TDV DIA - İslam Ansiklopedisi

advertisement
el-MUHTASAR
el-Mu{J.taşar
üzerine kaleme alınmış
ve haşiyelerin belli başlıları şunlar­
dır: 1. Takıyyüddin İbn Dakikul'ld, Tul)ie tü'l-lebib ii şerl)i't-Ta]frib. Şerhintemel
özelliği, metindeki hükümlerin naslarla ve
bilhassa ahkam hadisleriyle irtibatının kurulmasıdır (nşr. Sabri b. Selame Şahin.
Riyad 1420/1999) . 2. Takıyyüddin el-Hısnl,
Kiiayetü '1-aJJ.yar ii l)alli Gö.yeti'l-iJJ.tişar. Eserde açıklamaların yanında birçok
fıkhl mesele mezhep literatürüne atıf yapılarak ele alınmaktadır (l-ll, Kahire ı 350;
Kum ı410; nşr. Abdullah el-Ensart. Beyrut. ts.; nşr. Ali Abdülhamtd Ebü'l-HayrMuhammed Vehbi Süleyma n. Beyrut
1996) . 3. İbn Kasım el-Gazzi, Fet}) u '1-]faribi'l-mücib ii şerl)i elia?:i't-Ta]frib (ellfaulü '1 -mui)tar fi şerf:ıi Gayeti'l-ii)tişar).
Metinde yer almayan meselelere pek temas etmeyen ve lugavi tahliliere ağırlık
veren kısa bir şerhtir (Bu la k ı 27 ı , ı 285,
1298; Kah i re 1278, 1279, ı 285 , ı 289; nşr.
L. W. C. van den Berg, Leiden 1895, Fransızca tercümesiyle birlikte). Bu şerh üzerine Ahmed b. Ahmed el-Kalyfıbl, İbrahim
b. Muhammed el-Birmavi (Bulak 1287,
ı298; Kahire ı279 , ı287 , 1298) ve İbrahim
b. Muhammed el-Bacuri (Bulak ı273 , 1285,
ı 298; Kah i re 1303, ı 326) haşiye yazmış­
tır. 4. İbn Abdüsselam el-Menufı, el-İ]f­
na< ii şerl)i Mu{J.taşari Ebi Şüca<. Müellif bu şerhini Teşniiü '1-esmiı< bi-l)alli elHı?:i Mu{J.taşari Ebi Şüca< adıyla ihtisar
etmiştir (Keşfü'?-?unün, ll, ı625) . S. Hatib eş-Şirbini, el-İ]fna< ii l)alli elia?:i Ebi
Şüca<. Eserin en çok tanınan şerhi olup
(Kahire 1277, ı282 , ı284, 1306, 1307; Bulak ı291, 1293; Halep 1412/1991) haşiye­
leri arasında Ahmed b. Ahmed el-Kalyubi'nin haşiyesiyle Süleyman b. Muhammed el-Büceyrimi'nin Tul)ietü'l-l)abib
<ala şerl)i'l-lfatib'i (1-IV, Bulak ı 284; Kahire 1310; Beyrut 1398/ 1978. 1996, 2000)
zikredilebilir. 6. İbn Kasım el-Abbadl, Fetl)u'l-Gaftar. 7. Ebü'l-Fazl Veliyyüddin elBasir, en-Nihaye (nşr. Zekeriyya Umeyrat. Beyrut 1995) Şerefeddin Yahya b. NGreddin Musa el-İmriti, et-Ta]frib'i Nihôyetü't-tedrib ii na?:mi't-Ta]frib adıyla
manzum hale getirmiştir (a.g.e., ll, 1191 ;
Brockelmann, GAL Suppl., 1, 677). Mustafa Dib el-Buga da eser üzerine et-Teıhib
ii edilleti metni'I-Gaye ve't-Ta]frib adıy­
la bir çalışma yapmıştır (Dımaşk ı 983, 3.
bs)
BİBLİYOGRAFYA :
şerh
İbn Dakikul 'id, Tuf:ı{etü '1-lebib {f şerf:ı.i't- Ta/i:rib
(nşr. Sabri b. seıame Şahi n). Riyad
1420/ 1999,
s. 14-15; Keşfü '?·?unun, ll, 1191 , 1625; Serkis,
Mu'cem, 1, 318, 509, 529, 553; ll, 1416; Th. W.
Juynboll. Handleiding, Leiden 1930, s. 374-375;
Brockelmann, GAL, 1, 492-493; Suppl., I, 676677; lzaf:ı,u'l-meknün, ll, 447-448; N. P. Aghnides,
An Introduction to Mohammedan Law and a
Bibliography, Lahare 1981 , s. 188; Salihiyye, elMu'cem ü 'ş-şamil, lll , 360-361; Cl. Gilliot, "Tex-
tes arabes anciens edites en Egypte au cours des
annees 1994 a 1996". MIDEO, XXIII (ı 997). s.
383; J. Schacht, "Abü Shudja'", EF (ing.) , ı, 150151 ; Feramürz Hac MenOçihri, "Ebu Şüca' isfahfı­
ni" , DMBi, V, 594-595; Ahmet Özel. "Fıkıh", DlA.,
Xlll, 18.
GiJ
~
r
M. KAMiL YAŞAROÖLU
el-MUHTASAR
(~f)
İbnü'I-Hikib'in
(ö. 646/1249)
L
fıkıh
usulüne dair eseri.
_j
Mu{J.taşarü '1-uşCıl, el-Mu{J.taşarü '1uşCıli, Mu{J.taşaru İbni'l-lfacib el-uşCıli
(el-aşli, fi'l-uşül),
Mu{J.taşarü'l-Münte­
ha gibi isimlerle anılan eser, müellifin Seyfeddin el-Amidl'nin el-İl)kôm'ı ile bunun
üzerine yaptığı ihtisar çalışmasının yine
kendisi tarafından yapılmış özetidir (İbn
Kestr. el-Bidaye, XIII, I 76; İbn Haldun . s.
427; Keşfü'?-?Unün, 1, 17; ll, 1853) . Kitabın "usul" kaydıyla birlikte anılması , yazarın Maliki mezhebinin istikrar döneminde fürG alanında yazılmış en temel
metinlerden biri olan Camlu'l-ümmehat adlı diğer muhtasarından ayırt edilebilmesi içindir. Mu{J.taşarü'l-Müntehô'­
nın aslı olan ilk muhtasar İbn Haldun tarafından el-Mu{J.taşarü 'l-ke bir diye anı­
lırken Ahmed Cevdet Paşa'nın Mukaddime Tercümesi'nde Müntehe'l-vüşCıl
ve'l-emel ii <ilmeyi'l-uşCıl ve'l-cedel
şeklinde kaydedilmiş (Mukaddime-i İbn
Haldün'un Fasl-ı Sadisinin Tercemesi, s.
56). eserin bazı baskılarında da (Kahire
ı326 ; Beyrut 1405/ 1985) bu isim esas alın­
mıştır. Bununla birlikte kaynaklarda daha yaygın olarak kullanılan isim Müntehe's-sCıl (sü'l) ve'l-emel ii cilmeyi'luşCıl ve'l-cedel'dir (Makkarl, ll, 665; Keş­
fü'?-?unün, ll, 1625 , 1853-1855; Sıddlk Hasan Han, lll , 34; Hediyyetü 'l-'arifin, 1, 655;
krş. Serkts. ı. 72). Müntehe's-su'al şeklin­
deki adlandırmanın ise (EF!İng.J. lll, 78ı)
yanlış olduğu anlaşılmaktadır (Keşfü '?-? u­
nün, ll, 1857) .
Mütekellimin metoduna göre yazılmış
fıkıh usulü kitaplarının olgunluk aşamasını
temsil eden iki önemli eserden biri Arnidi'nin el-İl)kôm'ı, diğeri Fahreddin er-Razl'nin el-Mal)şCıl'üdür. Kadi Abdülcebbar'ın el-<umed, İmamü'l-Haremeyn elCüveyni'nin el-Burhan, Ebü'l-Hüseyin elBasri'nin el-Mu<temed ve Gazzali'nin el-
Müstaşia'sını
özetleyen ve bunların içerusul konularını yeni bir sistematik
içinde ele alan bu iki eser. daha sonra gelişen fıkıh usulü edebiyatını büyük ölçüde
etkilemiş olup bu konuda Mu{J.taşarü'l­
Münteha'nın da önemli katkısı vardır. Zira Arnidi ile Razi'nin sistemleştirerek aktardıkları birikimi özetleyen bu kitap, gerek mütekellimin metoduna gerekse karma metoda göre kaleme alınan sonraki
fıkıh usulü eserlerince esas alınan son
muhtasar kabul edilebilir. Nitekim İbnü'l­
Hacib'in ardından bilhassa mütekellimin
fıkıh usulü edebiyatı artık büyük ölçüde
şerh ve haşiyelerle devam etmiştir. Diğer
taraftan Eş'ari fıkıh usulü geleneği içerisinde özellikle mantığın usule dahil edilmesiyle belirginleşen müteahhirin çizgisinin Razi-Amidi-İbnü'l-Hacib şeklinde ifade edildiği görülür (İbn Teymiyye, Mecmü'u fetaua, xııı. 59; XX. 403, 408; er-Red
'ale'l-manM:ıyyin, s. 418) . Hatta İbnü'l­
Hacib, dil ilimlerinde olduğu gibi fıkıh usulü alanında da mantığı belirleyici konuma
getirdiği için eleştirilmiştir. Bu açıdan bakıldığında İbnü'l-Hacib ve Mu{J.taşarü'l­
Münteha üzerinde Razi etkisinin daha
belirgin olduğu söylenebilir.
diği
Fatımi
hakimiyeti sebebiyle öğretim
Malikileri arasın­
da teorik fıkıh çalışmaları geri kalırken İb­
nü'l-Hacib'in fıkıh usulüne dair her iki eseri bu çevrede fıkıh usulünün gelişimi açı­
sından bir dönüm noktası teşkil etmiştir
(Çavuşoğl u, s. 21, 64). Diğer taraftan -İb­
nü'l-Kassar ve Ebü'l-Velid el-Bad gibi erken dönem usul yazarları bir yana- büyük
ölçüde Eş' ari 1mütekellimin çizgisinde gelişen Maliki usul literatürü içerisinde mantık merkezli usul anlayışını da yine İbnü'l­
Hacib'in el-Müntehô'sı ve el-Mul]taşar'ı
ile başlatmak mümkündür. Zira Ebu Bekir İbnü'l-Arabi ve Mazerl gibi daha önceki
Eş'ari-Maliki usulcüleri arasında mantık
ilmine ve dolayısıyla mantığın fıkıh usulüne dahil edilmesine karşı bir tavır söz konusu iken İbnü'l-Hacib ile birlikte Razi ekolü ya da müteahhirin metodu Maliki usulü içerisinde yeni bir çizgi olarak ortaya
çıkmıştır (Sa'd Gurab, s. 18, 21; M. Halid
Mes'Gd, s. 66, 100, 144)
halkaları zayıflayan Mısır
Eserin konu sistematiği Arnidi'nin elİl)kam'ındakine paralel biçimde mebadi,
sem'l (şer'l) deliller, ictihad ve tercih başlı­
ğını taşıyan dört bölüm üzerine kurulmuş­
tur. Birinci bölüm fıkıh usulüne giriş niteliği taşıyan temel bilgilerle (mebadl) ilgilidir. Fıkıh usulünün tanımı. konusu, amacı 1 faydası ve yararlandığı ilimler hakkın­
da oldukça ayrıntılı bilginin verildiği bu
67
el-MUHTASAR
bölümde usul konularının daha iyi anlaşı ­
labilmesi için gerekli olan mantık, kelam
ve dil ilimleriyle ilgili kavr am ve meselelerin yanı sıra şer'i hüküm de ele alınmıştır.
Kitabın büyük bir kısmını oluşturan ikinci bölüm şer'! deliliere ayrılmıştır. İbnü'l­
Hacib burada kitap, sünnet, icma, kıyas
ve istidlal şeklinde beş şer'i delil üzerinde
durur. Amidl, istidlal adı altında yalnızca
kendisinin makbul birer delil olarak kabul
ettiği mantı k! kıyas ve türleriyle istishabü'l-halden söz ederken İbnü'l-Hacib şer'u
men kablena, mezhebü's-sahabl, istihsan
ve mesalih-i mürseleyi de istidlal kapsamında ele almıştır. Onun, söz konusu hüküm kaynağı ve yöntemlerini delil olarak
kabul edilip edilmediğine bakmaksızın nitelikleri itibariyle tasnif ettiği ve nas, icma ve kıyas ( ş er'!) dışında kalan bütün akıl
yürütme ve hüküm çıkarma yöntemlerini istidlal başlığı altında topladığı anlaşıl­
maktadır. Mantık! kıyas ve türlerini ise kitabın başındaki mebadl bölümünde ele
almıştır. Şer'u men kablenayı delil kabul
ederek Amidl'ye, dolayısıyla Eş'arl görüşüne muhalefet eden İbnü'l-Hacib mezhebü's-sahabl, istihsan ve mesalih-i mürsele konularında Arnidi ile aynı fıkirdedir.
Bu açıdan bakıldığında Mu{].taşarü'l-Mün­
teha'nın bir Maliki usulü kitabı olup olmadığı tartışmalı hale gelmektedir. Zira Amidl, mezhebü's-sahablnin delil olduğunu
söyleyenler arasında Malik'i de saydığı
halde İbnü'l-Hacib buna hiç değinmeksi­
zin delil olmadığı görüşünü tercih eder (elİ/:ıkam, Il, 385-390; Muf)taşarü'l-Münteha,
Il, 457) . Şer'i deliller içinde önemli bir yeri olduğu konusunda bilhassa Malik'ten ve
İbnü'l-Kasım'dan pek çok şey nakledilen
ve Malikller arasında ihtilaflı olan istihsanın delil olmadığı hususunda Arnidi'yi aynen tekrarlayan İbnü'l-Hacib sadece Şa­
fil'nin ve Eş'ari- Şafiller'in yaklaşımını özetlemiş gibidir (el-İ/:ıkam, II, 390- 394; Muf)taşarü 'l-Münteha, II, 457-459). Maslahat-ı
mürsele konusunda ise Gazzall ve Razi
çizgisine muhalefet eden Arnidi'nin tavrı­
nı aynen benimsemiş, bu arada böyle bir
delilin Malik'e nisbet edilmesini kesin bir
dille reddetmiştir (el-İ/:ıkam, ll. 394-395;
Muf)taşarü'l-Münteha, ll, 460). Aslında
Malik'in ve Maliki usulcülerin görüşlerine
atıfta bulunulmaması , gerek Müntehe'ssul'ün gerekse Mul;].taşarü'l-Münteha ' ­
nın genelinde dikkat çeken bir husustur.
Bunun belki tek istisnası ve İbnü'l-Ha­
cib'in Maliki kimliğinin açık bir biçimde
ortaya çıktığı yer icma başlığı altında Medin e icmaının tartı şıld ığı "mes'ele"dir.
68
Arnidi'nin aksine önce Malik'in Medine icmaının delil olduğuna dair görüşünü ortaya koyup çoğunluğun görüşüne karşı savunan İbnü'l-Hacib'in bu konudaki tercihi, Malikller arasında Medine i cmaını sadece sahabe icmaı ya da rivayete dayanan Medine arneliyle sınırlamayıp en geniş tutan eğilimden yanadır ( el-İ/:ıkam, ı.
206-209; Muf)taşarü 'l-Münteha, 1, 131-133) .
Üçüncü ve dördüncü bölümler oldukça sı­
nırlı bir hacme sahip olup ilkinde ictihad,
taklid , fetva ve müftl ile ilgili meseleler,
ikincisinde nakil ve akli deliller arasındaki
tearuz türleri ve tearuzu gidermek için
başvurulacak tercih yolları ele alınmakta­
dır (Wael b. Hallaq, müellifin üçüncü bölümdeki bir ifadesinden fetva ehliyeti konusunda Arnidi'ye nisbetle daha müsamahakar düşündüğü sonucunu çıkarmak­
tadır, bk. A History of Islamic Legal Theories, s. 143-145 ; Authority Continuity, s.
68-69).
İbnü'l-Hacib'in bütün eserlerinde görüldüğü
gibi el-Mul;].taşar da oldukça veciz
bir üslupla kaleme alınmış olmasına rağmen (Safedl, IV, 226; Keşfü '?-?U­
nün, ll, 1354) yazarının sağlığında medreselerde ders kitabı olarak okutulmaya
başlanmış ve kısa zamanda Pahreddin erRazl'nin el-Müntel;].ab ' ının yerini alarak
en meşhur fıkıh usulü metinlerinden biri
haline gelmiştir (Safedl, XIX, 494) . Önemli sayıda şerh ve haşiye yanında meşhur
hadis alimlerince yapılmış tahrlc çalışma­
larına konu ol ması bu şöh retin bir göstergesidir. Vlll-IX. (XIV-XV.) yüzyıllarda belirli
ilim dallarında yaygın biçimde okunan kitaplar arasında İbnü'l-Hacib'in eserlerinin
sarf, nahiv ve aruz yanında fıkıh usulü
alanında da önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir (Ka lkaş e ndl, I, 539-540,
542, 548-549) . Ayrıca Emir es-San'anl'nin
kaydettiğine göre Mul;].taşarü'l-M ünte­
hd XI-XII. (XVII-XVIII.) yüzyıllarda Zeydller
arasında en yaygın fıkıh usulü metinlerinden biriydi (Tavzf/:ıu 'l-efkar, ll, 227). Sadrüşşerla'nın Ten]fil:ıu'l-uşul'ü ve Molla
Fenari'nin Fuşulü'l-bedayi'i gibi karma
metotla yazı lmış fı kıh usulü eserlerinin
kaynakları arasında bulunan Mu]].taşa­
rü'l-Münteha (Keşfü'?-?Unün, ı. 496; ll,
1267), aynı zamanda Osmanlı medreselerinde okutulan ve Osmanlı fıkıh bilginlerini etkileyen başlıca eserler arasında yer
alıyordu (Uzunçarş ılı, s. 22 ; Cici, s. 43-44).
Daha çok şerh ve haşiyeleriyle birlikte basılan kitab ın müstakil neşirleri de yapıl­
mıştır (Kahire 1326, Biharl'nin Müsellemü 'ş-şübQt' u ile birlikte; n ş r. Şa'b a n Muhammed İsmail, Kahire 1393/1973) .
ve
kapalı
Şerh ve Haşiyeleri. Ellinin üzerinde şer­
hi olan Mul;].taşarü'l-Münteha 'yı şerhe­
denler arasında Şemseddin Muhammed
b. Muhammed es-Sefakusl, Ebü'l-Abbas
Ahmed b. İdrls el-Bical, Yahya b. Musa erRahunl, Ahmed b. Ömer b. Ali er-Rabal,
Muhammed b. Abdurrahman b. Asker elBağdadl, Ebü'l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-İskenderl (İbnü't-Tenesl), Behram
b. Abdullah ed-Demiri, Ebü'l-Kasım Muhibbüddin Muhammed b. Muhammed enNüveyrl el-Meymunl ve Bedreddin el-Karaf! gibi Malikller de bulunmakla birlikte
özellikle Eş'ari-Şafiller' in çokluğu dikkat
çekmektedir. 1. Adudüddin el-İci, Şerl).u
Mul;].taşari'l-Münteha. Şerhler arasında
en çok tutulanı ve üzerine en fazla haşiye
yapılanıdır. Yeterince açık ve anlaşılır olmadığı için izahına ihtiyaç duyulduğu belirtilen (Keşfü'?·?Unün, ll, 1854) bu şerh
üzerine yazılmış haşiyelerin en meşhurla­
rı Sa'deddin et-Teftazanl ile Seyyid Şerif
el-Cürcanl'ye aittir. Düşünce ve eserleriyle Doğu İslam dünyasının ilim geleneğin­
de belirleyici etkileri olan bu alimierin anı­
lan çalışmaları Mu]].taşarü'l-Münteha'­
nın elde ettiğ i şöhrette önemli bir paya
sahip olmalıdır. Nitekim eser genellikle bu
şerh ve haşiyeleriyle birlikte neşredilmiş­
tir (l-ll, İstanbul ı307-l3ıO; Bulak ı316ı 317, Teftazanl, Cürcanl ve Cürcanl'nin hElşiyesine Hasan el-Herevl'nin haş iyeleriy le
birlikte; Kah i re 13 ı 9, Teftazanl'nin haşiye­
siyle birlikte; nşr. Fadl Nasıf- Tarık Yah ya, Beyrut ı42l /2000) Adudüddin el-kl'nin öğrencisi Seyfeddin el-Ebherl (TSMK,
lll. Ahm ed, nr. 1330; Süleymaniye Ktp.,
Laleli, nr. 725; Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi, m 1599), Mirzacan Hablbullah b. Abdullah eş-Şirazl (Süleymaniye Ktp., Kılı ç
Ali Paşa, m 317, Şehid Ali Pa ş a, m 623;
Köprülü Ktp ., Faz ı! Ahmed Paşa, m 489;
Tire ilçe Halk Ktp ., Necib Paşa , nr. 195) ve
Celaleddin ed-Dewanl (Süleymaniye Ktp.,
Esad Efendi , nr. 693) gibi daha pek çok
alim Adudüddin el-İci'nin şerhi üzerine haşiye yazmıştır. Seyyid Şerif el-Cürcanl'nin
haşiyesi için de Hasan el-Herevl, Molla Hüsrev (Süleymaniye Ktp ., Carullah Efendi,
nr. 471 ; Hamidiye, m 424, 437; Damad İb­
rahim Paşa , m 229, 45 3), Hatibzade Muhyiddin Efendi (Atıf Efendi Ktp., nr. 672; Süleymaniye Ktp. , Carullah Efendi. nr. 47ı ,
Esad Efendi, nr. 693; Tire ilçe Halk Ktp .,
Necib Paşa , nr. ı 96) ve Muhammed b.
Abdülhamld el-Kefevl (Süleymaniye Ktp.,
Ulleli, nr. 723, 726; Fatih, nr. 1278) gibi
alimler haşiye kaleme almıştır (Şemsed­
din el-Kirmanl, hocası Adudüddin el-kl'nin şerh i dışında Muf)taşarü '1-Münteha
el-MUHTASAR
yedi meşhur şerh daha
belirterek şunları zikreder):
2. Kutbüddin-i Şirazi, ŞerlJ-U Mu]]taşa ­
ri'1-Münteha (Medine ei-Camiatü'l-islamiyye'de yüksek lisans tezi olarak bazı bölümleri Süveyd Cum·a Meyilnca ve Murad
Budaye tarafından neşre hazırlanmıştır. ı 4151416/ 1995) 3. Hasan b. Şerefşah, Ija1lü'l-'a]fd ve'1-'a]f1 ii şerf:ıi Mu]]taşari's­
su1 ve'1-eme1 (Süleymaniye Ktp., Karaçelebizade Hüsameddin, nr. 85; Şerl:ıu Mui]taşari'l-Münteha, Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. ı 735). 4. İbnü'I-Mutahhar ei-Hilli, Giiyetü'1-vüşu1 ve izdf:ıu's-sübül ii
şerf:ıi Mu]]taşan Müntehe's-su1 ve'lemel (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar,
nr. 154; Çarperdl'nin bu şerh üzerine yazdığı haşiye için bk. Süleymaniye Ktp., Fatih. nr. 1351 / 1). s. Mahmud b. Abdurrahman ei-İsfahani, Beyanü '1-Mu]]taşar
(nşr. Muhammed Mazhar Beka, HI. Mekke 1406/1986). 6. Şemseddin Muhammed
b. Muzaffer ei-Halhall el-Hatlb'i, Şerf:ıu
Mu]]taşari'1-Münteha (Köprülü Ktp ,
Mehmed Asım Bey, nr. 224). 7. Zeynüddin
Ali b. Rüzbihiln el-Hunc'i, e1-Mu'teber ii
ŞerJ:ıi'l-Mu]]taşar (Şirazl, s. 202; Keşfü '?­
?Unün, ll, 1854). 8. Bedreddin Muhammed b. Es'ad et-Tüsteri, Mecma'u'd-dürer (Brockelmann. GAL Suppl., 1, 537; Zirikll, VI. 32). 9. Şemseddin ei-Kirman'i, enNu]füd ve'r-rudud. Anılan yedi şerhin
yanı sıra diğer bazı şerhlerden daha yararlanarak derleme niteliğinde bir çalış­
ma olup (başından fıkhl kuralların sonuna kadar Muhammed BeşirAdem tarafın­
dan el-Camiatü'l-islamiyye'de IMedine
1416/ 1995] yüksek lisans tezi olarak tahkik edilmiştir) yedi şerhi içerdiği için esSeb'atü's-seyyare veya el-Kevakibü'sseb'a gibi isimlerle de anılmaktadır (İbn
Kadi Şühbe, lll, 180; İbn Hacer ei-Askalanl, VI, 66-67). Keşfü':v?unun'da bu şerh
tanıtılırken müellif adının Ekmeleddin elBabert'i olarak kaydedilmesi (ll, 1854) muhtemelen onun şerhiyle isim benzerliğinden
kaynaklanan bir hatadır. 1o. Ka di Beyzav'i, Mirşadü'l-efhdm ii mebddi'i'l- af:ı­
kdm şerf:ıu Mul]taşari'1-Müntehe's-su1
ve'l-eme1 (TSMK, III. Ahmed, nr. 770). 11.
Ziyaeddin Abdülaziz b. Muhammed etTGs!, Kô.şifü'r-rumuz ve muz;hirü'1-künuz şerf:ıu Mul]taşan İbni'1-lfô.cib ti'1uşu1 (Riyad Muhammed b. Suud Üniversitesi'nde İvaz b. Muhammed b. Sa'd eiKaranl ve Yahya Abdullah ei-Gamidl tarafından yüksek lisans tezi olarak neşre hazırlanmıştır, 1407/ 1987). 12. Taceddin esSübki, Ret'u'l-J:ıô.cib 'an Mul]taşan İb­
ni'1-Ijô.aib (nşr. Ali Muhammed Muawezüzerine
yazılmış
bulunduğunu
Adil Ahmed, I-N, Beyrut 1419/ 1999). 13.
Ebü'l-Berekat en-Nesefi, el-Vô.ti şerf:ıu
Mul]taşari'1-Müntehfı (Süleymaniye Ktp.,
Fatih, m 1363, Carullah Efendi , nr. 527;
Nuruosmaniye Ktp., nr. 1337; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1805). 14. Ekmeleddin el-Babert'i, er-Rudud ve'n-nu]füd (nşr.
Terhlb b. Reblan ed-Devserl, Medine 1415/
ı 995; ayrıca Dayfull ah b. Salih b. Avn elömer! tarafından el-Camiatü ' I-İslami yye'­
de doktora tezi olarak ne şre hazırlanmış­
tır, 1415/1994) 1S. Makbll'i, Necô.J:ıu't-tô.­
lib bi-MuJ:ıtaşarı İbni'l-lfdcib (Mektebetü'l-Haremi'I-Mekkl. nr. 1534).
İbnü'l-Hacib'in Mul]taşar adında iki ayrı çalışması bulunmasının
zaman zaman
ve Mul]taşarü '1-Münteha şerhi olarak kaydedilen bazı eserlerin onun Cô.mi' u '1-ümmehô.t adlı diğer
muhtasarı üzerine yapılmış şerhl er olduğu anlaşılmaktadır. Halil b. İshak el-Cünd'i, Muhammed b. Muhammed el-Makkarİ ve Ebu Yilsir Muhammed b . Arnmar
el-Maliki'ye nisbet edilen şerhler böyledir
(Keşfü'?-?Unün, II, 1855, 1856; Hediyyetü'l'arifin, ı, 352; M. Halid Mes'Dd, s. 100).
Öte yandan Mul]taşarü'1-Müntehd şerh­
lerinden önemli bir kısmının Bağdatlı ismail Paşa tarafından Müntehe 's-su1 şer­
hi olarak kaydedildiği görülmektedir (Hediyyetü'l-'arifin, I, 7, 151, 157, 273, 308,
karışıklığa yol açtığı
389, 505 , 666)
Kaynaklarda İbnü'l-Hacib'in bu eseri üzerine yapıldığ ı zikredilen tek ihtisar çalışma­
sı Ca'beri'nin e1-Kitô.bü'1-M u'teber fi']]tişô.ri'1-Mu]]taşar'ıdır (Keşfü '?-?Unün, ll ,
1856; Hediyyetü'l-'arifin, 1, 7). Abdurrahman b. ömer el-Bulklni ve Kıvamüddin
Muhammed Mehdi el-Kazvini e1-Mu]]taşar'ı manzum hale getirmiştir (Keşfü '??Un ün, ll, 1856; Hediyyetü'l-'arifin, I. 275,
613)
Tahricleri. 1. Ebü'l-Fida İbn Kesir, TuJ:ı­
tetü't-tô.lib bi-ma'rifeti ef:ıô.dişi Mu]]taşan İbni'1-Ijô.cib (nşr. Abdü lganl b. Humeyd b. Mahmud ei-Kübeysl, Mekke 1406/
1986). Eser ayrıca Abdullah b. Abdurrahman el-Muhaysin tarafından Camiatü'lİ mam Muhammed b. Suud el- İslamiyye'­
de (Riyad 1406) yüksek lisans tezi olarak
neşre hazırlanmıştır. 2. İbn Hacer el-Askalani, Muvô.fa]fatü '1-]]ubri'l-]]aber ii ta]]rici ef:ıô.dişi'1-Mul]taşar (nşr. Harndi Abdülmecld es-Selefl - Subhl es-Samerral,
I-ll, Riyad 1412, 1414/1993) . Eserin bir kıs­
mını Abdullah b. Ahmed b. Süleyman elHamed Camiatü'l-İslamiyye'de (Medine
1404 ı doktora tezi olarak neşre hazırla­
mıştır. 3. Bedreddin ez- Zerkeşi, el-Mu'-
teber ii ta]]rici ef:ıô.dişi 'l-Minhô.c ve'lHarndi Abdülmecld esSelefl, Küveyt 1404). Kadi Beyzavi'nin Minhdcü'1-vüşul'ü ile İbnü'l- Hacib'in Mu]]taşarü '1-Müntehô.'sında bulunan hadislerin tahricidir. 4. İbnü'l-Mülakkın, Giiyetü'1-me'muli'r-rô.gıb ii ma'rifeti ef:ıô.di­
şi İbni'l-Ijacib (Süleymaniye Ktp., Damad İbrahim Paşa, nr. 396/1). S. Şemsed ­
din İbn Abdülhadi (Brockelmann, GAL, I,
373; Müntehe's-sül ve Mui]taşarü'l-Mün­
teha üzerine yap ılan çalışmalar için bk.
Keşfü'?-?Unün, ll, 1853-1857; Abdullah Muhammed ei-Habeşl. s. ı 575- ı 590). Bessam Ali, İbnü'l-Hacib'in bu kitabından hareketle onun usul düşüncesini ortaya koymak için e1-Fikrü'l-uşu1i 'inde İbni'1-Ijô.­
cib adıyla bir yüksek lisans tezi hazırlamış­
tır (1405, Camiatü ümmi'l-kura [Mekke]).
Mu]]taşar (nşr.
BİBLİYOGRAFYA :
İbnü 'I -Hacib, Mul]taşarü '1-Müntehtı, İstanbul
1307-1 O, 1-11; Seyfeddin ei-Amidl, el-İf:ıkam fi uşCı­
li'l-af:ıkam [nşr. İbrahim el-AcGz), Beyrut 1405/
1985, I, 206-209; II, 361-367 , 376-395; İbn Teymiyye, MecmCı'u fetaua, XIII, 59; XX, 403, 408;
a.mlf.. er-Red 'ale'l-mantı~ıyyfn, Beyrut, ts . [Darü'l-ma'rife), s. 418; Sübkl, et-Taba~at [Tanahl),
VIII, 16; X, 46; Safedl, el-Vafi, Il, 164; IV, 226;
XIX, 494; İbn Keslr, el-Bidaye, XIII, 176; a.mlf.,
Tuf:ıfetü 't-talib bi-ma'rifeti ef:ıtidfşi Mul]taşarı
İbni'l-f:lacib [nşr. Abdülganl b. Humeyd b.
MahmGd ei-Kübeysl), Mekke 1406/1985, neşre­
denin girişi , s. 85-86; İbn FerhGn, ed-Dfbacü '1mü?heb [nşr. Me'mOn b. Muhyiddin), Beyrut
1996, s. 139, 269, 306, 417, 437; Cüneyd-i
Şirazl, Şeddü'l-izar (nşr. Muhammed Kazvlnlikbal-i Aştiyanl), Tahran 1328 hş. , s. 202, 212213; İbn Haldun, Mu~addime [nşr. Derviş el-Cüveydl), Beyrut 1416/1996, s. 422, 427; Kalkaşen­
dl. Şubf:ıu'l-a'şa (Şemseddin), I, 539-540, 542,
548-549; İbn Kadi Şühbe, Taba~atü'ş-Şafi'iyye,
III, 180; İbn Hacer ei-Askalanl, ed-Dürerü'l-kamine [nşr. M. Abdülmuid Han). Haydarabiid 1972,
VI, 66-67; Bedreddin ei-Karafi, Teuşfl:ıu'd-Dfbac
[nşr. Ahmed eş-Şüteyvi), Beyrut 1403/1983, s.
56, 83, 221-222; Makkarl, Nefl:ıu't-tfb, ll, 665;
Keşfü'?-?unCın, I, 17, 496; Il, 1267, 1354, 1625,
1853-1857; Emlr es-San'anl. Tauzf/:ıu'l-efkar [nşr.
M. Muhyiddin Abdülhamld), Medine, ts . [ei-Mektebetü's-selefiyye), ll, 227; Ahmed Cevdet Paşa .
Mukaddime-i İbn Haldun'un Fasl-ı Sadis'inin
Tercemesi, İstanbul 1277, s. 56; Sıddlk Hasan
Han, Ebcedü'l-'ulüm (nşr. Abdülcebbar Zekkar),
Dımaşk 1978, III, 34, 58; Serkls, Mu'cem, I, 72;
Brockelmann, GAL, I, 372-373; Suppl., 1, 537538; İzaf:ıu 'l-meknCın, ll, 572-573; Hediyyetü'l'ari{in, ı, 7, 151, 157, 221, 223, 273, 275, 308,
352, 389 , 505, 541, 553, 575, 613, 655, 666,
798; Uzunçarşılı, ilmiye Teşkilatı, s. 22; Abdülvehhab Hallaf. İslam Hukuk Felsefesi: İlmü usali'l-fıkh [tre. Hüseyin Atay), Ankara 1973, tercüme edenin girişi, s. 106-112; Zirikll. el-A'lam
(Fethullah), VI , 32; Sa'd Gurab. İbn 'Arafe ue'lmenzi'u'l-'a~l~ Tunus 1993, s. 18, 21; M. Halid
Mes'Gd. İslam Hukuk Teorisi (tre. Muharrem Kı­
lı ç), İstanbul 1997, s. 66, 100, 144; Wael b. Hallaq, A History of lslamic Legal Theories, Cambridge 1997, s. 129, 143-145; a.mlf., Authority
69
el-MUHTASAR
Continuity and Change in lslamic Law, Cambridge 2001, s. 68-69; Recep Cici, Osmanlı Dönemi İslam Hukuku Çalışmaları: Kuruluştan
Fatih Devrinin Sonuna Kadar, Bursa 2001, s.
43-44; Ali Hakan Çavuşoğlu, Irak Maliki Ekolü
(doktora tezi, 2004), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 21, 63-64; Abdullah Muhammed ei-Habeşl,
Cami'u'ş-şürQI). ve'l-l).avaşr, Ebuzab11425/2004,
s. 1575-1590; M. Ben Cheneb, "İbnü'l-Hacib", İA,
V/2, s. 857; a.mlf., "Khalil b. IsJ::ıa\5", EF (İng.),
IV, 964; H. Fleisch, "Ibn al-I:Iadjib", a.e., lll, 781.
liJ
r
FERHAT KocA
(~1)
Ebü'l-Fida'nın
(ö. 732/1331)
umumi tarih türündeki eseri.
Tam
_j
adı el-Mu{ıtaşar ii a{ıbdri'l-beşer
fi tarf!;i'l-beşer, Tarfl].u Ebi'lFida) olan eserin mukaddimesinde müellif kaynaklarını açıkladıktan sonra tarihçiler arasındaki ihtilaflara temas eder. Bu
arada Tevrat nüshaları hakkında bilgi verir. Ayrıca meşhur tarih kitaplarından derlediğini söylediği, peygamberler arasında­
ki zaman dilimini gösteren bir cetvel koyar. İki bölümden oluşan eserin beş kıs­
ma ayrılan birinci bölümü Hz. Adem'den
itibaren peygamberler tarihi, İslam öncesi dönemde yaşamış çeşitli diniere mensup kavimler, milletler ve devletlerle Arap
kabilelerine dair bilgi ihtiva eder. Bu kısım
Resül-i Ekrem'in ataları ve Fil Vak'ası ile nihayete erer. Hz. Peygamber'in doğumuy­
la başlayan ikinci kısımda 729 yılı sonuna
(Ekim ı 329) kadar meydana gelen hadiseler ve bu dönemde kurulan devletler kronolojik sırayla ele alınır. 730-749 ( 13301348) yılları arasında cereyan eden olaylar, naşirler tarafından İbnü'I-Verdl'nin Tetimmetü'l-mu{ıtaşar'ından iktibas edilerek esere eklenmiştir.
(el-Mul].taşar
Ebü'I-Fida,
el-Mu{ıtaşar'ın
628 (1231)
yılına kadar olan kısmında İzzeddin İb­
nü'I-Eslr'in el-Kamil ti't-tarfb.'ini özetieyerek kitabına almıştır. Bunun dışında Ebu
Isa Ahmed b. Ali ei-Müneccim'in Kitabü'lbeyan 'an tdrfb.i sini zamani'l-'dlem 'ala
sebili'l-]Jücce ve'l-burhdn, Hamza ei-İs­
fahfınl'nin Tari{ıu sini müluki'l-arz ve'lenbiya', Blrunl'nin el-~anunü'l-Mes'udi,
el-Aşarü'l-bd]fıye, TaMi/fu ma li'l-Hind,
Said ei-Endelüsl'nin Taba]fatü'l-ümem,
İbn Miskeveyh'in Tecaribü'l-ümem, Umare el-Yemeni'nin Tari{ıu '1-Yemen, Abdülazlz b. Şeddad es-Sanhacl'nin el-Cem'
ve'l-beyan ii a{ıbdri'l-~ayrevan (Tarrl;u'l-JSayrevan), Ali b. Zafir'in ed-Düve-
70
ri{ıu'l-kebir'inden
(et-Taril;u'l-MU?afferf)
istifade etmiş, bunlardan bazısını eserin
mukaddimesinde açıklamıştır. Müellifin
günümüze ulaşmayan bazı kitapları da
kaynak olarak kullandığı anlaşılmaktadır.
Sade bir üslupla yazılan el-Muljtaşar'ın
bizzat katıldığı veya gördüğü olayları anlattığı kısımları Eyyubller ve
Memlükler tarihi açısından birinci derecede kaynak durumundadır. Müellif kaynaklardaki bilgileri tahkik ve teyit etmeden kullanmamış, bu arada kendi sahalarında uzman kişilerin eserlerine başvur­
mayı da ihmal etmemiştir. Nitekim onun
Firavunlar ve Mısır tarihi konusunda İbn
Hannun et-Taberl'nin, Yunan filozofları
hakkında Şehristanl ve İbnü'I-Kıftl'nin, Moğollar ve Harizmliler hakkında Nesevl'nin,
Halep tarihi konusunda İbnü'I-Adlm'in
eserlerini kaynak olarak kullandığı görülmektedir. öte yandan doğruyu yanlıştan,
gerçeği hurafe ve efsaneden ayırt etmek
için özen göstermiş, hurafelerin nasıl ortaya çıktığını anlatarak okuyucuyu uyarmış, olayları o güne ve geleceğe etkisi açı­
Ebü'I-Fida'nın
el-MUHTASAR
L
lü'l-mün]fatı'a, İbn Münkız'ın Kitdbü'lİ'tibdr, Şehristanl'nin el-Milel ve'n-ni]Jal, İbn Said ei-Mağribl'nin el-Mugrib ii
]Jule'l-Magrib, İbn Vasıl'ın Müterricü'lkürub, İbnü'I-Adlm'in Bugyetü't-taleb ii
tari{ıi Ifaleb ve İbn Ebü'd-Dem'in et-Ta-
sından değerlendirmiştir.
Ebü'I-Fida'nrn
el-Muf:ıtaşar fi af:ıbari'l-beşer adir
eserinin ilk iki
Kısas-ı enbiya konusunda verdiği bilgilerde Ebü'I-Fida da diğer tarihçiler gibi Kitab-ı Mu(5.addes'e dayanmıştır. Tevrat'tan bilgi naklederken Tevrat'ın İbranice,
Grekçe ve Samirlee nüshaları arasında bulunan farklılıklara işaret etmesi ve Grekçe Tevrat'ın daha doğru olduğunu söylemesi müellifin bu konuda da bilgi sahibi
o lduğunu göstermektedir. Eser ayrıca
Hintliler, Yunanlılar, Çinliler gibi milletierin özellikleri, ilim ve sanatları hakkında
malumat içermektedir. Kitapta dini, edebi, ilmi. içtimal ve siyasi hareketlerin yanı sıra Ebu Bekir er-Razi, Farabl, İbn SIna. Naslrüddln-i Tusl. İmam Şafii. Slbeveyhi, Yahya b. Ziyad ei-Ferra, Cahiz, Muhammed b. Cerlr et-Taberl. İzzeddin İb­
nü'I-Eslr ve Fahreddin er-Razi gibi alim
ve filozoflar hakkında da değerli bilgiler
bulunmaktadır. Ebü'I-Fida, olayları diğer
umumi tarihçiler gibi hicretten itibaren
kronolojik bir sırayla kaydettikten sonra
o yıl vefat eden meşhur şahısların hayatına dair malumat vermiş, özellikle lugat
ve edebiyat alimleri, şairler, tabipler, mühendisler ve filozofların hayatını çok sanatlı ifadelerle anlatmıştır.
Zeynüddin İbnü'I-Verdl Tetimmetü'lMuljtaşar ii a{ıbdri'l-beşer (Tarfl;u İb­
ni'l-Verdi), İbn Hablb ei-Halebl el-Feva'i-
dü'l-münte]fah min tari{ıi şa]Jibi lfama Ebi'l-Fida, Ebü'I-Velld İbnü'ş-Şıhne
sayfası
(Süleymaniye Ktp.,
Beşir
Aga, nr. 491)
Download