TÜRKøYE EKONOMøSøNøN OECD ÜLKELERø øLE

advertisement
T.C.
EGE ÜNVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ
ktisat Anabilim DalÕ
TÜRKYE EKONOMSNN OECD ÜLKELER LE
KARILATIRMALI BR BÜYÜME
ve VERMLLK ANALZ:
1980–2005
YÜKSEK LSANS TEZ
Mutlu Deniz GÜR
DanÕman: Prof.Dr. Nee KUMRAL
ZMR–2008
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüüne sunduum “Türkiye
Ekonomisinin OECD Ülkeleri ile KarÕlatÕrmalÕ Bir Büyüme ve Verimlilik Analizi: 19802005” adlÕ yüksek lisans/doktora tezinin tarafÕmdan bilimsel, ahlak ve normlara uygun bir
ekilde hazÕrlandÕÕnÕ, tezimde yararlandÕÕm kaynaklarÕ bibliyografyada ve dipnotlarda
gösterdiimi onurumla dorularÕm.
Mutlu Deniz GÜR
ii
TUTANAK
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun 28/12/2007 tarih ve
43/16 sayÕlÕ kararÕ ile oluturulan jüri ktisat anabilim dalÕ yüksek lisans örencisi Mutlu
Deniz Gür’ün aaÕda (Türkçe / ngilizce) belirtilen tezini incelemi ve adayÕ 17/01/2007
günü saat 14.00’da 60 dakika süren tez savunmasÕna almÕtÕr.
SÕnav sonunda adayÕn tez savunmasÕnÕ ve jüri üyeleri tarafÕndan tezi ile ilgili
kendisine
yöneltilen
sorulara
verdii
cevaplarÕ
deerlendirerek
tezin
baarÕlÕ/baarÕsÕz/düzeltilmesi gerekli olduuna oybirliiyle / oyçokluuyla karar vermitir.
BAKAN
Prof.Dr. Nee KUMRAL
BaarÕlÕ
X
BaúarÕsÕz
ÜYE
ÜYE
Doç.Dr. Özlem ÖNDER
BaúarÕlÕ
BaarÕsÕz
X
Doç.Dr. Nazan GÜNAY
BaúarÕlÕ
X
BaarÕsÕz
iii
ÇNDEKLER
Sayfa No
ÇNDEKLER.................................................................................................................ii
TABLO LSTES.............................................................................................................. vi
GRAFK LSTES.............................................................................................................vii
KISALTMA LSTES......................................................................................................viii
SEMBOL LSTES….........................................................................................................x
ÖZET................................................................................................................................ xi
ABSTRACT ....................................................................................................................xiii
GR................................................................................................................................xvi
BRNC BÖLÜM
1. OECD-EKONOMK BRL VE KALKINMA ORGANZASYONU………1
1.1. AmacÕ ve Eylemleri……………………………………………………………1
1.2. YapÕsÕ…………………………………………………………………………...3
1.3. Üye Ülkeler……………………………………………………………………..4
KNC BÖLÜM
2. OECD Ülkelerinin 1980–2004 YÕllarÕ ArasÕndaki Geliimi……………………… 10
2.1. 1980–1989 YÕllarÕ ArasÕ……………………………………………………….10
2.2. 1990–2000 YÕllarÕ ArasÕ……………………………………………………….16
2.3. 2001–2005 YÕllarÕ ArasÕ……………………………………………………….22
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
3. OECD ve TÜRKYE YAKINSAMA ANALZ…………………………………..32
3.1. Teorik Model ………………………………………………………………….32
3.2. Literatür………………………………………………………………………...37
3.3. Veri Seti………………………………………………………………………...42
iv
3.4. Verimlilik Analizi……………………………………………………………….42
SONUÇ VE DEERLENDRME……………………………………………………….50
KAYNAKÇA ……………………………………………………………………………59
EKLER ..............................................................................................................................63
1) 1. Logaritmik olarak KBGSYH…………………………………………………63
2) Logaritmik olarak Emek Verimlilii…………………………………………….63
3) Emek Verimlilii YakÕnsamasÕ (Lüksemburg ve zlanda Dahil)………………..64
v
TABLO LSTES
Sayfa No
Tablo 1.Yüksek Gelirli OECD Ülkeleri…………………………………………………...6
Tablo
2.
Bölge
çi
Ticaretin
Bölgelerin
Toplam
hracatÕ
çindeki
PayÕ(%)……………………………………………………………................10
Tablo 3. 1980–1989 ArasÕ Dönemde OECD Ülkelerindeki Deiim ………….…….....13
Tablo
4
Bölge
çi
Ticaretin
Bölgelerin
Toplam
hracatÕ
çindeki
PayÕ(%)……………………………………………………………................17
Tablo 5. 1990–2000 ArasÕ Dönemde OECD Ülkelerindeki Deiim……………………19
Tablo 6. 2001–2004 ArasÕ Dönemde OECD Ülkelerindeki Deiim……………………28
vi
GRAFK LSTES
Sayfa No
Grafik 1: Kii baÕna düen GSYH karÕlatÕrmasÕ (2005)………………………..….25
Grafik 2: Reel GSYH ortalama yÕllÕk büyüme(%) (1992–2005)………………….….27
Grafik
3:
BazÕ
OECD
ülkelerinin
üretim
faktörlerinin
büyümelerine
katkÕsÕ………………………………..………………………………….……41
Grafik 4 : : OECD Ülkeleri Kii BaÕna Düen GSYH YakÕnsamasÕ (1980–2004)….43
Grafik 5 : OECD Ülkeleri Emek Verimlilii YakÕnsamasÕ (1980–2004)……………..46
vii
KISALTMA LSTES
AB: Avrupa Birlii
AR-GE: AratÕrma-Gelitirme
CBSS: Baltik Ülkeleri Konseyi
FAO: TarÕm ve GÕda Örgütü
DYY: Dorudan YabancÕ YatÕrÕm
EH: Enflasyon Hedeflemesi
G8: G8 Ülkeleri
GEGP: Güçlü Ekonomiye Geçi ProgramÕ
GSYH: Gayri Safi Yurtiçi HâsÕla
KBGSYH: Kii BaÕna Düen Gayri Safi Yurtiçi HâsÕla
NATO: Kuzey Atlantik AntlamasÕ Örgütü
NAFTA: Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret AnlamasÕ
OECD: Organisation for Economic Co-operation and Development
(Ekonomik birlii ve KalkÕnma Örgütü)
IMF: International Money Fund (UluslararasÕ Para Fonu)
TCMB: Türkiye Cumhuriyet Merkez BankasÕ
TFV: Toplam Faktör Verimlilii
TL: Türk LirasÕ
AUS: Avusturya
AUT: Avusturya
BEL: Belçika
CAN: Kanada
CZE: Çek Cumhuriyeti
DNK: Danimarka
FIN: Finlandiya
FRA: Fransa
DEU: Almanya
viii
GRC: Yunanistan
HUN: Macaristan
ISL: zlanda
IRL: rlanda
ITA: talya
JPN: Japonya
PRK: Kore Cumhuriyeti
LUX: Lüksemburg
NLD: Hollanda
NZL: Yeni Zelanda
NOR: Norveç
POL: Polonya
PRT: Portekiz
SVK: Slovakya
ESP: spanya
SWE: sveç
CHE: sviçre
TUR: Türkiye
GBR: Birleik KrallÕk
USA: ABD
ix
SEMBOL LSTES
Y: Üretim
K: Sermaye
L: gücü
A: Teknoloji Düzeyi
x
ÖZET
Bu çalÕmada, OECD ve Türkiye’nin 1980–2005 yÕllarÕ arasÕnda, kii baÕ düen gayri safi
yurtiçi hâsÕla ve emek verimlilii açÕsÕndan reel yakÕnsama durumlarÕ irdelenmitir.
Türkiye’nin OECD ülkeleriyle karÕlatÕrmalÕ verimlilik analizi yapabilmek için Dünya
KalkÕnma Endeksinde Türkiye’nin de dâhil olduu 30 OECD ülkesinin 1980–2004 yÕllarÕ
arasÕndaki, reel GSYH ortalama yÕllÕk büyüme deiimi, emek verimlilii ve reel kii
baÕna düen GSYH verileri ve Penn World Table programÕnÕn çÕktÕ, emek, sermaye
verileri kullanÕlmÕtÕr. 2005 yÕlÕ Dünya KalkÕnma Endeksinde mevcut olmadÕÕ için
kullanÕlamamÕtÕr. Polonya Güney Kore ve Çek Cumhuriyetinde 1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda
yÕllÕk yüzdelik büyüme verilerinin olmamasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕ bu ülkeler hariç
tutularak dikkate alÕnmÕtÕr. Slovakya ve Çek Cumhuriyetinin 1980–1989 yÕllarÕ arasÕ emek
verimlilii verilerinde eksiklik olmasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕ bu ülkeler hariç
tutularak dikkate alÕnmÕtÕr Güney Kore’nin 1990–2000 yÕllarÕ arasÕnda yÕllÕk yüzdelik
büyüme verilerinin olmamasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕna bu ülke dâhil edilmemitir
YakÕnsamanÕn gerçeklenebilmesi için kii baÕna düen GSYH deeri düük olan ülkenin
kii baÕna düen GSYH büyüme hÕzÕnÕn yüksek olmasÕ beklenir. Böylelikle bütün
ülkelerin bir zaman sonra belli bir noktaya eriecei düünülür. Bu sebeple gerekli
hesaplamalar yapÕlmadan önce bu grafiin eiminin negatif olmasÕ beklenmitir.
Analiz sonucunda 1980 yÕlÕndaki kii baÕna düen GSYH ile 1980–2004 dönemindeki kii
baÕna düen GSYH büyümesi arasÕnda negatif ve istatistikî olarak anlamlÕ bir iliki
bulunamamÕtÕr.
Türkiye’de siyasi ve ekonomik istikrarÕn sürdürülmesi, ulusal ve uluslararasÕ yatÕrÕmlarÕn
artÕrÕlmasÕ ve enflasyonu düürücü politikalarÕn devam ettirilmesi, büyüme performansÕnÕn
xi
ve istihdamÕn artÕrÕlmasÕ açÕsÕndan özen gösterilmesi gereken konularÕn baÕnda
gelmektedir.
Anahtar Kelimeler: OECD, Emek Verimlilii, Kii BaÕna Düen GSYH, Reel
YakÕnsama, Büyüme
xii
ABSTRACT
This thesis is an attempt to investigate real convergence for Turkey and OECD countries in
terms of gross domestic product per capita and labor productivity through 1980-2004. Main
reasons for this real convergence and especially total factor productivity are also evaluated.
Turkey’s data is also tested the way.
In order to make a comparative productivity analysis of Turkey and OECD countries, data
like the annual average change of reel GDP, labor productivity and GDP per capita from
World Development Index and output, labor and capital data from Penn World Table is
used for 30 OECD countries including Turkey through 1980-2004. 2005 is not taken
because of missing data. OECD average is calculated excluding Poland, Korean Republic
and Czech Republic annual average change of reel GDP data trough 1980-1989 because of
missing data. OECD average is calculated excluding Slovenia and Czech Republic labor
productivity trough 1980-1989 because of missing data. Korea Republic is totally excluded
through 1990–2000 because of missing data in annual average change of GDP.
According to the theory, it is expected that the country with low value of 1980 GDP per
capita/labor productivity must have a high level speed of 1980-2004 average GDP/labor
productivity growth, in order to have a convergence. Therefore, the slope of graphic is
expected to be negative.
As a result no significant and negative relationship is found between 1980 GDP per capita
and 1980-2004 GPD per capita growth.
There still prevails no certain policy about developing Turkey’s education, science and
technologic level. Taking the great potential of population increase, strong reforms are
needed to be taken.
xiii
Key Words: OECD, Labor Productivity, GDP per capita, real convergence, Growth
xiv
GR
Ekonomik birlii ve KalkÕnma TekilatÕ - OECD (Organisation for Economic Cooperation and Development) demokratik yönetim ve piyasa ekonomisi amacÕ güderek bir
araya gelen ve 30 üye ülkeden oluan bir gruptur. Üye olmayan 70 kadar dier ülkeyle olan
aktif ekonomik ilikileri ile küresel anlamda oldukça yaygÕn bir eriimleri vardÕr.
OECD kamu alanÕnda etkin yönetiim konusunda oldukça önemli bir role sahiptir. Stratejik
uygulamalarda politik karar mercilerine, sorunlu konularÕ anlaÕlabilir hale getirerek ve
politikalar belirleyerek yardÕmcÕ olur. Ülkelere dair yapÕlan kapsamlÕ aratÕrmalarla
bilinmektedir.
OECD küresel bir ekonomide ülkelerin bireysel anlamda ilerleme göstermesi için uluslar
arasÕ arenada kabul görmü araçlar, kararlar ve öneriler üretir.
Ekonomik büyüme, hem toplam hem de kii baÕna gelir veya üretim miktarlarÕndaki bir
artÕ olarak tanÕmlanÕr. Ekonomik büyüme yalnÕzca üretimdeki deiiklikler üzerinde
durmaktadÕr. Üretim fonksiyonu çÕktÕlarÕn üretilebilmesi için fiziki sermaye, beeri sermaye
ve doal kaynaklar gibi girdilerin farklÕ teknolojiler kullanÕlarak bir araya geldiini
gösteren matematiksel bir ifadedir.
Ülkelerin gelime tarihleri incelendiinde iktisadi büyüme ve kalkÕnmanÕn büyük ölçüde
teknolojik ilerleme ve buna balÕ olan verimlilik artÕlarÕndan kaynaklandÕÕ bilinmektedir
genel anlamda aratÕrmalara en çok konu olan emek ve sermaye verimliliinden söz
edilebilir. Toplam Faktör Verimlilii ise iktisadi büyümenin en önemli kaynaÕ olarak
görülmektedir. Tüm girdilerin çÕktÕ üzerine etkisi hesaplanÕlmaya çalÕÕlÕr. Gerçekten de
Toplam Faktör Verimlilii her eyden önce iktisadi büyümenin sürdürülebilir olmasÕ için
gerekli kouldur. YapÕlan aratÕrmalara göre büyümeyi salayan unsurun Türkiye’de
xv
üzerinde durulduu gibi sermaye birikiminden öte Toplam Faktör Verimlilii olduu ortaya
konmutur. (saygÕlÕ, cihan, yurtolu; sayfa 23)
YakÕnsama, bir grup ülke veya bölge arasÕnda çeitli ekonomik göstergelerin zaman içinde
birbirine benzemesi olarak tanÕmlanabilir. Reel yakÕnsama, kii baÕna düen gayri safi
yurtiçi hâsÕla (KBGSYH) oranÕnÕn ve yaam standartlarÕnÕn birbirine yaklamasÕ, yani bir
bakÕma üretim ve ticaret yapÕlarÕnÕn birbirlerine uyumlu bir hal almasÕ anlamÕna
gelmektedir. Nominal yakÕnsama ise, enflasyon, bütçe açÕÕ, kamu borcu ve kur istikrarÕ
gibi alanlarda ülke ekonomilerin birbirine yakÕnlamasÕnÕ anlatmaktadÕr. AyrÕ kavramlar
olarak belirtilse de, birbirleriyle oldukça ilikili kavramlardÕr. Reel yakÕnsama olmaksÕzÕn
nominal yakÕnsamanÕn sürdürülebilirliinden söz edilemezken, nominal yakÕnsama
gerçeklenmeden reel yakÕnsamanÕn gerçeklenmesi düünülememektedir.
Bu çalÕmada OECD ülkeleri ve Türkiye arasÕndaki KBGSYH ve emek verimlilii
deerlerinde bir yakÕnlamanÕn olup olmadÕÕ karÕlatÕrÕlarak gösterilmesi amaçlanmÕtÕr.
Bu amaçla önce birinci bölümde OECD’nin yapÕsÕ ve üye olan ülkeler anlatÕlmÕ, ikinci
bölümde de onar yÕllÕk periyotlarla üye ülkelerin yÕllÕk yüzdelik büyüme oranlarÕ, emek
verimlilii ve reel kii KBGSYH deerleri karÕlatÕrÕlmÕtÕr. Analiz kÕsmÕnÕ içeren üçüncü
bölümde ise önce literatürde çalÕma ile ilgili yapÕlmÕ olan aratÕrmalara yer verilmi ve
ekonometrik analizin sonuçlarÕ ile karÕlatÕrÕlarak tartÕÕlmÕtÕr.
xvi
1. OECD-EKONOMK BRL VE KALKINMA ORGANZASYONU
1.1. AmacÕ ve Eylemleri
OECD bir nevi ülkelerin politik deneyimlerini paylatÕklarÕ, ortak problemlere çözüm
aradÕÕ ve yurt içi-yurt dÕÕ politikalarÕn oluturulmasÕnda öncü olduu bir kürsüdür. Görev
alanÕ bütün ekonomik, çevresel ve sosyal konularÕ içerdiinden oldukça genitir. AynÕ
zamanda mecburi olmayan araçlar kullanÕp mecburi sonuçlar douran “yumuak yasa-soft
law” uygulayÕp gelitirici bir baskÕ yapabilmesi politikalar üzerine etkindir. OECD ayrÕca
pek çok konu üzerine yüksek kalitede veri yayÕmlayan, seçkin 1 istatistik ajansÕ olarak da
bilinmektedir.
Örgütün tüzüe balanmÕ amaçlarÕ bulunmaktadÕr. Öncelikle Finansal istikrarÕn ezamanlÕ
olarak korunduu üye ülkelerde ve hem de özellikle gelimekte olan ülkelerde halkÕn
yaam standartÕnÕn iyiletirilmesi, sürekli ve dengeli ekonomik geliim salayan politikaya
destek ve yardÕm, isizliin ortadan kaldÕrÕlmasÕnÕ amaçlamaktadÕr.
kincil olarak ekonomik genileme politikasÕnÕn uyandÕrÕlmasÕnÕ ve sosyo-ekonomik
egüdümlü gelimeyi desteklemektedir.
Bunun yanÕ sÕra uluslararasÕ yükümlülüklere uygun olarak çok taraflÕ ve ülkeler arasÕnda
ayrÕm gözetmeyen dünya ticaretinin gelitirilmesine destek vermektedir. Üye ülkelerde
sürekli iktisadi büyümeyi salamak; i olanaklarÕnÕ ve yüksek yaama standardÕnÕ
gerçekletirmeye çalÕmalar yürütmek balÕca görevlerindendir.
Üye ve üye olmayan, kalkÕnma halindeki ülkelerin ekonomik gelimesine katkÕlarda
bulunmak, dünya ticaretinin karÕlÕklÕ ve eit koullar içinde, uluslararasÕ yükümlülüklere
uygun olarak gelimesine yardÕmcÕ olmak ve bu amacÕ gerçekletirirken mali istikrarÕ
koruma hedefine yönelik önlemleri almak öncelikli hedefleri arasÕnda yer almaktadÕr.
1
Son olarak ise OECD'ye üye veya bu örgüte üyelik talebinde bulunan ülkeler, sosyo-politik
ve ekonomik yaamda, üç ilkeyi vazgeçilmez deerler olarak benimsemilerdir: Demokrasi,
nsan haklarÕ ve yurtta özgürlüüne balÕlÕk.
Bu ilkeler, aynÕ zamanda, yukarÕda belirtilen amaçlarÕn gerçekletirilmesine de hizmet
ederler. OECD, bir taraftan bu ilkelerin üye ülkelerde güçlendirilmesine katkÕ salarken,
dier taraftan da örgüte üye olmayan ülkelerde ilkelerinin tanÕtÕmÕnÕ yapmaktadÕr.
Örgütün kÕsaca amaçlarÕ unlardÕr:
ƒ
Finansal istikrarÕn ezamanlÕ olarak korunduu üye ülkelerde ve hem de
özellikle gelimekte olan ülkelerde halkÕn yaam standardÕnÕn iyiletirilmesi,
sürekli ve dengeli ekonomik geliim salayan politikaya destek ve yardÕm,
isizliin ortadan kaldÕrÕlmasÕ;
ƒ
Ekonomik genileme politikasÕnÕn uyandÕrÕlmasÕ ve sosyo-ekonomik egüdümlü
gelimenin desteklenmesi;
ƒ
UluslararasÕ yükümlülüklere uygun olarak çok taraflÕ ve ülkeler arasÕnda ayrÕm
gözetmeyen dünya ticaretinin gelitirilmesine destek verilmesi. AçÕk pazar
ekonomisi çerçevesinde istikrarlÕ geliim
OECD'ye üye veya bu örgüte üyelik talebinde bulunan ülkeler, sosyo-politik ve ekonomik
yaamda, yukarÕda belirtilen üç ilkeyi vazgeçilmez deerler olarak benimsemilerdir:
Temel prensipleri:
ƒ
Üye ülkeler arasÕndaki ibirliini ve yeniden kurulan Avrupa’nÕn ulusal üretim
programÕnÕ desteklemek
ƒ
Avrupa içi ticareti tarifeleri ve dier bariyerleri azaltmak yolu ile gelitirmek
ƒ
Serbest ticaret bölgelerinin ve ya özel bir birimin fizibilitesini ölçmek
ƒ
HarcamalarÕn çoklu younlamasÕnÕ-(multi lateralization) incelemek
2
ƒ
Emek verimliliini arttÕrmakdÕr.
OECD hükümetleri tarafÕndan yürütülen bilgi ve rapor akÕÕ Paris’te bulunan bir sekreterlik
tarafÕndan yürütülmektedir. Sekreterlik veri toplamak, eilimleri denetmek ve ülkelerin
ekonomik geliimi hakkÕnda kestirim yapmakla yükümlüdür.
Denetleme mekanizmasÕ 2 aamada gerçeklemektedir. 1. aama, yasalarÕn yeterliliini
ölçmek amacÕyla antlamayÕ uygulayacak olan üye ülkedeki yasalarÕ gözden geçirmekten
olumaktadÕr. 2.aama ise, yasalarÕn uygulamadaki etkinliini yargÕlamadan olumaktadÕr.
1.2. YapÕsÕ
OECD'nin çalÕmalarÕnÕ düzenleyen en üst organ konsey’dir. Üye ülkelerin maliye veya
görevli bakanlarÕnÕn katÕlmasÕyla toplanan Konsey'de her ülkenin bir oyu vardÕr. Konsey
bakanlÕÕnÕ bir yÕl süreyle sÕrasÕ gelen üye ülkenin görevli bakanÕ yürütür.
Konsey, üyeleri arasÕndan 7 kiilik bir "Yürütme Komitesi"ni seçer. Örgütün sorumlu
yöneticisi olan genel sekreteri, Yürütme Komitesi belirlemektedir. Konseyin ve Yürütme
Komitesi'nin aldÕÕ kararlarÕ uygulama görevi genel sekreter ve emrindeki örgüte aittir.
OECD nezdinde her ülkeyi temsil eden bir heyet (delegasyon) vardÕr. Uzmanlardan oluan
bu heyetlerin görevi, örgütün çalÕmalarÕnÕn her aamasÕna katÕlarak ülkesini temsil
etmektir. Türkiye 1948 yÕlÕndan beri örgüt içinde çalÕmalara tam üye sÕfatÕyla
katÕlmaktadÕr. Türkiye ekonomik sorunlarÕnÕn çözümünde örgüt aracÕlÕÕyla üye ülkelerden
baÕ ve kredi eklinde olmak üzere önemli yardÕmlar salamÕtÕr.
OECD 3 ana yapÕdan olumaktadÕr:
3
ƒ
Bir araya gelindiinde konseyi oluturan ve her biri bir delegasyonu temsil eden bir
temsilci tarafÕndan yönetilen üye ülkeler
ƒ
Genel sekreter tarafÕndan yönetilen -uan ki José Ángel Gurría- OECD Sekreterlii.
Sekreterlik direktörler tarafÕndan organize edilir. OECD sekreterliine balÕ 2500
kadar ajans bulunmaktadÕr.
ƒ
Konu odaklÕ çalÕan, üye veya üye olmayan ülkelerden gelen uzmanlardan oluan
OECD komiteleri. Komite komisyonu -yayÕn, konferanslar vs.- her konuda
çalÕabilmektedir. Buna göre komite üyeleri sermayeleri üzerine hükme
varmaktadÕrlar.
1.3. Üye Ülkeler
ABD dÕileri bakanÕ General Marshall, 25 Haziran 1947’de Harvard Üniversitesi’nde
yaptÕÕ konuma da, ülkesinin Avrupa devletlerine kinci Dünya SavaÕ sonunda yaptÕÕ
yardÕmÕ artÕrmayÕ ve uzatmayÕ önermi, ön koul olarak, yardÕmdan faydalanacak ülkelerin
bu yardÕmÕ ortak bir yardÕm ve kalkÕnma kurumu çerçevesinde kullanmalarÕnÕ öne
sürmütür.
Bu önerileri tartÕmak ve ekonomik istekleri saptamak amacÕyla Avrupa Ekonomik birlii
KonferansÕ 12 Temmuz 1947'de Paris'te toplandÕ. 16 Nisan 1948'de de Avrupa Ekonomik
birlii Örgütü AnlamasÕ (OECC) imzalandÕ. Bu konvansiyona 16 ülke katÕlmÕtÕr:
Avusturya, Belçika, Danimarka, Fransa, Yunanistan, zlanda, rlanda, talya, Lüksemburg,
Norveç, Hollanda, Portekiz, ngiltere, sveç, sviçre ve Türkiye. Toplulua 1955'te
Almanya, 1959'da spanya üye olmutur.
Önceleri Avrupa ktisadi birlii Örgütü (OEEC) adÕ altÕnda, Marshall PlanÕ'nÕn
uygulanmasÕnÕ kolaylatÕrmak amacÕyla kurulan bu örgütün adÕ 30 Eylül 1960' de
Ekonomik birlii ve KalkÕnma Örgütü (OECD) eklinde deitirilmitir.
4
Türkiye parlamentosu, katÕlma kararÕnÕ 29 Mart 1961'de onaylamÕtÕr. BalangÕçta gözlemci
üye olan ABD ile Kanada'ya tam üyelik hakkÕ tanÕnmÕtÕr. Daha sonra Japonya, Finlandiya
ve Yeni Zelanda da tam üye olarak örgüte kabul edilmitir. Avustralya'nÕn OECD ile olan
ilikileri sadece örgütün kÕsmi kalkÕnma faaliyeti çerçevesindedir.
Ekonomik birlii ve KalkÕnma Organizasyonunu AntlamasÕ 14 AralÕk 1960 yÕlÕnda 20
ülke tarafÕndan imzalanarak yürürlüe girmitir. O zamandan beri 10 ülke daha
organizasyona üye olmutur. Üye ülkeler ve organizasyona katÕlma tarihleri aaÕdaki
gibidir:
ƒ
Avustralya: 7 Haziran 1971
ƒ
Avusturya: 29 Eylül 1961
ƒ
Belçika: 13 Eylül 1961
ƒ
Kanada: 10 Nisan 1961
ƒ
Çek Cumhuriyeti: 21 AralÕk 1995
ƒ
Danimarka: 30 MayÕs 1961
ƒ
Finlandiya: 28 Ocak 1969
ƒ
Fransa: 7 Austos 1961
ƒ
Almanya: 27 Eylül 1961
ƒ
Yunanistan: 27 Eylül 1961
ƒ
Macaristan: 7 MayÕs 1996
ƒ
zlanda: 5 Haziran 1961
ƒ
rlanda: 17 Austos 1961
ƒ
talya: 29 Mart 1962
ƒ
Japonya: 28 Nisan 1964
ƒ
Güney Kore: 12 AralÕk 1996
ƒ
Lüksemburg: 7 AralÕk 1961
ƒ
Meksika: 18 MayÕs 1994
ƒ
Hollanda: 13 KasÕm 1961
5
ƒ
Yeni Zelanda: 29 MayÕs 1973
ƒ
Norveç: 4 Temmuz 1961
ƒ
Polonya: 22 KasÕm 1996
ƒ
Portekiz: 4 Austos 1961
ƒ
Slovak Cumhuriyeti: 14 AralÕk 2000
ƒ
spanya: 3 Austos 1961
ƒ
sveç: 28 Eylül 1961
ƒ
sviçre: 28 Eylül 1961
ƒ
Türkiye: 2 Austos 1961
ƒ
Birleik KrallÕk: 2 MayÕs 1961
ƒ
Birleik Devletler: 12 Nisan 1961
Bu ülkelerden aaÕda belirtilen 24 ülke yüksek gelirli OECD ülkeleri olarak
adlandÕrÕlmaktadÕr:
Tablo1: Yüksek Gelirli OECD Ülkeleri
Yüksek Gelirli OECD üyeleri ( 24)
Avustralya
Yunanistan
Yeni Zelanda
Avusturya
zlanda
Norveç
Belçika
rlanda
Portekiz
Kanada
talya
spanya
Danimarka
Japonya
sveç
Finlandiya
Kore Cumhuriyeti
sviçre
Fransa
Lüksemburg
Birleik KrallÕk
Almanya
Hollanda
Amerika Birleik D.
6
ABD
ABD ekonomisinin, genel bir deerlendirmede dikkati çeken en önemli özellii
ekonominin “ikiz açÕklarÕdÕr. Ülkenin balÕca üyelikleri: BM, OECD, NATO, G8’ dir.
Almanya
Almanya ekonomisi Avrupa’nÕn en büyük, A.B.D ve Japonya'dan sonra dünyanÕn en büyük
3. ekonomisidir. Ülkenin balÕca üyelikleri: BM, OECD, AB, NATO, G8 ‘dir.
Belçika
Gelimi pazar ekonomisi, büyük ölçüde hizmet sektörü, hafif ve aÕr sanayi ve dÕ ticarete
dayanÕr. Kuzey Avrupa'da bulunan, BM, OECD, AB, NATO üyesi ülkedir.
Finlandiya
Eskiden büyük çapta tarÕm - ormancÕlÕa dayalÕ Fin ekonomisi, son on yÕlda radikal bir
yapÕsal deiiklie uramÕ ve yerini deiken - modern bir sanayi sektörüne bÕrakmÕtÕr.
CBSS (Baltik Ülkeleri Konseyi), FAO (TarÕm ve GÕda Örgütü), OECD, AB ve BM gibi
örgütlere üyedir.
Danimarka
33,000 ABD DolarÕ civarÕnda kii baÕ geliri ile en zengin ve isizlik oranÕnÕn en düük
olduu (%5 civarÕnda) Avrupa ülkelerinden biridir. Yüksek kamu harcamalarÕ
Danimarka'da da karakteristiktir. Ancak vergi oranlarÕ daha düüktür. G- 9 CBSS (Baltik
Ülkeleri Konseyi), FAO (TarÕm ve GÕda Örgütü), OECD, AB ve BM gibi örgütlere üyedir.
7
Kanada
VarlÕklÕ ve yüksek teknolojiye sahip endüstriyel bir toplum olarak Kanada bugün, serbest
pazar merkezli ekonomik sistemi, üretim modelleriyle ve yüksek yaam standartlarÕ ile
ABD'ye çok benzemektedir. FTA, NAFTA ve ngiliz Milletler Topluluuna balÕdÕr.
talya
Nominal USD baz alÕndÕÕnda dünyanÕn en büyük altÕncÕ ekonomisi, satÕn alma paritesi göz
önüne alÕndÕÕnda ise dünyanÕn yedinci en büyük ekonomisidir. OECD, AB ve G8'e üyedir.
ngiltere
ÇalÕan nüfusun %40'ÕnÕ sanayi kollarÕndakiler oluturur. Ama önemli gelir kaynaÕ
eskiden bu yana ticarettir. ngiltere giderek eski ekonomik gücünü yitirmektedir.
Portekiz
Portekiz 1986 yÕlÕnda Avrupa Birlii’ne katÕlmÕtÕr. Turizmden önemli derecede gelir elde
edilmesinin yanÕnda, tarÕm ve sanayi gibi alanlarda dier Avrupa ülkelerine oranla çok daha
düük verim alabilmektedir.
sviçre
Kii baÕna düen Gayri Safi Yurtiçi HasÕla’da Amerika Birleik Devletleri, Japonya ve
büyük Avrupa ekonomilerinin önünde yer alÕrken alÕm gücü paritesinde onuncu sÕrada
gelir. Mart 2001’de yapÕlan referandumla sviçre halkÕ ülkenin AB’ne tam üye olmasÕna
karÕ yönde oy kullanmÕtÕr.
8
rlanda
rlanda ekonomisi tarÕma ve endüstriye aynÕ derecede balÕdÕr. Refah seviyesi yüksek olup,
dünya devletleri arasÕnda ilk on arasÕndadÕr.
Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Macaristan, HÕrvatistan, SÕrbistan ve Slovenya gibi
ülkeler ise özel bir statüye sahiptir. Avustralya'nÕn OECD ile olan ilikileri sadece örgütün
kÕsmi kalkÕnma faaliyeti çerçevesindedir.
Eski Dou Bloku ülkelerinden Rusya’nÕn OECD’ye katÕlmasÕ için müzakerelere
balanmÕtÕr. Ekonomik birlii ve KalkÕnma TekilatÕ’ndan yapÕlan açÕklamaya göre ili,
Estonya, srail ve Slovenya örgüte katÕlacak dier ülkelerdendir.
9
2. OECD ÜLKELERNN 1980–2004 YILLARI ARASINDAK GELM
2.1. 1980–1989 YÕllarÕ ArasÕ
1980’li yÕllarÕn ardÕndan ekonomik sÕnÕrlarÕn kalkmasÕ ile dünya hÕzlÕ bir küreselleme
sürecine girmitir. Serbestleen sermaye ve mal hareketleri 1980’li yÕllarÕn balangÕcÕnda
bazÕ gelimi ülkelerin dahi ekonomik sistemlerinde aksaklÕklara yol açmÕtÕr. Bu sürece
dâhil olan Almanya ve ngiltere’de de ekonomik daralma yaanmÕ, bunu iten çÕkarmalar
takip etmitir.
OECD ekonomisinde üretim 1980–1989 döneminde yÕlda ortalama % 3,2 oranÕnda
büyümütür.
1980–1983 yÕllarÕ arasÕnda dünya ticareti nominal olarak daralmÕtÕr. OECD ticaretinin en
hÕzlÕ arttÕÕ dönemler ise 1983–1990 ile 1994–1997 yÕllarÕ arasÕndaki dönem olmutur.
Tablo 2: Bölge çi Ticaretin Bölgelerin Toplam hracatÕ çindeki PayÕ(%)
1980
1990
BatÕ Avrupa
68
71
Orta ve Dou Avrupa Ülkeleri
52
24
Asya
41
42
Kuzey Amerika
28
34
Kaynak: www.wto.org
Sanayilemi pazar ekonomileri, 1980–2000 yÕllarÕ arasÕndaki dönemde de dünya mal
ticaretindeki hâkimiyetlerini sürdürmülerdir. BunlarÕn arasÕnda, Japonya’nÕn dünya
ihracatÕ içindeki payÕ, BatÕ Avrupa ve ABD’nin aleyhine belirgin bir artÕ göstermitir.
10
1980 yÕlÕnda dünya toplam ihracatÕnÕn % 40’ÕnÕ gerçekletiren BatÕ Avrupa (Belçika,
Fransa, Lüksemburg, Hollanda, ngiltere ve rlanda) ülkelerinin payÕ, 1990 yÕlÕnda % 48’e
kadar yükselmitir.
1980 YÕlÕnda Kuzey Amerika (ABD ve Kanada) nÕn dünya toplam ihracatÕ içinde payÕ %
14,4 olmutur.
Orta ve Dou Avrupa ülkelerinin (Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya,
Slovakya) % 8 olan payÕ 1980–1990 yÕllarÕ arasÕnda deiiklik göstermemitir.
Japonya 1980’lerde reel GSYH dünya ortalamasÕnÕn 3 katÕ düzeyinden 2000 yÕlÕnda dünya
ortalamasÕnÕn yarÕsÕna düerken, ABD tam tersi ekilde 1980’lerde dünya ortalamasÕnÕn 1/3
düzeyinden dünya ortalamasÕnÕ yakalamÕtÕr. (Akkuzugil: 2)
Dünyada 1980–2005 yÕllarÕ arasÕnda ekonomik devinim incelendii zaman göze çarpan
olgulardan biri de ortaya çÕkan finansal krizlerdir. Bu krizlerin temel olarak bankacÕlÕk ve
döviz olmak üzere iki sebepten kaynaklandÕÕ görülmektedir.
1980’li yÕllardaki Latin Amerika krizleri, 1990’lÕ yÕllarÕn baÕndaki skandinav ülkelerinde
gözlenen bankacÕlÕk krizi, 1994, 1999 ve 2001 Türkiye, 1995 Meksika, 1997 Asya ve
Rusya krizlerinin maliyetinin oldukça yüksek bir ekilde gerçekletiini görüyoruz. Bir
finansal krizin ortalama maliyeti %14–15 oranÕnda üretim kaybÕ eklinde olumaktadÕr.
(Erçel, Global Kriz ve Türkiye)
Tüm dünyada görülen ekonomik döngülerden ABD’nin çok etkilenmemesi yaygÕn bir
kanÕdÕr. (Erçel, Global Kriz ve Türkiye)
kinci Dünya SavaÕ sonrasÕ hÕzlÕ bir kalkÕnma sürecine giren bata Almanya ve ngiltere
gibi OECD ülkelerinin dünyada, 1980’li yÕllarÕn baÕndan itibaren yaanan bankacÕlÕk
sektöründeki artan mali baarÕsÕzlÕklardan etkilendii görülmütür. Bu mali baarÕsÕzlÕklarÕn
11
sonucunda gerçekletirilen mali sistemi yeniden yapÕlandÕrma çalÕmalarÕ, ülke
ekonomilerine oldukça önemli maliyetler getirmitir. Bu maliyetler kamuya yansÕmasÕ
sonucunda ise ekonomik daralma ve üretim kaybÕ kaçÕnÕlmaz olmutur.( Canba, Çabuk ve
KÕlÕç: 1)
Dünyada konuya yönelik gerçekletirilen ampirik çalÕmalar, genel olarak mali
baarÕsÕzlÕÕn, ülke ekonomilerindeki makroekonomik çevrenin zayÕf olduu dönemlerde
ortaya çÕktÕÕnÕ ifade etmektedir. Özellikle, düük ekonomik büyüme ile enflasyon ve
gerçek faiz oranlarÕnÕn yüksek olduu, yetersiz yasal düzenlemelerin yanÕnda dorudan
tasarruf mevduatÕ sigortasÕ uygulayan ülkelerde risk artmaktadÕr. (Demirgüç ve
Detragiache, 1999). Benzer biçimde, Hutchison ve McDill (1999), finansal liberalleme ile
birlikte dorudan tasarruf mevduat sigortasÕ uygulamalarÕnÕn ahlaki çöküntü (moral hazard)
problemi yaratarak banka krizi olasÕlÕÕnÕ arttÕrdÕÕnÕ vurgulamaktadÕr. (Canba, Çabuk ve
KÕlÕç: 2)
Ancak bu dönemde kinci Dünya SavaÕ sonrasÕ hÕzlÕ bir kalkÕnma sürecine girerek
dünyanÕn en büyük ikinci ekonomisi haline gelen Japon ekonomisi, 1980’lerin ikinci
yarÕsÕndan itibaren bubble ekonomisi olarak adlandÕrÕlan bir suni büyüme dönemi
yaamÕtÕr.(ÇokaklÕ: 6)
Japon ekonomisinde sava sonrasÕ dönemden 1990’larÕn baÕna kadar hÕzlÕ büyüme trendi,
sÕfÕra yakÕn enflasyon oranÕ, ülke riskinde önemli ölçüde azalma ve büyüme beklentilerinde
artÕ yaanmÕ olmakla beraber, 1980’lerin ikinci yarÕsÕndan itibaren ekonomi de belirgin
dalgalanmalar ortaya çÕkmaya balamÕtÕr (S. 6) 1980’ler boyunca uygulanan gevek para
politikasÕ, firmalarÕn fon toplama maliyetini azaltmÕ ve buna balÕ olarak elde ettikleri
kaynaklarÕ geni ölçekli yatÕrÕmlara kanalize etmelerine neden olmutur. 1987 yÕlÕ
ilkbaharÕna doru ekonomi yava yava iyilemeye balamÕ, para arzÕ büyük oranda artÕ
göstermitir.
12
1980–1989 dönemi Türkiye içinde de bir dönemeçtir. Ekonominin dÕa açÕldÕÕ ve mallarÕn
serbest dolaÕmÕ konusunda adÕmlarÕn aamalarla atÕldÕÕ 1980–1989 döneminde
ekonominin ortalama büyüme hÕzÕ bir önceki dönem 2.1 iken 5.4'e yükselmitir. Gümrük
vergileri ve fonlarÕndaki aamalÕ düüe ramen, sanayi kendini yenileyerek iç piyasada
pazar payÕnÕ koruyup 1980 yÕlÕnda toplam ihracat içinde % 20 dolayÕnda olan payÕnÕ, 10 yÕl
içinde % 80'in üstüne çÕkarmÕtÕr.
Ancak 1989 kÕrÕlma noktasÕ olmutur. 8-9 Austos 1989'da 1567 sayÕlÕ Türk ParasÕnÕn
KÕymetini
Koruma
Kanunu'na
ek
32
sayÕlÕ
kararname,
sermaye
hareketlerini
serbestletirmitir.
Tablo 3: 1980–1989 ArasÕ Dönemde OECD Ülkelerindeki Deiim
Yüzdelik Büyüme
Emek Verimlilii
Reel KBGSYH .
Avustralya
3.386
0.0017
13162.4
Avusturya
1.992
0.0040
13553.7
Belçika
2.154
0.0030
12248.6
Kanada
2.980
0.0010
14016.5
Çek Cumhuriyeti
Veri yok
Veri yok
Veri yok
Danimarka
1.432
0.0049
13887.2
Finlandiya
3.604
0.0049
12385.1
Fransa
2.457
0.0005
12973.9
Almanya
1.870
0.0003
12694.4
Yunanistan
0.777
0.0019
7706.0
Macaristan
1.476
0.0014
6738.8
zlanda
3.242
0.1070
14081.4
Irlanda
3.114
0.0060
7898.5
Italya
2.419
0.0005
11757.6
Japonya
3.713
0.0002
12400.2
13
Güney Kore .
Veri yok
0.0001
991.6
Lüksemburg
4.558
0.1036
16283.1
Meksika
2.293
0.0002
4942.2
Hollanda
2.016
0.0020
13092.2
Yeni Zelanda
1.984
0.0070
11382.1
Norveç
2.946
0.0069
14869.1
Polonya
Veri yok
0.0002
4096.4
Portekiz
3.354
0.0015
7051.4
Slovakya
1.327
Veri yok
2408.7
spanya
2.792
0.0005
8692.1
sveç
2.266
0.0030
13746.8
sviçre
2.300
0.0050
16971.6
Türkiye
4.076
0.0001
2804.8
ngiltere
2.372
0.0004
11729.5
A.B.D.
3.055
0.0001
16592.9
OECD Yüksek Gelir 2.533
0.0111
12090.3
OECD OrtalamasÕ
2.332
Veri yok
10372.0
2.591
0.0096
OECD OrtalamasÕ
(Polonya, G.Kore,
Çek Cum. Hariç
Kaynak: Dünya KalkÕnma Endeksi
Not:1 Polonya Güney Kore ve Çek Cumhuriyetinde 1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda yÕllÕk
yüzdelik büyüme verilerinin olmamasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕ bu ülkeler hariç
tutularak dikkate alÕnmÕútÕr.
Not2: Slovakya ve Çek Cumhuriyetinin 1980–1989 yÕllarÕ arasÕ emek verimlili÷i verilerinde
eksiklik olmasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕ bu ülkeler hariç tutularak dikkate alÕnmÕútÕr.
14
1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda Dünya KalkÕnma Endeksinden derlenen verilere göre yÕllÕk
yüzdelik büyüme oranlarÕnÕn en yüksek Lüksemburg’da olduu görülmütür. Onu takip
eden ülke ise Türkiye’dir. Lüksemburg’un büyüme oranÕnÕn kaynaÕ olarak bu dönem
balangÕcÕndan itibaren yapmaya baladÕÕ biliim yatÕrÕmlarÕnÕ gösterebiliriz. Türkiye’nin
8-9 Austos 1989'da 1567 sayÕlÕ Türk ParasÕnÕn KÕymetini Koruma Kanunu'na ek 32 sayÕlÕ
kararname ile sermaye hareketlerini serbestletirmesi yÕllÕk büyüme oranÕnÕ tetikleyici bir
etki yapmÕtÕr. Genel anlamda bakÕldÕÕnda zlanda, rlanda, Portekiz ve Finlandiya gibi
ülkelerin ngiltere, sviçre ve Almanya gibi dünyanÕn güçlü ekonomilerinin yanÕnda daha
iyi bir büyüme oranÕ yakalamÕ olmalarÕnÕn sebebi olarak, ilk grup ülkelerin o zamanlar
ikinci grup ülkelere kÕyasla daha zayÕf olmalarÕnÕ gösterebiliriz. Yunanistan, Macaristan,
Slovakya ülkelerinde herhangi bir verinin olmamasÕna sebep olarak Macaristan ve
Slovakya’nÕn Demir Perde ülkelerinden olmalarÕnÕ, Yunanistan’Õn ise aynÕ dönemlerde
uzun süren bir dikta döneminde olmasÕnÕ gösterebiliriz. Bu sebeple OECD ortalamasÕ
irdelenirken 1980–1989 yÕllarÕ arasÕndaki dönemde bu ülkelerin hariç olduu veri dikkate
alÕnmÕtÕr.
AynÕ dönemde yÕllÕk büyüme oranlarÕnÕn grup ortalamalarÕ irdelendiinde OECD yüksek
gelirli ülkeler grubunun ortalamasÕ ile OECD ortalamasÕnÕn Polonya, Güney Kore ve Çek
cumhuriyetinin hariç olduu hesaplama arasÕndaki büyüme oranÕ farkÕ dikkat çekmektedir.
OrtalamayÕ aaÕya çeken ülkelerin birçounun daha sonra Avrupa Birlii’ne üye
olduklarÕnda birliin ekonomisini de zorladÕklarÕ bilinmektedir.
AynÕ tablo 1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda emek verimlilii açÕsÕndan deerlendiinde 1980–
1989 yÕllarÕ arasÕndaki verilerine ulaamadÕÕmÕz çek cumhuriyeti ve Slovakya’nÕn
deerlerinin ortalamadan çÕkardÕÕmÕzda kalan OECD ülkelerinin emek verimlilii
ortalamasÕnÕn yüksek gelirli OECD ülkelerinin emek verimlilii ortalamasÕnÕn % 14’ü
kadar olduu görülmektedir. Buradan da anlaÕlacaÕ üzere Slovakya ve çek cumhuriyeti
OECD ortalama emek verimlilii deerlerini %5 oranÕnda aaÕya çekebilecek kadar
ortalamadan uzaktÕr.
15
AynÕ dönemde reel kii baÕna düen GSYH deerlerinde bakÕldÕÕnda sviçre’nin 16971$
ile en yüksek gelire sahip olduu görülmektedir. ArdÕndan 16592 $ ile A.B.D. 16283$ ile
Lüksemburg gelmektedir. Güney Kore 991 $ ile en düük gelir düzeyi ortalamasÕna
sahiptir. Güney Kore’den sonra gelen Slovakya ise 2408 $, gruptaki sondan üçüncü ülke ise
2804 $ ile Türkiye’dir.
OECD yüksek Gelirli ülkeler grubunun ortalamasÕnÕn 12090 $, OECD ortalamasÕnÕn 10372
$ olduu düünülürse Türkiye’nin bu grubun ortalamasÕna oldukça uzak olduu
görülmektedir.
2.2
1990–2000 YÕllarÕ ArasÕ
1990’ ile balayan 10 yÕl, küresel ekonomik büyümede, üretimde ve dünya ihracatÕnda
dalgalanmalarÕn görüldüü bir dönem olarak bilinmektedir. Küresel ekonomik büyümedeki
dalgalanmalar daha az olmamasÕna ramen özellikle ticarette görülen dalgalanmalar hem
çok daha büyük ölçekli olmu, hem de birbirleriyle ticari ilikileri olan ülkeleri pei sÕra
tetiklemitir. ArdÕ ardÕna ortaya çÕkan krizlerin dünya ticaretinde büyük çaplÕ
dalgalanmalara yol açtÕÕ görülmütür. OECD ticaretinin en hÕzlÕ arttÕÕ dönemler 1983–
1990 ile 1994–1997 yÕllarÕ arasÕnda olmutur,
OECD ekonomisinde üretim daha önceki 10 yÕllÕk döneme göre düü göstererek 1990–
2000 arasÕndaki dönemde yÕllÕk ortalama % 2,3 oranÕnda büyümütür.
16
Tablo 4 :Bölge çi Ticaretin Bölgelerin Toplam hracatÕ çindeki PayÕ(%)
1990
1999
2000
BatÕ Avrupa
71
69
68
Orta Ve Dou Avrupa Ülkeleri
24
26
26
Asya
42
46
49
Kuzey Amerika
34
40
40
Kaynak: www.wto.org
Tablo incelendiinde, 1980’den 2000’e, bölge içi ticaretin payÕnÕn, Orta ve Dou Avrupa
ülkelerinde geçi ekonomileri haricinde arttÕÕ görülmektedir. Geçi ülkelerinin bölge içi
ticaretinin payÕnÕn küçülmesinin sebebi serbest piyasa ekonomisine geçmeleri ve BatÕ
Avrupa ile bütünlemeleri olarak görülmektedir. Latin Amerika ülkelerinden Meksika’nÕn
Kuzey Amerika le serbest ticaret oluumuna (Nafta) girmesi ile bu bölgenin iç ticaretinin
payÕ da biraz azalmÕtÕr.
1980 YÕlÕnda dünya toplam ihracatÕnÕn % 40’ÕnÕ gerçekletiren BatÕ Avrupa ülkelerinin
payÕ,1990 sonrasÕnda giderek azalmÕ, 1999 yÕlÕnda % 43, 2000 yÕlÕnda % 39,5 olarak
gerçeklemitir.
Kuzey Amerika’nÕn 1990 yÕlÕnda % 15,4 olan dünya üretimindeki payÕ, 1999 ve 2000
yÕllarÕnda % 17’ye yükselmitir.
Orta ve Dou Avrupa’nÕn dünya üretimindeki payÕ 1990–2000 yÕllarÕ arasÕnda %4 e kadar
dümütür.
ABD 1990–2000 arasÕ dönemi çok iyi kullanmÕ, 1990’deki büyüme oranÕnÕ 2,5 katÕna
katlamÕ, Japonya ise 1990’lar boyunca yaadÕÕ durgunluk nedeniyle 1990’daki büyüme
oranÕnÕn 1/3’üne yakÕn düzeye inmitir.
17
OECD tarafÕndan 2000–2002 yÕllarÕ arasÕnda gerçekletirilen Büyüme Projesi sonuçlarÕna
dair yapÕlan aratÕrma sonuçlarÕna göre 1990–2000 yÕllarÕ arasÕnda OECD ülkelerinde son
50 yÕlÕn en yüksek verimlilik performansÕnÕn yaandÕÕ belirtilmektedir. Bu dönemde
GSMH’ sÕnÕ en çok artÕran ülke % 7’lik büyüme oranÕyla rlanda’dÕr. Finlandiya, Kanada,
ABD, Avustralya, spanya ve Hollanda bu dönemde % 2 den fazla büyüme gerçekletiren
ülkelerdir. Kii baÕna milli gelirin artma oranÕnda 1996–2000 yÕllarÕ arasÕnda yaklaÕk %
8’lik bir büyüme ile rlanda’nÕn ilk sÕrada olduu, onu % 4,5’luk büyüme oranÕ ile
Kore’nin, % 3,8 ile Finlandiya’nÕn izledii görülmektedir.
1990–2000 yÕllarÕ arasÕ birçok ülke için büyümede altÕn yÕllar olurken, Avrupa Birlii
ülkeleri içerisinde bu büyüme oldukça düük kalmÕtÕr. Avrupa Birlii ülkeleri, biliim
teknolojileri ve internet alanÕnda Amerika ve Japonya’dan geride olduunu görüp, Lizbon
hedefleriyle bilgi-tabanlÕ ekonomiye geçmeyi hedefleyerek e-Avrupa eylem planÕnÕ
oluturmutur.
Türk Elektronik Sanayicileri Derneinden derlene verilere göre son on yÕlÕn elektronik
sanayi üretim verilerine bakÕldÕÕnda, 1994–1996 arasÕndaki ekonomik kriz yÕllarÕ haricinde
üretim deerinin 2,5 milyar ABD dolarÕ olduu görülmektedir. 2000 yÕlÕnda Türk
Elektronik Sanayi toplam üretimi 1999 yÕlÕna göre %13,6’lÕk bir artÕla 2,5 milyar dolardan
2,9 milyar dolara yükselmitir. Buna ramen 1997 Asya ve Rusya krizlerinin tetiklemesi
sonucu 1999’da yaanan ekonomik kriz bu durumu tersine çevirmitir.
IMF, Nisan 1998'de dünya ekonomileri için çizdii temel senaryo Eylül 1998'de 8
sapmanÕn ortaya çÕktÕÕnÕ önemle vurgulamÕtÕr:
1- Japonya’da ekonominin kötüye gidiinin durmamasÕ
2- Asya’nÕn finansal piyasalarÕnda giderek artan istikrarsÕzlÕk
3- Çin’in parasÕ Yuan üzerindeki baskÕ
4- Rusya’daki finansal kriz
18
5- Avrupa ve ABD’deki hisse senedi borsalarÕndaki geni çaplÕ oynamalar
6- Krizin yayÕlma niteliindeki artÕ
7- Yen/Dolar paritesindeki volatilitenin yükselii
8- Krizden korunmak için finansal piyasalar arasÕndaki akÕmÕn durmasÕ
Bütün bu faktörler ile Ekim ayÕ baÕnda dünya küresel durgunluk sürecine girmitir.
Bu zaman diliminde Türkiye’de ise 567 sayÕlÕ Türk ParasÕnÕn KÕymetini Koruma
Kanununun yürürlüe girmesi ile ekonominin ortalama yÕllÕk büyüme hÕzÕ % 2.7'ye
gerilemitir. Bu hÕz son be yÕlda % 1.0 ile nüfus artÕ hÕzÕnÕn çok gerisinde gerçeklemitir.
(Türkolu: 2)
Türkiye ekonomisinde gerçekleen bu denli deiimin tek sebebi olarak küreselleme ve
sermaye hareketlerinin serbestlemesi olarak görmek yanlÕ olacaktÕr. Türkiye bu dönem
zarfÕnda Irak'Õn Kuveyt'i igali, Azerbaycan-Ermenistan savaÕ, Bosna ve Kosova'da iç
sava, Sovyetler Birlii'nin daÕlmasÕ ve geçi ekonomisinin yarattÕÕ sorunlarÕ da aynÕ
dönemde yaamÕtÕr. AyrÕca radikal akÕmlar ve terör, kamu harcamalarÕnÕ arttÕrmÕ,
istikrarsÕzlÕÕ derinletirmitir.
Tablo 5 1990–2000 ArasÕ Dönemde OECD Ülkelerindeki Deiim
Yüzdelik Büyüme
Emek Verimlilii
Reel KBGSYH
Avustralya
3.230
0.0024
21098.3
Avusturya
2.742
0.0065
24769.0
Belçika
2.262
0.0054
22958.5
Kanada
2.695
0.0015
23313.9
Çek Cumhuriyeti
0.316
0.0024
12711.9
Danimarka
2.211
0.0087
24964.7
Finlandiya
1.749
0.0079
19993.1
Fransa
2.160
0.0009
22911.2
19
Almanya
2.440
0.0005
23690.3
Yunanistan
2.141
0.0028
12737.3
Macaristan
0.573
0.0023
10135.5
zlanda
2.592
0.1493
22804.2
Irlanda
7.348
0.0120
18371.0
Italya
1.634
0.0009
21324.8
Japonya
1.753
0.0003
23698.6
Güney Kore .
0
0.0001
1511.8
Lüksemburg
5.509
0.2173
37916.8
Meksika
3.673
0.0002
7327.3
Hollanda
3.017
0.0031
23616.3
Yeni Zelanda
2.599
0.0103
18752.0
Norveç
3.576
0.0115
26443.4
Polonya
3.386
0.0004
7191.9
Portekiz
2.897
0.0030
15360.9
Slovakya
0.259
0.0035
8940.2
spanya
2.800
0.0010
17230.6
sveç
1.933
0.0050
22923.3
sviçre
1.305
0.0072
28031.0
Türkiye
4.201
0.0002
5363.3
ngiltere
2.282
0.0007
21821.6
A.B.D.
3.180
0.0002
30502.9
OECD Yüksek Gelir 2.669
0.0191
21947.7
0.0156
19280.5
OECD OrtalamasÕ
(G. Kore Hariç)
2.549
Kaynak: Dünya KalkÕnma Endeksi
Not: Güney Kore’nin 1990–2000 yÕllarÕ arasÕnda yÕllÕk yüzdelik büyüme verilerinin
olmamasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕna bu ülke dâhil edilmemiútir.
20
Dünya KalkÕnma Endeks’inden alÕnan veriler dorultusunda hazÕrlanan tablo incelendii
zaman 1990–2000 yÕllarÕ arasÕnda GSYH’sÕnda en yüksek yÕllÕk büyüme oranÕ
ortalamasÕnÕ yakalayan 3 ülkenin 7.348 ile rlanda, 5.509 ile Lüksemburg ve 4.201 ile
Türkiye olduu görülmektedir. Bu yüksek büyüme oranÕ ortalamasÕnÕ Lüksemburg ve
rlanda için sebebi son 10 yÕl boyunca yapÕlan biliim ve AR-GE yatÕrÕmlarÕnÕn getirisinden
baka bir ey deildir. Ama Türkiye için aynÕ sebep gösterilememektedir. Türkiye için bu
büyümenin sebebi olarak 1994 yÕlÕnda yaanan kriz sonrasÕ ekonomik toparlanmadÕr. Emek
verimlilii göstergeleri de bunu destekler nitelikte sonuçlar vermektedir. Bir ekonomide
büyüme oranÕn verimlilik göstergeleriyle paralel bir süreçte ilerlemesi bu büyümenin
sürdürülebilirlii hususunda bize bilgi verebilmektedir. Gerçektende rlanda ve
Lüksemburg dier ülkelerle karÕlatÕrÕldÕÕnda yüksek bir emek verimlilii ortalamasÕna
sahipken, Türkiye listenin sonuna yakÕn yer almaktadÕr. En düük yÕllÕk ortalama büyüme
oranÕna sahip olan üç ülke, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan bir önceki 10 yÕlda
olduu gibi düük bir büyüme oranÕ yakalamÕtÕr. Ama Macaristan ve Slovakya’nÕn emek
verimlilii ortalama seviyesinin Türkiye’den fazla olduu dikkat çekmektedir. Yine de
OECD Yüksek Gelirli ülkeler sÕnÕflamasÕ haricinde kalan OECD ülkelerinin hem ortalama
emek verimliliini, hem de yÕllÕk büyüme ortalamasÕnÕ aaÕya çektii görülmektedir. Yine
de aradaki farkÕn 1980–1989 yÕllarÕ arasÕndaki döneme göre hÕzla kapanmakta olduu fark
edilmektedir.
Tablo kii baÕna düen GSYH ortalamasÕ açÕsÕndan deerlendirildiinde Türkiye ‘nin
1980–1989 yÕllarÕ arasÕndaki deer ortalamasÕnÕ ikiye katladÕÕ görülmektedir. AyrÕca
1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda OECD ülkelerinde en yüksek ortalama kii baÕna düen
GSYH ya sahip ülke ile Türkiye arasÕnda 8 kat fark varken bu fark 1990–2000 yÕllarÕ
arasÕnda 7 kata inmitir. Bir önceki on yÕlda en yüksek ortalamaya sahip ülke Norveç iken
A.B.D. gelirini ikiye katlayarak ilk sÕraya yerlemitir. Bu sonuç A.B.D ‘nin uzak bir
corafyada olmasÕ olasÕ küresel hareketlerden daha geç ve hafif etkilendiini savunan
aratÕrmalarÕ destekler niteliktedir. (Erçel, Global Kriz ve Türkiye)
21
1980–2000 yÕllarÕ arasÕnda dünya ekonomisi yÕllÕk üretimi ortalama olarak % 2,7 oranÕnda
büyümütür.
2.3.2001–2005 YÕllarÕ ArasÕ
OECD tarafÕndan 2000–2002 yÕllarÕ arasÕnda gerçekletirilen Büyüme Projesi sonunda
yayÕnlanan raporlarda, ekonomilerdeki yakÕnsamanÕn azaldÕÕ, kii baÕna milli gelirin
artÕÕnda ülkeler arasÕnda çok farklÕ sonuçlar ortaya çÕktÕÕ, özel sektörün yaptÕÕ
yatÕrÕmlarÕn çoklu faktör verimliliini arttÕrdÕÕ belirtilmektedir. Çoklu faktör verimlilii
büyümesi ile Gayri Safi Milli HâsÕlanÕn büyümesi arasÕnda iliki olduu ifade edilmektedir.
Ancak biliim teknolojileri kullanÕm etkilerinin ayrÕca yenilik sürecindeki deiimlere,
organizasyon deiikliklerine ve yeteneklere de balÕ olduu, çoklu faktör verimlilii
büyümesi ile GSMH büyümesi arasÕnda iliki olduu, büyüme için tek faktör deil deiik
kanallarÕn olduu belirtilmektedir. (OECD Group Project:21)
Avrupa Birlii istatistik raporlarÕna göre 2000 yÕlÕndaki satÕn alma gücü bazÕnda kii baÕna
milli geliri en yüksek ülke 13 bin Euro ile Çek Cumhuriyeti’dir. Macaristan’Õ Polonya,
Türkiye ve Çek Cumhuriyeti arasÕnda satÕn alma gücü bazÕnda kii baÕ milli geliri en
düük ülke 6 bin Euro ile Türkiye’dir.( EUROSTAT Statistics, 2002)
Verimlilik ve emek kullanÕm performansÕna göre, Türkiye için 2008 yÕlÕnda verilen büyüme
tahmini
%7
nin
üzerindedir.
Türkiye
için
daha
önce
böyle
bir
eilimden
bahsedilemeyecei, çünkü 3 basamakla karakterize edilen bir döndü içerisine
hapsolduundan da bahsedilmektedir. (Karaçoy ve Ay: 77 )
YayÕnda söz edilen dönem, Türkiye’nin 2001 krizi öncesi ekonomik yapÕsÕna ve krizleri
douran yapÕsÕdÕr. Buna göre bu sebepler:
22
ƒ
Büyük yönetim açÕklarÕ ve yüksek seviyedeki borçlarla birleen politik ve makro
ekonomik istikrarsÕzlÕk sonucu oluan güvensizlik ortamÕndan doan yüksek
seviyede reel faiz oranlarÕ ve bununla beraber gelen deer kaybÕ ve
enflasyon.(güvenirlik tuzaÕ-confidence trap)
ƒ
Hizmetlerin kalitesini düüren kamu hizmetlerindeki yetersizlik ve yanlÕ
istihdamlarÕn yapÕldÕÕ kurumlar, ücretler, kaynaklar ve yükümlülükler (yönetim
tuzaÕ)
ƒ
Özel sektörün kayÕt dÕÕna kaymasÕ sonucu kayÕt dâhilindeki sektörlerde çalÕan
kÕsmÕn daralan vergi tabanÕ sebebiyle yükselen vergi yükü sonucu muzdarip
olmasÕ(informalite tuzaÕ)
Türkiye 22 AralÕk 1999 tarihinde Uluslar arasÕ Para Fonu (IMF) ile Stand-by AnlamasÕnÕ
imzalamÕ ve “enflasyonu düürme programÕ” yürürlüe konmutur. Ama 2001 yÕlÕnda reel
faizlerde görülen artÕ, tüketim ve yatÕrÕm harcamalarÕndaki azalma, ekonomideki
belirsizliklerin artmasÕ ve birazda programÕn yetersizliinden kaynaklandÕÕ düünülen
ekonomik krizin yaanmasÕ sonucu program baarÕlÕ olamamÕtÕr. Sonuçta Türkiye
ekonomisinde 2001 yÕlÕnda % 7.5 oranÕnda küçülme gerçeklemitir.
2001 krizi sonrasÕnda “Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçi ProgramÕ (GEGP)”
kamuoyuna
açÕklanmÕtÕr.
Bu
kapsamda,
sürdürülebilir
büyümenin
salanmasÕ,
makroekonomik istikrarÕn ve AB standartlarÕnÕn yakalanabilmesi amacÕyla bir dizi tedbir
alÕnmÕtÕr. Bunlar, temel olarak, sÕkÕ para ve maliye politikalarÕ uygulanmasÕ, gelirler
politikasÕnÕn enflasyon hedefleri ile uyumlu olmasÕ ve verimlilik esasÕna göre yapÕlmasÕ ve
ekonomide kÕrÕlganlÕÕ azaltacak yapÕsal reformlarÕn gerçekletirilmesine yönelik
tedbirlerdir. (Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçi ProgramÕ: 22)
2002 yÕlÕ sonrasÕnda Türkiye ekonomisi güçlü bir büyüme performansÕ sergilemitir. SÕkÕ
maliye politikalarÕna balÕ olarak bu dönemde kamu yatÕrÕm ve tüketim harcamalarÕnÕn
azalmÕ, iç talep daha çok özel sektör tüketim ve yatÕrÕm harcamalarÕ kaynaklÕ olmutur.
23
2005 yÕlÕ sonunda % 7.4 reel büyüme yakalanmÕtÕr. Avrupa Komisyonu rakamlarÕna göre,
2001–2005 döneminde Türkiye’de reel GSYH’nin birikimli büyümesi % 33.8 oranÕnda
gerçeklemitir.(kaynak: DPT)
OECD raporuna göre Türkiye'nin AB'ye katÕlÕmÕ her iki tarafÕnda çÕkarÕna olacaÕ
düünülmektedir. AyrÕca Türkiye'nin AB üyelik yolunda ilerleme kaydetmesinin ülkedeki
reformlara büyük hÕz verecei düüncesi de son yÕllarda sÕk sÕk dile getirilmektedir. Ancak
Türkiye'nin son üç yÕldÕr göstermi olduu olumlu ekonomik performansa karÕn, ülkenin
çözmesi gereken önemli sorunlar olduundan da bahsedilmektedir.
OECD'ye göre, Türkiye 2001 yÕlÕnda 2. Dünya SavaÕ'ndan bu yana görülen en kötü
ekonomik krizi yaamÕ olmasÕna ramen uygulanan reform programÕnÕn kÕsa vadedeki
etkileri sonucu oldukça baarÕlÕ olduu kaydedilmitir. YapÕlan anketlere göre 2002 ve
2003 yÕllarÕnda ülke GSYH' sÕnda sÕrasÕyla % 8 ila 6 civarÕnda iyilemenin olduu
belirtilmitir. Bu iyilemenin 2007 yÕlÕ sonunda % 10'a ulamasÕ gibi bir beklenti söz
konusu olmutur. Ancak Türkiye’nin 2007 yÕlÕ için enflasyon hedeflerini tutturamamasÕ
sebebiyle bunun gerçeklemesi uan için imkânsÕz görünmektedir.
24
Grafik 1: Kii baÕna düen GSYH karÕlatÕrmasÕ (2005)
80 000
70 000
60 000
50 000
40 000
30 000
20 000
10 000
M
Sl
Tu
rk
ey
ex
i
co
ov
ak Po
Re lan
pu d
H blic
un
g
C
ze Po ary
c h rt
R uga
ep l
ub
lic
N
ew K o
r
Ze ea
al
an
d
Sp
ai
n
I ta
ly
G
O
EC ree
D ce
To
t
F r al
an
ce
E
G U1
er
m 5
an
Ja y
p
F i an
nl
U
an
ni
te Sw d
d
e
Ki de
ng n
d
Be om
lg
iu
C m
an
D ad
en a
m
Au ark
st
ra
li
N Au a
et s t
he ria
Sw rlan
itz ds
er
la
I c nd
el
an
U
d
ni I re
te la
n
d
St d
at
N e
Lu or s
x e wa
m y
bo
ur
g
0
Kaynak: OECD ülke raporlarÕ
OECD’nin karÕlatÕrmalÕ üye ülkeler raporlarÕna göre 2005 yÕlÕ için kii baÕna düen
GSYH deerleri yukarÕdaki grafikteki gibidir. 2005 yÕlÕnda en yüksek kii baÕna düen
GSYH deeri Lüksemburg’a ait olduu görülmektedir. Grafikte dikkat çekici dier bir
unsur ise Türkiye’nin tüm bu ilkeler arasÕnda en sonda yer alÕyor olmasÕdÕr. Türkiye kii
baÕna düen GSYH deeri bu verilere göre OECD ülkeleri ortalamasÕnÕn yaklaÕk 1/3 ü
kadarÕdÕr. AB’ye 2005 yÕlÕnda üyelik bavurularÕ kabul edilen ancak ekonomilerinin kötü
olmasÕ sebebiyle çok eletiri alan Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya Macaristan gibi
ülkelerin kii baÕna düen GSYH’ larÕnÕn Türkiye’nin kii baÕna düen GSYH’ sÕnÕn
üstünde olduu bir baka göze çarpan durumdur.
OECD ortalamasÕnÕn, çok fark olmamakla beraber, AB–15 ülkelerinin ortalamasÕnÕn altÕnda
yer aldÕÕ görülmektedir. AB ‘ne katÕldÕÕndan beri aldÕÕ destek fonlarÕyla ekonomisini
fark edilir ekilde güçlendirmeyi baaran Yunanistan’Õn kii baÕna düen GSYH hem
25
OECD hem de AB–15 ortalamasÕnÕn altÕnda ancak onlara çok yakÕn bir deerde olduu
gözükmektedir. Emek verimlilii düük gözüken Amerika Birleik Devletleri’nin kii
baÕna düen GSYH deerinin OECD ülkeleri arasÕnda ilk üçüncü sÕrada olduu göze
çarpmaktadÕr. Buradan hareketle bu deerin yüksek sermaye verimlilii ile salanmÕ
olabilecei ileri sürülebilir. Almanya’nÕn son 15 yÕldÕr ekonomisinde AB’nin getirdii yük
sebebiyle olan dalgalanmanÕn bir göstergesi olarak kii baÕna düen GSYH deeri de
sosyo-ekonomik anlamda muadili olan ülkelerden düüktür. Japonya’da 1980’lerin ikinci
yarÕsÕndan itibaren yaadÕÕ, balon ekonomisi olarak da adlandÕrÕlan suni büyüme sebebiyle
kii baÕna düen GSYH deeri Almanya’dan iyi olmakla beraber Norveç, sveç, A.B.D.
ngiltere ve Belçika gibi ülkelerden oldukça düüktür. Biliim sektörüne yaptÕÕ
yatÕrÕmlarla gerek emek verimlilii gerekse büyümede iyi bir seviyeye gelen rlanda’nÕn bu
büyümesinin sürdürülebilir olduu kii baÕna düen GSYH deerinde de anlaÕlmaktadÕr.
26
Grafik 2: Reel GSYH ortalama yÕllÕk büyüme(%) (1992–2005)
10
8
6
4
2
Sw Ja
itz pan
e
G rlan
er
m d
an
y
I ta
F r ly
an
Be ce
lg
i
Po um
rt u
Au gal
D s tri
N enm a
et
he ar
rla k
n
C
ze S ds
ch we
R de
O epu n
EC b
D lic
To
U
ni
ta
te
d B l
Ki ra
ng zil
do
m
So M
e
ut xi
h co
Af
ric
a
Sp
N ain
or
wa
U
ni Gre y
te
d ec
St e
at
e
Fi s
nl
C and
an
H a
N un da
ew g
Ze ary
al
a
A
R
us nd
us
tra
si
an I lia
Fe cel
de and
ra
tio
Lu T u n
Sl x rk
ov em e
ak b y
Re our
pu g
bl
i
Po c
la
nd
Ko
re
a
In
d
I re ia
la
n
C d
hi
na
0
Kaynak: OECD ülke raporlarÕ
OECD ülkelerinin 1992–2005 yÕllarÕ arasÕndaki reel GSYH ortalama yÕllÕk büyüme
yüzdeleri incelendii zaman ortaya kii baÕna düen GSYH grafiinin sonuçlarÕndan
neredeyse tersi sonuçlar çÕktÕÕ ilk söylenebilecek yorumdur. Bunun açÕklamasÕ ise
yakÕnsama literatüründe desteklenen bir durumdur. Kii baÕna düen GSYH deeri düük
olan ülkelerin büyüme hÕzlarÕnÕ, kii baÕna düen GSYH deeri daha yüksek olan
ülkelerden daha yüksek olmalÕdÕr. Çünkü ancak bu ekilde kii baÕna düen GSYH deeri
küçük olan bir ülke kii baÕna düen GSYH deeri yüksek olan bir ülkeyi yakalayabilir.
Bu kavram çerçevesinde ülkelerin sosyo-ekonomik seviyeleri arasÕnda bir yakÕnsama
olabilir. Bu duruma ters düen, yani kii baÕna düen GSYH deeri yüksekken büyüme
hÕzÕ da yüksek olan ülkeler de bulunmaktadÕr. BazÕ çalÕmalarda da bu ülkeler örnek
gösterilerek ülkeler arasÕ yakÕnsama görüünün baarÕlÕ olmadÕÕ, zengin ülkenin hep
zengin, fakir ülkenin ise hep fakir kalacaÕ tartÕÕlmaktadÕr. Bu ülkelere grafikten örnek
olarak rlanda ve Lüksemburg gösterilebilir. Tam tersi durum; kii baÕna düen GSYH
deeri dier ülkelere kÕyasla düükken, büyüme hÕzÕ da düük olan ülkeler içinde örnek
27
olarak Japonya gösterilebilir. Daha öncede belirtildii gibi Japonya’nÕn yaadÕÕ balon
ekonomisin bir sonucu olarak bu durumun elde edinildii düünülmektedir.
OECD ülkeleri arasÕnda en yüksek reel GSYH ortalama yÕllÕk büyümenin rlanda’ya ait
olduu görülmektedir. Grafik 1’teki ülkeler arasÕnda en düük kii baÕna düen GSYH
deerine sahip ülke olan Türkiye’nin yakÕnsama teorisine göre en yüksek reel GSYH
ortalama yÕllÕk büyüme seviyesine sahip olmasÕ beklenirken üst-orta seviyelerdedir.
Kendisinden yüksek kii baÕna düen GSYH deerine sahip olan Polonya, Slovakya ve
Güney Kore’nin daha yüksek reel GSYH ortalama yÕllÕk büyümeye sahip olduu ayrÕca
gözlemlenebilen bir durumdur. Grafik 1’de en yüksek kii baÕna düen GSYH deerine
sahip
olan
Lüksemburg’un
reel
GSYH
ortalama
yÕllÕk
büyüme
deerinin
Türkiye’ninkinden yüksek olduu da görülmektedir.
Yine de Türkiye’nin OECD ülkelerine yakÕnsama ihtimalini deerlendirirken Türkiye’nin
reel GSYH ortalama yÕllÕk büyüme deerinin OECD ortalamasÕndan yüksek olmasÕ
yakÕnsama açÕsÕndan olumludur.
Tablo 6 2001–2004 ArasÕ Dönemde OECD Ülkelerindeki Deiim
Yüzdelik Büyüme
Emek Verimlilii
Reel KBGSYH
Avustralya
3.465
0.0029
29654.9
Avusturya
1.201
0.0074
29339.1
Belçika
1.448
0.0060
26727.7
Kanada
2.526
0.0017
29244.6
Çek Cumhuriyeti
2.944
0.0030
15922.5
Danimarka
1.225
0.0103
29627.5
Finlandiya
2.333
0.0093
24469.9
Fransa
1.598
0.0010
27360.2
28
Almanya
0.729
0.0006
26890.7
Yunanistan
4.212
0.0033
16502.5
Macaristan
4.047
0.0032
13721.0
zlanda
2.480
0.1643
27854.1
rlanda
5.166
0.0152
28790.1
talya
0.906
0.0010
24404.1
Japonya
0.976
0.0003
25352.9
Güney Kore
0
0.0001
1115.4
Lüksemburg
2.870
0.2596
50863.9
Meksika
1.610
0.0002
8467.6
Hollanda
0.639
0.0033
28039.6
Yeni Zelanda
4.026
0.0116
23709.8
Norveç
1.780
0.0141
34796.7
Polonya
2.916
0.0005
3842.7
Portekiz
0.486
0.0034
18764.1
Slovakya
4.591
0.0041
4449.2
spanya
3.057
0.0011
22061.6
sveç
2.0216
0.0058
10847.7
sviçre
0.7785
0.0075
31055.7
Türkiye
3.7931
0.0002
5829.7
ngiltere
2.3505
0.0009
27524.3
A.B.D.
2.4732
0.0002
36975.2
OECD Yüksek Gelir
2.0313
0.0221
26332.2
OECD OrtalamasÕ
2.2885
0.0181
22806.8
Kaynak: Dünya KalkÕnma Endeksi
Not: Güney Kore’nin 2001–2004 yÕllarÕ arasÕnda yÕllÕk yüzdelik büyüme verilerine
ulaúÕlamamasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕna bu ülke dâhil edilmemiútir.
29
Dünya KalkÕnma Endeks’inden alÕnan veriler dorultusunda hazÕrlanan tablo incelendii
zaman 2001–2005 yÕllarÕ arasÕnda GSYH’ sÕnda en yüksek yÕllÕk büyüme oranÕ
ortalamasÕnÕ yakalayan 3 ülkenin rlanda, Slovakya ve Yunanistan olmutur. Bu dönemde
de rlanda’nÕn yüksek bir büyüme ortalamasÕ yakalamÕ olmasÕ, bir önceki on yÕl içinde
belirtildii gibi ülkeye yapÕlan yatÕrÕmlarÕn bir getirisi olarak, büyümenin kalÕcÕ ve
sürdürülebilir olmasÕndan kaynaklanmaktadÕr. Ama büyümede bir yavalama da dikkat
çekmektedir. Bu azalan marjinal getiriler kanunu gerei, büyümenin doasÕnda olan bir
durumdur. 1981’de Avrupa Birlii’ne katÕlan Yunanistan’Õn ekonomisi katÕldÕÕ dönemde
oldukça kötü bir durumdaydÕ. Bu sebeple Yunanistan Avrupa Birlii’nin hala en büyük
baarÕsÕ olarak görülmektedir. Çünkü bu tarihten sonra Avrupa Birlii fonlarÕ Yunanistan’a
akmaya balamÕ, bu da gecikmelide olsa ülkeyi Avrupa Birlii ülkeleri seviyesine
çekmeye yetmitir. Yunanistan Avrupa Birlii’ne katÕlan ilk en kötü ekonomili ülke olarak
tarihe geçmitir. (http://en.wikipedia.org/wiki/Greece) Slovakya’da Yunanistan gibi biraz
da siyasetin aÕr basmasÕyla 2002 yÕlÕnda Avrupa Birlii’nin son genileme dalgasÕna
katÕlmÕ ve Yunanistan ile aynÕ kaderi paylamÕtÕr. Emek verimlilik ortalamalarÕ da bunu
destekler vaziyettedir. Türkiye’nin nispeten düük yine de iyi seviyede gözüken yÕllÕk
ortalama büyüme seviyesinin altÕnda yatan sebep 1999–2001 krizleri sonrasÕ toparlanma
sürecine girmi olmasÕdÕr.
Kii baÕna düen GSYH ortalamasÕna bakÕldÕÕnda yine ilk sÕrada A.B.D.’nin olduu
görülmektedir. Hatta A.B.D. 1990–2000 Hatta A.B.D. 1990–2000 yÕllarÕna kÕyasla 6000
dolar artÕ gösterdii de anlaÕlmaktadÕr. Genel anlamda bakÕldÕÕnda bir önceki on yÕla
göre ortalama büyüme oranÕnda düü gözlenmektedir. Türkiye pek bir gelime
göstermemekle beraber Polonya ve Meksika gibi ülkelerin gerisinden takip etmektedir.
OECD ülkelerinde en yüksek ortalama kii baÕna düen GSYH ya sahip Lüksemburg ile
Türkiye arasÕnda artÕk 10 kat fark vardÕr.
30
Emek verimliliinin OECD genelinde arttÕÕ görülürken Türkiye ortalamasÕnda küçükte
olsa düü gözlemlenmitir.
Avrupa Komisyonu, 2006–2008 döneminde Türkiye’nin potansiyel büyüme oranÕna yakÕn
bir düzeyde ekonomik büyüme göstereceini tahmin etmektedir. Bu tahminler, 2008’e
kadar olan dönemde, Türkiye’de genel olarak siyasi istikrarÕn devam edecei, sÕkÕ para ve
maliye politikalarÕna balÕ kalÕnacaÕ, yapÕsal reformlar alanÕnda ilerleme salanacaÕ ve
petrol fiyatlarÕnda beklenmedik bir artÕÕn olmayacaÕ varsayÕmlarÕna dayanmaktadÕr. Bu
varsayÕmlar altÕnda, Türkiye’nin bata turizm gelirleri olmak üzere ihracat alanÕnda
ilerleme salamasÕ beklenmektedir (Avrupa Komisyonu, 2006, s.118–119).
31
3. OECD ve TÜRKYE YAKINSAMA ANALZ
3.3.Teorik Model
Büyüme
Neoklasik Büyüme Modellerinin temel dayanaÕ olan Solow Büyüme Modeli (1.1) formülü
gibidir. Burada sermaye, etkin igücü girdileriyle üretim salanmakta, teknolojik
gelimeler, nüfus artÕÕ gibi parametreler dÕsal olarak ele alÕnmaktadÕr.
Y(t) = K(t)(A(t)L(t))(1-)
1!!0
Y: üretim
(1.1)
K: sermaye
A: teknoloji
L. igücü
Burada igücünün bir yÕlda (n), teknolojinin ise bir yÕlda (g) oranÕnda büyüdüü
varsayÕlmaktadÕr. kisi de dÕsaldÕr.
L (t) = L(0)ent
(1.2)
A (t) = A(0)egt
(1.3)
Bu durumda etkin igücü (A(t)L(t)) üstel fonksiyonlarÕn toplamÕ (n+g) oranÕnda
büyümektedir.
Tasarruftaki büyüme oranÕnÕn (s) ve sabit olduu kabul edilir ise;
K
Z etkin igücü baÕna düen sermaye miktarÕ kˆ =
AL
32
Z etkin igücü baÕna düen üretim miktarÕ ŷ =
Y
AL
Burada yÕpranma payÕnÕn olarak alÕnmasÕ durumunda etkin igücü baÕna düen sermaye
stokundaki deiim:
kˆ (t) = s ŷ (t) - (n+g+ ) k̂ (t)
(1.4)
kˆ (t) = s k̂ (t) - (n+g+ ) k̂ (t)
(1.5)
Zamanla k̂ deerinin duraan durum deeri olan k̂ * deerine yakÕnsayacaÕ kabul
edilmektedir. Bu durumda formül u ekli almaktadÕr:
§
s
k̂ * = ¨¨
© n g G
·
¸¸
¹
1 /(1D )
(1.6)
Etkin igücü baÕna düen sermaye miktarÕnÕn duraan durumda tasarruf ile pozitif, nüfus
artÕ oranÕ, teknoloji artÕ oranÕ ve yÕpranma oranÕ ile negatif iliki içerisinde olduu
görülmektedir.
Duraan durumda kii baÕna düen gelirin hesaplanabilmesi için yapÕlmasÕ gereken (1.1)
nolu fonksiyonu (1.6) nolu fonksiyona yerletirip, her iki tarafÕn logaritmasÕnÕn alÕnmasÕdÕr.
§ Y (t ) ·
§ D ·
§ D ·
¸¸ = InA(0) + gt + ¨
In ¨¨
¸ In(s) - ¨
¸ In(n+g+
)
©1 D ¹
©1 D ¹
© L(t ) ¹
(1.7)
BazÕ görülere göre (ör, Mankiw,1992) , A(0) düzeyi teknolojik düzeyi anlatmakla beraber
ülkeler arasÕ farklÕlÕklarÕ belirleyen kaynak donanÕmÕ, iklim, altyapÕ, ilikilerin düzeyinden
33
kaynaklanan geçirgenlik, vs gibi sebeplerden ötürü kaynaklanan farklÕlÕklarÕ da
içermektedir. Bu sebeple, A(0) deeri sabit bir (a) deerinin yanÕnda (e) hata teriminin de
kullanÕlmasÕ gerekmektedir. (e) ülkeden ülkeye deimektedir.
lnA(0) = a + e
(1.8)
Böylelikle herhangi bir zamanda kii baÕna düen gelirin logaritmasÕ:
§Y ·
In ¨ ¸ = a +
©L¹
§ D ·
¨
¸ In(s) © D 1 ¹
§ D ·
¨
¸ In (n + g+ ) + e
© D 1 ¹
(1.9)
Verimlilik
Verimlilii ölçmek amacÕyla kullanÕlan ölçütleri kÕsmÕ (igücü ve sermaye) ve toplam
olmak üzere ikiye ayÕrabiliriz. Solow tarafÕndan 1956 ve 1957 yÕllarÕnda önerilen büyüme
muhasebesi aaÕdaki gibidir.
Y(t) =A(t)K(t) E 1 L(t) E 2
1!!0
Y: üretim
(1.10)
K: sermaye
A: teknoloji
L. igücü
E1 : sermaye çÕktÕ esneklii
E 2 : igücü çÕktÕ esneklii
YukarÕda verilen tanÕmlardan hareketle kÕsmÕ faktör verimlilii, üretim düzeyinin üretim
faktörleri sermaye ve igücüne ayrÕ ayrÕ bölünerek bulunmaktadÕr. Bu durumda TFV ise
aaÕdaki ekilde hesaplanmaktadÕr.
34
TFV(t) = A(t) =
Y(t)
K(t) L(t) E 2
E1
Eitliin logaritmasÕnÕ almamÕz durumunda:
log(TFVt) = log(At) = logYt - 1logKt - 2logLt
üretim faktörlerinin miktarlarÕ toplulatÕrÕlmÕ ve TFV düzeyine ulaÕlmÕtÕr. TFV düzeyi
teknolojik gelime bilgiye tekabül eden A deikenine eittir. A, üretim faktörlerindeki
deime ile açÕklanamayan kÕsÕmdÕr.
Üretim faktörlerinin çÕktÕ esnekliklerinin hesaplanmasÕnda iki yöntem kullanÕlmaktadÕr.
Birincisi ekonometrik yöntemdir, üretim fonksiyonu dorudan tahmin edilir. kincisi ise
tam rekabetçi piyasa ve ölçee göre sabit getiri varsayÕmÕ altÕnda üretim faktörlerinin çÕktÕ
esnekliinin hesaplanmasÕdÕr. kinci yönteme göre Euler teoremi gerei üretim faktörlerine
marjinal verimlilikleri dorultusunda ödeme yapÕlÕr. Sonuç olarak üretim faktörleri çÕktÕ
esneklikleri toplam katma deerden aldÕklara paya eit olmalÕdÕr. Yine Euler teorime göre
üretim faktörleri çÕktÕ esneklikleri toplamÕ 1 e eit olmak zorundadÕr. ( E1 E 2
1
(SaygÕlÕ, Cihan, Yurtolu; 25-26)
YakÕnsama
Herhangi bir zamanda kii baÕna düen gelirin logaritmasÕnÕn aaÕdaki gibi olduu bir
önceki bölümde de belirtilmitir:
§Y ·
§ D ·
§ D ·
In ¨ ¸ = a + ¨
¸ In(s) - ¨
¸ In(n + g+ ) + e
©L¹
© D 1 ¹
© D 1 ¹
(1.9)
YakÕnsama hÕzÕnÕ = (n + g+ )(1–) olarak alÕrsak iki tarafÕnda diffarensiyeli alÕnÕnca
35
§ dInyˆ (t 2 ) ·
¨
¸
© dt ¹
O >Inyˆ * Inyˆ (t )@
(1.11)
Bu durumda t2 zamandaki etkin igücü baÕna düen gelir;
Inyˆ (t 2 )
1 e Inyˆ * + e
OT
OT
T
Inyˆ (t1 )
t 2 t1 (1.12)
Her iki taraftan Inyˆ (t1 ) çÕkartÕlÕp denklem düzenlenirse;
Inyˆ (t 2 ) Inyˆ (t1 )
1 e Inyˆ * Inyˆ (t )
OT
(1.13)
1
ŷ * deeri eitlikte yerine konursa Mankiw ve arkadalarÕnÕn 1992 yÕlÕnda kullandÕklarÕ
yakÕnsamasa denklemi ortaya çÕkmaktadÕr.
Inyˆ (t 2 ) Inyˆ (t1 )
1 e ª«DD 1º» In(s) 1 e ª«DD 1º» In(n g G ) 1 e Inyˆ (t )
OT
OT
¬
¼
OT
¬
1
¼
(1.14)
slam’Õn 1995’ te uygulamada kullandÕÕ uygulama ile Mankiw ve arkadalarÕnÕn 1992 de
kullandÕÕ uygulama arasÕndaki fark Mankiw ve arkadalarÕnÕn etkin emek kullanÕrken,
slam’Õn kii baÕna gelir (y) kullanmasÕdÕr.
Etkin gücü baÕna düen gelir aaÕdaki gibidir:
yˆ (t )
Y (t )
A(t ) L(t )
Y (t )
L(t ) A(t )e gt
(1.15)
36
Inyˆ (t )
ª Y (t ) º
In «
» InA(0) gt
¬ L(t ) ¼
Iny (t ) InA(0) gt
(1.16)
elde edilmektedir. yˆ (t ) ifadesi denklem (1.13)’de yerine konulduunda kii baÕna düen
gelire göre oluturulmu model elde edilmektedir:
Iny t 2 Iny t1 1 e ª«DD 1º» Ins 1 e ª«DD 1º»n g G OT
OT
¬
¼
¬
1 e OT Iny t1 1 e OT InA0 g t 2 e OT t1
¼
(1.17)
Buna göre kii baÕna düen gelirin t1 ve t2 dönemleri arasÕndaki büyüme oranÕ nüfus artÕ
oranÕ, teknoloji ve igücü büyüme oranÕ, tasarruf oranÕ, t1 dönemdeki kii baÕna düen
üretim ve ülkelerin kendi ekonomik yapÕlarÕndan kaynaklanan deikenlere balÕ olarak
deimektedir.
3.4.Literatür
Büyüme
Büyüme ve büyümeyi etkileyen faktörler hususunda literatürde pek çok çalÕma
bulunmaktadÕr. Temel olarak yatÕrÕmlarÕn, ihracatÕn, dorudan yabancÕ sermaye
yatÕrÕmlarÕnÕn, eitimin, vergi politikalarÕnÕn, turizmin, küçük ve orta ölçekli sanayi
iletmelerinin, kamu harcamalarÕnÕn, teknoloji transferlerinin, finansal sistemin ve finansal
gelimenin, enflasyonun, devletin büyüklüünün, kayÕr dÕÕ ekonominin yerel yönetimlerin,
sosyo-kültürel ve motivasyonel etkenlerin, beeri sermayenin, bilimsel ve teknik
37
enformasyonun, aratÕrma gelitirme çalÕmalarÕnÕn, politik istikrarsÕzlÕÕn, demokrasi
düzeyinin, kurumsal ve yasal yapÕnÕn büyüme üzerine etkili faktörler olduu bilinmektedir.
( çalÕma grubu raporlarÕ, 2004)
Neoklasik büyüme modeline göre, veri tasarruf oranÕ, nüfus artÕ oranÕ ve amortisman oranÕ
ile teknolojik düzeyi için her ekonominin ulaabilecei bir duraan durum vardÕr. Herhangi
bir dÕsal teknolojik etki olmadÕÕ farz edilirse, ekonomi bu dengeyi salayan kii baÕna
sermaye ve kii baÕna gelir oranÕnÕ saladÕÕnda uzun dönem büyüme sÕfÕr olacak, bir
baka deyile, kii baÕna reel gelir daha fazla arttÕrÕlamayacaktÕr. Bu durumda sürekli
büyümenin sÕrrÕ teknolojik gelimedir, çünkü kÕsa dönemde yine dÕsal ve veri kabul edilen
tasarruf oranÕ, nüfus artÕ oranÕ veya yÕpranma payÕ oranÕnda bir düü olumlu etki yaratsa
da bu etki uzun vadede denge düzeyini deitirmeyecektir. (http://www.tek.gov.tr)
Daha gelimi neoklasik modellere göre beeri sermaye de ülkeler arasÕ büyüme
farklÕlÕklarÕnÕ açÕklamada yardÕmcÕdÕr. Buna göre her ülke ortak ve mutlak bir noktaya
deil, kendi uzun dönem dengesine koullu olarak yakÕnsar, ama yine de bu uzun dönem
dengesi dÕsal deikenlere balÕ olacaktÕr. (Mankiw ve dierleri, 1992)
çsel büyüme teorilerine dair yapÕlan çalÕmalarda üretim ve yatÕrÕmlarÕn teoride
bahsedildii gibi örenme ve tamalar gibi pozitif dÕsallÕklarÕn Türk imalat sektöründe
yeterince ortaya çÕkmadÕÕ görülmütür. Özellikle Türkiye’de 1980 sonrasÕ dönem örenme
dÕsallÕÕ gerçeklemeden geçmitir. (Yülek, 1997) Türkiye AR-GE konusunda da yetersiz
bir seviyededir. (Girgin ve ArÕolu, 2002)
Bir ülkenin yaadÕÕ iktisadi büyümenin baka ülkelerin kii baÕna düen gelir düzeyine
yakÕnsama durumunda balangÕç gelir düzeyinin önemini tartÕanlardan Barro, yaptÕÕ
çalÕmada iki deiken arasÕnda negatif iliki olduunu ortaya koymutur. (Barro,1991)
38
Bahmani-Oskooee ve Domaç (1995) Granger ve Johansen e-bütünleme sÕnamalarÕyla
1923–1990 yÕllarÕ arasÕndaki dönem için Türkiye’de yÕllÕk reel GSMH ve reel ihracat
arasÕnda uzun dönem denge ilikisi üzerine çalÕmasÕ sonucu seriler arasÕnda uzun dönem
denge ilikisi olduu sonucuna ulamÕ ve iki yönlü bir nedensellik ilikisi bulmutur.
Türkiye’de 1980 sonrasÕ 20 yÕl için 3 aylÕk veriler kullanÕlarak ihracat, ithalat, yatÕrÕmlar ve
GSYH arasÕnda nedensellik aratÕrÕlmÕtÕr. GSYH’dan ihracata doru güçlü, yatÕrÕmlar ile
GSYH arasÕnda zayÕf ve iki yönlü bir nedensellikler ilikisi, ithalat ve GSYH arasÕnda
yine iki yönlü ve güçlü iliki bulunmutur. thalat büyüme üzerinde belirleyici unsur
olmutur ki, bu sonuç içsel büyüme modelleriyle de tutarlÕdÕr. (Tuncer, 2003) Ama ithalatÕn
yapÕlabilmesi için gerekli finansmanÕn salanmasÕnda ihracatÕn önemi bir dier önemli
ayrÕntÕdÕr. (Tuncer, 2002)
hracatÕn yanÕ sÕra tasarruf yetersizliinin ekonomik büyümeyi negatif yönlü etkiledii
bilinen bir gerçektir. Tasarruf yetersizliinden kaynaklanan açÕÕn yabancÕ sermaye
yatÕrÕmlarÕ ile kapanabilecei söylenmi, ama bunun için ülkede ekonomik ve siyasi
istikrarÕn gereklilii savunulmutur. (Karluk 2001)
Makroekonomik istikrarsÕzlÕÕn büyüme süreci üzerine etkilerini aratÕran çalÕmalarda bu
durumun büyüme sürecini olumsuz etkiledii ve hata kamu ve özel kesim yatÕrÕmlarÕ
arasÕndaki tamamlayÕcÕlÕÕ bozduu görülmütür. (smihan, Metin - Özcan ve Tansel, 2001)
Benzer ekilde enflasyonist süreçte özel yatÕrÕmlarÕ ve büyümeyi olumsuz etkilemektedir.
Hatta enflasyon oranÕndaki 1 puanlÕk artÕ, büyüme oranÕnÕ 0.37 puan düürmektedir.
(Karaca, 2003)
Verimlilik
Ülkelerin gelime tarihleri incelendiinde kalkÕnmanÕn büyük ölçüde teknolojik ilerleme ve
buna balÕ olan verimlilik artÕlarÕndan kaynaklandÕÕ bilinmektedir. Oysa Türkiye’nin
39
büyüme sürecinde verimliliin etkisinin çok düük olduu aratÕrmalara ve düük yaam
standardÕna göre açÕk bir durumdur. Ancak kalÕcÕ bir büyüme için yüksek büyüme
oranlarÕndan ziyade büyümenin sürdürülebilir olmasÕ gerekmektedir. Bu da ancak
verimlilik artÕlarÕyla gerçekletirilebilmektedir.
Neoklasik iktisadÕn ve yeni büyüme teorilerinin en çok ilgilendii konularÕn baÕnda gelen
verimlilik hakkÕnda pek çok alternatif gelitirilmitir. Neoklasik görüe göre dÕsal
teknolojik gelime uzun dönem verimlilii arttÕrmaktadÕr, çünkü sermaye azalan
getirilerden etkilenmektedir. Yeni büyüme teorileri ise neoklasik görüün tersine
sermayenin azalan getirilerden etkilenmediini ya da teknolojik gelimenin içsel olduunu
varsayarak uzun dönem büyümeyi içselletirir. Bu faklÕlÕklarÕna ramen iki görü de son
dönem Amerika Birleik Devletleri’nin verimlilik artÕÕnÕ açÕklamada kullanÕlmaktadÕr.
(Stiroh, 2001)
Verimlilik kavramÕ üzerine son yÕllarda pek çalÕma yapÕlmÕtÕr. 1950’ler ve 1960’lardan
beri emek verimliliinin artan önemi göz önüne alÕnÕrsa verimliliin çÕktÕ üzerine etkisi çok
daha iyi anlaÕlmaktadÕr. YapÕlan aratÕrmalara göre 1973 -1995 yÕllarÕ arasÕnda emek
verimlilii ortalama olarak %1.5 artmÕ olsaydÕ, bunun 20 yÕl sonunda saat baÕna çÕktÕ
üzerine etkisinin %35 oranÕnda bir artÕ olacaÕ öngörülmütür. %2.7’lik bir artÕÕn ise 20
yÕl içinde büyüme üzerine etkisi %70 oranÕnda bir artÕtÕr. (Stroh, Steindel, 2001)
anlaÕlacaÕ üzere verimlilikteki büyümenin gerçek büyüme ve hayat standartlarÕ üzerine
etkisi büyüktür.
Verimlilik denilince pek çok ölçme aracÕ olduu görülmektedir. Genel anlamda çalÕÕlan
saat baÕna düen gerçek çÕktÕyÕ veren emek verimliliinden, sermaye baÕna düen gerçek
çÕktÕyÕ veren sermaye verimliliinden ve tüm birim girdi baÕna düen gerçek çÕktÕyÕ veren
total faktör verimliliinden söz edilebilir.
40
Toplam faktör verimlilii (TFV) artÕÕ ekonomik büyümenin ve ulusal zenginliin en
önemli nedenlerinden birini olduu kabul edilmektedir. Ülkelerin ekonomik büyüme
performanslarÕnÕn (Fagerberg, 1998), dÕ ticaret yapÕlarÕnÕn (Wolf, 1997-Gustavsson, 1997Dosi ve dierleri, 1990 ) ve ihracat performanslarÕnÕn (Dosi ve dierleri, 1990- Gustavsson,
1997) verimlilik artÕÕnda en etkin ölçütler olduu aratÕrmalar sonucu ortaya çÕkmÕtÕr.
Türkiye ekonomisindeki TFV düzeyi ve geliimi üzerine seçilmi 11 OECD ülkesi ile
kÕyaslamalÕ olarak yapÕlan bir inceleme sonucu Türkiye’nin TFV düzeyinin, OECD ülkeleri
arasÕnda en yüksek TFV düzeyine sahip ABD’nin ancak %7 dolayÕnda olduunu
göstermitir. Benzer ekilde pek çok OECD ülkesi ABD düzeyine yakÕnsamÕ olmasÕna
ramen Türkiye için ithal ikame, dÕa açÕk sanayileme stratejisi dönemleri arasÕ belirgin
bir verimlilik artÕÕnÕn gerçeklemedii görülmütür. (SaygÕlÕ, Cihan, Yurtolu; 24)
Grafik 3: BazÕ OECD ülkelerinin üretim faktörlerinin büyümelerine katkÕsÕ
Kaynak: (SaygÕlÕ, Cihan, Yurtolu; 41)
41
SaygÕlÕ, Cihan, Yurtolu’ nun makalesinde alÕnan yukarÕdaki tabloya göre incelenilen
1970–1997 yÕllarÕ arasÕndaki dönemde (ortalama olarak) igücü, sermaye ve TFV
artÕlarÕnÕn milli gelir artÕÕna yüzde katkÕlarÕ irdelenmitir.
Bu aratÕrmaya göre Türkiye hariç KÕta AvrupasÕ ülkelerinde igücünden ziyade sermaye
birikimi (yatÕrÕm) ve TFV artÕÕ; ABD, Japonya ve Türkiye, Kanada ve Avustralya’da
igücü artÕÕ ve sermaye birikimi ekonomik büyümenin en önemli kaynaklarÕnÕ
oluturmaktadÕr. Sürdürülebilir bir büyüme amaçlandÕÕ takdirde TFV katkÕsÕnÕn
yükseltilmesi gerektii muhakkaktÕr. (Büyüme Stratejileri ÇalÕma Grubu, 2004)
Faik Öztrak’Õn AB ülkeleri ve Türkiye için 1995–2004 yÕllarÕ arasÕnda yaptÕÕ çalÕmada
emek verimliliini arttÕrma da en iyi ülke olarak seviyesini 2 katÕna çÕkaran rlanda
gösterilmektedir. Ancak aynÕ süre zarfÕnda Türkiye’de emek verimliliinde çok sÕnÕrlÕ bir
artÕÕn olduu belirtilmektedir. (Öztrak, 2006)
Cenk Yurtsever’in 2007 yÕlÕnda 1983–2003 yÕllarÕ arasÕnda Avrupa ülkeleri (Avusturya,
Belçika, Finlandiya, Danimarka, sviçre, sveç, Fransa, talya, Lüksemburg, Hollanda,
Portekiz, spanya, ngiltere) dâhilinde yaptÕÕ çalÕma da total emek verimliliinin negatif
bir eilim içerisinde olduunu düük emek verimliliine sahip ülkelerin daha yüksek emek
verimlilii büyüme hÕzÕna sahip olduu görülmütür. ÇalÕmayÕ logaritmik deerler
kullanarak yapmÕtÕr. (Yurtsever, 2007: 11–12)
Cenk Yurtsever’in 2006 yÕlÕnda 1970 ve 2005 yÕllarÕ arasÕnda Türkiye ekonomisine ait
GSMH ve emek verimlilii büyüme eilimi üzerine yaptÕÕ çalÕma da iki deiken
arasÕnda nerdeyse birebir örtüen bir iliki bulmutur. YapÕlan Granger Nedensellik
Testinin (Granger Causality Test) sonuçlarÕna göre Türkiye için emek verimliliinin
büyümeye sebep olduu görülürken Avrupa ülkeleri için tam tersi bir durum istatistiksel
olarak anlamlÕ olduu ortaya çÕkmÕtÕr. Yani Avrupa ülkeleri büyüdükçe emek
42
verimliliklerinin arttÕÕnÕ görülmektedir. (Yurtsever, 2006: Yumurta - Tavuk Hikâyesi:
Emek Verimlili÷i ve Ekonomik Büyüme UygulamasÕ”)
M. A. Carrie, L. Klump, A.R.Thurik tarafÕndan 1999 yÕlÕnda yapÕlan ve 18 OECD ülkesinin
(Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, (BatÕ) Almanya,
Yunanistan, talya, Japonya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, sveç, Birleik KrallÕk ve
A.B.D.) 1972–1992 yÕllarÕ arasÕndaki sektörlere göre emek verimliliini tartÕan çalÕma da
ülkeler arasÕndaki verimlilik farkÕnÕn azaldÕÕ görülmütür. (Carrie, Klump ve Thurik,
1999: 342-343) Ancak bunun sektörler arasÕ fark ettiini, buna sebep olarak da sektörlerde
kullanÕlan üretim teknolojilerinin karmaÕklÕÕ ve bilginin varlÕÕ görülmektedir. (ör: tarÕm
ve imalat sektörleri)
YakÕnsama
Fatma TakÕn ve Osman Zaim’in 1996’da yaptÕklarÕ düük ve yüksek gelirli ülkelerin
ortalama verimlilik deiimini ve baz yÕlÕ kii baÕna düen GSYH’yÕ karÕlatÕrdÕklarÕ
çalÕmada sözü edilen negatif eim yakalanmÕtÕr. (TakÕn ve Zaim, 1996: 5) ÇalÕma da
Türkiye’nin Taiwan, ili, Bolivya ve Kolombiya gibi ülkelerle birlikte kümeletii
görülmütür. Eimin dier ucunda da Japonya, Almanya, Fransa ve ngiltere’nin
kümeletii görülmektedir.
Serpil Atalay’Õn 2007’de yeni AB ülkeleri ve Türkiye’nin 1993–2004 dönemi kii baÕna
düen GSYH ortalama büyüme yüzdesi ile 1993 yÕlÕ kii baÕna düen GSYH’yÕ
karÕlatÕrdÕÕ yakÕnsama çalÕmasÕnda yine söz konusu negatif eim görülmektedir. Ancak
Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’nÕn aynÕ eim hattÕnda olduu görülürken,
Türkiye’nin bu eimin daha altÕnda, daha düük GSYH ortalama büyüme yüzdesi ile 1993
yÕlÕ kii baÕna düen GSYH kesimesinde olduu fark edilmektedir. Bu durum
Türkiye’nin o dönem aralÕÕnda yeni AB ülkelerine kÕyasla daha düük performans
gösterdii eklinde yorumlanmaktadÕr. (Atalay, 2007: 16)
43
Aykut Attar’Õn 2005 yÕlÕnda yaptÕÕ 1950–2001 yÕllarÕ arasÕnda dünya genelindeki reel kii
baÕna düen GSYH deeri yakÕnsamasÕnÕ ölçen çalÕmasÕnda, Kore, Taiwan, A.B.D. ve
Japonya gibi ülkelerin negatif eim üzerinde yer aldÕÕ görülmütür. AynÕ grafikte
Türkiye’nin ise dier daha az gelimi ülkelerle beraber eim hattÕnÕn dÕÕnda, orijine doru
kümeleen ülkelerin arasÕnda yer aldÕÕ fark edilmektedir. (Atar, 2005: 58)
Yine aynÕ çalÕmada ülkelerin 1950 yÕlÕ reel kii baÕna düen GSYH deeri ile 2001 yÕlÕ
reel kii baÕna düen GSYH deerini karÕlatÕrÕlmÕtÕr. Göreli öne geçme ve geriye
dümeyi inceledii bölümde Türkiye’nin beraberindeki 16 ülke ile birlikte 1950–2001
yÕllarÕ arasÕnda eik zenginlik düzeyi olarak belirledii hayali eimin üzerine doru hareket
ettii bulunmutur. Bu Türkiye’nin reel kii baÕna düen GSYH deerinin gelimi
ülkelerin reel kii baÕna düen GSYH deerine yakÕnsadÕÕna bir iaret olarak
gösterilmitir. (Atar, 2005: 111) Ancak ortalama büyüme oranÕ açÕsÕndan Türkiye’nin fakir
ülkeler grubunda yer aldÕÕ görülmektedir. (Attar, 2005: 121)
Gülay Doan’Õn 2006 yÕlÕnda AB ülkeleri için yaptÕÕ çalÕmada 1980–2003 döneminde
Belçika, Danimarka, Almanya, Yunanistan, spanya, Fransa, rlanda, talya, Lüksemburg,
Hollanda, Portekiz, sveç ve ngiltere arasÕnda yapÕlan gelir seviyesi yakÕnsamasÕ
çalÕmasÕnda negatif eim istatistiksel olarak anlamlÕ bulunmu ve bu ülkelerin birbirine
yakÕnsadÕÕ görülmütür. (Doan, 2006: 83)
3.3 Veri Seti
Türkiye’nin OECD ülkeleriyle karÕlatÕrmalÕ verimlilik analizi yapabilmek için Dünya
KalkÕnma Endeksinde Türkiye’nin de dâhil olduu 30 OECD ülkesinin 1980–2004 yÕllarÕ
arasÕndaki, reel GSYH ortalama yÕllÕk büyüme deiimi, emek verimlilii ve reel kii
baÕna düen GSYH verileri ve Penn World Table programÕnÕn çÕktÕ, emek, sermaye
verileri kullanÕlmÕtÕr. 2005 yÕlÕ Dünya KalkÕnma Endeksinde mevcut olmadÕÕ için
44
kullanÕlamamÕtÕr. Polonya Güney Kore ve Çek Cumhuriyetinde 1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda
yÕllÕk yüzdelik büyüme verilerinin olmamasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕ bu ülkeler hariç
tutularak dikkate alÕnmÕtÕr. Slovakya ve Çek Cumhuriyetinin 1980–1989 yÕllarÕ arasÕ emek
verimlilii verilerinde eksiklik olmasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕ bu ülkeler hariç
tutularak dikkate alÕnmÕtÕr Güney Kore’nin 1990–2000 yÕllarÕ arasÕnda yÕllÕk yüzdelik
büyüme verilerinin olmamasÕ sebebiyle OECD ortalamasÕna bu ülke dâhil edilmemitir.
3.4 Verimlilik Analiz
Kii baÕna düen GSYH ortalamasÕ, AB GSYH Kii baÕ ortalamasÕnÕn 75%’inin altÕnda
kalan bölgeler YakÕnsama Bölgesi “Convergence Region” olarak tanÕmlanÕr. Türkiye’nin
tamamÕ yakÕnsama bölgesi kapsamÕndadÕr.
Grafik 4: OECD Ülkeleri Kii BaÕna Düen GSYH YakÕnsamasÕ (1980–2004)
45
YukarÕdaki grafikte OECD ülkelerinin 1980 yÕlÕ kii baÕna düen GSYH deeri ile 1980–
2004 yÕllarÕ kii baÕna düen GSYH büyüme hÕzÕ ortalamasÕ arasÕndaki iliki
anlatÕlmaktadÕr. YakÕnsamanÕn gerçeklenebilmesi için kii baÕna düen GSYH deeri
düük olan ülkenin kii baÕna düen GSYH büyüme hÕzÕnÕn yüksek olmasÕ beklenir.
Böylelikle bütün ülkelerin bir zaman sonra belli bir noktaya eriecei düünülür. Bu
sebeple gerekli hesaplamalar yapÕlmadan önce bu grafiin eiminin negatif olmasÕ
beklenmitir.
Y = 5.112664702 - 1.29312867e-005*X
t
(12,84)
R2 = 0,01
(-0,52)
F=0.278327
E-views’da aynÕ veriler kullanÕlarak 1980 yÕlÕ kii baÕna düen GSYH deeri ile 1980–
2004 yÕllarÕ kii baÕna düen GSYH ortalama büyüme hÕzÕnÕn ilikisi irdelenmitir.
statistiksel olarak anlamsÕz negatif bir eri bulunmutur. ÇalÕma sonucu OECD ülkeleri
arasÕnda bir yakÕnsama gözlendii söylenememektedir.
AynÕ zaman dilimini ele alan ve aynÕ ülkeleri kapsayan bir çalÕma bulunamamÕtÕr. Ancak
Gülay Doan’Õn 2006 yÕlÕnda AB ülkeleri için yaptÕÕ çalÕmada 1980–2003 döneminde
Belçika, Danimarka, Almanya, Yunanistan, spanya, Fransa, rlanda, talya, Lüksemburg,
Hollanda, Portekiz, sveç ve ngiltere arasÕnda yapÕlan gelir seviyesi yakÕnsamasÕ
çalÕmasÕnda negatif eim istatistiksel olarak anlamlÕ bulunmu ve yakÕnsama tespit
edilmitir.
Yine Aykut Attar’Õn 2005 yÕlÕnda yaptÕÕ 1950–2001 yÕllarÕ arasÕnda dünya genelindeki reel
kii baÕna düen GSYH deeri yakÕnsamasÕnÕ ölçen çalÕmasÕnda A.B.D. ve Japonya gibi
ülkelerin negatif eim üzerinde yer aldÕÕ görülmütür. AynÕ grafikte Türkiye’nin ise dier
daha az gelimi ülkelerle beraber eim hattÕnÕn dÕÕnda, orijine doru kümeleen ülkelerin
46
arasÕnda yer aldÕÕ fark edilmitir. ÇalÕmada söz konusu olan ülke gruplarÕ arasÕnda kii
baÕna düen GSYH deeri en düük ülke Türkiye olmasÕ sebebiyle bu çalÕmada herhangi
bir ülkeyle kümeleme durumu yoktur. Ancak Meksika ve Macaristan’ dan sonra orijine en
yakÕn ülke olarak görünmektedir
Deikenler logaritmik olarak da yapÕldÕÕnda analiz benzer sonuçlara ulamÕtÕr. (ref: Ek1)
Grafik 5: OECD Ülkeleri Emek Verimlilii YakÕnsamasÕ (1980–2004)
Emek Verimlili÷i YakÕnsamasÕ
Emek Verimlili÷i Ortalama Büyüme HÕzÕ
6
HUN
IRL
5
GBR
PRT
DNK
JPN
4
SWE
ESP
TUR
3
NOR
AUT
NZL
GRC
PRK CAN
CHE
NLD
2
1
MEX
0
0
0.004
0.008
1980 yÕlÕ Emek Verimlili÷i
Grafikte ülkelerin bir bölgeye kümelemeleri sebebiyle, daÕlÕmÕ daha açÕk göstermek
amacÕyla Lüksemburg ve zlanda grafikten çÕkarÕlmÕtÕr. Lüksemburg ve zlanda’nÕn dâhil
olduu grafikte de aynÕ sonuçlara ulaÕlmÕtÕr. (ref: ek 3)
47
YukarÕdaki grafikte OECD ülkelerinin 1980 yÕlÕ emek verimlilii deeri ile 1980–2004
yÕllarÕ emek verimlilii ortalama büyüme hÕzÕ arasÕndaki iliki anlatÕlmaktadÕr.
YakÕnsamanÕn gerçeklenebilmesi için emek verimlilii deeri düük olan ülkenin emek
verimlilii ortalama büyüme hÕzÕnÕn yüksek olmasÕ beklenir. Bu sebeple gerekli
hesaplamalar yapÕlmadan önce bu grafiin eiminin negatif olmasÕ beklenmitir.
Lüksemburg ve zlanda’nÕn dâhil olduu grafiklerde bu iki ülkenin hem emek verimlilii
deerlerinin hem de emek verimlilii ortalama büyüme hÕzlarÕnÕn yüksek olduu
görülmütür. Ancak dier tüm OECD ülkelerinin bir noktaya doru kümeletii fark
edilmitir. OECD emek verimlilii ortalamasÕnÕ yukarÕ çeken unsurunda yine bu iki ülke
olduu açÕktÕr, çünkü dier ülkelerin birbirleriyle çok fazla emek verimlilii farkÕnÕn
olmadÕÕ görülmektedir.
Kümeleen ülkelerden rlanda ve Norveç’in görece yüksek emek verimlilii deeri ve emek
verimlilii ortalama büyüme hÕzÕna sahip olduu anlaÕlmaktadÕr.
Teoriye en uygun düen ülkelerin baÕnda Macaristan, Portekiz ve ngiltere gelmektedir.
Her ne kadar 1980 yÕlÕ emek verimlilii deeri düük denebilirse de, emek verimlilii
ortalama büyüme hÕzÕ oldukça yüksektir.
Bu grubun hemen altÕnda yer alan grup Japonya, spanya ve Türkiye’dir. Emek verimlilii
seviyeleri Macaristan, Portekiz ve ngiltere’den düük olmalarÕna ramen emek verimlilii
ortalama büyüme hÕzlarÕ da yine onlardan düüktür. Bu durum iki grup arasÕnda bir
yakÕnsama eiliminin olmayabileceine dair bir gösterge olabilir.
Grup içerisinde yakÕnsama açÕsÕndan en kötü ülke Meksika’dÕr. Gruba yakÕnsamasÕ bu
göstergelerle mümkün görünmemektedir.
48
Faik Öztrak’Õn AB ülkeleri ve Türkiye için 1995–2004 yÕllarÕ arasÕnda yaptÕÕ çalÕmada da
rlanda emek verimliliini arttÕrma da en baarÕlÕ ülkelerin baÕnda görülmektedir. Benzer
bir ekilde Türkiye’nin emek verimliliinde çok sÕnÕrlÕ bir artÕÕn olduu görülmütür.
Bu çalÕmanÕn ulatÕÕ sonuçlardan farklÕ olarak Cenk Yurtsever’in yaptÕÕ çalÕmada,
1983–2003 yÕllarÕ arasÕnda Avrupa ülkeleri (Avusturya, Belçika, Finlandiya, Danimarka,
sviçre, sveç, Fransa, talya, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, spanya, ngiltere) dâhilinde
yaptÕÕ çalÕma da total emek verimliliinin istatistiksel olarak anlamlÕ negatif bir eilim
içerisinde olduunu görülmütür. Yüksek emek verimliliine sahip ülkelerin rlanda,
zlanda ve Lüksemburg gibi ülkeler haricinde daha düük emek verimlilii büyüme hÕzÕna
sahip olduu görülmütür.
Deikenler logaritmik olarak alÕndÕÕnda da analiz benzer sonuçlara ulamÕtÕr. (ref: Ek 2 )
Y = 3.868635379 + 4.895849814*X
t
(17,17)
R2 = 0,0088
(0,48)
F= 0.232937
E-views’da aynÕ veriler kullanÕlarak 1980 yÕlÕ emek verimlilii ile 1980–2004 yÕllarÕ emek
verimlilii ortalama büyüme hÕzÕ çalÕÕlmÕtÕr. YapÕlan çalÕma da istatistiksel olarak
anlamlÕ negatif bir eri bulamadÕÕndan emek verimlilii için OECD ülkeleri arasÕnda
herhangi bir yakÕnsama görüldüünden söz edilememektedir.
49
SONUÇ
Bu çalÕmada OECD ülkeleri ve Türkiye arasÕnda kii baÕna düen GSYH ve emek
verimlilii deerlerinde bir yakÕnlamanÕn olup olmadÕÕ karÕlatÕrÕlarak gösterilmesi
amaçlanmÕtÕr. Bu amaçla önce OECD’nin yapÕsÕ ve üye olan ülkeler anlatÕlmÕ, ardÕndan
onar yÕllÕk periyotlarla üye ülkelerin yÕllÕk yüzdelik büyüme oranlarÕ, emek verimlilii ve
reel kii baÕna düen GSYH deerleri karÕlatÕrÕlmÕtÕr. Daha önce yapÕlan çalÕmalara
göre kapsayan ülkelere de balÕ olarak deerlen arasÕnda yakÕnlama ve ya uzaklama
olduu görülmütür. Genel hipotez, balangÕç deeri düük olan deikenin çalÕmaya konu
olan yÕllar süresince deime hÕzÕnÕn yüksek olmasÕ gerektii ve bu mantÕkla ülkeler arasÕ
deikenlerin deerlerinin birbirine yaklamasÕdÕr. Bu sebeple 1980 yÕlÕ kii baÕna düen
GSYH deeri düük/yüksek olan ülkenin 1980-2004 yÕllarÕ arasÕndaki kii baÕna düen
GSYH büyüme hÕzÕnÕn daha yüksek/düük olmasÕ beklenmitir. AynÕ ekilde1980 yÕlÕ
emek verimlilii deeri düük/yüksek olan ülkenin 1980-2004 yÕllarÕ arasÕndaki emek
verimlilii büyüme hÕzÕnÕn daha yüksek/düük olmasÕ beklenmitir Kesit veri (crosssection) yöntemi kullanÕlarak ekonometrik çalÕma yapÕlmÕtÕr. Ancak yapÕlan ekonometrik
çalÕma sonucu istatistikî olarak anlamlÕ bir sonuca ulaÕlamamÕtÕr.
OECD üye ülkelerinin ezamanlÕ finansal istikrarÕnÕ korumayÕ ve üye olmayan, gelimekte
olan ülkelerde halkÕn yaam standardÕnÕ iyiletirmeyi, sürekli ve dengeli ekonomik geliim
salayan politikaya destek vermeyi ve isizliin ortadan kaldÕrÕlmasÕnÕ amaç edinmi bir
ekonomik ibirlii örgütüdür. Ancak yapÕlan çalÕmaya göre ülkeler arasÕnda egüdümlü
finansal bir istikrarÕn tam olarak salandÕÕ söylenememektedir. Özellikle Türkiye
OECD’nin en kötü ekonomiye sahip ülkesi olarak yer almaktadÕr.
OECD katÕlÕm müzakereleri ile her ne kadar küresel bir örgüt olmayÕ hedeflese de gerek
üye ülkeler arasÕndaki ibirliini desteklemesi, gerek Avrupa içi ticareti tarifeleri ve dier
bariyerleri azaltmaya yönelik çalÕmalarÕ, gerekse yeniden kurulan Avrupa’nÕn ulusal
50
üretim programÕnÕ desteklemesi yönünden daha çok Avrupa kÕtasÕ odaklÕ bir örgüt olarak
gözükmektedir.
OECD ekonomisinde üretim 1980–1989 döneminde yÕlda ortalama % 3,2 oranÕnda
büyümütür.
1980–1983 yÕllarÕ arasÕnda dünya ticareti” nominal olarak daralmÕtÕr. Dünya ticaretinin en
hÕzlÕ arttÕÕ dönemler ise 1983–1990 ile 1994–1997 yÕllarÕ arasÕndaki dönem olmutur.
OECD’nin 1980–2005 yÕllarÕ arasÕnda ekonomik devinim incelendii zaman göze çarpan
olgulardan biri de ortaya çÕkan finansal krizlerdir. Bu krizlerin temel olarak bankacÕlÕk ve
döviz olmak üzere iki sebepten kaynaklandÕÕ görülmektedir.
1980’li yÕllardaki Latin Amerika krizleri, 1990’lÕ yÕllarÕn baÕndaki skandinav ülkelerinde
gözlenen bankacÕlÕk krizi, 1994, 1999 ve 2001 Türkiye, 1995 Meksika, 1997 Asya ve
Rusya krizlerinin maliyetinin oldukça yüksek bir ekilde gerçekletiini görüyoruz. Bir
finansal krizin ortalama maliyeti %14–15 oranÕnda üretim kaybÕ eklinde olumaktadÕr.
OECD’de konuya yönelik gerçekletirilen ampirik çalÕmalarda, genel olarak mali
baarÕsÕzlÕklarÕn, ülke ekonomilerindeki makroekonomik çevrenin zayÕf olduu dönemlerde
ortaya çÕktÕÕnÕ ifade edilmektedir.
1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda Dünya KalkÕnma Endeksinden derlenen verilere göre yÕllÕk
yüzdelik büyüme oranlarÕnÕn en yüksek Lüksemburg’da olduu görülmütür. Onu takip
eden ülke ise Türkiye’dir. Lüksemburg’un büyüme oranÕnÕn kaynaÕ olarak bu dönem
balangÕcÕndan itibaren yapmaya baladÕÕ biliim yatÕrÕmlarÕnÕ gösterebiliriz. Türkiye’nin
8-9 Austos 1989'da 1567 sayÕlÕ Türk ParasÕnÕn KÕymetini Koruma Kanunu'na ek 32 sayÕlÕ
kararname ile sermaye hareketlerini serbestletirmesi yÕllÕk büyüme oranÕnÕ tetikleyici bir
etki yaptÕÕ düünülmektedir.
51
1980–1989 yÕllarÕ arasÕndaki verilerine ulaamadÕÕmÕz Çek cumhuriyeti ve Slovakya’nÕn
deerlerinin ortalamadan çÕkardÕÕmÕzda kalan OECD ülkelerinin emek verimlilii
ortalamasÕnÕn yüksek gelirli OECD ülkelerinin emek verimlilii ortalamasÕnÕn % 14’ü
kadar olduu görülmektedir. Buradan da anlaÕlacaÕ üzere Slovakya ve çek cumhuriyeti
OECD ortalama emek verimlilii deerlerini %5 oranÕnda aaÕya çekebilecek kadar
ortalamadan uzaktÕr.
1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda Türkiye’nin OECD yüksek Gelirli ülkeler grubunun
ortalamasÕnÕn yaklaÕk ¼ ‘ü, OECD ortalamasÕnÕn 1/3 ü olduu düünülürse Türkiye’nin
grubun ortalamasÕna oldukça uzak olduu görülmektedir.
1990’ ile balayan 10 yÕl, küresel ekonomik büyümede, üretimde ve dünya ihracatÕnda
dalgalanmalarÕn görüldüü bir dönem olarak bilinmektedir. Küresel ekonomik büyümedeki
dalgalanmalar daha az olmamasÕna ramen özellikle ticarette görülen dalgalanmalar hem
çok daha büyük ölçekli olmu, hem de birbirleriyle ticari olan ülkeleri pei sÕra
tetiklemitir. ArdÕ ardÕna ortaya çÕkan krizlerin dünya ticaretinde büyük çaplÕ
dalgalanmalara yol açtÕÕ görülmütür. Dünya ticaretinin en hÕzlÕ arttÕÕ dönemler 1983–
1990 ile 1994–1997 yÕllarÕ arasÕnda olmutur,
OECD ekonomisinde üretim daha önceki 10 yÕllÕk döneme göre düü göstererek 1990–
2000 arasÕndaki dönemde yÕllÕk ortalama % 2,3 oranÕnda büyümütür.
OECD tarafÕndan 2000–2002 yÕllarÕ arasÕnda gerçekletirilen Büyüme Projesi sonuçlarÕna
dair yapÕlan aratÕrma sonuçlarÕna göre 1990–2000 yÕllarÕ arasÕnda OECD ülkelerinde son
50 yÕlÕn en yüksek verimlilik performansÕnÕn yaandÕÕ belirtilmektedir. Bu dönemde
GSMH’ sÕnÕ en çok artÕran ülke rlanda’dÕr. Finlandiya, Kanada, ABD, Avustralya, spanya
ve Hollanda bu dönemde rlanda’dan düük de olsa büyüme gerçekletiren ülkelerdir. Kii
baÕna milli gelirin artma oranÕnda 1996–2000 yÕllarÕ arasÕnda yaklaÕk % 8’lik bir büyüme
52
ile rlanda’nÕn ilk sÕrada olduu, onu % 4,5’luk büyüme oranÕ ile Kore’nin, % 3,8 ile
Finlandiya’nÕn izledii görülmektedir.
1990–2000 yÕllarÕ arasÕ birçok ülke için büyümede altÕn yÕllar olurken, Avrupa Birlii
ülkeleri içerisinde bu büyüme oldukça düük kalmÕtÕr. Avrupa Birlii ülkeleri, biliim
teknolojileri ve internet alanÕnda Amerika ve Japonya’dan geride olduunu görüp, Lizbon
hedefleriyle bilgi-tabanlÕ ekonomiye geçmeyi hedefleyerek e-Avrupa eylem planÕnÕ
oluturmutur.
Bu zaman diliminde Türkiye’de ise ekonominin ortalama yÕllÕk büyüme hÕzÕ pozitif
olmakla beraber gerilemitir. Bu hÕz son be yÕlda nüfus artÕ hÕzÕnÕn çok gerisinde
gerçeklemitir.
Türkiye ekonomisinde gerçekleen bu denli deiimin tek sebebi olarak küreselleme ve
sermaye hareketlerinin serbestlemesi olarak görmek yanlÕ olacaktÕr. Türkiye bu dönem
zarfÕnda Irak'Õn Kuveyt'i igali, Azerbaycan-Ermenistan savaÕ, Bosna ve Kosova'da iç
sava, Sovyetler Birlii'nin daÕlmasÕ ve geçi ekonomisinin yarattÕÕ sorunlarÕ da aynÕ
dönemde yaamÕtÕr. AyrÕca radikal akÕmlar ve terör, kamu harcamalarÕnÕ arttÕrmÕ,
istikrarsÕzlÕÕ derinletirmitir.
Dünya KalkÕnma Endeks’inden alÕnan verilere göre 1990–2000 yÕllarÕ arasÕnda
GSYH’sÕnda en yüksek yÕllÕk büyüme oranÕ ortalamasÕnÕ yakalayan 3 ülkenin rlanda,
Lüksemburg ve Türkiye olduu görülmektedir. Bu yüksek büyüme oranÕ ortalamasÕnÕ
Lüksemburg ve rlanda için sebebi son 10 yÕl boyunca yapÕlan biliim ve AR-GE
yatÕrÕmlarÕnÕn getirisinden kaynaklandÕÕ düünülmektedir. Ama Türkiye için aynÕ sebep
gösterilememektedir. Türkiye için bu büyümenin sebebi olarak 1994 yÕlÕnda yaanan kriz
sonrasÕ ekonomik toparlanmadÕr. Emek verimlilii göstergeleri de bunu destekler nitelikte
sonuçlar vermektedir. Bir ekonomide büyüme oranÕn verimlilik göstergeleriyle paralel bir
süreçte ilerlemesi bu büyümenin sürdürülebilirlii hususunda bize bilgi verebilmektedir.
53
Gerçektende rlanda ve Lüksemburg dier ülkelerle karÕlatÕrÕldÕÕnda yüksek bir emek
verimlilii ortalamasÕna sahipken, Türkiye listenin sonuna yakÕn yer almaktadÕr. En düük
yÕllÕk ortalama büyüme oranÕna sahip olan üç ülke, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve
Macaristan bir önceki 10 yÕlda olduu gibi düük bir büyüme oranÕ yakalamÕtÕr. Ama
Macaristan ve Slovakya’nÕn emek verimlilii ortalama seviyesinin Türkiye’den fazla
olduu dikkat çekmektedir.
Yine de kii baÕna düen GSYH ortalamasÕ açÕsÕndan deerlendirildiinde Türkiye ‘nin
1980–1989 yÕllarÕ arasÕndaki deer ortalamasÕnÕ ikiye katladÕÕ görülmektedir. AyrÕca
1980–1989 yÕllarÕ arasÕnda OECD ülkelerinde en yüksek ortalama kii baÕna düen
GSYH ya sahip ülke ile Türkiye arasÕnda 8 kat fark varken bu fark 1990–2000 yÕllarÕ
arasÕnda 7 kata inmitir
2002 yÕlÕ sonrasÕnda Türkiye ekonomisi güçlü bir büyüme performansÕ sergilemitir. SÕkÕ
maliye politikalarÕna balÕ olarak bu dönemde kamu yatÕrÕm ve tüketim harcamalarÕnÕn
azalmÕ, iç talep daha çok özel sektör tüketim ve yatÕrÕm harcamalarÕ kaynaklÕ olmutur.
2005 yÕlÕ sonunda % 7.4 reel büyüme yakalanmÕtÕr. Avrupa Komisyonu rakamlarÕna göre,
2001–2005 döneminde Türkiye’de reel GSYH’nin birikimli büyümesi % 33.8 oranÕnda
gerçeklemitir.
2007 de yayÕmlanan OECD raporlarÕna göre satÕn alma gücü paritesine göre kii baÕna
milli gelirde Türkiye'nin 27 AB ülkesi ortalamasÕnÕn 1/3 düzeyine bile ulaamazken,
Belçika'da bu tutarÕn Türkiye'nin 9 katÕ olduu belirlenmitir.. OECD ülkeleri arasÕnda kii
baÕna düen GSYH hacim endeksi en yüksek olan ülke Lüksemburg, en düük olan ülke
ise Türkiye’dir. Türkiye’nin kii baÕna düen reel GSYH deeri AB ülkeleri ortalamasÕnÕn
1/3’ünden daha düük bir deerde çÕkmÕtÕr. Ancak yine de az da olsa deerde bir artÕ
yaandÕÕ görülmütür. Türkiye bu durumda Lüksemburg’un 1/9’u seviyesinde
görünmektedir.
54
Türkiye’nin halen sürdürmekte olduu reformun kökleri 1980’lere kadar uzanmaktadÕr.
Devlet tarafÕndan yönetilen, içe dönük bir kalkÕnma modeli, bu evrimin erken dönemlerinde
Türkiye’ye iyi hizmet etmi, fakat bu sürdürülebilir olmamÕ ve Türkiye’nin ihtiyaçlarÕna
cevap verememeye balamÕtÕr. Türkiye’nin sorunlarÕ ekonomik çevrede büyük
belirsizlikler dourmu, yatÕrÕm ve kalkÕnmayÕ azaltmÕ ve milli gelirde muazzam kayÕplara
neden olan krizler ortaya çÕkarmÕtÕr. Bunun sonucunda Türkiye’de kii baÕna düen gayri
safi milli hâsÕla ile OECD ve AB’nin dier ülkeleri arasÕndaki mevcut fark
kapatÕlamamÕtÕr.
OECD ülkelerinin çounluuna oranla, Türkiye imdiye kadar devlet yönetimini ve
düzenleyici çerçevesini reforma tabi tutmakta yava hareket etmitir. Fakat imdi reform
ivmesi hÕzlanmÕ bulunmaktadÕr. Düzenleyici reform, iyi çalÕan bir piyasa ekonomisinin
gelimesi için elzemdir. Bunun, rekabete ve yenilenmeye engel olan hususlarÕ ortadan
kaldÕrarak ekonomik etkinlii gelitirmesi beklenmektedir. Bu da, rekabet edebilirlii,
verimlilii ve uzun vadeli kalkÕnmayÕ artÕrmakta ve kamu kaynaklarÕnÕ (örnein salÕk,
eitim ve çevre gibi) sosyal giderler için kullanma olanaÕ dourmaktadÕr.
Fakat düzenleyici reformun uygulanmasÕndaki gecikmelerin ve baarÕsÕzlÕklarÕn bugüne
kadar maliyeti, özellikle bazÕ alanlarda, aÕr olmutur. Türkiye’nin makro-ekonomik
performansÕ ile zayÕf kamu yönetimi ve düzenleyici yapÕlarÕ arasÕnda yakÕn bir irtibat
mevcuttur. Etkisiz bir düzenleyici çerçeve, muazzam refah kayÕplarÕna neden olan 2001
krizini tetikleyen bankacÕlÕk sektöründeki problemlerin balÕca nedenini tekil etmitir
Bu çalÕmada ilk olarak yapÕlan ekonometrik analiz de OECD ülkelerinin 1980 yÕlÕ kii
baÕna düen GSYH deeri ile 1980–2004 yÕllarÕ kii baÕna düen GSYH büyüme hÕzÕ
ortalamasÕ arasÕndaki iliki anlatÕlmaya çalÕÕlmÕtÕr. YakÕnsamanÕn gerçeklenebilmesi için
kii baÕna düen GSYH deeri düük olan ülkenin kii baÕna düen GSYH büyüme
hÕzÕnÕn yüksek olmasÕ beklenmitir. Böylelikle bütün ülkelerin bir zaman sonra belli bir
55
noktaya erimesi gerektii beklenmitir. Bu sebeple gerekli hesaplamalar yapÕlmadan önce
bu grafiin eiminin negatif olmasÕ düünülmütür.
E-views’da aynÕ veriler kullanÕlarak 1980 yÕlÕ kii baÕna düen GSYH deeri ile 1980–
2004 yÕllarÕ kii baÕna düen GSYH ortalama büyüme hÕzÕnÕn ilikisi irdelenmitir.
statistiksel olarak anlamsÕz negatif bir eri bulunmutur. ÇalÕma sonucu OECD ülkeleri
arasÕnda bir yakÕnsama gözlendii söylenememektedir. Literatürde dier yapÕlan
çalÕmalarda bu çalÕmaya konu olan yüksek gelirli OECD ülkelerde genelde bu negatif
eim yakalanmÕtÕr.
kinci olarak OECD ülkelerinin 1980 yÕlÕ emek verimlilii deeri ile 1980–2004 yÕllarÕ
emek verimlilii ortalama büyüme hÕzÕ arasÕndaki iliki anlatÕlmaya çalÕÕlmÕtÕr.
YakÕnsamanÕn gerçeklenebilmesi için emek verimlilii deeri düük olan ülkenin emek
verimlilii ortalama büyüme hÕzÕnÕn yüksek olmasÕ beklenmitir. Bu sebeple gerekli
hesaplamalar yapÕlmadan önce deikenler arasÕnda bu negatif ilikinin gösterilmesi
amaçlanmÕtÕr. Lüksemburg ve zlanda’nÕn dâhil olduu grafiklerde bu iki ülkenin hem
emek verimlilii deerlerinin hem de emek verimlilii ortalama büyüme hÕzlarÕnÕn yüksek
olduu görülmütür. AyrÕca dier tüm OECD ülkelerinin bir noktaya doru kümeletii
fark edilmitir. OECD emek verimlilii ortalamasÕnÕ yukarÕ çeken unsurunda yine bu iki
ülke olduu açÕktÕr, çünkü dier ülkelerin birbirleriyle çok fazla emek verimlilii farkÕnÕn
olmadÕÕ görülmektedir.
E-views’da aynÕ veriler kullanÕlarak 1980 yÕlÕ emek verimlilii ile 1980–2004 yÕllarÕ emek
verimlilii ortalama büyüme hÕzÕ çalÕÕlmÕtÕr. YapÕlan çalÕma da istatistiksel olarak
anlamlÕ negatif bir eri bulamadÕÕndan emek verimlilii için OECD ülkeleri arasÕnda
herhangi bir yakÕnsama görüldüünden söz edilememektedir.
Sonuç olarak ülkelerin yÕllÕk yüzdelik büyüme oranlarÕ düse bile emek verimlilikleri sabit
kaldÕÕ ve ya arttÕÕ için kii baÕna düen GSYH deerlerinin de büyüdüü tespit
56
edilmitir. Yine genel olarak incelenen ülkelerin 1990–2000 dönemindeki yÕllÕk büyüme
oranlarÕnÕn 2001-2004 yÕllarÕ arasÕnda dütüü görülmütür. Lüksemburg ve rlanda’nÕn da
yÕllÕk büyüme oranÕn da bir düüün olduu gözlemlense de gerek emek verimliliinde
gerekse kii baÕna düen GSYH’sÕnda ülkeler arasÕ en büyük sÕçramayÕ yaptÕÕ
görülmütür. Kii baÕna düen GSYH deeri düen tek ülke Slovakya’dÕr. Türkiye’nin
tüm OECD ülkeleri arasÕnda gerek kii baÕna düen GSYH deeri gerekse emek
verimlilii deerleri açÕsÕndan en geride olduu görülmütür. 1980’den bu yana Türkiye ile
aynÕ seviyelerde balayan dier Birbiriyle dorudan baÕntÕlÕ bu iki deikenin deerlerinin
arttÕrÕlmasÕ için çalÕmalar yapÕlmaktadÕr. BazÕ çalÕmalar Türkiye için emek verimliliinin
büyümeye sebep olduunu ileri sürerken, Avrupa ülkeleri için tam tersi bir durumun
istatistiksel olarak anlamlÕ olduu savunulmaktadÕr. Bu sebeple bir politika önerisi
yapabilmek için öncelikle ülkelerin sektörel yapÕlarÕnÕn iyi irdelenmesi ve her ülke için ayrÕ
bir politika önerilmesi daha uygun görülmektedir. Örnein Türkiye’nin emek verimliliini
arttÕrmak yoluna giderek kii baÕna düen GSYH deerini arttÕrmasÕnÕn daha uygun
olduu düünülmektedir. Kii baÕna düen GSYH deerinin arttÕrÕlmasÕ için yatÕrÕmlar
arttÕrÕlmasÕ ve tasarrufa gidilmesi akla gelebilecek ilk politikalardandÕr. Bunun yanÕ sÕra
çalÕma saatlerinin arttÕrÕlmasÕ veya daha çok iin daha az zamanda yaptÕrÕlmaya çalÕÕlmasÕ
yerine kalitenin dikkate alÕnmasÕ ve daha nitelikli emek yetitirerek üretim seviyesinin
arttÕrÕlmasÕ yoluna gidilmesinin uygun olacaÕ düünülmektedir. Ülkelerin emek
verimliliinin birbirine yakÕnsamasÕndan öte Lüksemburg, zlanda ve rlanda gibi ülkelerin
dier ülkelerden ÕraksadÕÕ görülmütür. AynÕ ekilde Lüksemburg, zlanda ve rlanda’nÕn
kii baÕna düen GSYH deerlerinin de dier ülkelerden daha hÕzlÕ arttÕÕ fark edilmitir.
Böyle bir durumun biliim, yenilik ve AR-GE teknolojilerine yatÕrÕm yaparak salandÕÕ
düünülürse
herhangi
bir
ülkenin
hedef
seçilerek
yakÕnsamanÕn
yaanmasÕ
amaçlanmaktansa, daha ilerisi düünülüp öncü olmanÕn ülkelerin daha faydasÕna olacaÕ
düünülmektedir.
57
KAYNAKÇA
Akkuzugil, Y. “Japon Ekonomisinin Ana BaúlÕklar øtibariyle Analizi”, hracat Genel
Müdürlüü,
Eriim:
http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/EAD/TanitimKoordinasyonDb/japon.doc
Atar,A.(2005), “UluslararasÕ Gelir Da÷ÕlÕmÕ ve YakÕnsama Klüpleri Üzerine Görgül Bir
AraútÕrma”, Eriim: http://129.3.20.41/eps/dev/papers/0506/0506005.pdf
Aten B., Summers R. ve Heston A., Penn World Table versiyon 6.2, September 2006.
Ate, . (1996), “Ekonomik Büyümeye YaklaúÕmlar ve YakÕnsama Sorunu”, Eriim:
http://idari.cu.edu.tr/sanli/sanli1.pdf
Atalay,. “Yeni Avrupa Birli÷i Ülkelerinde ve Türkiye’de Reel YakÕnsama” UzmanlÕk
Yeterlilik Tezi, Türkiye Cumhuriyet Merkez BankasÕ DÕ liskiler Genel Müdürlüü,
Ankara,
Subat
2007.
Eriim:
http://www.tcmb.gov.tr/kutuphane/TURKCE/tezler/serpilatalay.pdf
Avrupa
Komisyonu.
(2004),
Bölüm
2.
Eriim
:
http://ec.europa.eu/economy_finance/publications/european_economy/2004/ee604ch2
_en.pdf(12 Subat 2007)
Avrupa Komisyonu (2001) “AB Komisyonu 2001 YÕlÕ Türkiye lerleme Raporu” Eriim:
http://www.ikv.org.tr/pdfs/2001ilerlemeraporu.pdf
Ay, A. Karaçor, Z. “2001 SonrasÕ Dönemde Türkiye Ekonomisinde Krizden Büyümeye
Geçiú
Üzerine
Bir
TartÕúma”
Eriim:
http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler%5CAhmet%20AY%20%20Zeynep%20KARA%C3%87OR%5CAY,%20AHMET.pdf
Baltagi, B. H. (2005), Econometric Analysis of Panel Data.
Boratav, K. (2003), Türkiye øktisat Tarihi: 1908–2002, Gözden Geçirilmi ve Geniletilmi
7. basÕm, Ankara: mge Kitapevi.
Canba, S,Çabuk, A ve KÕlÕç, S. “BankalarÕn Finansal YapÕsÕnÕn Çok De÷iúkenli
østatistiksel Yönteme DayalÕ Analiz ve Mali BaúarÕsÕzlÕk Tahmini: Türkiye
UygulamasÕ” Eriim: http://idari.cu.edu.tr/suleyman/mali.pdf
58
Carree M.A., Klomp L., ve Thurik A.R..(1999) “Productivity Convergence in OECD
Manufacturing Industries”, Economics Letters 66 (2000) 337 –345, Eriim:
http://www.tinbergen.nl/discussionpapers/99065.pdf
ÇokaklÕ, S. (2002) “BankacÕlÕk Sektöründe Yeniden YapÕlandÕrma: Japonya Örnei”,
BDDK, Mali Sektörler PolitikasÕ Dairesi, MSPD ÇalÕma RaporlarÕ: 2002/2, Eriim:
http://www.bddk.org.tr/turkce/Raporlar/Calisma_Raporlari/12782002-2.pdf
Doan, G.(2006), “YakÕnsama Teorileri: Türkiye ve Avrupa Birlii Bölgeleri Örnei” ,
Eriim: http://sosyalbilimler.cu.edu.tr/tezler/1019.pdf
Dünya
BankasÕ.
“Türkiye
gücü
PiyasasÕ
Raporu”,
14
Nisan
2006,Eriim:
http://siteresources.worldbank.org/INTTURKEY/Resources/3616161144320150009/Ozet-Overview.pdf
Erçel, G. (1998) “Global Kriz ve Türkiye” Taba AmCham ToplantÕsÕ stanbul 13 KasÕm
1998, Eriim: http://www.tcmb.gov.tr/yeni/evds/konusma/tur/1998/k13.html
Hallahan, C. (2004), “Convergence of productivity: an analysis of the catch-up hypothesis
within a panel of states”, Eriim: http://www.allbusiness.com/north-america/unitedstates/280753-1.html
Economic and Social Commission for Western Asia. “Development of Guidelines for
Harmonized Environmental Impact Assessment Suitable for the ESCWA Region”,
2001,
United
Nations,
Eriim:
http://www.escwa.un.org/information/publications/edit/upload/enr-01-7-e.pdf
Englander, S.,Gurney A. (1994), “Medium-Term Determinants of OECD Productivity”,
OECD
Economic
Studies
No
.
22.
Spring
1994,
Eriim:
http://www.oecd.org/dataoecd/48/58/33937115.pdf
Kahn J. A., Rich R. (2003), “Tracking the New Economy: Using Growth Theory to Detect
Changes in Trend Productivity”, Federal Reserve Bank of New York Staff Reports,
no. 159, Eriim: http://www.newyorkfed.org/research/staff_reports/sr159.pdf
59
Kar M., AÕr H. “Türkiye’de Beúeri Sermaye Ve Ekonomik Büyüme: Nedensellik Testi
(NeoKlasik
Büyüme
Teorisi”
Eriim:
http://www.elelebizbize.com/e-
kutuphane/muhsinkar/turkiyedebeserisermaye.pdf
Karaca, O. (2004) “Türkiye’de Bölgeler ArasÕ Gelir FarklÕlÕklarÕ: YakÕnsama Var mÕ?”,
Eriim: www.tek.org.tr/dosyalar/O-KARACA.pdf
Karata,H.
“AB
7.
Çerçeve
ProgramÕ”,
Eriim:
http://www.aku.edu.tr/uik/ab/regpot4.ppt#338,1,AB 7. Çerçeve ProgramÕ
Bilgi
Bölgeleri ve AratÕrma Potansiyeli Destekleri
Keyder Ç. (1999), Türkiye’de Devlet ve SÕnÕflar, 5. baskÕ, stanbul: letiim Kitapevi.
Kutan A. M. ve Yigit T. (2002). “Nominal and Real Stochastic Convergence within the
Transition Economies and to the European Union: Evidence From Panel Data”.
Erisim: http://www.zei.de/download/zei_wp/B02-21.pdf.
Lee K; Pesaran M. H.; Smith R. “Growth Empirics: A Panel Data Approach -- A
Comment”, The Quarterly Journal of Economics, Vol. 113, No. 1. (Feb., 1998), pp.
319-323.
Mankiw G., Romer D. ve Weil D. (1992). “A Contribution to the Empirics of Economic
Growth.” Eriim: http://www.nber.org/papers/w3541
OECD Economic Outlook 82 (2006), Preliminary Edition, TURKEY, Eriim:
http://www.oecd.org/dataoecd/5/51/20213268.pdf
OECD
Group
Project
“The
New
Economy
Beyond
the
Hype”
Eriim:
http://www.oecd.org/dataoecd/2/43/2380415.pdf
Pesaran, M., Shin, Y. ve Smith, R. P. (1999). “ Pooled Mean Group Estimation of Dynamic
Heterogeneous
Panels
”.Eriim:
http://www.econ.cam.ac.uk/faculty/pesaran/jasa.pdf
Romer,
P.
(1986).
“Increasing
Returns
and
Long
Run
Growth”
Eriim:http://econpapers.repec.org/article/ucpjpolec/v_3A94_3Ay_3A1986_3Ai_3
A5_3Ap_3A1002-37.htm
60
Saraçolu B., Doan N. (2006), “Avrupa Birli÷i Ülkeleri ve Avrupa Birli÷ine Aday
Ülkelerin
YakÕnsama
Analizi,
Eriim:
http://www.ekonometridernegi.org/bildiriler/o10s1.pdf
SaygÕlÕ ., Cihan C., Yurtolu H. “ Verimlilik ve Büyüme: Türkiye Ekonomisi için Ülke
KarúÕlaútÕrmalÕ
Bir
Analiz”
Eriim:
http://www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/icerik/der43m2.pdf
Solow, R. M. (1956), “A Contribution to the Theory of Economic Growth”.Eriim:
http://www.wren-network.net/resources/2005-11.solow.contribution.pdf
Stiroh K. J. (2001), “Information Technology and the U.S. Productivity Revival: What Do
the Industry Data Say?”, Federal Reserve Bank of New York, Eriim:
http://www.ny.frb.org/research/staff_reports/sr115.pdf
Stiroh K. J. (2001), “What Drives Productivity Growth?” Federal Reserve Bank of New
York, Eriim: http://www.ny.frb.org/research/epr/01v07n1/0103stir.pdf
Stiroh K. J, Steindel C. (2001) “Productivity: What Is It, and Why Do We Care about It? ,
Federal
Reserve
Bank
of
New
York
Staff
Reports
122,
Eriim:
http://www.ny.frb.org/research/staff_reports/sr122.pdf
ahinbeyolu, G. (2007), “From Exchange Rate Stabilization to Inflation Targeting: The
Case of Turkey”, Monetary Policy in Emerging Markets Organized by OECD&
Bank of England, Eriim: http://www.oecd.org/dataoecd/37/26/38275966.pdf
TCMB, (2005), “Enflasyon Hedeflemesi Rejiminin Genel Çerçevesi ve 2006 YÕlÕnda Para
ve
Kur
PolitikasÕ”,
5
AralÕk
2005
Eriim:
http://www.tcmb.gov.tr/yeni/duyuru/2005/DUY2005-56.pdf
Türkiye ktisat Kongresi Büyüme Stratejileri ÇalÕma Grubu. “Büyüme Stratejileri”,
TartÕma Metni 2003/5
Türkolu, F. “ Kürelelleúme SancÕsÕ: Çeyrek YüzyÕllÕk”
Yeldan E. (2003), Küreselleúme sürecinde Türkiye Ekonomisi, 11. BasÕm, stanbul: letiim
Kitapevi
61
Yetkiner, H. “SalÕk ile Büyüme”, BÇR No. 2005/01, zmir ktisat Kongresi AratÕrma
Merkezi
Bilimsel
ÇalÕma
RaporlarÕ
Serisi,
Eriim:
http://ikam.ieu.edu.tr/reports/BCR%202005_01.pdf
Yurtsever, C. (2007), “Labour Productivity Convergence of Advanced European Countries
Across
the
Industries”,
Eriim:
http://www.geocities.com/trituner/labour_productivity_yurtsever.pdf
Yurtsever, C. (2007), “Labor Productivity as a Determinant of Economic Growth: An
Empirical Comparison of The Economies of Advanced Countries with Turkey''
Yurtsever, C. (2006), “Yumurta - Tavuk Hikâyesi: Emek Verimlili÷i ve Ekonomik Büyüme
UygulamasÕ”
Eriim:
http://gencekonomist.blogspot.com/2006/11/yumurta-tavuk-
hikayesi-emek.html
http://www.oecd.org/dataoecd/2/43/2380415.pdf
http://www.oecd.org/dataoecd/47/7/38088559.pdf
http://www.oecd.org/dataoecd/50/53/37529636.pdf
http://www.oecd.org/document/35/0,3343,en_33873108_33873854_37524707_1_1_1_1,00
.html
http://www.oecd.org/document/32/0,3343,en_2649_201185_37558880_1_1_1_1,00.html
http://www.oecd.org/document/9/0,3343,en_2649_34115_37524681_1_1_1_1,00.html
http://www.oecd.org/document/21/0,3343,en_2649_34487_37560981_1_1_1_1,00.html
http://www.oecd.org/document/56/0,3343,en_2649_37467_37531128_1_1_1_37467,00.ht
ml
http://www.oecd.org/document/46/0,3343,en_2649_201185_37524462_1_1_1_1,00.html
http://www.tcmb.gov.tr/yeni/duyuru/eko_program/program.pdf
http://en.wikipedia.org/wiki/Greece
62
EKLER
4) Logaritmik olarak KBGSYH
2) Logaritmik olarak Emek Verimlilii
63
3) Emek Verimlilii YakÕnsamasÕ (Lüksemburg ve zlanda Dahil)
64
ÖZGEÇM
13/07/1981 tarihinde Ankara’da dodum. lkokul eitimimi 1987 ve 1992 yÕllarÕ arasÕnda
Balçova lkokulunda aldÕm. Daha sonra 1992 ve 19949 yÕllarÕ arasÕnda Bornova Anadolu
Lisesi almanca bölümünde okuyarak üniversite öncesi eitimimi tamamladÕm. 1999 yÕlÕnda
Ege Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesine balÕ ktisat Bölümünü kazandÕm.
AdÕ geçen üniversite bünyesinde bir yÕl hazÕrlÕk sÕnÕfÕ okuduktan sonra iktisat lisans
eitimime baladÕm. 2004 yÕlÕnda ktisat Örencileri Kongresinde yazdÕÕm tebli
birincilie layÕk görüldü. AynÕ yÕl Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ktisat
Anabilim DalÕnda açÕlan yüksek lisans sÕnavÕnÕ kazanarak eitimime devam ettim. 2005
yÕlÕnda Türkiye statistik Kurumu Uzman YardÕmcÕlÕÕnÕ kazanarak uzman yardÕmcÕsÕ
olarak i hayatÕna baladÕm. Son olarak 17/01/2008 tarihi itibari ile sayÕn danÕmanÕm Prof.
Dr. Nee KUMRAL ile birlikte hazÕrladÕÕm “Türkiye Ekonomisinin OECD Ülkeleri ile
KarÕlatÕrmalÕ bir Büyüme ve Verimlilik Analizi: 1980-2005” konulu yüksek lisans tezimi
tamamladÕm.
65
Download