Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu Sema Baykara*, Mücahit Yılmaz**, Murat Baykara*** *Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi AMATEM Kliniği **Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği ***Fizyoloji Doktoru GİRİŞ QT intervali ventriküler repolarizasyonu ve depolarizasyonu temsil eden bir parametredir. EKG'deki OT intervali myokardiyal depolarizasyon (QRS) ve myokardiyal repolarizasyonun (JT) toplam süresine eşittir. Bu komponentlerden birisinin veya ikisinin uzaması QT intervalinin uzamasına neden olur Elektrokardiyografi (EKG)’de maksimum QT (QTmax) ve minimum QT (QTmin) arasındaki fark QT dispersiyonu (QTd) olarak adlandırılır. QTd’de artış ventriküler aritmi ve dolayısıyla ölüm riski taşır. GİRİŞ Sağlıklı bireylerde EKG’de P dalgası süresi impuls iletim hızı ve atriyum büyüklüğü ile ilişkili olup, P dalgasının süresinde uzama atriyum büyümesi, sol atriyum hipertansiyonu ve iletim anomalilerini gösterir. P dalgası dispersiyonu (Pd), maksimum P (Pmax) ve minimum P (Pmin) arasındaki farkı gösterir. P dalgası süresinin uzaması ve Pd’deki artış düzensiz elektrik iletimi ve atriyal fibrilasyon için risk taşır. GİRİŞ Psikiyatrik hastalıkların bazılarında EKG’yi değerlendiren çalışma yapılmış olmasına rağmen, kardiyovasküler hastalıkların yüksek oranda görüldüğü şizofreni hastalarında QTd ve Pd’yi değerlendiren çalışmaya rastlanmamıştır. AMAÇ Bu çalışmayı QTd ve Pd’yi değerlendirerek atriyal fibrilasyon ve ventriküler aritminin şizofreni hastalarında olası KVH’ların önceden değerlendirilmesi ve takibinde kullanılabilmesinin incelenmesi amacıyla yaptık. YÖNTEM Hasta grubu Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Psikiyatri Polikliniği’ne başvuran yatarak ya da ayaktan tedavi gören şizofreni tanılı 30 erkek hastadan oluşturuldu. Çalışma ölçütlerini karşılayan ve hasta gruplarıyla yaş, cinsiyet açısından eşleştirilmiş geçmiş ve şimdiki öyküsünde nörolojik hastalık tablosu olmayan 30 sağlıklı erkekten oluşan kontrol grubu oluşturuldu. YÖNTEM Kontrol grubu ve çalışma grubundaki olgularda tam kan, kan biyokimyası (açlık kan şekeri, kan üre azotu (BUN), kreatinin, sodyum, potasyum, klor, magnezyum, kalsiyum, SGOT, SGPT, LDH) incelemeleri yapılarak patolojik değerleri olanlar çalışma dışı bırakıldı. Çalışılan olguların hiçbirisinde kalp hastalığı bulgusu yoktu. 12 derivasyonlu EKG'leri alınan olguların QTd ve Pd değerleri ölçüldü ve hesaplandı. BULGULAR Tamamı erkek olgulardan oluşan çalışma gruplarında yaş açısından anlamlı farklılık yoktu. Kontrol grubunda QTd, 25.55±13.18 (msec) iken hasta grubunda 54.26±8.46 (msec) olarak (p<0,001); kontrol grubunda Pd, 36.22±10.08 (msec) iken hasta grubunda 46.32±5.87 (msec) olarak (p<0,001), istatistiksel olarak anlamlı farklı ölçüldü. QT Dispersiyonu p<0,001 P Dispersiyonu p<0,001 TARTIŞMA Genel popülasyonla karşılaştırıldığında Şizofreni hastalarının üçte ikisinden fazlası, kardiyovasküler hastalıklar sonucunda ölmektedir Şizofrenide KVH görülme riskinin artmış olmasının patofizyolojik mekanizması bilinmemektedir. Elde edilen kanıtlar, ağır akıl hastalıklarının ve KVH’ların hipotalamik-pitüiter-adrenal aks disfonksiyonu, mitokondriyal disfonksiyon, periferik immün aktivasyon, nöroinflamasyon, oksidatif stres ve genetik bağlantılar gibi ortak patofizyolojik özellikleri gösterdiğini açıklamaktadır. TARTIŞMA Şizofrenide KVH’ların prevalansının yüksek olmasının kötü yaşam koşulları, antipsikotik tedavi ya da şizofreninin kendisinden mi kaynaklandığı belli değildir. KVH’ların etyolojisinde rol alan metabolik sendromun (MS) antipsikotik tedavi gören hastalarda %32-%68 oranında, antipsikotik tedavi görmeyen hastalarda %3.3-%26 oranında görüldüğü belirtilmiştir. Bu durum, şizofrenide metabolik sendrom ve KVH’ların antipsikotik tedaviden bağımsız olarak da yüksek ortanda görüldüğünü göstermektedir. TARTIŞMA Artmış kardiyovasküler hastalık riskini gösteren QTd ve Pd değerleri şizofreni hastalarında sağlıklı kontrollerinkine göre anlamlı olarak uzamış bulundu. Ancak bunun tedavide kullanılan ilaçların etkisiyle mi yoksa şizofreninin doğası sonucu mu ortaya çıktığının belirlenmesi için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu amaçla tedavi gören ve tedavi görmeyen şizofreni hastalarının QTd ve Pd değerlerinin karşılaştırılmasını içeren çalışmalar planlanabilir. SONUÇ Kötü yaşam koşulları, kullanılan ilaçların yan etkileri ya da hastalığın doğası gereği KVH’ların yüksek oranda görüldüğü şizofreni hastalarında, atriyal fibrilasyon ve ventriküler aritminin göstergeleri olan Pd ve QTd değerlerinin takibi yapılarak, bu hastalarda ölümle sonuçlanan KVH’ların erken tanısı ve müdahalesi konusunda hastalara yardımcı olunabilir. Teşekkürler