(Özet) DÜNYA GÜNDEMİNDE TÜRK DIŞ POLİTİKASI 2 Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İdris Bal: Türk Dış Politikasına şekil veren temel faktörler nelerdir ve zaman içerisinde bir değişim oldu mu? Günümüzde bu genel prensiplerin etkisi ne derece devam ediyor? Konjonktürden veya yönetim anlayışından kaynaklanan yeni yapıda hangi tür prensipler rol oynamaya başladı, bunların çerçevesini de çizeceğiz. Öncelikle herhangi bir ülkenin dış politikasını anlayabilmek için şunu kabul etmek gerekir o ülke ile alakalı o ülkenin yapısal faktörleri diyebileceğimiz faktörler etkisi altında dış politika şekillenir. İkinci olarak davranışsal faktörler diyebileceğimiz davranışların kural halinde bir bağlamda kavram haline gelen davranış kuralları önemlidir. Üçüncü olarak tabii ki dış dünya şekil verir. Bu Türkiye için de herhangi ülke için de böyledir. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ali Engin Oba: Almanca yayınlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung’da Türkische Inspiration, Türklerin Orta Doğu’da dünyada bir esin kaynağı haline geldiği aynı şekilde Türkiye’nin Türk Diplomasinin acaba eksen mi değiştirmekte olduğu Türk Diplomasisinin artık Amerikan Baskısından kurtularak yepyeni bir boyuta ve konuma girmekte olduğu bununla irtibatlı olarak da Türkiye’nin bölgesinde çok önemli bir güç haline gelmekte olduğu yönünde tahliller ve yazılar çıkıyor. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulvi Keser: Sayın Talat’ın Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde başlamak üzere özellikle Cumhuriyetçi Türk Partisini iktidarda olduğu bir önceki dönemde tarih kitapları değiştirilmiştir. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki tarih kitaplarında 1974 Barış Harekatını neredeyse bulamazsınız 1963 olaylarını bulamazsınız 1955’ten itibaren EOKA’nın giriştiği kanlı saldırılarını bulamazsınız. Kıbrıs yakın tarihi için kırılma noktası olan Kanlı Noel gibi Akritas gibi ENOSİS gibi Megali İdea gibi kavramları açıklayacak herhangi bilgi de bulamazsınız. Ama bütün bunların karşılığında Türklerin nasıl barbar insanlar olduğunu gösteren inanılmaz abartılmış hikayeleri tarih kitaplarını bırakın şehrin herhangi bir sokağında çok rahatlıkla görebilirsiniz karşımızdaki manzara bu. Yrd. Doç. Dr. Ayşe Bahar Hurmi: Amerikan Dış Politikasında müzakere ve diplomasisinin öncelikte olduğu farklı bir dönem ortaya çıkmaktadır. 8 Yıllık Bush Döneminde yeni muhafazakarlar önderliğindeki askeri güç kullanımı daha önce hiç olmadığı kadar ön plana çıkaran radikal taktik değişiklikler küresel çaptaki Amerikan imajını ciddi bir biçimde zedelemiştir. Bu nedenle Obama gibi ılımlı konuşan ve kozmopolit bir geçmişe sahip liderin yeni dönemde daha barışçıl bir politika izleyerek dış politikada farklılığa farklılaşmaya gideceği düşünülmektedir. Ancak değişiklik yalnızca kullanılan kelimelerde ve halkla ilişkilerin etkin kullanılmasından ibaret gibi görünmektedir şimdiye kadar ki geçen dönemde. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hakan Keskin: Avrupa Birliği üyeliği çok enteresan bir yolculuk Türkiye için dönem dönem inişleri var dönem dönem çıkışları var. Taraftarları zaman zaman çok bilgili olmakla zaman zaman vatan hainliğiyle suçlandığı değişik enteresan bir konudur. Biz 1959’da 31 Temmuz’da müracaat ettiğimizde o dönemde Avrupa Ekonomik Topluluğuydu ismi kurulalı daha 14 ay olmuştu. Şimdi yıl 1959 şimdi 2009’dayız. Aradan 50 yıl 6 ay geçti. Üye olursak 2014’ten önce teknik olarak üye olma şansımız da yok yani 25 yıldan bahsediyoruz yani yarım asırdan fazla. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Araştırma Görevlisi Duygu Dersan Orhan: Türkiye’nin Orta Doğu’daki yükselişi ve Türkiye’nin Orta Doğu’ya yönelik olarak artan politikaları paralelinde birtakım tartışmalar da ortaya çıktı gerek ulusal gerekse uluslararası basında hepinizin takip ettiğini biliyorum. Bu tartışmalar neyi içeriyor Türkiye yüzünü doğu’ya mı dönüyor ya da Türkiye eksen mi değiştiriyor gibi tartışmalardan oluşuyor ve bunlar kendi kendine ortaya çıkmış bir tartışma konusu değil. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Gürsan Şenalp: Orta Doğu’daki bu pozisyonlarını ve yeni açılımlarını komplo teorisi anlamında Amerika’nın yeni yani farklı şekilde ima ediyor. Amerikan çıkarlarını kendisine komplo teorisi olarak görünüyor.