DERLEME / REVIEW Düşük riskli prostat kanserinde aktif izlem Active surveillance in low risk prostate cancer Dr. Ozan Bozkurt, Dr. Ömer Demir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, İzmir ÖZET Amaç: Kanser taramalarında artışla birlikte prostat kanseri nedenli mortalite azalmaktadır; fakat sık görülen lokalize prostat kanseri insidansında ve buna bağlı olarak gereksiz fazla tanı ve tedavilerde de artış söz konusudur. Aktif izlem gereksiz fazla tanı ve tedavilerin ve bunlara bağlı istenmeyen etkilerin azaltılması açısından radikal tedavilere alternatif bir yöntemdir. Bu derlemede son yıllarda yayınlanmış olan aktif izlem serileri gözden geçirilecektir. Yeni bulgular: Son seriler göz önüne alındığında aktif izlem yaklaşımının kısa dönemde hastalığa özgü ve genel sağkalım açısından güvenli olduğu söylenebilir. Takip protokolleri klinikler arasında az çok farklılıklar gösterse de bugün için en önemli parametreler PSA kinetikleri ve histolojik takiptir. Gecikmiş tedavinin uzun dönemde sağkalıma etkisini görmek açısından henüz eldeki bulgular yeterli değildir ve daha uzun takip sürelerine ihtiyaç vardır. ABSTRACT Objective: Prostate cancer mortality decreases with widespread screening programs; however the controversy is increasing frequencies of overdiagnosis and overtreatment of localized prostate cancer. Active surveillance is an alternative to radical treatments in terms of decreasing overdiagnosis and overtreatment and also decreasing treatment related side effects. Recent and ongoing studies conducted for active surveillance are revised in this paper. New findings: Considering the recently published series, active surveillance is safe in terms of cancer specific and overall survival for short term. Despite minimal differences in study protocols, the most important parameters for follow-up are PSA kinetics and histology. Effects of delayed intervention cannot be predicted in terms of survival with available data and long-term follow-up data are needed. Sonuç: Aktif izlem kısa dönemde mortalitede artışa neden olmadan gereksiz fazla tanı ve tedavilerin önüne geçmektedir. Yaygınlaşması ve uzun dönem sonuçların elde edilmesi için kliniklerde takip protokollerinin belirlenmesi ve hastalara bu konuda detaylı bilgilendirme yapılarak bir seçenek olarak sunulması gerekmektedir. Conclusion: Active surveillance prevents overdiagnosis and overtreatment without increasing mortality in short term. Patients should be offered active surveillance in daily practice for providing widespread use and long-term data after defining strict follow-up protocols and counseling. Anahtar kelimeler: Prostat kanseri, aktif izlem Key words: Prostate cancer, active surveillance İletişim (): drdemir@gmail.com P rostat kanseri gelişmiş ülkelerde erkeklerde en sık karşılaşılan ve en sık ölüme neden olan kanserlerden birisidir. Prostat spesifik antijen (PSA) testinin erken tanı ve tedavi için yaygın olarak kullanımı ile birlikte erkeklerin yaklaşık 1/6’sı (%18) hayatları boyunca prostat kanseri tanısı almaktadır; fakat prostat kanserinden ölüm riski yaklaşık %3 olarak hesaplanmaktadır (1). Hayatı tehdit eden hastalıkların erken dönemde tanı alması ve tedavisi bugün tüm uzmanlık alanları için önem arzetmektedir; fakat bu çabalar bazı hastalıklar için gereksiz fazla tanı (overdiagnosis) ve tedavi (overtreatment) kavramlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Normalde hayat boyunca açığa çıkmayacak ve bireyin sağlığını etkilemeyecek hastalıklar teşhis ve tedavi edilmeye başlanmıştır; prostat kanseri de yaygın tarama programlarının kullanılmaya başlanması ve hastalığın doğal yavaş seyri ile bu hastalıkların başında gelen durumlardan biridir. Çeşitli otopsi çalışmalarında farklı nedenlerden dolayı ölen yaşlı erkeklerin yaklaşık olarak %60-70’inde daha önceden tanı almamış histolojik prostat kanseri olduğu görülmüştür (2). Albertsen ve ark. düşük dereceli prostat kanserlerinde 20 yıllık takipte hastaların prostat kanseri nedeniyle ölme olasılıklarının çok 76 “Lokalize prostat kanserinde farklı tedaviler (radikal cerrahi, radyoterapi vb.) uzun dönemde hastalar açısından hayat kalitesini bozacak seksüel ve üriner komplikasyonlara yol açabilmektedir; bunların önüne geçebilmek adına çeşitli risk sınıflandırmaları yapılarak (düşük, orta, yüksek risk) düşük risk gruplarında yakın gözlem (watchful waiting) veya aktif izlem (active surveillance) yapılarak hastaların hayatını tehdit etmeden yukarıdaki komplikasyonlardan korumak adına radikal tedavilerin ertelenmesi mümkündür.” ÜROONKOLOJİ BÜLTENİ Tablo 1. Lokalize prostat kanserinde D’Amico risk sınıflaması. T evresi Gleason Düşük riskli lokalize prostat kanseri cT1-T2a ≤6 <10 ng/ml Or ta riskli lokalize prostat kanseri cT2b-T2c 7 10-20 ng/ml cT3a 8-10 >20 ng/ml Yüksek riskli lokalize prostat kanseri PSA tanımlama, çok düşük-riskli prostat kanseri kriterlerine sahip hastaların radikal prostatektomi spesimenleri incelendiğinde bunların içerdiği kanser hacminin büyük oranda <0.5 cc (klinik olarak önemsiz kanser) gözlemine dayanmaktadır. Aktif izleme alınma kriterleri Tablo 2. Farklı merkezlerde lokalize prostat kanserinde aktif izlem serilerine dahil edilme kriterleri. Şu anda global olarak kabul edilmiş katı kriterler bulunmamaktadır. Yayımlanan aktif izlem serilerinde az çok farklılıklar olsa da genel olarak düşük klinik evrede, düşük PSA değerine sahip ve iyi diferensiye tümörler ile tahmini tümör hacmi düşük olguların tercih edildiğini görmekteyiz (Tablo 2). Klinik evre PSA Gleason skoru Total pozitif kor sayısı Korda kanser oranı Diğer ≤T2a - ≤3+3 ≤2 ≤%50 dPSA≤0.15 NS ≤10 ≤3+3 NR NR - UCSF (9) ≤T2a ≤10 ≤3+3 ≤%33 ≤%50 - ERSPC (PRIAS criteria)(10) ≤T2a ≤10 ≤3+3 ≤2 NR dPSA≤0.2 Royal Marsden (11) ≤T2a ≤15 ≤3+4 ≤%50 NR - Aktif izlemde biyopsinin rolü MSKCC (12) ≤T2a ≤10 ≤3+3 ≤3 ≤%50 - Miami (13,14) ≤T2a ≤10 ≤3+3 ≤2 ≤%20 - Belirli zaman aralıklarıyla tekrarlanan prostat biyopsileri, aktif izlemin yakın gözlemden en önemli farklarından birisini oluşturmaktadır. Gleason skoru prostat kanserinde en önemli prognostik faktörlerdendir ve daha yüksek gleason skorunun saptanması tedavi sürecinde değişikliğe gidilmesine neden olabilir. Biyopsi şeması merkezlere göre farklılıklar gösterebilmektedir. Memorial Sloan-Kettering Cancer Center, ilk 3 ayda erken dönemde doğrulama biyopsi stratejisi uygulamaktadır. Bu uygulamaya göre; 12 kor biyopsi tekrarı sonrasında hastaların %27’sinde aktif izlem açısından uyumsuz kriterler saptanmış, %26’sındada negatif histoloji tespit edilmiştir (12). Prostate Cancer Research International: Active Surveillance (PRIAS) 1., 4. ve 7. yıllarda biyopsi tekrarı önermektedir. PRIAS çalışmasında ortanca 1. yılda yapılan biyopsi tekrarında hastaların %78,5’i (%36,6’sında kanser yok, %41,9’unda gleason skorunda değişiklik yok) aktif izlem uygunluk kriterlerini taşımaya devam ettiği saptandı (15). Hastaların yaklaşık %9’unda gleason skorunda progresyon ve %17’sinde daha yüksek hacimli hastalık tespit edildi; yapılan analizler sonrasında tanı anında yüksek PSA dansitesi ve daha fazla pozitif kor varlığının tekrar biyopsilerdeki bu bulgular için sorumlu olabileceği öne sürülmüştür. Johns Hopkins grubu aktif izlem sırasında senelik biyopsi tekrarı önermektedir; kendi serilerinde ilk biyopsi zamanı ortalama 1,3 yıldır ve hastaların yaklaşık %14’ünde Gleason skorunda progresyon tespit etmişlerdir (7). Bu bulguların zaman içinde tümör progresyonuna bağlı olabileceği gibi ilk biyopside yetersiz örnekleme (undersampling) nedeniyle olabileceği ya da her iki durumun birlikte bulunabileceğini bilmemiz gerekir (16). Johns Hopkins (6,7) Toronto (8) dPSA = PSA dansitesi; NS = Belirtilmemiş; NR = Kayıt yok; UCSF = University of California, San Francisco; MSKCC = Memorial Sloan-Kettering Cancer Center; ERSPC = European Randomized Study of Screening for Prostate Cancer; PRIAS = Prostate Cancer Research International: Active Surveillance düşük olduğunu saptamışlardır (3). Bu saptamalar prostat kanseri açısından gereksiz fazla tanı ve tedavi kavramlarını gündeme getirmiştir. Lokalize prostat kanserinde farklı tedaviler (radikal cerrahi, radyoterapi vb.) uzun dönemde hastalar açısından hayat kalitesini bozacak seksüel ve üriner komplikasyonlara yol açabilmektedir; bunların önüne geçebilmek adına çeşitli risk sınıflandırmaları yapılarak (düşük, orta, yüksek risk) düşük risk gruplarında yakın gözlem (watchful waiting) veya aktif izlem (active surveillance) yapılarak hastaların hayatını tehdit etmeden yukarıdaki komplikasyonlardan korumak adına radikal tedavilerin ertelenmesi mümkündür. Bu iki kavram temelde birbirine yakın gibi görünse de aslında birbirinden oldukça farklıdır. Yakın gözlem PSA öncesi “Yayımlanan aktif izlem serilerinde az çok farklılıklar olsa da genel olarak düşük klinik evrede, düşük PSA değerine sahip ve iyi diferensiye tümörler ile tahmini tümör hacmi düşük olguların tercih edildiğini görmekteyiz.” C i l t : 12 • S a y ı : 2 • H a z i r a n 2 0 1 3 dönemde uygulanan konservatif tedavi yaklaşımıdır; hastalarda lokal yada sistemik progresyon gözlenene kadar herhangi bir tedavi uygulanmaz, bu durumlarda ise palyatif tedavi yöntemleri ile hastalar semptomatik olarak rahatlatılmaya çalışılır. Aktif izlem bugün için lokalize prostat kanserinin konservatif tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Hastalar PSA ve tekrar biyopsilerle yakın takip edilir ve daha önceden belirlenen progresyon kriterlerine göre (kısa PSA ikilenme zamanı, tekrar biyopsilerde histopatolojik kötüleşme vb.) gerekirse radikal tedaviler uygulanır. Bu derlemede düşük riskli lokalize prostat kanseri kavramı gözden geçirilerek farklı merkezlerde uygulanan aktif izlem kriterleri ve sonuçları tartışılacaktır. Düşük-riskli lokalize prostat kanserinin tanımlanması Bugün için lokalize prostat kanserinin risk gruplarına göre sınıflamasında en çok kabul gören tanımlama D’Amico ve ark tarafından tanımlanan ve lokalize hastalığı düşük, orta ve yüksek risk gruplarına ayıran sınıflamadır (Tablo 1) (4). Epstein ve ark. düşük risk grubu kriterlerine ek olarak çok düşük-riskli prostat kanserini ise şu şekilde tanımlamışlardır; alınan biyopsi örneklerindeki kanserli kor sayısı ≤2, herhangi bir örnekteki kanser oranı <%50 ve PSA dansitesi <0.15 (5). Bu 77 Tablo 3. Farklı merkezlerin ve çalışma gruplarının aktif izlem sonuçları. Yıl Yaş (median) n İzlem (yıl) Tedavi (%) Tedavi zamanı (yıl) Tedavi kriteri 2. yılda tedavi (%) PKÖM (%) GM (%) Johns Hopkins (7) 2011 66 769 2,7 255 (33) 2,2 Histoloji 19 0 2 Toronto* (8) 2010 70,3 450 6,8 135 (30) NR PSA 16 1 21,4 UCSF* (22) 2011 61,9 649 3,9 113 (30) 3,5 Histoloji - 0 3 ERSPC* (23) 2009 66 988 3,9 197 (32) 2,6 NR 22 0,2 11,2 Royal Marsden* (11) 2008 67 326 1,8 65 (20) 1,3 PSA NR 0 2 MSKCC (12, 24) 2011 62 238 1,8 25 (11) NR Histoloji NR NR NR Miami (14, 25) 2011 64 272 2,9 67 (25) 2,6 Histoloji NR 0 2 PRIAS (27) 2013 65,8 2494 1,6 527 (21) 1,2 Histoloji 22,7 0 0,7 PKÖM = Prostat kanserine özgü mor talite; GM = Genel mor talite ; NR=Kayıt yok; UCSF = University of California, San Francisco; ERSPC = European Randomized Study of Screening for Prostate Cancer; MSKCC = Memorail Sloan-Kettering Cancer Center; PRIAS = Prostate Cancer Research International: Active Surveillance *Bazı olgularda Gleason skoru >3+3 Aktif izlem ve PSA Aktif izlem sırasında PSA kinetiğinin izlenmesinde iki parametre öne çıkmaktadır; PSA ikilenme zamanı (PSA DT) ve PSA velositesi (PSAV). PSA DT, PSA değerinin iki katına ulaştığı zamanı gösteren parametredir ve birçok seride üç ayda bir yapılan PSA ölçümüne göre saptanır. Klotz ve ark. serilerinde hastalara tedavi önermek için sınır değeri olarak PSA DT< 2 yıl ile başlamışlar ve bu sınırı son olarak PSA DT< 3 yıl olarak belirlemişlerdir ve buna göre hastaların %20’sine izlem sırasında definitif tedavi önerilmiştir (8). ERSPC çalışmasında aktif izleme alınan hastaların %44’ünde çok uzun PSA DT ( negatif ya da >10 yıl ) belirlenmiş, %7,3’ünde PSA DT< 2 yıl olarak tespit edilmiştir (17). Johns Hopkins grubunun aktif izlemde PSA’nın rolünü sorgulayan çalışmasında takip biyopsisi yada izlemde cerrahi tedaviye karar verilen hastaların patoloji sonuçlarının PSA DT ile korele olmadığı görülmüştür (18). Buna karşılık PRIAS çalışma kohortunda PSA DT< 3 yıl sınır değerinin takip biyopsi sonuçlarındaki progresyon ile ilişkili olabileceği belirtilmiştir (15). Royal Marsden grubunun PSA kinetiklerini değerlendirdiği başka bir çalışmada PSAV’nin PSA DT ile kıyaslandığında progresyonu öngörme açısından daha faydalı olduğu belirtilmiş ve PSAV >2 ng/ml/yıl sınır değerinin takip biyopside Gleason skorunda progresyon, tümör hacminde progresyon ve primer gleason ≥4 saptanması açısından anlamlı ilişkisi olduğu görülmüştür (19). Bu bulguları değerlendirirken göz önünde bulundurulması gereken farklı çalışmalarda farklı izlem ve girişim protokolleri olduğudur. Genel anlamda PSA takibinde yükselme saptanan hastalara daha sıklıkla prostat biyopsisi önerilmektedir ve sadece PSA 78 kinetiklerini değerlendirerek aktif tedaviye geçişin pek uygulanmadığını görmekteyiz. Bununla birlikte PSA kinetiklerinde progresyon işaretlerine rağmen takip biyopside progresyon olmaması definitif tedaviye geçişi hızlandırabilir. PSA takip protokolü sırasında hastalara parmakla rektal muayene (PRM) incelemesini ihmal etmemek gerekir. “Aktif izlem uygulanmadan önce takip protokolleri sıkı bir şekilde belirlenmeli ve hastalar aktif izleme başlanmadan önce histolojik ve biyokimyasal takip açısından detaylı olarak bilgilendirilmelidir.” Aktif izlemde görüntüleme Lokalize prostat kanserinde özellikle düşük risk grubundaki hastaların çoğunda tanı anında ultrasonografik bulgular normaldir; dahası aktif izlem grubundaki hastalarda transrektal ultrasonografi ile takibin tümör karakterizasyonu ve hastalık progresyonu açısından pek yararı yoktur (9). Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) pelvik anatomiyi değerlendirmede diğer görüntüleme yöntemlerine göre daha avantajlı olması nedeniyle aktif izlemde potansiyel rolü en çok araştırılan yöntemlerdendir. Örneğin aktif izlem sırasında MRG’de ekstrakapsüler hastalık bulgularının görüldüğü olgular normal MRG bulgularına sahip olgular ile karşılaştırıldığında biyopsi bulgularında progresyonla karşılaşma oranı artmaktadır (12). Fradet ve ark. aktif izlem uygulanan 114 hastanın takibinde anatomik MRG ve MR spektroskopiyi karşılaştırdıkları çalışmalarında, anatomik MRG’de tanı anında kanser şüphesi uyandıran lezyonlara sahip olgularda herhangi bir bulgu görülmeyen olgulara göre tekrar biyopsilerde Gleason skorunda progresyon olasılığının arttığını saptamışlardır (20). Bir başka çalışmada düşük risk grubundaki hastalarda MRG’nin yüksek risk grubunun özelliklerini gösterebilme olasılığı araştırılmış, fakat öngörü açısından yetersiz kaldığı saptanmıştır (21). Yinede teknoloji ve görüntüleme yöntemleri geliştikçe aktif izleme alınan prostat kanseri hastalarının izlemi daha da önem kazanacak ve önemli bir araştırma alanı olacak gibi görünmektedir. Aktif izlem sonuçları Literatürdeki birçok aktif izlem serisi retrospektif verilere dayanmakla birlikte çalışmaları yayınlayan merkezler genel olarak düşük risk grubundaki lokalize prostat kanseri olgularını dahil etmiş ve çalışma öncesi standartlarını belirlemişlerdir. Bu çalışmaların bir özetini Tablo 3’te görmekteyiz. En uzun takip süresi ortanca 6,8 yılla Toronto grubu tarafından sağlanmıştır (8). Diğer çalışmalara kıyasla hastaların daha yaşlı (70 yaş ve üzeri) olması daha yüksek genel mortalite oranından sorumlu olabileceğini düşündürmektedir. Bu grupta hem düşük hem de orta risk (hastaların %30’u) lokalize prostat kanseri hastaları çalışmaya alınmıştır, 5 ve 10 yıllık kansere özgü sağkalım oranları sırasıyla %99,7 ve %97,2’dir. Johns Hopkins grubu 1995 yılında başladıkları ÜROONKOLOJİ BÜLTENİ çalışmada Tablo 2’deki kriterler göz önüne alınarak düşük risk lokalize prostat kanseri hastalarını çalışmalarına dahil etmişlerdir. Median takip süresinin 2,7 yıl olduğu çalışmada metastaz ya da prostat kanserine bağlı ölüm gözlenmemiştir (7). Royal Marsden grubu çalışmalarında 2002’de başladıkları prospektif aktif izlem serilerinde 5,7 yıllık median takip süresi sonuçlarını paylaşmışlardır (26). Hastaların %88’i T1 evresinde ve %93’ü Gleason skoru ≤ 3+3 idi; 5 yıllık izlemde histolojik progresyon %22 ve tedavisiz kalma olasılığı %70 olarak saptandı. Histolojik progresyonu öngörme kriterleri tanıda Gleason=7, PSAV > 1 ng/ml/yıl, düşük serbest/total PSA oranı ve pozitif biyopsi kor yüzdesi >%25 Kaynaklar 1. Jemal A, Siegel R, Xu J, Ward E. Cancer statistics, 2010. CA Cancer J Clin 2010;60:277–300 2. Haas GP, Delongchamps N, Brawley OW ve ark. The worldwide epidemiology of prostate cancer: perspectives from autopsy studies. Can J Urol 2008;15(1):3866-71. 3. Albertsen PC, Hanley JA, Fine J. 20year outcomes following conservative management of clinically localized prostate cancer. JAMA 2005; 293(17): 2095-101. 4. D’Amico AV, Whittington R, Malkowicz SB ve ark. A multivariate analysis of clinical and pathological factors that predict for prostate specific antigen failure after radical prostatectomy for prostate cancer. J Urol 1995;154:131–8. 5. Epstein JI. Prognostic significance of tumor volume in radical prostatectomy and needle biopsy specimens. J Urol 2011;186:790–7. 6. Carter HB, Kettermann A, Warlick C ve ark. Expectant management of prostate cancer with curative intent: an update of the Johns Hopkins experience. J Urol 2007;178:2359–65 7. Tosoian JJ, Trock BJ, Landis P ve ark. Active surveillance program for prostate cancer: an update of the Johns Hopkins experience. J Clin Oncol 2011;29:2185–90. 8. Klotz L, Zhang L, Lam A ve ark. Clinical results of long-term follow-up of a large, active surveillance cohort with localized prostate cancer. J Clin Oncol 2010;28: 126–31. 9. Dall’Era MA, Konety BR, Cowan JE ve ark. Active surveillance for the management of prostate cancer in a contemporary cohort. Cancer 2008;112:2664–70. 10. van den Bergh RC, Vasarainen H, van der Poel HG ve ark. Short-term outcomes of the prospective multicentre ‘Prostate Cancer Research International: Active Surveillance’ study. BJU Int 2010;105: 956–62. C i l t : 12 • S a y ı : 2 • H a z i r a n 2 0 1 3 olarak bildirildi. 2006’da başlayan ve 17 farklı ülkeden 100’den fazla merkezin dahil olduğu PRIAS çalışmasında ortanca 1,6 yıllık takipte histolojik progresyon ve aktif tedaviye geçiş açısından en önemli öngörü parametrelerinin pozitif kor sayısı ve PSA dansitesi olduğunu saptamışlardır (27). Johns Hopkins grubu aktif izleme aldıkları hastalarda geç dönemde uygulanan radikal cerrahi ile tanı anında uygulanan radikal cerrahi hastalarını karşılaştırmışlar ve kür edilemeyecek prostat kanseri oranı açısından bir fark olmadığını saptamışlardır (28). Bu sonuçlar değerlendirildiğinde bugün için kısa takip döneminde lokalize prostat kanserinin tedavisinde aktif izlemin güvenli olduğu söylenebilir. Sonuç 11. van As NJ, Norman AR, Thomas K ve ark. Predicting the probability of deferred radical treatment for localised prostate cancer managed by active surveillance. Eur Urol 2008;54:1297–305. 12. Berglund RK, Masterson TA, Vora KC ve ark. Pathological upgrading and up staging with immediate repeat biopsy in patients eligible for active surveillance. J Urol 2008;180:1964–8 13. Soloway MS, Soloway CT, Williams S ve ark. Active surveillance; a reasonable management alternative for patients with prostate cancer: the Miami experience. BJU Int 2008;101:165–9. 14. Soloway MS, Soloway CT, Eldefrawy A ve ark. Careful selection and close monitoring of low-risk prostate cancer patients on active surveillance minimizes the need for treatment. Eur Urol 2010;58:831–5. 15. Bul M, van den Bergh RC, Rannikko A ve ark. Predictors of unfavourable repeat biopsy results in men participating in a prospective active surveillance program. Eur Urol 2012;61:370–7 16. Epstein JI, Walsh PC, Carter HB. Dedifferentiation of prostate cancer grade with time in men followed expectantly for stage T1c disease. J Urol 2001;166:1688–91. 17. Roemeling S, Roobol MJ, de Vries SH ve ark. Active surveillance for prostate cancers detected in three subsequent rounds of a screening trial: characteristics, PSA doubling times, and outcome. Eur Urol 2007;51:1244–51 18. Ross AE, Loeb S, Landis P ve ark. Prostatespecific antigen kinetics during follow-up are an unreliable trigger for intervention in a prostate cancer surveillance program. J Clin Oncol 2010;28:2810–6 19. Ng MK, Van As N, Thomas K ve ark. Prostatespecific antigen (PSA) kinetics in untreated, localized prostate cancer: PSA velocity vs PSA doubling time. BJU Int 2009;103:872–6 20. Fradet V, Kurhanewicz J, Cowan JE ve ark. Prostate cancer managed with active surveillance: role of anatomic MR imaging and MR spectroscopic imaging. Radiology 2010;256:176–83 21. Ploussard G, Xylinas E, Durand X ve ark. Magnetic resonance imaging does not improve the prediction of misclassification of prostate cancer patients eligible for active surveillance when the most stringent selection criteria are based on the saturation biopsy scheme. BJU Int 2011;108:513–7. 22. Cooperberg MR, Carroll PR, Klotz L. Active surveillance for prostate cancer: progress and promise. J Clin Oncol 2011;29:3669–76 23. van den Bergh RC, Roemeling S, Roobol MJ ve ark. Outcomes of men with screendetected prostate cancer eligible for active surveillance who were managed expectantly. Eur Urol 2009;55: 1–8. 24. Adamy A, Yee DS, Matsushita K ve ark. Role of prostate specific antigen and immediate confirmatory biopsy in predicting progression during active surveillance for low risk prostate cancer. J Urol 2011;185: 477–82. 25. Soloway MS, Manoharan M, Rosenberg D, Kava B. Active surveillance for prostate cancer: an update of the Miami experience [abstract]. Presented at: 31st Congress of the Societe Internationale D’Urologie; October 16–20, 2011; Berlin, Germany 26. Selvadurai ED, Singhera M, Thomas K ve ark. Medium-term Outcomes of Active Surveillance for Localised Prostate Cancer. Eur Urol 2013, yayımlanmamış bilgi 27. Bul M, Zhu X, Valdagni R ve ark. Active Surveillance for Low-Risk Prostate Cancer Worldwide: The PRIAS Study. Eur Urol 2013; 63: 597-603. 28. Warlick C, Trock BJ, Landis P ve ark. Delayed versus immediate surgical intervention and prostate cancer outcome. J Natl Cancer Inst 2006;98:355–7. Prostat kanseri için toplumsal tarama programlarında artışla beraber aktif izlem, düşük riskli prostat kanserinde radikal tedavilere alternatif olarak ilgi çekmektedir. Kısa dönem takip sonuçları kür olasılığını etkilemeden gereksiz fazla tedavilerin önüne geçebileceğini göstermektedir fakat prostat kanserinin doğal yavaş seyri göz önüne alındığında sağkalım sonuçları açısından daha uzun takip sürelerine ihtiyaç vardır. Aktif izlem uygulanmadan önce takip protokolleri sıkı bir şekilde belirlenmeli ve hastalar aktif izleme başlanmadan önce histolojik ve biyokimyasal takip açısından detaylı olarak bilgilendirilmelidir. 79