ZİYA GÜNEY

advertisement
ZİYA GÜNEY
BURSA’ DA DÜNDEN BUGÜNE ÇEVRE PROJELERİ..
Türkiye’de birçok çevre projelerini ilk olarak hayata geçiren kentlerimizden birisi
de Bursa’dır.
Bizim de yerel yönetimlerde görevde olduğumuz ve Nilüfer Belediye Başkanlığı
yanında B. Şehirde de bu projelerin hemen her safhasında belirleyici görevlerde
bulunduk..
Başta doğu ve batı arıtma tesisleri, Hamitler katı atık ( çöp ) depolama alanı,
%70
ler
civarında
kayıp
ve
kaçak
veren
şehir
şebekesinin
yenilenmesi,kanalizasyon şebekesine ilaveten yağmur suyu şebekesi kurulması,
raylı sistem bunlardan sadece birkaçını teşkil ediyordu..
Belediye Başkanı olmadan önce uzun yıllar batı ülkelerinde kalmış ve benzer
projelerin bazılarında çalışmış bazılarını da yakından inceleme fırsatı bulmuştuk..
Yurt dışından döndükten sonra da 1978 den itibaren başta siyaset ve medya
olmak üzere bu konulardaki birikim ve deneyimlerimizi Bursa kamu oyu ile
paylaşmıştık..
Bu projeler kentimizde ilk defa o dönemde tartışılmaya başlanmış ve kentimizin
gündemine girmişti..
Bu önemli belediyecilik şehircilik ve çevre projelerinin uygulanmasına da yine
bizim yerel yönetimlerde görevde olduğumuz dönemde fizibiliteleri yapılarak,
Dünya Bankasından finansmanları sağlanarak başlanmıştır.
Bunlardan bir bölümüne
bizden sonraki dönemlerde de devam edilerek
tamamlanmış bir bölümüne de halen devam edilmektedir.
Ancak öncelikle arıtma tesisi ve katı atık deponi alanı gibi çevre projelerinde
gerekli olan yeni entegre tesislere henüz başlanılamamıştır..
Bunlardan birisi Hamitlerdeki katı atık düzenli deponi alanına kurulması gereken
gazdan enerji elde edilmesi diğeri de doğu ve batı atıksu arıtma tesislerinden
çıkan arıtma çamurlarının bertaraf tesisidir..
Biz kendi dönemimizde Dünya bankasından temin ettiğimiz 129 milyon dolarlık
krediye ilaveten Demirtaş çöplüğünün rehabilitasyonu için de 1 milyon dolarlık
hibe kredisi almış bununla da bir taraftan bu vahşi depolama alanını rehabilite
ederken 2. etap olarak da burada oluşan metan gazından enerji elde etme
projesini planlamıştık..
Nitekim bizden sonraki sayın Erdem Saker döneminde bu 2. etap proje de hayata
geçirilerek
buradan
çıkan
metan
gazlarından
enerji
elde
edilmesi
gerçekleştirilmiştir.
Bundan sonraki yazımızda
bugüne kadar birçok zeminde dile getirdiğimiz
Hamitler Düzenli depolama alanında yapılması gerekli metan gazından enerji elde
etme projesi ile Doğu ve Batı Atıksu Arıtma tesislerinden çıkan arıtma
çamurlarının bertaraf tesisleri projeleri hakkındaki görüş ve düşüncelerimizi
özetlemeye çalışacağız..
Buraya kadar kentimizde bizim yerel yönetimlerde bulunduğumuz ( 1989-1994 )
dönemde başlanılan çevre projelerinden bahsetmiş ancak bu projeler daha
sonraki dönemlerde tamamlandıktan sonra yapılması gerekli yeni entegre çevre
projelerine henüz başlanmadığının altını çizdik..
Bunların en önemli ve önceliklilerden birisinin Hamitler Düzenli Depolama alanına
yapılması gereken metan gazından enerji elde edilmesi, diğerinin de Doğu ve
Batı Atıksu Arıtma Tesislerinden çıkan arıtma çamurlarının bertaraf projesi
olduğunu belirtmiştik..
Katı atık düzenli depolama sahalarında depolanan katı atıkların zamanla
içerisindeki oksijeni tüketerek çürümesi sonucu gaz oluşmaktadır.
Oluşan bu gazın içerisinde % 50-60 metan, % 35-40 karbondioksit ve % 3-10
arasında değişen miktarlarda azot bulunmaktadır..
Düzenli depolama sahalarında oluşan depo gazı teknik usül ve kaidelere göre
toplanıp değerlendirilmediği taktirde patlayıcı, yanıcı ve parlayıcı özelliği
sebebiyle insan ve çevre sağlığı açısından büyük risk taşımaktadır..
Bu riskin ortadan kaldırılması ve depolama sahalarında oluşan gaz uygun
teknikler ile toplanıp ( gaz yakma bacaları ) vasıtası ile yakılarak yok edilebilir. (
havaya verilebilir )
Ancak bu şekilde havadaki gaz emisyonlarını daha da fazlalaştırmış oluruz ki hem
AB direktiflerine hem de bizim de taraf olduğumuz Kyoto sözleşmelerine aykırıdır.
Aynı zamanda büyük bir enerji değeri olan bu gazlar toplanıp değişik teknolojiler
ile arıtıldıktan sonra jeneratörlere verilerek enerji elde edilebilmektedir.
Nitekim kentimizde Demirtaş çöplüğünde bu sistemin yıllar önce bir uygulaması
olduğu gibi İstanbul Kemerburgaz, Konya ve Gaziantep’de de birkaç örneği
bulunmaktadır.
Bunun dışında kentimiz için önemli ve öncelikli çevre projelerinden birisi de evsel
ve endüstriyel atıksu arıtma tesislerinden çıkan arıtma çamurlarının bertaraf
edilerek yarattığı çeşitli çevre kirliliğinin önlenmesidir.
Kentimizde başta BUSKİ ye ait Doğu ve Batı Atıksu Arıtma Tesisleri olmak üzere
diğer atıksu arıtma tesisleri ile birlikte günde 700 ton civarında arıtma çamuru
çıkmaktadır.
Yeni arıtma tesislerinin devreye girmesi ve mevcutlarının kapasitelerinin
arttırılmasıyla bu rakamın 8-10 yıl içerisinde 1000 tonu geçmesi beklenmektedir.
Bu arıtma çamurları içerisinde tehlikeli, atık niteliğinde birçok ağır metal ve diğer
kimyasallar bulunmaktadır.
Bu çamurlar halen bertaraf edilmeden mevcut arıtma tesislerinin yakın
çevresindeki ya boş lagünlere ( BUSKİ de olduğu gibi ) veya araziye dökülmekte
ve yer altı ve yer üstü suları, tarım alanları, yerleşim birimleri için çevre kirliliği
yaratmaktadır.
Bu durumu önlemek için B.Şehir belediyesi öncülüğünde arıtma çamuru bertaraf
tesisi kurulması ve çevredeki arıtma tesislerinden çıkan arıtma çamurlarının bu
tesiste bertaraf ( değerlendirilmesi ) edilmesi sağlanmalıdır.
Bu çamurların bertarafında ( değerlendirilmesinde ) bizde yeni uygulanmasına
başlanılan ancak dünyada uzun süreden beri uygulanan çok çeşitli teknolojiler
bulunmaktadır.
Bunlar arasında susuzlaştırıp deponi alanlarına dökme, biyodizel elde etme
,yakma, kurutma ve enerji elde etme, kompost gübre, belirli işlemlerden sonra
çimento ve linyit fırınlarında yakma, yollarda dolgu malzemesi olarak kullanma
vb. sayılabilir..
Dünyada kullanılan en yaygın teknolojilerden birisi Arıtma çamurunun içerisindeki
metan gazının çıkarılarak jeneratörlere verilip elektrik elde edilmesidir ki bu
sistem ile Arıtma tesislerinde kullanılan elektrik ihtiyacını karşılamak
mümkündür.
İzmir’deki atıksu arıtma tesislerinden çıkan arıtma çamurlarından çeşitli
işlemlerden sonra biyogaz elde edilmesi projesi son aşamasına gelmiş
bulunmaktadır.
Bu konuda gelişmiş batı ülkeleri ile ülkemiz ve kentimizi de içine alan geniş
kapsamlı bir araştırmamızda detaylı olarak bilgi verilmektedir..
Burada gerek çevre gerekse tarım alanlarının sulanması için son derece gerekli
olan mevcut arıtma tesislerinden arıtılmış olarak çıkan deşarj sularının ileri
teknolojiler kullanılarak geri dönüşüm projesi ile sanayide ve/veya tarımda
kullanılabilir hale getirilmesinden bahsetmek istiyoruz..
Son 10 yıl içerisinde kentimiz ve yakın çevresinde gerek evsel gerekse
endüstriyel birçok atıksu arıtma tesisi tamamlanarak işletmeye alınmıştır.
Bu arıtma tesislerinden günde ortalama 600 bin m3 arıtılmış atıksu Nilüfer çayı
ve kollarına deşarj edilmektedir.
Ancak çeşitli atıksu arıtma tesislerinde arıtılarak Nilüfer’e deşarj edilen bu atıksu
Nilüfer’e arıtılmadan verilen kirli sularla karışarak Karacabey civarından Marmara
denizine dökülmektedir.
Bir tarafta OSB ve OSB olmayan sanayi bölgelerimiz proseslerinde ve kullanımda
büyük su sıkıntısı çekerken kaçak yer altı kuyularının sayısı her geçen gün artıp
YAS ( yer altı suyu ) rezervlerini azaltırken diğer taraftan da öncelikle son yıllarda
kuraklığın da artması ile tarım alanlarında sulama suyu sorunu büyük boyutlara
ulaşmıştır.
Bu sebeple de çiftçilerimizin tarım arazileri ile meyva bahçelerini
arıtma
tesislerinden deşarj edilen ancak tarımda kullanılması sakıncalı bu su ile
suladıkları görülmektedir..
Bundan da önemli ve insan sağlığı açısından kötü bir durum daha söz konusudur
ki bizim birçok defa medya aracılığı ile de ilgili yetkili kurum ve kişilere ilaveten
Bursa kamu oyu ile de paylaşmış olduğumuz gibi arıtma tesislerine gelen
kollektör hatlarındaki rögarların kapakları kırılarak bu sulardan tarla bahçe
sulanmasıdır..
Bütün bu sebeplerle atıksu arıtma tesislerinden arıtılarak Nilüfer çayı ve yan
kollarına deşarj edilen atık suların bu arıtma tesislerine eklenecek ek üniteler ile
ileri arıtma teknolojileri kullanılarak geri dönüşüm ve tarımda kullanılabilir
hale getirilmesi gerekir..
Bu projeleri merkezi ve özel idare ile sanayici ve tarım meslek örgütlerinin
müşterek organizasyonları ile hayata geçirmek mümkündür..
Mevcut arıtma tesislerinde geri dönüşüm ( ileri arıtma )ünitelerinin hayata
geçirilmesi ile;
-Sanayi bölgelerinin proses ve kullanma suyu ihtiyacı karşılanacak,
-Arıtma tesislerinden ileri arıtma teknolojileri ile arıtılmış atıksular tarımda
kullanılabilecek,
-Bugünkü ağır metal ve kimyasallar içeren atıksular ile tarım alanlarının insan
sağlığına zararlı bir şekilde sulanması önlenecek,
-Mevcut atıksu arıtma tesisleri AB standartlarına kavuşturulmuş olacaktır.
.
Download