İL : OSMANİYE AY-YIL : KASIM 2011 TARİH : 11 KASIM 2011 ﺴﺮﱠا ِء ن ﻓِﻲ اﻟ ﱠ َ ﻦ ُﻳ ْﻨ ِﻔﻘُﻮ َ اﱠﻟﺬِﻳ ﻦ َ ﻆ وَا ْﻟﻌَﺎﻓِﻴ َ ﻦ ا ْﻟ َﻐ ْﻴ َ ﻇﻤِﻴ ِ ﻀﺮﱠاءِ وَا ْﻟﻜَﺎ وَاﻟ ﱠ ﻦ َ ﺴﻨِﻴ ِﺤ ْ ﺤﺐﱡ ا ْﻟ ُﻤ ِ س ۗ وَاﻟﱠﻠ ُﻪ ُﻳ ِ ﻦ اﻟﻨﱠﺎ ِﻋ َ İSLAMDA HOŞGÖRÜ Değerli Müslümanlar! Semaha kökünden gelen müsamaha, hoşgörü, bağışlama ve af etmek demektir. Peygamberimizin (s.a.v) tebliğ ettiği dine “İslam” adının verilmesi, diğer anlamlarının yanında müsamaha ve hoş görü dininin olduğunu bizlere hatırlamaktadır. İslam Dini insanlara hoşgörülü olmayı emreder. “Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları af edenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.” (1) Hoş görülü olmanın gereklerini şöylece sıralayabiliriz: Affedici olmak, öfkeyi yenmek, beddua edici olmamak, insanların kusurlarını örtmek, nefis muhasebesini yapmak, sabırlı olmak, insanlarla alay etmemek, sui’zan etmemek, kibir ve gururdan sakınmaktır. Aziz Müslümanlar ! Hz. Peygamber, (s.a.v) hayatı boyunca insanlığa karşı en ilkeli davranışlarından birisi hoşgörü olmuştur. Bu konu da, her konuda olduğu gibi esas dayanağı Kur’an-ı Kerimdir. “Eğer kaba, katı yürekli olsaydın şüphesiz etrafından dağılıp gitmişlerdi.” (2) “Mümin kullarıma söyle, (daima) güzel sözler söylesinler.”(3) Taif seferi sırasında Efendimize karşı yapılan çirkin saldırı karşısında O nun (s.a.v) affedici tutumu bu topluluğun helakine değil de ıslahına karşı dua etmesi ve rahmet Peygamberi olduğunu beyan etmesi güzel bir örnektir. Kıymetli Kardeşlerim! Hoşgörünün olmadığı hayatta taassup ve sıkıntı vardır. İmtihan dünyasında iyilerle kötüler bir arada yaşama durumundadır. Aksi takdirde hayat yaşanmaz ve çekilmez olur. Hoşgörülü olan daima Allah Teâla’nın rızasını gözetir. Hoşgörülü kimseler hiç kimsenin kötülüğünü istemezler, sevgi ve saygı içinde mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamak isterler. Değerli Cemaat ! Bizler de Hz. Peygamber’i örnek alarak hayatımıza yön vermeliyiz. O’nun hoşgörüsünü bizler de uygulamalıyız. Bizler birer Müslüman olarak, hayatımızın her safhasında gerek aile fertlerimize, gerekse çevremizdeki tüm insanlara karşı hoşgörülü olmalıyız. Ama bu hoşgörü İslâmi ölçülerle ve meşru hallerde olmalıdır. Olur olmaz her şeye ve meşru olmayan şeylere karşı tutumuz ise; İslâmi ölçülerde ve Peygamberimizin öngördüğü çerçevede olmalıdır. Bilmeliyiz ki, İslâmi tebliği en iyi şekilde Resulullah (s.a.v.) örnek alınarak yapılabilir ve etkili olabilir. Hutbeme bir ayeti kerime meali ile son veriyorum: “Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.” (4) HAZIRLAYANIN ADI: Osman ŞAHAN ÜNVANI: Kumarlı Mah. G.O.P. C.İ-H TOPRAKKALE/OSMANİYE 1-Al-i İmran 3/134 2-Al-i İmran 3/159 3- El İsra 17/53 4- Errad 13/22