M. Meclisi B : 81 Parlâmento dâhilinde kabineye az sayıda, Parlâmento dışından ise çok sayıda üyenin ge­ tirilmesini de yadırgamış bulunuyorum. Yüce Meclisin değerli üyeleri; Parlâmentodan gücünü alamıyan bir Hükü­ metin programını gerçekleştiremiyeceğini be­ lirtmek isterim. Bu nedenle programını müza­ kere ettiğimiz Hükümetin güçlü ve inandırıcı olacağına inancım yoktur. Bu şartlar dâhilinde Hükümet programının tahliline geçiyorum. 1. —• 22 sayfadan ibaret olan programda Türkiye'mizin halledilemiyecek problemleri kalmamış, bütün bunlar dile getirilmiştir. Bu problem ve arzuların halledilmesi ve yerine ge­ tirilmesi için, bol bol vaitler yoluyla, hesabettiğimizde, yüzün üstünde Yüce Meclisten ka­ nunun çılkması gerekmektedir. Sayın Erim kısa müddet içinde bunları gerçekleştirebilecek mi­ dir? Sayın Erim Hükümetinin vasfı reform hükümeti olduğuna göre, Hükümet bu reform­ ları kısa bir müddet içinde nasıl yapacaktır? Bunları yapabilmesi için kanaatimce icra ömrü­ nün çok uzun olması gerekir. 2. — Bol bol yapılan vaitler kapalı bir zarf niteliğindedir. Programı dikkatli okumama rağmen, programda çözüm yolu olarak kilidi bulabildim ama anahtarının izine bile raslıyamadım. Şurasını itiraf etmek gerekir M, prog­ ramda çözüm bekliyen meseleler maddi cepheye dayandığı gibi,, bunlar, aynı zamanda uzun se­ nelerin kucağında çözümlenebilecek konulardır. Sayın Başbakandan bu hususun açıklamasını önemle talebetmekteyim. 3. — Toprak reformunun ifade edildiği cüm­ lelerde, kelimelerde sihir anlamından başka îjbirşey çıkaramadım. Bugün dünya tarımı, dev çiftlikleri bile ye­ tersiz buluyor, onları bile birleşik işletmeler ha­ line getiriyor. Toprak reformu, kolay kolay çö­ zümlenecek bir problem değildir, öyle zannedi­ yorum ki, milyarların konuşacağı bir iştir bu. BAŞKAN — Sayın Akova, üç dakikanız var efendim. ENVER AKOVA (Devamla) — Bitiriyorum ıSaym Başkanım. Değerli arkadaşlarım; Millî Eğitim reformuna gelince, programın bilhassa bu konuyla ilgili olarak iki oümlesiin— 450 5 . 4 . 1971 O ': 2 de hayli düşündüm ve bir mâna çıkaramadım. Yalnız hatırımdan geçen şudur : Huzurunuzda İmam - Hatip okullarının durumlarını zabıtla­ ra tescil ettirmek için bu okulların hüviyetin­ den biraz bahsetmek istiyorum. İmam - Hatip okulları, ilk devresi dört, ikinci devresi üç se­ ne olmak üzere yedi senedir. Sayın Hükümet programında «İmam - Ha­ tip okulları orta öğretim sistemine uyacak bi­ çimde ıslah olunacaktır» deniyor* Sizlere soruyorum muhterem arkadaşlarım; dört senelik ilk devrede meslekî derişlerin ya­ nında bir tarafta Fransızca, Farsça, Arapça okunurken, diğer taraftan tarih, coğrafya, İn­ kılap tarihi, Cumhuriyet tarihi, edebiyat, psi­ koloji gibi bütün dersler de okunmaktadır. Bu ibareden benim anladığım şudur : imam Hatip okullarının üzerinde durulacak bir dâva­ sı yok, sadece İmam - Hatip okulu mezunları­ nın, - öyle tahmin ediyorum M, Sayın Hükümet bunda samimî olacaktır - üniversitelere girme­ sini sağlıyacaktır. Anladığım ilk mâna budur. ikincisi, imam - Hatip okullarının - inşallah öyle olmıyacaktır - ilk devresini kaldırıp, orta öğretime uydurarak, yalnız pozitif ilimlerle bu talebeleri lise kısmında tutmak suretiyle bir eğitim sistemi düşünülmektedir. Bu takdirde Libya ^da Camiat'üs Sunusiyyet'il islâmiyye'de atalarımızın, şeyhülislâmlarımızm, Ebû Suud'un tefsirlerini araplar okurken Türkiye'mizden çıkan bir Cumhuriyet çocuğu, o hapsedilmiş eserlerimizi okumıyacak mıdır; meslekî dersle­ ri kaldırarak bu hüviyeti mi İmam - Hatip okul­ larına vermek istiyoruz? Bunun (açıklanmasını Sayın Hükümetten önemle rica ediyorum. BAŞKAN — Sayın Akova, vaktiniz tamam­ dır efendim. ENVER AKOVA (Devamla) — Bitiriyorum efendim. Değerli arkadaşlarım; Vaktimin az olması sebebiyle konuşmamla son vereceğim. Bu şartlar dâhilinde, şahsan bu Hükümetin Türk Milleti için yapabileceği en büyük hizmet, olsa olsa Meclisi seçime sokabilecek bir atmos­ feri temin edebilmesi ve yine iktidarı, Anayasa gereğince, milletin tercihine bırakabilecek bir ortamı hazırlıyabilmesi olabilir. Bunun, Hükü­ met programında hiç bahis konusu edilmemiş olmasını calibi dikkat buluyorum.