19056_Hücrenin Organelleri

advertisement
Hücre zarı ile çekirdek zarı
arasını dolduran “kolloidal”(yarı
sıvı, yarı katı) ortama sitoplazma
denir.
Sitoplazma organeller ve
bunların içinde yer aldığı koyu
kıvamlı sıvı kısım(sitozol)dan
oluşur. Bu sıvı kısmın içerdiği
enzimler, RNA, organik
bileşiklerin yapı taşları, yıkım
tepkimeleri sonucu oluşan atık
ürünler, koenzimler, iyonlar ve
büyük oranda su oluşturur.
Sitoplazma içinde hücrenin
yaşaması için gerekli hayatsal
faaliyetler yürütülür.
Bu faaliyetler organel denilen ve
sitoplazmaya dağılmış olarak
bulunan yapılarda gerçekleşir.
-Ribozomlar tüm hücrelerde bulunan zarsız organellerdir.
-Endoplazmik retikulum ve çekirdek zarı üzerinde ya da
sitoplazmanın sıvı kısmında tek tek ya da çok sayıda
boncuk şeklinde(polizom) dizilmiş halde bulunur.
-Ribozom, rRNA ve proteinden yapılmış iki alt birimden
oluşan organeldir.
-Mitokondri ve kloroplastlarda da organellere özgü
ribozomlar bulunur.
-Ribozomlar protein sentezinin yapıldığı organellerdir.
Ökaryot
hücrelerde hücre
zarı ile çekirdek
zarı arasında
uzanan, kanalcık
ve borucuk
sistemidir.
Endoplazmik
retikulum
hücrelerin
etkinliğine göre
dağılımı, miktarı,
biçimi
bakımından
farklılık gösterir.
ER,
üzerinde
ribozom
taşıyıp
taşımaması
na göre
granüllü ve
granülsüz
olarak ER
olmak üzere
iki grupta
incelenir.
Granüllü ER: Granüllü ER zarı üzerinde ribozomlarda sentezlenen bir çok protein ER içine
geçer. Bu proteinler büyük moleküllerdir. Proteinler ER’de çeşitli işlemlerle yapısal
değişikliğe uğratılarak işlenmiş olur. Proteinler hücrenin çeşidine göre işlenir. İşlenen
proteinler golgi cisimciğine taşınır. Protein üretimi fazla olan hücrelerde Granüllü ER miktarı
çoktur.
Granülsüz ER: Üzerinde ribozom bulunmayan ER’ye granülsüz ER denir. Granülsüz Er lipit
ve karbonhidrat sentezi yapan hücrelerde daha çok bulunur. İnsan karaciğer hücrelerinde
ilaçların etkisiz hale getirilmesinde rol oynar.
Golgi cisimciği zarla çevrili disk şeklinde üst
üste dizilmiş yassı keselerden oluşmuştur.
Üzerinde ribozom yoktur.
Golgi aygıtı, salgı yapan
hücrelerde ve sinir
hücrelerinde iyi gelişmiştir.
Alyuvar ,sperm ve bakteri
gibi hücrelerde bulunmaz.
Golgi aygıtı lizozomların
zarını oluşturur. Golgi
aygıtı, lipoprotein,
glikoprotein, mukus ve
bitkilerde selüloz gibi
maddelerin üretilip,
salgılanmasını sağlar.
Hücre zarı yapımında zar
fabrikası gibi çalışır.
Gerektiği zaman yağları
depolar. Golgi aygıtının
bozulması, salgıların
azalmasına neden olur.
Lizozomlar karbonhidrat, protein, lipit gibi organik bileşikleri
parçalayıcı enzimler içeren zarla çevrili organellerdir.
Lizozomlar, eritrositler dışındaki tüm memeli hücrelerinde görülürler. Hücre içinde golgi
aygıtına çok yakın bölgede granüller biçiminde belirir ve birim zarla kuşatılır, çünkü
enzimleri golgi tarafından üretilir. Herhangi bir nedenden dolayı lizozom zarı yırtılırsa
içindeki sindirim enzimleri sitoplazmaya dağılır ve hücre sindirilir. Bu olaya otoliz ve
lizozomun dokuyu sindirmesi olayına da histoliz denir. Lizozomlar hücre içinde yaşlanmış,
yıpranmış ya da işlevini yitirmiş organelleri sindirir.
Mitokondri, hücre
için gerekli olan
enerjinin üretildiği bir
organeldir.Bu
organelde tıpkı diğer
organeller gibi birim
zar ile çevrilidir fakat
iç kısımındaki zar
dıştaki gibi düz
değildir ve kıvrımlar
meydana getirir.Bu
kıvrımlara ise
" krista" adı verilir.
Kıvrımların arası
“matriks” denen sıvı
madde ile doludur.
Hücrede bulunan üç binin
üzerindeki enzimlerden
ayrı olarak, mitokondri
içerisine yüzlerce enzim
görev almıştır.
İç kısmı kıvrımlı olan
mitokondrinin, kıvrımlı
olmasının nedeni, yüzey
alanını genişleterek daha
fazla kimyasal reaksiyona
yataklık yapmak içindir.
Mitokondrinin en fazla
ürettiği biyokimyasal
molekül ise ATP’dir.
Üretilen ATP daha sonra
mitokondri zarından
sitoplazmaya geçer ve
gerekli yerlerde kullanılır.
- Plastitler, bitki hücrelerinde ve aglerde bulunan organeldir.
Plastitler yapılarında çeşitli renk maddeleri(pigmentler) bulundurur.
- Plastitler hücre ile beraber gelişerek görevine uygun şekil ve renk
kazanır. Plastit çeşitleri 3 grupta incelenir;
-Bitkilerde yeşil rengin oluşmasını sağlayan plastitlerdir. Kloroplastlar, bitkilerin
yaprak ve genç gövdelerindeki hücrelerde bulunur. Klorofil sentezlenmeyen
bitkilerde albinoluk görülür.
- Kloroplast çift katlı zar ile çevrilidir.
- Kloroplastın içini dolduran renksiz ara maddeye “stroma” adı verilir. Bu sıvıda
DNA, RNA, ribozom ve fotosentez enzimleri bulunur. Kloroplastlar enzimlerini
sentezleyebilir ve çekirdek kontrolünde çoğalabilir.
% Kloroplastta üçüncü bir zar sistemi bulunur. İçteki bu zar ara madde içine
gömülü diskleri (tilakoitleri) oluşturur.
% Diskler üst süte dizili yapılar ( granum) şeklinde düzenlenmiştir.
% Fotosentezde güneş ışığını soğuran klorofil, disklerin zarlarında bulunur.
Kloroplastlar, fotosentezde ışık enerjisinin kimyasal enerjiye dönüştürüldüğü ve
serbest oksijenin üretildiği organeldir.
Genç
hücrelerin
plastitlerind
en oluşan
ve bitkiye
faklı renkler
kazandıran
plastit
çeşididir.
+Kromoplast çeşitlerinden olan karaton(turuncu), ksantofil(sarı) ve
likopen(kırmızı) bitkilerde farklı renkler oluşturur.
+Kromoplastlar, yapraklarda, meyvelerde ve bazı bitkilerin köklerinde bulunur.
+Örneğin, havuçta karaton, domateste likopen, limonda ksantofil renk maddeleri
bulunmaktadır.
-Plastitlerin renksiz olan kısmıdır.
-Uzun süre ışık alırlarsa, yeşil renkli kloroplastlara
dönüşebilirler.
-Bitkinin kök, toprak altı gövdesi ve tohum gibi renksiz
kısımlarında bulunur; protein, yağ ve nişasta depo eder.
Sitoplazmadan ince bir zarla
sarılmış, içi özel bir sıvıyla dolu
keselerdir.
Olgun bitki hücrelerinde genellikle bir
merkezi koful bulunur. Kofulun içini
dolduran sıvının derişimi yüksektir. Bu
durum kofulun içine su girişine,
dolayısıyla kofulun şişkinleşmesine
neden olur. Bu şişkinlik turgor
basıncına ve bitkinin dik durmasına yol
açar.
Bitkide kofullar çeşitli görevleri
yerine getirir;
-Şeker ve amino asitlerin geçici depo yeridir.
- Yapısındaki antosiyan gibi pigmentler
çiçeklere renk verir.
-Bu pigmentler koful öz suyunun asit ya da baz
oluşuna göre farklı renk gösterir. Koful öz suyu
asidik ise kırmızı, bazik ise mavi, nötr ise
menekşe rengi verir.
-Tanin gibi organik atıklar için geçici depo
görevi yapar.
-Bazıları sindirim enzimleri içerir ve lizozoma
benzer görev yapar.
* Hayvan hücrelerinde kofullar, bitki hücrelerindekine göre daha küçüktür.
Ancak sayıları daha fazla olabilir.
* Kofullar hayvan hücrelerinde endoplazmik retikulm veya Golgi
cisimciğinden oluşabilir.
* İçlerinde salgı maddeleri bulunur. Endositoz sonucu oluşanlar da besin
kofulu olur.
Ökaryot hücrelere şeklini veren ve hücre içi organizasyonu sağlayan yapıların tümüne
“hücre iskeleti” denir.
Hücre iskeleti aynı zamanda hücre içinde organellerin yer değiştirmesinde ve hücre
bölünmesi sırasında kromozomların hareketinde rol oynar.
♦Aktin proteinlerinin üst üste dizilip sarmal
şekilde birleşmesiyle meydana gelir.
♦ Bu mikrofilamentler hücre hareketine balı
olarak devamlı oluşup ayrışabilen yapılardır.
♦ Bazı hücrelerde besin emilimi ve fagositoz gibi olayların
gerçekleştirilmesinde görev yapan çıkıntı ve uzantıların
yapısında da mikrofilamentler bulunur.
♦ Mikrofilamentler amipte yalancı ayak oluşumunda ve
hayvan hücrelerinin boğumlanmasında da görev yapar.
-Mikrofilamentlerden daha kalın mikrotübüllerden ise daha
ince olan farklı tipte protein içeren yapılardır.
-İplik şeklindeki proteinlerin birbirine sarılmasıyla meydana
gelir.
-Ara filamentler hücrenin şeklinin ve hücredeki organellerin
yerinin sabitlenmesinde görev yapar.
-Ara filamentler saç ve tırnak gibi yapılarda bol miktarda
bulunur.
Tübülin proteinlerinden oluşmuştur. Yapıları sert içi boş
çubuklar şeklindedir. Hücrenin hareketine bağlı olarak
devamlı oluşup ayrışabilen yapılardır.
Mikrotübüller hücrenin şeklinin belirlenmesinde,
hücrelerin ve hücredeki organellerin yer değiştirmesinde
ve hücre bölünmesi sırasında kromozomların ayrılmasında
görev yapar.
Ayrıca bitkilerde hücre çeperindeki selüloz
liflerinin düzenlenmesinde görev yapar.
Sentrozomlar tüm hücrelerde bulunmayabilir. Buna rağmen varolan
mikrotübüllerin hareketi kromozomların hareketini sağlar. Hayvan hücrelerinde
bulunan sentrozom sitoplazma sıvısından ayırt edilebilen bir madde ile
çevrelenmiş bir çift sentriyolün bulunduğu bölgedir. Her bir sentriyol 9 adet
üçerli mikrotübülden oluşur. Bu mikrotübüller silindirik yapı oluşturacak şekilde
dizilir.
Sentriyoller hücre bölünmesi
öncesinde eşlenerek iki katına çıkar
ve bölünme başladığında çekirdeğin
iki karşıt bölgesine giderek
mikrotübülleri oluşturur.
Bu mikrotübüller kromozomların
hareketini sağlayan iğ iplikleri
olarak görev yapar.
SİLLER VE KAMÇILAR: Ökaryot
hücrenin hareketini sağlayan
yapılardır. Bunlar mikrotübül yapılı
olmasıyla sentriyollere benzer.
Silller hem çok hücreli hem de tek
hücreli ökaryot canlılarda bulunur.
Siller kısadır, hareketi ileri geri
titreşerek sağlar. Hücre yüzeyinde
çok sayıda bulunur.
Kamçılar sillerden daha uzun olmaları
ve dalga benzeri hareketleriyle
farklılık gösterir.
Download