Haber Dosyası - Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası

advertisement
Haber Dosyası
“Dünyadan Ekonomi, Tekstil ve Çalışma Hayatına Dair
Gelişmeler”
1 Kasım -8 Aralık 2014
Bu dosya Sendikamız Araştırma Departmanı tarafından derlenmiştir.
1
TEKSTİL
Pamuk stokları eritilecek
Dünya genelinde pamuk stokları tarihi zirveye ulaştı. Pamuk stoklarını eritmek için dünya genelinde
pamuk üreticisi ülkeler tanıtım atağına kalkacak. Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ana hammaddesi
pamuğun tüm yönleriyle tartışıldığı ve kararların oybirliği ile alındığı Uluslararası Pamuk İstişare
Komitesi’nin 73. Genel Kurul Toplantısı, Tarladan markaya: Pamuk Değer Zincirini Güçlendirmek ana
temasıyla, 02-07 Kasım 2014 tarihleri arasında Yunanistan’ın Selanik şehrinde yapıldı. Dünya’daki pamuk
stoklarının 20 milyon tona ulaştığını belirten Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi, ICAC Genel Kurul süresince tekstil zincirindeki farklı sektörlerin
yaptığı sunumların tamamında pamuk tüketiminin arttırılmasının önemine vurgu yapıldığını kaydetti.

Pamuk Sağlıklı, Sentetikler Yerine Tercih Edilmeli
Erkek giyimde pamuk kullanım oranlarının denim pantolonda yüzde 98,6, pantolonda yüzde 65,9, örme
gömlekte yüzde 77,9, dokuma gömlekte yüzde 80,7, spor giyimde yüzde 28,2, bayan giyimde denim
pantolonda yüzde 86, pantolonda 47,9, örme gömlekte yüzde 52,4, dokuma gömlekte yüzde 33,1, spor
giyimde yüzde 27,7 ve elbise de yüzde 17,5 seviyesinde olduğu bilgisini veren Eskinazi, “Amerika Birleşik
Devletleri’nde yerleşik Cotton Incorporated şirketi temsilcileri tarafından yapılan sunumlarda, pamuğun
elyaf pazarındaki payının giderek azaldığı, pamuğun yerini polyester ve polipropilenlerin aldığı, özellikle
bayan konfeksiyon ve denim ürünlerinde bu azalışın etkisinin daha fazla hissedildiği ifade edildi. Sağlıklı
olan pamuğun tüketimini arttıracak, polyester ve sentetiklerin kullanımını düşürecek çalışmalar
yürütülmeli. Özellikle “Transdry” teknolojisi kullanarak denim ürünlerde pamuk kullanımını arttıran
global firmalar desteklenmeli” dedi.
Kaynak: milliyet.com.tr/pamuk-stoklari-eritilecek-aydin-yerelhaber-472478/
ICAC: Arz Talep verileri ‘Kasım 2014′
DÜNYA PAMUK TEMİNİ VE DAĞITIMI
2012/13
2013/14
2014/15
2012/13
2013/14
2014/15
Önceki Aya göre Değişim
Milyon Ton
Milyon Tonn
Üretim
26.66
26.24
26.27
0.18
0.26
0.03
Tüketim
23.58
23.46
24.45
0.01
-0.03
0.03
İthalat
9.66
8.76
7.86
-0.18
-0.25
-0.18
İhracat
10.17
8.86
7.86
0.08
-0.13
-0.18
Bitiş Stok
17.10
19.77
21.60
-0.04
0.13
0.13
Cotlook A Index*
88
91
74*
Kaynak: ICAC
2
Tekstil sektöründe kullanılan kimyasallarla ilgili rapor yayımlandı
İsveç Kimya Ajansı (KEMI) ChemSec SIN List, REACH Tüzüğü kapsamında kayıt altına alınan maddeler gibi
veri tabanlarını araştırmak suretiyle tekstil ürünlerinde kullanılan kimyasalları belirlemek amacıyla
yürüttüğü projenin raporunu yayımladı. Bu rapora göre, sektörde yaklaşık
2400
kimyasalın kullanıldığı, kullanılan kimyasalların % 10’unun insan sağlığına, % 5’inin de çevreye olumsuz
etkilere
sahip
olabileceği belirtiliyor.
Bu
raporda, azo
boyalar
ve
koku
vericilere
odaklanıldığı, ayrıca tehlike sınıflamaları temelinde sektörde kullanılan bir dizi alev geciktirici
kimyasalların da tespit edildiği, diğer taraftan tekstildeki olası risklere açıklık getirilmesi gerektiğine dikkat
çekiliyor.
Söz konusu raporun tamamına aşağıda yer alan linkten ulaşılmaktadır.
http://www.kemi.se/Documents/Publikationer/Trycksaker/Rapporter/Report6-14-Chemicals-intextiles.pdf
Kaynak: İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri
Çin’de 2014-15 yılında pamuk üretimi %7 azalabilir
Çin’de 2014-15 piyasa yılında pamuk üretiminin yüzde 7 azalabileceği düşünülüyor. Cncotton.com
internet sitesinin tahminlerine göre, dünyanın en büyük pamuk tüketicisi Çin bu yıl 6,51 milyon ton
pamuk hasadı gerçekleştirecek.
Kaynak: Foreks
Çin pamuk ithalatı 5 yılın en düşük seviyesinde
Çin’in pamuk ithalatı Ekim ayında Ocak 2009’dan bu yana görülen en düşük seviyeye indi. Ekim ayında
ithalat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 azalarak 81.900 ton olarak gerçekleşti. Çin’in pamuk
ithalatı Ekim 2010’dan bu yana ilk kez 100 bin tonun altında kaldı. Çin, 2014 için pamuk ithalat kotasını
2013 yılındaki 4,2 milyon tondan 2,3 milyon tona indirmişti.
Kaynak: Foreks
Tekstilde anti-damping, ihracata yaradı
Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci (üstte), ithal tekstil ürünlerine getirilen
ek vergiler sayesinde Türkiye’nin 2013 yılında tekstil sektöründe ilk kez 15 milyar doların üzerinde dış
ticaret fazlası verdiğini, bu rakamın 2014’te 16 milyarı doları aşmasını beklediklerini söyledi. Keçeci,
DSO’nun kasım ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, 2011 yılında başta Çin olmak üzere Güney
Kore, Hindistan gibi ülkelerden ithal edilen tekstil ve hazır giyim ürünlerine ek vergi getirilmesinin Türk
tekstil sektörüne fayda sağladığını belirtti.
3
İthalata “fren” şeklindeki uygulamanın tekstil sektöründe olumlu hava estirdiğini ifade eden Keçeci, şöyle
konuştu:
“İthal tekstil ürünlerine getirilen ek vergiler sayesinde Türkiye, 2013 yılında tekstil sektörü ilk kez 15
milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası verdi, bu rakamın 2014’te 16 milyar doları aşmasını bekliyoruz.
Uygulama Denizli’de de tekstil sektörünü canlandırdı. Anti-damping kararı ile Denizli tekstil ihracatı,
istikrarlı bir yükselişe geçti, istihdam ise Türkiye geneline paralel olarak yüzde 21 arttı. Denizli’de
2011’den bu yana tekstil ve konfeksiyon sektöründe 8 bin kişilik ek istihdam yaratılmıştır.”
Kaynak: dunya.com/tekstilde-anti-damping-ihracata-yaradi-245699h.htm
Kocagöz: Üretici bu sezon hayal kırıklığına uğradı
İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı ve Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz, pamuk üreticisinin
bu sezon hayal kırıklığına uğradığını ve önlem alınmazsa önümüzdeki sezonda üretimin ciddi anlamda
düşeceğini söyledi. Kocagöz, bu durumu engellemek için bir dizi önlem alınması gerektiğini vurgulayarak,
destekleme primi miktarı ve ödeme zamanı, maliyetlerin azaltılmasına yönelik tedbirler, Ziraat Bankası
borçlarının ertelenmesi gibi konulardaki önerilerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sundu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in onayı ile Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mevlüt Gümüş’e
raporu sunan Barış Kocagöz, “Geçtiğimiz sezon dünya piyasalarının tutunması ve ülkemizdeki üretim
düşüklüğü sayesinde fiyat seviyeleri sağlam kalan pamuk, bu yıl hüsrana yol açıyor. Türkiye, artan ekim
alanları ile 750.000 ton rekolte beklediğimiz bir pamuk hasat sezonuna girdi. Ne var ki, hasat zamanındaki
arz fazlalığı ve bunun yanı sıra Dünya fiyatlarındaki düşüş iç piyasa fiyatlarını üreticinin zarar edeceği
seviyelere taşıdı ve taşımaya da devam edecek gözüküyor. Bu nedenle, zarar edilecek bir sezon yaşayan
pamuk üreticisinin hızlı tedbirler alınamazsa tekrar pamuk üretiminden kaçması kaçınılmaz olacak” dedi.
Türkiye üreticisinin ulaştığı başarılı verim ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın vermiş olduğu
destekleme primi olmasa Türkiye’de 1 kg dahi pamuk yetiştirilmeyeceğini vurgulayan Kocagöz, “Bu
anlamda Bakanlığımıza müteşekkiriz. Ancak tam olumlu trendi yakalamışken, hem Dünya piyasasında
oluşan düşük fiyatlar hem de Türkiye’deki hasattan kaynaklı arz yüzünden oluşan suni negatif yönlü fiyat
hareketleri ülke pamuk üretimini gelecek sezon için olumsuz yönde etkileyecektir” diye konuştu.
Önümüzdeki yıl, bu yıl ulaşılan üretim seviyesinin büyük kısmının kaybedilmesi ile birlikte hem üreticinin
hem de ülkenin cari dengesinin olumsuz etkileneceğini belirten Kocagöz, Bakanlığa sunduğu
raporda şu önerilere yer verdi:
” Özellikle bu fiyat-maliyet paritelerini göz önünde tutarak uygun görülürse destekleme priminin 55
kuruştan 75 kuruşa çekmeliyiz. Ayrıca pamuk üretiminde ülkemizdeki yüksek maliyetlerin önümüzdeki yıl
aşağı çekilmesi anlamında farklı uygulamalar Bakanlığımızca uygulanabilir.
Bildiğiniz gibi tarım ürünlerinde neredeyse sadece pamuk gümrük duvarları ile korumadığımız ve gümrük
almadığımız bir ürün. Dev tekstil sektörümüzün Dünya ile rekabet edebilmesi adına buna mecbur
kalmakla beraber öte yandan üreticimizin direkt olarak maliyetleri düşük diğer ülke üreticileriyle rekabet
edebilme zorluluğunu göz ardı etmememiz gerektiğine inanıyorum.
4
Örnek olarak mazotta ürüne endeksli mazot faturalarının prim dosyalarında beyan edilmesi ve primle
birlikte ÖTV miktarlarının bu miktarlarda üreticilere iadesi yapılabilir. Aralık ayında üreticiyi sıkıştıracak
Ziraat Bankası borçları suni fiyat düşüşlerine neden olmaktadır. Bu nedenle Ziraat Bankası borçları
ertelenebilir. Biliyorsunuz bu sezonun destekleme primleri Haziran ayında ödeniyor. Bu primler hiç
olmazsa Nisan ayında ödenerek üreticinin yeni sezon pamuk üretimi için kredi borcuna girmesi
engellenebilir.
Destekleme prim politikaları 5 yıllık bir plan şeklinde duyurulabilir. Böylece 5 yıllık önünü gören üretici
pamuk üretiminden vazgeçmez üretimde özlenen 1 Milyon tonluk hedef eşik değer yakalanır.”
Kaynak: Foreks
EKONOMİ
Hindistan- Çin arası Yüksek Hızlı Tren Projesi
Yaklaşık 32,6 milyar dolar değerindeki dünyanın ikinci en uzun yüksek hızlı treni için demiryolunun inşa
edilmesi amacıyla Çin ve Hindistan arasındaki müzakereler sürüyor. Söz konusu anlaşma onaylanırsa, Çin
yüksek hızlı tren alanında yurtdışı pazarını genişletmiş olacak. Delhi-Chennai yüksek hızlı trenin saatte
300 km hız yapması ve 1.754 km mesafe kat etmesi bekleniyor. Delhi-Chennai yüksek hızlı tren
hattındaki çalışmaların gelecek yılın ilk aylarında başlaması öngörülüyor. Hint medyasına göre söz konusu
proje, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin birçok şehrin yüksek hızlı tren ile birbirine bağlanmasını
amaçlayan “elmas dörtgen” projesinin bir parçası.
Kaynak: www.ekonomi.gov.tr
Çin, İspanya’ya Yük Treni Seferleri Başlatıyor
Kıyı şeridinde yer alan Zhejiang eyaletinde bulunan ve emtiaları ile ünlü Yiwu şehri ile İspanya’nın
başkenti Madrid’i birbirine bağlayan ilk tren seferi 18 Kasım 2014 saat 11.18’de başlatıldı. Bu yolculuğun
başlaması ile Yiwu uluslararası bir lojistik merkezi haline gelme yolunda ilerlemeye devam etmekte. Tren,
İspanya’daki nihai hedefine ulaşmadan önce İpek Yolu boyunca 13,052 kilometreden fazla yol giderek
Xinjiang Autonomous Bölgesi’ndeki Alashankou üzerinden Kazakistana’a girip Rusya, Belarus, Polonya,
Almanya ve Fransa’yı geçecek.
Kaynak: China Daily
5
OECD İşsizlik Raporunu Açıkladı
OECD tarafından Eylül ayı itibarıyla üye ülkelerin ortalama işsizlik oranının %7,2 olduğunu açıklandı.
OECD bölgesinde işsiz sayısı 44.2 milyon idi, bu sayı Nisan 2010’daki zirveden 5.6 milyon daha az olmakla
birlikte Temmuz 2008’den 9.6 milyon daha fazladır. Portekiz’de işsizlik 0,3 puan gerileyerek %13,6 olarak
gerçekleşti. Portekiz işsizliğin en fazla düştüğü ülke olurken İrlanda’da işsizlik oranı 0,2 puan gerileyerek
%11,2 olarak gerçekleşti ve işsizliğin en fazla düştüğü ikinci ülke oldu. İspanya’da ise işsizlik oranı %24
olarak gerçekleşerek işsizliğin en yüksek olduğu ülke oldu. ABD’ de Eylül ayı işsizlik oranı %5,8 olarak
gerçekleşti.
OECD İşsizlik Oranları
Kaynak: OECD
Sanayi Üretim Verileri
Sanayi üretimi Eylülde yüzde 2.2 büyümüş ve bu üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre
üretimin yüzde 3.6 arttığını ortaya koymuştu. Ekim ayında ise mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış
sanayi üretimi yüzde 1,8 düştü. Beklentiler yüzde 1 düşüş yaşanacağı yönündeydi. Böylece sanayi üretimi
aylık bazda son 1 yılın en sert düşüşünü yaşadı. Verinin ardından dolar da 2,27 TL'yi aşarak 2 ayın zirvesini
gördü.
Kaynak: Hürriyet
6
Avro Bölgesi ve AB Sanayi Üretimi Endeksi Açıklandı
Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) açıkladığı verilere göre, Avro Bölgesinde mevsimsellikten arındırılmış
sanayi üretimi Eylül ayında Ağustos ayına kıyasla %0,6 arttı. AB (28)’de de söz konusu oran %0,6 olarak
gerçekleşti. Aylık sanayi üretimi artışına, sermaye malı ve enerji üretimleri olumlu katkı sağladı. Ağustos
2014’te AB 28’de %1.2 düşmüştü. Eylül 2014’te bir önceki yıla kıyasla üretim%0.6 oranında artış gösterdi.
Kaynak: Eurostat
TCMB Finansal İstikrar Raporu Açıklandı
TCMB tarafından yılda iki kez hazırlanan ''Finansal İstikrar Raporu'nun'' ikincisi yayımlandı. Raporun
"Genel Değerlendirme" bölümünde, son Finansal İstikrar Raporu'nun yayınlandığı 2014 yılı mayıs ayından
bu yana küresel iktisadi faaliyette ivme kaybı yaşandığı ve petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki
hızlı düşüşün de katkısıyla enflasyon oranlarının düşük seviyelerini koruduğu, ancak, ABD ve diğer ülkeler
arasındaki büyüme eğiliminin artan oranda farklılaştığının gözlendiği belirtildi.
Çin dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde büyüme ivme kaybederken, Avro Bölgesi ve Japonya'da
ekonomik büyümenin oldukça kırılgan ve zayıf bir görünüme sahip olduğu aktarılan raporda, diğer
taraftan ABD ekonomisinin güçlü bir toparlanma eğilimi sergilediği vurgulandı.
Raporda, değinilen farklılaşmanın ülkelerin uyguladıkları para politikalarına da yansıdığı dile getirilerek,
varlık alım programını ekim ayında sonlandıran ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 2015 yılında faiz
artırımlarına başlamasının beklendiği kaydedildi.
Kaynak: AA Rapora ulaşmak için tıklayınız.
Uluslararası Enerji Ajansı 2014 Yılı Dünya Enerji Görünümü Raporu’nu Yayınladı
Geçen yılın Olaylar diyor Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) 2014 Dünya Enerji Görünümü Raporu’n a (WEO2014) göre, küresel enerji sektörünün karşı karşıya kaldığı uzun vadeli belirsizlikler arttı ve bu durum
karar alıcıları olumsuz etkileyebilir. Rapora göre,2040 yılında küresel enerji talebinin %37 oranında
artması bekleniyor. Bu durumun küresel enerji talebi üzerinde baskı oluşturacağı belirtilirken, eğer
küresel enerji talebinde büyümeyi azaltacak etkili önlemler alınmazsa oluşacak baskının daha da büyük
düzeyde olacağı ekleniyor.2040 yılında dünya enerji arzının düşük karbonlu enerji kaynakları(nükleer ve
yenilenebilir enerji),doğal gaz, petrol ve kömür olmak üzere yaklaşık 4 eşit parçadan oluşacağı tahmin
ediliyor. Raporda 2013 yılı itibariyle tahmini büyüklüğü 120 milyar dolar olan yenilenebilir enerji
teknolojileri sübvansiyonlar ve düşen maliyetlerle daha geniş bir zemin kazanacağı belirtiliyor.
Yenilenebilir enerji üretiminde birinci sırada rüzgâr enerjisi yer alırken onu hidroelektrik ve güneş enerjisi
izleyecek. 2040 yılı itibariyle yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki küresel artışın yaklaşık yarısını
karşılaması, elektrik üretiminin ana kaynağı olan kömürü sollaması bekleniyor. Nükleer enerjinin Çin,
Hindistan, Kore ve Rusya’da yoğunlaşması, sektörde kurulu kapasitenin 2040 yılı itibariyle %60 büyümesi
7
öngörülüyor. Nükleer enerji sektöründe ki büyümenin enerji ile bağlantılı karbon dioksit emisyonunu
düşüreceği belirtilse de, sektöre ilişkin piyasa risklerinin, düzenleyici risklerin ve toplumsal kabulünün
dünyada tartışmaya açık bir konu olmaya devam edeceği, 2040 yılına kadar yaklaşık 200 nükleer
reaktörün kapatılmasının gündemde olacağı ekleniyor. Raporda 2040 yılı itibariyle Dünya petrol arzının
günlük 104 milyon varil artacağı hesaplanıyor. ABD’deki petrol arzının normal seviyeye dönmesi ve OPEC
dışı arzın 2020’li yıllarda düşmesiyle, Orta Doğu arz büyümesinin ana kaynağı oluyor. Rapora göre 2040
yılında petrol talebindeki büyüme oldukça yavaşlayacak(ABD, AB, Japonya),ya da belirli bir düzeyde
devam edecek(Çin, Rusya, Brezilya ).Çin 2030 yılına gelindiğinde en büyük petrol tüketicisi olan ABD’nin
yerini alacak. Ancak ülkenin talep büyümesinde de zamanla yavaşlama görülecek. Hindistan, Sahra-altı
Afrika, Güneydoğu Asya ve Orta Doğu talepteki büyümede önemli yerler olarak ortaya çıkıyor.2040
yılında Doğal gaz arzının %50 artması öngörülüyor. Kaya gazı üretiminin 2030’ların sonunda düşeceği
öngörülmekle birlikte ABD’n in en büyük gaz üreticisi olmaya devam edeceği belirtiliyor. Katar,
Avusturalya, Kuzey Amerika yanında Güney Afrika, gaz güvenliğinde önemi giderek artan sıvılaştırılmış
doğal gaz üretiminde önemli bir yer edinecek. Kömür talebinin 2040’yılına gelindiğinde %15 daha fazla
olması, ancak büyümenin 2020’li yıllardan itibaren büyük oranda yavaşlaması öngörülüyor.
Kaynak: İEA Yayınlayan: Ekonomi Bakanlığı, Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği
25 Kasım 2014 tarihli ve 29186 sayılı Resmi Gazetede “Çevresel Etki Değerlendirmesi
Yönetmeliği”yayımlanmıştır. Bu Yönetmeliğin amacı, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinde
uyulacak idari ve teknik usul ve esasları düzenlemektir.
Bu Yönetmelik;
a) Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu ile Proje Tanıtım
Dosyasının hangi tür projeler için isteneceği ve içereceği konuları,
b) Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde uyulacak idari ve teknik usul ve esasları,
c) Çevresel Etki Değerlendirmesi kapsamına giren projelerin inşaat, işletme ve işletme sonrası izlenmesi
ve denetlenmesini,
ç) Çevresel Etki Değerlendirmesi sisteminin, çevre yönetiminde etkin ve yaygın biçimde uygulanabilmesi
ve kurumsal yapısının güçlendirilmesi için gerekli eğitim çalışmalarını, kapsamaktadır.
Yönetmeliğe ulaşmak için tıklayınız.
Türkiye İklim Değişikliği Zirvesi’ne Damga Vurdu
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi” için gittiği New York’ta
yoğun bir çevre diplomasisi yürüttü. Bakan Güllüce mevkidaşlarına Türkiye’nin küresel ısınma ile
mücadelede attığı adımları paylaştı, hedeflerini anlattı.
8
Türkiye 2023 yılına ulaşıldığında, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam elektrik tüketimi içerisindeki
payını %30’a çıkarmayı hedefliyor. Bakan Güllüce temaslarında Türkiye’nin kişi başı sera gazı emisyon
miktarının 5.9 ton olduğunu vurguladı. Bu değerin; OECD ortalamasının üçte biri ve Avrupa Birliği
ortalamasının yarısı olduğunu açıklayan Bakan Güllüce “Sadece ulusal önlemler ve kaynakları ile 19902012 döneminde sera gazı emisyonları %21 oranında azaltılmıştır. Bu büyük bir başarıdır” dedi.
Türkiye’de Gönüllü Karbon Piyasaları kapsamında geliştirilen 300’den fazla proje ile 20 milyon ton
karbondioksit eşdeğerinin üzerinde sera gazı emisyon azaltımının sağlanması öngörülüyor. Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı sanayiden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını takip ediyor. Elektrik üretimi, çimento,
demir-çelik, rafineri, seramik, kireç, kâğıt ve cam üretimi gibi sektörlerden kaynaklanan sera gazı
emisyonlarının tesis seviyesinde izlenmesi de sağlanacak. 2015 yılından itibaren Türkiye’nin toplam sera
gazı emisyonlarının yaklaşık yarısı tesis bazında elektronik kayıt sistemi ile gerçekleştirilecek. İşte
Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele 2023 hedeflerinden sadece bir kaçı:


İklim Değişikliği Araştırma – Teknoloji ve Eğitim Merkezi (İDATEM) kurulacak.
Avrupa Birliği mevzuatına uyumlu olarak tüm sektörlerden kaynaklanan sera gazı emisyonları
izlenecek, doğrulanacak ve raporlanacak.
 Karbon piyasasında geliştirilen tüm projeler kayıt altına alınacak, karbon ticaretine ve borsasına
yönelik yasal alt yapı oluşturulacak.
 Şehirlerimizin iklim değişikliği eylem planlarının hazırlanması sağlanacak.
 İklim değişikliğinin bölgesel ve sektörel etkilerinin belirlenmesi çalışmaları tamamlanacak.
Kaynak: http://www.csb.gov.tr/gm/cygm/index.php?Sayfa=haberdetay&Id=15071
Avro Bölgesi'nin bu yıl ve gelecek yılki büyüme tahmini düştü
AB Komisyonu, Avro Bölgesi için 2014 yılı büyüme tahminini yüzde 1,2'den yüzde 0,8'e ve 2015 yılı
büyüme tahminini yüzde 1,7'den yüzde 1,1'e düşürdü. Komisyon söz konusu bölgenin 2016 yılında yüzde
1,7 büyümesini bekliyor. Komisyon tarafından bölgenin TÜFE tahminini ise 2014 yılı için yüzde 0,8'den
yüzde 0,5'e ve 2015 yılı için yüzde 1,2'den yüzde 0,8'e indirdi.
Avro Bölgesi için tahminlerin düşürülmesinde Almanya, Fransa ve İtalya'nın da aralarında olduğu büyük
ekonomiler için beklentilerin aşağı yönlü revize edilmesi etkili oldu.
AB Komisyonu, Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya'nın büyüme tahminini 2014 yılı için yüzde
1,8'den yüzde 1,3'e ve 2015 yılı için yüzde 2,0'dan yüzde 1,1'e düşürdü. Komisyon, ülkenin 2016 yılında
yüzde 1,8 büyümesini bekliyor.
Kaynak: AA / Muhabir: Handan Silkin
Karbon Piyasasına Hazırlık Ortaklığı Projesi Başladı
24 Ekim 2014 tarihinde T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Ocak
2014- Haziran 2017 tarihleri arasında Dünya Bankası PMR Programı kapsamında yürüttüğü 3.000.000
Amerikan Doları bütçeli “Karbon Piyasasına Hazırlık Ortaklığı Projesi” (Partnership for Market Readiness
(PMR) açılış toplantısı düzenlenmiştir.
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Dünya Bankası işbirliğinde yürütülen bu projede Türkiye’de izleme,
raporlama ve doğrulama –İRD (MRV) sisteminin kurulmasına katkı sağlanması ve sektörel kredilendirme
ve ticaret sistemleri için seçeneklerin araştırılarak karar alma süreçlerine hazırlık yapılması
hedeflenmektedir.
Kaynak: http://www.csb.gov.tr/projeler/iklim/index.php?Sayfa=haberdetay&Id=15471
9
AB Komisyonu, AB ve ABD arasındaki TTIP müzakerelerinde saydamlığın artırılmasını hedefleyen bir
bildirge yayımladı.
AB Komisyonu AB ve ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması müzakerelerinde
saydamlığın artırılması için yapılması gerekenleri içeren bir bildirge yayımladı. Komisyon bu bildirge ile
kamuoyunun TTIP müzakereleri ile doğru bilgiye zamanlı bir şekilde erişiminin sağlanmasını hedefliyor.
Saydamlığın artırılmasına yönelik eylemler arasında:
Komisyon’un Avrupa Parlamentosu ve üye ülkelerle halihazırda paylaşmış olduğu müzakere belgelerinin
daha fazlasını kamuoyu bilgisine sunması;
Hâlihazırda müzakere belgelerine erişimi olmayan Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin de „gizli‟
belgelere erişiminin sağlanması için „okuma odasının‟ üye kapsamının genişletilmesi;
Daha az sayıda müzakere belgesinin „gizli‟ olarak sınıflandırılması sayesinde „okuma odası‟ dışındaki
Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin de bilgi sahibi olmasının sağlanması;
Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi ile paylaşılan belgelerin listesinin sürekli olarak güncel tutulması ve
bu listenin yayımlanması yer almaktadır.
AB Komisyonu ayrıca AB Komisyonu’nda görevli kıdemli memur ve liderler ile görüşme yapan kurumlar
ile ilgili bilgilendirme yapma taahhüdünde bulunmaktadır. Bu çerçevede AB Komisyonu üyesi Komiserler
ve kabineleri ile genel direktörleri kapsayan ortak saydamlık kuralları belirlemiştir. Konu ile ilgili ikili
görüşme yapılan şirket ve kurumların isimleri, görüşülen yer ve tarihler 1 Aralık 2014 tarihinden itibaren
her iki haftada bir yayımlanacaktır.
Kaynak: http://trade.ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=1205
AB Dışişleri Bakanlar Konseyi AB’nin ABD ile bir Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması imzalama
yönünde kararlı olduğunu teyit etti.
- Geçtiğimiz hafta toplanan AB Dışişleri Bakanlar Konseyi AB’nin ABD ile bir Transatlantik Ticaret ve
Yatırım Anlaşması (TTIP) imzalama yönünde kararlı olduğunu yeniden teyit etti. Toplantı sonunda şu
kararlar alındı:
TTIP AB’de istihdam ve büyümeyi artıracak, vatandaşlara somut kazanımlar sağlayacaktır.
Stratejik anlamda Transatlantik ortaklığı daha da pekiştireceği için AB’nin dış politikası açısında da olumlu
sonuçları olacaktır.
Nihai anlaşma metninin AB kalite standartlarına ve üye ülkelerin kurallarına uygunluğu sağlanmalıdır.
TTIP’in getirecekleri hakkında toplumun her kesimi ile daha iyi iletişim kurulmalıdır. Saydamlığın ve sivil
toplumla diyaloğun artırılması çok önemlidir.
TTIP’in şirketlere, özellikle KOBİ’lere sağlayacağı faydalar özellikle vurgulanmalıdır.
Kaynak: http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cms_data/docs/pressdata/EN/foraff/145906.pdf
10
DÜNYADA ÇALIŞMA HAYATI & SENDİKAL GELİŞMELER
Küresel Ücret Artışında Durgunluk
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun en son yayınlanan Küresel Ücret Raporu, 2013 yılında dünyada
birçok ülkede ücret artışlarının yavaşladığına, %2 civarında olduğuna, kriz öncesindeki yaklaşık %3 oranını
yakalaması gerektiğine işaret etti.
Küresel ücretlerde bu düşük seviyedeki artış hemen hemen tümüyle yeni gelişen G20 ekonomileri
tarafından sağlanmıştır. Söz konusu yeni gelişen G20 ekonomilerinde ücretler 2012 yılında %6,7 ve 2013
yılında %5,9 oranında artış göstermiştir.
Buna karşın, gelişmiş ekonomilerde ortalama ücret artışı 2006 yılından beri yıllık olarak %1 civarında
dalgalanmış, 2012’de ise daha da yavaşlayarak %0,1’e ve 2013’te %0,2’ye gerilemiştir.
ILO Genel Müdür Yardımcısı Sandra Polaski, gelişmiş ekonomilerde son iki yıl içerisinde ücret artışının
hemen hemen sıfıra gerilediğini, bazı ülkelerde ise ücret seviyelerinde düşüşler olduğunu, bu durumun
genel ekonomik performansa etki ettiğini, söz konusu gelişmiş ekonomilerin çoğunda hane halkı talebinin
yavaşlamasına yol açtığını vurguladı.
ILO ekonomisti ve raporun yazarlarından biri olan Kristen Sobeck, son 10 yıllık dönemde yeni gelişen ve
gelişmekte olan ülkelerdeki ortalama ücret seviyelerinin gelişmiş ülkelerin ortalama ücret seviyelerine
doğru yavaş bir yaklaşma eğilimi gösterdiğini, ancak hâlâ gelişmiş ekonomilerdeki ücret seviyelerinin yeni
gelişen ve gelişmekte olan ülkeler grubundaki ücretlerden ortalama 3 kat daha yüksek seviyede olduğunu
belirtti.
Raporda belirtildiği üzere, gelişmekte olan ülkeler arasında bölgeler itibariyle büyük farklılıklar mevcut.
Örneğin, 2013 yılında ücretler Asya’da %6,0, Doğu Avrupa’da ve Orta Asya’da %5,8 oranında artış
göstermiş iken, Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde sadece %0,8 oranında artış kaydedilmiştir.
Kaynak : ILO Uluslararası Çalışma Örgütü
Eşit Değerdeki İşe Eşit Ücret
38 ülke örneğinde cinsiyete dayalı ücret farklılıklarını ortaya koyan ILO’nun Küresel Ücret Raporu,
dünyada herkes için kapsayıcı bir büyüme sağlamak üzere, eşit değerdeki işe eşit ücret ödenmesi
çağrısında bulundu. ILO’nun yeni raporuna göre, kadın çalışanların ortalama ücretleri, erkek çalışanlara
ödenen ücretlere kıyasla %4-%36 oranları arasında daha düşük seviyede.
ILO’nun Çalışma Şartları ve Eşitlik Bölüm Şefi Manuela Tomei, “Herkesi kapsayan bir büyüme sağlamak
için, erkek ve kadın çalışanlar arasında ücret eşitsizliğinin üstesinden gelmek çok önemli ve çeşitli
seviyelerde sürekli çaba gerektiriyor” dedi.
Rapor, ILO’nun 1951 tarihli ve 100 sayılı Eşit Ücret Sözleşmesi ile uyumlu olarak, eşit değerdeki işe eşit
ücret ödenmesini sağlamak üzere yasalar çıkarılması çağrısında bulunuyor.
Kaynak : ILO Uluslararası Çalışma Örgütü
11
Daha Fazla ve Daha İyi İş İmkânları Yaratılmazsa, Sürdürülebilir İyileşme Mümkün Değil
15 Kasım 2014 tarihinde Brisbane’de G20 Zirvesi’nin açılış oturumuna katılan ILO Genel Müdürü Guy
Ryder, G20 liderlerine, daha fazla ve daha iyi istihdam imkânları ile büyümeyi harekete geçirecek
politikalara odaklanmaları tavsiyesinde bulundu.
Guy Ryder, “Hem küresel talebi canlandıracak hem de tedarik sıkıntılarını giderecek politikalara
ihtiyacımız var, örneğin, beceri geliştirme ve mesleki eğitim, küçük ve orta ölçekli işletmelerin
desteklenmesi, altyapı yatırımları. Sadece büyüme yeterli değil, daha fazla ve daha iyi istihdam ve daha
yüksek gelir yaratacak büyüme sağlanmalı.” dedi.
Kaynak : ILO Uluslararası Çalışma Örgütü
Yunanistan’ın Uzun Süreli bir Sosyal Kriz Riskini Ortadan Kaldırması Gerekiyor
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO tarafından hazırlanan yeni bir rapor, bir önlem alınmadığı takdirde,
Yunanistan’ın uzun süreli bir sosyal krizle karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Rapor,
istihdamı ve işletmeleri destekleyecek ilave tedbirler alınması, ülkede ücretlerde kesintilerin
durdurulması çağrısında bulunuyor.
ILO raporu, Yunanistan’da istihdam yaratma hızının güçsüz olduğunu, yaklaşık 1,3 milyon işsizin %70’ten
fazlasının bir yıldan uzun süredir işsiz olduğunu, ayrıca yoksulluk riski olan Yunanlıların sayısının son beş
yıl içerisinde iki katına çıktığını, 2008’deki %20’den 2013’te %44’e artış gösterdiğini belirtiyor.
ILO Genel Müdürü Guy Ryder, Yunanistan’ın kritik bir noktada olduğunu, ülkede sürdürülebilir bir
iyileşme planı başlatmak için, insanları ve firmaları destekleyecek acil tedbirlere ihtiyaç olduğunu, bu
tedbirlerin hükümet, işverenler ve işçilerden oluşacak üçlü bir yapı ile belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak : ILO Uluslararası Çalışma Örgütü
Endonezya’da Yeni Asgari Ücret, Talep Edilen Seviyenin Altında
Endonezya’da yeni asgari ücret seviyesinin, işçi sendikalarının talep ettiği seviyenin çok altında
belirlenmesi sebebiyle, işçiler sokaklara çıktı ve protesto gösterileri yaptı.
Endonezya işverenler birliği, 2015 yılı için bölgelere göre asgari ücret seviyesindeki artışların %4 ile %10
arasında değiştiğini açıkladı.
Açıklamalardan hayal kırıklığına uğrayan işçiler, Endonezya genelinde gösteriler yapıyor. Bekasi sanayi
bölgesinde 50.000 işçi iş bıraktı ve yürüyüş yaptı.
Endonezya’da işçi sendikaları KSPI ve FSPMI, bölgelere göre %22 ile %30 arasında değişen oranlarda
asgari ücret artışı talep ediyorlar ve 10-11 Aralık tarihlerinde ulusal grev düzenlemeyi planlıyorlar.
Kaynak : IndustriAll Global İşçi Sendikası
12
Konfeksiyon Sanayiine Yönelik Bir istihdam Stratejisi
Temiz Giysi Kampanyası (Clean Clothes Campaign - CCC) kapsamında istihdamla ilgili sivil toplum
kuruluşları ve işçi sendikaları, kampanya stratejilerini belirlemek üzere bir araya geldiler ve 2014 yılı
Global Forum’unu 18-21 Kasım 2014 tarihleri arasında Hong Kong’da düzenlediler. Dört gün süren
toplantılar esnasında, üç temel stratejik konu olarak ücretler, istihdam ilişkileri ve işçi güvenliği konuları
ile birlikte, Hong Kong ve Çin’e yönelik işgücü stratejisi konusu tartışıldı.
Konfeksiyon sektöründe ücretlerin artırılmasına yönelik stratejiler hakkındaki müzakerelerde,
IndustriAll’un geçinmeye yetecek ücret kampanyası kuvvetli destek buldu.
Kaynak : IndustriAll Global İşçi Sendikası
ABD’de Kasım 2014 İstihdam Verileri
ABD Çalışma Bakanı Thomas E. Perez, 2014 yılı Kasım ayına ilişkin istihdam verilerini açıkladı:
ABD’de istihdamdaki güçlü büyüme, Kasım ayında 321.000 yeni istihdam ilavesi ile devam etti. Söz
konusu rakam 2012 yılı Ocak ayından beri gerçekleşen en yüksek artıştır. İşsizlik oranı %5,8 olup, geçen
aya göre bir değişim göstermemiştir.
İstihdamdaki artış, sanayide geniş alana yayılmıştır, bilhassa meslekî hizmetlerde, eğitim ve sağlıkta ve
imalat sanayiinde.
Kaynak : ABD Çalışma Bakanlığı
Yoksulluğa ve Sosyal Dışlanmaya Karşı Avrupa Platformu’nun Dördüncü Yıllık Toplantısı Gerçekleşti
Yoksulluğa ve Sosyal Dışlanmaya Karşı Avrupa Platformu’nun dördüncü yıllık toplantısı 20-21 Kasım 2014
tarihlerinde Brüksel’de gerçekleşti. Toplantıda Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Avrupa
Komisyonu’nun İstihdam ve Sosyal İşlerden Sorumlu Üyesi Marianne Thyssen konuşma yaptılar. 700’den
fazla katılımcıyı bir araya getiren konferansta, özel sektör ve kamu sektörü ortaklığı yaratılması, sosyal
girişimciliğin desteklenmesi ve mevcut kaynakların daha iyi kullanılması için sosyal yenilikçiliğin rolüne
dikkat çekildi.
Kaynak : Avrupa Komisyonu, İstihdam, Sosyal İşler Genel Müdürlüğü
13
Download