M. Meclisi B : 51 sağlar1? Bunu anlamakta cidden acz içindeyiz. ENVER TURGUT (İzmir) — Zaten anlıyamazsınız, biz size anlatırız. YUNUS KOÇAK (Devamla) — Bilemeyiz tabiî GEÇİCİ KOMİSYON BAŞKANI KASIM ÖNADIM (Bursa) — Türkiş Kanununu görüş­ müyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN — Lütfen müdahale etmeyiniz. YUNUS KOÇAK (Devamla) — Muhterem arkadaşlar, mâruzâtım şimdilik bundan ibaret­ tir. Maddeler geldiği zaman arkadaşımızın an­ lamazsın dediği şeyleri kendisine anlatmaya ça­ lışacağım, saygılarımla. BAŞKAN — Komisyon söz istemiştir, buyu­ run Sayın. Komisyon. 10 . 2 . 1967 O : 1 gerçeklerinin uygun ışığı altında bir kanun çı­ kar ve Yüce Meclis kabul eder. Biz, işveren ve işçi, diye iki sınıfı karşı kar­ şıya getirmek istemiyoruz. Bunlar ekonomide Ibiribirinden aynimi yan iki rükün, iki parçadır. Eğer işvereni himaye edersek, işçi menfaatleri zedelenir ve işçi bir köle haline gelir. Biz işçiyi el üstnüde tutmak istiyoruz. Fakat bunun ya­ nında işvereni de himaye etmek zorundayız. Ancak, işçinin haklarını kısıtlıyan, haksız yene menfaatler temin eden işverenin karşısında­ yız. Eğer işverene yaşama imkânı vermezsek, bu da memleket ekonomisi için birçok mahzur­ lar meydanı a getirir'. İşveren yıkılırsa işçi iş bu­ lamaz. Binaenaleyh, işvereni de ayakta tut­ anak zorundayız. Her' ikisinin menfaatlerini karşılıklı akort etmek zorundayız. Bu itibarla kanunun daha iyi çıkması, memleket gerçek­ lerine dalha uygun bir hale getirilmesi için mil­ letvekili arkadaşlarımızın ikazlarına hürmet edeceğiz. Yalnız, bir parti görüşü haline getiril­ mesin, memleket gerçekleri önplânda tutulsun. GEÇİCİ KOMİSYON SÖZCÜSÜ 1. HAKKI BOYACIOĞLU (Burdur) — Muhterem Baş­ kan, muhterem arkadaşlarım, müzakeresi yapı­ lan kanunun tümü üzerinde söz alan arkadaş­ lar, gerek şahısları adına, gerekse grupları adı­ na yaptıkları konuşmalarda kanunun yerinde olduğunu bâzıları ifade ettiler ve bâzı madde­ lerinin! değiştirilmesi gerektiğini de söylediler. Fakat, bâzı arkadaşlar da kanunun memleket gerçeklerine uymadığı ve yersiz olduğu- beya­ nında bulundular. BAŞKAN — Son söz milletvekillcrmindir. Sayın Turlhan Bilgin buyurun. Bundan sonra kifayeti oylayacağım. MEBMıET ALİ AYTAŞ (İzmir) — Kifa­ yetin aleyhinde söz istiyorum. Kanun, 1964 senesinde Meclise sevk edilmiş, komisyonlardan geçmiş, kabul edildikten sonra Senatoya intikal etmiş, Senatodaki komisyon­ larda müzakeresi yapılmış, işveren işçi temsil­ cileri bulunmuş, müşterek görüş birliğine var­ mışlar, nihayet Senato da kabul etmiş ve ka­ nunlaştığı sırada Sayın Reisicumhurun veto et­ mesi üzerine tekrar geri gelmiştir. Komisyonu­ muz Cumhuriyet Senatosunun değiştirdiği bu tasarı üzerinde fikir birliğine varmış ve kanu­ nu huzurunuza tekrar getirmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, yapılan bütün tenkidlerin daha zamanında yapılması iktiza ederken kanunlaş­ tığı bir sırada, geri dönmesinden bilistifade, ye­ ni yeni fikirlerin ortaya atılması kanaatimizce, kanunu sabote etmekten başka bir şey değil­ dir. Belki zamanla bâzı aksaklıklar olabilir, bir iki madde değişebilir ama, kanunun tümü mem­ leket gerçeklerine uygun olarak tedvin edilmiş­ tir. Bir parti kendi anlayışına göre kanun çıkartamaz. Ancak Türk Anayasasının1, memleket II BAŞKAN — Baş üstüne. TURHAN BİLGİN ('Erzurum) — Muhte­ rem arkadaşlarım, benden evvel konuşan ha­ tip arkadaşımız, Türkiye İşçi Partisinin görüş­ lerini burada ifade ederken, acaba işçi yararı­ na ne getirecek diye dikkatle dinledim. İş Ka­ nununun burada çıkışında, bilhasisa Sosyal Si­ gortalar Kanununun çıkışı sırasında, bu Par­ lâmentoya mensup değişik partilerden, T. t. P. ıhariç, arkadaşlarım işçi zümresinin menfaat­ lerine aynı zamanda emeğin olduğu kadar, işıvercnin de menfaatlerine ne derece titiz bir surette riayet 'ettiklerini bilen ve o günleri yaşıyan bir arkadaşınız sıfatı ile ifade edeyim ki, Iburada Türkiye İşçi Partisi 'devamlı surette Ibir fikir getirmiyor ve fakat meşhur bir sos­ yalistin, Büyük Uyanış'ı yazan Stratiçi'nin ifa­ de ettiği gibi, bir ddktrin ıkörlüğü içinde, mütömadi surette işçinin mle uf a ati erini mevzuata sokan değil, işçiyi istismar eden, fukaralığı, istislmar eden ve sınıf şuuru ile sınıflar ara:sı Hürmetlerimizi arz ederiz. (Alkışlar.)