úLÂHúYAT FAKÜLTESú DERGúSú

advertisement
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 2 (1, 1)
ONDOKUZ MAYIS ÜNúVERSúTESú
úLÂHúYAT FAKÜLTESú
DERGúSú
SAYI:20-21
SAMSUN 2005
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 2 (1, 2)
ONDOKUZ MAYIS ÜNúVERSúTESú
úLÂHúYAT FAKÜLTESú DERGúSú
SAYI:20-21 SAMSUN 2005
Sahibi:
OMÜ úlâhiyat Fakültesi Adına:
Prof. Dr. Ferit BERNAY
Yazı úüleri Müdürü:
Prof. Dr. Osman ZÜMRÜT
Yayın Editörü:
Doç.Dr. Yavuz ÜNAL
Yayın Kurulu:
Doç.Dr. Yavuz ÜNAL, Doç. Dr. Mustafa KÖYLÜ
Yrd.Doç.Dr. úsrafil BALCI
Kapak Tasarımı
Dizgi ve Mizanpaj
Arü. Gör. Hasan ATSIZ
Baskı & Cilt
Ceylan Ofset 431 14 44
Sayı: 20-21 Samsun 2005
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 57 (1, 1)
SAHABE DÖNEMú úKTúDAR MÜCADELESúNDE ARAP
DÂHúLERúNDEN KAYS B. SA’D
Yrd. Doç. Dr. Kenan AYAR*
ÖZET
Bu makalede, úslam toplumunda Hz. Ali ve Hasan dönemlerinde
yönetimde yer alarak siyasi geliümelere etki eden ve bu özelliùiyle
de Arap dâhilerinden biri olarak gösterilen önemli devlet adamlarından Kays b. Sa’d’ın siyasi ve idari faaliyetleri incelenerek úslam
tarihinde ortaya çıkan ilk iç karıüıklıkların aydınlatılmasına, ümmetin bölünmesinin gerekçelerinin ortaya konulmasına ve yöneticilerin bu olaylardaki tutumlarının tespitine çalıüılmıütır. Ensârın
önde gelenlerinden Kays b. Sa'd, Hz. Ali döneminde Mısır ve Azerbaycan’da valilik, savaülarda ordu komutanlıùı, devlet idaresinde
danıümanlık ve elçilik görevlerini üstlenmiü ve Ensârın iç savaülarda Hz. Ali safında yer almasını saùlamıütır. Hz. Hasan’ın hilafet
makamına geçmesinde aktif rol oynamıü ve onun baüarılı olması için Muaviye’ye karüı mücadele etmiütir. Hz. Hasan Muaviye ile anlaüınca Kays b. Sa'd, Hz. Ali taraftarlarının canlarına ve mallarına
dokunulmayacaùına iliükin yazılı bir antlaüma yaparak görevini bırakmıü ve onların daha önce yaptıklarından dolayı cezalandırılmamalarında etkili olmuütur.
Anahtar kelimeler: Kays b. Sa'd, Hz. Ali, Hz. Hasan, Maviye,
Ensâr.
Giriü
Hz. Peygamber ve dört halife dönemleri úslâm dinin anlaüılmasında referans olarak kullanıldıùı için her yönüyle incelenmesi ve deùerlendirilmesi gerekmektedir. úslam toplumunda ilk defa Hz. Osman döneminde yönetime karüı geliüen tepkiler baükaldırıya dönüümüü ve halife asi Müslümanlar tarafından katledilmiütir. Hz. Osman'ın öldürülerek
iktidardan uzaklaütırılmasından sonra Hz. Ali halife olmuü ancak, onun
döneminde siyasi ayrılıklar ve iç çatıümalar deùiüik bir boyutta devam
etmiütir. úsyanın ve iç çatıümaların temelinde Arap toplumunda yaüanan siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel deùiüimin ve dönüüümün orta*
O.M.Ü. úlahiyat Fakültesi Öùretim Üyesi.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 57 (1, 2)
114
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
ya çıkardıùı sorunlar yanında, yönetim modelinin ve yöneticilerin izlediùi politikaların da etkisi olmuütur. Bu makalede, dönemin önemli devlet
adamlarından birisi olan Kays b. Sa'd'ın idari ve siyasi faaliyetleri incelenerek fitne dönemi olaylarında oynadıùı rol ortaya konulmaya çalıüılacaktır.
Hz. Peygamber'i ve Muhacirleri yurtları Medine'de barındırıp koruyan Ensâr, devletin kurulması, úslam'ın geliümesi ve güçlenmesi için
her türlü desteùi vererek úslam tarihinin seyrini deùiütirmiütir. Hz.
Peygamber'den sonra devletin yönetimini ele geçirmek için Ensâr, Benû
Sâide gölgeliùinde liderleri Sa'd b. Ubâde'ye biat etmek üzere iken, Hz.
Ebû Bekir ile Hz. Ömer'in müdahale etmesi sonucu biatten vazgeçmiü
ve Muhacirler lehine fedakârlıkta bulunarak Hz. Ebû Bekir'e biat etmiütir. Bundan sonra hilafet meselesinde herhangi bir iddiada bulunmamakla birlikte ilk üç halife tarafından önemli idari görevlere de getirilmemiütir.
Buna raùmen Ensâr, ilk iki halifenin politikalarını genel olarak
desteklemiü ve fetihlere katılmıütır. Hz. Osman döneminin ikinci yarısında ise halifeden üikâyetçi olanlar arasında yer almıü, halifeye karüı
giriüilen harekette isyancılara katılmamıü ancak onlara karüı herhangi
bir eylemde de bulunmayarak Hz. Osman'ın katledilmesine dolaylı olarak etki etmiütir. Hz. Ali'nin halife olmasını destekleyen Ensâr, onun
iktidara geliüiyle birlikte yönetim ve siyasette etkili olmaya baülamıütır.
Hz. Ali, Basra ve Mısır gibi önemli eyaletlere Ensârdan valiler tayin ederek onları yönetime ortak etmiütir. Bunlardan Mısır valisi Kays b. Sa'd,
idari ve siyasi dehasıyla kendini göstermiü, Muaviye'nin iktidara geliüine kadar siyasette etkili olmuütur. Bu baùlamda burada önce Kays b.
Sa’d’ın Hz. Peygamber dönemindeki hayatının incelenmesi daha sonra
da fitne dönemindeki idari ve siyasi faaliyetleri üzerinde durulması konunun anlaüılmasını kolaylaütıracaktır.
1. Hz. Peygamber Döneminde Kays b. Sa’d
Kays b. Sa’d, Hazrec kabilesinin liderlerinden Sa'd b. Ubâde b.
Düleym'in oùludur. Künyesi Ebû Abdillah ve Ebû Abdilmelik'tir.1 Anne1
Kays b. Sa’d’ın soyu ve künyesi hakkında geniü bilgi için bkz. úbn Sa’d, Ebû Abdillah
Muhammed (230/845), et-Tabakâtü’l-Kübrâ, Dâru Sâdır, Beyrut ty., VI, 52; Halîfe b.
Hayyât (240/854), Kitâbu’t-Tabakât, thk., Ekrem Ziyâ el-Umerî, Riyad 1982, I, 97; úbn
Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim ed-Dîneverî (276/889), Kitâbu’l-Meârif,
thk., Muhammed úsmail Abdullah es-Sâvî, Dâru úhyâi't-Turâsi'l-Arabî, Beyrut 1970, s.
113; Abdülbâkî b. Kâni’ Ebu’l-Hüseyn (351/962), Mu’cemü’s-Sahâbe, thk., Salâh b. Sâlim el-Mısrâtî, Medine 1418, II, 346; úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b.
Ebî Hâtim (354/965), Kitâbu’s-Sikât, thk., es-Seyyid ûerifuddîn Ahmed, Dâru’l-Fikr, yy.
1975, III, 339; úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965),
Meüâhiru’l-Ulemâi’l-Emsâr, thk., M. Fleischer, Dâru’l-Kutubi’l-úlmiyye, Beyrut 1959, s.
61; úbn Asâkir, Ebu'l-Kâsım Ali b. el-Hasan b. Vehbetullah (571/1175), Târîhu Medîneti
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 58 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
115
si aynı kabileden Fukeyhe bint Ubeyd b. Düleym’dir.2 Kaynaklarda
Kays’ın doùum tarihiyle ilgili herhangi bir bilgiye rastlanılmamakla birlikte bi'sete yakın bir zamanda doùduùu ve hicret esnasında henüz genç
yaüta olduùu anlaüılmaktadır.3
Kays b. Sa'd dönemin üartlarına göre Medine'nin en itibarlı ve kültür seviyesi yüksek ailelerinden birine mensuptu. Babası Sa’d b. Ubâde,
Câhiliyye devrinde okuma yazmayı, yüzmeyi ve ok atmayı iyi bilen ender biriydi ve bu özellikleri sebebiyle kendisine el-Kâmil denilirdi.
Kays'ın babası ve dedesi, Medine'nin zenginlerinden iyilik ve hayırseverliùiyle tanınan kiüilerdi. Medineli ilk Müslümanlardan birisi olan Sa'd,
ikinci Akabe Biatı’nda seçilen on iki nakip arasında yer aldı4 ve Hicretten sonra Hz. Peygamber’in her türlü ihtiyacını karüılamak için seferber
oldu. Hz. Peygamber'in evine her gün bir kap yemek göndermekteydi.5
Hz. Peygamber hicretin ilk yıllarında zaman zaman onun evine gelir
dinlenirdi.6
2
3
4
5
6
Dımaük, yy. ty., XLIX, 396; ez-Zehebî, ûemsüddin Muhammed b. Ahmed b. Osman
(748/1347), Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, thk., ûuayb el-Arnavût-M. Nuaym el-Arksûsî, Beyrut 1986, III, 102; úbn Hacer el-Askalânî, ûihâbuddîn Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali
(852/1449), el-úsâbe fî Temyîzi's-Sahâbe, thk., A. M. el-Bicâvî, Kahire 1970, V, 473; úbn
Hacer el-Askalânî, Tehzîbu't-Tehzîb, Dâru'l-Fikr, Beyrut 1984, VIII, 353. Kays b. Sa’d’ın
Ümâme adında ana baba bir bir kız kardeüi (úbn Sa’d, Tabakât, VIII, 373; Halîfe,
Tabakât, I, 97), Saîd ve úshak adlarında iki erkek kardeüinin olduùu (el-Mizzî, Ebu'lHaccâc Abdurrahman b. Yusuf, Tehzîbu'l-Kemâl fî Esmâi'r-Ricâl, nür., Beüüâr Avvâd
Ma'rûf, Müessesetü'r-Risâle, Beyrut 1980, XXIV, 41) belirtilir.
úbn Sa’d, Tabakât, VIII, 373; Halîfe, Tabakât, I, 97.
Kaynaklarda Kays’ın doùum tarihiyle ilgili herhangi bir bilgiye rastlanılamasa da, onun
Bedir Harbine iütirak ettiùi ve sancaktarlık yaptıùı (Bkz. Abdurrezzâk Ebû Bekir b.
Hemmâm es-San’ânî (211/826), el-Musannef, thk., Habiburrahmân el-A’zamî, Beyrut
1403, V, 458), Hicretin sekizinci yılında 400 kiüilik bir birliùe kumandan tayin edildiùi
(Bkz. úbn Sa’d, Tabakât, I, 326; úbn Kesîr, Ebu'l-Fidâ úsmâîl b. Ömer (öl. 774/1372), elBidâye ve’n-Nihâye, Mektebetü’l-Meârif, Beyrut ty., V, 84) bilgilerinden hareketle onun
Hicret esnasında genç bir delikanlı olduùu söylenebilir.
úbn Sa’d, Tabakât, III, 613-617; VI, 52; úbn Kuteybe, el-Meârif, s. 112; krü. el-Vâkıdî,
Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer (207/823), Kitâbü'l-Meùâzî, thk., Marsden Jones,
London 1966, II, 775, 776, 825; III, 1095.
Muhammed b. úshâk b. Yasâr (151/768), Sîratu úbn úshâk, thk., Muhammed
Hamidullah, Konya 1981, s. 243; úbn Sa’d, Tabakât, III, 614; Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerîr b. Rüstem (310/922), Târîhu'l-Umem ve'l-Mülûk, Dâru’l-Kütübi’lúlmiyye, Beyrut 1407, II, 212. Hz. Peygamber hangi eüinin yanında bulunuyorsa Sa’d b.
Ubâde’nin gönderdiùi yemek oraya gelirdi (úbn úshâk, Sîratu úbn úshâk, s. 243). Sa’d b.
Ubade’nin gönderdiùi yemeùin daha çok etten yapılan tirid yemeùi olduùu belirtilir (úbn
Sa’d, Tabakât, III, 614).
Örneùin Hz. Peygamber’in Sa’d b. Ubâde’nin evine gelerek banyo yapıp yemek yediùi ve
oradan ayrılırken Sa’d’ın ona bir binek tahsis ettiùi, oùlu Kays’ı da ona eülik etmesi için
görevlendirdiùi rivayet edilir (Ahmed b. Hanbel (241/855), el-Müsned, I-VI, Mısır ty., III,
421). Bir baüka rivayete göre, Sa'd b. Ubâde oùlu Kays ile birlikte Hz. Peygamber’e kaybolan hayvanı yerine bir hayvan götürdüklerinde, Hz. Peygamber Sa'd'a, “Medine’ye
geldiùimiz zamandan beri bize yaptıùın cömertlik sana yetmiyor mu?” demekten kendini alamamıütır. Sa’d bundan duyduùu memnuniyeti ifade edince Hz. Peygamber onu
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 58 (1, 2)
116
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Sa'd b. Ubâde'nin Hz. Peygamber ile olan yakın dostluùunun Kays
b. Sa'd üzerinde de etkili olduùunu söyleyebiliriz. Nitekim Sa'd, oùlu
Kays'ı hicretin ilk yılında Hz. Peygamber'in hizmetine verdi.7 Böylece
Kays, on yıl boyunca Hz. Peygamber’in hizmetinde bulundu8 ve O’nun
terbiyesi altında yetiüti. Hz. Peygamber hizmetinde bulunanlara yetenek
ve kabiliyetlerine göre görev vermekteydi;9 zekâsı ve fiziùiyle dikkati
çeken Kays'ı güvenliùini saùlamakla görevlendirdi.10 Zaman zaman toplanan zekât mallarını korumak da Kays’ın sorumluluùundaydı.11 Bu
sayede Kays ilk idari tecrübelerini Hz. Peygamber'in yanında edinmiü
oldu.
úyilik ve cömertlik yapmayı aileden tevarüs etmiü olan Kays b.
Sa'd, katıldıùı gazve ve seriyyelerde bu özelliùini sergilemiütir. Nitekim o,
Hz. Peygamber tarafından hicretin sekizinci yılında keüif amacıyla Kızıldeniz kıyısına gönderilen Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh komutasındaki 300
kiüilik birliùin içinde yer almıü; sefer sırasında ordu açlık sıkıntısı çekmeye baülayınca, bölgede bulunan bir üahıstan, bedeli Medine'de babası tarafından verilmek üzere beü deve satın alarak bunların üçünü
orduya ikram etmiütir. Diùer ikisini ikram etmesine seriyye komutanı
överek hayır duada bulunmuü ve Allah'ın ona iyi huy verdiùini, insanların madenler gibi olduklarını, Câhiliyye döneminde hayırlı olanların úslam’da da hayırlı olduklarını ve
bu iyiliklerinin zayi olmayacaùını belirtmiütir (Vâkıdî, Meùâzî, III, 1095).
7 úbn Hanbel, Müsned, III, 422.
8 Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. úsmâîl, (256/870), et-Târîhu’l-Kebîr, thk., esSeyyid Hâüim en-Nedvî, Dâru'l-Fikr, by. ty., VII, 141; úbn Hibbân, Muhammed b.
Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), Kitâbu’s-Sikât, thk., es-Seyyid ûerifuddîn
Ahmed, Dâru’l-Fikr, by. 1975, III, 339; úbn Hibbân, Meüâhiru’l-Ulemâi’l-Emsâr, s. 61;
Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 103; krü. ûemsuddîn es-Sehâvî (902/), et-Tuhfetu’lLatîfe fî Târîhi Medîneti’ü-ûerîfe, Dâru’l-Kutubi’l-úlmiyye, Beyrut 1993, II, 387.
9 úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 337.
10 Enes b. Mâlik’ten nakledilen bir rivayete göre Kays, Hz. Peygamber’in güvenlik âmiri
mevkiindeydi (et-Taberânî, Ebu’l-Kasım Süleyman b. Ahmed (360/970), el-Mu’cemu’lKebîr, thk., Hamdi Abdülmecîd Selefî, Mektebetü’l-Ulûmi’l-Hukm, Musul 1983, XVIII,
346; úbn Abdilberr, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah b. Muhammed (463/1071), el-ústî’âb fî
Ma'rifeti’l-Ashâb, thk., A. M. el-Bîcâvî, I-IV, Kahire ty., III, 1289; úbn Kesîr, el-Bidâye, V,
337). Bir baüka rivayete göre Hz. Peygamber, Kays b. Sa’d’ı, kendisine karüı saldırı yapılabilecek noktaya güvenlik görevlisi olarak yerleütirirdi (Zehebî, Siyeru A’lâmi’nNubelâ, III, 103; es-Sehâvî, et-Tuhfetu’l-Latîfe, II, 387). Enes b. Mâlik (ö. 93/711) Kays
b. Sa’d’ın Hz. Peygamberin yanında sâhibu’ü-üurta mevkiinde olduùunu söylerken, o
Hz. Peygamber döneminde henüz böyle bir kurumun olmadıùına da iüaret etmiü olmaktadır. Dolayısıyla Enes bu haberi Muaviye döneminde bir emniyet kurumu olarak üurta
ortaya çıktıktan sonra rivayet etmiü olmalıdır. Öte yandan Kays b. Sa'd'ın hem boy hem
de geniülik bakımından oldukça iri bir vücut yapısına sahip olduùu nakledilmektedir
(úbn Taùriberdî, Ebu'l-Mehâsin Cemalüddîn Yûsuf (874/1470), en-Nücûmu'z-Zâhire fî
Mulûki Mısr ve'l-Kâhire, Kahire 1929, I, 95, 96). Kendisine güvenlik görevi verilmesine
bu özelliùi de etki etmiü olmalıdır.
11 Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 104. úbn Kesir’in Enes b. Mâlik’ten naklettiùi bir
rivayete göre, Ensârdan yirmi genç Rasûlullah’ın ihtiyaçlarını karüılamak için yanından
ayrılmazlardı. Bir iüin yapılmasını istediùinde onları görevlendirirdi (úbn Kesîr, elBidâye, V, 337).
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 59 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
117
müsaade etmemiütir. Medine'ye döndüklerinde olayı öùrenen babası
Sa'd b. Ubâde, oùlunu bu iyiliùinden dolayı tebrik ederken onun alıüveriüine ve develeri kesmesine engel olmak isteyen Ömer b. el-Hattâb ile
seriye komutanı Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'a sitem etmiütir.12 Kays ve
babası Sa'd'ın yaptıklarını öùrenen Hz. Peygamber, onların cömertliùinin ailelerinden gelen bir özellik olduùunu belirterek onları övmüütür.13
Kays b. Sa'd Hz. Peygamber tarafından seriyye komutanı olarak
da görevlendirilmiütir. Huneyn Gazvesi dönüüü Ci’râne’de ganimetler
daùıtıldıktan sonra Hz. Peygamber, Kays b. Sa’d’ı 400 kiüilik bir
seriyyenin baüında komutan tayin ederek Sudâ’ kabilesini úslam'a davet
etmesi için Yemen’e göndermiütir (8/630). Kays, Kanat kasabasında
ordusunu savaüa hazırlarken Sudâ’ kabilesinden bir kiüi,14 ordunun
kendi kabilesine karüı hazırlandıùını öùrenince acilen Hz. Peygamber’e
giderek, kabilesi adına geldiùini ve úslam'ı kabul edeceklerini belirtip
askerleri geri çaùırmasını rica etmiütir. Hz. Peygamber de orduyu geri
çaùırmıü ve Sudâ' kabilesinden 15 kiüi Medine’ye gelerek Müslüman
olup kabileleri adına Hz. Peygamber’e biat etmiütir.15
12
13
14
15
úbn Sa’d, Tabakât, II, 132. Seriyyeye katılanların Kızıldeniz sahiline vardıklarında,
sahile vurmuü bir balinanın etinden yedikleri ve sefer sırasında herhangi bir çatıüma
olmadıùı belirtilir. Bkz. úbn Sa’d, Tabakât, II, 132. Bazı tarihçiler (úbnü’l-Esîr, úzzüddîn
Ali b. Muhammed b. Muhammed (630/1232), el-Kâmil fi't-Târîh, thk., Ebû'l-Fidâ Abdullâh el-Kâdî, Beyrut 1995, II, 232-233; úbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 276) bu seriyyenin hicri
sekizinci yılın Recep ayında gönderildiùini ve Kays’ın bu sefer esnasında 9 deve kestiùini, daha fazla deve kesmesine Ebû Ubeyde’nin engel olduùunu kaydederler.
Vâkıdî, el-Meùâzî, II, 774-776. Kays’a ödünç deve satan bedevi, Sa'd b. Ubade'ye gelip
kavminin seyyidlerinden birisi olan oùlu Kays’a yaptıùı iyiliùi anlatmıü, onu malsız bırakmadıùını, seriyye kumandanı mal satmasını engellemek istediùi halde, ahlaki özelliklerini tanıdıùı Kays’a develeri verdiùini söylemiü, bu olayı öùrenen Peygamber de
“Kays cömert bir ailedendir, cömertlik bu aile efradının tabiatındandır” diyerek Kays’ı
ve babasını takdir etmiütir (úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 233). Zehebî, Kays’ın Medine’ye
döndüùünde durumu babasına anlattıùını, babası Sa’d’ın, oùlunun ödünç deve satın
almasına engel olmak isteyen Ömer ve Ebû Bekir’e giderek oùlu Kays’a söyledikleri sözlerden dolayı özür dilemelerini istediùini belirtir (Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III,
106). Bu rivayetler, Sa’d b. Ubâde ile Hz. Ömer arasında daha Hz. Peygamber döneminde gizli bir rekabet olduùunu ihsas ettirmektedir. Bilindiùi gibi Hz. Peygamber'in vefatından sonra Ensâr, Sa’d b. Ubâde'yi halife seçmek üzereyken Hz. Ebû Bekir, Ömer ve
Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh gelerek onlarla tartıüıp Hz. Ebû Bekir'in seçilmesini saùlamıülardır. Bu konuda geniü bilgi için bkz. úbn Hiüâm, Ebû Muhammed Abdülmelik
(218/833), es-Sîretu’n-Nebeviyye, thk., Taha Abdurraûf
Sa’d, Dâru’l-Cîl, Beyrut
1411/1990, VI, 77-83; úbn Sa’d, Tabakât, III, 182-186; 316-317; úbn Kuteybe, Ebû
Muhammed Abdullah b. Müslim (276/889), el-úmâme ve’s-Siyâse, thk., Tâhâ Muhammed ez-Zeynî, Kahire 1967, I, 12-17; el-Belâzurî, Ahmed b. Yahyâ b. Câbir (279/892),
Ensâbu’l-Eürâf, thk., Süheyl Zekkâr-Riyâd Ziriklî, Beyrut 1996, II, 259-273; Taberî, Târîh, II, 233-235, 241-244.
úbn Kesîr (el-Bidâye, V, 84), bu üahsın adının Ziyâd b. el-Hâris es-Sudâî olduùunu
kaydeder.
úbn Sa’d, Tabakât, I, 326; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 84; Mustafa Fayda, úslâmiyet’in Güney Arabistan’a Yayılıüı, Ankara 1982, s. 113. Hz. Peygamber’in Yemen kökenli Sudâ'
kabilesi üzerine göndereceùi orduya Yemen kökenli Hazrec’den Kays b. Sa’d’ı kuman-
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 59 (1, 2)
118
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Kays b. Sa'd, Hazrec içindeki sorunların çözümünde babasına
yardımcı olmuütur. Bir keresinde Hazrec kabilesinden Safvân b. Muattal, kabiledaüı üair Hassân b. Sâbit'i hakkında söylediùi bir hiciv sebebiyle kılıçla yaralayınca, orada bulunanlar tarafından tutuklanmıütı.
Hassân Rasûlullah’a gidip aldıùı yaradan dolayı ölebileceùini söyleyerek
Safvân’dan davacı olmuü, tarafları dinleyen Hz. Peygamber sonuç belli
oluncaya kadar Safvân’ın tutuklu kalmasına karar vermiüti. Bu olayı
öùrenen kabile lideri Sa’d b. Ubâde, kabiledaüları arasında oluüan husumeti gidermek için harekete geçmiü, Hazreclilere, Hz. Peygamber’in
doùru karar verdiùini, ancak Safvan’ın affedilmesinin ve Hassân’ın da
davadan vazgeçmesinin daha uygun olacaùını söylemiüti. Fakat orada
bulunan Hazrecliler muhtemelen Hz. Peygamber’in verilmiü bir kararı
bulunduùundan dolayı Sa’d’ın görüüünü kabul etmek istememiülerdi.
Bunun üzerine Kays b. Sa’d söz alarak, Hazreclilere böyle bir olayda
babası Sa’d’ı yalnız bırakmamaları gerektiùi uyarısında bulunmuütu.
Bunun üzerine Safvân’ı tutanlar baùlarını çözüp serbest bıraktılar. Sa’d
b. Ubâde, Hassân’ın gönlünü alarak bu davadan vazgeçmesini saùladı.
Safvân’ı da yanına alarak evine götürüp ihtiyaçlarını karüıladı. Bu iki
sahabinin Sa’d tarafından barıütırıldıùını öùrenen Hz. Peygamber, “Allah, Sa’d’a cennet elbiseleri giydirsin” duasını yaparak memnuniyetini
dile getirdi.16 Bu olayda Sa’d b. Ubâde’nin, kendi kabilesine mensup
kiüiler arasında meydana gelen anlaümazlıùı daha fazla büyümeden
kabilenin iç dinamikleriyle çözmek için harcadıùı çaba, kendisini destekleyen oùlu Kays’ın Hazreclileri etkileyecek nitelikte konuüması, tarafların barıütırılması ve Rasûlullah'ın yaklaüımı dikkat çekicidir.
Gerek babası ve gerekse kendi özelliklerinden dolayı Kays b. Sa'd,
Ensâr içinde tanınan saygın bir kiüiydi. Bu yüzden o, bazı gazvelerde
Ensârın sancaùını taüımıü,17 bazı gazvelerde de Hz. Peygamber’in sancaktarlıùını yapmıütır.18 Mekke’nin fethi sırasında Ensârın sancaùını
taüıyan Sa’d b. Ubâde, Mekkelileri kılıçtan geçirmekle tehdit etmiü, bunu öùrenen Hz. Peygamber, sancaùı Kays b. Sa'd'ın almasını emretmiü,19 Sa’d da sancaùı oùlu Kays’a vermek durumunda kalmıütır.20 Hz.
16
17
18
19
dan tayin etmesi dikkat çekicidir. Onun Yemen kökenli kabileler arasındaki yakınlık
iliükisinden yararlanarak, savaümadan Sudâ' kabilesinin teslim olmasını hedeflediùi
anlaüılmaktadır. Nitekim Medine’ye gelen Sudâ kabilesi heyetini Kays’ın babası Sa’d b.
Ubâde misafir etmiütir. Bkz. úbn Sa’d, Tabakât, I, 326; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 84.
Rasûlullah'ın Kays’ı komutan tayin etmesi, Ci'râne’de Ensâr arasında oluüan rahatsızlıùı gidermeye yönelik bir giriüim de olabilir.
Vâkıdî, el-Meùâzî, II, 436-38.
Abdurrezzâk, Musannef, V, 458.
Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 102, 103, 104; úbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 295.
Sa'd b. Ubâde, “Bugün savaü ve kan dökmenin helal olduùu ve Allah'ın Kureyü’i zelil
ettiùi gündür” üeklinde sözler söylemiü, bunu öùrenen Hz. Peygamber de, “Bugün merhamet ve Allah’ın Kureyü’i yücelttiùi bir gün olacaktır” diyerek kan akıtılmanın hedeflenmediùini açıkça ifade etmiütir. Vâkıdî, Meùâzî, II, 821; úbn Sa’d, Tabakât, II, 135.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 60 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
119
Peygamber, Ensârın lideri konumundaki Sa’d b. Ubâde’den sancaùı alıp
Kays’a vermekle, bu yetkiyi aynı ailede bırakmıü, yapılan her ne kadar
Sa’d’ın hoüuna gitmemiüse de21 Ensârı pek fazla rahatsız etmemiütir.22
Hîre halkının kendi liderlerine secde ettiùini gören Kays b. Sa'd
basit bir kıyasla secde edilmeye Rasûlullah'ın daha layık olduùunu düüünerek bunu Hz. Peygamber'e teklif etmiütir. Fakat O, Allah'tan baükasına secde edilemeyeceùini belirterek böyle bir hareketi kabul etmemiütir.23
2. úlk Üç Halife Döneminde Kays b. Sa’d
Hz. Peygamber’in vefat ettiùi gün, Benû Sâide gölgeliùinde toplanan Ensâr, Sa’d b. Ubâde’ye devlet baükanı olması için teklifte bulunmuü, halifenin Medineli Müslümanlardan olmasını isteyen Sa’d, hasta
olmasına raùmen baükanlık teklifini kabul etmiütir. Fakat bu sırada
toplantıya katılan Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh,
20
21
22
23
Vâkıdî, Meùâzî, II, 822. úbn Sa’d’ın rivayetine göre bu seferde Sa’d Ensârın deùil Peygamberin sancaùını taüımaktaydı. Onun Kureyü hakkındaki sözü Peygambere ulaüınca,
sancaùı Sa’d’dan alıp oùlu Kays’a verdi. Bkz. úbn Sa’d, Tabakât, II, 135. Baüka bir rivayete göre Sa’d b. Ubâde Ensârın sancaùını taüımaktaydı. Sa’d çevresindeki Ensâra,
“Bugün Kâbe’de savaüın helal olacaùı gündür” üeklinde sözler sarf edince bunu duyan
bir Muhâcir, onun sözlerini Hz. Peygamber’e iletti. Mekke’de kan akıtılmasını istemeyen
Hz. Peygamber, Sa’d’ın oùlu Kays’ı yanına çaùırdı ve sancaùı babasından alıp taüıması
talimatını verdi. Bkz. El-Fâkihî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ishâk, Ahbâru Mekke fî
Kadîmi’d-Dehr ve Hâdisihi, thk., Abdülmelik Abdullah Dehîü, Dâru Hadar, Beyrut
1414, V, 216; úbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 295-296. Sa’d’ın, “Bugün savaü günüdür” sözüne
karüılık Peygamber’in “Bugün merhamet günüdür” dediùi rivayet edilir. Bkz. úbn
Seyyidinnâs, Uyûnu’l-Eser fî Funûni’l-Meùâzî ve’s-Siyer, thk., Muhammed el-úd elHatrâvî vd., Beyrut 1992, II, 232.
Sancaùı almak isteyen Kays’a babası Sa’d’ın kızdıùı ve sancaùı sadece Peygamberin
emriyle alabileceùini söylediùi, Peygamberin emriyle sancaùı almak istediùini bildirmesi
üzerine sancaùı oùluna verdiùi rivayet edilir. Bk. Fâkihî, Ahbâru Mekke, V, 216; úbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 295-296.
Sa’d b. Ubâde muhtemelen bu sözleri henüz Müslüman olmayan Mekke’deki
Kureyülilerin yıllarca Medine’yi tehdit edip mal ve can kayıplarına yol açmalarına olan
öfkesinden dolayı söylemiütir. Artık o, Müslümanların Kureyülilerden intikam alma zamanının geldiùini düüünüyordu. Muhtemelen çevresindeki Ensâr da benzer duygu ve
düüünceleri paylaüıyordu. Oysa Muhacirler, akrabalarından pek çok kötülük görmüü
olsalar da onların zarar görmesini istemiyorlardı. Düümanı imhayı deùil, kazanmayı gaye edinen Hz. Peygamber, Mekkelilerin potansiyel gücünü yok etmeyi deùil, bu gücü
kazanarak daha sonra kullanmayı düüünüyordu. Sarıçam, úbrahim, Hz. Muhammed ve
Evrensel Mesajı, Ankara 2001, s. 258. Ne var ki, baüta Sa’d olmak üzere Ensâr bunu
hoü karüılamamıü, Kureyü'e tanınan ayrıcalık olarak görmüü, daha sonra Ci’râne’de
kendilerine ganimetten pay verilmeyince rahatsızlıklarını Sa’d b. Ubâde vasıtasıyla Hz.
Peygamber’e iletmiülerdir. Ci’râne’de meydana gelen olaylarla ilgili geniü bilgi için bkz.
úbn Hiüâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, VI, 77-83; úbn Sa’d, et-Tabakât, I, 114-115, II, 152154; Taberî, Târîh, II, 176-177; Ahmet Önkal, “Ci’râne”, DúA, VIII, 25.
Ebû Dâvûd, Süleyman b. Eü'as es-Sicistânî (275/888), es-Sünen, thk., M. Muhyiddin
Abdulhamid, ústanbul 1981, "Nikâh", 40; ed-Dârimî, Abdullah b. Abdurrahman
(255/868), es-Sünen, Beyrut 1407, I, 406.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 60 (1, 2)
120
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
halifenin Muhacirlerden olması gerektiùini ileri sürmüüler ve yapılan
tartıümalar sonucunda Ensâr, Sa’d b. Ubâde’den vazgeçerek Muhacirlerin aday gösterdiùi Ebû Bekir’e biat etmiütir.24 úbn Kuteybe’ye nisbet
edilen el-úmâme ve's-Siyâse adlı eserde nakledildiùine göre, hasta olduùu için Benû Sâide gölgeliùinde bulunanlara sesini duyurmakta güçlük
çeken Sa'd, oùlu Kays’tan sözlerini duyurması için yardım talep etmiü,
Kays da babasının sözlerini yüksek sesle tekrar ederek toplantıda bulunanlara aktarmıütır.25 Burada yapılan tartıümalardan sonra Ensârın
kendisinden ayrılıp Ebû Bekir’e biat etmesi, Sa’d b. Ubâde’yi çok üzmüü
ve bundan dolayı Hz. Ebû Bekir'e biat etmediùi gibi açıkça muhalefet
etmiü, onun arkasında ne vakit ne de Cuma namazlarını kılmıütır. Daha sonra Medine’den ayrılarak Suriye tarafına gitmiü ve orada vefat
etmiütir.26
Sa’d b. Ubâde Hz. Ebû Bekir’e biat etmediùine göre, oùlu Kays biat
etti mi? Bununla ilgili kaynaklarda açık bir bilgiye rastlanılamamaktadır. Ne var ki, Hz. Ebû Bekir halife olduktan birkaç gün sonra Sa’d’a bir
elçi göndererek, Hazrec dâhil insanların kendisine biat ettiklerini belirtip onu kendisine biat etmeye davet etmiütir. Buna karüın Sa’d, ölünceye kadar ona biat etmemekte kararlı olduùunu, ailesi ve aüireti kendisine destek verirse ona karüı savaümaktan çekinmeyeceùini söylemiütir.
Kendisine biat eden Ensârı karüısına almak istemeyen Hz. Ebû Bekir
ona biat etmesi için baskı yapmamıütır.27 Öyle anlaüılıyor ki, birkaç gün
içinde, Kays b. Sa’d da dâhil olmak üzere Sa'd b. Ubâde dıüında
Ensârın hemen hepsi Hz. Ebû Bekir’e biat etmiütir.
24
25
26
27
Ensârın yaptıùı bu toplantı ve Hz. Ebû Bekir’in halife seçilmesiyle ilgili geniü bilgi için
bkz. el-Vâkıdî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer (207/822), Kitâbu’r-Ridde ve
Nebezetun min Futûhi’l-Irâk, neür. Muhammed Hamidullah, Paris 1989/1409, s. 21-28;
úbn Hiüâm, es-Sîretu'n-Nebeviyye, VI, 77-83; úbn Sa’d, et-Tabakât, III, 182-186; 316317; úbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim (276/889), el-úmâme ve’sSiyâse, thk. Tâhâ Muhammed ez-Zeynî, Kahire 1967, I, 12-17; Belâzurî, Ensâb, II, 259273; Taberî, Târîh, II, 233-235, 241-244.
úbn Kuteybe, el-úmâme ve’s-Siyâse, I, 12-13. Taberî de benzer bir rivayeti zikreder ancak, Kays’ın adını vermeden, Sa’d’ın sözlerini oùlunun veya amcasının oùlunun seslendirdiùini belirtir (Taberî, Târîh, II, 241).
úbn Sa’d, et-Tabakât, III, 616, 617, VII, 390; úbn Kuteybe, el-úmâme ve’s-Siyâse, I, 17;
Belâzurî, Ensâb, II, 272. Taberî, Târîh, II, 244-245; Mes'ûdî, Mürûc, II, 307-308.
úbn Sa’d, et-Tabakât, III, 616; úbn Kuteybe, el-úmâme ve’s-Siyâse, I, 17; Taberî, Târîh, II,
244-245. Hz. Ömer Hz. Ebû Bekir'e Sa'd'ı biate zorlaması tavsiyesinde bulunmuü ancak
orada bulunan Hazrecli Beüîr b. Sa’d, ona baskı yapılmasının kabile asabiyetini harekete geçireceùini ve Ensârın biati bozarak Sa’d b. Ubâde'ye sahip çıkacaùını üu sözlerle
dile getirmiütir: “Sa’d, öldürülünceye kadar sana biat etmez. Yanındaki oùlu, ailesi ve
aüireti öldürülmedikçe o öldürülmüü olmaz. Hazrec öldürülmedikçe onları öldürmüü
olmazsınız. Evs öldürülmedikçe Hazrec öldürülmüü olmaz. Öyleyse lehinize sonuçlanmıü bu iüi aleyhinize çevirmeyin. Onu kendi haline bırakın, zaten tek baüına kalmıütır,
size bir zararı dokunmaz.” Bkz. úbn Sa’d, et-Tabakât, III, 616; úbn Kuteybe, el-úmâme
ve’s-Siyâse, I, 17; Taberî, Târîh, II, 244-245.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 61 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
121
Daha sonra babasının neden halife olamadıùı kendisine sorulduùunda Kays b. Sa'd, aslında babasının iyi bir siyaset izlediùini fakat onu
çekemeyen bir kiüinin onun halife olmasını engellediùini belirtmiütir.28
Onun deùerlendirmesine göre babasının halife olmasını Sakîfetu Benî
Sâide'de yapılan tartıümada Hazrec kabilesinden olmasına raùmen halifenin Kureyüten olması görüüünü destekleyen ve Hz. Ebû Bekir'e ilk
biat eden Beüir b. Sa'd (ö.12/633) engellemiütir.29
Kays b. Sa'd babası Medine'den ayrıldıktan sonra ailenin reisi olmuütur. Kaynaklarda bununla ilgili üöyle bir olay anlatılır: Hz. Ebû Bekir’in hilafeti döneminde Sa’d b. Ubâde, malını çocukları arasında paylaütırarak Medine’den ayrılıp Suriye'nin güneyinde bulunan Havrân’a30
gittikten sonra hamile olduùu anlaüılan hanımı doùum yapmıü ve yeni
doùan çocuk babasının malından mahrum kalmıütır. Bunu öùrenen Hz
Ebû Bekir ve Hz. Ömer bu çocuùun maùduriyetini gidermek için Kays
b. Sa’d’a gelip Sa'd'ın mallarını yeniden paylaütırmayı teklif etmiüler,
fakat Kays babasının yaptıùı iülemi kesinlikle deùiütirmeyeceùini belirterek onların teklifini kabul etmemiü, yeni doùan kardeüinin maùdur olmaması için kendi payını ona verdiùini açıklamıütır.31
Hz. Ebû Bekir döneminde Kays b. Sa'd, Suriye fetihlerinde bulunmuütur.32 Hz. Ömer döneminde Amr b. el-Âs ile birlikte Mısır ve ús28
29
30
31
32
Belâzurî, Ensâb, III, 285; Müberred, el-Kâmil, II, 117; úbn Abdirabbih, Ebû Ömer
Ahmed b. Muhammed el-Endelûsî (327/939), el-Ikdü’l-Ferîd, thk. Ahmed Emîn ve diù.,
Kahire 1965, IV, 338; el-Mes'ûdî, Ebu’l-Hasan Ali b. el-Hüseyn b. Ali (346/956),
Mürûcu’z-Zeheb ve Meâdinu’l-Cevher, Mısır 1384/1964, III, 25-26; krü. Ya'kûbî, Ahmed
b. Ebî Ya'kûb b. Ca'fer b. Vehb (292/904), Târîhu'l-Ya'kûbî, Dâru Sâdır, Beyrut ty., II,
187.
Hazrec'in ileri gelenlerinden Beüir b. Sa'd, Benû Sâide gölgeliùinde Kureyülilerin de
katılmasıyla yapılan tartıümada, hilafetin Kureyülilerin hakkı olduùunu söylemiü, bunun üzerine orada bulunan Hazrec kabilesinden Hubâb b. Münzir (ö. 20/641) onu amcasının oùlu Sa’d b. Ubâde’ye haset etmekle suçlamıütır. Beüir sadece bununla kalmamıü aynı zamanda Hz. Ebû Bekir’e ilk biat eden kiüi olmuütur. Bkz. úbn Kuteybe, elúmâme ve’s-Siyâse, I, 16; Taberî, Târîh, II, 243; krü. Belâzurî, Ensâb, II, 260, 263. Öyle
anlaüılıyor ki, Beüir b. Sa'd, Sa'd b. Ubâde'nin halife olmasını destekleseydi hilafetin siyasi seyri belki de deùiüecekti.
Havran bölgesi, 13/634 yılında Hâlid b. Velîd kumandasındaki úslam ordusu tarafından fethedilmiütir. Havrân ile ilgili geniü bilgi için bkz. Yâkût, Mu’cem, II, 364-365; Besim Dokrat, “Havrân”, úA, V/1, s. 378-379; ûit Tufan Buzpınar, “Havran”, DúA, XVI,
539-541.
el-Muberred, Ebu'l-Abbâs Muhammed b. Yezid (285/898), el-Kâmil fi'l-Lugati ve'l-Edeb,
tah., Muhammed Ebu’l-Fadl úbrahim, I-IV, Kahire ty., II, 116. Zehebî, Sa’d’ın ölüm haberi Medine’ye ulaütıktan sonra halife Ebû Bekir ile Hz. Ömer’in Kays’a bu teklifi yaptıklarını kaydeder. Bkz. ez-Zehebî, Târihu’l-úslâm (Ahdu’l-hulefâi’r-Râüidîn), thk., Ömer
Abdüsselam Tedmürî, Dâru’l-Kutubi’l-Arabî, Beyrut 1987/1407, s. 92-93; Zehebî,
Siyeru A’lâmi'n-Nubelâ, III, 107; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 33.
Kays b. Sa’d, Halid b. Velid tarafından Gassânî hükümdarı Cebele b. Eyhem’e (bkz.
Mustafa Fayda, “Cebele b. Eyhem”, DúA, VII, 184-185) Bizans ile iübirliùi yapmaması ve
kan kardeüi olan Araplara karüı savaümaması için görüümek üzere gönderdiùi Medineli
Müslümanlardan oluüan heyet içinde yer almıütır. Geniü bilgi için bkz. El-Vâkıdî, Mu-
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 61 (1, 2)
122
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
kenderiye’nin fetihlerine iütirak etmiütir.33 Dolayısıyla Mısır fatihleri
arasında yer alan Kays, daha sonra vali tayin edildiùi bu bölgeyi ve buraya yerleüen ilk gazileri tanıma fırsatı elde etmiü ve onlarla aynı haklara sahip olmuütur.
Kaynakların Hz. Osman dönemindeki faaliyetlerinden söz etmediùi
Kays b. Sa’d, Hz. Ali’nin halife oluüundan sonra adından sıkça söz edilen sahabîlerden biri haline gelmiütir.
3. Hz. Ali Döneminde Kays b. Sa'd'ın údari ve
Siyasi Faaliyetleri
Hz. Peygamber vefat edince Ensâr, Sa’d b. Ubâde'yi devlet baükanı
yapmak için harekete geçip siyasetin belirleyici aktörü olmak istediyse
de bunu baüaramadı. úlk üç halife döneminde Ensâra önemli idari görevler verilmedi. Hz. Ömer yerine geçecek halifeyi belirleyecek üuraya
onlardan temsilci tayin etmedi. Muhtemelen Ensârın Sa'd b. Ubâde'yi
devlet baükanı yapma giriüimi, halifeler tarafından Ensârın potansiyel
siyasi rakip olarak algılanmasına yol açtı. Bununla birlikte Ensâr ilk iki
halifeyi destekledi. Onlar da çeüitli konularda Ensârın görüüüne baüvurdular. Hz. Osman ise hilafeti döneminde sadece Ensârı deùil muhacirleri de ihmal ederek Ümeyyeoùullarına öncelik verdi. Bunun üzerine
Ensâr ve muhacirler halifenin politikalarını eleütirmeye ve zamanla onu
desteklememeye baüladılar. Bu geliüme eyaletlerden Medine'ye gelen
asilerin rahat hareket etmelerini saùladı. Dolayısıyla Ensâr, halifeye
karüı muhalefetin yanında yer aldı, aktif olarak isyancıları desteklemese
de, tarafsız kalarak onların iüini kolaylaütırdı. Yönetimle yakın iliüki
içinde bulunan birkaç Medineli dıüında Hz. Osman'dan yana tavır koyan olmadı.34
Bu dönemde isyancıların eylemlerine karüı çıkmayan Kays b.
Sa'd'ın tarafsız davrandıùı ve Hz. Osman'ın görevden uzaklaümasını
istediùi anlaüılmaktadır. Gerek isyancılar ve gerekse onların eylemine
karüı çıkmayarak destek veren Ensâr, Hz. Osman'ın öldürülmesini deùil, görevden ayrılmasını istiyorlardı. Nihayet istifa etmeye yanaümayan
Hz. Osman yaklaüık kırk gün süren kuüatmadan sonra 18 Zilhicce 35
(17 Haziran 656 Cuma) tarihinde üehit edildi. Onun yerine hilafet makamına genel olarak Medine'deki ileri gelen ashabın ve isyancıların bia-
33
34
Muhammed b. Ömer b. Vâkıd (207/822), Fütûhu’ü-ûâm, I-II, Dâru’l-Cîl, Beyrut ty, I,
171-172.
Vâkıdî, Futûhu’ü-ûâm, II, 49-50, 84-86; úbn Abilhakem, Ebu’l-Kâsım Abdurrahman b.
Abdillah (257/870), Futûhu Mısr ve Ahbâruhâ, thk., Charles Torrey, el-Mektebetü’lMüsennâ, Baùdad ty., s. 98. úbn Abilhakem, Kays'ı fethe katılıp Cuma mescidi çevresinde arsa sahibi olanlar arasında zikreder (úbn Abilhakem, Futûhu Mısr, 98).
Belâzurî, Ensâb, VI, 174-175, 190-192, 210-211.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 62 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
123
tini alan Hz. Ali geçti.35 Fakat baüta Muaviye olmak üzere
Ümeyyeoùulları onun halifeliùini tanımadılar. Bazı sahabiler de kimin
haklı olduùunu bilemediklerini ileri sürerek Hz. Ali'ye biat etmediler.
Böylece ilk defa úslam toplumu siyasi bakımdan üç gruba ayrılmıü oldu.
Bu durum karüısında Hz. Ali, Hâüimoùulları, isyancılar ve Ensâra dayanmak zorunda kaldı. Böylece ilk üç halife tarafından idari görevlere
getirilmeyerek yönetimin dıüında bırakılan Hâüimoùulları ve Ensâr, yönetime katılma imkânı elde ettiler. Hz. Ali Hz. Osman'a karüı isyan edenlerden bazılarına da zaman içinde idari görevler verdi.36 Bir bakıma
daha önceki dönemin maùdurları Hz. Ali'nin iktidara geliüiyle birlikte
dayanıüma içine girdiler.
Hz. Ali halife olunca, Ensârdan Osman b. Huneyf’i Basra’ya, Sehl
b. Huneyf’i ûam’a, amcazadesi Ubeydullah b. Abbas’ı da Yemen’e vali
tayin etmiütir.37 Fakat ûam ve Kûfe'ye gönderdiùi valiler görev yerlerine
varamayıp muhalifler tarafından geri çevrilmiülerdir.38
Hz. Ali diùer eyaletlere vali tayin ederken baülangıçta Mısır'ı bu
uygulamanın dıüında tuttu. Çünkü Hz. Osman muhasara altındayken
Mısır'da bulunan muhalifler vali Abdullah b. Sa'd b. Ebî Serh'i görevinden uzaklaütırarak buradaki muhaliflerin önderi Muhammed b. Ebî
Huzeyfe'yi39 vali yapmıülardı.40 Hz. Ali halife olunca onu görevinde bı35
36
37
38
39
40
Seyf, Fitne, 95; úbn Sa’d, Tabakât, III, 31; el-Belâzurî, Ahmed b. Yahyâ b. Câbir
(279/892), Ensâbu’l-Eürâf, thk., Süheyl Zekkâr-Riyâd Ziriklî, Beyrut 1996, III, 7; edDîneverî, Ebû Hanîfe Ahmed b. Dâvûd (282/895), el-Ahbârü't-Tıvâl, tah., Abdülmun’im
Âmir, Kahire 1960, 140; Taberî, Târîh, III, 6. Ayrıca bkz. Cl., Huart, "Ali”, úA, I, 307;
Ethem Ruhi Fıùlalı, “Ali”, DúA, II, 372; úrfan Aycan, Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin
Ebî Süfyan, Ankara, 1990, s. 123, 125; Ahmet Akbulut, Sahabe Devri Siyasî Hadiselerinin Kelamî Problemlere Etkileri, ústanbul 1992, s. 199; Mustafa Günal, Hz. Ali Dönemi
ve úç Siyaset, ústanbul 1998, s. 34; Abdulhalık Bakır, Hz. Ali ve Dönemi, Ankara 2004,
s. 207-208. Hz. Osman'ın öldürülmesiyle ilgili rivayetlerin tahlili için bkz. Sabri Hizmetli, “Tarihi Rivayetlere Göre Hz. Osman’ın Öldürülmesi”, AÜúFD, XXVII, Ankara 1985,
149-176.
Örneùin Hz. Ali isyancıların önde gelenlerinden Muhammed b. Ebî Bekir'i Mısır'a vali
tayin etmiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 163; Taberî, Târîh, III, 65-68, 126-127; úbnü’l-Esîr,
el-Kâmil, III, 272); Mâlik b. Hâris el-Eüter'i el-Cezîre valiliùine atamıütır (el-Minkarî,
Nasr b. Muzâhim (212/827), Vak’atu Sıffîn, thk., Abdüsselâm Muhammed Hârûn, Kahire 1382/1962, s. 12). Buna Adnan Demircan da iüaret etmektedir (Adnan Demircan,
Ali-Muaviye Kavgası, ústanbul, 2002, s. 83).
Taberî, Târîh, III, 3 (Seyf).
Taberî, Târîh, III, 3. Bunun üzerine Hz. Ali, ûam valisi Muaviye ile Kûfe valisi Ebû Mûsâ
el-Eü'arî'ye birer mektup göndererek kendisine biat etmelerini istemek durumunda
kalmıütır (Taberî, Târîh, III, 4).
Habeüistan'da doùan Muhammed b. Ebî Huzeyfe, Muaviye'nin dayısının oùludur. Babasının vefatından sonra Hz. Osman'ın himayesinde yetiümiü ve ondan istediùi valilik görevini alamayınca Mısır'a giderek halife aleyhine faaliyete baülamıü ve valiliùi ele geçirmiütir. Geniü bilgi için bkz. Zehebî, Târih, 53, 433, 601.
Taberî, Târîh, III, 61-62 (Vâkıdî’den) , 133 (Vâkıdî’den); úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 266;
úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 251. Fethedilmesinden sonra Mısır’da sırasıyla Amr b. el-Âs ve
Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh valilik yapmıütı. Amr b. el-Âs’ın görevden alınıü sebebi ve
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 62 (1, 2)
124
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
raktı. Fakat Hz. Ali'nin halifeliùini tanımayan Muaviye, Mısır'ı kazanmak ya da etkisiz hale getirmek için harekete geçti ve Suriye sınırında,
Mısır-Filistin yolu üzerinde bulunan el-Arîü41 kentine saldırarak üehri
savunmakta olan vali Muhammed b. Ebî Huzeyfe'yi yakalayarak esir
aldı.42 Bununla birlikte Muaviye, Mısır'da bulunan Hz. Osman taraftarlarınca desteklenmediùi için üehre giremedi. Muhtemelen Muhammed,
bir ay kadar valilik yapabildi.43
Bunun üzerine Hz. Ali, gerek insan potansiyeli gerekse ekonomik
kaynakları bakımından önemli ordugâh üehri olan Mısır’ı elinde tutabilmek için Ensârın liderlerinden dirayeti ve kahramanlıùıyla tanınan
Kays b. Sa'd'ı oraya vali atadı.44 Muhtemelen onun atanması Hz. Ali'nin
iktidara geliüinden yaklaüık 45 gün sonra gerçekleüti.45
41
42
43
44
45
tarihi hakkında geniü bilgi için bkz. Adem Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. elÂs, Ankara 2001, s. 120-121.
Ariü, Filistin’den Mısır’a gidiü yolunda bulunan ve Mısır toprakları içinde yer alan bir
üehirdir. Ya’kûbî, Târîh, II, 148; Buhl, F. “Ariü”, úA, IV, 221; Mustafa L. Bilge, “Arîü”,
DúA, III, 378-379.
Taberî, Târîh, III, 61-62 (Vâkıdî’den) , 133 (Vâkıdî’den); úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 266;
úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 251; Bakır, Hz. Ali, 88. Belâzurî'nin kaydettiùi rivayetlere göre
Muhammed b. Ebî Huzeyfe, Kays b. Sa’d Mısır'a gelince oradan Medine’ye gitmek üzere
yola çıkmıü, bunu haber alan Muaviye onu yakalatıp hapsettirmiü ve Hz. Osman taraftarı bir adam tarafından öldürülmüütür (Belâzurî, Ensâb, III, 174-175; Taberî, Târîh,
III, 133). Taberî’nin Hiüâm b. Muhammed el-Kelbî’den rivayetine göre Muhammed b.
Ebî Bekir öldürüldüùünde Muhammed b. Ebî Huzeyfe Mısır’da bulunmaktaymıü. Amr,
Mısır’ı ele geçirince Muhammed’i yakalatıp Muaviye’ye göndermiü. Tutuklanan
Muhammed hapisten kaçmıü, ancak daha sonra yakalanarak öldürülmüütür (Taberî,
Târîh, III, 133). Muhammed b. Ebi Huzeyfe hakkındaki çeüitli rivayetler için bkz.
Belâzurî, Ensâb, III, 174-176; Taberî, Târîh, III, 61-62, 133; el-Kindî, Ebû Ömer
Muhammed b. Yusuf (350/961), Kitâbu’l-Vulât ve Kitâbu’l-Kudât, thk., Rhuvan Guest,
Leyden London 1912/ Beyrut 1908, s. 20.
Kays b. Sa’d’ın Mısır’a vali tayin edildiùini öùrenen Mısır eski valisi Abdullah b. Sa’d b.
Ebî Serh, Muhammed b. Ebî Huzeyfe'nin kendi yakınlarına çok nankörlük ettiùini fakat
buna raùmen bir ay bile valilik yapamadıùını söylemiütir (úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 266).
Seyf b. Ömer, el-Fitnetu ve Vak’atu Cemel, I, 100; Belâzurî, Ensâb, III, 161;el-Belâzurî,
Ahmed b. Yahya b. Câbir (279/892), Futûhu’l-Buldân, thk., Rıdvân Muhammed Rıdvân,
Dâru’l-Kütübi’l-úlmiyye, Beyrut 1403, s. 229; Dîneverî, Ahbâr, 141; Taberî, Târîh, III, 3,
61, 62; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 268.
Taberî, Târîh, III, 61-62; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 229, 251. Taberî’nin Ebû Mihnef’ten
(ö. 157/774) naklettiùine göre, Hz. Ali, Kays b. Sa’d’a verdiùi atama mektubunu Safer
36 (Aùustos 656) tarihinde yazdırmıütı (Taberî, Târîh, III, 63).Dîneverî ve Taberî’nin Seyf
b. Ömer’den naklettiùi rivayete göre ise, Hz. Ali 36 yılının baüında vilayetlere valilerini
gönderirken Kays’ı da Mısır’a vali olarak göndermiütir(Dîneverî, Ahbâr, 141; Taberî, Târîh, III, 3). Bazı tarihçiler ise Kays’ın 37. yılda Mısır’a vali tayin edildiùi görüüündedir.
Bunlardan birisi olan el-Kindî (ö. 350/961) Kays’ın 37 yılı Rebiyülevvel ayı baüında (17
Aùustos 657 Perüembe) Mısır’da göreve baüladıùını nakleder (el-Kindî, Vulât, s. 20). úbn
Abdilhakem (ö. 257/870) ay ve gün belirtmeksizin Kays’ın 37 yılında Mısır’a vali tayin
edildiùini zikreder (úbn Abdilhakem, Fütûh, s. 274). ez-Zehebî (ö. 748/1347) de aynı görüütedir (ez-Zehebî, ûemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Osman (ö. 748/1347),
Târîhu’l-úslâm ve Vefeyâtü’l-Meüâhir ve'l-A’lâm,(Ahdu’l-Hulefâi’r-Râüidin), thk., Ömer
Abdüsselâm Tedmürî, Dârü’l-Kütübi’l-Arabî, Beyrut 1407/1987, s. 601). 37 yılını tercih
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 63 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
125
Hz. Ali, Kays b. Sa'd'ı Mısır'a vali tayin edince ona birtakım tavsiyelerde bulunmuütur.46 Orada hem dostları hem de düümanları bulunacaùını hatırlatarak, düümanlarını sindirmek, dostlarını güçlendirmek
için bir orduyla Medine’den oraya gitmesini emretti. Halka karüı iyi davranmasını, kötülere taviz vermemesini ve adaletten ayrılmamasını tavsiye etti.47 Bunun üzerine Kays b. Sa'd halifeye üu cevabı verdi:
“Allah sana rahmet etsin ey Mü’minlerin Emîri! Dediùini anladım. ‘Mısır’a bir orduyla git’ sözünüze gelince, üayet Mısır’a Medine’den götüreceùim ordu olmaksızın giremeyeceksem, vallahi
oraya asla girmem. Bu orduyu sana bırakıyorum. Eùer onlara ihtiyacın olursa senin yakınında olurlar ve bir yere göndermek istediùinde emrinde hazır bulunurlar. Ben oraya ailem ile birlikte gideceùim. Bana yumuüaklık ve iyilik yapma tavsiyene gelince,
kuükusuz bunun için yardımına baüvurulacak olan yüce Allah’tır.”48
Kays’ın bu sözleri, kendisine olan güveni, halifeye olan baùlılıùını
ve ileri görüülülüùünü göstermesi bakımından önemlidir. Çünkü o, Mısır’a ailesiyle birlikte gideceùini, halk onu Mısır’a sokmazsa, üiddet kullanarak oraya girmeye çalıümayacaùını, baüka bir ifadeyle halkın desteùi olmadan valilik yapmanın bir anlamı olmadıùını ifade etmiütir. Kaldı
ki fitne olayları sebebiyle Müslümanların siyasi birliùinin bozulmaya
yüz tuttuùu bir dönemde, halifenin Medine’de her an askeri bir güce
ihtiyacı olabilirdi. Bu güç, Medine’deki Ensâr ailelerinin güvenliùi bakımından da önemliydi. Zira Hz. Ali’nin muhalifleri, Hz. Osman’ın öldü-
46
47
48
eden bu yazarlar, muhtemelen Mısır’ın fethi ve sonrası hakkında eser yazan úbn
Abdilhakem’e dayanmıülardır. O da rivayetinin kaynaùını vermemektedir. Muhtemelen
bu haberi aktaran kiüi Muhammed b. Ebî Huzeyfe’nin Mısır’daki valilik tarihiyle
Muhammed b. Ebî Bekir’in valilik tarihini karıütırdıùı için 37 yılını zikretmiütir. Kanaatimizce Kays'ın atama tarihi Taberî, Dîneverî ve Belâzurî'nin (Belâzurî, Futûh, 229) verdikleri 36 yılıdır ve olayların akıüı da bunu doùrular niteliktedir.
Seyf b. Ömer, el-Fitnetu ve Vak’atu Cemel, I, 100; Belâzurî, Ensâb, III, 161;Belâzurî,
Futûh, 229; Dîneverî, Ahbâr, 141; Taberî, Târîh, III, 3, 61, 62; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III,
268.
Taberî, Târîh, III, 62. Hz. Ali, halife olduktan sonra Kays b. Sa’d’ı yanına çaùırarak ona
üu talimatı verir: “Seni Mısır’a vali tayin ettim, kalk oraya git. Güvendiùin ve sevdiùin
adamlardan istediùini yanına al ve bir ordu ile birlikte yola çık. Senin böyle yapman
düümanını ürküteceùi/korkutacaùı gibi dostunu/yanında olanı daha da güçlendirecektir. únüallah oraya vardıùında iyilik yapana iyilikte bulun, üüpheye düüüren/kötü kiüi
için dayanılmaz ol, her seviyeden insana karüı nazik ve yumuüak davran, çünkü yumuüaklık güven verir.” Taberî, Târîh, III, 62.
Taberî, Târîh, III, 62. A. Bakır, Kays’ın Hz. Ali’ye böyle bir kuvvetin Kûfe’de bulundurulmasının ileride meydana gelecek olaylar açısından daha isabetli olacaùını bildirerek
ordu ile yola çıkma fikrine raùbet etmediùini belirtir (Abdulhalık Bakır, Hz. Ali Dönemi,
Ankara 1991, s. 88-89). Böylece Bakır, Hz. Ali’nin Kays’ı Cemel Savaüı’ndan sonra
Kûfe’den Mısır’a gönderdiùini kabul etmiü görünmektedir. Ancak referansı Taberî, Hz.
Ali halife olunca Kays’ı vali tayin ettiùini, Medine’den ordu götürmesini önerdiùini belirtmektedir.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 63 (1, 2)
126
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
rülmesinden sadece kuüatmaya katılan isyancıları deùil, bu trajik olay
yaüanırken Medine’de bulunduùu halde isyancılara karüı çıkmayan
herkesi sorumlu tutuyorlardı. Böyle bir ortamda Kays’ın bireysel olarak
sadece kendi çıkarını düüünmediùi, olayları çok yönlü deùerlendirerek
hareket ettiùi görülmektedir. Hatta o, halka nasıl davranması gerektiùiyle ilgili Hz. Ali’nin tavsiyelerine, halkla iliükilerini Allah’ın yardımı ve
buyrukları doùrultusunda en iyi üekilde düzenleyeceùini belirterek bu
konuda tavsiyeye ihtiyacı olmadıùını ifade etmiütir.
Hz. Ali, ûam ve Kûfe'ye gönderdiùi valilerin üehre sokulmayarak
yoldan çevrildikleri gibi49 Kays b. Sa'd'ın da Mısır’daki muhalifler tarafından benzer muameleye maruz kalmaması için bir orduyla Mısır'a
gitmesini istemiütir.50 Mısır ordusunda görev yapan önde gelen askerlerin Hz. Osman taraftarı oluüları ve bunların Muaviye ile iübirliùi yapma
ihtimali Hz. Ali'yi kaygılandırmıü, baüarılı olmasını istediùi Kays b.
Sa'd’a böyle bir teklifte bulunmuütur. Halife Mısır'daki mevcut durum
sebebiyle Kays'ın valilik görevinden kaçınmasını önlemek amacıyla orduyla oraya gitmesini emretmiü olabilir.51
Hz. Ali’nin Kays b. Sa’d’ı Mısır’a vali tayin etme sebepleri arasında
üunlar sayılabilir: Birincisi yukarıda kısaca ifade edildiùi üzere Hz. Ali’nin halifeliùini tanımayan Muaviye Mısır’ı ele geçirmek istemekteydi.
Bu yüzden oraya atanacak valinin muhaliflere karüı mücadele edebilecek güçlü bir kiüiliùe sahip olması gerekmekteydi. úkincisi Mısır’da Hz.
Osman’ın yönetiminden memnun olmuü, yönetim ile birlikte çalıümıü,
bölgenin gelirlerinden birinci derecede yararlanma hakkına sahip fethe
katılmıü gaziler yaüamaktaydı. Bunları kontrol altında tutabilmek için,
tayin edilecek valinin Mısır’ın fethine katılmıü ve gazilerle aynı haklara
sahip olan bir kiüi olması gerekmekteydi. Üçüncü olarak atanacak valinin, gerek Muaviye’ye karüı gerekse mevcut muhalefete karüı halkın
desteùini alabilecek ve onlara göre úslam'da önceliùi olan bir kiüi olmalıydı. Dördüncüsü siyasi iktidar mücadelesinin baüladıùı bir dönemde,
tayin edilecek valinin halifenin güvenini kazanmıü ve siyasetten anlayan
ilkeli bir kiüi olmalıydı. úüte Hz. Ali, zikredilen bu özelliklerin hemen
hepsine sahip olan Kays b. Sa’d’ı bu göreve atamıütır.52 Zaman içinde
49
50
51
52
Taberî, Târîh, III, 3-4
A. Bakır, Hz. Ali’nin Kays dıüında Mısır'a göndermiü olduùu hiçbir valiye böyle bir teklifte bulunmamasını, ona Hz. Peygamber dönemindeki önemli yerinden dolayı gösterdiùi
bir iltifat olarak deùerlendirmektedir (Bakır, Hz. Ali, s. 89).
Nitekim Hz. Ali, úbn Abbas’ı ûam’a vali tayin etmek istemiü, fakat o, Muaviye’nin halkı
aleyhine kıükırtacaùı endiüesiyle bu görevden affını istemiütir. Bkz. Taberî, Târîh, III, 34; Aycan, Muaviye b. Ebî Süfyan, s. 127.
Abdülkerim el-Hatîb, Hz. Ali’nin Kays’ı, ihlâsı, cesareti, kabilesinin kendisine olan baùlılıùı ve genel olarak Araplar arasındaki yeri sebebiyle vali yaptıùını vurgular (Hatîb, Ali,
s. 410).
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 64 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
127
yaüananlar bunun ne kadar isabetli bir görevlendirme olduùunu ortaya
çıkarmıütır.
Kays Medine’den ailesi ve yedi arkadaüıyla birlikte Mısır’a gelmiü,53 minbere çıkarak insanlara, halifenin siyasi ve dini deùerlendirmelerini içeren Safer 36 tarihli mektubunu okumuütur.54 Halife bu
mektubunda úslam ve Hz. Peygamber hakkında özet bilgi verdikten sonra, ilk üç halife dönemini ve kendi hilafetini üöyle deùerlendirmiütir:
"Müslümanlar onun (Rasûlullah'ın) yerine iki salih emîri halife yaptılar. Bunlar kitap ve sünnetle amel ettiler, iyi bir hayat sürdüler, sünneti çiùnemediler ve bu hal üzere vefat ettiler. Onlardan sonra gelen
yönetici (Hz. Osman) kötü iülerin meydana gelmesine sebep oldu. Böylece ümmet onun aleyhine konuüacak gerekçe buldu; ondan nefret edip onu deùiütirdi. Sonra da bana gelip biat etti. Ben Allah’tan hidayet
vermesini ve takva için yardım etmesini istiyorum. Beni dinleyin! Size
karüı sorumluluùumuz Allah’ın kitabı ve Rasûlünün sünnetiyle amel
etmek, hakkıyla sizi görüp gözetmek, sünnetini uygulamak ve görünmeyen (ùaybı) hakkında size öùüt vermektir."55
Mektubun devamında Hz. Ali onların vali Kays'a karüı sorumluluklarını ve valinin takip edeceùi politikayı üöyle açıklamıütır:
“Size Kays b. Sa’d b. Ubâde’yi vali olarak gönderdim. Onunla dayanıüma ve yardımlaüma içinde bulunun. Hakkın hâkim olması için ona
yardım edin. Ona, sizin iyilik yapanlarınıza iyilikte bulunmasını, üüphe uyandıranlarınıza karüı sert davranmasını, toplumun her kesimine
yumuüak davranmasını emrettim. O, kendisinden razı olduùum, iyilik
ve nasihatini umduùum kiüilerdendir. Allah'ın bize ve size temiz amel,
bol sevap ve geniü rahmet vermesini dilerim.”56
Halifenin mektubunu okuduktan sonra Kays b. Sa’d halkı üu sözlerle biat etmeye çaùırmıütır:
“Ey insanlar! Biz, peygamberimiz Muhammed’den sonra tanıdıùımız en
hayırlı kiüiye biat ettik. Ey insanlar! Siz de kalkın, Allah’ın kitabı ve elçisinin sünneti üzerine ona biat edin. Eùer biz, sizler için bu iki prensibe dayanarak iü yapmazsak, bize karüı biat sorumluluùunuz kalmayacaktır.”57
53
54
55
56
57
Belâzurî, Ensâb, III, 161; Taberî, Târîh, III, 62, 63; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire,
I, 97; úbnü’l-Esîr, el-Kamil, III.
Taberî, Târîh, III, 63; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 102.
Taberî, Târîh, III, 63. Belâzurî ve úbnü’l-Esîr bu mektubun içeriùinden özetle söz etmektedirler (Belâzurî, Ensâb, III, 161; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269).
Taberî, Târîh, III, 63; krü. Belâzurî, Ensâb, III, 161; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269.
Taberî, Târîh, III, 63; krü. úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269; úbn Haldun, el-úber, II, 427.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 64 (1, 2)
128
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Kays’ın bu konuümasından sonra insanlar Hz. Ali’ye biat ederek
valiye itaatlerini bildirip otoritesini kabul ettiler.58 Yalnız Mısır’ın
Haribta59 adı verilen bir kasabasında toplanmıü aralarında Mesleme b.
Muhalled (ö. 62/682),60 Muaviye b. Hudeyc ve Büsr b. Ebî Ertât (ö.
86/705)61 gibi önemli üahısların bulunduùu62 yaklaüık on bin kiüi63 vali
Kays’a, “Biz seninle savaümayacaùız. Bu yüzden memurlarını gönder.
Çünkü bölge senin bölgendir. Fakat bizi insanların yönetim iüinin nasıl
sonuçlanacaùını görünceye kadar kendi halimize bırak”64 mesajını göndererek biat etmediler. Onlar bu ifade ile onun hâkimiyetini engellemeyeceklerini, onunla savaümayacaklarını ve Mısır’ın idaresinin onun otoritesinde olduùunu kabul ettiler.65 Bununla birlikte Mısır’da Hz. Osman
döneminde yönetime yakın olan ve halifenin üehit edilmesini hazmede58
59
60
61
62
63
64
65
Belâzurî, Ensâb, III, 162; Taberî, Târîh, III, 63; krü. úbn Taùriberdî, en-Nucûmu'z-Zâhire,
I, 97-98; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269.
Haribta Mısır’ın úskenderiye kenti çevresinde bulunan bir kasabadır. Haribta’nın
Hiribta üeklinde telaffuz edildiùi de belirtilmektedir. Bkz. Yâkût, Ebû Abdillah
b.Abdillah el-Hamevî (626/1229), Mu’cemu’l-Buldân, I-V, Dâru’l-Fikr, Beyrut ty., II,
355. Yâkût, Hiribta’nın Harinba üeklinde yazılıü ve okunuüunun yanlıü olduùunu kaydetmektedir (Yâkût, Mu’cem, II, 362).
Mesleme b. Muhalled b. es-Sâmit (öl. 60/680 veya 62/682), Hazrec kabilesinin Sâide
oùulları kolundandır (úbn Sa’d, Tabakât, VII, 504; Buhârî, et-Târihu’l-Kebîr, II, 339; úbn
Hibbân, es-Sikât, III, 391). Hicretten dört yıl önce veya hicrî birinci yılda doùan
Mesleme, Hz. Ömer tarafından Fezâre kabilesinin zekâtlarını toplamak için görevlendirilmiütir (úbn Sa’d, Tabakât, III, 323; Buhârî, et-Târihu’l-Kebîr, II, 339). Mısır’ın fethine
katılmıü ve buraya yerleümiütir (úbn Sa’d, Tabakât, VII, 504; úbn Abdilberr, el-ústîâb, III,
1398). Mısır ve Kuzey Afrika’daki fetihlere katılan Mesleme, Muaviye tarafından 50/670
yılında Mısır ve Kuzey Afrika valiliùine tayin edilmiü ve yaklaüık on üç yıl burada valilik
yaptıktan sonra 62/682'de Mısır’da vefat etmiütir (úbn Abdilberr, el-ústîâb, III, 1398; úbn
Hacer, el-úsâbe, VI, 117; úbn Hibbân, es-Sikât, III, 391). Rasûlullah’tan rivayet ettiùi
hadisler için bkz. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 104; Abdurrezzâk, el-Musannef, X,
228.
Büsr b. Ebî Ertât, adıyla bilinen Büsr b. Umeyr b. Ertât b. Uveymir el-Âmirî el-Kureüî,
2/624’te Mekke’de doùmuütur. Suriye bölgesindeki bazı fetihlere ve özellikle Amr b.
Âs’ın komutasındaki Mısır’ın fethine katılmıütır. Cesareti, atılganlıùı, fedakarlıùı ve savaü taktiùine vakıf oluüuyla Amr’ın dikkatini çekmiü Veddan’ın fethini gerçekleütiren
orduya kumandanlık yapmıütır (23/643-44). úfrîkıyye seferine iütirak eden Büsr, Hz. Ali
ile Muaviye arasındaki mücadelede Muaviye’nin tarafında yer almıü, Kinde kabilesinin
lideri ûurahbîl b. Sımt’ı Muaviye tarafına kazandırmıü ve halkı Muaviye’ye biat ettirmek
için Medine, Mekke ve Yemen’e gitmiütir (41/661-62). Bir yıl Basra valiliùi de yapan
Büsr, 43/663-664’de Bizans’a karüı deniz seferine, ústanbul seferine ve Ukbe b. Nâfi ile
Maùrib seferine katılmıütır. Daha sonra siyasetten çekilen Büsr 86/705-706’da Suriye’de ölmüütür. Geniü bilgi için bkz. H. Lammens, “Büsr”, úA, II, 841-842; Abdülkerim
Özaydın, “Büsr b. Ebû Ertât”, DúA, VI, 494.
Taberî, Târîh, III, 63; Belâzurî, bu mesajı Yezid b. el-Hâris’in Kays’a gönderdiùini kaydeder (Ensâb, III, 162 ). Taberî ise, Haribta’daki muhaliflerin baüında Kinane kabilesine
mensup bir adamla Müdlicoùullarından Yezid b. el-Hâris’in bulunduùunu zikreder
(Taberî, Târîh, III, 63).
Haribta halkının o gün on bin kiüi olduùu ez-Zührî tarafından rivayet edilmektedir
(Taberî, Târîh, III, 65; Kindî, Vulât, 21).
Taberî, Târîh, III, 63; krü. úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 98.
Belâzurî, Ensâb, III, 162; Taberî, Târîh, III, 63.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 65 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
129
meyen bu kiüiler, Hz. Ali’nin henüz bütün Müslümanların biatini alamadıùını bildikleri için, siyasi iktidar mücadelesi sonuçlanıncaya kadar
halifeye biat etmek istemediklerini açıkladılar. Bu durum karüısında
Kays b. Sa’d, Mısır’da huzur ve güvenin saùlanması adına, onlara olumlu yanıt vererek biat etmeye zorlamayacaùını bildirdi.66 Bu sırada Kays,
Ensârdan Mesleme b. Muhalled’in Hz. Osman’ın kanını talep etmeye
baüladıùını öùrendi ve ona, “Yazıklar olsun sana! Bana karüı geliyorsun,
Allah’a yemin olsun ki, ûam’dan Mısır’a kadar her yerin benim olması
halinde bile seni öldürmek istemem” mesajını gönderdi.67 Bunun üzerine
Mesleme, Kays’a, “Sen Mısır valisi olduùun sürece sana elimi uzatmayacaùım” cevabını vererek ona karüı muhalefet etmeyeceùini bildirdi.68
Mesleme b. Muhalled ile aralarında gerçekleüen bu haberleüme, Kays’ın
akrabalık baùlarının avantajından yararlandıùını, muhaliflerine karüı
hissi davranmadıùını, kötü sözler sarf etmediùini, üiddet yanlısı bir politika izlemeyerek muhaliflerin üiddete baüvurmasını engellediùini göstermektedir. Haribta’da üslenen muhalif gruba karüı kuvvet kullanmanın olumlu bir netice vermeyeceùini bilen ve onlara karüı yumuüak bir
politika izleyerek onlarla anlaüan Kays, herhangi bir muhalefetle karüılaümadan Mısır’ın haracını toplamayı baüardı.69
Halkın biatini alan Kays, Hz. Ali'ye Mısır'daki müslümanların siyasi durumuyla ilgili bir rapor gönderdi. Raporda o, siyasi bakımdan
halkın üç gruba ayrıldıùını; ilk grubun kendisine koüulsuz biat ettiùini,
Hz. Osman’ın muhaliflerinden ve isyana katılan üahıslardan oluüan
ikinci grubun taraftarlarının cezalandırılmaması koüuluyla biat ettiùini,
Haribta’da toplanan üçüncü grubun ise, Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılmasından sonra biat edeceùini belirterek biat etmediùini ve katillerin cezalandırılması için mücadeleyi sürdüreceùini açıkladıùını bildirmekteydi.70 Buna göre halkın büyük bir kısmının vali ve halifeyi kabul
ettiùi anlaüılmaktadır. Ancak Mısır’dan Medine’ye giderek Hz. Osman’ın
muhasarasına katılanlar veya bunların yakınları, muhtemelen olayların
kendi aleyhlerine geliümesinden endiüe duymaktaydılar. Zira katillerin
cezalandırılmasını isteyenler seslerini her yerde yükseltmeye baülamıülardı. Dolayısıyla bunlar, her ne kadar Hz. Ali’ye biat etmiü olsalar da
66
67
68
69
70
Taberî, Târîh, III, 63; úbnu'l-Cevzî, el-Muntazam, V, 101; úbnu'l-Esîr, el-Kâmil, III, 137;
úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 251-252; el-Makizî, Takıyyüddîn Ahmed (845/1442), Hıtat,
(Dâru Sâdır), Beyrut ty., I, 300; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire,I, 99.
Belâzurî, Ensâb, III, 162;Taberî, Târîh, III, 63. Kays b. Sa’d’ın aüiretinden bir grup insanın da Mesleme’yi desteklediùi belirtilir (Taberî, Târîh, III, 63).
Taberî, Târîh, III, 63.
Belâzurî, Ensâb, III, 162;Taberî, Târîh, III, 63; Bakır, Hz. Ali, s. 90.
Seyf b. Ömer, el-Fitnetu ve Vak’atu Cemel, I, 100; Taberî, Târîh, III, 3; úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), es-Sîretu’n-Nebeviyye ve Ahbâru
Hulefâ, tsh., Hafız Seyyid Aziz Bey, Beyrut 1987, s. 527; úbn Hibbân, es-Sikât, II, 274;
úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 201.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 65 (1, 2)
130
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Hz. Osman’ın öldürülmesi eylemine katılan arkadaülarının cezalandırılmaması üartıyla biat etmiü olduklarının altını çiziyorlardı.71
Hz. Ali’ye biat etmeyip tarafsız kalarak Haribta bölgesinde toplananlar niçin Hz. Osman’ın katillerinin öldürülmesini istiyorlardı?
Kays’ın tespitine göre, Haribta kasabasındaki muhalifler on bin kiüiydiler. Bunlar Mısır halkının önde gelenlerinden ve koruma görevlilerinden72 oluümaktaydı ve baülarında Mesleme b. Muhalled, Muaviye b.
Hudeyc ve Büsr b. Ebî Ertât gibi önemli üahıslar bulunmaktaydı. Çünkü bunlar ünlü savaüçılar olarak tanınmaktaydı.73 Bu grupta yer alanların, Hz. Ömer döneminde Amr b. el-As ile birlikte Mısır’ın fethine katılıp buraya yerleüen ve nimetlerinden faydalanan, zamanla buralarda
önemli mevkilere yükselen kiüiler oldukları anlaüılmaktadır.74 Bunlar
Hz. Osman’ın idaresinden memnun oldukları için, onun haksız yere
öldürüldüùü ve intikamının alınması gerektiùi düüüncesindeydiler.
Muhtemelen bunlar, Muhammed b. Ebî Huzeyfe, Mısır valisi Abdullah
b. Sa’d b. Ebî Serh’i görevinden uzaklaütırıp idareyi ele geçirince,
Haribta’da toplanmıülardı. Muaviye ve Hz. Osman taraftarlarının Hz.
Ali’ye karüı mücadelelerini de yakından izliyorlardı. Bu nedenle Kays’ın
valiliùini kabul ettiler, ancak Hz. Ali’ye biat etmeyip, iktidar mücadelesinin sonucunu bekleyeceklerini bildirdiler. Ayrıca bunlar, Mısır’dan
Medine’ye giden muhaliflerin Hz. Osman’ın üehit edilmesinde önemli rol
oynadıklarını ve onlar sayesinde her üeyin deùiütiùini biliyorlardı. Eski
statülerini koruyabilmeleri bir ölçüde sözü edilen muhalefet grubunun
cezalandırılmasına baùlıydı. Bu gerçekleüirse rakipleri saf dıüı kalacak,
kendileri aklanıp mevkilerini koruyacaklardı. Onlar, alıüageldikleri yönetim anlayıüını sürdürecek bir iktidarın iübaüına gelmesini bekliyorlardı. Buna ulaümak amacıyla Hz. Osman’ın intikamı meselesini savunmayı araç olarak kullanıyorlardı.75 Nitekim Kays’a, kendisiyle savaümayacaklarını, valilik görevini engellemeyeceklerini, iktidar mücadelesi sonuçlanıncaya kadar biat etmeyeceklerini bildirerek, risk almaktan kaçınmıülar ve gönüllerinde yatan Muaviye’nin galip gelmesini beklemeye baülamıülardı.76
3.1. Mısır Valisi Kays b. Sa'd'ın Muaviye úle Mektuplaümaları
Bilindiùi gibi Hz. Ali, halife olunca Muaviye’yi ûam valiliùinden azletmiü ve yerine Sehl b. Huneyf’i vali tayin etmiüti. Ancak Sehl, ûam’a
71
72
73
74
75
76
úbn Hibbân, es-Sîretu’n-Nebeviyye, s. 527.
Bazı araütırmacılar “ehlü’l-hıfâz” tabirini Kur’an hafızları olarak deùerlendirmiülerdir.
Bkz. Bakır, Hz. Ali, 89; Aycan, Muaviye, s. 141. Kanaatimizce bu tabir güvenlik görevi
yapanlar için kullanılmıütır.
Taberî, Târîh, III, 65.
Bakır, Hz. Ali, s. 90.
Bakır, Hz. Ali, s. 90.
Taberî, Târîh, III, 65; krü. Belâzurî, Ensâb, III, 162.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 66 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
131
ulaümadan Muaviye’nin adamları tarafından geri çevrilmiüti.77 Muaviye
ne valilikten ayrılmıü ne de Hz. Ali’ye biat etmiüti. Hz. Osman’ın intikamının alınması gerektiùini ileri sürerek halifeye karüı cephe almıütı. Hz.
Ali diplomatik yollarla onun itaat etmesini saùlayamayınca, ûam üzerine yürüme kararı aldı. Mısır, Basra ve Kûfe valilerine birer mektup yazarak bu sefere destek vermelerini talep etti. Mısır valisi olarak Kays b.
Sa’d da halifeden ûam’a yapılacak sefer için hazırlık talimatı alanlar
arasındaydı.78 Fakat halife bu hazırlıkları yaparken Cemel ehli ortaya
çıktı ve önce onlarla ilgilenmek zorunda kaldı.79
Hz. Ali, ûam üzerine yapacaùı seferi, Cemel ehlinin ortaya çıkması
sebebiyle erteleyince, Muaviye, haklılıùıyla ilgili geniü halk kitlelerine
propaganda yapma fırsatı elde etti. En önemlisi de Hz. Ali’nin elinde
bulunan Mısır eyaletini eline geçirmek ya da en azından halifeye askeri
destek veremeyecek bir duruma getirmek için harekete geçti. Zira
Muaviye, bir taraftan Hz. Ali’nin Iraklılar ile diùer taraftan Kays b.
Sa’d’ın Mısırlılar ile ûam üzerine yürümeleri halinde kurtuluü üansının
olmadıùını biliyordu.80 Özellikle komutanlık ve idarecilik sahasında kabiliyetli Kays b. Sa’d’ın Mısır valisi olması onu korkutuyordu.81 Muhtemelen Muaviye, Hz. Ali’nin Irak’tan gelebileceùini düüünerek, Mısır’a
askeri bir harekât da düzenleyemiyordu. Mısır’dan gelebilecek saldırıyı
önlemek ve sınır güvenliùini saùlamak amacıyla bir dizi siyasi oyunlara
baüvurdu. Onun hedefi Kays’ı kendi tarafına çekmek, bu olmazsa en
azından onun Mısır valiliùinden alınmasını ve yerine güçsüz ve yeteneksiz birinin gelmesini saùlamaktı.82 Bu amaçla önce Kays b. Sa'd'ı kendi
safına çekmek için üöyle bir mektup yazdı:
“Allah’ın selamı üzerine olsun. Siz Osman b. Affan’ı, kendisine ve
yakınlarına olan düükünlüùünden, vurduùu kırbaçtan, birisine hakaret
etmesinden, diùerini sürgüne yollamasından ve (tecrübesiz) gençleri vali
yapmasından dolayı suçlu bulup intikam aldıysanız, onun kanını akıtmanızın caiz olmadıùını biliyordunuz. Siz bunu yapmakla büyük bir suç
iülediniz ve aùır bir yük yüklendiniz. Ey Kays b. Sa’d! Allah’a tövbe et.
Çünkü sen Osman b. Affan aleyhine kıükırtanlar içindeydin… Arkadaüına
(Ali) gelince, biz onun insanları Osman b. Affan’a karüı kıükırttıùını, öldürmeye teüvik ettiùini ve bu yüzden onların onu öldürdüklerini kesin olarak biliyoruz. Senin aüiretinin büyük bölümü Osman’ın öldürülmesi
konusunda suçsuz deùildir. Ey Kays! Eùer imkânın varsa Osman’ın ka77
78
79
80
81
82
Taberî, Târîh, III, 3.
Taberî, Târîh, III, 3-5; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 204.
Taberî, Târîh, III, 5-10.
Taberî, Târîh, III, 64; krü. Belâzurî, Ensâb, III, 162; úbnü’l-Esîr, el-Kamil, III, 137-138;
úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 252; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire,I, 129; úbn Kesîr, elBidâye, VIII, 102.
Taberî, Târîh, III, 64; úbnü’l-Esîr, el-Kamil, III, 137-138; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 252;
úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire,I, 96.
Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, s. 142-143.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 66 (1, 2)
132
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
nını talep edenlerle birlikte ol ve bu konuda bize katıl. Zafer kazandıùım
takdirde, hayatta olduùum sürece, Basra ve Kûfe'nin idaresi senin; hâkimiyetim devam ettiùi müddetçe Hicaz’ın idaresi arzu ettiùin yakınlarından birinin olsun. Bundan baüka arzu ettiùin ne varsa benden iste. Zira
istediùin her üeyi sana veririm. Sana yazdıklarımla ilgili görüüünü bana
yaz. Vesselam.”83
Görüldüùü üzere Muaviye bu mektupla Kays’a, Suriye ile Mısır’ın
güçlerini birleütirerek Hz. Ali’ye karüı birlikte savaümayı teklif etmektedir. Abdülhalık Bakır, Kays’ın Haribta’daki karüıtlarına yumuüak davranarak maaü ve erzaklarını kesmemesini Muaviye’nin zaaf olarak telakki ettiùini ve bundan cesaret alarak ona bu mektubu yazdıùını ileri
sürmektedir. Ona göre, mektubun içeriùi Muaviye’nin sözlerinde samimi olmadıùını gösterir. Zira Muâviye, Osman’ın öldürülmesiyle Kays’ı
suçladıùı halde, onu aynı halifenin intikamını almaya davet etmekte,
suçlu kabul ettiùi Kays’a ve yakınlarına Basra, Kûfe ve Hicaz gibi önemli vilayetleri vermeyi ve hatta baüka isteklerini de yerine getirmeyi vaat
etmektedir. Dolayısıyla Muaviye siyasi emellerine ulaümak için sık sık
bu gibi entrikalara baüvurmaktadır.84 Kanaatimizce mektubun içeriùinde Muaviye’nin pozisyonu bakımından bir çeliüki yoktur. Çünkü
Muaviye, Hz. Osman’ın öldürülmesine katkıda bulunmakla suçladıùı
Kays’tan tövbe ederek kendilerine katılmasını talep etmektedir. Tövbe
edip kendilerine katılması ve hâkimiyeti ele geçirmeleri halinde önemli
vilayetlerin idaresini ona vermeyi vaat etmektedir. Zira Mısır valisi
Kays, Muaviye’nin siyasi geleceùini belirleyecek önemli bir mevkide bulunmaktadır. Muaviye’nin yanında yer alırsa, muhtemelen Ensâr da
ona destek verecek ve böylece Muaviye büyük bir engelle karüılaümadan
iktidarı ele geçirebilecektir. Muaviye, tövbe edip Hz. Osman’ın intikamı
meselesinde kendisine destek vermesi karüılıùında Kays’a, sahip olduùu
Mısır valiliùinden daha fazla siyasi ve idari yetki vereceùini söylemekle
bir entrika deùil, açıkça onu kendi tarafına geçmeye teüvik etmektedir.
Muaviye’nin Kays’a Mısır valiliùini vaat etmemesi Amr b. el-Âs ile yaptıùı anlaümaya baùlanabilir, ancak Kays’a zaten sahip olduùu bir valiliùi
teklif etmesinin anlamsız olacaùı da aüikardır.85 Ayrıca bu mektubun
83
84
85
Taberî, Târîh, III, 64; úbnu’l-Esîr, el-Kamil, III, 137-138. Belâzurî, bu mektubu özetleyerek verir (Ensâb, III, 162); krü. Ya'kûbî, Târîh, II, 186; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269-70;
úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 99.
Bakır, Hz. Ali, s. 91.
Ayrıca Amr b. el-Âs’ın Cemel Vakası sonuçlandıktan sonra Muaviye ile anlaüma yaptıùı
belirtilir. Amr b. el-Âs’ın hangi duygu ve düüüncelerle nasıl anlaütıùı hakkında geniü
bilgi için bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 70-74; Taberî, Târîh, III, 68-70; Adem Apak, úslâm
Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, s. 132-140. Adem Apak, Amr-Muaviye ikilisinin, Ali
ile topyekun savaüa girmeden onun gücünü azaltmak amacıyla siyasi bir harekat olarak Kays’a mektup yazma iüini tertiplediklerini, bunun özellikle Amr’ın planı olduùunu
ileri sürmektedir. Bkz. Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, s. 142. Amr ile
Muaviye’nin anlaüması Cemel Vakası sonuçlanmadan önce gerçekleüti ise bu görüü i-
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 67 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
133
doùru olması halinde, Muaviye’nin Sıffîn Savaüı’ndan önce açıkça devlet
baükanı olmak için mücadele ettiùi ve kendisinden baükasını halife olarak düüünmediùi söylenebilir.86
Muaviye’nin mektubuna Kays b. Sa’d, üu cevabı yazmıütır:
“Mektubunu aldım. Osman’ın katli konusundaki sözlerini anladım.
Bu benim girmediùim ve bulaümadıùım bir iütir. Arkadaüımın (Ali b. Ebî
Tâlib) insanları Osman’a karüı kıükırtıp onu öldürmelerine sebebiyet verdiùi iddiasına gelince, bu konuda da hiçbir bilgim yoktur. Aüiretimin çoùunluùunun Osman'ın kanını dökmek suçundan kurtulamayacaùını zikrediyorsun ki, bu doùrudur; ona karüı ilk olumsuz hareketi baülatanlar
yakınlarım oldu. Sana uymamı istemeni ve bunun karüılıùında vereceùin
mükâfatı da anladım. Bu, üzerinde uzun uzun düüünmem gereken bir
konudur, hemen karar verilecek türden deùildir. Ben senden uzak duracaùım. Allah’ın dilediùini beraberce göreceùimiz güne kadar, benden sana
karüı sevmeyeceùin bir hareket olmayacaktır.”87
Kanaatimizce bu mektuplar, Cemel Savaüı'nın neticesi Muaviye ve
Kays’a ulaümadan önce yazılmıü olmalıdır. Özellikle Kays’ın verdiùi cevap bu izlenimi uyandırmaktadır. Zira Kays, Hz. Ali’nin valisi olmasına
raùmen Muaviye’ye net olarak olumsuz cevap vermemiütir. O, bu mektubu Cemel Savaüı’ndan sonra Hz. Ali Kûfe’de bulunurken yazmıü olsaydı, düüüncesini açıklamaktan çekinmezdi. Hz. Ali'nin Cemel ehline
karüı yaptıùı seferin sonucunu henüz bilmeyen Kays, maddi desteklerle
susturmaya çalıütıùı Mısır’daki muhalif grupların yanında bir de
Muaviye’yi karüısına almak istememiütir.88 Bir taraftan Hz. Ali’nin bu
savaüta yenilme olasılıùının bulunması diùer taraftan ûamlılardan aldıùı
destekle Muaviye’nin Mısır’a saldırabileceùi endiüesi, Kays’ı yumuüak
bir üslupla cevap vermeye sevk etmiü olmalıdır. Zaten Hz. Ali’nin savaüı
kazandıùını öùrenmiü olsaydı, Muaviye’nin mektubu hakkında halifeyi
bilgilendirir, ondan habersiz bu yazıümayı gerçekleütirmezdi. Nitekim
Muaviye, Kays’ın bu mektubunu okuyunca onun ne uzakta durduùunu
ve ne de kendisine yaklaütıùını, asıl amacının zaman kazanmak oldu-
86
87
88
sabetli olabilir, aksi takdirde bu giriüimi Muaviye, Amr’ın etkisi olmadan baülatmıü olmalıdır.
Muaviye’nin Amr’a iktidar mücadelesini kazanması halinde Mısır’ın idaresini vermeyi
vaat etmesi, Sıffîn Savaüı öncesinde devletin baüına geçmeyi amaçladıùını gösteren delillerden biridir. Bu anlaüma için bkz. Bkz. úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 87-88; Taber, Târîh, III, 68-70.
Taberî, III, 64; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 270. Belâzurî bu mektubun özetini veriyor
(Belâzurî, Ensâb, III, 162; krü. úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 100).
Bakır, 92. Bakır, Muaviye’nin dost ve düümanına karüı uyguladıùı taktiklerde hiçbir
kural tanımadıùını (Taberî, Târîh, III, 65; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 101),
Kays’ın ise Hz. Peygamber’in ‘Hile ve aldatmak cehennemliktir’ ilkesine uyarak insanlarla olan iliükilerinde daha titiz ve temkinli davrandıùını belirtmektedir. Oysa aynı zamanda Bakır, Kaysın taktik gereùi Muaviye’yi karüısına almamak için uzun vadeli umutlara baùlama çabasında olduùunu belirtmektedir. Bkz. Bakır, 92.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 67 (1, 2)
134
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
ùunu anladı. Bunun için Kays'a ikinci bir mektup yazarak üu cevabı
verdi:
“Mektubunu okudum, senin yakınlık gösterdiùini görmedim ki seni
dost kabul edeyim; senin uzaklaütıùını görmedim ki seni düüman sayayım. Sen bu konuda, kurbanlık koyunun bıçaùa gelmeyen gırtlaùına benzemektesin. Benim gibi yanında çok sayıda adamı ve elinde iyi atları bulunan birisi, ne hilelere aldanır ve ne de tuzaklara düüer.”89
Vali Kays, Muâviye’nin tehdit içeren bu mektubuna yazdıùı cevapta, ona karüı kendisini müdafaa edip gerçek düüüncesini üu sözleriyle
dile getirdi:
“Beni aldatmaya kalkıümana, benden faydalanmaya teüebbüs etmene ve görüüümü hiçe saymana üaüılır doùrusu. Bana insanların emirliùe en layık olanın, hakkı en iyi söyleyenin, en doùru yolda olanın ve derece bakımından Allah’ın elçisine en yakın olanın buyruùundan çıkıp, hilafete insanların en uzak olanına, yalan ve iftirayı en çok kullananına, en
sapık yaüantıya sahip olanına, Allah ve elçisinden derece bakımından en
uzak olanına, sapıkların sapıùının ve üeytanın ayartıcılarından bir ayartıcının oùlu olan insanın, yani senin itaatine girmemi mi emrediyorsun?
Senin üzerime gelip, ‘Mısır’ı atlarla ve adamlarla dolduracaùım’ üeklindeki
tehdidine gelince, yemin ederim ki, eùer seni canını kurtarmaktan baüka
bir üeye önem veremeyecek üekilde kendinle uùraütırmazsam gerçekten
varlık sahibisin.”90
Kays, Muaviye’nin birinci mektubuna, sanki Muaviye ile Hz. Ali
arasında tarafsız bir valiymiü gibi, savunma, oyalama ve zaman kazanmaya yönelik bir cevap yazarken, ikinci mektubunda Hz. Ali’nin meziyetlerini ve faziletlerini zikrederek ona sahip çıkmıü, Muaviye’ye hakaret
ederek meydan okumuütur. Kanaatimizce bu iki farklı tutumun sebebi,
yukarıda da iüaret ettiùimiz gibi, ilk mektubu yazarken Hz. Ali’nin Basra seferinin nasıl sonuçlanacaùını kestirememesi, ikinci mektubu yazarken halifenin zaferini öùrenmiü olması ve bunun verdiùi güvenle gerçek düüüncelerini ifade etmesidir. Belâzurî, Muaviye’nin Kays’tan hakaret ve tehdit içeren bu mektubu aldıktan sonra ona, “Ey Yahudi oùlu
Yahudi”91 diye hakaret ederek cevap verdiùini, buna karüılık Kays’ın da
ona, “Ey putun oùlu put, úslam’a istemeyerek girdiniz ve ondan gönüllü
olarak çıktınız” karüılıùını verdiùini kaydeder.92 Yakubi ise, Muaviye’nin
89
90
91
92
Taberî, Târîh, III, 64; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 270-271.
Taberî, Târîh, III, 64-65; krü. úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 271; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'zZâhire, I, 100.
Muaviye’nin bu ifadeyi, úslam öncesi dönemde Medine’de Yahudiler yaüadıùı için Medineli olan Kays’ı kınama amaçlı olarak kullandıùı anlaüılıyor.
Belâzurî, Ensâb, III, 62-63. Hatîb, Muaviye’nin diplomatik yolla Kays’ı yanına çekemeyeceùini anlayınca, Kays’ın gerek Mısır’da gerekse Irak da güvenilirliùini sarsacak üekilde giriüimlerde bulunduùunu, Kays’ı tamamen saf dıüı yapacak nihai darbeyi de bu son
mektubuyla attıùını ileri sürer (Abdülkerim el-Hatîb, Alî b. Ebî Tâlib, Beyrut, 1975, s.
415).
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 68 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
135
hitabına karüılık Kays’ın ona, “Sen Mekke’nin putlarından bir putsun,
úslam’a istemeyerek girdin ve gönüllü olarak çıktın” diye yazdıùını belirtir.93
Ez-Zührî’den nakledilen bir rivayete göre Muaviye ile Amr b. el-Âs,
yetenekli Mısır valisi Kays’ı Mısır’dan çıkarıp orayı ele geçirmek için
çalıüıyorlardı. Kays onların çabalarını akıllıca boüa çıkardıùı için Mısır’ı
ele geçirmeyi baüaramadılar. Muaviye bunun üzerine Hz. Ali ile Kays’ın
arasını açmak için bir plan yaptı. Buna göre ûamlılara bir konuüma
yaparak, Kays b. Sa’d’ın aleyhine konuümamalarını, ona karüı savaü
kıükırtıcılıùı yapmamalarını, zira onun kendi yandaüı olduùunu, ondan
gizli mektuplar ve mesajlar aldıùını, nitekim onun Haribta’daki Hz. Osman taraftarlarına iyi davranıp onların maaülarını (atâ’) ve erzaklarını
verdiùini, ihtiyaçlarını karüıladıùını ve gönderdikleri elçilere iyi muamele
ettiùini söyledi.94 Arkasından kendisi tarafından yazılmıü Kays’ın kendisine biat edip emrine tabi olduùunu ifade eden sahte bir mektubu ûam
halkına okudu.95 úçeriùi Muaviye ve ûamlıların duygu ve düüüncelerini
yansıtması bakımından dikkat çeken bu mektup üöyleydi:
“Kays b. Sa’d’dan Emîr Muaviye'ye… Düüününce anladım ki, imamlarını müslüman, kanının akıtılması haram, iyi ve takva sahibi olduùu halde öldüren kitleyi destekleyemem. Bu yüzden yüce Allah’ın günahlarımızı baùıülamasını ve dini yaüantımızı günahtan arındırmasını dileriz. Bilmiü olun ki, ben size barıü elini uzattım. Mazlum ve hidayet üzere olan imam Osman’ın katilleriyle savaümak için sana icabet ettim. ústediùin mal ve adamları sana getireceùimden emin ol.”96
Bu mektubun mesajına göre Hz. Ali taraftarları halife Osman b.
Affân’ı haksız yere öldüren grubu desteklemektedirler. Onlar bu tutumlarından vazgeçerek tövbe edip Muaviye ile birlikte katillere karüı savaümalıdırlar.
Sonra Muaviye Medine’deki Ümeyyeoùullarına bir mektup yazarak
onlara Kays’ın kendilerine katıldıùını, ancak bunu kimseye söylememelerini, aksi takdirde Hz. Ali tarafından azledilebileceùini bildirdi.97 Hâlbuki Muaviye bu iddianın bizzat Ali taraftarlarınca duyulmasını istiyordu.98 Ayrıca Muaviye, Iraklı taraftarlarına da Kays b. Sa’d’ın kendisine
tabi olduùunu belirten bir mektup yazdı.99 Onun arzusu haberin en
kısa zamanda yayılması ve Hz. Ali’ye ulaümasıydı. Muaviye, bu haberi
93
94
95
96
97
98
99
Ya'kûbî, Târîh, II, 187.
Taberî, Târîh, III, 65; krü. Abdurrezzâk, Musannef, V, 458-459.
Belâzurî, Ensâb, III, 163; Taberî, Târîh, III, 65.
Taberî, Târîh, III, 66 (Hiüâm, Ebû Mihnef’ten); krü. Belâzurî, Ensâb, III, 163; Zehebî,
Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 109.
Kindî, Vulât, s. 22 (el-Medâinî’den).
Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, s. 144.
Taberî, Târîh, III, 65 (Zühri’den); Abdurrezzâk, Musannef, V, 459.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 68 (1, 2)
136
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
duyduktan sonra Hz. Ali'nin Kays’ı azledeceùini, yerine tayin edeceùi
valinin kendileri için Kays'tan daha iyi olacaùını düüünmekteydi.100 Bu
söylentiler sayesinde Muaviye, bir yandan güçlü ve haklı olduklarına
dair ûamlıların inançlarını pekiütirmeyi, öte yandan Iraklıların maneviyatını zayıflatmayı ve Hz. Ali’nin Kays’a olan güvenini sarsarak Kays’ın
görevden alınmasını saùlamayı hedefliyordu. Gerçekten de Kays, akıllı
hareket ederek Mısır’daki muhalefet grubuna karüı iyi davranmıü, onlarla ateükes anlaüması yapmıü ve Muaviye tarafından kıükırtılmalarını
engellemiüti. Muaviye Kays’ın bu politikasının bir üekilde bozulmasını,
Haribta’daki muhaliflerin vali tarafından baskı altına alınmalarını, bu
baskıdan kurtulmak için kendisine yaklaümalarını ve iübirliùi yapabilir
hale gelmelerini arzu ediyordu.
Kays’ın Muaviye ile anlaütıùı ve ona tâbi olduùu haberi, ûam halkı
arasında yayılınca, Irak’a ulaümakta gecikmedi.101 Kays ile ilgili bu haber duyulduktan sonra Iraklı ve Medinelilerin ileri gelenleri halifeye
Kays’ın deùiütiùini söyleyerek onu azletmesini istediler. Halife, Kays’ın
böyle bir üey yapmayacaùını söyleyerek direndiyse de, onlar bunda ısrarcı oldular.102 Taberî’nin Ebû Mihnef’ten rivayetine göre ise, Hz. Ali bu
haberi öùrenince büyük bir üaükınlık yaüadı; oùullarını ve yeùeni Abdullah b. Cafer’i yanına çaùırarak durumu onlarla görüütü. Abdullah b.
Cafer, halifeye hakkında kuüku oluüan Kays’ı Mısır valiliùinden azletmesini önerdi. Hz. Ali ise, Kays hakkındaki bu haberin doùru olamayacaùını söyledi. Ancak Abdullah onun hangi tarafta yer aldıùının azledilerek anlaüılacaùını, görevinden ayrılmazsa bu haberin doùruluùunun
kesinleüeceùini ileri sürdü. Tam da bu sırada Hz. Ali’ye, Kays’ın Mısır’da
biat etmeyenlere karüı tutumunu bildiren bir mektubu geldi. Kays mektubunda, Mısır’da biat etmeyip insanların iüi yoluna girinceye kadar
kendi hallerine bırakılmalarını talep eden bir grup insanın bulunduùunu, kendi düüüncesinin onları kendi hallerine bırakıp savaümakta acele
Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 109.
Belâzurî, Ensâb, III, 163.
102 Kindî, Vulât, 22. Çaùdaü bir yazar olan Abdülkerim el-Hatîb, Kays’ın Muaviye’ye verdiùi
ilk cevapta saldırmama sözünü vermiü olmasının Mısırlıların tutumlarından
Muaviye’nin emin olması anlamına geldiùini, Muaviye’nin böylece savaüın yarısını
harpsiz kazandıùını ve bununla yetinmeyip tam emin olmak ve iüini garantiye almak
için tekrar mektup yazdıùını belirtir. El-Hatîb, Muaviye’nin Kays’a Irak valiliùini ve yakınlarına da Hicaz valiliùini vaat etmesine Kays’ın olumsuz cevap vermediùi haberinin
yayılmasıyla, gerek Mısır gerekse Irak’ta Kays’ın tartıümalı hale geldiùini ve Mısır’da artık birliùi saùlayamayacaùının anlaüıldıùını ileri sürer. Ona göre Muaviye baütan beri
bütün mektupların içeriùini halka açıklayarak kamuoyu oluüturmak istemiü olabilir.
Muaviye’nin teklifleri halk arasında yayılınca, bunu duyan Hz. Ali ve arkadaülarının
Kays’a olan güvenleri sarsıldı. únsanlar da artık Kays’ın söz ve fiillerine inanmaz oldular
(el-Hatîb, Alî b. Ebî Tâlib, ss. 413-415. Onun bu görüüünü destekleyen bir belge yoksa
da Muaviye halkı ikna etmek için Kays’ın yukarıda zikredilen ilk mektubunu kullanmıü
olabilir.
100
101
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 69 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
137
etmemek, Allah’ın kalplerini döndürmesini umarak onlarla anlaümak
olduùunu bildiriyordu.103
Muaviye ile yaptıùı yazıümalardan halifeyi haberdar etmeyen
Kays'ın, kendisi hakkında Muaviye tarafından uydurulan haberlerin
halifeyi etkilemesinin önüne geçmek amacıyla Mısır’da bulunan muhaliflere karüı takip ettiùi politika hakkında bilgi verme ihtiyacı duyarak
bu mektubu yazdıùı anlaüılmaktadır. Ne var ki o, muhaliflere karüı izlediùi politikayı zamanında halifeye bildirmediùi için, son anda yazdıùı bu
mektupla hakkında oluüan üüpheyi gideremedi tersine daha da artırdı.
Nitekim Abdullah b. Cafer halifeye, bu mektubun kendisini haklı çıkardıùını ifade ederek, biat etmeyen bu grupla savaüması için Kays’a emir
vermesini teklif etti. Böylece Kays’ın hangi tarafta yer aldıùı da anlaüılmıü olacaktı. Bunun üzerine Hz. Ali, siyasi ortamın ve yakın çevresinin
etkisiyle Kays hakkındaki söylentileri bizzat adam göndererek yerinde
tetkik ettirmek yerine Mısır’da düzenin bozulmasına sebep olacak bir
yolla Kays’ı sınamaya kalktı; ona bir mektup yazarak bu insanların
üzerine gitmesini ve biat etmezlerse onlarla savaümasını emretti.
Eùer Kays, muhaliflerin üzerine giderse deùiümeyip halifenin yanında yer aldıùını göstermiü olacak; onların üzerine gitmezse Muaviye
tarafına meylettiùi ortaya çıkacaktı. Oysa Kays siyasi ortamı iyi analiz
ediyor, muhalifleri etkisizleütirecek ve düzeni saùlayacak bir politika
takip ediyordu. Yukarıda da ifade ettiùimiz gibi bütün olup bitenleri
halifeye bildirme ve ona danıüma ihtiyacı da hissetmiyordu. Belki de
böyle davranarak kendisini halifenin otoritesinden baùımsız kılarak
üartlara göre daha rahat hareket edebilme inisiyatifini korumak istiyordu. úzlediùi politikanın doùruluùundan o kadar emindi ki, halifenin emrine uymadıùı gibi bu emrin yerine getirilmesinin siyasî bakımdan kesinlikle akıllıca bir iü olmadıùını ifade eden üu mektubu halifeye gönderdi:
“Bu emrine üaütım doùrusu. Sana saldırmaktan uzak durup düümanlarına karüı savaümakta seni özgür bırakan bir kitleyle savaümamı
mı emrediyorsun? Onlara savaü açarsan, sana karüı düümanına yardım
ederler. Bu konuda benim dediklerime uy ve onlara saldırma. Doùru
olan görüü, onları kendi hallerine bırakmaktır.”104
Taberî, Târîh, III, 66.
Taberî, Târîh, III, 66 (Ebû Mihnef’ten). Belâzurî’nin Ebû Mihnef’ten rivayetine göre ise,
Kays halifenin mektubunu alınca üu cevabı yazdı: “Bana savaümamı emrettiùin düümanınla savaümaktaki aceleciliùine üaütım doùrusu. Bunu yaptıùım zaman, senin
düümanlarının birbirlerine destek vermeleri, yardımlaümaları ve her yerden toplanıp bir
araya gelmelerinden ve böylece iüi zorlaütırıp güçlenmelerinden emin olamam.” Bkz.
Belâzurî, Ensâb, III, 163.
103
104
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 69 (1, 2)
138
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Ez-Zührî’den gelen rivayete göre ise Kays halifeye, Haribta’da toplanan muhaliflerin marjinal bir grup olmayıp Mısır’ın ileri gelenleri,
eürafı ve güvenlik görevlileri olduklarını; bunların kendisinden memnun
olduklarını, maaülarını ve erzaklarını ödediùini; bununla birlikte onların
gönlünün Muaviye ile olduùunu bildiùini belirtmiütir. Hem kendisi hem
de halife için onlar hakkında bundan daha uygun bir politikanın olamayacaùını, eùer onlarla savaüırsa, içlerinde Büsr b. Ebî Ertât, Mesleme
b. Muhalled ve Muaviye b. Hudeyc gibi Arap kahramanları bulunduùunu ve bu yüzden onların kendisine karüı mücadeleyi göze alabileceklerini bildirmiütir. Halifeden izlenecek politikayı kendisine bırakmasını
isteyerek haklarındaki her üeyi bildiùini ve onları kontrol altında tuttuùunu vurgulamıütır. Ne var ki bu mektubu alan Hz. Ali, onun görüüüne
itibar etmemiü, ona yazdıùı cevapta muhaliflere karüı savaüması emrini
yinelemiütir. Fakat Kays onun bu emrini de yerine getirmemiü ve ona,
“Benden üüphelendiysen valiliùinden beni azlet ve baüka birini gönder”
teklifinde bulunmuütur.105
Öyle görünüyor ki Kays, Hz. Ali'nin ısrarından halifenin kendisinden kuüku duyduùunu ve bu kuükuyu test etmek amacıyla böyle bir
emir verdiùini anlamıütır. Onun kuükusunu gidermek için emrini yerine
getirmesi halinde belki kendisini temize çıkarabilirdi, fakat tamiri
mümkün olmayan bir yıkıma da yol açardı. Bu sorumluluùu üstlenmek
istemediùi için halifenin emrini yerine getirmedi. Bu mektup Hz. Ali’ye
ulaüınca Abdullah b. Cafer, Kays hakkındaki haberin doùrulandıùını
söyleyip, Kays’ı azletmesini ve yerine Muhammed b. Ebî Bekir’i görevlendirmesini teklif etti. Ayrıca haklılıùını pekiütirmek için o, Kays'ın
muhaliflerin liderlerinden birisi olan Mesleme hakkında, “Mesleme b.
Muhalled’in öldürülmesiyle ayakta kalacak iktidar/hâkimiyet ne kötüdür” dediùi haberinin kendisine ulaütıùını belirtti.106 Hz. Ali de Kays’ı
azlederek yerine evlatlıùı ve Abdullah b. Cafer’in de ana bir kardeüi olan
Muhammed b. Ebi Bekr’i tayin etti.107
Taberî, Târîh, III, 65; Abdurrezzâk, Musannef, V, 459-460. Nasr b. Muzâhim, Kays’ın
çabalarına raùmen Muaviye’nin Mısır’daki muhaliflerle yazıütıùını kaydeder (el-Minkarî,
Nasr b. Muzâhim (212/827), Vak’atu Sıffîn, thk., Abdüsselâm Muhammed Hârûn, Kahire 1382/1962, s. 127).
106 Belâzurî, Ensâb, III, 163.
107 Belâzurî, Ensâb, III, 163; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 272. úbn Taùriberdî, Hz. Ali’nin
Kays’ı azletmesi için etkili olanlardan birinin Muhammed b. Ebî Bekir olduùunu, bunu
ya Mısır’ı sevdiùi ya da idaresini istediùi için yaptıùını, Abdullah b. Cafer’in de aynı çabayı gösterdiùini kaydeder (úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 97). El-Kindî’nin elMedâinî’den aktardıùı bir rivayete göre, Hz. Ali, Kays’a bir mektup yazıp, onun yanında
olmasını arzu ettiùini belirtmiü ve yerine birini vekil bırakarak yanına gelmesini emretmiütir. Kays da bu mektubu okuyunca, Muaviye’nin kurduùu tuzak sonucu görevinden
alındıùını anlamıü; yalancılık yasaklanmıü olmasa, Muaviye’nin evinin içine girmeyi bile
temin edecek tuzak kurabileceùini ifade etmiütir (Bkz. Kindî, Vulât, 22). Mısır valiliùinden azledilen Kays’ın yerine kimin tayin edildiùi hakkında farklı rivayetler vardır.
Zührî’ye göre Hz. Ali, Kays’ı Mısır valiliùinden azledince yerine Eüter’i görevlendirdi, o105
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 70 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
139
Kays b. Sa'd'ın valilikten azledilmesine gösterdiùi tepki ile ilgili
kaynaklarda kısmen birbirini tamamlayan üç farklı haber yer almaktadır. Ebû Mihnef'ten nakledilen birinci habere göre Kays, Mısır'a gelen
halefi Muhammed b. Ebî Bekr'e, halifenin kendisi hakkındaki düüüncesinin nasıl deùiütiùini ve onu kimin etkilediùini sormuü,108 Muhammed
de ona, “Bu hâkimiyet senin hâkimiyetin mi?” diye çıkıümıü; Kays da
öfkelenip Mısır'dan ayrılarak Medine’ye gitmiütir.109 Buna karüın ezZührî’den nakledilen diùer rivayete göre, Kays b. Sa’d, Mısır’a gelen halefi Muhammed’i karüılayıp görevini devrettikten sonra ona, “Sen bilgisiz
kavrayıüsız bir kiüinin yanından geldin. Beni görevden almanız size öùüt
vermeme engel deùildir. Bu buyruùunuzda ben basiretli hareket ettim”
dedikten sonra gerek Muaviye ve Amr’a, gerekse Haribta ehline karüı
dengeli bir siyaset takip ettiùini ve onların planlarını boüa çıkardıùını
belirtmiü; kendisine de aynı politikayı izlemesini tavsiye etmiü; tersini
yaparsa yok olacaùı uyarısında bulunmuü ve ayrıntılı olarak izlediùi
politikayı anlatmıütır.110 el-Kindî ise Kays'ın, yeni vali Muhammed’e,
halifenin kendisini baüarısız olduùu için azletmediùini belirterek tavsiyelerde bulunmuü; bu çerçevede ona Muaviye b. Hudeyc, Mesleme b.
Muhalled, Büsr b. Ebî Ertât ve onlarla birlikte hareket edenleri kendi
hallerine bırakmasını, düüüncelerine karıümamasını, kendisine geldiklerinde onları kabul etmesini, onlara müdahale etmemesini, Mudar ve
Müdlic kabilesi mensuplarına iyi davranmasını, onları hoü tutup himayesine almasını, bu davranıüın onları kötülük yapmaktan alıkoyacaùını,
insanlara seviyelerine göre muamele etmesini, hastaları ziyaret edip
cenazelere iütirak etmesini tavsiye etmiütir.111
nun ölümünden sonra da Muhammed b. Ebî Bekr’i tayin etti (Taberî, Târîh, III, 65;
Abdurrezzâk, Musannef, V, 460). Hiüam b. Muhammed’in rivayetine göre ise Hz. Ali,
Muhammed b. Ebî Bekr’in öldürülmesinden sonra Eüter’i Mısır’a vali tayin etti (Taberî,
Târîh, III, 65-68). Tarihçiler tarafından kabul gören görüü ise Ebû Mihnef’in rivayetine
dayanmaktadır ve buna göre Kays’ın yerine Muhammed b. Ebî Bekir Mısır’a vali tayin
edilmiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 163; Taberî, Târîh, III, 65-68, 126-127; úbnü’l-Esîr, elKâmil, III, 272; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 97. Eüter ve Kays’ın aktif olarak
Sıffîn Savaüı’na katılmıü olmaları da bunu göstermektedir.
108 Taberî, Târîh, III, 66-67.
109 Taberî, Târîh, III, 67; Belâzurî, Muhammed Mısır’a gelince, Kays kızdıùını ve bir an bile
onunla kalmayacaùını söyleyerek Medine’ye gittiùini nakleder (Belâzurî, Ensâb, III,
164). úbn Ebi'l-Hakem Kays’ın Mısır’da Cuma mescidinin kıble tarafına bir saray inüa
ettirdiùini, bu sarayın ona ait olduùu bilindiùi, fakat Kays’ın vefat etmeden önce bu sarayı müslümanların yardımıyla yaptırdıùını ve bu sebeple müslümanlara ait olduùunu
söyleyerek onun valiler tarafından kullanılmasını vasiyet ettiùini kaydeder (úbn Ebi'lHakem, Futûh, s. 98).
110 Abdurrezzâk, Musannef, V, 460; Taberî, Târîh, III, 126; krü. úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III,
273. Muhammed b. Ebî Bekir, Kays’ın tavsiyelerini dikkate almayarak Haribta ehline
karüı üiddete baü vurmuü, onlar da Muaviye ve Amr ile baùlantı kurarak güç birliùi oluüturup onu yenmiü ve Mısır’ı ele geçirmiülerdir. Geniü bilgi için bkz. Taberî, Târîh, III,
66-68, 126-135; krü. Abdurrezzâk, Musannef, V, 460.
111 Kindî, Vulât, 27.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 70 (1, 2)
140
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Halefi Muhammed’e yaptıùı bu tavsiyelerden Mısır valiliùi döneminde Kays b. Sa’d’ın nasıl bir politika izlediùini anlamak mümkündür.
Onun temel hareket noktasının kötülükleri iyilikle savmak olduùu söylenebilir. Birey ve toplum psikolojisinin bilincinde olan Kays, Hz. Ali
idaresine karüı olan muhalifleri kazanmanın yolunun üiddetten deùil,
muhaliflere ve onların yakınlarına karüı iyi davranmaktan ve onlarla
saùlıklı iletiüim kurmaktan geçtiùini bilmektedir. Fertlerin kabileden
baùımsız olmadıùı bir dönemde, kabilenin genel olarak yönetimin yanında yer alması, o kabileden çıkan muhalif kiüileri de hiç kuükusuz
önemli ölçüde etkisiz hale getirecektir. Aslında yöneticinin halka iyi
davranması, halkın valiyi desteklemesini, huzuru bozanlara karüı yönetimin yanında yer almasını saùlayacaktır. Kays, hoügörü ile idare etme
politikası sayesinde Mısır’da Hz. Osman taraftarlarını etkisiz hale getirmeyi baüarmıütır.112
Sonuç olarak Kays b. Sa'd'ın azledilmesi Hz. Ali'nin telafisi mümkün olmayan bir güç kaybına uùramasına sebep olurken, Muaviye bakımından Hz. Ali’ye karüı kazandıùı ilk önemli siyasi baüarı olmuütur.
Zira Muaviye her yönüyle kendilerine karüı mücadele edebilecek dirayetli bir idareci olan Kays b. Sa’d ile Hz. Ali’nin arasını planladıùı gibi
açarak onun Mısır’dan alınmasını saùlamıütır. Hz. Ali'nin telafisi mümkün olmayan diùer bir kararı ise Kays gibi bir idarecinin yerine 26 yaüındaki genç ve yeterli siyasi tecrübesi olmayan113 evlatlıùı Muhammed
b. Ebî Bekr’i (632-658) atamasıdır.114 Kays’ın Mısır valiliùinden azledilmesi ve yerine Muhammed'in atanması olayı, Hz. Ali’nin tecrübeli danıümanlardan yoksun olduùunu ve önemli kararları alırken akrabalarının etkisi altında kaldıùını göstermektedir.
Kays b. Sa’d’ın hicri 36 senesi Cemaziyelahir ayında (Kasım 656)
vuku bulan Cemel Savaüı'na katılıp katılmadıùı ile ilgili muhtelif rivayetler mevcuttur.115 Ebû Mihnef’in rivayetine göre, Hz. Ali Cemel Savaüı'na çıktıùında ve Basra’dan Kûfe’ye döndüùünde, Kays b. Sa’d Mısır’da
görevinin baüında bulunuyordu ve bu savaüa iütirak etmemiüti.116 edDîneverî ise Kays b. Sad’ı Cemel Savaüı'nda Hz. Ali’nin istiüare ettiùi
Buna karüın Kays b. Sa’d’ın yerine atanan Muhammed b. Ebî Bekir’in Hz. Osman
taraftarlarına karüı üiddet politikası izlediùi, onların evlerini yıkıp mallarını müsadere
ettiùi belirtilir. Bkz. úbn Taùriberdî, Nucûm, I, 107; Aycan, Muaviye, s. 160.
113 Taberî, Târîh, III, 127.
114 Buhl, F., “Muhammed b. Abî Bakr”, úA, VIII, 476; Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr
b. el-Âs, 145.
115 El-Vâkıdî’nin (öl.207/823) bildirdiùine göre (Taberî, Târîh, III, 55), Cemel savaüı 10
Cemaziyelahir 36’da (2 Kasım 656), Halife b. Hayyât’a (öl. 240/854) göre (Halîfe b.
Hayyât, (240/854), Târîhu Halîfe b. Hayyât, thk., Ekrem Ziyâ el-Umerî, Dâru’l-KalemMüessesetü’r-Risâle, Dımaük-Beyrut 1397, s. 181) ise, 15 Cemaziyelahir 36 (7 Kasım
656) yılında vuku bulmuütur. Cemel Savaüı hakkında geniü bilgi ve kaynaklar için bkz.
Ethem Ruhi Fıùlalı, “Cemel Vak’ası”, DúA, ústanbul, 1993, VII, 320-321.
116 Belâzurî, Ensâb, III, 162; Taberî, Târîh, III, 63
112
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 71 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
141
ileri gelen adamları arasında zikreder.117 úbn Abdilber el-ústîâb adlı eserinde, bir genelleme yaparak Kays b. Sa’d’ın Hz. Ali ile birlikte Cemel,
Sıffîn ve Nehrevân savaülarına katıldıùını belirtir.118 úbn Abdilber’in bu
haberine dayanarak A. Bakır, Kays’ın Cemel Savaüı'ndan önce görevinden alındıùını ve Mısır’dan döndükten sonra bu savaüa katıldıùını ifade
eder.119 Oysa bunun doùru olması mümkün görünmemektedir. Zira
yukarıda da belirttiùimiz gibi, Kays’ın azlediliüiyle ilgili kaynaklarda iki
tarih verilmektedir; bunlardan birisi Cemel Savaüı'nın yapıldıùı
Cemaziyelahir ayından sonra gelen Recep, diùeri de Ramazan ayıdır.
Kays’ın Recep ayında valilikten azledildiùi bilgisi doùru kabul edilse bile,
Kays, bu savaüın cereyan ettiùi Cemaziyelahir ayında Mısır valisi olmalıdır. Mısır valisi olarak Kays bu savaüa katılmıü olsaydı, Mısırlı birliklerle katılır ve bu bilgiler de muhtemelen kaynaklarda yer alırdı. Kaldı
ki Kays, bu savaüa iütirak etmiü olsaydı, Halife Hz. Ali ile birebir görüüme fırsatı bulur, gerek Mısır’daki durum gerekse Muaviye ile yaptıùı
yazıümalar hakkında ona bilgi verirdi ve daha sonra azline sebep olan
güven bunalımı yaüanmazdı. Dolayısıyla Kays’ın Cemel Savaüı'na katıldıùı ile ilgili haberlerin doùru olmadıùı anlaüılmaktadır. Onun Cemel
Savaüı'na iütirak etmemesinin sebebi Mısır’da muhaliflerin bulunması
ve Muaviye’nin onlarla iübirliùi yaparak saldırıya geçebileceùi endiüesi
olmalıdır.
Kays b. Sa’d’ın Mısır’da göreve baülama tarihi konusunda olduùu
gibi ne zamana kadar görevde kaldıùı hususunda da tarihçiler arasında
bir ittifak yoktur. El-Kindî'nin naklettiùi bir rivayete göre120 Ramazan
ayının baüında göreve baülayan Kays dört ay beü gün valilik yaptıktan
sonra Recep ayının beüinde valilikten ayrılmıütır. úbn Taùriberdî de bunu desteklemektedir.121 Oysa Recep ayının beüinde Kays’ın valilikten
ayrılmıü olması için kendisine azledildiùiyle ilgili bir bilginin ulaüması
gerekmektedir. Kaynaklarda bunu doùrulayan bir bilgiye rastlanılamamaktadır. Ebû Mihnef’in rivayetine göre ise, Muhammed b. Ebî Bekir
36 yılı Ramazan ayının baüında (ûubat 657) Mısır’a vali tayin edilmiü-
Dîneverî, Ahbâr, 150.
úbn Abdilber, el-ústîâb, III, 1290.
119 Abdülhalik Bakır, “Kays b. Sa’d”, DúA, XV, 93. Bakır, Kays’ın Cemel Savaüı’na iütirak
ettiùini, úbn Abdilber’e (el-ústîâb, III, 1290) dayanarak ileri sürmektedir. úbn Abdilberr de
ed-Dîneverî’ye istinaden bu kanaate varmıü olabilir. Bakır, Kays’ın Cemel Savaüı'ndan
önce Mısır valiliùinden azledildiùini belirtirken, Ahmet Akbulut, Kays’ın Cemel Savaüı'ndan sonra Mısır’a vali tayin edildiùini bildirmektedir ki bu da isabetli görünmemektedir. Bkz. Ahmet Akbulut, Sahabe Dönemi úktidar Kavgası, (Pozitif Matbaacılık) Ankara
2001, s. 201.
120 Kindî, Vulât, 22.
121 úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 97.
117
118
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 71 (1, 2)
142
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
tir.122 el-Kindî’nin diùer bir rivayetine göre Muhammed b. Ebî Bekir
Ramazan ayında Mısır’a ulaümıütır.123 el-Kindî’nin bu son rivayeti ile
Ebû Mihnef'in rivayeti birbirini tamamlar niteliktedir; Ramazan ayının
baüında valiliùe tayin edilen Muhammed bu ay içinde Mısır'a ulaüarak
görevine baülamıütır . Sonuç olarak 36 yılı Safer ayında Mısır valiliùine
tayin edilen Kays b. Sa’d’ın Rebiulevvel ayının baüında göreve baüladıùı,
yaklaüık olarak altı ay sonra Ramazan ayında yerine tayin edilen Muhammed’in Mısır’a gelmesiyle görevinden ayrıldıùı anlaüılmaktadır.
Kays’ın valiliùi döneminde Mısır’da siyasi istikrarın saùlanması dıüında yaptıùı icraatlarla ilgili kaynaklarda pek bilgi bulunmamaktadır.
úbn Abdilhakem valilik döneminde Kays’ın halkın yardımlarıyla Cuma
mescidinin kıble tarafında bir ev (dâr) inüa ettirdiùini kaydeder.124
3.2. Kays b. Sa’d’ın Valilikten Azledildikten Sonra
Kûfe’ye Gidiüi
Görevini en iyi üekilde yerine getirdiùini ve hata yapmadıùını düüünen Kays b. Sa’d, halifeye baùlılıùını ve sadakatini sürdürdüùü halde
görevinden azledilmesine üzülmüü, bu yüzden Mısır’dan halifenin bulunduùu Kûfe’ye deùil memleketi Medine'ye gitmiütir.125 Onun bu hareketi baülangıçtan beri Muaviye tarafına meyletmediùini, Hz. Ali’nin haklı
olduùuna inancını sürdürdüùünü ve onurlu davranarak halifeye karüı
cephe almadıùını gösterir. Ne var ki, Kays doùup büyüdüùü Medine’de
umduùu ortamı bulamamıütır. Burada siyasi mücadeleye aktif olarak
katılmayan Hz. Osman taraftarlarının sözlü sataümalarına maruz kalmıütır. Bir gün Hazrec’in Neccaroùulları koluna mensup Hassan b. Sâbit, Kays’ın yanına gelerek onunla alay edip, “Ali seni görevinden azletti.
Osman’ı öldürdün ve böylece geriye yüklendiùin günah kaldı. Buna karüın bir iyilik de görmedin” demiü, Kays da ona, “Ey kalbi ve gözü kör
adam! Vallahi kabilelerimiz arasında bir savaü meydana gelmiü olsaydı
senin boynunu vururdum” diyerek onu kovmuütur.126 Zührî’nin rivayetine göre ise, Mısır’dan Medine’ye gelen Kays’ı burada Mervan b. Hakem
Taberî, Târîh, III, 67. Buna karüın Nasr b. Muzâhim’in Ömer b. Sa’d’dan naklettiùi bir
rivayete göre (Minkarî, Vak’atu Sıffîn, 127) Hz. Ali Kufe’ye geldikten sonra Kays b. Sa’d’ı
Mısır’a vali tayin etmiütir ki, bunun doùru olmadıùı anlaüılmaktadır.
123 Kindî, Vulât, 26-27.
124 úbn Abdilhakem (Futûh, s. 98) Kays’ın Mısır’da Cuma mescidinin kıble tarafına bir
saray inüa ettirdiùini, bu sarayın ona ait olduùu bilindiùi, fakat Kays’ın vefat etmeden
önce bu sarayı müslümanların yardımıyla yaptırdıùını ve bu sebeple müslümanlara ait
olduùunu söyleyerek onun valiler tarafından kullanılmasını vasiyet ettiùini nakleder.
125 Taberî, Târîh, III, 67, 126. (Ebû Mihnef); Belâzurî, Muhammed Mısır’a gelince, Kays’ın
kızdıùını ve bir an bile onunla kalmayacaùını söyleyerek Medine’ye gittiùini nakleder.
Belâzurî, Ensâb, III, , 83, 164 (Ebû Mihnef).
126 Belâzurî, Ensâb, III, 164; Taberî, Târîh, III, 67.
122
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 72 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
143
ile el-Esved b. Ebi’l-Buhterî tehdit etmiülerdir. Yakalanıp öldürüleceùinden korkan Kays, oradan ayrılıp Kûfe’ye Hz. Ali’nin yanına gitmiütir.127
Medine’de tarafsız olarak yaüayamayacaùını anlayan Kays Kûfe'ye
Hz. Ali'nin yanına gitmeye karar vermiü ve oraya vardıùında ona olup
bitenleri ayrıntılı olarak anlatmıü,128 o da Kays’ın izlediùi politikanın
gerekçelerini öùrenerek kendisine ihanet etmediùini anlamıü ve onun
doùru hareket ettiùini ifade etmiütir.129
Muaviye, Kays b. Sa'd'ın rahatsız edildiùi için Medine'den ayrılarak Kûfe'ye gittiùini öùrenince, onu taciz eden Mervan b. Hakem ile elEsved b. Ebi'l-Buhterî'ye kızmıü ve onlara yazdıùı mektupta, “Vallahi,
eùer Ali’ye yüz bin savaüçı ile130 yardım etmiü olsaydınız benim için Kays
b. Sad’ı ona göndermeniz kadar sinir bozucu olmazdı”131 diyerek sitem
etmiütir. Zira Muaviye, Kays gibi liderlik kabiliyeti olan kararlı ve strateji sahibi birisinin kendi yanında yer almadıùı takdirde siyaset denkleminin dıüında kalmasını, karüısında bulunmamasını istiyordu. Tam
da o, bu amacına ulaütıùını düüünürken Hz. Osman taraftarlarının tahrikleriyle Kays tekrar Hz. Ali'ye katılmıü oldu. Artık Kays, hem Ensârın
Hz. Ali saflarında yer almasında hem de izleyeceùi politikalarda ve karüılaüacaùı sorunları çözmede ona yardımcı olacaktır.132
3.3. Sıffîn Savaüı'nda Kays b. Sa’d
Ramazan 36 (ûubat-Mart 657) tarihinde Mısır’dan ayrılan Kays b.
Sa'd’ın Medine’de ne kadar kaldıùı bilinmemektedir. Ancak Hz. Ali ûam
üzerine yürüme kararı almadan önce Kays b. Sa’d’ın Kûfe’ye ulaütıùı ve
savaü kararıyla ilgili bir konuüma yaptıùı anlaüılmaktadır. Buna göre
Kays Medine’de kısa bir süre kaldıktan sonra halifenin yanına gitmiü
olmalıdır. Zira Zilhicce 36 (Mayıs 657) tarihinde Sıffîn’de iki ordunun
Abdurrezzâk, Musannef, V, 460; Taberî, Târîh, III, 67, 126; Belâzurî, Ensâb, III, 83.
Abdurrezzâk’ın kaydettiùi rivayete göre Kays, Sehl b. Huneyf ile birlikte Medine’den ayrılarak Hz. Ali’nin yanına gitti. Abdurrezzâk, Musannef, V, 460.
128 Abdurrezzâk, Musannef, V, 461.
129 Belâzurî, Ensâb, III, 164; Taberî, Târîh, III, 67. Bununla birlikte Hz. Ali’nin özellikle
Muhammed b. Ebi Bekir’in Mısır’da öldürüldüùü haberini aldıktan sonra, Kays’ın son
derece büyük iüler baüardıùını, her türlü hile ve tuzaùı boüa çıkardıùını daha iyi anladıùı belirtilir. Bkz. Taberî, Târîh, III, 67, 126; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 110. Hz.
Ali’nin kendisine Kays’ın azlini tavsiye edenin iyi bir nasihatte bulunmadıùını anladıùı
ifade edilir. Bkz. Taberî, Târîh, III, 126.
130 Abdurrezzâk “sekiz bin asker ile” dediùini kaydeder (Abdurrezzâk, Musannef, V, 461).
Belâzurî’nin baüka bir rivayetinde Muaviye’nin ifadesi , “on bin atlı ile”dir (Belâzurî,
Ensâb, III, 83).
131 Taberî, Târîh, III, 67, 126; Belâzurî, Ensâb, III, 83-84. Belâzurî’nin bir rivayetine göre
Kays’ı Medine’de Mervan ve Esved b. Ebi'l-Buhterî, ölümle tehdit etmiüler; Sehl b.
Huneyf, Hz. Ali’nin yanına gitmek isteyince Kays, Medine’de yalnız kalıp onlar tarafından öldürülmekten veya tuzaùa düüürülmekten korkmuü onunla birlikte Hz. Ali’nin
yanına gitmiütir. Belâzurî, Ensâb, III, 83; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 253).
132 Abdurrezzâk, Musannef, V, 461; Belâzurî, Ensâb, III, 83-84.
127
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 72 (1, 2)
144
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
karüı karüıya geldiùi ve aralarında kısmi çatıümaların baüladıùı bilinmektedir.133 Kays Kûfe’ye geldiùinde halife, bir yandan savaü hazırlıklarını yaparken diùer yandan barıü yoluyla Muaviye’nin kendisine biat
etmesi için çalıüıyordu.134 Muaviye’nin barıü yoluyla kendisine itaat
etmeyeceùini anlayınca, kendisiyle beraber olan Muhacir ve Ensâra
ortak düümanları Muaviye’ye karüı sefere çıkma düüüncesinde olduùunu açıkladı ve görüülerini sordu. Önce Muhacirler adına Hâüim b. Utbe
b. Ebî Vakkâs ile Ammâr b. Yâsir konuüarak halifenin görüüünü desteklediler.135 Arkasından Kays b. Sa’d ayaùa kalkıp, halifeye seslenerek
kendilerini derhal düümanlarına karüı sefere çıkarmasını, bundan çekinmemesini tavsiye etti. Kays’a göre onlarla savaüılmalıydı; çünkü onlar Allah’ın emirlerini yerine getirmede gevüek davranmakta, Allah’ın
dostları ve Peygamberin arkadaüları olan Ensâr ve Muhacirleri hakir
görmekte, insanlara haksız cezalar vermekte, insanların feylerini haksız
yere yemekte ve insanları köleleri gibi görmekteydiler. úüte bu sebeple
Kays’a göre onlara karüı savaümak, Türk ve Rumlara karüı cihat etmekten daha öncelikli ve önemlidir.136
Savaü hazırlıklarını tamamladıktan sonra Kufe'den hareket eden
Hz. Ali Sıffîn’de Muâviye’nin ordusuyla karüılaütı. Ancak iki ordunun
top yekûn savaüa girmesi halinde sonucun çok feci olmasından korkulduùu için toplu saldırıya geçilmedi. Bunun yerine her iki taraf karüılıklı
birlikler çıkarıp bunları savaütırdılar. Hz. Ali’nin bu amaçla çıkardıùı
birliklerin bazısına Kays b. Sa’d komutanlık yaptı.137 Muharrem ayında
ara verilen çatıümalar 37 yılının Safer ayının giriüiyle birlikte (19 Temmuz 657 Çarüamba) yeniden baüladı. Bu ayın ilk günlerinde Hz. Ali,
Kays b. Sa’d’ı Hâüim b. Utbe b. Ebî Vakkâs ile birlikte Basralı yaya askerlerin kumandanlıùına tayin etti.138 Toplu savaü baülamadan önce
Kays, Muaviye’nin úbn Zü’l-Kelâ el-Himyerî komutasında öne çıkardıùı
Taberî, Târîh, III, 74-76.
Taberî, Târîh, III, 70-74.
135 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 92-93.
136 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 93; úbn A’sem el-Kûfî, Ebû Muhammed Ahmed (ö.
314/962), el-Fütûh, Beyrut 1406/1986, I-II, s. 559. Kays konuümasını bitirdikten sonra
Ensârın saygı duyulan yaülıları ona, kabilenin yaülı kiüileri varken neden onlardan önce
konuütuùunu sordular. Kays onlara olan saygısını ifade ettikten sonra düümanlarına
karüı duyduùu öfkenin sonucu olarak bu üekilde davrandıùını ifade etmiütir. Nasr b.
Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 93; úbn A’sem, Fütûh, I-II, 560. Muhacir ve Ensârı dinledikten
sonra halife Hz. Ali’nin Iraklıları ûamlılara karüı savaüa teüvik etmek için yaptıùı konuümada, “Kur’an ve Sünnet düümanlarına karüı yürüyün! Ahzâb (Hendek Savaüındaki
müürikler) kalıntısı Muhacir ve Ensârın katillerine karüı sefere çıkın!” dediùi rivayet edilir. Bkz. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 94.
137 Taberî, Târîh, III, 77, 82; krü. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 195.
138 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 208; Belâzurî, Ensâb, III, 85; Taberî, Târîh, III, 82;
úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 261.
133
134
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 73 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
145
birliùe karüı savaütı.139 Topyekûn savaü sırasında bir ara Iraklı
kurrâ’nın komutanlıùını da yaptı.140
Nasr b. Muzâhim’in kaydettiùine göre, Sıffîn Savaüı'nda Hz. Ali,
Kays b. Sa’d’ı yanına çaùırmıü ve onu överek Ensârın baüına kumandan
tayin etmiütir.141 Hz. Ali tarafında yer alan Ensârın saldırıları karüısında zor duruma düüen Muaviye, ileri gelen adamlarını yanına çaùırarak
durum deùerlendirmesi yapmıü ve Kays b. Sa’d’ı askerlerine en çok zarar veren kiüiler arasında zikretmiütir. Kendileri için tehlikeli addettiùi
bu kiüilerin baüında bulunduùu birliklere karüı savaümak üzere çıkaracaùı birliklerin baüına kimlerin geçeceùini belirlemiü ve bu amaçla Büsr
b. Ebî Ertât’ı Kays b. Sa’d’ın kumandanlık ettiùi birliùe karüı savaümakla görevlendirmiütir.142 Üçüncü gün Büsr b. Ebî Ertât’ın birliùiyle Kays
b. Sa’d’ın birliùi karüılaümıü, iki birlik arasında mübareze ve yoùun çatıümalar meydana gelmiü, Kays bu çatıüma esnasında savaütan kaçmadıùını, kendisine üehitliùi vermesi için Allah’a dua ettiùini beyan eden
bir üiir söylemiü ve çarpıümalardan sonra iki birlik ordularına dönmüütür.143 Yine Nasr b. Muzâhim’in naklettiùine göre Sıffîn Savaüı'nda
Ensâr Hz. Ali’yi desteklemiü; Muaviye tarafında ise Ensârdan sadece
Nu’mân b. Beüîr b. Sa’d ile Mesleme b. Muhalled yer almıülardı. Ensârın
saldırıları karüısında zor duruma düüen Muaviye, ordusunda bulunan
Ensârdan bu iki kiüiyi yanına çaùırmıü ve onlara, askerlerine Hz. Ali
tarafında bulunan Evs ve Hazreclilerin çok büyük zarar verdiùini, kılıçlarıyla askerlerine meydan okuduklarını, karüılarına çıkan her süvariyi
öldürdüklerini ve bu yüzden askerlerinin onlardan korktuùunu, her ne
kadar Ensâr kendisini “barındırıp yardım edenler”144 olarak tanıtsa da
üimdi batılın yanında yer aldıklarını ileri sürmüü ve Ensârın üzerine
onlardan daha üstün Kureyüli adamlarını salacaùı tehdidinde bulunmuütur.145 Ancak Muaviye’nin Ensârın savaüçılıùından yakınması, onları Kureyülilerle durduracaùını söyleyerek Ensârı küçümsemesi,
Nu’mân ve Mesleme’nin kabile asabiyetiyle tepki göstermelerine sebep
olmuütur. Önce Nu’mân söz alarak Ensârın cahiliye döneminde de iyi
savaüçı olduùunu, ilgili ayetleri Peygamber ile katıldıkları savaülarda da
okuduklarını, Kureyüle daha önce de karüılaüıp galip geldiklerini söylemiü ve eùer onlara denk Kureyüli bulabilecekse göndermesini söyleyerek
Taberî, Târîh, III, 83; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 287, 297; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 262.
Kays b. Sa’d’ın Safer ayının yedinci günü savaüan birliklerin baüında bulunduùu da rivayet edilir. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 86.
140 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 232; Taberî, Târîh, III, 84.
141 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 453.
142 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 426-427.
143 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 428-429.
144 Muhtemelen Ensâr muhataplarına, haklarında inen Enfâl suresinin 74. ayetini hatırlatıyordu: “...Muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler, iüte onlar gerçekten inanmıü
olanlardır.”
145 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 445.
139
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 73 (1, 2)
146
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
kızgınlıùını ifade etmiütir. Sonra söz alan Mesleme, Ensârın yaptıùı savaüın onun kadar kendilerini de üzdüùünü, fakat her ne kadar kendileri siyasi olarak ayrı yerlerde bulunsalar da kabilelerinden kopmadıklarını ve bu yüzden Ensârı soy ve savaüçılıklarıyla kınamaması gerektiùini
söylemiütir.146
Hz. Ali saflarında savaüan Ensâr, Muaviye ile iki Ensâr arasında
geçen bu konuümadan haberdar olmuü ve Kays Ensârı toplayarak bir
konuüma yapmıü, Muaviye’ye gerekli sözlü cevabı iki Ensârın verdiùini,
kendilerine düüen görevin daha önce olduùu gibi Muaviye’yi üimdi de
maùlup etmek olduùunu, bunu baüaracaklarını, zira kendileri Peygamberin sancaùını taüırken, karüı tarafın Ebû Cehil’in sancaùını taüıdıùını
ifade etmiütir. Sonra Hz. Peygamber ile katıldıkları savaülarda Kureyü
müüriklerine karüı baüarılarını dile getiren ve Muaviye’yi yeren bir üiir
söylemiütir.147 Bunu öùrenen Muaviye, Ensârın hakaretlerinden, yergilerinden ve Kays b. Sa’d’ın etkili konuümalarından kurtulmak için ne
yapması gerektiùini Amr b. el-Âs’a sormuü, Amr onlara hakaret etmemesini, eùer onları yermek isterse kabileleri deùil, üahısları hedef almasını ve sabretmesini tavsiye etmiütir. Arkasından Muaviye Ensârdan
bazı üahıslara haber göndererek Kays’ı kendilerini yermekten vazgeçirmelerini talep etmiütir. Onlar da Kays’a gidip Muâviye’nin kendilerini
yermekten vazgeçtiùini onun da Muaviye’yi yermeyi bırakmasını rica
etmiülerdir. Kays bunu kabul edebileceùini ancak Allah’a kavuüuncaya
dek onlarla savaümaktan geri durmayacaùını söyleyip hamle yapmıü ve
söylediùi bir üiirle Muaviye’yi yermiütir. Bunun üzerine Muaviye ûamlılara Kays ile karüılaütıklarında ona benzer üekilde mukabelede bulunmalarını emretmiütir. Muaviye’nin bu talimatına Nu’mân ve Mesleme
kızdılar ve onu terk edip Ensârın yanına geçmekle tehdit etmiülerdir.
Ensârdan bu iki taraftarını kaybetmek istemeyen Muaviye, onları yatıütırmıü ve Nu’mân’ı Kays’a gidip onu kınamakla ve ona barıü teklifi yapmakla görevlendirmiütir.148 Sonra Nu’mân iki ordu arasına gelerek
Kays’a seslendi ve ona, Ensârın, evi kuüatılan halife Osman’ı terk ettikleri için hatalı olduklarını, onun yardımcılarını Cemel Savaüı'nda öldürdüklerini, Sıffîn’de ûamlılara karüı atlarıyla saldırdıklarını, Osman’ı terk
ettikleri gibi Ali’den ayrılarak hatalarını telafi edebileceklerini, oysa onların hakkı bırakıp batıla yardım ettiklerini, diùer insanlar gibi olmayı
kabul etmeyip meydan okuduklarını ve mübarezeye davet ederek savaüı
kızıütırdıklarını, Ali’nin yenilgiye uùramasını engellediklerini ve ona zafer vaat ettiklerini, ancak savaü nedeniyle her iki taraftan da insanların
öldüùünü bu yüzden geride kalanlar için Allah’tan korkmalarını iste-
146
147
148
Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 446.
Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 446-447.
Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 447-448.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 74 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
147
miütir.149 Bunun üzerine Kays, Nu’mân b. Beüîr’e verdiùi cevapta; onun
aldatılmıü ve aldatan birisi olduùunu, Osman’ı öldüren ve onu terk eden
kiüilerin ondan daha hayırlı kiüiler olduklarını, Cemel Ashabı ile biatlerini bozdukları için savaütıklarını, Araplar Muaviye üzerinde ittifak etseler bile Ensârın onunla savaüacaùını, Peygamber ile katıldıkları savaülarda olduùu gibi hak gelinceye kadar onlarla savaümayı sürdüreceklerini, onlar istemeseler de Allah’ın emrinin gerçekleüeceùini söylemiütir.
Sonra Nu’mân’a seslenerek, Muaviye’nin yanında yer alanların ya Mekke’nin fethine kadar müslüman olmayanlar, ya bedeviler ya da aldatılmıü Yemenliler olduùunu; Muhacir ve Ensâr ile onların yolundan gidenlerin Hz. Ali’nin yanında yer aldıklarını; Muaviye’nin yanında ise Bedir
ve Uhud’a katılmayan ve úslam’da da önceliùi olmayan Nu’mân ile arkadaüının yer aldıùını, babası Beüîr’in de onun gibi kendilerine karüı çıktıùını ifade etmiütir.150
ûiî bir yazar olan Nasr b. Muzâhim tarafından nakledilen ancak
diùer kaynaklarda yer almayan bu tartıüma ve suçlamalar, eùer gerçekten vuku bulduysa Hz. Ali döneminde cereyan eden iç savaülarda
Ensârın bakıü açısını yansıtmakta, vuku bulmadıysa, ûia’nın erken
dönemde meydana gelen hadiseleri nasıl okumak istediùini göstermektedir.
úbn Kuteybe, Sıffîn’de ûamlılar mushafları kaldırıp Hz. Ali’yi ve Iraklıları Kur’an’ın hükmüne davet ettiklerinde, Iraklılardan bazıları bu
çaùrıya icabet edilmesi gerektiùini söylerken,151 Mâlik b. el-Hâris elEüter ile Kays b. Sa’d’ın halifeye bu çaùrıyı reddetmesi için telkinde bulunduklarını kaydetmektedir.152 Yine úbn Kuteybe, Amr b. el-Âs’ı hakem
olarak belirleyen Muaviye’nin, Hz. Ali’nin kimi hakem yapabileceùi üzerinde deùerlendirme yaptıùını, Hz. Ali’nin en fazla güvendiùi beü kiüi
arasında Kays b. Sa’d’ın adını da zikrettiùini ve onun hakkında, “Kays
Kureyüli olsaydı Araplar ona (halife olarak) biat ederdi” dediùini belirtir.153 Bilindiùi gibi Hz. Ali kendi kararıyla hakemini seçememiü, taraftarlarından bir grubun baskısıyla Ebû Mûsâ el-Eü'arî'yi hakem tayin
etmek zorunda kalmıütır.
Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 448-449.
Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 449. Nasr b. Muzâhim’in naklettiùine göre Hz. Ali
Kays b. Sa’d’ı Sıffîn Savaüı'nda Ensârın baüına getirdi (Minkarî, Vak’atu Sıffîn, 453).
151 úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 111-112.
152 úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 112.
153 úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 112. Bu rivayetin devamında Muaviye, insanlar savaümaktan
bıktıùı için bu kiüileri deùil takva ehli birisini hakem yapacaklarını ifade eder. Orada
hazır bulunan Utbe b. Ebî Süfyan da bunun Ebû Musa olacaùını tahmin ettiùini söyler.
Bkz. úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 112.
149
150
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 74 (1, 2)
148
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
3.4. Kays b. Sa'd'ın Ordu Komutanlıùı ve Azerbaycan Valiliùi
Hz. Ali, Sıffîn Savaüı’ndan sonra kendisine sadakati ve dirayetinden kuüku duymadıùı Kays b. Sa’d’ı seçkin askerlerden oluüan öncü
kuvvetlerin baüına getirmiü ve Azerbaycan valiliùini de ona vermiütir.
Tahkim meselesi sonuçlanıncaya kadar Kûfe'de kalmasını, karardan
sonra Azerbaycan'a gitmesini istemiütir. Bu yüzden Kays tahkim olayı
sonuçlanıncaya kadar Kûfe’de üurtanın baüında kalmıütır.154
Abdurrezzâk’ın Zührî’den naklettiùine göre, Hz. Ali, ölünceye kadar
kendisini müdafaa etmek üzere biat etmiü 40 bin askerden oluüan
üurtatü’l-hamîs (öncü kuvvetler) adlı bir ordu oluüturmuü ve baüına
Kays b. Sa'd'ı getirmiütir. Böylece Kays, Hz. Ali ölünceye kadar bu ordunun baüında bölgenin güvenliùini saùlamıütır.155 Burada sözü edilen
üurtanın, üehrin iç emniyetini saùlayan emniyet kurumu olmayıp, ordu
içerisinden yetenekli ve güçlü askerlerin seçilmesiyle oluüturulan öncü
ordu birlikleri olduùu anlaüılmaktadır.156 Muhtemelen bu öncü ordu,
Hz. Peygamber döneminden baülayarak úslam ordularında kullanılan
beüli düzene göre tertip edildiùi için üurtatü’l-hamîs olarak isimlendiriliyordu.157 Diùer yandan üurtatü’l-hamîs denilen öncü ordunun asker
sayısının kırk bin kiüiye ulaüması olası görünmemektedir. Bu ifade Hz.
Ali’ye gönülden baùlı askerlerin sayısının çokluùunu göstermek için dile
getirilmiü olabilir.
Sıffîn Savaüı'ndan sonra Hz. Ali, Mısır’daki muhaliflerin,
Muaviye’nin de desteùiyle, vali Muhammed’e saldırdıklarını ve üehrin
düzenini bozduklarını öùrendi. Genç valinin onlarla baüa çıkamayacaùını anladı ve oraya iki adamından birisini göndermenin uygun olacaùını düüündü. Bunlardan birisi Mısır eski valisi Kays b. Sa’d diùeri de
Cezire valisi Mâlik b. el-Hâris el-Eüter idi. Yaptıùı deùerlendirme netice-
Taberî, Târîh, III, 126; krü. úbn Sa'd, Tabakât, VI, 52. Nehrevân Savaüı’ndan sonra Hz.
Ali, Kays’ı Azerbaycan valisi tayin etti. Belâzurî, Ensâb, III, 84, 167; Taberî, Târîh, III,
126. Tahkim olayı hakkında geniü bilgi için bkz. Ahmet Önkal, "Tahkim Olayı Üzerine
Bir Deùerlendirme", úSTEM, Yıl:1, Sayı: 2, Konya 2003, s. 33-68.
155 Abdurrezzâk, Musannef, V, 461.
156 ûurtatü’l-hamîs hakkında geniü bilgi için bkz. Metin Yılmaz,
úslam ûurta Teükilatı
(Ortaya Çıkıüı ve úüleyiüi), Samsun 2003, (Basılmamıü Doktora Tezi), s. 35-37.
157el-Hamîs kelimesi, cahiliye devrinden baülayarak úslam ordularında kullanılan beüli
düzen anlamında askeri bir terim olup, ordunun savaü stratejisi gereùi öncü, saù, sol,
orta ve geri birlikler biçiminde yapılanarak savaüa katılmasını ifade etmektedir. Bkz.
Mustafa Zeki Terzi, Hz. Peygamber ve Hulefâi Râüidîn Döneminde Askerî Teükilât, Samsun 1990, s. 102. ûurtaya izafe edilen el-hamîs kelimesi hakkında çeüitli görüü ve deùerlendirmeler için bkz. Yılmaz, úslam ûurta Teükilatı, s. 35-36. ûurtatü’l-hamîs kavramındaki üurta kelimesinin, bu orduda yer alan askerlerin kendilerini zafere üartlandırmalarından dolayı kelimenin üart kökünden hareketle kullanıldıùı ileri sürülür. Bkz. ezZemahüerî, Ebu’l-Kasım Muhammed b. Ömer (ö. 538/1143), el-Fâik fî øarîbi’l-Hadîs,
thk., Becâvî-Muhammed Abdü’l-Fadl úbrahim, Kahire 1971, II, 238.
154
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 75 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
149
sinde halife, Eüter’i Mısır’a vali olarak görevlendirdi.158 Kays'ı tekrar
Mısır valiliùine tayin etmemesinin sebebi onu danıüman ve komutan
olarak yakınında tutma isteùi olmalıdır. Nitekim Eüter Mısır’a giderken
yolda Muaviye’nin görevlendirdiùi bir kiüi tarafından zehirlenince, onun
yerine Kays'ı göndermemiü; Muhammed b. Ebî Bekir'in gönlünü alarak
görevini sürdürmesini istemiü, fakat vali Muhammed, Amr b. el-Âs’ın
organize ettiùi saldırılar karüısında yenilmiü ve feci bir üekilde öldürülmüütür.159
Sıffîn Savaüı'ndan sonra Hz. Ali'nin en önemli iki adamı Kays b.
Sa'd ile Mâlik b. el-Hâris el-Eüter idi. Nitekim Mâlik el-Eüter'in ölüm
haberini aldıùında Muaviye'nin taraftarlarına "Ali’nin iki eli –yani Kays
b. Sa’d ve el-Eüter- vardı. Bunlardan birisini kestik” dediùi nakledilir.160
Muhammed’in ölüm haberini aldıktan sonra Hz. Ali’nin Kays b. Sa’d’ın
Mısır’da ne kadar önemli iüler baüardıùını, siyasi tuzakları bertaraf ettiùini, onun azlini tavsiye edenlerin kendisini yanılttıklarını ve hatalı olduklarını anladıùı ve bundan sonra bütün iülerinde Kays’ın görüüüne
önem verdiùi rivayet edilir.161
Tahkim olayından çözüm çıkmaması üzerine Hz. Ali, Muaviye’ye
karüı savaü hazırlıklarına baülamıü ve Nehrevân’da toplanan Hâricîlere
mektup yazarak Muaviye ile mücadelelerine katılmaları çaùrısında bulunmuü, fakat onlar bu çaùrıyı reddetmiülerdir.162 Hz. Ali Sıffîn’e gitmek
için harekete geçtiùinde Basralı Hâricîlerin Nehrevân’a giderken yolda
rastladıkları Abdullah b. Habbâb b. el-Eret’i ve eüini öldürdükleri habeBelâzurî, Ensâb, III, 167-168; Taberî, Târîh, III, 126. Hz. Ali, Eüter’i Mısır’a vali olarak
gönderirken Muhammed b. Ebî Bekir’in tecrübesiz bir genç olduùunu ifade eder. Bkz.
Taberî, Târîh, III, 127; úbn Kesîr, Muhammed’in 26 yaüında olduùunu belirtir. Bkz. úbn
Kesîr, el-Bidâye, VII, 313. Muhammed Mısır’da valilik görevine baüladıktan bir ay sonra
Haribta’daki Osman taraftarlarına haber göndererek ya itaat etmelerini ya da üehirden
çıkıp gitmelerini emretti. Onlar da üimdilik biat etmeyeceklerini, onları geliümelerin nasıl olacaùını görmeleri için kendi hallerine bırakmasını, kendileriyle savaümakta acele
etmemesini söylediler. Bu kiüiler muhtemelen Muaviye-Ali mücadelesinin nasıl sonuçlanacaùını bekliyorlardı. Fakat Muhammed’in tutumundan da oldukça rahatsızdılar ve
korkuyorlardı. Sıffîn Savaüı hakem olayıyla sonuçlanınca onlar Muhammed üzerine yürüyeceklerini ilan ettiler. Muhammed onlar üzerine birlikler gönderdiyse de baüarılı olamadı. Bu arada Muhammed ile Muaviye arasında aùır hakaretlerin yer aldıùı yazıümalar gerçekleüti. Taberî, Târîh, III, 68.
159 Belâzurî, Ensâb, III, 168-173. Hz. Ali Muhammed'in öldürülmesinden çok büyük üzüntü duymuü ve Muhammed'e Allah'tan rahmet dileyerek onun genç bir delikanlı olduùunu, aslında Mısır'a Haüim b. Utbe'yi vali tayin etmek istediùini, bunu yapmadıùı
için hayıflandıùını, evlatlıùı olduùunu, kardeüi Cafer'in oùlunun kardeüi olduùunu ve
onu evladı saydıùını ifade etmiütir. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 173.
160 Belâzurî, Ensâb, III, 167-168. Hz. Ali hakem olayından sonra Muaviye ve onu destekleyen ileri gelen adamlarına sabah namazlarında beddua etmeye baülamıü, bunu öùrenen Muaviye de Ali ve yakın adamlarına sabah namazlarında beddua etmeye baülamıütır. Bunların içinde Kays da vardır. Minkarî, Vak'atu Sıffîn, 552.
161 Abdurrezzâk, Musannef, V, 461.
162 úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 123; Belâzurî, Ensâb, III, 135, 141; Dîneverî, Ahbâr, 206.
158
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 75 (1, 2)
150
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
rini aldı. Kûfeli askerler bunu öùrenince, sefere çıkmaları halinde ailelerine Hâricîlerin zarar verebileceùini ileri sürerek önce Haricî probleminin halledilmesini istemiülerdir. Bunun üzerine halife onlar üzerine
gitmeye karar vermiütir.163 Hz. Ali, Kays b. Sa’d’ı öncü birliklerinin baüına kumandan tayin ederek Medâin’e göndermiü ve orada emrini beklemesini istemiütir.164 Halife Nehrevân’a yaklaüınca Kays b. Sa’d ile Ebû
Eyyûb el-Ensârî’yi Hâricîlere onları ikna etmeleri için göndermiütir.
Kays Hâricîlerden katilleri teslim etmelerini ve ortak düümanları
Muaviye’ye karüı savaümak için kendilerine katılmalarını talep etmiütir.
Hz. Ali taraftarlarını haksız yere üirke düümekle suçladıklarını ve
müslümanları müürik sayarak kanlarını akıttıklarını söylemiütir. Hâricîler adına Kays’a cevap veren Abdullah b. ûecere es-Sülemî, kendileri
için gerçeùin apaçık ortaya çıktıùını, Ömer b. el-Hattâb gibisini kendilerine getirmedikleri sürece onlara kesinlikle tabi olmayacaklarını ifade
etmiütir. Bunun üzerine Kays, Ömer’e benzer bir kiüi olarak yalnız Ali b.
Ebî Tâlib’i tanıdıklarını belirtmiü, fakat o bunu kabul etmemiütir. Bunun üzerine Kays, artık onların yola gelmeyeceùini ifade etmiütir.165
Daha sonra onlara hitabeden Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd, artık onlarla
amaçlarının örtüütüùünü, aralarında bir fark kalmadıùını, dolayısıyla
kendilerine karüı savaümalarının anlamsız olduùunu belirtmiü; onlar da
Hz. Ali’ye üimdi biat etseler yarın tekrar hakem tayin etmeye kalkabileceùini söyleyerek bunu reddetmiülerdir.166 Hz. Ali’nin bütün giriüimleri
sonuçsuz kalınca Hâricîlerle savaü kaçınılmaz hale gelmiü, 167 onlara
karüı yapılan savaüta Kays b. Sa’d orduda bulunan 700 veya 800 Medinelinin komutanlıùını yapmıütır.168 Hâricîlerin saldırısıyla baülayan savaü onlardan çatıümaya girenlerin tamamına yakınının kılıçtan geçirilmesiyle neticelenmiütir (9 Safer 38/17 Temmuz 658).169
Nehrevân Savaüı'ndan sonra Azerbaycan valiliùine dönen Kays b.
Sa'd, idari ve askeri iüler yanında úslam’ı öùretmekle de meügul oldu.170
Ne var ki onun buradaki görevi uzun sürmedi. Zira Hz. Ali, Muaviye'ye
karüı savaü kararı alarak hazırlıklara baüladı ve Kays b. Sa’d’ı sefere
úbn Kuteybe, úmâme, I, 126-127; Belâzurî, Ensâb, III, 136, 142-143; Dîneverî, Ahbâr,
207.
164 Taberî, Târîh, III, 120; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 343.
165 Taberî, Târîh, III, 120; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 343; krü. Belâzurî, Ensâb, III, 145;
Dîneverî, Ahbâr, 207.
166 Taberî, Târîh, III, 120; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 289.
167 Belâzurî, Ensâb, III, 145-146.
168 Belâzurî, Ensâb, III, 146; Taberî, Târîh, III, 121; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 345; úbn
Kesîr, el-Bidâye, VII, 289. Halife b. Hayyât, Kays b. Sa'd Nehrevân’da Hz. Ali’nin saù
kanat komutanlıùını yaptıùını nakleder (Halîfe, Târîh, 197).
169Taberî, Târîh, III, 121-122.
170 Halife Hz. Ali, Kays b. Sa'd'a bölgenin haracını toplamasını, askerlerine iyi davranmasını ve Allah’ın kendisine öùrettiùi bilgileri insanlara öùretmesini emretmiüti (Ya’kûbî,
Târîh, II, 202).
163
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 76 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
151
katılması için Kûfe’ye çaùırdı. Böylece o, yerine Abdullah b. ûübeyl elAhmesî’yi bırakarak Kûfe'ye geldi.171 Burada askeri sefer hazırlıkları
yapılırken 17 Ramazan 40/24 Ocak 661 tarihinde Hz. Ali,
Abdurrahman b. Mülcem adındaki bir Hâricî’nin saldırısına uùradı ve
aldıùı yaradan dolayı birkaç gün içinde vefat etti.172
4. Hz. Hasan Döneminde Kays b. Sa’d
Hz. Ali yerine herhangi birisini veliaht tayin etmeden vefat etmiüti.173 Kûfe'de oluüan otorite boüluùunu ordu komutanı olarak Kays b.
Sa'd doldurdu. Hâricîler dıüında Müslümanlar halifenin Kureyü'ten olmasına alıütıkları için Kays b. Sa'd'ın halife olması gündeme gelmedi.
Bu sırada Hasan b. Ali174 dıüında Kûfe'de halkın halife adayı olarak
gördüùü hilafet makamına geçebilecek Kureyüli baüka bir sahabi bulunmamaktaydı. Diùer Arap kabilelerinden halife adayının çıkması ise,
kabile dengeleri dikkate alındıùında Kûfe'de ayrılık ve çatıümaya sebep
olabilirdi. Böyle bir durumun meydana gelmemesi için Kays b. Sa'd
halkı Hz. Hasan'a biat etmeye çaùırdı. Halka yaptıùı konuümada, Hz.
Ali'nin faziletlerini, oùlu Hasan'ın meziyetlerini ve Hz. Peygamber'e olan
yakınlıùını zikrettikten sonra, hilafetin Hasan b. Ali'nin hakkı olduùunu
açıkladı. úlk olarak da kendisi ona biat etti. Arkasından diùer insanlar
onu takip ettiler.175 Kays b. Sa'd'ın biat etmek için Hz. Hasan’a geldiùinde, “Elini uzat! Allah’ın Kitabı, Peygamber’inin sünneti ve isyancılarla
savaümak üzere sana biat edeyim” dediùi, Hz. Hasan'ın ise ona, "Allah'ın kitabı ve Resulünün sünneti" ifadesinin diùer bütün üartları içerdiùini
Belâzurî, Ensâb, III, 238, 278; Ya'kûbî, Târîh, II, 203.
úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 138; Belâzurî, Ensâb, III, 256-258; Dîneverî, Ahbâr, 213-214;
Taberî, Târîh, III, 164; úbn A'sem, Futûh, [III-IV] II, 279-282; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III,
404; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 14; Hüseyin Algül, úslâm Tarihi, ústanbul 1997, II, 528530. Hz. Ali'nin öldürülmesiyle ilgili rivayetlerin deùerlendirilmesi hakkında geniü bilgi
için bkz. Mehmet Ali Kapar, “Hz. Ali'nin Öldürülmesi ile úlgili Rivayetlerin Deùerlendirilmesi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 3, Konya 1994, s.
341-345.
173 Bir rivayete göre vefatından önce Hz. Ali'ye yerine birisini veliaht tayin edip etmeyeceùi
sorulmuü; o da kimseyi veliaht tayin etmeyeceùini söylemiütir (Ahmed b. Hanbel,
Müsned, ústanbul 1402/1992, II, 275; Vecdi Akyüz, Hilafetin Saltanata Dönüümesi, ústanbul 1991, s. 140; Adnan Demircan, úslâm Tarihinin úlk Asrında úktidar Mücâdelesi,
ústanbul 1996, s. 39. Taberî'nin naklettiùi bir rivayete göre yaralandıktan sonra Hz. Ali'ye Cündeb b. Abdullah vefat etmesi halinde, “Hasan’a biat edelim mi?” diye sormuü, o
bunu ne emredeceùini ne de yasaklayacaùını söyleyerek kararı müslümanlara bırakmıütır (Taberî, Târîh, III, 157). Mes'ûdî'nin naklettiùine göre ise Hz. Ali, yaralandıktan
sonra oùlu Hasan'ı Cuma namazını kıldırmakla görevlendirmiü ve minberde konuüma
yapan Hasan, yönetim hakkının ehl-i beyte ait olduùunu söylemiütir (Mes'ûdî, Mürûc,
III, 9).
174 Hz. Hasan’ın hayatı hakkında geniü bilgi için bkz. Demircan, úktidar Mücâdelesi, s. 21125; Lammens, “Hasan”, úA, V/I, 308-309; Ethem Ruhi Fıùlalı, “Hasan”, DúA, XVI, 282285.
175 Belâzurî, Ensâb, III, 278; Sabri Hizmetli, úslam Tarihi, Ankara 1999, s. 506.
171
172
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 76 (1, 2)
152
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
söyleyerek isyancılara karüı savaüma üartını zikretmesini kabul etmediùi ve Kays'ın onun isteùine uygun olarak biat ettiùi nakledilmektedir.176
Öyle anlaüılıyor ki, Kays b. Sa'd, yeni halifenin Muaviye’ye karüı
savaü üartıyla biat almasını istiyordu. Bilindiùi gibi Muaviye, hâkimiyet
alanını geniületmek için faaliyetlerini sürdürmekteydi. Yeni halifenin
iktidarının devam etmesi, Muaviye'ye karüı yapacaùı mücadeleyi kazanmasına baùlıydı. Eùer insanlar Hz. Hasan'a savaü koüuluyla biat
eder ve buna sadık kalarak topyekûn Muaviye'ye karüı mücadeleye katılırlarsa baüarılı olabilirlerdi. Bu yüzden Kays, savaü çaùrılarına uymakta gevüek davranan Kûfelileri yükümlülük altına sokmak amacıyla
isyancılara karüı savaü üartı ile biat edilmesini istemiü olmalıdır. Ayrıca
böyle bir üart, uzlaümacı bir kiüiliùe sahip olan Hz. Hasan'ı da savaüa
zorlayacaktı. Ne var ki Hz. Hasan görev ve yetkilerinin sınırlandırılması
anlamına da gelen bu koüulu kabul etmedi. ûunu da ifade etmek gerekir ki, Muaviye ile savaümayı biat koüulu yapmak isteyenler biat ederken savaü üartını ileri süren ve daha sonra da savaümayı istemeyen
ikiyüzlü kimseler deùil, aksine Kays b. Sa'd'ın baüında bulunduùu
üurtatü'l-hamise mensup Hz. Ali'yi müdafaa etmek için yemin etmiü
askerlerdi. Bunlar Muaviye'ye karüı savaüın kaçınılmaz ve gerekli olduùunu düüündükleri gibi savaümayı da arzu ediyorlardı.
Bir bakıma daha iyi bir seçenek olmadıùı için hilafet makamına
getirilen Hz. Hasan,177 önce bütün ümmetin biatini almak için giriüimde
bulundu. Bu çerçevede Muaviye'ye karüı savaü hazırlıklarına ara vererek Hz. Ali'ye baùlı bölgelerin biatini aldıktan sonra178 Suriye ve Mısır'a
Taberî, Târîh, III, 164; úbnu'-Esîr, el-Kâmil, III, 402; krü. úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 14.
úbn Kuteybe’nin naklettiùi bir rivayete göre Hz. Hasan, insanların kendisine dinlemek
ve itaat etmek, savaüacaùı kiüilerle savaümak, barıü yapacaùı kiüilerle barıü yapmak üzere biat etmelerini istemiü; ûam ehline karüı savaümak üartıyla biat etmek isteyen
Kûfeliler onun bu teklifini kabul etmeyerek kardeüi Hüseyn’e gidip ona, asi ûam ehline
karüı savaümak koüuluyla biat etmeyi teklif etmiüler; o bunu kabul etmeyince çaresiz
Hz. Hasan’a gelip biat etmek zorunda kalmıülardı (úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 140).
Belazurî’nin naklettiùi rivayete göre Hz. Ali defnedildikten sonra Ubeydullah b. Abbas
insanlara bir konuüma yaparak halifeyi övmüü ve yerine hilm ve fazilet sahibi bir halef
bıraktıùını, dilerlerse ona biat etmelerini, bunu istemezlerse kimsenin kimseyi zorlamayacaùını söylemiü; insanlar itaat edeceklerini belirtmiülerdir. Bunun üzerine Hz. Hasan
onların huzuruna çıkıp bir konuüma yapmıü, ehl-i beyitten olduklarını ve babasının faziletlerini zikretmiü, sonra insanları kendisine biat etmeye çaùırmıütır. únsanlar konuümanın etkisinde kalarak aùlayıp ona biat etmiülerdir. Hz. Hasan insanlardan biat alırken savaüanla savaümak barıü yapanla barıüık olmak üzere biat almıütır. Bu üartla biat
almasını orada bulunan bazı insanlar, Muaviye ile anlaümayı düüündüùü üeklinde yorumlamıülardır (Belâzurî, Ensâb, III, 279).
177 Belâzurî, Ensâb, III, 279; úbn A'sem, el-Futûh, II, 289.
178 Belâzurî, Ensâb, III, 279. Hz. Hasan hilafet makamına geçtikten sonra, yaklaüık iki ay
ûam’a karüı herhangi bir savaü ve seferden söz etmemiütir. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III,
279; Ya'kûbî, Târîh, II, 214; Taberî, Târîh, III, 167; úbn A'sem, el-Futûh, [III-IV] II, 285.
176
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 77 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
153
hükmeden Muaviye'yi kendisine biat etmeye çaùırdı.179 Fakat Muaviye
onun bu talebini, kendisinin gerek yetenek, gerek birikim ve tecrübe ve
gerekse siyasi ve askeri güç bakımından ondan daha üstün ve halifeliùe
ondan daha ehil olduùunu belirterek reddetti. Bununla da kalmayarak
hilafetten ayrılıp kendisine biat etmesini istedi ve bunun karüılıùında
ona Kûfe hazinesindeki malı, bir bölgenin yıllık haracını ve ilave baùıüları teklif etti.180
Hz. Hasan bu mesajla birlikte Muaviye'nin Irak üzerine yürümek
için hazırlık yaptıùı haberini de aldı ve kendisine Muaviye'den önce ûam
üzerine yürümesi önerildi. Bununla birlikte Hz. Hasan, barıü yoluyla
artık hâkimiyetini sürdüremeyeceùini anlamıü olsa da askeri harekâta
baülayan taraf olmak istemedi ve Muaviye'nin fiili olarak Irak seferine
çıkmasını bekledi. Nihayet Suriye ordusunun Irak üzerine gelmekte
olduùu haberini alınca harekete geçti181 ve halkı karargâhta toplanmaya çaùırdı. Fakat onun bu çaùrısına pek icabet eden olmadı. Bunun
üzerine Muaviye ile savaümakta istekli olan Kays b. Sa'd ve diùer önde
gelen üahıslar halkı cihada teüvik ederek karargâhta toplanmalarını
saùladılar.182
Hz. Hasan'ın babası Hz. Ali'nin bile yenmeye muvaffak olamadıùı
Muaviye'ye karüı silahlı bir mücadeleyi kazanması oldukça zordu. Bununla birlikte Kays b. Sa'd ile emrindeki seçkin askerler bir an önce
sefere çıkılmasını istemekteydiler. Onların dıüında, halkın büyük bir
kısmı iç çatıümalardan yorgun düümüü ve bu çatıümalara katılmak istemiyordu. Kays b. Sa'd'ın hem emrindeki askerler ve hem de halk üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktaydı. Bu durum karüısında Hz. Hasan, sefere çıkmadan, Kays b. Sa'd'ı ordu komutanlıùından alarak yeri-
Belâzurî, Ensâb, III, 280. úbn A’sem’in kaydettiùine göre Hz. Hasan, Muaviye’ye gönderdiùi mektupta Hz. Peygamber sonrası halife seçiminde kendilerine haksızlık yapıldıùını ima eden ifadeler kullanmıü, Muaviye’nin dini bakımdan haksız yere kendileriyle
mücadele ettiùini ve hilafete layık bir özelliùinin de bulunmadıùını belirten sözler sarf
ettikten sonra onu ümmetin kanının dökülmemesi için kendisine biat etmeye çaùırmıütır (úbn A'sem, el-Futûh, [III-IV] II, 287.
180 Belâzurî, Ensâb, III, 280; úbn A'sem, el-Futûh, [III-IV] II, 287-288. úbn A’sem’in kaydettiùine göre Muaviye Hz. Hasan’a gönderdiùi cevapta, Kureyü’in Hz. Ebû Bekir’i en iyileri
olduùu için halife seçtiklerini, içlerinde ondan daha iyisi olsa onu seçeceklerini, dolayısıyla ehlibeyte bir haksızlık yapılmadıùını, onunla kendisi arasında da benzer bir durum olduùunu; eùer idari, siyasi ve askeri güç ve ehliyet bakımından kendisinden üstün olsa yaptıùı teklifi kabul edebileceùini, oysa tahkim sonucuna göre hilafeti düüen
babasının yerine geçmesi sebebiyle hilafet iddiasında bulunmaya bile hakkının olmadıùını ileri sürmüütür (úbn A'sem, el-Futûh, [III-IV] II, 287-288).
181 Belâzurî, Ensâb, III, 280.
182 Belâzurî, Ensâb, III, 281. Belâzurî’nin Hasan-ı Basrî’den naklettiùi rivayete göre ise
Kûfe halkı Hz. Hasan’ı Hz. Ali’den bile çok sevmiü ve onu 50.000 asker ile desteklemiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 293).
179
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 77 (1, 2)
154
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
ne amcazadesi Ubeydullah b. Abbas'ı tayin etti.183 O, bu deùiüikliùi ordunun kendisine daha fazla itaat etmesini saùlamak, aile dayanıümasından yararlanmak, Kureyüli bir komutan ile Muaviye'nin karüısına
çıkmak ve Kays b. Sa'd'ın nüfuzunu azaltmak amacıyla yapmıü olabilir.
úlave bir gerekçe olarak Hz. Hasan, muhtemelen Muaviye'ye karüı askeri
açıdan baüarılı olamayacaùını, silahlı mücadeleye giriüildiùinde boüuna
Müslümanların kanlarının akıtılacaùını ve siyasi mücadeleyi kaybedeceùini anlayınca,184 savaümadan anlaüarak hilafetten çekilmeyi düüünmeye baüladı ve buna engel olabilecek Kays b. Sa'd'ı ordu komutanlıùından aldı.185
Nihayet Hz. Hasan 12.000 kiüiden oluüan öncü kuvveti baüına
Ubeydullah b. Abbas'ı komutan, Kays b. Sa'd'ı da ona müüavir tayin
ederek Enbar ve Meskin yolunu kesip Muaviye’yi beklemek üzere Fırat
sahiline gönderdi. Ayrıca ona her gün kendisine rapor göndermesini,
Kays b. Sa’d ve Saîd b. Kays el-Hemedânî ile istiüare etmesini, onların
tavsiyelerine uymasını, üayet kendisi gelmeden, Muaviye savaüı baülatırsa savaümasını, ölecek olursa yerine Kays b. Sa’d’ın geçmesini, o da
ölürse Saîd b. Kays’ın komutayı ele almasını emretti.186
Belâzurî, Ensâb, III, 281. úbn Kesîr, Kays b. Sa’d’ın Hz. Ali öldüùünde Azerbaycan valisi
olduùunu ve emrinde 40 bin askerin bulunduùunu, biat ettikten sonra savaümak istemeyen Hz. Hasan’ı Muaviye ile savaümaya zorladıùını ve bu yüzden halifenin onu Azerbaycan valiliùinden azledip yerine Ubeydullah b. Abbas’ı tayin ettiùini kaydeder. Ona
göre halife savaüı istemediùi halde, savaümak için çok sayıda asker toplanınca, Kays’ı
12.000 kiüilik öncü birliùinin baüına getirmiütir (úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 14). Belâzurî
ordunun baüında Kays’ın bulunduùunu ve Ubeydullah’ın da onun yanında olduùunu
ifade eden rivayetler bulunduùunu, ancak bunların doùru olmadıùını belirtir (Belâzurî,
Ensâb, III, 281).
184 Taberî, Târîh, III, 164, 167; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 14.
185 Taberî, Târîh, III, 165.
186 Belâzurî, Ensâb, III, 281; Ya'kûbî, Târîh, II, 214; el-úsfahânî, Ebu'l-Ferac (356/967),
Makâtilu't-Tâlibiyyîn, thk. es-Seyyid Ahmed Sakr, Dâru úhyâi Kutubi'l-Arabiyye, by., ty.,
s. 62; Julius Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu, çev. Fikret Iüıltan, Ankara, 1963, s.
50. úbnü'l-Esîr öncü kuvvet komutanının Kays olduùunu ancak komutan olarak Abdullah b. Abbas'ın da zikredildiùini kaydeder. Ya'kûbî’nin kaydettiùine göre, Hz. Hasan halife olduktan iki ya da dört ay sonra Ubeydullah b. Abbas ve Kays b. Sa’d’ı Muaviye’ye
karüı savaümak için göndermiütir (Ya'kûbî, Târîh, II, 214). Buna karüın Belâzurî’nin Hasan-ı Basrî’den naklettiùi bir rivayete göre, Hz. Hasan ordusuyla Medâin’e geldikten
sonra Kays b. Sa'd'ı 20.000 kiüiden oluüan öncü kuvvetin baüında Muaviye'ye karüı
göndermiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 293). Taberi’nin úsmail b. Râüid’den naklettiùi bir rivayete göre ise, Hz. Hasan, Kays b. Sa'd'ı Medayin'den 12.000 kiüiden oluüan öncü
kuvvetin baüında Muaviye’ye karüı göndermiütir (Taberî, Târîh, III, 165). Buna göre Hz.
Hasan, Medain'e geldikten sonra Hz. Hasan, Kays b. Sa'd'ı öncü kuvvetlerinin baüına
getirerek Muaviye'ye karüı göndermiütir. Muhtemelen bu rivayetlerde olayı aktaran
raviler, Ubeydullah pek fazla askeri bir varlık gösteremediùi için onu atlayıp gerçek direniüi gösteren, ordudan hiç ayrılmayan ve askerlerin itaat edip güvendiùi Kays b. Sa'd'ı
zikretmekle yetinmiülerdir. Hasan-ı Basrî'nin verdiùi asker sayısı ise abartılıdır. Zira diùer kaynaklar 12.000'den yukarı rakam vermemiülerdir.
183
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 78 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
155
Muaviye ise, ûam halkından halife olarak biat aldıktan sonra, Hz.
Hasan'ı teslim olmaya zorlamak için Irak seferine çıkmıütı.187 Rakka,
Nusaybin, Musul ve Ahnûniye gibi yerleüim birimlerini itaat altına aldıktan sonra Meskin önlerine gelerek karargâhını kurmuütu.188 Hz.
Hasan'ın gönderdiùi öncü kuvveti burada Muaviye ile karüılaütı. Savaümayı en son çare olarak düüünen Muaviye, onlara karüı hemen saldırıya geçmedi. Hz. Hasan'ın askerlerinin savaümadan kendi tarafına geçmesini ya da daùılmasını saùlamak amacıyla diplomatik giriüim baülattı.
Önce Medain'de bulunan Hz. Hasan'a elçi göndererek hilafetten çekilmesi için teklifini yineledi. Bundan hareketle Meskin'de bulunan
Ubeydullah b. Abbas ile Kays b. Sa'd'a elçi göndererek, baùlı oldukları
Hasan b. Ali'nin kendisiyle anlaümak istediùini bildirdi ve onlara para
ve mal karüılıùında kendi tarafına geçmelerini teklif etti. Onlar bu teklifi
reddedince, Muaviye Hz. Hasan ile görüümeleri sonuçlanıncaya kadar
saldırıya geçmemekte kararlı olduùunu belirterek bu süre içinde
Ubeydullah'ın da saldırmamasını talep etti.189 Muaviye, Hz. Hasan'ın
esasen savaüacak askerinin bu öncü kuvvette bulunduùunu biliyordu
ve bu kuvvetin baüında bulunan komutanları ikna ederse savaümadan
zafere ulaümıü olacaktı. Kays b. Sa'd'ın anlaümaya yanaümadıùını anlayınca, elçisini onun kadar kararlı olmayan Ubeydullah b. Abbas'a gönderdi ve Hz. Hasan'ın kendisi adına mal ve para karüılıùında anlaüma
yapmak için yazıütıùını belirterek ona önce bir milyon dirhem karüılıùında kendi tarafına geçmesini teklif etti. Ubeydullah b. Abbas da Hz.
Hasan'ın anlaüarak hilafetten çekileceùini tahmin ederek yapılan teklifi
kabul etti ve maddi çıkar karüılıùında ordusunu gizlice terk ederek
Muaviye tarafına geçti.190
Belâzurî, Ensâb, III, 292; úbnu'l-Esîr, el-Kâmil, III, 402.
Belâzurî, Ensâb, III, 284.
189 Belâzurî, Ensâb, III, 283-284.
190 Belâzurî, Ensâb, III, 284; úsfahânî, Makâtilu't-Tâlibiyyîn, 64-65. Abdurrezzâk’ın naklettiùine göre, Ubeydullah b. Abbas, halife Hasan’ın kendisi adına Muaviye ile anlaüacaùını sezince Muaviye’ye bir mektup yazarak mal karüılıùı anlaümayı teklif etmiü ve isteùi
kabul edilince Muaviye tarafına geçmiütir (Abdurrezzâk; Musannef, V, 461). Belâzurî’nin
Ahmed b. úbrahim ed-Devrakî’den naklettiùine göre, Ubeydullah, Hz. Hasan’ın ordusunda karıüıklık çıktıùını, elbiseleri ve çadırının yaùmalandıùını öùrenince, Muaviye’ye
haber gönderip anlaüma yapmak istediùini bildirmiü, talebi kabul edilince askerlerini
bırakıp Muaviye’nin safına katılmıütır (Belâzurî, Ensâb, III, 292). Ya’kubî’nin kaydettiùine göre ise, Ubeydullah’ın ordusuyla karüılaüan Muaviye, önce Kays’a bir milyon dirhem karüılıùında kendi safına geçmesi veya savaütan ayrılması teklifinde bulunmuü;
Kays bunu reddedince, Ubeydullah b. Abbas’a bir milyon teklif etmiü; teklifi kabul eden
Ubeydullah Muaviye’nin tarafına geçmiütir (Ya'kûbî, Târîh, II, 214). Bu haberler birbirini tamamlar niteliktedir. Muhtemelen Muaviye’nin elçisi vasıtasıyla yaptıùı teklife
Ubeydullah baülangıçta olumsuz cevap vermiü, ancak daha sonra Hz. Hasan’ın ordusunda çıkan sorunları ve Muaviye’nin elçileriyle görüümeye baüladıùını öùrenince, gizlice Muaviye’ye haber göndererek anlaüıp onun tarafına geçmiütir.
187
188
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 78 (1, 2)
156
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Ubeydullah b. Abbas’ın Muaviye tarafına geçtiùi ortaya çıkınca,
yerine askerler tarafından Kays b. Sa'd komutan yapıldı. Komutayı ele
alan Kays b. Sa'd, askerlere bir konuüma yaparak, Ubeydullah’ı sadakatsizlik, vefasızlık, zayıflık, korkaklık ve ihanetle suçladı. Bunun üzerine emrindeki askerler onunla birlikte ölünceye kadar mücadele etmek
üzere Kays’a biat ettiler.191 Ubeydullah’ın kendi safına geçmesiyle öncü
kuvvetin moral gücünün zayıfladıùını düüünen Muaviye, kendi öncü
birliùine onlara karüı saldırı emrini verdi. Ancak yapılan çarpıümalarda
Kays’ın ordusu galip geldi. Ertesi gün saldırı tekrarlandıysa da sonuç
deùiümedi. Kays ve emrindeki askerlerin savaümakta kararlı olduùu
anlaüılınca saldırıyı durduran Muaviye, Kays'a elçi göndererek bir kere
daha bir milyon dirhem karüılıùında kendi tarafına geçmesini önerdi.
Onun bunu kabul etmeyeceùini bilse de muhtemelen askerleriyle onun
arasını söylentiler yayarak açmak istiyordu. Bunu bilen Kays b. Sa'd
onun tuzaùına düümedi ve direniüini sürdürdü. Bir süre sonra Muaviye,
Kays'a Medain'de Hz. Hasan'ın ordusunda ihtilaf çıktıùı ve onu yaraladıkları haberini göndererek onun durumu netliùe kavuüuncaya kadar
saldırıya ara vermesini teklif etti. Bu durum karüısında Kays, gelecek
haberi beklemek üzere saldırıya geçmeyeceùini bildirdi.192
Belâzurî, Ensâb, III, 284.
Belâzurî, Ensâb, III, 284; úbn A'sem, Futûh, II (III-IV), 291. úbn A'sem'in naklettiùine
göre, Hz. Hasan'ın yaralandıùı ve askerlerinin daùıldıùı haberi Kays ve Muaviye'nin ordusunda yayılmıü, Kays askerlerini meügul etmek için saldırıya geçmiü ve çatıümalarda
ölenler olmuütur. Bunun üzerine Muaviye Kays'a haber göndererek Hasan'ın durumu
hakkında bilgi vermiü ve boü yere kendisini ölüme atmamasını ve gelecek haberi beklemesini önermiütir. Bunun üzerine Kays savaüa ara vermiü, ancak bu arada Kûfeliler
gelerek kabileleri adına Muaviye'ye biat etmeye baülamıülardır. Bu durumu Kays bir
mektupla halifeye bildirmiütir. Hz. Hasan da bunun üzerine Muaviye ile anlaümaya karar vermiütir (úbn A'sem, Futûh, II (III-IV), 291). Bu haberden hareketle Mahfuz Söylemez, Hz. Hasan'ın bu geliümeyi duyduktan sonra Muaviye ile anlaümaya karar verdiùini
söylemektedir (Söylemez, Mahfuz, Bedevîlikten Hadârîliùe Kûfe, Ankara 2001, s. 25).
Oysa úbn A'sem'e göre de Hz. Hasan savaüı kendisinin istemediùini ima eden bir konuüma yapmıü ve bunun üzerine askerleri daùılmıü ve bir üahıs tarafından yaralanmıütır (úbn A'sem, Futûh, II (III-IV), 289-290). Dolayısıyla Hz. Hasan, daha önce savaüı kazanamayacaùını anlamıü, en iyi üartlarda anlaüma yapmanın zeminini oluüturmak istemiütir. Kays'ın ordusunun daùılmaması ona bu avantajı saùlamıütır. Bazı rivayetlere
göre Kays b. Sa’d anlaümaya yanaümayınca Muaviye ona gönderdiùi mektupta, “Sen
kesinlikle Yahudi oùlu yahudisin. Kazanmasını istediùin taraf galip gelirse seni görevinden azledip yerine baükasını tayin edecek; istemediùin taraf kazanırsa seni öldürerek
cezalandıracak” diyerek hakaret ve tehdit etmiü; babası Sa’d b. Ubâde'nin de izlediùi
yanlıü siyaset sonucu baüarısız olduùunu hatırlatmıütır. Kays ona verdiùi cevapta, “Ey
Muaviye! Sen Mekke putlarından bir putun oùlusun. úslam’a isteksiz girdin ve ondan
gönüllü çıktın. Erken iman etmediùin gibi, münafıklıùın da yeni ortaya çıkmadı” diyerek
hakaret etmiü ve onu úslam ümmetinin dıüına çıkmakla suçlamıü; babası Sa’d’ın aslında doùru hareket ettiùini, fakat insanların onun deùerini takdir edemediklerini, kendisi
talep etmediùi halde devlet baükanı olması teklif edildiùini, onun halife olmasını çekemeyen birisinin buna engel olduùunu ifade etmiütir. Mektubun sonunda Kays,
Muaviye’ye, “Biz senin terk ettiùin dinin Ensârı, üu anda içinde bulunduùun dinin
191
192
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 79 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
157
Hz. Hasan'ın ordusunda çıkan karıüıklıùa da Muaviye'nin politikası sebep olmuütur. Yukarıda da zikredildiùi gibi Hz. Hasan'ın ordusunda savaümayı isteyen askerler daha ziyade öncü kuvvetin içinde yer
almaktaydı. Medain'de Hz. Hasan'ın yanında bulunan askerlerin çoùu
muhtemelen Muaviye'ye karüı yapılacak savaüı kazanamayacaklarını
düüünerek savaümakta istekli deùillerdi. Bunu iyi bilen Muaviye, Hz.
Hasan'a elçiler göndererek anlaüma yoluyla hilafetten çekilmesi teklifini
canlı tutmaya çalıütı. Muaviye'nin teklifi reddedilmiü olsa da, bu görüümeler asker arasında kuükuların oluümasına zemin hazırladı. Hz.
Hasan askerlerini Muaviye'ye karüı savaümak için motive edici konuümalar da yapmamaktaydı. Hatta bir defasında askerlerine onları savaüa
zorlamadıùını da ifade ederek anlaüma yapacaùını ima eden sözler söyledi ve ordusu içinde tartıüma çıktı.193 Bu sırada Muaviye'nin görevlendirdiùi adamlar tarafından Hz. Hasan'ın askerleri içinde Kays b. Sa'd'ın
Muaviye ile anlaüarak onun tarafına geçtiùi194 ya da Kays b. Sa'd'ın öldürüldüùü söylentisi yayıldı.195 Bir taraftan askerlerin önemli bir kısmının savaümaya istekli olmayıüı diùer taraftan savaümakta kararlı olan
komutan Kays b. Sa'd hakkındaki söylentiler askerlerin umutsuzluùa
kapılıp daùılmaya baülamalarına sebep oldu. Bu esnada bazı askerler
tarafından Hz. Hasan'ın çadırı yaùmalandı. Bunun üzerine o, karargâhtan ayrılarak Medain'e gitmek zorunda kaldı. Oraya giderken yolda bir
üahsın saldırısına uùrayarak yaralandı ve Medain'e götürülerek tedavi
Bu sırada Hz. Hasan Irak halkının ileri gelenlerinin
edildi.196
Muaviye’ye biat etmeye baüladıklarını197 ve askerlerinin daùıldıùını öùrendi. Bu durum karüısında Muaviye ile anlaümaya karar verdi. Yapılan
düümanlarıyız”
diyerek onu úslam ümmetinin dıüına çıkmakla suçlamıütır. Bkz.
Belâzurî, Ensâb, III, 285; Müberred, el-Kâmil, II, 117; úbn Abdirabbih, Ikd, IV, 338;
Mesûdî, Mürûc, III, 25-26; krü. Ya'kûbî, Târîh, II, 187.
193Belâzurî, Ensâb, III, 293; Dîneverî, Ahbâr, 217. úbrahim Sarıçam, gerek Muaviye ve
gerekse Hz. Hasan'ın büyük ordularla birbirlerine karüı sefere çıkmalarının Hz. Hasan'ın halife seçildiùi ilk günlerde barıü yapma düüüncesini açıklamadıùını gösterdiùini ileri
sürmektedir (úbrahim Sarıçam, Emevî-Hâüimî úliükileri úslâm Öncesinden Abbâsîlere Kadar, Ankara 1997, s. 283).
194 Ya'kûbî, Târîh, II, 214.
195 Taberî, Târîh, III, 165.
196 Taberî, Târîh, III, 165, 167; krü. Ya'kûbî, Târîh, II, 214-215; Dîneverî, Ahbâr, 217-218.
197Belâzurî, Ensâb, III, 284. Irak halkının ileri gelenleri kabileleri adına Muaviye’ye biat
etmeye baüladılar. úlk olarak Halid b. Ma’mer, kabilesi Rebîa adına Muaviye’ye biat etti
(Belâzurî, Ensâb, III, 284). Bunu öùrenen Hz. Hasan Iraklılara seslenerek babasını önce
savaüa ve tahkime zorladıklarını sonra da ona muhalefet ettiklerini, üimdi de Irak halkının ileri gelenlerinin Muaviye’ye biat ettiklerini öùrendiùini söyleyerek serzeniüte bulunmuü ve kendisini aldatmamalarını istemiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 285). úbn A'sem,
Kays b. Sa'd'ın Hz. Hasan'a bir mektup yazarak beraberinde bulunan Kûfe'nin ileri gelenlerinin Muaviye'ye biat ettiùini ve kendisinin bu çözülmenin önüne geçmediùini bildirdiùini kaydetmektedir (úbn A'sem, Futûh, k için
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 79 (1, 2)
158
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
görüümeler neticesinde daha çok kiüisel kazanımlar elde etmeyi garanti
altına alarak hilafetten çekildi.198
Hz. Hasan Muaviye ile anlaütıktan sonra Meskin'de bulunan öncü kuvvet komutanı Kays b. Sa'd'a bir mektup göndererek yaptıùı anlaümayı haber vererek Muaviye'ye itaat etmesini istedi. Bunun üzerine
Kays b. Sa'd emrindeki askerleri toplayarak durumu onlara bildirdi ve
önlerinde iki seçenek bulunduùunu; ya imamsız mücadelelerini sürdüreceklerini ya da doùru yoldan ayrıldıùına inandıkları Muaviye'ye itaat
edeceklerini belirtti.199 úbn Ebî ûeybe'nin rivayetine göre Kays askerlerine, "Dilerseniz sizinle ölünceye kadar mücadele ederim, dilerseniz sizin
için eman alırım" teklifinde bulundu. Askerler eman almak koüuluyla
teslim olmayı tercih ettiler.200 Bu karar üzerine askerler hem kendilerinin hem de diùer Hz. Ali taraftarlarının mal ve can emniyeti teminat
altına alınıncaya kadar Muaviye'ye karüı savaümak için yemin ettiler.201
Taberî, Târîh, III, 165, 167; Ya'kûbî, Târîh, II, 214-215; Dîneverî, Ahbâr, 217-218. Hz.
Hasan'ı Muaviye ile anlaümaya sevk eden sebepler arasında; üahsiyeti, savaü taraftarı
bir insan olmaması, fitneye karüı olması ve iktidar mücadelesi içinde yer almak istememesi, babası dönemindeki iç savaüların Müslümanların gücünü zayıflatmaktan baüka bir sonuç getirmediùini görmüü olması ve bunun için fedakarlık yaparak hilafet
hakkından vazgeçmek durumunda kalması, babasının bir suikast sonucu öldürülmesi,
Medain'de çadırının yaùmalanıp yaralanması gibi olaylardan hareketle Kûfelilere karüı
duyduùu güvensizlik, komutanı Ubeydullah'ın Muaviye tarafına geçmesi, bazı
Kûfelilerin Muaviye ile anlaümak istemeleri, Muaviye karüısında güçsüzlüùünü anlamıü
olması, Muaviye'nin yaüça büyük ve siyasi tecrübesinin de daha fazla olması zikredilebilir. Bkz. Demircan, úktidar Mücâdelesi, s. 66-69. Anlaümanın üartları hakkında geniü
bilgi için bkz. Demircan, úktidar Mücâdelesi, 75-86.
199 Abdurrezzâk, Musannef, V, 462; Belâzurî, Ensâb, III, 292; Dîneverî, Ahbâr, 217;
Taberî, Târîh, III, 168; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 15, 19, 89. Belâzurî'nin el-Hasan elBasrî'den naklettiùine göre Kays b. Sa'd askerlerine yaptıùı konuümada, Muaviye taraftarlarının baülangıçta Hz. Muhammed’i yalanlayıp onu inkar ettiklerini, Müslümanların
güçlenmesi karüısında içlerinde nifak olduùu halde istemeyerek úslama girdiklerini, úslam'a karüı gelme fırsatını yakaladıklarında içlerindeki nifakı açıùa vurduklarını; Hz.
Hasan’ın aciz ve zayıf kaldıùını ve Muaviye ile barıüa boyun eùdiùini ifade etmiü, bundan sonra ya imamsız savaüacaklarını ya da fitne sahibine (Muaviye’ye) biat edeceklerini belirtmiü ve iki seçenekten birisini seçmelerini istemiütir. Askerler de Muaviye’ye tabi
olmayı kabul etmiülerdir. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 294.
200 úbn Ebî ûeybe, Ebû Bekir Abdullah b. Muhammed b. Ebî ûeybe (235/849), elMusannef fi'l-Hadîs ve'l-Âsâr, thk., Kemal Yusuf el-Hût, I-VII, Mektebetu'r-Ruüd, Riyad
1409, VII, 472.
201 Abdurrezzâk, Musannef, V, 462; Belâzurî, Ensâb, III, 284. Belâzurî, Kays'a baùlılık
yemini eden askerlerin sayısını dört bin olarak vermektedir. Ya'kûbî ise, Ubeydullah ile
sekiz bin askerin Muaviye tarafına geçtiùini bildirmektedir (Ya'kûbî, Târîh, II, 214). úbn
Ebî ûeybe'nin naklettiùine göre Kays'ın emrinde 5.000 asker bulunmaktaydı. Belki de
Kays b. Sa’d, Muaviye’nin Hz. Hasan ile anlaütıùını öùrendikten ve Muaviye’ye teslim
olması için Hz. Hasan’dan mektup aldıktan sonra askerleriyle durum deùerlendirmesi
yapmıü, onlara teslim olmayı ya da mücadeleyi sürdürmeyi seçebileceklerini söylemiü;
12.000 askerden 8.000’i teslim olmayı tercih ederken 4.000’i imamsız da olsa kendilerinin ve Hz. Ali taraftarlarının mal ve can emniyeti saùlanıncaya kadar mücadeleyi sürdürmeye karar vermiülerdir. Çünkü bunlar teslim oldukları takdirde geçmiüte yaptıkla198
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 80 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
159
Kays b. Sa'd'ın idari ve siyasi yeteneùinin, kararlılıùının ve askerleri
üzerindeki etkisinin farkında olan Muaviye, onlara karüı savaütıùında
en az onların sayısı kadar kendi askerlerinden de kayıp vereceùini biliyordu. Bu yüzden anlaüma yoluyla Kays'ın teslim olması için çalıütı,
Hasan b. Ali'nin kendisine biat ettiùini belirterek onu kendisine biat
etmeye çaùırdı. Fakat Kays b. Sa'd askerleriyle kararlaütırdıùı üartlar
kabul edilinceye kadar mücadeleyi sürdürmekte ısrar etti. Karüılıklı
mektuplaümalar bir süre devam ettikten sonra Muaviye, Kays'ın ileri
sürdüùü koüulları kabul edeceùini belirterek, bu üartları gönderdiùi altı
mühürlü boü kâùıda yazmasını istedi. Kays b. Sa'd da kararlaütırdıkları
gibi kendilerinin ve tüm Hz. Ali taraftarlarının mal ve can güvenliklerinin saùlanması ve geçmiüte yaptıklarından dolayı cezalandırılmamaları
koüullarını ilgili belgeye yazarak Muaviye'ye gönderdi. Maddi herhangi
bir talepte bulunmadı. Muaviye de bu üartları kabul etti.202 Bu antlaümadan sonra Kays b. Sa'd Meskin'den ayrılarak Kûfe'ye geldi ve burada
isteksiz de olsa Muaviye'ye biat etti.203 Hz. Hasan taraftarlarının biat
etmesiyle Muaviye, Hz. Osman'ın üehit edilmesiyle baülayan siyasi bölünmüülüùü ortadan kaldırarak ümmetin birliùini saùladı.
Kays b. Sa'd ve emrindeki askerlerin Muaviye'ye karüı mücadelede
kararlı olmaları, hem kendilerinin hem de Hz. Ali taraftarlarının geleceùi açısından önemli kazanımlar elde etmelerini saùladı. Bu sayede gerek
Hz. Osman'a karüı isyan edenler, gerekse Muaviye'ye karüı Sıffîn'de savaüanlar ve onu acımasızca eleütirenler, takibattan ve cezalandırılmaktan kurtuldular. Gerçekten de Muaviye yaptıùı anlaümaya sadık kalarak
Hz. Osman'a isyan edenler de dâhil olmak üzere Hz. Ali taraftarlarını
geçmiüte yaptıklarından dolayı hesaba çekerek cezalandırmadı.
Muaviye bütün müslümanların halifesi olunca, Hz. Ali tarafında
yer almıü bulunan Ensâr, mevcut statülerinin ve haklarının korunması
kaygısına düütüler ve Muaviye'ye bir heyet göndererek Ensâra
Rasûlullah'ın vasiyetine göre204 muamele etmesini talep ettiler. Muaviye
rından ötürü takibata uùramaktan ve cezalandırılmaktan korkmaktaydılar. Kays'ın da
içinde bulunduùu bu askerler eman almadan teslim olmadılar.
202 Abdurrezzâk, Musannef, V, 462; Belâzurî, Ensâb, III, 292, 294; Taberî, Târîh, III, 168;
úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 15, 19, 89. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 294.
203 Abdurrezzâk, Musannef, V, 463; Belâzurî, Ensâb, III, 293; Taberî, Târîh, III, 168; úbn
Kesîr, el-Bidâye, VIII, 15, 19, 89. Bir baüka rivayete göre Kays, biat etmeden Medine'ye
dönmüü, daha sonra Muaviye'nin ısrarı üzerine biat etmiütir (úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII,
102). úbn A'sem'in naklettiùine göre Muaviye herkese eman vermesi üartıyla kendisine
biat etmek isteyen Hz. Hasan'a sadece Kays'a eman vermeyeceùini belirtmiü, fakat Hz.
Hasan bunu kabul etmeyince ona da eman vermek durumunda kalmıütır. Kays, Hz.
Hasan'ın ısrarları sonucu Muaviye'ye biat etmiütir (úbn A'sem, el-Futûh, II, 294).
204 Hz. Peygamber, son hastalıùı sırasında Ensârdan bazı kimselerin kendisini ebediyen
kaybedecekleri korkusuyla toplanıp aùladıklarını öùrenince minbere çıkıp Ensâr hakkında bir konuüma yapmıü, onlara iyi davranılmasını, hatta kötülük yapanlarının bile
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 80 (1, 2)
160
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
de onlara Ensârın kendisine karüı mücadelelerini ve düümanlıùını hatırlatıp bu kadar düümanlıktan sonra özür dilemeden böyle bir talepte
bulunmalarına üaüırdıùını dile getirerek onlara sitem etmiütir. Heyettekiler adına ona cevap veren Kays b. Sa'd, bu düümanlıùın esas sorumlusunun Muaviye olduùunu ve kendilerinin doùru olanı yaptıklarını,
kendisine itaati Allah'a itaat olarak bildikleri bir üahsın emrine uyarak
ona karüı savaütıklarını belirtmiü; onunla yakın iliüki içine girmek istemediklerini, ancak ondan úslam’a sahip çıkmasını ve Rasûlullah'ın vasiyetine uymasını istediklerini ifade etmiütir.205
Kays b. Sa’d ve Hz. Hasan'ın ordusunda bulunan Medineliler,
Muaviye'nin iktidara geliüiyle birlikte Kûfe'den ayrılarak Medine'ye
dönmüülerdir.206 Bundan sonraki yaüamını Medine'de sürdüren Kays
b. Sa'd, yeni yönetimde görev almak ya da sıcak iliükiler içinde bulunmak istememiütir. Bununla birlikte Muaviye onunla karüılaütıùında ona
deùer vermiü ve saygı göstermiütir. Bir defasında Muaviye Kays b. Sa'd'ı
yanına alarak birlikte Kâbe'yi tavaf etmiü ve onu Dâru'n-Nedve'ye götürerek yanına oturtmuütur. Burada yaptıkları sohbet esnasında Muaviye
-belki de Kays'ı sınamak amacıyla- Hz. Ali hakkında çirkin sözler söylemiü; Kays hemen ona müdahale ederek, Hz. Peygamber'in Hz. Ali
hakkındaki sözlerini hatırlatarak onun hakkında çirkin sözler söylememesi gerektiùi uyarısında bulunmuütur.207 Böylece Kays b. Sa'd, Hz.
Ali'ye olan muhabbetinin Hz. Peygamber'in sözlerine dayandıùını ve bu
yüzden onu savunduùunu göstermiü, halifeye yakın olmak arzusuyla
düüüncesini gizlememiütir.
Kûfe'den ayrıldıktan sonra Medine'de siyasetten uzak yaklaüık
yirmi yıl sade bir hayat süren Kays b. Sa'd, Muaviye döneminin sonlarında 59/679 ya da 60/680 yılında vefat etmiütir.208 Zekâsından ve
fitne dönemi olaylarındaki tutumundan dolayı ismi Arap dâhileri ara-
baùıülanmasını tavsiye etmiütir. Bkz. Buhârî, el-Câmiu's-Sahîh, ústanbul, 1981,
"Menâkıbü'l-ensâr", 11; Hüseyin Algül, "Ensâr", DúA, XI, 252.
205 Mes'ûdî, Mürûc, III, 26; úbn Abdirabbih, Ikd, IV, 34; Zehebî, Siyeru A’lâmi'n-Nubelâ, III,
111.
206Kûfe'den Medine'ye dönerken Kays b. Sa'd, her gün bir deve keserek arkadaülarına
ikram etmiütir (úbn Ebî ûeybe, el-Musannef, V, 333; VII, 472.
207Mes'ûdî, Mürûc, III, 23.
208 úbn Sa'd, Tabakât, VI, 52; Halîfe, Târîh, 227; úbn Kuteybe, Ma'ârif, 113; úbnü'l-Esîr, elKâmil, III, 525; Zehebî, Siyeru A'lâmi’n-Nubelâ, III, 112. Kays b. Sa'd'ın Hz. Ebû Bekir'in
kız kardeüi Karîbe bt. Ebî Kuhâfe ile evlendiùi nakledilmektedir (úbn Sa'd, Tabakât, VIII,
249). Bu evliliùin siyasî bir yönü olup olmadıùı bilinmemekle birlikte bu evlilik Kays'ın
Muhammed b. Ebî Bekir ile iliükilerine etki etmiü olabilir. úüin ilginç tarafı babası
Sa'd'ın yerine Ebû Bekir, kendisinin yerine de Mısır valiliùine Muhammed b. Ebî Bekir
getirilmiütir, fakat Kays bunlara çok sert tepki göstermemiütir. Bunda söz konusu evliliùin etkisi olabilir.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 81 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
161
sında zikredilen Kays b. Sa'd,209 idari ve siyasi yeteneùi, cesareti, cömertliùi, iyilikseverliùi ve ilkeli kiüiliùiyle210 tarihteki yerini almıütır.211
Sonuç
únsanları idare etmeyi bilen ve liderlik kabiliyeti olan Kays b. Sa'd,
fitne dönemi olaylarında öne çıkan ve belirleyici rol oynayan siyasi üahsiyetlerden birisi olmuütur. únsanları idare etme sanatını kabilesinin
lideri olan babasından ve hizmetinde bulunduùu Hz. Peygamberden
öùrenmiütir. Hz. Peygamber döneminde sancaktarlık ve seriyye komutanlıùı yapmıü, fakat ilk üç halife döneminde fetihlere katıldıysa da
kendisine idari bir görev verilmemiütir. Hz. Osman'ın asiler tarafından
katledilmesinden sonra iktidara gelen Hz. Ali, önemli eyaletlere
Ensârdan valiler tayin ederek onlarla birlikte yönetimi paylaümıütır. Bu
valilerden Mısır'a tayin edilen Kays b. Sa'd görevinde baüarılı olmuü,
stratejik bakımdan hayati öneme sahip bu eyaleti hakimiyeti altına almıütır. Ancak bunu kendi siyasi geleceùi açısından tehdit olarak gören
Muaviye, onu kazanmak ya da görevinden alınmasını saùlamak amacıyla diplomatik giriüimlerde bulunmuü ve böylece Kays ile Hz. Ali arasında güvensizlik oluüturmuü; onun bu stratejisini fark edemeyen Hz. Ali
de onu görevinden azlederek en önemli siyasi hatalarından birisini gerçekleütirmiütir. Üstelik onun yerine ismi halefinin katilleri arasında
zikredilen idari ve siyasi tecrübesi bulunmayan genç Muhammed b. Ebî
Bekr'i atamıütır. Halifenin bu hataları Mısır'ın elinden çıkmasına sebep
olmuütur.
Kays b. Sa'd, Hz. Ali'yi mevcut sahabiler içinde hilafete en layık
kiüi olarak görmüü ve onu hem sözlü hem de fiili olarak desteklemiü; bu
hususta Ensârın öncülüùünü yapmıütır. Valilikten azledilmesine neden
olan Muaviye'yi ve taraftarlarını meüru halifeye karüı isyan edenler olarak deùerlendirmiü ve onlara karüı savaümakta tereddüt etmemiütir.
Hâricîlere karüı da benzer duygu ve düüüncelerle mücadele etmiütir.
Kays b. Sa'd'ın yaüadıùı dönemin beü Arap dâhisinden birisi olduùu hakkında bkz.
Abdurrezzâk, el-Musannef, V, 463; Taberî, Târîh, III, 168; Zehebî, Siyeru A'lâmi’nNubelâ, III, 108; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 338, VIII, 102; Kalkaüandî, Ahmed b. Ali
(821/1418), Subhu'l-A'üâ fî Sınâati'l-únüâ, thk. Yusuf Ali Tavîl, Dımaük 1987, I, 510.
210 úbn Abdirabbih, el-Ikdu'l-Ferîd, I, 256; Kindî, Vulât, 21; Mes'ûdî, Murûc, III, 26; Zehebî,
Siyeru A'lâmi’n-Nubelâ, III, 106; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 337, VIII, 100. Kays b. Sa'd'ın
hile ve entrikayı herkesten daha iyi bildiùi halde Hz. Peygamber'den hile ve tuzak kurmanın cehennemlik iü olduùunu duyması sebebiyle buna baüvurmadıùını ifade ettiùi
nakledilir. Bkz. Kindî, Vulât, 21; Zehebî, Siyer, III, 107-108; úbn Taùriberdî, enNücûmu'z-Zâhire, I, 95, 96.
211 Kays b. Sa'd'ın rivayet ettiùi hadisler için bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 421; Ebû
Dâvûd, Sünen, "Siret", 3, "Nikâh", 40; úbn Sa'd, Tabakât, I, 451; el-Beyhakî, Ebû Bekr
Ahmed b. hasan b. Ali (458/1079), es-Sünenü'l-Kübrâ, thk. Muhammed Abdülkadir Atâ, Mektebetü'd-Dâri'l-Bâz, Mekke 1414/1994, I, 293; Zehebî, Siyeru A'lâmi’n-Nubelâ,
III, 102, 107, 108.
209
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 81 (1, 2)
162
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Ammâr b. Yâsir'in Sıffîn'de öldürülmesinden sonra Hz. Ali'nin en
önemli adamı haline gelen Kays, ölünceye kadar halife için mücadele
etmekte kararlı askerlerden oluüturulan üurtatü'l-hamîs adlı ordunun
komutanlıùına getirilmiü ve Azerbaycan valiliùi de uhdesine verilmiütir.
Bir suikast sonucu Hz. Ali üehit olunca, ordu komutanı olarak Kays b.
Sa'd, Hz. Hasan'a biat edilmesini saùlamıü ve onu Muaviye'ye karüı savaüması için teüvik etmiütir. Baülangıçta buna yanaümayan Hz. Hasan,
Muaviye'nin saldırıya geçmesi üzerine savaü kararı almıü, Kays'ı da komutanlıktan
alarak
yerine
Ubeydullah'ı
getirmiütir.
Ancak
Ubeydullah'ın para karüılıùında Muaviye ile anlaüarak saf deùiütirmesi
üzerine askerler tarafından Kays tekrar komutan yapılmıütır.
Bu arada Hz. Hasan Muaviye ile anlaümıü ve Kays'ın teslim olmasını istemiütir. Bunun üzerine Kays kendisi, askerleri ve Hz. Ali taraftarları adına eman almak için mücadele etmiü, yaptıklarından dolayı
Hz. Ali taraftarlarının cezalandırılmayacaùına dair yazılı bir anlaüma
yaparak Muaviye'ye biat etmiütir. Kays'ın bu kararlılıùı hem
Muaviye'nin Hz. Hasan'ın üartlarını kabul etmesini hem de kendisinin
eman almasını ve böylece Hz. Osman karüıtı olanlar da dâhil Hz. Ali
taraftarlarının cezalandırılmamasını saùlamıütır. Ubeydullah gibi kendi
yakınları Hz. Hasan'a ihanet ederken, Kays aldıùı bütün rüüvet tekliflerini reddederek parayla satın alınamayacak güvenilir ve ilkeli bir devlet
adamı olduùunu göstermiütir. Öyle anlaüılıyor ki Kays b. Sa'd, Hz. Ali'yi
desteklemeseydi Muaviye daha kısa zamanda iktidarı ele geçirebilirdi.
Netice olarak Hz. Peygamber'in terbiyesi altında yetiüen Hz. Ali ve
Kays b. Sa'd, úslam'ın ilkelerine baùlı kaldıkları ve entrikayla siyasi baüarı kazanmayı bu ilkelere uygun bulmadıkları için kaybederken, siyasi
baüarı için her türlü hile ve entrikaya baüvurmaktan çekinmeyen
Muaviye siyasi mücadeleyi kazanmıütır.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 82 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
163
KAYNAKÇA
Abdurrezzâk, Ebû Bekir b. Hemmâm es-San’ânî (211/826), elMusannef, thk., Habiburrahmân el-A’zamî, Beyrut 1403.
Abdülbâkî, b. Kâni’ Ebu’l-Hüseyn (351/962), Mu’cemü’s-Sahâbe, thk.,
Salâh b. Sâlim el-Mısrâtî, Medine 1418.
Ahmed b. Hanbel (241/855), el-Müsned, I-VI, Mısır ty.
Akbulut, Ahmet, Sahabe Devri Siyasî Hadiselerinin Kelamî Problemlere
Etkileri, ústanbul 1992.
Akyüz, Vecdi, Hilafetin Saltanata Dönüümesi, ústanbul 1991.
Algül, Hüseyin, "Ensar", DúA, XI, 251-252.
Algül, Hüseyin, úslâm Tarihi, ústanbul 1997.
Apak, Adem, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, Ankara 2001.
Aycan, úrfan, Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin Ebî Süfyan, Ankara
1990.
Bakır, Abdulhalık, Hz. Ali Dönemi, Ankara 1991.
Bakır, Abdulhalık, Hz. Ali ve Dönemi, Ankara 2004.
Belâzurî, Ahmed b. Yahyâ b. Câbir (279/892), Ensâbu’l-Eürâf, thk.,
Süheyl Zekkâr-Riyâd Ziriklî, Beyrut 1996.
Belâzurî, Ahmed b. Yahya b. Câbir (279/892), Futûhu’l-Buldân, thk.,
Rıdvân Muhammed Rıdvân, Dâru’l-Kütübi’l-úlmiyye, Beyrut 1403.
Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. hasan b. Ali (458/1079), es-Sünenü'lKübrâ, thk. Muhammed Abdülkadir Atâ, Mektebetü'd-Dâri'l-Bâz,
Mekke 1414/1994.
Bilge, Mustafa L. “Arîü”, DúA, III, 378-379.
Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. úsmâîl, (256/870), et-Târîhu’lKebîr, thk., es-Seyyid Hâüim en-Nedvî, Dâru'l-Fikr, by. ty.
Buhârî, el-Câmiu's-Sahîh, ústanbul 1981.
Buhl, F. “el-Arîü”, úA, IV, 221.
Buzpınar, ûit Tufan, “Havran”, DúA, XVI, 539-541.
Câbirî, Muhammed Âbid, úslâm'da Siyasal Akıl, çev. Vecdi Akyüz, ústanbul 1997.
Dârimî, Abdullah b. Abdurrahman (255/868), es-Sünen, Beyrut 1407.
Demircan, Adnan, Ali-Muaviye Kavgası, ústanbul 2002.
Demircan, Adnan, Hâricîler'in Siyasî Faaliyetleri, ústanbul 1996.
Demircan, Adnan, úslâm Tarihinin úlk Asrında úktidar Mücâdelesi, ústanbul 1996
Dîneverî, Ebû Hanîfe Ahmed b. Dâvûd (282/895), el-Ahbârü't-Tıvâl,
tah., Abdülmun’im Âmir, Kahire 1960
Dokrat, Besim,“Havrân”, úA, V/1, 378-379.
Ebû Dâvûd, Süleyman b. Eü'as es-Sicistânî (275/888), es-Sünen, thk.,
M. Muhyiddin Abdulhamid, ústanbul 1981
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 82 (1, 2)
164
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Fâkihî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ishâk, Ahbâru Mekke fî Kadîmi’dDehr ve Hâdisihi, thk., Abdülmelik Abdullah Dehîü, Dâru Hadar,
Beyrut 1414.
Fayda, Mustafa, “Cebele b. Eyhem”, DúA, VII, 184-185.
Fıùlalı, Ethem Ruhi, “Ali”, DúA, II, 372.
Fıùlalı, Ethem Ruhi, “Cemel Vak’ası”, DúA, VII, 320-321.
Fıùlalı, Ethem Ruhi, “Hasan”, DúA, XVI, 282-285.
Günal, Mustafa, Hz. Ali Dönemi ve úç Siyaset, ústanbul 1998.
Halîfe b. Hayyât (240/854), Kitâbu’t-Tabakât, thk., Ekrem Ziyâ elUmerî, Riyad 1982.
Halîfe b. Hayyât, (240/854), Târîhu Halîfe b. Hayyât, thk., Ekrem Ziyâ
el-Umerî, Dâru’l-Kalem-Müessesetü’r-Risâle, Dımaük-Beyrut
1397.
Hatîb, Abdülkerim, Alî b. Ebî Tâlib, Beyrut 1975.
Hizmetli, Sabri, úslâm Tarihi, Ankara 1999.
Hizmetli, Sabri, “Tarihi Rivayetlere Göre Hz. Osman’ın Öldürülmesi”,
AÜúFD, XXVII, Ankara 1985, 149-176.
Huart, Cl., “Ali”, úA, I, 307.
úbn A’sem el-Kûfî, Ebû Muhammed Ahmed (314/962), el-Fütûh, Beyrut
1406/1986
úbn Abdilberr, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah b. Muhammed (463/1071),
el-ústî’âb fî Ma'rifeti’l-Ashâb, thk., A. M. el-Bîcâvî, Kahire ty.
úbn Abdilhakem, Ebu'l-Kâsım Abdurrahman b. Abdillah (257/870),
Futûhu Mısr ve Ahbâruhâ, (thk. Charles Torrey), el-Mektebetu'lMüsennâ, Baùdat ty.
úbn Abdirabbih, Ebû Ömer Ahmed b. Muhammed el-Endelûsî
(327/939), el-Ikdü’l-Ferîd, thk. Ahmed Emîn ve diù., Kahire 1965.
úbn Asâkir, Ebu'l-Kâsım Ali b. el-Hasan b. Vehbetullah (571/1175),
Târîhu Medîneti Dımaük, yy. ty.
úbn Ebî ûeybe, Ebû Bekir Abdullah b. Muhammed b. Ebî ûeybe
(235/849), el-Musannef fi'l-Hadîs ve'l-Âsâr, thk., Kemal Yusuf elHût, Mektebetu'r-Ruüd, Riyad 1409.
úbn Hacer el-Askalânî, ûihâbuddîn Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali (852/1449),
el-úsâbe fî Temyîzi's-Sahâbe, thk., A. M. el-Bicâvî, Kahire 1970.
úbn Hacer el-Askalânî, Tehzîbu't-Tehzîb, Dâru'l-Fikr, Beyrut 1984.
úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965),
es-Sîretu’n-Nebeviyye ve Ahbâru Hulefâ, tsh., Hafız Seyyid Aziz
Bey, Beyrut 1987.
úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965),
Kitâbu’s-Sikât, thk., Es-Seyyid ûerifuddîn Ahmed, Dâru’l-Fikr, yy.
1975.
úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965),
Meüâhiru’l-Ulemâi’l-Emsâr, thk., M. Fleischer, Dâru’l-Kutubi’lúlmiyye, Beyrut, 1959.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 83 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
165
úbn Hiüâm, Ebû Muhammed Abdülmelik (218/833), es-Sîretu’nNebeviyye, thk., Taha Abdurraûf Sa’d, (I-VI), Dâru’l-Cîl, Beyrut
1411/1990.
úbn úshâk, Muhammed b. úshâk b. Yasâr (151/768), Sîratu úbn úshâk,
thk., Muhammed Hamidullah, Konya 1981.
úbn Kesîr, Ebu'l-Fidâ úsmâîl b. Ömer, (öl. 774/1372), el-Bidâye ve’nNihâye, I-XIV, Mektebetü’l-Meârif, Beyrut ty.
úbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim (276/889), el-úmâme
ve’s-Siyâse, (úbn Kuteybe'ye nispet edilir), thk. Tâhâ Muhammed
ez-Zeynî, Kahire 1967.
úbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim ed-Dîneverî
(276/889), Kitâbu’l-Meârif, thk., Muhammed úsmail Abdullah esSâvî, Dâru úhyâi't-Turâsi'l-Arabî, Beyrut 1970.
úbn Sa’d, Ebû Abdillah Muhammed (230/845), et-Tabakâtü’l-Kübrâ,
Dâru Sâdır, Beyrut ty.
úbn Seyyidinnâs, Uyûnu’l-Eser fî Funûni’l-Meùâzî ve’s-Siyer, thk., Muhammed el-Îd el-Hatrâvî vd., Beyrut 1992.
úbn Taùriberdî, Ebu'l-Mehâsin Cemalüddîn Yûsuf (874/1470), enNücûmu'z-Zâhire fî Mulûki Mısr ve'l-Kâhire, Kahire 1929.
úbnü’l-Esîr, úzzüddîn Ali b. Muhammed b. Muhammed (630/1232), elKâmil fi't-Târîh, thk., Ebû'l-Fidâ Abdullâh el-Kâdî, Beyrut 1995.
úsfahânî, Ebu'l-Ferac (356/967), Makâtilu't-Tâlibiyyîn, thk. es-Seyyid
Ahmed Sakr, Dâru úhyâi Kutubi'l-Arabiyye, by. ty.
Kalkaüandî, Ahmed b. Ali (821/1418), Subhu'l-A'üâ fî Sınâati'l-únüâ, thk.
Yusuf Ali Tavîl, Dımaük 1987
Kapar, Mehmet Ali, “Hz. Ali'nin Öldürülmesi ile úlgili Rivayetlerin Deùerlendirilmesi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
Sayı: 3, Konya 1994, 341-345.
Kindî, Ebû Ömer Muhammed b. Yusuf (350/961), Kitâbu’l-Vulât ve
Kitâbu’l-Kudât, thk., Rhuvan Guest, Leyden London 1912/ Beyrut
1908.
Lammens, “Büsr”, úA, II, 841-842.
Lammens, “Hasan”, úA, V/I, 308-309.
Makrizî, Takıyyüddîn Ahmed (845/1442), Hıtat, Dâru Sâdır, Beyrut ty.
Mes'ûdî, Ebu’l-Hasan Ali b. el-Hüseyn b. Ali (346/956), Mürûcu’z-Zeheb
ve Meâdinu’l-Cevher, Mısır 1384/1964.
Minkarî, Nasr b. Muzâhim (212/827), Vak’atu Sıffîn, thk., Abdüsselâm
Muhammed Hârûn, Kahire 1382/1962.
Mizzî, Ebu'l-Haccâc Abdurrahman b. Yusuf, Tehzîbu'l-Kemâl fî Esmâi'rRicâl, nür., Beüüâr Avvâd Ma'rûf, Müessesetü'r-Risâle, Beyrut
1980.
Muberred, Ebu'l-Abbâs Muhammed b. Yezid (285/898), el-Kâmil fi'lLugati ve'l-Edeb, tah., Muhammed Ebu’l-Fadl úbrahim, Kahire ty.
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 83 (1, 2)
166
Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar
Önkal, Ahmet, "Tahkim Olayı Üzerine Bir Deùerlendirme", úSTEM, Yıl:1,
Sayı: 2, 2003, 33-68.
Önkal, Ahmet, “Ci’râne”, DúA, VIII, 25.
Özaydın, Abdülkerim, “Büsr b. Ebû Ertât”, DúA, VI, 494.
Sarıçam, úbrahim, Emevî-Hâüimî úliükileri úslâm Öncesinden Abbâsîlere
Kadar, Ankara 1997.
Sarıçam, úbrahim, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, Ankara 2001.
Söylemez, Mahfuz, Bedevîlikten Hadârîliùe Kûfe, Ankara 2001.
ûemsuddîn es-Sehâvî (902/1496), et-Tuhfetu’l-Latîfe fî Târîhi Medîneti’üûerîfe, Dâru’l-Kutubi’l-úlmiyye, Beyrut 1993.
Taberânî, Ebu’l-Kasım Süleyman b. Ahmed (360/970), el-Mu’cemu’lKebîr, thk., Hamdi Abdülmecîd Selefî, Mektebetü’l-Ulûmi’l-Hukm,
Musul 1983.
Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerîr b. Rüstem (310/922), Târîhu'lUmem ve'l-Mülûk, Dâru’l-Kütübi’l-úlmiyye, Beyrut 1407.
Terzi, Mustafa Zeki, Hz. Peygamber ve Hulefâi Râüidîn Döneminde Askerî Teükilât, Samsun 1990.
Vâkıdî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer (207/822), Kitâbu’r-Ridde ve
Nebezetun min Futûhi’l-Irâk, neür. Muhammed Hamidullah, Paris
1989/1409.
Vâkıdî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer (207/823), Kitâbü'l-Meùâzî,
thk., Marsden Jones, London 1966.
Wellhausen, Julius, Arap Devleti ve Sukutu, çev. Fikret Iüıltan, Ankara
1963.
Ya'kûbî, Ahmed b. Ebî Ya'kûb b. Ca'fer b. Vehb (292/904), Târîhu'lYa'kûbî, Dâru Sâdır, Beyrut ty.
Yâkût, Ebû Abdillah b.Abdillah el-Hamevî (626/1229), Mu’cemu’lBuldân, Dâru’l-Fikr, Beyrut ty.
Yılmaz, Metin, úslam ûurta Teükilatı (Ortaya Çıkıüı ve úüleyiüi), Samsun
2003, (Basılmamıü Doktora Tezi).
Zehebî, ûemsüddin Muhammed b. Ahmed b. Osman (748/1347), Siyeru
A’lâmi’n-Nubelâ, thk., ûuayb el-Arnavût-M. Nuaym el-Arksûsî,
Beyrut 1986.
Zehebî, ûemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Osman (748/1347),
Târîhu’l-úslâm ve Vefeyâtü’l-Meüâhir ve'l-A’lâm, (Ahdu’l-Hulefâi’rRâüidin), thk., Ömer Abdüsselâm Tedmürî, Dârü’l-Kütübi’l-Arabî,
Beyrut 1407/1987.
Zemahüerî, Ebu’l-Kasım Muhammed b. Ömer (538/1143), el-Fâik fî
øarîbi’l-Hadîs, thk., Becâvî-Muhammed Abdü’l-Fadl úbrahim, Kahire 1971
20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 84 (1, 1)
Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d
167
The Place of Kays b. Sa’d, the Genius of Arabs in the Struggle
for the Position of Power in the Period of the Companions of
The Prophet Muhammad
ABSTRACT
This article examines, in general, the place of some people who
played important roles on political developments in the period of
Caliph Ali and his son, Hasan, and, in particular, the place of Kays
b. Sa’d who was one of the genius of Arabic people and statesmen,
his political and administrative affairs, the explanations of the first
domestic disorders, the reasons for the dividing of the Muslim nation, and the policies of the statements towards those events. Kays
b. Sa’d worked as a governor of Egypt and Azerbaijan in the time of
Caliph Ali, as a commander of army, as a consultant in the state
affairs, as an ambassador at abroad, and caused the companions of
the Prophet Muhammad engage in war on behalf of Caliph Ali in
the civic wars. He took an active role in having of caliphate for
Hasan, and fought against Muaviye for his accomplishing of this
task. When Hasan and Muaviye came to an agreement, Kays b.
Sa’d made a written agreement based on the stipulation that any
harm in terms of life and properties would not be given to the followers of Ali, and then he left from his duty. He also played an important role in not giving any punishment for their past activities.
Key Words: Kays b. Sa'd, Caliph Ali b. Abi Talib, Hasan b. Ali,
Muaviya, Ansâr.
Download