FENOGAL 200 mg Sert Jelatin Kapsül 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF

advertisement
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI:
FENOGAL 200 mg Sert Jelatin Kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Fenofibrat
200 mg
Yardımcı madde:
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Sert jelatin kapsül
PVC/alüminyum folyo blister ambalajlarda turuncu gövdeye ve yeşil kapağa sahip 30 kapsül
içerir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
FENOGAL 200 mg aşağıda belirtilenler için diyet ve diğer farmakolojik olmayan tedavilere
(örn. egzersiz, kilo verme) ilaveten endikedir:
­ Düşük HDL kolesterolü olan veya olmayan ciddi hipertrigliseridemi tedavisi
­ Statin intoleransı veya kontrendikasyonu bulunan kombine hiperlipidemi
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi
Erişkinler: Önerilen başlangıç ve idame dozu, günde bir defa, 200 mg lidose fenofibrat içeren bir
kapsüldür. Doz ayarlaması 4 hafta ya da daha uzun süreli aralıklarla yapılmalıdır.
Maksimum doz, günde 1 kez alınan 267 mg kapsüldür.
Serum lipid düzeyleri tayin edilerek tedaviye cevap izlenmelidir.
Birkaç ay sonra (örn. 3 ay) yeterli yanıt alınamazsa tamamlayıcı veya farklı terapötik önlemler
düşünülmelidir.
Uygulama şekli
Kapsül yiyecekle birlikte bütün olarak alınmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi < 60 mL/dk) dozun azaltılması
gerekmektedir. Bu nedenle FENOGAL 200 mg böbrek yetmezliği olan hastalarda
kullanılmamalıdır.
1/10
Karaciğer yetmezliği:
Klinik veri yetersizliğinden dolayı, FENOGAL 200’ın karaciğer yetmezliği olan hastalarda
önerilmemektedir.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda ve 18 yaş altı adolesanlarda fenofibratın güvenliliği ve etkililiği gösterilmemiştir.
Veri bulunmamaktadır. Bu nedenle fenofibratın 18 yaşın altındaki çocuklarda kullanılması
önerilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
Böbrek yetmezliği olmayan yaşlı hastalar için alışılmış erişkin dozu önerilir.
4.3. Kontrendikasyonlar
 Karaciğer yetmezliği(biliyer siroz ve açıklanamayan kalıcı karaciğer fonksiyonu anormalliği
dahil),
 Bilinen safra kesesi hastalığı
 Şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu
 Şiddetli hipertrigliseritemiye bağlı akut pankreatit dışındaki kronik veya akut pankreatit
 Fibratlar veya
fotosensitivite
ketoprofen
ile
tedavi
sırasında
fototoksik
reaksiyon
veya
bilinen
 Fenofibrata veya ilacın bileşiminde bulunan herhangi bir maddeye aşırı duyarlılık (6.1’e
bakınız)
 Çocuklarda kullanımı
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Hiperlipideminin ikincil nedenleri:
Kontrol altına alınamayan tip 2 diabetes mellitus, hipertiroidizm, nefrotik sendrom,
disproteinemi, obstrüktif karaciğer hastalığı, farmakolojik tedavi, alkolizm gibi ikincil
hiperlipidemi nedenleri, fenofibrat tedavisi düşünülmeden önce yeterli derecede tedavi
edilmelidir. Östrojen veya östrojen içeren kontraseptif kullanan hiperlipidemik hastalarda
hiperlipideminin primer veya sekonder (oral östrojenlerin neden olabileceği lipid değerlerinde
olası yükselme) olduğu belirlenmelidir.
Karaciğer fonksiyonu:
Fenofibrat ile tedavi edilen bazı hastalarda, transaminaz düzeylerinde yükselmeler
bildirilmiştir. Tedavinin ilk 12 ayı süresince ve sonrasında periyodik olarak 3 ayda bir
transaminaz düzeylerinin izlenmesi tavsiye edilir. Transaminaz düzeylerinde artma görülen
hastalarda dikkat edilmeli ve AST (SGOT) ve ALT (SGPT) düzeyleri normal değerlerin üst
sınırının 3 katından fazlasına yükselirse ilaç kesilmelidir. Hepatit göstergesi olan belirtiler (örn.
sarılık, kaşıntı) meydana geldiğinde ve tanı laboratuvar testi ile doğrulandığında, fenofibrat
tedavisi kesilmelidir.
2/10
Pankreas:
Fenofibrat alan hastalarda pankreatit rapor edilmiştir (4.3 ve 4.8’e bakınız). Bu durum, şiddetli
hipertrigliseritemisi olan hastalarda etkinlik yetersizliğinin, doğrudan bir ilaç etkisinin veya
safra yolu taşı ya da çamur oluşumundan kaynaklanan genel safra kanalının tıkanmasıyla
oluşan sekonder bir olayın belirtisi olabilir.
Kas:
Fibratlar ve diğer lipid düşürücü ilaçlar verildiğinde, böbrek yetmezliği bulunan veya
bulunmayan ender rabdomiyoliz vakaları dahil olmak üzere, kas toksisitesi bildirilmiştir.
Hipoalbüminemi ve önceden görülen böbrek yetmezliği durumlarında bu hastalığın görülme
sıklığı artar.
70 yaş ve üzerindeki hastalar, kişinin kendinde veya ailesinde kalıtsal kas hastalığı hikayesi
olanlar, böbrek bozukluğu olan hastalar, hipotiroidizm ve aşırı alkol alımı dahil miyopati
ve/veya rabdomiyolize yatkınlık faktörlerine sahip hastalar rabdomiyoliz gelişmesi açısından
artmış bir risk altında olabilirler. Bu hastalarda, fenofibrat tedavisinin varsayılan yararları ve
riskleri dikkatle değerlendirilmelidir.
Yaygın (diffuz) kas ağrısı, miyozit, kas krampları ve güçsüzlüğü ve/veya CPK’da (kreatin
fosfokinaz) belirgin artış (normal değerin 5 katını geçen değerler) olan hastalarda kas
toksisitesinden kuşkulanılmalıdır. Böyle durumlarda fenofibrat ile tedaviye son verilmelidir.
İlacın bir diğer fibrat veya HMG CoA-redüktaz inhibitörü ile birlikte kullanılması durumunda,
özellikle, önceden kas hastalığının varlığında, kas toksisitesi riski daha da artabilir. Bunun
sonucu olarak, fenofibrat, HMG-CoA redüktaz inhibitörü ile birlikte, ancak kas hastalığı
hikayesi olmayan, kardiyovasküler riski yüksek, şiddetli kombine dislipidemi hastaları için
düşünülmelidir. Bu kombinasyon dikkatle kullanılmalı ve hastalar potansiyel kas toksisitesi
yönünden yakından izlenilmelidir.
Renal fonksiyon:
Böbrek fonksiyon bozukluğunda kreatinin klirens hızına bağlı olarak (bkz. bölüm 4.2 Pozoloji
ve uygulama şekli) fenofibrat dozunun azaltılması gerekebilir. Böbrek fonksiyonu yetersiz olan
yaşlı hastalarda dozun azaltılması düşünülmelidir.
Kreatinin düzeylerinde normal değerlerinin üst sınırının (ULN) %50’sinden fazla bir yükselme
olduğu taktirde tedavi kesilmelidir. Tedavi başladıktan sonra ilk 3 ay boyunca ve sonrasında da
periyodik olarak kreatinin ölçümlerinin yapılması önerilmektedir. (doz ile ilgili öneriler için 4.2
Pozoloji ve uygulama şekli bölümüne bakınız).
4.5. Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Oral antikoagülanlar:
Fenofibrat oral antikoagülan etkiyi güçlendirir ve kanama riskini arttırabilir. Tedavinin
başlangıcında oral antikoagülan ilaç dozunun 1/3 oranında azaltılması ve daha sonra gerekirse
INR(International Normalised Ratio) terkibine göre kademeli olarak ayarlanması önerilir.
3/10
Siklosporin:
Fenofibrat ve siklosporinin birlikte kullanımı sırasında, bazı şiddetli geri dönüşümlü böbrek
fonksiyon bozukluğu vakaları bildirilmiştir. Bu nedenle, bu hastalarda böbrek fonksiyonu
yakından izlenmeli ve laboratuvar parametrelerinde ciddi değişiklik olması durumunda,
fenofibrat ile tedaviye son verilmelidir.
HMG-CoA redüktaz inhibitörleri veya diğer Fibratlar:
Fibratlar HMG-CoA redüktaz inhibitörleri veya diğer fibratlarla birlikte kullanıldığı takdirde,
ciddi kas toksisitesi riski artar. Bu kombinasyon ile tedavi sırasında dikkatli olunmalı ve
hastalar kas toksisitesi belirtileri yönünden yakından izlenmelidir. (4.4’e bakınız).
Glitazonlar:
Fenofibrat ve glitazonların eşzamanlı kullanımı sırasında, HDL kolesterolüne yönelik bazı geri
dönüştürülebilir paradoksik düşüşler bildirilmiştir. Bu nedenle, bu bileşenlerden biri diğerine
eklenirse HDL-kolesterolün izlenmesi ve HDL-kolesterol çok düşükse tedavilerden herhangi
birinin kesilmesi önerilmektedir.
Sitokrom P450 enzimleri:
İnsan karaciğer mikrozomlarının kullanıldığı in vitro çalışmalar, fenofibrat ve fenofibrik asidin,
sitokrom (CYP) P450 izoformları olan CYP3A4, CYP2D6, CYP2E1 veya CYP1A2’nin
inhibitörleri olmadığını göstermektedir. Bunlar, terapötik konsantrasyonlarda CYP2C19 ve
CYP2A6’nın zayıf; CYP2C9’un hafif – orta derecede inhibitörleridir.
Fenofibrat ile dar bir terapötik indeksi olan, CYP2C19, CYP2A6 ve özellikle CYP2C9 ile
metabolize olan ilaçların birlikte uygulandığı hastalar dikkatle izlenmeli ve gerekirse bu ilaçlar
için doz ayarlanması yapılması önerilmektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Etkileşim çalışması yapılma mıştır.
Pediyatrik Popülasyon:
Çocuklar ve 18 yaş altı adolesanlarda fenofibratın güvenliliği ve etkililiği gösterilmemiştir.
Veri bulunmamaktadır. Bu nedenle fenofibratın 18 yaş altındaki çocuklarda kullanılması
önerilmemektedir.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyel bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
4/10
Fenofibratın hamile kadınlarda kullanımı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Hayvan
deneylerinde herhangi bir teratojenik etkisi görülmemiştir. Anne için toksik olan doz aralığında
embriyotoksik etkiler görülmüştür (bkz. bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri). İnsanlar
için muhtemel riski bilinmemektedir.
FENOGAL 200 mg gebelik döneminde ancak dikkatli bir fayda/risk değerlendirmesinden
sonra kullanılmalıdır.
Laktasyon dönemi
Fenofibratın anne sütüne geçişi ile ilgili bilgi mevcut değildir. Yenidoğanlar/bebekler
üzerindeki risk gözardı edilemez. Bu nedenle fenofibrat süt veren annelerde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
FENOGAL 200 mg’ın araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde etkisi yoktur ya da ihmal
edilebilir düzeydedir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Fenofibrat tedavisi sırasında en yaygın bildirilen istenmeyen etkiler sindirim ile ilgili, mide
bağırsak bozukluklarıdır.
Plesebo kontrollü klinik araştırmalar (n=2344) sırasında aşağıda sıklıklarıyla belirtilen
istenmeyen etkiler gözlemlenmiştir.
Advers olaylar aşağıdaki sıralamaya göre bildirilmiştir: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100,
<1/10); yaygın olmayan (≥1/1000, <1/100); seyrek (≥1/10000, <1/1000); çok seyrek
(<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
MedDRA sistemi yaygın (≥1/100, yaygın
olmayan seyrek
organ sınıfı
<1/10)
(≥1/1000, <1/100)
(≥1/10000,
<1/1000)
Kan
ve
lenf
sistemi
hastalıkları
Bağışıklık
sistemi
hastalıkları
Sinir
sistemi
hastalıkları
Vasküler
hastalıklar
çok
seyrek
(<1/10000)
izole
edilmiş
raporlar dahil
Hemoglobin ve
lökosit sayısında
azalma
Hipersensitivite
Baş ağrısı
Tromboembolizm
(pulmoner
embolizm,
derin
5/10
Yorgunluk
vertigo
ve
Gastrointestinal
hastalıklar
Hepato-biliyer
hastalıklar
Deri ve deri altı
dokusu
hastalıkları
Kas-iskelet
sistemi,
bağ
dokusu ve kemik
hastalıkları
Üreme sistemi ve
meme hastalıkları
Araştırmalar
ven trombozu)*
Sindirim sistemi Pankreatit*
ile ilgili belirti
ve
bulgular
(karın
ağrısı
bulantı, kusma,
ishal, gaz)
Transaminaz
Safra
taşları
düzeylerinde
oluşumu
(4.4’e
yükselme(4.4’e
bakınız)
bakınız)
Kutanöz
hipersensitivite
(örn.
döküntü,
kaşıntı ürtiker)
Kas
hastalıkları
(örn. kas ağrısı,
miyozit,
kas
krampları
ve
güçsüzlük
Cinsel güçsüzlük
Hepatit
Alopesi,
Fotosensitivite
reaksiyonları
Kan
kreatininde Kan
üre
artış
seviyesinde artış
*Tip 2 diabetes mellituslu 9795 hasta ile gerçekleştirilen randomize plesebo kontrollü bir çalışma olan
FIELD çalışmasında, plesebo alan hastalara karşı fenofibrat alan hastalarda, pankreatit vakalarında
istatistiksel olarak anlamlı bir artış gözlemlenmiştir (%0.5’e karşı % 0.8; p = 0.031). Aynı çalışmada,
pulmoner embolizm görülme sıklığında istatistiksel olarak anlamlı bir artış (fenofibrat grubundaki %1,1’e
karşı plesebo grubunda %0,7; p = 0,022) ve derin ven trombozlarında istatistiksel olarak anlamlı olmayan
bir artış (fenofibrat ile %1,4’e [67/4895 hasta] karşı plesebo ile %1,0 [48/4900 hasta]; p = 0,074) rapor
edilmiştir.
Klinik araştırmalar sırasında bildirilen bu olaylara ek olarak, FENOGAL 200 mg’ın pazarlama
sonrası kullanımı sırasında spontan olarak aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir. Mevcut
verilerden kesin bir sıklık tahmin edilememektedir; bu nedenle "bilinmeyen" olarak
sınıflandırılmıştır.
Solunum, göğüs ve mediastinal bozukluklar: interstisiyel akciğer hastalığı
Kas-iskelet sistemi, bağ dokusu ve kemik bozuklukları: Rabdomiyoliz
Hepato-biliyer bozukluklar: Sarılık, kolelithiasis komplikasyonları (örn. kolesistit, kolanjit,
biliyer kolik)
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers
6/10
reaksiyonlarının
raporlanması büyük
önem
taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine
olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye
Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta:
tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz asımı ve tedavisi
Fenofibrat doz aşımına ilişkin sadece anekdot şeklinde vakalar alınmıştır. Vakaların çoğunda,
doz aşımı belirtileri bildirilmemiştir.
Spesifik bir antidot bilinmemektedir. Bir aşırı doz alımı kuşkusu olduğunda, semptomatik
tedavi uygulanmalı ve gerektiği şekilde, uygun destekleyici önlemler alınmalıdır. Fenofibrat
hemodiyaliz ile elimine edilemez.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Kardiyovasküler sistem/Serum lipidlerini düşürücü ilaçlar/Kolesterol
ve trigliserid düşürücüler/Fibratlar
ATC kodu: C10 AB 05
Fenofibrat insanlarda bildirilen lipid düzenleyici etkilerini PPARα (α tipi Peroksizom
Proliferator Aktive Reseptör) aktivasyonu aracılığı ile gerçekleştiren bir fibrik asit türevidir.
PPARα'nın aktivasyonu aracılığı ile fenofibrat lipoprotein lipazı aktive etmek ve apoprotein C
III üretimini azaltmak suretiyle lipolizi ve trigliseritçe zengin partiküllerin plazmadan
eliminasyonunu artırır. PPARα'nın aktivasyonu, apoprotein AI ve AII'nin sentezinde de bir
artışa neden olur.
Fenofibratın lipoproteinler üzerine yukarıda bildirilen etkileri apoprotein B içeren çok düşük ve
düşük yoğunluklu fraksiyonlarda (VLDL ve LDL) azalmaya ve apoprotein AI ve AII içeren
yüksek yoğunluklu (HDL) lipoprotein fraksiyonlarında artışa neden olur.
Buna ek olarak, VLDL fraksiyonlarının sentez ve katabolizmalarının modülasyonu yoluyla,
fenofibrat LDL’nin klirensini artırarak küçük yoğun LDL’yi azaltır. Küçük yoğun LDL’nin
seviyeleri koroner kalp hastalığı riski olan hastalarda yaygın bir hastalık olan aterojenik
lipoprotein fenotipinde yükselmiş durumdadır.
Yapılan klinik çalışmalarda fenofibrat, total kolesterolü %20-25, trigliseridleri %40-55
oranında azaltmış; HDL kolesterolü %10-30 artırmıştır.
LDL kolesterol düzeylerinin %20-35 oranında düşürüldüğü hiperkolesterolemik hastalarda,
kolesterol üzerine kapsamlı etki, hepsi de aterojenik risk işaretleri olan, total kolesterol/HDL
kolesterol, LDL kolesterol / HDL kolesterol veya Apo B / Apo A1 oranlarında düşme ile
sonuçlanır.
Fibratlar ile tedavinin koroner kalp hastalığı olaylarını azaltabileceğine dair kanıtlar
bulunmaktadır, ancak fibratların kardiyovasküler hastalığın primer ve sekonder önlenmesinde
tüm nedenlere bağlı mortaliteyi azalttığı kanıtlanamamıştır.
Diyabette Kardiyovasküler Riski Kontrol Etme İşlemi (ACCORD) lipit araştırması,
simvastatine ek olarak fenofibrat ile tedavi gören tip 2 diabetes mellituslu 5518 hasta ile
gerçekleştirilen randomize plesebo kontrollü bir çalışmadır. Fenofibrat artı simvastatin tedavisi,
7/10
fatal olmayan miyokard enfarktüsü, fatal olmayan felç ve kardiyovasküler ölümden oluşan
kompozit primer sonuç bakımından simvastatin monoterapisine kıyasla anlamlı bir fark
göstermemiştir (tehlike oranı [HR] 0.92, %95 Cl 0.79-1.080, p = 0.32; mutlak risk azalması %
0.74). Başlangıçta HDL-C bakımından en düşük üçte birlik dilimde (≤34 mg/dl veya 0.88
mmol/L ve TG bakımından en yüksek üçte birlik dilimde (≥204 mg/dl veya 2.3 mmol/L)
bulunan hastalar olarak tanımlanan, önceden belirlenmiş dislipidemik hastalar alt grubunda,
fenofibrat artı simvastatin tedavisi kompozit primer sonuçta simvastatin monoterapisine kıyasla
%31’lik bir rölatif azalma ortaya koymuştur (tehlike oranı [HR] 0.69, %95 Cl 0.49-0.97, p =
0.03; mutlak risk azalması % 4.95). Bir diğer önceden belirlenmiş alt grup analizinde,
istatistiksel olarak anlamlı bir cinsiyete göre tedavi etkileşimi (p = 0.01) tanımlanmıştır; bu da,
erkeklerde kombinasyon tedavinin olası tedavi faydasına işaret ederken (p = 0.037), simvastatin
monoterapisine kıyasla kombinasyon tedavisi ile tedavi gören kadınlarda primer sonuç
bakımından potansiyel olarak daha yüksek bir risk olduğunu göstermektedir (p = 0.069). Bu,
yukarıda değinilen dislipidemili hastalar alt grubunda gözlemlenmemiştir, ancak fenofibrat artı
simvastatin ile tedavi gören dislipidemik kadınlarda faydaya dair net bir kanıt bulunamamıştır
ve bu alt grupta zararlı bir etki olasılığı göz ardı edilemez.
Diyabet Ateroskleroz Müdahele Çalışması (DAIS) sonuçları, fenofibratın, tip 2 diyabet ve
hiperlipoproteinemisi olan hastalarda bölgesel koroner aterosklerozun anjiyografik ilerlemişini
anlamlı ölçüde azalttığını göstermiştir. DAIS, tip 2 diyabet ve hipoproteinemisi olan [ ortalama
toplam kolesterol 5.57 mmol/L (yaklaşık 215 mg/dl), trigliserid 2.54 mmol/L (yaklaşık 225
mg/dl), LDL kolesterol 3.37 mmol/L (yaklaşık 130 mg/dl), HDL kolesterol 1.03 mmol/L
(yaklaşık 40 mg/dl) ] 418 hastada yürütülmüş çift-kör, randomize, plasebo kontrollü bir
çalışmadır. Ortalama 38 ay süren fenofibrat tedavisi, kantitatif koroner anjiyografi tarafından
değerlendirilen bölgesel koroner arter lezyonların ilerlemesinin %40 oranında anlamlı olarak
geriletmiştir.
Kolesterolün damar dışı birikintileri (tendinöz ve tüberöz ksantom) fenofibrat tedavisi
sırasında azaltılabilir veya yok edebilir.
Fenofibrat ile tedavi edilen, fibrinojen düzeyleri yüksek hastalarda, Lp(a) düzeyleri yükselmiş
hastalarda olduğu gibi, bu parametrede anlamlı düşüşler görülmüştür C Reaktif Protein gibi
diğer inflamatuvar işaretlerde de fenofibrat tedavisi ile azalma görülür.
Fenofibratın, ürik asit düzeylerinde yaklaşık ortalama %25 oranında azalmasına sebep olan
ürikozürik bir etkisi olduğu gösterilmiştir.
Fenofibratın trombositlerin agregasyonunu inhibe edici etkisi olduğu hayvanlarda ve bir klinik
çalışmada gösterilmiştir. Bu etki, ADP, araşidonik asit ve epinefrin tarafından indüklenen
platelet agregasyonunun azalması şeklinde olmuştur.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler:
FENOGAL 200 mg Sert Jelatin Kapsül, 200 mg fenofibrat içeren, kullanılan LİDOSE
teknolojisi sayesinde fenofibrat biyoyararlanımının yüksek olduğu, sert jelatin kapsül formunda
bir preparattır.
8/10
Lidose, etken madde ve seçilmiş lipid eksipiyanların karıştırılması sonucu elde edilen, likid
veya semi-likid içeriği olan sert jelatin kapsüllere verilen isimdir.
Emilim:
İlaç, oral yoldan verilişinden 4-5 saat sonra plazmada doruk konsantrasyonuna erişir. Devamlı
tedavi sırasında bireylerde plazma konsantrasyonları düzenlidir. Besinlerle verildiğinde
fenofibratın emilimi artar.
Dağılım:
Fenofibrik asit plazma albüminine kuvvetli bağlanır (%99'dan fazla).
Biyotransformasyon:
Oral uygulamadan sonra, fenofibrat, esterazlar tarafından hızla hidrolize olarak aktif metabolit
olan fenofibrik aside dönüşür. Plazmada, değişikliğe uğramamış fenofibrat tespit edilemez.
Fenofibrat, CYP 3A4 substratı değildir. Hepatik mikrozomal metabolizmaya dahil olmaz.
Eliminasyon:
İlaç başlıca idrar içinde atılır. İlacın hemen hemen tamamı 6 günde elimine edilir. Fenofibrat
başlıca fenofibrik asit ve glukuronid konjugatı şeklinde atılır. Yaşlı hastalarda görünen
fenofibrik asit total plazma klirensinde bir değişiklik görülmemiştir.
Tek doz ve tekrarlanan dozların uygulanmasını takiben yapılan kinetik çalışmalar ilacın
birikmediğini göstermiştir.
Fenofibrik asit hemodiyaliz ile elimine edilemez.
Plazma yarı ömrü:
Fenofibrik asidin plazma eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 20 saattir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Kronik toksisite çalışmalarında da fenofibratın spesifik bir toksisitesi görülmemiştir.
Fenofibratın mutajenliği ile ilgili çalışmaların sonuçları negatif bulunmuştur.
Sıçanlarda ve farelerde yüksek dozlarda, peroksizom proliferasyonuna atfolunan, karaciğer
tümörleri bulunmuştur. Bu değişiklikler küçük kemiricilere özgü olup diğer hayvan türlerinde
gözlenmemiştir. Bu bulgular ilacın insanlardaki terapötik kullanımını etkilemez.
Fare, sıçan ve tavşanlarda yapılan çalışmalarda herhangi bir teratojenik etki görülmemiştir.
Anne için toksik olan doz aralığında embriyotoksik etkiler görülmüştür. Yüksek dozlarda,
gebelik süresinde uzama ve doğum sırasında güçlükler görülmüştür. Fertilite üzerine herhangi
bir etkisi görülmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Yardımcı maddeler:
Lauroil makrogolgliseridler
(Gelucire 44/14)
300 mg
9/10
Makrogol 20000
Hidroksipropil selüloz (KLUCEL XHF)
60 mg
100 mg
Jelatin(Sığır Jelatini):
Siyah demir oksit (E 172)
Sarı demir oksit (E 172)
İndigo Karmin (E132)
Titanyum dioksit (E171)
Kapsül için kırmızı demir oksit (E 172)* baskı aşamasında
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25º C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Nemden korumak için orijinal ambalajında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC ve alüminyumdan oluşan 30 kapsüllük blister ambalaj.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir gereklilik yoktur.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği" ve
"Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği"ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Galepharma Medikal Elektronik Ticaret Limited Şirketi
Sarıgazi Mah. Osmangazi Cad.
Karagöz Sok. No:7/A Sancaktepe/İSTANBUL
Tel: 0216 509 1552
Fax: 0216 484 8392
8. RUHSAT NUMARASI
111-89
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 27.02.2002
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
…/…/…
10/10
Download