yazarlarımız Sürdürülebilirlik… Son zamanların popüler bir deyimi var, sürdürülebilirlik. Bu önemli kelime aslında sacayağı gibi üçlü bir kolon üzerinde durur. Birincisi ekonomiktir, ikincisi toplumsal, üçüncüsü de sosyal sürdürülebilirliktir. Y eni bir sayı ile size merhaba derken bu sayıda birkaç önemli konu başlığını birden işlemek istedim. Öncelikle geçen sayıda bahsettiğim şehrimizin iletişimini ve tanıtım lobisi ve faaliyetlerini nasıl daha iyi yaparız ve böylelikle yatırıma, sanayiye ve ticarete nasıl daha fazla katkı sağlarız ile başlamak istiyorum. Son zamanların popüler bir deyimi var, sürdürülebilirlik. Bu önemli kelime aslında sacayağı gibi üçlü bir kolon üzerinde durur. Birincisi ekonomiktir, ikincisi toplumsal, üçüncüsü de sosyal sürdürülebilirliktir. Fakat maalesef birinci kolon sağlam olmadan diğerlerinin sürdürülebilir olması mümkün değildir. Yani ekonomik güç ve bu gücün sürdürülebilir olması işin anasıdır. Ana temel bunun üzerine kurulur. Bu konuda da şehrimizin durumu malumdur. Bazı küçük başarı ve hamleler bize heyecan, moral ve motivasyon verse de maalesef yeterli değildir. Bardağın boş kısmı daha fazladır. Malum geçen sayı (Çukurova Kalkınma Ajansı) ÇKA’yı konuştuk, ne kadar önemli olduğu konusunda görüşlerimizi belirttik. Mehmet Buldurgan mehmet.buldurgan@bossandbusiness.com 12 Bu defada şehrimizin kalkınmasına destek ve yön verme potansiyeli çok büyük bir başka kuruluşumuzdan bahsedeceğiz. Bu güzide kuruluşumuzun adı (AGV) Adana Güçbirliği Vakfı’dır. Yıllar önce benimde içinde bulunduğum kurucu mütevelli heyetle biraz önce bahsettiğim sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz temel ve birinci kolonu ekonomik sürdürülebilirliğe katkı amacı ile kurulan bu vakıf, daha ilk yıllarından itibaren ikinci ve üçüncü adımlara sıçrayarak toplumsal ve sosyal faaliyetlere ağırlık vermiştir ve halen de bu şekilde devam etmektedir. Halbuki kuruluş yıllarındaki heyecanla daha ilk günlerden birlik ve beraberlik içerisinde ve de yatırım amaçlı bir tüzel kişilik oluşturulmuş olsa belki bugün çok ortaklı (belki de halka açık) bir örnek model yaratılır idi. C M Y CM MY CY CMY K Geçmiş zaman fiili kullanmak tabi ki bundan sonra olmayacağı anlamına gelmemeli. Belki de bugünden tezi yok heyecanla, tüm gücümüzü hiç olmazsa giriş bölümünde bahsettiğim iletişim, tanıtım ve lobicilik destek ve katkısını AGV’den bekleyebiliriz diye düşünüyorum. Kaldı ki benim yakın bir dostum olan AGV Başkanımız Prof. Hamit Serbest’e de bu satırları kaleme almadan, bu dilek ve temennimi iletme imkanı buldum. Kendisinin gayretleri de takdirle karşılanmaktadır. Ancak doğal olarak yılların açığını kapatmak hiç de kolay değildir. Belki çoğumuz hatırlar, bundan 15 yıl önce 76 tüzel kişilikle birlikte ve yüzlerce kişilik toplantılarla başlatılmış olan Çukurova toplantıları, hemen akabinde kurulan AGV’ye nüve teşkil etmiş ve aynı model ile kuruluş gerçekleşmişti. Bana kalırsa şöyle bir geçmişe bakıp bugün beyaz bir sayfa ile yeniden yapsak, neyi nasıl yapardık deyip derslerimizi çıkararak ve çok farklı şekilde tasarlanacak o kadar çok işimiz var ki. Ne dersiniz sevgili okurlar?