M. Meclisi B : î tedbirlerini bu programda görmek isterdim, maalesef göremedim. Siyasi huzursuzluğun haleldar ettiği ekono­ mik hayatımızın muhtaeolduğu ekonomik karekterdeki tedbirlerin neler olacağına dair bünyevi tahlillere yer verilmediği gibi, cesur tedbirlere •de raslamak mümkün değildir. Türk ekono­ misi beyanın hilâfına durgun korkak, teşeb­ büs imkânından mahrum, bütün aktivitesini Devlet teşebbüslerine terketmiş, gerçek bir atalet içerisinde bulunmaktadır. Bu kronik atalete son verecek, arz ve talep mekanizmasını işletecek, istihsal potansiyelini süratlendirecek hiçbir tebbire tasadüfedemedim. Para ve kredi politikası, ekonomik verilere uy­ gun tedbirler beklemektedir. İstihsale doğrudan tesir edecek kredi politikasının hâlâ tatbik mev­ kiine konamamış olmasını, yanlış ve noksan ekonomik görüşlerin hâkimiyetinin devamında görmekteyim. İstihsal gücünü harekete getirecek ekonomi­ nin diğer sahalarında müspet sonuçlar doğura­ cak bu kördüğümün çözülmesi güç değildir; ce­ saret ve bilgi kâfidir. Programda böyle bil­ gili cesarete raslıyamadım. Karma ekonomi politikasına bağlı Hükümet programının temayülü bu noktayı nazardan Devletçi, bürokratik, müdahaleci olarak gö­ rünmektedir. Bu hal ise şahsan bağlı olduğum serbest piyasa ekonomisinin taazzuv ve inkişa­ fına mânidir. Sosyal gayeyi de ihtiva eden serbest bir piyasa ekonomisi nizamını, rekabet şartları içeresinde, plânlı veya plânsız, gaye edinmiyen bir ekonomik ve sosyal çabanın ba­ şarıya varacağına inanmıyorum. Bilâkis bunun hilâfına unsurları ihzar eden bir görüşün prog­ rama hâkim olması ümitsizliğimin hâkim sebe­ bini teşkil etmektedir. Program bürokrasiyi, cari giderleri teşvik etmektedir. Bu davranış bizim plân felsefemizi inkâr mahiyetindedir. Türkiye, mahdut imkân­ larını kalkınmasına teksif, vâki olacak israfı •önlemek maksadiyle plânlı kalkınmaya gitmiş­ tir. Halbuki, şimdi bir taraftan zaruri olımyan Devletçiliği artıracak, diğer taraftan yeni kad­ rolar, yeni masraf kapılan açarak kaynaklan isabetsiz ve zamansız harcamaya temayül etmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, bizim anladığımız 2 . 1 . 1964 O : 2 plânlı kalkınmanın ret ve inkârı istikametinde "TDİr çaba olduğu inancını taşımaktayım. Bu yön­ de hızını artıracak masraf teşebbüslerinin plân­ lı kalkınmanın tahribini intacedeceği izahtan vareste bulunmaktadır. Plânlı kalkınmanın ağırlık noktasını tasar­ ruf, rasyonalizasyon, prodüktivite teşkil etmek­ tedir. Bugüne değin bunların sözü edilmekte, aksine tatbikat hızla devam etmektedir. Prog­ ram da bunları böylece satırlarına aktarmış ve yeni masraflarla aynı yolu tutmuş bulunmakta­ dır. Hürmetlerimle. BAŞKAN — Arkadaşlar, iki yeterlik öner­ gesi gelmiştir, okutuyorum. Sayın Başkanlığa Müzakerenin yeterliğinin oya vaz'ını arz ede­ riz. Kars Kemâl Kaya Bolu Ahmet Çakmak Başkanlığa Müzakerelerin kifayetinin oya arz edilmesini istirham ederiz. Tokat Maraş Bekir Şeyhoğlu Hasan Fehmi Evliya SADÎ BlNAY (Bilecik) — önerge aleyhin­ de söz istiyorum. BAŞKAN — Buyurun Sayın Binay. SADÎ BÎNAY (Bilecik) — Muhterem arka­ daşlar, burada teker teker konuşan milletvekili arkadaşlarımızın konuşmalarının gayet faydalı ve istifadeli olduğunu şahsan müşahede etmek­ teyim. Aynı zamanda, gerek Hükümet progra­ mında temas edilmemiş olan gerekse sözcülerin ve konuşan Milletvekili arkadaşlarımızın temas et­ medikleri konular vardır. Eğer lütfederseniz; hattâ konuşmaların müddeti biraz daha kısalabilir, beş dakikaya indirilebilir; sadece temas edilmiyen konulara kısaca temas etmek suretiy­ le, şurada nihayet bir saat içinde söz almış ar­ kadaşlar konuşmalarını yapabilirler. Bu bakım­ dan, bu önergelerin reddini istirham ediyorum. Hepinizi hürmetle selâmlarım. BAŞKAN — Kifayet önergesini oyunuza su­ nuyorum. Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmemiştir. Sayın Kılıç. ÎLYAS KILIÇ (Samsun) — Sıramı Nihat Boye veriyorum. — 165 —