İslam Ve Kadın Çarşamba, 05 Mart 2014 09:56 Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla Allah Zülcelâl Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine sonsuz şükürler olsun. Rasûlullah (s.a.v)’a, âline, ashabına, tâbiine, tebe-i tâbiine ve kıyamet sabahına kadar sırat-ı müstakim üzere yürüyenlere salât ü selam olsun. Peygamberimiz (s.a.v)’in tebliğ görevini yerine getirmek için çeşitli milletlerin reislerine göndermiş olduğu davet mektuplarının hakikatinden her ne kadar uzak kaldıysak da, kendi imkân ve gücümüzle Rasulullah (s.a.v)’a tabi olma niyeti bu yazıları bize yazdırmaktadır. Bu dergide yazanlarla ve bu yazıları okuyanlarla sureta görüşemediysek de manen görüşmüş gibiyiz. İnşaallah bu yazımız maddeten görüşmemize vesile olur kanaatindeyiz. Allah Teâlâ (c.c) Hazretleri bizlere meseleleri bütün hakikatiyle anlayıp, yazmayı, okuyucularımıza da yazılanları hakkıyla anlayıp yaşamayı nasip buyursun. İnsanoğlunun yaşadığı bu hayat bir hayaldir, gelir geçer. Yazılanlar ise insandan arkaya kalır. Eğer bu yazılanlar gönüllere yerleşmişse hem dünyada hem de ahirette birbirimize kavuşmaya vesile olur. Allah Teâlâ Hazretleri bu vesile ile fânî ve bâkî âlemde bir araya gelmemizi, buluşmamızı nasip buyursun. Allah Zülcelâl Rahman Suresi’nin ilk ayetlerinde meâlen şöyle buyurmaktadır: “Rahman olan Allah Zülcelâl, rahmaniyetinin gereği olarak Kur’an-ı Kerim’i kullarına öğretmiştir. Ve kullara da anlama ve anlatma kabiliyetini ihsan buyurmuştur.” Bizler; anlatacağımız ve tanıtacağımız her şeyi Allah Teâlâ’nın Kitab-ı İlahisi ve Rasûlullah’ın sünnetinde nasıl bildirilmiş ve tanıtılmışsa öyle tanıyıp anlatırsak, doğru tanımış ve tanıtmış oluruz. Çünkü Allah Teâlâ’nın bildirdiğinin dışında ne tanıdığımız doğru ne de tanıttığımız doğru olur. Allah Zülcelâl mahlûkatı içerisinde seçilmiş, süzülmüş varlık olarak insanoğlunu yaratmıştır. 1/6 İslam Ve Kadın Çarşamba, 05 Mart 2014 09:56 İnsanoğlunu da erkek ve kadın olarak iki cins olarak yaratmıştır. Bu iki cinsi yaratırken erkeğin erkek olarak yaratılması için, hanımların hanım olarak yaratılmaları için belli kanunlar koymuştur. Bilmelisiniz ki insanlığın yaratıldığı tarihten bu yana Allah’ın insanın yaratılışı ile ilgili koyduğu kanunlar değiştirilememiş ve bundan sonra da değiştirilemeyecektir. Bu hakikate bütün hekimler, tabipler akıllı ve akılsız insanlar boyun bükmek mecburiyetinde kalmıştır. Allah Zülcelal’in yaratılış için koyduğu kanunları ile insanoğlu erkek ve dişi olarak dünyaya geldiği gibi hayatlarının devamı da yine Allah Teâlâ’nın koyduğu kanunlarla devam etmektedir. Rabbimizin insanoğlu için koyduğu bu kanunlar; onların maddî hayatlarında olduğu gibi manevî hayatlarında da gerçek manada erkek ve gerçek manada hanım olarak yaşamaları için konulan kanunlardır. İnsanın ve bütün mahlukâtın yaratılış maddesini değiştiremeyenlerin acziyetlerini idrak edecek yerde sonsuz hayat için konulan kanunları değiştirerek, insanların yaratılış fıtratlarına müdahale ederek onların hakiki manada erkek ve hakiki manada hanım olarak yaşamalarını sağlayacaklarını düşünmeleri ise ancak cehaletlerini ispat etmeye yarar. Onun için de Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz bir hadisi şerifinde; Hanımlara benzemek isteyen erkekler ile erkeklere benzemek isteyen hanımlara lanet etmiştir. Bizler; erkeklerin kâmil erkek olarak yaşayıp kâmil erkek olarak ölüp kâmil erkek olarak dirilmeleri için Allah Zülcelâl’ın koymuş olduğu ölçü ve kanunlara riayet etmesini istiyoruz. Aynı şekilde hanımların da gerçek manada hanım olarak yaşamalarını, ölmelerini ve dirilmeleri için Allah’ın koymuş olduğu ölçü ve kanunlara bağlı kalmalarını istiyoruz. 2/6 İslam Ve Kadın Çarşamba, 05 Mart 2014 09:56 Tarihe baktığımız vakitte cennet hanımlarının; cennetteki hanımların hanımı olan Hz. Asiye’yi düşündüklerini ve onun gibi olmaya gayret ettiklerini görürüz. Hz. Asiye, cennet hanımlarının hanımı olması için ne büyük çile, meşakkat ve işkencelere katlanmış ve Rabbinin rızasını kazanma yolunda şehid olmuş ve bunun mükâfatı olarak da cennet hanımlarının efendisi olmuştur. Hz. Asiye beşerin koyduğu ölçülerle cennet hanımlarının efendisi olmadığı gibi; Hz. Meryemler, Hz. Haticeler ve Peygamberimiz (s.a.v) Efendimizin kızı cennet hanımlarının hanımı olan Hz. Fatıma’da beşerin koyduğu ölçülerle değil Allah’ın koymuş olduğu ölçülerle bu yüksek makam ve mertebeler yükselmiştirler. Biraz araştırırsak tarih boyu hanımlardan, dünya sultanları, mal, mülk, servet ve makam sahibi olanlara da rastlarız. Fakat bunlar sahip oldukları imkânları Allah’ın rızası için kullanmadıkları için cennet hanımı olduklarına dair bir alametleri olmamıştır. Bu gibi insanları bütün dünya ehli övse, methu sena etse; yaptıkları bu övgüler hiç bir mana ifade etmediği gibi, onları methedip övenler de çok kıymetli vakitlerini boşa harcayarak insanları ve kendilerini aldatmışlardır. Yarın birileri sonsuz pişmanlık ve hasretlik içerisinde daldığı gafletten uyanarak “Eyvah Allah’ın koyduğu ölçülerle nasıl yaşayamadım, sonsuz hayatımı cehennem çukurlarından bir çukurda geçirmek için nefsimin ve şeytanın vesveselerine kapılara heva ve hevesimin peşinde nasıl sürüklendim.” diye pişmanlık içerinde kıvranıp durur. Şimdi biraz tefekkür ederek; dünyevî menfaatlere tenezzül etmeyerek fani dünya zevk u sefasından uzak kalıp Allah Teâlâ Hazretlerinin koyduğu ölçülere riayet ederek yaşayan hanımların ebediyet âlemindeki saltanatlarına, zevk u sefalarına, Allah’ın bildirdiği şekilde yaşayışları neticesinde kavuştukları büyük mükafâtlara bakalım da fânî dünyevî zevklerle ne kendimizi, ne çocuklarımızı ne de başkaları aldatmayalım. Evet, Allah Zülcelâl koyduğu ilahi kanunlarla yaratmış olduğu bir erkekle bir kızı güzelliklerini de aynı yaratmamıştır. Allah Teâlâ cemal sıfatının tecellilerinden daha fazla ihsanda bulunduğu için hanımlara örtünmelerini emretmiştir. Eğer güzelliği göstermekte bir fayda ve şeref olacak olsaydı her şeyden güzel olan Allah Teâlâ Hazretleri cemalini gizlemezdi. 3/6 İslam Ve Kadın Çarşamba, 05 Mart 2014 09:56 Allah Teâlâ Hazretleri hanımlara “Size cemal sıfatının tecellilerinden daha fazla ihsanda bulunduğum için sizler de örtününüz, eğer örtünmekte bir zillet olsaydı ben cemalimi örtmezdim.” buyurmaktadır. Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz “Allah Teâlâ’nın doksan dokuz sıfatı vardır. Her kim bu sıfatların birisini yaşayıp ölürse cennete girer.” buyurmuştur. Hanımlar Allah Teâlâ’nın “Settar” sıfatının tecellilerine göre hayatlarını yaşarlarsa; bu hem Allah’a kavuşmalarına, hem de “Settar” sıfatı ile vasıflanarak cennete girmelerine vesile olur. Bu hakikati bilen şeytan da cennette Havva annemizi bir hataya sürükleyerek edep yerlerinin açılmasına sebep oldu. Şeytan cennet âleminde Hz Havva annemizi bir hataya sürüklediği gibi dünya hayatında da bu aldatmalarına devam etmektedir. Tarih boyu araştırırsanız şeytanın mücadelesinin başında; kadınları teşhir etmek, büründükleri kıyafetleri terk etmelerini sağlamak gelmektedir. Bu kısa yazımızda sizlere tavsiyemiz şeytanın bütün insanlığın düşmanı olduğu ve bilhassa hanımların ve kız çocuklarının ebedi düşmanı olduğunu hiçbir an unutmamanızdır. Allah Zülcelâl Hazretleri de “Şeytan sizin ebedi düşmanınızdır.” buyurmaktadır. Şeytanın hanımlara yönelik düşmanlığı öncelikle onları Rabbimizin “Settar” sıfatının tecellilerinden uzaklaştırmak şeklinde ortaya çıkmaktadır. Şeytanın hanımlarımızı ve kızlarımızı Allah Teâlâ’nın Settar sıfatının tecellilerinden uzaklaştırma 4/6 İslam Ve Kadın Çarşamba, 05 Mart 2014 09:56 mücadelesinde nereden nereye geldiğini etrafımızda yaşananlara bakarsak daha güzel tespit edebiliriz. Settar isminin menfaati de zararı da hanımlara ait olduğu için öncelikle hanımlarımız şeytana muhalefet etmelidirler. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz bir hadis-i şerifinde de şöyle buyurmuştur: “Saad kıskançtır, Ben Saad’dan daha kıskancım, Allah ise hepimizden daha kıskanç olanları sever.” Bu hadis-i şerifle de Rasul-i Ekrem Efendimiz erkeklerin de Settar esma ve sıfatına dikkatlerini çekmektedir. Ümmet-i Muhammedin erkek ve hanımları Allah Zülcelâl Hazretlerinin “Settar” esma ve sıfatı hakkında Kur’an-ı Kerim’deki beyanlarını ve Rasul-i Ekrem Efendimizin Settar esması ile ilgili hadis-i şeriflerini araştırırsalar; setirden ve kıskançlıktan mahrum olarak ilahi huzura gitmekten kurtulmak için gayret ederler. Dinimizle ilgili bütün hususlarda Cenab-ı Hakk’ın: “Gücünüz yettiği kadar Allah’tan korkun” buyurduğu ayet-i kerimesinin hakikatini tefekkür etmeye gayret edelim. Hanımlarımız mesture, erkeklerimiz de kıskanç sıfatı ile Allah’a yaklaşıp ilahi huzura alınları ak olarak gitmeye gayret etsinler. Allah’ın selamı ve rahmeti mesture hanımlara ve gayretkâr müminler üzerine olsun. 5/6 İslam Ve Kadın Çarşamba, 05 Mart 2014 09:56 6/6