2012 0 Başkan Yardımcıları: Ahmet Ziya GÜNDÜZ, Yücel KEMANDİ Raportörler: Elif GÜNDÜZ, Fadim Sorumlu Uzman: Mehmet Emin YAVUZ YİĞİTBAŞI Komite/Çalışma Grubu üye sayısı: 21 Yapılan Toplantı Sayısı: 5 Başkan: Namık CEYHAN İL İSİM KURUM KONYA Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Namık CEYHAN KONYA Sürdürülebilir Çevre Derneği (SÜÇEV) Ahmet Ziya GÜNDÜZ KONYA Şehir Plancıları Odası Elif GÜNDÜZ KONYA Necmettin ERBAKAN Üniversitesi Fadim YAVUZ KONYA Seydişehir Belediyesi Filiz ŞAHİN KARAMAN Konya Büyükşehir Belediyesi Hasan Basri Güneş KARAMAN Konya Çevre Koruma Derneği(KONÇED) KONYA Karaman Belediyesi KONYA Karaman Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü Çevre Mehmet AKGÜN Mühendisi KONYA Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Mustafa ŞAHİN KONYA Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Erdal BAŞTAN KONYA Konya Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü Ahmet ARUNDAŞ KARAMAN Beyşehir Belediyesi Sultan Güleser KORKMAZ KONYA Beyşehir Belediyesi Zehra SODAN KONYA KOP Dairesi Başkanlığı Kerim UYAR KONYA KOP Dairesi Başkanlığı Seda ÜNVER KONYA Sürdürülebilir Çevre Derneği (SÜÇEV) Yücel KEMANDİ KONYA Sürdürülebilir Çevre Derneği (SÜÇEV) Selma İNCE KONYA Konya Büyükşehir Belediyesi Recep AYDOĞDU KONYA Konya Büyükşehir Belediyesi İbrahim TEKİN KARAMAN Karaman Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü Yasin ÜNÜVAR Eğitim ve Araştırma Osman Nevres YILMAZLAR Osman ŞİMŞEK 1 1 GİRİŞ 2014 2023 Konya Karaman Bölge Planının bölge aktörleri tarafından benimsenmesi için 21.12.2011 tarihinde yapılan 7. Kalkınma Kurulu toplantısında kurulan "Sanayi, Tarım ve Gıda, Hizmetler, Turizm ve Sosyal Kalkınma İhtisas Komisyonları" ve bu komisyonların altında çalışması gereken "Teknik Komiteler" oluşturulmuştur. Komisyon ve komite üyelerinin belirlenme çalışmalarına sonraki süreçte de devam edilmiş olup ayrıca Çevre ve Şehircilik teknik komitesi oluşturulmuştur. Bu komiteler altında ise, 12 tane çalışma grubu belirlenmiştir. Bunlar; Arge-Yenilikçilik-İnovasyon, Dış ticaret-Lojistik, Enerji, İşgücü-İstihdam, Toprak ve Su, Bitkisel Üretim, Hayvansal Üretim, Gıda, Hizmetler, Sosyal Kalkınma, Turizm, Çevre ve Şehircilik çalışma gruplarıdır. Bu çalışma sonucunda oluşturulmuş raporların bölge planına girdi sağlayabilecek nitelikte olması için gönüllü katılım temel ilke olarak benimsenmiştir. Öncelikle Teknik Komite çalışma grubu üyelerinin belirlenmesi için paydaş analizi yapılmıştır. Paydaş analizinden sonra tüm paydaşlarla irtibata geçilerek çalışma hakkında bilgi verilmiş ve katılım sağlayıp sağlamak istemeyecekleri sorulmuştur. Böylelikle çalışmanın gönüllülük esasına dayanması sağlanmıştır. Bu aşama da yapılan toplantılar ile tarımdan sanayiye, turizmden sosyal politikalara kadar oldukça geniş bir yelpaze de Konya - Karaman olarak gerçekleştirmek istediğimizi kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için gerekli olan öncelik ve tedbirlerimiz alanında uzman paydaşlarımız ile belirlenmeye çalışılmıştır. 12 gruptan oluşan Teknik Komiteler ajans uzmanlarının koordinasyonunda çalışmalarını yürütmüştür. Teknik Komite çalışmalarında toplamda 49 toplantı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılar sonucunda Teknik Komiteler tarafından öncelik ve stratejilerin belirlendiği Özel İhtisas Raporları oluşturulmuştur. Çevre, Enerji, İklim Değişikliği, Su Kaynakları ve Atık Yönetimi, Hava Kirliliği, Toprak Kirliliği, Mekansal Planlama ve Yaşam Kalitesi vb. tematik konularda yoğunlaşması öngörüsüyle Mevlana Kalkınma Ajansı moderatörlüğünde oluşturulan "Çevre ve Şehircilik Teknik Komitesi" ilk toplantısını 11.01.2013 tarihinde Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü Toplantı Salonunda gerçekleştirmiştir. Komite Konya ve Karaman illerindeki çeşitli kamu kurumu, üniversite ve STK temsilcilerinden oluşturulmuştur. Toplantıda başkan, başkan yardımcısı ve raportörler seçilmiştir. Komite üyelerinin isimleri, kurumları, katıldıkları toplantı sayısı ve komiteye yaptıkları katkı (varsa) aşağıda belirtilmiştir. Komite çalışma amaçları doğrultusunda beş toplantı gerçekleştirmiştir. 1. Toplantı: 11 Ocak 2013, saat: 14:00 Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü 2. Toplantı: 21 Ocak 2013, saat: 13:30 Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü 3. Toplantı: 11 Şubat 2013, saat: 13:30 Konya Büyükşehir Belediyesi 4. Toplantı: 18 Şubat 2013, saat: 13:30 Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü 5. Toplantı: 22 Şubat 2013, saat: 14:00 Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü 2 İlk toplantıda; her bir katılımcı kendi deneyim ve ilgi alanı doğrultusunda öncelik önerisinde bulunmuştur. Bir araya getirilen öncelikler komitede tartışılmış, sonuçta 6 öncelik tespit edilmiştir: Çevre Eğitiminin Yaygınlaştırılması ve Çevre Bilincinin Arttırılması Hava Kalitesinin İyileştirilmesi Sürdürülebilir Atık Yönetimi Su ve Su Kaynaklarının Akılcı Kullanımı Mekânsal Planlama Sürecinde Çevreye Duyarlı Politikaların Üretilmesi Yeşil Sanayi Politikalarının Oluşturulması İkinci toplantıda; katılımcılar en çok katkı koyabileceklerini düşündükleri öncelikler konusunda stratejiler geliştirmişlerdir. Her bir önceliğe yönelik alt çalışma grubu oluşturulmuştur. Üçüncü toplantıda; katılımcılar belirlenen stratejiler üzerinde tartışarak stratejilere son halini vermişlerdir. Aynı zamanda önceliklere ilişkin GZFT analizi yapılmıştır. Dördüncü toplantıda; GZFT analizi üzerinde tartışılmıştır. Katılımcılardan mevcut duruma yönelik katkı koymaları beklenmiştir. Beşinci toplantıda; raportörler tarafından biraraya getirilen rapor üzerinde konuşularak son hali verilmiştir. 3 2 MEVCUT DURUM Ekonomik ve teknolojik gelişmeler, nüfus artışı, hızlı kentleşme ve doğal kaynakların tüketimi sürecinde insanlık bir yandan sanayileşmenin getirdiklerinden yararlanmayı ve tam bir refah içinde yaşamayı hedeflerken diğer taraftan ihmal ettiği bazı değerlerin bedeli olarak doğal dengenin bozulması ve çevrenin kirlenmesi ile karşı karşıya kalmıştır. Hızla kirlenen hava, su ve toprak kaynakları, tahrip edilen orman alanları, iyi tasarlanmış ve planlanmış programlar çerçevesinde süreklilik sağlanarak, ilgili tüm kurum ve kuruluşların işbirliği ve ortaklığında çözüm bulunması ve geliştirilmesi gereken çevre sorunlarıdır. Türkiye’de, son yıllarda çevre eğitimi konusunda gerek devlet, gerekse kamuoyunda bilinçlenme artmaktadır. Çevre eğitimi ile ilgili tüm bulgular bölgemiz için de geçerliliğini korumaktadır. Bunun yeterli olmadığı bilinse de, bundan sonra atılması gereken adımlar için bölgemiz altyapı oluşturulmasına açık bir durumdadır. Bölgemizde, ilgili kurumlar ve STK’lar tarafından çevrenin korunması ve çevre konusunda toplumsal duyarlılığın artırılmasına dönük çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak kurumların birbirleriyle ilişkilerinde, yönetim yapılarında, hedef kitlelerine ulaşmada, mali ve teknik donanım konularında sorunlar bulunmaktadır. Bölgemizde hızla gelişen sanayileşme ve şehirleşme birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bu problemlerden biri hava kirliliğidir. Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu (2012) verilerine göre hava kirliliği Konya’da birinci derecede, Karaman’da ise 3. Derecede öneme sahiptir. Hava kirliliğinin en önemli kaynağı evsel ısınma olarak belirtilmiştir. Hava kirliliği, ısınma (düşük vasıflı yakıtların kullanılması), sanayi ve trafikten kaynaklanmaktadır. Bölgedeki önemli çevre problemlerinden biri de atık yönetimi konusudur. Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu (2012) verilerine göre Karaman ve Konya atık yönetimi konusunda 2. Derecede sorunlu iller arasında yer almıştır. Endüstriyel atıkların kontrolsüz olarak doğaya terk edilmesi ya da evsel atıklarla aynı sistemden drene edilmesi, topraktaki ve sudaki ağır metal konsantrasyonunu yükseltmektedir. Aynı rapor verilerine göre, su kirliliği Karaman kent merkezinde birinci öncelikli sorun olarak tespit edilmişken Konya’da üçüncü sırada yer almaktadır. Bölgede 1970’li ve 80’li yıllarda var olan birçok sulak alan ve göl kurumuş, yok olmuş durumdadır. Halen tüm göllerimizde su seviyeleri çok düşük, çoğu can çekişir vaziyettedir. Başta ülkemizin en büyük tatlı su kaynağı Beyşehir Gölü olmak üzere su kaynaklarımızın sürdürülebilirliğinin sağlanması büyük önem arzetmektedir. Yer altı su seviyesi de düşmeye devam etmektedir. Atık sular arıtılmadan kanallara, araziye, baraj göllerine deşarj edilmekte olup bu atık sular alıcı ortamların bozulmasına sebep olmakta, yaban hayatını ve insan sağlığını da tehdit etmektedir. Suların aktığı kanalın toprak zeminli olması ve bir kısmının araziye deşarj edilmesi nedeniyle, sıvı atıkların bir bölümü süzülerek yüzeye çok yakın olan yeraltı sularına ulaşmakta ve yeraltı sularının da kirlenmesine sebep olmaktadır. Kentsel nüfusun özellikle göç almak suretiyle artması kent mekanına ilişkin sorun ve beklentileri de arttırmaktadır. Konut talebinin karşılanmasında uzun vadeli planlamaların olmaması, noktasal çözüm arayışları neticesinde tarım topraklarının imara açılması (Konya kenti güneyindeki tarımsal alanların tahribi, düşük yoğunlukta yaygın gelişimin aynı zamanda su geçirimsizliğini artırarak su döngüsünü olumsuz 4 etkilemesi), ulaşım planları ile arazi kullanım planlarının bütün olarak irdelenmemesi sonucunda ulaşım talebi özel araçlara bağımlı hale gelmekte ve ulaşımdan kaynaklanan hava-gürültü kirliliği hızla artmaktadır. Arazi kullanımı ile çevre düzeni planlarının bir bütün olarak ele alınmaması sonucunda, kentsel fonksiyonların yer seçiminde bölgelerin taşıma kapasiteleri dikkate alınmamakta; konut yoğunluğu, sanayi, ticaret, eğitim, sağlık vb. fonksiyonların dengeli dağıtılmaması çevre kirliliği oluşturmaktadır (Anonim, 2010). Bölgede çok sayıda KOBİ’nin varlığı bölge için bir fırsat aynı zamanda bir tehdit olarak da değerlendirilebilir. Çünkü plansız üretim yapan KOBİ’ler çevreye önemli oranda zarar verebilmektedir. KOBİ’ler genellikle yoğun biçimde doğal kaynakların kullanıldığı ve zararlı gaz emisyon salınımının yüksek düzeyde olduğu sektörlerde (metal, dericilik, boyama, tekstil, gıda işleme, kimya) faaliyet göstermekte olup; bu tür işletmelerin çevreye verdikleri zarar büyük şirketlerinki kadar göze batmamaktadır. Fakat çevre üzerindeki etkileri azımsanmayacak düzeydedir. TR52 Bölgesi işletmelerinin uluslararası arenada ve küresel bir aktör olarak varlıklarını devam ettirebilmeleri uzun vadede etkin kaynak kullanımı yapabiliyor olmaları ile de ilişkilidir. Dünyada yaşanan ve yeşil ekonomiye doğru hızlı değişim ve dönüşüme adapte olmayan işletmelerin gelecek dönemlerde problemlerle karşılaşacağı aşikârdır. Yukarıda özetlenen mevcut durumdan hareketle yaşanabilir çevre ve marka şehirler olma yolunda atılması gereken adımları esas alan Çevre ve Şehircilik Teknik Komitesi’nin belirlediği 6 öncelik ve bağlı stratejiler aşağıda ele alınmıştır. KAYNAKÇA: Anonim, 2012, Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu, Çevresel Etki Değerlendirmesi, Izin ve Denetim Genel Müdürlüğü Çevre Envanteri ve Bilgi Yönetimi Dairesi Başkanlığı Veri Değerlendirme Şube Müdürlüğü, Ankara. Anonim, 2010, Bölgesel Kalkınmanın Önündeki Güncel Sorunlar-Çevre Komisyon Raporu, MEVKA, Konya. 5 3 ÖNCELİKLER VE STRATEJİLER ÖNCELİK 1: ÇEVRE EĞİTİMİNİN YAYGINLAŞTIRILMASI VE ÇEVRE BİLİNCİNİN ARTTIRILMASI STRATEJİ 1.1. Bölge bazında çevresel değerler (doğal kaynakların, koruma alanlarının) tespit edilecek, çevre sorunlarının geldiği son durumun analizi yapılacaktır. Çevre eğitiminin tespit edilen veriler üzerinden programlanabilmesi, yürürlüğe konabilmesi ve son durum üzerinden faaliyetlerin geliştirilebilmesi için çevresel değerlerin tespit edilerek son durum analizinin yapılması projeksiyonlara yol gösterici olacaktır. STRATEJİ 1.2. STK’lar, medya, kamu kurum ve kuruluşlarının öncülüğünde bölgede çevre eğitim seferberliği başlatılacak ve yaygınlaştırılacaktır. Çevre koruma bilincinin öncelikle anaokullarından başlanılarak eğitim-öğretim kurumlarının tüm basamaklarında yaygınlaştırılması, çevre temalı sivil toplum çalışmalarının/projelerinin desteklenmesi, AR-GE çalışmalarının arttırılması gerekmektedir. STRATEJİ 1.3. Çevre eğitimi konusunda yaşam boyu öğrenme anlayışının benimsenmesi sağlanacaktır. Çevre eğitimi ile ilgili yeni tekniklerin geliştirilmesi ve uygulamalı çevre eğitiminin yaygınlaştırılması gerekliliği vardır. Toplumun topyekûn, çevre eğitimini hayatlarının her döneminde uygulayabilir olması sağlanmalıdır. Çevre eğitiminin toplumsal bir değer olarak algılanması ve yaşanması gerekmektedir. Türk toplumunun karakteristik özellikleri tespit edilmeli kişiye özel bölgeye özel metotlar geliştirilmelidir. STRATEJİ 1.4. Yürürlükteki çevre mevzuatlarının kamuoyu tarafından daha anlaşılır ve uygulanabilir olması sağlanacaktır. Çevre eğitimi konusunda toplumsal yaşamda düzenleyici, uygulayıcı ve denetleyici olan mevzuatların tanıtımının yapılması gerekmektedir. Yaşayan, yapılanı sadece dosyalayan değil, somut tedbirler alan ve uygulayan bir yapı oluşturulmadır. STRATEJİ 1.5. Çevre koruma bilinci sektörel bazda ele alınacaktır. Sektörlerin yönetim sistemlerini çevreye duyarlı hale getirmeleri ve çevre dostu sektörlerin desteklenmesinin gerekliliği vardır. ÖNCELİK 2: HAVA KALİTESİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ STRATEJİ 2.1. Bölge genelinde hava kirliliğinin önlenmesi ve hava kalitesinin iyileştirilmesi amacıyla hazırlanan temiz hava eylem planları etkin bir şekilde uygulanacaktır. Hava kirliliği ile mücadele kapsamında hava kirliliğine neden olan kaynaklarda (ısınma, sanayi, trafik) gerekli önlemler alınarak hava kalitesinin korunması amacıyla projeler oluşturulmalıdır. Trafik kaynaklı hava kirliliğinin en az seviyeye indirilmesi için; toplu taşımanın (yer altı ve yerüstü) ve bisiklet kullanımının özendirilerek yaygınlaştırılması, şehir çeperlerinde büyük otoparkların oluşturulması sureti ile özel araçların şehir 6 merkezlerine girişinin sınırlandırılması gereklidir. Yakıt rejiminin gözden geçirilmesi ve alternatif enerji kaynaklarının teşvik edilmesi, yerleşim yerlerinde ve sanayide kullanılan yakıtların kalitelerinin iyileştirilmesi, sağlanmalıdır. STRATEJİ 2.2. Küresel ısınma ve iklim değişikliğine uyum çalışmaları yapılacaktır. Sera gazı salınımının azaltılması ve karbon emisyonunun sınırlandırılması konusunda geliştirilen ulusal eylem planlarına uyum çalışmaları desteklenmelidir. Stratejl 2.3. Bölgesel Temiz Hava Merkezi açılacak, hava kirliliği ölçüm ağı genişletilecektir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından açılması planlanan Temiz Hava Merkezi Konya’da tamamlanmalı, Konya Karaman merkezi dahil 8 ilde ve kirliliğin yoğun olduğu ilçelerde hava kirliliği parametreleri ölçüm ağı genişletilmeli,SO2 ve PM10 dışında NOX ve Ozon ölçümleri de yapılmalıdır. STRATEJİ 2.4. Şehir merkezlerinin gürültü haritası çıkartılacak ve mekansal planlamada gürültüyü azaltıcı kararlar alınacaktır. Şehirde yaşayan insanların yaşam kalitesini ve ruh sağlığını doğrudan etkileyen gürültü kaynakları tespit edilip, tedbirler alınmalıdır. ÖNCELİK 3: SÜRDÜRÜLEBİLİR ATIK YÖNETİMİ STRATEJİ 3.1. Doğal kaynakların kullanımını kontrol etmek ve oluşan atıklar için, atık yönetim sistemi oluşturulacaktır. Anayasamıza göre, herkes sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Ancak, sanayi devrimi döneminde, insanla doğal çevresi arasında bir kopukluk meydana gelmiş ve doğal çevre zarar görmüştür. Doğal kaynaklar hiç tükenmeyecekmiş gibi düşünülmüş ve çevrenin korunması ihmal edilmiştir. Bu nedenle sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde, çevrenin korunması sağlanmalıdır. Bu bağlamda çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların yeniden yapılandırılması gerekmektedir. STRATEJİ 3.2. Bölgede evsel nitelikli katı atık yönetiminde kaynakta ayrıştırma, toplama, taşıma, geri kazanım ve bertaraf safhalarını teknik ve mali yönden bir bütün olarak değerlendiren Entegre Atık Yönetim Sistemi’nin uygulanmasına yönelik çalışmalar desteklenecektir. Ekonomik kalkınma politikaları, çevrenin korunması önceliğini gölgelemiştir. Sanayinin gelişmesi, hızlı nüfus artışı, aşırı tüketimler ve enerji ihtiyacının artması gibi nedenlerle birlikte çevre sorunları da artış göstermiştir. Böyle bir ortamda, bölgede atık oluşumunun azaltılması, çevreye verdiği zararın en aza indirilmesi, geri dönüşümle atığın yeniden kullanılması gerekmektedir. Atık miktarını minimize etmek amacıyla, öncelikli olarak gereksiz kullanımın azaltılması, atıkların enerji veya materyal olarak geri kazanılması şarttır. Ayrıca belediyeler atık yönetim planları hazırlamalı ve bu planların uygulanmasına yönelik; bölgedeki vahşi atık deponi alanları rehabilite edilmeli ve düzenli depolama alanları oluşturulmalıdır. 7 STRATEJİ 3.3. Atık türüne ve bölge koşullarına uygun toplama, taşıma, geri kazanım ve bertaraf sistemleri oluşturularak, tehlikeli atık, hurda vb. geri kazanım tesisleri bölgeye kazandırılacaktır. Bölgedeki sanayiciler atıkların geçici depolanması, ara depolanması ve bertaraf tesislerine gönderilmesi noktasında sorun yaşamaktadır. Konya-Karaman bölgesinde değişik sektörlerden kaynaklanan tehlikeli atıkların bertarafına yönelik tesis bulunmamaktadır. Bölgede gelişen sanayi sektörü üretimine bağlı oluşan atıkların bertarafı ve geri kazanımı büyük ölçüde bölge dışında yapılmaktadır. Atık geri kazanım oranlarının artırılması, ekonomiye kazandırılması, istihdam sağlanması ve çevrenin korunması bağlamında; tehlikeli atık bertaraf tesisi ve hurda geri kazanım tesislerinin bölgeye kazandırılması şarttır. ÖNCELİK 4: SU VE SU KAYNAKLARININ AKILCI KULLANIMI STRATEJİ 4.1. Bölgedeki yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına yönelik kirleticilerin (tarımsal faaliyet, katı atık vb.) kontrolü artırılacak ve su kalitesindeki azalma önlenecektir. Bölgedeki su kaynakları atık suların arıtılmadan deşarjı, tarımsal gübre ve ilaçlar, katı atıklar vb. tarafından kirlenmekte ve su kalitesi hızla azalmaktadır. Yoğun tarımsal aktivitelerde kullanılan gübre ve ilaçlar, zemin suyu, sulama kanalları ve dereler ile direkt olarak göllere karışmaktadır. Su kirliliğinin bölgesel envanteri hazırlanarak kirlilik kaynakları tespit edilerek gerekli önlemler alınmalıdır. STRATEJİ 4.2. Bölgemizdeki tatlı su kaynaklarının, özellikle “içme ve kullanma suyu rezervuarı” durumunda olan ve gelecekte olabilecek göl, gölet ve barajların kimyasal, biyolojik ve her türlü kirlenmeye karşı korunarak sürdürülebilirliği sağlanacaktır. Başta ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir gölü olmak üzere ekolojisini bozacak ölçüde su toplama havzalarından su çekimi önlenmelidir. Su toplama havzalarının korunması için tarımsal faaliyetlerin disipline edilmesi, sulak alanların erozyonla dolarak ekonomik ömürlerinin azalmasını önlemek amacıyla civarındaki bitki örtüsünün korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir. STRATEJİ 4.3. Tarımsal etkinlikler suya duyarlı hale getirilecektir. Bölge kırsalında izinsiz kuyuların açılmasının önüne geçilecektir. Bölge kırsalında tarımsal amaçlı açılmış izinsiz kuyu sayısı izinle açılmış yeraltı kuyu sayısının iki katı kadardır. Kaçak kuyularla tarımda aşırı su tüketimi söz konusudur. Bu nedenle bölgedeki su miktarını iyileştirmek için kaçak kuyularla yer altı suyunun yoğun kullanımına son verilmelidir. Küresel iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği kuraklığın yanında yoğun ve bilinçsizce yapılan tarımsal etkinlikler bölgesel su varlığının önünde büyük bir tehdittir. Bu nedenle su varlığı günden güne azalan bölge kırsalında aşırı su tüketimini önleyecek, aynı zamanda tarımda verimliliği arttıracak tekniklerin geliştirilmesi gereklidir. Ekolojik tarımın özendirilmesi, suyu verimli kullanan sulama tekniklerinin desteklenerek yaygınlaştırılması ve yörenin iklimine uygun-en az su gereksinimi sağlayacak tarımsal ürün deseninin belirlenmesi gerekir. 8 STRATEJİ 4.4. Suya duyarlı mekansal planlama ve uygulamaları yapılacaktır. Bölgedeki su kullanımının haritası çıkarılarak bu haritada yer alan veriler doğrultusunda politikalar geliştirilmelidir. Kentsel alanlardaki içme ve kullanma suyu şebekelerindeki su kayıp ve kaçakları önlenmelidir. STRATEJİ 4.5. Tarımsal sulama tesislerinde altyapı iyileştirmeleri yapılacaktır. Bölge kırsalında tarımsal sulamada genel olarak açık sulama kanalları kullanılmakta olup, açık ve tabanı geçirgen olan kanallarda büyük miktarlarda su kayıp ve kaçakları olmaktadır. Bu nedenle mevcut sulama tesislerindeki su kayıplarının önlenmesi adına kapalı sistemlere geçilerek altyapı iyileştirmelerinin yapılması gerekmektedir. STRATEJİ 4.6. Evsel ve endüstriyel atık su arıtma tesisleri tamamlanacak, atık su arıtma tesisi olan fakat aktif olarak çalıştırmayan belediyelerin sistemlerini aktif olarak kullanmaları sağlanacak, arıtmadan çıkan suların tarım ve sanayide kullanılması, yağmur sularının farklı sistemlerle toplanarak sulama vb. amaçlı kullanılması sağlanacaktır. Belediyelerin katı atık toplama ve bertaraf, kanalizasyon şebekesi ve arıtma tesisi altyapılarının yetersiz olması nedeniyle, atık suların ve katı atıkların ayrıştırılmadan alıcı ortamlara ve kırsal çevreye bırakılması kırsal ekonominin bağımlı olduğu tarım ve sulak alanlarının kirlenmesine, su ve toprak kaynaklarının niteliklerinin düşmesine neden olmaktadır. ÖNCELİK 5: MEKÂNSAL POLİTİKALARIN ÜRETİLMESİ PLANLAMA SÜRECİNDE ÇEVREYE DUYARLI STRATEJİ 5.1. Bütüncül bir sistem yaklaşımıyla, çevreye duyarlı, geniş kapsamlı dengeli, akılcı ve etkin bir ulaştırma altyapısı oluşturulacaktır. Bütüncül ol(a)mayan her türlü planlama çalışması kente mekânsal anlamda zarar vermektedir. Enerji, işgücü ve zaman kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle kentin özgün yapısı, dinamikleri ve potansiyellerini göz önüne alan, enerji, çevre, ekonomi, konut, arsa ve arazi politikaları ile tutarlı ulaştırma altyapısının oluşturulması gereklilik arz etmektedir. STRATEJİ 5.2. Arazi kullanım kararlarının ulaşım etkileri ile birlikte değerlendirildiği ve ölçeğin gerektirdiği engelli dostu engelsiz kent içi ulaşım planları hazırlanacaktır. Bölgede engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmaya yönelik düzenlemeler gerek yaya yollarında, gerekse toplu taşımda kısıtlı ve yetersizdir. Toplumun tüm kesimlerine eşit fırsatlar sunan, katılımcı, kamu yararını gözeten, çevreye duyarlı, ekonomik açıdan verimli, güvenli, sürekli ve engelsiz yaya hareketi sağlanmalıdır. Bölgedeki engelsiz kent içi ulaşım politikaları sayesinde sağlık, eğitim ve yaşam kalitesi konularında sürekli gelişim için fırsatlar oluşturulmalıdır. STRATEJİ 5.3. Sanayi, konut, eğitim, kamu kurumu, ticaret vb. alanlarda toplu ulaşım olanakları artırılarak insanların bu alanlara ulaşımlarındaki maliyetleri ve iş gücü kayıpları azaltılacaktır. Konya’da toplu taşıma sisteminde farklı sistemler arasında entegrasyon sağlanamamıştır. Bununla birlikte, mevcut toplu taşıma sistemlerinin hizmet kaliteleri ve kapasiteleri de Konya’daki yükü taşıyabilecek konforda değildir. Bu sorunlara paralel 9 olarak işyeri-konut-aktarma noktası mesafeleri de özel araç kullanım oranının artmasına neden olmaktadır. Özel araç kullanımı yüksek olmasının yanı sıra işyeri ve konut alanlarındaki otopark yetersizliği de bir diğer sorundur. STRATEJİ 5.4. Deprem, heyelan, toprak kayması, sel gibi afetlerin önemli tehdit oluşturduğu kırsal yerleşimlerde doğal afet ve risk planları hazırlanacaktır. Afet riski bulunan kırsal yerleşimlerde yeni afetlerin oluşmasına neden olacak yaklaşımlardan vazgeçilerek riskler azaltılmalı ve güvenli yerleşim koşulları temin edilmelidir. Afet riskinin azaltılması gerekçesiyle hazırlanan planlarda merkezi yerleşim birimlerine, turizm bölgelerine, koruma alanlarına ve afet riski yüksek yörelere öncelik verilerek; yaşamın gerçek sigortası olan ormanlar, meralar, sulak alanlar, kıyılar ve tarım alanlarının sürdürülebilirliği için korunmasına olanak sağlanmalıdır. STRATEJİ 5.5. Tarihi ve mimari değer taşıyan binalar restore edilerek korunacaktır. Mimari ve kültürel açıdan önem taşıyan, korunması gereken ya da turizm potansiyeli bulunan mimarlık örneklerinin fiziki koşullarının iyileştirilmesi yoluyla bölgede her açıdan cazibe noktaları oluşturulmalıdır. Cazibe noktalarının korunması ve kullanılması için yerli ve yabancı sermayeyi bu alanlara çekecek projeler geliştirilmelidir. STRATEJİ 5.6. Doğal çevreyi bütün olarak ele alan, koruma-kullanma dengesini sağlayarak ekolojik ve biyolojik çeşitliliği koruyacak “Ekolojik Planlama” yaklaşımı benimsenecektir. Bölgenin sahip olduğu doğal kaynaklar; artan nüfus, kente göçün devam etmesi ve göçle gelenlerin genel olarak doğal kaynaklar etrafında yer seçmesi sonucu tahrip edilmektedir. Kentsel gelişme baskısı altındaki doğal alanlar, koruma bilincinin de yetersiz kalması ile tehlike altındadır. Bu noktada havza bazında endüstriyel ve toprak muhafaza ağaçlandırmaları, rehabilitasyon çalışmaları, kent ormancılığı ve tarımsal ormancılık yapılmasıyla araziler daha iyi değerlendirilmeli, özel ağaçlandırma geliştirilmeli ve bu konuda toplumu bilinçlendirerek toplum sağlığı dikkate alınmalıdır. Binalarda güneş, rüzgâr ve biyoenerji gibi alternatif enerji kaynakları daha etkin kullanılmalı; doğaya saygılı, ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltan akıllı binalar sayıca artırılmalı; yapılaşmada, meydan, otopark vb. alanlarda yeterli yeşil alanlar sağlanmalıdır. Yapılarda temiz enerji kullanımı ve doğal gazın yaygınlaştırılması, kalorifer tesis baca tesisatlarının bakımı ve kontrolünün artırılması, ısı yalıtımı ve binalarda enerji verimliliğine uygun tedbirlerin alınması, yalıtım ve ısı pay ölçer sistemlerinin tamamlanması sağlanmalıdır. Bölgemiz yerleşim alanlarında yağmur suyu toplama kanalları oluşturulmalıdır. STRATEJİ 5.7. İmar planlarının uygulanmasında kamulaştırma çalışmaları hızla sonuçlandırılacaktır. Geciken kamulaştırma uygulamaları toplumda planlama çalışmalarına ve uygulayıcı kurumlara olan inancın azalmasına sebep olmaktadır. Bu noktada planlara halkın katılımı zayıf kalmaktadır. STRATEJİ 5.8. Planlamada kentsel yayılmayı destekleyen planlama yaklaşımlarından uzak durulacak ve meteoroloji, topografya vb. çevresel faktörler göz önünde bulundurulacaktır. Kontrolsüz ve plansız kentsel yayılma, geri dönülemez çevresel, toplumsal ve ekonomik maliyetleri gizlemektedir. Özellikle toprak ve su kaynaklarının sınırsızmış gibi kullanımı başta gıda güvenliği olmak üzere iklim değişikliğine karşı doğanın savunma sistemlerini 10 zorlamaktadır. Kent dışında artan müstakil bahçeli konut tercihi, artan konut büyüklüğü, küçülen hane halkları, artan bireysel motorlu araç kullanımı, artan yolculuk mesafesi kentlerin altyapı maliyetlerinin yükselmesine, daha fazla enerji tüketilmesine, su ve arazi kullanımında artışa neden olarak iklim değişikliği ve küresel ısınmayı arttırmaktadır Değerli açık alanların ve doğal kaynakların tüketilmesi, yerleşmelerin doğal yaşam alanlarının sınırlarına dayanması ve kentlerin ölçeğinin gereğinden fazla büyümesi sadece fiziksel sonuçlar değil aynı zamanda sosyal, kültürel ve politik sonuçlar da üretmektedir. TR52 bölgesinde özellikle Konya’daki kentsel yayılma, doğal yapıyı hızla yok etmekte, ekolojik dengeyi bozmakta ve tarımsal üretimi olumsuz etkilemektedir. Kentin hemen çevresinde yer alan tarım topraklarının kentsel alana dahil edilmesiyle sonuçlanan bu süreçte, doğal kaynakların kayıpları yanında bu arazilerde üretim yapan kırsal nüfus da geçim sıkıntısına düşmektedir. STRATEJİ 5.9. Riskli yapılar ile çarpık-eski yapılaşma ve yapı stokunun dönüşümü hızla sağlanacaktır. Kentin belli bölgeleri düşük standartlı ve kentsel hizmetler açısından yetersiz olarak inşa edilen binalarıyla, alt ve üst yapı yetersizlikleri ile günümüzde kent makro formunda dikkat çekmektedir. Bu alanların dönüşüm sürecinin toplumun tüm kesimlerine eşit fırsatlar sunan, katılımcı, kamu yararını gözeten, çevreye duyarlı, ekonomik açıdan verimli, güvenli ve sürekli politikalarla desteklenmesi gereklidir. Her aşamada Kent Konseyleri, STK, Üniversiteler, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının yönetimde ve planlamada aktif görev almaları sağlanmalıdır. ÖNCELİK 6: YEŞİL SANAYİ POLİTİKALARININ OLUŞTURULMASI STRATEJİ 6.1. Sanayi tesislerinin çevreye olası kirletici etkilerinin tespitine yönelik envanter çalışmaları yapılacaktır. Bölgedeki bütün sanayi tesislerinin hava emisyonu, atık su deşarjı, atıklar konusunda sektörler ve firmalar bazında toplu olarak envanter bilgilerine ulaşılamamaktadır. Muhtelif olarak envanter çalışmaları yapılmış olsa bile, bütün çevre kirleticileri ve bunların kirletici yükleri konusunda detaylı veri tabanı çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Sera gazı emisyonlarının kontrolüne ilişkin emisyon azaltıcı tedbirlerin desteklenmesine yönelik veri tabanı çalışmaları, atık suların arıtılarak doğanın korunması ve enerji üretiminin teşvik edilmesine yönelik veri tabanı çalışmaları, atık borsası oluşturulması ve atıkların geri dönüşümüne yönelik veri tabanı çalışmaları desteklenmelidir. Enerji talebi karşılanırken çevresel zararların en alt düzeyde tutulması ve üretim sistemi içinde yenilenebilir enerjilerin kullanımının yaygınlaştırılması teşvik edilmelidir. Enerji verimliliğinin artırılması, enerjinin üretimden nihai tüketime kadar her safhada en verimli ve tasarruflu şekilde kullanılmasına yönelik çalışmalar ve yatırımlar desteklenmelidir. STRATEJİ 6.2. İşveren ve çalışanların çevresel farkındalıklarının geliştirilmesi Türkiye’de sanayi politikasının temel amacı, artan dünya rekabet şartları altında sanayinin rekabet gücünü ve verimliliğini artırarak sürdürülebilir gelişme sağlamaktır. Sürdürülebilir gelişme; ekonomik sosyal ve çevresel değerler dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir. Bu noktada “eko-ekonomi” kavramı karşımıza çıkmaktadır. Ekoekonomi; üretimi kısıtlayan ve ekonomik gelişmeyi engelleyen değil, aslında ekonomik kazanç ile tüketicilerin yaşam kalitelerini iyileştirme arasında sinerjiyi artırıcı bir anlam taşımaktadır. Çevreden ve kalkınma mücadelesinden taviz vermeden, sanayi sektörünün 11 gelişimi sağlanmalıdır. Çevrenin herkesin ortak malı olması ilkesinden hareketle sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın da ancak çevreyi önemseyerek gerçekleştirilebileceğinin sanayi sektörü tarafından benimsenmesi gereklidir. Çevre yatırımları, sanayici açısından ek maliyetler getirmektedir. Bu nedenle kalkınma mücadelesi verilirken, çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Sanayi tesislerinin, insan sağlığına ve çevre kurallarına uygun üretim yapmasına yönelik sosyal sorumluluk standartlarının gözetilmesini sağlayacak eğitim ve farkındalık geliştirmeye yönelik çalışmalar desteklenmelidir. STRATEJİ 6.3. Sanayi kaynaklı her türlü çevre kirliliğinin en az düzeye indirgenmesi sağlanacaktır. Endüstriyel üretimde atığın başka bir üretim için hammadde olabileceği bilinci sanayiciye verilmelidir. Geri dönüşüm ve geri kazanımın önemi anlatılarak doğaya bırakılan atık miktarının en az düzeye indirilmesine yönelik eğitim ve farkındalık çalışmaları desteklenmelidir. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde kullanılan üretim teknolojileri, hammadde kullanımını ve atık oluşumunu azaltan teknolojiye sahip olmalıdır. Sanayi tesislerinde kullanılan makine teçhizatlar ile yakma sistemleri, eski model ve teknolojilerle üretildiği için içinde bulunulan “çevre ve enerji” döneminin ihtiyaçlarını karşılamamaktadır. Daha verimli üretimin gerçekleştirilmesi ve atıkların azaltılması, çevre dostu teknolojilerin sanayi sektöründe yaygınlaştırılması, çevreye duyarlı tasarımlar ile teknolojik araştırma faaliyetlerinin ve yeni teknoloji kullanımı konusundaki tedbir ve projelerin desteklenmesi gereklidir. 4 GZFT ANALİZİ 4.1 Güçlü yanlar Konya İlinin yüzölçümü büyüklüğüne bağlı coğrafi ve biyolojik zenginlik Güneş enerjisi açısından potansiyelin uygun olması Jeotermal kaynaklara sahip olması Biyogazdan enerji üretimi yapılabilecek önemli bir potansiyel bulunması Doğalgaz hattının bölgede bulunması Bilimsel temelli çalışmalar için üniversitelerin varlığı Önemli bir sanayi altyapısının varlığı Bölgede çok sayıda KOBİ bulunması Bölgede kalkınma ile ilişkili kurum ve kuruluşların (MEVKA, KOP, TKDK vb.) bulunması Geleneksel kültürümüzde insan haklarına saygı, israftan kaçınma, tasarruf bilincinin mevcut olması Bölge nüfusunun genç oluşu Mesleki ve teknik eğitim verecek okullaşmanın mevcut olması Geri kazanım/geri dönüşüm tesisleri için potansiyelin mevcut olması Güçlü bir medya alt yapısının bulunması Bölgenin kimliği ile özdeşleşen sivil mimari örneklerinin ve cazibe oluşturacak kentsel imgelerin bulunması ve bu alanlara yönelik projelerin yapılıyor olması Hızlı tren hattının kurulması Diğer bölge ve illere erişim açısından avantajlı bir konumda olması Depremsellik açısından güvenli bir konumda olması Çevre Kanunu ve ilgili yönetmeliklerin mevcut olması, 12 Basel Sözleşmesi’ne taraf olunmuş olması Mevzuatın uluslararası standartlara uyumluluğu için çalışmaların yürütülüyor olması 4.2 Zayıf yanlar Doğal kaynakların etkin ve verimli kullanma bilincinin istenen seviyede olmaması Yerel yönetim yatırım kaynaklarının sınırlı olması Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım için yerli finans kaynaklarının ve uygun kredi imkanlarının sınırlı olması Yenilenebilir enerji ve diğer çevre teknolojileri alanında yerli birikimin olmaması Üretimde doğalgazın yaygın olarak kullanılmaması Doğalgaz dağıtımının tamamlanamaması Üniversite-sanayi işbirliğinin istenen düzeye gelmemesi AR-GE çalışmalarının yetersiz olması Sanayi bölgelerinin hakim rüzgar yönünde oluşturulması Sanayici için çevresel yatırım konularının ikinci planda kalması KOBİ’lerin, orta ve uzun vadede büyüme hedeflerinin sektörel olarak planlanamaması Sanayi tesislerinin emisyon azaltıcı teknolojilerinin istenen seviyede olmaması Mesleki ve teknik eğitimde kalifiye eleman yetiştirmenin istenen düzeye gelmemesi Çevre eğitiminin belli bir düzeyde kalıp, tüm yaşama aktarılamaması, uygulamalı eğitimin eksikliği Atıkları kaynakta ayrı biriktirme bilinci ve alışkanlığının istenen seviyede olmaması, Evsel atıklar ile geri dönüşebilir atıkların karıştırılmasını önlemeye yönelik altyapının istenen seviyeye ulaşmaması Çevre bilinci ve eğitimi konusunda gerçekleştirilen iyi örneklerin kamuoyunda yeterince paylaşılmaması Milli Eğitim müfredatında çevre eğitiminin yetersizliği Medyanın çevre eğitimi konusunda etkin kullanılmaması Tarihi eserlere sahip çıkma bilincinin toplumda yaygınlaşmamış olması Kentteki tüm yaşam alanlarının birbirine benzetilmeye çalışılması, özgünlük olmaması İmar planlarında çevresel faktörlerin yeterince dikkate alınmaması Ülke altyapısına uyumlu olmayan yasal uygulamaların olması ve hazırlanan mevzuatların özel sektörün önünü açacak nitelikte ve kolaylaştırıcı olmaması Su kaynaklarında azalma ve kirlilik Su yönetiminde günü kurtarıcı kararların alınması, risk yönetimi yerine kriz yönetiminin benimsenmiş olması Bölgede çevre ile ilgili sivil toplum örgütlerinin yetersizliği Türkiye’nin su zengini bir ülke zannedilmesi Bölgedeki yıllık yağış miktarının düşük olması ve iklim değişikliğine bağlı olarak gün geçtikçe azalması Altyapı hizmetlerinin (atık su arıtma tesisi, düzenli katı atık depolama alanları, yağmursuyu toplama sistemleri vb.) olmaması veya yetersiz oluşu 4.3 Fırsatlar Bölge insanının geleneksel yapısının çevreye duyarlı olması STK’ların varlığı ve etkinliklerinin giderek artması Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde çevresel müktesebata uyum gayretleri Çevre konusundaki hibe programları ve projeleri 13 Çevre bilinci ve duyarlılığı konusundaki bilgilere teknoloji kullanarak ulaşımın sağlanabilmesi (internet vb) Şehri yönetenlerin hava kirliliğini öncelikli sorun olarak görmesi Ülkemizde entegre atık yönetimine yönelik yapılan ulusal çalışmaların varlığı AB uyum sürecinde; atık yönetimine ilişkin desteklenen AB projelerinin varlığı ve AB fonlarının mevcut olması Dünyada az atık üreten teknolojilerin gelişmekte olması Atık yönetimi konusunda iyi uygulama örneklerinin bulunması Atık yönetimi konusunda yetkilendirilmiş kuruluşların varlığı Geri dönüşüme yönelik teknoloji alanlarında çalışabilecek uluslararası nitelikte bilim ve sanayi insanlarının varlığı ve sektörün gelişmeye açık olması İleri teknoloji kullanan çevreye duyarlı firmaların atık yönetimi uygulamalarının mevcut olması Geri dönüşümün önemi konusunda toplumun geniş kesimlerinin fikir birliğinde olması Geri dönüşümün istihdam yaratması Ülkede ucuz iş gücünün varlığı Genç nüfusun varlığı ve hızlı öğrenebilme yeteneği Atığın değerli bir madde olabileceği gerçeğinin genel geçer bir kavram oluşu: “Atık altındır” Konya kenti için ulaşım master planının hazırlanıyor olması Tarihi dokunun sağlıklaştırılması için yararlanılabilecek uluslar arası fonlar Üst ölçekli planların varlığı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulamaya geçmesi Lojistik köyün Konya’da kurulması, Konya-Karaman-Taşucu demiryolu yapımının gündemde olması Hızlı trenin Ankara dışında diğer illere de bağlantısının yapılıyor olması Karapınar ve Ilgın ilçelerinde termik santral için uygun linyit yataklarının mevcudiyeti 4.4 Tehditler Ekonomik sıkıntılar Tüketime dayalı popüler kültürün oluşturduğu değer algıları Çevre konusunda eğitimli eleman yetersizliği Sanayisinin hızlı gelişmesi Kırsal alandan şehir merkezlerine sürekli göçün olması Plansız nüfus artışı Sivil havaalanı olmayışı, mevcut havaalanı kapasitesinin düşük olması Enerjide dışa bağımlılık Doğalgaz kullanımı ilk yatırım maliyetinin yüksek olması Yasal mevzuatın uygulamada beklentileri karşılayamaması Avrupa Birliği uyum sürecinin değişen konjonktür sebebiyle sekteye uğraması Yatırımcı ve finansörler için sektör belirsizliğinin engel oluşturması Teknoloji know-how eksikliği Atık Yönetimi konusuna yönelik Ar-Ge ile ilgili çeşitli fonların olmaması Denetim yetersizliği 14 Lisanslı geri dönüşüm tesislerinin nicelik ve nitelik olarak eksikliği ve standardizasyonun net olmaması Elektronik atıklar gibi bazı atık alanlarında toplanan atığın az olması, iç pazarın yetersizliği Atık Yönetimi konusunda uzun vadeli gelişme planının ve stratejilerinin bulunmaması Ekonomik krizlerin yaşanması Atıkların ayrı toplanmasına yönelik teknik yapı ve kaynak yetersizlikleri Ağırlıkla orta ve üst gelir grubuna yönelik konut yapma isteği Olası yüksek şiddetli bir depreme dayanabilecek konut oranının düşük olması Küresel ısınmaya bağlı su rezervlerinin azalması Tüketim artışına paralel olarak geri dönüşümde kullanılabilecek atık miktarında artış olması Küresel hammadde ihtiyacının artması 5 EKLER Ekler Ajans uzmanları tarafından hazırlanacaktır. Her toplantı için imzalı katılımcı listesi Toplantı fotoğrafları 15