ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNLENDİRİLMESİNDE MEDYANIN ETKİSİ (BİLECİK İLİ ÖRNEĞİ) BANU ELİF DORAN YÜKSEK LİSANS TEZİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HAZİRAN, 2015 TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 12 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir. YAZARIN Adı : Banu Elif Soyadı : DORAN Bölümü : Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği İmza : Teslim tarihi : TEZİN Türkçe Adı : Ortaokul Öğrencilerinin Spora Yönlendirilmesinde Medyanın Etkisi (Bilecik İli Örneği) İngilizce Adı : The Effect Of Media On Encouraging Secondary School Students To Participate İn Sporting Activities (The Case Of Bilecik) i ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim. Yazarın Adı Soyadı : Banu Elif DORAN İmza ii :……………………… Jüri onay sayfası Banu Elif DORAN tarafından hazırlanan “Ortaokul Öğrencilerinin Spora Yönlendirilmesinde Medyanın Etkisi (Bilecik İli Örneği)” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Danışman (Başkan): Prof. Dr. Mehmet GÜNAY ................................. Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı Gazi Üniversitesi Üye: Doç. Dr. Oğuz ÖZBEK ……………………. Spor Yöneticiliği Anabilim Dalı Ankara Üniversitesi Üye: Doç. Dr. Gökhan ÇALIŞKAN ……………………. Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı Gazi Üniversitesi Tez Savunma Tarihi: 18/08/2015 Bu tezin Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum. Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Servet KARABAĞ …………………… iii TEŞEKKÜR Araştırmamda değerli yorum ve danışmanlığı ile bana yardımcı olan sayın danışmanım Prof. Dr. Mehmet GÜNAY' a teşekkür ederim. Tezin her aşamasında eleştiri ve yorumlarıyla çalışmanın gerçekleşmesinde yön verici olmuş, bilgi ve deneyimlerini sürekli olarak benimle paylaşan değerli abim ve saygıdeğer hocam Doç. Dr. İlhami BULUT’ a teşekkür ederim. Ayrıca araştırma süresi boyunca çeşitli konularda verdiği tüm desteklerden dolayı Prof. Dr. Kemal SOLAK’ a, Prof. Dr. İbrahim YILDIRAN’ a, Prof. Dr. Murat OLGUN’ a, Doç. Dr. Emine Selcen DARÇIN’ a, Doç. Dr. Hakkı ULUCAN’ a, Yrd. Doç. Dr. Fatih YENEL’ e, Öğr. Gör. Mustafa TUNÇEL’ e, Orhan YILDIZ’ a, Mehmet LAÇİN’ e teşekkür ederim. Araştırma anketlerinin uygulanmasına yardımcı olan Bilecik İli Milli Eğitim Müdürü ve çalışanlarına, Özel Sevgi Çiçeği Ortaokulu, 700. Yıl Ortaokulu, Edebali Ortaokulu, Ertuğrul Gazi Ortaokulu, Malhun Hatun Ortaokulu, Osmangazi Ortaokulu ve Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu müdürlerine, öğretmenlerine ve sevgili öğrencilerine teşekkür ederim. Hayatım boyunca benim için hep azim ve gurur kaynağı olmuş sevgili annem Afitap DORAN’ a ve sevgili ablam Zeynep DORAN’ a, bilimsel tutum ve felsefesi ile bana ışık tutan idolüm babam Prof. Dr. İlhan DORAN’ a şükranlarımı sunarım. iv ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNLENDİRİLMESİNDE MEDYANIN ETKİSİ (BİLECİK İLİ ÖRNEĞİ) Yüksek Lisans Tezi Banu Elif DORAN GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Haziran, 2015 ÖZ Bu çalışmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisini araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda, araştırmacı tarafından 40 maddeden oluşan anket ve 20 maddeden oluşan Spor Medyasının Etkisi Ölçeği (SMEÖ) geliştirilmiştir. Veri toplama araçlarıyla, öğrencilerin spor ve medya konularındaki algı, görüş ve düşünceleri tespit edilmiş, spor medyasına yönelik görüşleri değişkenlere göre incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Bilecik ili merkezde yer alan 7 resmî ve özel ortaokulda öğrenim gören öğrencilerden seçilmiştir. Veri toplama araçları 224 katılımcıya uygulanmıştır. Katılımcıların 97’ si erkek 127’ si kız öğrencidir. Bu araştırmada Survey (genel tarama) modeli kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel metotları (Yüzde, Frekans, Ortalama, Standart sapma) kullanılmıştır. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında iki grup arasındaki fark için t-testi, ikiden fazla grup durumunda parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve farklılığa neden olan grubun tespitinde Scheffe Testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular %95 güven aralığında, %5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler bilgisayarda “SPSS for Windows ver:21.0” programında çözümlenmiş, manidarlıklar .05 düzeyinde sınanmıştır. Araştırma sonucuna göre, öğrencilerin spora ilgisinin yüksek olduğu ve spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin önemli olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra katılımcıların, spor medyasına ilişkin görüşleri ile annenin eğitim durumu ve babanın eğitim durumu arasında anlamlı farklılıklar görülmüştür. Hem annenin ve hem de babanın eğitim düzeyi arttıkça, öğrencilerin spor medyasından etkilenme oranlarında artış saptanmıştır. v Bilim Kodu : Anahtar Kelimeler : Bilecik, medya, spor medyası, spor, ortaokul Sayfa Adedi : xv + 108 Danışman : Prof. Dr. Mehmet GÜNAY vi THE EFFECT OF MEDİA ON ENCOURAGİNG SECONDARY SCHOOL STUDENTS TO PARTİCİPATE İN SPORTİNG ACTİVİTİES (THE CASE OF BİLECİK) Master Thesis Banu Elif DORAN GAZI UNIVERSITY GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES June, 2015 ABSTRACT The aim of this study was to investigate the impact of the media in directing secondary school students to the sports For this purpose, questionnaire with 40 questions and Scale of Sports Media Effect (SSME) with 20 questions were developed. By data collection tools, perceptions, opinions, and ideas of students on the issues of media sports were identified, attitudes towards sports media were analyzed according to the variables. The sample of the survey, in the 2014-2015 academic year were selected from students educated in seven public and private secondary schools in Bilecik province. Data collection questionnaires were applied to 224 respondents whom 97 were male and the rest were female students. In this study, survey (general screening) model was used. Descriptive statistical methods (percentage, frequency, mean, standard deviation) to analyze the data were used. Comparisons for quantitative data were made (t-test for two groups, One-way ANOVA for more than two groups, Scheffe Test for determination of the group that caused the difference). The findings were evaluated at 5% significance level in the 95% confidence interval. Results revealed tthat high interest to sport and significant effect of media on demands in students were determined. Moreover, significant differences between opinions of articipants about the sports media and education levels of mother and father were determined. The effect of sport media increased with increasing educational levels of both mother and father. vii Science Code : Key Words : Bilecik, media, sport media, sport, secondary school Page Number : xv + 108 Advisor : Prof. Dr. Mehmet GÜNAY viii İÇİNDEKİLER ÖZ .......................................................................................................................................... v ABSTRACT ........................................................................................................................ vii İÇİNDEKİLER ................................................................................................................... ix TABLOLAR LİSTESİ ...................................................................................................... xii SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ.................................................................. xv BÖLÜM I .............................................................................................................................. 1 GİRİŞ .................................................................................................................................... 1 1.1. Problem Durumu .............................................................................................. 1 1.2. Amaç ................................................................................................................... 3 1.3. Önem .................................................................................................................. 4 1.4. Sınırlılıklar ......................................................................................................... 4 1.5. Varsayımlar ....................................................................................................... 5 1.6.Tanımlar ............................................................................................................. 5 BÖLÜM II ............................................................................................................................ 7 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ................................................................................................. 7 2.1. İletişim ................................................................................................................ 7 2.2. İletişim Süreci ve Temel Öğeleri ...................................................................... 9 2.2.1. Kaynak ................................................................................................ 9 2.2.2. Mesaj (İleti) ....................................................................................... 10 2.2.3. Kodlama- Kod Açma ....................................................................... 11 2.2.4. Kanal ................................................................................................. 11 2.2.5. Alıcı (Hedef) ...................................................................................... 12 ix 2.2.6. Mesajı Algılama- Filtre Etme .......................................................... 12 2.2.7. Geri Bildirim (Dönüt) ...................................................................... 13 2.3. İletişim Türleri ................................................................................................ 13 2.3.1. Sözlü İletişim ..................................................................................... 14 2.3.2. Sözsüz İletişim .................................................................................. 15 2.3.3. Yazılı İletişim .................................................................................... 16 2.4. Kitle İletişimi ................................................................................................... 17 2.4.1. Kitle İletişiminin Özellikleri ............................................................ 19 2.5. Kitle İletişim Araçları ..................................................................................... 20 2.5.1. Televizyon ......................................................................................... 23 2.5.2. Gazete ................................................................................................ 25 2.5.3. Radyo ................................................................................................. 28 2.5.4. İnternet .............................................................................................. 30 2.6. Kitle İletişim Araçlarının İşlevi ..................................................................... 32 2.7. Kitle İletişim Araçlarının Özellikleri ............................................................ 36 2.8. Spor ve Medya İlişkisi..................................................................................... 36 2.8.1. Türk Spor Medyasının Tarihsel Gelişimi ...................................... 40 2.8.1.1. Cumhuriyet Öncesi Dönemde Türk Spor Medyası ........... 41 2.8.1.2. Cumhuriyet Sonrası Türk Spor Medyası ........................... 42 BÖLÜM III ......................................................................................................................... 46 YÖNTEM ........................................................................................................................... 46 3.1. Araştırmanın Modeli ...................................................................................... 46 3.2. Evren ve Örneklem ......................................................................................... 46 3.3. Verilerin Toplanması ...................................................................................... 47 3.4. Verilerin Analizi .............................................................................................. 52 BULGULAR VE YORUMLAR ....................................................................................... 53 4.1. Grubun Genel yapısına İlişkin Bilgiler ......................................................... 53 4.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular .............. 54 x 4.1.2. Öğrencilerin Spora İlgi Durumlarına İlişkin Bulgular ................ 56 4.1.3. Öğrencilerin Medya İle Olan İlişkisine İlişkin Bulgular .............. 60 4.2. Spor Medyasının Etkisi Ölçeğinin (SMEÖ) Yüzde-Frekans Sonuçları .... 76 4.3. Araştırmanın Alt Amaçlarına İlişkin Bulgular ............................................ 80 4.3.1. Araştırmanın Birinci Alt Amacına İlişkin Bulgular ..................... 80 4.3.2. Araştırmanın İkinci Alt Amacına İlişkin Bulgular ...................... 80 4.3.3. Araştırmanın Üçüncü Alt Amacına İlişkin Bulgular ................... 81 4.3.4. Araştırmanın Dördüncü Alt Amacına İlişkin Bulgular............... 81 4.3.5. Araştırmanın Beşinci Alt Amacına İlişkin Bulgular .................... 82 4.3.6. Araştırmanın Altıncı Alt Amacına İlişkin Bulgular .................... 82 4.3.7. Araştırmanın Yedinci Alt Amacına İlişkin Bulgular ................... 83 BÖLÜM V .......................................................................................................................... 84 SONUÇ VE ÖNERİLER................................................................................................... 84 5.1. Sonuç ................................................................................................................ 84 5.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Sonuçlar.............. 84 5.1.2. Öğrencilerin Spora Olan İlgi Durumlarına İlişkin Sonuçlar ....... 85 5.1.3. Öğrencilerin Medya İle Olan İlişkisine İlişkin Sonuçlar .............. 86 5.1.4. Araştırmanın Alt Amaçlarına İlişkin Sonuçlar ............................. 87 5.2. Öneriler ............................................................................................................ 87 KAYNAKÇA ...................................................................................................................... 89 EK 1. Anket Soruları ............................................................................................. 97 EK 2. Spor Medyasının Etkisi Ölçeği ................................................................. 107 EK 3. İzin Yazısı ................................................................................................... 108 xi TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. SMEÖ’ ye İlişkin KMO ve Bartlett Testi Sonuçları ............................................. 49 Tablo 2. SMEÖ’ ye İlişkin Açımlayıcı Faktör Analizi Sonuçları ....................................... 51 Tablo 3. Öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımı ................................................................... 54 Tablo 4. Öğrencilerin Yaşadıkları Yerlere Göre Dağılımı .................................................. 54 Tablo 5. Öğrencilerin Yaşa Göre Dağılımı .......................................................................... 54 Tablo 6. Öğrencilerin Sınıflarına Göre Dağılımı ................................................................. 55 Tablo 7. Öğrencilerin Ailelerinin Aylık Gelir Dağılımı ...................................................... 55 Tablo 8. Öğrencilerin Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ................................. 55 Tablo 9. Öğrencilerin Babalarının Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ................................. 56 Tablo 10. Öğrencilerin Spor Branşı İle İlgilenme Durumlarının Dağılımı ......................... 56 Tablo 11. Öğrencilerin İlgilendikleri Spor Branşı Dağılımı ................................................ 57 Tablo 12. Öğrencilerin Spora İlgisinin Oluşmasındaki En Önemli Faktör Dağılımı .......... 57 Tablo 13. Öğrencilerin Spora İlgisinin Oluşmamasındaki En Önemli Faktör Dağılımı ..... 58 Tablo 14. Öğrencilerin Spora İlgi Düzeylerinin Dağılımı ................................................... 59 Tablo 15. Öğrencilerin Aile ve Yakın Çevresinin Spora İlgi Dağılımı ............................... 59 Tablo 16. Öğrencilerin Spor Kulübünde Lisansının Bulunma Dağılımı ............................. 60 Tablo 17. Öğrencilerin Medyayı Takip Etme Sıklığının Dağılımı ...................................... 60 xii Tablo 18. Öğrencilerin Spora Yönlendirmesinde Basın-Yayın Organlarının Dağılımı ...... 61 Tablo 19. Öğrencilerin Spor Olaylarını Nasıl Takip Ettiklerinin Dağılımı ......................... 61 Tablo 20. Öğrencilerin Spor Haberlerini Takip Etme Sıklıklarının Dağılımı ..................... 62 Tablo 21. Öğrencilerin Hangi Spor Branşına Ait Haberleri Daha Çok Takip Ettiklerinin Dağılımı ............................................................................................................................... 62 Tablo 22. Öğrencilerin Spor Yapma İsteğinde Medyanın Etki Durumunun Dağılımı ........ 63 Tablo 23. Öğrencilerin “Medyanın, Tarafsız ve Objektif Olduğunu Düşünüyor musunuz? Sorusuna İlişkin Dağılımı .................................................................................................... 63 Tablo 24. Öğrencilerin “Medyada, Her Branşa Yeteri Kadar Yer Verildiğini Düşünüyor musunuz?” Sorusuna İlişkin Dağılımı ................................................................................. 64 Tablo 25. Öğrencilerin “Spor Kültürünün Oluşmasında Medyanın Etkisi Var mıdır?” Sorusuna İlişkin Dağılımı .................................................................................................... 64 Tablo 26. Öğrencilerin “Spor Branşlarının Popüler Olmasında Medyanın Etkisi Var mıdır?” Sorusuna İlişkin Dağılımı ....................................................................................... 64 Tablo 27. Öğrencilerin Gazete Okuma Sıklıklarının Dağılımı ............................................ 65 Tablo 28. Öğrencilerin Gazete Okurken Baktıkları İlk Sayfanın Dağılımı ......................... 65 Tablo 29. Öğrencilerin Gazete Okurken Takip Ettiği Spor Branşlarının Dağılımı ............. 66 Tablo 30. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri Gazete Dağılımı ........................... 67 Tablo 31. Öğrencilerin Günlük Ortalama Televizyon İzleme Sürelerinin Dağılımı ........... 67 Tablo 32. Öğrencilerin Televizyonda Takip Ettikleri Programların Dağılımı .................... 68 Tablo 33. Öğrencilerin Televizyonda Yayınlanan Spor Programlarında Takip Ettikleri Spor Branşlarının Dağılımı .................................................................................................. 69 Tablo 34. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri Kanal Dağılımı ............................. 70 Tablo 35. Öğrencilerin İnternet Kullanım Sıklığının Dağılımı ........................................... 70 xiii Tablo 36. Öğrencilerin İnternette Geçirilen Zaman Dağılımı ............................................. 71 Tablo 37. Öğrencilerin İnterneti Kullanım Amaçlarının Dağılımı ...................................... 71 Tablo 38. Öğrencilerin İnternette Takip Ettikleri Spor Olaylarının Branşlara Göre Dağılımı ............................................................................................................................... 72 Tablo 39. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri İnternet Sitelerinin Dağılımı ........ 73 Tablo 40. Öğrencilerin Radyo Dinleme Sıklıklarının Dağılımı........................................... 74 Tablo 41. Öğrencilerin Ortalama Radyo Dinleme Sürelerinin Dağılımı ............................. 74 Tablo 42. Öğrencilerin Radyoda Takip Ettikleri Programların Dağılımı ............................ 75 Tablo 43. SMEÖ’ nin Frekans (ƒ) ve Yüzde (%) Dağılımı ................................................. 76 Tablo 44. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Cinsiyet Değişkenine Göre T-Testi Sonuçları .............................................................................................................................. 80 Tablo 45. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Yaşadıkları Yer Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ...................................................................... 80 Tablo 46. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Yaş Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ............................................................................................... 81 Tablo 47 Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Sınıf Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ............................................................................................... 81 Tablo 48. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Ailenin Aylık Gelir Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ...................................................................... 82 Tablo 49. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Annenin Eğitim Durumu Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ...................................................... 82 Tablo 50. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Görüşlerinin Babanın Eğitim Durumu Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ................................. 83 xiv SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ARPANET The Advanced Research Projects Agency Network (Gelişmiş Araştırma Projeleri Dairesi Ağı) DNS Domain Name System ( Alan Adı Sistemi) ENIAC Electronic Numerical Integrator And Computer (Elektronik sayısal entegreli hesaplayıcı) MEGEP Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi SPSS Statistical Package for Social Science (Sosyal Bilimler için İstatistik Paketi) SMEÖ Spor Medyasının Etkisi Ölçeği TCP/IP Transmission Control Protocol/Internet Protokol TDK Türk Dil Kurumu TTNET Türk Telekom İnternet TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ULAKNET Ulusal Akademik Ağ vd . ve diğerleri xv BÖLÜM I GİRİŞ Bu bölümde, araştırmanın problemi, amacı, önemi ve araştırma ile ilgili varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlar ele alınacaktır. 1.1. Problem Durumu Toplum hayatı ve onun sürekliliği, insanlar arasındaki fikir, düşünce, kanaat ve haber alışverişini, insanların bu konulardaki izlenimlerini, duygularını birbirine aktarmalarını, diğer bir ifadeyle iletişimi zorunlu kılar. İletişimin bazı tekniklerle, belirli bir teknoloji uygulanarak çoğaltılıp güçlendirilerek, çok sayıda kişiyi etkileyecek biçime getirilmesine kitle iletişimi, bu iş için kullanılan araçlara da kitle iletişim araçları veya medya denmektedir (Dönmezer, 1994). Kitle iletişim araçlarının dünyada etkili olarak kullanılması yazılı basın ile başlamıştır. Daha sonra 1930’ lardan 1950’ lere kadar radyonun etkili bir elektronik basın aracı olduğu görülmüştür. Özellikle bu dönemde radyo, siyasi iktidarların propaganda aracı olarak kullanılmış, 1950’lerden sonra televizyon, çok hızlı bir biçimde toplum hayatı içindeki yerini almaya başlamıştır (Sarı, 2006). 1990’ lı yıllarla birlikte tüm dünyada bilgisayar teknolojisinde hızlı gelişim yaşanmış, bu gelişme 90’ lı yılların sonuna doğru geniş kitleleri yeni bir iletişim ortamıyla, internetle tanıştırmıştır. Günümüzde toplumsal var oluşu gerçekleştirerek ortaklık yaratmak, bu var oluşu ve ortaklığı sürdürebilmek için kitle iletişimine; dolayısıyla kitle iletişim araçlarına ihtiyaç vardır. Çünkü kitle iletişim araçları, uzmanların ortak bir noktada birleştikleri üzere, sahip 1 olduğu özellikleriyle alıcı kitlesi üzerinde yarattığı etki ve etkileşim süreci sonunda toplumsallaştırmayı gerçekleştirmeye gücü yeten araçlardır (Sarı, 2006). Bu araçlar, toplumları yönlendirme, kültürü şekillendirerek yayma ve gelecek kuşaklara aktarma noktasında büyük öneme sahiptir. İnanç ve fikirleri ikna etmek, dikkat çekmek, yöneltmek gibi etkileri açısından bakıldığında; çok yaygın bir biçimde gücün etkili elemanları olarak göz önünde tutulur (McQuail’ den aktaran Koparan, 2007). Günümüzde insanlar, televizyondan gördükleri, radyodan işittikleri ve gazeteden okudukları ile iyi bir yaşam biçimi ve toplumun politikası hakkında bilgi sahibi olmakta ve başkalarına olan tutumlarını bu araçlara göre ayarlamaktadırlar. Diğer bir deyişle; medya, insanın dünya görüşünü, tutum ve davranışlarını etkilemekte ve diğer bildirimler ile insanları belirli bir yönde değiştirmektedir (Terkan’ dan aktaran Koparan, 2007). Yukarıda belirtildiği üzere kitle iletişim araçları, çok çeşitli konudaki enformasyonla insanlar ve kitleler üzerinde etkili olabilmektedir. Bilgi edinmek ve özellikle de boş zamanlarını değerlendirmek üzere kitle iletişim araçlarına yönelen insanlar, yoğun bir yönlendirme ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Eğitim, kültür, coğrafya, ekonomik ve diğer faktörlerin etkisiyle çoğu zaman alternatifsiz bir rekreaktif araç olan kitle iletişim araçları insanlar üzerindeki etkisini gitgide arttırmaktadır. Kitle iletişim araçlarının hızla ilerleyen bu süreçte artan etkinliği, çok çeşitli rekreasyon uğraşlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu uğraşlar içerisinde ise spor önemli bir yer tutmaktadır (Karaküçük ve Yenel’ den aktaran Yetim, 2011). Spor, bireyin fizyolojik ve psikolojik yönden sağlığını geliştiren, sosyal davranışlarını düzenleyen, zihinsel ve motorik belirli bir düzeye getiren biyolojik, pedagojik ve sosyal bir olgudur. Diğer bir ifadeyle spor, bireyin fikir, ruh ve bedenen gelişmesini ve bu öğeler arasında koordinasyonu ve sosyalleşmeyi sağlayan bir olgudur (Yetim, 2011). Spor, günümüzde politikadan-ekonomiye, turizmden-çevreye, uluslararası barıştan dayanışmaya, propagandadan-reklama, boş zamanları değerlendirmeden meslekleşmenin getirdiği iş bölümüne, kısacası, birey-toplum ve toplumlararası yelpazede çok yönlü ve önemli etkileri olan bir araç konumuna gelmiştir (İlhan, 2007). 2 Yaşamın dinamik öğelerini içinde barındırıyor olması, dünya üzerindeki farklı etnik, dilsel ve dinsel kökene mensup insanları bir araya getirip kaynaştırabilme potansiyeline sahip bulunması ve belli kurallar çerçevesinde işleyen sosyal bir olay olması, kitle iletişim araçlarının ve dolayısıyla medyanın dikkatinin spor olgusu üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur (Talimciler, 2003). Kitle iletişim araçlarının, bireyleri aktif spora yönlendirmede çok önemli bir eğitim ve teşvik aracı olmasının yanında boş zamanların pasif olarak sporla değerlendirebileceği güçlü bir araç olduğu bilinmektedir. Sporun topluma benimsetilmesinde vazgeçilmez fonksiyonlar üstlenen medyanın, kitlelerin ilgisinin sürekli canlı tutulmasını ve gelişmesini sağlamada önemli roller üstlendiği görülmektedir. Değişik spor dallarının tanıtılıp yaygınlaştırılması, spor yapma olanağına sahip olmayan çoğunluğun spora ilgi duyması, medya sayesinde gerçekleştiği bilinmektedir. Günümüzde teknolojik gelişmelerden en fazla etkilenen medya, bu etkisini arttırmak, seçtiği hedef kitlelere ulaşmak için kitle iletişim araçlarından faydalanmaktadır. Bu hedef kitlenin çoğunluğunu da çocukların ve gençlerin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu ifadeler doğrultusunda, araştırmanın problemi; ortaokul öğrencilerinin, spor ve medya konularındaki algı, görüş ve düşüncelerinin tespit edilmesi, spor medyasına yönelik görüşlerinin değişkenlere göre incelenmesi olmuştur. 1.2. Amaç Araştırma, geleceğin bireylerinin yetişmesinde, onların şekillenip farklı konulara, göreli bakış açıları geliştirmelerinde önemli bir basamak olan ortaokullarda öğrenim gören öğrencilere yönelik yapılmıştır. Akademik bir yaklaşımla öğrencilerin spor ve medya ilişkisinin ortaya çıkarılması ve elde edilen bulguların medya kuruluşlarına iletilmesi ile medyaya akademik bir dönüt sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca, öğrencilerin spora yönlendirilmesinde medyanın etki düzeyini belirlemek amacıyla, başka araştırmacılar tarafından da kullanılabilir nitelikte ölçme aracı geliştirilmesi de hedeflenmiştir. Bu araştırmanın amacı: Bilecik ili merkezde yer alan özel ve resmi ortaokullarda öğrenim gören öğrencilerin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisini tespit etmektir. Bu doğrultuda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: 3 1. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile cinsiyet değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? 2. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile yaşadığı yer değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? 3. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile yaş değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? 4. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile sınıf değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? 5. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile ailenin aylık geliri değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? 6. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile annenin eğitim durumu değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? 7. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile babanın eğitim durumu değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? 1.3. Önem 1. Literatür taramasında, spora yönlendirmede medyanın etkisi detaylı şekilde incelenmiş, ortaokul öğrencilerine yönelik çalışma yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu çalışmanın, literatürdeki eksikliği önemli ölçüde gidereceği düşünülmektedir. 2. Bu araştırma, öğrencilerin hem medyaya hem de spor medyasına yönelik görüşlerini ortaya koymaktadır. 3. Bu araştırma, bundan sonra konuyla ilgili yapılacak araştırmalara ışık tutacaktır. 4. Bu araştırma, hem medyanın hem de spor medyasının okuyucusunu ve izleyicisini tanıması, bu etkinin olumlu bir şekilde yön bulması açısından büyük önem taşımaktadır. 1.4. Sınırlılıklar 1. Araştırma, 2014-2015 Eğitim-öğretim yılı güz yarıyılında, Bilecik ili merkezinde yer alan 7 resmi ve özel ortaokulun 5., 6., 7., ve 8. Sınıflarında öğrenim gören öğrencileri ile sınırlıdır. 2. Araştırma literatür taraması ve araştırmacı tarafından geliştirilen anket ve ölçek sorularından elde edilen verilerle sınırlıdır. 4 3. Araştırmanın süresi yüksek lisans tez süresiyle sınırlıdır. 4. Araştırma yüksek lisans tez süresi boyunca ulaşılan bilgi ve bulgularla sınırlıdır. 5. Araştırma, araştırmacının zamanı, bilgi kaynakları, meslek tecrübesi ve maddî olanaklarıyla sınırlıdır. 6. Bu araştırmada bulguların geçerliliğinin; veri toplama araçlarının geri dönüş oranına, cevaplama sırasında cevaplayıcının havasına ve ankette yer alan soruların kalitesi ile sınırlıdır. 1.5. Varsayımlar 1. Araştırmaya katılan öğrencilerin, anket ve ölçek sorularını samimî, ciddî ve objektif bir şekilde yanıtladıkları varsayılmıştır. 2. Araştırmada kullanılan kaynakların yeterli olduğu varsayılmıştır. 3. Seçilen örneklemin evreni yansıttığı varsayılmıştır. 4. Araştırmacı tarafından hazırlanan ve kapsam geçerliliği konu alanı uzmanlarınca kontrol edilen anket ve ölçek sorularının amaca uygun olduğu ve ölçmek isteneni ölçtüğü varsayılmıştır. 1.6.Tanımlar Ortaokul: İlkokula dayalı dört yıllık eğitim-öğretim veren gündüzlü ve pansiyonlu ilköğretim kurumudur ( Katmer, 2013). Medya: Büyük iletişim ve yayın organlarının bütününe verilen ad. İletişim ortamı, iletişim araçları, kitle iletişim araçlarının tümü. Gazete, dergi, televizyon, radyo, internet vb. kitle iletişim araçlarının ortak adı (Türk Dil Kurumu’ ndan aktaran Özsoy, 2007). Spor: Bireyin fizyolojik ve psikolojik yönden sağlığını geliştiren, sosyal davranışlarını düzenleyen, zihinsel ve motorik belirli bir düzeye getiren biyolojik, pedagojik ve sosyal bir olgudur. Diğer bir ifadeyle spor, bireyin fikir, ruh ve bedenen gelişmesini ve bu öğeler arasında koordinasyonu ve sosyalleşmeyi sağlayan bir olgudur (Yetim, 2011). Spor basını: Konu ve içerik olarak tüm boyut ve yönleri ile sporu işleyen, spor etkinlikleri, organizasyonları, uygulayıcıları ile ilgili haber, olay ve olgulardan ilgili kitlesini haberdar eden, bunlarla ilgili spor basını çalışanlarınca hazırlanmış haber, bilgi, 5 yorum ve fotoğraf, grafik, info-grafik gibi görsel malzemeler yayımlayan basın türüdür (Kaya, 2000). Yöneltme (Yönlendirme): Yöneltme (yönlendirme), temelde öğrencinin eğitim süreci içinde bireysel ve toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde yönlenmesine yardımcı olmak, kendisini bütünlüğü içinde tanımasına, kararlar vermesine ve geleceğini planlamasına yönelik bilimsel hizmetleri, süreklilik içinde öğrenciye vermek için düzenlenen etkinliklerin tümü olarak tanımlanmaktadır (Demirci, 1994). 6 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE Bu bölümde “iletişim”, “kitle iletişimi”, “kitle iletişim araçları”, “spor ve medya ilişkisi” incelenmiştir. Burada araştırmanın önemi ve amaçları doğrultusunda yapılan literatür çalışması yansıtılmıştır. 2.1. İletişim İletişim kavramı, İngilizce' deki communication kelimesinin Türkçe karşılığı olarak kullanılmaktadır. Latince kökenli olmakla beraber, yaygın olarak kullanılan kelime, Türkçe’ ye İngilizce’ den girmiştir. “Commun” kökünden türeyen kelime; ortaklaşa, ortak kılmak, ortak kullanmak gibi anlamlara gelmektedir (Erdem, 2006). İletişim; süreç, etki, düşünce, haber, duygu, ifade, anlam, mesafe, temel eğitim becerileri gibi birçok kavramı içeren karmaşık ve çok boyutlu bir süreci kapsamaktadır. İletişim, sadece eğitim ve psikolojinin konusu değildir. Uygulayıcılar, yönetim kuramcıları, sosyologlar, siyaset bilimcileri ve iktisatçılar iletişimle yakından ilgilenmişlerdir. İletişim, psikoloji, sosyoloji, dilbilim, felsefe ve edebiyat gibi pek çok disiplin ile ilişki içindedir. Bu nedenle iletişim konusu çok geniş bir alanı kapsamaktadır (Arabacı, 2011). Bu haliyle çok yaygın ve hemen hemen tüm disiplinlerce kullanılır bir özelliğe sahip olması, iletişim kelimesinin tanımlanmasında birliğe ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Zaten iletişimi anlatmaya yönelik tanımların çokluğu da bu durumu doğrulamaktadır. Bu tanımlar: Baker Brownell iletişimi; dolaylı ve dolaysız diye ikiye ayırmış ve dolaylı iletişimi “bireyin simgelere dönüştürülüp bir kişiden bir başkasına iletildiği bir süreç”, dolaysız 7 iletişimi ise “kişilerin birbirleriyle özdeşleşmeleri” diye tanımlamıştır. Jurgen Reusch ise iletişimi; kişilerin birbirleriyle etkilemesini sağlayan tüm süreçlerdir. Colin Cherry, iletişimin temelde toplumsal bir olgu olduğunu, varolan kural dizilerine uyarak yaşama biçimleriyle davranış öğelerinin paylaşılması anlamına geldiğini ifade etmektedir. Charles Cooley için iletişim, insan ilişkilerinin varolmasına ve gelişmesine yarayan mekanizmadır. Ruben' e göre iletişim; ister bilgiyi yaymak, ister eğitmek, ister eğlendirmek, ister etkilemek ya da yalnızca anlatmak olsun, bilgiyi vermeye ilişkindir. Gabriel Rodriques için iletişim; salt bilgi ya da ileti göndermeyi kapsamaz, birlikte çalışan kişilerin etkinliklerini de koordine eder. Cüceloğlu iletişimi, insanların günlük yaşamdaki sorunlarını çözümlemek için kullandıkları düşünce alış-verişi olarak tanımlamıştır. Usluata’ ya göre, iki yönlü süreç olarak iletişim, haberi, düşünceleri paylaşma ya da değiş tokuş etkinliği; bilgi, haber, düşünce ya da görüş alış-verişidir. Dökmen’ e göre iletişim, katılanların bilgi ya da sembol üreterek birbirlerine ilettikleri ve bu iletileri anlamaya, yorumlamaya çalıştıkları süreçtir. Berko, Wolwin ve Wolwin’ in tanımına göre iletişim, duyguların ve fikirlerin sözel veya sözel olmayan yollarla ifade edilip aktarıldığı, alındığı ve yorumlandığı bilinçli veya bilinçsiz, amaçlı veya amaçsız bir süreçtir. Oskay’ a göre iletişim, birbirlerine ortamlarındaki nesneler, olaylar, olgularla ilgili değişimleri haber veren, bunlara ilişkin bilgilerini birbirine aktaran, aynı olgular, nesneler, sorunlar karşısında benzer yaşam deneyimlerinden kaynaklanan benzer duygular taşıyıp bunları birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı içinde gerçekleşen tutum, yargı, düşünce ve duygu bildirimleri olarak tanımlanabilir. Demiray’ a göre iletişim, düşünce ve duyguların, bireyler, toplumsal kümeler, toplumlar arası söz, el ve kol hareketi, yazı, görüntü gibi kanallar aracılığı ile değiş-tokuş edilmesini sağlayan toplumsal bir etkileşim sürecidir (Özbey, 2011; Arabacı, 2011). Bu tanımların yanı sıra, yazılı kaynakların taranması yöntemiyle yapılan bir araştırmada iletişim sözcüğünün 4560 kullanımı derlenmiş ve daha sonra 15 anlamı belirlenmiştir: 1. Düşüncenin sözel olarak (konuşma ile) karşılıklı değiş tokuşu 2. İki kişinin birbirini anlaması, insanın karşısındakine kendisini anlatabilmesi 3. Organizma düzeyinde bile olsa ortak davranışa olanak veren etkileşim 4. Bireyde benlikle ilgili olarak belirsizliğin azaltılması 5. Duyguların, düşüncelerin, bilgi ve becerilerin aktarılma süreci 8 6. Bir kişi ya da bir şeyin başka bir kişiye/bir şeye içinden aktarımla, değiş-tokuşla dönüşme, değişme süreci 7. Yaşayan bir evrenin parçalarının ilintilenmesi, bağlantılarının kurulması süreci 8. Bir kişinin tekelinde olanın başkalarıyla paylaştırılması, başkalarına aktarılması süreci 9. Askeri dilde iletinin (komutun) gönderilmesi ile ilgili araç usul ve teknikler 10. İletiyi akanın belleğinin iletiyi gönderenin beklentisine uygun yanıt verecek biçimde uyarılması 11. Organizmanın ortamdaki uyarıya verdiği fark edilir yanıt, ortamdaki değişime uyarlanma yanıtı: Bu yanıtla diğerini etkileme 12. Kaynaktan çıktında sonra iletiyi alan için bir uyaran olan davranış 13. Kaynağın karşı tarafı etkilemeyi amaçlayan davranışı 14. Belli bir konumdan, yapıdan bir diğerine geçiş süreci 15. Güç(iktidar) kaynağı olarak kullanılan mekanizma (Zıllıoğlu, 2010). 2.2. İletişim Süreci ve Temel Öğeleri İletişim sürecini oluşturan temel öğeler şu şekildedir: Kaynak ya da gönderici, İleti (Mesaj), Kodlama- Kod Açma, Kanal, Alıcı, Mesajı Algılama- Filtre Etme, Geribildirim (Dönüt). 2.2.1. Kaynak İletişimin kaynağında bulunan ve mesajı hazır hale getirerek hedeflenen alıcıya gönderen kişi, kurum ya da aygıta kaynak denir (Arabacı, 2011). Gönderici mesajın kaynağı, iletişimin başlatıcısıdır. Gönderici iletişimi başlatan veya iletiyi gönderendir. Gönderici olmadan iletişim kurulmaz. İletişimde en önemli sorumluluk göndericiye aittir; çünkü iletişim sürecini başlatan ve mesajı kodlayarak gönderen odur. (Preston’ dan aktaran Tutar, Yılmaz ve Eroğlu, 2012). İletişim ilk önce göndericinin zihnindeki düşüncelerle ortaya çıkar. Kaynak, sahip olduğu tecrübe ve bilgilere göre, bir mesaj oluşturur; yani mesajı iletmeden önce onu “kod” lar. Bir düşünceyi formüle eder ve mesaj halinde kanalı kullanarak alıcıya gönderir. 9 İyi bir iletişim için kaynağın taşıması gereken bazı özellikler vardır. Bu özellikleri kısaca şu şeklide belirtebiliriz: 1. Kaynak bilgili olmalıdır. 2. Kaynak kodlama özelliğine sahip olmalıdır. 3. Kaynak düzlem ve rolüne uygun olmalıdır. 4. Kaynak tanınmalıdır. Buna göre kaynağın temel görevi, mesaj alıcıya doğru şekilde ulaştırmak ve mesaj kendi algıladığı biçimde anlaşılmasını sağlamaktır. Bu nedenle kaynak; bilgili, becerikli, yaratıcı, iyi niyetli, samimi, paylaşımcı, doğal, empatik, dikkatli vb. daha birçok olumlu özelliklere sahip olmalıdır (Kırmızı, 2003). Kaynağın etkin bir iletişim kurabilmesi için alıcının içinde bulunduğu durumu algılayıp mümkün olduğu kadar çok duyusuna hitap etmelidir. 2.2.2. Mesaj (İleti) Mesaj, iletişim sürecini başlatan kaynağın alıcıya ulaştırırken kullandığı sembol ve işaretlerdir. Mesaj, anlamı olan ve kaynak tarafından alıcıya ulaştırılmak üzere özel olarak kodlanmış sembollerdir. Kaynağın gönderdiği mesaj ile alıcının algıladığı mesaj arasında anlam aynı olmalıdır. Anlamın kaynak ve alıcı arasında farklı düzeylerde algılanması iletişimin etkinliğini azaltır (Sağbaş, 2013). Mesaj, kaynak birim tarafından tasarlanarak hedef birimin algılayabileceği bir biçime dönüştürülür ve uygun bir kanalla hedef birime gönderilir. Hedef birim ise, kendisine gelen mesajı alarak çözümler ve yorumlar. Hedef birim, kaynak birim konumuna geçtiği zaman da bu süreç tekrar edilir. İletişim etkinliğinde mesaj ne kadar sınırlı olursa, geri bildirim de o kadar az olacaktır. Bu nedenle iletişimde, mesajın istenilen amaca ulaşabilmesi için, hedefin dikkatini çekecek şekilde düzenlenmiş olması gerekir. Karşı tarafın kabul ve anlayışını sağlamak için mesajın çok açık ve anlaşılır olması gerekmektedir (Arabacı, 2011). Mesajın, etkin iletişimi sağlayabilmesi, başka bir deyimle, hedefin olumlu geri bildirimde bulunmasını sağlayabilmesi için, taşıması gereken bazı şartları vardır. Bu şartlar şunlardır: 10 Hedefin, bilgi, düşünce ve deneyimlerine uygunluk, Hedefin tutum, inanç ve değer yargılarına uygunluk, Hedefin ihtiyaç, istek ve amaçlarına uygunluk, Hedefin ilgi alanlarına uygunluk, Hedefin toplum içindeki rollerine ve konumuna uygunluk “göstermelidir (Tutar vd, 2012). 2.2.3. Kodlama- Kod Açma Bilginin, düşüncenin, duygunun iletime uygun, hazır bir mesaj haline getirilmesine kodlama denir. Kaynağın aklından geçirdiği, düşünceler alıcının anlayabileceği simgelerle kodlanarak, mesaja dönüştürülür. Kaynağın mesajı kodlaması, aynı zamanda onun tecrübelerini de kapsar. Kodlama, mesajın gönderileceği ortamın seçimi ile de ilgilidir. Kişilerin arkadaşlarıyla günlük konuşmaları, resmi toplantı konuşmaları veya teknik bir konuda konuşmaları, hep ortama bağlı değişik konuşma yöntemlerini gerektirir ve bu konuşmalar ortamına göre kodlanır. (Tutar vd, 2012). İletinin kodlanması: Çok kısa, çarpıcı, dikkat çekici, kolay, akılda kalıcı olmalıdır (Mutlu, 2004). İletişim sürecinin beklenen biçimde sonuçlanabilmesi için gönderici ve alıcı arasında ortak işaret sisteminin, yani ortak kodların kullanılması önemlidir (Güngör, 2013). 2.2.4. Kanal Kanal, kodlanmış iletilerin alıcı kişi ya da gruba ulaşmasını sağlayan aracılardır. İletişimde kanal, duyu organlarını kullanarak mesajın iletimini sağlayan yapılardır. Araç ise, iletileri kanalları kullanılarak mesajın sembol ve işaretlere dönüşümünü sağlayan fizik ve teknik aracıları kapsar. Kanal: Işık dalgaları, Radyo dalgaları, Ses dalgaları, Sinir sistemi gibi mesajı taşıyan araçlardır (Sağbaş, 2013). Sağlıklı ve etkili bir iletişim için, mesajın gönderileceği kanal ile ilgili seçim yapılırken, hedef birimin özelliklerinin dikkate alınması gerekir. Bir mesaj; görme, işitme, dokunma, 11 koklama ve tat alma gibi duyu organlarından biri ya da birkaçı ile sunulabilir. Etkili bir iletişim, kullanılan kanal sayısının artırılması ile mümkündür ancak önemli olan çok kanal kullanmak değil, iletişim etkinliğini sağlayacak kanal veya kanalları seçmektir. Bu nedenle mesaj; görme, işitme, dokunma, koklama, tat alma duyu organlarının birkaçına birden hitap edecek şekilde seçilir (Arabacı, 2011). 2.2.5. Alıcı (Hedef) Bir iletişim sürecinde alıcı, kaynaktan gelen mesajları alıp yorumlayan ve bunlara sözlü, sözsüz tepkide bulunan birey ya da gruplardır. Alıcıların sayısı ister bir kişi, ister yüz kişi olsun mesajların farklı algılanabilme olanağı bulunmaktadır. Etkili ve başarılı bir iletişim için kaynak tarafından çeşitli biçimlerde kodlanarak gönderilen mesajın, alıcı tarafından amaca ve niyete uygun bir şeklide anlaşılması gerekir. Başka bir deyişle, alıcının aldığı mesajın algılanması ve çözümlenmesi sonucunda ortaya çıkan bilgilerin, fikirlerin, duyguların, olayların ve kanaatlerin kaynağını kodlarken zihninde tasarladığı anlamla aynı olması gerekir. Başarılı bir iletişim, ancak göndericinin doğru şekilde kodlayıp doğru kanalla gönderdiği mesajı aynı şekilde alıcı tarafından doğru algılanması ve mesaj doğru anladığı, geri bildirimle kaynağa aktarmasıyla gerçekleşebilir. Bunun daha açık şekli, “beş alıcı tepkisi” olarak ifade edilir. Bunlar: Alma, anlama, algılama, kabul, eylem ve geri bildirimdir. Buna iletişimin beş kuralı da denilmektedir (Kırmızı, 2003). 2.2.6. Mesajı Algılama- Filtre Etme İletişimde mesaj gönderen kişi, göndereceği mesajı kodlarken, nasıl daha önceden edindiği bilgileri kullanmakta, bunları kendi amaçlarına, değer yargılarına ve inançlarına göre yorumlamaktaysa, alıcı da aynı şekilde bir davranış gösterecektir. Algılama, zihinle ve duygularla ilgili bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Duyu organlarına ulaşan bilgiler tek başlarına bir anlam taşımazlar. Alıcının kavrayabileceği anlamdan daha fazla mesajın iletilemeyeceğinden hareketle, her iki tarafın da bilgi birikimlerinin eşdeğer bir düzeyde olması, etkili iletişimde önemli bir rol oynamaktadır (Mısırlı, 2013). 12 2.2.7. Geri Bildirim (Dönüt) Geri bildirim, kaynaktan gelen uyarıcıya karşı alıcının tepkide bulunmasıdır. Geri bildirim, kaynağın gönderdiği sözlü ya da sözsüz mesajların alıcı üzerinde ne derece etkili olduğu konusunda bilgi verir. Geribildirim sayesinde alıcı, kendini detaylı olarak ifade eder ve kaynağın kendini ifade ederken daha seçici olmasını sağlar (Sağbaş, 2013). Geri bildirim, mesajın içeriğine göre olumlu ve olumsuz olmak üzere iki kısma ayrılır. Olumlu Geri Bildirim: Bir davranışı zaten ilerlemekte olduğu yönde destekleyen ya da pekiştiren geri- beslemedir. Olumsuz Geri Bildirim: Kaynağa, mesajın amaçlandığı şekilde alınmadığını bildirmek suretiyle, düzeltici bir işlev gören geri bildirimdir. Geri bildirimin sahip olması gereken özellikler şu şekilde sıralanabilir: 1. Kullanışlı olmalıdır. Mesajı alan, göndericiye geribildirim sağlarsa, geribildirimin etkisi muhtemelen yapıcı olacaktır. 2. Değerlendirici olmaktan çok tanımlayıcı olmalıdır. 3. Genel olmaktan çok belirli olmalıdır. Alıcının cevabının belirli noktalara olması geribildirimi daha etkili yapar. 4. Zamanlaması iyi olmalıdır. Geri bildirimin alımı, onun meydan geliş şeklinden etkilenmektedir. 5. Boğucu olmamalıdır. Sözlü iletişim büyük oranda belleğe bağlıdır. Yüksek miktarda bilgi yüklenildiği zaman, sözlü geribildirim yazılı geri bildirimden daha az etkilidir. Konuşmacının mesajı çok uzun ve karmaşık olursa kavrama düzeyinin alacağı açıktır (Hellriegel, Jackson ve Slocum, 2002). 2.3. İletişim Türleri Genel olarak iletişim türleri; sözlü, sözsüz ve yazılı iletişim olmak üzere üç biçimde gerçekleşir. 13 2.3.1. Sözlü İletişim İnsanlar arası iletişimde sözlü iletişimin önemli bir yeri vardır. Bu iletişim türünde en etkili araç ise dildir. Sözlü iletişim, konuşma dili olarak da adlandırılır. Dil bir simgeleştirme sürecidir ve simgesel kodlarımızın temellerini oluşturur. Dil toplumsal ve kültürel bir etkinliktir. Bu nedenle bir dilin yapısı ve sözcük dağarcığı kültürel sistemle yakından ilişkilidir. Buna bağlı olarak da dil, bireyin dünyayı algılayışında önemli rol oynar. Dilin yapısı- grameri ve kavram dağarcığı-düşünce davranışlarımızı kesin bir biçimde belirlemese de, belli seçim eğilimlerimizi gösterir. Çünkü dil, dünyaya bakışımızın ve yaşantılarımızı yorumlayışımızın özel bir biçimidir (Gürüz ve Yaylacı, 2004). Konuşurken, dinlerken, düşünürken, yazarken kısaca iletileri anlamlandırırken sürekli dili kullanırız. Konuşma bireysel, dil ise toplumsal ve kültüreldir. Sözlü iletişim ister doğrudan, isterse radyo, televizyon, gazete, dergi, telefon gibi araçlarla gerçekleşsin, dil ile gerçekleşir. Bu bağlamda, sözlü iletişimin en temel öğesi, konuşulan ya da yazılan dildir (Anıl, 2010). Dil ve dil ötesi adı verilen iki kavram sözlü iletişimi oluşturmaktadır, karşılıklı konuşma eylemini gerçekleştiren insanlar, dille iletişim sürecini gerçekleştirmektedir. Dille iletişimde kişiler, kullandıkları sözcüklerle içeriği anlamlandırır. Dil ötesi iletişim, sesin hızı, şiddeti, vurgusu gibi ifadelerle ilgilidir. İnsanlar günlük yaşamda kullandıkları kelimeler yanında sesin tonu ve vurgusu ile de cümlelere anlam yüklemektedir. Konuşma sırasında yüksek sesle konuşmamız, sesimizin duygulu olduğumuz anlarda konuşurken titremesi dil ötesi iletişime örnektir (Dökmen, 2008). En etkili iletişim yolu sözlü iletişimdir. Bunun nedeni sadece duymakla kalmayıp, göndericinin duygu ve düşüncelerini açıklayan jest ve mimik hareketlerini de görebilmesidir. Ayrıca anlaşılmayan yerleri sorarak kısa zaman içinde geri bildirim sağlanabilir. Sözel iletişimde kelimelerin yanında iletişim süreci içerisinde bulunan kişilerin beden dili de oldukça önemlidir. Zira iletişim süreci içerisinde bireylerin yapmış olduğu davranışlar iletişimin yönünü, akışını belirli ölçüde etkilemektedir (Ada-Baysal, 2010). 14 Sözlü iletişimin pek çok avantajı vardır Bu avantajlar: Verilen haberin anlaşılma derecesi denetlenebilir. Soru sorulabilir. Verilen cevaplar kontrol edilebilir. Anlaşılmayan konulara açıklık getirilebilir. Eş zamanlı olarak geri bildirimde bulunulabilir. Sözlü iletişimin bazı sakıncaları da vardır. Söylenen kelimenin yazıyla ifade edilen bir kelimeye oranla, yanlış anlaşılma ihtimali daha yüksektir. Planlar, politikalar ve stratejilerle ilgili kalıcı ve uzun süreli iletişimler için uygun bir iletişim yöntemi değildir. Alınan sözlü mesaj, zamanla ya tamamen ya da kısmen unutulur veya değişikliğe uğrar (Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi, 2011). 2.3.2. Sözsüz İletişim Sözsüz iletişim, insanlar arasında konuşma dışındaki araçlarla gerçekleşen iletişim biçimidir. Sözsüz iletişim, jest, mimik, göz teması gibi beden dili unsurlarıyla gerçekleştirilir ve göndericinin alıcıya ilettiği mesajın içeriği ile birlikte, hissettiği duygularını vücut hareketleriyle pekiştirmek amacıyla kullanılır. Sözlü mesajların ve sözsüz mesajların birbirleri ile çelişmemeleri ve birbirlerinin anlamlarını güçlendirmeleri durumunda iletişim kolaylaşır. Sözsüz iletişim, çoğu kez alıcı üzerinde sözlü iletişimden daha fazla etki bırakır. Ancak bu yönü ile sözsüz iletişim, iletişim etkinliğinde, sözlü iletişimden daha fazla soruna neden olabilir. İletişim sürecinde beden dili, ses ve sözcüklerin etkilerini ortaya çıkarmak için yapılan bir araştırmada, %55 beden dili, %38 ses tonu ve sesin biçimi, %7 ise sözcüklerin etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlar, iletişim sürecinde söylenenlerden daha çok, beden dilinin, bir başka ifade ile sözsüz iletişimin etkili olduğunu ortaya koymaktadır (Arabacı, 2011). Sözsüz iletişim “beden dili” olarak da bilinir. Sözlü iletişimde olduğu gibi sözsüz iletişim yoluyla da kişi birtakım anlamları karşı tarafa iletebilir. İletişim sürecinin çok önemli bir yönü olan sözsüz iletişimde, yüzdeki anlamlar, mimikler, göz hareketleri, kişinin duruş 15 biçim, giyinmesi, özellikle sesinin tonu gibi nitelikler sözsüz ileti kaynakları olarak kullanılmaktadır (Özgüven, 2004). Sözsüz iletişimin özellikleri ise şu şekilde açıklanır: Sözsüz iletişim etkilidir. İnsanlar duygularını birbirlerine ulaştırmakta genellikle zorluk çekerler. Sevgiyi, sevinçleri, üzüntüleri, öfkeyi çoğu zaman sözlü olarak dile getirmeyiz, fakat bu duyguları yüz ifadelerimiz hal ve hareketlerimiz, karşı tarafa daha gerçekçi ve etkileyici olarak aktarır. Sözsüz iletişim sözel içeriği daha iyi yansıtır. Görsel iletişim genellikle sözlü iletişimin yorumlanmasında, başka bir ifadeyle sözel mesajların ne demek istediği konusunda ipuçları verir. Sözsüz iletişimde belirsizlik düzeyi fazladır. Bir köşede yalnız başına oturan bir arkadaşınızın neden o şekilde oturduğunu anlamaya uğraştığınız zaman aklınıza birçok değişik fikir gelebilir. Bu belirsizliği ortadan kaldırmak için o kişiyle konuşmak ve sözsüz iletişimi sözlü iletişimle birleştirmek gerekecektir. Sözsüz iletişim sözel içeriği daha iyi yansıtır. Görsel iletişim daha çok sözlü iletişimin yorumlanmasında, başka bir ifadeyle sözel mesajların anlamlandırılmasında ipuçları verir (Kovancı, 2001). 2.3.3. Yazılı İletişim Verilmek istenen mesajların, sözcük ve sembollerin yazılı bir biçimde iletilmesini sağlayan iletişim türüne yazılı iletişim denir (Adıgüzel, 2005). Yazılı iletişim, insanın zaman ve mekândaki iletişim sınırlılıklarını genişletmede en etkin ilk iletişim biçimidir. Zamanımızdan beş bin yıl önce bulunan yazı, insanoğlunun kültürel evriminin yönü ve hızı üzerinde son derece etkili olmuş bir iletişim aracıdır. İnsanlar arası ilişkilerde ve iletişimde hem bağlayıcı, hem de güvenlik sağlayıcı bir özelliğe sahip olan yazı, başkalarına ulaştığında yadsınamaz bir gerçeklik kazanır. Diğer yandan ortam, zaman ve mekân gibi öğelerin sözlü iletişime getirdiği sınırlılıklar da yazılı iletişimde aşılır ve okuyucuya, yazının içeriği üzerinde derinlemesine düşünebilme olanağını sağlar (Zıllıoğlu, 2003). Yazılı iletişim, mektuplar, her türlü raporlar, makaleler, kitaplar, notlar ve tutanaklar, basın bildirileri, mektuplar, bültenler, dergiler, gazete, el ilanları, billboardlar ile el yazısı, 16 bilgisayar ve diğer iletişim ağları gibi elektronik ve yazılı ortamla gönderilen her türlü yazılı iletileri ifade eder. Bu bağlamda yazılı iletişimle, toplumlar sözel iletişim döneminden yazılı iletişime geçerek geçmişten geleceğe birer köprü oluşturmuşlardır. Bu açıdan yazılı iletişim, bir toplumun hafızasıdır. Yazılı iletişim, geçmişte yaşananların aktarımını sağlar. Bununla birlikte geçmişin analizini yapma ve buradan hareketle geleceğe yönelik mantıklı ve tutarlı yorumlarda bulunma imkânı sağlar. Yazılı iletişim, sözlü iletişime göre daha zahmetli ve zaman alıcı bir işlemdir. Bu sebeple -daha geri planda olsa da-, bazen dile getirilmek istenmeyen sözlerin daha rahat ifade edilmesini sağlamasından dolayı bireyler ve toplumlar arası iletişimde önemli bir yere sahiptir (Sağbaş, 2013). Yazılı iletişimin, iletişimde önemli bir yere sahip olmasının ve tercih edilmesinin nedenlerinden bazıları aşağıda verilmiştir: Yazılı belgenin arşiv değeri olduğu için daha kalıcıdır. Mesajlar bu yolla bütünlük içinde iletilir. Daha resmi bir özelliğe sahiptir. Zaman darlığı nedeniyle ulaşılamayan yerler için yazılı yazılı iletişim tercih edilebilir. Yazılı iletişimde sözlü iletişimin aksine mesajın daha açık hale gelebilmesi için üzerinde değişiklikler yapılabilir. Yazılı mesajlar, göndericinin konuyla daha yakından ilgilendiğini gösterir (Polat, 2009). 2.4. Kitle İletişimi Kitle iletişimi, iletileri gönderen birey, kurum, kuruluş, örgüt veya grup ile iletiyi alan okuyucu ya da izleyiciler arasında süre giden bir süreç, ya da, içinde hedef kitlece algılanan anlamların yaratıldığı olaylar dizisinin bir akışıdır. Bir başka tanımla kitle iletişimi bilgilerin veya sembollerin insan, grup, kurum veya kuruluş tarafından üretilmesi, kitleye aktarılması ve onlar tarafından yorumlanması sürecidir. İletiler, kitle iletişim aracının türüne göre kodlanır; neyi nasıl söylediklerine göre tanımlanır; nasıl açımlandığına göre de algılanır. İletişim fiziksel ya da toplumsal bir bağlamda sürdürülür (Tutar ve Yılmaz, 2005). 17 Kitle iletişimi, bir kitlesel araçla, söz gelişi televizyon, gazeteler, duvar panoları veya sinemalarla dolayımlanan iletişimdir. 1940’ ların başında Harold D. Laswell, siyasal erk ve propaganda üstüne yaptığı çalışmalarda ilk kez ‘kitle iletişim terimini kullanmıştır. Bu terimin amacı toplumun örgütlenmesini yöneten modern koşulları belirtmek ve siyasal karar alma süreçlerinde bürokrasilerle onların iletişim teknolojilerinin rolünü vurgulamaktı. Kitle iletişimi, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi diğer sosyal davranış biçimlerine göre daha yeni ve disiplinler arası bir alandır (Sarı, 2006). Kitle iletişimi medyayı kullanarak kitle ile iletişimi ima eder, fakat bu kesinlikle kitlelerin kitlelerle iletişimi olarak anlaşılmamalıdır. Çünkü kitle iletişimiyle siyasal ve ekonomik güç sahipleri kitlelerle karşılıklı iletişimde bulunmaz, kitlelere paketlenmiş enformasyonla yönetici amaçlarını iletirler. Egemen güçler kitle iletişimini ‘söylemek’ için kullanırlar, ‘dinlemek’ için değil. Kitle iletişimi yönetici sınıfların veya egemen güçlerin tek yönlü olarak, yukardan aşağı, kitleye doğru yaptıkları iletişimdir. Bir başka deyimle, kitle iletişimi belli bir siyasal ve ekonomik sistemin pazarlaması ve satışıdır. Bu satış enformasyon, eğlence, spor, film, açık oturum, çocuk programları gibi çeşitli anlamlandırmalar örtüsüyle birlikte veya bu örtü altında verilir. Kitle iletişimi söyler, konuşur, fakat cevap izni vermez. Cevap ‘depolanmış’ geri-iletişimdir. Bu da kendini siyasal ve kültürel alanlarda bağnazlıkların taze enformasyonla beslenmesi, ekonomik alanda satın almaya ve tüketime yöneterek kitle tüketim kültürünün teşviki olarak sonradan kendini gösterir (Mutlu, 1998). Kendi içinde göreceli olarak az farklılaşmış bir topluluğa yönelik bilgi ve anlam aktarımı olarak tanımlanan, haber verme, propaganda, reklam ve eğitim gibi çok değişik işlevler taşıyan kitle iletişimi, iletinin bir ya da daha çok kitle iletişim araçları (gazete, radyo, sinema, televizyon, dergi ve kitap) aracılığıyla bilinmeyen bir kitleye (dinleyici/okuyucu/ izleyici kitlesine) iletilmesidir. Bu temelde tek yönlü bir iletişimdir (Tutar ve Yılmaz, 2005). Kitle iletişiminde kullanılan araçlar (medya) ise genellikle radyo, TV ve basındır. Sinema ve plak endüstrisi de bu tanım içine sokulur, fakat ikinci planda bırakılır. Gerçek anlamıyla kitlelerin birbiri arasında ikili iletişim için kullandıkları telefon bu medya içine sokulmaz (Erdoğan, 2009). 18 2.4.1. Kitle İletişiminin Özellikleri Kitle iletişimi, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi diğer sosyal davranış biçimlerine göre daha yeni ve disiplinler arası bir alandır. Kitle iletişimi tek başına bir kuram olamayacak kadar karmaşık olsa da toplumsal kuram ve eleştirel kuram, kitle iletişiminin kapsamını belirlemeye en çok yaklaşan kuramlardır (Işık, 2010). Kitle iletişiminin başlıca özellikleri ise şu şekildedir: 1. İzleyici kitle geniştir, yalnızca belirli bir gruba değil, yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası topluluklara seslenir. İzleyici kitle çeşitli toplumsal kümelerden gelen ve değişik niteliklere sahip insanlardan oluşan bir topluluktur. 2. İzleyici kitle kimliksiz bir topluluktur, dernek, okul, iş yeri gibi belirli toplumsal kimliklerin birleştirici özelliklerini içermez. 3. Kitle iletişimi kamusaldır, içeriği herkese açıktır, üyelik esasına göre işlemez. 4. Kitle iletişim araçları kaynaktan uzak bulunan, birbirlerinden de ayrı olarak konumlanmış çok sayıda insanla aynı anda ilişki kurabilir, aynı andalık özelliği, coğrafi sınırları aşar. 5. Kitle iletişimi karmaşık biçimsel kurumları gerektirir, kamusal ve tecimsel yayın kuruluşlarının düzenlenişinde toplumsal ve siyasi yapı gözetici ve belirleyicidir. 6. İletişimciyle izleyici kitle arasındaki ilişki izleyici kitlenin kişisel tanışıklığı olmayan, profesyonel iletişimci rolündeki kişiler aracılığıyla kurulur, gazeteci, reklamcı, editör, programcı, yapımcı gibi yayın mutfağında olan ve iletişim bilgilerini iletilebilir mesajlara dönüştüren karar vericiler izleyici kitle tarafından tanınmadığı gibi, sunucuların görünen kimlikleri ile gerçek kimlikleri arasında da farklılıklar vardır. 7. Kitle iletişiminde, iletişimin geri döndürülmesi olanaksız şekilde tek yönlüdür ve izleyici kitlenin anında yanıt verme olasılığını fiilen dışlamaktadır. 8. Araçların doğaları karşılıklılığa izin verecek biçimde planlanabileceği halde, bu akan iletişimin denetlenebilirliğini ortadan kaldıracağı için dışlanır. 9. Okuyucu mektupları, stüdyo katılımcıları, görüş beyan etmeler, vb. kitle iletişim sahnesine karar vericilerin düzenlemesiyle alınır. 10. Kitle iletişim araçlarının ürünleri fiziksel ve parasal anlamda halkın çoğunluğu için kolayca elde edilebilir ürünlerdir. Ancak elde edilebilirlik her zaman tam bir 19 benimsenme demek değildir. Halkın ne istediğiyle ilgili ihtiyaç araştırmaları, ölçümler, kısa dönemde bir talep profili çıkartabilir ancak kitle iletişimde dolaşan mesajların halkı tam anlamıyla yansıttığını söylemeye yetmez. Yine kitle iletişim araçları fertlerin ortam amaçlar doğrultusunda hareket etmelerini sağlanması, hedef kitlenin bilgi ve eğitiminin yükseltilmesi, kültürün tanımı ve geliştirilmesinde, kültürel mirasın korunmasında bu araçların görev üstlenmesi, bireylere iyi vakit geçirme eğlendirme ve toplumsal bütünleştirmenin sağlanması başlıca işlevleri arasında sayılabilir (Yavuz, 2006). 2.5. Kitle İletişim Araçları Medya, her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri içeren çok geniş iletişim araçlarını kapsayan bir kavramdır. Bu kavramın içine gazeteler, dergiler, kitaplar, broşürler gibi basılı, televizyon, sinema gibi görsel-işitsel ve radyo gibi işitsel kitle iletişim araçları girmektedir. Günümüzde bu kavrama internet, billboard ve benzeri yenileri de eklenmiştir. Her çeşit bilgiyi bireye ve topluluklara aktaran, eğlendirme, bilgilendirme ve eğitme gibi 3 temel sorumluluğa sahip görsel, işitsel ve hem görsel, hem işitsel araçların tümüne medya diyoruz. Mills’ e göre kitle iletişim araçları, modern toplum yaşamının aynası, Lazarsfeld’ e göre, kitle iletişim araçları, kamuoyunu, toplumsal kuralları, bu kurallardan sapmaları göstererek bu kuralları güçlendirme görevi görür. Lazarsfeld’ in bu görüşü, kitle iletişim araçlarının “etki” ve “toplumsal denetim” özelliklerini ön plana çıkarır. Özellikle okuma-yazma gerektirmeyen radyo, televizyon, vb... kitle iletişim araçlarının, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde, kimi değişkenleri etki altına alabilme ve toplumu denetleyebilme de önemli bir iletişim sağlayabileceği ileri sürülmektedir (Aziz’ den aktaran Erdoğan, 2009). McLuhan’ a göre iletişim araçları insanlara belirledikleri doğrultularda hizmet etmenin yanında, onların değer sistemlerini ve yaşam biçimlerini dönüştürerek etkide bulunurlar. “Bir kültürün aktarım tarzının o kültüre etkide bulunarak onu dönüştürdüğü” düşüncesiyle de McLuhan’ la anılan “global köy” kavramına da ulaşılmış olunur (Alemdar’ dan aktaran Erdoğan, 2009). Kitle iletişim araçlarının dünyada etkili olarak kullanılması yazılı basın ile başlamıştır. Daha sonra 1930’ lardan 1950’ lere kadar radyonun etkili bir elektronik basın aracı olduğu 20 görülmüştür. Özellikle bu dönemde radyo, siyasi iktidarların propaganda aracı olarak kullanılmış, 1950’ lerden sonra televizyon, çok hızlı bir biçimde toplum hayatı içinde yerini almaya başlamıştır. 1990’ lı yıllarla birlikte tüm dünyada bilgisayar teknolojisinde hızlı gelişim yaşanmıştır. Bu gelişme 90’ lı yılların sonuna doğru geniş kitleleri yeni bir iletişim ortamıyla, internetle tanıştırmıştır. Günümüzde toplumsal var oluşu gerçekleştirerek ortaklık yaratmak, bu var oluşu ve ortaklığı sürdürebilmek için kitle iletişimine; dolayısıyla kitle iletişim araçlarına ihtiyaç vardır (Sarı, 2006). Kitle iletişim araçları özellikle de televizyon, filmler, radyo fakat aynı zamanda da dergi ve gazeteler, her gün binlerce görsel, işitsel ve sözel mesajlar iletmektedir. İnsanlar kitle iletişim araçlarının verdiği bilgiler sayesinde bilgilenmekte ve medyanın olaylara verdikleri önem derecelerini kabullenmeye meyilli olmaktadırlar. İnsanlar, medyanın kurmuş olduğu gündem sayesinde olayların hangi önemde olduklarını öğrenirler. İzleyiciler, okuyucular ve dinleyiciler, kitle iletişim araçları sayesinde sadece kendilerini ve toplumu ilgilendiren konuların neler olduklarını öğrenmezler, aynı zamanda kitle iletişim araçlarının bu olaylara verdikleri önemden dolayı bir soruna veya konuya ne kadar önem vereceklerini de öğrenirler (Yaylagül’ den aktaran Özsoy, 2007). Haber verme ve bilgilendirmeyle başlayan fonksiyonları zamanla çoğalan medya, toplumun vazgeçilmez unsurlarından biri olmuştur (Akay’ dan aktaran Yılmaz, 2009). Medya, toplumun üyeleri ile daha uzak, ulaşılmaz dünyanın olaylarını ve gücünü temel bilgi olarak verecek şekilde bir bağlantı oluşturup; toplumun işlevselliğini, devamlılığını ve modern toplumun gerekliliği olan çok sesliliği sunan araçlardır (Akdoğan’ dan aktaran Yılmaz, 2009). Toplumları yönlendirme, kültürü şekillendirerek yayma ve gelecek kuşaklara aktarma noktasında büyük öneme sahip olan medya; inanç ve fikirleri ikna etmek, dikkat çekmek, yöneltmek gibi etkiler açısından bakıldığında; çok yaygın bir biçimde gücün etkili elemanları olarak göz önünde tutulur (McQuail’ den aktaran, Yılmaz, 2009). Günümüzde insanlar, televizyondan gördükleri, radyodan işittikleri ve gazeteden okudukları ile iyi bir yaşam biçimi ve toplumun politikası hakkında bilgi sahibi olmakta ve başkalarına olan tutumlarını bu araçlara göre ayarlamaktadırlar. Diğer bir deyişle; medya, insanın dünya görüşünü, tutum ve davranışlarını etkilemekte ve diğer bildirimler ile insanları belirli bir 21 yönde değiştirmektedir. Bütün medya araçlarındaki ortak nokta, toplumdaki insanların düşüncelerini etkileyerek, belli bir senteze kavuşturmak ve ortak bir davranış biçimi kazandırmaktır (Terkan’ dan aktaran Yılmaz, 2009). Medyanın bu gücü, aynı iletiyi birçok farklı bireye, çok sayıda ve farklı mesajlarla iletebilme yetisinden kaynaklanır. Kitle iletişim araçları, enformasyonu veren ve yayan geniş bir bilgi endüstrisinin parçasıdır. Bu araçların görevi enformasyonu hazır, hızlı ve geniş bir şekilde sağlamaktır. (Erdoğan ve Alemdar’ dan aktaran Özsoy, 2007). Bu görev, medyanın bireylere sunduğu seçenekleri de artırmıştır. İnternet hemen her konuda sınırsız bilgiye erişim sağlamakta, kitaplar geniş yelpazede her yıl yayımlanmakta, dergilerde binlerce konu başlığı olan metinler bulunmakta, televizyon her türlü program seçeneğinin bulunduğu yüzlerce kanaldan mesajlarını iletebilmektedir (Potter, 2008). Kitle haberleşme araçlarının üretimi doğrudan doğruya kültürel bir olaydır. Hepsinin temelinde yer alan yazılı metin unsuru, sesli yayınlarda konuşma unsuru ve görüntülü araçlardaki davranış unsuru toplum fertlerinin nasıl çok yönlü bir yönlendirme ve etkiyle karşı karşıya olduğunu gösterebilir (Doğan’ dan aktaran Yavuz, 2014). Araştırmacılar, kitle iletişim araçlarının etki alanlarını; Fert, grup ya da örgüt düzeyinde etkilenme, Sosyal kurum düzeyinde etkilenme, Toplum düzeyinde etkilenme, Kültür düzeyinde etkilenme” olarak gruplandırmaktadır. Kitle iletişim araçlarının etkileri fert açısından ele alındığında ise; Bilgi ya da görüsü kapsayan etkiler, Tavır ya da duyguyu kapsayan etkiler, Davranış üzerine etkiler” olarak üç ana başlık altında incelenmektedir. Kitle iletişim araçlarının etki türleri ise; Tavır ile düşünce değişiklikleri, Ferdî ve toplu tepkiler, Gündem belirleme, 22 Toplumsallaştırma, Denetim, Gerçeği tanımlama, Egemen ideolojinin sürdürülmesi, olarak sınıflandırılmaktadır (Sarı, 2006). Bu bölümde medyanın yaygınlaşmasında matbaanın bulunmasının ardından toplumsal yaşamda önemli bir yer edinen ve geçmişi uzun yıllara dayanan televizyon, gazete, radyo ve internet olmak üzere daha ayrıntılı şekilde ele alınmıştır. 2.5.1. Televizyon Vericiden iletilen elektromanyetik dalgaların görüntü ve ses olarak görülüp duyulmasına yarayan araca televizyon denir. Kelime köken olarak Yunanca “uzak” anlamına gelen tele sözcüğü ile Latince “görüş” anlamına gelen Visio sözcüklerinden türemiştir (Tekiroğlu, 2013). “Toplumbilimcilere göre televizyon; temel yapı olarak insanoğlunun diğer insanlar hakkında beslediği doyumsuz ve şiddetli ilgiye dayanmaktadır.” Bu tanımla beraber televizyon, bireyler arası ilişki ve etkileşimlerle doğrudan doğruya ilgili ve bu ilişki biçimlerinin içinde aktif bir biçimde yer almaktadır. Televizyon söz konusu ilişkiler ve etkileşimler içinde sürekli olarak adı geçen bir aktör konumundadır. Hatta daha genel bir tanımlamaya girersek televizyonu bu ilişkilerin tümü olarak ele alabiliriz (Cereci, 1996). Radyo yayıncılığı tüm dünyada neredeyse aynı yıllarda başlarken, daha pahalı bir teknoloji olan televizyon, gelişmekte olan ülkelerde Avrupa ve ABD’ye göre çok geç yayına girmiştir. ABD’ de ilk TV yayını denemeleri 1927 yılında yapılmış (Washington’ dan New York’ a), düzenli yayınlara ise İngiltere 1936, ABD 1939 yılında başlamıştır. ABD’nin düzenli yayına daha geç başlamasının sebebi, daha yüksek görüntü kalitesi etme çabalarıydı. Bu iki ülkeyi Sovyetler Birliği, Almanya ve Fransa takip etmiştir. Düzenli yayınlar, İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1939–1945 yılları arasında kesintiye uğradı. Savaşın bitimiyle televizyon hızla radyonun ve sinemanın yerini almaya başladı. Televizyon özellikle göçmen işçi sınıfının gruplar halinde izlediği inanılmaz, sihirli bir kutu olarak görüldü. ABD’ de yüzden fazla TV kuruluşu 1950’ lerde ülkenin 23 üçte ikisine yayın yapar hale geldi. Televizyonun ilk zamanlarında ekranda resimler ve fotoğraflar gösteriliyor ve bunlar üzerine konuşmalar yapılıyordu. Daha sonraları radyodaki belgeseller, haber programları, yarışmalar ve müzik revüleri televizyona uyarlandı. 1955–1956 yılında televizyon her hafta yayınladığı drama dizileriyle tüm ülkede büyük ilgi ve heyecan uyandırdı. Bu dizilerin en önemli yanı bir tiyatro oyunu gibi canlı yayınlanmalarıydı (Milli Eğitim Bakanlığı, 2011). Türkiye’ de 1958 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından deneme amaçlı başlatılan İstanbul’ a yönelik televizyon yayınları düzenli olarak ilk kez 1968 yılında Ankara’da TRT tarafından gerçekleştirilmiştir. Raymond Williams, televizyonu en başta gazete olmak üzere kendisinden önce ortaya çıkmış olan tiyatro, sinema, radyo, reklamcılık gibi kültürel etkinlik veya yeniliklerin bir birleşimi ve gelişmiş bir hali olarak görmektedir. Televizyonun görüntü ve sesi aynı anda iletmeye yarayan bir araç olması, bütün bu sayılan faaliyetlerinde aynı anda çok geniş bir izler kitleye ulaşabilmesini sağladığını savunmaktadır. Williams televizyonu bir kültürel üretim aracı olarak görmektedir. Ancak televizyonun ortaya koyduğu ürünlerin niteliği ile sanat veya edebiyat gibi kültürel faaliyetlerden ayrılmaktadır (Williams, 2003). Bugün en önemli kitle iletişim araçlarının başında televizyon gelmektedir. Görüntü ve sesin birlikteliği gücüne sahip televizyon; diğer kitle iletişim araçlarına oranla, taşıdığı mesajları kitlelere iletmede daha etkili bir konuma sahiptir ve televizyon bu gücüyle evreni kişinin ayağına getiren bir araçtır. Her ne kadar internet kullanımı gün geçtikçe dünyanın her yerinde giderek artsa da televizyonun bireylerde ve toplumdaki etki gücü her zaman daha fazla olmuştur. Televizyon bazı insanlar için haber kaynağı, bazıları için boş vakitlerini geçirdiği eğlence aracı, bazıları için de farkında olmadan maruz kaldıkları iletişim aracıdır. TV programlarının içeriği gündelik hayattan, toplum yapısından esinlenerek, insanları TV’ ye bağlayacak, ilgilerini arttıracak konulardan seçilmektedir (Yavuz, 2014). Gündemde olanı, rağbet edileni sunması bunun yanında ucuz ve kolay elde edilebilirliği televizyona olan ilgiyi arttırmaktadır. Ayrıca televizyonun içerikse düzlemdeki çeşitliliği toplum içinde kadın-erkek, yaşlı-genç, toplumun geneline hitap etme; farklı din ve grup mensuplarına ve milliyetteki insanlara alternatifler sunabilme imkânı onu daha etkin 24 kılmaktadır. Bu yönden diğer kitle iletişim araçlarına göre hedef kitlesi daha amorf (belirsiz) ve daha az seçilmiştir. Bu nedenle her kesime seslenen sınıfsız bir kitle iletişim aracıdır (Türkoğlu’ ndan aktaran Sarı, 2006). Televizyonu diğer kitle iletişim araçlarından ayıran temel özellikleri şöyle sıralanabilir: İzleyicileri ekranda tutabilmek için genellikle profesyonelce kurgulanmış müzikli, hareketli görüntüler ve canlandırma (drama) tekniği kullanılır. Görselliğin etkili dili ile insanları ekrana bağlar. Bu özellik, televizyon bağımlılığı sorununa da neden olabilir. Takip edebilmek için okuma yazma gibi özel bir niteliğe gerek duyulmaz. Bu yüzden herkese hitap edebilir. İzleyicilerinde herhangi önemli bir niteliği gerektirmemesi sebebiyle her yaştan insanın izlemesine imkân sağlar. Bu da, okulda ve ailede gelişimsel düzeye uygun olarak verilmeye çalışılan tedrici eğitimi olumsuz etkileyebilir. 7 gün 24 saat yayın yapar ve günün herhangi bir saatinde takip edilebilir. Aralıksız yayın yapmasından dolayı sık tekrarlar olur ve kaliteli içerik sorunu söz konusudur. Haberlerin aktarımında hız çok önemlidir. Saniyelerin bile önemi vardır. Bu yüzden sıkça doğrulanmayan bilgilerin aktarılması sorunuyla karşılaşılır. Anlık bir yayındır. Yayınlandığı anda anlaşılmayanın, (İnternetten arayıp bulmak ya da yayını kayda almak gibi özel bir gayret sarf edilmezse) geri dönüp dinlenme veya izlenme imkânı yoktur (Aydeniz, 2012). 2.5.2. Gazete Gazeteler; politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu ve yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayınlardır (TDK, 2005). Gazete; haberleri ve düşünceleri toplayan, derleyen, işleyen ve bunları başkalarına ileten yazılı medya aracıdır (Akdoğan’ dan aktaran Koparan, 2007). Olaylar karşısında kamuoyunu aydınlatan, yol gösteren ve aynı zamanda da kamuoyunun etkisinde bulunan 25 gazetenin diğer medya araçlarından farkı; taze ve doğru haberleri, fikir ve düşünceleri “basılı” olarak nakletmesidir (Akdoğan’ dan aktaran Koparan, 2007). İnsanlar olayları izleyebilmek için televizyona yönelmekte; olayları derinliğine öğrenebilmek ve önemini kavrayabilmek için de gazeteleri okumaktadır (Yetik’ ten aktaran Koparan, 2007). Haberleşme sadece uzak mesafeler için değil kentlerin kendi içlerinde de gerekliydi. İlk çağ uygarlıklarında haberlerin dolaştığı ya da halka duyurulduğu agoralar, tapınaklar ve benzeri yerler bulunmaktaydı. Örneğin eski Yunan ve Roma’ da haberler Agora ve Pazar yerlerinde duyurulurdu. Roma’ da Acta Publica ve Acta Diuma denilen bir tür resmi gazete, duvarlara asılarak, Romalılara okunmak üzere sunulurdu. Bu durum 15. Yüzyıldan başlayıp 16. Yüzyıl boyunca devam eden el yazması haberlerin doğup yaygınlaşmasına ve haber mektuplarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Haber mektuplarının 15 ve 16. Yüzyıllarda Roma ve Yunan medeniyetlerinde iletişimin en önemli unsuru haline gelmesi diğer Avrupa medeniyetlerinde de yankı uyandırmıştır. Avrupa’nın el yazması mektuplar ve duvar gazeteleriyle uğraştığı haber ağı kurmaya çalıştıkları dönemde Çinliler matbaayı bulmuş Tipao isimli bir resmi gazete yayımlamışlardır ki bu olay 618 ve 907 yılları arasında yaşamış T’ang hanedanı döneminde gerçekleşmiştir. Çinlilerin matbaayı buluşlarından yaklaşık sekiz yüz yıl sonra Avrupalılar matbaa ile tanışmışlardır. Gutenberg 1438’ de Strasburg’ da birbirinden bağımsız harflerle baskı yapma tekniğini geliştirmiştir. Batıda ilk kitap 1473’ de Lyon’ da yayınlanmış ve bunu basılı haberler takip etmiştir. Gazetenin Türkiye özelindeki tarihi gelişimine bakmak gerekirse, Türkçe ilk gazete 1828 yılında Kahire’de yayınlanmaya başlayan Vekdyi-i Misriye’ dir. Bugünkü Türkiye sınırları içinde çıkmış ilk Türkçe gazete ise 1831’ de yayınlanan Takvim-i Vekayi’ dir. Takvim-i Vekayi dışında 1840’ ta yayımlanmaya başlayan Ceride-i Havadis’ de yarı resmi bir gazeteydi (Aslan, 2015, s. 28). Basılı iletişim araçları teknolojisi, gelişim evresindeki en büyük ve kapsamlı değişimi 1980’ lerden sonra yaşamıştır. Basılı iletişim araçlarından en önemlisi olan gazeteler, Avrupa’nın birçok ülkesinde 16. Yüzyıldan başlayarak, ülkemizde ise 1831’ den günümüze, kitle iletişiminin temel araçlarından en önemlisi olmuştur. Gazetecilik bir yandan halkın kamusal olaylar hakkında bilgilendirilmesi ve kamusal islere katılması bakımından kamusal bir hizmet olarak görülmekte ama aynı zamanda da ticari 26 bir faaliyet olarak yayın hayatını sürdürmektedir (Sarı, 2006). Olay, gazeteler için hammaddedir. Haber ise işlenmiş mamul maddedir. Gazeteler sadece göze hitap etmektedir. Gazetelerin her sayısı yarına kalacak olan bir belgedir. Bu bakımdan istenildiği herhangi bir zamanda yeniden okunabilir. Yeni bir iletişim teknolojisi olarak internet, gazeteciliği birçok bakımlardan etkilemiş ve 1990’ lı yıllarda on-line gazetecilik kavramının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bugün mevcut gazetelerin on-line versiyonlarının yanı sıra sadece internette yayınlanan on-line gazeteler de bulunmaktadır. Ancak gazetecilik, tıpkı televizyon gazeteciliği kavramının gösterdiği gibi, haber verme temel işlevi bağlamında bu yeni teknoloji ile de işbirliği içinde varlığını sürdürmektedir. Gazetenin diğer kitle iletişim araçlarından ayıran temel özellikleri şöyle sıralanabilir: Bilgilendirici ve haber verici içeriğe sahiptir. Köşe yazıları, haber analiz/inceleme yazıları ile yorum-düşünce ortamı oluşturmaktadır. Yazılı metinlere yer verilmektedir. Ancak son zamanlarda görsel kültürün hâkim etkisiyle fotoğraf ve çizim-grafiklerin kullanımı artmış, görsel dil ön plana çıkmaya başlamıştır. Takip edebilmek için okumayı bilmek gerekir. Radyo ve TV gibi kolay ulaşılabilir olmanın aksine ya gazete bayiine gidip satın almayı ya da abone olmayı gerektirir. Takibi belli bir eğitimsel altyapı gerektirir. Bu yüzden okuru tutmak zordur. Bu zorluğu aşmak için kimi basın organları magazin boyutunu ön plana çıkarma yolunu seçmektedir. Televizyonla rekabet etme kaygısıyla eğlenceye ağırlık verilmeye çalışılmaktadır. Bu yüzden spor, bulmaca ve magazin sayfalarının sayısı giderek artmaktadır. Okuma eyleminin gereği olarak zihinsel uğraş ve yoğunlaşmayı sağlar. Çocukların, gelişim özelliklerine uygun içerikle muhatap olmaları açısından en uygun medya aracıdır. Haberle fotoğraf arasındaki ilişkiyi değerlendirme ve düşünme imkânı vardır. İnsanların düşünme ve bilgi edinme isteklerine hitap eder. Haz alma, rahatlama ve gevşeme arzuları ikinci plandadır. 27 Okurun anlamadığı şeyler üzerinde düşünme ve birilerine sorma imkânı vardır. Tekrar tekrar dönüp okuma ve üzerinde düşünme imkânı olduğu için doğru ve yanlışları, çelişkileri tespit edilebilir. Okumak için maddi bir bedel ödemeyi gerektirir. Arşivlenmesi kolaydır ve arşivlerine de kolaylıkla ulaşılabilir. Bu yönüyle siyasal, kültürel, toplumsal vb. süreçlerin geriye dönük olarak da takip edilmesine imkân verir. Okuma algılamayı, anlamayı, eleştiri ve yorumu mümkün kılar. Bu da haberlerin belleğe yerleştirilmesini sağlar. Okurlar arasında paylaşılması diğer medya ürünlerine göre daha kolaydır. Diğer medyalar da gazete ve dergi ürünlerinin yayılmasında işlev görür (Aydeniz, 2012). 2.5.3. Radyo Radyo kelimesi, Latince radius (ışınlama) ve Yunanca fone (ses) kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşan Radyofoni kelimesinin kısaltılmış şeklidir. Radyonun temelleri Guglielmo Marconi' nin Bologna yakınlarındaki evinin tavan arasında yaptığı deneylerle atıldı. Marconi 1894' te oda içinde gönderilen radyo sinyalleriyle çalan bir elektrikli zil yapıp sonraki sekiz yıl içinde Atlas okyanusu üstünden 4.800 km' yi aşan radyo mesajları göndermeyi başardı. Kitle iletişimini yaygın hale getiren en etkili iletişim araçlarından radyonun ilk kullanım alanları askeri ve ticari etkinlikler olmuştur. I. Dünya Savaşı yıllarında uçakların yer bağlantısını sağlamak için, radyo telsizlerinin kullanıldığı bilinmektedir. Radyo’nun radyo telsizi olarak kullanımı, batan Titanic transatlantiğinden 735 kişinin kurtulmasını sağlamıştır. Önceleri amatör radyocular eliyle toplumsal iletişim ortamına giren radyo, 1920’ li yıllarda yaygın bir iletişim aracı olma potansiyeli gösterince, özel sermaye eliyle yaygınlaştırılmış ve geliştirilmiştir. Radyo yayıncılığı ile ilgili ilk düzenlemeler, sistemi üreten şirketlerin 1922’ de oluşturduğu BBC tarafından gerçekleştirilmiştir (İlhan, 2009). Türkiye’de il radyo vericileri ise 1927 yılında Ankara ve İstanbul’ da faaliyete geçmiştir. Radyo kendisini kitlelere, milyonlarca hatta milyarlarca dinleyiciye mal edecek ilk patlamasını 1927–1945 döneminde gerçekleştirmiştir. Özellikle I. Dünya Savaşı’ ndan 28 sonra radyo, önemli bir haber alma ve propaganda aracı olarak kendini göstermiştir. 1927 yılından II. Dünya Savaşı’ nın sonuna kadar olan dönemde radyo yayıncılığı ve haberciliği altın çağını yaşamıştır. Radyo, savaş alanından haber verme, olayları yorumlama ve özetleme gibi özellikleri ile geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmayı başarmıştır. Bu yıllarda radyo, en etkili biçimde Almanya’ da Hitler tarafından kullanılmıştır. Radyoyu ustaca kullanarak iktidara gelen Hitler, daha sonra radyo aracılığıyla iktidarda kalma olanaklarını da artırmaya çalışmıştır. 1945–1960 döneminde yüzyılın kitle iletişim aracı olan televizyon hızla yaygınlaşırken, radyo bu dönemde televizyon karşısında ayakta kalma savaşı vermeye başlamıştır. 1960–1980 döneminde televizyon karşısında gücünü ve dinleyicisini hızla kaybeden radyo, 1980 sonrası dönemde yayın tekellerinin kırılması ve özelleşme çabalarıyla birlikte ticarileşmeye başlamış; yerel radyolar hızla yayılırken, bireyselleşen radyo haber veren bir kitle iletişim aracı olmaktan öte müzik sektörüne hizmet eden bir müzik kutusuna dönüşmüştür (Erdoğan, 2009). Radyo insan sesinin iletişim gücü üzerine kuruludur. Taşınabilir olmasıyla yaşamın her alanına nüfuz eden radyo kitle iletişim araçları arasında en demokratik, en ucuz ve popüler olanıdır (Aydede, 2004). Radyoyu diğer kitle iletişim araçlarından ayıran temel özellikleri şöyle sıralanabilir: Okuma yazma gibi özel bir niteliğe gerek duyulmaz. Bu yüzden işitme problemi olmayan herkese hitap eder. Anlamak ve takip etmek için belli bir yoğunlaşma gerektirir. Özellikle konuşma eksenli programlar zihinsel çabayı gerekli kılar. Sadece kulağa hitap eder. Bundan dolayı iş yaparken, çalışırken, araba kullanırken rahatlıkla dinlenebilir. Görüntüsüz ve konuşma eksenli bir yayıncılık yapar. Bu da radyo yayınını takip edenlerde kendini ifade edebilme rahatlığı uyandırır ve programlara katılımcılığı kolaylaştırır. Dikkat dağıtıcı ve çalışma düzenini bozucu bir niteliği olmadığından iş ortamlarında da dinlenilmesine müsaade edilir. Bu yüzden oldukça yaygındır (Aydeniz, 2012). 29 2.5.4. İnternet İnternational Network kelimelerinden oluşturulmuş olan interneti kısaca, “bilgisayarlar arası dünya çapındaki ağ” şeklinde tanımlamak da mümkündür (İnan’ dan aktaran Argın, 2013). Türkçede henüz tam bir karşılığı olmamakla birlikte kısaca “uluslararası ağ”, “ağlar arası ağ” ya da “ağlar arası iletişim ağı” olarak tanımlanan internet, bugün dünyada sayıları milyonlara ulaşan, milyonlarca insanı etkileşimli bir sistem içerisine sokan ve dünyayı adeta global bir topluluk haline dönüştüren bir sistemdir (Ergenç’ den aktaran Argın, 2013). ENIAC adındaki ilk bilgisayarın askeri amaçlarla 1946 yılında geliştirilmesiyle dijital çağ başlamıştır. Bilgisayarların yine askeri amaçlar ile kendi 91 aralarında iletişimlerini sağlamak için 1960’ larda geliştirilen iletişim protokolü ARPANET adlı askeri proje ağının doğmasına neden olmuştur. Bunun ardından standartlaşan TCP/IP protokolü verilerin paketler halinde güvenli ve hızlı olarak ağlar üzerinden iletilmesini sağlamış ve Arpanet’ e üniversitelerin de katılımıyla ‘internet’ ortaya çıkmıştır. Ağa bağlı her bilgisayarın numarası (IP number) üzerine dayanan adresleme sistemi, DNS (Domain Name System) ile insanların kolaylıkla kullanabileceği adresleme sistemine dönüştürülmüştür ve “.com, .edu, .net” gibi domain adları saptanmıştır. Web en yaygın internet hizmeti olarak hızla gelişirken eposta, irc (Chat), ftp gibi diğer hizmetler de gündeme gelmiştir. 1990’ ların sonuna gelindiğinde ‘ağların ağı’ tanımlamasına uygun devasa bir ağ iletişim ve bu ağ üzerinde yeni bir kültürel ortam ortaya çıkmıştır. Türkiye ilk kez ODTÜ- TÜBİTAK işbirliği ile 1993 yılında ABD üzerinden internete erişmiştir. Bugün kamusal omurgayı TTNET adıyla Türk Telekom işletmektedir. Ayrıca akademik kuruluşların bağlantısı için ULAKNET’ de ayrı bir omurga kurmuştur (Sarı, 2006). İnternetin dünyanın her yerinden kullanılabilmesi, her an her yerden istenilen bilgiye anında ulaşabilme fırsatını vermesi çok kısa sürede gelişmesine neden olmuştur. Son 10 yıl içinde internetin gelişimi ve yayılması o kadar hızlı oldu ki, fiziksel ortamdaki neredeyse her şey sanal ortama taşındı. Sadece bilgi kaynağı olmanın çok daha ötesinde yeni insanlarla tanışmak, arkadaşlarla sohbet etmek, alışveriş yapmak, müzik dinlemek, film izlemek, hatta kitap okumak gibi pek çok şey artık internet ortamında yer almaktadır. Önceleri sadece sabit ortamdan erişilebilen internet son yıllarda mobil ortamlardan da 30 ulaşılabilir hale gelmiştir. Cep telefonlarıyla başlayan mobil internet dünyası, sonrasında dizüstü bilgisayarlara takılan mobil modemler vasıtasıyla mobil bilgisayarlara kadar da genişlemiştir. Bu süreçle birlikte internetin gelişimi daha da hızlanmıştır (Erdem, 2010). İlk zamanlar daha çok iletişim ve bilişim amacıyla kullanılan internet, bugün hayatın neredeyse her alanında tercih edilen önemli bir araç konumuna gelmiştir. Önceden çok farklı yolları kullanarak hedef kitlesine ulaşmak isteyen kişi ve kurumlar internet sayesinde çok daha rahat ve çok daha büyük kitlelere çok düşük maliyetle ulaşabilmektedirler. İnternet ortamında kişiler arasında yayılan bilgiler doğrultusunda internete has ayrı bir gündem oluşmakta, çok farklı yerlerde bulunabilecek ve çok zor elde edilebilecek ürünler satılabilmekte ve satın alınabilmekte, banka kuyruğuna girmeksizin hatta oturulan yerden kalkmaksızın para transferleri yapılabilmekte, konferanslar gerçekleştirilebilmekte çok az maliyetle gerçekleştirilen etkinliklerin, çekilen videoların, kliplerin, söylenen şarkıların çok büyük kitlelere ulaşması sağlanabilmektedir (Işık, 2011). Genel anlamda düşünüldüğünde ise insanların diğer medya ve kitlesel iletişim araçlarına göre çok daha hızlı ve etkin şekilde etkileşimde bulunabilmelerini sağlamaktadır. İnternet, yazı-ses-görüntü öğelerini aynı anda sunması sebebi ile diğer kitle iletişim araçlarından (gazete, dergi, radyo, televizyon) ayrılan üstünlüğe sahiptir. Diğer iletişim araçları bile; hedef kitlesine ulaşabilmek için bugün web sitelerini kullanmayı tercih etmektedirler. Birçok dergi ve gazete net üzerinden yayınlarını paylaşmakta, dahası sadece bu yolla okuyucu kitlesine ulaşan internet gazete ve dergileri bulunmaktadır. Buna ek olarak aynı şekilde FM üzerinden yayın yapan ancak web adresi aracılığı ile de yayınlarını paylaşan radyo kanallarını ve internet radyoları da izleyici ve dinleyici kitlelerine web aracılığı ile ulaşmaktadır. İnternet, özel bir yöneticisi olmayan, demokratik bir yapıdır. Tüm kullanıcıların düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri bir ortamdır. Her geçen gün artan kullanım oranıyla günlük yaşamımızın önemli bir zaman dilimini ayırdığımız bir ortam konumuna gelmektedir. İnternetin bu denli hızlı gelişiminin ve yoğun kullanımının nedeninin “kolay erişilebilir bir ağ olması, farklı yaş gruplarına ve birçok farklı amaca yönelik kullanılabilmesi” olduğu düşünülmektedir (Kayri ve Günüç, 2009). İnterneti, diğer kitle iletişim araçlarından ayıran özellikleri şunlardır: 31 E-posta hizmeti ile kişiler ve gruplar arası iletişime imkân verir. Sosyal iletişim ağları ile milyonlarca üyesi olan sanal toplulukların oluşmasını sağlar. Haber, özellikle de anlık haber konusunda diğer medyalardan daha hızlıdır. Ancak denetim mekanizması işletilmediğinden yanlış haberler açısından ciddi bir sıkıntı söz konusudur. Televizyon ve radyo yayıncılığının hem canlı hem de arşiv kaynaklı yapılabildiği bir iletişim ortamı sağlar. Film, müzik, video gibi eğlence ürünleri zaman sınırlanması olmadan tekrar tekrar izlenebilir. Binlerce kişinin aynı anda hem bireysel hem grup olarak oyun oynamasına imkân verir. Birçok bilgiye ulaşım imkânı sağlar. Örneğin dünyanın herhangi bir yerindeki sempozyum, kongre ve panel gibi bilimsel etkinliklerin bazılarına İnternet üzerinden canlı olarak veya kayıttan ulaşmak mümkündür. Ayrıca uzaktan eğitim programları da İnternet aracılığıyla gerçekleştirilebilmektedir. İsteyenin istediği veriyi, malumatı, bilgiyi yayımlayabildiği bir ortam olması dolayısıyla bilgi güvenliği açısından problemler taşır. Sitede kurum bilgileri, site yöneticileri ve açık adres gibi bilgilerin olmasına dikkat edilmelidir. Kamu hizmeti alımında vatandaşı bilgilendirici bir kaynaktır. Online hizmetler mekâna bağımlı kamu hizmeti zorunluluğunu belli oranda ortadan kaldırmaktadır. İhtiyaç duyulan birçok bilgi ve belge ilgili kuruma gitmeden bulunulan yerde edinilebilmektedir. İnteraktif bir özelliğe sahiptir (Aydeniz, 2012). 2.6. Kitle İletişim Araçlarının İşlevi Kitle iletişim araçlarının en temel özelliği; gündemi belirleyerek toplumu etkilemek, yönlendirmek ve buna bağlı olarak güç sahibi olmaktır. Bu nedenle kitle iletişim araçları gündemi takip eder, istediği konuları seçer ve topluma sunar. Böylece güç sahibi olanları kayırıp rakiplerini engelleyebilir, insanları etkileyip inandırabilir, statü ve istediği grupların oluşmasını sağlayabilir (Anık’ tan aktaran Şen, 2008). Kitle iletişim araçları, gündeme 32 aldığı konuları sunarken farklı teknikler kullanır ve insanların ilgisini canlı tutmaya çalışır. İlginin canlı tutulmasında görüntünün daha etkili olmasından dolayı televizyonlar ön plana çıkmış, gazetelerde büyük ve renkli resimler kullanılmaya başlanmıştır (Yıldız’ dan aktaran. Şen, 2008). Kitle iletişim araçlarının işlevleri ile ilgili ilk görüş C. W. Mills’ in öncülüğünü yaptığı görüştür. C. W. Mills' e göre, kitlesel iletişim araçları modern toplumların aynasıdır. Bu görüşe bir bakıma “kültürün yansıması” görüşü denilebilir. Daha sonraları B. Berelson, bazı kitle iletişim araçlarının, bazı koşullar altında, bazı insanlara, bazı etkilerinin olabileceği görüşünü getirmiştir. E. Katz’ ın bu konudaki yaklaşımı ise “uyarı- tepki- etki” yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre kitle iletişim araçları ile yapılan iletişim dev bir şırınga ile bireylere verilmekte, bireyler savunmasız olarak verilen bu iletileri almaktadırlar. Ancak yapılan araştırmalar bu yaklaşımın zayıf yanlarını ortaya çıkardığından, P. Lazarfeld ve daha sonra H. D. Lasswell' in “toplumsal denetim” yaklaşımları önem kazanmıştır. Bu yaklaşıma göre kitle iletişim araçları kamu görüşünü güçlendirme hizmeti görmektedirler (Aziz,’ den aktaran Yılmaz, 2007). Günümüzde son derece önemli ve etkili olan kitle iletişim araçlarının birtakım işlevleri mevcuttur. Bu konuda farklı açıklamaların yapıldığı görülmektedir. Bunların her birine değinmek yerine bu çalışmada hepsini kapsayacak biçimde; bilgilendirme, eğlendirme, siyasi, toplumsallaştırma, kültürel, eğitim işlevleri sekiz başlık altında toplanmıştır. Bilgilendirme İşlevi: İzleyicilerin kitle iletişim araçlarından kendilerini eğlendirmenin dışında en önemli beklentileri bilgi sağlaması, diğer bir deyişle bilgilenmedir. İnsanlar gerek kendilerini tanımlayabilmek için, gerek toplumun farklı kesimlerinde yaşayan insanları anlamlandırabilmek için kitle iletişim araçlarına ihtiyaç duymaktadırlar. Hayatın hemen hemen tüm kesitlerini, farklı yaşayışları, inançları ve neredeyse insana ait her şeyi sunan bu araçlar bir yandan halka bilgi verirken, diğer bir yandan da halkın haberdar olma gereksinimini karşılamaktadır. Ancak bu araçların bilgilendirme işlevini ne derece yerine getirdiğine ilişkin pek çok eleştiri de söz konusudur (Gösterişli, 2002). Eğlendirme İşlevi: Kitle iletişiminin bir diğer işlevi olan eğlendirme işlevi ile izler kitle hem ucuz hem de çok kolay bir biçimde eğlenme gereksinimlerini 33 gidermektedir. İzleyicilerin gidemedikleri pek çok değişik mekânı ve ortamı, eğlence merkezlerini insanların odalarına taşıyan televizyon, her ne kadar son zamanlarda bir müzik kutusuna dönüştüyse de yine de radyo, bireyleri düşündürmeye ve kitaplar da hayal dünyalarını genişletmeye devam etmektedir. Bütün kitle iletişim araçları artık neredeyse birer ticari kurumdur. Bu nedenle eğlendirme işlevi kitleleri kazanmak için önemli bir işlevdir (Gösterişli, 2002). Siyasi İşlevi: Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla, siyasilerin ilgisi bu araçlara yönelmiş, toplumda ise siyasal olaylara yönelik yeni bir kitle oluşmuştur. Bunun nedeni ise bu araçlarla politikacıların kitlelere çok kolay ulaşabilmesi, TV haber bültenlerinin ve gazete sayfalarının seçmenlere olayları, adayları, politikaları değerlendirme olanağı yaratmasıdır (Gösterişli, 2002). Kültürel İşlevi: Kültür, toplumun değerlerini bir araya getirmekte ve bu değerlerin sosyal davranışlarını sistematize etmektedir. Varolan kültürel değerlerin yeni kuşaklara aktarımı kitle iletişim araçları tarafından gerçekleştirilirken bireyin sosyalleşmesi sağlanmaktadır. Ancak kitle iletişim araçları kültür aktarımını sağlarken bir bakıma kültürel anlamda statükoyu koruyarak, değişimi ve büyümeyi de engellemektedir. Kitle iletişim araçlarının kültürel işlevi, kitle kültürünün devamlılığını sağlamakla, alt kültürleri göz ardı etmekle ve kültürel erozyona sebep olmakla eleştirilmektedir. Özellikle de televizyon, bütün bölgesel, yöresel kültür modellerini ortadan kaldırarak tüm yeryüzünü tek bir kültüre mahkûm etmekle ve gerçek kültürü devre dışı bırakarak onun yerine kitle kültürünün çok renkli, albenili hayal dünyasını izleyicilere sunmakla eleştirilmektedir (Gösterişli, 2002). Toplumsallaştırma İşlevi: Bir toplumda insanların bir arada yaşayabilmelerinin sağlanmasında kitle iletişim araçlarına önemli paylar düşmektedir. Toplumsallaştırma işlevi ile birey içinde yaşadığı toplumun özelliklerini öğrenir. Kitle iletişim araçları yoluyla toplumun gelenekleri, örf ve adetleri toplumun bireylerine öğretilir; böylece toplumun sürekliliği sağlanır. Toplumsallaştırma ise bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için zorunluluktur (Koca, 2009). 34 Eğitim İşlevi: Toplumsallaştırma işlevi ile bağlantılıdır. Topluma yeni üyeler kazandırma, bunları toplumun kültürel değerleri ile eğitme bu işlev içerisindedir. Bu işlev ile okulların tek bilgi kaynağı olma özelliği de azalır. Bir toplum sanatsal ve kültürel yapıtlarını kitle iletişim araçları ile yaymak suretiyle korur. Böylelikle de kültürel geliştirme işlevi yerine getirilir. Kitle iletişim araçlarının eğitime, toplumsal sorunların çözümlenmesi, gereksinimlerin karşılaması, gerekli olan ve örgün eğitim yoluyla elde edilemeyen veya elde etme olanağı bulunamayan bilgi ve becerilerin kazandırılmasındaki etkisi büyüktür. Özellikle bireylerin gereksinim duydukları konularda bilgi, beceri ve davranışlar kazanması, temel hak ve sorumluluklarını öğrenmesi, kitle iletişim araçlarının en önemli işlevini oluşturmaktadır (Koca, 2009). Kamuoyu Oluşturma İşlevi: Sözlük tanımı ile kamuoyu, toplumda oluşan görüşlerin belirli doğrultulara yönelmesidir. Milyonlarca bireyden oluşan toplumların tek doğrultuya yönelmesi mümkün olmadığına göre yönelme fiilini yönlendirme olarak değiştirmemiz daha doğru olabilir. Son yıllarda günlük konumsa literatürümüze girmiş olan “kamuoyu oluşturma” deyimi de bu anlamda kullanılmaktadır (Asna’ dan aktaran Özdemir, 2009). Kitle iletişim araçları, insanı bilgilendirirken hiç gündeme gelmeyecek durumlarla ilgili de bilgiler aktarmaktadır. O konuyla ilgili hiçbir durum, hiçbir haber, hiçbir olay yokken, gündem oluşturma, kamuoyunun ilgisini çekmek ya da belki ilgisini oraya yönlendirmek için yeni bir konu ile ilgili haber yapmaktadır. İnsanların haber alma isteğinin o konuya yönlendirerek yeni birgündem belirlemiş ve o gündem ile ilgili kamuoyu oluşturmaya başlamıştır. Bugün “yasama, yürütme ve yargı” dan sonra dördüncü güç olarak nitelendirilen medyanın en önemli misyonu, kamuoyunun oluşumunu sağlamaktır. Bütün demokratik rejimlerce yönetilen ülkelerde medyanın ilk işlevi budur. Basın yayın organlarına, her gün haber ajansları gibi birçok kaynaktan yüzlerce haber ulaşır. Bu noktada, medyanın görevi güvenilirlik, doğruluk, objektiflik ve etik kurallar çerçevesinde siyasal, ekonomik ve kültürel konular gibi birçok konuda kamuoyunu bilgilendirmektir. Bu bilgilendirme ile kitlelere belli bir görüşü empoze etmekten çok, olay ve olguları tüm çıplaklığıyla sunup, 35 bireylerin bunlar hakkında kendi özgür iradeleriyle bir kanıya varmalarını sağlamaktır (Konukman, 2006). 2.7. Kitle İletişim Araçlarının Özellikleri Kitle iletişim araçlarının özelliklerini şu şekilde belirlemiştir: Kitle iletişiminin izlerkitlesi geniştir. İzlerkitle, çeşitli toplumsal kümelerden gelen ve değişik niteliklere sahip insanlardan oluşan ayrı türden topluluktur. İzlerkitle kimliksiz bir topluluktur. Yani izlerkitle üyesi ve iletişimci genellikle birbirlerini kişisel olarak tanımazlar. Kitle iletişimi kamusaldır, içeriği herkese açıktır. Kitle iletişim araçları kaynaktan uzakta bulunan, birbirlerinden ayrı olarak konumlanmış çok sayıda insanla aynı anda iletişim kurabilir. Kitle iletişimi karmaşık biçimsel kurumları gerektirir. İletişimciyle izlerkitle arasındaki ilişki, izlerkitlenin kişisel tanışıklığı olmayan, profesyonel iletişimci rolündeki kişiler aracılığı ile kurulur. İletişim geri döndürülmezcesine tek yönlüdür ve izlerkitlenin anında yanıt verme olasılığını fiilen dışlamaktadır. İletişim sisteminde göndericiyle alıcı arasında keskin bir kutuplaşma söz konusudur (Adıgüzel, 2001). 2.8. Spor ve Medya İlişkisi Toplum hayatı ve onun sürekliliği, insanlar arasındaki fikir, düşünce, kanaat ve haber alışverişini, insanların bu konulardaki izlenimlerini, duygularını birbirine aktarmalarını, diğer bir ifadeyle iletişimi zorunlu kılar. İletişimin bazı tekniklerle, belirli bir teknoloji uygulanarak çoğaltılıp güçlendirilerek, çok sayıda kişiyi etkileyecek biçime getirilmesine kitle iletişimi, bu iş için kullanılan araçlara da kitle iletişim araçları veya medya denmektedir (Dönmezer, 1994). Bilindiği gibi kitle iletişim araçları, çok çeşitli konudaki enformasyonla insanlar ve kitleler üzerinde etkili olabilmektedir. Bilgi edinmek ve özellikle de boş zamanlarını değerlendirmek üzere kitle iletişim araçlarına yönelen insanlar, yoğun bir yönlendirme ile 36 karşı karşıya kalabilmektedirler. Eğitim, kültür, coğrafya, ekonomik ve diğer faktörlerin etkisiyle çoğu zaman alternatifsiz bir rekreaktif araç olan kitle iletişim araçları insanlar üzerindeki etkisini gitgide arttırmaktadır. Kitle iletişim araçlarının hızla ilerleyen bu süreçte artan etkinliği, çok çeşitli rekreasyon uğraşlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu uğraşlar içerisinde ise spor önemli bir yer tutmaktadır (Karaküçük ve Yenel, 1997). Temelde, beslenme, savunma, hayatı sürdürme, oyun, oyalanma, sağlıklı kalma, beden gücünü geliştirme, işten uzaklaşma aracı olan spor, günümüzde politikadan-ekonomiye, turizmden-çevreye, uluslararası barıştan dayanışmaya, propagandadan-reklama, boş zamanları değerlendirmeden meslekleşmenin getirdiği iş bölümüne, kısacası, birey-toplum ve toplumlararası yelpazede çok yönlü ve önemli etkileri olan sosyal bir araç konumuna gelmiştir. Zamanla spor, bu işlevlerinin de ötesinde bir gösteriye dönüşerek, medyanın ve eğlence endüstrisinin önemli bir dalı olmuştur. Sporun, oyundan eğlence endüstrisinin bir sektörüne dönüşmesinde medyanın rolü, spora ilişkin enformasyonu geniş kitlelere ve hızla yayarak ilgiyi artırma (Erkal ve arkadaşlarından aktaran İlhan, 2009) yönünde olmuştur. Medya, bir yandan sporun seyirlik özelliğini vurgulamış, sporun kitlesel bir eğlence biçimine, bir tüketim malına dönüşmesinde işlev görmüş, diğer yandan da sporun kendisini pazarlamasının alt yapısını hazırlamıştır. Böylece, spor ve medya endüstrisi arasında sıkı ekonomik bağlar kurulmuştur (İlhan, 2009). Bu bağlar spor ve medya arasında birbirini karşılıklı olarak etkileyen bir ilişkiye yol açmıştır. Spor alanında yaşanan rekabet, yapılan yatırımlar, başarılar ve tesisleşmeler spor izleyicisinde büyük bir artışa neden olmuştur. Gözlenen bu artış ticari anlamda da değerlendirilmektedir. Spor ve özellikle futboldan beslenen televole kültürü, popüler kültür ve magazin haberleri çığ gibi büyümüş ve tüketilmiştir. Sözü edilen bu kullanımlar ve doyumlarla spor endüstrisi büyümüştür (Özkoçak, 2012). Kitlelerin büyük ilgisini çeken spor, kitle iletişim araçları için de en önemli haber ve yayın malzemelerinden biri halini almıştır (Özsoy, 2007). Özellikle gösterdiği gelişim ve değişimle hemen her an ulaşabilirliği mümkün hale gelen kitle iletişim araçlarının, 37 içeriklerinde de değişimler ve gelişmeler yaşanmıştır. TRT’ nin tek kanal olduğu zamanlardan, futbol karşılaşmalarını cep telefonundan izleme imkânına ulaşılabilmiştir. Dergi sayınsın 10’ u geçmediği günlerden, futbol kulüplerinin kendilerinin bastığı kulüp dergilerine gelinebilmiştir (Özkoçak, 2012). Spor medyası, sporla ilgili haber ve yorumları kamuoyuna aktaran kitle iletişim araçlarının hepsini kapsayan bir niteleme olarak kullanılmaktadır. Sektörel veya tematik olarak yayın yapanlar haricinde dünya üzerinde yayınlanan bütün gazete, dergi, televizyon, radyo, internet vb. tüm kitle iletişim araçlarında spor haberleri yer almaktadır. Ancak spor haberleri yer alırken, sporun tüm branşları aynı düzeyde medyada yer bulamamaktadır. Ticari amaçlarla yayın yapan medya, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de en fazla ilgi gören spor branşı olan futbolu yansıtmaktadır (Özsoy, 2007). Medya olmasa sporun ve özellikle de günümüzde en fazla seyircisi olan futbolun popülerliği önemli ölçüde sınırlanacaktır. Medyanın spor olaylarına ilişkin olarak yaydığı enformasyon toplumda spora karşı ilgi üretirken, toplumsal ilgi, izlenme ve satış oranlarını etkilemektedir. Müsabakaların sonuçları, oyuncu, hakem ve teknik direktörlerin hareketlerinin yorumları, izleyicilerin ya da taraftarların eğlenceleri haline gelmektedir (Uzun, 2001). Buna karşın Öztürk (1998), özellikle profesyonel sporların gazetelerin spor sayfalarını ve tv programlarını ele geçirmeye başlaması ve sporun çok çeşitli branşlara ayrılması ile beklenen gelişimi sağlayamayan medyanın sporu değil, sporun medyayı kontrol eder ve yönlendirir duruma geldiği ifade edilmektedir. Kitle iletişim araçları içerisinde önemi her geçen gün biraz daha artan televizyonun, bireyleri aktif spora yönlendirmede çok önemli bir eğitim ve teşvik aracı olmanın yanında boş zamanlarını pasif olarak sporla değerlendirebilecekleri güçlü bir araç olduğu bilinmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar, televizyonun pasif bir rekreasyon aracı olarak çeşitli yaş kategorileri, eğitim ve cinsiyet gibi faktörlere dayalı olarak yeterince rağbet gördüğünü ortaya koymaktadır. Bu açıdan sporun topluma benimsetilmesinde vazgeçilmez fonksiyonlar üstlenen televizyonun, sosyal bir kurum haline gelmesinde ve bu sosyal kurumu oluşturan kitlesel ilginin sürekli canlı tutulmasını ve gelişmesini sağlamada önemli roller üstlendiği görülmektedir (Karaküçük, Yenel ve Yaman, 1996). 38 Araştırmalar göstermiştir ki yer küremizde en geniş katılımla, aynı anda izlenilen ve takip edilen düzenli organizasyonların başında spor karşılaşmaları ya da organizasyonları gelmektedir. Dünya futbol şampiyonası, olimpiyat oyunları hatta Formula 1 araba yarışları gibi spor etkinlikleri, tüm dünya izleyicilerini ekran başında buluşturabilmektedir. Bu da bize sporun televizyonu bir araç olarak kullanarak ne kadar büyük bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan da televizyonun da sporu kullanarak yaratabileceği etkileri görmemiz gerekir. Bu yüzden spor-televizyon ilişkisi ve yarattığı kültürel ve ekonomik sonuçlar, düşünüldüğünden çok daha büyük boyuttadır. Yayın ihalelerinin milyonlarca dolara yükselmesindeki en önemli etkenlerden biri bu ilişki ve çıktılarıdır. Örneğini verdiğimiz mega etkinliklerden, bir kültürü korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen yerel etkinliklere kadar, sporun içinde televizyonun ve televizyonun içinde sporun daha da önemli bir düzeye gelmesi beklenmektedir (Özkoçak, 2012). Geçmişten günümüze, hem sporun medyayı, hem de medyanın sporu etkilediği görülmektedir. Kitle iletişim araçlarının sporun tüm dünyada bir sosyal olgu olarak gelişmesinde büyük rolü olmuştur. Bugün dünyada çok sayıda spor dalı bulunmaktadır. Değişik spor dallarının tanıtılıp yaygınlaştırılması, spor yapma olanağına sahip olmayan çoğunluğun spora ilgi duyması, kitle iletişim araçları sayesinde gerçekleşmiştir (Özkoçak, 2012). Spor medyası; sporu topluma tanıtan, sevdiren, spor bilincinin gelişmesine katkı sağlayan, sporun hoşgörü ve centilmenlik anlayışı ile yapılmasını ve algılanmasını amaçlayan, sosyal sorumluluk anlayışı ile görevlerini yerine getirmek durumundadırlar (Karaküçük ve Yenel, 1997). Spor basını bu görevlerini yerine getirirken, etik kurallarından ayrılmamaya, taraf tutmamaya, gerçekleri saptırmamaya özen göstermelidir (Yetim, 2011). Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere spor ve medya birbirini etkileyen karşılıklı bir ilişki içindedir. Spor ve medya arasındaki ilişkiyi tanımlayan diğer noktalar da aşağıdaki gibidir: Birçok spor organizasyonu, organizasyonun medyada görünebilirliğini ve yayınlanabilirliğini arttırmak üzere planlanmaktadır. Spor ilişkili konular medyanın önemli içerik alanlarından biri iken, spor ile ilişkili 39 unsurlar (Örn: takım, lig, sporcu, branş, vs.) medyada kendine yer bulduğu oranda değerlenmektedir. Bu anlamda, birbirini besleyen bir yapı söz konusudur. Medya sporda öne çıkan sporcular üzerinden ihtiyaç duyduğu figürleri oluşturabilmektedir. Bu yüzden spordaki birçok yıldız sporcu medya tüketimini beslemektedir. Bazı spor branşları medyanın özelliklerine göre yeniden biçimlenmektedir. (Örn; NBA müsabakalarında takımların TV molası alma zorunluluğu. Medya spor dünyasında tartışılacak, değerlendirilecek ya da ele alınacak konular üzerinde etkide bulunurken, spor da medyanın ele aldığı konuların önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Medya içerisinde spor ile ilişkili uzmanlar (Örn: spor yorumcuları, yazarları, programcıları, vs.) istihdam edilirken, spor dünyası içinde de medya ile ilişkili uzmanlar istihdam edilmektedir (Katırcı, 2012). 2.8.1. Türk Spor Medyasının Tarihsel Gelişimi Tarihsel süreç içinde sporun kitlesel ilgiye konu olmaya başlamasıyla birlikte medya da spor haberlerine yer vermeye başlamıştır. Medyanın spora ilişkin haberleri arttıkça da spor daha geniş bir kitlesel ilgi toplamıştır. Günümüzde özellikle seyirci sporları yaşamlarını sürdürebilmek için büyük oranda medya sunumuna gereksinim duymaktadırlar. Modern seyirci sporları, yetenekli profesyonel sporcu ya da sporcuların hareketlerini dikkatle izleyen ve izleme dışında yapılan spora katılmayan bir kitlenin var olmasına bağlıdır. Dolayısıyla modern seyirci sporları endüstrileşmenin ve kentleşmenin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Medya ise seyirci için sporun yapıldığı ortamda var olma zorunluluğunu ortadan kaldırarak bu sporların izlenmesini spor mekânından bağımsız hale getirmiştir. Geniş kitlelerin tüketicisi olduğu seyirci sporları aynı zamanda medyanın sporla ilgili sunumunun da büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Tarihsel olarak kısaca sözü edilen gelişmeler Türk spor medyasında da gözlenmektedir. Türkiye’ de iletişim araçlarında spora ilişkin ilk haber, yazı ve fotoğraflar 1800’lerin sonlarında dergi ve gazetelerde görülmeye başlanmıştır. Günümüzde ise spor, gazete ve dergilerin yanında radyo, televizyon ve internet gibi iletişim araçlarında da en popüler konulardan bir olarak karşımıza çıkmaktadır (Uzun, 2012). 40 2.8.1.1. Cumhuriyet Öncesi Dönemde Türk Spor Medyası Osmanlı toplumunda bürokrasi geleneğinin güçlü olması, bürokratları masa başı işlere bağlamıştır. Osmanlı toplum düzeninde boş zaman tekelinin orta sınıf ve genellikle bürokrat ailelerinin çocuklarında bulunduğu görülmektedir. Bu kişilerin yaptıkları spor da okul bahçesi ile sınırlı kalmıştır. II. Abdülhamit’ de kitle gösterilerine dönüşebileceği korkusuyla spor kulübü kurma girişimlerini bastırmıştır. Bu koşullar, Türk toplumunda sporun yaygınlaşmasını ve geniş kitlelere inmesini engellemiştir. 1869’ da ise Maarif Nezareti tarafından, beden eğitimi tüm ortaöğretim kurumlarında zorunlu hale getirilmiş, 1870’ lerde futbol ve basketbol gibi takım sporlarına ilgi uyanmış, Galatasaray Lisesi ve Robert Koleji’ nde karşılaşmalar, çayırlarda koşular düzenlenmeye başlanmış, zaman içinde spora olan ilgi giderek artmıştır. Türk basınında spor yazıları da 19. yüzyılın sonlarında görülmeye başlanmıştır (Uzun, 2012). Osmanlı imparatorluğu döneminde basın, sporla ilk defa, 1891 yılında Türk Edebiyatında önemli bir devre adını veren ünlü dergi Servet-i Fünûn’a Ali Ferruh Bey’ in Paris’ ten gönderdiği eskrimle ilgili yazısı ile tanıştı (Atabeyoglu, 1991). Bunu Selanik’ te çıkan Asır Gazetesi’ nin 1895 yılında bisiklet yarışları ve at koşuları ile Atina’ daki ilk olimpiyat oyunlarından bahseden haberlere yer vermesi takip etmiştir (Özsoy, 2007). II. Meşrutiyet’ in ilanıyla spor alanında görülen göreli gelişme sonucu, sportif olaylara dergi ve gazetelerde daha fazla yer verildiği görülmektedir. I. Dünya Savaşı öncesinde, Osmanlı basınındaki spor gazeteciliği sporu öğretmeyi amaçlayan bir yapıdadır. Gazeteler spor konusunda önceliği “sıhhat ve idman” konusuna vermişlerdir. Gazetelerin spor haberlerinde önce o spor dalının nasıl uygulandığı, ardından da vücuda sağladığı yararlar anlatılmıştır. Spor yazılarının konusunu futbol, at yarışları, boks, bisiklet, atletizm, eskrim, denizcilik, havacılık, halter, güreş, halat çekme, izcilik ve beden terbiyesi gibi konular oluşturmuştur (Uzun, 2012). Türk spor basınında ilk spor dergisi ‘Futbol’ 28 Eylül 1910 günü yayın hayatına atılmıştır. Derginin sahibi Üsküdar Mehmet Burhaneddin Bey diğer adıyla anılan ünlü yazar spor adamımız Burhan Felek’ tir. Dergi Türk spor basınının öncüsü olarak kabul edilmiştir. 41 Yayın hayatını 6 ay sürdürebilen ‘Futbol’ dergisinin yarısı Türkçe, yarısı ise Fransızca olarak yayınlanmıştır. Derginin tüm yazıları ve fotoğrafları Burhan Felek’ e aittir. Selim Sırrı Tarcan, 1911 yılının Temmuz ayında “Terbiye ve Oyun” adını taşıyan yeni bir dergiyi yayınlamıştır. Terbiye ve Oyun, 1922 yılında da kısa bir süre tekrar yayınlanmış, fakat bu girişim de başarısız olmuştur. Galatasaray Lisesi beden eğitimi öğretmenlerinden Faik Üstünidman’ ın 1891’ de kaleme aldığı “Jimnastik” ve “Riyaziyat-ı Bedeniyye” adlı yazısı spor yazılarının ilklerindendir (Hiçyılmaz, 1985). Sporun öneminin artmasıyla birlikte, günlük gazetelerde spor haberleri yayınlamaya başlamışlardır. Bir futbol haberi, ilk kez günlük bir gazetede 1911 yılında yayınlanmıştır. Galatasaray kulübünün ilk üyelerinden olan Abidin Daver, İstanbul’ da oynanan Galatasaray-Tamasvar ile İstanbul Karması-Tamasvar karşılaşmalarını “Tasvir-i Efkâr” gazetesinde haber olarak yayınlatmıştır. Spor haberlerine ilgi yalnızca İstanbul basını ile sınırlı kalmamıştır. 1913’ de İzmir’ de yayınlanan Ahenk, Anadolu ve Köylü gazeteleri de futbol haberlerine yer vermişlerdir. I. Dünya Savaşı ve onu izleyen yıllarda, özellikle İstanbul’da, işgal kuvvetlerine mensup askeri takımlara karşı Türk takımlarının yaptıkları futbol maçları ve kazanılan galibiyetler, milli duyguları uyandıran ve gurur okşayıcı olaylar olmuştur. Bu dönemde işgal kuvvetlerinin basına uyguladığı sansüre karşın, gazeteler milli heyecan ve duyguyu dile getirmeyi sürdürmüşlerdir (Uzun, 2012). 2.8.1.2. Cumhuriyet Sonrası Türk Spor Medyası Cumhuriyetin ilanından sonra spor haberlerinin önemi artmaya başlamış, Akşam, Cumhuriyet gibi gazetelerin birinci sayfalarına dahi girebilmiştir. 1924’ te Paris Olimpiyatları’na hazırlanmakta olan Türk Milli Futbol Takımı’nın büyük boy fotoğrafı Cumhuriyet gazetesinin 1. sayfasında yayınlanmıştır. Cumhuriyet gazetesi kurucusu Yunus Nadi, 1924 yılında yazdığı sunuş yazısında, çıkarmaya başladığı gazetenin amaç, şekil ve mesleğine ait esasları ve gazetesinin özelliklerini belirtirken, “Gazetenin iktisat ve spor sütunları en yetkili uzmanlarca hazırlanacaktır” ifadesini kullanmıştır. Gazetenin dördüncü 42 sayfası ikişer sütun halinde spora ayrılmıştır (İnuğur, 1992). Talat Mithat Hemşehri’ nin 1929’ da yayınlamaya başladığı Türk Spor dergisi, spor etkinliklerinin aktarılmasında İstanbul’ un egemenliğinin dışına çıkılmasında önemli rol oynadı. Türk Spor, yalnız İstanbul’ daki spor etkinliklerini değil, Anadolu’ nun en ücra köşelerinde olup biten spor olaylarını da aktarmaya başladı. 1930’ lardan itibaren günlük gazeteler spora daha çok yer ayırmaya başladılar. 1933 yılında Haber Gazetesi arka sayfasının tamamını spora ayırarak ilk spor sayfasını yaptı. 1939 yılında yayınlanmaya başlayan “İkdam Gazetesi” nin ise dördüncü sayfası spor haberlerine ayrılmıştı. 1940’ tan sonra Vatan Gazetesi, arka sayfasını spora ayırmaya başladı. Bu gazeteleri, Cumhuriyet ile Akşam spora ayırdıkları sütunları artırarak takip ettiler. 1930’ lu yıllarda spor dergilerinin yayınlanmaya başladığı görülmektedir. Suat Hayri Ürgüplü’ nün Fransa dönüşü yayınladığı “Şa Şa Şa”, “Şiir” lakabıyla ünlü futbolcu Refik Osman Top’ un çıkardığı “Gol”, “Spor Alemi” bunlardan bazılarıdır (İlhan, 2009). Türk basınında taraftar dergileri 1930’ lu yılların sonlarından itibaren ortaya çıkmıştır. Günlük gazetelerin spora geniş yer vermeleri ve habercilik açısından haftalık dergilere üstün olmaları, spor dergiciliğinin yayın politikasını değiştirmesini gündeme getirdi ve bazı spor dergileri kulüp dergisi olmaya yöneldi. Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Hayri Celal Atamer’ in, 1937’ de Kemal Onan ile birlikte yayınlamaya başladığı Sarı-Lacivert, Türk spor basınının ilk taraflı dergisi oldu. 1946 yılında yayınlanan Fener ise, beklenenin çok üstünde bir ilgi gördü ve kısa zamanda en çok satan spor dergisi haline geldi. Fener’ in rekor düzeyde satışa ulaşması karşısında aradan iki yıl geçmeden, Özfenerbahçe yayınlanmaya başladı. Özfenerbahçe, Fener’ den aldığı imzalarla kısa bir süre sonra Fenerbahçelilerin tek dergisi olarak kaldı. Daha sonra Beşiktaş Kulübü üyelerinden Mustafa Kızıltan Beşiktaş, Galatasaray’ ın eski futbolcularından Muslih Peyoğlu ile Süleyman Tekil, Galatasaray’ ı yayınlamaya başladılar. Böylece üç büyük kulüp arasındaki rekabet, sahalardan basına taştı. Spor basınının sert polemiklerle tiraj kazanmaya çalışması da yine bu yıllarda görülmeye başlamıştır. 43 1930’ lardan itibaren günlük gazeteler de spora daha çok yer ayırmaya başladılar. II. Dünya Savaşı’na giden bu yıllarda Türk basınında ilk defa Haber gazetesi, 1934 yılında, son sayfasını tamamen spora ayırdı. Zamanının en iyi futbol hakemlerinden biri olan İzzet Muhiddin (Apak), çalışmakta olduğu Haber isimli akşam gazetesinin son sayfasını tamamen spora ayırarak günümüze kadar gelen bir sayfa düzenlemesi sisteminin kurucusu ve öncüsü oldu. Türkiye’ de geniş bir okuyucu kesimi, gazeteyi arkadan okumaya Haber ile başladı. 1940’ tan sonra da Vatan Gazetesi, arka sayfasını spora ayırmaya başladı. Cumhuriyet, Akşam ve Son Posta da Vatan' ı spora ayırdıkları sütunları artırarak izlediler (Uzun, 2012). 1948 yılında Londra’ da düzenlenen Yaz Olimpiyat Oyunları’ nda Türk Güreşçilerinin büyük başarı elde etmesi gazete yöneticilerinin spora farklı bir yaklaşım göstermelerine neden olmuştur. Olimpiyatların etkisiyle günlük basında spor sayfası geleneği yerleşti. Sayfalarda, daha çarpıcı fotoğraflar ve çekici başlıklar kullanılmaya başlandı (Atabeyoğlu, 1991). Londra Olimpiyatı 2. Dünya Savaşı sonrası barış ortamında düzenlenen ilk oyun olma özelliği taşıması nedeni ile Türk Sporcularının yanı sıra ilk defa geniş bir gazeteci grubu da Londra’ ya gitmişti. O yılların popüler spor branşı olan güreşte, Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge, Nasuh Akar, Mehmet Oktav, Celal Atik, Halit Balamir ile alınan 6 altın madalya, Hürriyet Gazetesi’ nin birinci sayfasından okuyuculara duyurulmuş ve bu Türk Spor Basınında bir ilk olmuştur (İlhan, 2009). Türk güreşçilerinin Londra Olimpiyat Oyunları’ nda gösterdikleri olağanüstü başarılarla Türk Kamuoyunun tüm dikkatlerinin İngiltere’nin başkentine çevrildiği o heyecan dolu günlerde Ali Ersan’ ın Londra’ dan fotoğraflarla sayfalarını bir albüm gibi donatan Hürriyet Gazetesi adeta kapışılmıştı (Atabeyoğlu, 1991). 1953 yılında sadece spor haberleri yayınlayan “Spor Haberleri Ajansı” kurulurken, 1954 yılında “Türkiye Spor Gazetesi” adında Türkiye’ nin ilk spor gazetesi yayınlandı. O dönemde en çok satan günlük gazetenin tirajı 40 bin iken, Türkiye Spor Gazetesi 50 bin satıyordu (Atalay, 2004). 44 1958 yılına gelindiğinde ise Dünya Gazetesi, sporu zaman zaman birinci sayfadan verirken, 1963 yılında da Hürriyet, spora tam sayfa ayırmaya başladı. Günlük gazetelerin 1960’ lı yıllarda spora giderek daha fazla önem vermesi, Türk Basınında spor dergiciliğinin de sonu oldu. Günlük gazeteler spor haberlerini günü gününe verdikleri için haftalık spor dergileri güncelliklerini ve önemlerini yitirdiler (Toker, 1999). Televizyonun ülkemize geç girmesinin sporun gelişmesini engellediği, TRT’ nin 1968 yılından bu yana futbolun dışındaki sporlara önem vermesiyle birlikte bazı branşlarda atılım yapıldığı dikkat çekmiştir. 1980 sonrası dönemde Türkiye’ de medya alanında da önemli değişimler yaşanmıştır. Büyük sermaye grupları medya alanına girmiş, TRT' nin kamusal yayın tekeli kırılmış ve 1990' lardan itibaren özel televizyonlar yaygınlaşmıştır (Uzun, 2012). Bu yıllarda geleneksel medyanın yanında internet yeni bir medya olarak gelişmeye başlamış, internetin gelişmesi ve kullanımının yaygınlık kazanmasıyla 1995’te gazeteler internetten yayın yapmaya başlamışlardır. Medya alanındaki bu değişimler de medya ve spor arasındaki ilişkinin gelişmesini ve güçlenmesini sağlamıştır. Spor-medya ilişkisinin gelişmesi ise spora ilişkin süreli yayınların sayısında belirgin bir artışa neden olmuştur. Bu süreli yayınların en önemlileri de günlük spor gazeteleri olmuştur. 45 BÖLÜM III YÖNTEM Bu bölümde; araştırmanın modeli, evren ve örneklem, verilerin toplanmasında kullanılan ölçme araçlarının hazırlanması, uygulanması ve bu verilerin analizinde kullanılan istatistiksel işlemler açıklanmıştır. 3.1. Araştırmanın Modeli Bu çalışma; öğrenciler, spor ve medya arasındaki en verimli ve anlamlı ilişkinin ortaya çıkarılabilmesi için ortaokul öğrencilerini, spora yönlendirmesi açısından medyanın etkisinin hangi düzeyde olduğunun belirlenmesi amacıyla nicel araştırma türünde yapılmıştır. Araştırma genel tarama (survey) modelidir. Genel tarama modelleri, çok sayıda elemandan oluşan bir evrende, evren hakkında genel bir yargıya varmak amacı ile evrenin tümü ya da ondan alınacak bir grup, örnek ya da örneklem üzerinde yapılan tarama düzenlemeleridir (Karasar, 2004). 3.2. Evren ve Örneklem Evren, araştırma sonuçlarının genellenmek istendiği elemanlar bütünüdür. Bu bütün, ortak özellikleri olan canlı ya da cansız her türlü elemanı içerebilir. Örneklem belli bir evrenden, belli kurallara göre seçilmiş ve seçildiği evreni temsil yeterliği kabul edilen küçük kümedir. Araştırmalar, çoğunlukla, örneklem kümeler üzerinde yapılır ve alınan sonuçlar, ilgili evrene genellenebilir (Karasar ‘dan aktaran Ülkü, 2011). 46 Bu araştırmanın evrenini Bilecik ili merkezinde yer alan özel ve resmî ortaokullarda öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklem grubunu ise, 2014-2015 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Bilecik ili merkezde yer alan Özel Sevgi Çiçeği Ortaokulu, 700. Yıl Ortaokulu, Edebali Ortaokulu, Ertuğrul Gazi Ortaokulu, Malhun Hatun Ortaokulu, Osmangazi Ortaokulu ve Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’ nda 5., 6., 7. ve 8. Sınıflarda öğrenim gören 300 öğrenci oluşturmuştur. Örneklem, olasılık temelli örneklem türlerinden küme örnekleme yöntemi (basit tesadüfi örnekleme) kullanılarak oluşturulmuştur. Örneklem oluşturulurken okulların bulunduğu muhitlerin sosyo-ekonomik düzeyleri de dikkate alınmıştır. Veri toplama araçları 300 öğrenciye uygulanmış, cevapsız bırakılan sorular ve birden fazla seçenek işaretleme gibi hatalı formlar çalışma dışı bırakılmış, 224’ ü değerlendirmeye alınmıştır. Değerlendirmeye alınan öğrencilerin 97’ si erkek, 127’ si kızdır. 3.3. Verilerin Toplanması Araştırmada kullanılan verilerin toplanması için konu ile ilgili literatür taraması yapılmış, bu alanda bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar, tezler, makaleler, kitaplar ve konuyla ilgili resmi kurumların döküman ve içerikleri detaylı olarak incelenmiştir. Verilerin toplanmasında, araştırmacı tarafından geliştirilen anket ve ölçek teknikleri uygulanmıştır. Anket formu (EK-1), 40 sorudanve 3 bölümden oluşmuştur. Anket maddeleri, öğrenciler tarafından anlaşılabilecek şekilde, konu ile ilgili kaynaklar ve daha önce yapılmış araştırmalardan yararlanılarak hazırlanmıştır. Bu maddelerin doğruluk derecesini kontrol etmek amacıyla, uzman kanısına sunulmuştur. Maddelerin konuyla ilgisi, uyumu ve tutarlılığı uzman yargısıyla belirlenmiştir. Anketi, örneklem grubuna uygulamadan önce 40 öğrenciye ön uygulama çalışması yapılmıştır. Ön uygulama sonrasında aksaklıklar belirlenmiş, anlaşılmayan sorular yeniden gözden geçirilerek düzeltilmiştir. Anket formu 3 bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm, öğrencilere ilişkin; cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin eğitim durumu ve babanın eğitim durumu gibi konuyla ilişkilendirilecek soruların yer aldığı “demografik bilgileri” içermektedir. İkinci 47 bölüm, öğrencilere ilişkin; spor ile ilgilenme-ilgilenmeme durumu, spora ilgi oluşmasındaoluşmamasındaki faktörler, spora ilgi düzeyleri, spor lisansının olup-olmadığı, aile ve yakın çevrenin spora ilgi durumunun tespiti gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin, spora olan ilgi durumlarına ilişkin görüşlerini” içermektedir. Üçüncü bölüm ise öğrencilere ilişkin; medyayı takip etme sıklıkları, spora yönlendirmede hangi basının etkili olduğu, spor olaylarını nasıl takip ettikleri, spor haberlerini takip etme sıklıkları, spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin olup-olmadığı, medyanın tarafsız ve objektif olupolmadığı, medyada her branşa yer verilip-verilmediği, gençlerde spor kültürünün oluşmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, herhangi bir spor branşının popüler olmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, gazete okuma sıklıkları, gazetede okurken ilk olarak bakılan sayfa, gazetede takip edilen spor branşı, spor olaylarının takip ettikleri gazete, günlük televizyon izleme sıklıkları, televizyonda takip ettikleri program türü, televizyonda takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri kanallar, internet kullanım sıklığı, internette geçirilen zaman, interneti kullanım amaçları, internette takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri internet siteleri, radyo dinleme sıklıkları, radyo dinleme süreleri, radyoda takip edilen program türü gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin, medya ile olan ilişkilerine ilişkin görüşleri” şeklinde düzenlenmiştir. Diğer veri toplama aracı olarak, Spor Medyasının Etkisi Ölçeği (SMEÖ) (EK-2) kullanılmıştır. Ölçek, konu ile ilgili kaynaklar ve daha önce yapılmış araştırmalardan yararlanılarak geliştirilmiştir. Ölçek formu, öğrencilerin spor medyasına ilişkin görüşlerini “cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin eğitim durumu ve babanın eğitim durumu” gibi değişkenlere göre incelemek için oluşturulmuştur. Denemelik maddelerden oluşan veri toplama aracının ilk hali 26 maddeden oluşmuştur. Bu maddelerin doğruluk derecesini kontrol etmek amacıyla, uzmanın kanısına sunulmuştur. Maddelerin konuyla ilgisi, uyumu ve tutarlılığı uzman yargısıyla belirlenmiştir. Öğrencilerin görüşlerini almak için ‘Hiç Katılmıyorum (1)’, ‘Katılmıyorum (2)’, ‘Kısmen Katılıyorum (3)’, ‘Katılıyorum (4)’ ve ‘Tamamen Katılıyorum (5)’ olmak üzere beşli dereceleme ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçek, öğrencilerin spor medyasına yönelik görüşlerinin belirlemesi için çok olumludan çok olumsuza kadar sıralanmıştır. Buna göre görüşlere; (5) Tamamen Katılıyorum, (4) Katılıyorum, (3) Kısmen 48 Katılıyorum, (2) Katılmıyorum, (1) Hiç Katılmıyorum şeklinde puan verilmiştir. Araştırmada kullanılan ölçeğe uygun olarak elde edilen görüşlerin aritmetik ortalamaları değerlendirilirken; ‘Hiç Katılmıyorum: 1,00 - 1,79’, ‘Katılmıyorum: 1,80 - 2,59’, ‘Kısmen Katılıyorum: 2,60 - 3,39’, ‘Katılıyorum: 3,40 - 4,19’, ‘Tamamen Katılıyorum: 4,20 - 5,00’ aralıkları göz önünde bulundurulmuştur. 26 maddelik ölçeğin güvenirliğini ölçmek için ön deneme yapılmıştır. 2014-2015 EğitimÖğretim yılı güz döneminde 5., 6., 7. ve 8. sınıflarda öğrenim gören 130 öğrenciye uygulanmıştır. Ön-deneme uygulamasından sonra verilerin faktör analizine uygun olup olmadığı KMO ve Barlett testi ile incelenmiştir. Çalışma grubundan gelen verilerin faktör analizi için uygun olup olmadığı Kaiser-Mayer-Olkin (KMO) katsayısı ve Bartlett testi ile açıklanabilir (Büyüköztürk, 2014). Bu durumda, Bartlett testi sonucunun anlamlı çıkması ve KMO değerinin 0.50’den büyük çıkması beklenmektedir. Literatüre göre KMO değeri 0.60 orta, 0.70 iyi, 0.80 çok iyi, 0.90 mükemmel olarak kabul edilmektedir (Şeker ve ark., 2004). KMO’nun 0.60’dan yüksek, Barlett testinin de anlamlı çıkması verilerin faktör analizi için uygun olduğunu göstermekte (Tavşancıl, 2014; Büyüköztürk, 2014; Çokluk ve ark., 2012) olup, verilerin çok değişkenli normal dağılımdan geldiğini ve değişkenler arasında faktörleştirme tekniklerinin kullanılabileceğini ortaya koymaktadır (Büyüköztürk., Kalaycı ve De vellis’ den aktaran İlhan ve Esentürk, 2014). Bu iki değer Tablo 1’ de verilmiştir. Tablo 1. SMEÖ’ ye İlişkin KMO ve Bartlett Testi Sonuçları Örneklem Ölçüm Yeterliliği Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem Uyum Ölçüsü Bartlett Küresellik Testi x² sd P Değerler .721 914.667 207 .000 Tablo 1’ de görüldüğü gibi KMO (Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy) değeri 0.721’ dir. Bu değer kritik değer olarak kabul edilen 0.60 değerinin (Tezbaşaran, 2008; Tavşancıl 2014; Büyüköztürk, 2014; De Vellis, 2014) üzerinde ve iyi değerde olduğu söylenebilir. Aynı veriler için hesaplanan Barlett Küresellik Testi değeri ise 49 914.667 olup (P<0.001) düzeyinde manidardır. Barlett Sphericity testi verilerin çok değişkenli normal dağılımdan gelip gelmediğini kontrol etmek için kullanılabilecek istatistiksel bir tekniktir. Bu test sonucunda elde edilen Chi-Square test istatistiğinin anlamlı çıkması verilerin çok değişkenli normal dağılımdan geldiğinin göstergesidir (Kılıç Çakmak, Çebi ve Kan, 2014). Ölçeğin deneme formu verilerinin, faktör analizi yapmaya uygun olduğu görülmektedir. Ölçeğin yapı geçerliğine ilişkin kanıt toplama sürecinde ise, aynı yapıyı ölçen değişkenleri (maddeleri) bir araya toplayarak daha az sayıda değişken ile açıklamayı amaçlayan istatistiksel bir teknik olan Açımlayıcı Faktör Analizi kullanılmıştır (Büyüköztürk, 2014; De Vellis, 2014; Tezbaşaran, 2008). 26 maddeden oluşan ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek için açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Faktör analizi, ölçme aracının ölçtüğü değişkenlerin sayısını ve bunların her birinin testin bütününden elde edilen puanlara katkısını, ölçeğe ait maddelerin hangi faktörler altında ne kadar yüklere sahip olduğunu, testin ölçtüğü yapı ve yapıları ortaya çıkarmada kullanılabilecek bir analiz olarak tanımlanmıştır (Atılgan, Kan ve Doğan, 2011). Büyüköztürk (2012) ve Tavşancıl (2014)’ a göre maddelerin faktör içindeki taşıdıkları yük değerinin 0.30 değerinden yüksek olması gerekmektedir. Bu görüşler doğrultusunda çalışmada faktör yük değeri 0.30 olarak belirlenmiştir. Faktör analizinde aynı yapıyı ölçmeyen maddelerin çıkarılmasında aşağıdaki basamaklar izlenmiştir. Faktör analizi esnasında, hiçbir faktöre yük vermeyen ve binişik değere sahip 6 madde ölçekten çıkarılmış ve 20 madde ile ölçek son halini almıştır. Madde çıkarma sürecine bir maddenin iki faktör için yüksek yük değeri verdiğinde yük değerleri arasındaki farkın binişiklik yaratmaması için en az 0.10 olmasına dikkat edilmiştir (Büyüköztürk, 2014). Ölçekten madde çıkarımı yapılırken birer birer yapılmış, her defasında analiz tekrarlanarak boyutlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Uygulama sonucunda elde edilen veriler faktör analizi yapılarak 0.30’ un altında faktör yüküne sahip madde olup olmadığına bakılmış ve 6 madde elenerek, ölçek 2 alt boyutlu ve 20 madde olarak son halini almıştır. 50 Tablo 2. SMEÖ’ ye İlişkin Açımlayıcı Faktör Analizi Sonuçları Faktöreler 1 M1 M2 M3. M4. M5 M6 M7 M8 M9 M10 M11 M12 M13 M14 M15 M16 M17 M18 M19 M20 2 ,517 ,358 ,370 ,651 ,490 ,505 ,774 ,822 ,629 ,649 ,626 ,574 ,776 ,659 ,716 ,649 ,523 ,482 ,568 ,425 Yapılan araştırmada, ölçeğin güvenirliğini ölçmek için Cronbach Alfa katsayısına bakılmıştır. Bir ölçme aracının duyarlı, birbiriyle tutarlı ve kararlı ölçme sonuçları verebilme gücü (Tezbaşaran, 2008) olarak tanımlanan güvenirlik kavramı, değişik zamanlarda elde edilen cevaplar arasında tutarlık ve aynı zamanda elde edilen cevaplar arasında tutarlık olarak açıklanabilir. Karasar (2014)’a göre güvenirlik, aynı sürecin izlenmesi ve aynı ölçeğin kullanılmasıyla benzer sonuçların elde edilmesidir. Ölçeğin 130 kişiye uygulanmasında ortaya çıkan Cronbach Alfa katsayısı 0,810 bulunmuştur. Uzmanlara göre alfa katsayısı 0.80 ile 1 arasında ise ölçek yüksek güvenirliliğe sahiptir (Tavşancıl., Alpar., ve Büyüköztürk’ den aktaran İlhan ve Esentürk, 2014). Bu durumda geliştirilen ölçeğin güvenirliğinin yüksek olduğu görülmektedir. 51 Veri toplama araçlarını uygulamadan önce, soruların doğru ve içten cevaplanması için deneklere “ortaokul öğrencilerinin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisi” konusunda akademik bir çalışma yapıldığı söylenmiş ve araştırmanın öneminden bahsedilmiştir. Anket sonuçlarının gizli kalacağı konusunda gerekli açıklama yapılmış, ayrıca anketi cevaplayan kişinin isminin alınmayacağı belirtilmiştir (Şen, 2008). Anket, araştırmacı tarafından deneklere bizzat uygulanmış, anketle ilgili sorular uygulama esnasında cevaplandırılmıştır. Veri toplama araçlarını uygulamadan önce Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü kanalıyla Bilecik Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ nden izin alınmıştır (EK-3). 3.4. Verilerin Analizi Araştırma sonunda elde edilen veriler puanlanarak bilgisayarda veri girişi yapılmıştır. Daha sonra elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 21.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Ölçek geliştirme sürecinde, yapı geçerliğine ilişkin kapsam ve Faktör analizi uygulanmıştır. Yapı geçerliği sürecinde ise Açımlayıcı Faktör Analizi uygulanmıştır. Ölçme aracının güvenirliği ise Cronbach Alfa güvenirlik hesaplamaları dikkate alınarak hesaplanmıştır. Verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotları (Frekans, Yüzde, Ortalama, Standart sapma) kullanılmıştır. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında iki grup arasındaki fark için t-testi, ikiden fazla grup durumunda parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Tek Yönlü Varyans Analizi (One Way ANOVA) ve farklılığa neden olan grubun tespitinde Scheffe Testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular % 95 güven aralığında, % 5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. 52 BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUMLAR Bu bölümde; araştırmanın amaçları doğrultusunda belirlenen, veri toplama araçlarının analizleri sonucunda elde edilen bulgulara ve yorumlara yer verilmiştir. 4.1. Grubun Genel yapısına İlişkin Bilgiler Bu bölümde, öğrencilerin; cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin eğitim durumu ve babanın eğitim durumunu içeren soruların yer aldığı “demografik bilgiler”, spor ile ilgilenme-ilgilenmeme durumu, spora ilgi oluşmasında-oluşmamasındaki faktörler, spora ilgi düzeyleri, spor lisansının olup-olmadığı, aile ve yakın çevrenin spora ilgi durumunun tespiti gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin spora ilgi durumlarına ilişkin bilgiler” ile medyayı takip etme sıklıkları, spora yönlendirmede hangi basının etkili olduğu, spor olaylarını nasıl takip ettikleri, spor haberlerini takip etme sıklıkları, spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin olup-olmadığı, medyanın tarafsız ve objektif olupolmadığı, medyada her branşa yer verilip-verilmediği, gençlerde spor kültürünün oluşmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, herhangi bir spor branşının popüler olmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, gazete okuma sıklıkları, gazetede okurken ilk olarak bakılan sayfa, gazetede takip edilen spor branşı, spor olaylarının takip ettikleri gazete, günlük televizyon izleme sıklıkları, televizyonda takip ettikleri program türü, televizyonda takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri kanallar, internet kullanım sıklığı, internette geçirilen zaman, interneti kullanım amaçları, internette takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri internet siteleri, radyo dinleme sıklıkları, radyo dinleme süreleri, radyoda takip edilen program türü gibi soruların yer aldığı 53 “öğrencilerin, medyaya ilişkin görüşlerinin” frekans (ƒ) ve yüzde (%) dağılımlarına yer verilmiştir. 4.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular Bu bölümde, öğrencilerin; cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin eğitim durumu ve babanın eğitim durumu gibi bağımsız değişkenlere göre dağılımları verilmiştir. Tablo 3. Öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımı Erkek Kadın Toplam ƒ 97 127 224 % 43,3 56,7 100 Tablo 3 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 97’ sinin (% 43,3) erkek, 127’ sinin (% 56,7) ise kadın olduğu anlaşılmaktadır. Tablo 4. Öğrencilerin Yaşadıkları Yerlere Göre Dağılımı İl İlçe Köy Toplam ƒ 208 14 2 224 % 92,9 6,3 0,9 100 Tablo 4 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 208’ inin (% 92,9) ilde, 14’ ünün (% 6,3) ilçede, 2’ sinin (% 0,9) ise köyde yaşadığı dikkat çekmektedir. Tablo 5. Öğrencilerin Yaşa Göre Dağılımı 11 12 13 14 15 ve üstü yaş Toplam ƒ 47 49 68 56 4 224 % 21 21,9 30,4 25 1,8 100 Tablo 5 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 47’ sinin (% 21,0) 11 yaşında, 49’ unun (% 21,9) 12 yaşında, 68’ inin (% 30,4) 13 yaşında, 56’ sının (% 25,0) 14 yaşında, 4’ ünün (% 1,8) ise 15 yaş ve üstü olduğu görülmektedir. 54 Tablo 6. Öğrencilerin Sınıflarına Göre Dağılımı ƒ 56 55 57 56 224 5 6 7 8 Toplam % 25 24,6 25,4 25 100 Tablo 6 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 56’ sının (% 25,0) 5. Sınıf, 55’ inin (% 24,6) 6. Sınıf, 57’ sinin (% 25,4) 7. Sınıf, 56’ sının (% 25,0) 8. Sınıf olduğu görülmektedir. Tablo 7. Öğrencilerin Ailelerinin Aylık Gelir Dağılımı 750' den az 751-1.000 arası 1.001-2.000 arası 2.001-3.000 arası 3.001-4.000 arası 4.001 ve üstü Toplam ƒ 2 27 60 44 32 59 224 % 0,9 12,1 26,8 19,6 14,3 26,3 100 Tablo 7 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 2’ si (% 0,9) ailesinin aylık gelirinin 750 TL’den az olduğunu, 27’ si (% 12,1) ailesinin aylık gelirinin 751-1.000 TL arasında olduğunu, 60’ ı (% 26,8) ailesinin aylık gelirinin 1.001-2.000 TL arasında olduğunu, 44’ ü (19,6) ailesinin aylık gelirinin 2.001-3.000 TL arasında olduğunu, 32’ si (% 14,3) ailesinin aylık gelirinin 3.001-4.000 TL arasında olduğunu, 59’ u (% 26,3) ise ailesinin aylık gelirinin 4.001 ve üstünde olduğunu ifade etmiştir. Tablo 8. Öğrencilerin Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ƒ 7 79 36 65 33 4 224 Okuryazar değil İlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise mezunu Üniversite mezunu Lisansüstü mezunu Toplam % 3,1 35,3 16,1 29 14,7 1,8 100 Tablo 8 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 7’ si (% 3,1) annesinin okuryazar olmadığını, 79’ u (% 35,3) annesinin ilkokul mezunu olduğu, 36’ sı (% 16,1) annesinin 55 ortaokul mezunu olduğunu, 65’ i (% 29,0) annesinin lise mezunu olduğu, 33’ ü (% 14,7) annesinin üniversite mezunu olduğunu, 4’ ü (% 1,8) ise annesinin lisansüstü mezunu olduğu ifade etmiştir. Tablo 9. Öğrencilerin Babalarının Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ƒ 4 38 31 74 66 11 224 Okuryazar değil İlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise mezunu Üniversite mezunu Lisansüstü mezunu Toplam % 1,8 17 13,8 33 29,5 4,9 100 Tablo 9 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 4’ ü (% 1,8) babasının okuryazar olmadığını, 38’ i (% 17,0) babasının ilkokul mezunu olduğunu, 31’ i (% 13,8) babasının ortaokul mezunu olduğunu, 74’ ü (% 33,0) babasının lise mezunu olduğunu, 66’ sı (% 29,5) babasının üniversite mezunu olduğunu, 11’ i (% 4,9) ise babasının lisansüstü mezunu olduğunu ifade etmiştir. 4.1.2. Öğrencilerin Spora İlgi Durumlarına İlişkin Bulgular Bu bölümde, öğrencilerin; spor ile ilgilenme-ilgilenmeme durumu, spora ilgi oluşmasındaoluşmamasındaki faktörler, spora ilgi düzeyleri, spor lisansının olup-olmadığı, aile ve yakın çevrenin spora ilgi durumunun tespiti gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin spora ilgi durumlarına ilişkin bilgilerin dağılımlarına yer verilmiştir. Tablo 10. Öğrencilerin Spor Branşı İle İlgilenme Durumlarının Dağılımı ƒ 196 28 224 Evet Hayır Toplam % 87,5 12,5 100 Tablo 10 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 196’ sı (% 87,5) herhangi bir spor branşı ile ilgilendiğini, 28’ i (% 12,5) ise herhangi bir spor branşı ile ilgilenmediğini belirtmiştir. Bu sonuca göre araştırmaya katılan öğrencilerin spora ilgilerinin oldukça yüksek olduğu yorumu yapılabilir. 56 Tablo 11. Öğrencilerin İlgilendikleri Spor Branşı Dağılımı Atletizm Basketbol Badminton Bisiklet Boks Jimnastik Futbol Güreş Halter Hentbol Masa tenisi Tenis Voleybol Yüzme Uzakdoğu Diğerleri Toplam ƒ 23 61 27 48 8 12 78 4 0 10 34 26 63 45 12 4 196 % 10,3 27,2 12,1 21,4 3,6 5,4 34,8 1,8 0 4,5 15,2 11,6 28,1 20,1 5,4 1,8 87,5 Tablo 11 incelendiğinde 196 öğrenciden 23’ü (% 10,3) atletizm ile, 61’ i (% 27,2) basketbol ile, 27’ si (% 12,1) badminton ile, 48’ i (% 21,4) bisiklet ile, 8’ i (% 3,6) boks ile, 12’ si (% 5,4) cimnastik ile, 78’ si (% 34,8) futbol ile, 4’ ü (% 1,8) güreş ile, 10’ u (% 4,5) hentbol ile, 34’ ü (% 15,2) masa tenisi ile, 26’ sı (% 11,6) tenis ile, 63’ ü (% 28,1) voleybol ile, 45’ i (% 20,1) yüzme ile, 12’ si (% 5,4) uzakdoğu sporları ile, 4’ ü (% 1,8) de diğer spor branşları ile ilgilendiklerini belirtmişlerdir. Tabloda da görüldüğü gibi halter branşı ile ilgilenen öğrenci yoktur. Bu sonuca göre, öğrencilerin en çok ilgilendiği branşların; futbol, voleybol ve basketbol olduğunu söyleyebiliriz. Tablo 12. Öğrencilerin Spora İlgisinin Oluşmasındaki En Önemli Faktör Dağılımı Ailem ve akrabalarım Arkadaşlarım ve akranlar Çevre koşulları Beden eğitimi öğretmenim Beden eğitimi dersi Kitle iletişim araçları Beğendiğim sporcu veya sporcular Oturduğum semtteki spor salonu ve tesisleri Okul spor salonu ve tesisleri Toplam 57 ƒ 31 31 11 11 25 22 52 10 3 196 % 13,8 13,8 4,9 4,9 11,2 9,8 23,2 4,5 1,3 87,5 Tablo 12 incelendiğinde anketin 8. Sorusuna evet diyen öğrencilerin 31’ i (% 13,8) spora ilgisinin oluşmasındaki en önemli faktör olarak ailesi ve akrabalarını, 31’ i (% 13,8) arkadaşları ve akranlarını, 11’ i (% 4,9) çevre koşullarını, 11’ i (% 4,9) beden eğitimi öğretmenini, 25’ i (% 11,2) beden eğitimi dersini, 22’ si (% 9,8) kitle iletişim araçlarını, 52’ si (% 23,2) beğendiği sporcu veya sporcuları, 10’ u (% 4,5) okuduğu semtteki spor salonu ve tesisleri, 3’ ü (% 1,3) ise okul spor salonu ve tesisleri olduğunu ifade etmiştir. Bu sonuca göre, öğrencilerin spora ilgisinin oluşmasındaki en önemli faktörün, “beğendim sporcu veya sporcular” olduğu tespit edilmiştir. Örneklemin, beğendiği sporcu veya sporcuların hem spor hem de özel yaşamlarından etkilendiği ve onlar gibi olma isteklerinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu istek ve etkinin oluşmasındaki en önemli faktörün de medya olduğu söylenebilir. Tablo 13. Öğrencilerin Spora İlgisinin Oluşmamasındaki En Önemli Faktör Dağılımı Ailemin izin vermemesi Okul ve dersler dolayısı ile boş vaktimin olmaması Teşvik edici ve özendirici faaliyetlerin, organizasyonların yetersizliği Hastalığım nedeni ile spor yapamamam İlimizde yeterli spor salonu ve tesisin olmaması Okul başarıma olumsuz etkisinin olması Maddi imkânların yetersiz olması Spora ilgi duymuyorum Toplam ƒ 3 % 1,3 11 4,9 6 2,7 3 1,3 1 0,4 2 0 3 29 0,9 0 1,3 12,9 Tablo 13 incelendiğinde anketin 8. Sorusuna hayır diyen öğrencilerin 3’ ü (% 1,3) spora ilgi duymamasındaki en önemli faktör olarak ailesinin izin vermemesini, 11’ i (% 4,9) okul ve dersler dolayısıyla ile boş vaktinin olmamasını, 6’ sı (% 2,7) teşvik edici ve özendirici faaliyetlerin, organizasyonların yetersizliğini, 3’ ü (% 1,3) hastalığı nedeni ile spor yapamamasını, 1’ i (% 0,4) ilinde yeterli spor salonu ve tesisin olmamasını, 2’ si (% 0,9) okul başarısına olumsuz etkisinin olduğunu, 3’ ü (% 1,3) ise spora ilgi duymadığını belirtmiştir. 58 Tablo 14. Öğrencilerin Spora İlgi Düzeylerinin Dağılımı Seyirci olarak takip ediyorum Yarışmalara katılmadan yapıyorum Mahalli organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum Ulusal organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum Uluslararası organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum Toplam ƒ 62 69 % 27,7 30,8 55 24,6 33 14,7 5 2,2 224 100 Tablo 14 incelediğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 62’ si (% 27,7) spor ile seyirci olarak ilgilendiklerini, 69’ u (% 30,8) sporu, yarışmalara katılmadan yaptıklarını, 55’ i ( % 24,6) mahalli organizasyonlara katılacak düzeyde yaptıklarını, 33’ ü (% 14,7) ulusal organizasyonlara katılacak düzeyde yaptıklarını, 5’ i (% 2,2) ise uluslararası organizasyonlara katılacak düzeyde yaptıklarını ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrencilerin 162’ sinin spor yaptığını, 62’ sinin ise seyirci olarak spora katılım gösterdiğini söyleyebiliriz. Tablo 15. Öğrencilerin Aile ve Yakın Çevresinin Spora İlgi Dağılımı Annem Babam Kardeşlerim Akrabalarım Arkadaşlarım Hiç kimse yok Toplam ƒ 23 38 66 43 113 42 224 % 10,3 17 29,5 19,2 50,4 18,8 100 Tablo 15 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 23’ ü (% 10,3) annesinin herhangi bir spor branşıyla ilgilendiğini, 38’ i (% 17,0) babasının herhangi bir spor branşıyla ilgilendiğini, 66’ sı (% 29,5) kardeş/kardeşlerinin herhangi bir spor branşıyla ilgilendiğini, 43’ ü (% 19,2) akraba/akrabalarının herhangi bir spor branşıyla ilgilendiğini, 113’ ü (% 50,4) arkadaş/arkadaşlarının herhangi bir spor branşıyla ilgilendiğini, 42’ si (% 18,8) ise aile ve yakın çevresinde herhangi bir spor branşıyla ilgilenen kimsenin olmadığını belirtmiştir. 59 Tablo 16. Öğrencilerin Spor Kulübünde Lisansının Bulunma Dağılımı Evet Hayır Toplam ƒ 97 127 224 % 43,3 56,7 100 Tablo 16 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 97’ sinin (% 43,3) herhangi bir spor kulübünde lisansının olduğu, 127’ sinin (% 56,7) ise herhangi bir spor kulübünde lisansının olmadığı görülmektedir. 4.1.3. Öğrencilerin Medya İle Olan İlişkisine İlişkin Bulgular Bu bölümde, öğrencilerin; medyayı takip etme sıklıkları, spora yönlendirmede hangi basının etkili olduğu, spor olaylarını nasıl takip ettikleri, spor haberlerini takip etme sıklıkları, spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin olup-olmadığı, medyanın tarafsız ve objektif olup-olmadığı, medyada her branşa yer verilip-verilmediği, gençlerde spor kültürünün oluşmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, herhangi bir spor branşının popüler olmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, gazete okuma sıklıkları, gazetede okurken ilk olarak bakılan sayfa, gazetede takip edilen spor branşı, spor olaylarının takip ettikleri gazete, günlük televizyon izleme sıklıkları, televizyonda takip ettikleri program türü, televizyonda takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri kanallar, internet kullanım sıklığı, internette geçirilen zaman, interneti kullanım amaçları, internette takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri internet siteleri, radyo dinleme sıklıkları, radyo dinleme süreleri, radyoda takip edilen program türü gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin, medyaya ilişkin görüşlerinin dağılımlarına yer verilmiştir. Tablo 17. Öğrencilerin Medyayı Takip Etme Sıklığının Dağılımı Her gün Ara sıra Hafta sonları Hiç Toplam ƒ 77 121 25 1 224 % 34,4 54 11,2 0,4 100 Tablo 17 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 77’ si (% 34,4) medyayı her gün takip ettiğini, 121’ i (% 54,0) ara sıra takip ettiğini, 25’ i (% 11,2) hafta sonları takip 60 ettiğini, 1’ i (% 0,4) ise hiç takip etmediğini ifade etmiştir. Bu sonuca göre, örneklemi oluşturan tüm öğrencilerin medyayı takip ettiğini söyleyebiliriz. Tablo 18. Öğrencilerin Spora Yönlendirmesinde Basın-Yayın Organlarının Dağılımı ƒ 130 13 4 77 224 Görsel basın Yazılı basın İşitsel basın İnternet Toplam % 58 5,8 1,8 34,4 100 Tablo 18 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 130’ u (% 58) spora yönlendirmede görsel basının, 13’ ü (% 5,8) yazılı basının, 4’ ü (% 1,8) işitsel basının, 77’ si (% 34) ise internetin etkili olduğunu ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre öğrencilerin en fazla görsel basını ve interneti kullandıkları, yazılı basını ve işitsel basını kullanmadıkları söyleyebiliriz. Tablo 19. Öğrencilerin Spor Olaylarını Nasıl Takip Ettiklerinin Dağılımı ƒ 30 28 158 99 11 51 2 224 Günlük Haber Gazetesi Günlük Spor Gazetesi Televizyon İnternet Radyo Yapıldığı Yerde (İzleyici Olarak) Takip Etmiyorum Toplam % 13,4 12,5 70,5 44,2 4,9 22,8 0,9 100 Tablo 19 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 30’ u (% 13,4) spor olaylarını günlük haber gazetesinden, 28’ i (% 12,5) günlük spor gazetesinden, 158’ i (% 70,5) televizyondan, 99’ u (% 44,2) internetten, 11’ i (% 4,9) radyodan, 51’ i (% 22,8) yapıldığı yerde (seyirci olarak), 2’ si (% 0,9) ise takip etmediklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre öğrencilerin, spor olaylarını çoğunlukla televizyon ve internetten takip ettiklerini söyleyebiliriz. Ayrıca anketin 16. ve 25. Sorularına verilen cevaplardan elde edilen verilerle bu sonuçlarla birleştirildiğinde öğrencilerin, düzenli gazete okuma alışkanlığının olmadığı ve bu alışkanlığın medyayı-spor medyasını takip ederken gazeteyi kullanma oranına yansıdığını söyleyebiliriz. 61 Tablo 20. Öğrencilerin Spor Haberlerini Takip Etme Sıklıklarının Dağılımı Her gün Ara sıra Hafta sonları Hiç izlemem Toplam ƒ 58 119 30 17 224 % 25,9 53,1 13,4 7,6 100 Tablo 20 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 58’ i (% 25, 9) spor haberlerini her gün takip ettiklerini, 119’ u (% 53,1) ara sıra takip ettiklerini, 30’ u (% 13,4) hafta sonları takip ettiklerini, 17’ si (% 7,6) ise spor haberlerini hiç takip etmediklerini ifade etmişleridir. Bu sonuca göre, öğrencilerin büyük çoğunluğunun (% 92,4) spor haberlerini takip ettiğini söyleyebiliriz. Tablo 21. Öğrencilerin Hangi Spor Branşına Ait Haberleri Daha Çok Takip Ettiklerinin Dağılımı Atletizm Basketbol Badminton Bisiklet Boks Jimnastik Futbol Güreş Halter Hentbol Masa tenisi Tenis Voleybol Yüzme Uzakdoğu Diğerleri Takip Etmiyorum Toplam ƒ 21 63 24 30 11 18 120 4 5 8 25 38 73 49 10 5 4 224 % 9,4 28,1 10,7 13,4 4,9 8 53,6 1,8 2,2 3,6 11,2 17 32,6 21,9 4,5 2,2 1,8 100 Tablo 21 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 21’ i (% 9,4) medyada atletizm branşını ait haberleri, 63’ ü (% 28,1) basketbol branşına ait haberleri, 24’ ü (% 10,7) badminton branşına ait haberleri, 30’ u (% 13,4) bisiklet branşına ait haberleri, 11’ i (% 4,9) boks branşına ait haberleri, 18’ i (% 8) cimnastik branşına ait haberleri, 120’ si (% 53,6) futbol branşına ait haberleri, 4’ ü (% 1,8) güreş branşına ait haberleri, 5’ i (% 2,2) 62 halter branşına ait haberleri, 8’i (% 3,6) hentbol branşına ait haberleri, 25’ i (% 11,2) masa tenisi branşına ait haberleri, 38’ i (% 17) tenis branşına ait haberleri, 73’ ü (% 32,6) voleybol branşına ait haberleri, 49’ u (% 21,9) yüzme branşına ait haberleri, 10’ u (% 4,5) uzakdoğu sporlarına ait haberleri, 5’ i (% 2,2) diğer spor branşlarına ait haberleri takip ettikleri görülmüştür. 4 (% 1,8) öğrenci ise herhangi bir spor branşına haberleri takip etmemektedir. Bu sonuca göre öğrencilerin en çok; futbol, voleybol ve basketbol branşlarına ait haberleri takip ettiklerini, diğer spor branşlarıyla ilgili haberlere ilgi göstermediklerini söyleyebiliriz. Tablo 22. Öğrencilerin Spor Yapma İsteğinde Medyanın Etki Durumunun Dağılımı Evet Hayır Toplam ƒ 185 39 224 % 82,6 17,4 100 Tablo 22 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 185’ i (% 82,6) spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin olduğunu, 39’ u (% 17,4) ise spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin olmadığını ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, anketin 8. Sorusuna verdikleri cevaplarla sporla ilgilendikleri tespit edilen 196 öğrencinin, 185’ inin spor yapmış olmasında ya da spor yapmasında medyanın etkisinin çok yüksek düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Tablo 23. Öğrencilerin “Medyanın, Tarafsız ve Objektif Olduğunu Düşünüyor musunuz? Sorusuna İlişkin Dağılımı Evet Hayır Toplam ƒ 52 172 224 % 23,2 76,8 100 Tablo 23 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 52’ si (% 23,2) medyanın, tarafsız ve objektif olduğunu düşünürken, 172’ si (% 76,8) medyanın, tarafsız ve objektif olduğunu düşünmemektedir. 63 Tablo 24. Öğrencilerin “Medyada, Her Branşa Yeteri Kadar Yer Verildiğini Düşünüyor musunuz?” Sorusuna İlişkin Dağılımı Evet Hayır Toplam ƒ 104 120 224 % 46,4 53,6 100 Tablo 24 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 104’ ü (% 46,4) medyada her branşa yeteri kadar yer verildiğini belirtirken, 120’ si (% 53,6) ise medyada her branşa yeteri kadar yer verilmediğini belirtmiştir. Tablo 25. Öğrencilerin “Spor Kültürünün Oluşmasında Medyanın Etkisi Var mıdır?” Sorusuna İlişkin Dağılımı Evet Hayır Toplam ƒ 194 30 224 % 86,6 13,4 100 Tablo 25 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 194’ ü (% 86,6) spor kültürünün oluşmasında medyanın etkisinin olduğunu bildirirken, 30’ u (% 13,4) da spor kültürünün oluşmasına medyanın etkisinin olmadığını bildirmiştir. Bu sonuca göre, anketin 8. sorusuna verdikleri cevaplarla sporla ilgilendikleri tespit edilen 196 öğrenciden 194’ ünde spor kültürünün oluştuğunu ve bu kültürün oluşmasındaki en önemli faktörün medya olduğunu söyleyebiliriz. Tablo 26. Öğrencilerin “Spor Branşlarının Popüler Olmasında Medyanın Etkisi Var mıdır?” Sorusuna İlişkin Dağılımı Evet Hayır Toplam ƒ 196 28 224 % 87,5 12,5 100 Tablo 26 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 196’ sı (% 87,5) spor branşlarının popüler olmasında medyanın etkisinin olduğunu ifade ederken, 28’ i (% 12,5) ise spor branşlarının popüler olmasında medyanın etkisinin olmadığını ifade etmiştir. 64 Tablo 27. Öğrencilerin Gazete Okuma Sıklıklarının Dağılımı Her gün Ara sıra Nadiren Hiç Toplam ƒ 17 108 78 20 223 % 7,6 48,2 34,8 8,9 99,5 Tablo 27 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 17’ si (% 7,6) her gün gazete okuduğunu, 108’ i (% 48,2) ara sıra gazete okuduğunu, 78’ i (% 34,8) nadiren gazete okuduğunu belirtirken, 20’ si (% 8,9) ise hiç gazete okumadığını belirtmiştir. Bu sonuca göre öğrencilerin, düzenli gazete okuma alışkanlıklarının olmadığını, 16. ve 17. sorulardan elde edilen veriler doğrultusunda da, medyayı ve spor medyasını takip ederken gazeteyi, kararı etkileyecek seviyede tercih etmediklerini söyleyebiliriz. Tablo 28. Öğrencilerin Gazete Okurken Baktıkları İlk Sayfanın Dağılımı Birinci sayfa Ekonomi sayfası Magazin sayfası Spor sayfası Siyaset sayfası Kültür-sanat sayfası Takip etmiyorum Toplam ƒ 52 3 42 92 3 21 11 224 % 23,2 1,3 18,8 41,1 1,3 9,4 4,9 100 Tablo 28 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 52’ si (% 23,2) gazete okurken birinci sayfaya baktığını, 3’ ü (% 1,3) ekonomi sayfasına baktığını, 42’ si (% 18,8) magazin sayfasına baktığını, 92’ si (% 41,1) spor sayfasına baktığını, 3’ ü (% 1,3) siyaset sayfasına baktığını, 21’ i (% 9,4) kültür-sanat sayfasına baktığını ifade etmiştir. 11’ i (% 4,9) ise gazete okumadığını ifade etmiştir. Bu sonuca göre öğrenciler, gazete okurken en çok; spor sayfasını, birinci sayfayı ve magazin sayfasını tercih ederken, diğer sayfaları tercih etmediklerini söyleyebiliriz. 65 Tablo 29. Öğrencilerin Gazete Okurken Takip Ettiği Spor Branşlarının Dağılımı Atletizm Basketbol Badminton Bisiklet Boks Jimnastik Futbol Güreş Halter Hentbol Masatenisi Tenis Voleybol Yüzme Uzakdoğu Diğerleri Takip Etmiyorum Toplam ƒ 19 62 13 18 8 10 128 3 3 9 14 23 62 34 7 3 13 224 % 8,5 27,7 5,8 8 3,6 4,5 57,1 1,3 1,3 4 6,3 10,3 27,7 15,2 3,1 1,3 5,8 100 Tablo 29 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 19’ u (% 8,5) gazete okurken atletizm branşına ait haberleri, 62’ si (% 27,7) basketbol branşına ait haberleri, 13’ ü (% 5,8) badminton branşına ait haberleri, 10’ u (% 4,5) bisiklet branşına ait haberleri, 8’ i (% 3,6) boks branşına ait haberleri, 18’ i (% 8) cimnastik branşına ait haberleri, 128’ i (% 57,1) futbol branşına ait haberleri, 3’ ü (% 1,3) güreş branşına ait haberleri, 3’ ü (% 1,3) halter branşına ait haberleri, 9’ u (% 4) hentbol branşına ait haberleri, 14’ ü (% 6,3) masa tenisi branşına ait haberleri, 23’ ü (% 10,3) tenis branşına ait haberleri, 62’ si (% 27,7) voleybol branşına ait haberleri, 34’ ü (% 15,2) yüzme branşına ait haberleri, 7’ si (% 3,1) uzakdoğu sporlarına ait haberleri, 3’ ü (% 1,3) diğer spor branşlarına ait haberleri takip ettikleri görülmüştür. 13 (% 5,8) öğrenci ise gazeteden herhangi bir spor branşına haberleri takip etmemektedir. Bu sonuca göre öğrenciler gazete okurken en çok; futbol, basketbol ve voleybol branşlarına ait haberleri takip etmektedirler. 66 Tablo 30. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri Gazete Dağılımı Fotomaç Fanatik Fotospor Milliyet Spor AçıkMertKorkusuz (AMK) Zaman Spor Cumhuriyet Spor HTSpor (Habertürk) Sabah Spor Hürriyet Spor Posta Spor Diğerleri Takip Etmiyorum Toplam ƒ 36 69 5 12 36 33 6 9 36 47 5 4 0 224 % 16,1 30,8 2,2 5,4 16,1 14,7 2,7 4 16,1 21 2,2 1,8 0 100 Tablo 30 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 36’ sı (% 16,1) spor olaylarını takip etmek için Fotomaç gazetesini, 69’ u (% 30,8) Fanatik gazetesini, 5’ i (% 2,2) Fotospor gazetesini, 12’ si (% 5,4) Milliyet gazetesinin spor sayfasından, 36’ sı (% 16,1) AçıkMertKorkusuz (AMK) gazetesinden, 33’ü (% 14,7) Zaman gazetesinin spor sayfasından, 6’ sı (% 2,7) Cumhuriyet gazetesinin spor sayfasından, 9’ u (% 4) Habertürk gazetesinin spor sayfasından, 36’ sı (% 16,1) Sabah gazetesinin spor sayfasından, 47’ si (% 21) Hürriyet gazetesinin spor sayfasından, 5’ i (2,2) Posta gazetesinin spor sayfasından, 4’ ü (% 1,8) ise diğer gazetelerin spor sayfalarından takip ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrenciler spor olaylarını en çok Fanatik, Hürriyet spor ve aynı oranlara sahip Fotomaç, AçıkMertKorkusuz (AMK) ve Sabah spordan takip etmektedir. Ayrıca öğrencilerin spor olaylarını, spor gazetelerinden takip ettiklerini söyleyebiliriz. Tablo 31. Öğrencilerin Günlük Ortalama Televizyon İzleme Sürelerinin Dağılımı ƒ 31 103 60 30 0 224 Her gün 1 saat ve daha az izlerim Her gün 1-2 saat izlerim Her gün 3-4 saat izlerim Her gün 4 saat ve üstü izlerim Hiç izlemem Toplam 67 % 13,8 46 26,8 13,4 0 100 Tablo 31 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 31’ i (% 13,8) televizyonu, her gün 1 saat ve daha az izlediğini, 103’ ü (% 46) her gün 1-2 saat izlediğini, 60’ ı (% 26,8) her gün 3-4 saat izlediğini, 30’ u (% 13,4) ise her gün 4 saat ve üstü izlediğini belirtmiştir. Tablo 32. Öğrencilerin Televizyonda Takip Ettikleri Programların Dağılımı ƒ 144 37 43 114 127 71 21 85 0 224 Diziler, Filmler Haber Programları Magazin Programları Spor Programları Yarışma Programları Sanat ve Kültür Programları Açık Oturum ve Tartışma Programları Gezi-Belgesel Programları Takip Etmiyorum Toplam % 64,3 16,5 19,2 50,9 56,7 31,7 9,4 37,9 0 100 Tablo 32 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 144’ü (% 64,3) televizyonda dizileri-filmleri takip ettiklerini, 37’ si (% 16,5) haber programlarını takip ettiklerini, 43’ ü (% 19,2) magazin programlarını takip ettiklerini, 114’ ü (% 50,9) spor programlarını takip ettiklerini, 127’ si (% 56,7) yarışma programlarını takip ettiklerini, 71’ i (% 31,7) sanat ve kültür programlarını takip ettiklerini, 21’ i (% 9,4) açık oturum ve tartışma programlarını takip ettiklerini, 85’ i (% 37,9) gezi-belgesel programlarını takip ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrenciler televizyonda en çok; dizileri-filmleri, yarışma programları ve spor programlarını takip etmektedirler. 68 Tablo 33. Öğrencilerin Televizyonda Yayınlanan Spor Programlarında Takip Ettikleri Spor Branşlarının Dağılımı Atletizm Basketbol Badminton Bisiklet Boks Jimnastik Futbol Güreş Halter Hentbol Masatenisi Tenis Voleybol Yüzme Uzakdoğu Diğerleri Takip Etmiyorum Toplam ƒ 24 67 15 18 11 12 134 5 4 9 17 32 76 38 6 3 3 224 % 10,7 29,9 6,7 8 4,9 5,4 59,8 2,2 1,8 4 7,6 14,3 33,9 17 2,7 1,3 1,3 100 Tablo 33 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 24’ ü (% 10,7) televizyonda atletizm branşına ait programları takip ettiklerini, 67’ si (% 29,9) basketbol branşına ait programları takip ettiklerini, 15’ i (% 6,7) badminton branşına ait programları takip ettiklerini, 18’ i (% 8) bisiklet branşına ait programları takip ettiklerini, 11’ i (% 4,9) boks branşına ait programları takip ettiklerini, 12’ si (% 5,4) cimnastik branşına ait programları takip ettiklerini, 134’ ü (% 59,4) futbol branşına ait programları takip ettiklerini, 5’ i (% 2,2) güreş branşına ait programları takip ettiklerini, 4’ ü (% 1,8) halter branşına ait programları takip ettiklerini, 9’ u (% 4) hentbol branşına ait programları takip ettiklerini, 17’ si (% 7,6) masa tenisi branşına ait programları takip ettiklerini, 32’ si (% 14,3) tenis branşına ait programları takip ettiklerini, 76’ sı (% 33,9) voleybol branşına ait programları takip ettiklerini, 38’ i (% 17) yüzme branşına ait programları takip ettiklerini, 6’ si (% 2,7) uzakdoğu sporlarına ait programları takip ettiklerini, 3’ ü (% 1,3) ise diğer spor branşlarına ait programları takip ettiklerini belirtmişlerdir. 3’ ü (% 1,3) ise televizyonda herhangi bir spor branşına ait programları takip etmediklerini belirtmiştir. Bu sonuca göre, öğrenciler televizyonda en çok; futbol, voleybol ve basketbol branşlarına ait programları takip etmektedirler. 69 Tablo 34. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri Kanal Dağılımı NTV Spor Show Tv TRT Spor Kanal D Star Tv FB Tv BJK Tv GS Tv Eurosport Tv8 Lig Tv Sports Tv ATV Diğerleri Takip Etmiyorum Toplam ƒ 183 28 63 21 28 68 19 48 11 15 45 23 23 5 2 224 % 81,7 12,5 28,1 9,4 12,5 30,4 8,5 21,4 4,9 6,7 20,1 10,3 10,3 2,2 0,9 100 Tablo 34 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 183’ ü (% 81,7) televizyonda yayınlanan spor olaylarını NTV Spor’ dan takip ettiğini, 28’ i (% 12,5) Show Tv’ den takip ettiğini, 63’ ü (% 28,1) TRT Spor’ dan takip ettiğini, 21’ i (% 9,4) Kanal D’ den takip ettiklerini, 28’ i (% 12,5) Star Tv’ den takip ettiğini, 68’ i (% 30,4) FB Tv’ den takip ettiğini, 19’ u (% 8,5) BJK Tv’ den takip ettiğini, 48’ i (% 21,4) GS Tv’ den takip ettiğini, 11’ i (% 4,9) Eurosport’ dan takip ettiğini, 15’ i (% 6,7) Tv 8’ den takip ettiğini, 45’ i (% 20,1) Lig Tv’ den takip ettiğini, 23’ ü (% 10,3) Sports Tv’ den takip ettiğini, 23’ ü (% 10,3) ATV’ den takip ettiğini, 5’ i (% 2,3) diğer kanallardan takip ettiğini belirtmiştir. 2’ si (% 0,9) ise televizyonda yayınlanan spor programlarını takip etmediğini belirtmiştir. Bu sonuca göre, öğrenciler televizyondaki spor olaylarını en çok; NTV Spor, FB Tv ve TRT Spor’ dan takip etmektedir. Ayrıca öğrencilerin televizyonda yayınlanan spor olaylarını, spor kanallarından takip ettiklerini söyleyebiliriz. Tablo 35. Öğrencilerin İnternet Kullanım Sıklığının Dağılımı Her gün Ara sıra Nadiren Yalnızca Hafta sonları Hiç Toplam ƒ 122 75 19 7 1 224 70 % 54,5 33,3 8,3 3,5 0,4 100 Tablo 35 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 122’ i (% 54,5) interneti her gün kullandıklarını, 75’ i (% 33,3) ara sıra kullandıklarını, 19’ u (% 8,3) nadiren kullandıklarını, 7’ si (% 3,5) yalnızca hafta sonları kullandıklarını ifade etmişlerdir. 1’ i (% 0,4) ise interneti hiç kullanmadığını ifade etmiştir. Tablo 36. Öğrencilerin İnternette Geçirilen Zaman Dağılımı ƒ 51 96 36 35 5 1 224 1 saat ve daha az 1-2 saat 2-3 saat 3 saat ve daha fazla Yalnızca hafta sonları Hiç kullanmıyorum Toplam % 22,8 42,9 16,1 15,6 2,2 0,4 100 Tablo 36 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 51’ i (% 22,8) internette 1 saat ve daha az zaman geçirdiğini, 96’ sı (% 42,9) 1-2 saat zaman geçirdiğini, 36’ sı (% 16, 1) 2-3 saat zaman geçirdiğini, 35’ i (% 15,6) 3 saat ve daha fazla zaman geçirdiğini, 5’ i (% 2,2) yalnızca hafta sonları zaman geçirdiğini belirtmiştir. 1’ i (% 0,4) ise internetti kullanmadığını belirtmiştir. Tablo 37. Öğrencilerin İnterneti Kullanım Amaçlarının Dağılımı Ders ve eğitim İletişim Oyun Haber Sosyal Medya Tv-Dizi Spor olayları Diğerleri Kullanmıyorum Toplam ƒ 81 63 89 25 143 24 64 2 1 224 % 36,2 28,1 39,7 11,2 63,8 10,7 28,6 0,9 0,4 100 Tablo 37 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 81’ i (% 36,2) interneti ders ve eğitim amaçlı kullandıklarını, 63’ ü (% 28,1) iletişim amaçlı kullandıklarını, 89’ u (% 39,7) oyun amaçlı kullandıklarını, 25’ i (% 11,2) haberleri takip etmek amacıyla kullandıklarını, 143’ ü (% 63,8) sosyal medya amaçlı kullandıklarını, 24’ ü (% 10,7) tv-dizi izlemek amacıyla kullandıklarını, 64’ ü (% 28,6) spor olaylarını takip etmek amacıyla 71 kullandıklarını, 2’ si (% 0,9) ise diğer amaçlar için kullandıklarını ifade etmişlerdir., 1’ i (% 0,4) ise interneti kullanmadığını ifade etmiştir. Bu sonuca göre öğrenciler, interneti en çok; sosyal medya, oyun, ders ve eğitim amaçlı kullandığını, spor olaylarını ise internetten ziyade gazete, televizyon ve radyodan takip ettiklerini söyleyebiliriz. Tablo 38. Öğrencilerin İnternette Takip Ettikleri Spor Olaylarının Branşlara Göre Dağılımı Atletizm Basketbol Badminton Bisiklet Boks Jimnastik Futbol Güreş Halter Hentbol Masatenisi Tenis Voleybol Yüzme Uzakdoğu Diğerleri Takip Etmiyorum Toplam ƒ 27 65 18 23 10 11 119 4 5 9 16 32 68 38 9 3 4 224 % 12,1 29 8 10,3 4,5 4,9 53,1 1,8 2,2 4 7,1 14,3 30,4 17 4 1,3 1,8 100 Tablo 38 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 27’ si (% 12,1) internette atletizm branşına ait haberleri takip ettiklerini, 65’ i (% 29) basketbol branşına ait haberleri takip ettiklerini, 18’ i (% 8) badminton branşına ait haberleri takip ettiklerini, 23’ ü (% 10,3) bisiklet branşına ait haberleri takip ettiklerini, 10’ u (% 4,5) boks branşına ait takip haberleri ettiklerini, 11’ i (% 4,9) cimnastik branşına ait haberleri takip ettiklerini, 119’ u (% 53,1) futbol branşına ait haberleri takip ettiklerini, 4’ ü (% 1,8) güreş branşına ait haberleri takip ettiklerini, 5’ i (% 2,2) halter branşına ait haberleri takip ettiklerini, 9’ u (% 4) hentbol branşına ait haberleri takip ettiklerini, 16’ sı (% 7,1) masa tenisi branşına ait haberleri takip ettiklerini, 32’ si (% 14,3) tenis branşına ait haberleri takip ettiklerini, 68’ i (% 30,4) voleybol branşına ait haberleri takip ettiklerini, 38’ i (% 17) yüzme branşına ait haberleri takip ettiklerini, 9’ u (% 4) uzakdoğu sporlarına ait haberleri takip ettiklerini, 3’ ü (% 1,3) ise diğer spor branşlarına ait haberleri takip ettiklerini ifade etmişlerdir. 4’ ü (% 1,8) ise internette herhangi bir spor branşına ait haberleri takip etmediklerini ifade 72 etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrenciler internette en çok; futbol, voleybol, basketbol, branşlarına ait haberleri takip etmektedirler. Tablo 39. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri İnternet Sitelerinin Dağılımı NtvSpor Ajansspor Sporx Spor3 Hürriyet Milliyet Sabah Zaman Cumhuriyet Fenerbahçe Beşiktaş Galatasaray Federasyon web siteleri Diğerleri Takip Etmiyorum Toplam ƒ 143 14 20 11 24 12 13 10 4 65 22 51 58 9 4 224 % 63,8 6,3 8,9 4,9 10,7 5,4 5,8 4,5 1,8 29 9,8 22,8 25,9 4 1,8 100 Tablo 39 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 143’ ü (% 63,8) internette yayınlanan spor olaylarını www.ntvspor.net’ ten takip ettiğini, 14’ ü (% 6,3) www.ajansspor.com’ dan takip ettiğini, 20’ si (% 8,9) www.sporx.com’ dan takip ettiğini, 11’ i (% 4,9) www.spor.haber3.com’dan takip ettiğini, 24’ ü (% 10,7) www.hurriyet.com.tr’ den takip ettiğini, 12’ si (% 5,4) www.milliyet.com.tr’ den takip ettiğini, 13’ ü (% 5,8) www.sabah.com.tr’ den takip ettiğini, 10’ u (% 4,5) www.zaman.com.tr’ den takip ettiğini, 4’ ü (% 1,8) www.cumhuriyet.com.tr’ den takip ettiğini, 65’ i (% 29) www.fenerbahce.org’ dan takip ettiğini, 22’ si (% 9,8) www.bjk.com.tr’ den takip ettiğini, 51’ i (% 22,8) www.galatasaray.org’ dan takip ettiğini, 58’ i (% 25,9) federasyonların resmi internet sitelerinden takip ettiğini, 9’ i (% 2,3) diğer internet sitelerinden takip ettiğini belirtmiştir. 4’ ü (% 1,8) ise internette yayınlanan spor olaylarını takip etmediğini belirtmiştir. Bu sonuca göre, öğrenciler internette yayınlanan spor olaylarını en çok; “www.ntvspor.net” , “www.fenerbahce.org” ve federasyonların resmi internet sitelerinden takip ettiği görülmüştür. 73 Tablo 40. Öğrencilerin Radyo Dinleme Sıklıklarının Dağılımı Her gün Ara sıra Nadiren Yalnızca Hafta Sonları Hiç Toplam ƒ 8 45 83 35 53 224 % 3,6 20,1 37,1 15,6 23,7 100 Tablo 40 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 8’ i (% 3,6) radyoyu her gün dinlediklerini, 45’ i (% 20,1) ara sıra dinlediklerini, 83’ ü (% 37,1) nadiren dinlediklerini, 35’ i (% 15,6) yalnızca hafta sonları dinlediklerini ifade etmişlerdir. 53’ ü (% 23,7) ise radyoyu hiç dinlemediklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrencilerin radyoya ilgisinin az olduğunu, televizyon, gazete ve internete oranla radyoyu daha az kullanmayı tercih ettiklerini söyleyebiliriz. Tablo 41. Öğrencilerin Ortalama Radyo Dinleme Sürelerinin Dağılımı 1 saat ve daha az 1-2 saat 2-3 saat 3 saat ve daha fazla Yalnızca hafta sonları Hiç Toplam ƒ 112 25 2 2 30 53 224 % 49,9 11,2 0,9 0,9 13,4 23,8 100 Tablo 41 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 112’ si (% 49,9) radyoyu 1 saat ve daha az sürede dinlediklerini, 25’ i (% 11,2) 1-2 saat dinlediklerini, 2’ si (% 0,9) 2-3 saat dinlediğini, 2’ si (% 0,9) 3 saat ve daha fazla sürede dinlediklerini, 30’ u (% 13,4) yalnızca hafta sonları dinlediğini ifade etmişlerdir. 53’ ü (% 23,8) ise radyo dinlemediklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrencilerin radyo dinleme sürelerinin az olduğunu, televizyon, gazete ve internete oranla radyo kullanmayı tercih etmediklerini söyleyebiliriz. 74 Tablo 42. Öğrencilerin Radyoda Takip Ettikleri Programların Dağılımı ƒ 17 13 53 6 81 0 53 224 Haber programları Bilgi ve genel kültür yarışmaları Spor programları Kültür-sanat rogramları Müzik programları Açık oturum ve tartışma programları Takip etmiyorum Toplam % 7,6 4,1 23,7 1,6 35,6 0 27,4 100 Tablo 42 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 17’ si (% 7,6) radyoda yayınlanan haber programlarını takip ettiklerini, 13’ ü (% 4,1) bilgi ve genel kültür programlarını takip ettiklerini, 53’ ü (% 23,7) spor programlarını takip ettiklerini, 6’ sı (% 1,6) kültür-sanat programlarını takip ettiklerini, 81’ i (% 35,6) müzik programlarını takip ettiklerini ifade etmişleridir. Açık oturum ve tartışma programlarını takip etmeyen öğrencilerin 53’ ü (% 27,4) ise radyoda herhangi bir program takip etmediklerini ifade etmişleridir. Bu sonuca göre, öğrencilerin radyoda en çok; müzik programlarını, spor programlarını ve haber programlarını tercih ettikleri görülmüştür. 75 4.2. Spor Medyasının Etkisi Ölçeğinin (SMEÖ) Yüzde-Frekans Sonuçları Tablo 43’ de araştırmaya katılan 224 öğrencinin SMEÖ’ ye verdikleri cevapların yüzde (%) ve frekans (ƒ) dağılımları sunulmuştur. Tablo 43. SMEÖ’ nin Frekans (ƒ) ve Yüzde (%) Dağılımı Soru No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum ƒ % ƒ % 25 11,2 19 8,5 15 6,7 22 9,8 11 4,9 10 4,5 10 4,5 35 15,6 14 6,3 40 17,9 12 5,4 23 10,3 14 6,3 40 17,9 19 8,5 19 8,5 20 8,9 29 12,9 18 8 26 11,6 26 11,6 23 10,3 28 12,5 28 12,5 43 19,2 32 14,3 40 17,9 49 21,9 34 15,2 30 13,4 24 10,7 25 11,2 33 14,7 33 14,7 23 10,3 16 7,1 43 19,2 32 14,3 97 43,3 43 19,2 Kısmen Katılıyorum ƒ % 74 33 37 16,5 49 21,9 74 33 67 29,9 62 27,7 67 29,9 57 25,4 64 28,6 61 27,2 59 26,3 46 20,5 47 21 51 22,8 54 24,1 40 17,9 44 19,6 50 22,3 71 31,7 32 14,3 Katılıyorum ƒ 63 95 89 69 56 75 56 76 54 78 66 69 45 43 59 63 58 91 47 27 % 28,1 42,4 39,7 30,8 25 33,5 25 33,9 24,1 34,8 29,5 30,8 20,1 19,2 26,3 28,1 25,9 40,6 21 12,1 Tamamen Katılıyorum ƒ % 43 19,2 55 24,6 65 29 36 16,1 47 21 52 23,2 47 21 53 23,7 57 25,4 41 18,3 50 22,3 53 23,7 56 25 41 18,3 47 21 72 32,1 56 25 44 19,6 31 13,8 25 11,2 Tablo 43’ ün 1. maddesi incelendiğinde “Spor medyasının, davranış ve tutumlarım üzerinde olumlu etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 11,2, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8,5, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 33, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 28,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 2. maddesi incelendiğinde “Sporun kalkınmasında ve gelişmesinde spor medyasının etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 6,7, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 9,8, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 16,5, 76 ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 42,4, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 24,6 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 3. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, gençleri spora yönlendirir” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 4,9 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 4,5, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21,9, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 39,7, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 29 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 4. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, halka gerektiği kadar spor bilgisi aktarmaktadır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 4,5 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 15,6, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 33, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 30,8, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 16,1 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 5. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, yayın politikalarını belirlerken okuyucunun taleplerini dikkate almaktadır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 6,3, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 17,9, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 29,9, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 6. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, spor ve sporcular hakkında kamuoyunu etkilemektedir” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 5,4, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 10,3, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 27,7, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 33,5, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 23,2 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 7. maddesi incelendiğinde “Spor medyasının programları ve yayınları insanlar arasında dostluk ve barışı yaygınlaştırır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 6,3, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 17,9, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 29,9, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 8. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, futbol dışı branşların tanınmasına katkıda bulunuyor” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8,5, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8,5, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25,4, ‘katılıyorum’ 77 diyenlerin oranı % 33,9, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 23,7 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 9. maddesi incelendiğinde “Spor basınında görev yapanların, eğitiminin yeterli olduğuna inanıyorum” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8,9 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 12,9, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 28,6, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 24,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25,4 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 10. maddesi incelendiğinde “Spor medyasında yayınlanan bazı haberler ve programlar toplumda şiddete, gerginliğe ve heyecana sebep oluyor” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 11,6, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 27,2, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 34,8, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 18,3 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 11. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, ailemin ve akrabalarımın etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 11,6, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 10,3, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 26,3, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 29,5, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 22,3 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 12. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, arkadaşlarımın ve akranlarımın etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 12,5, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 12,5, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 20,5, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 30,8, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 23,7 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 13. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, beden eğitimi öğretmenimin etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 14,3, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 20,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 14. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, okul spor salonu ve tesislerin etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 17,9 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 21,9, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 22,8, 78 ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 18,3 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 15. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, çevre koşullarının (mahalle, semt) etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 15,2, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 13,4, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 24,1, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 26,3, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 16. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, beğendiğim sporcuların etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 10,7, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 11,2, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 17,9, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 28,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 32,1 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 17. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, ünlü bir sporcu olma isteğimin etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 14,7, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 14,7, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 19,6, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25,9, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 18 maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, televizyonun etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 10,3, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 7,1, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 22,3, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 40,6, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 19,6 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 19. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, gazetenin etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 14,3, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 31,7, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 13,8 olarak saptanmıştır. Tablo 43’ ün 20. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, radyonun etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 43,3 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2 ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 14,3, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 12,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 11,2 olarak saptanmıştır. 79 4.3. Araştırmanın Alt Amaçlarına İlişkin Bulgular Bu bölümde araştırmada yer alan alt amaçlara ilişkin bulgulara yer verilmiştir. 4.3.1. Araştırmanın Birinci Alt Amacına İlişkin Bulgular Araştırmanın birinci alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile cinsiyet değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için “İlişkisiz Gruplar için T-Testi” yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 44’ de verilmiştir. Tablo 44. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Cinsiyet Değişkenine Göre T-Testi Sonuçları Cinsiyet N Ortalama S Kız Erkek 127 97 68,5464 65,7795 13,43582 11,24046 Serbestlik Derecesi 222 t p 1,677 ,095 *p < 0.05 Öğrencilerin SMEÖ ortalamaları, cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir [t222 = 1,677; p >0.05]. 4.3.2. Araştırmanın İkinci Alt Amacına İlişkin Bulgular Araştırmanın ikinci alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile yaşadıkları yer değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 45’ de verilmiştir. Tablo 45. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Yaşadıkları Yer Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları Varyansın Kaynağı Gruplar arası Gruplar içi Toplam Kareler Toplamı 48,717 33622,171 33670,888 Serbestlik Kareler Derecesi Ortalaması 2 24,359 221 152,137 223 * p <0.05 80 F p ,160 ,852 Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile yaşadıkları yer arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır [F 2-221= ,160; p >0.05]. 4.3.3. Araştırmanın Üçüncü Alt Amacına İlişkin Bulgular Araştırmanın üçüncü alt amacı olan “Öğrencilerin SMEÖ ortalaması ile yaş değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 46’ da verilmiştir. Tablo 46. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Yaş Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları Varyansın Kaynağı Gruplar arası Gruplar içi Toplam Kareler Toplamı 948,265 32722,624 33670,888 Serbestlik Derecesi 4 219 223 Kareler Ortalaması 237,066 149,418 F p 1,587 ,179 * p <0.05 Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir [F 4-219= 1,587; p >0.05]. 4.3.4. Araştırmanın Dördüncü Alt Amacına İlişkin Bulgular Araştırmanın dördüncü alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile sınıf değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 47’ de verilmiştir. Tablo 47. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Sınıf Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları Varyansın Kaynağı Gruplar arası Gruplar içi Toplam Kareler Toplamı 795,428 32875,460 33670,888 Serbestlik Kareler Derecesi Ortalaması 3 265,143 220 149,434 223 * p <0.05 81 F p 1,774 ,153 Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile sınıf değişkeni arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. [F 3-220= 1,774; p >0.05] . 4.3.5. Araştırmanın Beşinci Alt Amacına İlişkin Bulgular Araştırmanın beşinci alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile ailenin aylık gelir değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 48’ de verilmiştir. Tablo 48. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Ailenin Aylık Gelir Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları Varyansın Kaynağı Gruplar arası Gruplar içi Toplam Kareler Toplamı 603,052 33067,836 33670,888 Serbestlik Derecesi 5 218 223 Kareler Ortalaması 120,610 151,687 F p ,795 ,554 * p <0.05 Öğrencilerin SMEÖ ortalaması, ailenin aylık geliri değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir [F 5-218=,795; p >0.05]. 4.3.6. Araştırmanın Altıncı Alt Amacına İlişkin Bulgular Araştırmanın altıncı alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile annenin eğitim durumu değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 49’ da verilmiştir. Tablo 49. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Annenin Eğitim Durumu Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları Varyansın Kaynağı Gruplar arası Gruplar içi Toplam Kareler Toplamı 1777,721 31893,168 33670,888 Serbestlik Derecesi 5 218 223 * p <0.05 82 Kareler Ortalaması 355,544 146,299 F p 2,430 ,036 Öğrencilerin SMEÖ ortalaması, annelerinin eğitim durumu değişkenine göre incelendiğinde; Okuryazar değil-İlkokul mezunu, Okuryazar değil-Ortaokul mezunu, Okuryazar değil-Lise mezunu, Okuryazar değil-Üniversite mezunu grupları arasında anlamlı bir farklılık gözlenmiştir. Bu sonuca göre öğrencilerin, annelerinin eğitim düzeylerinin yükselmesi ile spor medyasına yönelik görüşlerinde anlamlı ve olumlu yönde artış olduğu tespit edilmiştir. [F 5-218= 2,430; p <0.05]. 4.3.7. Araştırmanın Yedinci Alt Amacına İlişkin Bulgular Araştırmanın yedinci alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile babanın eğitim durumu değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? sorusunun analizi için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 50’ de verilmiştir. Tablo 50. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Görüşlerinin Babanın Eğitim Durumu Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları Varyansın Kaynağı Gruplar arası Kareler Toplamı 1932,761 Serbestlik Derecesi 5 Kareler Ortalaması 386,552 Gruplar içi 31738,127 218 145,588 Toplam 33670,888 223 F p 2,655 ,024 * p <0.05 Öğrencilerin SMEÖ ortalaması, babalarının eğitim durumu değişkenine göre incelendiğinde; Okuryazar değil-Lise mezunu, Okuryazar değil-Üniversite mezunu, İlkokul mezunu-Lise mezunu, İlkokul mezunu-Üniversite mezunu, Ortaokul mezunuİlkokul mezunu, Ortaokul mezunu-Okuryazar değil, Lise- Okuryazar değil, Lise- İlkokul mezunu grupları arasında anlamlı bir farklılık gözlenmiştir. Bu sonuca göre öğrencilerin, babalarının eğitim düzeyleri arttıkça spor medyasından etkilenme oranlarında artış olduğu saptanmıştır. [F 5-218= 2,655; p <0.05]. 83 BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER Bu bölümde; araştırmadan elde edilen sonuçlara ve bu sonuçlara ilişkin yapılan önerilere yer verilmiştir. 5.1. Sonuç Yapılan çalışmada, Bilecik ili merkezde yer alan ortaokullarda öğrenim gören öğrencilerin; demografik bilgileri, spora olan ilgi durumları ve medya ile olan ilişkilerine yönelik algı, düşünce ve görüşlerini tespit ederek, medyaya yönelik tutumlarının bazı değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma çerçevesinde ulaşılan sonuçları şu şekilde özetlemek mümkündür: 5.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Sonuçlar Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 97’ sinin (% 43,3) erkek, 127’ sinin (% 56,7) ise kadın olduğu tespit edilmiştir. Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 208’ inin (% 92,9) ilde, 14’ ünün (% 6,3) ilçede, 2’ sinin (% 0,9) ise köyde yaşadığı tespit edilmiştir. Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 47’ sinin (% 21,0) 11 yaşında, 49’ unun (% 21,9) 12 yaşında, 68’ inin (% 30,4) 13 yaşında, 56’ sının (% 25,0) 14 yaşında, 4’ ünün (% 1,8) ise 15 yaş ve üstü olduğu tespit edilmiştir. Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 56’ sının (% 25,0) 5. Sınıf, 55’ inin (% 24,6) 6. Sınıf, 57’ sinin (% 25,4) 7. Sınıf, 56’ sının (% 25,0) 8. Sınıf olduğu tespit edilmiştir. 84 Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 2’ sinin (% 0,9) ailesinin aylık gelirinin 750 TL’den az olduğu, 27’ sinin (% 12,1) ailesinin aylık gelirinin 751-1.000 TL arasında olduğu, 60’ ı (% 26,8) ailesinin aylık gelirinin 1.001-2.000 TL arasında olduğu, 44’ ünün (% 19,6) ailesinin aylık gelirinin 2.001-3.000 TL arasında olduğu, 32’ sinin (% 14,3) ailesinin aylık gelirinin 3.001-4.000 TL arasında olduğu, 59’ unun (% 26,3) ailesinin aylık gelirinin 4.001 ve üstünde olduğu tespit edilmiştir. Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 7’ sinin (% 3,1) annesinin okuryazar olmadığı, 79’ unun (% 35,3) annesinin ilkokul mezunu olduğu, 36’ sının (% 16,1) annesinin ortaokul mezunu olduğu, 65’ inin (% 29,0) annesinin lise mezunu olduğu, 33’ ünün (% 14,7) annesinin üniversite mezunu olduğu, 4’ ünün (% 1,8) annesinin lisansüstü mezunu olduğu tespit edilmiştir. Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 4’ ünün (% 1,8) babasının okuryazar olmadığı, 38’ inin (% 17,0) babasının ilkokul mezunu olduğu, 31’ inin (% 13,8) babasının ortaokul mezunu olduğu, 74’ ünün (% 33,0) babasının lise mezunu olduğu, 66’ sının (% 29,5) babasının üniversite mezunu olduğu, 11’ inin (% 4,9) babasının lisansüstü mezunu olduğu tespit edilmiştir. 5.1.2. Öğrencilerin Spora Olan İlgi Durumlarına İlişkin Sonuçlar Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin, 196’ sı (% 87,5) herhangi bir spor branşı ile ilgilenmekte, 28’ si (% 12,5) ise herhangi bir spor branşı ile ilgilenmemektedir. Spora ilgisi olan öğrenciler en çok; futbol (% 34,8), voleybol (% 28,1) ve basketbol (% 27,2) branşlarıyla ilgilenmekte ve bu ilginin oluşmasındaki en önemli faktörü; “beğendiği spor veya sporcular” (%23,5) olarak görmektedir. Herhangi bir spor branşıyla ilgilenmeyen öğrenciler ise spora ilgisinin oluşmamasındaki en önemli faktörü; “okul ve dersler nedeniyle boş vaktimin olmaması” (%4,9) şeklinde ifade etmişlerdir. Spora ilgisi olan 196 (% 87,5) öğrencinin 162’ si (% 72,3) spor yapmakta, 62’ si (% 27,7) ise spor yapmamaktadır. Spor yapanların en çok, % 30,8 ile “yarışmalara katılmadan spor yaptıkları”, spor yapmayan öğrencilerin % 27,7’ sinin ise sporu “seyirci olarak takip ettikleri” saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin, % 43,3’ ünün ise herhangi bir spor kulübünde 85 lisanslı olarak spor yaptıkları tespit edilmiştir. Öğrenciler, aile ve yakın çevresinde; % 50,4 ile en çok “arkadaşlarının” spor ile ilgilendiğini belirtmişlerdir. 5.1.3. Öğrencilerin Medya İle Olan İlişkisine İlişkin Sonuçlar Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin % 54’ nün medyayı “ara sıra” , % 34,4 ‘ ünün ise “her gün” , % 11,2’ sinin ise “hafta sonları” takip ettiği saptanmıştır. Öğrencilerin, % 48,2’ si “ara sıra” gazete okuduğunu, % 41,1’ i gazete okurken tercih ettikleri ilk sayfanın “spor sayfası” olduğunu, gazete okurken en çok tercih ettikleri spor branşlarının; % 57,1 ile “futbol”, % 27,7 ile “voleybol ve basketbol” olduğunu, % 30,8’ inin ise spor olaylarını “Fanatik” gazetesinden takip ettikleri tespit edilmiştir. Öğrencilerin, % 46’ sının “her gün 1-2 saat” televizyon izlediğini, % 64,3’ ü televizyonda “dizi-filmleri” takip ettiklerini, televizyonda yayınlanan spor programlarında en çok tercih ettikleri spor branşlarının; % 59,8 ile “futbol”, % 33,9 ile “voleybol”, % 29,9 ile “basketbol” olduğunu, % 81,7’ sinin ise televizyondaki spor olaylarını “NTV Spor” kanalından takip ettikleri tespit edilmiştir. Öğrencilerin, % 54,5’ inin “her gün” internet kullandığı, % 42,9’ unun internette “ 1-2 saat” zaman geçirdiği, % 63,8’ inin interneti “sosyal medya” amaçlı kullandığı, internette takip ettikleri spor branşlarının; % 53,1 ile “futbol”, % 30,4 ile “voleybol”, % 29 ile “basketbol” olduğu, % 63, 8’ inin ise internette yayınlanan spor olaylarını “www.ntvspor.net” ten takip ettikleri tespit edilmiştir. Öğrencilerin, % 37,1’ inin “nadiren” radyo dinlediği, % 49,9’ unun ortalama radyo dinleme süresinin “1 saat ve daha az” olduğu, % 35,6 ‘ sı ise radyo dinlerken “müzik programlarını” tercih ettiği tespit edilmiştir. Öğrencilerin, % 58’ inin spora yönlendirmede “görsel basının” etkili olduğu, % 70, 5’ inin spor olaylarını “televizyondan” takip ettiği, % 53,1’ inin spor haberlerini “ara sıra” takip ettiği, örneklemin en çok; % 53,6 ile “futbol”, % 36,2 ile “voleybol”, % 28,1 ile basketbol branşlarına ait haberleri takip ettiği, % 82,6’ sına göre spor yapma isteğinde medyanın etkisinin olduğu, % 76,8’ ine göre medyanın, objektif ve tarafsız olmadığı, % 53,6’ sına göre medyada her branşa yeteri kadar yer verilmediği, % 86,6’ sına göre spor kültürünün 86 oluşmasında medyanın etkisinin olduğu, % 87,5’ ine göre spor branşlarının popüler olmasında medyanın etkisinin olduğu tespit edilmiştir. 5.1.4. Araştırmanın Alt Amaçlarına İlişkin Sonuçlar Bu çalışmanın amacı, Bilecik ili merkezde yer alan resmi ve özel ortaokullarda öğrenim gören öğrencilerin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisini tespit etmektir. Bu doğrultuda şu sonuçlara ulaşılmıştır: 1. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile cinsiyet değişkeni arasında anlamlı düzeyde farklılık saptanmamıştır. 2. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile yaşadıkları yer değişkeni arasında anlamlı düzeyde farklılık saptanmamıştır. 3. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile yaş değişkeni arasında anlamlı düzeyde farklılık saptanmamıştır. 4. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile sınıf değişkeni arasında anlamlı düzeyde farklılık saptanmamıştır. 5. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile ailenin aylık geliri değişkeni arasında anlamlı düzeyde farklılık saptanmamıştır. 6. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile annenin eğitim durumu değişkeni arasında anlamlı düzeyde farklılık saptanmıştır. 7. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile babanın eğitim durumu değişkeni arasında anlamlı düzeyde farklılık saptanmıştır. 5.2. Öneriler 1. Bu araştırma Bilecik ili merkezde yer alan ortaokullarda 5., 6., 7., ve 8. Sınıfta öğrenim gören öğrenciler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma, farklı illerde de uygulanabilir. Çıkan sonuçlar, elde edilen sonuçlarla karşılaştırılıp değerlendirme yapılabilir. 2. Araştırmada elde edilen bulguların daha sağlıklı şekilde genellenebilirliğini artırmak amacıyla araştırma daha büyük örneklem grupları üzerinde yapılabilir. 87 3. Bu araştırma, ortaokul öğrencilerini kapsadığından benzer araştırmalar lise ve yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere de uygulanabilir. Literatüre önemli katkılar sağlayabilir. 4. Medyanın olumlu etkilerinden sosyalleşme sürecinde faydalanılmalı, eğitici ve yönlendirici yayınlar ile öğrencilerin serbest zamanlarını etkin ve verimli kullanmaları teşvik edilmelidir. 5. Spor medyasının, üç büyük spor kulübü ve futbolun kıskacından kurtulması, tiraj ve reyting kaygısı göz etmeden tüm branşlara yer vermesi gerekmektedir. 6. Medya spora yönlendirmedeki etkisini göz önüne alarak, spor yayınlarının; bilgilendirici, teşvik edici, eğlendirici ve öğretici nitelikte olmasına özen göstermelidir. 7. Medyanın ve spor medyasının yapılan araştırmalardaki denekler aracılığıyla kendi durumunu tespit etmesi, eleştirmesi, doğru ve yanlışlarını ortaya koyması gerekmektedir. 88 KAYNAKÇA Ada, S., & Baysal, Z. N. (2012). Türk Eğitim Sistemi ve Etkili Okul Yönetimi. Ankara: Pegem. Adıgüzel, Y. (2001). Kültür Endüstrisi. Ankara: Şehir. Adıgüzel, Z. (2005) Sağlık Personeli- Vatandaş (Hasta) İletişiminin Niteliği ve İletişimi Etkileyen Faktörler. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Manisa. Anıl, İ. A. (2010). İşletmelerde İletişim Olgusu ve İletişim Sürecinde Dönüşüm. Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya. Arabacı, N. (2011). Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’nın (Abçida) Geliştirilmesi Ve Anne-Baba-Çocuk İletişiminin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Argın, F. S. (2013). Ortaokul ve Lise Öğrencilerinin Sosyal Medyaya İlişkin Tutumlarının İncelenmesi: Çekmeköy Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Aslan, H. (2015). Geleneksel Gazeteciliğin Çevrimiçi Gazeteciliğin Bir Sonucu Olarak Dönüşümü. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Atabeyoğlu, C. (1991). Türkiye'de Spor Yazarlığının 100. Yılı (1891-1991). İstanbul: Türkiye Spor Yazarları Derneği. Atalay, A. (2004). Spor, Medya ve Serbest Zaman. İstanbul: Beta. 89 Atılgan, H., Kan. A., & Doğan, N. (2011). Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme. Ankara: Anı. Aydede, C. (2004). Profesyonel Bir İlişki-Medya ve Halkla İlişkiler. İstanbul: Rota. Aydeniz, H. (2012). Medyayı Tanımak. İstanbul: Nakış. Büyüköztürk, Ş., Kılıç-Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2012). Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Pegem. Büyüköztürk, Ş. (2014). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı: İstatistik, Araştırma Deseni SPSS Uygulamaları ve Yorum. Ankara: Pegem. Cereci, S. (1996). Televizyonun Sosyolojik Boyutu. İstanbul: Şule. Çokluk, Ö., Şekercioğlu, G., & Büyüköztürk, Ş. (2012). Sosyal Bilimler İçin Çok Değişkenli İstatistik SPSS ve Lisrel Uygulamaları. Ankara: Pegem. Demirci, S. (1994). Ortaöğretim Öğrencilerinin Genel Akademik Yetenek Düzeyleri ve Yönelme. Yüksek Lisans Tezi, On dokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun. De Vellis, R. F. (2014). Ölçek Geliştirme: Kuram ve Uygulamalar. Tarık Totan (Ed.). Ankara: Nobel. Dökmen, Ü. (2008). İletişim Çatışmaları ve Empati. İstanbul: Remzi. Dönmezer, S. (1994). Toplumbilim. İstanul: Beta. Erdoğan, H. A. (2009). Günümüz İletişim Araçlarının Görünen ve Görünmeyen Yüzü: Türkiye Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Erdem, A. (2006). Tüketici Odaklı Bütünleşik Pazarlama İletişimi. Ankara: Nobel. Erdem, A. (2010). Elektornik Medya ve Yeni Bir Medya Olarak Sosyal Ağlar. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. 90 Gökçe, O. (2006). İletişim Bilimi. Ankara: Siyasal. Görücü, A. (2001). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında Okuyan Öğrencilerin Spor Yapma Amaçları ve Spora Yönlendirilmelerinde Etken Olan Faktörler. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya. Gösterişli, M. E. (2002). Spor Gazeteciliğinde Nesnellik: Fanatik, Fotomaç Spor Gazeteleri ve Star Gazetesi Köşe Yazıları İçerik Çözümlemesi. Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. Güngör, N. (2013). İletişime Giriş. Ankara: Siyasal. Gürüz, D. & Yaylacı, G. Ö. (2004). İletişimci Gözüyle İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul: Media Cat. Hellriegel, D., Jackson, S. E., & Slocum, W. J. (2002). Management. USA: SouthWestern Thompson Learning. Hiçyılmaz, E. (1985). Türkiye'de Spor Gazeteciliği ve Haberciliğinin Tarihi, Spor Basını ve Basında Spor, Hürriyet Vakfı Eğitim Yayınları, Seminer Tutanakları. Işık, Ö. (2010). Kitle İletişim Araçlarının Eğitime Etkileri Hakkında Yönetici, Öğretmen, Veli ve Öğrenci Görüşleri: Bir Durum Çalışması. Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniveristesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya. İlhan, E. (2009). Türk Spor Medyası’ nda Etik Değerler; Spor Yazarlarının Görüşleri. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. İlhan, E. L., & Esentürk, O. K. (2014). Zihinsel Engelli Bireylerde Sporun Etkilerine Yönelik Farkındalık Ölçeği (ZEBSEYFÖ) Geliştirme Çalışması. CBÜ Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 9(1), 19-36. İnuğur, N. (1992). Türk Basın Tarihi. İstanbul: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti. Karaküçük S., & Yenel F. (1997). Türk Sporunun Gelişmesi ve Topluma Yaygınlaştırılması Bakımından Basının Etkinliği. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2(2), 56-57. 91 Karaküçük, S., Yenel, F., & Yaman, M. (1996). Sporun Topluma Yaygınlaştırılması Bakımından Televizyon Spor Programlarının Etkinliği. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1(3), 44-56. Karasar, N (2004). Bilimsel Araştırma Yöntemi, Ankara: Nobel. Karasar, N. (2014). Bilimsel Araştırma Yönetemleri: Kavramlar, Teknikler ve İlkeler. Ankara: Nobel. Katırcı, H. (2012). Sporda Halkla İlişkiler ve Medyanın Rolü. N. Serdar Seven (Ed.), Spor ve Medya İlişkisi içinde (s. 38-56). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. Katmer, S. (2013). Yeni Eğitim Sisteminde (4+4+4) Ortaokul Yönetici ve Öğretmenlerin Karşılaştıkları İletişim Sorunları Üzerine Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Kaya, A.Y. (2000). Spor Basınının Kamusal Boyut ve İşlevleri. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi 1(10), 231-249. Kayri, M & Günüç, S. (2009). İnternet bağımlılık ölçeğinin Türkçe’ ye uyarlanması: Geçerlik ve güvenilirlik çalışması. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 42(1), 157-175. Kırmızı, H. (2003). Genel ve Teknik İletişim. Trabzon: Dilara. Kılıç Çakmak, E., Çebi, A., & Kan, A. (2014). E-öğrenme Ortamlarına Yönelik “Sosyal Bulunuşluk Ölçeği” Geliştirme Çalışması. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 14(2), 755-768. Koca, M. (2009). Kitle İletişim Araçlarının Eğitim Üzerine Etkisi (Sivas/ Merkez Meslek Liseleri Örneği). Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniveristesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas. Konukman, E. A. (2006). Medya ve Kültür: Son Dönem Televizyon Dizilerinin Yaşam Tarzı Üzerindeki İmgeleri. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. 92 Koparan, N. (2007). Medyanın Kadınlar Üzerindeki Etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Kovancı, A. (2001). Toplam Kalite Yönetimi. İstanbul: Sistem. Milli Eğitim Bakanlığı (2011). Gazetecilik. Radyo ve Televizyon Tarihi. Ankara: MEB. MEGEP. (2011). Gazetecilik, İletişim Süreci ve Türevi. Ankara: MEB. Mısırlı, Z. A. (2013). Ortaokul Öğrencilerinin Eğitim Teknolojisi Standartlarına İlişkin Yeterliklerinin İncelenmesi. Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir. Mutlu, E. (1998). İletişim Sözlüğü. Ankara: Ark. Mutlu, E. (2004). İletişim Sözlüğü. Ankara: Ankara Bilim ve Sanat. Özbey, Ç. (2011). İletişim Yetersizliği Olan Bireylere İletişim Becerilerini Kazandırmada “Resim Değiş-Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi” İle Yapılan Öğretimin Etkililiği Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Özdemir, M. (2009). İlköğretim Öğretmenlerinin Aile Değerleri Ve Medyanın Aile Değerlerine Etkisi Hakkındaki Görüşleri. Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Özgüven, İ, E. (2004), Görüşme İlke ve Teknikleri, Ankara: Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Eğitim Merkezi. Özkoçak, L. (2012). Spor Olayları ve Televizyon. N. Serdar Seven (Ed.), Spor ve Medya İlişkisi içinde (s. 64-82). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. Özsoy, S. (2007). Kamuoyunun Spor Medyasından Beklentilerinin Nitel Ve Nicel Yönden Değerlendirilmesi. Doktora Tezi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu. Öztürk, F. (1998). Toplumsal Boyutlarıyla Spor. Ankara: Bağırgan. 93 Polat, F. (2009). İş’te Aşkta Okulda İletişim Nasıl Kurulur. İstanbul: Avrupa Yakası. Potter, W. J. (2008). Media Literacy. Losangeles: Sage. Sağbaş, N. Ö. (2013). İletişim, Örgütsel İletişim Ve Okul Yönetimi (Güngören İlçesi Örneği). Yüksek Lisans Tezi, Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Sarı, Ü. (2006). Kitle Kültürü Ve Popüler Kültür Bağlamında, Kitle İletişim Araçlarının Kitle Kültürüne Etkileri: Örnek Olarak Popstar Türkiye Yarışması. Yüksek Lisans Tezi İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Şeker, H., Deniz S., & Görgen İ. (2004). Öğretmen Yeterlikleri Ölçeği. Milli Eğitim Dergisi, 164, 105-118. Şen, Ş. K. (2008). Ortaöğretim Öğrencilerinin Suça Yönelmesinde Kitle İletişim Araçlarının Rolü (İstanbul ili Bağcılar İlçesi Örneği). Yüksek Lisans Tezi, Beykent Üniveritesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Talimciler, A. (2003). Türkiye’de Futbol Fanatizmi Medya İlişkisi. İstanbul: Bağlam. Tavşancıl, E. (2014). Tutumların Ölçülmesi ve SPSS ile Veri Analizi. Ankara: Nobel. Tekiroğlu, M. (2013). Kitle İletişim Araçlarının 8. Sınıfta Okutulmakta Olan “Vatandaşlık Bilgisi ve Demokrasi Eğitimi” Dersine Etkilerinin Araştırılması ve Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir. Tezbaşaran, A. A. (2008). Likert Tipi Ölçek Geliştirme Kılavuzu. Ankara: Türk Psikologları Derneği. Toker, Y. (1999). Ben Spor Yazarı İken. İstanbul: Toker. Tokgöz, O. (2000). Temel Gazetecilik. Ankara: İmge. 94 Tutar, H., & Yılmaz, M. K. (2005). Genel İletişim: Kavramlar ve Modeller. Ankara: Seçkin. Tutar, H., Yılmaz, M. K., & Eroğlu. Ö. (2012). Genel İletişim. Ankara: Ümit. Türk Dil Kurumu. (2005). Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu. Usluata, A. (1984). İletişim. İstanbul: İletişim. Uzun, R. (2012). Türk Spor Medyasının Tarihsel Süreçleri. N. Serdar Seven (Ed.), Spor ve Medya İlişkisi içinde (s. 126-144). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. Uzun, R. (2001). Türkiye'de Spor Basını (1980-2000). Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Ülkü, E. Ç. (2011). Kitle İletişim Araçlarının Öğrencilerin Sınıf İçi Davranışlarına Etkisi Üzerine Öğretmen Görüşleri. Yüksek Lisans Tezi, On Sekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale. Williams, R. (2003). Televizyon, Teknoloji ve Kültürel Biçim. (A. U. Türkbağ, Çev.). Ankara: Dost. Yavuz, F. (2006) Terör Eylemlerinin Kitle İletişim Araçlarında Sunumu. Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniveristesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Yavuz, S. (2014). Şiddetin sosyo-kültürel kaynakları ve medya metinleri aracılığıyla sunumu : “Güneşi Beklerken” dizi filmdeki şiddet olgusunun içerik analizi yöntemi ile belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Yetim, A. (2011). Sosyoloji ve Spor. Ankara: Berikan. Yılmaz, N. (2007). Bilgi Toplumunda Okul ve Medya İlişkisi: Türkiye Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Zıllıoğlu, M. (2003). İletişim Nedir. İstanbul: Cem. Zıllıoğlu, M. (2010). İletişim nedir. İstanbul: Cem. 95 EKLER 96 EK 1. Anket Soruları ANKET ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNLENDİRİLMESİNDE MEDYANIN ETKİSİ (BİLECİK İLİ ÖRNEĞİ) Sayın Katılımcı; Bu araştırma yüksek lisans tezi için veri toplama amacı taşımaktadır. Anket formu sadece bu amaca yönelik olarak hazırlanmıştır. Sorulara verilecek cevapların tam ve eksiksiz olması araştırma sonuçlarını olumlu etkileyecektir. Ankette yer alan bulgular tamamen bilimsel sonuçlara ulaşmak için kullanılacaktır. Ölçek soruları cevaplandırılırken kendi isminiz dâhil herhangi bir isim belirtmeyiniz. Değerlendirmelerinizi uygun kutucuğa (X) şeklinde işaretleyiniz. Göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim. Banu Elif DORAN Yüksek Lisans Öğrencisi A. KİMLİK BİLGİLERİ 1.Cinsiyetiniz? ( ) Kadın ( ) Erkek 2.Yaşadığınız yer? ( ) İl ( ) İlçe ( ) Köy 3.Yaşınız? ( ) 11 ( ) 12 ( ) 13 ( ) 14 97 ( ) 15 ve üstü yaş 4. Sınıfınız? ()5 ()6 ()7 ()8 5. Ailenizin aylık net geliri kaç TL’ dir? ( ) 750’ den az ( ) 751-1.000 arası ( ) 2.001-3.00 arası ( ) 3.001- 4.000 arası ( ) 1.001- 2.000 arası ( ) 4.001 ve üstü 6. Annenizin eğitim durumu nedir? ( ) Okuryazar değil ( ) İlkokul mezunu ( ) Ortaokul mezunu ( ) Lise Mezunu ( ) Üniversite Mezunu ( ) Lisansüstü Mezunu 7. Babanızın eğitim durumu nedir? ( ) Okuryazar değil ( ) İlkokul mezunu ( ) Ortaokul mezunu ( ) Lise Mezunu ( ) Üniversite Mezunu ( ) Lisansüstü Mezunu B. KONU BİLGİLERİ 8. Herhangi bir spor branşı ile ilgileniyor musunuz? ( ) Evet ( ) Hayır 98 9. Yukarıdaki soruya cevabınız “evet veya kısmen” ise hangi spor branşı ileilgileniyorsunuz? ( ) Atletizm ( ) Basketbol ( ) Badminton ( ) Cimnastik ( ) Futbol ( ) Güreş ( ) Masa Tenisi ( ) Tenis ( ) Uzakdoğu Sporları ( ) Bisiklet ( ) Halter ( )Voleybol ( ) Boks ( ) Hentbol ( ) Yüzme ( ) Diğerleri (Belirtiniz) …………………… 10. “8. soruya cevabınız evet ise” spora ilginizin oluşmasında sizi yönlendiren en önemli faktör hangisidir? ( ) Ailem ve akrabalarım ( ) Arkadaşlarım ve akranlarım ( ) Çevre koşulları (semt, mahalle gibi) ( ) Beden eğitimi öğretmenim ( ) Beden eğitimi dersi ( ) Kitle iletişim araçları (televizyon, gazete, radyo ve internet vb.) ( ) Beğendiğim sporcu veya sporcular ( ) Oturduğum semtteki spor salonu ve tesisleri ( ) Okul spor salonu ve tesisleri 99 11. “8. Soruya cevabınız hayır” ise spora ilginizin oluşmamasındaki en önemli faktör hangisidir? ( ) Ailem izin vermemesi ( ) Okul ve dersler nedeniyle boş vaktimin olmaması ( ) Teşvik edici ve özendirici faaliyetlerin, organizasyonların yetersizliği ( ) Hastalığım nedeniyle spor yapamamam ( ) İlimizde yeterli spor salonu ve tesisin olmaması. ( ) Okul başarıma olumsuz etkisinin olması ( ) Maddi imkanlarım yetersiz olması ( ) Spora ilgi duymuyorum 12. Spora olan ilgi düzeyiniz nedir? ( ) Seyirci olarak takip ediyorum ( ) Yarışmalara katılmadan yapıyorum ( ) Mahalli organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum ( ) Ulusal organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum ( ) Uluslararası organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum 13. Ailenizde veya yakın çevrenizde herhangi bir spor branşı ile ilgilenen var mı? ( ) Annem ( ) Babam ( ) Kardeş(im)lerim ( ) Akrabalarım ( ) Arkadaş(ım)larım ( ) Hiç kimse yok 100 14.Herhangi bir spor kulübünde lisansınız var mı? ( ) Hayır ( ) Evet 15. Medyayı ( televizyon, gazete, radyo, internet vb.) takip etme sıklığınız nedir? ( ) Her gün ( ) Ara sıra ( ) Hafta sonları ( ) Hiç 16. Spora yönlendirmede hangi basın yolu daha etkilidir? ( ) Görsel Basın ( Televizyon vb.) ( ) Yazılı Basın ( Gazete, dergi vb.) ( ) İşitsel Basın ( Radyo vb.) ( ) İnternet 17.Spor olaylarını nasıl takip edersiniz? ( ) Günlük haber gazetesi ( ) Günlük spor gazetesi ( ) İnternet ( ) Televizyon ( ) Yapıldığı yerde (izleyici olarak) ( ) Radyo ( ) Takip Etmiyorum 18.Spor haberlerini ne sıklıkla takip edersiniz? ( ) Her gün ( ) Ara sıra ( ) Hafta sonları ( ) Hiç izlemem 19. Hangi spor branşına ait haberleri daha çok takip ediyorsunuz? ( ) Atletizm ( ) Basketbol ( ) Badminton ( ) Bisiklet ( ) Boks ( ) Cimnastik ( ) Futbol ( ) Güreş ( ) Halter ( ) Hentbol ( ) Masa Tenisi ( ) Tenis ( ) Voleybol ( ) Yüzme ( ) Uzakdoğu Sporları ( ) Takip Etmiyorum ( ) Diğerleri (Belirtiniz) …………………… 101 20. Spor yapma isteğinizde medyanın (televizyon, gazete, radyo ve internet vb.) etkisi oluyor mu? ( ) Evet ( ) Hayır 21. Medyanın, tarafsız ve objektif olduğunu düşünüyor musunuz? ( ) Evet ( ) Hayır 22. Medyada her branşa yeteri kadar yer verildiğini düşünüyor musunuz? ( ) Evet ( ) Hayır 23. Gençlerde spor kültürünün oluşmasında medyanın etkisi var mıdır? ( ) Evet ( ) Hayır 24. Spor branşlarının popüler olmasında medyanın etkisi var mıdır? ( ) Evet ( ) Hayır 25. Gazete okuma sıklığınız nedir? ( ) Her gün ( ) Ara sıra ( ) Nadiren ( ) Hiç 26. Herhangi bir gazeteyi okurken ilk olarak hangi sayfasına bakıyorsunuz? ( ) Birinci Sayfa ( ) Ekonomi Sayfası ( ) Magazin Sayfası ( ) Spor Sayfası ( ) Siyaset Sayfası ( ) Kültür-Sanat Sayfaları ( ) Takip Etmiyorum 102 27. Gazetede okuduğunuz spor haberlerinden, özellikle takip ettiğiniz spor branşı hangisidir? ( ) Atletizm ( ) Basketbol ( ) Badminton ( ) Bisiklet ( ) Boks ( ) Cimnastik ( ) Futbol ( ) Güreş ( ) Halter ( ) Hentbol ( ) Masa Tenisi ( ) Tenis ( ) Voleybol ( ) Yüzme ( ) Uzakdoğu Sporları ( ) Diğerleri (Belirtiniz) …………………… ( ) Takip Etmiyorum 28. Spor olaylarını takip ettiğiniz gazete hangisidir? ( ) Fotomaç ( ) Fanatik ( ) Milliyet Spor ( ) AMK ( Açık, Mert, Korkusuz Spor Gazetesi) ( ) Zaman Spor ( ) Fotospor ( ) Cumhuriyet Spor ( ) Sabah Spor ( ) HT Spor ( Habertürk) ( ) Posta Spor ( ) Hürriyet Spor ( ) Diğerleri ( Belirtiniz)………… ( ) Takip Etmiyorum 29. Günlük ortalama ne kadar televizyon izlersiniz? ( ) Her gün 1 saat ve daha az ( ) Her gün 3-4 saat izlerim 30. Televizyonda yayınlanan ( ) Hergün 1-2 saat izlerim ( ) Her gün 4 saat ve üstü ( ) İzlemiyorum programlardan özellikle hangisini takip ediyorsunuz? ( ) Diziler, filmler ( ) Haber programları ( ) Magazin programları ( ) Yarışma programları ( ) Gezi – Belgesel programları ( ) Spor programları ( ) Takip Etmiyorum 103 31. Televizyonda yayınlanan spor programlarından, özellikle hangi spor branşına ait programları izliyorsunuz? ( ) Atletizm ( ) Basketbol ( ) Cimnastik ( ) Futbol ( ) Masa Tenisi ( ) Badminton ( ) Güreş ( ) Tenis ( ) Uzakdoğu Sporları ( ) Bisiklet ( ) Halter ( ) Voleybol ( ) İzlemiyorum ( ) Boks ( ) Hentbol ( ) Yüzme ( ) Diğerleri (Belirtiniz) ………… 32. Spor olaylarını takip ettiğiniz kanal hangisidir? ( ) NTV Spor ( ) Show Tv ( ) TRT Spor ( ) Kanal D ( ) Star Tv ( ) FB Tv ( ) BJK Tv ( ) GS Tv ( ) Eurosport ( ) Tv8 ( ) Lig Tv ( ) Sports Tv ( ) ATV ( ) Takip Etmiyorum ( ) Diğerleri( Belirtiniz)…………… 33. İnterneti kullanım sıklığınız nedir? ( ) Her gün ( ) Ara sıra ( ) Nadiren ( ) Hiç 34. İnternete girdiğinizde ne kadar zaman geçiriyorsunuz? ( ) 1 saat ve daha az ( ) 1- 2 saat ( ) 2 -3 saat ( ) 3 saat ve daha fazla ( ) Yalnızca hafta sonları ( ) Hiç 35. İnterneti en çok hangi amaçlarla kullanıyorsunuz? ( ) Ders ve eğitim amaçlı ( ) İletişim ( ) Oyun ( ) Sosyal Medya ( Facebook, twitter, youtube vb.) ( ) Spor olayları ( ) Kullanmıyorum 104 ( ) Haber ( ) Tv-Dizi ( ) Diğerleri (Belirtiniz)……………… 36. İnternette yer alan spor haberlerinden, özellikle hangi spor branşına ait haberleri takip ediyorsunuz? ( ) Atletizm ( ) Basketbol ( ) Cimnastik ( ) Futbol ( ) Masa Tenisi ( ) Yüzme ( ) Badminton ( ) Güreş ( ) Tenis ( ) Bisiklet ( ) Halter ( ) Uzakdoğu Sporları ( ) Takip Etmiyorum ( ) Boks ( ) Hentbol ( ) Voleybol ( ) Diğerleri (Belirtiniz) …………… 37. Spor olaylarını takip ettiğiniz internet sitesi hangisidir? ( ) Ntv Spor ( ) Ajansspor ( ) Sporx ( ) Spor3 ( ) Hürriyet ( ) Milliyet ( ) Sabah ( ) Zaman ( ) Cumhuriyet ( ) Fenerbahçe ( ) Beşiktaş ( ) Galatasaray ( ) Federasyon web siteleri ( ) Takip Etmiyorum ( ) Diğerleri ( Belirtiniz)…………………… 38. Radyo dinleme sıklığınız nedir? ( ) Hergün ( ) Ara sıra ( ) Nadiren ( ) Yalnızca hafta sonları ( ) Hiç 39. Ortalama radyo dinleme süreniz? ( ) 1 saat ve daha az ( ) 3 saat ve daha fazla ( ) 1- 2 saat ( ) Yalnızca hafta sonları 105 ( ) 2 -3 saat ( ) Hiç 40. Radyoda yayınlanan programlardan hangisini özellikle takip ediyorsunuz? ( ) Haber programları ( ) Bilgi ve genel kültür yarışmaları ( ) Spor programları ( ) Kültür- sanat programları ( ) Müzik programları ( ) Açık oturum ve tartışma programları ( ) Takip etmiyorum 106 Spor medyasının, davranış ve tutumlarım üzerinde olumlu etkisi vardır Sporun kalkınmasında ve gelişmesinde spor medyasının etkisi vardır Spor medyası, gençlerin spora yöneltilmesinde etkilidir Spor medyası, halka gerektiği kadar spor bilgisi aktarmaktadır Spor medyası, yayın politikalarını belirlerken okuyucunun taleplerini dikkate almaktadır Spor medyası; spor ve sporcular hakkında kamuoyunu etkilemektedir Spor medyasının programları ve yayınları insanlar arasında dostluk ve barışı yaygınlaştırır Spor medyası, futbol dışı branşların tanınmasına katkıda bulunuyor Spor basınında görev yapanların eğitiminin yeterli olduğuna inanıyorum Spor medyasında yayınlanan bazı haberler ve programlar toplumda şiddete, gerginliğe ve heyecana sebep oluyor Spora başlamamda, ailemin ve akrabalarımın etkisi vardır Spora başlamamda, arkadaşlarımın ve akranlarımın etkisi vardır Spora başlamamda, beden eğitimi öğretmenimin etkisi vardır Spora başlamamda, okul spor salonu ve tesislerinin etkisi vardır Spora başlamamda, çevre koşullarının (mahalle, semt gibi) etkisi vardır Spora başlamamda, beğendiğim sporcunun etkisi vardır Spor başlamamda, ünlü bir sporcu olma isteğimin etkisi vardır Spora başlamamda, televizyonun etkisi vardır Spora başlamamda, gazetenin etkisi vardır Spora başlamamda, radyonun etkisi vardır 107 Tamamen Katılıyorum Katılıyorum Kısmen Katılıyorum Katılmıyorum AÇIKLAMA: Aşağıda ‘Spor Medyasının Etkisi’ konusunda çeşitli görüşlere yer verilmiştir. Size sunulan bu görüşlerle ilgili değerlendirmelerinizi uygun kutucuğa (X) şeklinde işaretleyiniz. Hiç Katılmıyorum EK 2. Spor Medyasının Etkisi Ölçeği EK 3. İzin Yazısı 108 GAZİ GELECEKTİR...