T. B. M. M. B:19 belgeler de elimdedir. !Bu habere karşı Dişillerimiz­ den gazeteye telefon açılmış, «Belgeler sahtedir» denimiş'tir. Görülmek üzere bir kopyesi istenilmeden, nitelikleri görülmeden, Dışişlerimiz, hangi yetkiyle, «belgeler sahtedir» diyehiHiyoır? Yeni Asırla temasa geçmeden, Humeyni avukatlığı yapan Dışişlerimizin sorumsuz sorumluları hakkında soruşüuırımıa açtı­ nız mı? 3. Türkiye Başbakanı Sayın özal, İran'dayken, motorsikletli bir İran ermenisinin, gözler önünde, pervasızca, bir Türk işadamını öldürdüğü bilgileriniz içindedir. Sorgusuz, mahkemesiz onbinlerce insanın öldürüldüğü bir ülkede, suçu alenilikle sülbut bulmuş olan katil ermeninin hâlâ cezasını görmemiş, mah­ kemeye bile çıkarılmamış olmasıyla, Türkiye'den sahte pasaportla, sahte îran kimlik kartıyla İran'a kaçırılknış 100 Ermemi arasında baiğlaratı taramıyor musunuz? 4. Komşularımızın hepsiyle dostluk ilişkilerimizi sürdürürken laik cumhuriyetimize, Atatürk'e diş bi­ leyen, bunu belgelerle kanıtlamaya hazır olduğumuz Humeyni'yi, İran İslam Cumhuriyetini ciddî olarak uyarmak, önlemler almak düşüncesinde değil misiniz? 5. Son kez Ürdünlü bir diplomatı öldüren te­ röristin emniyet kuvvetlerimizce İranlı olarak sap­ tandığı, yakalanmasının gün meselesi olduğu ıtekzibe uğramamış beyanlarla ortaya atılmıştı. Birdenbire olay bir sükût perde&iytte örtüldü. Yurdumuzu tah­ rip etmek isteyen Humeyni rejimiyle, resmî görev­ liler arasında gizli bir bağ kurulmadığını temin ede­ bilir misiniz? 6. Bu konularda alınmış önlemleriniz var mı? Varsa bunlar nelerdir? BAŞKAN — Sayın Bakan, buyurun efendim. DIŞİŞLERİ BAKANI VAHİT HALEFOĞLU — Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İzmir Mil­ letvekili Sayın Rüştü Şardağ'ın, İran İslam Cum­ huriyetiyle ilgili olarak yöneltmiş bulunduğu sözlü soruyu cevaplandırmak üzere huzurunuzda bulunu­ yorum. Değerli milletvekilleri, Türkiye ile İran arasında­ ki ilişkiler, İran İslam Cumhuriyetinin kurulmasın­ dan sonra değişik bir nitelik kazanmış ve özellikle ekonomik alanda büyük bir gelişme göstermiştir. Bugünkü durumda İran, Türkiye'nin dış ticaretinde, ilk sıralarda yer almaktadır. Türkiye ile İran arasın­ da ciddî olarak nitelenebilecek bir sorunun bulun­ maması bu sonuca ulaşılmasında etkili olmuştur. 22 . 1 0 . 1985 O: 1 Bugün bizim için esas amaç, iki,ülke arasında mevcut dostane ilişkilerin güçlendirilmesi ve daha da ileriye götürülmesidiar. Şüphesiz, ülkelerin hangi idare tarzıyla yönetilmeyi istedikleri konusunda seç­ me hakları, o ülkenin halkına aittir; bu, tartışılmaz bir haktır. Türkiye, laik bir cumhuriyet rejimi için seçme hakkını kullanmıştır; buna karşılık, İran, bir İslam cumhuriyetidir. Bu farklılık, zaman za­ man, esasa taalluk etmeyen konularda, iki ülkenin değişik yaklaşımlar ortaya koymalarına sebep olabil­ mektedir. Ancak, mevcut dostane ilişkiler ve bu iliş­ kilere hâkim, karşılıklı saygıya dayanan anlayışın, her türlü olumsuz gelişmeyi önleyecek nitelikte oldu­ ğuna inanıyoruz. Bu gibi muhtemel gelişmeler kar­ şısında son derece dikkatli ve duyarlıyız. Esasen, İran yetkilileri de, Türkiye'yi rahatsız edecek bu gibi davranışlar içinde bulunmayacakları konusunda teminat vermektedirler. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İzmir Mil­ letvekili Sayın Rüştü Şardağ'ın, soru önergesinde sö­ zünü ettiği ve basınımızda da yayımlaman belgeler, daha önce çeşitli kaynaklardan da bakanlığımıza intikal etmiş ve üzerinde gerekli incelemeler yapıl­ mıştır. Sayın Şardağ'ın ifade ettikleri gibi, belgeler üzerinde inceleme yapılmadan görüş bildirilmiş ol­ duğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Sayın Şaırdağ, bu konuda elinde başka belgeler olduğundan söz ediyor; bunları, incelemek üzere bakanlığımıza ilet­ mesinden memnun olacağımızı ifade etmek istiyo­ rum. Tahran'da öldürülen işadamımızın katilleriyle il­ gili olarak İran makamlarıyla sürekli temasları sür­ dürüyoruz. İran makamları, bu konuda tarafımıza bilgi vermek konusunda kendi açılarından bazı kanunî engeller bulunduğunu ifade ettiler. Ancak, konu, tarafımızdan yakinen izlenmektedir. Ürdün Büyükelçiliği Başkâtibinin Ankara'da öl­ dürülmesini büyük üzüntü ve infialle karşıladık. Ya­ kın bir geçmişte bu gibi olayların acı tecrübelerini yaşamış olan Türkiye, Ürdünlü diplomatın öldürül­ mesi olayının üzerinde de gerekli hassasiyetle dur­ makta, faillerin yakalanması için güvenlik makam­ larımız her türlü çareye başvurmaktadırlar. Son olarak, soru önergesinde resmî görevlilere ilişkin olarak yer alan ifadeleri anlamakta güçlük çektiğimi söylemek istiyorum. Bunun söz konusu olamayacağını Sayın Şardağ'ın da teslim edeceğin­ den eminim. Bu itibarla, hangi kuruluştan olursa olsun, bütün resmî görevlilerimizi böyle bir iddia­ dan tenzih ediyorum. 556 —