TBMM B: 21 25 . 11 . 2010 O: 2 BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arıtman. Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Iğdır Milletvekili Pervin Buldan. Buyurun Sayın Buldan. (BDP sıralarından alkışlar) PERVİN BULDAN (Iğdır) – Teşekkür ederim. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin, kadına yönelik şiddet konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu önergenin lehinde söz almış bulunmaktayım. Grubum adına Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. Kadına yönelik şiddet maalesef ki insanlık tarihinin en köklü sorunlarından biridir ve bugün itibarıyla da ülkemizin ve aynı zamanda bütün dünyanın evrensel bir gerçekliğidir. Kadına yönelik şiddet, ataerkil kültür içerisinde meşruiyetini kazanmış ve dünyanın birçok yerinde toplumsal olarak benimsenmiştir. Bu şiddet türü, başka hiçbir canlı örneğinde göremeyeceğimiz şekilde, kız çocuğunun anne rahmine düşmesinden itibaren başlamakta ve toplumsal yaşamın bütün alanlarında devamlı olarak tezahür etmektedir. Kadına yönelik şiddet bir hak ihlalidir ve kadınların fiziksel ve ruhsal bütünlüklerini tehdit etmektedir ve bugün itibarıyla dünyada yaşanan en yaygın ve yıkıcı nitelikteki şiddet türüdür. Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesinin 2002’de kabul ettiği tavsiye kararı bu vahameti gözler önüne sermektedir. Buna göre on altı-kırk dört yaş arası kadın ölümlerinde kadına yönelik şiddet, kanser, trafik kazaları ve savaştan daha büyük bir risk faktörü oluşturmaktadır. Tarih öncesine uzanan ataerkil düzen modern toplum düzeninde bir rejim hâlini almıştır ve bu cinsiyet rejimi kadına yönelik şiddete kaynaklık etmekle birlikte ataerkil bir kurguyla düzenlenmiş olan toplumsal zeminde yaşam mücadelesi veren kadınların toplumsal yaşamın hemen bütün alanlarında geri bırakılmasına neden teşkil etmektedir ve bu da kadına yönelik şiddetin doğmasının ve önlenememesinin en önemli nedenini oluşturmaktadır. İşte bu cinsiyet rejimi, ülkemizde çok sarsılmaz bir şekilde varlığını sürdürmekte ve bütün toplumsal alanlarda kendisini yeniden üretmektedir ve bu devamlılığın sonuçları ise esasen toplumun bütün kesimlerini bağlayan ağır sonuçlar ortaya koymaktadır. Nitekim, cinsiyet eşitsizliği, dünyada olduğu kadar ülkemizde daha da derin bir şekilde seyretmektedir. En son Dünya Ekonomik Forumunun Küresel Kadın Erkek Eşitliği 2008 Raporu’nda Türkiye'nin sahip olduğu yer, bu gerçeği açıkça belgelemektedir. Türkiye, raporda, yaşamın bütün alanlarında kadın-erkek eşitliği konusunda listenin en sonunda yer almakta ve daha da kötüsü, dünyada nispeten ilerleme kaydedilirken Türkiye her yıl geriye gitmektedir. Bu alanlara politik alan da dâhildir. Namus ve töre adına işlenen cinayetler ve kadınlara uygulanan işkence ve kötü muameleler, ülkemizde son yıllarda yüzde 25 artış göstermiştir. Türkiye’de her 3 kadından 1’isi şiddet görmekte ve bu şiddet yüzde 65 gibi yüksek bir oranda ölümle sonuçlanabilmektedir. Kadınların yüzde 97’si ise şiddet türlerinin herhangi birine veya birkaçına kaçınılmaz olarak maruz kalmaktadır. Bu şiddet türleri içerisinde en görünür nitelikte olanı ise namus cinayetleridir. Son beş yıl içerisinde, resmî verilere göre, ülkemizde 2 bin dolayında kadın namus cinayetlerine kurban gitti ve sayısı 6 bine ulaşan kadın da intihar etti. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle aile içerisinde kadına yönelik olarak gerçekleşen şiddet, en yaygın şiddet türü olarak tezahür etmekte ve ev içinde kadınların maruz kaldığı şiddetin görünmeyen önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Toplumsal bilinçte aile içi şiddetin özel alana ait bir sorun olarak görülmesi bu şiddeti pekiştirmektedir. Oysa, kadına yönelik şiddet aile içerisinde başlayıp biten mahrem bir sorun değil, bilakis toplumsal ve siyasal bir olgudur ve sonuçları itibarıyla da toplumsal etkileri bulunmaktadır. Bütün şiddet türleri gibi aile içi şiddetin de toplumsal düzeyde ciddi bir maliyeti bulunmaktadır. Aile içi şiddet, toplumsal yaşamın kalitesi ve verimliliği, ekonomik, sağlık ve hukuksal alanlarda bütün yakıcılığıyla etkilerini göstermektedir. – 499 – özlem- 87–91