BİLGİYİ İŞLEME KURAMI Temel sorular: Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınıyor? Alınan bilgi nasıl işleniyor? İşlenen bilgi nasıl saklanıyor? Depolanan bilgi, ihtiyaç duyulduğunda nasıl geri getiriliyor? Bilgiyi İşlemenin İlkeleri Zihnimiz bilginin nasıl işleneceği noktasında genetik olarak programlanmıştır. Bazı bellek birimleri sınırsız kapasiteye sahip olsa da, zihnimizin işlem yapabilme kapasitesi sınırsız değildir. Bilgiyi işleme sürecini gerçekleştiren bazı özel mekanizmalar (bilişsel süreçler yürütücü biliş) ve bu süreçleri kontrol eden bazı sistemler (yürütücü kontrol) vardır. Bilişsel süreçler, bireyden bireye bazı farklılıklar gösterebilir. Ancak bu farklılığın boyutu küçüktür. Bilgiyi işleme sürecinin başlayabilmesinin ilk ve temel şartı, çevresel uyarıcının duyum eşiği arasında olmasıdır. 1-4 sn 20 sn-7 birim Duyusal Kaydın Temel Özellikleri Çevresel uyarıcıları almada kapasitesi sınırsızdır. Buna karşın bilgiyi saklama süreci çok sınırlıdır (Görsel bilgiler yaklaşık 1sn, işitsel bilgiler 4 saniye kadar). içerdiği bilgi miktarı ile bilgiyi saklama süreci arasında en büyük oranda ters ilişkiye sahip olan bellek deposudur. Bilgiler orijinal (bire-bir) haliyle bulunurlar. Bir anda bir tür uyarıcı grubu dikkat (seçici algı) yoluyla kısa süreli belleğe aktarılabilmektedir. Kısa süreli belleğe aktarılamayan bilgiler bir daha geri getirilememek üzere unutulmaktadır (yok olmaktadır). Duyusal kayıt bilinçli olarak çalışmaz. Bilgi burada anlamsız halde bulunur. Hangi bilgilerin duyusal kayda gelip gelmeyeceğini belirleyemeyiz. Kısa Süreli Belleğin Temel Özellikleri Duyusal kayıttan dikkat yoluyla aktarılan bilgileri kısa süreli olarak depolar; bilgiyi sadeleştirir, anlamlı hale getirir, uzun süreli belleğe aktarır, gerektiği zamanlarda uzun süreli bellekten bilgiyi çağırır, kullanır, tekrar geri gönderir. Her türlü öğrenmemiz bu bellekte gerçekleşir. Kapasitesi ve bilgiyi saklama süresi sınırlıdır. Zamansal sınırlılığı azaltmak için tekrar, kapasite sınırlılığı azaltmak için gruplama stratejileri kullanılır. Bilgi bu bellekte orijinal haliyle değil, sadeleştirilmiş halde bulunur. Uzun süreli belleğe aktarılamayan bilgiler bir daha geri getirilememek üzere unutulmaktadır (yok olmaktadır). Bu bellek duyusal kayıttan farklı olarak bilinçli olarak çalışır. Bilgi kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe gönderilirken tekrar ve kodlama gerçekleştirilir. Uzun Süreli Belleğin Temel Özellikleri Kapasitesi sınırsızdır. Görevi kendisine aktarılan bilgileri sonsuza kadar saklamaktır. Bilgi bu belleğe geldiğinde bir daha yok olmaz. Ancak geri getirmede güçlük yaşanabilir. (Geri getirmede karışma, geriye ket vurma ve İleriye ket vurma nedeniyle güçlük yaşanmaktadır.) Uzun süreli belleğin, anlamsal, anısal ve işlemsel olmak üzere üç kısmı vardır. I. Anlamsal (semantik) bellek Bilgilerin çoğu bu bellekte depolanır. Anlamsal bellek şemalar ve önerme ağları ile oluşmuştur. Bilişsel basamaktaki bilgilerle eşleştirilebilir. II. Anısal (epizodik) bellek Öznel, geçmiş yaşantılarımızın depolandığı alandır. Duyuşsal basamaktaki bilgilerle eşleştirilebilir. III. İşlemsel (procedurel) bellek Bir şeyin nasıl yapılacağına ilişkin bilgiler bu bellekte depolanır. Çoğunlukla psikomotor davranışların nasıl gerçekleştirileceğiyle ilgili bilgiler vardır. Bilişsel Süreçler Dikkat: Fiziksel uyarıcılar, aykırı uyarıcılar, duygusal uyarıcılar, emir verici uyarıcılar. Algılama: Duyusal bellekten anlamsız olarak gelen bilginin anlamlandırılması, yorumlanmasıdır. Tekrar: Kısa süreli bellek, önemli gördüğü bilgiyi sesli ya da sessiz olarak tekrar ederek bu 20 saniyelik süreyi uzatmaya çalışır. Tekrar iki şekilde karşımıza çıkar: Kısa süreli bellekte bilginin tutulması için tekrarlama (Ezber). Kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe göndermek için tekrarlama (Açık örtük tekrar). Gruplama: Kısa süreli bellek, önemli gördüğü bilgiyi gruplama yoluna giderek 5-9 birimlik kapasitesini daha verimli kullanmaya çalışır. Kodlama - Anlamlandırma (Bilgiyi Kısa Süreli Bellekten Uzun Süreli Belleğe Gönderme): Örtük-açık tekrar ve kodlama-anlamlandırmadır. Kodlama, kısa süreli bellekten gelen bilginin uzun süreli bellekte var olan bilgilerle ilişkilendirilmesi ve uzun süreli belleğe transfer edilmesidir. Kodlama sürecini zenginleştirme Etkinlik: Bilgiye ulaşmada bireyin aktif olmasıdır. Yani bireyin bilgiyi kendine has hale getirmesi, kişiselleştirmesidir. Örgütleme: Farklı kavramları, benzer özelliklerine göre gruplamaktır. Yani bireyin zihninde biliş haritaları oluşturmasıdır. Eklemleme (Genişletme): Bilginin anlamlılığını artırmak için yeni bilgi ile bireyde var olan eski bilgiler birbirleriyle ilişkilendirilir. Süreç olumlu aktarmaya oldukça benzemektedir. (Genişletme için benzetimden -analoji- de faydalanılabilir. Bellek destekleyici ipucu kullanımı: Yeni bilgilerle, eski bilgilerle ilişiki kurulamaması halinde(eklemleme yapılamaması halinde) imajlar ve sözel semboller olmak üzere iki temel ipucu kullanılır. İmajlar yerleşim yöntemi, zincirleme yöntem, askı sözcük yöntemi ve anahtar sözcük yöntemiyle kullanılır. Yerleşim yöntemi bilginin doğru sırayla hatırlanmasını sağlar. Hatırlanmak istenen öğeler, çevrede yer alan öğelerle eşleştirilerek imajlar oluşturulur. Konuşma yapacak bir öğrenci, konuşma yapacağı yere önceden gidip çevredeki öğelerle konuşma metnindeki öğeleri eşleştirebilir. Zincirleme yöntemi daha önce edimsel koşullanmadan da hatırlayabileceğimiz gibi birinci tepkinin ikinci için, ikincinin üçüncü için...ayırt edici uyarıcı haline gelmesidir. Böylece bilgide ilk cümleyi hatırlayan birey, diğerlerini de hatırlamış olur. Askı sözcük yönteminde sırayla hatırlanması gereken her öğe için birden ona kadar sayılar belirli sözcüklerle eşleştirilir ve bu sözcüklerin yer aldığı cümleler oluşturulur. Anahtar sözcük yöntemi, bilginin belli bir sırayla hatırlanması için kullanılmaz. Daha çok dil eğitiminde faydalanılmaktadır. Bu yöntemde yabancı dildeki sözcüğün, ana dildeki söylenişine uygun kelimeler bulunur.