T.B.M.M. B:82 21.5.2003 0:2 Değerli arkadaşlar, bir ülkede, demokrasinin düzeyi, işçilere, çalışanlara verilen haklarla ölçülür. Eğer, siz, işçinize en ileri sendikal hakları veriyorsanız, o sendikanın yaptırımları varsa, kamu çalışanlarına toplusözleşme ve grev hakkı veriyorsanız, o zaman demokrasiniz güçlü sayılır; ama, maalesef, yaptığınız bu yasayla, demokrasimizi güçlendirmiyor -belki işvereni güçlendiriyorsunuz ama- zayıflatıyorsunuz. Biz de, bir yasa çıkararak bunu yapmış oluyoruz. Türkiye, bir çocuklar ülkesi, bir gençler ülkesi ve bakın, Türkiye'de, 15-16 yaşındaki çocukların -kayıtlı olanların- rakamları var elimde. Değerli arkadaşlar, 1 ilâ 9 kişinin çalıştığı işyeri sayısı 1 029 000. 10 ilâ 25 kişinin çalıştığı işyeri sayısı 891 000. Bunlar, Türkiye'de çocukların ve gençlerin iş yaşamına acımasızca sokulduğunu gösteriyor. Bence yapılması gereken iş, bu çocukları alıp eğitim alanına koymaktır. Şimdi, bir de deniliyor ki, Sayın Bakana da söyledi geçen gün "bir küreselleşme var, bir dalga var, bu dalganın dışında kalmayalım ve ona göre düzenlemeler yapalım." Değerli arkadaşlar, şimdi, asıl bu dalgaya karşı, biz, güçsüz olanı, çalışanı, işçiyi korursak görevimizi yapmış oluruz. Çokuluslu şirketlerin bir saldırısı varsa dünyada, küresel sermayenin ülkemize bir saldırısı varsa, ürünlerimize, emeğimize, çalışanlarımıza, değerlerimize, buna karşı, bizim Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, ulusun temsilcileri olarak çalışanların hakkını bu dalgaya karşı korumak gerekir diye düşünüyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Yani, bağımsızlığımıza karşı, çalışan insanlarımıza karşı bir saldın varsa, asıl, biz, yasalarla onları güçlendireceğiz, örgütlerine bir güç vereceğiz. Oysa, bu konuştuğumuz bütün yasalarda işçi haklarının budanması vardır ve maalesef, bu haklar ellerinden alınmaktadır. Cumartesi günü hep beraber gittik -bilmiyorum, siz, izlediniz mi- 100 000'in üzerinde işçi, ellerinde pankartlarla, Tandoğan'da, bu kölelik yasasına hayır dedi; hatta, bir tanesi yaşamını da yitirdi, kalbi dayanmadı. Değerli arkadaşlar, bakın, 100 000 kişiyi zorlayarak toplayabilir misiniz bu sıcakta Ankara'da? Niçin bağırıyordu onlar: Bu haklarımızı elimizden almayın diye. Siz, oy aldınız, birinci parti oldunuz, çalışanların haklarını vermek için. Oysa, işçilerin, çalışanların hakları gerçekten kayboluyor. Burada, Nazım'dan şiirler okudu AKP'li arkadaşlar. Ben de, büyük ozanın, işçiler üzerine yazdığı "Türkiye İşçi Sınıfına Selam" adlı şiirinin bir bölümünü okumak istiyorum: "Türkiye işçi sınıfına selam! Selam yaratana! Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selam! Bütün yemişler dallarıriızdadır. Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir, haklı günler, büyük günler, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, ekmek, gül ve hürriyet günleri. Türkiye işçi sınıfına selam! Selam yaratana!" Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı. AK Parti Grubu adına, Kocaeli Milletvekili Sayın Nevzat Doğan; buyurun. Konuşma süreniz 10 dakikadır. AK PARTİ GRUBU ADINA NEVZAT DOĞAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde çalışma hayatını düzenleyen bu önemli kanun tasarısının "bazı işlerde çalışanların ücretlerinin güvencesi" başlıklı 113 üncü maddesi üzerinde, Grubum adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. -807-