TABLO ve GRAFİKLER

advertisement
Catharine A. MacKINNON
«Feminist Bir Hukuka Doğru» Çerçevesinde
Eril Tıp - Eril Hukuk’tan
Toplumsal Cinsiyet Bağımlı
Tıp Hukukuna Doğru
«Şiddet ve İşgücü»
Dr. Gamze Aktuna
30 Mayıs 2016
Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları
Tezli Yüksek Lisans Programı
«Toplumsal Cinsiyet ve Hukuk»
Tıp Nedir? Hukuk Nedir? [TDK]
• TIP:
“Hastalıkları
iyileştirmek,
hafifletmek
veya
önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel
çalışmaların tümü, tababet”
• HUKUK:
“Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü
belirleyen yasaların bütünü, tüze; bu yasaları konu
alan bilim”
Toplumsal cinsiyet bağımsız bu tanımlar bu
meslekleri ve uygulama alanlarını ne kadar
yansıtabilir ki?
Arka Plana Baktığımızda...
Tarihsel süreçte patriyarkal iktidar düzenine giren;
bir TIP
Normlarını yeniden üretirken toplumsal cinsiyet
eşitsizliğini baştan kurgulayan
bir HUKUK
görürüz.
Hukuk gizleyen bir örtü…
• Hukuk yaşam
kuramıdır.
ile
yasaların
arasındaki
ilişkinin
• Yaşam içinde «kadın» ve «erkek» kimlikler olarak değil
insani olarak karşılaştırılır.
• Liberal sistemlerde, hukuk meşruiyetin bir kaynağıdır.
Liberal ideolojiye göre “Devletlerin amacı
insanların özgürlüğünü̈ sağlamaktır. Devlet bunu
sağladığı oranda meşrudur”.
• Bir başka deyişle hukuk bir güç uygulama alanı ve bu
alanı gizleyen bir örtüdür.
Eril Zihniyetten Eril Hukuka Doğru
• Erkek üstünlüğünün egemen olduğu toplumlarda, erkek
görüşü nesnel standart biçiminde sivil toplumlara egemen
olur.
• Devlet bu toplumsal iktidar olgularını yasalarla hukuk
kapsamında düzenler.
• Ve iki şey gerçekleşir;
• Hukuk meşrulaşır
• Var olan toplumsal egemenlik görünmez hale gelir
Liberal yasallık erkek egemenliğini hem görünmez
hem de meşru kılmak için uygun ortam hazırlar.
Yaşama Dair mi?
• Erkek egemenliği yasalar aracılığıyla yaşamın bir
özelliğiymişçesine gösterilir
• Varlık üzerindeki denetim bilinç üzerindeki denetimi de
oluşturur
Nesnelleştirilmiş gerçek, fikirlere,
fikirler de nesnelleştirilmiş gerçeğe dönüşür
• Liberal devletlerde tarafsız-soyut-yüceltilmiş ve yaygın
hukuk kuralları hem erkeğin kadın üzerindeki iktidarını
hem de iktidarın eril özelliklerini kurumsallaştırır.
Feminist Perspektiften Bakıldığında…
• Eril üstünlüğe dayalı hukuk biliminin; yaşam ile hukuk
arasındaki ölçütlerini eril bakış açısına göre saptadığı
gözlenir.
• Toplumda iktidar sahipleri (kadın olmadıkları malum)
yasaları hazırlar ve kurulu düzeni meydana getirirler.
Hiçbir Yasa...
• Erkeklere kadınları dövme hakkı tanımaz ama onları
önleyecek bir düzen de olmadığından buna gerek
kalmaz.
• Erkeklere kadınlara tecavüz etme hakkını vermez ama
erkeklerin kadınları cinsel olarak elde etmelerini ciddi
anlamda zorlaştırmaz.
• Kadınları susturmaz buna gerek de duyulma çünkü
kadınlar cinsel istismarlarla, işitilmemekle, inanılmakla,
sarsıntılarla hiç bir lisanın ağza alamayacağı
kelimelerle susuturulmuşlardır.
Hukuk Yapamaz
• Eşitliğin olmadığı toplumlarda, cinsiyet eşitliğini
güvence altına alan yasa, bireyin hukuki bakımdan eşit
olması için önce toplumsal olarak eşit kalmasını
öngörür.
• Hukukun zorla kabul ettirdiği iktidar ise toplumda
erkeklerin iktidarına tekabül ettiği sürece hukuk hayatın
tıpkısının aynısı işler.
• Erkekler kadınlara fiilen egemen olduğu sürece
anayasal açıdan bununla ilgili bir şey yapılamaz
Değişim Gediği...
• Erkek bakış açısıyla hareket
eden yargı zorlama ve otoriteyi
birleştirerek, toplumun uç
noktalarında çıkan direnç
anlarında, polis aracılığıyla
düzeni korur.
• Feminist açıdan bu sistem
dışında başka alan olmadığı için
eğer hukuk isteminin tekbenci
kilitlerinin kırılması
başarılabilirse bu zamanlar
değişimler için gedik açma
anları olurlar.
Bilinç Yükseltme...
Bir bilgi kayması
yaratan bilinç yükseltme de
kişisel olanın ardında politik
olanı , bastırılmışlığın ardında
egemenliği sergileyerek
iktidar dengesinin ustaca ama
aynı zamanda topyekun
değiştirilmesine katkıda
bulunur.
Burada sorulacak
olan, bu yöntemi kadınlar için
devlet düzeyine kadar neyin
çıkarabileceğidir?
«Boyuneğmişliğin»
Gücü
• Feminist bakış açısından kadınların kolektif gerçekliği ve
onun nasıl değiştirilebileceği sorunu, kadınların bakış açısı ve
bunun nasıl bilinebileceği sorunuyla karışmaktadır.
•Kadınlar egemenliğe karşı durabilecek ne yaşarlar?
•Hangi dişil bilim eril bilime karşı durabilir?
•Sivil toplum kurallarını hangi kadın görüş açısı
sorgulayabilir?
Cevap somut ve gerçektir
«Kadınların erkeklere boyun eğmişliğinin
bakış açısı»
Engeller Engeller...
• Kadınlar cinsiyet eşitliğini hiçbir zaman yaşamadıkları
için neye benzediğini öğrenmelerine fırsat kalmamıştır
ancak hayat tecrübelerinden eşitsizliğin ne demek
olduğunu,
bunun
önündeki
engellerin
nasıl
kaldırılacağını çok iyi bilirler.
• Bu engeller;
• Hukuki engeller
• Toplumsal engeller
• Hukuk ve toplum arasında bir yerde var olan
engellerdir
Feminizm Betimlemesi
• Kadınların durumunun gerçekliğiyle yüz yüze gelmeyi
ve onu eleştirmeyi başaramamak, yani idealizmin ve
inkarın başarısızlığı liberal feminizmin başarısızlığıdır.
• Eleştiriyi aşamama yani determinizmin ve radikal
kötürümlüğün başarısızlığı sol feminizmin
başarısızlığıdır.
Esas feminizm ise kadınların ortak durumunu dile
getirmeyle ve betimlemeyle başlamıştır.
Egemenlik, bastırılmış ve eşitsizliğin cinselliği
içinde, cinsiyetin toplumsal tanımının dinamiğini
saptamıştır.
Eşitsizlik Olarak Cinsellik
Cinsellik Olarak Eşitsizlik
• Cinsel eşitsizlik kadın ve erkek olarak cinsiyetlere
ayrıldığına göre , cinsiyet eşitsizliği de egemenlik ve
bastırılmışlık olarak cinselleştirilmiştir.
• Erkeklerin kadınlar üzerindeki toplumsal iktidarı;
 Güya kadınları toplumun bir parçası olarak
korumaya kalkan tecavüz yasası,
 Kadınları hayati tehlikeyle karşı karşıya oldukları
durumda görmezden gelen müstehcenlik yasası,
 Kadınları böyle durumlarda karanlıkta bırakan kürtaj
yasası ... gibi yasalar aracılığıyla yayılır.
Kısır Döngü...
Yasalar yetkilerini;
hayatın ve hukukun
karmaşık dokusu içinde,
kadınların erkeklere
göre hukuk alanındaki
eşitsizlikleri aracılığıyla,
toplumsal eşitsizliği
yeniden üreterek elde
ederler.
Cinsel Eşitsizlik
• Kadınların toplumsal koşullarının gerçek adı cinsel
eşitsizliktir.
• Kadınların cinsel eşitliğinin olmadığını kabul eden bir
perspektifle bakılınca bunun anlamı, eşitlik bir kez
anlamlı bir şekilde tanımlandıktan sonra, toplumu
değiştirmeden yasaların uygulanmasının olanaksız
olduğudur.
• Yasalarda cinsel eşitliği anlamlı kılmak için temel
meseleleri tanımlamak ve cinsel eşitsizlik bir kez
yerleşince bunun ciddiyetini kavratmak gerekir.
Hem öğreti hem de hukuk açısından cinsiyet
eşitsizliği sorununu yeniden ele almayı ve dolayısıyla
yeni bir kavramsallaştımayı gerekli kılmaktadır.
Toplumsal Cinsiyet
Farklılık mı?
Egemenlik mi?
• Toplumsal cinsiyeti keşfetme iddiasındaki ;
 liberalizm, doğanın aynasındaki kadın ve erkeği
 sol görüş, toplumun aynasındaki kadınlık ve
erkekliği keşfetmiştir.
• Konuya kadınların erkeklere boyun eğmesi açısından
bakan yaklaşım, kadınlara zorla kabul ettirilmiş özgül
aşağılık ve değersizlik durumunu eleştirerek, hukuk ve
toplumun aynalı koridorundaki sayısız yansıma
arasından bir çıkış yolu göstermektedir
• Aksi takdirde cinsiyet eşitliği bu aynalar arasında
sıkışıp kalacaktır.
Değişimin İlk Adımı...
• İlk adım kadınların somut gerçekliğini kabul
etmektir:
«Kadınların Eşitsizliği»
Mesela;
 Eşit işe eşit olmayan ücret
 Saygı duyulmayan işlere uygun görülmek
 Küçültücü fiziksel özelliklerle nitelendirilmek
 Tecavüze hedef olmak
 Dayağa açık olmak...
Değişimin İkinci Adımı...
• Kadınlar üzerindeki eril iktidar biçimlerinin,hukukta
bireysel haklar olarak onaylandığını algılamaktır.
«Erkekler iktidarlarını kaybettikleri zaman haklarını da
kaybettiklerini düşünmektedirler»
Mesela;
 Tecavüz yasasında rıza kavramı
 Müstehcenlik yasası...
Tıp Tüm Bunların Neresinde?: Tabiki de Heryerinde
• Tıp Beden
• Beden Cinsiyet
• Cinsiyet Cinsellik
• Cinsellik Eşitsizlik
• Eşitsizlik Egemenlik
• Egemenlik ise Cinsellik
• Cinsellik ise Cinsiyet
• Cinsiyet ise Eşitsizlik
• Eşitsizlik ise Toplumsal Cinsiyet
Hukuk
sistemini
feminist
düzlemde
değerlendirip toplumsal cinsiyet, cinsel egemenlik ve
sosyal kimlik temelli yasalardan bahsederken tıp
mevzuatlarının bunun içerisindeki yerini sormak,
feminist hukuk çerçevesinde tıp mevzuatını
sorgulamanın belki de ilk aşaması olacaktır. Ancak
bu sorunun cevabı McKINNON’un “Hukuk ne kadar
feminist?” temel sorusuna yaklaşımı kadar net ve bir
o kadar benzerdir.
(ECEVİT & KARKINER, 2013, s. 157)
• Tıbbileştirme süreci ise, hastanın bedenini kayıtsız
şartsız doktora teslimine sebep olması hastanın
mahremiyet sınırlarının bütünüyle doktorun inisiyatifine
kalmasına da yol açabilmektedir. Bu durumda,
hastanın cinsiyeti ile ilgili toplumsal yargılar sağlıkla
ilgili meselenin önüne geçebilmektedir. (ECEVİT &
KARKINER, 2013, s. 157)
Bağımlı? Bağımsız
• Hekimin uygulamakla yükümlü olduğu yasaların
toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kabul eden ve bununla
yüzleşen bir perspektifte ve sağlık hizmeti alma
sürecinin sağlık çalışanının toplumsal yargılarından
asgari düzeyde etkilenmesine veyahut etkilenmemesine
olanak tanıyacak kurgulanımda olmasının önemi açıkca
görülmektedir.
Ancak içerisinde hekimlik ve hasta rollerini
üstlendiğimiz tıp sektörünün mevzuatının ne kadar
toplumsal cinsiyetten bağımsız olduğu tartışmasının
cevabı su götürmez bir biçimde ortadadır.
Bir Tıp Dramı: Şiddet
• Çalışan Sağlığı Ve Güvenliği” Birimlerinin Görev
Tanımlarının Dayanağında;
• Sağlık Bakanlığının 06.04.2011 Tarih Ve 27897 Sayılı
Hasta Ve Çalışan Güvenliği’nin Sağlanmasına Dair
Yönetmelik
• İç İşleri Bakanlığının 26.04.2012 Tarih 2012/22 Sayılı
Sağlık
Çalışanlarına
Karşı
İşlenen
Suçların
Soruşturulması Genelgesi
• Sağlık Bakanlığının 28.04.2012 Tarih Ve 28277 Sayılı
Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle
Yapılacak Hukuki Yardımın Usul Ve Esasları Hakkında
Yönetmelik
• 14.05.2012 Tarihli Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü;
Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına İlişkin Genelge,
• Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 29.06.2012
Tarihli 12989 Sayılı Beyaz Kod İl Koordinatörlerinin
Belirlenmesi Konulu Yazısı
İçerikler
bağlamında
toplumsal
cinsiyet
eşitsizlikleri
???
Kadın Erkek Biyolojik
Cinsiyet Oranı??
Toplumsal Cinsiyet
Gözlemlemeleri
LGBT Bireyler
YOK YOK YOK
«KADIN ve DOKTOR ve ŞİDDET» kelimeleri
«KADIN ve DOKTOR ve ŞİDDET» kelimeleri
Hekime Hakaret ve Tehdide Ceza
Kadın Hekimlere Döner Bıçaklı Saldırıya Tutuklama
Şiddete Uğrayan Kadın Hekime Ceza
Kadın Doktoru Tartaklamaktan
Yargılanan Kaymakama 2 Bin Lira Ceza
MacKINNON:
• Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin;
 En hafif ifadesi ve gerekli ön
koşulu, kadının nesneleştirilmesi
ve insanlıktan çıkarılmasıdır.
 En aşırı ucu ise şiddettir.
MObbİngg!!
• Kaldı ki ilgili yasalarda ve genel algılayışlarımızda
sağlık çalışanına/hekime yönelik şiddet çoğunlukla
hasta temelli bir yaklaşım çerçevesinde nitelendiriliyor.
• Oysaki patriarkal tıbbın erkek egemen hiyerarşik
düzeninde kadın sağlık çalışanlarına uygulanan
MOBBING namı diğer bir nevi ŞİDDET’in toplumsal
cinsiyet ışığında incelenmesi de tıbbın cinsiyet
eşitsizlik örüntülerini anlamamızda bir basamak
olacaktır.
(YİĞİTBAŞ & DEVECİ, 2011)
• Çağla YİĞİTBAŞ ve Dr. Süleyman Erhan DEVECİ
tarafından; yapılan çalışmaların sağlık alanında
şiddetin çok sık olduğunu ancak az bildirildiğini
gösterdiğini ve bunun birçok nedeninin olmasıyla
birlikte genel ortak kanının özellikle ülkemizde
çalışanların haklarını savunacak yasal düzenlemelerin
olmaması olduğu sonucuna varılmıştır. (YİĞİTBAŞ &
DEVECİ, 2011)
(KESER ÖZCAN & BİLGİN, 2011)
• Genel olarak sözel şiddete uğramada kadınların, fiziksel
şiddete uğramada erkeklerin, hem sözel hem de fiziksel
şiddete uğrama da yine kadınların ve meslek olarak da
hemşirelerin şiddete uğrama konusunda daha riskli gruplar
olduğu, saldırganların daha çok erkek ve ruhsal sorunları
olan ve alkol bağımlısı, madde kullanıcısı kişilerden
oluştuğu, en sık saldırı nedeninin organizasyonel
sorunlardan kaynaklandığı, fiziksel saldırılarda diğer
saldırılara göre daha çok bildirim yapıldığı, saldırı sonrası
mağdurların en çok emosyonel ve fizyolojik belirtiler
gösterdikleri ve genel olarak yetersiz baş etme düzenekleri
kullandıkları söylenebilir”. (KESER ÖZCAN & BİLGİN, 2011)
Yeni Tasarılar mümkün mü?
• Çalışma sonuçları ve Birleşmiş Milletler 1994 ‘Kadına
Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi Bildirisi “Cinsiyete dayalı ve
kadınlarda fiziksel, cinsel, psikolojik herhangi bir zarar ve
üzüntü sonucunu doğuran veya bu sonucu doğurmaya
yönelik
özel
yaşamda
veya
kamu
yaşamında
gerçekleşebilen her türlü tehdit, davranış, baskı veya
özgürlüğün keyfi biçimde engellenmesi” tanımı;
• MacKINNON ’un sözünü ettiği kadınlara yönelik şiddetle
harekete geçen eril cinselliğine farklı disipliner açıdan
bakılmasının ve bariz görünenin ardındaki büyük
görünmeyeni
de
kapsayacak
mevzuat
tasarıları
oluşturulmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Bir Hekimlik Yerleşimi: İşgücü
Kadınların ve Erkeklerin Mekanları
• MacKINNON modern patriarkanın erkeklerin doğallaştırılmış
hane geçindiricileri olarak tanımlandığı ve olağan işgücü
potansiyelleri olarak görüldüğü bir sistem üzerinde
yükseldiğini söyler. (KÖSE, 2010)
• Gerek batı gerek doğu, tüm toplumlara tarihsel gelişimleri ile
de birlikte bakıldığında, kadına toplumsal olarak yüklenmiş
bir cinsiyet kavramının var olduğu ve bunun hep erkeğe
oranla dezavantajlı statüde kaldığı aşikârdır. Öyle ki hem
sosyal hem kültürel özelliklerle şekillenen ve biyolojik
cinsiyetlere yüklenmiş bu toplumsal roller, zamanla her
toplumda ‘kadın işi’-’erkek işi’ gibi algılar da yaratmıştır.”
(ÜNÜVAR, 2016)
Ayrışma
• İş kavramının kadın ve erkek biyolojik cinsiyetlerine
göre ayrışması neredeyse her meslek grubunu kendi iç
dinamikleri açısından etkisine almıştır. Ayrıca toplumsal
cinsiyet eşitsizliğini kabul etmeyen ve kadın ve erkeği
hukuk ve toplum statüleri önünde eşit gören yasa
maddelerinin bu farklılaşımı değiştirememesi bir
gerçektir.
Hatta belki de buna çalışmaması bile.
Bir Yönetmelik Bir Gerçek
• Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği
12. Maddesi 1. bendi
“Asistanlık giriş sınavına (TUS), (DUS) başvurabilmek
için, Türkiye’de tıp doktoru veya diş hekimliği mesleğini
yapmaya yetkili olmak”
• Nitekim günümüzde Türkiye’de Tıpta Uzmanlık Sınavına
girmek ve aldığın puan çerçevesinde asistanlık sürecine
başlama hakkına erişmek yasalar önünde kadın ve erkek
biyolojik cinsiyetlerince eşittir.
• Ancak asistanlık dallarının cinsiyet dağılımına bakıldığında
bazı dahili alanlarda kadınların, bazı cerrahi alanlarda ise
erkeklerin yoğun olduğu heterojen bir dağılım görülmektedir.
Kadınlar Nereye, Erkekler Nereye?
Dağılım
• Bahse konu heterojenliğin bu bölümlere yeni başlayan,
dağılımca az olan cinsiyetten olan kişiler üzerinde bir
iktidar unsuru oluşturabileceği ve bunun uzmanlık
eğitimi tercihlerine bir etki edebileceği ihtimalinin
olduğu söylenebilir.
(YILDIRIM, 1998)
• Arda B. , Bökesoy I. tarafından Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesinde kadın öğretim üyeleri üzerine yapılan
niceliksel bir çalışmada kadınların oranının öğrencilikte
%45, asistanlıkta %41, öğretim üyeliğinde %37,5
anabilim dalı başkanlığında %20,9 bulunmuştur. Ayrıca
ilgili çalışmanın diğer çıktıları yönetimde istikrarlı bir
kadın temsiliyetin olmadığı, bölümler arası kadın-erkek
dağılımının heterojenite gösterdiği, kadınlar tarafından
seçilen uzmanlık alanlarının eviçi emek yükünü de
yürütebilecek alanlar olduğudur. (YILDIRIM, 1998)
Emzirme Hak ise
Anne Nerede Bebek Nerede?
Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla
Emzirme Odaları Ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik
Çalışma Koşulları ve İzinler Üçüncü Bölümü
Gece Çalışması 8. Maddesi
“(1) Kadın çalışanlar, gebe olduklarının sağlık
raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar geçen sürede
gece çalışmaya zorlanamazlar. (2) Yeni doğum yapmış
çalışanın doğumu izleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılması
yasaktır. Bu sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından
sakıncalı olduğunun sağlık raporu ile belirlendiği dönem
boyunca gece çalıştırılmaz”
Sağlıkçı Kadın başka Kadın mı ki?
• İlgili yönetmelik gereğince
emziren
kadının
gece
çalıştırılamayacağı
gayet
net ve açık olmasına karşın
gece çalışan ve oranları
azımsanamayacak düzeyde
olan kadın sağlıkçıların
durumunun bu yönetmelik
bağlamında ne olacağı bir
tartışma konusu olmuş ve
gündemde de yerini almıştır
Görüş - Görüşme
• 6.11.2013 tarihinde ise yönetmelik maddesine ilgi ile
kadın
sağlık
çalışanlarının
gece
çalıştırılıp
çalıştırılamayacağı ve 657 Sayılı Devlet Memurları
Kanunu’nun 104. Maddesi’ne Maddesi’ne ilgi ile bu
maddede geçen “günde” ibaresinin günlük mesai saati
olan 8 saat mi yoksa 8-16 ve ya 24 saat çalışmaların
hepsinin aynı şekilde “gün olarak” düşünülüp 1,5 saat
süt izni mi verilmesi gerektiğinin görüşü Sağlık
Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneler Kurumu’na
sorulmuş ve hukuk görüşü temel alınarak uygulama bu
bağlamda devam etmiştir.
• Türk Tabipleri Birliği Hekim Hakları Bildirgesi’nde ise
Hekimin Sağlık Hizmetini Örgütleyen Ve Finanse Eden
Kurumlar Ve Çalıştığı Kurumlara İlişkin Hakları
içerisinde emzirme ve analık gibi kavramların
geçmediği görülmektedir. (Türk Tabipler Birliği, 2010)
MacKINNON’a atıfla
• MacKINNON ‘un “ İktidar sahipleri modelini kadınların
çizemediği ve üstelik böyle işlerden dışlandıkları politik
sistemlerde yönetim değerlerini oluşturan yürürlükteki
yasaları hazırlarlar. O halde, öğretisel olarak, eğer yasal
meseleler yasama ile anayasa veya toplumsal gerçeklik
arasındaki biçimsel uyumun değerlendirilmesiyle sınırlı
kalmayıp, temeldeki esası incelemeye koyulmuşlarsa,
mahkeme kararlarını yeniden gözden geçirme ilkesi –
mahkemeleri ve hatta yasaları geçersiz saymakla- haddini
aşmış demektir.” (MacKINNON, 2015) ifadesine atıfla; bu
örnek, yasaların eril iktidar sahipleri tarafından belirlenen
yönlerde sorgulanabileceğinin ve hatta yürütülebileceğinin
bir kanıtı niteliğindedir.
Raporlar, Veriler, Verisizlikler
• 2014 yılında yayınlanan Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve
Sağlık İnsangücü Raporunda hekimlerin biyolojik
cinsiyet dağılımlarına yer verilmezken bunun yanısıra
“Sağlık İnsangücü Planlamasında Kullanılan Ölçütler”
kapsamında geçen “Sağlık İnsangücü Verilerinin”
altında herhangi bir biyolojik veya toplumsal cinsiyet
bağlamında tanımlamalarda bulunmamaktadır.
• Sağlık Bakanlığı yayını olan 2023 Yılı Sağlık İşgücü
Hedefleri ve Sağlık Eğitimi içerisinde de herhangi bir
toplumsal cinsiyet bağlamlı hedefe rastlanmamaktadır
Hak Kimin Hakkı?
• Toplumsal cinsiyet
düzlemlerinden bağımsız
hazırlanmış bu yasaların
toplumsal cinsiyet
düzlemindeki yansımaları
ise ayrı bir hukuksal hak
tartışma konusu olarak
karşımıza çıkabilmektedir
DSÖ Ne Demiş?
• Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Gro Brundtland, 2000 yılında, yeni bir
milenyum için yaptığı konuşmada "Tıp -en azından Batılı, beyaz
önlüklü haliyle- her zaman bir erkek alanı olmuştur. Büyük oranda
hala da öyle. Fakat geçtiğimiz otuz yılda tıbbi işgücü
kompozisyonunda, belki hiçbir akademik meslekte olmadığı kadar,
radikal bir değişiklik var. Dünyanın birçok ülkesinde kadın doktor
sayısı hiç olmadığı kadar artıyor ve onlar tıbbi uygulamaları yeniden
şekillendiriyorlar." demiştir. (TTB, 2016)
• Nitekim yıllar içerisinde nicel olarak kadın hekim sayısının artması
yadsınamaz bir gerçektir. Ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine
karşı duruş sergilemek istiyorsak artan nicel sayıların yanında
kadınların emzirme, hamilelik, annelik gibi haklarını kendileri korumak
zorunda hissederek buna uygun uzmanlık alanları seçmelerine gerek
duymadıkları yasal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.
Feminizm
Tıp
Sağlık Hukuku
Tonlarca Muamma…
Sağlık Otoriteleri Kadına Nasıl Bakar?
CEDAW
• Türkiye’nin 1986 yılından beri taraf olduğu CEDAW
Sözleşmesi [Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye
Edilmesine Dair Sözleşme] Hukuki Alanda Tedbirler Alma
Yükümlülüğü Konulu 2. Maddesinde “Taraf Devletler
kadınlara karşı ayrımcılığın her biçimini yasaklayıp, her türlü
vasıtayla ve hiç vakit kaybetmeden kadınlara karşı
ayrımcılığı tasfiye etme politikası izlemeyi kabul ederler ve
bu amaçla aşağıdaki konularda taahhütte bulunurlar: a)
Erkeklerin ve kadınların eşitliği prensibini henüz ulusal
anayasalarına
veya
diğer
ilgili
mevzuatlarına
içselleştirmemişler ise, bu prensibi içselleştirmeyi ve yasalar
ve diğer uygun vasıtalarla bu prensibin pratik olarak
uygulanmasını sağlamak... “ hükmü bulunmaktadır.
Farklılık Yaklaşımını Benimseyenler
• “Tıptaki işbölümü üzerine yapılan çalışmalar, kadınların düşük
statülü ve düşük ücretli alanlara yönlendirildiklerini, cinsiyetçi
bir işbölümünün sürdüğünü göstermektedir. Kadınların,
mutlak ve değişmez kılınan "kadın doğasının gerektirdiği
ikincil rollere hapsedildiğini, bazı uzmanlık dallarına girebilme,
yükselebilme ve üst yönetime gelebilme sürecinde cinsel
ayrımcılığın yoğun olarak sürdüğünü kanıtlayan araştırmalar
vardır. Gerek kadınlar lehine üretilen kavramların sağlık
çalışanlarınca bilinmesi ve göz önünde tutulması gerekse
kadın sorunları kapsamında kadınlar lehine önlemler alınması
sağlıkta hakkaniyetin gereklerindendir. Günümüz sağlıkta
eşitlik politikaları kadınlara yönelik ayrımcılığın ortadan
kaldırılması yanı sıra kadınlar lehine olumlu ayrımcılık
prensibini gerektirmektedir.” (BÜKEN, 2016)
(HARPER, 2014)
• “Feminist hukuk teorisi hukuku dıştan (extern) bir bakış
açısı ile ele alır ve özetle modern toplumun hukukunun
tamamen patriarkal olduğu ve “erkekliğini” şekilciliği ve
rasyonelliği diğer değerlere üstün kılarak hukuk bilimi
ve uygulamasında (jurisprudence) kendini gösterdiğini
ifade eder.” (HARPER, 2014)
Farklı mıyız? Eşit mi? Yoksa…
• Feminizm ve feminist hukuk teorisinin iki ana akımı
olan; kadınların özelliklerinin ve farklılıklarının kabul
edilmesini ve değerlerinin arttırılmasını talep eden
”Farklılık Yaklaşımı” ve kadınlar ve erkekler arasındaki
toplumsal ve hukuki bağlamda eşitliği yaratmayı hedef
alan “ Eşitlik Yaklaşımı” ’nın çekişmesinin arasından
MacKINNON başka bir yön tayin ederek hukuku güç
perspektifinden yani egemenlik ve güç ilişkileri
içerisinden, incelemenin gerekliliğini ortaya koymuştur
Son Olarak: Mihenk Taşı
• Son olarak MacKINNON temelli feminist hukuk
yaklaşımı
ile
değerlendirilmesi
öngörülen
tıp
mevzuatına yaklaşımın mihenk taşının, patriarkal
disiplinlerde cinsel bağlamda vuku bulan eril egemen
gücün, toplumsal cinsiyet kimliklerini de yarattığı
gerçeğini içermesinin olduğu unutulmamalıdır.
Teşekkür Ederim
Download