MÜŞRİKLERİ TAKLİT ETMEYE REDDİYE Muhammed bin Ahmed bin Osman bin Kaymaz et-Türkmani ez-Zehebi Mütercim: Ebu Muhammed es-Selefi www.almuwahhid.com 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İmam Zehebi Muhammed bin Ahmed bin Osman bin Kaymaz et-Turkmani ez-Zehebi, Şemsettin, Ebu Abdullah eş-Şafii ed-Dimeşki; hafız, âlim, tarihçi ve araştırmacıdır. Hicri 673, Miladi 1275 yılının Rebiü'l-Evvel ayında Şam Kafarabatna’da doğmuştur. Karafabatna olarak bilinen yer aynı zamanda Meyyafarkin olarak bilinir ki bu mıntıka Diyarbakır, Silvan’dır. Hafiz Zehebi ilim öğrenmek amacıyla birçok bölgelere gitmiştir. Zehebi Şam diyarından Balebek, Haleb, Hımış, Hama, Trablus, Kerk, Maarra, Busra, Nablus, Remle, Kudüs ve Tebük'e ilim elde etmek amacıyla seyahatler düzenlemiş ve icazet sahibi olmuştur. Ardından Mısıra giden Zehebi İskenderiye el-Ula, Maan, Mekke, Arafat, Mina ve Medine’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda yere ilim tahsili amacıyla seyahatler düzenlemiş ve ilim öğrenmiştir. Kimi erkek, kimi bayan birçok büyük alimden eğitim gören Zehebi’nin ilim öğrendiği alimler arasında Şeyhü'l-İslam İbni Teymiye (ö. 728/1328), İbni Dakik el-İyd, İbrahim Taberi Ömer bin Abbas, Ebu'l-Haccac el-Mizzi (ö. 742/1341), Alimuddin Barzali, Hatice bint Yusuf, Zeynep bint Ahmed ve Fatıma bint İbrahim de yer almıştır. İlim öğrendiği bayan alimlerin 100’den fazla olduğu bilinmektedir ve bin kırk tane alimden semai (dinlemeyle) yolla dersler almıştır. Kıraat, hadis, cerh ve tadil ve tarih ilimlerinde uzmanlaşmış ve otorite olmuştur. Okumuş olduğu kitapların sayısı bilinmeyecek dereceye ulaşmıştır. Zehebi ilim edindiği her alanın tümüne vakıf olmuş ve hiçbir alanını boş bırakmamıştır. Edindiği ilimlerden hadiste öyle bir dereceye varmıştır ki kendisinden sonra gelenler ona "hadis ilminin Emirü'l Mü'minin'i, Selefin bakiyesi, âlemin reisi, İmam ve Hafız" gibi ünvanlar vermişlerdir. Zehebi'nin hıfzı darbı mesellere konu olmuş hadis ilminde "Emirü'l Mü'minin" olarak nam salmış, İbni Hacer el-Askalanî onun bu ilmine hep hayranlık duymuş ve "Zemzemi ne niyetle içersen o olur"1 hadisine dayanarak Zemzemi içip kendisini Zehebi gibi bir ilim sahibi yapması için Ahmed, Müsned, 3/357; İbni Mace, 3062; Beyhaki, 5/202, 248; Hakim, 1/475; Darakutni, 2/289; Hatib, Tarih, 1/166; 3/179; Ebu Nuaym, Tarih-i İsfahan 2/37 1 2 Allah'a dua etmiş ve onun hakkında “O, hadis ravilerini eleştirebilecek derecede hadis ilminin âlimi olmuşların arasındadır” demiştir. Yine İbni Hacer, Zehebi hakkında: "O öyle bir âlimdir ki, kıyamet günü peygamberimizin yanına oturtulup kendisine hadi şu insanlara bak da hükmünü ver dense Zehebi oradakilerin yüzlerine bakarak kimin yalancı kimin sika olduğunu ayırabilirdi." demiştir Talebelerinin en meşhurlarından Zerkeşi onu şöyle anlatır...“Tam Zahidliği, başkalarını nefsine tercihi, hayra ilk koşan olması, geleceğe rağbet etmekle birlikte hayatını peygamberin hadisleri, uğruna feda etmesi...” Bir başka talebesi el-Hüseyni “Ondan Kitap ve Sünneti çok kimse öğrendi" demektedir. Hafız İbni Kesir ise onun hakkında şöyle demiştir: “Hadis alimleri ve hocaları onunla bitmiştir.” Suyuti onun hakkında şöyle demiştir: “Ben derim ki Allaha yemin olsun gelmiş geçmiş alimlerden hadis konusunda kendisine başvurulacak ancak dört tanesi vardır: el-Mizzi, ez-Zehebi, el-Iraki ve İbn’ul Hacer el-Askalani” Zehebi’ye reddiyeler de yazan talebelerinden Taceddin Sübki Zehebi hakkında şunları söyler: “Şeyhimiz, üstadımız, İmam, Hafız... Asrın hafızı; Asrımız dört büyük hadis hafızı görmüştür; Mizzî, Birzalî, Zehebî ve babam, onların asrında beşinci bir kimse gösterilemez... Hocamız İmam Zehebi'nin bir benzeri yoktur. O ilim deryasıdır, çözümü imkansız meselelerin sığınağı, hıfz bakımından gelmiş geçmiş imamların en üstünüdür. Cerh ve tadil ilminin şeyhidir, lafzen de manen de asrın altını (Zehebi)dir. Bizleri hadis ilmine ulaştıran ve bizi adam sınıfına koyandır.” Hafız Zehebi’nin yüz binlerle ifade edilen talebeleri arasında; Ahmed bin Muhammed el-Maqdisi, Ahmed bin Muhammed el-Ala’i, İbn-i Kesir, Birzali, İbni Receb, İbni Rafi ve Takiyuddin es-Sübki gibi önemli şahsiyetler bulunmaktadır. Şam’da bulunan Darul Hadis Aravviye, Darul Hadis en-Nefisiyye, Darul Hadis el-Fazila, Darul Hadis'it-Tengıziyye ve Türbet-i Ümmü Salih gibi birçok hadis okulunda müderrislik yapmıştır. Daha sonra tüm bölgelerde aranan iki yüzü aşan paha biçilmez birçok eser yazmıştır. Bunlardan en meşhur olanları Erbain fi Sıfatillah, el-Uluvvli'l-Aliyyi'i-Gaffar, Tenkir ve Tahkik, Kitabü'l Arş, Mizan’ul-İtidal, Tarih’ulİslam, Siyeru A’lam-in Nubela, el-Kebair, Tıbbün-Nebevi ve Tezkiret’ülHuffaz’dır. 3 Bu eserlerinde dışında bir de Şeyhü'l-İslam İbni Teymiye’ye yazmış olduğu iddia edilen reddiyeleri, itirazları ve nasihatleri ihtiva eden bir mektubu bulunmaktadır. Risaletu'z-Zehebiyye ila Ibni Teymiyye adıyla bilinen bu risalenin uydurma olduğu düşünülmektedir. Ölmeden 7 yıl önce kör olmuş ve hicri 748 (m. 1347) yılında ölmüştür. Allah’ın rahmeti üzerine olsun.2 Ele aldığımız bu reddiyenin orijinal ismi Teşebbüh el-Hasis bi Ehli-l Hamis fi’r-red et-Teşebbüh bi’l-Müşrikin şeklindedir ve Türkçeye Hamis’i3 kutlayanların rezilce taklidi ve Müşrikleri taklit etmeye reddiye olarak çevirebiliriz. Dipnotlar çevirmen tarafından ilave edilmiştir. Risalenin el yazmasında küçük yazıyla ve Hamis el-Bayd başlığının üzerinde yazılıdır ve çok iyi bilinmektedir. Diyorum ki Hamis iki kategoriye ayrılır. 2 3 a- Küçük hamis ki bu Hıristiyanların oruç tuttukları son Perşembeye işaret eder. b- Büyük hamis ki bu da Hıristiyanların oruç tuttukları günlerin sonuncusudur ve onlar buna İsa’nın son yemek kutlaması (sofra bayramı) derler. Daha detaylı bilgi için İbni Teymiye’nin İktida as-Sıratu’l-Mustakim adlı eserine bakınız. Hıristiyanların oruç tuttukları günler Lent diye bilinir, Kül Çarşambası olarak adlandırılan gün ile başlar ve 40 gün sonunda Paskalya ile biter. Paskalya Hristiyanların İsa’nın yeniden dirilişini kutlamasıdır. Bu yüzden yazarın (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) söz ettiği Hamis büyük olasılıkla Paskalyadır. Lent’den önceki Pazartesi günü Kalop Pazartesi olarak adlandırılır ve et yiyerek geçirilir ve Salı günüyse tatlı yiyerek geçirilir. (Pankek = krep günü de buradan başlamıştır.) Hristiyanların önemsenecek ibadetlerinden biri de Eukarist olarak adlandırılan gündür ki Hristiyanlar bu günde İsa’nın son yemeğini kutlar, ekmek yer, şarap içer ve mumları kutsayıp adarlar. Müellif eserinde sıkça yenilen ekmeği referans olarak gösterir ve Hristiyanların ekmek yedikleri diğer ibadetlere de değinir. 4 MÜŞRİKLERİ TAKLİT ETMEYE REDDİYE Tüm övgü ve şükrümüz bize İslam’ı lütfeden, körlükten sonra görebilme yetisi veren, bizi dosdoğru yola ileten ve bizi hidayete erdirip dik ve sabit olarak dini üzere kul kılan Allah’a mahsustur. Salât ve selam Efendimiz Muhammed’in (s.a.v.) üzerine olsun. O ki tüm dünyaya rahmet olarak, dindar ve Allah’tan korkanlara imam olarak, günahkârlara şefaatçi4 olarak, (Yahudi, Hıristiyan ve Sabileri5 taklit etmekten men etmek için) uyarıcı olarak ve sağlam ilimle ve açık delilleriyle Allah’a çağıran olarak gönderildi. Allah’ın rahmeti onun, ehl-i beytinin ve ashabının üzerine olsun. Cahiliye toplumunun; doğru yolda olan selefin6 sıkıca tutunduğu doğru yol, kaçındığı bidat ve onları cehennem ehlinden ayırt eden sakınma farkını göstermek yolundan yani selefin ilim ve anlayışından ayrıldığını görmek çok rahatsızlık veriyor. Buna benzer olarak yine haleften7 olan cahillerin tüm günahkâr ve sapkınları takibi de çok rahatsız edici bir hal almış durumda. Allah’tan gayrisiyle kudret ve hareket yoktur O uludur O yücedir. Allah resulünün (s.a.v.) bizi kendisiyle uyardığı şey bugün ortaya çıkmıştır. “Siz, sizden öncekilerin yolunu aynen takip edeceksiniz öyle ki onlar kertenkele deliğine girseler siz de gireceksiniz. Bunun üzerine ona Ey Allah’ın resulü Yahudi ve Hıristiyanları mı kast ediyorsunuz? diye soruldu O da başka kim? diye yanıtladı.8 Yani başka kimi kastediyor Allah Rasulü’nün (s.a.v.) şefaatçi olarak gönderilmiş olmasına alimler kitaplarında yer vermiştir. Bu konuda İmam İbni Ebi’l-İzz el-Hanefi’nin Tahavi Akidesi Şerhi isimli eseri geniş malumat vermektedir. 5 Sabii: Dinini bırakıp başka bir dine giren kimse demektir. Sabiiler, yıldızlara ve meleklere tapan bir cemaattir. Hiçbir dine inanmayıp doğdukları gibi yaşadıkları da söylenir. Bu konuda geniş malumat için İbni Kesir Tefsirine (2/364-365) bakılabilir. Bunun dışında da Türkçe eserler arasında Sabiileri inceleyen kaynak kitaplar bulunmaktadır. 6 Selef, Allah Rasülü’nün (s.a.v.) en hayırlı nesil olarak adlandırdığı topluluğu ifade etmektedir. Buhari’de geçen hadiste Allah Rasülü şöyle buyurmaktadır: “İnsanların en hayırlısı benim zamanımda yaşayanlardır, sonra onları takip eden, sonra onları takip edenlerdir.” Bu hadisin çok farklı kanallardan rivayet edildiğini görmekteyiz. Bu sekliyle Buhari ve Müslim’de geçmektedir ve İmran kanalıyla rivayet edilmektedir. [bkz. Buhari, (Şehadat: 9/2, Fedail’ul ashab: 1/2, Rikak: 7/4, Eyman: 27 ve Müslim, Fedail’us-sahabe: 214-5)] Ayrıca Abdullah bin Mesud'dan Buhari ve Müslim'de, Ebu Hureyre’den Müslim'de ve Hz Ayşe’den Müslim'de rivayet edilmiştir. 7 Halef, seleften sonra gelen nesildir. Bu nesil zamanında dinde bozulmalar başlamış ve bidatler ortaya çıkmıştır. Ey rabbimiz bizleri selefin hayırlı yoluna ilet ve bizi halefin bidatlerinden sakındır. 8 Hadis bu sekliyle Buhari ve Müslim'de geçmekte ve Ebu Said’den rivayet edilmektedir. Ayrıca yine Buhari’de Ebu Hureyre kanalıyla da nakledilmektedir. Bkz. Sahih el-Buhari, Kitab ul-İ'tisam, Peygamber Efendimizin: "Sizden öncekilerin geleneklerine mutlaka uyacaksınız" hadisi babı, H. No: 4 5 olabilirim manasında.” Peygamber (s.a.v.) dedi ki: “Bir kavmi taklit eden onlardandır”9 Allah resulü (s.a.v.) dedi ki: “Yahudiler gazaba uğramış ve Hıristiyanlar da sapmıştır.”10 Ey Müslüman Yüce Allah sizi; kendisine, her gün ve gece tam on yedi kez11 “bizi dosdoğru yoluna ilet, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğramışlarınkine (Yahudilerin) ve sapmışlarınkine (Hıristiyanların) değil” diyerek niyazda bulunmakla yükümlü kılmıştır. Nasıl olur da Allah’ın kendilerini bu şekilde tarif ettiği ve cehennem ateşine yakıt olacak bu kimseleri taklit edersiniz? Eğer size alay edilen, gülünç bir şeyi taklit etmeniz söylenseydi bunu kesinlikle reddeder ve kızardınız. O halde kutlamalarında (bayramlarında) bu, haça tapan sünnetsizleri nasıl taklit edersiniz? Nasıl olur da (o günlerde) çocuklarınıza yepyeni giysiler giydirerek onlara sevinmeyi, kutlamayı, mutlu olmayı aşılarsınız? Nasıl olur da onlar için yumurtalar süsler, tütsüler alır ve kendi bayramınızı Rasulullah’ın (s.a.v.) teşri buyurduğu bayramı12 düşmanlarınızın bayramlarını kutladıkları şekilde kutlarsınız? Eğer Allah sizi affetmezse ve sizler de Peygamberin (s.a.v.) ehli kitaptan, onlara has her şeyde onlardan farklı olmayı teşvik ettiğini biliyorsanız13 böyle bir uygulama sizi Allah’ın öfke ve gazabından başka bir sonuca ulaştırır mı? Allah Resulünün (s.a.v.) beyazlamış saç hakkında söylediklerini dikkate 7320; Feth'ul-Bari, c. 3, s. 200; Müslim, Kitab ul-İlm, Yahudi ve Hristiyanlarin Yollarına Uyma Babı. H. No: 2669, c. 4, s. 2054. 9 Hadisin bir kısmı İbni Ömer’den naklen Ahmed 2/50-92, 7/142’de hasen isnadla nakledilmiştir. Burada geçtiği şekliyle Ebu Davud Libas: 4031’de hasen isnadla rivayet edilmis ve el-Iraki tarafından Sahih olarak nitelendirilmiştir. el-Mugni an-Hamal el-Asfar (1/342) 10 Adiyy bin Hatem’den Tirmizi Tefsir: 2, (2957)’de ve ayrıca Ahmed (bkz. Müsned, c. 4, s. 378.) ve İbni Hibban rivayet etmiştir. Hadisin rivayet zincirinde Ubbad bin Hubayş bulunmaktadır ki ondan sadece bir muhaddis hadis almıştır ve İbn Hibban onun sika olduğunu söylemiştir. Hafız onun için makbuldür demektedir. 11 Beş vakit (farz) namazda Fatiha suresinin okunmasına işaret edilmektedir. Müslim, her zaman, yalnız Allah'tan hidayet (doğru yola iletme) istemiyle Fatiha'nın dua olarak okunmasının müstehab olduğunu belirtmektedir. 12 Burada İslam’ın bizler için meşru kıldığı iki bayram Ramazan ve Kurban Bayramları kastedilmektedir. Bu iki bayramın dışındaki bütün kutlama ve bayramlar Allah’ın dini nezdinde bidattir. 13 Cehalet; dinin asıllarıyla alakalı hususlarda mazeret değildir, furudan olan hususlarda ise ancak belli şartlar altında mazaret olarak değerlendirilir, ilimsizlikten sakının. 6 almak gerekir: “Her kim başında tek bir beyaz saçı görecek kadar İslam üzere yaşayacak olursa o saç onun için Ahiret gününde bir nur olur” 14 Ayni zamanda bize saçlarımızı siyahtan başka bir renge boyamamızı da onlardan farklı olmamız için emretti ve şöyle buyurdu: “Gerçekten Yahudiler saçlarını boyamazlar, öyleyse onlardan farklı olun (saçlarınız beyazladığında boyayın)”15 Allah Resulü (s.a.v.) bize onlardan birçok şekilde farklı olmayı emretti. Bunların en bariz olanları şunlardır: “Herhangi birinizin iki giysisi varsa izin verin onlarla namaz kılsın, eğer bir giysisi varsa onu izar gibi sıkıca bağlasın, belinden aşağısını örtsün, onu Yahudiler gibi belden yukarısına sarmasın.”16 Ebu Davut’un17 rivayet ettiği bir hadiste Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır “Yahudilerden farklı olun ve ayakkabılarınızla namaz kılın, onlar ayakkabılarıyla veya deriden çoraplarla (mest vb) namaz kılmazlar” Şeddad bin Evs18 tarafından rivayet edilmiştir. Görmüyor musunuz ki mavi ve sarı sarık (türban) bizim için helaldi Hadis Amr bin Abese yoluyla Tirmizi ve Nesai’de nakledilmiştir. Hadisin Amr bin Şuayb’dan gelen bir benzeri için bkz. Ebu Dâvud, Tereccül 17, (4202); Tirmizî, Edeb 56, (2822); Nesâî, Zînet 13, (8, 136); İbnu Mâce, Edeb 25, (3721); Müslim, Fedâil 100, (2341). 14 Zehebi’nin kitapta yer verdiği hadis bu sekliyle Tirmizi'de ve Kab bin Murra kanalıyla rivayet edilmiştir. Amr kanalıyla gelen rivayet bu hadisten sonra yer almıştır ve “İslam’da” bölümü “Allah yolunda” şeklindedir. 15 Buhari, Muslim ve diğerlerinde Ebu Hureyre’den rivayet edilmiştir. (Bkz. Buhari Enbiya: 5, Libas: 67, Müslim Libas: 80,Ebu Davud Tereccül:18, Nesai Zinet: 14,İbni Mace Libas: 32, Ahmed: 2/240, 260, 309, 401.) İbn’ul Hacer Fethul Bari de (6/618) “saçları boyamak demek sakalları ve başı boyamaktır. Bu beyaz saçın muhafaza edilmesi gerektiği yönündeki uygulamayla zıtlık içermez şöyle ki saçları boyamak beyaz saçı ortadan kaldırmak değildir. Muslim’in Cabir’den rivayet ettiği hadise göre de saçları siyahtan başka bir renge boyamak gerekmektedir. Allah Rasülü (s.a.v.) Cabir'den gelen hadiste “Rengini değiştirin ama siyahtan kaçının” buyurmaktadır. Ebu Davud’un İbni Abbas'tan rivayet ettiği bir başka hadiste de Allah Rasülü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Son zamanlarda öyle bir nesil türeyecek ki o kimseler saçlarını kumru kursağı gibi siyaha boyayacaklar. Onlar cennetin kokusuna dahi erişemeyecekler” İbni Hibban sahih olduğunu belirtmiştir ve isnadı da güçlüdür. 16 Vücudun üzerinden sarkacak şekilde aşağıya doğru sarkıtılarak ve yere değen kısmı toplanmadan bırakmaktır. el-Hattabi Mealim’us-Sünen de (1/154) ve oradan alıntıyla el-Azimabadi Avn’ul-Mabud (2/239) da bu şekilde tarif etmektedir. Hattabi: İstimal el-Yahudi'yi, "elbisesiz kimsenin yalnız belden üstüne attığı şal” olarak açıklıyor. 17 İbni Ömer kanalıyla Ebu Davud ve Ahmed tarafından rivayet edilmiştir ve hasendir. bk. Buhârî, salât 6; Ebu Dâvûd, salât 82; Ahmed b. Hanbel, II, 328. Sünen-i Ebu Davud Tercüme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/494 18 Ebu Davud, Hakim ve Taberani Kebir’de rivayet olunmuştur. Bkz. Sünen-i Ebu Davud, Kitab’usSalat, Ayakkabıyla Namaz Kılma Babı, H. No: 652, c. I, s. 427. Hakim de el-Müstedrek'inde rivayet ediyor ve "hadisin isnadı sahihtir" diyor. ez-Zehebi de el-Telhis'de: "Sahihtir" dedi. 7 önceleri, lakin 8. asra girerken Sultan Melik en Nasr19 Yahudi ve Hıristiyanlara bunlara giyme emri verince onlar bizim için haram oldu? Sen ey Müslüman şimdi sarı ya da mavi sarık giyebilir misin? Sen özensizlik ve umursamazlık sarhoşluğunda boğuluyorsun. “Gerçekten biz atalarımızı bir ümmet (din) üzere bulduk.” (Zuhruf :23) Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Müşriklerden farklı olun!”20 ve yine şöyle buyurdu: “Bizim orucumuzla ehli kitabın orucu arasındaki fark sahur yemeğidir.”21 Seleften bir grup Mücahit gibi Furkan Suresi 72. ayetteki “Onlar ki yalan şahitlikte bulunmazlar” bölümünü müşriklerin eğlencelerinde bulunmak, şahitlik etmek22 olarak yorumlamışlardır. Allah resulü (s.a.v.) dedi ki : “Her ümmetin bir bayramı var ve gerçekten bugün bizim bayramımızdır”23 Bu hadis-i şerif her ümmetin kendine has kutlama sekliyle bayramını kutlamasını zorunlu kılar. Allahu Teâlâ Maide Suresi 48. ayette “Sizden her biriniz için bir şeriat ve Muhammed bin Kalavun (o 741 H) Biyografisi en-Nucum ez-Zahira (8/41, 115) ve ed-Durar’ulKamine (4/144) içinde bulunabilir. 19 İbni Kesir el-Bidaye ve’n-Nihaye’de hicri 700. yıl içerisinde cereyan eden olayları anlatırken bu durumdan şu şekilde söz eder: “Pazartesi günü zımmilerin uymaları gereken şartlar okundu. Bunların, devlet dairelerindeki görevlerinden azledilmeleri hususunda söz birliği edildi. Zillete maruz bırakıldılar. Bu husus şehirde ilan edildi. Hristiyanlarin mavi sarık, Yahudilerin sarı, (farklı bir Yahudi mezhebi olan) Samirilerin de kırmızı sarık kullanmaları zorunlu kılındı. Böylece çok hayırlar elde edildi. Bunların kılıkları farklı olunca Müslümanlardan rahatlıkla ayırt edilebilir hale geldiler. (14/61)” 20 Hadisin sonu şu şekildedir: “sakallarınızı uzatın ve bıyıklarınızı kısaltın” İbnu Ömer kanalıyla Buhari, Muslim ve Beyhaki’de naklonulmuştur. Hadis Buhari'de şu ifadelerle yer alıyor: "Enhiku el-Şevarib Ve A'fü el-Lihye'' (Bıyıklarınızı kısaltın, sakallarınızı uzatın). Bkz. Feth’ulBari, Kitab’ul-Libas, Bıyıklan Kısaltma Babı, H. No:5893, 2. 10, s; 351; Müslim rivayetinde, müellifin yukarıda kullandığı ifadeleri kullanıyor. "Afvü, el-Şevarib Ve A'fu el-Liha" sözcükleri yerine "Ceza elŞevarib Ve Erhu el-Liha Ve Halifu el-Mecuse" sözcüklerini kullanıyor. Görünürde farklı olan bu sözcüklerin anlamı aynıdır. Bkz. Sahih-i Müslim, Kitab el-Tahare Yaratılış Özellikleri Babı, H. No: 259260. c.), s. 222. Hadis aynı zamanda Ebu Hureyre kanalıyla Müslim'de rivayet edilmiştir. 21 Amr bin el-As’dan Muslim, Ebu Davud, Tirmizi ve diğerleri tarafından rivayet edilmiştir. Bkz. Sahihi Müslim, Kilab el-Sıyam, Sahurun Fazileti Babı, H. No: 1096, c.2,-s. 771 22 Suyuti ed-Durr’ul-Mensur’da (6/282) İbni Abbas’ın görüşü olarak aktarır ve Hatib’de geçmektedir. Şeyhul İslam İbni Teymiye İktida’us Sıratıl Mustakim'de İbni Sirin, er-Rabi bin Enes ve Dahhak’dan bu görüşü aktarmıştır. 23 Hz Ayşe annemizden rivayet edilmiştir ve Buhari, Muslim ve Nesai’de yer almaktadır. Hadisin bir benzeri için bkz. Buhari, Feth'ul-Bari, c.3, s. 474, H. No: 987, Kitap: Bayramlar, Bab: Bayram namazını geçiren yerine iki rekat namaz kılar 8 bir yol-yöntem kıldık” buyurmaktadır. Yani eğer Hıristiyanların kendilerine has bayramları varsa ve Yahudilerin de kendilerine has bayramları varsa, Müslüman kimse onların bayramlarına ve kutlamalarına katılamaz yine aynı şekilde bir Müslüman onların kanunlarını uygulamada ve kıblelerine yönelmede onlara katılamaz. Hz Ömer’in Ehli Kitaba bayramlarını açıktan kutlama yasağı 24 koymuş olduğu açıkça bilinmektedir. Müslümanlar da bunu kabul etmişlerdir. O halde nasıl olur da Müslümanların açıkça onlara ait gelenekleri uygulamalarına izin verilir? Çocukların saçlarının boyanması, yumurtaların süslenmesi, üzerinde boyalı resim olan sayfaları satıp-satın almak, melekleri kaçırıp şeytanları toplayan ve inkârcı günahkârların açık kutlamalarını destekleyen insanların üzerine kokusunu serpmek için kullanılan metal kaplar, çarşılarda onların çanını çalmak ve adam ve çocukların yumurta kullanarak bahse girmeleri gibi adet ve geleneklerinin taklidine nasıl izin verilir?25 Rahman ve Rahim olanın izni olmaksızın hiçbir şey yapılamaz. Allah Resulü (s.a.v.) buyurdu ki: “İnsanlar bir kötülük gördüklerinde onu değiştirmeye çalışmazlarsa, Allah yakın bir zamanda cezasıyla onları kuşatır”26 ve yine şöyle buyurdu: “Hiçbir ümmet yoktur ki o toplulukta bir kimse bir kötülük işlediğinde o kötülüğü defetmeye güçleri yetmesin. Buna güç yetirdikleri halde bu kötülüğü defetmediklerinde Allah onları katından bir cezayla kuşatır.”27 İşlerin en kötüsü ve felaketlerin en büyüğü ise cahil kardeşinin, yine kendisi gibi cahil olan eşine bu tütsü ve renkli kâğıtlardan alarak, gökyüzüne karşı açık şekilde bırakarak, üzerinden Hz. Meryem’in geçeceğine ve eteğini üzerine sürüyeceğine inanmasıdır. Hz. Meryem İbni Kayyim’in Ahkamu Ehli’z-Zımme (2/659-778) adlı eserinde konuyla alakalı olarak detaylı bilgi verilmektedir. 25 Bugün maalesef müslüman olduğunu iddia eden yığınlar işi o derece abartmıştır ki artık para ve ondan daha değerli şeyler karşılığında bahisler oynamaya başlamışlardır. 24 Ebu Bekirden sahih isnadla Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud ve diğerleri tarafından rivayet edilmiştir. Bir sonraki dipnota bkz. 27 Cerir bin Abdullah’dan Ahmed, Ebu Davud, İbni Mace ve diğerleri bir çok farklı şekilde rivayet etmiştir. Bkz. Ebu Dâvud, Melâhim 17, (4338); Tirmizî, Tefsir, Mâide (3059), Fiten 8 (2169); İbnu Mâce, Fiten 20 (4005) 26 9 (Allah'ın rahmeti üzerine olsun) 1300 yıldan fazla bir zaman önce olmuş ve gömülmüştür. Kapının önüne ziftle istavroz çizer ki evi büyüye karşı korunsun. Duvarlara resimler asar ki yılan ve akrepler kaçsın, oysa gerçekten kaçacak olanlar meleklerdir. Vallahi Hıristiyanları yüceltecek başka yapılmadık ne kaldı bilmiyorum. Vallahi, bu geleneklerden vazgeçmezseniz onları ya kabulleniyor ve onlardan hoşnut oluyorsunuz ya da cahil olmalısınız. Cehaletten Allah’a sığınırız Allah Resulü (s.a.v.) buyurdu ki: “Her kim bir topluluğu taklit ederse o da onlardandır”. Şimdi biri çıkar da “Ama biz onlara benzemeye çalışmıyor, onları taklit etmiyoruz” derse, Cevaben şu denir: Onlarla aynı fikirde olmak ve kutlamalarında onlarla birlikte olmak yasaklanmıştır. Bunun delili de Allah resulünün (s.a.v.) şu hadisidir: “Güneş doğarken ve batarken namaz yasaktır.”28 Ve yine o şöyle buyurmuştur: “Gerçekten, güneş şeytanın iki boynuzundan doğar ve kâfirler bu vakit ibadet ederler”29 Lakin namaz kılanların kastı bu değildir, çünkü kasıt bu olsa o kafir olur. Yani hemfikir olmaktan ziyade yasaklanmış olan katılımdır. Onları taklit etmenin sonucu olarak bozulmaya yol açan birçok sebep var, bu bozulmalar arasında şunlar yer alır: Müslüman çocuklar; kutlamalarda yer alan oyunlar, yeni giysiler, yenilen yemekler, ekmekler ve bunun gibi şeyler yüzünden bu kutlamaları 28 Buhari, Muslim ve diğerleri Ebu Hureyre’den nakletmiştir. Ayrıca İbni Abbas’dan, Ebu Said’den, İbni Ömer’den ve Ukbe bin Amir’den Müslim'de rivayet edilmiştir. İbnu Ömer’den gelen rivayet için bkz. Buhârî, Mevâkît: 31, 30, Hacc: 73; Müslim, Müsâfirîn: 289, (838); Muvatta, Kur'ân: 47, (1, 220); Nesâî, Mevâkît: 33, (1, 277) ] Müslim'de rivayet edilmiştir. Bkz. Sahih-i Müslim, Kitabu, Salat’il-Müsafirin ve Kasriha, Amr b. Abese'nin Müslüman Olması Babı, H.-No: 832, el, s. 569-570-571. Ahmed b. Hanbel el-Müsned, s.4, s. 112. 29 Amr bin Abese'den nakledilen uzunca bir hadisten bir bölümdür ve aynı zamanda Ebu Davud ve Nesai’de de yer almaktadır. 10 severek yetişeceklerdir. Ey Müslüman, eğer aileni ve çocuklarını bunlardan ayrı koyup onları bunlara katılımdan yasaklamaz, onlara bunların Hıristiyan âdeti olduğunu açıklamazsan ve bunlara katılımın ve onları taklidin yasak olduğunu anlatmazsan ne şeytani bir eğitimcisin. Şeytan birçok cahil topluma ve umarsız âlime bu çeşit kutlamaları sevimli kılmıştır. İlimle isnat edilmelerine rağmen böyle insanlar için ilim, bir cezalandırmaya dönüşür, Allah Resulü (s.a.v.) buyurdu ki “ Ahiret gününde en şiddetli cezalandırılacak kişi Allah'ın ilminden faydalanmayandır”30 Her kim bir şey biliyorsa ve bu bildiğinin aksini yapıyorsa ahiret gününde cezalandırılacaktır. Bütün bunları, bütün gücünü kullanarak durdurmak zorundadır, bunu engellememek, haçın takipçilerine kendilerine has olan bu kutlamalarını açıktan yapmalarına izin çıkarır. Ömer bin Hattab’dan (r.a.) nakledilir ki: “ Farisilerin konuşma tarzlarını öğrenmeyin ve müşriklerin bayramlarında onların kiliselerine girmeyin ki bunu yapanın üzerine gazap iner”31 Allaha ve ahiret gününe gerçekten iman eden her Müslüman'ın onların kutlamalarından kaçınması ve kendini, ailesindeki kadınları ve çocukları bu tehlikeye karşı koruması gerekmektedir. Bu tarz kutlamalara katılmaktan men edildiğimiz zaman o inatçı inkârcıların dediği gibi “Bu yaptıklarımızda ne var ki” dememeliyiz. Büyük âlim Fudayl bin İyad dedi ki: “Ey kardeşim içten inananlar az bile olsa siz doğru yolu takip etmekle yükümlüsünüz ve aranızda helak olmaya acele edenler olsa bile doğru olmayandan kaçınmakla yükümlüsünüz”. Şeytan yanlış yola sapan birçok günahkârı aldatmış ve yanlışı onlara güzelleştirmiştir, onların başka topraklara ya da şehre rahatlık bulmak için gitmelerini sağlamış onların başka günahkârlara yardım edip sayılarının çoğalmalarını sağlamıştır. Hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır: “ Herkim Acurri Ahlak’ul Ulema (128), İbni Abdi'l-Berr el-Cami (1/165), İbni Asakir Zemmu men la ya’mel bi ilmihi (33) ve Taberani es-sagir (1/83). Zayıf isnadlıdır. Rivayet zincirinde yer alan Osman el-Burri birçok alim tarafından metruk ilan edilmiştir. Ancak hadis Ebu Derda’dan mevkuf olarak Darimi’de, İbnu Mubarek ez-Zuhd’de (40), Ebu Nuaym (1/223) ve İbnu Abdil-Berr’de (1/65) yer almıştır. 30 Beyhaki’nin Sünen’ul-Kübra’daki (9/234) ve Abdurrezzaktaki (1609) rivayetlere benziyor ve Şeyhul İslam tarafından Sıratıl Mustakim’de sahih olarak adlandırılmıştır. 31 11 bir topluluğun sayısını arttırırsa onlarla birlikte dirilir”32 Rahman ve Rahim olan Allahu Tela şöyle buyurur: “Ey iman edenler. Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirlerinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.”33 Âlimler, bu kimseleri, kısmen ya da tümüyle dost ve koruyucu edinmenin, onları taklit etmek ve onların bayramlarını açıktan kutlamalarına, (meşru sayılmasına) yardımcı olmak demek olduğunu bildirmişlerdir ki bu kimseler İslam topraklarında kendi bayramlarını gizli kutlamak zorundadırlar. Bir müslümanın onların bayramlarına katılması açıktan kutlama yapmalarına yardımcı olmak demektir. Bu İslam'da şeytani bir tavır ve bidattir, dini ve imanı zayıf olanın dışında hiç kimse bunu yapmaz. Böyle bir insan Allah Resulünün şu hadiste tarif ettiği gibidir: “Herkim bir kavmi taklit eder/benzer/onlar gibi davranırsa o da onlardandır” Allah kâfirlerin bayramlarına şahit olmayanları Kuran’da şöyle över: “Onlar ki batıla şahitlik etmezler”34 Bu ayeti şu şekilde anlarız; bu tür kutlamalara şahit olan ve katılım gösteren herkes suçludur ve bu kimselerden bu davranışları sebebiyle nefret edilir. Çünkü onlar münkeri ortadan kaldırma niyeti taşımaksızın kasten onlara katılmıştır. Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İçinizden herkim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin buna gücü yetmeyen diliyle değiştirsin buna da gücü yetmeyen kalbiyle buğz etsin ki bu imanın en zayıf derecesidir”35 Deylemi'de (özet olarak 5261), Ebu Yala ve Ali bin Mabad Kitab et-Taah wa-l Masiyah da Nab arRayab seklinde (4/346) İbn Vehb kanalıyla Bekir bin Mudardan o da Amir bn Harisden o da İbnu Mesud'dan nakletmiştir. 32 İbnu Mubarek Zuhd'de Ebu Zerden mevkuf olarak nakleder. Derim ki hadisin bu sekliyle rivayetinde ravilerden el-Ifriqi zayıf biridir. Bu söylediğin aynısını İbnu Hacer de el-Metalib el-Aliye da (1605) elIfriqi için dile getirmektedir. Duamız bir olan Allah'adır. 33 Maide 51 34 Furkan 72 Ebu Said el-Hudri’den Buhari, Melâhim: 17, (4340); Müslim, İman: 78 (49); Ebu Dâvud; Salâtu'lİydeyn: 248 (1140); Tirmizî, Fiten: 11 (2173); Nesâî, 17 (8, 111); İbnu Mâce, Fiten: 20, (4013)’de nakledilmiştir. 35 12 Yahudi ve Hristiyanları, onların bayramlarında ve kutlama zamanlarında gözetleyerek, kabarmamış ekmek gibi pişirdikleri şeyleri pişirerek, tütsü satarak, çocukların ve kadınların saçlarını boyayarak, yumurta süsleyerek, yeni giysiler giyerek ve şehrin kalabalık merkezlerine ve deniz kenarına pahalı ve şaşaalı giysiyle giderek, onlara iştirak etmekten daha büyük günah ne vardır. tüm bunlar karşısında Yahudi ve Hıristiyanlar bizim otoritemiz altında bize boyun eğmek zorundayken bile bizlere iştirak etmez yada kutlamalarımızı taklit etmezler. Yarın ahiret gününde peygamberinin yüzüne nasıl bakacaksın? Onun sünnetine karşı çıkmış ve kâfirleri –sapkın ve dinimizin düşmanı olantaklit etmişken. Biri deseni “biz bunu sadece çocuklarımızı ve kadınlarımızı eğlendirmek için yapıyoruz” Ona cevaben denir ki “İnsanların en fenası yüce Allaha hoşnut etmeyen şeyde, ailesi için hoşnut ve memnun olandır.” Hasan Basri demiştir ki “bir adam uyanmaz da esinin arzuladığı istediği her şeyde onun emrini yerine getirirse yüce Allah onu ateşe baş aşağı atar”36 yüce ve hamd edilen Allah yüce kitabında şöyle büyümüştür: “ Ey inananlar. Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taslar olan ateşten koruyun.”37 Bu ayetten anlaşılan sudur: onları yani aileni doğru yetiştir ve eğit, onları günahtan sakindir/kötülüğü yasakla ki yakıtı insan ve tas olan ateşten korunmuş olasın. Kabul edilir ki taslar çeşit çeşit kibirlenmeyi sembolize eder, Allah bizi onlardan kurtarsın. Abdullah bin Amr'dan rivayet edilir ki: “Herkim onların yılbaşı ve diğer kutlamalarına uyarsa ve taklit ederse ve o hal üzere ölürse, tevbe etmeden, ahiret gününde onlarla birada dirilecektir.” Ava Mugire'den o da Abdullah'tan38 rivayet etmiştir bu hadisi. Bu hadis bu fiillerin büyük günah olduğunu ve az bir kısmının bile daha çoğunu yapmaya yönelteceğini ortaya koyar. Bu sözün kaynağını bulamadım ancak Suyuti de Durul Mensur’da ayni ifadelere yer vermektedir. Tahrim 6 38 Beyhaki es-Sünen el-Kübra (9/234) Şeyhul İslam Ibni Teymiye Sıratıl Mustakim'de bu hadis için sahih isnatlıdır der. 36 37 13 Müslüman, kapısını bu gibi şeylere karşı kapatıp isi kökünden halletmeli ve ailesini onları taklitten sakındırmalı ve tiksindirmelidir. İyilik alışkanlık haline getirilmeli ve yeniliklerden sakınmak da ibadettir. Cahil olan “çocuklarımı eğlendirmeye çalışıyorum” dememeli. Ey Müslüman küfür ve günahın simgesi olan, şeytani hoşnut eden ve Rahman olan Allaha hoşnut etmeyen yoldan başka bir yol bulamaz mısın onları eğlendirecek? Ne kotu bir eğitimcisin Çocuklarını bu şekilde mi yetiştiriyorsun? Kardeşim temel arzularına karşı çıkınca ne kadarda güçlüsün ve o arzularına uyarak nasıl da yoldan çıkarılırsın, kendinden başkasını suçlayamazsın. İlacını içmesen ne kadar hasta olursun. Yolculuğun cennet bahçelerine varacağını keşfettiğinde ne kadarda mutlu ve saadet dolu olursun? Ne utanç verici bir dindir, ruhban ve papazları takip edenin dini? Ne kadar cahildir kotu büyüyü evinden uzak tutmak için evine ziftten hac asan? Kutlamalarında yer alan koku ve tütsüler ne kadar iğrenç kokuyor? Nereye yöneliyorsun seni yaşlı zayıf günahkâr ruh? Mezara mı? Ne zaman günah dolu ve sapkın inançlarını dile getiren dualar eden bu topluluğun bakir kilise canlarına vurmayı bırakacaksın? Kim onların (yüce olmayan) yüz karası Paskalyalarını yüceltirse bu en büyük günahlardandır. Herkim Allah'tan korkar kanunlarını yüceltirse bu da yüreklerindeki takvadandır. Ey kalpleri çeviren! Resulünün sünnetine uymak için bizi telkin et ve bizi bidatlerden ve kâfirleri taklit etmekten sakindir. Allah Rasulü (s.a.v.) dediği: “ Herkim bizim nehyettiğimiz bir fiili yaparsa o fiil ondan kabul edilmemiştir”39 Sahihayn'de Allah Resulünden nakledilir ki: “Herkim bizim emrimizin dışında bir şey emrederse bu ondan geri çevrilmiştir.”40 Allah Rasulü (s.a.v.) dediği: “En hayırlı söz Allah'ın sözüdür ve en hayırlı yol Muhammed'in (s.a.v.) yoludur islerin en kötüsü yeni icada edilendir Muslim, Ebu Davud ve diğerleri Hz Ayşe’den nakletmiştir. Muslim 1719, Buhari. Sulh:5 Buhari ayrıca taliq şekilde rivayet etmiştir. 40 Buhari, Muslim ve diğerleri Hz Ayşe’den nakletmiştir. Yukarıdaki dipnota bkz. 39 14 her yeni icada bidattir ve her bidat sapıklıktır.”41 “Benim getirdiğimi havanıza tercih etmedikçe iman etmiş olmazsınız” 42 “Sizi beyaz bir düzlük üzerinde bıraktım, gecesi gündüz gibidir ondan helak olanın dışında hiç kimse sapmamıştır”43 “Aranızda yasayanlar yakında birçok anlaşmazlık göreceklerdir bu sebeple sünnetime sıkıca sarilin ve benden sonraki raşid halifelerininkine de. Bidatlerden uzak durun, her bidat sapıklıktır”44 “ Allahu Teâlâ bidat sahibinden nefret eden kişinin (iyi) amelleri az bile olsa onu affeder.”45 “ Herkim bidatçiyi terslerse Allah onun yüreğini iman ve güvenle doldurur”46 “Herkim bidat sahibini rezil ederse Allah onu büyük felaketten korur” 47 Bu hadisler meşhur ve iyi olarak bilinmektedirler.48 Ba’labakka ve el-Bakka49 da yasayan kara cahillerin bağlarında ve meyve bahçelerinde Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği aksam50 yakılan ateş Hıristiyanlara benzemenin örnekleri arasında yer alır. Bu tutum ayni Muslim, Ahmed ve Beyhaki (3/214) Cabir'den rivayet etmiştir. Bu hadisin İrbaz bin Sariye’den nakledilen bir benzeri için bkz. Tirmizî, İlim: 16, (2678); Ebu Dâvud, Sünne: 6, (4607); 42 Ibni Ebi Asım es Sunnah (15), el-Beyhaki el-Medhal (209), Hatin et-Tarik (4/369) el-Begavi (1/212) ve diğerleri tarafından Abdullah bin Amr’dan nakledilmiştir. 41 Hadisin isnadı zayıftır. Ibni Receb (Cami'ul-Ulum vel-Hikem’de (339) hadisin zayıflığını ve bozukluğunu uzun uzadıya açıklamıştır. 43 Ibni Mace: 43, el-Hakim (1/96) ve digerlerince İrbad bin Sariye kanalıyla nakledilmiştir. Ahmed, Tirmizi, Ibni Mace ve diğerleri tarafından el-İrbad’dan nakledilmiştir.Tirmizî, İlim: 16, (2678); Ebu Dâvud, Sünne: 6, (4607) Hadisin isnadı sahihtir. 45 Bu hadisin kaynağını bulamadım. 46 Ebu Nuaym, el-Hilye ve el-Herevi Zemm el-Kelam’da yer vermiştir. 44 Hadisin isnadı el-Iraki’nin Tahriç el-İhyada (2/169) bildirdiğine göre zayıftır. 47 Bu pasaj bir önceki hadisin son bölümüdür. 48 Zikredilen son üç hadisin zayıf ve garib oluşları bu hadisleri ve Zehebi'nin anlatmak istediği şeyi olumsuz yönde etkilemez. 49 Lübnan'da bulunan iki yerleşim birimi. 50 Paskalyadan önceki son Cuma (Good Friday) yenilen çörek (Paskalya çöreği) o günün kutlama yiyeceklerindendir ki bunun kökeni Paskalya öncesindeki 40 gün tutulan oruca dayanmaktadır. Paskalya Günü süslenen yumurtalar yeni hayatı temsil eder ki bu günde Hz İsa’nın yeniden dirilmesi kutlanıp, yad edilir. 15 zamanda açıkça Hristiyanların muayyen eserlerini, aşikar (alametlerini) taklit etmekten ileri gelir, lanet bunları yapanların üzerine olsun. Noel gecesi ateş yakmak, mum satın almak, bu dönem için izine ayrılmak, tatlı ve ballı kekle nefsini hoşnut tutmak ve açıkça heyecan ve mutluluğu sergilemek bunlardan örneklerdir. Bu iştirak haçın dinini ve uydurdukları bayramlarını yeniden canlandırmak, müşrikleri ve sapmış olanları taklit etmektir. Allah Resulü (s.a.v.) buyurdu ki “Bir kavmi taklit eden /bir kavme benzeyen onlardandır” Ey zavallı! Aklin seni nereye oturuyor? Düşmanının alametlerini (aşikâr simgelerini ya da eserlerini) taklit ederek Allah Resulü Muhammed’in (s.a.v.) sünnetinden ne kadar uzağa kaçacaksın? Bu insanlar doğru yoldan ne kadar uzağa kaçtılar ve sapmış şeytanların yoluna ne kadar da yaklaştılar? Mesela ibadet ettiğin zaman ondan çarçabuk kaçıyor, soluna ve sağına kaçacak yer bulmak için bakıyorsun. İlim yolunu reddettiğin zaman kendine kaçacak yol bulup; “imamları taklit ediyoruz” diyerek, taviz vererek, oyalayacaksın kendini. Ticaret yaptığın vakit tüccara yasaklanmış alışverişle, faizle ve sürekli yeminler ederek, kendini oyalayacaksın. Allah Rasulü (s.a.v.) buyurdu ki: “Alım-satım yaparken sürekli yemin etmekten kaçının; bu, satışı kolaylaştırır ama bereketi uzaklaştırır.”51 Allah Rasulü (s.a.v.) alışveriş yapan her iki taraf için sunu söyler: “Onlar doğru söylüyor ve dürüstseler, yaptıkları iste bereketlendirilirler, fakat yalan söyler ve bir şeyleri gizlerlerse bereket onlardan gider.”52 Simdi, bil ki! Eğer durumunu düzeltmek istiyor ve elinden geleni yapıyorsan, iyiliğe katıl ve kötülüğü nehyet. Kötülüğe sapabilir, ruhun tutuşabilir ve doğru olanı ihlal edebilirsin ama getirdiğin kötülük gözettiğin iyilikten fazla olur. Yakın akrabalarınla birlikteysen ya da otorite sahipleriyleysen iyiliği emredip ve kötülüğü güç sahibini görmezden gelerek zayıf ve cahil olandan men edersen itaatsizlik etmiş olursun. Ama ruhun arzularına karşı çıkarsan iyiliğe katılır ve kötülüğü men edersen her şeyden temkinli ve sakınanlardan olursun. Ebu Katade’den Muslim, Ibni Mace ve diğerleri rivayet etmiştir. Müslim, Müsâkât 132. Ayrıca bk. Nesâî, Büyû‘ 5; İbni Mâce, Ticârât 30 52 Buhari, Muslim ve diğerleri Hakim bin Hizam’dan rivayet etmiştir. Bkz. Muslim:Büyû, 11 51 16 Bunlarda ihlâslı olmalısın. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır; “ Hâlbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.”53 “ ...kafirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler...”54 Yenilik getirene ve kara cahile karşı müşfik ol ki onları bulundukları yoldan çevirebilesin ve yoldan çıkmış inkârcılara karşı da ciddi ve sert ol. Acı çekene karşı merhametli ol ve Allah’tan kendi iyiliğini dile. “ ... önceden siz de böyleyken Allah size lütfetti...”55 Kötülüğü nehyederken iyiliği emrederken kendine kızgın bir gözle bak. Cahil, Allah’a itaat etmeyen kardeşine rahmetle bak bunu haddini asmadan Allah’ın hukukunu çiğnemeden yap Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Hiç bir ümmet yoktur ki bir bidat çıkardıklarında, onlardan ona benzer bir sünnet kaldırılmış olmasın”56 Sünneti takipte yüreklere hayat ve besin ver. Yürekler bidate alışınca ve tamamen kabul edince sünnete hiç yer kalmaz. Dahası hazin Paskalyada islenen günahların dereceleri farklı kimi diğerlerinden daha gizli tehlikeler arz etmektedir.57 * o gün Hıristiyan komşudan yumurta gibi hediye kabul etmeye izin verilmiştir. * yumurta satmak ve süslemek ise suçtur. * gençlerin o günlerde iddialara tutuşmaları ise büyük ve yok edici Beyyine 5 Fetih 29 55 Nisa 94 56 Ahmed, el-Bezzar ez-Zevaid (1/82) ve İbn Nasr es-Sunnah (85) Gudayf bin Haris’ten nakletmişlerdir. 53 54 57 Bu konuda daha fazla bilgi için Şeyhul İslam'ın Sıratıl Mustakim adlı eserine müracaat edilebilir. 17 günahtır. Allah’a Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “ Ey iman edenler. Şarap, kumar, dikili taslar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan isi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” 58 Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) der ki: “ Her kim yanındakine bahse var mısın derse, sadaka versin.”59 Yani eğer bu söz kefaret gerektiren itaatsizlikse peki fiilinin cezası ne ola? Bu fiil başkasına parasını batıl yolla almaktır ve Allah birden çok ayette başkasının malini batıl yolla almaktan nefretle bahsetmiştir.60 Yüce Allah, kumarı yasaklamıştır ve Müslümanlar böyle bir yasağın varlığını kabul etmiştir. Bu yasak satranç, tavla, zarlı herhangi bir oyun ve yumurta tokuşturarak bahisleşme dâhil birçok oyunu kapsamaktadır. Ata, Mücahid, İbrahim en-Nehai ve Tavus gibi birden fazla Tabiinden kimse “iddialaşmayı içeren her şey kumardır ve yasaktır, buna çocukların bile zarla oynaması dâhildir.”61 demektedirler. * Yine o gün tütsü alıp koku çıkarması için sallanan kabin içine koymak çirkin davranışlardandır. * Evlere hac ve resim asmakta en büyük günahlardandır. Bunun caiz olduğuna ve bir getirisi olacağına inanan dinden çıkmıştır/sapmıştır. Allah Resulünün (sallallahu aleyhi ve sellem) su hadisini işitmediniz mi? “Melekler resim olan eve girmez”62 Ey insan, yüce ve Ulu olan Allah’tan utanmaz mısın ki, evini put ve resimlerle dolu bir kiliseye çevirirsin? 58 59 Maide 90 Ebu Hureyre’den Buhari, Muslim ve diğerleri rivayet etmiştir. Hadisin lafzı şu şekildedir: "Sizden kim yemin eder ve yemininde: "Lât ve Uzza'ya kasem olsun!" derse hemen "La ilâhe illallah!" desin. Kim de arkadaşına: "Gel seninle kumar oynayalım" derse hemen (bir şeyler) tasadduk etsin!" Buhâri, Eymân 5, Tefsir, Necm, Edeb 74, İsti'zân 52; Müslim, Eymân 5, (1647); Ebu Dâvud, Eymân 4, (3247); Tirmizi, Nüzür 17, (1545); Nesâî, Eymân 11, (7, 7). Bunlardan birinde Allahu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler. Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz, Allah sizi esirgeyecektir.” Nisa 29 61 Durul Mensur (2/230) ve el-Acurri Tahrim en-Nard ves-Satranc vel-Melahi (163-165) 62 Buhari, Muslim ve diğerleri hadisi Ebu Talha el-Ensari’den rivayet etmişlerdir. [Buhârî, Libâs 92, 88, Bed'u'l-Halk 6, 14, Megâzî 11; Müslim, Libâs 102, (2606); Ebu Dâvud, Libâs 48, (4155); Tirmizî, Edeb 44, (2805); Nesâî, Zînet 112, (8, 212, 213); İbnu Mace, Libâs 44, (3649).] 60 18 İbni Sirin (RA) dediği : “Bir Nevruz gününde Ali b. Ebi Talib’e bir hediye verildi ve bu nedir diye sorulunca ‘ Ey Müminlerin Emiri bugün Nevruzdur’ denildi. Bunun üzerine O, o zaman her gün Nevruz olsun dedi.”63 Bazı âlimler bunu yorumlamış ve demiştir ki: “Ali (ra) o güne sadece bir gün değil de nevruz günü denildiği için hoşlanmadı.” Mısırlılar abartılı bir şekilde Nevruzu kutlarlar. Kıptilerin yeni yılının ilk günüdür ve bunu onlardan alıp taklide ederler, Müslümanlarda bunu taklide ederler. Sonbaharın basında yer alır.64 Huzeyfe (RA) der ki “ Herkim birini taklit ederse o da onlardan olur. İnsanin dış görünüşü başkalarına benzemez ama zamanla ahlaki ve karakteri benzer.” İbni Mesud (Ra) der ki “ İnsanin dış giyimi başkalarına benzemez ama zamanla yüreği benzer.” Yani eğer sonucu zararlı olacaksa az ya da önemsiz görünen bir taklide ya da benzeyiş yasaktır, ya saf ve temiz olana ekleyip karıştırırsanız bu benzeri şeyleri durum ne olur? Mesela Hac/ puttan merhamet beklemek, baptis ve kutsanma, ya da ibadet edinilen şey birdir ama ona giden yollar farklıdır manası taşıyan “bizlerin Allah diyerek taptığı varlık birdir ve aynidir” lafzını söylemek gibi fiiller. Bunların ışığında, yumurta süslemek, kırmızı toprakla keçiboynuzu ya da sığır boyamak yukarıdakilerin yanında önemsiz görünürler. Yüce ve Ulu Allah'ın izni olmaksızın hiçbir fiil olmaz. Ey Allah’ım saf sünneti takibe kalplerimizi nurlandır, takvamızı artır, bizi biran dahi kendi nefsimizle yalnız bırakma, doğru yola ilet ve bizi ahlaksızlıktan ve bidatten gizli ve açık olanlarından koru. Âmin65 Ey dünyaların Efendisi. Beyhaki es-Sünen el-Kübra (9/235) Bu gün, “Shamm an-Nasim Bayramı” olarak adlandırılmaktadır. Yunan-Koptik Paskalyasının hemen ertesine denk gelen Pazartesi günü Mısırlılarca kutlanan bir bayramdır. 65 “Amin” sözcüğü cumhurun kanaatine göre “Ey Allahım dualarıma cevap ver” manasındadır. Mukatil bu sözcüğün duayı güçlendirdiğini ve bereketle nurlanmaya yol açtığını söylemiştir. Ibni Mace’nin Hz Ayşe’den naklettiği bir hadiste Allah Rasülü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Yahudilerin sizin selam 63 64 19 Salât ve selam efendimiz Muhammed, ailesi ve ashabına olsun. vermenizden ve amin demenizden daha çok sizde kıskandıkları bir başka haslet yoktur” buyurmaktadır. (Bu hadisi Buhari Cüz'ünde (988) Ahmed (6/1 35) ve İbnu Mace (856) rivayet etmişlerdir.) 20