T.B.M.M. B : 77 14.5.1992' 0:2 Orman yetiştirme çalışmalarının gerektirdiği parasal kaynağın, hemen hemen yalnızca or­ man işletmelerinin gelirleriyle karşılanması, bu alandaki soruların başında gelmektedir. Bu ne­ denle, başta erozyon önleme, orman dışı ağaçlandırma, yeşil kuşak çalışmaları olmak üzere, yeni ormanlar yetiştirme çalışmaları için, genel bütçeden her yıl en az yüzde 0,2 oranında pay ayrılmalıdır. Ağaçlandırma Fonu, ağırlıklı olarak, büyük ölçekli orman ürünleri işleme sana­ yimden, yıl içinde istedikleri hammadde ve odunun miktarı üzerinden ve yıllık açık artırmalı satış bedeli ortalaması esas alınarak, belli bir oranda hesaplanacak pay ile, genel bütçeden ak­ tarılacak yüzde 0.2'lik paya dayandırılmak, bu payı veren özel ve kamu kuruluşlarının, ham­ madde orman ürünü gereksinimlerinin, maliyet bedeli üzerinden, tahsisli olarak karşılanması, güvenceye alınmalıdır. Özel ve tüzelkişilerin kendi veya Hazine arazilerinde orman yetiştirmelerine yönelik her türlü destek, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve Kaynak Kullanımı Destekleme Fonundan sağlanmalı, bu konuda, orman içi ve kenarında oturan köylü vatandaşa öncelik verilmelidir. Yeniden kurulan Orman Bakanlığında, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Mü­ dürlüğüne yer verilmesi olumlu bir girişimdir. Bu nedenle, Orman Genel Müdürlüğü ve Ağaç­ landırma Genel Müdürlüğünün orman yetiştirme çalışmalarının yürütülmesi yüzünden, yetki ve sorumlulukları hiçbir çalışmaya, yoğun bürokratik işlemlere yol açmayacak biçimde ayrın­ tılı olarak belirlenip, yasal olarak tanımlanmalıdır. Doğal gençleştirme ve bakım çalışmaları ile enerji ormanı kurma ve yenileme çalışmaları, devlet orman işletmelerince yürütülmelidir. 442 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle Orman ve Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü (Orköy) yeniden kuruluyor. Ormancılıkta sosyal yaklaşıma ilk defa 1950'li yıllarda ihtiyaç duyul­ muş ve çıkarılan mevzuatlarla çeşitli sosyoekonomik uygulamalar yapılmıştır. Tek elden ve köklü bir örgütle uygulamaların yapılma ihtiyacı, Orköy gibi bir kurumu ortaya çıkarmıştır. Verimli çalışmaları hiçbir zaman yadsınmayacak olan Orköy, 1980'li yıllara gelindiğinde küçültülmüş ve ormancılık dışı bir kuruma verilmiştir. Bu davranış, Türkiye ormancılığında, sosyal yakla­ şımlar açısından yapılan büyük bir hatadır. Yapılan bu hata nedeniyle, Türkiye ormancılığı sosyal yaklaşımlardan yoksun kalmış, sosyoekonomik ormancılık sorunları çiğ gibi büyümüş ve ormancılık çalışmalarını engellemiştir. Bu nedenle, 442 sayılı Kanun Hükmünde Kararna­ meyle Orköy'ün yeniden kurulması çok olumlu bir yaklaşımdır; ancak, Orköy'ün, o dönemle­ re özgü eksikliklerinin de giderilmesi gerekmektedir. Özellikle, Orköy'ün, orman ve orman alan­ larıyla doğrudan ilişkili projeler üretmesi bir zarurettir. Orköy, mutlaka, orman ile insanı bir araya getirmeli, onları bir bütün olarak görmeli, özellikle ormaniçi ve kenarındaki orman köy­ lüsüne büyük destek vermeli ve orman köylüsünü mutlaka yoksulluktan kurtarmalıdır. BAŞKAN — Sayın Yerlikaya, toparlar mısınız efendim; süreniz doldu; rica ediyorum... VAHDET SİNAN YERLİKAYA (Devamla) — Peki efendim. Sayıları 10 milyonu bulan orman köylülerinin kalkındırılması çerçevesinde, ormanlara za- , rar vermemeleri için, bu, öncelikli bir koşuldur; ancak, bu, ülkedeki gelişmenin bir parçası olarak ele alınması ve çözülmesi gereken bir sorundur. Bu nedenle, ağırlıklı olarak ormanların işletilmesinden sağlanan gelirlerden alınacak paylarla oluşturulmuş olan Orman Köylülerini Kalkındırma Fonu, sorunun çözümlenmesi yönünden kesinlikle yeterli bir kaynak değildir. Bu nedenle, orman köylerinin kalkındırılmasına yönelik çalışmalar, ilke olarak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının geliştirip uygulayacağı entegre kırsal kalkınma projelerine dayalı olarak yürü­ tülmelidir. — 175 —