Slayt 1 - Ders Takip

advertisement
BİLİŞSEL KURAM
1
2
Biliş nedir?
2
Biliş, insan zihninin dünyayı ve
çevresindeki olayları anlamaya
yönelik yaptığı işlemlerin
tümüdür. Dıştan alınan
uyarımların algılanması, önceki
bilgilerle karşılaştırılması, yeni
bilgilerin oluşturulması, elde
edilen bilgilerin belleğe
depolanması, hatırlanması ile
zihinsel ürünlerin kalite ve mantık
yönünden değerlendirilmesi,
bilişsel faaliyetlerdir.
3
Aynı sınıfta iki öğrenci ders
dinliyor. Dersin sonunda
öğretmenin sorduğu soruları biri
doğru olarak yanıtlarken, diğeri
yanıtlayamıyor. Bu iki öğrenciye
öğretmen tarafından sunulan
uyarıcılar aynı olmasına
rağmen, niçin biri diğerinden
daha iyi öğrenmiştir?
4
Çünkü öğrenme
bireyseldir. Bireyin
yeni gelen bir bilgiyi
öğrenebilmesi için,
öğrenme işine etkin
olarak katılması,
kendisine sunulan
uyarıcıları seçmesi,
bunları kendisi için
anlamlı hale getirmesi
ve en uygun tepkiyi
üretmesi gerekir
5
XX. yüzyıl başında, Almanya’da bir grup
bilim adamı, öğrenmede rol oynayan
doğrudan gözlenemeyen bilişsel süreçlerle
ilgilenmeye başlamıştır. Gestalt
psikologlarıyla başlayan öğrenmedeki
bilişsel süreçlere yönelik çalışmalar, daha
sonra Piaget, Bruner, Ausubel gibi psikolog
ve eğitimcilerin katkıları ile giderek
gelişmiş ve bilişsel kuramlar adı altında
toplanmıştır
6
BİLİŞSEL KURAM
7
Bilişsel kuramlara göre
davranışçıların, davranışta değişme
olarak tanımladıkları olay, gerçekte
kişinin zihninde meydana gelen
öğrenmenin dışa yansımasıdır.
Bilişsel kuramcılar, daha çok anlama,
algılama, düşünme, duyuş ve yaratma
gibi kavramlar üzerinde dururlar.
Davranışçı akım eğitimin amaçlarını
davranış yönünden tanımlar ve bu
davranışları oluşturacak deneyimlerin
neler olması gerektiğini belirler.
Onlara göre okuldaki eğitimin dış
dünyaya transfer edilebilmesi için her
ikisi arasındaki benzerliklerin
artırılması gerekir. Bilişsel akımın
öncüleri ise öğrencilerin zihinlerinde
durumlara ilişkin ilkeler kazandırmayı
tercih ederler.
Bilişsel öğrenme kuramcıları
öğrenmeyi dünyayı anlama ve
algılama girişimi olarak
algılamaktadırlar.
Bilişsel Kuramlara göre öğrenme;
bireyin çevresinde olup bitenlere bir
anlam yüklemesidir.
Öğrenme noktasında bugün ulaşılan
nokta, öğrencilerin kendisine aktarılan
bilgileri aynen almadığı, aksine
kendine ulaşan her bilgiyi süzgeçten
geçirip yorumlayarak kendi
dünyasında bir anlam yüklemeye
çalıştığıdır .
BİLİŞSEL KURAMLARIN
ÖĞRENME İLKELERİ
• Yeni öğrenmeler öncekilerin üzerine
bina edilir.
•Öğrenme bir anlam yükleme
çabasıdır.
•Öğretmen bir otorite figürü
olmamalıdır.
•Öğrenme, öğretmen ve öğrencinin
karşılıklı etkileşimi ile gerçekleşir.
1. •Bu
anlayışta eğitimin asıl
amacı: öğrencilerin daha
yeterli, daha kapsamlı, daha
güçlü ve daha doğru
“anlamlar” üretebilmesidir.
2. •Öğrenmede, öğrenilenlere
uygulama fırsatı tanınmalıdır.
Bilişsel alanın öğretim yaklaşımları:
Sunuş, buluş yoluyla öğrt.
Yapılandırıcılık ve problem çözme
olarak sıralanabilir.
Dayandığı felsefi akımlar ise
pragmatizm ve ilerlemeciliktir.
Dışarıdan gelen bir uyarıcının duyu
organları tarafından alınması ve
bellekte bilgi olarak depolanması
süreci doğrudan gözlenemez. Ancak
Psikologlar bu süreçle ilgili bir çok
hipotezler ve bunlara dayalı kuramlar
geliştirmişlerdir.
Günümüzde bu kuramlardan
en çok kabul gören ve
üzerinde en çok araştırma
yapılanı bilgiyi işleme
kuramıdır. Bu kuram bireyin
bilgiyi toplama, örgütleme,
depolama ve hatırlama
aşamalarıyla ilgilenir.
Bilgiyi işleme kuramının iki temel
sayıltısı vardır.Bunlar:
• Öğrenme sürecine öğrenci aktif
olarak katılmak zorundadır. Birey
dışarıdaki uyarıcıların duyu
organlarına gelmesini beklemek
yerine, onları arama eğilimindedir.
Birey etkileşim kurduğu uyarıcılara
kendisi anlam verir ve yorumlar .
Önbilgiler ve bilişsel beceriler
öğrenmeyi etkiler. Bireyin
önbilgileri ve bilişsel becerileri
duyularına gelen uyarımları
anlamasına ve
yorumlamasına yardımcı olur .
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI
1. Bellek Türleri
2. Bilişsel Süreçler
3. Bilişsel Gelişim Kuramcıları
19
1. BELLEK TÜRLERİ
Bilgiyi işleme kuramına göre üç tür bellek
vardır.
a. Duyusal kayıt
b. Kısa süreli bellek / İşleyen Bellek
c. Uzun süreli bellek
20
a. Duyusal Kayıt
Çevreden gelen uyarıcılar duyu
organları yolu ile duyusal kayıta
gelirler.
Duyusal kayıtın kapasitesi çok
geniş olmasına karşın bilginin
kalış süresi çok kısadır.
Ancak dikkat ve algı süreçleri ile
bu bilginin bir kısmı alınır ve kısa
süreli belleğe gönderilir.
21
b. Kısa Süreli Bellek / İşleyen Bellek
Duyusal kayıttan dikkat ve algı süreçleri
sonunda ayrılan bilgi, sistemin ikinci
öğesi olan kısa süreli belleğe geçer.
Kısa süreli belleğin hem bilgi tutma
süresi, hem de kapasitesi sınırlıdır
22
c. Uzun Süreli Bellek
Bilgiyi işleme modelinde bilgiyi, özellikle iyi
öğrenilmiş bilgiyi, uzun süre saklayan
kısımdır.
Uzun süreli bellekte bilgiyi, istediğimiz
uzunlukta ve miktarda depolar ve asla
unutmayız.
Uzun süreli bellekte bilgiler kaybolmaz,
ancak bilgi, uygun biçimde kodlanmamış ve
uygun yere yerleştirilmemişse, geri
getirmede zorluklarla karşılaşılır.
23
UZUN SÜRELİ BELLEK
ANISAL BELLEK
Yaşamımız süresince
başımızdan geçen olaylar,
şakalar, dedikodular, kısaca
kişisel yaşantılar burada
depolanır.
İŞLEMSEL BELLEK
Herhangi bir şeyin nasıl
yapılacağı ile ilgili bilgiler ve
işlemler depolanır.
ANLAMSAL BELLEK
Konu alanlarının kavramları,
olguları, genellemeleri,
kuralları depolanır.
24
2. BİLİŞSEL SÜREÇLER
Dikkat
Algı
Açık Ve Örtük Tekrar
Kodlama
Geri Getirme Ve Unutma
Yürütücü Biliş
25
DİKKAT
Öğrenme, dikkat etme süreciyle başlar.
Uyarıcı ya da uyarıcılara tepkiye
yönelmedir.
Hangi bilginin kısa süreli belleğe geçip
geçmeyeceğini belirler. Bilgiyi işleme
süreci dikkat ile başlar
26
ALGI
Duyusal bilginin yorumlanması ya da
anlamlandırılması işlemidir.
Büyük ölçüde geçmiş yaşantılara
dayalıdır.
.
27
AÇIK VE ÖRTÜK TEKRAR
Bilgi yeterli sıklıkta tekrarlanırsa uzun
süreli belleğe geçer.
Tekrar iki biçimde; sesli ve zihinde
yapılır..
Aralıklı tekrar sürekli tekrardan daha
etkilidir.
28
KODLAMA
Uzun süreli bellekte var olan bilgi ile
kısa süreli bellekteki bilginin
ilişkilendirilerek transfer edilmesidir
29
GERİ GETİRME VE UNUTMA
Öğrenme sürecinde ön bilginin geri
getirilmesi öğrenme düzeyini etkiler.
Çünkü yeni bilgiler ön bilgi ile
ilişkilendirilirse anlamlı hale gelir.
.
30
YÜRÜTÜCÜ BİLİŞ
Yürütücü kontrol bireyin tüm biliş
süreçlerini denetleyen sisteme
verilen addır.
.
Öğrenme gerçekleşmezse yürütücü
biliş, duruma uygun doğru süreçleri
işe koşar. Özetleme, eklemleme,
şematize etme, düzenleme gibi.
31
Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı
32
Yetişkinlerin dünyayı anlama biçimi ile
çocukların dünyayı anlama biçiminin bir
birinden farklı olduğunu savunmuş
Bu farklılığı incelemiş ve insanların
dünyayı algılamasına yarayan bilişsel
yapıları açıklamaya çalışmıştır.
“Öğrencilere yeni bilgi öğretmekten çok
düşünmeyi öğretmek daha önemlidir.”
32
Bilişsel gelişimle ilgili kavramlar
33
1. Şemalar
2. Uyum(adaptasyon)
Özümleme (Asimilasyon)
Uyumsama(akomodasyon)
3. Dengeleme
4. Örgütleme
33
Şema
denge
34
Yeni bilgi
Özümseme
(Asimilasyon)
Uyumsama
(Akomodasyon)
denge
Şema
dengesizlik
Uyum
(Adaptasyon)
34
1.Şemalar
35
Şema en temel zihinsel yapıdır.
Çocuğun çevresi ile etkileştikçe
geliştirdiği davranış ve düşünce
kalıplarına karşılık gelir.
Şemalar, problemi anlama, çözme,
dünya ile baş etme yolları olarak ta
düşünülür.
35
2.Uyum(Adaptasyon)
36
Birey çevresiyle etkileşerek, çevreye
ve çevresindeki değişikliklere uyum
sağlar.
36
37
İnsanlarda var olan uyum yeteneği, bir
birinin tamamlayıcısı olan iki süreci
içermektedir.
Özümleme(asimilasyon), bireyin yeni
karşılaştığı durum, nesne ve olayları
kendisinde önceden var olan zihinsel
yapının içine yerleştirmesi olayı.
Bilinenlerle yeni durumu anlamaya çalışma
söz konusudur.
Uyumsama(akomodasyon),yapılan
özümleme sonucu, o zamana kadar
alışılagelmiş davranış örneğine uymayan
yeni ve farklı bir davranış ortaya koymaktır.
37
3.Dengeleme
38
Zihnimizdeki bilgiler ve şemalar
dengelenme eğilimindedir; ama zihin her
zaman dengede duramaz.Yeni edinilen
bilgiler onun dengesini bozar.
Piaget göre zihin gelişimini
Denge – dengesizlik – (yeniden)denge
süreci olarak tanımlamak mümkündür.
Denge ve dengesizlik durumu yaşam
boyu devam eder.
38
4.Örgütleme (organizasyon)
39
Piaget zihindeki düşünce yada bilgi
parçaların sürekli olarak
ilişkilendirilmeye veya
bütünleştirilmeye çalışıldığını
varsayar ve bu mekanizmaya
örgütleme demektedir.
Amcasını tanıması, dedesini tanıması
amcasının dedesinin oğlu olduğunu
kavraması gibi.
39
Bilişsel gelişimi etkileyen faktörler
40
1.
2.
3.
4.
Olgunlaşma
Deneyim/yaşantı
Sosyal geçiş (Toplumsal aktarım)
Dengeleme
40
1.Olgunlaşma
41
Bireyin, belli bilişsel düzeylere
gelebilmesi ve bilişsel etkinliklerde
buluna bilmesi için biyolojik, psikolojik
ve toplumsal olarak hazır olma halidir.
41
2.Deneyim
Çocukların sosyal ve
fiziksel çevreyle
gerçekleştirdikleri her türlü
etkileşim ve yaşantılardır.
Kısaca bireyin geçmişten
bu güne getirdiği her türlü
tecrübe ve bu tecrübeleri
hatırlayabilme kabiliyeti.
42
42
3. Sosyal geçiş
43
İçinde bulunan toplum ile kurulan
iletişim bilişsel gelişimi etkiler.
43
4.Dengeleme
44
Zihin dengeleme eğilimindedir.Yeni
gelen bilgi bilişte gerilim oluşturur.Bu
dengesizlik giderilerek öğrenme oluşur.
Denge–yeni uyarıcı-dengesizlik-adaptasyon-üst
denge
44
45
Piaget’e göre öğrenme,
denge – dengesizlik,
tekrardan denge
sürecidir.
45
Bilişsel gelişim kuramının dört temel kuralı
vardır:
46
Evreler, değişmez bir şekilde belli bir
sıra ile ortaya çıkarlar.
Gelişimsel evreler arasında bir sıra
vardır. Sonraki evre önceki evrelerin
kazanımlarını da içerir.
Bireysel farklılıklar nedeni ile her birey
kendisine gelişim gösterir.
Her dönemin tipik bir gelişim özelliği
vardır.
46
Bilişsel Gelişim Dönemleri
47
Duyusal – motor dönem (0-2 yaş)
İşlem öncesi dönem (2-7 yaş)
Kavram öncesi dönem (2-4 yaş)
Sezgisel dönem(4-7 yaş)
Somut işlemler dönemi (7-12 yaş)
Soyut işlemler dönemi (12-18yaş)
Dönemler ilerledikçe çocukların kavrama ve
problem çözme yeteneklerinde niteliksel
değişmeler gözlemlenmektedir.
47
Bruner’in Bilişsel Gelişim Kuramı
48
Gelişim bilgiyi işleme sürecinin ve depolama
sisteminin gelişimine bağlıdır.
Bruner’e göre öğrenmede sarmal (spiral)
öğrenme önemlidir. Bilgi yapılandırılır.
Bruner’e göre dil önemlidir. İnsanlar dil yolu
ile iletişim kurarlar ve dil yolu ile dünyadaki
kavramları öğrenirler. Sorunlarını dil yolu ile
tartışırlar.
Öğrenciyi harekete geçiren en önemli
güdüler; merak, başarılı olmak ve birlikte
çalışmaktır.
48
Bruner bilişsel gelişimi 3 aşamaya
ayırmıştır
49
Eylemsel dönem (0-3)
İmgesel dönem(3-11)
Sembolik dönem(12-+)
49
1.Eylemsel dönem(0-3)
50
Çevreyi eylemlerle algılar.
Çevresindeki nesnelere ilişkin yaşantıyı
onlara dokunarak, vurarak, emerek,
ısırarak, hareket ederek kazanır. Bu
dönemde nesneler çocuk için eylem
yaptıkları şeylerdir.
50
2. İmgesel dönem (ikonik öğrenme) (3-11)
51
Bu dönemde görsel bellek gelişir.
Bu dönemde ki kararları duyusal yolla
edindiği duyusal etkilere dayanır.
Çocuk algılarının tutsağıdır. Bir şeyi
nasıl algılarsa zihninde o şekilde
canlandırır.
51
3.Sembolik Dönem(12-+)
52
Bu dönemde çocuk etkinlik yada
algının anlamını açıklayan semboller
kullanır.
Çocuk dil, mantık, matematik müzik
gibi alanların sembollerini kullanarak
iletişim sağlar.
52
VYGOTSKY’NİN BİLİŞSEL GELİŞİME
İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ
53
Çocuğun sosyal çevresinin bilişsel
gelişimde önemli bir rolü olduğunu
savunmaktadır.
Çocuklar çevrelerindeki kişileri ve sosyal
çevrelerini gözlemleyerek öğrenmeye
başlar.
Çocukların edindikleri kavram, fikir, olgu
ve becerilerin kaynağı sosyal çevredir.
53
Vygotsky’e göre Bilişsel gelişime etkisi
olan faktörler
54
Kültürün ve sosyal çevrenin önemi
vardır.
Çocuk yetişkin ilişkileri
Çocukların birbiriyle işbirliği
Dil öğrenme
Öğretmenlerin çocuk gelişiminde
etkisi
Nesne, materyal ve olaylarla somut
yaşantılar.
54
Piaget ile Vigotskynin karşılaştırılması
55
Vgotsky
Piaget
Bilişsel Gelişimde Öncelikli Olan Faktörler
Sosy-kültürel etkileşim
(yetişkin-çocuk etkileşimi)
Bireysel yapılar
(bireysel deneyim)
Dilin Rolü
Dil merkezdedir
Önce dil gelişir, dil bilişsel
yapılara dönüşür
Biliş merkezdedir
Biliş dili düzenler
55
Gagne’nin Bilişsel Gelişim Kuramı
56
Organizma yaratılıştan öğrenmeye
hazırdır.
Zihinde
öğrenme
sürecinin
oluşumundan sorumlu özel alanlar
vardır. Bu alanlarda bilgi işlenerek
zihne kaydedilir.
Organizma deneyimlere geçerek ve
problem çözerek aktif bir şekilde
öğrenir. Zihnin doğal öğrenme
işlemleri harekete geçirilerek bilişsel
gelişim sağlanır.
56
DİNLEDİĞİNİZ
İÇİN
TEŞEKKÜRLER
Davranışçı öğrenme
yaklaşımı ile
Bilişsel öğrenme
teorileri arasındaki
temel farklılıklar
1.
Davranışçılar,
davranışa neden olan ve
davranışı takip eden
uyarıcıları incelerken;
bilişsel kuramcılar,
uyarıcının birey tarafından
algılanmasından itibaren
bireyde meydana gelen
içsel süreçler ve
öğrenmeye etki eden
bireysel özellikler ile
ilgilenmişlerdir.
2. Davranışçı
yaklaşıma göre davranış
öğrenilir. Bilişsel
yaklaşıma göre ise bilgi
öğrenilir. Bilgide
meydana gelen değişme
davranışa yansır.
3. Davranışçı
yaklaşımda pekiştireç
davranışı kuvvetlendirir ve
dıştan verilen pekiştireçler
öğrenmede önemli rol
oynar. Bilişsel kuramcılara
göre dıştan verilen
pekiştireçler öğrenen için,
yaptığı davranışın
doğruluğu hakkında dönüt
sağlar.
4. Davranışçı yaklaşımda
öğrenen, uyarıcılarla
etkileşimde bulunmak ve
pekiştireç almak için aktif
olmalıdır. Bilişsel
yaklaşımda ise öğrenen,
dikkatini kontrol ederek,
uyarıcıları seçerek, onları
anlamlı hale getirip
kodlayarak öğrenme
sürecine aktif olarak katılır.
5. Davranışçı kuramlar,
çoğunlukla hayvanlar üzerinde
araştırmalar yaparak öğrenmeyi
açıklayan genel kuralları
bulmaya çalışmışlardır. Bilişsel
kuramcılar ise insanların doğal
çevre içinde değişik durumlarda
nasıl öğrendikleri üzerinde
araştırmalara ağırlık
vermektedirler.
Download