TOPLUM OLARAK “UYUYORUZ”! 2007 Yılından bu yana aktif olarak hizmet veren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi “Uyku Laboratuvarı”na bu süre zarfında 2750 hasta başvuruda bulundu. Hastaların %80’inin şikayeti ise “uykuya doyamıyorum” oldu. Polisonnografi cihazına bağlanarak uyutulan hastaların, uyuma isteklerinin altında yatan sebep teşhis edildi. NE KADAR UYUMALIYIZ? Normal uyku süresi, kişinin kendini iyi hissettiği, uyandığında zinde olabildiği süredir. Hepimiz aynı miktarda uyumayız. Uyku süresinin kişiden kişiye, hatta yaş dönemine göre değiştiği ve bu sürenin 4 saat ile 11 saat arasında olduğu bilinmektedir. Ancak gereğinden fazla uyuyor olmanıza rağmen, yeni güne yine yorgun uyanıyorsanız, ortada bir sorun var demektir. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku Laboratuvarı’na hastaların genellikle fazla uyuma, buna rağmen dinlenememe şikayeti ile başvurduğunu söyleyen Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sibel Öktem Ayık, uyku bozukluklarının türüne göre, tedavi yönteminin de değiştiğini anlattı. Uyanamama-fazla uyuma-kalitesiz uyku ya da uykusuzluk şikayeti ile başvuran hastalara ilk önce, yaşam şeklinin tespitine ilişkin bir anket uygulanıyor. Ardından Polisonnografi cihazına bağlanıp sabaha kadar uyutulan hastaların, şikayetlerinin sebebi tespit ediliyor. Cihaz; kandaki oksijen seviyesi, solunum, kalp ritmi gibi daha birçok değeri, kayıt altına alıyor. Doç. Dr. Ayık, hastaların çoğunlukla kendilerini; “aşırı uyuyorum, otururken bile uyuyorum, ne kadar uyusam da yorgun kalkıyorum, horluyorum, uyurken tıkanıyorum” cümleleri ile tarif ettiklerini söyledi. ŞİŞMANLIK BÜYÜK RİSK! Obezite, daha bir çok hastalıkta olduğu gibi uyku bozukluklarının da temel sebeplerinden. Erişkinlerde uyku bozukluğuna yol açan yüze yakın hastalık var. Bunlardan en önemlisi, bazen ölüme bile neden olabilen “Uyku Apnesi”. Uyku apneli hastanın yaşam kalitesinin bozulduğunu söyleyen Doç. Dr. Ayık, bu tip hastaların her zaman ve her yerde, hatta direksiyon başında bile uyuyabildiklerinin altını çizdi. Bu hastalığa yakalananlardaki en büyük belirti; yüksek şiddette horlama… İşe yorgun giden, dikkatini toplamakta güçlük çeken, televizyon karşısında uyuklayan uyku apneliler tedavi edilmezlerse, hipertansiyon ve kalp ritmi bozukluklukları açısından büyük bir risk altına giriyorlar. Uykuda pozitif basınç verilen hastaların, nefesle ilgili sorunları ortadan kaldırılıyor. NE ZAMAN DOKTORA GİTMELİYİM? Neredeyse herkesin hayatının belli dönemlerinde uyku problemi yaşadığını söyleyen Doç. Dr. Ayık, bu tip sıkıntıların normal şartlarda iki-üç gün içinde kendiliğinden geçtiğini söyledi. Ancak “uyurken aşırı horluyor ve nefessiz kalıyorsanız, konuşmak ya da araba kullanmak gibi normal aktiviteleri yaparken bile uyuya kalıyor ve uyandığınızda kendinizi yorgun hissediyorsanız” işin uzmanından yardım alma zamanı çoktan gelmiş demek oluyor.