SELEFİLER DÜNYA'NIN YUVARLAK DEĞİL DÜZ OLDUĞUNU MU İDDİA EDİYORLAR? www.tavhid.org 1 ّ ْ َّ الر ْح َمن َّ الل ِه ِالر ِح ِيم ِبس ِم ِ Dünya’nın küre şeklinde olmayıp düz olduğu iddiası eski Yunan filozoflarının görüşlerinden olup ortaçağ döneminde kilise bu görüşe bağnazlıkla sahip çıkmış, küre şeklinde olduğunu ifade eden bilim adamlarının lanetlenip yakılmasına önayak olmuştur. Dünya yuvarlak küre şeklinde olmasına karşın çok büyük olduğu için gözümüze düz olarak görülür. Zira küre şekli ve kıvrımları yakın mesafeden görülmez. Kişi yeryüzüne baktığında düz olarak görür ancak bir bütün olarak değerlendirildiğinde Dünya’nın küre şeklinde olduğu Dini ve Fenni İlimler gereğince kabul görmüştür. İnsana düz görünmesinin sebebi, çemberin büyüklüğü oranında düzlüğünün de büyük görünmesidir. Bize görünen kısmıyla düz, bir bütün olarak ise küre şeklindedir. Yüksek bir dağa aşağıdan baktığımızda görebildiğimiz olabildiğince yüksek oluşudur. Dağa tırmandığımızda üzerinde düzlük bulunduğunu hatta yerine göre üzerinde köyler, şehirler kurulu olduğu, kalabalık bir insan topluluğunun üzerinde yaşadığı gerçeği ile karşılaşırız. Orada yaşayan birçok insanın Dünya’nın geriye kalanından bihaber olması da şaşılacak birşey değildir. Görüntüye aldanmamak, Dini İlimler ile beslenerek Dünya gerçeğine yabancı kalmamak gerekir. Telefiler arasında Kitab ve Sünnet Mealcileri olarak tanımladığımız bu kesim; 'Şaz Görüşler Mezhebi' mensupları, Dünya'nın düz olduğu yönünde iddialarda bulunmaktadırlar. Kimileri bu konuda İcma olduğu iddiasında bulunmakta ve bu görüşün tek doğru görüş olduğu yönünde sözler etmektedir. Oysa İbni Hazm, İbnu’l Cevzi ve Şeyh'ul İslam İbni Teymiyye’nin bunun tam aksine, Dünya'nın küre şeklinde olduğu yönünde İcma nakletmekte olduklarını görmekteyiz. Buna karşın, Cahiller'in bu konuda da fikir bildirdiği, görüş paylaştığı, hasmını yerdiği bir konu haline dönüştürülmüştür. Cahil'in söz hakkı yoktur, zira İbni Teymiyye’nin de söylediği gibi Allah'ın Kitabı, Selefin Tefsir Alimleri ile, Kur'an dili olan Arapça'yı bilen kimselerden öğrenilir. Şeyh'ul İslam İbni Teymiyye, Ebu’l Hüseyn ibni el-Münadi’den naklen şöyle demektedir: " وقال إلامام أبو الحسين أحمد بن جعفر بن املنادي من أعيان العلماء املشهورين بمعرفة آلااثار ال خالف بين: والتصانيف الكبار في فنون العلوم الدينية من الطبقة الثانية من أصحاب أحمد ( العلماء أن السماء على مثال الكرة...) 2 قال :وكذلك أجمعوا على أن ألارض بجميع حركاتها من البر والبحر مثل الكرة .قال :ويدل عليه أن الشمس والقمر والكواكب ال يوجد طلوعها وغروبها على جميع من في نواحي ألارض في ِوقت "واحد ،بل على املشرق قبل املغرب İmam Ahmed’in ikinci tabakadan Ashabı’ndan olan ve Ayan’dan (önde gelen seçkin kimselerden), Asar (nakil) toplamakla ve Dini İlimler’e dair kitap tasnif etmekle meşhur olmuş İmam Ebu’l Hüseyn Ahmed ibni Ca’fer ibni el-Münadi, Ulema’dan; Sema’nın küre şeklinde olduğunda Ulema’dan İhtilaf olmadığını nakletmiştir. (…) Dedi ki: Keza yerin, içerdiği kara ve suların tümüyle küre şeklinde olduğunda İcma ettiler. Dedi ki: Bunun Delili; güneş, ay ve yıldızların dünyanın değişik yerlerindeki insanlar için aynı anda doğup batmaması aksine doğuda batıdan önce görünmesi )gerçeğidir. (Şeyh'ul İslam İbni Teymiyye, Mecmu el-Feteva, 25/195 هل هما " جسمان كريان " ؟ "وسئل رحمه هللا :عن رجلين تنازعا في " كيفية السماء وألاِرض ليس لها أصل وردها فما الصواب ؟ فأجاب :فقال أحدهما كريان ؛ وأنكر آلاخر هذه املقالة وقال " :السموات مستديرة عند علماء املسلمين ،وقد حكى إجماع املسلمين على ذلك غير واحد من العلماء أئمة إلاسالم :مثل أبي الحسين أحمد بن جعفر بن املنادي أحد ألاعيان الكبار من الطبقة الثانية من أصحاب إلامام أحمد وله نحو أربعمائة مصنف ،وحكى إلاجماع على ذلك إلامام أبو محمد بن حزم وأبو الفرج بن الجوزي ،وروى العلماء ذلك باألسانيد املعروفة عن الصحابة والتابعين ،وذكروا ذلك من كتاب هللا وسنة رسوله ،وبسطوا القول في ذلك بالدالئل السمعية ،وإن كان قد أقيم على ذلك أيضا دالئل حسابية ،وال أعلم في علماء املسلمين املعروفين من أنكر ذلك ،إال فرقة يسيرة من أهل الجدل ملا ناظروا املنجمين قالوا على سبيل التجويز :يجوز أن تكون مربعة أو مسدسة أو غير ذلك ،ولم ينفوا أن تكون مستديرة ،لكن جوزوا ضد ذلك ،وما علمت من قال إنها غير مستديرة -وجزم بذلك -إال من ال يؤبه له من " ...الجهال Şeyh'ul İslam İbni Teymiyye’ye (Allah ona rahmet etsin), sema ve arzın her ikisinin de küresel birer cisim olup olmadıkları hakkında anlaşmazlığa düşen iki kişi hakkında soruldu. Birisi bunların küresel olduğunu söylerken, öbürü böyle bir sözü kabul etmeyerek bunun bir asla dayanmadığını ?söyledi. Hangi görüş doğrudur Şöyle cevapladı: 3 Müslüman Alimler'e göre sema yuvarlaktır. Birden çok Müslüman Alim ve Müslüman İmamlar, Müslümanlar’ın bunda İcma ettiklerini nakletmiştir. İmam Ahmed’in ikinci tabakadan Ashabı’ndan Ayan'dan (önde gelen seçkinlerden) ve yaklaşık dörtyüz kitap telif etmiş olan Ebu’l Huseyn Ahmed ibni Ca’fer ibni el-Münadi gibi. Bu hususta İcma ayrıca İmam Ebu Muhammed ibni Hazm ve Ebu’l Ferec ibnu’l Cevzi’den de nakledilmiştir. Ulema (rahimahumullah) Ma’ruf İsnad ile Sahabe (radiyallahu anhum ecmain)’den, Tabiin (rahimahumullah)’dan nakletmişler ve Allah (Te’ala)’nın Kitabı’ndan ve Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Sünneti’nden zikretmişler Sema (işitme) yollu Deliller ile detaylıca tartışmışlardır. Hesab (matematik) Delili de kaimdir. Ehli Cedel’den olup, Müneccimler’le (astrolog/filozof) tartıştıklarında tartışma gereği İnkar edip: kare de olabilir, altıgen de olabilir yada bunun gibi (başka şekillerde de olabilir) diyenler dışında Müslüman Alimler’den bunu İnkar edeni bilmiyorum. Onlar da küre şeklinde olduğunu İnkar etmediler ama aksinin de olabileceğini söylediler. Kati olarak; küre şeklinde değildir diyen – Cahiller’den sözlerine ehemmiyet verilmeyecekler dışında- kimseyi bilmiyorum. (İbni Teymiyye, Mecmu el-Feteva, 6/586) Şeyh'ul İslam daha sonra bu konudaki Deliller’e işaret etmekte ve şöyle demektedir: Bu konudaki Deliller’den birisi de, yüce Allah'ın şu buyruklarıdır: ْ َ ْ َّ َ َ َ َّ َ َ ْ َّ َ َ َ ََ َّ ُ س َوال َق َم َر ك ٌّل ِفي فل ٍك َي ْس َب ُحو َن َو ُه َو ال ِذي خلق الليل والنهار والشم Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ay'ı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yüzerler. (el-Enbiya 21/33); ََ ُ َّ ُ َ ُ ْ َّ َ َ َ َ َ ْ َ ْ ُ َ َ َ َ َ ُ ْ َّ َ َ ِالن َه ِار َوك ٌّل ِفي فل ٍك َي ْس َب ُحون ال الشمس ينب ِغي لها أن تد ِرك القمر وال الليل س ِابق Güneşin ay'a erişip yetişmesi gerekmez. Gecede gündüzü geride bırakıcı değildir. Hepsi de birer yörüngede yüzerler. (Ya-Sin 36/40) İbni Abbas (radiyallahu anhuma ecmain) ve Selef’den bazı kimseler; yün eğirmek için kullanılan kirmenin yörüngesi gibi bir yörüngede, demektedirler. Bu ise onların yuvarlaklığı ve bu yuvarlaklık etrafında hareketleri (deveran) konusunda açık bir Delil’dir. Bunun aslı şudur: Dilde; felek (yörünge), dairevi olan şeydir. Belirmeye başladığı zaman, kızın memesi yuvarlaklaştı (tefelleke), denilir. Aynı şekilde bu sebebten dolayı, yün eğirmek için kullanılan kirmenin dairevî yörüngesine de قلكة denilmektedir. 4 Tefsir ve Lügat Alimleri felek’in dairevi olduğu üzerinde İttifak etmişlerdir. Allah'ın Kitabı ise, Selefin Tefsir Alimleri ile, Kur'an dili olan Arapça'yı bilen kimselerden öğrenilir. Yüce Allah bir başka yerde şöyle buyurur: َّ َ َّ ُ ّ َ ُ َ َ َّ َ َ َ ْ َّ ُ ّ َ ُ ّ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ َ َّ َ َ َ ض ِبالح ِق يك ِور الليل على النه ِار ويك ِور الن َه َار َعلى الل ْي ِل ِ ات وألار ِ خلق السماو Geceyi gündüze bürüyor, gündüzü de geceye doluyor. (ez-Zümer 39/5) Bu Ayet’te geçen Tekvir (Meal’de doluyor ve buruyor, kelimeleri ile anlamlandırılan fiillerin masdarı), yuvarlaklaştırmak, demektir. Arapça’da sarık yuvarlaklaştırılıp dolandırıldığı zaman كورت العمامةdenilir. Aynı şekilde dairevi şekli olan her şeye de كارةdenilir. Küre kelimesinin aslı da كورةdür. Kelimenin ortasındaki vav harfi hazfedilmiştir. Gece, gündüz ve zamanın diğer halleri harekete tabidir. Çünkü zaman, hareketin ölçüsüdür ve hareket, hareket eden cisimle varolabilir. Cisme bağlı olan harekete uyan zaman, İstidare (dönüp dolaşmak, dairevi şekilde hareket etmek), ile nitelendiğine göre; cismin bu şekildeki bir dairesellikle nitelendirilmesi öncelikle söz konusudur. Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: َّ ً َ َ َ ََ َّ اقا َّما َِت َرى ِفي َخ ْلق الر ْح َم ِن ِمن ت َف ُاو ٍت ات ِطب ٍ ال ِذي خلق َس ْب َع َس َم َاو ِ Rahman (olan Allah)’ın yaratışında hiçbir düzensizlik göremezsin. (el-Mülk 67/3) Sema’da birbirine benzer cisimlerden başka bir şey yoktur. Üçgen, dörtgen, beşgen, altıgen ve bunun dışındaki şekillerde ise bir farklılık vardır. Sözkonusu bu uyumsuzluk ve farklılık hem açılarda ve hem de kenarlarda söz konusudur. Sema’daki benzer cisimlerde ise, ne bir farklılık, ne de bir değişiklik sözkonusudur. Çünkü kenarları teşkil eden husus daireselliktir. Ebu Davud'un Sünen’inde ve başka eserlerde yer alan Cübeyr ibni Mut'im'den gelen meşhur Hadis’de şu ifadeler yer alır: Çölde yaşayan bir Arap, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına gelerek: Ey Allah'ın Rasulü, canlılar perişan hale geldi. Malımız Helak oldu ve çoluk çocuk aç kaldı. Bizim için yağmur isteyiver. Biz Allah'ı sana karşı Şefaatçi, seni de Allah'a karşı Şefaatçi yapıyoruz, dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) o kadar Tesbih etti ki, bu durum(dan hoşlanmadığını) 5 Ashabı’nın yüzünden bile anlamak mümkün oldu. Şöyle buyurdu: Yazıklar olsun sana! Allah, mahlukatından hiçbir kimseye karşı Şefaatçi olarak gösterilmez. Şanı yüce Allah bundan çok daha azametlidir. O'nun Arş'ı da semavatının üzerinde şu şekildedir. Böyle derken eliyle kubbe gibi bir şekil gösterdi. (Devamla şöyle buyurdu): Ve Arş'ı, tıpkı binek üstüne yeni konulmuş yükün, üzerine binen kişi dolayısıyla çıkardığı ses gibi ses çıkartır. (Ebu Davud, Sünne, #18; Darimi, Rikak, #80) Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) böylelikle Arş'ın, semavatın üzerinde kubbe gibi olduğunu haber vermiştir. Bu ise yüksekliğe ve daireselliğe işaret eder. Buhari ve Müslim'de, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle dediği rivayet edilir: Allah'tan Cennet’i isteyen, Firdevs'i istesin. Çünkü Firdevs Cennet’in en yüksek ve en orta yeridir. Onun tavanı ise Rahman’ın Arş'ıdır. (İbni Mace, Zühd, #39; Ahmed ibni Hanbel, Müsned, 2/335) Ortanın en orta nokta olması, ancak dairevi şekillerde sözkonusudur. İyaz ibni Mu’aviye şöyle demiştir: Sema arz üzerinde kubbe gibidir. Bu konudaki Asar burada sayılamayacak kadar çoktur ve bu Fetva alelacele yazıldığı için bunların sayılması mümkün değildir. His de, tıpkı akıl gibi buna işaret etmektedir. Kutuba yakın yıldızların Kuzey Kutbu'nun etrafında dar bir dönence üzerinde döndüklerini tesbit etmekle birlikte, bir de göğün ortasında bulunan yıldızların daha geniş bir yörüngede görüldüklerini ve bu yıldızların gecenin başlangıcında sonunda ne şekilde deveran ettiklerini incelediğimiz takdirde bunu bilmiş olacağız. Aynı şekilde güneşin doğuşu, göğün tam orta noktasında olması ve batışı esnasında aynı uzaklıkta ve aynı şekilde olduğunu, arzın üzerinde gözlemleyen kimsenin durumu da böyledir. Bunu gören kimse, güneşin dairevi bir yörüngede akıp gittiğini ve eğer bu yörünge dörtgen olmuş olsaydı göğün ortasında olduğu esnada doğuş ve batışı sırasında bu yörüngenin hizasında bulunanlara daha yakın olması gerektiği sonucuna ulaşırdı. Bunun delilleri pek çoktur. Kitab ve Sünnet'e aykırı iddialarda bulunan bir kimse ise, isterse matematiksel Deliller'e sahip olduğunu ileri sürmüş olsun, bu konuda asılsız bir iddianın sahibi demektir. Feleği ve feleğin durumlarını inceleyen kimselerde bu durum sıkça görülür. Şeyh ilerleyen bölümde kendisine yöneltilen: Gece ile gündüz değişiyor. 6 Şam'da öğlen iken bir başka şehirde gece girmiş bulunuyor. Böyle bir şey söyleyenin sözü doğru mudur, değil midir? sorusuna şöyle cevap vermektedir: Alemler'in Rabbi Allah'a Hamdolsun. Güneşin doğması, göğün ortasına gelmesi ve batması, dünyanın doğusunda batısına göre daha erken olur. Mesela güneş Hint, Çin ve Ekvator çizgisi üzerinde Mağrib (günümüz açısından Cezayir ve Fas'ı kapsayan bölge) topraklarından önce doğar; göğün en yüksek noktasına ulaşır ve batar. Bu durum Şam (bugün Suriye, Filistin ve Ürdün'ü kapsayan bölge) topraklarından önce Irak'ta, Mısır topraklarından önce de Şam bölgesinde meydana gelir. Her bir belde ahalisi için kendi beldelerindeki güneşin doğuşu, zevali ve batışının hükmü sözkonusudur. Herhangi bir beldede tanyeri ağardığında sabah namazının vakti girmiş olur ve onlar için sabah namazını kılmak ve oruca başlamak gerekir. İsterse başka bölge halkı için bu henüz olmamış olsun. Ancak bu farklılık birbirlerine yakın şehirler arasında oldukça azdır. Fakat en doğudaki yerlerle en batıdaki yerler arasında büyük farklılıklar ortaya çıkar ve tam bir günün yarısı kadar bir süreyi bulur. Şanı yüce Allah güneşin, ayın, gece ve gündüzün her birisinin felekde yüzdüğünü haber vermiş ve şöyle buyurmuştur: ْ َ ْ َّ َ َ َ َّ َ َ ْ َّ َ َ َ ََ َّ ُ س َوال َق َم َر ك ٌّل ِفي فل ٍك َي ْس َب ُحو َ ِن َو ُه َو ال ِذي خلق الليل والنهار والشم Gökleri ve yeri, güneşi ve ay'ı yaratan O'dur. Hepsi de bir felekte yüzerler. (el-Enbiya 21/33); ََ ُ َّ ُ َ ُ ْ َّ َ َ َ َ َ ْ َ ْ ُ َ َ َ َ َ ُ ْ َّ َ َ ِالن َه ِار َوك ٌّل ِفي فل ٍك َي ْس َب ُحون ِ ال الشمس ينب ِغي لها أن تد ِرك القمر وال الليل س ِاب ق Güneşin ay'a erişip yetişmesi gerekmediği gibi, gece de gündüzü geçici değildir. Her biri bir felekde yüzerler. (Ya-Sin 36/40) Felek, dairesel şekle sahip olan şey için kullanılır. Nitekim Sahabe, Tabiin ve diğer İslam Alimleri içinde bundan böylece sözedenler vardır. Dairesel olan bir şey ise peyderpey zuhur eder ve böylece ona yakın olan kişi o şekle uzak olandan daha çabuk o zuhuru görür. Bununla birlikte doğruyu en iyi bilen Allah'tır. (İbni Teymiyye, Risaletu'l-Arş) İbni Teymiyye’nin de ismini zikrettiği İbni Hazm, bu konuda İcma bulunduğunu belirterek şöyle demektedir: 7 " مطلب بيان كروية ألارض: وذلك أنهم قالوا، قال أبو محمد وهذا حين نأخذ إن شاء هللا تعالى في ذكر بعض ما اعترضوا به وجوابنا وباهلل تعالى، والعامة تقول غير ذلك، إن البراهين قد صحت بأن ألارض كروية: ً أن أحدا من أئمة املسلمين املستحقين السم إلامامة بالعلم رض ي هللا عنهم لم ينكروا: التوفيق بل البراهين من القرآن والسنة قد جاءت، وال يحفظ ألحد منهم في دفعه كلمة، تكوير ألارض بتكويرها... " Dünya’nın yuvarlak oluşunu Delili: Ebu Muhammed (ibni Hazm) dedi ki: Dünya’nın yuvarlak olmadığına dair bazı iddiaları tartışacağız İnşallah. Şöyle dediler: Yerin küre şeklinde olduğuna Sahih kanıtlar vardır ancak halk bunun aksini söylüyor. Cevabımız: Başarı Allah Te’ala iledir, Müslümanlar’dan İmam yada Alim olarak isimlendirilmeye müstehak olmuş hiçbiri (radiyallahu anhum) yeryüzünün (küre şeklinde) olduğunu İnkar etmemiştir ve onların reddettiğine dair hiçbir nakil yoktur. Aksine, kur’an ve Sünnet’teki Delil küre şeklinde olduklarınadır. (İbni Hazm, el-Fasl fi’l-Milel ve’l-Ahva ve’l-Nihal, 2/78) İbni Hazm, ardından konuyla alakalı Delilleri zikretmektedir. Velhamdulillah!.. 8