DİNİ VE TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA ci G IYET Tartışmalı İlml ihtisas Toplantı 21-22 Mayıs 2011 Üsküdar Belediyesi Çaınlıca Sabahattin Zaim Eğitim ve Kültür Merkezi Büyiik Çamlıca - Üsküdar 1 İstanbul İstanbul 2012 FITRAT ve İSLAM ÇİZGİSiNDE KADlN PROBLEMLERiNE BAKlŞ Ali Rıza DEMİRCAN* İnsanı yüceitici özelliklerle donatarak yaratan Allah'a hamd ederim. Allah'ın istediği insan tipini örneklendiren Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed' e Salat ve Selam ederim. Bütün varlıkların yarabcısı olan Yüce Allah, insanın da halikıdır. Alen güzel kıvamcia yarabnışbr. Bütün yeryüzü varlıklarını, güneşi, ayı ve yıldızları da onun için halk ebniştir. 1 · lah, insanı İnsan özgün bir varlıktır. Onun için özel fıtrat/yaratılış yasaları konmuştur. bir anlabmla insanRabbimiz tarafından "Güzel amel'' yabir yaralık olduğu için onun tabiabna/doğasına bütün güzellikler/hayırlar ve çirkinlikler/şerler kodlanmıştır. 2 Ona irade gücü verilmiş­ tir.3 Fıtrabndaki güzellikleri açığa çıkararak hayalına hakim kılması için insana kendi cinsinden seçilen Peygamberler gönderilmiştir. 4 Böylece o, Peygamberler tebllği olan İslam'la ilaili terbiye altına alınmıştır. Daha açık rışma çıkarılan Fıtrat ve İslam çizgisinde yaşayan insana dünyada hoş ve güzel bir hayat; ahrette ise ebedi Cennet vaat edilmiştir.5 Fıtrabnda potansiyel olarak var olan şer güçleri kullanarak çirkinliklere yönelecek ve kendi başına buyruk olarak seküleı;. yaşam sürecek olan insana da dünyada "Dar bir hayat", ahirette de Cehennem mukadder kılınmıştır.6 • Araştırmacı- Yazar. En' am 6/102; Bakara 2/28; Hud 11/7. 2 Mülk 67/2; Şems 91/7-8. 3 İnsan 76/2-3; Kehf 18/29. ~ Nahl16/36; Al-i İmran 3/164. s Nahl16/30, 97, Ylınus 10/9-10. 6 Taha 20/124; Bakara 2/39. 1 132 DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARIYLA CİNSİYET İnsan, iradesini kullanarak doğasına kodlanmış güzellikleri, Peygamberler tebliği olan ve nihai yasalamu Kur'an'ın oluşturduğu İslam'la yaşa­ yamazsa denge kuramaz ve kuramadığı ölçüde de problemler yaşar. Yüce Allah ebeciilik takdir ederek ahsen-i takvimle esfel-i safilin arasmda gidip gelebilir kıldığı insanı, erkek ve kadın olarak yaratmışhr.7 Allah Kur'an-ı Kerim'de erkek ve kadını Ezvac olarak vasfeder ve her birine Zevc, der. 8 Zevc, mesela bir çift ayakkabının her bir teki gibi bir bütünün tam yarısı gibidir. Bu sebeple erkek kadının, kadın da erkeğin eşi, tamamlayıcı eşi-· tidir. Dolayısıyla erkeksiz kadın ve kadmsız erkek yarımdır; tek başlarına hayati ihtiyaçlar için gerekli olan bütünü oluşturamazlar. Nitekim Peygamberimiz zengin olsalar da erkeksiz kadını ve kadınsız erkeği yoksul olarak nitelemiştir.9 · Erkek ve kadın, birbirlerini farklılıklar içinde eşit görür, kendilerini birbirleri:Qi tamamlayacak parçalar olarak değerlendirir. Fıtrat ve fıtrah besleyen İslam çizgisinde yaşariarsa mesı1d olurlar. Yarışa girmeye ve birbirlerinin alanlarına müdahale ederek çahşırlarsa mutsuzluğa düşerler, ahiret hayatları da zarar görür. Tarih boyunca, birbirleriyle örtüşen Fıtrat-İslam çizgisinden sapan insanlar, güçleri ölçüsünde birbirlerine hakim/egemen olmaya çalışmışlar, zulümler yapmışlardır. Kölelik düzenleri oluşturm~şlardır. Erkekler arasında görülen hakimiyet mücadelesi, erkeklerle kadınlar arasmda da yaşanmış, fakat bu mücadele, - bedenen zayıflıkları ve rı1hen incelikleri sebebiyle olacakgenelde kadınlar aleyhine gelişmiş, kadınlar mağdı1r ve mazlum olmuşlar­ dır. Yüce Rabbimiz, insanın insan üzerinde hakimiyet kuracağını bildiği için, uygulanması halinde denge oluşturacak kanunlar/yasalar koymuştur. Bu yasalar, insanlığın çoğunluğu tarafından tanınmadığı, değişik dönemlerde bazı İslam ülkelerinde yanlış anlaşıldığı veya irade zaafıyla tamamen ya da kısmen uygulanmadığı için insan kaynaklı problemler devasalaşmışhr. Genelde insanı, özelde kadını konu alan Sosyal Bilimler mevcı1d yapının fotoğrafını çekmekle birilikte çözüm üretememektedir. Yeni yeni problemierin oluşmasını da engelleyememektedir. Üretilen çözümler Allah'a ve Ehsen-i takvim, en güzel şekil; Esfel-i safilin en aşağılık konumdur. Tın, 95/5-6. s Rum 30/21; Bakara 2/35, 230. 9 Mecmeii'z-Zevfiid, 4/252. 7 MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN ahiret hayalına imanla irtibatlandınlamadığı 133 için kalıcı faydalar da sağlaya­ mamaktadır. Batı dünyasında bilek gücüne ihtiyacın azalması ve üremesiz cinselli- ğin yaşanır olmasİyla kadınlar lehine gelişmeler olacağı sanılmışsa da gerçekleşmemiştir. Bu arada ifade edelim. Kadın, İslam dünyasınd~ da mağdur edilmekle birlikte o, daima insan olarak değerlendirilmiştir ve dönemimizde haklar ve özgürlükler olarak dillendirilen değerlere ana hatlarıyla sahip olmuşlar, ana olarak da yüceltilmişlerdir. Mesela, İslam kadını ondört asırdır mal sahibi olabilir, sözleşme yapabilir, evlilik kararı alabilir, ana-babasından, eşinden ve kardeşlerinden m1ras alabilir, bağımsız bir şahsiyetken batı kadını ondokuzuricu asrın başlarına kadar bu haklardan yoksundu.ıo Bu girişten sonra Tebliğ konularına bu çalışmayı tebliğ sahiplerine -Allah razı olsun- derim. ve katkı sağlamak amacıyla gelebiliriz. Bizleri aydınlattıkları vesile oldukları için yapmamıza Toplumsal Cinsiyet ifadesine uyum sağlayamadığımızı ifade edelim. İnsan merkezli/eksenli çalışina yapan sosyal bilimler, erkek ve kadını konu almakta ise de kadına ilişkin mevzular ağırlığı oluşturmaktadır. Bunlar arasında şu konular öne çıkmaktadır: Kadın erkek ilişkileri; aile içi rollerdeki değişiklikler ve Çalışma alanındaki Kadınlara dönüşümler, zorluklar, yönelik şiddet, Boşanmalar, Kadın cinselliği, Kadını aşagrlayan ve toplum hayatından dışlayan anlayışlar, ıo"XIX. yüzyılın başlarında kadınların fiilen hiç hakları yoktu. Babalannın ve kocalarının malıydılar. Evlilil<te alırup satılırlardı. Oy veremezlerdi. Sözleşme yapamazlarEvlenince mülk sahibi olamazlardı. Çocukları üzerinde herhangi bir hakları, kendi bedenleri üzerinde de denetimleri yoktu. Kocaları hiçbir hukuki engel olmaksızın onları dövebilirdi. Eve kapatılmadıkları zaman, gelişen sanayileşme tarafından işçi ordusunun en aşağı kesimlerine katılmak zorunda bırakılırlardı." A. Coote, T. Gill, Women's Righs: A Practical Guide, Penguine, 1974, s.lS-16. dı. DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET 134 Sivil toplurnda kadın kuruluşları, Kadınların siyasete kahlrnaları. Fıtrat-İslam birlikteliğinden sapılması halinde aynı problemlerle, bah toplumları yanı sıra onlardan etkilenen İslam Toplumları'nda da karşılaşıla­ bileceğinden, bu konuların tabii bulmak gerekir. farklı kültür dünyaları içinde yer almasını da Soyut tespit ve teşhis çare değildir, çözüm de üreternez. Problemleri zihin yapısıyla çözüm üretilerneyeceğinden biz çözümü Fıtrat­ İslam ikilisinin beraberliğinde görüyoruz. Burada hahrlatrnarnız gereken önemli husus şudur: · oluşturan İlahi imtihan gereği Hakka ve Bahllara/gerçek doğrulara ve eğrilere eğilimli insanlar ve onların oluşturduğu Bahl sistemler olacağından zulümler durrnayacak, dolayısıyla problemler de çeşitlenerek devarn edecektir. Bu sebeple amacımız, Fıtrat-İslam doğrultusunda adil bir çizgi izleyerek problemleri en aza indirmek ~e dünya hayatları yanı sıra ebedi hayatlarını rnesfıd etmek isteyeceklere çözümler üreterek yardırncı olmak olmalıdır. Bu gaye ile yukarıda değinilen konulara Fıtrat - İslam çizgisinde eğilmeye çalı­ şacağız. I- Erkek-Kadın İlişkileri/Aile Rollerinde Değişiklikler ve Dönüşümler İnsan olmaları bakımından eşit olan erkekle kadın, rfıhl ve biyolojik yönden farklıdır. Kur'an'ın yukarıda değinilen sunumuna göre onların her biri Zevc' dir; birbirlerinin eşi ve bir bütünün biri diğerini tamamlayan parçalarıdır. Yüce Allah onları bu şekilde yarathğı için onlara yönelik yasalar da eşitliği ve farklılığı yansıhcı niteliktedir. Mesela, İslam Dini'nin iman esaslarına inanrnada; can, mal ve özel hayat dokunulmazlığı gibi haklara sahip olrnada; namaz, zekat ve adalet gibi görevleri yapmada; zulüm faiz ve zina gibi yasaklardan sakınrnada; insan öldürme, zina ve hırsızlık gibi suçların cezalannda eşittirler. Yaphklan iradeli işlere göre de ahiret hayatlarında eşit şartlarda sorgulanacak, azaplandırılacak ve rnükafatlandırılacaklardır. Onlar, ıılhsal ve biyolojik yönden eşitsizlikleri sebebiyle bazı görevler ve bu görevlere bağlı haklarda farklıdırlar. Mesela, kadınlar adet görmeleri sebebiyle ana ibadet olan namazla ve evlilikte kadınlık görevleriyle mükellef MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 135 tutulrnarnışladır. 11 Daha kolay iftira edilebilir olduklan için narnuslu kadın­ lara zina iftira edenler cezalandırılrnışlardır. 12 Doğum, ernzirrne ve ternyiz çağına kadar büyütrne onlara has/özgü kılındığı için nafaka kazanımı ile yükümlü kılınrnarnışlardır.13 Taciz ve tecavüzden koronabilmeleri için, nitelikleri belirlenmiş örtünrne ile görevlendirilrnişlerdir. 14 Kadınlar için ev merkezli toplum hayah önerildiği söylenebilirse de aşağıda açıklanacağı üzere yönetim hakları da korunrnuştur. Erkekler evlilikte rnehir ve nafaka ile, boşanınada tazrninatla ve fakir . ana babalarının bakımı ile görevli kılındıklaİmdan evlad olarak varis olurlarken iki kah miras alırlar.1 5 Boşarnada doğrudan yetkilidirler. Kadınlar ise mahkeme/yargı yoluyla boşanabilirler. 16 Bedenen daha güçlü kılındıkları için de meşru silahlı savaşta öncelikli olarak görevlidirler. Farklılıkları sebebiyle erkeklere sınırlı çok eşlilik izni de verilrniştirP Burada amacımız tam bir yeterli buluyoruz. kıyas yapmak olmadığı içi verilen misalleri Eşitlik ve farklılık yönlerine değinilen erkekle kadının doğal çizgilerini koruyabilrneleri ve ilişkilerini adil bir zemine oturtabilrneleri için fıtratlan çizgisinde yetiştirilmeleri ve yaşahimaları gerekir. Bunun içindir ki Fıtrat dilli olan İslam: Erkek çocuğunun erkek, kız çocuğunun da kız çocuğu olarak yetişti­ rilmesini emretmiş ve bunu Peygamberimiz aracılığıyla fiilen ömeklendirrniştir.18 Giyirnde - kuşarnda, sözde ve davranışta ve hatta üstlenilecek görevlerde erkeklerin kadınlara, kadınların erkeklere benzerneye çalışmasını laneti içeren bir dille yasaklarnışhr. 19 ıı Bakara 2/222; Milide 5/6, N isa 4/43. Nur 24/4. 13 Bakara 2/233; Nisa 4/34. ı4 Ahzab 33/59; Nur 24/31. ıs Nisa 4/11. ı 6 Talak 66/1-2; Bakara 2/229. 17 Nisa 3/129. Bu konuda İsliim'a Göre Cinsel Hayat isimli eserirnize bakılabilir. ıs Ebu Davud, Saliit, 26, Hatern, 8; Müsned, 2/180. ı 9 Ebu Davfıd, Libas, 30-31. ıı DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET 136 Cinselliğin de kendi cinsiyetleri doğrultusunda yaşanmasını emretBunun içindir ki· karşı cinsler arasında evlilik meşrı11aşhrılnuş, livata/homoseksüellik ve lezbiyenlik yasaklanmışhr.ıo miştir. Yukarıda özetiediğimiz eşitlikler ve farklılıklar gözetilerek görevlerin belirlenip üstlenilmemesi, yetiştirmeyi de içine alan benzeşme şekillerinden kaçınılmaması ve şiddet içermedikçe homosüksüelliğin ve lezbiyenliğin temel haklardan görülmesi, kadın erkek ilişkilerini tabii mecrasından saptirmışhr. Ailede ve sosyal hayatta görev değişikiileri ve dönüşümlerine neden olmuştur. Bu nedenle çözüm özetlenen Fıtrat-İslam çizgisindedir. ve hakların II- Çalışma Alanındaki Zorluklar Çalışma alanı erkekler için de kadınlar için de zorlukları içermekle ve bu zorluklar bir ölçüde tabii olmakla birlikte, kadınların bu alandaki problemleri daha çok ve daha boyutludur. Hayati ihtiyaçları için -özel hallerinde bile- evlerinin dışında çalışma mecburiyetleri, adaletli ücret alamamaları, gereğince hak arayamayışları~ ·çalışma hayahnda cinsel taeizlere ve tecavüzlere uğramaları, çalışma sebebiyle evliliğe yönelememeleri, evlilik hayahnda cinselliklerini gereğince yaşaya­ mamaları; sürekli koruyucu önlemlere başvurdukları için sağlıklarını risk etmeleri, eşleri dışındaki partneriere eğilim duymaları ve duyulmaları, çalışma hayatı dışında ev işlerini üstlenmek zorunda kalışları başlıca problemlerini oluşturmaktadır. Dağurdukları çocuklarını çocuk yuvalarında ve bakı­ Cılar elinde ana ilgisi ve şefkatinden yoksun bırakarak büyütmeleri ise rUhsal yönden daha da yıpratıo problemlerini oluşturmaktadır. Kadının ev dışında çalıştırılması toplum için de problem oluşturmak­ tadır. Çünkü kadının çalışması, genel işsizliği artırarak işsizlik problemini daha da karmaşıklaştırmakta ve çözümsüzleştirmektedir. Üstelik çalışan gelirli kadınla, işsiz erkeğin oluşturduğu ailelerde, görev değişimleri, bunaltıcı ve kavgaları tetikleyici psikolojik sorunlara da sebebiyet vermektedir. Çalışma alanındaki bütün bu problemler, Fıtrat'a ve İslam'a uygun geleneksel görev bölüşümünden sapılarak kadının ev dışında çalıştırılması ana sebebine dayanmaktadır. Kadını asalak görmek, ucuz iş gücü olarak 20 Nisa 4/15-16. MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 137 kullanmak, cinselliklerini sömürmek, tekstil ve kozmetik sanayiinde tüketici kılmak vs. bu ana sebebioluşturucu unsurlardır. Bize göre çare, Fıtrat ve İslam çizgisinde kadını yalnızca ihtiyaç duyulabilecek alanlar için yetiştirmek, başta eşlik ve analık olmak üzere ev içi çalışmalarına sevketmek ve toplumun yaralanacağı kültürel aktivitelere ve sivil örgüt çalışmalarına yönlendirmektir. III- Kadınlara Yönelik Şiddet Analar olarak değilse bile kız çocukları ve eşler olarak kadınların maruz kaldığ~ şiddet ilk ins.an topuluklarından beri devam etmektedir. Tarihler boyunca zayıf erkeler de zulme uğrahldıkları, hatta köleleştirildik­ leri için şiddetin sebebi erkek egemen yapı değil, ama daha çok erkeklerin oluşturduğu Tağı1ti yapıdır. İsH1m1 perspektiften bakıldığında bu yapının iki ana özelliği vardır. a) Allah'a ve ölümle başlayacak Ahiret Hayah'na; Yaratanın huzurunda sorgulanılacağına, Cennet'le mükafatlandırılıp, Cehennem'le cezalandırılacağına imansızlık veya inanç zayıflığı, b) Yapılan zulme; uygulanan sisteminden yoksunluk.ıı şiddete aynısı ile cezayı öneren Kısas Kişiler, Melekler tarafından tescil edilip yakın çekirnle filme alınan iradeli bütün sözleri, davranışları ve işlerinden sorgulanıp ceza göreceklerine veya Cennet ile armağanlandırılacaklarına inanmazlar ve özellikle de vurdukları darbelerin aynısımn kendilerine vurulacağını ve kıydıkları canlara karşılık canlarının alınacağını bilmezler ise, yasal bir takım engeller ve poIisiye tedbirlerle onların genelde bütün zayıf insanlara ve özelde kadınlara yönelik şiddetie:ı:i önlenemez. Nitekim engellenememektedir. Kadınların dolaylı olarak maruz kaldığı bir şiddet türü daha vardır ki -manevi bir şiddet olarak yaşandığı halde- genelde insanlığın, özelde kadın­ ların çoğunluğu tarafından bile bilinip dile getirilmemektedir. O da suç işle­ yen eviatlara veya kocalara verilen uzun süreli hapis cezalarının sebep olduğu manevi şiddettir. Aynı şekilde evlatları veya kocaları kazaen veya ıı Bakara 2/178; Mtlide 5/45. tir. Kısas sistemi Tevrat'la getirilmiş Kur'an'la pekiştirilmiş­ DİNİ ve TOPLUMSAL BOYUTLARIYLA CİNSİYET 138 kasden öldürülen kadınların almaları gereken tazminattan mamen yoksun bırakılmalarının neden olduğu şiddettir. kısmen veya ta- · Batılı ülkelerin ve onları izleyen memleketlerin uzun hapisli ceza sistemleri, suçların ve cezaların şahsiliği ilkesine, dolayısıyla da insan doğasına aykırıdır.22 Bu sistemde uzun süreli hapis cezaları alan evlatların analarının, tutukluluk süresince yürekleri yanmaktadır. Kadın eşler de vefasızlığı içeren boşanma ile uzun süreli kocasızlık arasında çırpınınaya mahkum edilmektedir. Değinilen kazalı ölümler ve kasdi öldürmelerde ise yeterli tazminat alarnama sebebiyle manevi mağduriyetler yanında, maddi yoksulluk da yaşanmaktadır. Bütün bunlar da manevi şiddettir. Fıtratla kaynaşan İslam düzeninde olduğu gibi Had'ler23 ve Kısas yo- luyla cezalar kısa süreler içinde verilse; hata yoluyla ölümlerde Nisa 92 ile öngörülen diyet/tazminat uygulansa ve kasdi öldürmelerde, ölüm cezası yanı sıra katilin vereceği, kadın eş dahil maktülün varisierinin alacağı tazminat alternatifi sunulsa, değinilen mağdfıriyetler oluşmayacak, oluştuğun­ da da giderilecektir.24 Kadının Dövülmesi Maddi ve manevi boyutları ile bütün işkence türleri şiddeti çağrıştırı­ yorsa da ilk akla gelen de dövme-dÔvülmedir. İslam zaviyesinden bakıldı­ ğında döv:ıne de zalim bir şiddettir; zulümdür ve haramdır. Pek tabiidir'ki Kısas'ı gerektiren bir suçtur. Peygamberimizin "Allah'ın kadın kullarını dövmeyiniz." 25 buyruğu ile dövme, bütün türleriyle yasaklanmakla birlikte ailede kadının zinasına ilişkin olarak yapılabilirlik istisnası vardır. Bazı bilinçsiz Müslüman tipler, zinayla ilgili bu istisnayı genelleştirerek uygulayabilmekte ve bu durum İs­ lam karşıtlarınca da istismar edilmektedir. Öneminden ötürü bu konuyu biraz daha ayrıntılı olarak sunmak istiyoruz. 22 İslam, Kur'an'la cezanın yalnızca sucluya verilmesini arnirdir. Bak. Fahr 35/18. 23 Hadler; Kuran ve Sünnetle belirlenen cezalardır. Bunlar öldürme, hırsızlık, zina if- tirası, zina, içki içme, rneşrfı düzene silahlı başkalcim ile irtidad/İslarn Dinin'den kül- türel veya silahla baş kaldırarak çıkma cezalarıdır. Yalnızca cezası, yasarnanın ve yönetimlerin belirleyeceği ceza lebilir. Bakara 2/178; İsra 17/33. ıs Ebu Davıld, Nikah, 4; Buhari, Nikah, 10. 2~ Sünnet'te yer alan içki Tazir olarak da görü- anlamına MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 139 Cinsel Kıskançlıkla veya Bir Başka Sebebi~ Kadın Dövülebilir mi? Yukarıda değinildiği üzere, insana yönelik manevi işkence yanı sıra fiziki şiddet de zulümdür ve haramdır. Özellikle kadınlara yönelik dövme şeklindeki şiddet de, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in diliyle kesinlikle yasaklanmışhr. Yaralamayacak biçimde dövebilir olmanın onaylandığı tek suç/günah zinadır. Karısının zinasına tanık olan ve bu ilişki sonucu hamile kalıp kalmadığından şüphe duyan kocanın rUhsat olarak başvurabileceği bir fark edilmeyecek biçimde dövmektir. işlem de dıştan bakıldığında Dövme konusunu anlayabilmek için, Kur'an'da genelde zina ve zina olarak celde/sopa ile dövme konusunun geçtiği Nur suresinin ikinci. ve dördüncü ayetleriyle özelde kadın dövme konusunun geçtiği tek yer olan Nisa suresinin 34. ayeti ve bu ayete açıklık getiren hadisi incelemeIiyiz. Anılan ayette şöyle buyrulur: iftirası cezası "Erkekler kadınları, Allalı'ın kendilerini birbirinden farklıiiistün kıldığı yetenekleri kullanarak ve ınallarından harcamalar yaparak koruyup gözetirler." 26 "Erdemli kadınlar evlilik sözleşmesinin gerektirdikZerine ittiat ederler. Allalı'ın (lıakla­ rmı) korumasına karşılık onlar da kocalarınııı yokluğunda kendilerini cinsellıaranı­ lardmı korurlar. ._____ "27 Nüşuz'undan; evlilik akdinin gereklerini yapmamaları ve cinsel hararnıara düşmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verebilir,(zina yoluyla hamile kalıp kalmadıklarını tespit için) yataklarında yalnız bırakabi­ lir ve onları dövebilirsiniz. Uygulanacak bu yöntemlerden sonra size itaat ederlerse onlara yüklenmek için bir sebep aramayın. Allah gerçekten çok yücedir, çok büyüktür."ıs Ayette konu edilen erkeğin kavvamlığı, yalnızca evlilik akdinin gereği olarak kayapmakla yükümlü olduğu görevlere ilişkindir. Bir başka konuda kavvamlık söz konusu değildir. (Bak Zeccac Meanil-Kur'a ve İ'rabuhu Nisa 34) 27 Ayette mevzu edilen kadınların Hafizatlığı/Koruyuculuğu, Nur 24/31 ve Ahzab 33/35'in deHHetiyle üreme organları olan Ferc'lerini korumaları; zinadan ve lezbiyenlikten korumaları/korunmalarıdır. Kadının cinsel haramlardan korunmasına vurgu yapan, anlamını sunacağımız şu hadis de değinilen manayı pekiştirmektedir. Çünkü Peygamberimiz, "Kadmlarm eıılıayırlısı, kendisine bakfığmda seni mııtlıı, eden, meşrıı çizgide emrettiğinde sana itfiat eden, ayrıldığmda keııdisini (cinsellıaramlardan) ve ma/mı (gereksiz lıarcamaktaıılzayi olmaktan) korııyandır. ~, buyurmuş, sonrada bu ayeti(Nisa 4/34) okumuştur. (Bak. İ. Kesir N isa 4/34) ıs Kişi karısını doğrudan boşama yoluna gidebileceğinden ve mesela öğütle dövme 26 dının kocasına karşı 140 DİNİ ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET Bu ayete göre örneğin evlilik akdinin ve toplum örfünün gerektirdiği aile içi görevleri yapmayan, sözlü veya fiili bir şekilde baş kaldırarak aile içinde problem olan ve de dini-hbb! mazereti olmaksızın ısrarla kadınlık görevlerinden kaçınan kadına hoşgörülü davranılarak öğüt verilebilir.29 Fiziki olarak saldıran kadına ise aynı şekilde fiziki olarak mukalıele edilebilir. Şüphe uyandırıcı ilişkilere giren veya ·zinaya bulaşan eşie/kadınla ise gayr-ı meşrfı çocuk edinip edinmediğini öğrenmek için cinsel ilişkiye girilmeyebilir ve yaralamayacak şekilde dövülebilir. Dövülebilir diyoruz, çünkü dövme vazife yoktur. şeklinde yapılması gereken bir Veda haclarında bu ayete ışık tutan açıklamalarında Peygamberirnizi şöyle buyurmuşlardır: "Aslıabmı! Kadmlarımza iyi davrmımanızıl iyi davraıııl­ tavsiye ederim. Zira onlar sizin gözetiminiz altıııdadır.Falıişe-i miibeyyiııelziııa yapmadıkça onlara karşı yerici ve zarar verici bir şekilde davranma Jıakkımz yoktur.Eğer zina ederlerse,ollları yataklarmda yalnız bırakabiZir ve onları yaralamayacak şekilde dövebilirsiniz. "30 masım öğütlemenizi bir araya getirilemeyeceğinden ayetteki öğüt verme, yatakları ayırma ve dövme şek­ lindeki emirleri, İbaha 1 yapılabilir olma şeklinde anlıyoruz. İslam bilginlerinin büyük çoğunlu da böyle anlamışhr. Arap dilinde emirlerin İbaha için kullanımı kuraldır. Bu kural için bak. Maide 5/22,"Festadu" emri. ı9 Burada şu sanı sorulabilir: Erkek/koca evlilik akdinin gerektirdiği görevleri yapmaz, kadını evli-dul arası bir durumda bırakır ve zina yaparsa kadın ne yapabilir? Yapılabilir olanların bir bölümü Nisa suresinin_128. ayetinde şöylece açıklanmakta­ dır: "Kadm, kocasıımı ııiişılzımdaıı(evlilik akdiniıı top/ımı örfüııe göre gerektirdiği görevlerini yapmaması ve zinaya yönelmesin den) veya ilgisizliğindeıı ötürü aile yuvasmın yıkılacağı korkusıma kapılırsa kocasıyla konuşup mı/aşarak aralarmda uzlaşma sağlamalarmda hiçbir sakıııca yoktur. Geri iıısaıı benliğe gurııra kapılıp kapris yapmaya eğilimlidir. Ancak sizler, Allalı'ııı biitiin yaptıklarımzdaıı haberdar olduğu bilinciyle- bu tiir eğilimlerden komnarak güzel ilişkiler kurmalı ve aile lıukılkımu çiğnemekfen sakııwıalısıııız." Görüşme yoluyla kocanın tövbesi/aşırılıklarından dönmesi sağlanamazsa, uzlaşıla­ cak konulardan birinin kadının evlilik öncesinde aldığı mehirini iade ederek ve boşanma tazminah talebinden vazgeçerek boşanmasıdır. (Bakara 2/229, 241) 30Tirmizl, Reda, ll; İ. Mace, Nikah, 3. Fahişey-i Mübeyyine"nin zina olduğuna ilişkin olarak bak. Ahzab 33/30; Talak 65/1. Değinildiği üzere, dövme cezası ancak zina halinde uygulanabilir. Bilindiği gibi zinanın Kur'an'da belirlenen cezası yüz sopadır. Kişi kendi tanıklığına dayanarak zina suçlamasıyla yargıya Li'an için başvurabilir. Karısının suçlamayı kabulü bu cezayı, reddi ise ayrılık sonucunu doğurur. Ailesinin onurunu düşünerek yargıya gideme- MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 141 Konunun önerninden ötürü pekiştirelirn. Açıklanan ayet ve hadise göderinden tedirgin eden şüpheli ilişkilere girmesi veya zina yapması sebebiyle dövülebilir. İslam Toplumu'nda bu yönterne başvurul­ maksızın doğrudan Lian'a da gidilebilir. 31 re kadın, eşini Burada şu notu düşürmeyi de gerekli buluyoruz: Sevgili Peygamberimiz Kur' an' ı uyguladı. Bu amaçla meşru kılıcı şart­ ve öldürücü darbeler vurdu. Ama eşierini asla dövrnedi, istese de dövernezdi. Çünkü·onun eşleri zina yapmadı. Çünkü dövme, boşama yoluna gidilrnernesi/ gidilernernesi durumunda izin olarak bir altematifti. Görev de değildi.32 ları oluştuğunda savaşh, yaraladı İnsana/ kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi veya daha gerçekçi bir yaklaşımla azalhlabilrnesi için adaleti ve merhameti öneeleyen Fıtrat ve İs­ lam çizgisine; inanç yoktur. eğitimi ve Kısas sistemine dönülmesinden başka çare IV- Boşanrnalar___ Boşanmalar dünyada ve ülkemizde arhk pek çok görülen sancılı toplumsal gerçeklerimizden biridir. Aile hayalındaki rollerde değişiklikler ve dönüşümler gibi, boşanmalarda da sanıldığı gibi kadınların iş alanına girmeleri veya ürernesiz cinselliğin yaygınlaşması gibi birkaç sebebe değil, özellikle ülkemizde aşağıda değinilecek pek çok ailev1 probleme dayanmaktadır: Ahlak ve karakter uyumsuzluğu, Yaş, kültür ve eğitim farkı, yen kişi yaralamayacak şekilde bir dövme ile yüz celdeyi sembolize eden bir ceza uygulamış olur. • Kişinin yönetimi allındaki esir kadının zinasını bizzat cezalandırabilirliği de kocanın açıklanan şekilde cezalandırabilirliği hakkını kanitlamaktadır. Peygamberimiz şöyle buyurur: "Bir cm·iye zina eder ve zina yaptığı da kesiııleşirse üzeriilde hukukeıı yetkili olan kişi oııa hadizina cezası ııygulasın ... " (Buhari, Itk, 17; Müslim, Hudud, 30). 31 Li'an; kocanın ahlak önünde dört şahitle isbatlayamaksızın karısına zina isnad etmesi ve kadının da bu isnadı reddetmesi sonucunda eşler tarafından yapılan, yeminle pekiştirilmiş dört şahitlikten ve ardından"la'net" ve "gadab" sözlü bedrluayı içeren ve eşierin ayrılığıyla sonuçlandırılan hukuki işlemdir. Bak. Nur, 24/6-8. 32 Kişi karısını boşayabilirse de zina eden eşini boşarnakla yükümlü değildir. DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARıYLA CİNSİYET 142 Gereksiz kıskançlık ve kompleksler, Maddi beklentilerin yetersizliği, Cinsel problemler, Eşierin birbirlerinin ailelerine ilişkin tenkitleri, Birbirlerinin sevgi ve ilgisini yetersiz görmek, Dini anlama ve yaşayış biçiminde farklılıklar, Eşler hakkında çevre dedikoduları, Çocuksuzluk, Sevgi kültüründen yoksulluk.33 Modem dönemlerde iman zaafıyla birlikte yaygınlaşan zina, eşcinsel­ lik ve lezbiyenliğe paralel olarak kutsal niteliği zedelenen aile hayatının, kurulması gibi yaşahiması da büyük bir problem oluşturmaktadır. Bu sebeple aile hayalının oluşhırulması ve yaşahiması konusuna eğilrnek ve boşanma­ ları adil bir zemine ohırtmak için çalışmalar yapılması gereği açıkhr. için alternatif bir çıkış yolu inandığımız Fıtrat'la örtüşen İslam çizgisine değineceğiz. Bu sebeple biz insanlık oluşturabileceğine Yüce Allah ilk insan Adem'i eşi ile birlikte yaratrnışhr. Bu sebeple karşı cinsle birliktelik oluşhırma arzusu fıtr!dir/yarahlıştandır. Bütiin Peygamberlerin ortak tebliği olan ed-Din aracılığıyla bu duygu evliliğe yönlendirilmiştir. Böylece Kur'an'daki adı İslam olan ed-Dm aracılığıyla toplurnlar aile gerçeği üzerine ohırhılmuşhır. 34 Mesela, insanlığa gönderilen son ilahl mesajlar manzumesi olan ve geçmiş kutsal kitapların · özünü içeren Kur'an'da bir defa evlendirme ve iki defa evlenme emri verilmiş olmakla birlikte bütün toplumsal sistem aile yapısına yönelik olarak kurulmuştur. 35 Aile yüceltildiği gibi, onu yaşalıcı kurallar da konulmuş; eşiere mütekabil görevler yüklenmiştir.36 33Abdullah Büyiik, Aile Mektebi, Ribat Yayınları, Konya, 2007. 34 N isa 4/1; Rum 30/21; Al-i İmran 3/19. 35 Nur 24/32; Nisa 4/3, 25. 36 Bu karşılıklı görevlei şöylece özetleyebiliriz: Erkeğin/kocanın başlıca görevleri: RabbimizinNisa 4/19'daki "... Onlarla İslam Dini'nin ve ortak akim kurallarını ölçü edinerek yaşayııı ... " şeklindeki emri gereği: a) Kadınlarla güzel geçinmek: Kadınların olumsuz yönlerine karşı sabırlı olmak, onlara karşı sevgi ve saygı içeren bir dil kullanmak, ailenin yönetiminde onların görüş- MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 143 İslam Dini'nin Evlilikle İlgili Kuralları İslam Dini'nin evlilikle ilgili kurallarını şöylece özetleyebiliriz. 1- Taraflar özgür iradeleriyle evlilik kararı almalıdır. Şiddet kullanarak veya çok yönlü baskı uygulayarak gerçekleştirile­ cek evlilikler geçersizdir. Peygamberimiz, babaları tarafından baskı kurularak evlendirilen ve şikayetlerini kendisine ileten dul_ve bakire kadınların nikahlarıru geçersiz saymışhr.37 2- Nikaha ilişkin bir engel olup olmadığını belirlemek için kadının gibi ve111eri tarafından, velisi olmayanlar için de kamu yönetimi aracılığıyla denetim yapılmalıdır. Denetilecek başlıca konular şunlardır: ana-babası Tarciflardan birinin Allah'a Şirk/ortak koşar olup olmadığı?B nesep-süt akrabalığının var olup olmadığı, baskı yapılıp yapılmadığı, ilişkiye engel olucu bir kusurun veya hastalığın bulunup bulunmadığı ve taraflardan birinin zinacı olup olınadığı. lerini almak ve başta cinsellikleri olmak üzere onlara karşı ilgili olmak vs.bu başlık alhnda ifadelendirilebilecek görevlerdir. . b) Yediğimizi ve giydiğimizi ölçü alarak onlann nafakalannı temin etmek ve bağım­ sız bir konutta yaşamalarını sağlamak. c) Fiziki gücümüzü kullarak onlara şidet kullanmamak; kendileri ve işlerini çirkinlikle vasıflandırmamak ve zina yapınaclıkça asla dövmemektir.* Kadının başlıca görevleri: Rabbimizin baştaNisa 4/34 ve Bakara 2/233'deki Kur' ani buyrukları çizgisinde: aa) Evlilik sözleşmesinin ve toplum örfünün gereği olarak kadınlık görevini yapmak, çocuk doğurmak-bakımını üstlenmek ve ev içi görevlerini üstlenmek. bb) Evlik akdinin gereği ile sınırlı emirlerinde kocaya saygılı olmak, onu mutlu etmeye çalışmak. cc) Zina ve lezbiyeiuik türü cinsel ilişkilerden korunmak ve kocanın malını-kazaneını korumak. Bir tarafın görevleri, diğer tarafın haklan olduğu için ayrıca haklar konusunu iş­ leme gereğini duymuyoruz. (Buhar!, Hayz, 6, Müslim, İman, 13. M. Mesabflı, Hadis no. 3272.) 37 Buhar!, Nikah, 42; N esai, 6/86. Js Allah'a şirk koşmayı, O'na inanıldığı halde O'nun yönetici yasal egemenliğini kabul etmemek ve bu egemenliği beşer kaynaklı otoritelere yamamak olarak tanımla­ yabiliriz . Daha bir özetlersek Allah'a ortak koşmak; O'na inanıldığı halde seküler bir yaşamı benimsemektir. DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET 144 Bütün bunlar araşhrılınalıdır. Mesela, sütkardeşler evleneınezler.39 Bir tarafın ateist veya putperest olduğu evlilik gerçekleştirileınez.40 Tövbe edip zinadan korunduklarını kanıtlanınadıkça, taraflardan birinin zinacı olduğu evlilik, geçersizdir.4ı 3- Nikah aleni olmalı, çevreye duyurulınalı, en az iki şahitle belge- lenınelidir.42 4- Kadının bizzat kendisinin alacağı, ön tazıninat olarak nitelenilecek mehir taraflarca, fakat kadıİun onaylayacağı şekilde belirlenmelidir. Boşan­ ına tazıninahnın hakim kararıyla belirleneceği sözleşmeye konulınalıdır. 4 3 5- Erkek hip doğrudan, kadın da yargı aracılığıyla boşanına hakkına sa- olınalıdır.44 6- Evlikle ilgili bütün bu işlemleri kayda alacak ve başvuru halinde hakları sağlayacak ve sonuçlandıracak Kamu Otoritesi bulunmalıdır. Mesela, kadının ınehirinin ve· nafakasının verilmemesi, terkedilınesi, anal ilişkiye zorlanması, sadizın uygulanması, boşanına tazıninahnın veya miras hakkı­ nın verilmemesi durumunda başvuracağı yetkili kururnlar olınalıdır. 45 Aile yuvasını oluşturucu ve yaşahcı bütün bu şartlar, Rabbirnizin Kur' ani buyrukları ve Peygamberimizin uygulamaları ile belirlenıniştir. 4 6 ·, İslam, evliliği ve aile yuvasını yüceltınekle, eşlere yüklediği güzel geçiıne ilişkin kuralları ibadetleştirınekle ve Cennet'le taçlandırınakla birlikte, gereğinde boşanına kurumunu da onaylamışhr. Çünkü o, insanın duyabileceği ihtiyaçları onayıayan fıtrat düzenidir. 39 N isa 4/24. 40 Bakara 2/221; Nur 24/3. 41 Nur 24/3. 42 Keşfii'l-Haf!i, Hadis no. 422, 3092. N isa 4/24; Bakara 2/241. 44 Talak 65/1-2; Bakara 2/229. 45 Bakara 2/229, 2/233; N isa 4/35. 43 46 Yukarıda açıklanan şartları taşımayan nikah akdi, camilerde ve müftülükler de ya- pılsa dini nikah niteliğini taşımaz. Ülkemiz müslümanlarının yukanda açıklanan şartlar içinde nikahlarının Devlet Güvencesi alhna alınması yolundaki taleplerini demokratik yöntemlerle ilgili kişi ve kurumlara iletmeleri görevleridir. MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 145 Boşanmaların boşanma safhasında işkenceye dönüşmemesi şanrna sonrasında mağdfuiyetlerin yaşarunaması cı ve boiçin gerekli ve kolaylaştın­ kurallar konmuşhır. Özellikle ülkemizdeki uygulamalarda taraflardan birinin karşı çıkma­ durumunda boşanma işlemi yıllarca sürüncemede kalmakta, küçük düşü­ rücü aile sırları ortalığa saçılmakta, çiftler evli-dul arası bir tür manevi iş- · kence içinde yaşamaktadırlar. sı Hiç rak erkeğe dir. şüphesiz ideal olan, mağduriyetleri engelleyici bir yapı oluştura­ ve kadına tek taraflı olarak-boşama-boşanma hakkının verilmesi- Bu sebepledir ki İslam, evlilik öncesi ve sonrası için önlemler almıştır. Mesela, erkeğe mehir, ailenin kuruluş masrafları, nafaka ve boşama tazminatı yüklenmiştir. Kocasının onayı olmaksızın yargı yoluyla boşanmayı talep ehnesi durumunda kadına da aldığı mehiri geri vermesi ve boşanma tazminatından vazgeçmesi istenmiştir. Ayrıca boşama ve boşanma hakkının taraflarca kullanılmaması halinde Mahkeme yolu da açık hıtulmuşhır. Kur'an'ın boşanma yapıyı Talak suresi ile Bakara suresinin 228-233. ayetleri ile ilgilidir. boşama­ Biz, şimdi insanlığın örnek alabileceği adil bir düzen olan bu Kur'aru özeHeyerek sunmaya çalışacağız. Kur'an-ı Kerim' e Göre Kadın Nasıl Boşanır? Yüce Rabbimizin insanlara yönelik nihai yasalarını (emirleri ve yasakihtiva eden Kur'an-ı Kerim, değinildiği üzere insan ve toplum hayatı­ nı evlilik üzerine ohırhnuşhır. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim'de özel olarak evliliğe değil, boşanmaya vurgu yapılmıştır. larını) Rabbimiz boşamaya/boşanmaya izin vermiş, öneminden ötürü boşa­ rnayla ilgili kuralları Sevgili Peygamberirnize bırakmadan bizzat açıklamış­ tır. Konuya ayrılan Talak suresinin ilk iki ayeti ile47 Bakara suresinin alakah beş ayetinde(2/228-232) 48 erkek tarafından boşama ve kadın tarafından boşanmanın nasıl yapılacağı bildirilmiştir. "Ey peygamber! Kadmları boşayacağ11ıız zmnaıı onlar için belirlenmiş (iiç temizlik dönemini içeren) iddeti gözetecek şekilde boşaym. Bıı boşama iddetini (iiç temizlik dönemini de) iyice 47 DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARıYLA CİNSİYET 146 Değinilen yedi ayette konu üç defa Allah'-a ve ahiret gününe iman ile irtibatlandırılrnışhr. Boşama-boşanma ile ilgili kuralların Allah'ın sınırları (Hududullah) olduğuna sekiz defa açıklık getirilmiştir. Bu sınırların aşıl­ maması şeklindeki ilahi emir pekiştirilrniştir. Allah'ın bu sınırlarının hafife alınmaması' ve onları çiğneyenlerin nefislerine zulmetmiş olacağı ve zalimleri oluşturacakları gerçeği beyan edilmiştir. Bilgili fertlerden oluşan topluina yapıldığı ve ancak onlar tarafından değerinin bilinebileceğine işaretle boşa­ ma-boşanma ile ilgili kuralların Rabbimizin indirdiği nimet olarak algılan­ ması emredilmiştir. • İlgili ayetlerin açıklanması Talak suresinin ilk iki ayetine göre boşamaya karar vermiş kişi, karı­ adeti sonrasındaki temizlik döneminde ilişkiye girmeden 'ben seni boşadım' diyerek başar. Boşanan kadın, Bakara suresinin iki yüz yirmi sekizinci ayetine göre yaklaşık üç ay sürecek üç temizlik döneminden oluşan iddetini beklerneye başlar. Boşanan kadın, zina ve hırsızlık gibi apaçık bir günah-suç işlemedikçe koca tarafından evinden çıkarılmaz, kendisi de çık­ maz. İddet döneminde nafaka ile koca yükümlüdür. sını Kadının kararını üç temizlik döneminden oluşan iddeti biterken koca boşama bir daha gözden geçirir. Kararlı ise inancı, ahlakı ve hafızasına gü\ kulluk bilincinde olım.(Zina ve hırsızlık gibi) alıliik dışı (iddetleri içinde iken) onları evlerinden çıkarmaym. Onlar da · çıkmasmlar. Bunlar Allalı 'm koyduğu smırlardır. Kim Allalı tarafından kanıtlan smırları aşarsa asimda kendisine yazık etmiş olur. (Boşayan ve boşanan kişi olarak) sen bilemezsin, boşama girişiminden sonra Allalı yeni bir durımı ortaya koyabilir. Böylece iddetlerinin saım­ na yaklaşmak üzere olduklarında ya onları eşleriniz olarak tu tım yahut ortak akim kabul edebileceği ölçüler içinde onlardan ayrı/m. Çevrenizden iki saygın kişiyi de boşama işleminize şiilıid tutun. (Şiiiıidler olarak da) sizler şiilıidliği Allalı için yapın. İşte böylece sizlere yüklenen bu görevler Allalı'a ve Alıiret günü'ne inananlara verilen öğütlerdir. Alla/ı, kendisine karşı kulluk bilincinde olan bilinçli kişiye bir çıkış yolu hazırlar. (Talak 65/1-2). 48 "Boşanmış kadmlar kendi kendilerine üç temizlik-üç iidet dönemi beklerler/beklesin ler. Eğer onlar Allalı'a ve Alıiret gününe inamyorlarsa (bu dönemlerinde) Allah'ın kendi ralıimle­ rinde yarattıklarını söylemeı;erek gizlemeleri meşru değildir. Bu bekleme süresi içinde kocaları barışniak isterlerse onları eşleri olarak geri almaya yalnızca onlarm hakkı vardır. Ama adalet ölçiiierine göre kadmlarm kocaları üzerindeki hakları, kocalarm onlar üzerindeki Iıaklarma da eşittir. Ancak erkekler (boşmımadmı vazgeçerek eşierine dönme konusunda) ayrıcalıklıdırlar. Hiç şüphesiz Al/alı, karşı konulamaz güç salıibidir; neylerse güzel eyleı;endir.(Bakara 2/228) saym. Rabbiniz olan Allalı 'a karşı davraııışlarda bıılımmadıkça MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN venilir iki şahidin önünde erdemli tavırlar sergileyerek açıklar. Böylece boşama gerçekleşmiş olur. Boşanan kadın 147 karısını boşadığını yeni bir nikah akdi ile kendisini boşayan ikinci defa evlenebileceği gibi bir başka kişi ile de evlenebilir. kocası ile Bakara suresinin iki yüz yirmi sekizinci ayetine göre boşanan kadın, koca evinde üç ternizlik dönerninden oluşan iddetini beklerken, koca iyi niyetli olmak şarhyla vazgeçtim diyerek veya ilişkiyegirerek boşamadan vazgeçebilir. Boşamadan vazgeçilerek yapıla~!)J:ıu dönüş üç evlilik ve üç boşama hakkından birini kullanmak ve ikinci evliliği gerçekleştirrnek anlamını ve hükmünü taşıyorsa da yeni bir nikah akdini gerektirmez. İyi niyetli olunmadığı gerekçesiyle kadın, kocasının boşamadan vazgeçerek dönüş yapmasına itiraz edebilir. Ancak kocanın dönüşüne engel olunarnaz. Kocanın zarar verme amacını kanıtlayacağından bu üç ternizlik döneminde -Allah biliryeni bir boşama da yapılamaz. Kişi açıklanan şekilde eşini boşadıktan sonra boşadığı kadınla, kadı­ yeniden evlenebilir. Bu ikinci evlilik olur. Gerçekleştirilecek bu ikinci evlilikte de kişi karısını yukarıda açıklanan üç ternizlik dönemini içeren tek meşru yolu izleyerek boşayabilir. Bu ikinci boşama ile Bakara suresinin iki yüz yirmi dokuzuncu ayetinde açıklanan iki boşama gerçekleşmiş olur. nın rızasıyla İki defa evlenip boşanan eşler karşılıklı rıza ile üçüncü defa da evle- nebilirler. Ancak bu üçüncü evlilik de boşama ile sonuçlanırsa arhk bir daha evlenernezler. Kur'an ve Sünnet'in zahirine ve ruhuna uygun olan boşama budur. Aksi görüşler ve uygularnalar Allah'ın sırurlarını (Hududullah) çiğnernektir. Böylece Kur'an-ı Kerim'in Bakara suresi'nin iki yüz yirmi sekizinci ayetine göre boşanan kadının beklernesi gereken üç ternizlik dönemini içeren iddet de beklenilmiş olur. Üç defa evlenen ve boşanan eşler Kur'an hükmü olarak arhk isteler de bir daha evlenernezler: "Koca (üçüncü defa evlendiği) eşini boşarsa üçüncü defa boşanan kabir erkekle evlenrnedikçe bir daha kendisine heıai olmaz. Eğer sonraki de onu boşarsa her ikisinin de Allah'ın koyduğu sınırlarını koruyabileceklerini düşünmeleri şarhyla birbirine dönmelerinde ikisi için de bir sodın başka DİNI ve TOPLUMSAL BOYUTLARIYLA CİNSİYET 148 rumiuluk/günah yoktur. Bunlar anlama ve ka.vrama lara Allah'ın açıkladığı sınırlardır."49 yeteneğine sahip olan- Üç defa evlenip boşanan eşierin evlenebilmeleri için ilahi kaderin onlara yardımcı olmasından başka helal bir yol yoktur. Yani kadın bir başka erkekle evlenir de, evlendiği kocası ölür veya onu boşarsa, o zaman evlenebilirler. Ancak kadının misalimizdeki ilk kocası ile evlenebilmesi için yaptığı evliliğin anlaşmalı olmaması ve cinsi münasebeti içermesi lazımdır. Kadının Boşanınası Evienirken kadına ön tazminat niteliğinde mehir vereceği, boşarnada örfe göre bir miktar ödeme yapacağı, kadının ve olacak çocukların nafakası­ m da üstleneceği için boşama hakkı öncelikle erkeğe verilmiştir. Ancak kadın aldığı mehiri veya daha azını ya da fazlası:ri.ı iade ehnesi koşuluyla hakim kararıyla boşanabilir. Bu hak, Kur'an'da Bakara suresinin 2/229. ayetinde şöylece açıklaruİuşhr: "Boşama iki defa yapılabilir. Her bir boşamadan sonra evlilik ya iyilikle devam ettirilir ya da güzel bir şekilde sona erdirilir. Kadınlara mehir olarak verdiklerinizden lıerlıangi bir şeı;i geri almanız -lıer iki tarafın da Allah koyduğu sınırları korııyamamaktaıı korkmaları hali dışmda- sizin için Jıelal değildir. (Ey Jıakimler­ lıakemler!) İkisinin de Allah 'm koyduğu sınırları koruyamayacaklarmdan kaygı duyııyorsaııız kadınm (kocasından ayrılması için) kocasına (aldığı mehri ... iade gibi~ bazı şeyle; bırakmasında her iki taraf için bir g(inalı yoktur. Bunlar Allalı 'm koyduğu sımrlardır. Onları çiğnenıeyiııiz. Zira lıer kim Allalı'ııı koyduğu yasarı çiğııerse işte onlar zalimlerdir." V- Kadının Cinselliği Kadın kaynaklı problemlerden biri de kadının cinselliğidir. Evlilik yoluyla hukuki ve ahlaki görevler üstlenmeksizin kadın cinselliğinin sömürülmesidir. Bir diğer anlatırola Fıtrat ve İslam dışı uygulamalardır. Biz şim­ di seküler/laik dünyada problem oluşturan kadın cinselliğini, Fıtrat düzeni olan İslam'ın çizgileriyle sunmaya çalışacağız. İslam, kadın cinselliği varlığı 49 üzerinde gerçekçidir. Onun cinsel duygularıru gibi tabii görür. Cinselliği utanma duygusu ile örtülü olduğu, bu Bakara 2/230. MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN sebeble 149 arzularını gereğince açığa vuramayacağı rını erkeğinkinden.daha açık için de, onun cinsel haklave ayrınhlı bir şekilde belirlemiştir. Şam yüce olan Allah, kadını dizibeli yaratmış ve sevdirmiştir. Onun bütün organları cinsel bakımdan çekici ve cinsel çağrışım yaphrıcı olduğıı içindir ki; İslam Dini'nde kadın, evlenebileceği erkeklere karşı eller, yüz ve ayakıar dışındaki bütün vüciıt organlarını örtmekle emrolunmuştur. Her sözü ve davranışı ile cinsel ~jlar dağıtabilecek özellikte olan bizzat kendisinin de cinsel duygulada dolu olabileceği gerçeği, hem akll bir zaruret, hem de nakli (Kur' an ve Sünnet'le belirlenmiş} bir gerçektir. Kadında cinsel haz merkezi olan klitorisin yarahlmış olması da bunun kanı­ kadının hdır. -Salat ve selam üzerine olsun/ Allah şanını ve bağlılarını arhrsın- Al:Jah'ın Resulü'nün ifadesiyle, erkeklerin benzerleri olan kadınların erkekler gibi, hatta onları aşabilen bir cinsellige sahip olmalarının bir sebebi, yarahlış özellikleri olduğıı gibi, bir diğer sebebi de sürekli olarak arzulanmalarıdır. Arzulanmanın cinsel arzuları uyaracağı ve kamçılayacağı bir gerçektir. Cinselliği olan ve kendisine has duyguları ve eylemleri bulunan bir varlık olduğu içindir ki kadın, yarahlış dü:zeni olan İslam Dini'nin genel ve özel vasıflı cinsel emirleri ve yasakları ile de mükellef kılınmışhr. Yüce Allah ve O'nun Peygamberi, kadınlara şehvetli bakışlada bakmamalarını, vüciıt güzelliklerini açığa vurmamalarını, zinadan korunmala. rını, sevicilikten sakınmalarını, kocalarına karşı evlilik akdinin gereği olan kadınlık görevlerini yapmalarını ve daha nicelerini emir buyurmuştur. İslam Dini'nde kadına yüklenen bu cinsel nitelikli görevler, pek tabiidir ki onun cinselliğinin gerçekçi bir yaklaşımla değerlendirildiğini belgelemektedir. İslam Dini, cinsel vasıflı emirler ve yasaklarla yükümlü kıldığı kadı­ İun kadıiılığını koruyucu ve geliştirici yasaları da koymuştur. Bu yasalar da İslam'ın kadın cinselliği üzerindeki gerçekçiliğinin belgesidir. A- Büllfı.ğ!Ergenlik Öncesi Dönemi a- CinSellik bakımından gelişmiş bir kişiliğin olabilmesi için İslam Dini; kadının kılık-kıyafette; davranışta ve konuşma şeklinde erkekleşmesini, böyle bir görünüm arzetmesini yasaklamışhr. Büyüklere yönelik bu kutsal DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET ıso yasak, pek tabiidir ki küçük kız çocuklanın da kapsamına almaktadır. Ne var ki onlar sorumlu olmadıklarından, çocukluk dönemleri boyunca kadın­ lık çizgisi üzerinde yetiştirilmeleri, ana-babalarının görevidir. b~ İslam Dini -nihai sınır olarak on yaşına varan kız çocuklarının değil erkek kardeşleriyle, kız kardeşleri ile bile bir yatakta yahrılmamalarını emir buyurmuştur.so Bu ilahi buyruğun amacı, hiç şüphesiz kız çocuğunun dişiliğini, sevicilik gibi cinseİ sapma eğilimi ve ortamından korumakhr. c- İslam gerçekçiliğinin ergenlik öncesi kadın cinselliğine yönelik bir düsruru da, onun geleceği ile ilgili sünnet işlemidir. Gerçi, kız çocuklarının sünnet edilmesi ile alakah olarak Peygambe-· rimize atfen söylenilen geleneği onaylayıcı ifadeleri, İslam bilginlerinin çoğunluğu, onun tarafından söylenilmiş sözler olarak kabul etmemektedirler. Kabul edenler de doğru bir tesbitle vacib kılıcı/görev yükleyici nitelikte bulmamaktadırlar. Kadınların haz merkezi olan kiliteriste erkek sünnetinin benzeri bir işlemi içeren ve her kız çocuğunda gerekınediği açıklanan bu sünnet ameliyesinin mevzfıumuz açısından önemi kadının cinsel doyumluluğunu amaçlayan yönüdür. Orgazm problemi yaşayan kadınların bu problemini gidermek için modem tıpta uygulanan klotorapeksinin sünnet işle­ minin benzeri olduğunu hatırlatalım. sı B- Bühi.ğ 1Ergenlik Dönemi Ergenlik döneminde kadını kuşatan İslam gerçekçiliğinin en belirgin yönü, Peygamberimiz tarafından evlendirilmesi hususuna verilen büyük önemdir. Allah'ın Resfılü, mü' mine kızı-kadım Hz. Ali'nin şahsında her bir sorumlu kız velisi emir buyurmuştur: "Ya Ali! Deııgiııi bulduğunda velisi oldıığım evlendirnıeyi erteleme ... "5 2 şöyle Açıkça anlaşılacağı üzere bu peygamberi emir, ergenlik dönemi kadın önemsenmesini ve bu dönemin gereksiz olarak uzahlmamasını öğretmekte ve öğütlemektedir. cinselliğinin so Keşfii'l-Hajfi, Hadis no. 2286; Ebu Davud, Salat, 26, Miisııed, 2/180. sı Ayrıntılı ve ilm! bilgi için BakAli Rıza Demircan, İslfinı'a Göre Cinsel Hayat, Erkek ve Kız Sünneti Bölümü Cenaiz, 73 (Hadis no. 1075). sı Tirmizi, MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 151 Adet hali ile başlayan bu dönem, cinsel duyguların gelişeceği ve cinsel problemierin oluşabileceği bir dönemdir. · · Kız çocuğunun bir talip ortaya yoldur. bizzat kendisi tarafından da onaylanan kişilik sahibi ergenlik döneminin uzahlmaması en gerçekçi çıkhğında, "" Ergin kız çocuğunun evliliği engellenem'ez İslam, ergenlik çağına eren kız çocuğunu evlendirmeye teşvik buyurduğu gibi, evlenınesini engellerneyi de yasaklamışhr. Eğer, benzerlerinin almehiri verebilen bir dengi çıkar, kız da kabul ve arzu ederse, ergin kızın evlendirilmesi gerekir. Babanın veya diğer velilerin engelleme hakkı yoktur. Dini ölçiiierimize göre kız lehine mazur görülebilecek bir sebebe dayanmaksızın ergin kızın geleceğini olumsuz yönde etkileyecek engelleme zulümdür. Bu durumda ergin kız çocuğu, İslam Toplum DÜzeni'nde mahkemeye baş vurarak üzerindeki haksızlığı kaldırabilir.s3 dığı ki Kur' an, 1400 yıl önce kadının nikah akdi yapabilirliğini onaykavrayabilir ergin) kız, baba dahil, veli onayını almaksızın da dengi ile evlenebilir. Kaldı ladığı için54 büluğa ermiş (doğruları İslam, ergin kızın evlenınesini engellerneyi yasakladığı gibi, dul kadı­ nın evlenınesini engellerneyi de yasaklamışhr. Dul kadının evliliği de engellenemez. Bu yasak Suresi'nin ikiyüz otuz ikinci ayeti ile konulmuştur. Allah'ındır ve Bakara C- Evlilik Dönemi · İslam, evli kadının cinselliği üzerinde de gerçekçidir. Bu gerçekçiliği sebebiyledir ki ona cinsel haklar vermiştir. Kadının a- Cinsel Haklan Kadının baş cinsel hakkı, sevişilmeksizin kendisiyle cinsel ilişkide bulunulmasının yasaklanmış olmasıdır. Kadın tahninsizliğinin lah'ın Reslllü, sevişmeyi ana sebeplerinden biri olduğu içindir ki Alısrarla emir buyurmuştur. Bu Peygamberi emir çiz- H. İ. ve I. F. Kamusu 2/48, 57. 54 Bakara 2/230; 2/232. 53 DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET 152 gisinde İslam bilginleri şu yorumu yapmaktadırlar: "Cins! müniisebetten önce sevişip fısıldaşma, öpme, dil ve dudakları emme Müekked Sünnet'tir.(Yapılması se.vap sağlayıcı uygulamadır.) Aksine davranış Harama yakın günahtır." 55 b- Evlilik içinde kadının cinsel haklanndan biri de, onayı alınmaksızın kocanın çocuk oluşumunu engelleyici korunma tedbirlerine başvurmasının haram kılınmış olmasıdır. Kadını cinsel hazza erdiren ana vesllelerden biri, hiç şüphesiz kocası­ nın kendisinde sükfulet bulduğunu hissetmesidir. Kadını cinsel hazdan yoksun bırakmak haksızlık olacağı içindir ki, "Allah'ın Resulü Hz. Muhammed, onayı alınmaksızın hür kadına azil yapılmasını (Rahimin dışına boşaııılnıasmı) yasakladı. "56 c-.Cinsel yoksulluğa mahkfun edilmemesi de, kadının cinsel hakların­ dandır. Bir kadın için evlilik içinde cinsel bakımdan alaka duyulmaz bir durumda bırakılmaktan daha büyük bir haksızlık olamaz. Bu durum onun için yalıuz bedeni bir tatminsizlik değildir. Ayru zamanda rCıhl bir yıkımdır. Bunun içindir ki yarattığı kadını en iyi bilen Mevlamız, kadın lehine her bir mü' min erkeğe şöyle emir buyurmuştur: "Eşleriniz olan kadınlar arasında aaiiletli olmayı ne kadar arzu etseniz de buna asla güç yetiremezsiniz. Bari birine büsbütün meı;ledip de diğerini kocalı­ kocasız bir durumda askılı gibi bırakmayın ..."s7 Allah'ın Resulü de evlilik içinde cinsel hayattan çekilmeyi mü'min er- keklere yasaklamıştır. Kadınların cinselliğine lişmek yönelik bir zulüm olacağı için, dindarlıkta gedahil, hangi amaçla olursa olsun Allah'n Resulü cinsel hayattan çe- kilmeyi yasaklamışhr.ss d- Kadının korunma altına alınmış cinsel haklarından biri de, gelecek ümidi olmayan bir cinsel yoksulluğa mahkum edileı;neyişidir. Çünkü İslam; boşarnayı üç boşama ile, yemin ederek cinsel hayattan çekilmeyi de dört ay- 55 FeıJzii'l-Kadir, 56 5/90. İbn Mace, Nikiili, 30 (Hadis no. 1928). Bazı fıkıhçılar, hanımının iznini almayı ihmal eden kişiye ceza bile öngörınüşlerdir. 57 N isa 4/i29. ss Buhari-Müslin:ı, el-Lü'lüü ve'l-Merciin, Hadis no. 885; MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 153 la sınırlamışhr. Kocasının giderilemeyecek ve tedavi edilemeyecek cinsel iktidarsızlığı veya deliliği halinde, kadının evliliği sona erdirme davası açabilmesine de izin vermiştir.s9 ği e- İslam Dini'nin kadın cinselliği üzerinde hak ~ağlayıcı bir gerçekçilide kadının iddetini belirli bir zaman kesiti içine almasıdır. Kadın, boşanınası halinde üç adet veya üç temizlik dönemini doldurölmesi halinde dört ay on glinü beklediğinde, hamileliğinde boşanınası halinde ise çocuğunu doğurduğunda evlenebilir. Evlenmesine mam olunamaz.6o duğunda, kocanın Burada bir misal vererek, bu meseledeki İslam gerçekçiliğini ömeklendirelim. Sübey'a isimli kadm, kocasının ölümünden yirmi üç gün sonra doğum yaptı. Evlenmek istedi. Evlenmek istemesi sebebiyle kınanınca ve kendisine evlenemeyeceği söylenince, durum Allah'ın Resulü'ne arz olundu. - Saliit ve selam üzerine olsun-O dti şöyle buyurdu: -Evlenmek isterse (evlenebilir.) Zira doğumla iddeti dolmuştur.61 VI- Kadını Aşağılayan ve Toplum Hayalından Dışlayan Anlayışlar İki asır öncesine kadar kadını insan olarak bile değerlendiremeyen Bah dünyasında İslam'ın kadın haklarını kısıtladığı şeklinde yoğun propagandalar yapılmaktadır. Acı olan atılan iftiraların benzerlerinin-bilerek veya bilmeyerek İslam'ın özelliği imiş gibi- İslam dünyasında da yapılmakta olmasıdır; kültürüroüzde boy göstermesidir. Mesela, kadının erkeğin eğe kemiğinden yarahlması; ana-babadan intikal eden mirasta kadının erkeğin yarısı kadar miras alması; iki kadının şa­ hitliğinin bir erkeğin şahitliğine denk hıtulması; erkeğe dört kadınla evlenme ve odalık olarak sınırsız cariye edinebilme hakkının verilmiş olması; zina cezasının fiilen kadına uygulanır olması; cuma, bayram-ve diğer cemaat namazlarına kahlımda yalnızca erkeklerin görevli kılınması ve benzerleri gerekçe gösterilerek İslam dünyasında kadının yer yer fiilen aşağılandığı ve . Bakara 2/230; 2/236. Örnek olarak bk., (Osmanlı HukUku Aile Kararnamesi, Madde: 122). 60 Bakara 2/228, 2/234; Talak 65/4. 61 İbn Mace, Hadis no. 2027; et-Tae, 2/361. 59 DiNi ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET 154 toplum hayatından dışlandığı bir gerçektir. Oysaki gerçekler farklıdır.Fıtrat­ İslam çizgisinde açıklanması gerekmektedir. a- Kadının Erkeğin Eğe Kemiğinden Yaratılması Kur'an-ı Kerim'de insanın Bunlardan üçünü sunalım: yaratılmasına ilişkin birçok ayet vardır. "Ey İnsanlar! Sizi Nefsi Yalıide'den lıalk eden/yaratan, ondan da Zevc'ini yaratan ve ikisinden de birçok erkek ve kadm üreten Rabbinizin emirleri ve yasaklarma ay km lıktan korımuıı ... "62 "Odur sizi Nefsi Yalıide'den halk eden/yaratan, kendisiyle birliktelik kurup bir biitiin oluşturarak mutlu olsun diye ondan da Zevc'ini (Ce'ale) yaratan ... 63 11 IlAilah'tır dmı sizi Nefsi Zevciııi yaratan ... 64 Valıide'den halk eden/yaratan, sonra da(Siimme) on- ll Vahide ile vasıflanan Nefs ve Zevc kelimelerinin kullanıldığı bu ayetlerde Nefsin ve Zevc'inin/eşinin bir arada yaratıldığına işaret eden Vav lafzı kullanıldığı gibi, zevcin sonradan yaratıldığını gösteren Sürnme lafzı da kullanılmaktadır. Zevcin yaratılması Halaka fiili ile açıklandığı gibi, bir şey­ den diğer bir şey yaratma anlamına gelen Ce' ale fiili ile de açıklanmaktadır. Ruh/Can manasma Nefis ve çiftin teki anlamına Zevc, Kur'an-ı Kerim'de erkeğe de kadına da şamil biçimde kullanılmaktadır. 65 Buna göre ayetlerin ilgili bölümlerinin manası şöyle olur: Allah' tır sizi erkekliği ve kadınlığı içine alan bir tek nefisten halkeden, sonra da o bir nefisten erkeğe de kadına da şamil olan Zevcini yaratan ... Bu sebeple biz Nefsin Vahidetin ifadesinden yalnızca Adem'i anlayamayacağırnız gibi, Zevcinden de Onun kadın eşini anlayamayız. Hiç şüphesiz bunun tersini/zıddını da anlayamayız. ll 11 11 11 En'am suresinin 98. ayetinde Zevc'e yer verilmeksizin biz insanların tek bir nefisten inşa edildiğinin/yaratıldığının açıklanması da Nefsin Vahidetinll in erkeğe de kadına da şumulünü göstermektedir: 11 62 Nisa 4/1. A'raf7/189. 6-1 Zürner 39/6. 65 Bakara 2/230, 2/232; Yusuf 12/26; Ahzab 33/50. 63 MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 155 "Odur sizi Nefsi Vahide'deıı inşa eden ... " Ancak biri erkek diğeri kız olan çift yumurta ikizlerinden önce erkegin, sonra kızın doğması gibi Adem'in önceliğini kabul edebiliriz. Bazı ayetlerde buna işaret eden karineler vardır.66 Sevgili Peygamberimizin Kur'an'a aykırı bir beyanı olamaya/ağından, mesela, kadının erkeğin eğe kemiğinde,n yaratıldığı şeklindeki O'na isnad edilen iladelerin mecazi olarak değerlendirilmesi gesekir. Nitekim O, kadın­ ların incelikleri ve duyarlılıklarını dile getirip, onlara karşı sabırlı olunması ve iyi geçinilmesi gereğini açıklamak için şöyle buyurmuşlardır: "Kadın eğe kemiği gibidir. Onu doğrultınaya kalkarsan di haline bırakırsan eğriliği içinde ondan faydalanabilirsin." 67 kırarsın. Ken- İslam Dünyasında bazı toplum kesimlerinde Kur'an'a aykırı fakat Tevrat'a uygun olarak68 kadını erkekten yaratılma olduğu aşağılamalar varolagelmiştir. Artık bu tür olarak görmenin neden düzeltilmesi anlayışların gerekir. b- Kadın Yan Fakat Adil Miras Alır Yukarıda değinildiği gibi İslam, fıtrat dinidir. Kadınla erkeği insan olarak eşit görür. Ama onlar arsındaki bedeni ve ruhi farklılıkları da kabul eder. Farlılıklar görev değişikliklerine sebep olur; görevler de hakları belirler. Bu sebeple İslam erkeğe, erkek olduğu içi ayrıcalık tarumadığı gibi, kadını da kadın olduğu için mahrum bırakmaz. Önce İslam' da yer alan şu ana gerçekleri belirleye li m: Kadın erkekten bağımsız olarak mal sahibidir ve varistir. Ekonomik faaliyetlerinde hürdür. Yatırım yapmak, alım~satımda bulurunak için hukuken babasının-kocasının-çocuğunun onayını almak mecburiyetinde değildir. Bakara 2/35; Al-i İnıran 3/59; Hicr 15/29. Müslim Reda' 65, Hadis no. 1468; Müslim 65. babın başında "İnne'l-Mer'ete Keddıleği" şeklindeki benzetmeyi içine alan hadise yer vermiştir." Ancak Teşbih "Kilf"ını içermeyen hadislerde de mecaz! anlam açıkbr. Çünkü onlardan birinde "Kadını kırmanın onu boşamak olduğu" açıklanmaktadır. 68 Tevrat Yarablış 1/21-23. 66 67 DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET 156 Şartlan oluştuğunda ana ve olarak da yan fakat adil miras alır. kardeş olarak eşit miras alır.69 Evlat ve eş Doğrudur, Kur'an'ın miras taksiminde erkek, evlad ve eş olarak kadı­ na nisbetle iki kah miras alır. 70Ancak bu fazlalık ona, erkek olduğu için değil, kadından farklı olarak ilave görevler yüklenildiği için verilir. Mesela o, yarı miras alan kadınla kuracağı ailenin kuruluş masraflarını ve ömür boyu ~ doğacak çocuklar dahil- nafakasını üstlenecektir.7IEvlilik öncesinde kadına rnehir verecek, kadını boşarnası halinde boşama tazrninah ödeyecektir.n Fakir ana babasına ve yoksul kardeşlerine de -alabileceği miras ölçüsünde ödeme yapacakhr.73 Bekarken babası, evli iken kocası ve fakir dul iken erkek çocukları taolan kadın, bütün bu görevlerle yükümlü değildir. rafından bakılacak Kadının görevlerinin azlığı sebebiyle yan fakat adil miras alması, elbette onun erkekten aşağı olarak görülme sebebi kılınarnaz. Kılınıyorsa bu Fıtrat'la çelişkili ve İslarn'a da aykırı bir uygulama olur. c- İki Kadın Şahidliğinin Bir Erkeğin Şahitliğine Denk Tutulması Kadın aleyhine istismar edilen konulardan biri de budur. Fıtrat dini olan İslam adaleti öngörür ve adaleti gerçekleştirme aracı olan şahitliği görevleştirir: "Ey İman Edenler! Allalı için hakkı ayakta tutan ve adaletle şahitlik yapan kişiler olım ... " 74 İslam'ın temel yasalarını içeren Kur'an'da şahitlik zina isnadında, boşanrnada, şahitliği vasiyette ve alım sahrnda konu edilir. Kocanın karısı aleyhine zina (zina isnadı)kadının karşıt şehadeti ile düşürülür. 75 Boşanma ve va- Nisa 4/11, 12, 176. Nisa 4/11, 12. 71 N isa 4/34. 72 Nisa 4/24; Bakara 2/241. 73 İsra 17/26. 69 70 74 Mide 5/8. 75 Nur 24/6-8. MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 157 siyet işlemlerinde istenen iki adil şahitte ise erkek ve kadın maz.76 Alım sahm işlemlerine özgü olarak ise şöyle buyrulur: tutun. Eğer iki erkek olmazsa şalıitliklerine onay vereceğiniz şalıitlerdi:m bir erkek ile iki kadın şahit olsun ki onlardan biri unutursa diğeri ona hatırlatabiisin ... "77 "( ... Borç işlemine) ayırımı yapıl­ erkeklerinizden iki kişiyi şahit Görüldüğü gibi, burada iki kadın şahit istenmesi, kadınlıkla değil unutma ile irtibatlandırılmışhr. Kaldı ki konu ilgili ayetin devamında unutma halinde biri diğerine hahrlatma yapacak iki kadın istenmesi, işlemin geçerliliği için değil, daha güvenilir olması içindir. Şöyle buyrulur: " ... Böyle yapmanız Allalı katında daha adaletli, lam ve şiiplıeye düşmem ek için daha uygun olur ... "7B şahitlik yönünden daha sağ­ Kadın doğası ve ekonomik hayatm genel akışı iyi incelendiğinde açıkça görüleceği üzere İslam' da bu konuda insan/kadın tabialı ile örtüşen bir yaklaşım vardır. Alemierin Rabbinin kadın kulları aleyhine yasa koyması mümkün müdür? d- Erkeğe, Dört Kadınla Evlenme ve Edinebilme Hakkının Verilmiş Olması Odalık Olarak Sımrsız Cmye Dört kadınla evlilik konusu daha önce İsav'ın düzenlediği Hz. Peygamber ve Aile Hayalı isimli çalışmada tarafımızdan tebliğ olarak sunulmuş ve yayınlanmışhr. Cariyeler konusu ise tarafımızdan 300 sayfalık bir kitap çalışmasıyla incelenmiş ve Ensar vakfınca yayınlanmışhr. Çalışmamızın hacmini daha fazla büyütınemek için bu iki konuyu değinilen kaynaklara havale ediyoruz. Ancak iyice bilinmelidir ki bu konular kadın aleyhine istismar edilebilecek konular değildir. Bilakis bu konuların işaret ettiği kurumlar -zinanın ve odalık edinme sisteminin haram kılınacağı İslam toplumunda- zina ve mülkiyet yoluyG kadının sömürülmesini engelleyecek ve bekar erkeklerle evlenemeyecek yaşlı kızlar ve dulları aile yuvasına kavuşturacak kurumlardır. Gerçek böyle olmakla beraber bu iki konu-kurum kadının aşağılanması aracı yapılabilmiştir ve yapılabilmektedir. Talak 65/2; Maide 5/106~107. Bakara 2/282. 78 Bakara 2/282. 76 77 DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET 158 e- Zina Cezasının Fiilen Kadına Uygulanır Olması İsHim, Kur'an diliyle zinayı erkeğe ve kadına yasaklar.79 Zinacı kadını da erkeği de pis olarak niteler ve her ikisine de bir topluluk önünde 100 celde ceza verir.80 Böyle iken tarihten günümüze -İslam toplumlarında biledaha çok zinacı kadın mahkum edilmiş ve fahişe /orospu denilerek daha ziyade kadın dışlanmışhr. Üstelik ağır şiddete maruz bırakılmış ve namus cinayetlerine de kurban edilmiştir. Pek tabiidir ki bu tür uygula~alar, İslam' ı gelenekiere kurban eden anlayışların ürünü olarak kadınlar aleyhirıe kullanıla gelmiştir. İslam' dan onay alması da mümkün değildir. f- Cuma, Bayram ve Diğer Cemaat Namazianna Erkeklerin Görevli Kılınması Kalılımda Yalnızca İslam öncesi cahiliyet kültürünün İslami dönemlerde ve bazı İslam de olsa- varlığın sürdürebildiği alanlardan biri de kaözelde onların cemaat namaziarına kahlımlarının engellenerek toplum hayalından dışlanmalarıdır. Oysaki İslam, en büyük inkı­ laplarından birini yüklediği görevler ve verdiği haklada kadınları toplum ülkelerinde -kısmen dınlara ilişkin olandır; insanı kılmakla yaprnışhr. Konumuz özeline gelirsek, sanıldığı gibi namaz ve cemaat namazlan erkeklere özgü kılınmamışhr. Bütün'bu cemaat namazları ile müslüman kadınlar da yükümlüdür. Hz. Peygamber döneminde onlar da erkekler gibi, cuma, bayram ve cenaze namazları gibi beş vakit cemaat namaziarına da kahlıyorlardı. sı Hz. Peygamber, kadınların cemaat namaziarına kahlımlarına önem veriyordu." Allalı 'm ka dm kullarm m camilere gelmesini yasaklamayımz." sı buyuruyor, engellenmelerine karşı çıkıyordu. Çünkü nazil olan/indirilen Kur'an ayetlerinin onlara da okunup açıklanması ve yapmaları gereken görevlerin onlara da öğretilmesi gerekiyordu. Çünkü Hz. Peygamber döneminde· cami yalnız namazların kılındığı yer değildi. Cami sosyal, hukuki ve ekonomik i9 İs ra, 17/32. so Nur, 2/26. Kur'an koyduğu celde cezası dışında bir ceza olmadığını da kadınlar. Bkz., Ali Rıza Demircan, İsliim'a Göre Cinsel Hayat, Ensar, İst. 2011. sı Misal olarak bak. Müslim Cuma B. Kıraetil-Kur'an; Buhar!, Cuma, 13, 'Ideyn 19, 21, Cenaiz, 29-51; Salat, 162; Ebu Davud, Nikah; 49. s2 Ebu Davud, Saliit, 53. MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN hayatın merkeziydi ve bütün toplumsal da camide eğitiliyordu. kararların alındığı 159 yerdi. Kadınlar İslam tarihçileri kıblenin tahvilinin gerçekleştiği cernaatle kılınan bir sabah veya öğle cemaat narnazına kahlan erkekleri ve kadınları tek tek sayrnışlar, 19 erkeğe karşılık 13 kadın tesbit etrnişlerdir.83 Yüzde kırka eşit olan bu oran Hz. Peygamber döneminde kadınların cemaat narnazına kahlırnla­ rındaki genel durumu yansıhcı niteliktedir. İlk dört büyük halife dönemlerinden sonralarıdır ki kadınlar erkekler için fitne oldukları gerekçesiyle önce camilerden sonra da sosyal hayattan; mesela, mirastan ve "Emir bi'l-Ma'ruf ve Nehy-i ani'l-Münker" yoluyla olsun yönetime katılım haklarından dışlanır olrnuşlardır. 84 Büyük çoğunlu­ ğuyla fıkhi mezheplerimiz de fitne gerekçesine dayandırdıkları içtihatlarıyla bu durumu rneşrfılaşhrrnışlardır. 85 Bu idihadlar ve kahlırna imkan vermeyen cami mimarileri sebebiyledir ki Anadolu coğrafyasında kadınlar hala cemaat namaziarına fiilen kahlarnarnaktadırlar. . VII- Sivil Toplumda Kadın Kuruluşlan Sosyal bilimlerin büyük ölçüde kadın sorunları ve hakları üzerinde onlara ilişkin problemierin varlığı çeşitliliği ve büyüklüğü­ nü kanıtlarnaktadır. Bu problemler, pek tabiidir ki kişisel ahlırnlara çözürnlenernez. Ancak değinildiği gibi, yaygın ve de büyük olan bu problemierin çözümü de büyük organizasyonları gerektirmektedir. Problemleri belirleyecek, çözüm önerilerini hazırlayacak ve yönetimlere ve diğer yasal merciiere sunacak kurumlara; sivil toplum örgütlerine ihtiyaç vardır. çalışıyor olması, Fıtratla örtüşen İslarn'ın, çözülmesi gereğini kabul edeceği bu problemler, Kur'an'daki adıyla Münker niteli~lidirler. Çözümlenerek giderilmelidirler. Bunun için de, değiniidi ği üzere bu problemierin çözümüne yoğun­ laşacak sivil topludt örgütleri gereklidir. Seküler dünyada önemleri anca~ asrırnızda kavranabilen ve giderek yükselen değerleri arasına giren sivil toplum örgütleri, aslında toplurnların Ana kaynaklardan naklen Mehmet Birekul, Peygamber Günlerinde Kadm, s. 61-63 Yediveren, Konya 2004. ıı-ı Yedinci bölüme bakınız. as Cuma Mesajları, Beyan, İst. 2008 isimli eserimizin Fitne Gerekçesi (s. 545 ve devamı) bölümüne bakınız. 83 DiNi ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET 160 oluşturulmaları önce Kur'an'la öğütlerup ernredilrniş kururnlardır. Bize göre AI-i İrnran suresinin 104. ayeti bu kururnların oluşturulması gereğini arnirdir: 14 yüzyıl "İçinizden ayızı inanç ve amaç için birleşerek lıayra çağıracak; marufu fiilen gerçekleştirmeye rım. ve münker"den sakındırmaya çalışacak Ümmetitopluluklar oluştu­ Onlar gerçekte kazanıp mutlu olacak olanlardır."B6 Bu ayet, aynı inanç ve amacın birleştirdiği topluluk anlamına Ümmet kavramını; kendisiyle Allah'ın rızası kazanılacak faydalı işleri ifade eden Hayır sözcüğü ile İslam'ın ve ortak aklın benirnseyeceği evrensel nitelikli insanlık değerleri olan Marfif ve Marlif'un zıddı olan Münker kavrarnlarını içine alrnaktadır. 87 Ayrıca sözlü çağrı olan Davet ile sözlü ve fiili olarak ernretrne ve yasaklama anlamına gelen rnuhtevi Emir ve Nehiy kavramlarını da içermektedir. Anılan ayet bu kavramların çağrışhrdığı ve çağrışhrabileceği ferdi ve toplumsal güzelliklere çağıracak ve fiilen onlar üzerine yoğunlaşa­ cak ve gereğinde yasal yetkiler kullanacak kadroların/örgütlerin(Ürnrnet) oluşturulmasını rneşrıllaşhrıp ernretrnektedir. İslam ülkelerinde tarihi dönemlerde Vakıflar ve Kısmen de Tarikatler olarak temayüz eden bu kadrolar zarnanırnızda sivil toplum örgütleri(Vakıf, Dernek, Sendika, Birlik, Oda ve benzerleri) olarak yapılanrnaktadır. ' Kendisine Kur'an indirilen ve icra gücünü kullanabilen bir insan olarak Sevgili Peygarnberimiz, içerik ve kurum olarak bu konuya gereken önemi vermiştir. Bilindiği gibi o, gençken kahldığı Hılfü'l-Füdfrl(erdernliler ittifakı) adı verilen mazlumların haklarını koruma ve savunma amaçlı oluşumu yüceltmiştir. Resmi ve etkili yönetici olduğu Peygamberlik döneminde ise, oluşturulacak böylesi örgütlere büyük bir arzuyla kahlabileceğini beyan buyurrnuştur.88 Müslürnanlar, Sivil Toplum Örgütleri'ne, bu örgüHere insanlık fıtrah­ nın ve sosyal ihtiyaçların gereği olarak yönelen diğer insan topluluklarından farklı olarak fıtratları yanı sıra Kur'an ve Sünnet buyrukları gereği de yönelmek rnecburiyetindirler. Bu, onlar için ilahi emir gereği olan farz bir görevdir. 86 AI-i İmran 3/l04. s1 Rağib, Miifrediitii Elfnzıl-Kur'iin, Ümmet ve Arefe Maddeleri. ss Muhammed Hamidullah, İsliim Peı;gnmberi, Beyan, İst. 2004. Madde: 98-105, s.59-62. MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 161 savunmak ve onları geliştirmek amaçlı olarak çalışması gerekecek bu örgütler, insan merkezli olmalı; erkek karşıh olmamalıdır. Kendileri için hak istenen kadınların yapması gereken görevleri de belideyip duyurmalıdır. Ne var ki kadınlarm hakiarım VIII- Kadınlarm Siyasete Katılmalan Siyasi hayata gereğince dahil olarnamaları da kadınlara ilişkin problemlerden biri olarak görülmektedir. Bu durtirnda sorulınası ve cevabı aranması gereken soru şudur: Bir önceki maddede kurulması önerilen ve savunulan sivil toplum örgütleri, kcı.dınlann siyasete kahlmaları ve yönetimlerde yer aimaiarım da amaçlamalı mıdır? Erkekle kadın arasındaki farkların kültürle giderilebileceği yargısıyla bütün toplumsal alanlar gibi siyaset alanına taşımak istemenin yanlışlığı kabul edilse bile, yarısım oluşturdukları toplumlarırun yönetiminde yetkilendirilmeleri gereğini savunma meşru görülebilir. Çünkü yönetimler kadın duyarlılığına ve onların verebilecekleri bilimsel, sanatsal ve estetik katkılara muhtaçhrlar. kadını diğer Seçme-seçilme ve yönetme anlamına siyaset özel yetenek isteyen bir alandır. Bu alan, ilmi birikimi, ileri görüşlülüğü, organize edebilme, acil ve ölümcül kararlar alına yeteneğini, beden ve irade gücünü gerektirir. Mücadele ve sabır ister, adil şiddete de muhtaçhr. Dolayısıyla erkek veya kadın vasıflı insan gerektirir. Erkeklere nazaran daha az olsa da her toplumda bütün bu vasıflan taBöyle iken tarihi farklı inanç-kültür toplumlarında ve hatta modem toplumlarda bile kadın siyasetçilerm-yöneticilerin azlığı da bir vakıadır. Bunu :rrnsıl yorumlayacağız? şıyan kadınlar vardır. Peygamberlerin yönettiği adaletli toplumlarda bile bu gerçek değiş­ göre biz, kadınların siyasi hayat içine giremeyişlerini, erkek egemen anlayışın egemenliği ve baskısından d~ha çok tarihi şartların olumsuzluğuna ve öncelikle de kadının doğal özelliklerine bağlıyoruz. mediğine Pek tabiidir ki bu tespitler, toplumsal şartlar ve talepler gerektiğinde siyasi hayata yönelemeyeceği ve yönetim görevi üstlenemeyeceği kadının 162 DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİYET anlamına gelmemektedir. Kadınlar özgür bırakılrnalı, engellenmerneli, fakat pozitif ayırırncılığa da gidilrnernelidir. Anlayışırnıza göre İslam da bu çizgiyi izlemektedir. Fıtrah doğrultu­ sunda kadın için ev merkezli bir toplum hayah önerrnekle birlikte onu özgür yer yer ve dönem dönem ihtiyaç duyulabileceği için de -aşağıda açıklanacağı üzere-siyasi hayahn aktif ve yönetici bir unsuru olmasını onaylarnışhr. bırakrnışhr. Geniş insanlık coğrafyasında Kur' ani Yaklaşım Kur' an' da erkeklere özgü olduğu açıklanmadıkça kullanılan eril kipler kadınlara da şamildir. Bunun konumuz özelindeki anlamı seçme ve seçilrneyi de içine alan siyasi hayata vucılt ve yön verici Hayr'a çağrı, Maruru ernredip Münker'den sakındırma; adalet, liyakatilieri tavzlf ve şura (danış­ ma, seçme-seçilme) gibi Kur'aru görevlerle kadınların da yükümlü oldukları ve bu görevlere bağlı haklara da sahip olduklan hakikatidir.s9 Kaldıki, Tevbe suresinin 71. ayeti kadının toplumunu temsil edebilir olma niteliğine daha bir açıklık getirmektedir. Bu ayette şöyle buyrulur: "Mü'min erkekler ve kadınlar birbirlerinin evliyasıdır: Onlar birbirlerini temsil edebilir ve birbirleri adına tasarrufta bulunabilirler. Onlar (bu yetkilerine dayanarak) Ma'ruf olanı emredip gerçekleştirmeye çalışırlar, Müker'den de (güçleri ölçüsünde sozlü ve Jiilf olarak) sakındırırlar. Namazı birliktelik içinde kılar ve zekatı verirler. (Hayatı diizenleı;ici emirleri ve yasaklamıda) Allalı'a ve Resulü'ne itaat ederler. Onlar Allalı'ın kendilerini merhametiyle kuşatacağı insanlardır. Hiç şüphe­ siz Allalı karşı koyulamayacak güç salıibidir ve neylerse güzel eyleyendir." Ayette geçen "Evliya", "Veli" kelimesinin çoğuludur. Veli, yönetiıni üstlenme anlamına gelen 'vilayet'tendir; temsil eden ve hukllken tasarruf bulunabilen kişi anlamına gelir.90 Bu sebeple mü'rnin erkekler mü'min kadınların, rnü'rnin kadınlar da mü'rri.in erkeklerin velisi olabilir. Erkekleri siyasi yönden temsil edebilir ve yetkilendirildikleri makarnlarda onlar adına tasarrufta bulunabilir. Daha açık bir anlahmla kadınlar da seçilebilir ve yönetebilirler. s9 90 AI-i İmran 3/104, 159; Maide 5/8; Nisa 4/58. Bak. Miifı·edat, Veli maddesi. MÜZAKERE, A. R. DEMİRCAN 163 Kur'an'da Sebe' Mellkesi Belkıs'ın danışmayı öneeleyen idari özelliklerine ve zulüm karşıtlığına değinilerek yöneticiliğinin onaylanır bir dille anılması, yukarıda özetlenen vilayet görevi ve hakkını pekiştirmektedir.9ı Peygamberi Yasak ve Yorumu Özetlenen Kur'aru yaklaşıma rağmen İslam kültür havzasında kadın­ ların siyasi hayata girmesine soğuk bakılması ve yöneticilik üstlenmesine karşı çıkılınasının sebebi de hiç şüphesiz Peygamberimizin belirgin bir olaya ilişkin olan hadislerinin- Kur'an dikkate .. anılmadığı için- genel nitelikli bir yasak olarak görülrnesidir. -Allah şanını arhrsın- Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Yönetimlerini 92 kadına veren hiçbir toplum felah bulamaz/başanya ulaşamaz." Hadisler genel olarak bağlarnından koparılarak anlam olarak aktarıl­ maktadır. Bu sebeple, anlamı sunulan sözlerinin Allah'ın Resfrlü tarafından aynen söylenildiğinin kabul edilemeyecek oluşu bir tarafa bu hadis, -bize göre- yukarıda açıklanan Kur'ani bilgilerle de çelişmektedir. Bu sebeple mezkCır hadisi söylenildiği bağlaını içinde şöylece değerlendirmek gerekir: Bu hadis, İran Kisrası'nın öldürülüşü sonrasının karmaşıklık döneminde, gerekli yeteneklerden yoksun donanımsız kızının tahta geçirilmesi sebebiyle İranlılara yönelik olarak yapılmış bir açıklama olsa gerektir. Hiç şüphesiz, doğruları en iyi bilen Allah' hr. Kadınların siyasi hayata kahlımları konusunda sonuç olarak söylene- bilecek olan şudur: Fıtrat-İslam çizgisinde hayahn tabii akışı korunmalı; onlar için pozitif ayırırncılık yapmaktan ve din adına engelleyici olmaktan da sakınılmalıdır. Sonuç İslam'ın yasalarının koyucusu .insanı yaratan Allah olduğu için İnsan Fıtrah ile İslam örtüşmektedir. İstikrar, adalet, huzur, gelişim, dünya ve ahiret saaöeti Fıtrat-İslam çizgisindedir. 91 Nemi 27/32,34,35. 92 Buhar!, Meğazi 82. 164 DINI ve TOPLUMSAL BOYUTLARlYLA CİNSİVET İlın! birikimimiz ölçüsünde bu çizgiyi izleyerek kadınlara ilişkin problemler konusunda sekiz ayrı başlık alhnda -kısmen de olsa çözüm üreticigörüşlerimizi sunmaya çalışhk. Yüce rabbimden çalışmamızın faydalı ve ahiret daka-yı cariye nitelikli yahrım olmasını diliyorum. hayahmız için de sa-