genetik ve prenatal tanı

advertisement
GENETİK VE PRENATAL
TANI
Doç. Dr. Funda Özdemir
Kromozom ve Genler
Vücudumuzdaki hücrelerin çekirdekleri
içindeki yapılara kromozom adı verilir.
Kromozomlar çubuk şeklindedir ve çiftler
halinde bulunurlar. Üzerlerinde kişisel
özelliklerden sorumlu olan genleri taşırlar.
Genler kalıtımın temel materyalidir. Genler
her bir hücrenin yapımı için önemli bilgileri
taşıyan RNA ve DNA moleküllerini taşırlar.
Her kromozom yaklaşık 25 bin gen taşır, her
bir gen ise yaklaşık 1000 DNA’dan
yapılmıştır.
Kromozom: Çubuk şeklindeki kromozomların
şekil ve uzunlukları değişiktir. İnsan hücresi
46 kromozomludur. Bunlardan 22 çifti
otozom, bir çifti ise gonozom (cinsiyet)
kromozomudur.
İnsanda otozomal kromozomlar homolog adı
verilen birbirine benzeyen çiftler halinde
bulunur.
kadında cinsiyet kromozomları XX, erkekte
XY’dir.
Kromozomların sistematik bir şekilde
düzenlenmesine karyotip adı verilir.
Karyotipin belirlenmesi için kullanılan
hücreler lokositler (eritrositlerin nukleus ve
kromozomları yoktur) veya biyopsi sırasında
elde edilen doku hücreleri olabilir. Yanak
mukozasında bulunan epitel hücreleri daha
çok kullanılan hücrelerdir.
Fetal kromozom çalışmalrı için amniyotik mayi
kullanılır. Çünkü fetüsün derisindeki epitel
hücreleri amniyotik mayiye dökülür.
KROMOZOMAL KALITIMDA DEĞİŞİMLER
Mitosos ve meyosos her zaman normal olarak
ortaya çıkmaz. Hücre bölünmesindeki
normalden sapmalar kromozom
anomalilerine neden olur.
Kromozom anomalileri çeşitlidir. Hem
otozomlarda hem de seks kromozomlarında
görülür. Kromozom anomalileri daha çok
Non-disjunction-Ayrılmama ile ilgilidir.
Meyotik bölünme sırasında kromozom
çiftlerindeki ayrılma normal olarak
gerçekleşmediğinde, hücrenin birinde
kromozomların ikisi birden bulunurken,
diğerinde hiç kromozom bulunmaz. İki
kromozomlu hücre zigotun oluşumu
sırasında normal bir spermium ile birleşecek
olursa, bu kromozomdan zigotta üç tane
bulunacaktır. Buna trisomi denir.
Down’s Sendromu 21 nolu kromozomun
trisomisi ile ilgilidir. Genellikle ayrılmama
sonucu ortaya çıkar. Bazen Down’s
sendromu Translokasyon (yer değiştirme)
sonucu ortaya çıkabilir. Bu olayda 21 nolu
kromozomun bir kolu koparak başka bir
kromozoma yapışır. Bu durumda 21 nolu
kromozomdan normalde olduğu gibi 2 tane
bulunur (yani trisomi değildir). Ancak 21 nolu
kromozom çiftinin üzerindeki genetik
materyalin tamamı translokasyon sonucu üç
kromozoma dağılmıştır. Bu durum çocuğu
trisomi gibi etkiler.
Translokasyona bağlı Down’s sendromlu
çocukların ailelerinin 2/3’ünün karyotipleri
normaldir. Translokasyon bu gebelikteki
hücre bölünmesi sırasında ortaya çıkmıştır.
Geri kalan 1/3’ünde aile translokasyon
taşıyıcısıdır. Bu durumun bilnmesi genetik
danışmada önemlidir. Aile hikayesinde
Down’s sendromlu bir çocuğun bulunması
ve Down’s sendromunun tipinin belirlenmesi
ilerki gebelikleri planlamada rehberlik eder.
Eğer anne ya da baba taşıyıcı ise
gelecekteki çocuklarda Down’s sendromu
tekrarlama olasılığı unutulmamalıdır.
Translokasyonla ortaya çıkan Down’s
sendromlu çocukların anneleri genellikle
normal çocuk doğurma yaşındadır. Yani 30
yaşın altındadır. Trisomi riski ise yaşla
beraber artar.
Trisomi 21’e ek olarak, trisomo 18, 13, 14 ve
15’te meyozda ayrılmama sonucu ortaya
çıkan trisomilerdir. Bu bebekler pek çok
deformite ile beraber doğarlar ve doğumdan
sonra ilk üç ay içinde ölürler.
Diğer kromozom kırılmaları; kromozomun bir
parçasının kopup kaybolması sonucu ortaya
çıkan “delesyon”, ve kromozomun üzerinde
fazladan bir parça bulunması “duplikasyon”
dur.
Mozaisizm, aynı zigottan menşei almış, fakat
vkromozom yapıları farklı olan birden fazla
hücre grubunun birlikte bulunmasıdır. Bu
durum fertilizasyondan sonra zigotun
bölünmesi sırasındaki hatalara bağlı ortaya
çıkar. Mozaisizm daha çok seks
kromozomlarında, daha az otozomlarda
görülür. Nadir olarak Down’s Sendromlu
çocuklarda mozaisizm görülebilir.
Mozaisizmde bazı hücreler 46, bazıları 47
kromozomludur. Bu çocukların bazıları bu
sendromun sadece birkaç belirtisine sahiptir.
Anomalilerin bir kısmı, cinsiyet
kromozomlarındaki değişimler sonucu
ortaya çıkar. X ve Y kromozomlarında
değişik birleşmeler görülür. Klinefelter’s
Sendromu (XXY) ve Turner Sendromu (XO)
cinsiyet kromozom anomalilerinin en yaygın
görülen iki şeklidir.
Bu kombinasyonlar meyozdaki ayrılamama
sonucu ortaya çıkarlar.
Fertilizasyondan sonra zigotta olası
kombinasyonlar şöyledir.
OVUM
XX
O
X
XXX
XO
Y
XXY
YO
SPERM
XO turner sendromu, XXY Klinefelter
sendromudur. YO kombinasyonunda fetüs
yaşamaz, gebelik düşükle sonuçlanır. XXX
mental geriliği olan kadınlar arasında ya da
infertil kadınlar arasında yapılan
araştırmalarda bu modele sıklıkla rastlandığı
belirlenmiştir. Toplumda nispeten yaygın
olduğu düşünülmektedir.
Eğer dış genitallerde bir belirsizlik varsa,
kromozom analizleri teşhiste yardımcı
olabilir. “Barry cisim” araştırması bu amaçla
yapılır (Barry cismi seks kromotine cismidir).
Barry cismi X kromozomlarının birinden
çıkarılan bir kromatin parçasıdır. Bundan
dolayı Barry cismi sayısı, X kromozomu
sayısından bir eksiktir. Normal bir erkekte
(XY) veya Turner’s sendromunda (XO)
Barry cismi bulunmaz. Normal bir kadın (XX)
ile Klinefelter’s sendromunda (XXY) Barry
cismi bir tanedir. Triple X sendromunda
(XXX) Barry cismi 2 tanedir.
Kromozomlardaki translokasyon, delesyon ve
ayrılamama (non-disjunction) gibi
anormalliklerin ortaya çıkma nedenleri
değişiktir. Çoğu kendiliğinden ortaya çıkar.
Radyasyon, delesyon ve translokasyona bir
nedendir. Anne yaşı non-disjuntion ile
ilişkilidir. Virüsler kromozomlarda kırılmalara
neden olurlar. Lsd’nin kromozomal
kırılmalara neden olduğu düşünülmektedir.
GENLER
Kromozomların üzerinde kalıtım özelliklerini
taşıyan Gen adı verilen birimler vardır.
Genler kromozomlar üzerinde şerit biçiminde
dizilmişlerdir.belirli bir mutant gen,
kromozom çiftlerinden yalnız birisi üzerinde
bulunuyorsa heterezigot, her ikisi üzerinde
de bulunuyorsa homozigot durumundadır.
Heterezigot kombinasyonlarda, gen
çiftlerinden biri üzerinde bulunan özelliğin
fenotipte (gözlenebilir özellik) belli olmasına
dominant, yani baskın özellik denir.
Gözlenebilir özellik göstermeyen çekinik
genlere de resesif genler denir.
Tek gen kalıtımına bağlı hastalıklar
Genetik hastalıkları saptamak için en yaygın
olarak pedigri yöntemi kullanılır. Pedigri
bireylerin aile ağacının çıkarılması işlemidir.
Pedigri çizilerek belirlenen bir genetik özelliğin
ya da hastalığın kalıtımsal geçişi, mutant
genin otozomal veya gonozomal oluşuna
(X’e bağlı) göre dominant ya da resesif
olarak nesilden nesile geçer.
Kalıtımsal karakterler dört ayrı biçimde ortaya
çıkar:
1. Otozomal dominant
2. Otozomal resesif
3. Gonozomal dominant
4. Gonozomal resesif
Otozomal dominant karakterler:
Dominant gen anne ya da babada bulunabilir.
Bu dominant gen heterozigot ya da
homozigot olabilir. Örneğin örneğin
babanın kanı Rh pozitif, anneninki Rh
negatif olsun (Rh faktörünün “D” tipi Rh
pozitif, “d” Rh negatiftir). Rh pozitif baba,
genotipi “DD” olan bir homozigot, ya da
genotipi “Dd” olan bir heterozigot olabilir. D
tipi olan Rh pozitifdominant özelliğe
sahiptir.
Rh negatif anne için olası genotip sadece
resesif özellik gösteren “dd” dir. Çükü resesif
özellikler, dominant özellik bulunmadığı
zaman ortaya çıkar. Böylece resesif
özellikler sadece bir homozigot durumunda
bulunur. Bu anne babanın çocuklarında Rh
faktörü için olasılıklar şöyle olacaktır.
Baba DD homozigot durumunda
Baba
Anne
D
D
d
Dd
Dd
d
Dd
Dd
Görüldüğü gibi tüm çocuklar genotip olarak
Dd, fenotip olarak Rh pozitif olacaktır.
Baba Dd heterozigot durumunda
Baba
Anne
D
d
d
Dd
dd
d
Dd
dd
Çocukların %50’si genotip olarak dd, fenotip
olarak Rh negatif, %50’si genotip olarak Dd,
fenotip olarak Rh pozitif olacaktır.
Dominant özelliğin heterozigot durumunda
çocuğa geçme şamsı %50, homozigot
durumunda %100’dür. Bu olasılık her
doğum için geçerlidir. Bu nedenle dominant
hasta gen taşıyan kişilere evlilik yada
gebelik planladıklarında bu olasılıkların
bilgisi verilmelidir.
Otozomal dominant geçişli bir hastalıkla ilgili
kalıtımsal özellikler şöyle özetlenebilir:
• Kalıtsal özellik her kuşakta kendini gösterir
• Hasta bir bireyin anne ya da babası hastadır
• Erkek ve kız çocuklarda hastalanma şansı
eşittir.
• Hasta heterozigot bireyin çocuklarında
hastalığın ortaya çıkma riskiher doğum için
%50’dir.
• Hasta homozigot bireyin tüm çocuklarında
hastalık ortaya çıkar.
Otozomal resesif karakterler
Genlerin çekinik özellik göstermesine resesif
denir. Özellik genlerden biri üzerinde
bulunur. Fenotipte belli olmaz ancak kişi
taşıyıcıdır.
Örneğin kistik fibrozis, sickle cell anemisi
resesif genlerle geçen bir hastalıktır. Kistik
fibrozis için resesif genleri “k”, normal
genleri “K” ile gösterelim. Karı kocadan
birinin taşıyıcı, ikisinin taşıyıcı ve birinin
hasta olduğu durumlarda hastalığın çocukta
ortaya çıkma olasılığı şu şekillerdedir:
Eğer sadece ebeveyn taşıyıcı ise (Kk), çocukların
%50’si taşıyıcı, diğer yarısı sağlam olacaktır.
K
k
K
KK
Kk
K
KK
Kk
Her iki ebeveyn de taşıyıcı ise, çocukların %25’i
kistik fibrosisli –hasta-, %25’i sağlam, %50’si
taşıyıcı olacaktır.
K
k
K
KK
Kk
k
Kk
kk
Eğer bir ebeveyn hasta, diğeri sağlam ise çocukların
hepsi taşıyıcı olacaktır.
k
k
K
Kk
Kk
K
Kk
Kk
Otozomal resesif geçişli bir hastalıkla ilgili kalıtımsal
özellikler şöyle özetlenebilir.
• Hastalık genellikle tek bir kuşakta görülür
• Hasta bireyin hem annesi hem de babası
taşıyıcıdır. Her iki ebveynin taşıyıcı olduğu bu
durumda çocukların %25’i hasta, %75’i sağlam
olacaktır (%50’si taşıyıcı, %25’i sağlam)
• Bie ebeveyn hasta diğeri taşıyıcı ise hastalık
görülme oranı %50’ye çıkar, %50’si taşıyıcıdır
• Bir ebeveyn hasta, diğeri normal olduğunda tüm
çocuklar taşıyıcı olurlar
• Hastalık cinsiyet farkı gözetmez
X’e bağlı karakterler
Normal bir kadında cinsiyet kromozomlarının
XX, erkekte XY olduğunu biliyoruz.
Otozomal kromozomlar üzerindeki
özelliklerin geçişinde özelliğin anneden ya
da babadan gelmesi farketmez. Seks
kromozomları tarafından taşınan hemen tüm
özellikler X kromozomu üzerinde bulunur.
Bu özellikler, normal bir X kromozomu
tarafından maskelenmediğinde ortaya çıkan
özelliklerdir. Bu nedenle kadında özelliğin
ortaya çıkması, ancak homozigot
durumunda olasıdır.
Erkekte X kromozomu üzerinde bulunan gen
daima dominant olarak ortaya çıkar. Çünkü
Y kromozomu üzerinde bu genlerin karşılığı
olacak gen bulunmaz.
Hemofili X’e bağlı kalıtımsal özelliklerin en bilinenidir.
Örneğin; “X” normal kromozom, “x” ise resesif gen
taşıyan kromozom olsun. Anne taşıyıcı baba
normal olduğunda hastalığın ortaya çıkma olasılığı;
X
Y
x
X
xX
(Taşıyıcı)
xY
(Hasta)
XX
XY
Baba hasta anne sağlam olduğunda kız çocukları
taşıyıcı, erkek çocukları sağlam olacaktır.
X
X
x
xX
xX
Y
XY
XY
Anne taşıyıcı baba hasta olduğunda, kız çocukları
hasta ya da taşıyıcı, erkek çocukların biri hasta,
biri sağlam olacaktır.
x
X
x
xx
xX
Y
xY
XY
Görüldüğü gibi hemofili yalnız erkek
çocuklarda görülen bir hastalıktır. Ancak son
durumda hemofili hastalığının kız çocukta
da ortaya çıktığını görüyoruz. Çok nadir
rastlanan bu durumda hemofili geni kızda
homozigot durumundadır. Burada dikkat
edilmesi gereken diğer bir konuda X’e bağlı
kalıtım şeklinde babadan oğula hastalığın
geçmeyeceğidir. Çünkü babanın X
kromozomu sadece kız çocuğuna geçer.
X’ bağlı resesif geçişli hastalıklar ile ilgili
kalıtımsal özellikler şöyledir;
• Genel olarak erkeklerde hastalık görülür.
Kızlar taşıyıcıdır.
• Babadan oğula geçiş yoktur
• Sadece babanın hasta, annenin taşıyıcı
olduğu durumlarda kız çocuklarında da
hastalık görülür.
X’e bağlı dominant geçişli hastalıklar ile ilgili
kalıtımsal özellikler şöyledir;
• Hasta heterezigot annenin çocuklarının
%50’si sağlam, %50’si hastadır.
• Hasta homozigot annenin tüm çocukları
hastadır
• Hastababanın kız çocukları hasta, erkek
çocukları sağlamdır.
GENETİK HASTALIKLARIN PRENATAL
TESBİTİ
•
•
•
•
Amniosentez
Ultrasonografi
Anne serum analizi-Alfa Feto-Protein
CVS (Koryonik villus örneklemesi)
Kromozom anomalilerinin görülme sıklığı
• Tüm gebeliklerin %5-7’sinde kromozom
anomalisi bulunduğu ve bunların %90’ının
spontan düşükle sonuçlandığı bilinmektedir.
• Gebeliğin erken devresinde görülen
düşüklerde, %50’nin üzerinde kromozom
anomalisi saptanmıştır. Erken devrede
görülen düşükler muhtemelen kromozom
anomalisine bağlı ortaya çıkmaktadır.
• Canlı doğumların yaklaşık %5’inde
kromozom anomalisine rastlanmaktadır.
• Perinatal ölüme yol açan malformasyonların
%15’inin kromozomal defektlerden
kaynaklandığı bilinmektedir.
GENETİK DANIŞMA
Genetik danışmanlık, ailesinde belirli bir genetik
hastalık olan bireye, bu hastalığın görülme riski ile
ilgili bilgileri verme, bu bilgilerin anlaşılmasını
sağlama ve halen varolan genetik sorunun
çözümü için gerekli yardım işlemlerinin tümünü
içerir.
Ayrıca toplumda genetik bozukluk için risk
gruplarının belirlenmesi ve bu gruplarda hasta
çocuk oranını da azaltmayı hedeflemektedir.
Anne-baba arasında kan bağı bulunması
resesif soya geçen hastalıklarda önemli bir
faktördür. Anne ve babnın aynı özel geni
taşıma olasılığı bu çeşit evliliklerde çok
görülür. Her ikiside taşıyıcı olan
ebeveynlerin çocuklarında hastalığın ortaya
çıkma olasılığının her doğumda ¼ olacağı
unutulmamalıdır.
Genetik danışmanlıkta basamaklar şöyledir:
• Öncelikle genetik hastalığın tanımlanması
gerekir. Bunun için hikaye alınır, gerekli
testler yapılır
• Hastalığın kalıtımsal olup olmadığı
saptanmalıdır
• Hastalık eğer ailevi-kalıtımsal ise, ailelere
bilgi verilmelidir
• Bu aşamalar sırasında hastalıkla ilgili
yapılacak tanı işlemleri hakkında bilgi
verilmelidir.
• Danışmanlıkta sürekliliğin sağlanması
önemlidir.
• Görüşmeler sırasında bireyin veya ailelerin
kendilerini ifade etmelerine fırsat verilmeli,
yaşadıkları güçlükler belirlenmelidir
• Ailelere yaralanabilecekleri uygun
kaynakalar gösterilmelidir.
KAYNAKLAR
TAŞKIN L (2016). Doğum ve Kadın Sağlığı
Hemşireliği. XIII. Basım. Akademisyen Tıp
Kitabevi Ankara.
Download