Maliye bilimi genel olarak bakılınca

advertisement
23. MALİYE SEMPOZYUMU
TÜRK VERGİ SİSTEMİNİN KÜRESEL GELİŞMELER BAĞLAMINDA
DEĞERLENDİRİLMESİ
KEMAL UNAKITAN
MALİYE BAKANI
8 MAYIS 2008
BELEK-ANTALYA
1
Sayın Rektörler,
Değerli Maliyeci Öğretim Üyeleri,
Saygıdeğer Konuklar,
Basınımızın Değerli Temsilcileri,
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye
Bölümünün düzenlediği “Türk Vergi Sisteminin Küresel Gelişmeler
Bağlamında Değerlendirilmesi” konulu 23. Maliye Sempozyumuna hoş
geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Maliye Sempozyumları akademisyen ve uygulamacıları bir araya
getiren bir ortam.
Yılda bir defa da olsa üniversitelerimizin maliye bölümlerinden
akademisyenlerle Bakanlığım mensuplarına tanışma ve kaynaşma fırsatı
veriyor.
Geleneksel hale gelen bu Sempozyumların yirmi üçüncüsünü
düzenleyen başta Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur
Erdener ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Başkanı ve
mensupları olmak üzere, Sempozyum Bilim Kuruluna ve katkısı olan
herkese teşekkür ediyorum.
Maliye Sempozyumları benim de her yıl programım uyduğu
takdirde katılmaktan keyif aldığım sıcak bir ortam.
Sizlerle bir araya geliyorum. Fikir alışverişinde bulunuyorum.
Sohbetlerimizden çok faydalanıyorum
2
Değerli Katılımcılar,
Maliye bilimi mali olayları inceleyen bir bilim dalı.
Mali olaylar, devletin gelir elde etmesi ve bunları harcaması ile
alakalı.
İnsanlık tarihi açısından maliye biliminin gelişimi son derece
yeni sayılır.
17. ve 18. yüzyıllarda, Avrupa’daki gelişmelere bağlı olarak
maliyenin önemi arttı. Maliye bir “bilim” şekline dönüştü.
Özellikle 1929 dünya ekonomik buhranı ile birlikte maliye
biliminin önemi arttı.
Piyasalarda ortaya çıkan sorunların maliye politikaları ile
çözüleceği düşüncesi hakim oldu.
Maliye bilimi, devlet yönetiminde çok önemli role sahip.
Maliye bilimi uygulamalı bir bilim dalı. Teori ve uygulama
içiçedir.
Maliye biliminin iktisat bilimi ile önemli bir ilişkisi var.
Devleti anlamadan ekonominin anlaşılması mümkün değil.
Bunun için de mali konuları iyi bilmek gerekir.
Bu nedenle iktisat bilim dalında çalışanların da maliye
konularını bilmelerine ihtiyaç var.
3
Değerli Katılımcılar,
Maliye biliminin merkezinde devletin faaliyetleri var.
Devlet vatandaş için vardır.
Bunun için de devletin mali kaynaklara ihtiyacı var.
Kamu hizmetlerinin finansmanında en önemli kaynak şüphesiz
vergi gelirleridir.
Vergi gelirleri en sağlam kamu finansman aracıdır.
Ülkemiz uzun yıllar vergi yerine borçlanmayı tercih etti.
Bu tercihin yanlış olduğunu hep beraber gördük.
Çünkü vergiler faizlere bile yetmedi.
Bütçeyi sağlam gelirlerle finanse etmek demek mali disiplin
demektir.
Mali disiplin kamu gelirleri ve kamu giderlerinin birbirine denk
olmasıdır.
Bir ülke ekonomisinde istikrarın var olabilmesi için en başta
mali disiplinin mevcut olması gerekir.
Borç yükünün artması devleti adım adım faiz batağına sürükler.
Bu ise üretim ekonomisinin daralmasına, rant ekonomisinin
genişlemesine neden olur.
Eskiye
dönmemek
için
mali
disiplini
idame
ettirmek
zorundayız. Bunun için de her tedbiri almak zorundayız.
4
Son yıllarda sürdürülen mali disiplin ve kararlı özelleştirme
politikaları sayesinde Maastricht kriterini tutturduk.
AB tanımlı brüt kamu borç yükü, AB 27 ortalamalarının çok
altına çekildi.
Net kamu borç stoku, hem milli gelire oran olarak, hem de
mutlak değer olarak azaldı.
Faiz harcamalarının vergi gelirlerine oranında önemli düşüş
sağlandı.
2008-2012 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Mali Çerçeveyi
geçen Cumartesi günü Devlet Bakanımız Sayın Mehmet
Şimşek’le birlikte açıkladık.
Mali hedeflerimizi 2012’ye kadar belirledik.
Bu ne demek?
Öngörülebilirlik demek. Sizler öğretim üyesisiniz. Bunun ne
anlama geldiğini çok iyi bilirsiniz.
Maliye politikalarının öngörülebilir olması, o ülkenin itibarını
artırır.
Bunu yapmak da cesaret ister.
Geçmişte Türkiye bunları asla görmedi.
Bütçe hedef rakamları eskiden bir yılda yüzde 50 sapıyordu.
Bugün ne oluyor? Hükümetimiz gelecek beş yıldaki hedeflerini
kamuoyuna açıklıyor.
5
Bu hedeflerin açıklanması neden önemli?
Piyasalara ve bu ülkede iş yapanlara Devlet diyor ki: işte benim
hedeflerim. Sürpriz yok. Sen de kendi planını, programını ona
göre yap.
Bundan daha iyi ne olabilirdi ki?
Hedeflerimiz yeni borç ve bütçe yapısı ile yeni yatırım
programına göre belirlendi.
Kamu brüt borç stokumuz ve kamu net borç stokumuzun GSYH
içinde sürekli düşüyor.
Faiz dışı fazla patikamız da buna göre belirlendi.
Mali disipline devam ediyoruz.
Mali disiplinden gevşeme yok.
Enflasyonist olmayan harcamalar yapacağız.
İstihdamı artıracak, GAP’ta üretimi yükseltecek ve mahalli
idarelerimize daha fazla mali imkan sağlayacak harcamalar
yapacağız.
Türkiye’nin ayağını sağlam basmasına yarayacak harcamalar
bunlar.
Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek.
Kapı kapı dolaşıp borç arayan ve açık kapatan ülke olmamak
için yapıyoruz bunları.
Kendi ayakları üzerinde duran mali politikaya sahip bir ülke
6
konumuna geldik.
Bütçe açığının milli gelire oranı 2012’de yüzde 1,6 olacak.
2009-2012 döneminde faiz dışı fazla elde edilmesi politikası
sürecek.
Dikkat edin bu rakamlar, Maastricht kriterinin altında.
Hem yapısal tedbirleri hem de mikro tedbirleri almaya
başladık.
Ülkemizin rekabet gücünü artırıcı önlemler alıyoruz.
İstihdam paketi
Ar-Ge destekleri
KOBİ destekleri
Konutta İspanya modeli
Enerji özelleştirmeleri (Toplam özelleştirme 44,5 milyar
dolar)
Değerli Katılımcılar,
Devlet anlayışında ortaya çıkan değişikliklerin sonucu olarak,
vergilemenin amaçları da değişti.
Günümüzde devletler sadece mali amacı değil, aynı zamanda
ekonomik ve sosyal amaçları da gerçekleştiren vergi politikası
uygulamak zorundalar.
Birçok ülkede düşük oranlı ama geniş tabanlı, yatırımları teşvik
edici bir vergi sistemi oluşturulmakta.
7
Bu daha fazla istihdam, daha fazla refah ve sonuç itibarıyla
daha fazla vergi hasılatı demek.
Biz de vergi politikamızı dünyadaki bu gelişmeler paralelinde
şekillendiriyoruz.
Büyüme
ve
istihdam
politikalarını
destekleyici
bir
vergilendirme sisteminin oluşturulması için çalışmalarımıza
devam ediyoruz.
Ayrıca, ihracatı teşvik etmeyi, rekabet ve alım gücünü
artırmayı ve kayıtlı ekonomiye geçiş sürecini hızlandırmayı
amaçlıyoruz
Bu amaçlarla;
Vergi kanunlarında ciddi ve köklü değişiklikler yaptık, yapmaya
da devam ediyoruz.
Kurumlar Vergisi Kanunumuzu sadeleştirerek yeniden yazdık.
Gelir ve Kurumlar vergisi oranlarını indirdik.
2008 yılı başından itibaren asgari geçim indirimi uygulamasını
başlattık.
Gelişmişlik düzeyi düşük olan 49 ilimizdeki mükelleflerimize
gelir vergisi stopajı teşviki, sigorta primi işveren paylarında
teşvik, yatırım yeri tahsisi ve enerji desteği sağladık.
Katma Değer Vergisi ile ilgili olarak tekstil, sağlık, eğitim ve
gıda sektörlerinde vergi oranını yüzde 18’den yüzde 8’e çektik.
Turizm sektöründe KDV indirimini 2008 yılından itibaren hayata
8
geçirdik.
Yurtdışında yatırım yapan mükelleflerimizin bu yatırımlardan
elde ettikleri kazançların Türkiye’ye transferi yönündeki tüm
vergisel engelleri ortadan kaldırdık.
Yüksek büyüme hedefimize yönelik olarak katma değeri yüksek
ürünler üretilebilmesi için araştırma ve geliştirme faaliyetleri
üzerindeki desteği arttırdık.
Bu kapsamda;
5746
Sayılı
“Araştırma
ve
Geliştirme
Faaliyetlerinin
Desteklenmesi Hakkında Kanun”, 1 Nisan 2008 tarihi itibariyle
yürürlüğe girdi.
Bu Kanunla, AR-GE harcamalarındaki vergi teşvikini yüzde
40’dan yüzde 100’e yükselttik. Bu sayede;
Üretim maliyetleri düşecek,
Üründe ve üretim süreçlerinde yenilikler yapılacak,
Verimlilik artacak,
Katma değeri yüksek alanlara yönelik yatırımlar ile ARGE’ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye
yatırımlarının ülkeye girişi hızlanacaktır.
Kayıt dışı ekonomi ile mücadele etmenin temel şartı etkin bir
gelir idaresine sahip olmaktır.
Bunun için biz, gelir idaresinin kapasitesini artırdık.
Denetimde etkinliği artırdık.
9
Teknolojik alt yapımızı VEDOP-3 yoluyla güçlendirmeye de
devam ediyoruz.
Mükellef odaklı ve mükellefin vergiye gönüllü uyumunu
artıracak çalışmalarımız da devam ediyor. Bu kapsamda;
5736 Sayılı “Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili
Hakkında Kanunu” uygulamaya koyduk.
Bu Kanun, ihtilaflı alacakların biran önce tahsilini ve yargının iş
yükünün
hafifletilmesini
hedefleyen
bir
Kanundur;
vergi
cezalarının silinmesi ya da affedilmesi demek değildir.
Vergi ile ilgili konularda danışmanlık yapmak için “Mükellef
Hizmetleri Merkezi”ni açtık.
Hızlandırılmış KDV İade Sistemini (HİS) uygulamaya koyduk,
böylelikle KDV iadelerindeki gecikmeyi önlemiş olacağız.
Ayrıca, gelişen bilgi işlem teknolojilerinden yararlanarak;
İnternetten elektronik beyanname verme ve ödemelerini banka
kanalıyla yapabilme imkanı getirdik.
Yaptığımız bu düzenlemeler neticesinde önemli mesafeler
katettik.
Vergi sistemimiz dünya standartlarına ulaştı.
Değerli Katılımcılar,
Önümüzdeki dört gün boyunca vergi konusunu enine boyuna
tartışacaksınız.
Tebliğ vererek ve tartışmalara katılarak bu Sempozyuma katkı
10
sağlayan öğretim üyelerini ve uzmanları kutluyorum.
Eminim
önümüzdeki
süreçte
bu
sempozyumda
yapılan
tartışmalar bizim çalışmalarımıza da katkı sağlayacaktır.
Beni dinlediğiniz için teşekkür eder, hepinize saygılar sunarım.
11
Download