ı HZ. MUHAMMED'İN ÖRNEK KİŞİLiGİNİN İNSANLIGA YANSIMASI Prof. Dr. Fahri KAYADİBi' ÖZET Hz. Muhammed'in örnek kişiliği insanlık için bir ınodeldir. O'ndan insanlığın alacağı çok şey vardır. Ahlakı, doğruluğu, güvcnirliliği adaleti, cömertliği temizliği, çalışkanlığı, nezaketi, affediciliği, tevazusu, cesareti, güzel davramşları, sevgi ve saygısı ve diğer güzel vasıflarıyla ömektir. Yeter ki insanlık O'nun ömek kişiliğini iyi tanısın. Taıudıkça ve öğrendikçe O'nu ömek almak isteyecektir. insanlığa SUMMARY THE REFLECTION OF THE SAMPLE CHARACTER OF PROPHET MOHAMMED TO HUMANKIND The sarnple character of Prophel Muhammed is a model for humankind. Humankinci finds in His character many things to profıt. His morals, rectitude, safety, justice, generosity, purity, studiousness, politeness, forgiveness, modcsty, courageousness, well- behaviours, love- respcct and theothersis a model for humankind. Knowing and leaming his sample character, humanki nd will want to take himasa model. *** GİRİŞ İslam dini , bütün insanlığın din ihtiyacını karşılamak üzere vahy edilmiş bir dindir. Bu dinin peygamberi Hz. Muhammed de bütün insanlık için gönderilmiş son peygamberdir. İslam Dini O'nun tarafindan insanlığa tebliğ edilmiş ve öğretilıniştir. Fakat tebliğ ve öğretimde en önemli esas onun örnek kişiliğidir. O ve onun getirdikleri hep çağların önünde olacaktır. O, yalmz günün değerlerine hitap eden bir Peygamber değildir. Kıyametc kadar bütün çağlarahitap edecektir. Bu sebeple ber çağ bu şerefli Peygamber' i kucaklayacak ve azanıi kapasitesini zorlayarak mümkün olduğunun en fazlasını alarak ondaıı istifade etmeye çalışacaktır. Çünkü ondan inslınlığın alacağı çok şeyler vardır. Nitekim Kur"iiıı-ı Kerim'de bu gerçek: "Ala h 'ın Resıliünde sizin için en güzel örnek vardır"' 1 • "Peygamber size neyi getirmiş ve emretmişse. onu alın 61apın); neyi yasaklamış ise ondan *İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi i 2 sakının". 2 "Sevgili Peygamberim, şüphesiz ki sen en evrensel ahlak iizerindesin. " 3 Anlammdaki ayetlerde dile gelir. o'nun örnek kişiliği ve alılakı üzerine insanlığm dikkati çekilıniştir. Bunun için O'nun hayatı, davranışları ve örnek kişiliğini insanlığm çok iyi tanıması lazımdır. O 'nu tanıtan çeşitli dillerde kütüphaneler dolusu eserler vardır. Yaşayışmm her safhası en ince noktalarma kadar gün ışığına çıkarılmıştır. Yeter ki iyi ineelensin ve öğrenilsin. Onun örnek kişiliğinden alınacak çok şey vardır. O, bütün varlık alemine rnlmıet olarak gönderilmiştir: "Biz seni ancak tilemiere rahmet olarak gönderdik. " 4 denilmesi onun geçmiş ve gelecek çağları kapsayan bir evrensellik (cihan şümfıl) yönünü açıkça ortaya koymaktadır. Hz. Muhammed'in evrenselliği bütün alemleri ve bütün insanlığı kapsar. O, görevi gereği getirdiği değerlerle bütün nlemiere ralnnet, merhamet, şefkat, iyilik, güzellik kaynağı olmuştur ve kıyamete kadar da olacaktır. Yeter ki insanlık O'nun valıy yoluyla getirmiş olduğu evrensel değerleri aniayarak yaşamasını bilsin. Cenab-ı Hak, Hz. Peygamberi anlatırken: "Andolsıın, içinizden size öyle bir Elçi geldi ki sıkıntıya uğramanzz ona ağır gelir; size düşkün, mü 'min/ere şefkatli, merhametlidir. "5 der. Görülüyor ki O, tüm insanlarm üzülmesinden ve sıkmtı duymasmdan rencide oluyor . İsmail Hakkı Bursev1 bu noktayı anlatırken şöyle diyor: Hz. Peygamber sevinçleri ve kederleri ile kendi vicdaınnda temsil eden bir küll1 demektir. Onun için insanoğlunun hangi iklim ve köşede ve hangi zamanda ayağına bir diken batsa Hz. Peygamber onun acısını varlığmda hisseder. Böyle olduğu içindir ki kendisini taş yağmuruna tutan putperesdere dalıi benim kavmim diye bitap etmiş ve onlar için de iyilik ve güzellik dilemiştir. Demek ki onlar da onun varlığmda birdir, hücre durumundadır ve bunun için onlara güzellık dilemiştir. İşte evrenselliğin boyutları ve özü buradadır. Marifet bütün insanların sevinçlerini ve kederlerini kendi vücudunda duyabilınektir. Onlar kendileri için değil, başkaları için yaşar ve uğraşır, insanlık için çırpmırlardı. Bu çırpıınşları kıyamete kadar gelecek bütün nesilleri kuşatmaktaydı. Varlıkları, insanlığın mutluluğu içindi. bütün insanlığı varlılc İşte böylesine bir ölçüde iıısaıılığa kendisini adamış bu büyük insanın örııek kişiliği ile dünyannza kazandımcağı hususiyederin özelliğini ve hacmini tam olarale kim çizip alctarabilir? Onun örııek kişiliğinden insanlığın alacağı çok 1 Ahziib, 2l Haşr, 7. Nun, 4. Enbiya; 107. 5 Tevbe, 128. 2 3 4 3 şeyler vardır. Biz burada anlayabildiğimiz kadar onun örnek kişiliği ile tutan bazı özellik ve güzelliklerini aşağıdaki başlıklar altında gücümüz nispetinde anlatmaya çalışacağız. insanlığa ışık A- Tevhid Akidesi Açısından Hz. Muhanımed (s.a.v.)'in insanlığa kazandırdığı en önemli husus diğer peygamberlerin de getirdiği ve zamaııla unutulan Tevhid Ak1desi (Tek Allalı inancı)'dir. Yaradanun unutmuş olan insanlan yaradaın ile tekrar buluşturmasıdır. İnsanları, kula kulluktan kurtarması, Allalı (c.c.) a'kul olma şerefine kavuşturmasıdır ve elleriyle yaptıklarına, bazı canlı ve cansız varlıklara tapınma zavallılığından uzaklaştırmasıdır. Hz. Ömer, İslam'dan önceki calıiliyet devrinden bahsederken: " ... 0 zaman iki adelimiz vardı. Bunlardan birini hatırladıkça gülerim. Ötekini andıkça göz yaşianın ırmaklar gibi akar. Güldüğüm adet şudur: Helvadan mabudlar yapar, onlara tapardık, acıkınca da o taptıklarımızı yerdik Öteki ·adet de kızlarımızı diri diri toprağa gömınekti. Bu ıneliln iideti yetişmiş bir kızıını diri diri toprağa göınerek tatbik etıniştinı." diyerek kızını nasıl göındüğünü tasvir eylenniş ve hüngür hüngür ağlannış. İşte bu durum Hz. Peygamberin insaıılığı ne gülünç bir durum ve ne acıldı bir vahşetten kurtardığnn en güzel şekilde ifade etmiyor mu? Tevlıid aleidesine kavuşmuş iıısaı1lar, kabule uygun duruma gelmiş demektir. aynı zamanda diğer güzelliideri B- Eğitim-Öğretim ve Bilim Açısından 1-Eğitim-Öğretim ve Bilime Önem Vermiştir ışığı eğitim-öğretim ve bilim Peygamberlerine gönderdiği valıiy Bu sebeple Kur'an-ı Kerim'in ilk ayeti, Yüce Allah'ın Peygamberine ilk hitabı "Oku" emri ohnuştur. Alak suresinin başında yer alan ayetlerde, "Seni yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı kan pıhtısından yarattı. Oku Rabbin, nihayetsiz kerem sahibidir. O, kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri O öğretti. " 6 buyurmuştur. Ayrıca Kur'an-ı Kerim'de Allalı Teala'mn Hz. Adeın'e bütün isinılcri öğrettiği, 7 Davut (a.s.)'a zırh-elbise sanatım öğrettiği' zikredihnektedir. Esasen Hz. Peygamber, insanlığa en önenıli açısından tutumştur. Esasen Cenab-ı Allah, yoluyla yarattığı insanın eğiticisi olmuştur. 6 Alak, 1-5. Bakara, 31. 8 Enbiya, 80. 7 4 bir sıfatı olan "Rab" kelimesinin terbiyeci-eğitici anlamına göz önünde bulundunırsak Rabbimizin eğitim-öğretime ne büyük önem verdiğini daha iyi anlanuş olunız. Buna paralel olarak Hz. Peygamber de: "Allah beni bir muallim (öğretici), olarak gönderdi."9 diyerek kendisinin insanlan eğiten bir öğretici olduğunu açıklamıştır. Nitekim Peygamberimizin (s.a.s.) hayatına baktığımızda 23 yıllık peygamberliğinde insanları eğitmek, öğretmek ve doğnı yola getirmek için geçtiğini görürüz. Yüce Allah'ın geldiğini Hicretten önce Mekke devrinde eziyet ve işkence devri olmasına rağmen Hz. Peygamber eğitim ve öğretim faaliyetlerini çoğu zaman gizlice evlerde toplanıp yapıyordu. Hicrct'le Medine'ye varır varmaz burada bir mescit inşa ettirdi. Bu mescitte namaz için bir bölüm, eğitim-öğretim faaliyetleri için Suffa denilen ayrı bir bölüm ve kendi ailesi için de üçüncü bir bölüm yaptırdı. Eğitim-öğretim hizmetlerine ayrılan Suffa bölümünde bizzat kendisi dersler veriyordu. Okumayazmayı ve diğer ilinıleri öğrencilere öğretmek için Ubadc Bin Sabit ve Sa'd b .. As gibi zevatı faal öğretmenlik görevi ile görevlendinniştir. Bedir savaşında esir olarak karşı taraftan ele geçen her bir kimse için 4.000 dirhem kurtuluş akçesi takdir edihniş iken, okuma- yazma bilenlerden her birisi Medineli 1O müslümana bunu öğretmek karşılığında hürriyetlerine kavuşmuşlardır. Hz. Peygamber, bir yandan bilenlerin bildiklerini bilmeyenlere emrederken diğer yandan da ihtiyaç duyulan bölgelere öğretmenler göndemıiştir. Böylece cğitinı ve öğretünde bizzat kendileri iıısaıılığa örnek ohnuştur. öğretmelerini 2-Eğitim-Öğretimde Kadın- Erkek Ayrımının Olmayışı: İlk İlahi enıir "Oku" ayımnsız her iki cins için geçerlidir. Buna paralel olarak Peygamberinıiz. "ilim kadın ve erkek üzerine farzdır" 10 denıiştir. Eğitim­ öğretim ve bilinıi teşvik eden bütün hadislerde kadın-erkek ayrımı yapılınaımştır. Bu yönüyle de çağnmza örnek olmuştur. 3-Çocnkların ve Gençlerin Eğitimine Özel Önem Vermesi: Toplumlarm geleceği, çocııkların ve gençlerin eğitim derecesi ile Hz. Peyganıber, ailelerin gençlere ok atmak, yüzmek, hesap, tıp, orantılıdır. İbiı Mace, Siinen, Mukaddime, Nr. 29. ıo Muhammed b. Abdullah el-Hatib Tebriz!, Mişkat 'ıll-Mesabi/ı, Beyrut, s. 85. 9 5 neseb ve Kur'an okıırnak gibi hem maddi ve hem manevi alanlarda tavsiye ve emir buynnnuştur. -"Çocuklarımza hoş muamelede bulunun ve onları eğitmelerini güzel terbiye edin (eğitin)." miras -"Hiçbir ana-baba çocuğuna güzel terbiyeden (eğitimden) daha iyi bir bırakamaz." (250 Hadis) diyerek anne-babaların en önemli işinin çocuklannın eğitimi olduğunu belirtmiştir. Çocuklan yaşayacakları zamana göre eğitıne konusunda da Hz. Ali: içinde bulunduğnııuz zamandan ziyade, gelecek için hazırlayıp yetiştiriniz. Çünkü onlar, sizin zamamnız için değil, gelecek zaman için yaratılınışlardır. "" diyerek çocukların eğitim yoluyla yaşayacakları zaman için "Çoculdaruıızı hazırlaııınasını istemiştir. 4- Ömür Boyu Eğitim: Hz. Peygamber: "Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz. ,ız Diyerek bilginin ve eğitimin ömür boyn olmasını emretmiştir. Günümüzde hayat boyu eğitim düşüncesi modem eğitimin bir gereğidir. Çünkü dünya devamlı yenilenip değişmektedir. İnsanlar gelişen ve değişen dünyaya ayak uydurıııak durumundadırlar. Tekııoloji o kadar hızlı değişiyor ki; bazı meslek alanlarında, bir yıl önceki bilgi yetersiz hale gelebiliyor. Bu lllZa uyabilmek için, ülkelerin öğrenme faaliyetlerini hayatları boynnca devam ettinnek gerekiyor. Bu da ancak ömür boyn eğitim yoluyla olmaktadır. Hz. Peygamber: "İki günü birbirine eşit olan zarardadır. " 13 diyerek eşitliği bile reddedip devanılı yenilenmeyi istiyor. Bu da devamlı eğitim ile insanın mesleğinde uzmanlaşnıası ve yeni metotlarla az zamanda çok üretimle mümkündür. Hz. Peygamber'in eğitim-öğretim ve bilim hakkında emir ve tavsiyeleri çoktur. O, sanki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"ı 4 anlarnındaki ilahi vahye insaı'ıların kulak verınelerini devamlı şekilde lıatırlatmıştır. Bu konuda çağımıza ışık tutaıı bazı sözlerini şöyle sıralayabiliriz: -."İli m Çin 'de dahi olsa öğrenin iz. ,ıs Ahmet Harndi Akseki, İslam Ahlakı, İstanbul, 1968, s.202 Şeyh Mensur Ali N asır, Tae Tercümesi,, Mısır, 1971, c. I, s. 65 13 ed-Deyleml, el-Firdevs, Beyrut 1986, c. 3, s. 611. 11 12 14 15 ZUmcr 9 Beyhaki: Şuabu 'i-İman, Beyrut 1890, c. 2, s. 254, 6 -"İlimmü 'minin kaybolmuş malidır; onu nerede bulursa alır." -"En faziletli sadaka, 17 kardeşine öğretmesidir. " müslümanın ilim öğrenip 16 sonra onu müslüman -"Allah 'mı fayda vermeyen bilgiden sana sığının m. " 18 t~ ;.-:[-, -"Ya alim (öğretici) ol, ya he/ak olursun. " 19 öğrenci -"Kim ilim yoluna girerse ••• ol veya dinleyici ol; dördüncü olma Allah da onunu cennete giden yolunu kolaylaştırır. "20 Bu konuda söylenmiş daha çok hadis O, tebliğini yaparken en güzel vardır. eğitici metotları kullaınrnştır. Cenab-ı 21 Allah'ın: "Resiilüın! Sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır" hitabına devamlı uygun hareket etmiştir. Eğitimde sevgi, saygı, şefkat ve örnek olma motifini ön plana çıkarırnştır. Asla şiddet kullanrnaıruştır. "Allah Teaiii beni şiddet uygulayan (muarnrif) birisi olarak gönderınedi; bilakis eğitici ve 22 kolaylaştıncı olarak gönderdi. " buyurmuştur. C- İnsan Hakları Açısından Hz. Muharnad (s.a.s.)'in Peygamberlik görevi ile gönderildiği zaman kız çocuklan diri diri toprağa göınülrnekte, kadın ve köleler insan sayılıuayarak pazarlarda bir eşya gibi satılmakta ve toplurnda her türlü haksızlık ve eşitsizlik hakim durumdaydı. Daima güçlü haldıydı. 23 yıl boyunca toplurndaki bu vahşet ve dengesizliği ortadan kaldırmak için mücadele etti. 7 Mart 632 tariirinde irad ettiği Veda Hutbesi 23 yıldan beri yaptığı ilahi duyurunıın ana noktalarını özet bir şekilde vurgularken insan haldarı konusunda da şu önemli hususlan dile getiriyordu: Ey İnsanlar! Canlarınız, rnallarıruz, ırzlarınız nmkaddestir; her türlü tecavüzden rnasundur ... 16 Muhammed b. Abdullah el-Hatib Tebrizl,Mişkatii '1-Me.mbih, Beyrut, s. 90. 17 el-Fet/w 'l-Kebir, c. 1, s. 120. ıs İbn Mace, Siinen, c. I, s. 92. 19 20 21 22 İbn Mace, a.g.e., 229. Buhar!, Salıtlı, c. 1, s. 25. Nahl, 125. İbn Hanbel, c. 3, s. 328. t~: 7 Rabbinizin huzuruna çıkarılacaksınız. hesaba çekileceksiniz Her türlü tutum ve davranışlarınızdan dolayı Ribanın her türlüsü kaldırılmıştır. .. Ne mlmediniz, ne de zulme uğrayınız ... Kadınların haklarına riayet ediniz ... İnsanlar arasında üstünlük, ancak takva iledir ... Bir gönül başkasımıı rızasıyla kendisi sahip olduğu vemıiş hakka tecavüz etmek, olsun ... memııudur. Meğer ki Nefsinize de zulmetmeyiniz; nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır ... Suç işieyenin suçundan dolayı ancak kendisi sorumludur. Suçtan failden başka kimsenin sorumluluğu cihetiııe gidilemez. Size bir emanet bırakıyorum: Siz, ona sıkı O emanet de Allah' m Kitabı Kur'an'dır. sarıldıkça, dolayı, yolunuzu hiç şaşırınazsmız. Cenab-ı Haklc, her hak sahibinin haklonı Kur'an'da belirlemiştir. Hz. Peygamber'in Veda Hutbesinde özetiediği bu önemli hakları, ancak 1948 tarihinde toplanan Paris Kongresinde Birleşmiş Milletler Teşkilatina üye devletler tarafından 48 ülkenin olumlu oyuyla kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyam1amesinde görmekteyiz. Bu tarihi belgeyle ırkçılık, kölelik ve işkence, insanlık aleyhine işlenen suçlar olarak kabul edilmiş ve yasaklannnştır. Buna rağmen seyahat hürriyeti, özel hayatın gizliliği, din ve vicdan özgürlüğü, kadın-erkek eşitliği, sosyal güvenlik gibi bazı hakların günümüzde gelişmiş görülen bazı ülkelerde bile ihmal edildiğini görmekteyiz. 10 Aralık 1-Kadın Haklarını Ön Plana Çıkarması: Hz. Peygamber kadınların hakiarım ilk defa savrınan ve ön plana çıkaran Ezilen ve borlanan kadını bir insan olarak ele almış ve ona haklar tamyarale kişiliğini ön plana çıka:ınnştır. Bu işi yaparken önce kız çocuklarıın erkek çocuklarla eşit statüye getirıniştir. İslam Dininin doğduğu sırada, Araplar arasmda kız çocuğuna karşı davranışlar sosyal bir problem haline gelmiş ve hatta cinayet şeklini almıştı. Cahiliye döneminde kız çocuğu ailede maddi bakınıdan bir yük, sosyal bakımdan da bir utanç kaynağı kabul edilirdi. Bunun için çoğu zaman daha çocukken öldürülürlerdi. Kura'n-ı Kerim"de cahiliye insammn kız çocuğuna karşı tutumu kötülemniş, öldürülmeleri şiddetle kişidir. 8 23 kınanmış ve yasaldanmıştır Hz. Peygamber de kız çocuğuna özel önem vererek laz çocuğu yetiştirenleri övınüştür. 24 Kız çocuğunu hakir görmeyi ve ona karşı kötü duygu ve düşünceler beslemeyi yasaldamıştır. 25 Aynı zamanda kız çocuklarını yetiştirenlerin büyük mükiifat ve sevaba kavuşacağnn vurgulamıştır. Knr'an-ı Kerim'de kadm ve erkek; inanç, Allah'a itaat, ibadetler, yardım, namusu konıına, tevazu, Allah'ı anma ve diğer 26 mükellefıyetler hususlarında hep eşit olarak kabul edilmiştir Erkeğin aldı, malı, dini, nesli ve namusu nasıl mukaddes ise, aynı değerler kadın için de mukaddestir. Hatta neslin devamı ve eğitiminde kadmın rolünün erkekten fazla olduğu bir gerçektir. Erkek çocuğunu da kız çocuğunu da kadın dünyaya getirir ve her ikisini de öncelikle anne eğitip yetiştirir. doğnıluk, Hz. sabır, Peygamber, ilim öğrenilmesi konusunda kadın-erkek ayrımı gözetınerniştir 27 Kuı·'an-ı, kadm-erkek ayırt ctıncden bütün insm1lara tebliğ etmiştir. 28 Hz. Peygamber döneminde kadınların Cuma namaziarına katıldıkları da görülmektedir .Z' "Kadınlarla iyi geçinin"30 rnealindeki ayet-i kerirne Hz. Peygamber'in hem aile hayatmda uygulama alanındaki yerini alınış ve hem de bununla ilgili sözleri sahabilere verdiği emir ve tavsiyeler arasmda önemli yer tutmuştur. Kadınların dövülınernesini, kötü sözlerle tahkir edilınernesini, terk edilmernesini ve onlara karşı saygılı- nazik davranılmasmı daima telkin ctıniştir. 31 "Kadınları ancak kötüleriniz döver." diyerek dövınc kabalığını ancak kötülerin yapabileceğini vurgulamıştır. Kadınların haldan ve eşitliği konusunu ön plmm çıkarması hususunda Peygamberimizin daha bir çok faaliyetleri vardır. Bu konuda yazılmış pek çok eserler de vardır. Biz bnrada Hz. Peygamber'in bu konudaki hassasiyetini ve çağiara kadın haklan konusunda nasıl bir imaj sunduğunu ve ışık yaktığmı vurgulamak istedik. 23 Nahi, 58-59. 24 Tirmizi, IV, 318 vd. 25 İbn 26 Ahz§.b, 35. Hanbel, IV, 15 1. İbnMace,l,81. İbn İshak. es-Sfre, tah. Muhammed Hamidullah, Konya 198 I'· s. 128. İbn Sa'd, VIII, 216. 30 Nisa, 19. 31 İbn Sa'd, VIII, 204. 27 28 29 9 2-Çocuk ve Gençler: Çocuklara ve Gençlere derin bir sevgi ve şefkat besleyen Hz. Peygamber, seviyelerine inerek onların sorunlarına eğilmiştir. Çoculdarı kncağına alıp okşardı. Bir defasında tarunu Hz. Hasan' ı öperken yamnda duran Akra B. Habis onu görür ve "Siz çocukları öper misiniz? Benim on çocuğum var, hiçbirini öpmedim" der. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona "Merhamet etmeyelle merhamet olunmaz " dcr. Gene "Siz çocukları öper misiniz? Biz öpmeyiz" diyen bir kişiye "Allah senin kalbinden merhameti kaldırdıysa ben ne yapabilirim'' diye tepkisini gösterir. 32 Çoculdarı daima hoş tutmuş, namaz kılarken, hutbe oknrken bile onlara karşı hoş davranışlarını sergileıniştir. Onun tarunu kucağında iken namaza geldiği, çocuğu bırakıp namaza durdui:,>u, sccdcde iken çocuğun sırtına binmesi üzeriııe secdeyi uzattığı, gene namazda omuzuna binen çocuğa şefkat gösterdiği 33 naldedihnektedir. onların Hz. Peygamber çocuk ve gençlere selam verir, onlarla ilgilenir ve 34 hatıriarını sorardı. Bayram nanıazının kılınacağı yere (musalla) kadınlarla birlikte çocuklar da çıkarlardı. 35 Onların haklaruım korunmasım istemiştir. Savaşlarda kadmların ve çocukların öldürülıııemesini özellikle emretmiştir. 36 Bir defasında malının tamamını Allalı yolunda harcanmak üzere vasiyet etmek isteyen Sa'd B. Malik'in bu tavrını hoş karşılamaımş ve "Çocuklarnıa ne bıraktm?" diye sormuş, bir şey bırakınadığını öğrenince de malının onda dokuzunu çocuklarına bırakmasını söylemiştir. Sa'd B.Miilik'in israrı üzerine üçte birini vasiyet etmesine müsaade etmiş, fakat onu bile çok bulduğunu belirtmiştir. 37 Çocuklar arasında adaletin gözetilmcsini "Allah 'tan korkun ve çoculdar arasında adaleti gözetin"38 diyerek açıkça istemiştir. Çocuklara mal bağışlaıımasnıda adil davranılınamasmı zulüm olarak değerlendirıniştir. 39 Bir defasında kendisine gelen bir heyetin eşyalarını beldeyen çocuk yaştaki Anır B. 40 Ethenı'e eşyaları beklediği için hakkım balışiş olarak verdirir. Böylece çocukların haldarının korunmasının gereğini gösterir. 32 Buhar!, VII, 75; Tirmizi, IV,318. Buh§.rt, VII, 74-75; İbn Hanbel, VI,467. 34 İbn Mılce, II, 1220. 35 Buhaı11I 8 36 Buhar!: ıV, 2ı; Mlllik 1, 447-448. 33 37 38 Tirmizi, IV, 305-306. Buhar!, III, 133-134. MUslim, ll, 1243. 40 Viikidi, lll, 979-980. 39 F.2 lO Çocukların eğitilerek terbiye edilmesini anne-babaların çocuklarına bırakacağı en güzel miras olacağını belirtmiştir.< 1 Hz. Peygamber'in kendi gençliği bütün gençlere örnek niteliktedir. Onun "el-Em!n=güvenilir" lakabını aldığı devir gençlik devridir. Peygamber olduktan sonra da vahy katiplerini gençler arasından seçmiş ve gençlere bir çok önemli görevler vermiştir. Kıyamet gününde arşın gölgesi altında ımıtlu olacaklar arasında, gönlü Allah'a bağlı, severek Allalı'a ibadet eden gençleri de 42 saymıştır. Günümüz gençliğinin onun gençliğinden alacağı çok motifler vardır. 3-Yaşlılar: Hz. Peygamber çocuklara ve gençlere karşı nasıl hareket edileceğini çok şekilde izah ederken yaşlılara karşı da nasıl davrarulacağını da vurgulamıştır. Çocuklar, gençler ve ihtiyarlar arasında olması gereken sevgisaygı ve kaynaşmarun gereğini şu sözleriyle çok güzel ifade etmiştir: güzel -"Küçülderine merhamet etmeyen ve büyüklerin 3 değildir. '"' haldeını -"Herhangi bir genç, yaşından dolayı bir ihtiyara da ilıtiyarlığmda ona hizmet edecek kimseler yaratır. "44 saygı bilmeyen bizden gösterirse, Allah Şüphesiz yaşlılar, bilhassa yaşlı anne-babalar çocuklarından, başta ilgi ve saygı olmale üzere çok şeyler beldcrler. Onların beklentilerini hayal kırıklığına dönüşrunuemek için güç ve inıkanlar nispetinde yapılabilecek görevleri yerine getirmek gerekir. 4-Yetim Hakları: Hz. Peygamber, bizzat kendisi de yetim olarak büyümüştür. Bu nedenle ne demek olduğunu, yetimlerin halelarının önemini en iyi bilendir. Bunun için cahiliye döneminden beri türlü halesızlıklara uğratılan ve boynu bükük bırakılan yetimlerin haklarımn konrumasını istemiştir. Kur'an-ı Kerim'de "0, seni yetiın bulup barmdırınadı mı?" 45 buyurularak bizzat Hz. Peygamber'in yetim olarale büyüdüğü vurgulanmaktadır. Gene Dulıii süresinde yetimliğin 41 Tirmizt, IV,337. 42 Buhar!, I, 160-161. İbn Hanbel, II, 185. 43 44 45 Tirmizi, IV, 372. Duha,6 -,- ,- ll "Yetiıni sakın istenmektedir. ezıne! " 46 dertilerek şahsında yetiıne ıyı davranılması Anlatacağımız şu olay, İslam dillinin dul ve yetimlerin haklarını korumaya verdiği önemi gösterınektedir. 47 Ensardan bir adam (Evs B.Sabit) ölür, geride bir dul hanım ve üç yetim kız bırakır. Ölen kişirıin hiç oğlu yoktur. Amcası oğulları, omın malının tamanunm alırlar. Dul kadına ve yetim üç kıza bir şey vermezler. Kadın, durumu Hz. Peygamber' e şikayet eder. Hz. Peygamber, onlara adam gönderir. Varisler malın kendilerine ait olduğunu söylerler. Çünkü Arap adetine göre, mirasa yalnız ölenin erkek alaahası varis olurdu. Bu olay üzerine şu ayet-i Kcrime nazil olur: "Ana babanın ve yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır; ana babanın ve yakınların 48 bıraktıklarmdan kadınlara da bir pay vardır ... " Bu durum hem kadın hem de yetim haklarınm ne kadar önemli olduğunu açıkça göstermektedir. Kur'an-ı yelimierin maliarım yiyenler şüphesiz olurlar." ve "Rüşt çağına erişinceyc kadar, 49 yetiıniıı malına, sadece en iyi tntnmla yaklaşın" derıilerek yetim malı yiyenlerin karıniarına ateş dolduracaldarı belirtilmiş ve yetimlerin ınalları Kerim'de: "Haksızlıkla karıniarına aııcak ateş tıkınmış korunması istenmiştir. Beşir b. Akrebe adlı sahabi , henüz çocuk iken, babası Uhud savaşında şehit düşer. Bunun üzerine Hz. Peygamber Beşlr'i ziyaret eder. Onun ağladığnn görür. Bunun üzeriııe "Ağlama, ben babaıı, Aişe de aıınen olsun istemez misin?" 50 diyerek onu teselli eder. Beşir de "Evet" cevabını verir. Hz. Peygamber, içinde yetinı barındıran ve yetime iyi davramlan eve büyük önem venniş ve bu konuda şöyle demiştir: "Müslümanların evleri arasında en iyisi içinde kendisine iyi davraınlan yetim bulunan evdir. En kötüsü de, içinde yetinı bulıınup da kendisine kötü davranılan evdir."51 demiştir. Bir diğer sözlinde de: "Kim Allalı rızası için bir yetinıin başını okşarsa, elinin doleunduğu her saç sayısmca iyilik yazılır. Kim yanında bulunan yetinı erkek veya laz çocuğa iyi davranırsa ben ve o, ceıınette şu ikisi (parmaklarını 52 birleştirerek) gibidir." buyurarak yetime iyi davranarun durağınm cennet olacağnn belirtmiştir. Gene haklar konusunda şöyle buyurmaktadır: "Helak 46 47 48 49 50 51 52 Duhii 9 İbrahim.Sançam, Hz. Peygamber 'in Çağ11nıza Mesajları, TDV Yayınları, Aııkara 2000, s. 93. Nisfi 7 En'a~.'ıs2. Buhaı1, et-Tarflııı'l-Kebfr, Haydarfibfid 1941, Il, 78. İbn M3.ce, II, 1213. İbn Hanbel, V, 250. 12 edici yedi şeyden kaçınınız: Şirk, büyü, adam öldürme, riba yeme, kaçma, iffetli kadına zina isnadında bulunma". 53 savaştan S-Köleliğin Kaldırılması: Peygamber İslam öncesinden kalma kölelik müessesesinin konusunda büyük gayretler göstermiş ve teşvik edici kurallar koymuştur. Eskiden köleler insan yerine konulmazken İslam'la birlikte kimliklerine ve insani haklara kavuşmuşlardır. Kölelerin hürriyetlerine kavuştuıniması daima teşvik edilmiştir. 54 Günümüzde köleliğin kaldırılması konusunda Hz. Peygamber'in bu kaldıuna teşviklerinin büyük rolü olmuştur. Hz. Muhanuned ayrıca köle bir kadının hür bir kimseden olan çocuğunun da hür olması kuralını getirıniştir. Bu, o dönemlerdeki Avrupa'mn anlayışına tamamen aykırı bir yenilikti. Söz konusu yerlerde aynı konumdaki bir çocuk hürriyetten yoksınıdu. öte yandan Hz. Muhammed bu konumdaki bir çocuğun annesinin satılabilmesi veya hediye edilebilmesi imkfuum da ortadan kaldırrruştır. 55 Sözün IC1sası konulan tedbirlerle kölelik gibi insanlığın yüz karası bir müessese yeryüzünden silİnıniştir. Hz. kaldırılması 6-Din ve Vicdan Hürriyeti: İnsanların sahip olduğıı din ve vicdan hürriyeti konusunda ilk temel esaslar Kur' an-ı Kerim tarafından koınnuştur 56 "Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, eğrilik birbirinden kesin olarak ayrılmıştır. "57 "Eğer Rabbin dileseydi yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlcrdi. O halde, inanuıaları için insanları zorlayacak mısın?"58 ayetleri bu konudaki İslanı'm temel tavrım belirlemcktedir. İlk zikredilen ayetİlı calıiliye döneminde Y alnıdilere evlatlık olarak verilen ve onların evinde museviliği benimseyen Arap çocuklarının İslanıiyettcn sonra asıl aileleri tarafmdan geri alınmak ve müslüman yapılmale istenmesi üzerine indiği göz önüne alımrsa İslam'da din ve vicdan hürriyetiııin nasıl titizlik ve samirniyetle komlllllalc istendiği daha iyi anlaşılır. Hz. Peygamber'in Meldce'den Medine'ye göç etmesinin akabinde burada bulunan gumpların bir araya gelerek meydana getirdiği siyasi yapının temeliıli oluşturan ve Batı literatüründe genellikle "Medine Anayasası" olarak amlan sözlcşmede 53 54 55 56 57 58 BuMrf, III, 195. Nisa, 92; Beled, 13; Miicadele, 3; Mfiide, 89. Augusle Bebel, Hz.. Muhammed ve Arap Kiil!ürii, İstanbul 1997, s.89. M. Akif Aydın, "İslam Hukukunda Gaynınüslimlerin Din ve Vicdan Hürriyeti", İstanbul Belediyesi İnsan Haklan Sempoz)rumu, İstanbul 1994, s.129. Bakara, 256. Yunus, 99. 13 Yalındilerin din ve vicdan hürriycti açık bir biçimde yer almaktadır. "Yahudilerin dini kendilerine, müslümanların dini de kendilcrinedir." (md. 25) 59 Din hürriyeti bir dinin yaşamnasmda o dinin mensuplarımn hiçbir kalmadan serbest ohnaları demektir. Her insanın din hürriyeti bakımmdan bir takmı. hakları vardır. Bunları, inanma hakkı, ibadet hakkı, dinini öğreıune-öğretme hakkı, dinin emirlerini yerine getimı.e hakkı şeklinde 6 sıralayabiliriz ° Kur'an-ı Kcrim'e dayalı haklar olarak Hz. Peygamber, bu hakları başka din mensupianna daima tamımştır. Fakat günümüz dünyasında bu hakların tanı verilip verİlınediği halen tartışma konusu olduğu görühnektedir. baskıya manız D- Çevre Sorunları Açısından Hz. Muhanuned, insamn sağlıldı yaşayabilmesi temiz bir çevreyle mümkün olacağnı.dan bugün dünyamızın baş sorımiarı arasında yer alan çevre sonıniarına daha yaşadığı çağda önem vcmriştir. Yaşadığı çevresiılİ en fazla kirJeterek veya bozarale kendi ruh ve beden sağlığını tehlikeye sokan insanın bizzat kendisi olduğundan Kur'an-ı Kerim'de: "Kendi ellerinizle kendiırizi tehlikeye atmayınız" 61 buyunılnmştur. Ruh ve bedenden teşeldcül eden insanın hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için bu iki türlü varlığma zarar verecek her türlü hususa dikkat etmesi gerekmektedir. Bu da ınıcak temiz, sağlıldı, düzenli bir çevre içerisinde yaşamalda mümkündür. Bunun için de havanın, suyı.m ve toprağın temiz olınası lazımdır. Bu sebeple Hz. Peygamber: "Temizlik imandandır" diyerek her türlü temizliğin imanın gereği olduğunu belirtmiştir. Her vesile ile vücudun, clbiselerin ve çevreılİn temiz tutulmasnn dile getirıniştir. "Kim soğan, sarınısak yerse ağzındaki koku·yok oluncaya kadar toplumumuza gelmesin. "62 diyerek pis kokuyla çevrenin rahatsız edilmemesini belirtmiştir. Çünkü Kur' an-ı Kerim' de: "Muhakkak ki Ceııab-ı Allah tevbe edenlerle; çok temiz/enenieri sever. "63 buyunnuştur. Gene Hz. Peygamber: "Gücünüzün yettiği her şeyi temiz tutunuz ve temizleyiniz. Zira Allah, İslamiycti temizlik üzerine bina etmiştir. Cennete ancak temiz olanlar girecektir." 64 diyerek İslamiyetİn temelinde temizlik olduğunu ve temizlerin ceımete gideceğini belirtmiştir. Diğer bir hadisinde: "İnsanları zalmıete düşürmekten korkmasaydmı, onlara her namaz vaktinde 59 6 Muhammed Hamidullah, MecmuaUi'l- Vesôki's-Siyasiyye, Beyrut 1407, s.61. ° Fahri 61 62 63 64 Kayadibi, "Din ve Vicdan Hilrriyeti-Hoşgörii-Birlik ve Beraberlik", Cumhuriyetin 75. Yılında Türkiye'de Din ve Devlet İlişkileri Sempozyumu, KSÜ Rektörlüğil Yay., No:54, K. Maraş 1998, s. 43. Bakara,I95. Fetlıu '1-Kebir, c. 3, s. I71. Bakara, 222. Ramuzu '1-Eiıadh:, s. 258. 14 dişlerini fırçalamayı emrederdim"65 diyerek ağız temizliğinin önemine dikkati çekmiştir. Diğer taraftan Hz. Peygamber , çevrenin en önemli unsurları olmı bitki ve hayvan haklarımn konımnası konusunda da günümüz dünyasına örnek olmuştur. 1-Bitkilerin Kur' an-ı Korunması: Kerinı' de: "Allah Teala sizi topraktan yarattı ve sizden toprağı inıar etmenizi istedi."66 denilmektedir. Biliyonız ki, toprağın iman, onun ekilip ilc mümkündür. Yine bir başka ayettc: "Orada hurmalıklar ve üzüm bağlarından cennetler var ederiz, aralarından pınarlar 67 kaynatırız" denerek ağaçlıklar, orman ve konıluldar, ceıınetle tavsif edilınektedir. Bu sebeple Hz. Peygmnber: "Kıyamet kapacağı zaman bile olsa, birinİlı elinde bir ağaç fidanı bulunursa, kıyamet kopmadan, onu dikıneye gücü yeterse, hemen diksin." 68 buynnıyor. Bir diğer hadisiııde: "Bir kimse bir ağaç dikerse, Allah (c.c.) o kimse için, diktiği ağacın meyvesi ve yaprağı kadar manevi ecir ve sevap yazar" 69 diyerek ağaç dilanenin ne büyük sevap olduğunu dile getirir. Ağaçları kesip-yakıp yok edenler için de: "Meyvesinden, gölgesinden halkm istifade edeceği bir ağacı (Sidr) kesen kimseyi Cenab-ı Hak, tepe-taklak cehenneme atar."70 Diyerek ağaçları imha etmenin cezasımn cehennem olduğunu belirtmiştir. biçilmesi ve ağaçlandırılması 2-Hayvanların Korunması: Hz. Peygamber, hayvan haklarına da büyük önem vermiştir. "Kim haksız yere bir serçe veya daha büyük hayvanı oldürürse, Allahu Teala kıyamet gününde onu ondan sorar. " 71 buyurur. Bir defasında ona "Hayvanın Hakkı nedir?"diye sordular. Resul-i Ekrem: "Onun hakkı, onu kesip etini yeınendir, başını koparıp onu atman değildir." Buyurdu. 72 65 Riyazu 's-Salilıiıı, No: 1201. 66 Hud, 61. Yasin 34 67 68 Fetlıı/'t-Kebir, l/267. İbn Hanbel, 5/415. ıı Camiii'~·-Saglr, Mısır 1321,2/164. 69 7 71 Nesei, Sünen, 7/239. 72 MUslim, 3/l548. 15 Hayvanlara eziyet ve işkence yapmayı yasaklamıştır. "Kim bir hayvana yüzünü, kulağını veya kuynığunu kesmek suretiyle eziyet eder ve sonra tevbe etmeden ölürse, Allahü Teala kıyamet gününde ayın ceza ile kendini 73 cezalandırır." demiştir. "Merhamet edin ki merhamet olunasınız, bağışlayın ki 74 bağışlanasınız" diyerek yaratılmışa merhamet etıneyi tavsiye etıniştir. Böylece çevrenin esasını teşkil eden bitki ve hayvanların yetiştirilip konınmasmı istemiştir. E-Çalışma ve İş Hayatı Açısından 1- İnsanları Çalışmaya Teşvik Etmiştir Hz. Peygamber, çalışmayı, helal kazanç temin etmeyi, daima ileri gitıneyi tavsiye etmiş; tembelliği, zamanı boşa harcamayı ve yerinde sayınayı hoş görmeyerek kınaınıştır. Çünkü Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de: "İnsan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra ona karşılığı taın olarak verilecektir."75 Buyuruyor. Bunun için bu alanda güvenilir olına, doğmluk, adaletli alına, sözleriyle davraruşları arasıda uygunluk olması ve işçi-iş veren lıaklarmın gözetilmesi konusunda dikkati çekiyor. Kişinin çalışarak üretimde bulunmasını, ailesini geçindirmesini ve topluma faydalı alınasım daima teşvik ediyor. Onun düşünülerek çalışına konusundaki bazı sözlerini burada zikrederek üzerinde hareket edilmesinin gereğini burada vurgulamak istiyomm: -"İıısanlarm en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır." 76 -"Allah kı.ılunu, helalkazanç talebinden yorgun düşmüş görmeyi sever."17 -"İnsanın yiyip içtiklerinin en helal ve bereketli olaın, çalışıp kazaııarak aldıklarıdır. " 78 -"Kişinin sırtında odun taşıyarak geçimini sağlaması, versm veya vermesin birisinden bir şey istemesinden daha hayırlı dır.,,. 73 Nemi, 27/16. 14 Mecmeu 'z-Zevaid ve Meııbeu'l-Fevaid, 8/186. 75 Necm,3941. 76 250 Hadis, DİB Yayınları, Ankara, 152. Hadis. 77 Tae, II/35. 78 İbn Macc, H. No: 2137. 79 Bııhari, B UyG, 15. 16 -"Allahım! Tembellikten, cimrilikten sana sığllllrllll. " 80 korkaklıktan, ihtiyarlığın verdiği düŞkünlük ve -İçinizden kim bana, insanlara yük olmayacağına, onlardan bir şey istemeyeceğine söz verebilirse, ben ona Cennette olacağım garanti veririm. " 81 -"Hz. Peygamber, kişinin çalışmasını, üretimde bulıllllllasını ve ailesini geçindirmesini, Allah yolunda gayret ve gündüzleri oruç geceleri namazla geçimıe ile bir tutmuştur.'~ 2 -"Hiç bir kimse kendi elinin lokma asla yi yemez. " 83 emeği -"Servet, bir müslüman için ne güzel 84 fakire, yetime ve yolcuya venniş olsım. " 2-Çalışma ile kazandığından arkadaştır. daha hayırlı bir Yeter ki o, servetinden ve Ticarette Doğruluk: Hz. Peygamber, "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol"85 ilahi emre hayatı boyunca özenle uymuş ve müslümanlarm da uymasıııı istemiştir. Yapılan işin sağlam yapılınasını ve ticaretin de doğru yapılmasilll daima istemiştir. "Doğru sözlü ve her konuda kendine güvenilen bir ticaret adamı, ahirette Peygamberler, sıddlkler ve şehitlerle beraber olacaktır" diyerek doğru ticaret adamlarını övınüş ve mükil.fatlarllllll yüksek olacağını belirtmiştir. Bir gün çarşıda dolaşırken bir buğday yığllllnın önünde durup, elini yığının içine daldırınca, belirli bir ıslaklığın farkıııa varır. Bunun sebebi olarak yağmurdan ıslanabileceğini belirten mal salıibine; ıslak tarafı herkesin görebileceği şekilde üste koyması gerektiğini söyledikten soııra "Bizi aldatan bizden. değildir" 86 buyurmuştur. Gene bir hadisinde: "Müslüman, diğer insanlarm elinden ve dilinden güvende olduklan kimsedir. " 87 diyerek gerçek müslümamn eliyle ve diliyle başkalarına zarar veremeyeceğini belirtmiştir. 80 Buhfiti, III, 224. 81 Tae, II, 36. Buhfiri, Nafakat, 1; İbn Mace, Il, 724. Buhirt, U, 9. 84 İbn Hanbel, Müsned, c. III, s. 21. 82 83 85 86 HOd, 112. MUslim, I,99. 87 MUslim, Kitabu'l-İman, Bab:14, H. No: 41. 17 3-Ticareti Teşvik: Hz. Peygamber: "Rızkın onda dokuzu ticarette" 88 diyerek insanlan ticarete teşvik etmiştir. "Korkak tacir mahnımdur, cesur tacir ısc nzıklandırıhnıştır" 89 diyerek !icarette atılganlığm önemini vurgulamıştır. İşçi-İşveren İlişkileri: Hz. Peygamber, işçi-işveren ilişkilerine çok önem vermiştir. işçilere ağır iş · yüklell1llesi, ödetilmesi gibi ücretİlı geciktirilınesi, yere işçıye adaletli bir şekilde davraınlıuasını ve kardeş muamelesi yapılınasım emretmiş, bu prensipleri de 91 hayatında uygulamıştır 90 "İşçiye ücretini teri kunımadan veriniz" diyerek işçiye ücretinin zamamuda verilmesini belirtmiştir. kaybolan malı haksız haksız uygulamaları yasaklanuş, işçilere Hz. Peyganıber çalışmaya, ticaret yapmaya, ilerlemeye bu kadar önem vermesine rağmen müslüman milletierin dinde yasaklaımuş olan teınbellil< ile geri kalarak bu konuda dinin ruhuna ters düşmeleri akıl-mantık işi değildir. Fakat çalışan başka dinden de olsa karşılığılll görür. 4- İşi Sağlam Yapmak: kazarken göze hoş beliren bir deliğİn kapatılınasım mezar kazıcısından istemiş ve yapılan işin sağlam ve noksansız yapılıııasnu belirtmiştir. Bu tavrıyla san'at ve estetiğin de önemini vurgulamıştır. Hz. Peygamber görülınediğinden dolayı oğlu mezarın İbrahim'in bir ınezarım köşesinde F-Ahlak Açısıdan Her türlü alılaksızlığm cirit attığı bir dönemde Peygamberlik görevi ile gelen Hz. Muhanuned' in en önemli özelliği ahlaken en üstün ve ınükeınınel olmasıdır. Onun ahlakı Kur'an-ı Kerim'de: "Hiç şüphesiz Sen, büyük bir ahlak üzerindesin"92 şeklinde övülınüştür. Kendisi de: "Ben, ancak güzel ahliikı tamamlamak için gönderildim" 93 diyerek görevinin güzel ahlakı tamamlamak olduğunu belirtıniştir. 88 89 90 91 92 93 Münavi, Feyzü'l-Kadir, Mısır 1938, III, 244-245. İbn Mace, II, 832. Geniş bilgi için bkz. Ali Bardakoğlu, "İslam Hukukunda İşçi-İşveren Münasebeti", İslam'da Emek ve İşçi İşveren Münasebetleri, İstanbul1986, s. 179; Hüseyin Atay, İslam 'da İşçi İşveren ilişldleri, Ankara 1979. İbnMılce, II, 817. Kalem, 4. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.2, s.381; Buhari, Edebü'lmilfred,s.78. 18 Hz. Peygamber (s.a.s.)'in vefatından sonra Hz. Aişe'ye: "Resfılullah aleyhisseliiının alılakı nasıldı?" diye soruldu. Hz. Aişe, onlara "Sen hiç Kur'an okuınuyor musun? Resfılullahın ahliikı Kur'an'dan ibaretti." dedi. İşte Onun ahialanı tanımak isteyen Kur'aıı'ı okusun ve onu orada görsün. el-Emln~Güvenilir Oluşu: Hz. Peygamber, daha peygamberlik görevi gelmezden önce kendisine lakabı takılınıştı. Çoculduğımdan beri hiçbir eğri ve güvensizlik tarafı görülememiş ve kendisine bu vasıf talalınıştır. Emanetler ona güvenilerek teslim edilirdi. İşte kırk yaşnıa geldiğinde ve Peygamberliğini halka söylediğinde buna kimsenin itiraz edecek tarafı yoktu. O,İnsan-ı Kiimildi. Şimdiye kadar yalan söylemeınişti ki şimdi söylesin. Fa\mt bazı inatçı ve eski alışkanlıklarından kapamayanlar itiraz ediyordu. Ama ala! ve vicdanlar onu "el-Emln~Güvenilir" onaylıyordu. Çünkü onun özü, sözü ve yaşayışı tamamen birbirine uygundu. Hz.Peygaınber, iman ile güvenilir kimse alınale arasında sıkı bir bağ bulunduğunu şu sözleriyle ifade etmektedir: "Emanete riayeti olmayanın imanı yoktur. " 94 "Kişinin kalbinde iman ile küfiir bir arada bulunmaz. Güveniriilik ve hainlik de bir arada olmaz."95 "Mü'min, insanlarm kendisine güvendiği kimsedir. Müslüman, dilinden ve elinden müslümanların salim olduğu kişidir. Nefsİnı kııdret elinde bulunan Allalı'a andolsun ki, kötüliüderden komşusunun emin olmadığı kişi cennete giremez. " 96 Ernancte riayet rızık, hilinlik ise fakirlik getiriL " 97 buyurınuştıır. Görülüyor ki Hz. Peygamber güvenilir emin kişi olmanın toplum imana dayalı bir parçası olduğunu açıkça ifade etmektedir. Gerçekten de güven duygusu günümüz dünyasııım en fazla muhtaç olduğu bir husustur. Ailede güven, iş yerinde güven, ticari hayatta güven, her alınıda güven, kısaca toplumun her kesiminde güven önemlidir. ahlakının Hz. Peygamber'in ahlaki yönlerinden insanlığnı alacağı çok hususlar vardır. Hz. Enes onu "Yanında on yıl hizmet etmek için bulunduğum halde o bir gün olsun bana öfkelemnedi, kötü söz söylemedi, iş buyurınadı, hep kendi işini kendisi yaptı. Sözü güzel, yüzü güleçti." şeklinde anlatıruştır. 94 95 96 97 İbn Hanbel, III, 135-154. İbn Haııbel, II, 349. İbn Hanbel, III, 54. Buhari, Kitabu'l-Emllnet. 19 Günümüz müslümanlarının en büyük sıkıntısı sözleriyle davranışlarının uygun olmayışıdır. Oysa ki "Din ınuanıeledir." İşin sözüne uygun ve sağlam olacak. Dini iyi yaşamanın alanıeti yapılan işlerin dinimizin istediği gibi dosdoğnı ve düzgün olmasıdır. Bu dunını aynı zanıanda iman ve ibadetlerin gereğidir. Bunun için Kur'an-ı Kerim'de: "Muhakkak ki samirniyetle kilınan namaz insaniarz her türlü kötülükten men eder"98 buyunılınuştur. İşte Hz Muhanınıed bu dunınıuyla bütün insanlığa her zaman örııektir. Hz. Peygamber'in kanatkarlığı, davraıuşları, nazildiği, muhtaçları ve hayat sadeliği, cömertliği, düşkünleri insanlara güzel gözetmesi ve insanlara hİZllleti , kısaca kişiliği daima insanlara örııek motif oluşturacaktır. G- Aile Açısından Peygamberimiz örııek bir aile reisi olarak insanların eş ve çocuklarına ahlaken nasıl olması gerektiği konularmda emir ve tavsiyelerde buluılllluştur. "Sizin en hayırlınız ailesi için hayırlı olandır. Bana gelince ben aileme karşı en hayırlı olanınızım" 99 diyerek kişinin ailesine karşı hayırlı olması konusunda tavsiyede bulunınuştıır. "En hayırlznız hanımlarımza karşı iyi 100 davrananızdır. " diyerek de eşierine karşı iyi davrananları hayırlı insan olarak nitelendirmiştir. Enes b. Mali!< ise "Ai/esine Resuluilah kadar şefkatli bir kimse görnıedim. " 101 demişti karşı Aile fertlerine karşı yumuşak davraıunayı inıanın gereği ve bir ahlak olarak kabul etmiştir. "Mü' minlerin iınanca en mükemmel olanı, ablakça en güzel olaıu ve aile fertlerine yumuşak davrananıdır. " 102 kuralı Sahabe-i Kirama hanınılarma daima iyi davranmalarını öğütlerken onları dövmeyi de men etmiştir. "Kadınları ancak kötüleriniz döver" 103 demiştir. Bir diğer sözünde de: "Kadmlarınızı nasıl dövüyor, sonra da akşam olunca beraber yatıyorsunuz" 104 şeklinde kıııanuştır. 98 Ankcbut, 45. 99 İbn Mace, I, 636. İbn Mace, I, 636. 100 101 İbn Sad, I, 36. İbn Hanbel, VI, 47. İbn Sad, VIII, 134. 104 İbn Hanbel, IV, I7. 101 103 20 I- idarecilik Açısından İstişare üzerine kumlmuştur Kur'an-ı Kerim'de 105 Bizzat Hz. Peygamber' e İstişare 106 etmesi emrolunur. Hz. Peygamber de bu emre uyarak salıabilerle istişaredc bulunmuştur. Ebu Hureyre bu konuda şunları söylemiştir: "Resfılullalı'tan daha fazla arkadaşları ilc İstişare eden hiçbir kimse görmedim. " 107 İşte onun idaresindeki can alıcı nokta budur. Her konuda insanlarla İstişare ederek doğnı kararlar alabilmek Hz. Peygamber'in idaredeki bu model davranışı günümüz idarelerine de yansımıştır. O, İstişare yanında Bey'atı'da getirmiştir. Bey'at'uı kelime manası cl tutuşarak bir konuda ınisaklaşma/alıdleşıne. Kadınlar da var bunun içinde. Ya bizzat alıyor, ya görevlendiriyor birini, daha çok Hz. Öıner'i, git benim adınıa biat al diyor. Böylece kadımn da seçme-seçilıne hakkını o günden tanıyor. Hz. Peygamber'in idaresi İstişarenin önemi üzerinde çok durulur. Şilrii'nuı yanında Bcy'at'ı zaman da getirmiş. Bütün bunları toparladığnnz görüyorsunuz: Yönetim şeklini Kur'an, şura ve bey'at'a Bu da Kur'aııi prensipiere sadakatle cumhuriyet ve şunu dayaııdırıyor. deınokrasidir. 108 Hz. Peygamber idari ve diğer her türlü faaliyetlerinde adalet ve ahialcı esas alınıştır. İslam'ın doğduğu sırada Araplar ve Yalıudiler arasında sınıf farkları mcvcuttu. İslaın döneminde ise, bu dini kabul eden herkes eşit sayılıyordu. İdareleri altuıdalö, gayri müsliınlerin kendi aralarındaki eşitsiziiideri bile ortadan kaldırıyordu. içte barış ve huzuru, dışta da emniyeti sağlamale Hz. Peygamber'in temel hedeflerinden biriydi. Nitekim cahiliye döneminde kabileler arasmda savaşlar, kanlı soygunlar, kervan baskınları ve kan davaları eksik olmazken, Hz. Peygamber dönenıiııde bunlar büyük çapta önlcınniştir. 109 Kur' an-ı Kerim'de Peyganıber İlısanlar arasında adaleti Bunun için Hz. Peygamber, adalete ve kul Zulmü ve halcsızlığı her zaınan kötülemiştir. Hz. gerçekleştirmekle emrolumuştur. hakkına 105 106 107 108 109 110 çok önem vemıiştir. 110 Sarıçam, a.g.e., s. 36. Al-i İınrfin, 159. Yakidi ll 580 Yaşar' N~ıri Öztürk, "Kur'an'a Göre Hukuk Devleti ve Sayı:l, İstanbul1999, s. 21. Sarıçanı, a.g.e., s. 38. Şfırfi, 15. İnsan Hakları", lO.İ!ahiyat Fakiiltesi Dergisi, ------- --:· 21 "Müslüman, müslümanın müslüınamn kardeşine kardeşidir, ona zulınetmez. ,ı ıı zulüm edemeyeccğini vurgulamıştır. diyerek bir İ- Sosyal Dayanışma Açısından İslam dini, yardunlaşmayı, dayanışmayı, düşkünleri gözetmeyi bir ibadet tarzında değerlcndirıniştir. Zclclt, sadaka-i fıtr, fidye gibi mali ibadetler bunun en açık örneğidir. Kur'an-ı Kerim'de "İyilik ve takva üzerinde yardımlaşm, kötülük ve zulüm üzerinde yardımlaşmaym" buyurulmaktadırn 2 Demek ki her türlü iyilik konusunda yardımlaşma olacak, fakat günah ve kötülük üzerinde asla olmayacaktır. Hz. Peygamber aldığı tedbirlerle toplumun her kesimini korumayı amaçlamıştır. Yoksullar, düşkünler, köleler, borçlular, zayıflar hep koıunmuşlardır. Hz. Peygamber, Kur'an'ın koyduğu sosyal dayanışma ilkelerini hep uygulamıştır. K- Barışı Sağlama hayatı boyunca insanlar arasında barışı temin etmeye Mecbur kalmayınca savaşınamıştır. Savaş, savunma mecburiyelinden yapılmıştır. "İslam" kelimesinin "Barış" anlamına gelmesi banşın önemini ve gerekliliğini gösterınektedir. Dininin adı "Barış" ınanasma gelen bir peygamber, elbet de barışı temin için uğraşacaktır. Barış, sevgi ve rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed savaştan ve savaşınaktan hoşlamnazdı. Kur'an-ı Kcıim'de inananlara "Hep birden barışa girınelcri"ı 13 emredilrnektedir. Hz Peygamber' c de "Eğer onlar barışa yanaşıriarsa sen de ona yanaş ve Allalı'a dayan, çünkü O, işitendir, bilendir."ıı• denilerek barışayanaşması istenmiştir. Hz. Peygamber çalışmıştır. İslam dininde mecburiyel karşısında savaşa izin verilmiştir. Müşriklerin iyilikten, hoşgörüden ve yumuşak davraınştan anlamaınaları ve devamlı saldırgan davraınnaları zora karşı zor kullamnayı, kuvvetc karşı kuvvetle karşılık vernıeyi mecbur etıuiştir. Bu sebeplerden dolayı zorda olan müslümanlara istemeseler de savaş izni zoraki verilmiştir. ııs Böylece barış için savaş zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Meşn'l müdafaa, insan hakları ve din hürriyetini güvence altına alınalc, toprakları yabancı saldırılardan korumak gibi sebeplerle savaşa mecbur kalımnıştır. Ama bütün bunlarm ucunda barış vardı. 111 Zebidi, Salıihi Buhdrf Muhtasan Tecrfdi Sarfh 'f'ercemesi, çev. Ahmed Niim-Kfl.mil Miras, Ankara i98Ü83, VII, 360. 112 Mfiide, 2. 113 Bakara, 208. Ental, 61. Hac, 39-40. 114 115 ~ 22 Günümüz dünyasırnn çeşitli menfaatlerin çatışması neticesi" yapılan için Hz" Peygamber'in barışçı kişiliğinden alacağı çekişmelerden kurtulması çok şeyler vardıL Sonuç Hz" Muhammed 23 yılık peygamberlik döneminde putperestliğin yerine inancını, zulıııün yerine adaleti, ahlaksızlığın yerine alılakı, düşmanlığııı kardeşliği, siirtüşmenin yerine dayamşmayı, cehaletin yerine bilgiyi, tembelliğin yerine çalışmayı, savaşın yerine barışı getirıniştiL İnsanlık sıfatiarını kaybetmiş insanlara, tekrar bu sıfatlarnu kazandınmştıL tevhid yerine Onl\ll önıek kişiliği, bir çok güzel vasıflarıyla dünya durdukça insanlığa tutmaya devam edecektiL Ahlakı, doğnıluğıı, güvenirliliği, adaleti, cömertliği, teınizliği, çalışkanlığı, nezaketi, affediciliği, tevazusu, cesareti, sevgi-saygısı ve diğer güzel vasıflarıyla hep insanlara örnek olınuştuc O,insanlık için bir modeldiL ışık Calıiliye devriııin kan davalarını, cehaleti, znlmü, kini, soygunları, içki, kumar, hırsızlık, yalan, gıybet, yetim malı yemek, soygun, düşmanhlc gibi toplum huzurunu bozan kötülükleri ortadan kaldırınale için bütün gücünü kullammştıL İnsan haklarını korumak, mal ve can emniyetini tenıinat altına alıııak, sosyal dayanışmayı temin etmek, bunalunlan gidermek, herkesin insanca yaşanıasun sağlamak için didinip durmuştuL Kendini değil canlı-cansız bütün varlık alemini düşüınnüştüL Onun yaşayan Getirdiği önıek hayatı insanlığa değil, ve güzel uygulamaları, sadece kendi zamanmda tarih boyunca bütün insanlığa model olacaktıL mesaj, bütün çağları aydınlatacalctıL Yeter ki O'nun örnek hayatı yeterince insanlığa tamtılabilsin" ~: ••