Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi

advertisement
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
Bugün Türkiye Müslümanlarının en büyük problemi: İman meselesidir. Ülkemizde maalesef
korkunç bir irtidat yani dinden çıkma cereyanı vardır. Ne yazık ki, Müslümanlar, buna karşı
alınması gereken tedbirleri almıyorlar.Türkiye'deki iman hizmetleri kesinlikle yeterli değildir.
Yapılanlar, yapılması gerekenin binde biri bile değildir.
İmanı olmayan bir insana yapılabilecek en büyük iyilik: Onun imanlı olmasına vesile olmak,
onun iman etmesi için uygun şekilde çalışmaktır. Çünkü sahih ve makbul bir iman insana ebedî
mutluluk kazandırır.
Bir kimsenin hidayete ermesine yani doğru yolu bulmasına, iman etmesine vesile olan
kimsenin mükafatı hakkında Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurmuştur:
"Bir kimsenin hidayetine vesile olmak, üzerine güneşin doğduğu ve battığı her şeye
sahip olmaktan daha hayırlıdır."
Bu devirde insanlara yapılabilecek en iyi hizmet: İmanı olmayanların iman etmeleri
için yapılan "İman, İslâm, Kur'ân hizmetidir."
İman etmiş bir kimse için ikinci önemli husus: İtikadının, inançlarının, sahih, yani ALLAH Teâlâ
katında geçerli ve makbul olmasıdır. Her Müslüman, hem kendi itikadının, inançlarının, hem de
din kardeşlerinin itikadının sahih, doğru olması için uygun şekilde çalışmalıdır.
Din âlimi olmayan kimseler: İman, tashih-i itikad konusunda Kur'an-ı Kerîm'e ve Sünnete
uygun şekilde çalışan ulemaya, fukahaya, meşayihe, kâmil mürşidlere destek vererek, onların
teşkilatları içinde çalışarak iman konusunda çalışabilirler.
Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük: Onun imansızlaşmasına vesile olmaktır.
Şu anda dünya üzerinde geçerli, hak, doğru, sahih bir tek doğru iman vardır. O da İslâm,
Kur'an-ı Kerîm, Sünnet imanıdır.
1 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
ALLAH Teâlâ hakkında sahih, doğru bir iman: ALLAH Teâlâ’nın kemal sıfatlarla sıfatlı ve
noksan sıfatlardan münezzeh olduğuna iman etmek ile olur.
Müslümanların İmam-ı Kebiri: Resûlullah (S.A.V.) efendimizdir. Ondan sonra Ashab-ı kiram
(Radıyallahü anhüm ecmaîn), Tâbiîn, Tebe-i Tâbiîndir. Bu üç sınıfa Selef-i Sâlihîn denir. Ehl-i
Beyt'i Mustafa da bizim iman önderlerimiz ve imamlarımızdır... Onlardan sonra Eimme-i
müctehidîn yani din imamları gelir. İtikad konusunda Ehl-i Sünnetin iki imamı vardır: İmam Eş'arî
ve İmam Mâturîdi. İmam Ebû Hanife hem itikad, hem de ameliyat yani fıkıh konusunda Ehl-i
Sünnet'in imamlarındandır.
Cenâb-ı Hak cümlemizin imanını korusun, imanımızda bid'atler ve zaaflar varsa onları tashih
etmemizi bize nasip etsin, bizlere doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ihlâslı iman hizmetleri
yapmayı nasib ü müyesser kılsın. Âmin.
İman En Büyük Değerdir
Bir Müslüman için en büyük değer imandır. Gerçekten iman etmiş bir Müslümanın sahip
olduğu en kıymetli şey: İmandır. Ona ebedî mutluluk kapısını, imanı açar. İmanla yaşar ve
ömrü, ölümüne imanla bitişirse en büyük saadeti kazanmış olur. İmanı elden giderse en büyük
zarara uğramış olur. İman yoksa para, mal, mülk, büyük servet, tantana, şaşaa, debdebe hiçbir
şeye yaramaz. Çünkü Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Gerçekten; inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden, fidye olarak
dünya dolusu altın verecek olsa dahi kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır;
hiç yardımcıları da yoktur.” 1
İman etmiş olmak, mü'min sıfatına sahip bulunmak bir Müslümanın kurtulmasına, ebedî
saadet bulmasına, ömrü ölümüne bu iman ile bitişmek şartıyla yeterlidir.
Bir Müslüman iman ettikten sonra, Kur’an-ı Kerim’de, Sünnette, fıkıhta bildirilmiş olan sâlih
amelleri de eda etmesi gerekir.
2 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
Bir Müslümanın en fazla koruması, üzerine titremesi gereken şey: İmanıdır. İman, iki şekilde
korunur:
1- ALLAH Teâlâ'dan, imanını korumasını can u gönülden dilemek.
2- İmanının korunması için yapılması gereken şeyleri yapmak, vesile ve sebeplere yapışmak.
İman, ALLAH Teâlâ’nın bir kuluna en büyük ihsanıdır. İman, bütün dünya işlerinden
önemlidir. İman hayattan da daha önemlidir. İnsan imanını kurtarmak için gerektiğinde hayatını
feda edebilmelidir.
Bir Müslümanın sekülerleşmesi imanına çok büyük zarar verir. İmanının kayb edilmesine yol
açabilir ki, bu bir Müslüman için en büyük felaket ve ziyan olur.
Müslümanın Üç Büyük Bayramı Vardır:
1- Mü'min olarak öldüğünde, buna hüsn-i hâtime denir.
2- Rûz-i Cezada, ALLAH Teâlâ’nın lütfu ve keremi ile Cennete konulduğunda veya
Cehenneme konulursa, cezasını çektikten sonra oradan çıkarılıp cennet'e konulduğunda.
3- Cennet'te Cemalullah ile şereflendiğinde.
İmanın en büyük düşmanı:
1- Kişinin nefs-i emmâresidir.
2- Lânetlenmiş şeytandır.
3- Kâfir münafıklardır.
Dünya ihtirasları, paraya ve mala put gibi tapmak, zengin olmak için gayr-i meşru yani dinin
3 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
yasakladığı yollara sapmak imana zarar verir hem de çok verir.
Faiz almak ve vermek helaldir inancı, yani faize helal diyen dinden çıkar, imanını kayb eder.
Sadece "Lâ ilâhe illallah" demek mü'min olmak için yeterli değildir. İmanın iki ana direği vardır.
Birincisi Lâ ilâhe illallah, ikincisi Muhammed Resûlullah. Hz.Muhammed (S.A.V.) efendimizin
tebligatını, dâvetini duyup da bu ikinci kısmı kalp ile tasdik, lisan ile ikrar eylemeyen kişi mü'min
olamaz.
Şu anda dünyada İslam'dan başka hak din asla yoktur. ALLAH Teâlâ katında tek hak ve makbul
din İslâm’dır. Bu, Kur’ân-ı Kerim’in kesin ayet-i kerimeleriyle sabittir. İslam'dan başka hak din
vardır, bu devirde üç İbrahimî din vardır, bunların üçü de haktır, üç hak din vardır diyen mürted
olur, dinden çıkar. Çünkü böyle bir inanç Kur’an-ı Kerim’e, Sünnete, İslam'a, sahih inanca kesin
şekilde aykırıdır. Şu anda bir tek İbrahimî din vardır. O da, Son Peygamber Hz.Muhammed
(S.A.V.) efendimizin tebliğ ettiği İslâm dinidir. ALLAH Teâlâ buyuruyor ki:
“Hiç şüphe yok ki, ALLAH katında hak, makbul, geçerli din İslâm’dır.”2
“…Bugün size din olarak İslam’ı verip ondan razı oldum, hoşnut oldum.3
İman bir bütündür, artmaz, çoğalmaz. Mü'min olmak için imanın bütün zarurî unsurlarını kabul
etmek gerekir. Fakat imanın parlaklığı, nuru artabilir.
Müslümanların birinci insanî vazifesi: İnsanların iman etmeleri için gereği gibi, en uygun şekilde,
hasbeten lillah çalışıp çabalamak, cehd ü gayret etmektir.
İmanını kayb etmiş bir insanın tekrar imana kavuşması için çalışmak: Ulema, fukaha, gerçek
şeyhler, kâmil mürşidler, sûlehâ-i ümmet için farz-ı ayındır. Müslüman avamın da onları
desteklemesi gerekir.
İslâm zamana uydurulamaz
Bozukluklar ve sapıklıklar çağında yaşıyoruz. Öyle ya, âhir zamandayız. Böyle bir devirde,
bozuk ve sapık ideolojiler karşısında İslâm'dan tâviz yani ödün vermek büyük bir hıyanet olur.
İslâm, ALLAH Teâlâ tarafından Son Peygamber (S.A.V.) efendimiz vasıtasıyla gönderilmiş
4 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
hak dindir. Biz Müslümanlar, kendimizi bu doğru dine uydurmakla yükümlüyüz.
Müslümanların ana vazifelerinden biri, İslâm'ı, aslına uygun ve bütün olarak korumaktır.
İslâm zamana uydurulamaz. Zaman İslâm'a uydurulmalıdır. Bir kısım zamane Müslümanları
İslâm'ı kendilerine uydurmak istiyor. Bu, çok büyük bir şaşkınlık ve sapıklıktır.
İslâm evrenseldir. Bu Yüce Din'de reform, yenilik değişiklik yapılamaz.
İslâm'ın dışında gerçek mutluluk yoktur. ALLAH Teâlâ buyuruyor ki:
“Kim İslam’dan başka bir din ararsa, bu ondan asla kabul edilmeyecektir. Ve o kimse, ahirette
de hüsrana, en büyük zarara uğrayanlardan olacaktır.”4
İslâm dışı mutluluklar şeytanî, aldatıcı ve yalancı mutluluklardır.
Müslümanlara demokrasiyi bir din gibi empoze etmek yani dayatmak istiyorlar. Demokrasi din
değildir, bir yönetim sistemi ve felsefesidir.
Yine Evrensel İnsan Hak ve Hürriyetlerini din gibi benimsetmek istiyorlar. Bu konuyla ilgili
beyannameler, sözleşmeler, metinler yüzde doksan, belki daha fazla İslâm'a uygundur. Lakin
biz bu beyanname ve sözleşmeleri din gibi benimseyemeyiz. Onlardaki, dinimize uygun olan
maddeleri kabul ederiz, dinimize uygun olmayanları kabul etmeyiz.
Feminizm İslâm ile uyuşmaz. Feminizm insanlar tarafından çıkartılmış bir ideolojidir. Dinimizin
kadınlarla ilgili kısmını Feminizm ideolojisine uydurmaya kalkmak hıyanet olur.
5 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
İslâm'ın faiz yasağı mutlaktır, Kıyamet'e kadar geçerlidir. Tesettür de böyledir. Beş vakit
namaz bu dünya batıncaya kadar kılınacaktır. Oruç bu dünyanın sonuna kadar tutulacaktır.
Zekât yine dünya zamanının bitmesine kadar verilecektir.
İslâm, kul yapısı uyduruk, derme çatma, toplama bir ideoloji, sistem, düzen değildir ki, eskisin,
bir müddet sonra yenilenmeye ve reforma muhtaç olsun.
Evet çeşit çeşit ideolojilerdeki, demokrasideki, insan hakları beyannamelerindeki İslâm'a zıt,
İslâm'la uyuşmayan bütün maddeler yanlıştır.
Bu dünyada şu anda ahlak bakımından İslâm'a uymayan bir yığın uygulama görülmektedir.
Bunların hepsi yüzde yüz batıldır.
İslâm yalan söylemeyi hırsızlığı, emanetlere hıyanet etmeyi, haksız yere adam öldürmeyi,
içkiyi, kumarı, gıybeti yasak ve haram kılmıştır. Bu haramlar Kıyamet'e kadar hüküm sürecektir.
İslâm lüksü, israfı, aşırı tüketimi yasak kılmıştır. İslâm harp hileleri ve hud'aları dışında
insanları aldatmayı haram kılmıştır. İslâm, cinsel konularda iffetli olmayı emretmiştir. İslâm'ın en
temel emirlerinden biri haram yememektir. Bu emirler ve diğerleri kıyamete kadar bakîdir.
Bazı kimseler "Bozuk düzenlerde haram yenir, rüşvet alınır, kara servet elde edilir" gibi yanlış
laflar ediyor. Bunlar kişiyi dinden çıkartacak derecede vahim sözlerdir.
İslâm'ın istikamet yani doğruluk dürüstlük emri bir farz-ı ayındır, hükmü kıyamete kadar
bakîdir.
Bizim ebedî saadetimiz, İslâm'ı ALLAH Teâlâ’nın rızasına, Hz. Peygamber (S.A.V.)
efendimizin sünnetine göre anlamak, yorumlamak ve uygulamak ile mümkündür.
Bugünkü medeniyetin, içinde yaşadığımız çağın İslâm'a uymayan, İslâm'a zıt düşen bütün
ilkeleri, hükümleri, öğretileri batıldır.
6 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
İslâm'ı bunlara uygun hale getirmeye çalışanlar şaşırmış ve dalalete düşmüş kişilerdir.
İslâm'ı, Kur’an-ı Kerim’i, Sünneti doğru öğrenmenin, doğru anlamanın, doğru yorumlamanın
ve doğru uygulamanın tek doğru yolu ve metodu vardır: Selef-i Sâlihînin anladığı ve anlattığı
İslâm'a bağlı kalmak.
Bunun için de, dinimizi icazetli ulemanın, icazetli fukahanın, icazetli gerçek şeyhlerin, kamil
mürşidlerin anlattığı gibi anlamalıyız.
Bu saydıklarımı bırakıp da azılı Farmason Afganî'nin veya benzerlerinin peşine düşersek
sapıtırız.
Evrim teorisi, adı üstünde teori!.. İslâm ile uyuşmayan batıl bir teoridir. İslâm sosyalizmi, İslâm
kapitalizmi, İslâm feminizmi, İslâm demokrasisi olmaz. İslâm Hıristiyanlığı diye bir şey de
olamaz.
Bütün hükümlerini yerine getiremesek de, dinimizi bozmayalım, tahrife yeltenmeyelim.
Helalleri haram yapmak, haramları helalleştirmek küfre sebep olan bir sapıklıktır. Eimme-i
müctehidîn yani din imamları, yedi tabaka fukaha, âlimler, mürşid-i kâmiller İslâm'ı bize nasıl
anlatmışlarsa doğru olan odur.
Kur’an-ı Kerim’i doğru anlamak için ehliyetli, icazetli, liyakatli müfessirlerin tefsirlerini okumalıyız.
Kur’an-ı Kerim ve Sünnet hükümlerinden kıl kadar ayrılmamalıyız. Bugünkü medeniyet
bozuktur. İslâm'ı ona uydurmaya kalkmak cinnettir, cinayettir, hıyanettir.
Müslümanlar kötülüklere muhalefet etmelidir
Bugün, sosyal ve kültürel bakımdan nasıl bir ortamda yaşıyoruz? Ne yazıkki çok bozuk,
İslam'dan çok uzaklaşmış, fısk ve fücurun yaygın olduğu, bütün çivilerin yerinden oynamış
olduğu, azgınlıkların, fuhşiyatın toplumu çepeçevre sardığı, dinsizlik ve densizlik kasırgalarının
şiddetle estiği bir ortam içindeyiz.
Dinin direği olan beş vakit namaz büyük ölçüde terk edilmiş, insanlar şehvetlerine uymuş, bina
7 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
ve zina artmış; iktisadî, ticarî ve mâlî hayatta faiz çok yaygın ve yoğun hale girmiş, eğitim
kirlenmiş.
İrtidat yangınları cemiyeti kasıp kavuruyor.
Müslümanların başında bir reis, İmam, Emîr yok. Ümmet paramparça olmuş. Bir sürü cemaat,
fırka, hizip, grup oluşmuş. Bunların arasında bağ yok. On, yirmi cemaat reisi senede üç kez bir
araya gelip de görüşmüyor.
Ümmet içinde bozuk ve bid'at itikadlar yayılmış. Bunların bazısı küfre kadar yol açabilecek
vehamette. Milyonlarca Müslüman sekülerleşme zokasını yutmuş.
Evet böyle bir ortamda ne yapılır? Mutlaka bütün kötülüklere muhalif olmak gerekir. Bu
muhalefet, yapıcı yani müsbet olacak, uyarıcı olacak, hayırlı bir muhalefet olacak.
Yapıcı mahiyette olmak şartıyla kötülükleri, haksızlıkları tenkit etmemiz gerekir. Siyasî
mahiyette olmamak şartıyla memleketteki içki üretim ve tüketimini, içkinin teşvik edilmesini
tenkit etmeliyiz. Seks azgınlıklarını ve sapıklıklarını, fuhşu, zinayı tenkit etmeliyiz. Okul çocukları
kürtaj yaptırıyormuş... Uyuşturucu ilköğretim okullarına kadar girmiş, on yaşında masumlar
beyaz kullanıyormuş... Bu kötülükleri tenkit etmeliyiz.
İslam'da zaruret yok iken ağaç kesmek, yeşillikleri tahrip etmek yasaktır. Bugün ülkemizde
ağaç ve yeşillik katliamı vardır. Bu katliamı tenkit etmeliyiz.
Zenginler daha zenginleşiyor, fakirler daha fakirleşiyor, sosyal adalet yok. Piyango, lotarya, talih
oyunları, kumar çok yaygın hale geldi. Bilet gişelerinin önünde uzun kuyruklar var. Dinimiz
kumarı, piyangoyu yasak ve haram kılmıştır. Bunu Müslümanlar tenkit etmeyecek de kimler
edecek? İçki ve kumar, bütün kötülüklerin anasıdır. ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Şarap, kumar, tapmak için dikilen taşlar putlar, fal ve şans okları ancak
şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının, uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.”5
Adı ne olursa olsun şans oyunu niteliğinde olan, emek veya sermaye riski taşımayan,
sonunda oynayana kazanç veya zarar getiren zar, oyun kağıtları, müşterek bahis gibi her türlü
şans ve talih oyunları, büyük olsun küçük olsun hepsi kumar sayılmaktadır.
8 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
Şöyle ki :
a- Millî ve millisiz bütün piyango biletleri, eşya piyango biletleri kumar olup bunları almak,
satmak kesinlikle haramdır. Bunlardan kazanılan para da gayr-ı meşrudur, haramdır. Faiz,
kumar, rüşvet, piyango v.b. haram yolla elde edilen gelirin cami, okul yapımında kullanılması
veya vakıflara bağışlanması dinimize göre caiz değildir. Haram kazanç ile hayır yapılamaz.
Bunların resmî kurumlar tarafından tertip ve organize edilmesi, himaye görmesi veya bir
kuruluşun, herhangi bir kurumun menfatına olması onun dînen meşrû ve câiz olduğu anlamına
asla gelmez. Çünkü helal ve haram kılıcı sadece ALLAH Teâlâ'dır. Bu hükmü hiçbir kimse,
hiçbir kuruluş ve hiçbir merci değiştiremez. Bunu inkâr eden kâfir olur. İnkâr etmeden uymayan
da günahkâr olur.
Sadece piyango değil bütün şans ve talih oyunları dinimize göre haramdır. Şans ve talih
oyunlarından çıkan para helal değildir. Maide Sûresi, 90. ayet-i kerimesinde geçen: El-meysir ve
El-ezlam kelimeleri bunu açık bir şekilde ifade etmektedir. Aslında bütün şans oyunları haksız
kazancın, insanların rızasını almadan onların malını zorla almanın, kumarın diğer bir adıdır. Bu
hususta aksi görüş beyan eden kimselere itibar etmemek gerekir. Bunların akademik unvan
taşımaları da kimseyi aldatmamalıdır. Bu sebeble:
Spor Toto, Spor Loto da bir kumardır. At yarışları ve diğer koşular birer sportif oyun oldukları
halde, bunlardan hangilerinin kazanacağına dair girişilen paralı iddialar da yine birer
kumardırlar.
Oynanan tombala, fırdöndü ve her türlü kağıt oyunları ve neyine olursa olsun, hatta ucunda bir
lokumuna veya bir çayına bile olsa, kumar kokusu bulunan tüm iskambil, dama, taş ve benzeri
bilumum oyunlar kumardır. Hepsi haramdır. Hatta fukaha: Çocukların aşık, ceviz, badem ve
yumurta oynamalarını bile kumardan saymışlardır.6 Bütün bunları Müslümanlar tenkit
etmeyecek de kim edecek?
Lüks ve israf aldı yürüdü... Haram yemek genel hale geldi... Daha bin türlü haram ve yasak iş,
kötülük âşikâre, genel ve yoğun şekilde işleniyor... Müslümanların bütün bunları tenkit etmesi
gerekir.
Bu tenkit ve muhalefet işini herkes doğrudan doğruya mı yapacaktır? Hayır...İlmi, iktidarı,
imkanı olanlar doğrudan yapacak, Müslüman halk da onları destekleyecektir.
Meselâ: Herhangi bir kötülük aleyhinde çok faydalı, çok tesirli, etkili, çok uyarıcı bir broşür
hazırlanacak, bir milyon adet basılacak, Müslüman halk bunu maliyet fiyatına alıp dağıtacaktır.
9 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
Bir milyon adet de yetmez. Bir yıl içinde beş milyon dağıtılacaktır. Böyle birçok risaleler
yayınlanacaktır.
Böyle bir hizmeti yapmak için: Partiler, dernekler, cemaatler, tarikatlar üstü bir "İyiliği Emr
Etmek, Kötülüğü Nehy Etmek Derneği" kurulur, bu dernek siyasî faaliyet ve yayın yapmaz.
Sadece ahlakî, kültürel, sosyal hizmet yapar. Yukarıda anlattığım risaleleri de hazırlatıp bastırır.
Milyonlarca Müslümana faizin haramlığı ve bundan mutlaka kaçınmaları gerektiği,
kaçınmazlar ve uzak durmazlarsa dünyada ve ahirette ceza görecekleri anlatılmalıdır.
Genç nesiller, çocuklar çok kötü yetiştiriliyor..
Hepsi için söylemiyorum ama tesettürlü bir kısım Müslüman kadın ve kızlar çok kötü
giyiniyorlar... Müslümanlar İslam'a, Kur’an-ı Kerim’e, Sünnete, Şeriata uymayan bir hayat tarzı
içindeler...
Yüzlerce büyük, binlerce küçük kötülükten birini bilhassa özel olarak zikr edeyim: Cuma günü
Cuma ezanı okununca Müslümanlar dükkanlarını kapatmıyor, ticarete ara vermiyor.
Sokaklarda, caddelerde, meydanlarda, toplu taşıma vasıtalarında, herkesin arasında birtakım
serbest gençler sarılıp öpüşüyor. Eskiden böyle bir şeyi fahişe kadınlar bile açıkta yapmazdı...
Uyanık, şuurlu, vicdanlı bir Müslüman iyiliği destekler, kötülüğü köstekler. Din dilinde buna
emr-i mâruf ve nehy-i münker denir ki, farzdır. Bu işi idareciler fiilen, alimler ve arifler söz ve
yazı ile yaparlar. Halk da iyilikleri isteyerek, kötülüklere buğz ederek kalben yapar.
Geçenlerde Mavi Marmara gemisi karşılanırken Müslüman kalabalık içinde biri erkek, ötekisi
kız iki genç laubali ve serbest hareket etmişler, kalabalık erkeği dövmüş. Bence bu dövme işi
yanlış olmuştur. Delikanlıya söylenmek, onu azarlamak yeterdi.
Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz:
10 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’7 buyurmuşlardır. Bütün aşikare işlenen günahlar
ve haramlar, her tür fuhşiyyat, küçük çocukların uyuşturucu kullanması, yüzlerce çeşit azgınlık
hep birer haksızlık ve zulüm değil midir?
Bunları tenkit etmek, bunları yasal sınırlar içinde önlemeye çalışmak, bu konularda
Müslümanları uyarmak, yazımızın başında anlattığımız muhalefet vazifesi ve hizmetidir.
Ülkemizdeki milyonlarca Müslüman bu konuda baskı yapmalıdır. İdareciler uyarılmalıdır.
Aksi takdirde, yani bu vazifeyi terk ve ihmal edersek ALLAH Teâlâ'nın tokadını yemekten
korkalım. Resûlullah (S.A.V.) efendimiz, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayan bir şehrin
üzerine azap indiğini haber veriyor. Hem de, o şehirde on sekiz bin âbid, Peygamberler gibi
ibadet eder olduğu halde...
Müslümanlar nasıl ve nelerde birleşmelidir?
Türkiye Müslümanları nasıl birlik ve beraberlik içinde, müttehid, müttefik ve muzaffer olabilir?
Bu hayatî ve çok önemli sorunun cevapları aşağıdadır:
1- Başlarına ehil, lâyık, vasıflı, âlim, fazıl, ahlaklı, faziletli, dirâyetli, firâsetli, mücâhid fi
sebilillah, zâhid, kâmil, bilge bir reis seçerler, ona biat ve itaat ederler, onun hazırlayacağı
programda kendilerine düşen, verilen vazifeleri yerine getirirler.
2- Bütün maddî imkanlarını olgun ve vasıflı medenî, şehirli Müslüman elemanlar yetiştirmek
için uygun ve geçerli bir plan ve program dahilinde harcarlar.
3- Cemaat, hizip, fırka asabiyetini terk edip Ümmet şuuruna sahip olurlar.
4- Bir tashih-i itikad seferberliği başlatırlar.
5- Beş vakit namazı cemaatle eda ederler.
11 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
6- Zekatları Kur’an-ı Kerim’e, Sünnete, icmâ-i ümmete, fıkha, Şeriata uygun olarak öncelikle
fukara ve mesâkîn-i müslimîne ve diğer hak edenlere verirler.
7- Dinin kesinlikle yasaklamış olduğu lüksü, israfı, sefahati, gıybeti, çekişmeyi bırakırlar.
8- Her türlü fuhşiyyatı, azgınlıkları alenen işlemeyi terk ederler.
9- Dünya işlerini adaletli bir şekilde yürüttükleri ve dünyayı Şeriata uygun bir şekilde imara
devam ettikleri halde âhirete dönük olurlar.
10- Emr-i mâruf ve nehy-i münker yaparlar.
11- İslam ahlakının ilkelerine sımsıkı riayet ederler.
12- Niyetleri, iradeleri, teşebbüsleri, baskıları ile Türkiye'yi dünyanın en temiz ve şeffaf, en âdil
ve güvenli ülkesi haline getirirler.
Kurtuluş İslamî edebiyatla olmaz. Kurtulmak için doğruları bilmek, onları hayata uygulamak
gerekir. Haram yemenin yaygın, yoğun ve genel olduğu Müslüman bir toplum kurtulmaz, iflah
olmaz.
Bilhassa itikad sahasında bid'atlara batmış, namazı terk etmiş, fısk ve fücuru alenen ve
âşikâre işleyen, faize gömülmüş olan, zenginleri lüks ve israf sergileyen, birbirinden kopuk bir
sürü hizbe ve cemaate ayrılmış bulunan, din hizmetlerini genellikle hobi haline getirmiş olan
Müslüman bir toplum kurtulmaz.
Türkiye halkı itibariyle bir islam ülkesidir!
Çünkü halkının büyük çoğunluğu Müslümandır. Günde beş vakit ezan okunmaktadır. Cuma
namazı kılınmaktadır, oruç tutulmaktadır, hacca gitmek serbesttir, Müslüman cenazeleri İslam
12 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
dininin hükümlerine göre toprağa verilmektedir.
Fakat Türkiye devleti bir İslam devleti değildir. Laik bir devlet te değildir. Çünkü Din ile devlet
barışık değildir. Devlet daha doğrusu rejim dine ve dindar halka baskı yapmakta, onların temel
hak ve hürriyetlerini kısıtlamaktadır.
Devlet ile rejim yani sistem, düzen aynı şey değildir, özdeşleştirmek doğru olmaz. Çünkü
devlet ile rejim ayrı şeylerdir. Devlet cevherdir, rejim ise araz. Devlet bizim devletimizdir,
sistem,düzen bizim değildir.
Bu sebeple yıkılsın bu devlet demek doğru değildir. İnsan, içinde yolculuk ettiği uçağın
düşmesini, geminin batmasını, otobüsün uçuruma yuvarlanmasını ister mi hiç? Devlet ayakta
dursun, kötü düzen veya sistem gitsin, yerine iyisi, âdili gelsin.
Türkiye Darülharbtir denilerek, İslam'ın yasak ve haram kıldığı münker şeyler yapılamaz.
Bozuk, fâsık, fâcir, günahkâr, isyankâr Müslümanları, kalplerinde zerre kadar iman varsa asla
onları kardeşlikten atamayız, onlara ihanet edemeyiz.
Müslüman Müslümanı aldatamaz. Çünkü Ebu Hureyre (R.A.) den rivayete göre Resûlullah
(S.A.V.)
Efendimiz:
“Bizi aldatan ve kandıran bizden değildir”8 buyurmuşlardır.
Kötü Müslümanların ıslahına dua etmeliyiz. Onları akılları ve kültürlerine göre uyarmak ve
ıslah etmek için sabırla propaganda yapmalıyız.
13 / 14
Türkiye Müslümanlarının En Büyük Problemi
Çarşamba, 16 Şubat 2011 13:01
Müslüman olmayanlara karşı vazifelerimiz elbette vardır. Gayr-i Müslimleri İslam'a ve imana
davetle mükellefiz. Bu davet en güzel, en uygun şekilde yapılmalıdır.
Türkiye'de irtidat yani dinden dönüş, dinden çıkış cereyanı maalesef vardır.
En hayırlı Müslüman: İhlaslı olmak şartıyla en âlim, en ârif, en ahlaklı, en faziletli, en takvalı,
en hayırsever, en zâhid, en mücahid olandır.
...................................................
1)Âl-i İmrân sûresi:91 2)Âl-i İmran Suresi: 19
3)Maide Sûresi: 3 4)Âl-i İmran Suresi: 85
5)Mâide Sûresi: 90-91
6)Âlûsî, Tefsir, Bakara:219; Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, 2/765
7)Nevevi, el-Ezkar, Hıfzullisan, Sh:479 (888 no lu hadisin açıklamasında)
8)Müslim, İman:164, No:102; Tirmizî, Büyû:74; Ebu Dâvud, Büyû:52; İbn Mâce, Ticarât:36
14 / 14
Download