Kürdistan 28 MART 1986 halkıyla uluslararası SAYI: 40 dayanışmayı yükseltelim ! karşı hoşnutsuzluğu açığa duydukları vuruyorlar. öte yandan sömürgeclllğe karşı ulusal demokratik muhalefeti örgütleylp yükseltmenin gerektiği günümÜZ koşullarında, ne Devamı s. 2'de ur PPKK Genel Sekreteri Serhad DiCLE yoldaşın NEWROZ'a ilişkin açıklaması: ak Newroz Ateşi Yolumuzu Aydınlatıyor Tüm hak ve özgürlükleri gasp yurtsever Kürdistan hal- edilmiş kı; Yiğit halkımızın savaşımını oparti ve örgütler; Esaret zincirlerinden kurtu larak özgür, aydınlık ve mutlu bir sembolü avuçlamanın dünyayı olan Newroz'u bu yıl da, boynumuzd a esaret halkası, ayaklarımız zlnclrli, özgürlüğe susamış iv muzlamış ve sö m ürgecl boy u nd uru ğu n ü lkemiz üzerine örttüğü karanlık­ lar içinde karşılıyoruz. ülkemiz üzerine örtülen karanlıkları yırtarak aydın, güneşli günlere kavuşma mücadelesinde halkımızın bağrında her zaman tüten, hiç bir kanlı ve zorba yönetimin söndüremedlğl Newroz Devamı s. ll'de PPKK Yurtdışı Parti ÖrgUtleri .a w w w dlktatörlüğe d. meyen bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini durduramıyor; emekçi Kürdistan halkının sömürgeclllğe karşı duyduğu kin ve nefreti önleyemlyor. Bir avuç işbirlikçi ve hain dışında, geniş emekçi kitleler sömürgecı faşist rs Merkez Komltemlz, Kürdistan ve Türkiye'de önemli gelişmele­ rin yaşandığı koşullarda toplanarak geçmiş dönemin çalışma­ larını değerlendirdi; yeni çalış­ ma dönemine Ilişkin görevleri tespit etti. Sömürgecl faşist diktatörlüğün Kürdistan'daki insanlık dışı uygulamaları tüm hızıyla sürüyor. Kürdistan'da uygulanan her yönüyle Ilan edilmemiş savaş hall, ulusal demokratik muhalefete ve tüm emekçi halkımıza yönelik yeni yeni yıldırma, sindirme ve Imha politikalarıyla boyutlandı­ rılıyor. Oluşturulan "sivil mlllsboyun eğ­ ıer" ağıyla Insanlar meye , ihanete ve lşblrllkçillğe zorlanıyor. Işbirlikçi hain toprak sahipleri ne, silah, para ve diaraç ve gereçğer bazı askeri ler de dahil olmak üzere faşist devletin tüm olanakları sunuluyor. Yeni "hassas bölge"ler oluşturma adı altında sınır köylerinin boşaltılması sürüyor. Kır­ modern askeri sal alanlarda araçlarla donatılmış merkezi kakuru luyor. 1şblrllkçl rakollar muhtarlar çeşitli yalan ve iftlralarla yurtsever köylüleri fiş !erken, buna yanaşmayan muhtarlar da aynı yönde Işbirliğine zorlanıyor. Çocuk, genç, 1htlyar köylüler yapılmadan ayırımı meydanlarda toplatılıyor; insanlık onuruyla bağdaşmayan uygulamalara maruz bırakılıyor. Kürdistan'ın şehir ve kasabalarındaki sömürgecl faşist uygulamalar, kırsal alanlarda uygu lanan lardan pek farklı değil. 1ran -1 rak savaş ının son aylarda kazandığı yeni boyutlar karşısın­ da faşist diktatörlük Kürdistan' yönelik ın diğer parçalarına tehditlerini artırıyor, düşmanca yeni doğrultusunda girişimler tüm planlar hazırlıyor. Ama bunlar yÜZyıllardır dinrnek bil- or g • • PPKK MERKEZ KOMITESI TOPLANTISI • • • • SONUÇ BILDIRISI Konferansı Yapıldı ve dünGeçtiğimiz ay, ülke değerlen­ gelişmeleri ayadaki dirmek; partinin sürece ilişkin perspektif ve taktiklerini görüş­ mek; geçmiş dönemin kapsamlı bir değerlendirmesini yapmak amacıyla yurt-d ışı parti örgütleri- nin temsilellerinin katıldıkları bir konferans düzenlendi. 2. Parti Kongresi'nden yaklaşık üç yıl sonra yapılan yurt-ctışı parti örgütleri konferansı,gerek sahne olduğu görüşme ve tartışmalar agerekse de ortaya çısından sonuçtar itibariyle çıkardığı ve eişçi sınıfı Kürdistan mekçi halkının yeni bir kazanı­ mı ve "Daha Güçlü Bir PPKK için" verilen mücadelenin lleriye yönelik yeni bir aşaması oldu. Sömürgecl faşist diktatörlüğün bunalım ve açmazlarının giderek büyüdüğü; Kürdistan ve Türkiye• de yığınların rejime duydukları kin ve nefretin, hoşnutsuzluğun miti nglerde, kapalı salon toplantılarında, seminer ve panellerde, Işyerlerinde, kahvelerde vb. alanlarda çeşitli vesilelerle dile getirildiği günümÜZ koşullarında yapılan konferansın önemi büyüktür. Hele partimizin gerek Kürdistan düzeyinde, gerekse Türkiye ve K ür di stan geneli nde muhalefet saflarında varolan sorunların aşılmasında daha aktif görevlerıe karşı karşıya olduğu gerçeği de düşünüldüğünde yurtdışı parti örgütleri düzeyinde de olsa yapılan konferansın,önü­ müzdekl sürece Ilişkin etkileri küçümsenemez. Sekreteı Genel Konferans, Serhad DICLE yoldaşın MK adı­ na yaptığı konuşmayla açıldı. s. Dicle yoldaş, güncel politik durum, partinin perspektif ve taktikleri ile son üç yıldaki çalışDevamı s. 8'de • • PPKK MERKEZ KOMITESI TOPLANTISI SONUÇ BiLDiRisi Baştarafı tanın, yararlanılabileceği lnancındadır. or g sağ lanabilmiş değil. Aralarında d. partimizin de bulunduğu 6 sol partının 1984 sonlarında oluş­ turduğu SOL BfRLIK 'ln,katılan güçlerin azlığı dolayısıyla Istenilen, beklenen yönlendlrlclllğl gerçekleştiremediği açıktır. Merkez Komıtemiz SOL Bl RLIK'e lllşkin bazı sorunlar nedeniyle 1985 ortalarında bu Birlik' teki üyell!jlnl dondurmuştu, Merkez Komıtemlz, görüşmeler sonucunda Sol Birlik Deklarasyonu'nda yapılması kabul edilen de!jlşlkllk ardından partimfzin tekrar normal üyell!jlne dönmesini kararlaştırd ı. Programatik ve katılım eksikliklerine ra!jmen Sol Blrllk'l her yönüyle yetklnleştlrlllp güçlendirilmesi gereken önemli bir adım olarak değerlendiren Merkez Komltemlz, partımizin bundan böyle Sol Birlik'In asli üyesi olarak üzerine düşeni yapacaOını belirtti. Partimiz, Sol Birlik dışında kaJan Türkiye ve Kürdistanlı devrimci demokratik ve anti-faşist parti ve örgütlerin de katı­ lımı ya da oluşturacakları yeni ortak platform lar la daha geniş ve güçlü güç ve eylem birliklerinin giderek anti-faşist bir cephenın kurulabilece!jl inancındadır. Partimiz bu doğrultuda öteden beri harcadığı ardıcı ı çabaları aralıksız sürdürecektir. Merkez Komlfemlz, Kürdistan' ın diğer parçalarında sürdürülmekte olan ulusal demokratik mücadeleyi tüm gücüyle destekliyor; bu parçalardaki politik parti ve ör9ütler1e karşılıklı sı­ cak Işbirliği ve dayanışmaya büyük önem veriyor. Partimiz, ·son birkaç aydır Kürdistanlı l l parti ve örgüt arasında oluşan yakınlaşma ve Işbirliğine büyük değer blçlyor, yakınlaşma ve Iş- ak Bugün tutarlı anti-faşist güçlerin temel taktiği, burjuva muhalefetin g(2sterdlğl yol ve çabalara umut bağlama değil, halk kitlelerine burjuva muhalefet güçlerinin kopardıkları yaygara ve gürültüye rağmen ne kadar kof ve halkın çıkarıarından uzak bir zeminde olduklarını, onların emekçi Türkiye ve Kürdistan halklarının temel çıkarlarını dile getirmekten ne kadar uzak olduklarını, halkın köklü ekonomik, toplumsal ve siyasal çıkar­ larının devrimci demokratik ve diğer tutarlı anti-faşist güçlerin ortaya koydukları alternatifte dile geldiğini, gerçek kurtuluşa giden yolun buradan geçtiğini göstermek o Imal ıd ır. Başta Türkiye ve Kürdistanlı devrimci demokratik güçler olmak üzere tutarlı antı-faşist güçlerle burjuva muhalefet çevreleri arasında faşizmin yıkıl­ masına Ilişkin varolan anlayış farklılıklarını tüm boyutlarıyla ortaya koyarak yığınlardaki olası yanılsamaların önüne geçmek gerekir. Burjuva muhalefet çev- .a w w w P~şeng: SayfaZ s. l'de mücadele birliği olduğu hiç bir zaman unutulmamalıdır. Ne var ki bugün gelişen yığın muhalefetini doğru anti-faşist kanallara yöneltme yönünde Türkiye ve Kürdistan'da en geniş anti-faşist güçlerin birliği ur burjuva muhalefetin bazı çıkışiarına göz yummasının bir nedeni de, hiç kuşkusuz yığın­ ların gelişen muhalefetinin burjuva çevrelerının muhalefetini aşma yönünde seyir izlemesı­ di r. Burjuva muhalefet çevreleri bu potansiyeli faşizmin tanıdığı "yasal" çerçeve Içine çekmek için dldlnlp duruyor. Merkez Komltemlz, yığ ıniarı faşizmi tüm kurum ve kuruluş-' ıarıyla yıkma mücadelesine çekme yönünde önemli olanakların varolduğu ve bunlardan tutarlı anti-faşist güçlerin olanaklı en geniş birliğiyle başarıyla rs ki Kürdistanlı u lu sal demokratik güçler arasındaki kopukluk ve dağınıklık, hala sürüyor. Bu da emekçi halkı­ mızın sömürgecl faşizme karşı duyduğu kin ve nefreti n u lusal demokratik mücadele saflarına kanalize edilmesini önemli oranda engelliyor. Bu açık gerçeği ve bunların partimize yüklediği görevlerin billncinde olan Merkez Komltemlz, Kürdistanlı tüm ulusal demokratik güçleri, dar gurupçu ve sekter tutumları, parti ve örgütleri n ulusal demokratik bir platformda bir araya gelmelerini engelleyen örgütsel ve politik sorunları aşarak ulusal demokratik güç ve e~·ıem birliği yönünde üzer-. lerine düşen görevleri yerine getirmeye somut ·adım atmak üzere bir araya gelmeye çağ ı­ r ır. Türkiye'de yaklaşık beşbuçuk yıldır Iktidarda bu lu nan faşizm, tüm uygulamalara rağmen rejimin bunalımlarını önleyemlyor, ekonomiyi düzlüğe çıkara­ mıyor. Faşist devlet önemli açmazlarla karşı·karşıyadır. Legal alanda burjuva muhalefet çevreleri tarafından da olsa, faşizmin dayattığı bazı tabular kırılıyor. Faşist Evren'l n tüm tehditkar tutumları , faşist anayasaya,sendlkal hak ve özgür-· lüklere, Işkencelere vb. konulara lllşkin tartışmaları , deği­ şiklik önerllerini önleyemlyor. öte yandan geniş emekçi yı­ ğınların faşist rejimi Istemedikleri günlük yaşamda, fabrika ve lşyerlerlnde,tarlalarda dile getirilen konuşmalarda çeşitli burjuva muhalefet çevrelerı ve sendikalar tarafından düzenlenen miting, seminer, panel vb. toplantılarda açıkça görülüyor. Emekçi kitlelerin, istemlerı­ ni çeşitli biçimlerde dile getirmeleri , hoşnutsuzluk ve tepkilerini, burjuva muhalefetin tüm "islah etme" girişimlerine rağ­ men açıkça haykırmaları faşist diktatörlüğü alabildiğine ürkütüyor, tedirgin ediyor. Faşist cun- iv yazık relerının faşizmin yıkılmasına. hizmet edebilecek çabaları desteklenlp ilerletllmelidlr; ama bu rj u va muhalefetin demokrasi yönünde tutunacak bir dal olmadığı, faşizme karşı demokrasi mücadelesinin yegane güvencesinin Kürdistan ve Türkiyeli devrimci demokratik güçlerin Devam ı s. l l 'de PPKK r~nel Sekreteri Serhad DiCLE yoldaşın, partimize yönetik iftira ve karalaınalara ilişkin yaptığı açıklama: basınının yeraldı. .a w silahlı saldırılar gerçekleşme­ saldırılarda dejjerli yitirmelerine rajjmen, aynı yöntemlerle karşılık vermemIş ve gerçek düşmana karşı verdilll mücadelenin, böylesi zararlı, düş­ manın Planiarına hizmet eden kısır döngü kör çatışmaların ı­ çinde bojjulmaması Icin azami tltlzlljjl göstermiştir. Partimiz yalnız bunu yapmakla kalmıyor, emperyalizme, sömürgeelliile ve faşizme karşı savaşan Türkiye ve Kürdistanlı tüm politik parti ve örgütlerı arasındaki görüş ayrılıkları ne olursa olsun mızrajjın sivri ucunu Türk faşlzmlne, Kürdistan halkını boyunduruk altında tutan sömürgeelliile ve bunların arkasındaki güce; emperyalizme çevirmeleri, düşmana karşı güçlerini birleş­ tirmelerını Istiyor. Bu dojjrultuda ısrarcı bir çaba veriyor. Partimizin mücadele tarihi, bugünkü açık politik görüşleri ve pratljjl sözkonusu gerçejjl her bakımdan kanıtlıyor. Buna rajjmen, burjuva Türk basınının başını çektilll yalan ve iftira kampanyası, parti ve örgütler arasında çatışmaları ve kör hayatlarını .o yoldaşlarımız ak ur d PKK 'den ayrılanların kurdullunu Iddia ederken bazen de PKK' den ayrılanların (örnejjin, Baki Karer ve Semlr'ln) partimize katıldıklarını öne sürerek, Iki parti arasında bu sorunlardan kaynak ıanan çatışmaların oldujju yalanını yaydılar. Hatta Kesıre öcalan'ın PKK'den ayrılıp Kürdistan öncü Işçi Partlsl'ne(PPKK) katıldıjjı, kimi zaman da onun genel sekreterlljjlnl yaptıjjı yolunda tamamiyie uydurma ve hayall haberler yaydılar. Türkiye ve Kürdistan'ın Ilerici, devrimci kamuoyunca da çok ı­ yi billndiili gibi Partimiz, PKK. (Apocular)'den ayrılmış bir partl olmadıjjı gibi, kuruldujjundan bugüne kadar onunla herhangi bir örgütsel bajjı da olmamıştır. Partimiz, PKK (Apo cu lar) 'nin kuruluşundan üç yıl önce;22 NIsan 1975 yılında kurulmuş, o günden bu yana örgütsel bajjım­ sızlıjjını koruyarak Kürdistan halkının kurutuluşu yolunda mücadelesini aralıksız sürdürmuş bir partidir. Bunun böyle oldujju cunta mahkemelerinde açılan davalarda da belgeleniyor.öte yandan,PKK (Apocular)'den ayrılanların (B.Karer,Semlr v.d.)ya da burjuva Türk gazetelerince ay rıldıjjı iddia edilenlerin (Keslre öcalan) Partimize katıldıkları haberi de tamamiyie asılsızdır. Adı geçen unsurların bugüne kadar Partimizle hiçbir dönemde örgütsel bir Ilişkilerı olmadıjjı gibi Partimizin PKK lle böylesi sorunlardan kaynaklanan herhangi bir çatışması ya da "örgüt hesaplaşması" da yoktur. Esasen Kürdistan öncü Işçi Partısı, emperyalizme, sömürgeelliile ve faşizme karşı savaşan politik parti ve örgütler arasında varolan görüş ayrılıklarının kaba kuvvet, şiddet ve silahlı saldı­ rıyla haledilmesinin kesinlikle karşısındadır. Bu nedenle de hem ülke içinde hemde yurtdı­ şında kimi zaman Partimize kar- rs özelllkle "Hürriyet", "Milliyet" ve "Tercüman" gibi gerici, halk düşmanı gazetelerin başını çektllll bu Iftira kampanyasında göze çarpan en belirgin noktalardan biri de, Palme cinayetınin kasıtlı ve bilinçli bir biçimde Kürdistanlı kimi örgüt ve partiler arasındaki çelişki ve sözümona "çatışmalar"ın bir uzantısı gibi gösterilmek istenmesi, tamamiyIe uydurma ve hayall Iddialara dayalı provakasyon ortamının körüklenmesldir. Iftira ve karalama kampanyasının boy hedefi seçilerek provakasyon ortamına çekilmek istenen güçlerden biri de partimiz; KUrdistan öncü Işçi Partisl'dir. Adı geçen Türk gazeteleri Iftira kampanyası boyunca, hiçbir maddi temeli olmadıjjı, gerçeklerle uzaktan yakından bajjdaş­ madıjjı halde Partimizi yani Kürdistan öncü Işçi Partisi'ni PKK(Apocular)'den kopmuş, ona karşı kurulan bir parti gibi göstermeye çalıştılar. Bazen Kürdistan öncü Işçi Partisi'ni w şı sine, hatta bu lsveç Başbakanı Olof Palme' nın menfur bir cinayete kurban gitmesının ardından, Türk burjuva basını bu cinayeti Kürtlere malederek Kürdistan halkı­ nın kurtuluş mücadelesini karalamak, haklı ve adil davamızı uluslararası destek ve dayanış­ madan yoksun bırakmak Icin gen Iş bir yalan ve Iftira kampanyası başlattı. CIA ve MIT Iş­ biriiillYie planlanarak yürürlUile konan bu karalama ve Iftira kampanyası, görevi her türlü yalan ve demagojlyle halkı aldatmak ve gerçeklerı gizleyerek genelde burjuva sömürü düzenini; günümüz koşullarında da faşist dlktatörlüjjü ayakta tutmak olan burjuva basın tarafından günlerce sansasyonel manşetler altında Işlendi. Avrupa'nın gericl, sajjcı burjuva basını da bu çirkin Iftira kampanyasında w Kamuoyuna iftira ve karalama kampanya- iv Türk burjuva sını boşa çıkaralım. Kürdistanı rg Türkiye ve döjjüşünü kışkırtma çabalarını, dört elle sarıldıkları provakasyon girişimlerini neye yorumla' mak gerekir? Herşeyden önce unutmamak gerekir ki "Hürriyet", "Milli- yet", ve "Tercüman" gibi gerici . gazetelerin başını cektlği Türk burjuva basını bugünkü faşist dlktatörlüjjün borazanlığını yapıyorlar. Onlar, Kürdistan halkı­ nı boyunduruk altında tutan, her türlü ulusal demokratik haklarını gaspeden, halkımızı ebedi kölelljje mahkum etmek isteyen sömürgecl burjuvazinin çıkarla­ rını temsil ediyorlar. Emperyalizmin Türkiye üzerindeki çıkar­ larının bekçiliğini yapıyorlar. Sömergecl burjuvazi, baskı ve Kürdistan halkının mücadelesini durduramayacajjını zorbalıkla Devam ı s. lO'da Peşeng: Sayfa 3 Partimizin Emektar Kadrosu ve Yiğit Militanı: Çok geçmeden, boyunduruktan kurtulabllmenln, bai)ımsız bir ülkede özgürce yaşayabilme­ nin tek yolunun mücadeleden geçtiijlnl öi)rendl ve yaşamının Peşeng: Sayfa 4 llğ ına, hastalığı na bakmaksızın dağ bayır koşturup duran gerçek bir partili milital'\'dı. dlktatörlüi)ün işbaşına Faşist gelmesi nden sonra da hiçbir gün savaşımını aksatmadı. 1983 yı­ kongresine, II.Parti lındaki m ayınil , tel örgülü ve pusu tarla sarılı sınırı aşarak delege olarak katıldı. En yaşlı delege olarak ll. Parti kongresı ni açan koParti kongresinuşmayı yaptı. nin başarıyla sonuçlanması Için enerjik bir faaliyet .sürdürdü, sai)llktı ve deneyimlerin süzgedüşünceteriyle clnden geçmiş gerekli kararların kongreden çık­ ması Için önemli rol oynadı. Kongreden sonra, II.Kongrenln atdı!)ı kararların hayata geçmesi Için ülkede canla başla çalıştı. Bu arada yöreye baskın yapan cuntanın güvenlik kuvvetleri göze batan çatışmalarını bahane ederek O'nu gözaltına aldılar. Hiç bir sonuç alamayınca O 'nu bı­ rakmak zorunda kaldılar. 1984 sonunda partimizin üye ve sempatlzanlarına karşı girişilen operasyonlarda Xalll Cemal de göz- ak rs .a w w w nıyabildl. .o ur d sonuna kadar hiçbir gün yılgın­ lık ya da kararsızlık göstermeden aktif bir mücadele yürüttü. Xal@ Cemal'In mücadelesi esas olarak 1960'11 yıllarda tam anlamıyla bilendl, örgütsel politik bir niteliK Kazanaı. Altmışıı yıl­ larda Kürdistan'da canlanan ve hergün biraz daha boyutlanan ulusal ve sınıfsal uyanışta aktif rol oynadı. DDKO'Iarda, TIP'te Kürdistan yurtsever hareketinin bir neferi olarak çalıştı, "Doğu Mitlnglerl"nde, yürüyüş­ lerde, kırsal alanlardaki propaganda çalışmalarına katıldı. Aynı zamanda Dr. Şıvan'ın T-KDP' sinin de aktif bir üyesiydi. Bu mücadelesiyle, sömürgeci Türk burjuvazisinin hışımını üzerine çekti, 12 Mart darbesinden sonra tutuklanan binlerce KUrdi stanıı devrimci ve yu rtseverln arasında O da vardı. Hapisten bırakıldıktan sonra mücadelesine tekrar devam etti. Kürdistan öncü Işçi 1975'te Partisi'nin kurulmasıyla aynı yıl bu parti içinde yerini aldı ve ölümüne dek partimizin, fedakar, o oranda da alçakgöyiğit ve nüllü bir üyesi olarak savaştı. Partinin mahalli ll ve bölge komitelerl düzeyi nde çeşitli sorumluluk görevleri üstlendi. O parti içinde, hiçbir maddi çıkar peşinde olmadan her şeyini parKürdistan halkının çı­ tlye ve karlarına feda edebilmenın en iyi örnek tutumlarını göstererek, devrimci bir Ideoloji ve politikaya sahlbolmayı her şeyin üstünde tutarak, bu yolda parti içinde örnek alınır bir devrimci konumuna yükseldi. O proletarya enternasyonalizmlyle ateşli yurtseverlii)i kişllli)lnde bütünteştirebllen, u tu sal savaşımı sınıf­ sal temellerde yürütme ni n gereği ne her zaman Inanan ve deneyimli savaşımıyta partili yoldaş­ gösterebi ten saygın Iarına yol bir partiliydi. örgütset görevlerinı yerine getirebilmek Için yaşlı- iv Kürdistan halkının yii)it evlapartimizin yaşlı , deneyimli ve saygın üyesi, örnek devrimci Xale Cemal (Mehmet özer) yakanseri nden akciğer kalandığı kurtulamayarak 19 Mart 1986 günü aramızdan ayrıldı. Kürdistan kurtuluş mücadelesi yii)lt bir kadrosunu daha yitirdi. xaıe" Cemal, 1939 yılında Diyarbakır'ın Kulp Ilçesinde yok· su ı bir ailenin çocui)u olarak sömürdünyaya geldi. o, gecllii)ln büyük baskı ve zorbaIıkiarına uğramış, kitlesel katliamlara ui)ramış ve büyük acılar çekmiş bir neslin çocui)u olarak doğdu; ailesinin, çevresinin ve çilekeş halkının çekti!)! acıların, yaşadıi)ı baskı ve zorbalıkların dilden dile dolaşan hikayelerini dinleyerek benzer acıları bizzat yaşıyarak büyüdü. Doi)dui)u yöre, Kürdistan'ın sarp dai)larıyla çevrili, sömürgecilii)in hışmına en çok ui)ramış1 bu nedenle eijltlm olanaklarının ulaştırılmadıi)ı yörelerinden biri oldui)u lçin,Xale Cemalilkokuldan başkaokuleijltlmlgörmedi. Zanaatçılıi)ın aç bırakmadıi)ını en iyi bilen lerden biri olan allesi onu berber çıraklığına verdi• sonra döneminden Çıraklık Xale Cemal Kulp'ta küçük bir berber dükkanı açarak, yaşamını berberlikle sürdürmeye çalıştı. Iyi bir okul eijltlml elde etme olanai)ı hiçbir zaman bulamayan xaıl! Cemal, kişisel çabalarıyla dünyayı, halkını, etrafında olup biten olayları tanımaya çalıştı. Kürdistan halkının neden boyundurui)a vuruldui)unu, hertürlü ulusal ve demokratik haklatutuldui)unu ve rından yoksun neden hep baskı ve zorbailkiara maruz bırakıldı!) ını böylece ta- dı, rg XALE CENIAL ARAMIZDAN AYRILDl altına alındı. A!)ır Işkencelerden geçirildi. Hastalıi)ı bu gözaltı süresinin koşullarında daha da a!)ırtaştı. Dışarıya çıktıi)ıncla, hem de hastaıı!)ın etkisiyle önemli oranda fiziki yıpranmışlıi)a uijradı. Voksullu k ve olanaksız lık koşu Ilarında başvurduiju bütün tedavi çareterine rağmen iyileşemedi. Doktortar O'nun yurtdışında tedavi görmesi gerektii)lnl söylehem işkenceterin Devamı s. 10'da demokrasi, silahsızlanma ve yu- muşama düşmanlarının karanlık planlarından Savaşçısı: mümkün nayetin Olot Palme Öldürüldü Dünya silahsızıanma ve yu musürecindeki katkı ve gir!şimleriyle tanınan lsveç Başbakanı ve Sosyal Demokrat Işçi Partisi E:laşkanl· Olof Palme, 28 Şubat 1986 tarihinde uğradığı bir silahlı saldırı sonucu katledildi. Tüm barış ve demokrasi güçleri Olof Palme'nin hunharca katledilmesini derin üzüntüyle karşıladılar ve olayı protesto ettiler. 15 Mart 1986 günü yapılan cenaze törenine yaklaşık 120 ülkeden, aralarında devlet başkanları ve başbakanların da bulunduğu yüzlerce temsilci kaşama lerini destekledi. Palme, Kürdistan halkının da kendi ulusal demokratik haklarına kavuşmasını savunuyor ve destekliyordu. Silahsızlanma çalışmalarında nın ve ve yumuşama da, silahlanma- "soğuk savaş" kışkırtıcı­ düşünmek Nitekim, ciarkasında en gerici ve saldırgan emperyalist odakların olduğu gittikçe belirginleşi­ yor. HALKIMIZIN DüŞMANLARI BOŞ DURMADI Palme cinayetinden hemen sonra halkımızın düşmanı gerici çevreler ve onların güdümündeki basın-yayın organları, gerek 1sveç'te gerekse Avrupa'nın deği­ şik ülkelerinde Kürt düşmanlı­ ğını körilkiemek için Apocuıa­ rın çeşitli dönemlerde Avrupa'da düzenledikleri saldırı ve provakasyonları bol bol kuliand ı lar. Kürdistan lı ko m ün i st, demokratik ve yurtsever güçlerin, saldırı ve provakasyoniara için yoğun çabalar sarfediyordu. Paime, dünya barışının sağianması yoiunda önemli katkıları olan önerilerıe tanınan altı devletin (Yunanistan, 1sveç, Hindistan, Tanzaniya, Arjantin ve Meksika) ortak insiyatifinin de aktif örgütleyicilerindendl. Hiç kuşkusuz karşı tutumları açıkça bilinmetüm bunlar dünya savaş ve sitıldı. lah tekellerinin ve onların sözcü- sine rağmen "Kürtler Palme'yi öldürdü" başlıklarıyla halklarOiof Palme'nin kimler tarafınlüklerini yapan güçlerin hesabına körüklenmek dan katiedildiği tüm yönleriyle 1 gelmiyor;Çıkarlarını zedeliyordu. arası düşmanlık istendi. Amaç, Apocuların, ortaya çıkmamakla birlikte; ni-ı Bu nedenle, CIA güdümlü ırkçı Kürt halkı tarafından da ianetçin katledilebileceği, O'nun -faşist örgütler tarafından da yaöldürülmesinin kimlerin çıkar ve pıisa; Palme cinayeti ni, barış ve Devamı s. B'de planıarına hizmet ettiği konusu nda belirgin göstergeler vardır. Çünkü cinayet, Olof Palme' OlofPALME'nin Öldürülmesi Dolayısıyla nin barış ve demokrasi uğruna verdiği mücadeleden ayrı düşü­ Kürdistanlı ı ı Parti ve Örgütün nülemez. Dünya barış ve demokGönderdikleri Başsağlığı Mesajı: rası mücadelesinin de, silahsız­ lanma ve yumuşamanın da düş­ Sosyal Demokrat 1şçi Partisi'ne manları biliniyor. Bunlar da, 1sveç H ük üm eti 'ne dünya halkları tarafından çok Olof Palme'nln Ailesine iyi bilinen ABD emperyalizmiAsa<ııda imzaları bulunan Kürt parti ve öıı:ıütlerlnin lsveç binin başını çektiği en gözüdönrimleri olarak bizler, barış ve demokrasi savaşçısı Olof Paime'nin müş ve saldırgan güçlerdir. katiedilmesini kınıyor ve protesto ediyoruz. Biz Olof Palme'nin dünya silahsızıanma ve yumuşama surecın­ iYI BIRBARIŞ deki katkılarına, O'nun ABD'nin dünya barış ve ulusal kurtuluş SAVAŞÇISIYOl hareketlerine yönelik saldırı ve planiarına karşı verdiği mücadeleDünya halkları Olof Paime'yi ye büyük değer veriyoruz. Dünya barış ve demokrasi güçleri, 0ABD emperyalizmi'nin Viet-lof Palme'nin mücadelesi ve çabalarını yakından biliyor. nam'a yönelik saldırılarına karşı Olof Palme, tüm bunlarla birlikte aynı zamanda Kürt halkının takındığı aktif tutumlarından da önemli bir dostuydu. Biz bu hunharca cinayeti derin üzüntüyle karşılıyor ve 1sveç bu yana iyi tanıyor. Bilindiği gihalkının, Sosyal Demokrat Parti'nin ve Olof Palme'nin ailesinin bi, Palme'nln Vietnam 'a ilişkin üzüntülerini paylaşıyoruz tutumu, ABD'nin Stockholm Stockholm 3/3/1986 büyükelçiliğini geri çekmesine Kürdistan Demokratik Halk Partisi-lrak yolaçmıştı. ABD emperyalizmiKürdistan Demokrat Parti si-l rak nin Küba ve Nikaragua'yı abluKürdistan öncü işçi Partisi ka altına alıp saldırı hazırlıkKürdistan Ulusal Kurtuluşçuları Kürdistan Sosyalist Partisi-irak larına, kışkırtmaıara giriştiği Kürdistan Yurtseverler Birliği dönemlerde Palme, bu saldırı ve Kürt Sosyalist Partisi (PASOK)-1 rak Rızgari kışkırtmalara karşı çıktı, Kü, Suriye Kürtleri Demokrat Partisi (El Parti) ba ve Nikaragua'yla sıcak dayasuriye Kürtleri Halkın Birliği Partisi nışma gösterdi. Latin Amerika Suriye Kürtleri Ilerici Demokrat Partisi ve Afrika halklarının mücadele- w w w .a rs iv ak u rd lığının durdurulması ayrı değildir. g ve Demokrasi .o r Barış Peşeng: Sayfa 5 MiLiTANIN SÖZLUGÜ blrll!jlnln önemini Sayfa 6 g ak u iv .a rs w w w Peşeng: sosyaKapitalizmin yerini lizmin almasının kaçınılmaz zoçıkaran acı!;ia runlulu!;iunu Marksizm-Lenlnizm , işçi sınıfı­ nın ve devrimci partisinin tarihsel gelişme Içindeki yönetici rolünü ortaya koyuyor. Bu esaslara, doğanın ve insan toplumunun sürekli bir hareket, de!jliçinde oldu!;iunu şlm, oluşum belirten durumlar da dahildir. Kendi gelişimi içinde kapitalist toplum en yüksek aşaması olan emperyalizme ulaşmış ve toplumun bir sonraki ileriye do!jru engel olma durugelişimi için Kapitalist toplumun mundadır. yerine objektif yasal bir süreç olarak sosyalist toplum geliyor. Işçi sınıfı kendi sınıfsal, devrim-· cl partisinin yönetlcill!;ii altında kapitalizmi yıkacak, sosyalist toplumu kuracak güçtür. Bu mücadelede, parti tüm emekçi yrğ ınıarı seferber etmeye çalı­ , sömürü, büşıyor. Kapitalizm tün ülkelerde Işçi sınıfının genel düşmanıdır. Bundan dolayı, her hangi bir ülkede işçi sınıfının, emekçi yığ ıniarın devrimci savadi!jer bütün ülkelerin Işçi şımı sınıfı ve emekçi yığınlarının sa- .o r Hıizırıavan: Jar PES EN Gl dine özgü bir yapıya sahiptir. Bu yapı; teori k, propagandasal, ajitasyon, kitle Iletişim aracıarı çalışması ve başka alt-sistemleri Içine almaktadır. Bu alt-sistemlerin harmonlk olarak gelişmesi, partinin Ideolojik çalışmasının temel işlevi ve faallı!;iı Için zorunlu koşuldur. Partinin Ideolojik eğitim çasadece unsur, bağ lışma sistemi ve karşılıklı etkileşimlerden oluşan zengin bir sistem olmakla kalmamakta; bu , aynı zamanda, dinamiğini, süreçlerin sosyal toplumsal prati!;iin değişimlerini yenı gereksinim ve çıkarl~rı sürekli düzenleyen bir sistemdir. 1 Bu durum ldolojik e!;iitlm Işlevi­ nin pratik gücünü arttırıyor. Onu daha faal ve etkileyici duruma getiriyor. Ideolojik etki, bu lş­ levin, olayları aşma becerlsi, sosyal dönüşümlerde aktif faktör olma ve sUbjektif faktörün (sı­ parti, kişi vs.) yetiştiril­ nıf, mesi ve geliştirilmesinde ileri rol oynamasına kesinlik sa!jlı­ yor. Partinin ideolojik çalışması­ nın sağlam laştırılmıısı ve gelişti­ rilmesi amaç ve görevleri arasında bugün bizim için kadroların ideolojik olarak eğitilmesi. yaratıcı Marksizm-Leninizm 'ln ideolojik olarak özümşenmesi çalışmanın kararlılık ve savaş­ kanlığını güçlendirmektedir . Partinin ideolojik eğitim iş­ levinin, yoldaş ve yandaşlarımı­ zın, emekçi yığınların bilinçlilik düzeyini arttırmak, devrimci düşünceleri deri n i nan ca dönüş­ türmek ve sağlam devrimci yapozisyonunu oluşturmak şam Için büyük önemi vardır. Kuşku­ suz saydıklarımıza bağlı olarak ahlaki eğitimin ve özellikle yönetici kadroların kişisel olarak örnek olma rolleri sürekli artı­ girişimleri sağlamaktır. Ideolojik çatışmanın öryor. Partinin ideolojik eğitim çalış­ gütsel önemi, sorunlara daha ması, onun temel e!jilimlerini ve geniş ideolojik bakış acısı, karşılıklı bağlarını yansıtan kenpartinin ideolojik ve örgütsel Komünist partisinin Ideolojik e!;iltlm Işlevi , toplumun geliş­ mesinin·, insanlarla amaca yöneIlk sistemli, örgütlü olarak e!jltlm calışmasında bu lu nmanın, Marksist-Leninist dünya görüşü­ nü blçlmlendlrmenln, toplumsal, ulusal de!jerlere yeni bakış açısı, yaratıcılık, aktlvlzm ve devrimcl koşullara uygun yaşam pozisyonu oluşturmanın, teorik olazoru n lu ıu­ rak aydınlatılması !junda lfadesini bu lan, partinin en temelişlevlerinden biridir. Ideolojik e!jitlm Işlevi; partının temel görevlerinden birini nltelendirmekte ve yönlendirmektedir. Bu görev; partinin ideolojik olarak belirleyici güç olması, devrim mücadelesi sürecinde meydana gelen sorunları teorik olarak cevaplayabilme becerisi, sosyalist bilinç ve emekçi yı-· ğ'ınların devrimci aktivitelerini arttırmak, yeni görevlerin çözümlenmelerini ideolojik olarak sağlamak vs. dir. IdeolOjik eğitim Işlevinin yerıl ve öneml oldukça büyüktür. Çünkü " ... Yı!;iınların billncinin geliştirilmesi, her zaman olduğu gibi bizim bütün calışmalarımı­ zın esas ve başlıca içeri!;il olarak (V.l.Lenin, T. durmaktadır." Eser, c.ll, sf.l67). Partimizin ideolojik eğitim çalışmasının esas yönelişlerinden biri de; emekçi yı!;iınlar içinde ve birey olarak kişiler üzerinde aktif devrimci yaşam pozisyonunu oluşturmak, Ulusal Demokratik Halk Devrimi mücadelemizde, kişili!jin sosyal aktiflik ve yaratıcılı!;iını arttıracak ve devrimci yaşam tarzını geliştire­ cek, Marksizm-Leninizm 'i yaşamın her atanında temel klavuz haline getirecek ve komünist ahlakı sağlamlaştıracak de!jişim ve KOMüNIST PARTININ IDEOLOJIK TEORIK ESASLARI rd Komünist Partisinin İdeolojik Eğitim Işlevi arttırıyor. vaşımılle sıkı ilkıya bağlıdır. Ideolojik-teorik esas; kapitalizden sosyalizme geçişin, proletarya diktatörlüğünün sa!;ilanması ve Işçi sınıfının ve onun partlsinin yönetici rolünün sınıfsız sömürüsüz toplumu kuru nca ya dek varlığının korunaca!j ı, kurt u 1~­ şun devrimci yolda gerçekleşe­ ceğidlr. prensipler, Ideolojik-teorik devrimci partinin programında yer alır. Bu komünistlerin birlive en önemli ğini sa!j lay an Ilk ön koşuldur. 1nsanlar, açık, belirgin leşmiş ve ulaşılması reel amaç ve görevler etrafında kayV .i ..Lenin naşıp, örgütlenirler. "Bütün sosyalistleri birleştiren, hareket ve öz mücadele yöntem tarzlarını uygulacak inancı sağlayan devrimci teori olmadan PARTININ KADRO POLITIKASI üst parti orçok yönlü kadro sorununu çözmek,devrim· cl mücadelenin gelişmesine uygun düşen gerekleri cevaplayacak kadroları yetiştirmek, onla· rın do!jru bir şekilde seçimini yaparak tam anlamıyla faal olKadro politikası, tarafından, bıraktı!jı faaliyetlerinin tasadece onların görevleri ni nasıl yerine getirdikleri ve sadece çalışmalarıyla de!jll, çalışma yerleri, çevreleri ve aile Içindeki tutum ları açısından da gereklidir. Kadroların or- kadroların Kadroların tanınması, dalaylı ve dolaysız olmak üzere de!jlşlk araç ve yöntemlerle sa!jlanır. Dolaysız tanıma, parti organları­ nın kadroların çalışmalarına Iliş· kin do!jrudan gözlemıerldlr. vJ_ Lenin, parti organlarına sürekli olarak , çalışmanın Içine girmeden Insanları tanıyamayacakları· uyarısında bulunuyordu. nın Dolaysız tanıma, iyi örgütlenmiş yönetim, denetleme ve kadro· larıa kişisel olarak temasta bulunmayı zorunlu kılar. Dalaylı tanıma; de!jlşik belgeler, görüş ve düşünceler aracılı!jıyıa tanı· Hiç kimse kadrolarla madır. birlikte, hergün çalışan, milcaçetin koşul­ a!jır, en delinin ıarında zorluklara beraber dayanan devrimci yoldaş lardan daha güvenilir olarak kadroları tanıya· maz. Bu açıdan devrimcı parti· kadro tanıması herşeyden nin önce, bu güvenilir yöntem le sa!j· rd politik faaliyet ve ahlaksal niteliklerine ilişkin sürekli bilgi el· de etme sürecldlr. Toplumsal ve politik mücadelenin sürekli dayat· mış oldu!ju yenı görevlerin, gereklerlnln parti tarafından özümsenmesi süreci, aynı zamanda kadroların olanaklarını gerçekçi bir şekilde de!jerlendlrebllmenln temelini oluşturur. Bu durum kadroların seçimi, yükseltme ve Için oldukça yerleştirilmelerı büyük önem arzedlyor. g parti tanımak, tarafından .o r Kadroları da gözleni- nınması; KADROLARI TANIMAK ganları açısından yor. Kadrolar, sadece belli bir görev Için insan gerektiği zaman de!jil, Parti or· sürekli tanınmalıdır. ganıarının, kadroların çalışmala· bütün yönleriyle bilmesi ge· Yönetici bir kadro reklidlr. sadece yaptı!! ı çalışmaların so· nucu açısından de!jil, bunun yanısıra, hangi yöntem ve araçlarla çalıştı!jı ve yı!jınlar üzerln· de nasıl bir politik-ahlaksal etki rını ıanıre Libya Devlet Başkanı Muamıner KADDAFi: "KüRT HALKININ-TÜM ULUSAL DEMOKRATiK HAKLARISAGLANM ADANBÖLGEDE İSTiKRAR SAGLANAMAZ" .a ganları başarıyla politikasının geçirilmesi, partinin toplumsal politik gelişmelere başa· rıyıa etkide bulunmasının önemll bir kayna!jıdır. rs iv sıkı sıkıya ba!jlıdır. sularıyla Kadro yaşama ak u sa!jlam sosyalist bir parti olamaz" (T.Eser, c.4, sf.21) diye Devrimci teori, belirtlyordu. partinin mücadelesine açıklık ve perspektiflilik kazandırır. Bu olmaksızın parti , güvenilir ve amaca yönelik bir şekilde lleriye do!jru yürüyemez. özelllkle ça!j· daş koşullarda, toplumsal geliş· mentn karmaşıklıkve dinamizminden ötürü teorinin öneml çok daha büyüktür. Partimizi n teorik belgelerinde, pratik yolu n aydınlatılması, ka· zanımların korunarak güçlendirilmesi, yenllerinin elde edilmesi böylesi hedeflenmiştir. Teori; bir rolü ancak sürekli bir şe­ kilde gelişen devrimci mücadelenin pratl!jlyle zenglnleştl!jl ölçüde başarablllr. Zamana denk Demokratik Ulusal düşmesi, Halk Devrimi mücadelemizin SO· Için gösterebilmesi runıarına yol Marksist·Lenlnlst teorinin yaratıcı bir şekilde ülkemiz özgülüne uygulanmasıyla, yeni teorik düşünce, tahlil ve genellemeıerle zenglnleşmesl gereklidir. Partinin ideolo]lk·teorik esas· ları, o nu n pollti k ve örgütsel e· malarını sağlayacak çalışmadır. w w w Bu politika; devrimci mücade· lenin güncel görevlerini; kadrolara dayatılan gerekli direktifler!; onların seçimine, yerleştirll· melerine dair ölçü ve yöntemleri; onların yetiştirilmesi ve sürekli olarak geliştlrllmeıerlne ilişkin biçim ve araçları, onlardan en etkin ve başarılı bir şe· kllde yararlanmanın faktörlerini içerir. Partinin kadro politikası, onun genel politik tavrının bir parçasıdır. Bu politika, partinin amaç· !arına oldu!ju gibi onun toplum· sal gelişmenin belli bir aşamasın· da önüne koymuş oldu!ju temel sosyal, ekonomik, politik vs. görevıere de dayanmaktadır. Libya'da "Emperyalizme Karşı Dünyada Tek Cephe" şlarıyla toplanan Dünya Ulusal Kurtuluş Hareket"tıırı. Konferansı'nda Muammer Kaddafi , Ortado!j u'd akl soru nlar bütün· selli!jinde Kürt sorununu da dile getirdi. Konuşmasında, Kürt mücadelesine geniş halkının yer veren Kaddafi, mazlum halk· lardan biri olan Kürt halkının tüm ulu sal demokrat! k hakları onun ülkesinin sağlanmadan, bir ll k ve bütünlüğü gerçekleşme­ den bölgede istikrar sağlanama· belirtti. Kaddafi'nin yacağını konuşan konuşması sık sık alkışlarla kesildi ve "Yaşasın salondaki delegeler Kürt, Arap ve Fars Halklarının Kardeşli!ji" şiarını hayklrd ll ar. gibi Libya Devlet Muammer Kaddafi daha önce de çeşit ll veslle ler le Kürt halkının ulusal bağımsızlık mü· cadelesini destekledi!jini ifade etmişti. Halkımız , uluslararası dayanışma çerçevesinde bu desteğe büyük de!jer biçer, Ortada· ğu'da emperyalizm, siyonizm ve sömürgecili!jin sökülüp atılması· nın bölgedeki tüm halkların or· tak çıkarlarına uygun oldu!juna Bilindiği Başkanı inanır. Pi?şeng: Sayfa 7 olduğu vurgulandı. Dörde bölünmüş ülkemizin, sömürgeci düşmanların karanlık plan ve komplolarıyla, açık saldırı ve Imha eylemleriyle adeta bir savaş alanı haline getirildiği; ama buna karşın ulusal demokratik gUçıerin _hala kendi arala- ması kararlaştırıldı. 2.Parti Kongresi'nden bu yana süreçteki örgütsel çalış­ malar da ayrıntılı bir biçimde dedönemde ğerlendirildi.öneceki tespit edilen görevlerin ne denli yerine getirilip getirlimediği; eksiklik, aksaklık ve yanlışlıkların nedenlerı çözüm yöntemıeriyle birlikte ele alındı. Gereken önlemler konusunda M K 'ye önerilerde bu ı unu ldu. örgütlenme ve çalışma biçiminin daha da gelişyaşanan rs iv rında "otorite" sayılabilecek bir sağlayamadıkları örgütlemeyi belirtildi. Bunun nedenleri üzeri nde d uru ldu. Varolan engellerin aşılması için gereken çaba ve bugünden sürdürülgirişimlerin mesinin gerekli ve zorunlu oldu- rd çekti. Konferans'ta güncel politik durum, parti nin perspektif ve taktiklerine Ilişkin tartışmalarda gelişmeler çeşitli sorunlar ve bir biçimde ele aayrıntılı ABD emperyaBaşını lındı. çektiği silahianma ve lizmının so ğu k savaş yanlısı gözü dönmUş saldırgan güçlerin dünya barışına ve yumuşamaya yönelik _komplo ve baltalama girişimlerine dikkat çekildi. Sovyetler Birliği'nin son· barış ve yumuşama önerilerine, önceden tek taraflı o:arak uygulamaya soktuğu önlemlere büyük değer verildi. Dünya barışı uğruna verilen mücadelenin Kürdistan Ulusal Demokratik Halk Devrimi'nin ayrılmaz bir parçası Baştarafı s. ı 'de grup olaraK varlığını sürdürenlerle çeşitli platformlarda ortaya çıkan soru nların karşılıklı adım­ larla çözümlenebilceği belirtildi. Türkiye'deki faşizmin açmaz ve bunalımları ne kadar büyük olursa olsun, faşizmin kendiliğin­ den gitmeyeceğl, burjuva muhalefeti n demokrasi savaşımında tutunacak bir dal olmadığı ve faşizmin tüm kurum ve kuruluşla­ rıyla alaşağı edilip tüm anti-faşist güçlerin ortak çıkarlarını ı­ fade eden demokratik bir Iktidar için Türkiye ve Kürdistanlı komünist, devrimci demokrat ve tutarlı anti-faşist güçlerin birliği­ nin zorunlu olduğu inancıyla yenı kararlar alındı. Bir taraftan Kasım 1985 zirvesinde Sol Birlik Deklaraslyonu'nda yapılması kabul edilen değişiklik onaylanarak Sol Birlik'in normal üyeliği­ ne dönme kararlaştırılırkan öte yandan da Sol Birlik taraflarının da katılımıyla daha geniş güç ve eylem birliklerinin yapılması ı­ çin daha aktif çabaların harcan- ak u malarını da i çeren konu şmasm­ da konferansın parti ve ülkemiz açısından taşıdığı öneme dikkat .a Gerektiğinde vurgulandı. ğu halkımızın düşmanlarının bir araya gelip ha i nce planlar yaptığı w w w kırtmalarına karşı çıkılması, Türkiye ve Kürdistan'daki antitutuklularla dayanışma­ taş Ist nın yükseltilmesi, örgütsel sorunların çözümlenmesi, mali kampanyanın daha da güçlendirilmesi, Kürt halkıyla uluslararası dayanışmanın yükseltilmesi ve yabancı düşmanlığına karşı en geniş güçlerle aktif tutumlar takı­ nılması konularında alınan kararlar önümüzdeki döneme ışık tutacaktır. PPKK, konferanstan daha da güçlenerek çıktı. önümüzdeki süreç bunu açıkça gösterecektire Olof Palme Öldürüldü günümüz koşullarında, Kürdistan'ın dört parçasını kapsayan kalıcı bir işbirliğinin oluşturula­ lenen saldırı ve provakasyonlamamasının önemli bir zaaf olduKürtleri bahane- ederek rını ğu belirtildi. Her ne kadar hala "terörist", "kati 1" göstermekti. bildiri düzeyinde de olsa son dönemlerde Kürdistanlı l l parti ve Tabii ki sağduyulu çevrelerde örgüt arasındaki yakınlaşmanın bu kasıtlı çarpıtmalar da tutmageliştirilip güçlendiri ı m esi, Istedı. Kürdistanlı l l parti ve örnilen lşbirliklerine dönüştürül­ güt lsveç .Hükümeti'ne, Sosyal mesi Için partimizin yoğun çaDemokrat 1şçi Partisi'ne ve Olof balar sarfetmesi gerektiği bir kez başsağ­ Palme'nin ailesine bir daha vurgulandı. gönderip olaydan lığı mesajı Türkiye Kürdistanı'ndaki uluduydukları üzüntüyü dile getirsal demokratik muhalefetin hala dağınık olduğu ve bunun süratle diler. isveç'teki Kürt demokraharenden gerektiği esi m ı deri gl örgütleri, kişiler de çeşit­ tik ketle yeniden girişimlerin başla­ li vesilelerle cinayete tepkilerini tılması,geçmişte bu alanda kaydgösterdi ler. edilen mevzilerin kararlılıkla saöte yandan Olof Palme cinavunulması kararlaştırıldı. Ulusal karşı demokratik güçler arasındaki so- yetinden sonra Kürtlere ru nların aşılmaz olmadığı kayd- hortlatılmak istenen düşmanlık edildi. Değişik tarihlerde parti şu gerçeği de bir kez daha kave örgütlerden ayrılarak bugün nıtladı: Kürdistan halkının ulusal P~şe ng: Sayfa 8 g Konferansı Yapıldı tlrllip güçlendirilmesi için zo- · runlu adımların atılmasının önemi vurgulandı. Yurt-dışı parti örgütlerinin çalışmaları gözden geçirildi. Başa­ rılar övüldü; eksik ler, yanlışlar ve aksaklıklar belirtildi, eleştirll­ di. önümüzdeki sürece Ilişkin yenı önlemler alındı. Kürt halkıyla uluslararası dasoru nlar ı üzeri nde yanışmanın de ayrıntılı duruldu. MK'nln Nisan 1985 toplantısında belirlediği komünistlerden killselere kadar gitme taktiğinin yeterınce yaşama geçlrllmediğl belirtildi. Bu taktiğin yaşama geçirilmesi Için enerjik önlemlerin zorunluluğuna dikkat çekildi. son bölümünde, Konferansın tartışılan konular ve varılan sonuçlara lllşkin bazı kararlar alın­ dı. Kürdistan ulusal demokratik güçlerı arasında güç ve eylem birliğinin sağlanması, partinin Sol Birlik'in normal üyeliğine dönmesi, Sol Birlik dışındaki güçlerle güç ve eylem birliği çalış­ ABD sürdürülmesi, malarının emperyalizminin bölgemize yönelik saldırı hazırlıkları ve kış­ .o r PPKK Yurtdışı Parti ÖrgUtleri BaStarafı s. 5'te mücadelesine düşman güçler, genel olarak yabancı düş­ manı ırkçı-faşist ve gerici çevreler, Apoculuğun,kendi dışında­ ki parti ve örgütlere, kendisinden ayrılanlara karşı düzenledive provakasyonları, saldırı ği kendi o çirkef amaçları için kullanıyorlar. Cuntanın da sözkonusu saldırı ve provakasyonları genel olarak Kürdistan ve Türkiyeli devrimcilere karşı kullandığı biliniyor. Kürdistanlı komünist, devrimci demokrat ve yurtsever güçler belirti le n gerçekleri n yukarıda bilincinde olarak halkımızın düş­ planlarını manlarının oyun ve kurtuluş boşa çıkarmalıdırlare •• • • • • KURDISTAN DEVRIMI YOLUNDA BIR Sö m ürgecl Türk burjuvazisi· nin sıkıyönetlmleri, yerel işbir­ likçi güçleri ve sivil faşist çeteleri o dönem Kürdistan'da gelişip güçlenen ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesini engelleyemiyorlardı. Geniş yı­ ğınların va k sını kazandı. w w w .a rs i 1983 başlarında yapılan 2. Parti Kongresi'ne katılan Eyyüp yoldaş Kongre'de divan üyeliği yaptı. Kongrenin daha verimli geçmesi için elinden gelen çabaları esirgemedi. Kongre delegeleriyle sıcak ve içten Ilişkiler kurdu. Askeri faşist darbeden sonra vatandaşlıktan atılan Eyyüp yoldaş 1983 ortalarında Iltica ama· cıyla Danimarka'ya gitti. Dani· marka parti örgütü ve di ğer demokratik örgütlerde aktif ca· lıştı. Kürt halkıyla uluslararası dayanışmanın yüksel tl lmesi için yoru lmak bilmez çabalar sarf· etti. Partinin 2. Kongre'de tespit ettiği politika, taktik ve görevle· rin başarıyla yerine getirilmesi Için önemli çabalar harcadı. Bu yolda yapıcı eleştiri, görüş ve önerilerde bu lun du; kendi sine düşen görevleri yerine getirmeye çalıştı. Eyyüp yoldaş, katiedildiğinde PPKK Danimarka örgütü yöneticisi ve Avrupa Komitesi üyesiydi. Eyyüp yoldaş Kürdistan devrim şehitlerı kervanına katılan ne ilk ne de son şehittir. O, yÜZyıllardır dinmek bilmeyen O, runları onların anlayabileceği dille ortaya koyup Ikna etmeye çalışıyordu. Eyyüp yoldaş, ideolojik- politik düzeyini yükseltmeye sürekli özen gösteriyor ve çaba sarfedlyordu. Güncel gelişmeleri olanakları ölçüsünde Izlemeye, gerekli sonuçlar çıkarmaya çalışıyordu. Güncel gelişmeleri ve sonuçlarını, bunların uzun ve kısa erimil hedeflerle bağlantı­ larını partili yoldaşlarıyla tartı­ şıyor ve ortak sonuçlara gitmeye çaba harcıyordu. O, son ne fe si ni veri ne eye k ad ar da onurlu mücadelesini sürdürdü. Eyyüp yoldaş, halkımızın düşmanlarından başka hiç kimseye yarar getirmeyen provakasyon ve saldırıları her zaman lanetiedi ve karşısında oldu. Devrimin bir avuç kendini bil· mezln değil, geniş yığınların üürünü olduğunu ve bu temelde devrimi örgütlamek için olanaklı ve gerekli tüm mücadele biçimlerini savundu. Eyyüp yoldaş, partimizin program ve politikalarının propaganda ve ajitasiyonu için de, ur ulusal demokratik mücadeleye ilgileri hızla arttıyordu. Böylesi bir ortamda iktidara eikoyan askeri faşist cunta Kür· distan'ı adeta askeri bir abluka altına aldı ve komünist, devrimcl, yurtsever avına girişti. Eyyüp yoldaş askeri faşist cuntanın Kürdistan'daki sürek avı nedeniyle Türkiye Kürdistanı'nı terketmek zorunda kaldı ve l ran Kürdistan'ına geçti. 1983 başla· rı na kadar 1ran Kürdistanı'nda kaldı. Ordakl tutum ve davranı­ şlarıyla çevresindekileri n saygı­ Baştarafı s. 12'de cesur ve atılgan bir kişiliğe sahipti. Kitlelerle kolaylıkla ilişki kurabiliyor ve so- di. g aldı. özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi uğruna kanlarını akıtan milyonlarca insanın; Şeyh Sait' lerin, Seyit Rıza'ların, Bav~ Tujo'ların, Dr.Fuat'ların, Alişer'lerin, Dr. Şıvan'ların, Şefik' lerin, Azad'iarın, Mustafa'ların ve daha nice adsız kahramanla· rın yolcusu oldukları şehitler karvanının yeni bir yolcu sudur. O, dün özgürlük ve bağımsız­ lık için son nefeslerine kadar mücadele verenlerin~ elleri nde ki kurtuluş bayrağını daha yükseklere ilerilere götürmek için alan neslin, nesiimizin kahramanlarındandır. O, çağdaş ulusal kurtuluş hareketinin yiğit bir mücadelecisl, örgütleyleisi olmakla kalmadı; sınıfsız, sömürüsüz ve baskısız bir dünya için,nlhayi hedef olan komünist bir toplum içi n bugünden örülen m ücadelenin milltanı ve örgütleyleisi oldu. O, komünist ülkülere ve proletarya enternasyonalizm Ine içten bağlı k ald ı. Eyyüp yoldaş, örnek bir partiliydi. Parti yaşamı boyunca partinin ideolojik -politik hatı­ nın güçlenmesi; Le ni nci örgütlenme ve çalışma biçiminin gerekleri nin yeri ne getirilmesi içi n eli nden geleni yaptı, yapmaya çalıştı. ideolojik, politik ve örgütsel sorunların ülke ve partinin çıkarları yününde çözümlenmesi, önlemlerin alınması ve bunların yaşama geçirilmesi için esnek ve yapıcı çalışmalar sürdürdü; varsa eksikliklerini kabul etti ve hızla gidermeye koyuldu. Eksikliklerini glderdikçe ustalaştı; ustalaştıkça da daha bir canlılıkla aktiflikle işe koyuldu. Gereksiz, yerinde olmayan eleştrilerden kaçındı; a ma parti içi yaşamın canlılığını hep kendisinden başlayarak koruyama, geliştirmeye çalıştı.Par­ tinin sorunlarının en ağır olduğu d. or Van'da gerici ve faşist güçlere karşı verilen mücadelede yerini • ŞEHIT 1 sorunlarının en ağır olduğu dönemlerde bile,sorunların ağırlı ğıyla mücadeleyi karşı karşıya getirmedi. Sorunların ancak mücadele lle aşılablleceğlne olan inancını korumaya özen göster- yaşadığı koşulların ağırlığına, çok yönlü tehlikelere gogus gererek çalışma yürüt tü. Parti nin Ideolojik -politik hattının gelişip güçlenmesinde, değişik koşullara uygun tutumun takınıl­ masında bulunduğu birimlerden başlayarak mücadele sürdürdü. Eyyüp yoldaşın katledilmesi şu gerçeği d·e bir kez daha kanıtladı: Saldırı ve provakasyonların önü alınmadıkça, gelişmelere karşı aktif tutumlar takınmadıkça komünlstıere, devrimellere ve anti-faşistlere yönelik çok yönlü saldırıların önü alınamaz: halkımızın düş­ manlarının gizli-açık planları ve provakasyonlardan medet umanıarın gerçek niyetleri kursaklaboşa cıkarılamaz; saldırı rında bırakılamaz. Çok iyi biliniyor ki içte ve dışta çok yönlü halkımız düşman- P3şeng: Sayfa 9 parçalarındaki ateşi Kürdistan'ın dağlarında Türkiye ve Kürdistan• Kamuoyuna rs i alevler saçarak düşmanları ürkükaçırıyor. uykularını tüyor, Emperyalizmin bölgeye yönelik plan ve komplolarının boşa çıkarılmasında Kürdistan u lu sal kurtuluş mücadelesi önemli rol oynuyor. Bölgede adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasının Kürdistan sorununun sağlıklı çözülmesiyle doğrudan bağlantı­ lı olduğu açıkça biliniyor. böylesi bir durumda Işte halkımızın düşmanları boş durmuyor. Bir yandan halkımızın ulusal kurtuluş mücadelesini bas ·tırmak ve boğmak Için her yola başvuruıurken, öte yandan da Içte ve dışta yaygınlaştırılan yalan ve demagojilerle halkımı­ zın mücadelesi "terörist", "dış mlhraklara bağlı" gösterilmek isteniyor. Tüm bunlara Avrupa' da gittikçe yaygınlaşan yabancı düşmanlığı da eklenince halkı­ mızın ne tür tehlikelerle karşı görülaçıkça olduğu karşıya mektedir. Halkımızın düşmanı güçleri n saldırı ve provakasyon ortamından yararlanarak kendi ve çlrkef planlarını karanlık gündeme koyabileceğl, koymak isteyebileceği sır değildir. Bu nedenle de saldırı ve provakasyonların boşa çıkarılması, uygulayıcılarının gerçek niyetleri nin ortaya çıkarılması gerekli ve zorunludur. yoksa ''faili meçhul" cinayetierin ünü alınamaz; halkımızın· mücadelesi daha büyük zararlardan korunamaz. Bu konuda birinci derecede Türkiye ve Kürdistanlı komünist, devrimci demokrat ve anti-faşist güçlere önemli görevler düşüyor. ve provakasyonlara Saldırı karşı doğru ve yerinde tutum, provakasyonların ve saldırı meydana geldiği ülkedeki barış ve demokrasi güçlerini de olum- görüyor. Bu sefer çeşitli provakasyon ve kışkırtmalarla Kürdistan halkını parçalamak, Ilerici ve zinde güçlerini Iç çatış­ malara çekerek esas savaşırndan alıkoymak, halkımızın yükselen mücadelesini bir kaos ortamına dejenere etmek Istiçekerek yor. öte yandan halkın savaşı­ m ını omuziayan partırefi karalayarak gözden düşürmek, tecrit etmek Istiyor. Yurtdışında giderek daha geniş çevreıercı sem patiyie karşıtanan ve destek bulan halkımızın mücadelesini, karalaadil ve haklı davamızı yarak uluslararası dayanışmadan yoksun bırakma amacını güdüyor. Ve son olarak da hem Kürdistan'da hem de Türkiye ve Kürdistan çapında devrimci, ilerici yurtsever parti ve örgütler arasında oluşabilecek muhtemel geniş bir güç ve eylem birliğini, cepheyi daha şimdiden önlemek istiyor. Partimiz Kürdistan öncü Işçi Partisi bu gerçekleri bir kez da- .a w w w P~şeng: Sayfa lO g diğer ulusal· kurtuluş mücadelesi de tUm katllamlara, bastırma ve susturma girişimlerine rağmen sürüyor. özgürlük ve bağımsızlık lu ş mücadelesi ne düşman olan güçler EyyUp yoldası katledeblldller, ama EyyUp yoldaşın taşıdiğı bayrak mücadele yoldaşları tarafından daha yükseklerde dalgalandırılarak taşına­ caktır. Tarih, halkların ulusal ve toplumsal kurtuluşlarının düş­ manca saldırı ve provakasyonlarla önienemedlğinl, katnamların durduramadığını, mücadeleyi düşman güçlerin ve onların her türden ve boydan Işbirlikçileri­ nindökülen kanda boğuldu kları­ örneklerle sayısız nı gösteren doludur. Tarlh,terslnl yazmamıştır. Kürdistan Ulusal Demokratik Halk Devrimi mücadelesi de kendisine yönelik düşmanca plan ve komploları er geç boşa çıkaracak ve tarih huzurunda onlardan hesap soracaktır. - Eyyüp Yoldaş Mücadelemizde Yaşıyor! Kahrolsun/ Devrimellere Yönelik Saldırı ve Provakasyonlar! - Yaşasın KUrdistan Ulusal Demokratik Halk Devrimi Mücadelesi! -Yaşasın PPKK ! d. or kemızın lu tutumlar almaya zorlar; olası &eyirci kalmanın önü alınabilir. EyyUp yoldaşın b ulu n ması Içi n gereken çabaların sarf·edllmesl konusunda ne yazık ki Danimarka demokrasi güçleri Iyi bir sınav veremediler. Gerekli alanlarda harekete geçmelerı Için girişimler yapılma­ sına rağmen yetirince çaba ve dikkat göstermedller. Danimarka polisi de uzun süre gelişmele­ re karşı seyirci kaldı, gerekli sarfetmedi.Danlmarka çabaları demokrasi güçlerinin gelişmelere karşı tutumları, polisin lakayt tutumunu uzun süre sürdürmesine, sürdUrebllmesl ne yol açtı. Danimarkah demokrasi güçleri Kürdistanlı devrimellerin katledilmesine seyirci kalryıamalıdır­ lar. Eyyüp yoldaş artık fiziki olarak aramızda değil. Ama anıları deneyimleri , O'nun Kürdistan ulusal ve 51nıtsal kurtuluş mücadelesinde yaşayacak­ anılarıyla, tır. Eyyüp yoldaş, aramız­ mücadelesiyle sürekli olacaktır. yanıbaşımızda da, Kürdistan halkının ulusal kurtuyanılsamaların, ur karşı karşıyadır. halkının va k Kürdistan ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesi durdurulamlyor; emperyalizmi, sömUrgecllerl, yerli gerielleri ürküterek dal budak veriyor. Ulusal demokratikmuhalefete katılım, filizlerini ülke topraklarının derinliklerine salarak büyüyor; güç !eniyor. üllarla Baştarafı s. 3'te Türkiye ve vurgulayarak, Kürdistanlı tüm parti ve örgütleri bu rjuvazinln açtığı bu Iftira ve yalan kampanyasını boşa çı­ planları düşmanca karmaya, provakasyonlaciaşifre ederek rın önüne geçmeye çağırıyor. ha 20.3.1986 Serhad DICLE PPKK Genel Sekreteri XALE CEMAL ... Baştarafı s. 4'te Pasaport Için başvur­ duğunda sömürgeeller ona zorluk çıkardılar. Daha bu zorlu kları aş ma çabaları Içindeyken, mişlerdl. aramızdan ayrıldı. Xaıe Cemal'in ölümü hem partlmiz hem de Kürdistan halkı Için büyük bir kayıp oldu. O' nun partlye kazandırdığı çok şey vardı. Bu kazanımları ve anı­ sonuna dek partide yaşaya­ sı caktır• bugünlerde bianlam taşıd!Oı Newroz meşa­ lesinin tarihin derinliklerinden adek getlrdiOI larak günümüze ateşinin özelllkle zım Için derın bir kuşku götürmez. "kurtuluş", "özgürlük" ve .. ay- dınlık"glbl kavramlarda ifadesı­ ni bulan deOerıerln, Aydınlatıyor Yolumuzu bizler Için Baştarafı s. ı 'de bugünkü çok yönlü savaşımımı­ za ışık tutacak derecede canlı örnekler oiuşturduOunu niye görmeyelim ki. Kısacası zalim Dehak'a karşı ayaklanarak zafer elde eden köle bir halkın yaktıOı Newroz ateşi­ nin bugün her bakımdan müca- y~c:fıOımız süreçte de ne yüce PPKK MERKEZ KOMITESI TOPLANTISI SONUÇ BIIDIR:lsl Baştarafı .a w w w s. ı 'de mücadelesini bunun ayrılmaz bir parçası sayıyor. Merkez Komitemiz diğer yandan haklı ve adil davamızın her bakımdan gereksinim duyduğu Kürdistan halkıyla Yükdayanışmayı uluslararası seltme mücadelesi ni n daha aktif ve sistemli bir biçimde sürdürülmesi gerektiğine Inanıyor. Halkı­ yükseltlidayanışmanın mızla komünistlerden dinmesi Için dar çevralere kadar uzanan geniş demokrat kesimlere kadar gitmenin önemini bir kez daha vurgulamayı görev biliyor. Merkez Komitemiz, hem genel düzeyinde, Kürdistan olarak hem Türkiye Kürdistanı düzeyinde ve hem de Türkiye ve Kürdistan düzeyinde partimize önetnll ve sorumlu görevlerin düştüğünü vurgulayarak, belirlenen potlka doğrultusunda somut adımlarını iv ak ur d blriiOinln daha da gellştlrlllp Ileri boyutlara vardınımasının qere:<llllk ve zorunluluOuna Inanıyor. Partimiz bu doOru ltuda üzerine düşeni yerine getirmeye çalışacaktır. Aynı zamanda partimiz, halka duyulan güven ve sorumluluğun açık bir Ifadesi ve dayanışma olan Işbirliği yönündeki sözkonusu çabalaIçin her rın başanya u !aşması yurtsever parti ve Kürdistanlı örgütü üzerine düşen görevlerı yapmaya çağırır. Uluslararası durum ve Kürt halkıyla dayanışma sorunu üzerinde duran Merkez Komltemlz, emperyalizmin en gerici, en saldırgan güçlerının dünyamızı her gün biraz daha nükleer savaş tehdidi altına soktuğu, ABD em per· yalizmlnin uzayı silahiandırmak Için her türlü çılgınlığa başvur­ duğu günümüzde, uluslararası alanda barış, yumuşama ve silah- rs anlamlar taşıdıOı bugün bir kez daha hatıriamanın zamanıdır. Sönmeyen kutsal Nevroz ateşi­ nin ,Kürdistan halkının yüreOinde, kafasında parıkiayıp duran baOımsızlık, özgürlük ve mutluluk tutkusundan başka bir anlama gelemediOlnl kim yadsıyabi­ llr ki. Kim, karanlıkları yara yara geleceOe doOru Ilerleyen Nevroz meşalesının halkımızın kanını dökerek uOrunda savaştıOı Inanç, özlem ve ıstemierin bizzat kendisini olduOunu göz ardı edebilir ki. Bunu tümümUz kabul ediyoruz. Ama diOer yandan kabul etmemiz gereken başka gerçekler de var ki o da Newroz ateşinin anlamının salt bu yüce deOerlerle yüklü olmakla sınırlı kalmadı­ Oıdır. Newroz ateşi, aynı zamanda bu yüce deOerlere ulaşmanın gerçek yol ve yöntemını göstermesi, bu konudaki tarihi derslerı bize ulaştırması açısından da büyük bir anlam Ifade eder. Kızgın demlre hayat veren Kawa gibi bilge bir ustanın öncülü(lünde topyekun kenetıenerek zalim bir Dehak'a karşı Isyan ateşini yakan ve özgürlük ateşini ülkenın tüm daOiarının doruOunda alevlendiren köle bir halkın zaferı­ nın günümüze llettiOI mesajdan türnümüzün çıkarması gereken büyük dersler vardır. Demirel Kawa'nın ellerinin ve kafasının hünerlnde somutlaşan günümüzün doOru, ustalıOın, devrımci, gerçek kurtuluşa götüren perspektlflerle donanmış politik önderiiOine aktarılması gerektiOini bilmemeye imkan var mı? Ya köle bir halkın Demirel Kawa'nın önderliOinde kenetleş­ meslnin, bugün de kurtuluşumu­ zun: halkımızın, onun devrimci yurtsever güçlerinin biriiOinden geçtiğini gösterdiOini yadsıyabi­ llr miyiz? Kawa'nın tüm halkı birleştirmek, Dehak'ın zu lm ünden kurtuluş yolunu göstermek ve akıllıca çok yönlü bir savaşım yolunu seçerek günü geldiOinde halkı saraya karşı ayaklandır­ mak için gösterdlOI çabaların ortaya koyduOu ustaiıOın bizim rg Ateşi .o Newroz delemlzl aydınlatan bir meşale olduOunu neden gözardı edelim ki? Yenı bir Newroz'u kutladıOı­ mız bugünlerde Newroz üzerine bilinen ateşli nutukları birazcık da olsa bir kenara bırakıp bu kutsal ateşin bize gösterdi Ol yolda somut pratik adımlar atmanın zamanı gelmiş, geçiyor bile. Bu yolda atacaOımız tek bir adım bile, binlerce kutlama ve parlak nutuktan daha deOerlldlre sızlanma mücadelesının yapıcılı­ koruduğunu vurgulayarak sovyetler Birliği •nın son barış öneri lerine büyük değer veriyor ve destekliyor. Partimiz dünyanın dört bir yanında verilen barış ve demokrasi mücadelesini Kürdistan halkının selamlıyor; ğını arttırmayı kararlaştırdı. Geçmiş dönemin çalışmalarından çıkan deneyimler ışığında tespıt edilen görevlerin başarıyla yerine getirlimesi Için gerekli önlemleri aldı. Mart ı986 PPKK MERKEZ KOMITESI 194346 yillan arasmda haftabk siyasi gazete olarak çıkan ROJA Ni} nun tihn sayılan JİNA NU yayınJarı arasııda kitap o .larak çıktı. Aşağıdaki adresten istenebilir. "\dres:,. JIN A NU FÖRLAGET Post Box : 240 12 750 24 UPPSALA Postgiro :SO 37 99-9 Peşeng: Sayfa ıı .o ve aldı lemlerde aktif yer örgütleyicilerinden birisi oldu. Bu ara, öğ ren cl eylemlerine karıştığı Iddiasıyla tutuklandı ve 3 ay hapis yattı. Ama ne hapis cezası ne de polis ve devletin diğer baskıları O'nu yıldırmadı, aksine mücadele azmi bilendl. 1979'Un başlarında partlye üye partinin yıl aynı ve alındı Başkale Mahali Komitesi üyeliğine getirildi. Eyyüp yoldaş bu dönemde DDKD Başkale Yönetim Kurulu üyeliğin! de yapı­ yordu. Eyyüp yoldaş doğup böyüdüğü şehir olan Başkale'de, Kürdistan ulusal ve sınıfsal kurtuluş mücadelesinin güçlenmesi Için hiç bir fedakarlıktan kaçınmadan, tüm zorluklara gögüs gererek çalıştı, yeni yeni mevzllerin kazanılmasında önemli bir rol oynadı. 14 Ekim ıg79 ara seçimlerinde TSI P'le yapılan seçim işbirliği çalışmalarına da aktif katılan Eyyüp yoldaş ÜZerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirmeye çalıştı. Kasım 1979 tarihinde Van'da yayına başlayan Jina Nu dergisfnin Yazı Işleri Müdürü olan Eyyüp yoldaş Van parti örgütü ve DDKD şube -sinin çalışmala­ rına da aktif katıldı. Kürdistan' ın diğer illerinde sıkıyönetimin ilanından sonra bazı çalışmala­ rın Van'a kaydınlmasından ürken sömürgecilerin tüm Çabaları­ na rağmen mücadelede önemli adım lar atıldı, mevziler kazanılıp kullanıldı. yolunda mücadele Bunun başarılmasında Eyyüp yoldaşın önemli katkıları oldu. w w w .a rs iv ak ur d Kürdistan Işçi sınıfı ve emekörnekleriyle ortaya koydu. Eybir evladını, yiğit halkı çi yüp yoldaşın katledilmesi bunun partimiz değerli bir kadrosu ve açık bir göstergesidir. örnek bir milltanını daha kayEyyüp yoldaş, 1957 yılında betti. Yaklaşık Ikibuçuk yıl Başkale lllnin Van Ilçesinde memur bir ailenfn Danimarka'nın başkenti Kopençocuğu olarak dünyaya geldi. hag'da yaşayan ve g Aralık lik, orta ve lise öğrenimini 1985 gecesinden bu yana yolBaşkale'de yaptı. Düşük gelirli ve girişim tüm daşlarımızın bir aile çocuğu olmanın oıa­ aramalarına rağmen bu lunamaTürk naksızlıklarını; sömürgecı yan Eyyup Kemal ADSIZ yolburjuvazisinin YÜZYillardır katdaş evinin yakınındaki bir deniz uygulayageldiği merleştlrerek kıyısında, 20 Mart 1986 günü sindirme ve yıldırma, baskı, ölil olarak bulundu. Kürdistan Imha politikalarını yerel gerici sınıfı ve emekç 1 halkının Işçi güçlerin vurgun, talan ve zulüme yüce davasına, partimizin saygın dayalı etkinliklerini bizzat günmücadelesine karşı işlenen bu lük yaşamında görerek, yaşaya­ hu n harca cinayet, Apocu terör rak büyüdü. Jandarma dlpçlğl, odaklarının Türkiye ve Kürdispolisin baskısı, ırkçı-şoven eği­ tanlı komünist, devrimci demoktim O'nu ülkesi ve halkının rat ve anti-faşist güçlere yönelik davasına duyduğu sevgi ve semdüşmanca saldırıları sonucu opatiden alıkoyamadı. özelllkle luşan provakasyon ve terör ortalise öğrenimi boyunca ulusal ve mının bir parçasıdır. Eyyup yoldaşın kimler taratoplumsal kurtuluş mücadelehala tüm 1 sine duyduğu yakınlık peklştl. katiedildiği fından yönleriyle bilinmemekle birlikte Eyyüp yoldaş, 1977 yılında provakasyon ve terör ortamın­ lzmir'de bir teknik yüksek oortam la bağlantılı gedan, kuluna kaydını yaptı. 1zmir'de lişmelerden kimlerin medet umkaldığı sürece DDKD çalışmala­ ve mücadelehalkımız duğu; rına aktif katıldı ve lzmlr'e mize düşman hangi karanlık ı çalışma ve okuma amacıyla odakların yararlandığı ve yararKürdistanlı gelen gençlerin Daha 4 açıktır. lanabileceği DDKD saflarına kazandırılmaları 1985 tarihinde Apocu Için _canla başla çalıştı. Bir Kasım katledilen tarafından katliier taraft•n burjuvazinin genel olaMustafa TANGüNER yoldaşın rak gençliğe yönelik yaziaştır­ kanı kurumadan Eyyup yoldama ve esas davalarından uzaklaş­ şın katledilmesi düşündürücüdür. tırma çabalarına karşı kararlı bir Bu nedenle, Eyyüp yoldaşın mücadele verirken; öte yandan katledilmesinln, Mustafa yolda- da gençlik saflarında boyveren şın katledilmesinden sonraki gesağ ve "sol" eğilimlere, Maocudoğrudan bağlantısı lişmelerle karşı durdu; Kürdistanlı luğa vardır. Bilindiği gibi, partimiz, işçl,öğrenci ve köylü gençliğinin Türkiye ve Kürdistanlı devrimci yolunun Kürdistan Işçi sınıfı ve demokratik güç leri n ezici ço- emekçi halkının yolu olduğu ğunluğu, saldırı ve provakasyoninancıyla ardıcıl mücadele verdi. kimlere hizmet ettiğini, ların Eyyüp yoldaş, 1978'de iki oluşan ortamdan kimlerin yarayılık Van Eğitim Enstitüsü'ne olası tehlikelere lanabileceğini kaydını yaptırdı ve bu oku Id an de dikkat çekerek belirtmişler­ mezun oldu. Van Eğitim Enstidi. Yaşanan süreç, ta gelişmele­ tüsü 'nde ki öğrenci li ği döneminrin başında belirtilen tehlikele- de, çeşitli akademik-demokratik ri n boyutlarını bizzat pratik haklar için gerçekleştirilen ey- rg • • • •• KURDISTAN DEVRIMI YOLUNDA • • BIR ŞEHIT Devam ı s. 9'da