ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ GRAFENDE KÜTLESİZ DIRAC FERMİYONLARI GAZI Aybey MOĞULKOÇ FİZİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI ANKARA 2008 Her hakkı saklıdır TEZ ONAYI Aybey MOĞULKOÇ tarafından hazırlanan “Grafende Kütlesiz Dirac Fermiyonları Gazı” adlı tez çalışması 03/07/2008 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı’nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Danışman: Prof. Dr. Bekir Sıtkı KANDEMİR Jüri Üyeleri: Başkan: Prof. Dr. Basri ÜNAL Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği A.B.D. Üye : Prof. Dr. Hamit YURTSEVEN Ortadoğu Teknik Üniversitesi Fizik A.B.D. Üye : Prof. Dr. Bekir Sıtkı KANDEMİR Ankara Üniversitesi Fizik A.B.D Yukarıdaki sonucu onaylarım Prof. Dr. Orhan ATAKOL Enstitü Müdürü ÖZET Yüksek Lisans Tezi GRAFENDE KÜTLESİZ DIRAC FERMİYONLARI GAZI Aybey MOĞULKOÇ Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Bekir Sıtkı KANDEMİR Son zamanlarda yoğun madde fizikçilerinin ilgisinin odaklandığı iki boyutlu yapı olan grafen, karbon atomlarının petek yapısında dizilişinden oluşur. Gösterdiği elektronik özellikler bakımından, günümüzdeki silikon tabanlı teknolojiye alternatif olabilecek grafen bu çalışmaya konu olmuştur. Çalışmanın ilk kısmında, grafenin deneysel olarak gözlenmiş ve teorik olarak öngörülen bir takım elektronik özellikleri incelenmiştir. Grafenin, bandın uçlarında lineer dağınım bağıntısına sahip olduğunun gözlenmesi, bu sistemi tasvir etmesi bakımından Dirac denklemini ön plana çıkarmıştır. Bu nedenle grafendeki yük taşıyıcıları da kütlesiz Dirac fermiyonları olarak isimlendirilmişlerdir. Bu parçacıksıların, göreli kuantum mekaniğinin doğurduğu bazı özellikleri de gösterebileceği öngörülmüştür. Çalışmanın son kısmında ise periyodik magnetik ve elektrik modülasyonların etkisi altında kütlesiz Dirac fermiyonlarının davranışları incelenmiştir. Böyle bir sistemin grafenin elektronik özelliklerini anlamak bakımından önemli olduğu düşünülmektedir. Temmuz 2008, 54 sayfa Anahtar Kelimeler: Grafen, Kütlesiz Dirac fermiyonları, karbon nanotüpler i ABSTRACT Master Thesis GAS OF MASSLESS DIRAC FERMIONS IN GRAPHENE Aybey MOĞULKOÇ Ankara University Graduate School of Nature and Applied Sciences Department of Engineering Physics Supervisor: Prof. Dr. Bekir Sıtkı KANDEMİR Recently, two dimensional graphite, called Graphene which has honeycomb structure of carbon atoms is of interest to condensed matter physicists. From the point of view of its common electronic properties, graphene may be an alternative technology to silicon based devices, and is the subject of this thesis. In the first part of the thesis, some electronic properties of graphene, both observed experimentally and predicted theoretically, are summerized. Due to the fact that the graphene has a linear dispersion relation at the bottom of band, the Dirac equation is the best candidate for the description of this system. Because of this, charge carriers in graphene are called massless Dirac fermions. As a result, it was foreseen that these quasi-particles might show some properties that are consequences of the relativistic quantum mechanics. In the last part of the thesis, massless Dirac fermions’ behaviors are investestigated in the presence of both periodic magnetic and electric modulations. Such a system is thought to be important to realize the electronic properties of graphene. July 2008, 54 pages Key Words: Graphene, massless Dirac fermions, carbon nanotubes ii TEŞEKKÜR Çalışmalarımı yönlendiren, hayata ve bilime derinlemesine bakış açısıyla bende yeni açılımlar yaratan danışman hocam sayın Prof. Dr. Bekir Sıtkı KANDEMİR’e, çalışmalarım süresince her konuda benden desteğini esirgemeyen nişanlım Yeşim CENGER’e ve birçok fedakârlık gösteren aileme en derin duygularımla teşekkür ederim. Aybey MOĞULKOÇ Ankara, Temmuz 2008 iii İÇİNDEKİLER ÖZET i ABSTRACT ii TEŞEKKÜR iii SİMGELER DİZİNİ v ŞEKİLLER DİZİNİ vii 1. GİRİŞ 1 2. GRAFEN 3 2.1 İki Boyutlu Karbon Yapılar 3 2.2 Grafenin Elde Edilişi 4 2.3 Grafenin Elektronik Özellikleri 7 2.4 Grafende Klein Paradoksu 16 2.5 Grafende Zitterbewegung, Kiralite ve Minimal İletkenlik 20 2.6 Grafende Kuantum Hall Etkisi 24 2.7 Kalem İzindeki Kuantumelektrodinamiği 25 3. DIRAC DENKLEMİ 26 3.1 Dirac Denkleminin Kökeni 26 3.2 Weyl Denklemi 31 4. PERİYODİK MAGNETİK VE ELEKTRİKSEL MODÜLASYONLARIN VARLIĞINDA KÜTLESİZ DIRAC FERMİYONLARI 33 5. TARTIŞMA VE SONUÇ 50 KAYNAKLAR 52 ÖZGEÇMİŞ 54 iv SİMGELER DİZİNİ r R r q Simetri Vektörleri E Toplam enerji c Işık Hızı ħ Planck Sabiti ψ Dalga Fonksiyonu σˆ Pauli Spin Matrisleri I Birim matris H Hamiltonyen m* Siklotron Kütlesi vF Fermi hızı V Potansiyel enerji T r j Geçme olasılığı Akım operatörü ĥ Helisite B Magnetik alan B0 Modüle magnetik alan e Elektron yükü ρ r A Yük yoğunluğu Ters Örgü Vektörleri Vektör potansiyel Magnetik modülasyonun periyodu a0 r p Momentum ωc Siklotron frekansı ω0 Modülasyon frekansı Hn Hermite polinomları Ln Laguerre polinomları γ Varyasyon parametresi c′ Elektrik modülasyonun periyodu v ℓ Magnetik uzunluk E Boyutsuz Fermi momentumu p r D Periyotlar oranı Del Operatörü KED Kuantum elektrodinamiği vi ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 2.1 Farklı karbon allotroplarının kristal yapıları 3 Şekil 2.2 Bant yöntemiyle grafenin elde edilişi 6 Şekil 2.3 Tek tabakalı kristallerde elektrik alan etkisi 6 Şekil 2.4 İki üçgen alt örgünün üst üste binmesiyle oluşan bal peteği örgüsü 7 Şekil 2.5 Brillouin Bölgesi 8 Şekil 2.6 Grafenin kristal yapısı 13 Şekil 2.7 Grafenin band yapısı 14 Şekil 2.8 Grafendeki yük taşıyıcılarının siklotron kütlesi 15 Şekil 2.9 Grafende potansiyel bariyerine tünelleme 17 Şekil 2.10 Grafende Klein Paradoksu 20 Şekil 2.11 Grafenin minimum iletkenliği 22 Şekil 2.12 Kütlesiz Dirac Fermiyonlarında Kuantum Hall etkisi platoları 24 Şekil 2.13 Farklı türde Landau kuantizasyonu 25 Şekil 3.1 Paul Dirac 26 Şekil 4.1.a Pertürbasyon, b. Varyasyon teknikleri ile hesaplanmış farklı enerji seviyelerindeki özdeğerler, c. İki teknik arasındaki fark. 44 Şekil 4.2 Magnetik modülasyonda enerji seviyeleri 45 Şekil 4.3 Elektrik modülasyonda enerji seviyeleri 46 Şekil 4.4 Modülasyonların periyotlarının oranlarına göre enerji seviyeleri 47 Şekil 4.5 Magnetik modülasyonda Göreli ve Göreli olmayan boyutsuz enerji ifadesi 48 vii 1. GİRİŞ Simgesi C, atom sayısı 6, atom ağırlığı 12,011 olan karbon, periyodik çizelgenin IVA grubunda silisyum, germanyum, kalay ve kurşun elementleriyle birlikte yer alır. Bu elementlerin en hafifi ve en az metalik olanıdır. Periyodik çizelgedeki diğer birçok grubun tersine, IVA grubu elementleri, kimyasal bakımdan birbirilerinden çok farklıdırlar; grubu temsil edici davranışı en az gösteren de karbondur. Karbon ağırlıkça yerkabuğunda altıncı sırada bulunan elementtir. Farklı karbon-karbon bağlarının oluşumu sonucu, karbonun değişik allotropları da mevcuttur. Bunlara örnek olarak grafit ve elmas verilebilir. Elmas bilinen en sert maddedir. Karbonlar sadece kendi aralarında yaptığı bağlarla değil, ayrıca diğer elementlerle de oluşturdukları bağlarla yaklaşık on milyona yakın bileşik oluştururlar. Karbon tüm yaşam için temel bir element olup, tarih öncesi çağlarda keşfedilmiştir. Organik maddelerin yeterli oksijenle tepkimesi sonucunda açığa çıkmasıyla öğrenilmiştir. Bunun yanı sıra gök taşları üzerinde karbon yapıda mikroskobik elmaslar da gözlenmiştir. Karbon ismi Latincede ‘carbo’ kökünden gelmektedir, anlamı ise odun kömürüdür. Karbonun önemli allotroplarından biri de grafittir. Grafit adı 1789’da Abraham Gottlob Werner tarafından Grekçedeki ‘graphein’ kelimesinden türetilmiştir (http://en.wikipedia.org/wiki/Graphite 2007). Grafit pratik olarak çok kullanılan kurşun kalemlerin içeriğini oluşturur. Elmasın tersine, grafit elektriği iletir. Bu bakımdan elektrotlarda ve ark lambalarında kullanılır. Karbonun diğer bir yapay allotropuda fullerendir. Fullerenler 1985’ de Sussex ve Rice üniversitelerinden Robert Kurl, Harold Kroto ve Richard Smalley tarafından keşfedilmişlerdir. Fulleren ismi ise daha sonraları Richard Buckminister Fuller tarafından verilmiştir (http://en.wikipedia.org/wiki/Fullerene 2007). Fullerenler bazen buckyballs diye de adlandırılırlar. Fullerenlerin değişik türleri mevcuttur, bunların en önemlilerinden biri nanotüplerdir. Nanotüpler silindirik fullerenlerdir. Bu karbon tüpleri sadece birkaç nanometre genişliğindedirler, fakat uzunluk olarak, birkaç milimetre uzunluktan, mikrometreden daha az uzunluğa sahip olacak şekilde değişim gösterirler. Uçları açık olanları da mevcut olduğu gibi, çoğunlukla uçları kapalı yapıdadırlar. Nanotüplerin özel 1 moleküler yapıları sıra dışı makroskobik özellikler gösterirler. Bunlar sırası ile: yüksek gerilim şiddeti, yüksek elektriksel iletkenlik ve ısıya karşı yüksek direnç gibi özelliklerdir. Bir diğer önemli karbon yapı ise son zamanlarda oldukça ilgi uyandıran Grafendir. Grafenler sp2 bağ yapısına sahip olan tek tabakalı düzlemsel karbon yapılardır. Grafenler üç boyutlu grafitlerin (http://en.wikipedia.org/wiki/Graphene 2007). 2 boyutlu Mükemmel kopyalarıdır yapıdaki grafenler, hekzagonal hücrelerden oluşur. Tek duvarlı karbon nanotüpler grafenin silindire yuvarlanmış hali olarak düşünülebilirler. Grafene duyulan ilgi, Manchester Üniversitesinden Konstantin Novoselov ve Andre Geim’ın çalışmaları sonucu artmıştır. Bu konuya çalışmanın ilerideki aşamalarında daha da ayrıntılı değinilecektir. Grafenin gösterdiği önemli özelliklerden biri sıcaklıktan bağımsız 104 cm²V−1s−1 değerine ulaşan mobilitesi olup, diğer önemli bir özelliği de Kesirli Kuantum Hall etkisidir. Grafende diğer bir çarpıcı nokta elektron taşınımıdır. Yoğun madde fiziğinde elektron taşınımı, göreli olmayan doğasından dolayı Schrödinger Denklemine uyum gösterir. Ancak, grafende bu taşınım Schrödinger denklemince sağlanmaz. Etkin olarak, elektronlar ışık hızının 1/300’lük kesrinde (~106 m/s, fermi hızına kıyasla) kütlesiz Dirac denklemine uyum gösterirler. Grafenin bu doğası oldukça ilginç fiziksel özelliklere gebedir. Bu bakımdan Dirac Denklemi bu çalışmada önemli bir yer teşkil etmiştir. 2 2. GRAFEN 2.1 İki Boyutlu Karbon Yapılar Karbon, doğada büyük bir öneme sahiptir. Karbon atomlarının karmaşık yapılar oluşturma yeteneği organik kimyanın temel bir gerçeği olup, yaşamın varlığı için de büyük önem teşkil eder. Çok sayıda farklı yapının oluşumuyla karbon atomları çok farklı, karmaşık davranışlar gösterirler. Eski zamanlardan beri bilinen grafitten ve elmastan farklı olarak, henüz keşfedilmiş olan fullerenler ve nanotüpler fizikçilerin ve kimyacıların oldukça dikkatlerini çekmiştirler. Sonuç olarak; karbonun, sadece üç boyutlu (elmas, grafit), bir boyutlu (nanotüpler) ve sıfır boyutlu (fullerenler) allotropları günümüze kadar bilinen örnekleridir. İki boyutlu yapılar dikkat çekici olarak literatürde çok fazla yer almamış ve deneysel olarak gözlenmesi de pek mümkün olmamıştır. Şekil 2.1’deki karbon yapıları, soldan sağa: üç boyutlu elmas ve grafit, iki boyutlu grafen, bir boyutlu nanotüp ve sıfır boyutlu buckyball şeklinde sıralanır. Şekil 2.1 Farklı karbon allotroplarının kristal yapıları (Katsnelson 2007) Bu bulunması zor iki boyutlu yapı Grafen olarak adlandırılmıştır. İronik olan şudur, muhtemelen teorik olarak en çok çalışılmış karbon allotropudur. Grafende karbon atomlarının diziliminin düzlemsel, hekzagonal yapıda olması; grafit, karbon nanotüpler ve fullerenler için yapılan tüm hesaplamalarda başlangıç noktasını oluşturmuştur. (Katsnelson 2007). Boyut, materyali tanımlayan en önemli parametrelerden biridir. 70 yıl önce, Landau ve Peierls tam olarak iki boyutlu kristallerin termodinamik olarak kararlı olmadığını ve dolayısıyla var olamayacağını kanıtlamaya çalışmışlardır. Bu teori, düşük boyutlardaki kristal örgülerdeki termal dalgalanmaların ıraksayan katkılarının, sonlu bir sıcaklıkta 3 atomların yer değiştirmelerinin atomlar arası mesafelerle karşılaştırılabilir olduğunu göstermiştir. Bu tartışma daha sonraları Mermin tarafından genişletilmiş ve birçok deneysel gözlem ile desteklenmiştir. Gerçekten, ince filmlerin donma noktası, azalan kalınlıkla hızla düşmektedir ve düzinelerce atomik tabaka kalınlığında kararsız hale gelirler. Bu nedenden dolayı, atomik tek tabakalar daha büyük üç boyutlu yapıların temel parçaları olarak bilinirler. 3D yapılar olmaksızın, iki boyutlu yapıların varlığı 2004 yılına kadar öngörülmemiştir, bu inanış deneysel olarak grafenin keşfedilmesiyle ve diğer serbest durumdaki iki boyutlu kristallerin (tek tabakalı boron nitrit ve yarı tabakalı BSCCO) gözlenmesiyle değişmiştir. Bulunan iki boyutlu kristaller sadece süreklilik göstermesiyle değil, aynı zamanda yüksek kristal kalite göstermesiyle büyük önem teşkil etmiştir. Diğer önemli nokta ise grafendeki yük taşıyıcılarıdır. Bu taşıyıcılar binlerce atomlar arası mesafelerde saçılmadan hareket edebilirler. İki boyutlu kararlılığın sonradan anlaşılmasının yararı ise böyle tek atomik kalınlıklı kristallerin teoriyle uzlaşı içinde olabileceğidir. Tamamlayıcı bir bakış açısı da şudur; elde edilmiş iki boyutlu kristaller, yanal skalası ≈10nm olan üç boyutta, hafifçe buruşturularak gerçekten kararlı hale getirilmişlerdir. Deneysel olarak gözlenen böyle bir 3D kıvrılma, elastik enerjide kazanca fakat belirli bir sıcaklığın üzerindeki toplam serbest enerjiyi minimize eden termal titreşimde sönmeye sebebiyet verir (Geim and Novoselov 2007). 2.2 Grafenin Elde Edilişi Güçlü düzlemsel bağa, zayıf düzlemsel bağa ve tabakalar arasında van der Waals benzeri çiftlenime sahip çok tabakalı materyaller mevcuttur. Prensip olarak serbest halde atomik tabakalı yapıların olup olmayacağı belirsiz olmasına rağmen, tabakalı yapıdan dolayı materyalleri atomik tabakalar şeklinde ayırma üzerine çalışılmıştır. Böylece tüm çabalar çok tabakalı materyalleri kimyasal soyma işlemine tabi tutma üzerine yoğunlaşmıştır. Bu soyulma işlemi özellikle grafit için ilgi uyandırmıştır. Soyulma işlemi esnasında bazı momentlerdeki tek tabakalar birbirlerinden ayrılmaları düşünülmektedir. Bununla birlikte, son karışım içerisinden herhangi bir 2D kristal izole olamamıştır. Bunun olası sebebi tek tabakaların, ancak kısa süreli durumlarda ortaya 4 çıkacağıdır ve mikroskobik bölgenin üzerinde bir ayrışımın gerçekleşmiş olma olasılığıdır. Gerçekten de, grafitin kimyasal soyulumuyla ilgili son çalışmalar, soyulum sonucunda kalan tortu için tek tabaka değil, kıvrımlı ve yığın halinde çok tabaka içerdiğini göstermektedir. Alternatif bir yaklaşım da mekanik bölme işlemidir. İlk gözlemler mekanik olarak bölünmüş tabakaların yüzlerce katmandan oluştuğudur, ancak son zamanlarda artan ilgi sonucu yapılan gözlemlerde grafit filmlerden birkaç grafen katmanlı tabakalar elde etmenin mümkün olduğudur. Şu an gelinen noktada, artık tek kristal düzlemlerin çok tabakalı materyallerden izole etmenin mümkün olduğu yönündedir. Bu durum; sonuç itibariyle elde edilen iki boyutlu kristaller, yüksek kristal kalitesi ve makroskopik süreklilik sergilediğini göstermiştir. İki boyutlu kristalleri elde etmek için, basit ancak etkili bir yöntem kullanılır. Çok tabakalı bir kristalin yüzeyi başka bir yüzeye sürtülerek orada bırakacağı katmanlar ele alınır. Bu tıpkı tebeşirin tahtaya sürtüldüğünde bıraktığı tebeşir katmanları gibidir. Beklenmedik olan, yüzey üzerinde kalan katmanlarda her zaman için tek tabaka kristaller gözlemlemenin mümkün olduğudur. Bu tabakaları direkt olarak değil fakat çeşitli tekniklerle örneğin, optik mikroskoplar ve atomik kuvvet mikroskopları sayesinde gözlemlemek de mümkündür. Basit bir teknik olmasına karşın mekanik bölme süreci iki boyutlu kristallerin daha önce neden keşfedilemediğini açıklayan öğretici birkaç özelliğe sahiptir. İlk olarak; tek tabakalar, kalın tabakalar arasında oldukça büyük bir azınlığa sahiptirler. İkinci olarak; nanotüplerin tersine, iki boyutlu kristaller elektron mikroskoplarında açık bir sinyal oluşturmamaktadırlar. Üçüncü olarak; tek tabakalar görünür ışığa karşı geçirgendir ve cam veya metal bir yüzey üzerinde optik mikroskoplarla gözlenemezler. Dördüncü olarak ise; sadece atomik kuvvet mikroskobu tek tabakalı kristalleri belirlemek için kullanılabilir, fakat bu da düşük verime sahiptir ve pratikte soyulmuş 2D kristali rastgele yüzey taraması yaparak gözlemlemek mümkün değildir. Son olarak, daha öncede açıklandığı gibi, izole olmuş atomik düzlemler, bu düzlemlere ait kristaller olmadan varlığını sürdürüp sürdüremeyeceğinin aşikar olmadığıdır. 2D boyutlu grafitin de içinde bulunduğu birçok 2D materyal yukarıda bahsedilen yöntem (taramalı tünelleme ile, elektronların taranmasıyla ve yüksek transmisyonlu 5 elektron mikroskopları) ile elde edilmiştir. Bu yöntemin yanı sıra grafitin tabaka tabaka soyulduğu diğer bir yöntem de bant yöntemidir. Bu yöntem aşağıdaki Şekil 2.2’de gösterilmiştir. Şekil 2.2 Bant yöntemiyle grafenin elde edilişi (Moskowitz et al. 2007) Sonuç olarak, elde edilen 2D materyallerden grafen, özellik bakımından metalik olarak tespit edilmiştir ve dikkate değer bir elektrik alan etkisi sergiler (Şekil 2.3). Bu bakımdan grafen derin olmayan gap aralıklı yarıiletkene veya düşük olarak overlap olmuş yarı metale benzerlik gösterir. Şekil 2.3 Tek tabakalı kristallerde elektrik alan etkisi (Novoselov et al. 2005) 6 Sonuç olarak, 2D atomik kristallerin dolayısıyla grafenin varlığı, çok tabakalı kristallerden mekanik olarak bölme süreci ile elde edilmesi suretiyle gösterilmiş oldu. Sezgisel olarak doğruysa, korunan mikroskobik süreklilik ve yüksek kalite suretiyle taşıyıcıların mobilitesinin etkilenmemesi, izole 2D kristallerde oda sıcaklığında ve havada kararlılık sağlayacaktır. (Novoselov et al. 2005a). Bu bakımdan grafenin yeni nesil teknolojilerin oluşturulmasında büyük önem teşkil edeceği düşünülmektedir. 2.3 Grafenin Elektronik Özellikleri İki boyutlu grafitin elektronik özellikleri ile ilgili çıkmış ilk yayın Semenoff’ un 1984 yılındaki yayınıdır. Bu yayında iki boyuttaki anormallikerin sonuçlarını tartışmak amaçlanmıştır. Diğer bir deyişle, o tarihlerdeki adıyla iki boyuttaki grafitin yani şu anki ismiyle grafenin elektromagnetik özelliklerini incelemek amaçlanmıştır. Şekil 2.4 İki üçgen alt örgünün üst üste binmesiyle oluşan bal peteği örgüsü (Semenoff 1984) Şekil 2.4 ile verilen grafenin temel örgü vektörleri r 1 a1 = ( 3 / 2, − )a 2 r a2 = (0,1)a (2.1) Olup yine şekil üzerinde gösterilen rastgele bir A atomunun yakın komşuluğundaki üç adet B atomunun bunlar cinsinden yer vektörleri 7 r b1 = (1/ 2 3,1/ 2)a r b2 = (1/ 2 3, −1/ 2)a r b3 = (−1/ 3, 0)a (2.2) ile verilir. Bunlara karşılık gelen ters örgü vektörleri r R1 = (4π / 3a )(1, 0) r R2 = (4π / 3a ) × (1/ 2, 3 / 2) (2.3) olup, Brillouin bölgesindeki q simetri vektörleri ise R R2 y r q1 = ( 1x , ) = (4π / 3a ) × (1 / 2,1/ 2 3) 2 3 r r q2 = − q1 (2.4) ile verilir. Denklem 2.3 kullanılarak grafenin Brillouin bölgesi Şekil 2.5 ile verilmiştir. Şekil 2.5 Brillouin Bölgesi (Semenoff 1984) A ve B atomlarının farklı türde atomlar olduğunu varsayarak genel iki atomlu bir sistem ele alınır. A ve B de bulunan elektronların enerji farkı β ile parametrize edilir. Bu sisteme örnek olarak ise Boron nitrit verilebilir. İki boyutlu grafit (grafen) modeli ise β’nın sıfır alınması suretiyle elde edilir. Sıkı bağ yaklaşımı kullanarak ve en yakın komşulukları dikkate alarak, sistemin toplam Hamiltonyeni 8 r r r r r r a †A ( A)bB ( A + bi ) + bB† ( A + bi )a A ( A) + H =α∑ r A ,i r r r r r r a † ( A)a A ( A) − bB† ( A + b1 )bB ( A + b1 ) β∑ r A (2.5) A şeklinde yazılır. İlk iki terim B’de yok olup A’da ve A’da yok olup B’de elektron yaratılmasını ifade eder. Son iki terim ise A’da yok olup A’da ve B’de yok olup B’de yaratılmayı ifade eder. Denklem 2.3’deki yaratıcı ve yok edici operatörler için Fourier dönüşümleri yazılıp. r d 2 k ikr⋅ Ar r a ( A) = ∫ e a(k ) Ω ( 2π ) 2 r d 2 k ikr⋅B r b( B ) = ∫ e b( k ) Ω ( 2π ) 2 (2.6) şeklinde k uzayına geçilirse Denklem 2.5 r † r r r r † r d 2k * Γ ( k ) a ( k ) ⋅ b ( k ) + Γ ( k )a (k ) ⋅ b (k ) + (2π ) 2 r r r r d 2k † † β∫ a ( k ) a ( k ) + b ( k )b(k ) (2π ) 2 H =∫ (2.7) şeklini alır. Burada Γ, r r r Γ(k ) = α ∑ exp(ik ⋅ bi ) (2.8) i ile verilir. Bu durumda Denklem 2.7 hamiltonyeni daha da kompakt olarak d 2k a† H =∫ 2 (2π ) Ω β b† ⋅ * Γ Γ a ⋅ − β b (2.9) şeklinde yazmak mümkündür. Bilindiği üzere Denklem 2.8’in özdeğerleri 9 β −E Γ * Γ −β − E =0 (2.10) karakteristik determinantı ile bulunur. Determinant hesaplanır ise enerji özdeğerleri 1 2 E = ± β 2 + Γ 2 (2.11) olduğu kolaylıkla bulunur. Burada, r r Γ = ∑ exp(ik ⋅ bi ) (2.12) i ile verilir. Γ ifadesinde çeşitli trigonometrik formüller yardımıyla hesaplamalar yapılırsa, sonuç olarak Denklem 2.11’deki enerji ifadesi { } E = β 2 + α 2 1 + 4 cos 2 (k y a / 2) + 4 cos(k y a / 2) ⋅ cos(3k x a / 2 3 1/ 2 (2.13) şeklini alır. Denklem 2.13, P. R. Wallace’ ın 1946 yılındaki yayınındaki enerji ifadesiyle uyum gösterir. Bu yayında grafitin band teorisiyle de ilgilenilmiştir. Aynı zamanda, bu yayın grafitin enerji ifadesinin hesap edildiği ilk yayın olma özelliğini taşır (Wallace 1946). Burada α hopping terimi olmak üzere, (komşuluklar arasındaki elektron r r r transferi için) olasılık genliğiyle ilintilidir. q1 ve q1 = −q 2 gibi iki farklı simetri noktası olduğu dikkate alınarak, Denklem 2.9’daki Hamiltonyen r r r r r r β α ⋅ Γ ( k + q ) / 2 a ( k + qi ) d 2k r r i a † (k + qi ) b† ( k + qi ) H =∫ r r r r 2 * (2π ) 0 α ⋅ Γ (k + qi ) / 2 b(k + qi ) Ω (2.14) r r r r 2 r r α 0 ⋅ Γ ( k + q ) / 2 a ( k + q ) r r d k i i a † (k + qi ) b† (k + qi ) +∫ r r r r 2 * (2π ) −β Ω α ⋅ Γ (k + qi ) / 2 b(k + qi ) r r şeklinde yazılabilir. q1 = −q 2 özdeşliğinden yararlanılarak Denklem 2.14 10 r r r r r β / α Γ ( k + q ) a ( k − q1 ) d 2 k α † r r r 1 † H =∫ a ( k q ) b ( k q ) − − r r 1 1 r r * (2π )2 2 Γ (k + q1 ) − β / α b(k − q1 ) Ω r r r r r β / α Γ ( k + q ) a ( k + q1 ) d 2 k α † r r r 1 † +∫ a ( k + q ) b ( k + q ) r r 1 1 r r * (2π ) 2 2 Γ (k + q1 ) − β / α b(k + q1 ) Ω (2.15) şeklinde de ifade edilebilir. Burada r r r r r r r r r r r r r r Γ(k m q1 ) = exp(ik ⋅ b1 m iq1 ⋅ b1 ) + exp(ik ⋅ b2 m iq1 ⋅ b2 ) + exp(ik ⋅ b3 m iq1 ⋅ b3 ) (2.16) ile verilir. Denklem 2.11’deki Γ ifadesi bu noktalar çevresinde r r i 3 Γ(k m q1 ) = (1 m i 3) ⋅ (k x a m ik y a ) 4 r r i 3 (1 ± i 3) ⋅ (k x a ± ik y a ) Γ∗ (k m q1 ) = − 4 (2.17) şeklinde seriye açılır ise Denklem 2.15, Hamiltonyen bandın dibine yakın noktalarda incelendiğinde H =∫ Ω d 2k ( 2π ) α 2 r r r r 3a { a † (k − q1 ) b† ( k − q1 ) × 4 r r r r r r 2 β / 3aα i (1 − i 3)( k x − ik y ) / 2 a (k − q1 ) r r + a † (k + q1 ) b† (k + q1 ) × −2 β / 3aα −i (1 − i 3)(k x + ik y ) / 2 b(k − q1 ) r r 2 β / 3a ⋅ α i (1 − i 3)( k x + ik y ) / 2 a (k + q1 ) (2.18) r r } −2β / 3a ⋅ α −i (1 − i 3)(k x − ik y ) / 2 b(k + q1 ) şeklinde yazılabilir. Burada, m=2β/√3·a·α olmak kaydıyla, Denklem 2.18 11 m i (k x − ik y ) b−† ⋅ exp(iπσ 3 / 3) × − i ( k − ik ) − m x y m i (k x − ik y ) a 3a † a+ b+† σ 1 exp(iπσ 3 / 3) exp(−iπσ 3 / 3) − + α × (2.19) −m 4 b− −i (k x − ik y ) a σ 1 exp(−iπσ 3 / 3) + } b+ H =∫ d 2k 3a † a− {α 2 (2π ) 4 olacak şekilde yeniden ifade edilebilir. Sonuçta, öz fonksiyonlar r 1 a ψ 1 (k ) = α a 3 exp(−iπσ 3 / 3) − b 2 r 1 a ψ 2 (k ) = α a 3 exp(−iπσ 3 / 3)σ 1 + 2 b+ − (2.20) olmak kaydıyla Denklem 2.19 H =∫ r r r r r r r r d 2k ψ ( k )( γ ⋅ k + m ) ψ ( k ) + ψ ( k )( γ ⋅ k − m ) ψ ( k ) 1 1 2 2 (2π )2 (2.21) şeklinde yazılır. Burada γ ifadesi γµ =(σ 3 ,iσ1 ,iσ 2 ) şeklinde tanımlanmıştır. Burada 0 1 1 0 0 −i σ2 = i 0 1 0 σ3 = 0 −1 σ1 = (2.22) bilinen Pauli spin matrisleridir. Denklem 2.21 denklemini uzaysal koordinatlarda yazılırsa aşağıdaki ifade elde edilir. 12 H =∫ r r r r d 2k ψ ( x )( i γ ⋅ D + m ) ψ ( x ) + ψ ( x )( i γ ⋅ D − m)ψ 2 ( x) 1 1 2 (2π )2 (2.23) Burada D del operatörüdür ( Dµ =∂ µ -ieA µ ). Kütlesiz limitte yani β→0 veya m→0 durumunda, sistem grafen sistemine karşılık gelir (Semenoff 1984). Denklem 2.8’deki enerji ifadesinden ve Denklem 2.15’deki Hamiltonyenden anlaşılacağı üzere 2 boyutlu grafit yapı, yani grafen, Dirac denklemi ile tasvir edilir. Bu sonuç çığır açıcı niteliktedir. Çünkü, daha önce yoğun madde fiziğindeki sistemler Schrödinger denklemince tasvir edilen sistemler olup, parabolik enerji spektrumu sergilemişlerdir. Ancak grafende böyle bir durum söz konusu değildir. Bu durum, A ve B (Şekil 2.5) olmak üzere iki karbon alt örgüsünden oluşan grafenin kristal yapısıyla çok yakından ilintilidir. Dirac denklemi, fizik alanında daha çok yüksek enerji fizikçilerinin ilgilendiği bir denklemdir ve dolayısıyla genellikle günümüze değin saçılma durumları incelenmiştir. Yoğun madde fiziğinde incelenmeye başlandığında Dirac denkleminin bağlı durumları büyük önem kazanır. Bu bağlamda Dirac denkleminin bağlı durumlarına örnekler ilerideki bölümlerde incelenecektir. Şekil 2.6’da kristal yapısı gösterilen grafenin Denklem 2.13’deki enerji ifadesi çizdirildiğinde, Şekil 2.7’deki gibi bir grafik elde edilir. Bu grafik grafenin band yapısı ile ilişkilidir. İletim bandı değerlik bandına K ve K’ noktalarında temas eder. Şekil 2.6 Grafenin kristal yapısı (Katsnelson 2007) 13 Şekil 2.7 Grafenin band yapısı (Katsnelson 2007) Enerji ifadesi ile ilintili olarak tam değme noktalarında konik bir band yapısı oluşur. Ancak Denklem 2.17’deki izlenen yöntemden de anlaşılacağı gibi, bu ifade ancak ve ancak banda yakın dip noktalarda bu şekildedir. Bu yaklaşıklık üstel terimlerin seri açılımında, ilk terimlerinin hesaba katılmasıyla elde edilmiştir. Karbon atomları etrafındaki elektronların hareketi göreli olmamasına rağmen, grafenin bal peteği örgüsünün periyodik potansiyeli ile etkileşimi düşük enerjilerdeki yeni parçacıksıların oluşumuna sebebiyet verir. Bunlar yaklaşık υF≈106 m/s etkin hıza sahip (2+1) boyutlu Dirac denklemiyle tasvir edilir. Bu parçacıksılara da kütlesiz Dirac fermiyonları adı verilir. Kütlesiz Dirac fermiyonları kütlesini kaybetmiş elektronlar ya da elektron yüküne sahip nötrinolar olarak tasvir edilebilirler. Kütlesiz Dirac benzeri dağılım, kendisinin kara kökü olan elektronik yoğunluğa bağlı olan bir siklotron kütlesidir (Novoselov et al. 2007). Siklotron kütlesi, yarı klasik yaklaşımı da içerecek şekilde aşağıdaki gibi tanımlanır. m* = 1 ∂A( E ) 2π ∂E (2.24) 14 A(E), k uzayında yörünge tarafından sınırlanan alan olarak tanımlanır ve A( E ) = π q 2 = π E2 vF 2 (2.25) ile verilir. Denklem 2.25 kullanılarak, Denklem 2.24 m* = E q = 2 vF vF (2.26) şeklinde yazılabilir. Elektronik yoğunluk n, Fermi momentumu kF ile kF2/π=n olarak ilişkilendirilir (K ve K’ noktalarından ve spinden gelen katkıyı da içermek suretiyle). Sonuç olarak siklotron kütlesi için m* = π vF n (2.27) ifadesine ulaşılır. Denklem 2.27’nin deneysel verilerle fit edilmesi Fermi hızı ve hoplama terimi hakkında bir fikir oluşmasına imkan verir (Sırasıyla, vF≈106 m/s ve t≈3 eV). Bununla birlikte, deneysel gözlemlerle belirlenen siklotron kütlesinin √n bağımlılığı, grafendeki kütlesiz Dirac parçacıksılarının varlığına kanıt niteliğindedir. Bilinen parabolik dağınım ise (Schrödinger denklemi) sabit bir siklotron kütlesini gösterir (Novoselov et al. 2005b). Şekil 2.8 Grafendeki yük taşıyıcılarının siklotron kütlesi (Novoselov et al. 2005b). 15 2.4 Grafende Klein Paradoksu Klein paradoksu olarak bilinen kavram, göreli parçacığın yüksek ve geniş potansiyel bariyerine engelsiz nüfuz etmesidir. Klein paradoksu kuantum elektrodinamiğinin oldukça ilginç sonuçlarından biridir. Bu fenomen parçacık fiziği, nükleer fizik ve astrofizik alanlarında oldukça tartışılmış ancak temel parçacıklarla test edilemeyeceği kanıtlanmıştır. Bu kısımda açıklanacağı gibi, bu etki yoğun madde fiziğinde tek tabaklı grafenler kullanılarak ve elektrostatik engeller oluşturularak kavramsal olarak test edilecektir. Grafendeki parçacıksılar kuantum elektrodinamiğindeki Dirac fermiyonları gibi davranmasından dolayı, bu yoğun madde sistemi Klein tarafından analiz edilen tünelleme deneyini mümkün hale getirir. Böyle bir deneyin genel akış şeması Şekil 2.8’de tasvir edilmiştir. Şekil dikkatli incelenirse dikdörtgen şeklindeki potansiyel engeli ve y doğrultusu boyunca sonsuz olan eksen mevcuttur. V0 V ( x) = 0 0< x< D (2.28) Diğer Durumlarda şeklindedir. D genişliğindeki bu yerel potansiyel yük taşıyıcılarını dönüştürür, yani deşik yaratılmasında pozitronun rol oynamaktadır veya tam tersi durum söz konusudur. Denklem 2.28’de, bilinen KED’de dikkate alınan durumla direkt olarak bağlantı kurulmasına imkan sağlayan, sonsuz keskinlikte köşeler olduğu varsayılmıştır. 16 Şekil 2.9 Grafende potansiyel bariyerine tünelleme (Katsnelson et al. 2006) Parçacıksıların Fermi dalga boyu λ, köşelerin karakteristik genişliğinden (ki bu genişlik örgü sabitinden büyük olmalıdır) daha büyükse keskin köşe varsayımı doğrulanır. Böyle bir bariyer ince bir yalıtkan ya da yerel kimyasal katkıları kullanılarak elektrik alan etkisiyle yaratılabilir. Önemli olarak, grafendeki Dirac fermiyonları kütlesizdir ve bu nedenle bariyer altındaki pozitron benzeri durumları oluşturmak amacıyla minimal elektrik alan ε için herhangi bir biçimsel teorik gereklilik söz konusu değildir. Gerçek grafen numunelerinde düzensizlik içeren iyi belirlenmiş bir engel oluşturmak için, deneylerde ε≈105 V cm-1 olarak kullanılması önemlidir. Bu büyüklük temel parçacıklar için Klein paradoksunun gözlenmesi için gerekli alanın on bir mertebe küçüğüdür. Tünelleme problemini Şekil 2.8.b olarak gösterilen durum için çözmek mümkündür. k dalga vektörlü gelen elektronun x ekseniyle yaptığı açı ϕ olarak seçilirse, H=H0+V(x) Hamiltonyeni için 17 ψ ψ = 1 ψ 2 (2.29) Dirac spinörü olmak üzere Ψ1 ve Ψ2 sırası ile ik y y ik x x − ik x x (e + re )e ik y ψ 1 ( x, y ) = (aeiqx x + be− iqx x )e y ik x + ik y te x y , x<0 ,0 < x < D , x>D (2.30) ik y ik x x + iφ − re −ikx x −iϕ )e y s (e ik y ψ 2 ( x, y ) = s ' (aeiqx x +iθ − be− iqx x −iθ )e y ik x + ik y + iφ te x y , x<0 ,0 < x < D , x>D şeklinde yazılabilirler. Burada k F =2π/λ , k x =k Fcosφ ve k y =k Fsinφ olmak üzere qx = ( E − V0 ) 2 / h 2 vF 2 − k y 2 (2.31) ile verilir. θ = arctan(k y /q x ) , s ve s’ ise sırasıyla s=sgnE ve s ' = sgn( E − V0 ) ile tanımlanır. Denklem 2.30’daki a, b, t, r katsayıları dalga fonksiyonunun süreklilik koşulundan belirlenebilir. Süreklilik koşulu dikkate alındığında ise sırasıyla 1+ r = a + b aeiqx D + be− iqx D = teikx D (2.32) s (eiφ − re− iφ ) = s ' (aeiθ − be− iθ ) s ' (aeiqx D +iθ − be − iqx D −iθ ) = steik x D +iφ Denklemlerine ulaşılabilir. Bu son dört denklem yardımıyla bilinmeyen dört katsayıyı bulmak mümkündür. Bu katsayılardan yansıma katsayısı r ve geçirme katsayısı t büyük öneme sahiptir. Yansıma katsayısı hesaplanırsa. 18 eiφ (−1 + e 2iDqx )(ei (θ +φ ) s + s ' )(eiφ s − eiθ s ' ) ( ss ' + e 2i (θ +φ ) ss ' − e2 i (θ + Dqx ) ss ' + e 2i (φ + Dqx ) ss ' ) r= (2.33) ifadesine ulaşmak mümkündür (Katsnelson et al. 2006). Benzer şekilde çeşitli trigonometrik özdeşlikler kullanılarak Denklem 2.33 ve geçirme olasılığı. r = 2ieiφ sin(qx D) × sin φ − ss ' sin θ ss ' e −iqx D cos(θ + φ ) + eiqx D cos(φ − θ ) − 2i sin(qx D) T (φ ) = cos 2 θ cos 2 φ [cos( Dqx ) cos φ cos θ ]2 + sin 2 ( Dqx )(1 − ss′ sin φ sin θ ) 2 (2.34) (2.35) şeklinde ifade etmek de mümkündür. Geçme olasılığı T=|t|2=1-|r|2 olarak da yazılabilir. Yüksek engel limitinde, |V0|≫|E| iken, θ açısı yaklaşık sıfıra eşit olur ve θ’dan bağımsız T ifadesi T= cos 2 φ 1 − cos 2 (qx D)sin 2 φ (2.36) şeklinde yazılabilir. Denklem 2.34 ve Denklem 2.35’den anlaşılacağı üzere rezonans koşulunda (qxD=πN, N=0, ±1, …; olmak üzere) engel geçirgen hale (T=1) gelir. (Katsnelson et al. 2006) Engel normale yakın açılarda ϕ=0 mükemmel derecede geçirgendir. Bu özellik kütlesiz Dirac fermiyonlarına özgüdür ve direkt olarak KED’deki Klein paradoksuyla ilintilidir. Mükemmel bir tünelleme psedöspin korunumu ile anlaşılabilir. Gerçekten psedöspin yön değişiminin olmadığı durumlarda (böylesi bir süreç kısa erimli potansiyele ihtiyaç duymasından dolayı sık olmasa da, grafen örgüsünün A ve B sitelerinde farklı davranır ) sağa doğru hareket eden bir elektron ancak sağa doğru hareket eden bir elektrondan ya da sola doğru hareket eden deşik durumundan saçılır. Bu durum Şekil 2.8’de gösterilmiştir. Şekil 2.10’da üstteki grafikte D=110 nm ve λ=50 nm, alttaki grafikte ise 19 D=50 nm ve λ=50 nm parametreleri kullanılmıştır. Her iki grafikte de E=80 meV kadardır. İncelenen potansiyel değerleri ise grafik üzerinde verilmiştir. Band diyagramının kırmızı bölümündeki yük taşıyıcıları sadece aynı renkteki durumlardan saçılabilir ama bu durumlar yeşil bölüme dönüşemez. Bu saçılmanın olabilmesi için psedöspin yönelimini değiştirmesi gerekir. Bariyerin dışındaki ve içindeki parçacıksıların psedöspinleri arasındaki bu eşleşme mükemmel tünellemeyle sonuçlanır. Şekil 2.10 Grafende Klein Paradoksu 2.5 Grafende Zitterbewegung, Kiralite ve Minimal İletkenlik Grafenin diğer şaşırtıcı özelliklerinden birisi sonlu minimal iletkenliktir. Bu noktada önemle vurgulanması gereken nokta, iletimden ziyade iletkenliğin kuantizasyonudur. Bu fenomen aynı zamanda göreli kuantum mekaniksel bir kavram olan zitterbewegung ile yakından ilişkilidir. İkinci kuantumlamada Dirac Hamiltonyeni ve buna karşılık gelen akım operatörü 20 r H = vF ∑ψ pr †σ pψ pr r p (2.37) r j = evF ∑ψ pr †σψ pr r p olarak ifade edilir. Psedöspinör ise ψ pr † = (ψ pr1† ,ψ pr 2† ) (2.38) olmak üzere zaman bağımlı ψ pr (t) r r 1 pσ pσ ψ (t ) = [exp[−iω p t ](1 + ) + exp[iω p t ](1 − )]ψ pr 2 p p r p (2.39) ile verilir. Parçacık frekansı ωp=vF·p/ħ olmak kaydıyla akım operatörü r r r r j (t ) = j0 (t ) + j1 (t ) + j1† (t ) (2.40) r r şeklinde ifade edilir. Burada j0 (t) ve j1 (t) r r r † p ( pσ ) j0 (t ) = evF ∑ψ pr ψ pr r p2 p r r r evF p( pσ ) i r † r j1 (t ) = ψ p [σ − + σ × p]ψ pr ⋅ exp[2iω p t ] ∑ 2 2 pr p p (2.41) Denklem 2.32’deki son terim “ Zitterbewegung ” karşılık gelmektedir. Diğer bir değişle bu kavram göreli kuantum parçacığının pozisyonundaki belirsizliktir ve pozisyon ölçümündeki parçacık anti – parçacık yaratılmasının kaçınılmaz olmasından kaynaklanmaktadır. Bu rastgele gibi görünen hareketler balistik cihazların sonlu iletkenliğinden ≈ e2/h sorumlu olabileceği düşünülmektedir (Katsnelson 2007). 21 Grafende diğer ilginç bir özellik de sıfır – alan (zero-field) iletkenliği σ’nın, n kuantum sayısının sıfır olduğu limitte ortadan kaybolmaması, fakat bunun yerine, taşıyıcı tipi başına e2/h değerine yakın bir iletkenlik göstermesidir. Şekil 2.11’de en düşük iletkenlik σmin, 50 tek tabaka cihaz için nötrallik noktası (n≤1011cm-2) etrafında gösterilmiştir. Diğer iyi bilinen materyallerde, böyle bir düşük iletkenlik kaçınılmaz olarak düşük sıcaklıkta metal-yalıtkan geçişine sebebiyet verir ki bu geçiş grafende sıvı helyum sıcaklığına kadar gözlenememiştir. Vurgulanmak istenen nokta, diğer taşınım fenomenlerinde iletkenin kuantumlanması söz konusu iken grafende iletkenlik kuantumlanmıştır. Minimum kuantum iletkenliği hakkında, Dirac fermiyonları için birçok teori öngörülmüştür. Bunlardan bazıları lineer 2D spektrum için sıfır E’de durum yoğunluğunun sıfır olmasına dayandırılmaktadır. Kütlesiz Dirac fermiyonları ile kütleli Dirac fermiyonları arasında deneysel davranışları bakımından bazı farklılıklar mevcuttur. Bu farklılıklar kiralite ve kütlesizlik arasındaki ayrımla ilişkilidir. Çift tabaka grafen e2/h mertebesinde minimum bir iletkenlik gösterir. Birçok teori σmin=4e2/hπ’ lik bir minimum iletkenlik önerir. Bu değer deneysel olarak gözlenen değerden π kat küçüktür. Bu durum Şekil 2.11‘de gözlenmektedir. Deneysel veriler teorik değerlere yaklaşamamaktadır ve daha çok σmin=4e2/hπ etrafında kümelenmiştir. Bu farklılık, teorik ve deneysel verilerin yeterli olmamasından kaynaklanır. Tam olarak bu farklılıkların grafenin elektron saçılımındaki teorik yaklaşımların yetersizliğinden veya muhtemel örnek parametrelerin deneysel olarak sınırlı aralıklarda incelenebilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir (Geim and Novoselov 2007). Şekil 2.11 Grafenin minimum iletkenliği (Geim and Novoselov 2007) 22 Daha önce Denklem 2.17’de elde edilen Hamiltonyene ait dalga fonksiyonu momentum uzayında, K noktası civarında ψ r 1 e− iθk / 2 (k ) = 2 ± eiθk / 2 r ±K (2.42) şeklinde ifade edilir. ± işareti E=±vFk enerji durumlarına karşılık gelmektedir. Bunlar sırasıyla π ve π* bandlarına karşılık gelir. θk=arctan(kx/ky) ise momentum uzayındaki açıdır. K’ civarındaki dalga fonksiyonu aşağıdaki şekilde ifade olunur. r ψ ± Kr (k ) = ' 1 eiθk / 2 2 ± e− iθk / 2 (2.43) şeklinde ifade edilir. Dikkat edilecek olursa, K ve K’ dalga fonksiyonları zaman tersinmesi simetrisi (k→-k) ile birbirleriyle ilişkilidir. Eğer θ fazı 2π kadar döndürülürse, dalga fonksiyonu π kadarlık bir faz göstererek işaretini değiştirir. Dalga fonksiyonu iki bileşenli bir spinördür, aslında dönmeler altında π kadarlık bu faz değişimi spinörün karakteristik özelliğidir. Literatürde bu durum sıklıkla Berry Fazı olarak bilinir. Özfonksiyonu karakterize etmek için kullanılan bir diğer nicelik ise, (psedö) spin doğrultusu boyunca momentum operatörünün projeksiyonu olarak tanımlanan helisitedir. Helisite, kuantum mekaniksel olarak r 1 p hˆ = σ 2 p (2.44) şeklinde betimlenir. Helisitenin tanımından dolayı, ψK(r) ve ψK’(r) durumlarına ait özdeğerler rahatlıkla 1 r r hˆψ Kr (r ) = ± ψ Kr (r ) 2 (2.45) 23 şeklinde yazılabilir. Benzer eşitlik ψK’(r) için yazılabilir. Bu nedenle, parçacıklar (deşikler) pozitif (negatif) helisiteye sahiptirler denilir. Denklem 2.45, momentuma (↑) yönünde, ya da (↓) yönünde olmak üzere σ’ya ait iki özdeğer olduğunu ifade eder. Bu özellik, sistemin Dirac noktalarına yakın durumlarında kiralite veya helisite ile açıklanabileceğini ifade eder. Kiralite elektronun gerçek spini ile ilgili olarak tanımlanmamıştır, dalga fonksiyonunun ikili bileşeni ile ilgili olan psedö-spin değişkenleri ile tanımlanmıştır (Neto et al. 2007). 2.6 Grafende Kuantum Hall Etkisi Temel deneysel girişimler grafenin elektronik özelliklerini incelemeye odaklanmıştır. Özellikle KED benzeri spektrumun getirisi anlaşılmaya çalışılmaktadır. Grafenin Kuantum Hall etkisi davranışı Şekil 2.10’daki gibi gözlenmiştir. Bu şekilde tam sayı kuantum Hall etkinsinin göreli benzeri ve tek tabaka grafenin karakteristiği gösterilmiştir. Şekilde eşit basamaklı Hall iletkenlikleri σxy gözlenmektedir. Nötrallik (Dirac) noktaları civarında oluşan bu durumda, yük taşıyıcıları elektronlardan deşiklere dönüşür. Standart Kuantum Hall etkisine göre düzenlenim ½ faktörlük kaymaya uğrar. Şekil 2.12 Kütlesiz Dirac Fermiyonlarında Kuantum Hall etkisi platoları (Geim and Novoselov 2007) Dolayısıyla, iletkenlik N Landau seviyesi indeksi olmak kaydıyla σxy=±4e2/h (N+1/2) şeklindedir. 4 çarpanı çift seviye ve çift spin dejenereliğinden gelen katkıdır. Bu 24 Kuantum Hall etkisi, kaymayı ve yeni bir kesirli Kuantum Hall etkisi olmaması ve standart bir tamsayı Kuantum Hall etkisi de olmaması gerçeğini yansıtmak için yarımtamsayı Kuantum Hall etkisi olarak isimlendirilmiştir. Olağan dışı düzenlenim, grafenin magnetik alan altındaki elektronik spektrumunun KED benzeri kuantumlanmasıyla anlaşılabilir. ± işaretleri elektronlara ve deşiklere karşılık gelmek üzere, enerji ifadesi EN=±√(2eħBN) şeklindedir. Şekil 2.13’de gösterilen, elektronlar ve deşikler tarafından paylaşılan sıfır E’deki kuantize olmuş seviyelerin varlığı Kuantum Hall etkisi düzenlenimlerindeki anormallikleri açıklayacak tüm bilgiye sahiptir. Şekil 2.13 Farklı türde Landau kuantizasyonu (Geim and Novoselov 2007) Yarım-tamsayı Kuantum Hall etkisi için alternatif bir açıklama, siklotron yörüngeleri boyunca π kadarlık (Berry fazı olarak bilinen) geometrik faz kazandıran psedöspin ve yörüngesel hareket arasındaki çiftlenimin olması ile mümkündür. Ek olarak, gelen faz kuantum salınımlarında π kadarlık kaymaya sebebiyet verir. Bu durum Kuantum Hall etkisi limitinde yarım basamak kayma ile sonuçlanır (Geim and Novoselov 2007). 2.7 Kalem İzindeki Kuantum Elektrodinamiği Grafen için teorik olarak öngörülen ilginç fenomenler henüz deneysel olarak gözlenememiştir. Bununla birlikte, mevcut teoriler için iki önemli noktadan bahsetmek gerekir. Bunlardan bir tanesi, zayıf perdelenmeden dolayı etkileşmelerin etkilerinin güçlü bir şekilde artış gösterdiği, durum yoğunluklarının kaybolduğu ve grafenin çiftlenim sabitinin e2/ħvF≈1 (etkin ince yapı sabiti) olduğu Dirac noktası civarındaki çok parçacıklı fiziktir. Bu öngörüler, kesirli Kuantumlu Hall etkisi, Kuantum Hall ferromagnetizması ve egzitonik aralıklar için çeşitli opsiyonlar içerir. İkinci önemli nokta ise; Klein paradoksu, zitterbewegung gibi, etkileri parçacık fiziğinde gözlenemeyen KED etkilerini test etme bakımından grafenin iyi bir model olduğunun düşünülmesidir (Geim and Novoselov 2007). 25 3. DIRAC DENKLEMİ Schrödinger teorisi göreli olmayan kuantum mekaniğinin geçerli olduğu bir teoridir. Kuantum mekaniğindeki Schrödinger teorisinin göreli genellemelerinden biri E= p 2 c2 +m 2 c4 olmak üzere, r ∂ψ (r , t ) r ih = (− h 2 c 2∇ 2 + m 2 c 4 )1/2ψ (r , t ) ∂t (3.1) ile verilen Klein-Gordon denklemidir. Ancak, hem Schrödinger denklemi hem de Klein – Gordon denklemi spin bilgisi içermez. Gerçekten, Klein – Gordon denklemi spin sıfır parçacıkları için uygun bir denklemdir. Bununla birlikte, bilinen birçok parçacığın spinleri sıfır değildir. Bunlardan en çok bilinenleri spinleri ½ olan: nötron, proton ve elektrondur. Bu bakımdan, Dirac denklemi gibi bir denklemin gerekliliği büyük önem taşır. 3.1 Dirac Denkleminin Kökeni Dirac denkleminin kökenine ilişkin iki önemli argüman mevcuttur. Bunlardan bir tanesi simetri argümanıdır, diğeri ise enerji konsantrasyonudur. Şekil 3.1 Paul Dirac (www.daviddarling.info/images/Dirac.jpg 2008) 26 Lorentz dönüşümleri zamanı ve uzayı dört boyutlu tek bir niceliğe birleştiren dönüşümlerdir. Göreli kuantum teorisinin altında yatan temel denklem bu birleşmeyi barındırmalıdır. Bunun anlamı, denklemin uzaysal ve zamansal kısımları arasında tam bir simetri olması gerekliliğidir. Birinci dereceden zaman türevi ve ikinci dereceden uzaysal türev içermesi sebebiyle Schrödinger denklemi bu simetriyi içermez. Bu nedenle uzaysal türevler lineer olmalıdır. Serbest parçacığın enerjisinin klasik görelilikte E 2 = p 2c 2 + m2c 4 (3.2) biçimine sahip olduğu iyi bilinmektedir. Akla yatkın görünen ve yukarıda bahsedilen simetrileri içeren, Dirac’ın da ifade ettiği denklem r N ∂ψ n imc N 1 ∂ψ i (r , t ) r = − ∑ ∑ α i ,n k − βi ,nψ n (r , t ) ∑ c ∂t ∂k h n =1 k = x , y , z n =1 (3.3) şeklinde olmalıdır. Denklemin sol tarafı ψ(r,t)’nin zaman türevini içerir iken, sağ taraftaki ilk terim, dalga fonksiyonunun tüm bileşenlerinin olası tüm türevleri üzerinden toplam içerir. Sağ taraftaki ikinci terim ise ψ(r,t)’nin tüm bileşenlerinin lineer kombinasyonunu içerir. Bu denklem yukarıda bahsedilen tüm simetrilere cevap vermiştir. Denklem 3.3 N×N’lik bir matris için yazılan genel bir ifadedir. Bu denklem, vektörel olarak r 1 ∂ψ (r , t ) r imc ˆ r = −αˆ ⋅∇ψ (r , t ) − βψ (r , t ) h c ∂t r ∂ψ (r , t ) ˆ r r r ih = Hψ (r , t ) = (cαˆ ⋅ p + βˆ mc 2 )ψ (r , t ) ∂t (3.4) biçiminde yazılabilir. α ve β henüz tanımlanmamış ancak aşağıdaki yöntemler ile belirlenecek matrislerdir. Denklem 3.2 göz önünde bulundurulduğunda E için 27 r p 2 c 2 + m2 c 4 = αˆ ⋅ pc + βˆ mc 2 r r E 2 = (αˆ ⋅ pc + βˆ mc 2 )(αˆ ⋅ pc + βˆ mc 2 ) E= (3.5) ifadelerini yazmak mümkündür. Bu son iki denklem göz önünde bulundurulduğunda α x2 = α y2 = α z2 = 1 ˆ ˆ =0 ˆ ˆ + βα αβ α xα y + α yα x = α yα z + α zα y = α xα z + α zα x = 0 (3.6) bağıntıları yazmak mümkündür. Bu koşulların sağlanması kaydıyla, enerji için geçerli bir ifade yazmak mümkün hale gelir. Göreli teoride zaman ve uzay değişkenleri birbirleriyle bağlantılıdır. Sezgisel olarak zaman ve uzayın birliği çok açık değildir. Ancak, bu öğreti doğrudur. Denklem 3.4’deki Dirac denklemi dikkate alındığında ve α ve β matrislerinin 4×4 matrisler olduğu göz önünde bulundurulduğunda durağan durumlar r r ψ (r , t ) = ψ (r )e − iEt / h r ψ 1 (r ) r ψ 2 (r ) − iEt / h = r e ψ 3 (r ) r ψ 4 (r ) (3.7) ile ifade edilirler. Bu durumlar için zaman türevi alındığında, denklem özdeğer denklemi r r r r Hˆ ψ (r ) = (cαˆ ⋅ p + βˆ mc 2 )ψ (r ) = Eψ (r ) (3.8) şeklini alır. Denklem 3.8 serbest bir parçacığın Hamiltonyenini tanımlar. E ise enerji özdeğeridir. Eğer Denklem 3.7’de çözüm ψ(r,t)= ψ(r)eiE/ħ olarak seçilmiş olsaydı, Denklem 3.8’e benzer bir denklem elde edilirdi. Ancak denklemin sağ tarafındaki E ifadesi –E ile değiştirilmesi gerekirdi. Böyle bir dalga fonksiyonu, hem zamanda ters yönde hareket eden bir parçacığı hem de negatif enerji durumuna sahip olan bir 28 parçacığı temsil eder. α ve β matrisleri konvansiyonel temsilde Pauli spin matrisleri cinsinden, sırasıyla 0 0 αx = 0 1 0 0 αy = 0 i 0 0 αz = 1 0 0 0 1 0 1 0 0 σ x = 1 0 0 σ x 0 0 0 0 0 0 −i 0 i 0 0 σy = −i 0 0 σ y 0 0 0 0 0 1 0 0 0 −1 0 σ z = 0 0 0 σ z 0 −1 0 0 (3.9) ve 1 0 β = 0 0 0 0 0 1 0 0 I 0 = 0 −1 0 0 − I 0 0 −1 (3.10) ile betimlenir. α ve β matrislerinin çeşitli temsilleri olduğu gibi, σ Pauli matrislerinin de çeşitli temsilleri mevcuttur. Sonuç olarak, bu temsillerin tümünün varlığı ve biçimi, temsillerdeki matrislerin Denklem 3.6’daki koşulları sağlamalarıyla alakalıdır. Elektromagnetik alan altındaki Dirac denklemi ve bunun eşleniğini r r r ∂ψ (r , t ) r r r ih = [cαˆ ( p − eA(r )) + V (r ) + βˆ mc 2 ]ψ (r , t ) ∂t r r r ∂ψ † (r , t ) r r r r −i h = [c(− p − eA(r )) ⋅ψ † (r , t )αˆ + ψ † (r , t )(V (r ) + βˆ mc 2 )] ∂t 29 (3.11) şeklinde yazmak mümkündür. Denklem 3.11’deki işlemde p momentum operatörünün kompleks olduğu ve Dirac matrislerinin α†=α ve β†=β olduğu bilgisi kullanılmıştır. Bir sonraki adım ise, Denklem 3.11’deki ilk denklemi Ψ†(r,t) ile ikinci denklemi ise Ψ(r,t) ile çarpıp, birbirilerinin farkını almaktır. Sonuç olarak, ∂ψ ∂ψ † hc † ˆ ih ψ † + ψ = ψ αˆ ⋅∇ψ + ( ∇ψ † ) ⋅ αψ t t ∂ ∂ i (3.12) denklemi elde edilir. Türevin çarpım kuralından yararlanarak, bu denklem ∂ † ˆ ) (ψ ψ ) = −∇ ⋅ (ψ †cαψ ∂t (3.13) biçiminde yazılır. Bu denklem aslında süreklilik denklemidir. Denklem 3.13’de, olasılık ρ= Ψ†Ψ şeklinde ve akım yoğunluğu j=c· Ψ†αΨ şeklinde tanımlanacak olursa r ∂ρ = −∇ ⋅ j ∂t (3.14) şeklinde yazılabilir. Bu durumda olasılık yoğunluğu için bir denklem mevcuttur. Tüm uzay üzerinden integralin sıfır olması beklenen bir olgudur. Bu durum dört bileşenli dalga fonksiyonunun nasıl normalize edileceği hakkında bilgi verir. Denklem 3.7’deki notasyon kullanılırsa: ∞ r † ∫ ψ ψ dr = −∞ ∞ ∫ (ψ ψ * 1 1 r +ψ 2*ψ 2 + ψ 3*ψ 3 + ψ 4*ψ 4 )dr = 1 (3.15) −∞ Dikkat edilirse, Denklem 3.14’deki süreklilik denklemi yorumu, spin sıfır durumu için farklı olacaktır. Burada, tanımdan dolayı her zaman pozitif tanımlı olan Ψ*Ψ ifadesi ρ olasılık yoğunluğu olarak tanımlanabilir (Klein – Gordon denkleminde ρ pozitif tanımlı değildir.). Bu nedenle, Denklem 3.14, uzaydaki küçük bir hacimde olasılık yoğunluğunun değişim oranı, o hacmi terk eden olasılığın oranına eşit olduğunu söyler. 30 Klein – Gordon durumunda ρ sadece yük yoğunluğu olarak yorumlanabilir. Bu tanıma göre, göreli olmayan duruma benzer olarak beklenen değer de Aˆ = ∫ψ † Aˆψ dV (3.16) şeklinde tanımlanır. Dolayısıyla, biçimsel olarak Dirac kuantum mekaniği, göreli olmayan teoriye oldukça benzerlik gösterir (Strange 1998). 3.2 Weyl Denklemi β bozunumu deneylerindeki ihlalin görünmesi ile 1930 yılında W. Pauli, zayıf etkileşmelerdeki enerji momentum korunumunun gerçekleştiğinden emin olarak, nötrinonun varlığını postüle etmiştir. Parçacık nötrino olarak isimlendirilmiştir ve simgesi “υ” olarak belirlenmiştir. Göreli kütle enerji bağıntısına göre durgun kütlesi sıfır olan bir parçacık ışık hızıyla hareket eder. Deneysel veriler ışığında belirlenen elektronik nötrinonun durgun kütlesi sadece birkaç eV civarındadır ve elektronun durgun kütlesinin binde birinden daha küçüktür. Bu bakımdan mν=0 doğru bir varsayımdır. Nötrino ve foton yük, kütle, magnetik moment ve enerji bakımından dikkate alındığında benzer gözükmektedir. Ancak temel fark, parçacıkların sırasıyla, yarım tamsayılı ve tamsayılı spinlere sahip olmalarından gelir. Nötrinonun tarihsel varlığının kanıtı β bozunumu deneyleriyle gerçekleşmiştir (Greiner 2000): n → p + e− +ν (3.17) Helisitelerine (Kiralitelerine) göre sağ elli ve sol elli olmak üzere iki çeşit nötrinonun varlığından bahsedilebilir. 1929 yılında Hermann Weyl, kütlesiz, spin ½ parçacıklarını açıklayan iki bileşenli bir denklem önermiştir. Ancak Weyl denklemi parite altında değişmezliği ihlal etmesi nedeniyle kabul edilmemiştir. Zayıf etkileşmelerdeki parite ihlali 1957 yılında Landau, Salam, Lee ve Yang tarafından kanıtlanınca, Weyl denklemi nötrinonun davranışını açıklayan denklem olarak kabul edilmiştir. Dirac denklemini kütlesi sıfır olan bir parçacık için düşünürsek, Weyl denklemi 31 r ∂ψ (r ) r r ih = cαˆ ⋅ pψ (r ) ∂t (3.18) şeklinde yazılır. Bu durumda Dirac denklemi artık β matrisini içermez (Greiner 2000). 32 4. PERİYODİK MAGNETİK VE ELEKTRİKSEL MODÜLASYONLARIN VARLIĞINDA KÜTLESİZ DIRAC FERMİYONLARI Bu bölümde; grafende, tek bir elektronun hareketini tasvir ettiği düşünülen Weyl denkleminin enerji spektrumunu, üniform bir magnetik alana ek olarak, periyodik magnetik ve elektrostatik potansiyellerin varlığında incelenmiştir. Grafen düzlemine dik modüle periyodik magnetik alan B=(B+B0cosKx)z Dirac denklemine ayar ile gelmiştir. Elektrik modülasyonu ise elektrik alan bileşeni V(r)=V0cosβ(2πx/c’) olarak denkleme dahil edilir. Hesaplama tekniği açısından bu terimlerin katkısı varyasyon yolu ile hesaplanmıştır. Problem Landau ayarı kullanarak çözülmüştür. Ayar A=(0,Bx+(B0/K)sinKx,0) olmak üzere, Dirac denklemi r e r vFαˆ ⋅ ( p + A)ψ = Eψ c (4.1) biçiminde yazılır. Burada Ψ φ ψ = χ (4.2) % ile verilir. Çiftlenimli bu denklem ϕ ve χ için E=E/v F olmak üzere r r e (σˆ ⋅ p + σˆ ⋅ A) χ − E%φ = 0 c r r e (σˆ ⋅ p + σˆ ⋅ A)φ − E% χ = 0 c (4.3) şekline dönüşür. Bu iki denklem arasındaki çiftlenim kaldırılırsa, ϕ dalga fonksiyonuna ait çözüm 33 2 2 2 2eB0 eB eB eB0 x φ +[ sinKx p y + x+ sin 2 Kx px + p y + c cK c cK (4.4) eh + ( B + σ 3 B0 cos Kx )]φ − E% 2φ = 0 c şekline girer. vF parametresi elektronun hızını karakterize etmekle birlikte, ışık hızından yaklaşık olarak 300 kat daha küçüktür. Burada, K=2π/a0 olup, a0 modülasyon periyodudur. Dikkat edilecek olursa, Denklem 4.3 sadece ayardan gelen terimleri içermektedir. Öncelikle, Deneme dalga fonksiyonunun biçimini doğru kestirebilmek için Landau ayarındaki A=(0,Bx,0) çözümlere bakılacaktır. Landau ayarı uygulandığında Denklem 4.3 2 2 eB ehB p + p + x σ 3 − E% 2 φ = H 0φ x y + c c (4.5) şeklini alır. Siklotron frekansı ωc=eB/M·c şeklinde tanımlanır. Parçacığa y doğrultusunda bir hapis söz konusu değildir. Komütasyon bağıntısı [H0,py]=0 olduğundan, Denklem 4.5’e çözüm olarak r φ (r ) = 1 ik y y e ϕ ( x) Ly (4.6) y bağımlılığı açıkça ifade edilmiş çözüm önerisi yani Denklem 4.6, Denklem 4.5’de yerine koyulursa; x′= chk y Mωc eB (x+x 0 )= (x+x 0 ), x 0 = , σ3φ=sφ olmak üzere hc h eB 2 2 hc E% eB d 2 − s ϕ = 0 2 − x′ + eB h hc dx′ (4.7) ifadesine ulaşılır. Bu denklemden enerji özdeğerlerinin 34 E% = ± 2 M 1/ 2 1 s ν + 2 hωc + 2 hωc = ± {2 M ( nhωc )} 1/ 2 (4.8) = ± {2nheB / c} 1/2 s +1 , n =ν + 2 Şeklinde olduğunu görmek mümkündür. Burada M siklotron hareketi yapan parçacığın kütlesi olarak bilinir. Denklem 4.8 ifadesi göreli Landau enerji seviyelerini verir. Spin yönelimlerine göre; s=1 (↑) iken ν=n-1, s=-1 (↓) iken ise ν=n değerini alır. Çözüm, hem pozitif hem de negatif enerjileri içerir. Pozitif enerjiler için spin yönelimlerine göre çözümleri I n −1 ( x′) , 0 0 I n ( x′) ϕ + ( x) = şeklinde yazmak ϕ− ( x) = mümkündür. (4.9) Denklem 4.2’deki χ’yi tespit ederek, dalga fonksiyonunun geri kalan alt iki bileşeni bulunarak, toplam dalga fonksiyonu I n −1 ( x′) e 0 ψ+ = , Ly 0 iI n ( x′) ik y y 0 I ( x′) e n ψ− = Ly −iI n −1 ( x′) 0 ik y y (4.10) şeklinde ifade edilebilir. Benzer süreç negatif enerjili çözümler için de işletilirse, çözümler 0 iI ( x%′) e n , % ψ+ = Ly I n −1 ( x% ′) 0 − ik y y −iI n −1 ( x% ′) 0 e % ψ− = 0 Ly I n ( x% ′) − ik y y 35 (4.11) olarak x′= kolayca bulunur. eB ( x+x 0 ) , hc x0 = 1/ 4 chk y eB Bu ifadedeki , x% ′= In’ler eB ( x+x% 0 ) , hc Hn, x% 0 =- chk y eB Hermite ve olmak kaydı ile eB ( x + x0 ) ⋅ exp −eB( x + x0 )2 / 2hc ⋅ H n 2n n ! hc 1 eB I n ( x′) = π hc polinomları (4.12) ile verilir. Bu çözümlere ait normalizasyon katsayısı ise ∫d 2 r r ⋅ψ +*ψ + = ∫ dx ⋅ N 2 [ I n −1 I n −1 0 0 0 −iI n ] = 1 0 iI n (4.13) şartından N 2 =1/2 olarak bulunur. Bu durumda periyodik magnetik ve elektrostatik modülasyonların varlığında, γ, enerji minimize edilerek bulunacak bir varyasyon parametresi olmak üzere, 1/ 4 γ2 I n (γ ) = π 1 2 n! n ⋅ exp −γ 2 ( x + x0 ) 2 / 2 ⋅ H n [γ ( x + x0 )] (4.14) Pozitif enerjiler için I n −1 (γ ) 0 e , ψ+ = 2 Ly 0 iI n (γ ) ik y y 0 I (γ ) e n ψ− = 2 Ly −iI n −1 (γ ) 0 ik y y (4.15) Şeklinde seçmek akla gelen ilk düşüncedir. γ parametresinin Landau ayarına A=(0,Bx,0) ait tam çözümü karşılayıp karşılamayacağı, 36 0 r 2 * E% ( γ ) = ∫ d r ⋅ψ + (γ ) r e σˆ ⋅ p + c e r r σˆ ⋅ p + A c r A 0 ψ ⋅ (γ ) + (4.16) ifadesinden test edilebilir. Vektör potansiyel için, Landau ayarı kullanılırsa Denklem 4.16 ) ( 1 2eB E% (γ ) = h ∫ dx I n′ I n −1 − I n −1′ I n + 2hk y ∫ dxI n I n −1 + dx ⋅ xI n I n −1 ∫ 2 c 1 eB 1 = h 2n ⋅ γ + 2n ⋅ 2 c γ (4.17) şekline sokulabilir. Enerji ifadesini minimize eden γ parametresi ∂E% eB 1 = h 2n − 2n 2 = 0 ∂γ γ c eB γ2 = hc (4.18) γ parametresinin pozitif kökü kullanılırsa; enerji için 1/ 2 E% = 2neBh / c = 2 M ( nhωc ) (4.19) ifadesi elde edilir. Dikkat edilirse bu ifade Denklem 4.8 ile uyumludur. Benzer işlemleri Denklem 4.14’deki spin aşağı durumu için tekrarlamak mümkündür. Bu işlemlerin sonucunda da Denklem 4.18 ifadesine ulaşılır. Negatif enerjiler için, benzer şekilde deneme dalga fonksiyonları 1/ 4 2 %I (γ ) = γ n π 1 2 n! n ⋅ exp −γ 2 ( x + x%0 ) 2 / 2 ⋅ H n [γ ( x + x%0 )] 37 (4.20) olmak üzere 0 − ik y y % e iI n (γ ) , ψ% + = 2 Ly I%n −1 (γ ) 0 −iI%n −1 (γ ) − ik y 0 e y ψ% − = 0 2 Ly % I n (γ ) (4.21) şeklinde seçilebilir. Bu durumda, benzer şekilde, enerji bağıntısı r * r e r E% (γ ) = ∫ d 2 r ψ ⋅ % + (γ ) p + A ψ + (γ ) c 1 2eB = h ∫ dx I%n′ I%n −1 − I%n′ −1 I%n − 2hk y ∫ dxI%n I%n −1 + dx ⋅ xI%n I%n −1 ∫ 2 c 1 eB = h 2n ⋅ γ + 2n ⋅ c γ ( ) (4.22) olacak şekilde bulunur. Benzer şekilde enerji ifadesi γ’ ya göre minimize edilirse, Denklem 4.18’deki aynı γ ifadesine ulaşılır. Ancak, γ’nın negatif kökü kullanılırsa, negatif enerjilere ait Denklem 4.8 1/ 2 E% = − 2neBh / c = − 2 M ( nhωc ) (4.23) şeklinde elde edilir. Negatif enerjide de spin aşağı durumu için benzer işlemler tekrarlandığında yine yukarıdaki enerji ifadesi elde edilir. Grafen düzlemine dik bir magnetik alanda, B=(B+B0cosKx)·z ve V(r)=V0cosβ(2πx/c’) elektrik modülasyonundaki katkıları bulabilmek için yukarıda betimlenen deneme dalga fonksiyonu kullanılacaktır. Bu magnetik alana karşılık gelen ayar ifadesi A=(0,Bx+(B0/K)sinKx,0) olmak ve elektrik modülasyonda Dirac denklemine zamansal terim olarak dahil olmak kaydıyla toplam Hamiltonyen aşağıdaki gibi yazılır. 38 r e r r H = αˆ ( p + A) + V (r ) c (4.24) şeklinde yazılır. Bu Hamiltonyenden spin yukarı durumu için enerji hesap edilmek istediğinde, dalga fonksiyonu olarak Denklem 4.15 ifadesi kullanılır. #1 sembolü e r V r ⋅ Ι σ p + σ p + σ y Ay ( ) x x y y c #1 = r σ p + σ p + e σ A V (r )⋅Ι y y y y x x c (4.25) matrisini göstermek üzere Denklem 4.24’ün beklenen değeri E% +± = ψ ±* #1 ψ ± Ly Ly +∞ +∞ 1 2π x 2 2 = { ∫ dy ∫ dx cos β ( I n −1 + I n ) + ∫ dy ∫ dx ⋅ h ( I n′ I n −1 − I n′ −1 I n ) c′ 2 Ly 0 −∞ 0 −∞ Ly +∞ Ly 0 −∞ 0 Ly +∞ +∞ + ∫ dy ∫ dx ⋅ 2hk y I n I n −1 + ∫ dy ∫ dx ⋅ + ∫ dy ∫ dx ⋅ 0 −∞ −∞ (4.26) 2eBx I n I n −1 c 2eB0 sin Kx ⋅ I n I n −1} cK şeklinde yazılabilir. Negatif enerji için spin yukarı ve spin aşağı durumunun enerji ifadesi de aşağıdaki gibidir. E% −± = ψ% ±* #1 ψ% ± Ly +∞ Ly +∞ 1 2π x % 2 %2 % % % % = { ∫ dy ∫ dx cos β I n −1 + I n + ∫ dy ∫ dx ⋅ h I n′ I n −1 − I n′−1 I n ′ 2 Ly 0 −∞ c 0 −∞ Ly +∞ Ly +∞ ( Ly ) +∞ 2eBx % % − ∫ dy ∫ dx ⋅ 2hk y I%n I%n −1 + ∫ dy ∫ dx ⋅ I n I n −1 c 0 −∞ 0 −∞ + ∫ dy ∫ dx ⋅ 0 −∞ 2eB0 sin Kx ⋅ I%n I%n −1} cK 39 ( ) (4.27) Analitik olarak Denklem 4.26 ve Denklem 4.27’deki integralleri (Gradshteyn and Ryzhik 1965) almak mümkündür. Bu yapılacak olursa, 1 eB 1 E% ± (γ ) = [h 2n ⋅ γ + 2n ] 2 c γ 1 eB + 0 2 c c hk y K 2 V0 21 ⋅ exp − K 2 / 4γ 2 ⋅ cos K ⋅ Ln′ −1 2 + ⋅ Ξ β nγ eB 2γ 2 (4.28) Bu enerji ifadesinde γ’ nın pozitif değerleri pozitif enerjilere karşılık gelirken, negatif değerleri negatif enerjilere karşılık gelir. Modülasyon frekansı ωo =eB0/ħc şeklindedir. Ξβ ifadesi ise, β’ nın çift yada tek olmasına göre, Ξ Çift β = 1 2β β −1 2β + 2∑ exp −4π 2 ( β − k ) 2 / c′2γ 2 2β 2 β k =0 k × Ln −1 8π 2 ( β − k ) 2 / c′2γ 2 + Ln 8π 2 ( β − k ) 2 / c′2γ 2 × cos ( ( 4π x0 / c′ ) ( β − k ) ) , ΞTek β 1 β −1 2β − 1 2 2 2 2 = 2 β − 2 2∑ exp −π (2β − 2k − 1) / c′ γ 2 k =0 k × Ln −1 2π 2 (2β − 2k − 1) 2 / c′2γ 2 + Ln 2π 2 (2β − 2k − 1) 2 / c′2γ 2 × cos ( ( 2π x0 / c′ ) (2β − 2k − 1) ) şeklinde verilir. β’ nın çeşitli değerleri için Ξβ ifadesi 40 (4.29) Ξ0 = 1 Ξ1 = exp[−π 2 / c′2γ 2 ]cos(2π x0 / c′) ⋅ Ln −1 2π 2 / γ 2 c′2 + Ln 2π 2 / γ 2 c′2 , 1 1 + exp[−4π 2 / c′2γ 2 ]cos(4π x0 / c′) ) ⋅ Ln −1 8π 2 / γ 2 c′2 + Ln 8π 2 / γ 2 c′2 , ( 2 1 Ξ3 = exp[−9π 2 / c′2γ 2 ]cos(6π x0 / c′) ⋅ Ln −1 18π 2 / γ 2 c′2 + Ln 18π 2 / γ 2 c′2 4 (4.30) 3 + exp[−π 2 / c′2γ 2 ]cos(2π x0 / c′) ⋅ Ln −1 2π 2 / γ 2 c′2 + Ln 2π 2 / γ 2 c′2 , 4 1 Ξ 4 = ( 3 + exp[−16π 2 / c′2γ 2 ]cos(8π x0 / c′) ) 2 1 × Ln −1 32π 2 / γ 2 c′2 + Ln 32π 2 / γ 2 c′2 2 Ξ2 = + 2 exp[−4π 2 / c′2γ 2 ]cos(4π x0 / c′) ⋅ Ln −1 8π 2 / γ 2 c′2 + Ln 8π 2 / γ 2 c′2 şeklini alırlar. β=0 durumu periyodik bir elektrik modülasyonunun olmadığı bir durumu tasvir etmektedir. K’=2π/c’, c’ elektrik modülasyonunun periyodu olmak kaydıyla, magnetik modülasyonun periyodunun elektrik modülasyonun periyoduna oranı p=a0/c’ şeklinde ifade edilebilir. β=1 durumu dikkate alınırsa Denklem 4.28 1 h 1 E% ± (γ ) = [h 2n ⋅ γ + 2 2n ] γ 2 l 2π 2 2π 2 1 h 2 1 l k y ⋅ Ln′ −1 2 2 + 2 ⋅ exp ( −π 2 / a02γ 2 ) ⋅ cos 2 l0 n γ a0 a0 γ V 2π ⋅ p 2 + 0 ⋅ exp[− p 2π 2 / a02γ 2 ]cos( l ky ) 2 a0 (4.31) 2π 2 2π 2 × Ln −1 p 2 2 2 + Ln p 2 2 2 a0 γ a0 γ biçimini alır. Bu ifadede ℓ, ℓ2=cħ/eB şeklinde ifade edilen magnetik uzunluktur. Benzer şekilde diğer bir uzunluk ifadesini de ℓ02= cħ/eB0 olarak vermek mümkündür. E% ’nın paydasını ħ ile, payı ise a0 ile çarpıldığı takdirde yeni ifadeyi boyutsuz Fermi momentumu olarak isimlendirmek mümkündür. 41 Buna ek olarak, l =l /a 0 , l0 =l 0 /a 0 , ,γ=γ ⋅ a 0 , k y =k y ⋅ a 0 boyutsuz değişkenleri de tanımlanarak, Denklem 4.31, 1 1 1 E ± (γ ) = [ 2n ⋅ γ + 2 2n ] γ 2 l 2π 2 1 1 2 1 + 2 ⋅ exp ( −π 2 / γ 2 ) ⋅ cos ( 2π l 2 k y ) ⋅ Ln′ −1 2 2 l0 n γ γ V ⋅a + 0 0 ⋅ exp[− p 2π 2 / γ 2 ]cos(2π ⋅ p ⋅ l 2 k y ) 2 hv F (4.32) 2π 2 2π 2 × Ln −1 p 2 2 + Ln p 2 2 γ γ Bu suretle Denklem 4.32 tamamıyla boyutsuz hale gelir. Burada grafen için tipik olarak, a0=350 nm, vF=106 m/s değeri için V0·0.53 [meV]-1 değerleri kullanılır. % Grafen için karakteristik magnetik alan ise, B=0.0054 T olmak üzere l2 = hc B% = 2 eBa0 B (4.33) ile verilir. Denklem 4.32’deki Laguerre polinomunun türevini içeren kısım, bu polinomlar için üretici fonksiyonlar kullanılarak sadeleştirildiğinde, boyutsuz enerji ifadesi 42 1 1 1 E ± (γ ) = [ 2n ⋅ γ + 2 2n ] 2 l γ 1 γ + 2 2 2n ⋅ exp ( −π 2 / γ 2 ) ⋅ cos ( 2π l 2 k y ) 2 l0 ⋅ π 2π 2 2π 2 1 × Ln −1 2 − Ln 2 2 γ γ V ⋅a + 0 0 ⋅ exp[− p 2π 2 / γ 2 ]cos(2π ⋅ p ⋅ l 2 k y ) 2 hv F (4.34) 2 2π 2 2 2π 2 × Ln −1 p + L p γ 2 n γ 2 şeklini alır. Bu denklemin sadece magnetik modülasyonu içeren kısmı dikkate alındığında, γ=±(eB/ħc)1/2 değer için Tahir and Sabeeh’in (2008) çalışmasındaki pertürbasyon sonuçlarını elde edilir. Denklemin sadece elektrik modülasyonu içeren kısmı dikkate alındığında ise, γ=±(eB/ħc)1/2 değeri için Matulis and Peeters’ın (2007) çalışmasındaki pertürbasyon sonuçları elde edilir. (Matulis and Peeters 2007). Bu çalışmada izlenen yöntem, pertürbe terimleri varyasyon tekniği yardımıyla hesaplamaya dayanmaktadır. Bu tekniğin pertürbasyon tekniğine göre üstünlüğü, yukarıdaki durumlarda pertürbasyon hesabı ile elde edilen sonuçların, γ parametresinin sadece (γ=±(eB/ħc)1/2) değerindeki sonuçlara karşılık gelmesidir. Ancak varyasyon tekniği kullanılarak elde edilen Denklem 4.34’e dikkat edildiği taktirde, bu denklemi minimize eden her γ değeri için daha iyi sonuçlar elde etmek mümkündür. Bu vesileyle tam çözüme oldukça yakın çözümler hesap edilebilir. “MATHEMATICA 8.0” adlı programın altında çalışan “NMinimize” adlı komut kullanılarak Denklem 4.34’ün global minimumları bulunmuştur ve bunlar Şekil 4.1’de sunulmuştur. Bu iki tekniğin verdiği sonuçları karşılaştırmak bakımından bu grafik oldukça önemlidir. 43 Şekil 4.1.a. Pertürbasyon, b. Varyasyon teknikleri ile hesaplanmış farklı enerji seviyelerindeki özdeğerler, c. İki teknik arasındaki fark Sadece periyodik magnetik modülasyon olduğu durumda n-1 ile orantılı olarak dejenereliğin tekrar oluştuğu noktaların mevcut olduğu Şekil 4.2’den anlaşılabilir. Şekil 4.2’ye dikkat edildiği takdirde, magnetik modülasyondan dolayı oluşan yarılmaları görmek mümkündür. Landau düzeylerindeki bu yarılmalar n kuantum sayısının fonksiyonu olarak salınırlar, çünkü Laguerre polinomlarındaki Ln(u) “n” kuantum sayısının salınımsal fonksiyonudur. Bu yarılmalarının oluşmasıyla Weiss salınımlarını da görmek mümkün hale gelir. Weiss salınımları kosinüslü terimlerin katkısıyla görünür hale gelir. yatay eksen magnetik alanın tersinin karesiyle orantılıdır. Dolayısıyla başlangıç noktası, magnetik alanın sonsuz değerine karşılık gelir. Yüksek magnetik alanda yarılmalarla oluşan salınımlar baskınken magnetik alan etkisi azaldıkça dejenereliğin tekrar oluştuğu noktaları gözlemlemek mümkün hale gelir. Eğriler ky·a0 parametresinin 0 ve a02/2ℓ2 değerleri için çizilmiştir. Bu eğriler yardımıyla, n=1 seviyesinde yüksek magnetik alanda salınımlar baskınken, a0/ℓ≅0.7 noktasında yarılmalar ortadan kalkar, n=2 seviyesinde keza yüksek magnetik alanda salınımlar 44 baskınken, dejenereliğin tekrar oluştuğu a0/ℓ≅0.3 noktası mevcuttur. Benzer şekilde n=3 seviyesinde a0/ℓ≅0.25 ve a0/ℓ≅0.5, n=4 seviyesinde ise a0/ℓ≅0.21, a0/ℓ≅0.41 ve a0/ℓ≅0.62 noktaları dejenereliğin tekrar oluştuğu noktalar olarak göze çarpmaktadır. Şekil 4.2 Magnetik modülasyonda enerji seviyeleri Sadece elektrik modülasyonun olduğu durumlar dikkate alındığında, yine benzer bir durum söz konusudur. Şekil 4.3’deki eğriler ky·a0 parametresinin 0 ve a02/2ℓ2 değerleri için çizilmiştir. Şekil 4.3’e dikkat edildiği takdirde, magnetik modülasyondan farklı bir davranış dikkat çeker. Magnetik modülasyonda dejenereliğin tekrar oluştuğu noktalar “n-1” ile orantılıyken, elektrik modülasyonun olduğu durumda bu noktalar n ile orantılıdır. Birinci enerji seviyesinde ki bu durum taban durumudur, dejenereliğin tekrar oluştuğu tek nokta vardır. Bu nokta a0/ℓ≅0.33 tür. Yine elektrik modülasyonun olduğu durumlarda da yüksek magnetik alanlarda yarılmalarla oluşan salınımlar baskındır. Weiss salınımlarını da gözlemlemek yine mümkündür. İkinci enerji seviyesinde dejenereliğin tekrar oluştuğu iki nokta mevcuttur. Bu noktalar a0/ℓ≅0.2 ve a0/ℓ≅0.55 tir. Üçüncü enerji seviyesinde dejenereliğin tekrar oluştuğu noktalar a0/ℓ≅0.18, a0/ℓ≅0.29 45 ve a0/ℓ≅0.66 noktaları iken dördüncü enerji seviyesinde a0/ℓ≅0.12, a0/ℓ≅0.33, a0/ℓ≅0.54 ve a0/ℓ≅0.83 noktalarıdır. Şekil 4.3 Elektrik modülasyonda enerji seviyeleri Magnetik modülasyonun ve elektrik modülasyonun olduğu durumda, her iki modülasyonun periyotlarının oranı p= a0/c’ şeklinde karşılaştırmak, parçacığın davranışını anlamak açısından oldukça önemlidir. Şekil 4.4’e dikkat edildiğinde p=0.5 iken yani elektrik modülasyonun periyodunun magnetik modülasyonun periyodundan büyük olduğu durumda, yüksek magnetik alanda yarılmalar gözlenmektedir. Ancak magnetik alan azaldıkça, hatta sıfıra yaklaşırken bile bu yarılmalar ile oluşan salınımlar kendini göstermeye devam eder. Bu durum, magnetik alan sıfır olsa dahi, elektrik modülasyonun etkisiyle oluşan yarılmaların devam edeceği şeklinde yorumlanabilir. p=1 durumu dikkate alındığında, ki bu durum magnetik modülasyonun periyodu ile elektrik modülasyonun periyodunun eşit olduğu rezonans durumudur, parçacık tıpkı sadece elektrik modülasyonun olduğu durumdaki gibi davranır. Bu durumu, her iki modülasyondan gelen pertürbe katkıların birbirlerini yok edeceği şeklinde yorumlamak 46 mümkündür. p=2 durumu dikkate alındığında ise, yani magnetik modülasyonun periyodunun elektrik modülasyonun periyodundan büyük olduğu durumda, parçacık tıpkı sadece magnetik modülasyonun olduğu durum gibi davranır (Şekil 4.4). Şekil 4.4 Modülasyonların periyotlarının oranlarına göre enerji seviyeleri Kütlesiz Dirac fermiyonları ile parabolik enerji spektrumuna sahip elektronların enerji spektrumu karşılaştırılmak istediğinde, dikkat çekici farkların ortaya çıktığı gözlenmiştir. Şekil 4.5 sadece magnetik modülasyonun bulunduğu durumda, farklı n değerleri için göreli ve göreli olmayan boyutsuz enerji spektrumunu gösterir. Her iki eğride ky·a0 parametresinin 0 ve a02/2ℓ2 değerleri için çizilmiştir. Grafik çizilirken ℓ0/ℓ=2 durumu dikkate alınmıştır. Göreli olmayan durumda enerji spektrumunun n bağımlılığı bulunmasına karşılık, göreli durumda bu bağımlılık √n ile orantılıdır. Bu bakımdan göreli olmayan durumda n=0, 1, 2… gibi tamsayı değerleri alırken, göreli durumda n kuantum sayısı 1’ den başlamak kaydıyla n=1, 2, 3… tamsayı değerleri alır. Dolayısıyla n=0 durumunda göreli enerjiye ait eğri bulunmamaktadır. Her iki durum arasında diğer dikkat çekici fark dejenereliğin tekrar oluştuğu noktalardır. Göreli olmayan durumda dejenereliğin tekrar oluştuğu nokta sayısı “n” ile orantılıyken, göreli 47 durumda “n-1” ile orantılıdır. Göreli olmayan durumda küçük magnetik alan aralıklarında yüksek genlikli salınımlar mevcutken, göreli durumda büyük magnetik alan aralıklarında düşük genlikli salınımlar mevcuttur. Düşük magnetik alanlarda, kütlesiz Dirac fermiyonlarının yaptığı Weiss salınımlarının, parabolik spektruma sahip elektronların yaptığı Weiss salınımlarından daha baskın olduğunu söylemek mümkündür (Şekil 4.5). Şekil 4.5 Magnetik modülasyonda Göreli ve Göreli olmayan boyutsuz enerji ifadesi Sadece magnetik modülasyonun olduğu durumda göreli enerji ifadesi Ê=Ea 0 / hvF boyutunda olmak üzere 48 1 1 1 Eˆ = [ 2n ⋅ γ + 2 2n ] γ 2 l 1 γ + 2 2 2n ⋅ exp ( −π 2 / γ 2 ) ⋅ cos ( 2π l 2 k y ) 2 l0 ⋅ π 2π 2 2π 2 1 1 × Ln −1 2 − Ln 2 − ⋅ 2n 2 γ γ l (4.36) şeklindedir. Aynı boyutta olmak kaydıyla, sadece magnetik modülasyonun bulunduğu durumda göreli olmayan boyutsuz enerji ifadesi benzer hesaplar sonucu, 1 1 1 1 1 1 1 Eˆ = γ 2 n + + n+ + 4 2 2 2 2 l γ 2 16π 2 l04 × 1 − cos ( 4π k y l 2 ) exp ( −4π 2 / γ 2 ) Ln ( 8π 2 / γ 2 ) π 1 1 + exp[−π 2 / γ 2 ] 2 cos[2π k y l 2 ] 2 2 2π l l0 γ (4.35) 1 1 × Ln ( 2π 2 / γ 2 ) + 2 Ln′ −1 ( 2π 2 / γ 2 ) − n + 2 2 l olarak bulunabilir, burada Ê= a 0 E/h şeklindedir h /m*a 0 Sonuç itibariyle çalışmanın bu kısmında tek tabaka grafen için tasvir edilen sistemdeki Weiss salınımları incelenmiştir. Gerek magnetik modülasyonda gerekse elektrik modülasyonda kütlesiz Dirac parçacığının davranışı analiz edilmiştir. Pertürbe terimlerin katkıları varyasyon tekniği ile hesap edildiği takdirde, pertürbasyon tekniği ile hesap edilen katkılardan daha doğru sonuç verdiğine kanaat getirilmiştir. Tek tabaka grafen için tasvir edilen bu sistem, grafenin elektronik özelliklerini anlamak bakımından oldukça önemlidir. 49 5. TARTIŞMA VE SONUÇ Çok sayıda farklı yapıya bürünerek alışılmadık karmaşık davranışlar sergileyen karbon, doğada eşsiz bir öneme sahiptir. Bu yapılardan hem fizikçilerin hem de kimyacıların ilgisinin odaklandığı iki boyutlu grafen, oldukça ilgi çekici fiziksel özelliklere sahip olduğu keşfedilmiştir. Bu özelliklerin tespitinde, iki boyutlu kristallerin kararlı olamayacağı düşüncesiyle birçok zorluklarla karşılaşılmıştır. Ancak deneysel analizlerin çeşitlilik göstermesiyle bu tip zorluklar bertaraf edilmiş ve grafenin konvansiyonel olarak bilinen birçok özelliği gözlenmiştir. Grafenin elektronik özellikleri bu çalışmanın odak noktasını oluşturmuştur. Değme noktalarında konik band yapısına sahip olan grafenin bu özelliği, lineer bir enerji spektrumunu gerektirir. Bu spektrumu veren denklem ise Dirac denklemidir. Bu gerekliliğe çalışmanın ilk kısmında değinilmiştir. Dirac denklemi doğası itibariyle birçok ilginç fiziksel olguları içinde barındırır. Bu bakımdan literatürde çoğunlukla yüksek enerji fizikçilerin kullandığı göreli bir denklem olan Dirac denklemi, bu bağlamda yoğun madde fizikçilerinin de ilgisini çekmeye başlamıştır. Dirac denkleminin göreli doğası Klein Paradoksu, Zitterbewegung gibi ilginç olguları da beraberinde getirir. Bu çalışmada da değinilen Klein Paradoksu, potansiyel engele gelen bir parçacığın mükemmel tünellemesiyle alakalıdır. Çalışmadaki analizler sonucu bazı açı değerlerinde mükemmel tünelleme gözlenmiştir. Grafende diğer dikkat çekici bir özellik ise kuantum Hall etkisindeki anormalliklerdir. Landau platolarının yarım tamsayılı kuantum düzeylerinde gözlenmesiyle bu anormallik söz konusu olmuştur. Yarım tamsayılı kuantum Hall etkisi ile ilgili teorik ve deneysel verilerin uyuşmamasından dolayı, bu etki günümüz fiziğinin ufkunda incelenmesi gereken bir problem olarak literatürde yerini almıştır. Diğer bir dikkat çekici özellik ise, grafende gözlenen minimal iletkenliktir. Bu olguya çalışmada az da olsa değinilmiştir. Grafendeki minimal iletkenlikte incelenecek diğer problemlerden biri olarak literatürde yerini almıştır. Grefendeki fizik hakikaten oldukça ilginç fiziksel kavramlara yeni açılımlar getirmesi öngörülmektedir. Bunlardan bir tanesi ince yapı sabitidir, evrensel bir sabit olan ince yapı sabitinin evrenselliği, grafendeki çiftlenim sabitinin değişkenlik göstermesiyle tartışılır konuma gelmiştir. 50 Çalışmanın üçüncü bölümünde Dirac denklemi incelenmiştir. Göreli bir denklemin Lorentz dönüşümleri altında değişmez kalması gerekliliği, Dirac denkleminin kökenine ışık tutmuştur. Dirac denklemininde kütle teriminin düşürülmesi ile, kütlesiz parçacıkları açıklayan Weyl denklemi ortaya çıkar. Bu bakımdan nötrino için kullanılan Weyl denklemi, grafendeki yük taşıyıcıları olan kütlesiz Dirac fermiyonları için de uygun bir denklem olduğu düşünülmüştür. Çalışmanın son kısmında ise periyodik magnetik ve elektrik modülasyonda kütlesiz Dirac fermiyonları incelenmiştir. Dirac Hamiltonyenine, magnetik modülasyon ayar ile dahil olurken, elektrik modülasyon elektrik alan bileşeni, yani zamansal terim olarak dahil olmuştur. Hesaplama tekniği bakımından varyasyon tekniği kullanılmıştır. Landau ayarında sadece üniform magnetik alan durumundaki problemin dalga fonksiyonları deneme dalga fonksiyonu olarak kabul edilerek pertürbe terimlerin katkısı hesaplanmıştır. Böyle bir sistemin grafeni tasvir ettiği düşünülürse, hesaplamalar sonucu elde edilen enerji spektrumu, grafenin elektronik özelliklerini anlamak bakımından oldukça önemlidir. Ancak tam bir tasvir muhtemel elekton – fonon ve elektron – elektron etkileşmelerini de içermek kaydıyla daha anlamlı olacaktır. Yapılan analizler, hem magnetik modülasyon için hem de elektrik modülasyon için literatürde bulunan, pertürbasyon tekniği ile yapılmış, hesaplardan daha iyi sonuçlar elde edilebileceğini göstermişlerdir. Ayrıca, bu analizler sonucu Weiss salınımları ve dejenereliğin tekrar oluştuğu noktalar gözlenmiştir. Göreli olmayan eşdeğeri ile karşılaştırma imkanı da elde edilmiştir. Grafen yeni nesil teknolojiler için silikon tabanlı cihazların alternatifi olarak düşünülmektedir. Gösterdiği elektronik ve optik özellikler bakımından grafene olan ilgi artmıştır. Bu tezde gerçekleştirilen çalışmanın, literatürdeki grafene ait temel bilgileri vermek ve grafenin elektronik özelliklerini incelemek adına, yeni bir bakış açısı oluşturmak bakımından önemli olduğu düşünülebilir. 51 KAYNAKLAR Anonymous. 2000. Web sitesi. http://en.wikipedia.org. Erişim Tarihi: 19.04.2008. Gradshteyn, I.S. and Ryzhik, I.H. 1994. Table of Integrals, Series, and Products. Academic Press. 1204p.. New York. Greiner, W. 2000. Relativistic Quantum Mechanics Wave Equations. Springer. 424 p., Newyork. Katsnelson, M.I., Novoselov, K.S. and Geim, A.K. 2006. Chiral tunelling and Klein paradox in graphene. Nature, 2, 620-625. Katsnelson, M.I. 2006. Zitterbewegung, chirality, and minimal conductivity in graphene. The European Physical Journal B, 51,157. Katsnelson, M.I. 2007. Graphene: carbon in two dimensions. Materialstoday, 10, 20-27. Matulis, A. and Peeters, F.M. 2007. Appearance of enhanced Weiss oscillations in graphene:Theory. Physical Review B, 75(125429), 1-5. Moskowitz, J., Ho, P. and Kuncik, D. 2006. Research experience for undergraduates presentations. www.princeton.edu/~pccm/outreach/REU2006/. Erişim Tarihi: 14.03.2007. Neto, A.H.C., Guinea, F., Peres, N.M.R, Novoselov, K.S. and Geim, A.K. 2007. The electronic properties of graphene, http://arxiv.org/abs/0709.1163v1. Erişim Tarihi: 15.01.2008. Novoselov, K.S., Jiang, D., Schedin, F., Booth, T.J., Khotkevich, V.V., Morozov, S.V. and Geim, A.K. 2005a. Two-dimensional atomic crystals. Proseedings of the National Academy of Science of the United States of America, 102 (30), 10451-10453. Novoselov, K.S., Geim, A.K., Morozov, S.V., Jiang, D., Katsnelson, M.I., Grigorieva, I.V., Dubonos, A.V. and Firsov, A.A. 2005b. Two-dimensional gas of massless Dirac fermions in graphene. Nature, 438,197-200. Novoselov, K.S. and Geim, A.K. 2007. The rise of graphene. Nature, 6, 183-191. Semenoff, W.G. 1984. Condensed-Matter Simulation of a Three-Dimensional Anomaly. Physical Review Letters, 53(26), 2449-2452. Strange, P. 1998. Relativistic Quantum Mechanics with applications in condensed matter and atomic physics. Cambridge University Press. 594 p., New York. 52 Tahir, M. and Sabeeh, K. 2008. Quantum transport electrons in graphene in the presence of a spatially modulated magnetic field. Physical Review B, 77(195421), 1-5. Wallece, P.R. 1946. The Band Theory of Graphite. Physical Review Letters. 71(9), 622634. 53 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı : Aybey MOĞULKOÇ Doğum Yeri : Ankara Doğum Tarihi: 11.09.1983 Medeni Hali : Bekar Yabancı Dili : İngilizce Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl) Lise : Ankara Atatürk Anadolu Lisesi (2000) Lisans : Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Fizik Mühendisliği Bölümü (Şubat 2005) Yüksek Lisans : Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı (Şubat 2005-Temmuz 2008) Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümünde Araştırma Görevlisi 2007 54