AGİK'İN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ Uluç GÜRKAN Meclis'te yeni kurulan AGİK Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı - Ankara Milletvekili Avrupa Güvenlik ve İşbirli­ ği Konferansı (AGİK) geleceğin Avrupasının biçimlenmesi bakı­ mından ve de Türkiye'nin özel koşulları nedeniyle bugün ülke­ miz için en uygun uluslararası forum durumundadır. AGİK'e Avrupa ülkelerinin yanı sıra, ABD ve Kanada'nın da üye olması bu süreci Avrupa'nın yeniden biçimlenmesinde uy­ gun bir forum olarak destekle­ mektedir. Bunların yanı sıra Sovyetler Birliği ve Yugoslavya'daki son gelişmelerle bağımsız­ lığını kazanan devletlerin üyelik­ lerinin de ilk olarak açıldığı uluslararası forum olması, ona bu gücü vermektedir. AGİK, Türkiye açısından birkaç bakımdan en önemli uluslararası forum olma özelliği­ ni taşımaktadır. AGİK, koalisyon protokolumuzda ve hükümet programında, yapılan referans­ larla, Paris Şartına dünyada ilk kez atıfta bulunan -Türkiye içinbir ülke konumunu kazandırmış­ tır. Bunun, Türkiye'de demokra­ sinin yeniden yapılanmasında bize rehber olabilme özelliği son derece önemlidir. Nihayet, AGİK'e, Sovyetler Birliği'ndeki son gelişmeler üze­ rine 5 Türk cumhuriyeti de üye olma potasına girmiştir. Bu olay, Avrupa'nın şekillenmesinde, bundan sonra Türkiye'nin etkin­ liğini ve gücünü artıracak bir unsurdur; ancak hiç kuşkusuz, doğru politikaların izlenmesi ko­ şuluyla. Türkiye, ilk kez uluslarara­ sı forumlarda Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ya da bir başka ülkenin dümen suyuna girmeksizin kendi gücüyle, söz sahibi olabilme hakkım AGİK- 18 • TBMM BÜLTENİ te elde etme yolundadır. Bu ba­ kımdan Türkiye, Avrupa'nın şe­ killenmesinde AGİK süreci için­ de, son derece erdemli, ancak kendi demokratik eksikliklerini de hızla, -koalisyon protokolün­ de belirtildiği biçimde- tamam­ laması kaydıyla elde edebile­ cektir. Bu, Türkiye açısından bü­ yük bir şanstır; ancak bu sonu­ ca ulaşmak öyle görünüyor ki, Madrit'teki Başkanlar Toplantı­ sında karşı karşıya kaldığımız sorunlar nedeniyle pek de kolay olmayacaktır. Türkiye halen TBMM'deki AGİK grubu olarak, AGİK'te la­ yık olduğu büyüklükte temsil edilememektedir. Genellikle uluslararası forumlarda, Türki­ ye'nin üye sayısı, sandalye sa­ yısı İspanya ile eşdeğer tutul­ maktadır. Buna karşın, maalesef AGİK'te geçen dönem, Türkiye daha eksik üyeyle temsil konu­ sunda dış baskılara boyun eğ­ miş ve konsensusa razı olmuş­ tur. Madrit'teki son AGİK top­ lantısında, yeni devletlere san­ dalye verilebilmesi gerekçesiy­ le, genel bir üye indirimi günde­ me getirildi. Biz Türkiye olarak AGİK'te Türkiye'nin zaten düşük düzeyde temsil edildiğini, bu haksızlığın bu vesileyle gideril­ mesi gerektiğini savunarak bu­ nu reddettik, konsensusa katıl­ madık. Görüşlerimizi daha ge­ niş bir boyutta anlatabilmek için üç haftalık ek bir süre istedik. Bu konuda üye sayımızdaki indirime karşı çıkma konu­ sunda AGİK Komisyonu olarak TBMM'nin desteğini arkamızda bulacağımıza inanıyoruz. Ancak bunun için TBMM'nin bir baş­ ka konuda daha, hükümetimiz­ le birlikte bize destek olması ge- rektiğini bilgilerinize sunuyo­ rum. Genellikle uluslararası fo­ rumlarda Türkiye'nin üye sayıla­ rı, bu kuruluşların masraflarına olan katkı paylarıyla paralel bir biçimde belirleniyor. Türkiye bu konuda bugüne kadar ne yazık ki ucuzluğa girerek, son derece düşük katkı paylarıyla, bu fo­ rumların masraflarına katılma yoluna gitmiş. Bu nedenle, AGİK Komisyonu olarak, katkı payımızı da en az İspanya düze­ yine çıkarmak için, Türkiye Bü­ yük Millet Meclisi'nin yanı sıra hükümete de bir başvurumuz ol­ du. Son olarak AGİK sürecin­ de, önümüzdeki günlerde yapa­ cağımız toplantılar dizisi içinde, Cumhurbaşkanının Anayasa sı­ nırları içine çekilmesi konusun­ da bize son derece önemli ve büyük bir görev düşüyor. Anım­ sanacağı üzere, geçen yıl AGİK zirvesinde anayasalarına göre ABD, Fransa ve benzeri ülkele­ ri devlet başkanları, diğer par­ lamenter demokrasiyle yöneti­ len bize benzer ülkeleri de hü­ kümet başkanları temsil etmiş­ tir. Ancak ne yazık ki -basında da yoğun biçimde tartışılmıştıTürkiye'yi Cumhurbaşkanı Tur­ gut Özal temsil etmişti. Bu yıl benzeri bir yanlışın Temmuz 1992'deki AGİK zirve­ sinde yaşanmaması için Komis­ yonumuz, hükümete de resmi bir başvuruda bulunarak, AGİK sürecinde parlamenter demok­ rasinin gereği olarak, resmi da­ vetin yeniden Cumhurbaşkanı­ na değil, Anayasamızın gereği olarak Başbakan'a yapılması yo­ lunda girişimlerde bulunmuştur. Bu konuda da TBMM'nin bize gerekli desteği vereceği inan­ cındayız.