Slayt 1

advertisement
SİTOPLAZMA VE ORGANELLER
Sitoplazma, hücre iskeleti, organeller ve bunların içinde yer aldığı
koyu kıvamlı sıvı kısımdan ( sitozol, sitoplazma) oluşur.
ORGANELLER
1. Mitokondri
2. Plastitler
3. Ribozom
4. ER
5. Golgi
6. Lizozom
7. Koful
MİTOKONDRİ VE ATP SENTEZİ
Ökaryot hücrelerde enerji çoğunlukla mitokondride, besinlerin yapı
taşlarının hücresel solunum yardımıyla yıkılması ile elde edilmektedir
• Prokaryot canlılar ve olgun memeli alyuvarlarının dışında oksijenli
solunum yapan tüm ökaryotik hücrelerde bulunurlar.
• Sayıları hücrenin metabolik aktivitesine bağlıdır.
• Hücre içinde hareket eder, biçim değiştirir ve ikiye bölünürler.
Krista üzerinde ETS adı verilen yapılar
sayesinde bol ATP üretlir. Kıvrım sayısı
ne kadar artarsa enerji verimi o kadar
fazla olur.
İçinde,
DNA, RNA ,
ribozom ve
solunum
enzimleri
vardır.
Döllenme sırasında, spermanın kuyruk bölgesi yumurta içine girmez.
Spermadaki mitokondriler kuyruk bölgesinde yer alırlar.
Mitokondri DNA’sı sınırlı bilgi taşımaktadır. Bölünmeleri
hücrenin DNA’sının kontrolünde olur. Mitokondri
DNA’sında meydana gelen hatalar ATP üretimini azaltır ve
canlılarda yaşlanmaya neden olur.
PLASTİTLER
Plastitler, bitki hücrelerinde ve alglerde bulunur.
3 çeşittirler. Kloroplast, kromoplastlar ve lökoplastlar.
KLOROPLASTLAR
Çift zar
STROMA: Kendine özgü
DNA,RNA,ribozom ve
enzimler buradadır.
Çekirdeğin kontrolünde
çoğalabilirler.
GRANA (GRANUM):
İçinde güneş ışığını
soğurmaya yarayan
klorofil pigmenti vardır.
Tilakoitler
Klorofil taşıdıkları için yeşil renktedirler.
Yapraklarda, genç dallarda bulunurlar.
Klorofil sentezleyemeyen bitkiler albino
olur.
Mitokondride olduğu gibi çift zarları
vardır. Ancak iki zarda düzdür.
Kloroplastlar, fotosentezle ışık enerjisinin kimyasal enerjiye
dönüştürüldüğü serbest oksijenin üretildiği organeldir.
Kloroplastlarda sentezlenen ATP , sadece fotosentez
tepkimelerinde kullanılır.
Fotosentez, CO2 ve H2O gibi inorganik maddelerden güneş
enerjisi ve klorofil pigmentinin yardımıyla organik madde
üretilmesidir.
klorofil
(ışık)
E
A
KROMOPLASTLAR
Bitkilerde sarı(ksantofil), turuncu(karoten), kırmızı(likopin) renkte
olan plastitlerdir. Kromoplastlar, yapraklarda, meyvelerde ve bazı
bitkilerin köklerinde bulunur.
Sonbahar mevsiminde yaprakların dökülmeden önce
sararmasının nedeni, klorofil pigmentinin yapısının bozulması ve
kloroplastın kromoplasta dönüşmesidir.
LÖKOPLASTLAR
Renksizdirler. Uzun süre ışıkta kalırlarsa kloroplastlara
dönüşebilirler. Çeşitli organik bileşiklerin depo edilmesini
sağlar.
ENDOPLAZMİK RETİKULUM VE MADDE SENTEZİ
Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında uzanan kanalcık sistemidir.
Çoğu ökaryot hücrelerde en büyük organeldir.
Granüllü ER
1) Hücreye mekanik
destek sağlar.
2) Hücre içinde
madde taşınmasında
görev alır.
3) Üzerinde taşıdığı
ribozomlarada
sentezlenen proteinler ER
içine geçer. Proteinler
ER’de çeşitli işlemlerle
yapısal değişikliğe
uğratılarak işlenmiş olur.
Proteinler burada
hücrenin çeşidine göre
işlenir.
Daha sonra işlenen bu
proteinler taşıyıcı
vesiküller aracılığıyla
golgiye taşınır ve
görevlerine göre
sınıflandırılır.
Düz ER
Lipit ve karbonhidrat sentezi yapan hücrelerde
daha çok bulunur.
Kas hücrelerinde kalsiyum depolar, karaciğer
hücrelerinde glikojen depolar ve ilaçların etkisiz
hale getirilmesinde görev yapar. Ayrıca cinsiyet
hormonları ve hücre zarı yapısında bulunan
yağların sentezinde görevlidir.
Not: Detoksifikasyon genellikle ilaçlara hidroksil grubu
ilave edilerek gerçekleştirilir.
Böylece ilaçlar suda çözünebilir ve idrarla atılabilir.
RİBOZOMLAR VE PROTEİN SENTEZİ
Tüm hücrelerde (prokaryot-ökaryot) bulunan zarsız organeldir.
Prokaryotlarda daha küçüktür.(20nm)
Ribozomlar, rRNA ve proteinlerin birleşmesinden oluşurlar.
İki alt birimden oluşur.
Bu alt birimler protein
sentezi sırasında bir
araya gelirler.
Çekirdek zarı üstünde,
Mitokondri ve kloroplastların içinde(20nm),
ER üstünde,
Sitoplazmada ya yalnız olarak ya da polizom (poliribozom) şeklinde
bulunurlar
GOLGİ CİSİMCİĞİ MADDELERİ AYIRMA VE PAKETLEME
Salgı yapan hücrelerde ve sinir
hücrelerinde iyi gelişmiştir. Alyuvarlarda,
sperm hücrelerinde bulunmaz.
Lizozom
Ekzositoz
Golgi cisimciğinde,
ER’den gelen maddeler
(protein, lipit ve
karbonhidratlar) daha
ileri derecede işlenir ve
sınıflandırılır. Buradaki
işlemle ER’den gelen
maddelerden salgı görevi
yapacak, plazma zarına ,
hücre duvarına ya da
lizozomların yapısına
katılacak şekilde
farklılaşır.
Glikoprotein, lipoprotein ve
glikolipitler golgide
sentezlenir ve plazma
zarının yapısına katılır.
2012-LYS
C
2009-ÖSS
D
LİZOZOMLAR VE HÜCRE İÇİ SİNDİRİM
İçinde karbonhidrat, protein ve yağları sindiren enzimler içeren
(yaklaşık 50 hidrolitik enzim) organeldir.
Alyuvarlar hariç, bütün hayvan hücrelerinde bulunur. Savunmada
etkili olan akyuvar hücrelerinde sayıları oldukça fazladır.
Lizozomlar, endositoz ile alınan besinlerin sindiriminde görev
alırlar.
ER veya golgi tarafından oluşturulurlar.
Lizozom enzimlerinin serbest kalıp hücreyi parçalamasına OTOLİZ
denir. ( kontrol dışı)
Bazı durumlarda ise lizozomların bu parçalama işlemleri kontrollü
olarak gerçekleşir.
Mesela; Kurbağa larvalarının erginleşirken kuyruklarının kopması.
Yine embriyolojik gelişim sırasında parmak oluşumu ve bazı kanserli
hücrelerin yok edilmesi hep belli bir program dahilinde olur.
Lizozomların faaliyetleri sonucu hücre içinde biriken artık maddeler
birikerek hücrenin yaşlanmasına yol açar. Yaşın ilerlemesiyle insanın
ellerinde ve vücudunda yaşlılık lekeleri bu şekilde meydana gelir.
Bir enzimin hücrede sentezinin başlamasından
dışarıya salgılanmasına kadar geçen olaylarda,
aşağıdaki yapı ve organellerden hangisinin
doğrudan işlevi yoktur?
A) Ribozom
B) ER
C) Hücre zarı
D) Lizozom
E) GA
D
1993-ÖYS
Tek katlı zarla çevrili içi sıvı dolu keselerdir.
Kofullar bitki ve hayvan hücrelerinde yapı
ve görev bakımından farklılık gösterir.
KOFUL
Olgun bitki hücrelerinde genellikle bir merkezi
koful bulunur. Bu kofula olan su giriş çıkışı ile
hücrenin turgor basıncı ve bitkinin dik durması
ayarlanır.
Bitkide kofullar ayrıca;
Şeker ve aminoasitlerin geçici besin
deposudur.
İçindeki pigmentler çiçeklere renk verir. Bu
pigmentler koful öz suyunun asit veya baz
oluşuna göre farklı renkler gösterir.
Atık maddelerin depolama yeri olarak da görev
yaparlar. Yapraklar döküldüğünde artıklar
bitkiden uzaklaştırılmış olur.
Genç bitki
hücrelerinde daha
küçüktür.
Hayvan hücrelerinde daha küçük ve çok
sayıdadır.
Kofullar hücre zarı, ER ve golgi’den oluşabilir.
Fagositoz sonucu besin kofulu olur.
Tatlı sularda yaşayan Protistlerde (örneğin amip)
kontraktil koful bulunur. Kontraktil koful hücre
giren fazla suyun aktif taşımayla dışarı atılmasını
sağlar.
2013-YGS
A
SENTROZOM VE SENTRİYOLLER
Hayvan hücrelerinde bulunan
sentrozom sitoplazma
sıvısından ayırt edilebilen bir
madde ile çevrelenmiş bir çift
sentriyolün bulunduğu
bölgedir.
Sentrioller, mikrotübül adı
verilen yapılardan oluşurlar.
Kanserin tedavisinde
kullanılan yöntemlerden
biride kemoterapidir.
Kemoterapide kullanılan
ilaçlar hücre bölünmesi
sırasında görevli olan
mikrotübüllerin oluşumunu
önler.
Yosun, eğrelti ve ginkgo
dışındaki bitki hücrelerinde
sentrozom bulunmaz.
Sentriyoller hücre bölünmesinden önce eşlenerek iki katına
çıkarlar. Bölünme başladığından karşıt kutuplara giderek aralarında
mikrotübülleri oluştururlar bu tübüllerde kromozomların hareketini
sağlayan iğ ipliği görevi yapar.
Not: Nasıl ki hücrelerimizdeki mitokondrilerimiz yumurtadan gelmiş ise
hücrelerimizdeki sentrozomlar ise spermden gelmiştir. Zigotun oluşması
aşamasında spermin baş kısmındaki sentrozom yumurtaya geçmektedir.
HÜCRE İSKELETİ
Ökaryot hücrelere şeklini veren ve hücre içi
organizasyonu sağlayan yapıların tümü Hücre İskeleti
olarak adlandırılır.
Mikrofilamentler
Ara flamentler
Mikrotübüller
MİKROFİLAMENT
Kas hücrelerinde aktin ve
miyozin adı verilen iplikçiklerin
oluşumunda görev alırlar.
Zarları yoktur. Tüm hücre
sitoplazmasında bulunur.
Aktin denilen proteinlerden oluşan
mikroflamentler ince, esnek yapıda
hücre iskeletinin en ince olanıdır.
İnce bağırsağın iç yüzeyindeki mikrovillüslerin
oluşumunda görev alırlar.
Yine amiplerde yalancı ayak oluşumunda ve
sitoplazmanın boğumlanmasında görev alırlar.
Bu flamentler hücre hareketine bağlı olarak
devamlı oluşup ayrışabilen yapılardır.
Endositoz ve ekzositoz olaylarının gerçekleşmesini sağlar.
İncebağırsaktaki mikrovillüslerde boldur.
ARA FİLAMENTLER
Proteinlerin oluşturduğu iplik şeklindeki yapıların
birbiri üzerine sarılmasıyla oluşurlar.
Ara filamentler, mikrofilamentlerin tersine hücre
hareketinde değil, hücrenin sabitlenmesinde görev
alırlar.
Hücre iskeletinin en kararlı olanıdır.
Örneğin çekirdeğin hücre içindeki yerinin
sabitlenmesinde görev alırlar.
Tırnak, tüy gibi yapıların oluşumunda görev yapar.
Keratin hücrelerinin tutunmasını sağlar.
MİKROTÜBÜLLER
Mikrofilamentler gibi hücre içinde devamlı
oluşan ve ayrışan yapılardır. Zarları yoktur.
Yapıları sert ve içi boş çubuk şeklindedir. Bu
yapılar tübülin proteinlerinden oluşur.
Düz yapıdadır, dallanma göstermez.
Hücrede organellerin yer değiştirmesinde,
kromozomların ayrılmasında görev alır.
Ökaryotların kamçısında mikrotübül bulunduğu
halde, prokaryotların kamçısında bulunmaz.
Bitki hücrelerinde selüloz liflerini düzenler.
Sil, kamçı, sentriol oluşumunu sağlar.
ÇEKİRDEK- HÜCRENİN BİLGİ MERKEZİ
İçinde nükleik
asit taşıdığı için
kolaylıkla
boyanıp
görülebilir.
Çekirdek zarı ile
sitoplazmadan
ayrılır.
Bölünmenin
başlangıcında
çözünür sonra
tekrar oluşur.
Çekirdek zarı ER ile
bağlantılıdır.
Üzerinde ribozomlar
vardır.
Zar üzerinde aynı
hücre zarındaki gibi
protein yapısında
porlar vardır. Ancak
zar çift katlıdır.
Küçük moleküllerin yanı sıra protein,
RNA gibi büyük moleküller zardan
geçebilir. Bu sayede çekirdek
hücredeki yönetim işlevini yerine
getirir.
Bir hücre çekirdeği; çekirdek zarı, çekirdek plazması,
çekirdekçik ve kromatin olmak üzere dört kısımdan
oluşmaktadır.
Çekirdek zarı, çekirdek plazması ile hücre sitoplazmasını
birbirinden ayırır.
Çekirdek plazması içerisinde kromatin iplikçiği, çekirdekçik,
enzim, mineral ve protein bulunur.
Çekirdekçik ribozomal RNA’nın sentezlendiği yerdir. Bu
RNA sitoplazmadan gelen proteinlerle birleşerek ribozomların alt
birimleri oluşturur. Yapısında DNA, RNA ve protein bulunur. Zarla
çevrili değildir.Bölünme sırasında kaybolup tekrar oluşur.
Kromatin DNA ve proteinlerden(histon) oluşmuş yapıdır.
Bölünme sırasında kısalıp kalınlaşarak kromozomları
oluşturur. Türden türe kromozom sayı ve yapıları farklılık
göstermektedir.
Çekirdeğin içinde, DNA ve proteinlerin birleşmesinde
oluşmuş Kromatin iplik adı verilen yapı vardır.
Genler herhangi bir
protein sentezinden
sorumlu DNA
parçasıdır.
Çekirdekçik adı verilen
yapı rRNA’nın
sentezinden
sorumludur.
Protein sentezinin
yoğun olduğu
hücrelerde çekirdekçik
daha büyüktür.
2012-YGS
D
Prokaryot
Çekirdek yok
Sadece ribozom var.
DNA'sı halkasal
Genomları basit
Hücre iskeleti yok
Haploit
Ökaryot
Çekirdek var.
Zarlı ve zarsız organelleri var.
DNA'sı doğrusal
Genomları daha karmaşık ve büyük
Hücre iskeleti var.
Diploit
Bitki Hücresi
Hayvan Hücresi
Hücre çeperi (hücre duvarı) vardır.
Hücre çeperi (hücre duvarı) yoktur.
Plastit içerir.
Plastit içermez.
İlkel bitki hücreleri hariç sentrozom
yoktur.
Sentrozom vardır.
Endosimbiyozis Hipotezi
Bu hipoteze göre bugün ökaryotlarda görev yapan
mitokondri ve kloroplast organellerinin kökenleri
prokaryot hücrelere dayanmaktadır.
Bu hipoteze göre mitokondrinin kaynağının mor
bakteri, kloroplastın kaynağının ciyanobakteri( maviyeşil alg) olduğu ifade edilir.
2008-ÖSS
C
Bir Hücreliden Çok Hücreliye
Pandorina ( 16 hücre)
Eudorina ( 32 hücre)
Volvox ( 8000-40000 hücre)
D
2013-LYS
D
D
Kök Hücre
Embriyonik dönemde hücreler özelleşerek farklılaşır ve dokuları
oluşturur.
Özelleşmiş olan bu hücreler görevlerine yeni dokularında devam
eder.
DNA üzerindeki genetik şifre her hücrede başlangıç aşamasında
aynıdır ve hayat boyu korunur.
Farklılaşma sürecinde ise bu şifrelerden bazıları aktif olur.
Embriyonun erken dönemlerinde elde edilen kök hücreler
embriyonik kök hücre olarak adlandırılır.
Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler sınırsız bölünebilme ve
kendini yenileme, dokulara ve organlara dönüşebilme yeteneğine
sahiptir
Embriyodan elde edilen hücreler kültür ortamında
daha kolay gelişir.
Kök hücre kaynakları;
Embriyonik kök hücreler
Fetüs kök hücresi
Erişkin kök hücreleri
Yetişkin kök hücreleri, gelişimin ilerleyen
aşamalarında oluşan doku ve organlarımızın
içerisinde, bütünüyle farklılaşmadan kalan, doğum
sonrası ve ilerleyen dönemlerde varlığını sürdüren
kök hücrelerdir.
Hücre ve Doku Kültürü
Doku kültürü; hücre ve dokuların canlının dışında sıvı, yarı
katı veya katı besi yeri kullanarak yetiştirilme işidir.
Download