> 101 İnceleme Nabucco’nun Ortadoğu’ya olası uzantıları Türkiye’nin Doğu ve Batı arasındaki köprü rolünü güçlendirecektir. İnceleme > Ali Oğuz DİRİÖZ Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktara Öğrencisi NABUCCO ORTADOĞU’YA GENİŞLEYEBİLİR Mİ? Can Nabucco Extend to the Middle East? Abstract The signing of the Nabucco Project was an important step in the diversification of secure energy supply source and route to Europe. It could be argued, was a milestone for the realization of one of the most important geo-strategic objectives of Turkey since the completion of the Baku-Tiflis-Ceyhan (BTC) petroleum pipeline project. One should not forget however that diversifying supplies of energy as a commercial commodity rather than a strategic raw material were some of the key objectives in both the BTC petroleum and Nabucco natural gas pipelines. Thus it would be desirable that the Nabucco project were to be extended towards new supplies from the Middle East. However, there are many factors from the conjuncture and instable environment in the Middle East to the rise of Liquefied Natural Gas (LNG). Ortadoğu Analiz Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9 > 102 İnceleme Türkiye’nin Ortadoğu ile yakınlaşması Avrupa ile ilişkilerine rağmen değil, birbiri ile uyum içinde, yapıcı ve pozitif bir yaklaşıma dayanarak gelişmiştir. Bu açıdan, Nabucco projesinin Ortadoğu’ya uzanmasının Türkiye’nin hem Avrupa Birliği, hem de Ortadoğu ülkeleri ile devam eden çok yönlü ilişkilerini geliştirmesi açısından yararları olacaktır. Giriş A ğustos ayında, büyük bir tören ile imzalanan Nabucco projesi doğalgaz tedariki konusunda hem Türkiye’ye önemli getiriler sağlaması, hem de Türkiye’nin Avrupa’nın enerji tedarikinde önemli bir arter, transit ve dağıtım noktası olarak jeo-stratejik önemini arttırması açılarından tarihi bir dönüm noktasıdır. Stratejik öneme sahip olmanın ötesinde, Ortadoğu’dan ve Kafkaslar’dan gelecek doğalgazın Avrupa pazarına iletilmesi ticari açıdan geniş imkânlar sağlayacaktır. Eleştirilerde her ne kadar Nabucco’nun çeşitliliği daha fazla arttırması gereği ya da Türkiye’nin sadece transit değil kontrol eden bir aktör olması dile getirilse de, projenin yapılmış olması dahi Türkiye’nin uluslararası etkinliğini arttırmaktadır. Nabucco projesinin serbest piyasa mekanizmalarını güçlendirmeyi hedeflediği ve herhangi bir tarafa karşı olmadığı Türk Resmi makamlarınca vurgulanmaktadır.1 Bu açıdan Nabucco’nun yakın gelecekte Ortadoğu’ya olası uzantıları Türkiye’nin Doğu ve Batı arasındaki köprü rolünü güçlendirip, istikrara katkı sağlayarak ekonomik açıdan etkinliği ve “yumuşak gücünü” arttıracaktır. Nabucco projesinin özünde Avrupa piyasasına ulaşan enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi olduğundan Ortadoğu’ya uzanmanın ötesinde Ortadoğu’dan kaynak sağlamak amacıyla da yola çıkılmıştır. 1. Türkiye’nin Enerji Politikası ve Nabucco Türkiye’nin 1980’lerde Ortadoğu ile ticarete büyük önem verdiği dönemin ardından bölge ile ilişkilerin yeniden canlandığını söylemek mümkündür. Türkiye bölgenin barışı, refahı ve istikrarına katkıda bulunmaya çabalamakta ve ihtilaflarda taraf olmamaya özen göstermektedir. Türkiye’nin dış ticaret hacmi 1990 yılında 35 milyar dolar iken,2 2008 yılında yıllık dış ticaret hacmi nerdeyse 10 misli artarak 334 milyar dolara ulaşmıştır.3 Ortadoğu ile ticaretin (enerji de bu ticaretin önemli bir unsurudur) artmasından dolayı bölge istikrarı ve refahından fayda sağlamaya başlamıştır. Bütün bunlara ilaveten, Türkiye’nin Ortadoğu ile yakınlaşması Avrupa ile ilişkilerine rağmen değil, birbiri ile uyum içinde, yapıcı ve pozitif bir yaklaşıma dayanarak gelişmiştir. Yani Ortadoğu ile güçlü ilişkilerin Avrupa Birliği için de katma değer olacağı düşünülmektedir. Bu açıdan, Nabucco projesinin Ortadoğu’ya uzanmasının Türkiye’nin hem Avrupa Birliği, hem de Ortadoğu ülkeleri ile devam eden çok yönlü ilişkilerini geliştirmesi açısından yararları olacaktır. Nabucco doğalgaz boru hattı projesi, Azerbaycan’ın Hazar kıyılarındaki Şahdeniz sahasından çıkmakta olan ve 2007’den bu yana Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı ile Türkiye’ye tedarik edilen doğalgazın, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan aracılığıyla Avusturya’ya ulaştırılması projesi olarak düşünülmüştür. Ancak daha sonra kavramsal düzeyde, Ortadoğu kaynaklarının da Batı pazarlarına taşınma vasıtası olarak geliştirilmiştir. Bu bağlamda Avrupa Birliği, Türkiye ve Kafkasya arasında çok yönlü işbirliğini gerektiren bir uluslararası proje olması ve çok sayıda ülkeden geçecek olması projenin önemini anlatmak için yeterlidir. Türk yetkililer, Nabucco’yu 21. yüzyılın projesi olarak gördüklerini ve sadece enerji değil, onun ötesinde Orta Asya’yı, Kafkasları, Ortadoğu’yu bir havza olarak Avrupa’ya bağlayan bir vizyonun gerçekleşmesi olarak görmektedir. Nabucco’nun hiçbir ülkeye karşı olarak düşünülmediğini, Türkiye’yi Avrupa Birliği’nin vazgeçilmez bir parçası kılacak unsurlardan biri olan stratejik boyutunun değerlendirilmesi gerektiğinin özellikle altı çizilmiştir.4 Yeni sanayileşmiş bir ülke olan Türkiye, enerji konusunda nispeten fakir sayılabilir. Sanayi için Ortadoğu Analiz Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9 >103 İnceleme İstikrar sorunu Irak’ın zengin yataklarının Nabucco’ya kısa zaman içinde dâhil olmasını güçleştirmektedir. artan enerji açığıyla yüzleşmek durumunda olan Türkiye, sürekli olarak hem enerji kaynaklarını, hem de tedarikçi ülkeleri çeşitlendirme olanakları aramaktadır. Geçen yüzyılın önemli bir projesi olan Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi de bu kapsamda Türkiye’nin enerji kaynağı çeşitlendirilmesi açısından mihenk taşıdır. Ancak bu çabalara karşın Türkiye’nin enerji çeşitliliği yaratma hedefine ulaşabildiğini söylemek zordur. Doğalgaza ve en büyük ithalatçısı Rusya’ya alternatif geliştirmek bakımından Nabucco önemli bir projedir. Ancak Nabucco’nun gerçekleşmesi Rusya ile var olan ve yapılması planlanan projelere mani değildir. Nabucco’ya ek olarak Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz alımı uzun süre devam edecek olmasına rağmen Nabucco projesi, çeşitlendirilme konusunda hem Avrupa, hem de Türkiye için önemli bir girişimdir. 2. Enerji Çeşitliliği Bağlamında Ortadoğu Arap dünyası ile Avrupa arasında enerji işbirliği olanakları, bilhassa yenilenebilir enerji alanında son yıllarda yeniden gündeme gelmiştir. Bu çerçevede kurulan Akdeniz çapında yenilenebilir enerji işbirliği olan Trans Akdeniz Yenilenebilir Enerji İşbirliği (TREC) projesi 2003 yılında başlatılmıştır.5 Proje kapsamında hazırlanan temel planlara göre Akdeniz bölgesinde bir yenilenebilinir enerji ağı oluşturulup bölgenin rüzgar, güneş, biyokütle, jeotermal, hidroelektrik ve benzeri yenilenebilir enerji sistemleri geliştirilmesinde işbirliği yapılması gündemdedir. Bu bağlamda geniş bir bölgeye etkin, güvenli ve kesintisiz dağıtım yapılması öngörülmektedir. Bu kapsamda Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin yüksek güneş enerji potansiyelinden dolayı projeye katılmaları öngörülmüştür. Ortadoğu Analiz Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9 > 104 İnceleme Mısır ve Ürdün’ün istikrarlı oluşu ve son yıllarda olağanüstü biçimde ilerleme kaydeden Türkiye-Suriye ilişkileri göz önüne alınırsa, Nabucco’nun Ortadoğu’ya yönelik genişlemesindeki ilk adım Arap Gazı ile olacakmış gibi gözükmektedir. Türkiye açısından, yenilenebilinir enerji projesi sayesinde hedeflenen enerji koridoru olma konumunun önemli ölçüde sağlanacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla, TREC’de olduğu gibi, Nabucco’nun da ileriki hedefleri arasında enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi arzu edilen bir gelişimdir. Bu genişlemenin en önemli hedefi doğal olarak Ortadoğu’dur. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığınca yayınlanan “Türkiye’nin Enerji Stratejisi”6 belgesinde de bu hedef açıkça belirtilmektedir. Bu bağlamda, doğalgaz konusunda Türkiye’nin Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunması mümkün olabilecektir. 2007 yılında tamamlanmış olan Şahdeniz sahasından Bakü-TiflisErzurum doğalgaz hattının yanı sıra, Nabucco ile Hazar havzasındaki doğalgazın Bulgaristan, Romanya, Macaristan üzerinden Avusturya’ya kadar ulaştırılması planlamaktadır. İleriki aşamalarda, Azeri gazına ilaveten Ortadoğu’dan İran, Irak, ve Mısır’daki gaz kaynaklarının da projeye dahil edilmesi düşünülmektedir. Ancak bu genişlemenin her aşamasında farklı zorluklar söz konusudur. İran’da yaşanan olaylı başkanlık seçimlerinden sonra, zaten ABD ile gergin olan ilişkilere ilaveten AB-İran ilişkileri de gerilmiştir. Orta vadede ilişkilerin düzelmesi halinde İran gazının Nabucco’ya dâhil edilmesi ciddi bir olasılıktır. Türkiye ile İran arasında halihazırda doğalgaz boru hattı mevcut olup doğalgaz tedariki konusunda iki ülkenin ilişkileri önemli bir işbirliği mertebesine ulaşmış ve geliştirilmesi çabaları sürmektedir. Nabucco projesine dahil olma olasılığı İran’ın Batı’yla ilişkilerini düzeltme yönünde önemli bir motivasyon kaynağı olabilir. Irak ile Türkiye arasında Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına paralel bir doğalgaz boru hattı döşenmesi mümkündür. Nabucco’nun imzalan- masıyla birlikte Irak gazının da Nabucco’ya dâhil edilmesine yönelik niyetler Türk yetkililerce açıkça dile getirilmiştir.7 Ancak, Irak gazına ilişkin Türkiye ile Kuzey Irak yerel yönetimi arasında PKK ve Kerkük gibi konular bağlamında yaşanan sorunlar engel teşkil etmektedir. Irak’taki iç etnik meselelerin yansıması olarak halen bir hidrokarbon yasası ve gelir paylaşım yasasının gerçekleştirilememiş olması da Irak’ın zengin yataklarının Nabucco’ya kısa zaman içinde dâhil olmasını güçleştiren etkenler arasındadır. Kuzey Irak’taki rezervlerin net olarak bilinmemesi, yerel yönetim ile yaşanan güven sorunu gibi nedenlerden dolayı Güney Irak’taki kaynakların da katılımıyla, Irak’ın yakın gelecekte Nabucco’ya dahil edilmesi öngörülmemektedir. Arap Gazı konusunda, 2009 yılı başında Mısır’dan Ürdün ve Suriye üzerinden gelecek doğalgaz boru hattının yıl sonuna kadar tamamlanabileceğine dair görüşler belirtilmişti.8 Ortadoğu’da belirsizliğin devam etmesine karşın, Mısır ve Ürdün’ün istikrarlı oluşu ve son yıllarda olağanüstü biçimde ilerleme kaydeden TürkiyeSuriye ilişkileri göz önüne alınırsa, Nabucco’nun Ortadoğu’ya yönelik genişlemesindeki ilk adım Arap Gazı ile olacakmış gibi gözükmektedir. Bu konuda çalışmalar devam etmekle beraber, Mısır ve Suriye’den gelecek gazın İran ve Irak gazlarının yanında daha az bir miktarda olması öngörülmektedir. Dolayısıyla, hacim olarak daha önemli miktarlarda olan İran veya Irak gazlarının gelmesi veya Körfez bölgesindeki Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin de Arap gazına katılması gerekmektedir ki Türkiye, Nabucco ile Avrupa’ya yapılan doğalgaz ihracatında bir ana arter olabilsin. 3. LNG’nin Artan Önemi Doğalgaz tabiatı itibariyle, alıcı ve tedarik eden ülkeler arasında karşılıklı bağımlılık ilişkisi yaratmaktadır. Petrolün aksine doğalgaz doğada sıvı olarak bulunmadığından LNG olarak sıvılaş- Ortadoğu Analiz Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9 >105 İnceleme tırılması ve özel tankerler ya da boru hatları ile taşınması gerekmektedir. Lojistik olarak, doğalgazın bütün taşıma çeşitleri petrolden farklıdır. Doğalgazın kullanımı da petrolden farklıdır ve yine, petrolün aksine, ulaşım araçlarında fazla kullanılmamaktadır. Daha ziyade elektrik üretimi ve konutlarda ısınma ihtiyacı için kullanılmaktadır. Gerek LNG, gerekse boru hatları ile taşınma yöntemi son derece pahalı olduğundan uzun dönemli yatırımlara ihtiyaç vardır ve bu da satın alma garantisi ile çalışılmasını gerektirmektedir. Satın alma garantili bir anlaşma, ihraç eden ile satın alan ülke arasında uzun dönemli taahhütler gerektirmektedir. Böyle uzun dönemli yatırımlar ve satın alma garantileri bir anlamda karşılıklı bağımlılığın kuvvetli olması gerektiğine işaret eder ve hem tedarikçi ülke hem de alıcı ülke arasında uzun dönemli iyi ilişkiler gerektirir. Bu bağlamda Sovyetler Birliği’nin gelir kaynağı olarak 1980’lerde % 15 ile % 20 oranında doğalgaza bağımlı olduğu göz önünde bulundurulursa, bir süper gücün bile milli gelirinin büyük ölçüde enerji ihracatına bağımlı olduğu ve ekonomisini o şekilde biçimlendirildiğinden alıcı ülkelere ihracat yapması gerektiği gerçeği ortaya çıkmaktadır.9 Hal böyle iken, LNG’nin teknolojik ilerlemeler ile daha yaygın olma ve bilinen doğalgaz ticaretindeki tedarikçi ile tüketici ülke arasındaki karşılıklı bağımlılık ilişkisini yeniden şekillendirip şekillendiremeyeceği sorgulanabilir. Kaldı ki, kimilerine göre, doğalgaz karşılıklı bağımlılıktan ziyade tüketici ülkeyi doğalgaza tek taraflı olarak ve dolayısıyla tedarikçi ülkeye bağımlı kılmaktadır. Bu konuda, Ronald Reagan’nın başkanlığı dönemindeki Amerikan yönetimi, Avrupalı müttefiklerinin Sovyetler Birliği’nden doğalgaz alımına hazırlanmasını eleştiriyordu. Dönemin Savunma Bakan Yardımcısı Richard N. Perle’ye göre enerji ticareti ile Sovyetler Birliği daha ılımlı olmayıp, aksine askeri gücünü arttıracak ve bu bağlamda Batı Avrupalı müttefiklerinin Sibirya doğalgazı için anlaşmalar yapması sonucunda Sovyetler Birliği’ne karşı ekonomik savunma politikalarının sekteye uğrayabileceğini düşünüyordu.10 Benzer endişeler İngiliz Başbakanı Gordon Brown tarafından 2008 yazında dile getirilmiştir.11 Bu görüşü savunanlara göre, enerji ilişkilerinde karşılıklı bağımlılıktan ziyade tü- ketici ülkenin tehlikeli biçimde tedarikçi ülkeye bağımlı olup o ülke lehine bir güvenlik avantajı doğacağı düşünülmektedir. Serbest piyasayı desteleyen görüşlere göre ise doğalgazın özel yapısından dolayı karşılıklı bir bağımlılığın ve ülke politikalarından ziyade piyasaların fiyat belirlemede etkin olduğu ifade edilmektedir. Bu bağlamda Forbes dergisi 1980’li yıllarda, Sovyetler Birliği’nden Sibirya doğalgaz alımının azalmasında Amerikalı diplomatlardan ziyade piyasa koşullarının etkili olduğunu öne sürmüştü.12 1980’lerdeki bu olay doğalgazın stratejik bir hammadde olma özelliği kadar serbest piyasanın talep ettiği ticari bir hammadde olmasının önemini de gözler önüne sermiştir. Dolayısıyla, LNG’deki gidişat ve yaygınlaşma Ortadoğu ülkelerinin Nabucco projesine girme konusunda belirleyici bir rol oynayabilir. LNG’nin doğalgazın daha verimli ihraç edilmesi bakımından yeni bir teknoloji olduğu düşünülmekte ve bu Rusya dahil olmak üzere doğalgaz ihraç eden ülkeler için önemli bir potansiyel olarak görülmektedir. Rusya’da 1993 ile 2003 yılları arasında LNG pazarı yıllık ortalama % 7.3’lük bir büyüme göstermiş ve doğalgaz boru hattına alternatif olarak görülmeye başlanmıştır.13 Türkiye de aynı doğrultuda LNG’ye önem vermekte ve Ceyhan’ın önemli bir LNG limanına dönüştürülme olasılığı resmi makamlarca değerlendirilmektedir.14 Bu da zaman içinde LNG’nin daha yaygın duruma gelmesi halinde, doğalgazın petrole ve LPG’ye benzer şekilde taşınması ve boru hatlarının ikinci plana düşebileceği anlamına gelebilir. Bu da Ortadoğu’nun Nabucco’ya katılımının önemini dolaylı olarak azaltır. Sonuç Sonuç olarak Nabucco’nun Ortadoğu’ya yönelik genişlemesi, gerek Türkiye’nin ulusal enerji politikası, gerekse Nabucco projesinin amacı doğrultusunda arzu edilen bir hedeftir. Unutulmamalıdır ki Verdi’nin Operası olan Nabucco, Babil kralı Nebukadnezar’dır ve isim itibariyle de Doğu’ya yönelimin sembolüdür. Kaldı ki Avrupa Birliği’nin Ortadoğu’ya yönelik enerji işbirliği projeleri doğalgaz ile sınırlı değildir. TREC projesinde olduğu gibi yenilenebilinir enerji konusuna da ilgi vardır. Ancak, projelerin ilgi aşa- Ortadoğu Analiz Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9 > 106 İnceleme masını aşıp gerçeğe dönüşmeleri için öncelikle Ortadoğu’daki istikrarın sağlanması, Irak’taki dengelerin adil biçimde gözetilmesi, İran ile uluslararası toplum arasındaki gerginliğin yumuşaması gerekmektedir. Arap Gazının katılma- 1 2 3 4 5 6 DİPNOTLAR 7 8 9 10 11 12 13 14 sı daha gerçekçi gözükmekle beraber çalışmalar devam etmektedir. Diğer taraftan LNG’nin yaygınlaşıp yeni boru hatlarına ihtiyaç kalmadan piyasalara ulaşma durumu da bu konuda yeni boru hattı projelerinin kaderini etkileyebilir. T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitesi, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin’in Olağan Basın Toplantısı, 5 Ağustos 2009, http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakanligi-sozcusu-sayin-burakozugergin_in-olagan-basin-toplantisi_-5-agustos-2009.tr.mfa Son Erişim: 17 Ağustos 2009 Ankara Ticaret Odası İnternet Sitesi: http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=559&l=1Son Erişim: 15 Mayıs 2009 Dış Ticaret Müsteşarlığı Resmi İnternet Sitesi, Dış Ticaret İstatistikleri http://www.dtm.gov.tr/ dtmadmin/upload/EAD/IstatistikDb/eko01.xls Son Erişim: 13 Mayıs 2009 T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitsi, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin’in Olağan Basın Toplantısı, 5 Ağustos 2009, http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakanligi-sozcusu-sayin-burakozugergin_in-olagan-basin-toplantisi_-5-agustos-2009.tr.mfa Son Erişim: 17 Ağustos 2009 TREC ( Trans- Mediterranean Renewable Energy Co-operation), http://www.desertec.org/fileadmin/downloads/media/summary_tr.pdf Son Erişim: 1 Ağustos 2009 T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitesi, “Türkiye’nin Enerji Stratejisi” (Ocak 2009) http://www.mfa. gov.tr/data/DISPOLITIKA/EnerjiPolitikasi/Türkiye’nin%20Enerji%20Stratejisi%20(Ocak%202009). pdf Son Erişim: 16 Ağustos 2009 T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitsi, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin’in Olağan Basın Toplantısı, 5 Ağustos 2009, http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakanligi-sozcusu-sayin-burakozugergin_in-olagan-basin-toplantisi_-5-agustos-2009.tr.mfa Son Erişim: 17 Ağustos 2009 T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitesi, “Türkiye’nin Enerji Stratejisi” (Ocak 2009) http://www.mfa. gov.tr/data/DISPOLITIKA/EnerjiPolitikasi/Türkiye’nin%20Enerji%20Stratejisi%20(Ocak%202009). pdf Son Erişim: 16 Ağustos 2009 Grace, J.D., “Russian Oil Supply: Performance and Prospects”, Oxford University Press-Oxford Institute for Energy Studies, UK, 2005 Jentleson, B.W., “Pipeline Politics”, Cornell University Pres, Ithaca and London, 1986. Gordon Brown, The Observer, 31 Ağustos 2008, “This is how we will stand up to Russia’s naked aggression; As European leaders meet, the Prime Minister says security is linked to the politics of energy.” Forbes, 11 Nisan, 1983, sayfa. 170. “American diplomacy couldn’t cut Russian export earnings from natural gas, but it looks like the market can.” –Jentleson, B.W., “Pipeline Politics,” (1986) kitabından sayfa 200. “Russia’s Energy Policy, 1992–2005” V. Milov, L. L. Coburn, and I. Danchenko Eurasian Geography and Economics, 2006, 47, No. 3, pp. 285-313. T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitesi, “Türkiye’nin Enerji Stratejisi” (Ocak 2009) http://www.mfa. gov.tr/data/DISPOLITIKA/EnerjiPolitikasi/Türkiye’nin%20Enerji%20Stratejisi%20(Ocak%202009). pdf Son Erişim: 16 Ağustos 2009 Ortadoğu Analiz Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9