkin vermiş olduğu
ihlal kararlarına bakıldığında en çok ihlal edilen hakların, Avrupa Konseyi
genelindeki duruma benzer bir şekilde, adil yargılanma hakkı (% 33) (%20 adil
yargılanma ve %13 yargılamanın uzunluğu), mülkiyet hakkı (% 16) ve özgürlük ve
güvenlik hakkı (% 15) olduğu görülmektedir.
Yukarıdaki tabloya ilişkin olarak vurgulanması gerekli önemli bir husus, yaşama
hakkı ve işkence ve kötü muamele yasağı haklarına ilişkin ihlallerin önemli bir
oranının usule ilişkin eksikliklerden başka bir ifadeyle yetersiz incelemelerden
kaynaklandığıdır.
25
ġekil 13:AĠHM Kararlarına Göre Türkiye’de En Çok Ġhlal
Edilen Haklar (2011)
AĠHM’E GÖRE TÜRKĠYE’DE EN ÇOK ĠHLAL EDĠLEN HAKLAR (2011)
İfade Özgürlüğü Özel ve Aile Hay.
6
Saygı 9
Yaşama
2%
3%
8
3%
İşk. ve Kötü Muamele
75
25%
Diğer Haklar
36
12%
Adil Yargılanma
30
10%
Yargılamanın Uzunluğu
53
18%
Etkili Başvuru
6
2%
Mülkiyet
37
12%
Özgürlük ve Güvenlik
38
13%
2011 yılındaki AİHM verilerine göre Türkiye’de en çok ihlal edilen haklar % 28 ile
adil yargılanma hakkı (%10 adil yargılanma ve %18 yargılamanın uzunluğu), % 25
ile işkence ve kötü muamele görememe hakkı, % 13 ile özgürlük ve güvenlik
hakkı ve % 12 ile mülkiyet hakkıdır.. Bu tablo Türkiye’ye ilişkin verilen ve bir
önceki şekilde gösterilen tüm insan hakları ihlallerini gösteren tablodan oldukça
farklı bir durum arz etmektedir: Adil yargılanma hakkı en çok ihlal edilen hak
olmakla birlikte adil yargılanma hakkının bir unsuru sayılan yargılamanın
uzunluğundan dolayı gerçekleşen ihlallerde oransal olarak ciddi bir artış söz
konusudur. 1959–2011 yıllarında yargılamanın uzunluğundan dolayı gerçekleşen
ihlallerin tüm ihlaller içerisindeki oranı % 13 iken bu oran 2011 yılı için % 18’e
yükselmiştir. Buna mukabil, yargılamanın uzunluğundan dolayı gerçekleşen
ihlaller dışındaki adil yargılama hakkına ilişkin ihlaller de ise 2011 yılında 1959–
2011 yıllarına göre oransal olarak % 20’den % 10’a gerilemiştir, yarıi yarıya yakın
bir düşüş söz konusudur.
26
2011 yılında Türkiye’ye ilişkin ihlal kararlarında dikkati çeken en önemli husus
İşkence ve kötü muamele yasağını düzenleyen AİHS’in 3. maddesine ilişkin ihlal
kararlarının 1959–2011 yıllarındaki ihlal kararlarına oranla % 15’lik bir artışla %
25’e yükselmesidir. Sözleşme’nin 3. maddesinde güvence altına alınan İşkence
ve kötü muamele yasağına ilişkin ihlallerin tamamına yakını (73’ü) kötü muamele
yasağının ihlali ve bu hakka ilişkin eksik inceleme veya soruşturmadan
kaynaklanmaktadır. Mülkiyet hakkı, ifade özgürlüğü, etkili başvuru hakkına ilişkin
ihlal oranlardaki önemli düşüşler ise kayda değer diğer önemli hususlardır.
27
III. HAK KONULARINA GÖRE ĠHLALLER
28
ġekil 14: Türkiye’ye iliĢkin YaĢama Hakkı ve Bu Hakla Ġlgili
Yetersiz Ġnceleme Ġhlalleri
TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN YAġAMA HAKKI VE BU HAKKA ĠLĠġKĠN YETERSĠZ
ĠNCELEME ĠHLALLERĠ (M.2)
30
26
25
21
20
18
16
15
15
11
10
11
9
10
9
7
6
5
1
0
3
2
2003
10
2004
2005
2006
YaĢama Hakkı
2007
6
2
2008
2009
2010
2011
Yetersiz Ġnceleme
ġekil 15:
YAġAMA HAKKI (M.2) iHLALLERĠ (19592011)
Avrupa Konseyi
Üyesi Diğer
Ülkeler
569
% 71
Türkiye
230
% 29
29
ġekil 16:
TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ĠġKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI VE BUNA ĠLĠġKĠN
YETERSĠZ ĠNCELEME ĠHLALLERĠ (M.3)
40
36 37
35
32
30
30
30
27
26
25
24
24
23
24
20
16
15
14
10
8
8
5
0
1
2
1
2
3
1
3
3
1
2003
2004
2005
2006
2007
2008
ĠĢkence Yasağı Ġnsanlık DıĢı ve Onur Kırıcı Muamele
2
2009
2010
2011
Yetersiz Ġnceleme
ġekil 17:
ĠġKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI (M.3) ĠHLALLERĠ (1959-2011)
Türkiye
407
% 21,99
Avrupa Konseyi Üyesi
Diğer Ülkeler
1037
% 78,01
30
ġekil 18:
TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLĠK HAKKI ĠHLALLERĠ (M.5)
100
95
88
90
80
80
69
70
64
60
49
50
38
40
28
30
20
9
10
0
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Özgürlük ve Güvenlik Hakkı
ġekil 19:
ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLĠK HAKKI (M.5) ĠHLALLERĠ (1959-2011)
Avrupa Konseyi Üyesi
Diğer Ülkeler
1651
% 74.88
Türkiye
554
% 25,12
31
ġekil 20:
TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ADĠL YARGILANMA HAKKI ĠHLALLERĠ (M.6)
140
126
120
100
93
99
93
95
83
80
75
74
60
67
64
56
53
48
40
42
32
30
20
3
0
2003
8
2004
2005
2006
2007
Adil Yargılanma Hakkı
2008
2009
2010
2011
Davanın Uzunluğı
ġekil 21:
ADĠL YARGILANMA HAKKI (M.6) ĠHLALLERĠ (1959-2011)
Avrupa Konseyi Üyesi
Diğer Ülkeler
6791
% 85
Türkiye
1222
% 15
32
ġekil 22:
TÜRKĠYE'TE ĠLĠġKĠN ÖZEL HAYATIN VE AĠLE HAYATININ KORUNMASI
HAKKINA ĠLĠġKĠN ĠHLALLER (M.8)
25
22
20
15
11
10
9
8
6
5
5
5
5
3
0
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı
ġekil 23:
ÖZEL HAYATA VE AĠLE HAYATINA SAYGI HAKKI (M.8) ĠHLALLERĠ
(1959-2011)
Türkiye
53
%6
Avrupa Konseyi Üyesi
Diğer Ülkeler
770
% 94
33
ġekil 24:
TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ĠFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ĠHLALLERĠ (M.10)
70
60
50
40
55
50
%45
47
39
30
14
44
35
30
20
10
66
62
32
26
20
19
20
12
6
6
0
2003
2004
2005
2006
Türkiye
2007
2008
2009
2010
2011
Tüm Ülkeler (Türkiye dahil)
ġekil 25:
ĠFADE ÖZGÜRLÜĞÜ (M.10) ĠHLALLERĠ (1959-2011)
Avrupa Konseyi Üyesi
Diğer Ülkeler
272
% 57
Türkiye
207
% 43
34
ġekil 26:
TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN DERNEK KURMA VE TOPLANTI ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI
ĠHLALLERĠ (M.11)
10
9
9
10
8
7
7
6
6
5
5
5
4
4
3
2
2
1
0
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Dernek Kurma ve Toplantı Özgürlüğü Hakkı Ġhlalleri
ġekil 27:
DERNEK KURMA VE TOPLANTI ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI (M.11) ĠHLALLERĠ
(1959-2011)
Avrupa Konseyi Üyesi
Diğer Ülkeler
75
% 59
Türkiye
53
41%
35
ġekil 28:
TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN ETKĠLĠ BAġVURU HAKKI ĠHLALLERĠ (M.13)
60
55
50
40
36
30
25
21
20
20
22
12
10
6
4
0
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Etkili BaĢvuru Hakkı
ġekil 29:
ETKĠLĠ BAġVURU HAKKI (M.13) ĠHLALLERĠ (1959-2011)
Avrupa Konseyi Üyesi
Diğer Ülkeler
1322
% 85
Türkiye
237
% 15
36
ġekil 30:
TÜRKĠYE'YE ĠLĠġKĠN MÜLKĠYET HAKKI ĠHLALLERĠ (P.1-M.1)
90
86
82
80
70
65
60
58
50
42
40
42
37
30
30
20
10
5
0
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Mülkiyet Hakkı
ġekil 31:
MÜLKĠYET HAKKI (P.1-M1) ĠHLALLERĠ (1959-2011)
Türkiye
611
% 24
Avrupa Konseyi Üyesi
Diğer Ülkeler
1958
% 76
37
Kaynaklar
 The European Court of Human Rights in 50 Questions (2012),
Council of Europe, 2012,
http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/5C53ADA4-80F8-42CBB8BD-CBBB781F42C8/0/FAQ_ENG_A4.pdf
 Annual Reports,
http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Header/Reports+and+Statistics/
Reports/Annual+Reports/
 General Statistics 2011,
http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/7B68F865-2B15-4DFC-85E5DEDD8C160AC1/0/STATS_20102011_EN.pdf
 Analysis of Statistics, 2010,
http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/0A35997B-B907-4A38-85F4A93113A78F10/0/Analysis_of_statistics_2010.pdf
 Analysis of Statistics, 2011,
http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/11CE0BB3-9386-48DCB012-AB2C046FEC7C/0/STATS_EN_2011.PDF
 Table of Violations 1959-201,
http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/2B783BFF-39C9-455C-B7C7
38
Hatırlatma: Bu belgedeki tüm şekiller
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin
http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Header/
Reports+and+Statistics/Reports/Annual+R
eports web sayfasında Yer alan yıllık
raporlarından, istatistik raporlarından ve
diğer belgelerden üretilerek elde edilmiştir.
ĠletiĢim:
BaĢbakanlık Ġnsan Hakları BaĢkanlığı
www.insanhaklari.gov.tr www.ihb.gov.tr
Tel:03124222920 ihb@basbakanlik.gov.tr
39
40
Download