Astımın Tedavisi Varmı http://bitkiseldestek.com/astimin-tedavisi-varmi/ ASTIMIN TEDAVİSİ VARMI Kronik bir hastalık olan astımın ömür boyu sürebilen bir tedavisi vardır.Hastanın ilaçları belli bir müddet almasından sonra şikayetinin olmamasını hissetmesi tedavi olduğu anlamına gelmediği gibi ilaçların sürekli kullanılmamasıyla oluşabilecek rahatsızlıkların başındaki en büyük sıkıntısı solunum yollarındaki iltihaplanmanın artmasıyla başlayacaktıktır. Ev tozları, hayvan tüyleri, kuştüyü yastıklar, tüylü oyuncaklar, katkı maddeli gıdalar, sanayi tesisleri bacalarından çıkan gazlar, sigara dumanı ve egzoz gazları gibi olumsuz çevre faktörleri astım hastalığının ``belaları`` olarak niteleniyor. Astımın, zaman zaman hırıltılı solunum, öksürük, göğüste sıkışma, tıkanma ve nefes darlığı ile belirti veren hastalık olduğunu belirten uzmanlar, medeniyet hastalığı da denilen astımın bütün sebeplerinin henüz bilinmediğini söyledi. Uzmanlar ayrıca özellikle çocuklarda; ev tozları, tüylü oyuncaklar, soğuk veya sıcak hava, katkı maddeli gıdalar ve sigaranın astım hastalığını tetiklediğini vurguladı. Alerjik olaylarla gelişen astımın, solunum yollarında iltihabi bir rahatsızlık;Bu nedenle erken dönemde tedaviye başlanılmalı. Astım hastalığı arada bir kesik öksürük nöbetleri ile görüleceği gibi çok hafif tabloda da seyredebilir`` diye konuştu. Astım hastalarına bazen hastane müdahalesi gerekebileceğine de dikkati çeken uzmanlar: ``Aileler (astım) denilince çoğu zaman ürküyor. Astım günümüzde çok iyi tedavi ve kontrol edilebiliyor. Teşhis konulduğunda anne ve baba kesinlikle ürkmemeli, neler yapacağını öğrenmeli. Astımlı çocuğun tedavisi yapılır ve ortam, hastalığın düşmanlarından arındırılırsa, çocuk sağlıklı çocuklar gibi zihinsel ve fiziksel bütün aktivitelerde bulunur, normal yaşamını hiç kesintiye uğratmadan sürdürür.Astım ilacı hayat uzatıyor. Astım hastaları tarafından kullanılanve nefesle içe çekilen düşük oranda Steroit ilacının, rahatlatıcı faydasının yanı sıra hastalarda yaşamı uzattığı saptandı. Kanadalı bilim adamları Montreal’daki McGill Üniversitesi’nde, 1975'ten 1991'e kadar, astım tedavisi gören 30 bin 569 hastayla ilgili bilgiler incelendikten sonra bu sonuca ulaşıldığını açıkladı. Bunun yanısıra, astımdan ölen 66 hastanın bilgileriyle aynı karakteristik hastalığı gösteren 2681 kişi üzerinde yapılan araştırmalarda da, günlük astım ilacını normal olarak kullanan hastalarda, ölüm oranının daha az görüldüğü belirlendi. New England Journal of Medicine dergisinde yer alan araştırma raporunda, astım ilacını kullananlarda, ölüm oranının yüzde 21 az görüldüğü kaydedildi. Araştırmalarda, astım ilacını kullanmayı bırakan hastalarda, üç ay içinde ölüm riskinin tırmandığı görüldü. Astım, öksürük, hırıltı, nefes darlığı ile seyreden bir hastalıktır. Alerjik bünyeli kimselerde sık rastlanır. Kronik seyirli olup bazı akciğer hastalıkları da astımı taklit edebilir. İrsi geçişi vardır. Ateş olmaz. Astım krizinde göğüsten düdük gibi sesler gelir. Hasta nefes almakta zorlanır. Göğüs kafesi inip inip kalkar. Koyu ve yapışkan bir balgam meydana gelir. Bunu çıkarmakta zorlanır. Astım bulaşıcı bir hastalık değildir. Ataklar dışında fazla bir sıkıntı vermez. Bu hastaların göğüs hastalıkları uzmanına muayene olması, solunum fonksiyon testi ile alerji testi yaptırması iyi olur. Ayrıca tanıda tüberküloza dikkat etmeli. Alerji testi sonucunda dokunan şeylerden aşı hazırlanabilir. Aşı tedavisi ile hastalıktan kurtulmak veya şikayetlerin azalması mümkündür. Öksürük, hırıltı, nefes darlığı olan kimselerin Hastanelerin Göğüs Hastalıkları ve Alerji bölümlerinde muayene olmasını, testlerini yaptırmalarını tavsiye ederim. Astımlı hastalar tedaviye inanmıyor Astımlı hastaların yüzde 50'si hastalığının kontrol altında olduğuna inanmıyor. Hastaların bu düşüncesini hasta yakınlarının yüzde 62'si de paylaşıyor. Araştırmaya, 756 astım hastası, 728 hasta yakını ve 833 hekim katıldı. Lund Üniveristesi Solunum Hastalıkları Alerji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Leif Bjemer, 900 astım hastasıyla yapılan COMPACT ve 33 ülkede 1200 astım hastası ile yapılan IMPACT çalışmaları sonunda ‘‘montelukast’’ etken maddesinin hastaların yaşam kalitesini artırdığının belirlendiğini söyledi. Prof. Dr. Bjemer, geleneksel olarak hastalığın ileri safhalarında kortizon dozunun artırıldığını vurgulayarak şunları söyledi: ‘‘Yaptığımız klinik çalışmalar sonunda montelukast etken maddesinin tedaviye eklenmesinin, astım hastasının yaşam kalitesini etkileyen atakların ortadan kaldırılması bakımından, kortizon içeren ilaçların dozunun iki katına çıkarılması kadar etkili olduğunu ve daha hızlı etki gösterdiğini belirledik.’ ASTIMA DİKKAT Astımlı hastalarla ilgili illerin üçte ikisi hakkında çalışmalar var. Çocuklarda astım bölgesel farklılık göstermek üzere yüzde 3-8, erişkinlerde 2-5 civarında. Türkiye'de yaklaşık 4 milyon dolayında astımlı tahmin ediliyor. Ağır astımlı sayısı ise yaklaşık 750-800 bin kişi. Türkiye'de astım hastalarının çoğu öksürük, nezle, grip, nefes darlığı şikayetleri ile öncelikle pratisyen hekime başvuruyor. Göğüs hastalıkları uzmanlarına gelen astımlı hastaların yüzde 80'i pratisyen hekimler tarafından sevk ediliyor. Almanya'daki Türk çocuklarında astım sıklığı Alman çocuklara göre belirgin olarak daha az. Belçika ve İsveç'te erişkin Türk göçmenlerde ise bu hastalık Türkiye'den daha sık ve problemli olarak ortaya çıkıyor. Astım sürekli tedavi ister Astım, solunum yollarının alerjik bir hastalığıdır. Nasılki cildimizde bir alerji oluştuğunda kızarıklık ve şişlik ortaya çıkarsa, solunum yolları da alerji yapan bir madde ile karşılaştığında kızarır, şişer ve salgısını arttırır. Bu da solunum için gerekli olan havanın giriş-çıkışını zorlaştırır. Bu durumda hasta, nefes darlığı ve öksürükden şikayet eder. Hastalığın belirtileri, solunum yolunun içindeki reaksiyonun şiddetine bağlıdır. Astım tedavisi için ilaçların sürekli kullanılmaları gerekir. Kullanılması gereken ilaçları ve bunların hangi dozlarda kullanılmalarının gerektiğini, hastayı muayene eden doktor belirler. Hastanın da alerji yapan maddelerden mümkün olabildiğince uzak durması gerekir. Örneğin, keskin koku, toz, duman, sis, çicek tozu (polen) astımı olan kişilerin çoğunu rahatsız eder. Hastanın nelere karşı alerjisinin bulunduğunu, yapılacak alerji testleri de ortaya çıkarır. Akciğer hastalıklara ve alerji ile uğraşan merkezlerde bu testler yapılabilmektedir. Eğer şimdiye kadar böyle bir merkeze başvurmadıysanız, ev doktorunuzdan, sizi böyle bir merkeze sevk etmesini isteyebilirsiniz. Burada yapılacak tetkiklerden sonra sizi nelerin rahatsız ettiği ortaya çıkacaktır. Eğer bu tür maddeler işyerinizde bulunuyorsa, bazen iş değiştirmek de rahatlamak açısından yararlı olabilmektedir. Kırsal kesim astıma karşı daha dirençli Astıma, sanayileşmiş ve kentleşmiş bölgelerde, gelişmemiş yörelere göre daha sık rastlanıyor. Londra Ulusal Kalp ve Akciğer Enstitüsü Gögüs Hastalıkları Bölümü Direktörü Prof. Dr. Peter Barnes, 100 yıl önce astım hastalarının sayısının daha az olduğunu olduğunu belirterek, ‘‘Bugün bile gelişmekte olan ülkelerdeki kırsal kesimlerde astım vakalarına çok az rastlanıyor’’ dedi. Astımın sanayileşmiş kentlerde daha sık görülmesinin nedeninin kesin olarak anlaşılamadığını söyleyen Prof. Dr. Barnes, ‘‘Örneğin, beslenmedeki değişiklikler, taze sebze-meyve tüketiminin azalması hastalığa zemin hazırlamış olabilir’’ diye konuştu. Çocukların enfeksiyona daha az yakalanmalarının da astım riskini artırdığını belirten Prof. Dr. Barnes şunları söyledi: ‘‘Enfeksiyonlar, bağışıklık sistemini güçlendirir. Enfeksiyonlarla vücut antremanlı olur ve astıma yakalanma riski de azalır. Sadece enfeksiyonlar değil, kirli çevre de bu anlamda yararlı. Örneğin çiftlikte, hayvanlarla beraber büyüyen çocukların astıma yakalanma oranları çok daha düşük.’’ Astıma yakalanma konusunda genetik risk bulunduğunu da söyleyen Prof. Dr. Barnes, ‘‘Genel popülasyonda astımın görülme sıklığı yüzde 8-10. Ancak anne ya da babadan birisinde astım olması halinde doğacak bebekte bu oran yüzde 20-30'a yükseliyor. Anne ve babanın her ikisi de astım hastası ise bu oran yüzde 60-70'lere çıkıyor’’ dedi. Astımın çocuklarda yetişkinlere oranda çok daha sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Barnes, şöyle devam etti: ‘‘Astım sıklıkla 2-17 yaşları arasındaortaya çıkıyor. Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)