Ocak-1984 MESCİD VE CAMİLERİMİZİ KORUYALIM Ömer TUNÇ ن ِ س َ م ْ م َ اج َد ال ّٰل ِه َ م ُر َ اِن ُ َّما يَ ْع ام َ م َ ٰا َ ن ِبال ّٰل ِه َوا ْليَ ْو ِم الْاٰ ِخ ِر َواَ َق م َّ ال ْ ص ٰلو َة َواٰ َتى ال َّزكٰو َة َو َل ن ٰٰٓ ش اِلَّا ال ّٰل َه َف َع َ ِسى ُاو۬ ٰٰٓلئ ْ َك ا َ يَ ْخ ين َ م ْه َت ۪د َ يَ ُكو ُنوا ِم ُ ن ا ْل Muhterem Müminler İçlerinde huzurla, huşu ile gönül birliğiyle hiç bir ayrıcalığın olmadığı ve bütün insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olarak Allah-u Teâlâ’ya yöneldiği kutsi mabetlerimiz. Burcu burcu İslam kokan, Allah'ın isminin anıldığı, müminlerin gönüllerinin sürura erdiği, aydınlık, berrak ve iç açıcı manzara ve havasıyla maneviyata kaynak olan ibadethanelerimiz. İslam'ın Tevhit meşalesi olarak göklere füzeler gibi yükselen, en güzel sanatları havi ve gelin endamlı minarelerimiz. Bu güzide cami ve mescitlerimizi imanından aldığı güçle, tarihe altın sahifeler nakşeden necip milletimiz alın terleri, göz nurları ve el emekleriyle elde ettikleri kazançlarından meydana getirmişler ve bu güzel eserleriyle kendileri de ebedileşmişlerdir. Çünkü bu insanlar şu ayetin mana ve ruhuna gönül vermişlerdir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: "Allah'ın mescitlerini sadece Allah'a ve Ahiret gününe iman eden, namaz kılan, zekat veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler onarır. İşte onlar doğru yolda bulunanlardan olabilirler."1 Her Müslüman hayatında ölmeyen bir eser bırakarak bu dünyadan göçmeyi arzu eder. Onun bu davranışı, hayır ve sevabını devam ettiren bir kazanç yoludur. Bu hususta Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Adem oğlu öldüğü zaman amelinin sevabı kesilir. Ancak üç türlü iş müstesna. Sadaka-ı cariye, faydalanılan bir ilim veya kendisine hayır dua eden bir evlat, işte bunların defteri kapanmaz."2 Dünyada hayır müesseseleri kuranlara Allah-u Teâlâ şu müjdeyi veriyor "Hakikat ölüleri biz diriltiriz. Önden gönderdikleri şeyleri ve bıraktıkları eserleri de biz yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kitapta yazıp saymışızdır."3 Muhterem Müslümanlar, Bugün Türkiye’mizin her köşesinde olduğu gibi, Almanya da, Belçika'da, Hollanda'da ve diğer Avrupa devletlerinde de işçilerimiz binalar satın alarak camilere çevirmektedirler. Milletini ve vatanını seven bu insanlar, gayrimüslim ülkelerde dini vazifelerini eda etmek, çocuklarını Müslüman olarak yetiştirmek için büyük gayretler sarf etmektedirler. Onların bu gayretlerini görüp de duygulanmamak mümkün değildir. Bizim ibadet yerlerimize kem gözle bakanlara atalarımızın meşhur sözlerini hatırlatırız, bu derin mana ile Cami Müslümanın canı, namusu ve en kutsal varlığıdır. Bunun yanında atalarımızın eşsiz eserlerini ve kendi emeklerimizle yaptırdığımız ibadethanelerimizi gerektiği şekilde korumak, ihtiyaçlarını karşılamak hele kış aylarının özelliği itibariyle temizliklerine son derece dikkat etmek şahsi ve dini bir görevimizdir. Muhterem müminler, Dünün eserlerine bugün biz sahip çıkar ve korursak, bizden sonra gelenler de bizden devraldıkları eserlere sahip çıkıp koruyacaklardır bizler bu gün görevinizi yerine getirirseniz geleceğe güvenle bakabilirsiniz. Şu ayet ve hadisi şerifler size rehber olsun. "Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür."4 "Her kim Allah için (küçük, büyük) bir mescid bina ederse Allah-u Teâlâ da ona Cennette onun gibi bir ev bina eder."5 Allah-u Teâlâ amellerinizi ve niyetlerinizi halis eylesin. 1 Tevbe, 18. Riyazüs-salihin. s.810, h.no:1380. 3 Yasin, 12. 4 Zilzal, 7-8. 5 Sahih-i Muslim c.2 s. 159 h.no: 533. 2