C. Senatosu B : 47 Belki maksadı başka. Benim de verdiğim ce­ vapta aşağı - yukarı diyorum ki; görüyorsu­ nuz, gazetelerde okudunuz, Cemal Tural Paşa bir beyanat verdi, orduya, bir emir verdi: «Türk ordusu komünizmin karşısındadır.» Baş­ bakan Demirel'in beyanatı vardır: «Türk Hü­ kümetleri komünizmin karşısındadır diye. Dış politika icabı temaslar olur ama, iç politika­ da Türkiye hiçbir zaman komünizme gitmez.» Türk Milleti şu veya bu şekilde bunun karşı­ sındadır ve hiçbir zaman bu mânada bir solda değildir, izah bu. Beyler, hangi milletin bir iş adamı olsa, bir yatırım yapmak istese o mem­ leketteki siyasi istikrarı merak etmez mi? Bun­ dan tabiî ne var? ikincisi; nereye yatırım ya­ pacağını düşünmez mi? Düşünür. Ben de, bir Parlömanter olarak yabancı sermayeyi çekmek için Türkiye'ye resmî gayretler devam ederken, ben de bir Parlömanter olarak o adama dediy­ sem ki, Türkiye'de komünizm olmaz. Korkma, millileştirme olmaz. Hangi parti gelirse, gelsin üç aşağı beş yukarı budur. Teypteki konuşma­ larımız da budur, evvelki tesbit ettikleri var­ sa, konuşmalarımız da budur, endişelerin yer­ sizdir, diyorum. Türkiye'de hangi parti ikti­ dara gelirse gelsin T, i. P. den şüphe etmişim ben, o da benim şahsi kanaatim. T. i. P. hariç demişim, o da iktidara gelemez demişim. Bu­ nun dışındaki partiler de üç aşağı beş yukarı hangisi iktidara gelse aynı şeydir, Türkiye'de malınızın emniyeti vardır. Bunun neresi ca­ susluktur? Bunun neresi memlekete hiyanettir? Bu, memlekete hizmettir beyler. Nasıl olur da böyle bir konuşmayı alır da sen bu adam casustu, şu halde bu da olabilir dersin? Adam­ cağız sorabilir? Ben bilmeden bir casusla te­ mas etmiş olabilirim. Şu an belki bu memleket­ te bilmeden casuslarla temas eden Devlet adam­ ları, casusla temas eden vatandaşlar, büyük iş adamları olabilir. Ama günahları yoktur. Bi­ lemeyiz. Benim gibi bir Parlömanter seneler­ dir de takibediliyor ise, hüsnüniyeti ortada ol­ duğuna göre, bu adam bir çaba içinde olduğu­ na göre, bunu da bilmesi lâzım MiT'nin. Neden beni ikaz etmez. Neden hakkımda kötü düşünür de demez ki; bu budur, müteyakkız ol. Neden bana vazife vermez? Benim millî niş­ lerimden şüphe mi eder? Geçim derdinde olan «bana ağabey iş bul, bu Almanın ya­ nındaki iş beni tatmin etmiyor» diye 4 . 4 . 1968 O : 1 mektup yazmış olan o fahri ajana itimat eder de, gelip bana niçin demez ki; biz bunu yakalıyamıyoruz, gayet kurnaz bir casustur, şüphe ediyoruz. Lütfet, bir Parlâmento üyesisin, ama burada millî bir vazife var, bu ada­ mın böyle bir durumu varsa sana çok sokulu­ yor; bundan size bir memleket hizmeti, bir memleket vazifesi düşüyor. Bunu ifa et, yakalıyaîım. Yani illâ bizi kötü duruma düşürmek için, bizi lekelemek için gayret içine girmek neden? Belki bir kötü niyeti yok, ama şu halde o kadar acemice, o kadar kötü zihniyet içinde çalışıyor ki teşkilât böylece bir Parlömanter bu duruma düşürülürse vatandaşları her gün bir isnad altında inletmek gayet basittir Nitekim bunlar Şark'ta da Türkiye'de de olmaktadır. Nitekim benim memleketimde de olmuştur. Bizi politikaya iten bu memleketin ıstırabıdır zaten, başka bir şey değil... Şimdi görülüyor ki, teyp dedikleri ve Alâeddin Çetin'e atfedilen imzasız yazı dedikleri hi­ kâye bunlar. Şimdi o yazı da nedir? Adam yine teypte diyor ki, bakın şimdi iddia şu: Biz ra­ por veriyormuşuz, memleketin siyasi ekono­ mik durumu diye .Verilir, bu da mühim bir şey değil aslında. BAŞKAN — Sayın Çetin, çalışma saatimi­ zin bitmesine 10 dakika var. Bu müddet içeri­ sinde lütfen sözünüzü tamamlayınız. ALÂEDDİN ÇETİN (Devamla) — Bitiriyo­ rum Sayın Başkan, yalnız müsaade buyurunuz. Büyük bir talihsizlik oldu bunu tescile mecbu­ rum. Ben aylardır hasta olduğum halde, dok­ tor kontrolünde bulunduğum halde, Meclis doktoru da bilhassa istirahate ve yüzde yüz has­ taneye şevkime lüzum gördüğü halde, itimat buyurun muhterem arkadaşlar, şu alçakça is­ nadı reddetmek için, sizlerin ve kendi şerefimi korumak için hastaneye yatmadım. Çünkü yatsaydım kaçıyor diyeceklerdi. Nasıl ki, dün rica ettim, dün de baktım gündemde yok. Arkadaş­ lar kararlıyım, hiçbir itham ve hiçbir isnadın bu memleketin evlâtlarını hizmetten alıkoymama­ sı lâzımgeldiğine kaaniim. Seçim yapılacak, ben bu seçime gireceğim. Eğer resmî merciler, bil­ mediğim hâdiseler mâni olmazsa şu büyük de­ zavantaja rağmen seçime gireceğim. Ve tah­ min ediyorum ki, beni iyi tanıyan hemşehrileri­ min - Çünkü bu hâdiselere bugüne kadar inan- _ 322 —